Almanya Düsseldorf

Almanya Düsseldorf

Almanya’nın tam bir ticaret kentidir, özellikle bu şehirde düzenlenen fuarlar, şehre milyonlarca ziyaretçi çekmektedir.

Zaten: bende bu şehrin ismini ilk olarak burada düzenlenen fuarlara katılan bir arkadaşım sayesinde duydum ve bu fuar etkinliğine birlikte gittik.

Bir keresinde de, bu şehre yakın bir Belçika şehrinde yaşayan bir akrabamızı ziyarete gittiğimizde, uçaktan burada indik ve bu sırada, şehri bir süre gezme imkanı buldum.

Evet, küçük ve düzenli bir Alman şehri, gezilip görülmesi için, en fazla 2 gün yeterlidir.

HAVAALANI

Duesseldorf uluslararası havaalanı: Flughafen Duesseldorf International olarak anılır ve Kuzey Ren-Vesfalya bölgesinin en büyük havaalanıdır. Almanya ülkesinin ise, üçüncü büyük havaalanı olarak bilinir. Yıllık yolcu kapasitesi: 20 milyondur.

Bu havaalanında, en büyük yabancı şirket havayolu, THY dır. 3 Terminal bulunmaktadır ve THY, C Terminalini kullanmaktadır.

Buranın en büyük özelliği: ulaşımının kolay olmasıdır. Avrupa’nın birçok yerine, bu havaalanında, gayet ucuz ve her an uçak bulabilecek şekilde uçabilirsiniz.

Havaalanı, şehir merkezine, 10 dakika uzaklıktadır. Yani, yaklaşık uzaklık 7 km. dir. Essen şehri ise, havaalanına, 20 km. uzaklıktadır.

Taksi ile, havaalanından, şehir merkezine gitmek isterseniz, 16 Euro ücret ödemeniz gerekir. Havaalanı, Ticaret Fuar merkezi arasındaki uzaklık için ise, bir taksiye 11 Euro ödemeniz gerekir.

Bu arada, şehrin, ülkenin diğer şehirleriyle olan mesafesi değerlendirilirse, Köln şehri, buraya tren ile 25 dakika uzaklıktadır. Duesseldorf şehrinde, merkezi tren istasyonu şehir merkezinde değildir ama merkeze, yürüyerek 10 dakika uzaklıktadır.

Almanya Düsseldorf

Sky Train

Sky Train: Havaalanı terminali ile, şehir merkezindeki tren istasyonunu birbirine bağlamaktadır. Terminal ve istasyon arasında, hızlı ve konforlu bir ulaşım sağlamaktadır. Değişik bir deneyim isteyenlere öneririm, havadan gidiliyor.

Almanya Düsseldorf

GENEL

Almanya ülkesinin yedinci en kalabalık nüfusuna sahip şehridir. Kentsel nüfus, 1.5 milyon civarındadır. Mercer Dergisinin, 2009 yılında yaptığı bir araştırmada, kentsel yaşam kalitesi açısından, dünya üzerinde en yaşanılabilir, 6’ncı kent seçilmiştir.

Bu nüfus içinde dikkati çekenler, 11 bin Japon toplumudur. Ayrıca: azınlık olarak, Türkler (15 bin civarındadır), Yunanlılar ve İtalyanlar bulunmaktadır.

Ama, bu kadar yabancı bulunmasına rağmen, Almanya’nın diğer şehirlerinin bazılarında görülebilen ırkçılık burada görülmemektedir. Yani, şehir çok uluslu bir şehir olarak tanınmaktadır.

II. Dünya savaşında, şehirdeki yapıların % 40’lık bölümü yıkılmış ve kalanların ise, yine büyük kısmı hasar görmüştür. Daha sonra ise, bu binaların hepsi, aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiştir. Hatta, devlet, eski binaların restorasyonu için, içinde oturanlara belli oranlarda maddi yardım yapmış ve bu binaların restorasyonunu sağlamıştır.

Şehir: Ren nehri üzerinde, nehrin iki kıyısında kurulmuştur. Ama, yalnızca görsel anlamda değil, nehir, taşımacılık alanında da, büyük imkanlar sunmaktadır.

Zaten, bu şehri ziyaret ederseniz, nehir üzerindeki inanılmaz trafiği, nehir gemilerini görebileceksiniz.

Ren nehri: dünyanın en önemli limanlarından “Rotterdam” ve “Antwerp” limanlarına çok yakındır. Meşhur “Ruhr” bölgesinin madenleri ve bunlardan elde edilen ağır metaller, Ren nehri üzerinden, dünyanın birçok yerine kolayca aktarılmaktadır.

Yani: sonuçta, Ren nehri üzerinde yapılan bu taşımacılık, karayolu taşımacılığına oranla, % 70 daha ucuza mal oluyormuş.

Şehir: uluslararası: fuarcılık, medya ve ticaret merkezidir.

İklim: şehirde, yıllık sıcaklık ortalaması: 12 derecedir. Yazlar sıcak, kışlar soğuk geçer. En yüksek sıcaklık, Temmuz ayında görülür ve 23 derecedir.

En düşük sıcaklık ise, Aralık-Ocak-Şubat aylarında görülür ve 4 ile 5 derece arasında değişir. Sonuç olarak, Temmuz ayında bile, gayet serin ve yağışlıdır.

Gitmeden önce, mutlaka hava durumunu kontrol etmeniz gerekir veya tedbirli olmak ve uygun kıyafetler almak yeterlidir.

Şehirde: 26 müze ve 100’den fazla sanat galerisi bulunmaktadır.

Ulaşım ağı: inanılmaz kaliteli ve yaygındır. İnanın, şehrin en dar sokaklarına kadar tramvay girmektedir.

Almanya Düsseldorf

GECE HAYATI-EĞLENCE

Altstadt, genellikle Alman ve yabancı turistler tarafından tercih edilmektedir. Bolker strabe caddesi üzerinde, Ratinger Strabe ve Kurze Strabe caddeleri üzerinde ilginç barlar bulunmaktadır. Hafen denilen yer: tam bir eğlence merkezidir.

Burada güzel barlar ve diskolar bulunur ve bunlara genellikle elit kesim gider. Özellikle, bu bölümde, şehrin en ünlü barı “3001” bulunmaktadır.

Şehirdeki eğlence sektörünün en öne çıkan yeri: Kom ödchen denilen kabare sahnesidir. 1947 yılında kurulan tiyatro: 1967 yılında günümüzdeki yerine taşınmıştır. Burada, tanınmış guruplar tarafından gösteriler düzenlenmektedir.

Evet, şehir Almanya’da partilerin merkezidir. Cuma ve cumartesi geceleri, bütün kafeler, diskolar tıklım tıklım doludur.

DÜSSELDORF WELCOME CARD

Bu bir tür: Almanya’nın şehirlerinde olduğu gibi, limitsiz kullanımlı, çeşitli müzelere, turistik ve eğlence yerlerine ücretsiz giriş imkanları veren bir karttır. Ayrıca: tramvay ve otobüslere de küçük bir ücret ödeyerek, bu kart ile birlikte binebiliyorsunuz.

24 saatlik kart: bireysel: 9 Euro, aile: 18 Euro’dur. 48 saatlik kart: bireysel: 14 Euro, aile: 28 Euro’dur. 72 saatlik kart: bireysel:19 Euro, aile: 38 Euro’dur. Aile: 2 yetişkin, 2 çocuktan oluşmaktadır.

Almanya Düsseldorf MESSE DÜSELDORF

MESSE DÜSELDORF

Burası bir fuar merkezidir ve 40 yıllık bir geçmişe sahiptir. Toplam sergi alanı: 285 bin m. karedir. Burada: 23 sektörde, fuarlar düzenlenmektedir.

Dünyanın en büyük fuar alanıdır. Yılın her bölümünde, burada düzenlenen fuarlar nedeniyle, şehirdeki otel fiyatları ve doluluk oranları hep etkilenmektedir.

Burası tam bir fuar alanı, yani ticaretin kalbi burada atıyor ve zaten, bu şehre gelen yabancıların büyük bölümü, hatta % 90 kadarı, yalnızca bu tür fuarlar için geliyorlar ve bu sırada şehrin tarihi ve turistik yerlerini de geziyorlar. Büyük olasılıkla, bu satırları okuyan siz de, fuar için bu şehre gideceksiniz.

Almanya Düsseldorf Karnaval

KARNAVAL

Şehirdeki karnaval, her yıl, Şubat ayının sonuna doğru ve 11 Kasım tarihinde düzenlenmektedir. Parti: 11 Kasım tarihinde, saat 11.11 de başlamaktadır. Karnaval insanları, izleyicileri, dansları ve kıyafetleriyle güldürmektedirler.

Almanya Düsseldorf Lunapark

LUNAPARK

Şehir merkezinden, yalnızca 6 dakika uzaklıktaki, Lueg platz meydanındadır.
Burada, Avrupa’nın en büyük eğlence fuarı, her yıl, Temmuz ayının üçüncü haftasında kurulur ve milyonlarca ziyaretçi çeker.

Lunaparka girmek için, 11 Euro ücret ödemek gerekiyor. Özellikle çocuklu ailelerin ve lunapark merakı olanların gitmesini öneririm, birçok oyuncak var.

Old Town ile lunapark arasında, Ren nehrinde bir feribot çalışıyor ve bence bu 10 dakikalık keyifli yolculuğu mutlaka yaşayın.

Almanya Düsseldorf

HEİNRİCH-HEİNE ÜNİVERSİTESİ

Bu üniversite, dünya çapında ünlüdür ve birçok genci, kendisine çekmektedir. Özellikle, Hukuk ve Eczacılık alanlarında başarılı bir üniversitedir.

Almanya Düsseldorf yemekleri
Almanya Düsseldorfi içkileri

 

NE YENİR-NE İÇİLİR

Şehirde, yerel lezzet tatmak isteyenler için önerebileceğim başlıca yemek: bezelye çorbasıdır. Burada: Ahzetupp olarak bilinir. Geleneksel bir yiyecektir. Bunun dışında, şehirliler, kendi kültürleri gereği, domuz etinin tüm spesiyallerini yani özel ürünlerini severek yemektedirler.

Sauerbraten: sığır etinin kızartılması, sirke ve baharatlarla soslanması ile yapılan bir yemek türüdür. Reibekuchen: kızarmış patates, elma sosu ile servis edilen bir tür gözlemedir. Kendi lezzetlerimizden tatmak isterseniz, yine, bu şehirde birçok Türk restoranı bulabilirsiniz.

Graf-adolf street üzerindeki İş bankasının bulunduğu caddede, “Schwarzes meer restoran” isimli, Türk lokantası bulunuyor. Ayrıca: merkez tren istasyonunun hemen ilerisinde, yine, ev yemeklerimizi yapan bir Türk lokantası var.

İspanyol ve Latin Amerika yemek kültürü lezzetlerini tatmak isterseniz: Schneider-Wibbel-Gasse denilen bölgede: Bolker strasse ve Flinger strasse caddelerini birbirine bağlayan, eski şehir içindeki küçük sokağı deneyebilirsiniz.

Buradaki restoranlar çok ünlüdür. Yiyecek konusunda son bir not: merkezi tren istasyonundan yani “Hauptbahnhof” denilen yerde “Brezel Bub” olarak isimlendirilen ve tanesi 50 Cente satılan simitlerden tatmalısınız. Bu bir tür tuzlu simit, sıcak sıcak gayet güzel gidiyor.

Ne içilir derseniz,

Elbette Almanya’nın diğer şehirlerinde olduğu gibi “bira” denilebilir. Zaten: Old Town bölgesinde, dünyanın en uzun barı bulunmaktadır.

Zaten, Old Town bölgesi, biranın en iyi tadının bulunduğu yerdir. Burada, çok hassas ve önemli bir konudan söz etmek istiyorum. Duesseldorf ve Köln şehirleri arasında bir rekabet bulunmaktadır.

Bu yüzden; Duesseldorf şehrinde, asla “Kölsch” denilen marka bira siparişi vermeyin. Bunu yaparsanız, size kötü kötü bakan insanlar göreceksiniz. Buna dikkat etmenizi öneririm. Burada, buraya has, geleneksel bira “Uerige” tatmalısınız.

Almanya Düsseldorf alışveriş

ALIŞVERİŞ

Şehirdeki Königsallee bölgesi, yaklaşık 50 yıldır, büyük bir moda ve alışveriş merkezi olarak önem kazanmaktadır. Bu seçkin alışveriş merkezi, şehrin kalbindedir.

Hatta, Avrupa’nın bile en önemli, güzel ve muhteşem alışveriş merkezi denilebilir.

Bunun dışında, alışveriş düşünülebilecek yerler: Old Town ve Schadow strasse düşünülebilir.

Erkek ve bayan moda mağazaları, kuyumcular, antika dükkanları, kitap mağazalarıdır.

Schadow strabe

Almanya’nın en fazla alışveriş yapılan yerlerinin başında gelmektedir. Burada, çok sayıdaki sokaklarda, bir sürü mağaza bulunmaktadır.

Carlstadt

Şehrin en huzurlu bölgelerinden birisidir. Burada: 18-19’ncu yüzyıllardan kalma, barok binalar görülebilmektedir. Özellikle: sebze ve meyve pazarı tezgahları görülebilmektedir.

Japon Mahallesi

Şehirde, Paris ve Londra’dan sonra, Avrupa’da bulunan en büyük üçüncü Japon topluluğu vardır. Bunların kendi kültürlerinin ürünlerinin satıldığı süpermarketler, kitap mağazaları ve restoranları, burada bulabilirsiniz.

Tüm bunların yanında, bu şehirde, çok meşhur bir tür “hardal” satılmaktadır. Löwensent isimli bu Alman hardalı: özel bir hardal olarak önem kazanmaktadır. Şehirde, bazı fantezi hardal (çilek hardalı gibi) bulup satın alabilirsiniz.

Almanya Düsseldorf

GEZİLECEK YERLER

Ren nehri kıyısındaki alanlar, trafiğe kapalı yürüyüş alanlarıdır. Bu bölgede, nehre paralel sıralanmış, birçok restoran, kafeterya ve yeşil alan görebilirsiniz. Araç trafiği: yerin altında yapılan tünellerden ilerlemektedir.

Şehirde başlıca gezilecek yerler, şu başlıklar altında toplanabilir:

1. Old Town-Altstadt
2. MediHarbour
3. Königsallee
4. Ren mesire
5. Benrath Sarayı-Schloss Benrath
6. Kaiserswerth
7. Ren nehri tekne gezileri,

NEHİR TEKNE GEZİNTİLERİ

Ren nehri kıyısındaki gezinti tekneleriyle, yaklaşık 1 saat süren, güzel bir gezinti yapabilirsiniz. Bu gezinti: genellikle, fuar alanından, şehrin en modern binalarının bulunduğu Medienhafen bölgesine, yani Basın Limanına kadar uzanmaktadır. Yani, şehri nehirden görmek gerçekten büyük keyif, Duesseldorf şehrinde, mutlaka nehir tekne gezisine katılmalısınız.

Almanya Düsseldorf

DÜSSELDORF GEZİ PROGRAMI

Bulunduğunuz yerden, bir şekilde, ana tren istasyonunun bulunduğu yere, yani “Hauptbahnhof” denilen yere gelmelisiniz. Gezimizin başlangıç noktası, buranın hemen önündeki bir meydanlık alan.

Almanya Düsseldorf KONRAD ADENAUER MEYDANI

Tren istasyonunu hemen önünde: “Konrad Adenauer Meydanı” var.

KONRAD ADENAUER MEYDANI

Burası, şehre trenle gelenlerin ilk gördükleri yer olması nedeniyle ilginçtir, çünkü: meydanda, çok sayıda Türk restoranı, kebapçısı görülüyor. Hatta, yalnızca restoren veya kebapçı değil, yine Türklere ait birçok dükkan ve mağaza bulmak mümkün.

Buradan sonra: Graf-Adolf caddesi boyunca: batıya, Ren nehri istikametinde yürümeye başlıyoruz. Bu cadde, Ren nehrine kadar uzanıyor, ancak bizim hedefimiz, Almanların kısaca “Kö” dedikleri, Almanya’nın en meşhur caddelerinden birini görmektir.

Dolayısı ile, cadde üzerinde ilerlerken, bir süre sonra yani 2 meydan geçtikten sonra, caddenin solunda, çok büyük “GAP 15” binasını gördüğümüzde, hemen binaya varmadan, sola döneceğiz.

Almanya Düsseldorf KÖNİGSALLEE
Almanya Düsseldorf KÖNİGSALLEE

 

KÖNİGSALLEE

Caddenin ilk temelleri: 1848 yılında, Kral Friedrich Wilhelm zamanında atılmıştır.
1 km. uzunluğundaki bulvarın ortasında: 585 metre uzunluğunda ve 33 metre genişliğinde ve 5 metre derinliğinde olan bir kanal bulunuyor.

Bu kanal: Ren nehrinin bir kolu olan ve şehrin ismini aldığı Düssel nehrinin suyunu barındırmaktadır. Kanalın içinde: kuğular, ördekler var ve hoş bir görüntü yaratıyorlar.

Kanalın çevresinde ise, dev kestane ağaçları sıralanıyor ve bu ağaçların içinde de, özellikle yaz döneminde kuşlar ve ortam tamamen kuş sesleriyle canlanıyor. Bu kestane ağaçlarının büyük kısmı: buranın ilk oluşturulduğu dönemden, yani 1850 yılından kalmadır.

Zaten, daha önce buranın ismi “kestane bulvarı” imiş. Bulvar yapıldıktan sonra, Prusya kralı Wilhelm buradan geçiyor ve bundan sonra caddenin ismi, bu olayın anısına “kral caddesi” yani “königsallee” olarak değiştiriliyor.

Günümüzde ise, şehirliler buraya kısaca “kö” diyorlar.

Evet, bu kanalın üzerinde

Yayaların ve araçların geçebildiği köprüler var. Bulvarın her iki yakası arasındaki geçişi sağlamak için, özellikle, yayaların geçmesi için çok sayıda küçük köprü yapılmıştır. Bu köprülerden, bulvarın her iki yanını gezinmek mümkündür.

Bulvar üzerinde, oturup dinlenmek için banklar yerleştirilmiştir. Banklar, genellikle kanala bakıyor, yani banklara oturduğunuzda, kanalı izleyebiliyorsunuz. Bulvarın iki yanında ise, lüks mağazalar sıralanıyor.

Bu lüks mağazalarda mevcut markalardan bazıları: Yves Saint Laurent, Cerruti, Escada, Chanel, Burberry, Armani, Kenzo gibidir. Tabii bunun sonucu olarak, gerek Almanya’nın ve gerekse Avrupa’nın birçok ünlüsü, buraya gelip alışveriş yapıyorlar, yani gezinirken, bir anda, bir ünlü ile karşılaşma olasılığı çok fazladır.

Yalnızca kanalın bulunduğu yerdeki bulvar mı? Hayır, burada, kapalı alışveriş mekanları da bulunuyor. Özellikle: “Sevens” isimli, 7 katlı alışveriş merkezi, muhteşemdir. Burada: marketler, kafeler, restoranlar bulabilirsiniz.

Zaten bulvar üzerinde de, kafe sahipleri, özellikle güzel havalarda, masa ve sandalyelerini, bulvar üzerine yani açık havaya çıkarıyorlar. Zaten, güzel havalarda, bu kafelerde oturmak için masa bulmak bir hayli zor, yani belli bir süre beklemeniz gerekiyor.

Cadde üzerindeki “Kaufhof” binası ise, Almanya’nın ilk Department Store olarak önem kazanmaktadır.

Alışveriş mekanları yanında, şehrin en lüks otelleri de buradadır. Bulvarın köşesinde “Slim Matilda” saati var ve burası, şehirliler için başlıca buluşma yeridir.

Evet, Kö bulvarında alışveriş yapmak istemezseniz ki, fiyatlar aşırı pahalıdır, bu güzel ortamı mutlaka gezin, teneffüs edin diyorum.

Cadde üzerinde, kanalın üzerinde, iki güzel köprü var. Bunlardan en öne çıkanı: Triton çeşmesinin hemen yanındaki “Girardet köprüsü” dür.

Almanya Düsseldorf TRİTONENBRUNNEN ÇEŞMESİ

TRİTONENBRUNNEN ÇEŞMESİ

Burası, caddenin ortasında, nehir havası verilmiş suni gölün kuzey kısmında tarihi bir çeşmedir. Anıt: denizi temsil eden bir deniz savaşçısı bulunduruyor.

Evet, cadde üzerinde bulunan lüks dükkanların önünden ilerleyerek, yürümeye devam ediyoruz. Kanalın bittiği yerde, doğaya yani Ren nehrinin ters istikametine dönüyoruz.

Theodor-Körner caddesinde, Ansons denilen yere varınca, yani yol ikiye ayrılınca, Blumen strabe caddesinde, sağdan ilerleyerek, Martin Luther Meydanına doğru yürüyoruz.

Martin Luther Meydanının ortasında, Almanya’nın ilk Başbakanı Bismark’ın bronz bir heykeli var. Bunun hemen yanında ise, yine şehrin ünlü bir anıtı bulunuyor. Her iki anıtta, yeşillikler içine yerleştirilmiştir.
Meydanın hemen yanında ise, bir kilise görülüyor.

Almanya Düsseldorf BİSMARCK ANITI

BİSMARCK ANITI

Şehir merkezinde, Martin Luther Place bölgesindedir.

1899 yılında, Johann Röttger tarafından, granit temel üzerine bronz olarak yapılmıştır. Otto Von Bismark: 19’ncu yüzyılın, en önde gelen Avrupalı aristokrat ve devlet adamlarından birisidir. 1890 yılında Prusya Başbakanlığı yani Şansölyeliği yapmıştır.

Kendisi: Alman konfederasyonunun kurulması için büyük bir savaş yaşamıştır ve Almanya’nın birleşmesinde büyük katkıları olmuştur.

Almanya Düsseldorf KAİSER-WILHELM ANITI

KAİSER-WILHELM ANITI

Stadtmitte bölgesinde, Martin Luther Platz meydanındadır.

1896 yılında, bronz ve granit olmak üzere, Karl Jansen tarafından yapılmıştır. Ülkede, yurtseverliğin güçlendirilmesi için inşa edilmiştir. Ancak, 70 yıl sonra, 1961 yılında kaldırılır ve 1964 yılında yeniden yerleştirilir.

Ancak, metro inşaatı nedeniyle, 1983 yılında yeniden, bulunduğu yerden kaldırılan anıt: bugünkü yerine, 1987-1988 yılları arasında yeniden yerleştirilir.

Anıtta: Wilhelm: üniforması ve başında kaskı ile güçlü bir at üzerinde görülmektedir. Hemen yanındaki kanatlı zafer tanrıçası, sağ elinde defne dalı ile görülür.

Almanya Düsseldorf JOHANNES KİRCHE-KLAGENFURT
Almanya Düsseldorf JOHANNES KİRCHE-KLAGENFURT

 

JOHANNES KİRCHE-KLAGENFURT

1881 yılında Gotik tarzda yapılmıştır. 4950 kişilik bir Protestan topluluğu olan kilisedir. Hatta, şehirdeki ilk Protestan kilisesidir. 1875-1881 yılları arasında mimar Kyllman und Heyden tarafından yapılmıştır. Şehirde, açık alanda yapılmasına izin verilen ilk Protestan kilisesidir.

Yuvarlak kemer tarzı, kırmızı tuğla görünümlüdür. Sade bir görünüm sunar. Erken dönem İtalyan Rönesans mimari etkileri görülmektedir.

Kilise, dini ibadet yanında, kültürel ve sosyal programların icrası için de kullanılır. Özellikle konserler ilgi çekmektedir. Çünkü: 1989 yılında, org yapımcısı Gerhard Schmid tarafından burada büyük bir org yapılmıştır.

Böylece, bu org; ibadet ve müzik konserlerinin merkezi müzik aracı olmuştur ve diğer araçlar ve koro ile birlikte kullanılmaktadır.

Bunları gördükten sonra, bu kez hedefimiz; şehrin en popüler yeri olan: Altstadt bölgesidir.

Almanya Düsseldorf OLD TOWN-ALSTADT
Almanya Düsseldorf OLD TOWN-ALSTADT
Almanya Düsseldorf OLD TOWN-ALSTADT
Almanya Düsseldorf OLD TOWN-ALSTADT

OLD TOWN-ALSTADT

Kentin bu bölümü: II. Dünya savaşı sonunda, tamamen yıkılmış ve takip eden dönemde, temel duvarları esas alınarak yeniden inşa edilmiştir.

Burada, çok sayıda restoran, genellikle hava güzel olduğunda, cadde ve sokaklara kadar taşan bir insan kalabalığını barındırıyor. Bu kalabalık: garsonlara “köbesse” denilen bira ve elbette kendi kültürlerine uygun olarak “domuz etinin değişik lezzetlerini” tadıyorlar. Zaten, dünyanın “en uzun barı” burada bulunuyor.

Siz, şehir ziyaretinizde, bu bölgeye gittiğinizde, şehrin sakin bölgesinin huzurunu yaşamak için kısa molalar verip, bu restoranlara veya kafeteryalara oturup, gelip-geçeni seyredebilirsiniz.

Burada: ayrıca, sanat ve kültür etkinliklerinin yapıldığı mekanlar da bulunuyor. Bunlar arasında öne çıkanlar:

Geldiğimiz yere, yani Kö caddesinin ucuna geri dönüyoruz. Buradan, doğru, Ren nehri istikametine yürüyerek, Heinrich-Heine Alle denilen yere yöneliyoruz. Bu uzun, güzel ve ağaçlıklı cadde üzerinde ilerlerken, bir süre sonra solumuzda bir müze var. Bunlar, aynı binada, yan yana bulunan: K-20 ve K-21 Müzeleridir.

Almanya Düsseldorf Grabbenpltz-K-20 Sergi Binası

Grabbenpltz-K-20 Sergi Binası

Bina, siyah granit cephesiyle dikkati çekmektedir ve 1986 yılında açılmıştır. Yapıda: 2 bin m. karelik kapalı alanda, iki galeride, Piet Mondrian, Pablo Picasso, Henri Matisse gibi ünlü sanatçıların tabloları ve çizim çalışmaları bulunuyor.

Özellikle, 12 bireysel sanatçının eserlerinin sergilendiği yerde, Pablo Picasso’nun hemen hemen tüm kariyerinin en önemli yaratıcılık aşamasının yaşandığı kübizm tarzındaki eserler görülmeye değerdir. Zaten, koleksiyonun en önemli parçalarını da bunlar oluşturmaktadır.

Yapının arka cephesinde: Amerikalı sanatçı Sarah Moris tarafından, mozaik ile yapılan, 27 metre uzunluğundaki duvar ilgi çekmektedir.

Almanya Düsseldorf Standehaus-K-21 Sergi Binası

Standehaus-K-21 Sergi Binası

Kunstsammlung koleksiyonunun sergilenmesi için, 2002 yılında, bu bina, ek bina olarak açılmıştır. Bina; daha önce, yani 1949-1988 yılları arasında “Kuzey Ren-Vestfalya Federal Eyalet Parlamentosu” olarak kullanılmıştır.

Daha sonra 14 yıl boş kalmıştır. Yapılan restorasyon sonucu: geniş bir plaza şeklinde, merkezi meydanın çevresinde, geçitler içeren dört kanat şeklinde yapılandırılmıştır.

Cam kubbeli çatı dikkati çekmektedir. Dış cephe korunmuş, ama içerideki tüm demirbaşlar çıkarılmıştır. Binada, çok sayıda sanatçı odaları bulunmaktadır.

Müzenin hemen önünde, değişik bir anıt var. Anıt: 1897 yılında, bronz ve granitten, Carl Janssen tarafından yapılmıştır.

Bu iki müzenin hemen ilerisinde, sağ bölümde: Maximilian Weyne Alle bölgesinde, caddenin hemen köşe başında, karşılıklı duran iki tarihi yapı var.

Almanya Düsseldorf RATİNGER KAPISI

RATİNGER KAPISI

Pempelfort bölgesinde, Maximilian Weyne Allee’dedir.

1811-1815 yılları arasında, mimar Adolph von Vagades tarafından, Kılasizm tarzında yapılmıştır. Yapıda: Dor sütunları dikkat çekmektedir.

Bu müzeleri gördükten sonra: hemen kuzeyindeki: Opera binası görülebilir.

Almanya Düsseldorf DÜSSELDORF DEUTSCHE OPERA M RHEİN (OPERA EVİ)

DÜSSELDORF DEUTSCHE OPERA M RHEİN (OPERA EVİ)

Yapı: şehrin dışında, cazip bir konumdadır. Tam yeri: Heinrich Heine Alle ve King caddesi arasındadır. Ancak, Ren nehri kıyısındaki merdivenlere, yürüme mesafesi uzaklıktadır.

Bu opera: Duesseldorf ve Duisburg kentleri arasında yapılan bir işbirliği sonucu doğmuştur. Ren nehrinin bağlantı sağladığına inanılır. Sanatçıların kostüm ve sahne gereçleri, her iki yapı arasında, kamyonlar ile taşınırmış.

1956 yılında kurulduğundan bu yana, burada bir tiyatro topluluğu da vardır. Çünkü, gerek burası ve gerekse Duisburg şehrindeki tiyatro binası: opera ve bale prodüksiyonlarının gösterilmesine uygun şartlar sağlıyormuş.

Theater Duisburg: Opera Merkez Meydanında, King street caddesi üzerinde, Duisburg şehrinin en önemli binalarından birisidir.

Ön cephesi, parlak beyaz, antik bir tapınağın girişini andırır. İlk olarak, mimar Martin Dulfer tarafından tasarlanmış ve 1912 yılında yapılmıştır. 4 katlıdır ve 1652 seyirci kapasitelidir.

Gelelim, Duesseldorf Opera Evine.

Opera evi

ilk olarak, 1875 yılında, mimar Ernst Giese tarafından tiyatro olarak yapılmıştır. İtalyan Rönesans stilindeki bina, Dresden şehrindeki “Semper Opera” binasına benzerlik göstermekte olup, 1260 seyirci kapasitelidir.

II. Dünya savaşı sırasında bombalama sonucu harap olan bina, kapsamlı bir yenileme çalışmasına tabi tutulmuştur. Basit olan ön cephe: 1950’li yıllarda günümüze gelen fuaye ve güze kavisli merdiven, yapının ilgi çeken aksesuarlarıdır.

Yapı: 2006-2007 yıllarında, büyük bir restorasyona tabii tutulur. 1955 yılından kalma, platform teknolojisi değiştirilir, iş ve güvenlik teknolojisi yenilenir, orkestra ve bale prova salonları yapılır.

Günümüzde, salon 1296 seyirci kapasitelidir. Bodrum bölümünde, 50 bin civarında kostüm koleksiyonu bulunmaktadır.

Burada 2 seçenek var. Birinci seçenek: Opera binasının hemen arkasında: Dreischeibenhaus isimli uzun kule binanın hemen yakınındaki şehrin tiyatro binasının görülmesidir. Diğer seçenek ise: müzeler esas alınarak geziye devam etmektir. Tercih sizin.

Almanya Düsseldorf DÜSSELDORF SCHAUSPİELHAUS (TİYATRO)

DÜSSELDORF SCHAUSPİELHAUS (TİYATRO)

Yapı: 1970 yılında, mimar Bernhard Pfau tarafından tasarlanarak yapılmıştır. Yapıldığında, 300 seyirci kapasiteliyken, günümüzde 760 seyirci kapasitelidir.

Cephe: kavisli ve beyaz metal kaplamadır. Ana binada ise: ana sahne ve sahne evi bulunmaktadır.

Burada, klasik yazarların yanı sıra, çağdaş yazarların oyunları da sergilenmektedir.

K-20 ve K-21 müzelerinin bulunduğu caddenin hemen karşısında, yine bir müze kompleksi var.

Almanya Düsseldorf KUNSTSAMMLUNG NORDRHEİN-WESTFALEN (VESFALEN SANAT KOLEKSİYONU)

KUNSTSAMMLUNG NORDRHEİN-WESTFALEN (VESFALEN SANAT KOLEKSİYONU)

Alman Federal Devletinin “Standehaus” isimli sanat koleksiyonu: bu şehirde, üç farklı binada; 10 bin m. karelik kapalı alanda sergilenmektedir. Bu sergi mekanları: K20, K21 ve Schmela Haus’dur ve graben pltz meydanındadır.

Standehaus isimli bu sanat koleksiyonu: 1961 yılından bu yana, satın almalar yolu ile genişletilerek, günümüze ulaşmıştır.

50 yıllık bu süreç boyunca: koleksiyonun sergilendiği “Kunstsammlung Nordrheid Westfalen” müzesi, önemi bir müze olarak, uluslararası ün kazanmıştır.

İlk açıldığında, koleksiyon, yaklaşık 2 haftalık sürede, 60 bin kişi tarafından gezilmiştir.

Schmela Haus Sergi Binası

Bu bina, 2009 yılında, binalar zincirine dahil edilmiştir. Bina ilk olarak, 1971 yılında, Hollandalı mimar Aldo van Eyck tarafından, sanat galerisi olarak; 5 katlı yapılmıştır ve daha sonra: bu bina, Federal Devlet tarafından satın alınmış ve yapılan restorasyonun ardından, 2011 yılında yeni hali ile yeniden açılmıştır.

Bu müzeleri de gördükten sonra, Graben Strabe caddesinde yürümeye devam ediyoruz. Hemen köşede yan yana iki kilise var. Bunlar: Andreas kirche ve Neander kirche kiliseleridir.

Mühlen strabe caddesi üzerinde yürümeye devam ediyoruz, hedef Ren nehri kıyısı. Ağaçlarla karşılaştığınızda, Ren nehri kıyısına ulaştığınızı anlayabilirsiniz. Karşımıza önce büyük bir meydan karşımıza çıkıyor. Burası: Burg Platz yani Kale Meydanıdır.

Almanya Düsseldorf BURG PLATZ-KALE MEYDANI
Almanya Düsseldorf BURG PLATZ-KALE MEYDANI

 

BURG PLATZ-KALE MEYDANI

Ren nehri kıyısında, çok keyifli bir meydandır.

Burada, eskiden barok bir saray yapısı bulunuyormuş ve 1872 yılında yanmış ve 1888 yılında ise tamamen yıkılmıştır. Daha sonraki çalışmalarda, bu eski kale yapısına ait bir kule ortaya çıkarılmıştır.

Bugün kule: Denizcilik müzesi olarak kullanılmaktadır. En üst katında ise bir kafeterya var ve Ren nehrinden geçen gemilerin görkemli görüntüsü sunuluyor.

Meydanın: 1995 yılında, burada restorasyon yapılmış ve savaş sonrası Almanya’nın en güzel meydanlarından biri olarak ödül kazanmıştır. Bu restorasyonda: meydan araç trafiğine kapatılmıştır.

Araç trafiği: Ren nehri kıyısına paralel, yeraltından gitmektedir. Meydanda ise, bisiklete binenler, yürüyenler veya yeşil alanlara kendilerini atarak güneşlenenler görebilirsiniz.

Ren nehri üzerinde tekne gezintisi düşünürseniz: meydanın kıyısındaki gezinti teknelerine binip, şehri kıyıdan görebilecek bir gezinti yapabilirsiniz. 2011 yılında, bu meydanda, gayet muhteşem bir “Türk Festivali” yapıldığı söyleniyor.

Evet, eskiden burada büyük bir kale yani “Duesseldorf kalesi” bulunuyormuş. 1260-1872 yılları arasında mevcut olan kale: 1260 yılında inşa edildikten sonra, 1845 yılından sonra kraliyet sarayı olarak kullanılmış ve daha sonra “Duesseldorf Sanat Akademisi” tarafından teslim alınmıştır.

1872 yılında ise, büyük bir yangın, yapıyı tamamen yok eder. Yalnızca: kale kulesi kalır. Yangından sonra, kule restore edilir. 1943 yılında ise, bir hava saldırısında, kule yeniden hasar görür. Daha sonra, yeniden restore edilir.

Eski kalenin kulesi (Schlossturm) : günümüzde, 1984 yılından bu yana, bir müzeye ev sahipliği yapmaktadır.

Almanya Düsseldorf SCHİFFAHRT MUSEUM-DENİZCİLİK MÜZESİ
Almanya Düsseldorf SCHİFFAHRT MUSEUM-DENİZCİLİK MÜZESİ

 

Almanya Düsseldorf SCHİFFAHRT MUSEUM-DENİZCİLİK MÜZESİ

SCHİFFAHRT MUSEUM-DENİZCİLİK MÜZESİ

Burgplatz meydanındadır.
Şehir eski sarayından, günümüze kalan tek yapı olan, Burgplatz Schlossturm kulesinde bulunmaktadır. Müzede: Ren denizcilik tarihiyle ilgili olarak, 1984 yılından günümüze, denizcilik ekipmanları sergilenmektedir. Etkileyici giriş bölümünde, ücret ödeyerek müzeye giriliyor.

Önce, kulenin bodrum katında sergilenen eserler görülür. Burada, Ren nehri hakkında ayrıntılı bilgi verilmektedir. Ren nehrinde ilk kullanılan gemilerin modelleri sergilenmektedir. Bir döner merdiven ile, kulenin üst bölümlerine çıkılabilmektedir.

Yelken, römork veya buhar gücüyle çalışan her türlü gemi örnekleri görülebilmektedir. Ayrıca, ekranlardan, görüntülü açıklamalar da yapılmaktadır.

Burgplatz bölgesinde, bir de “Şehir Anıtı” bulunuyor. Anıt sembollerle doludur.

Almanya Düsseldorf Mark Platz

Burada, önce: güneydeki “Mark Platz” meydanına gidiyoruz. Bu meydanda bulunan, anıt ve yapılar şunlardır.

Almanya Düsseldorf RATHAUS-BELEDİYE BİNASI

RATHAUS-BELEDİYE BİNASI

Altsdadt bölgesinde, Mark platz meydanındadır.

Yapı: 1570-1573 yılları arasında mimar H. Tussman tarafından yapılmış, 1749 yılında yeniden tasarlanmış, 1958-1961 yılları arasında ise yeniden yapılandırılmıştır. Yapı: birbirinden farklı dönemleri ifade eden, 3 binadan oluşmaktadır.

İlk bina: Old Town Hall, ikinci bina: New Town Hall ve eski Grupellohaus, üçüncü bina: yönetim bölümüdür. Her Çarşamba, saat: 15.00’de, ücretsiz rehberli turlar düzenlenmektedir.

Meclis salonunda: Domenico Zanetti ve Johannes Spilberg tarafından yapılan çatı resimleri ilgi çekmektedir. Dünyanın bu en eski ofis binasını gezmelisiniz.

Belediye binası önünde: Prens Johann Wilhelm II. Anıtı bulunuyor. Bu şahıs: 1679-1716 yılları arasında yaşamıştır.

Almanya Düsseldorf JOHANN WİLHELM II-OCA WELLEM ANITI

JOHANN WİLHELM II-OCA WELLEM ANITI

Belediye binası önünde, Markplatz meydanındadır. Şehirliler, sevgileri nedeniyle, kendisine: Oca Wellem demektedirler.
1711 yılında, Gabriel de Grupello tarafından, bronzdan yapılmıştır. İmparator ise, 1716 yılında ölmüştür.
Anıtın simgelediği Oca Wellem: 1658-1716 yılları arasında yaşamıştır. Alplerin kuzeyinde, en güzel binicilik heykellerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Almanya Düsseldorf MARY SÜTUNU

MARY SÜTUNU

Karlstadt bölgesinde, Markplatz meydanındadır. 1872-1873 yılları arasında, Renn isimli sanatçı tarafından, kutsal Maria adına, dini özellikler ön planda tutularak yapılmıştır.

Bunları gezdikten sonra, yeniden kale meydanına geri dönüyoruz ve gezimize devam ediyoruz.

Meydanın hemen arkasında, Ren nehrine bakan cephesiyle görülen bir kilise yapısı var.

Almanya Düsseldorf ST LAMBERTUS KİRCHE

ST LAMBERTUS KİRCHE

Şehrin ana Katolik kilisesidir.

İlk olarak, 1394 yılında: Gotik tarzda inşa edilmiştir. Katolik kilisesidir. Büklümlü ve sivri bazilikası: şehrin silüetine etkilidir. Kulenin burgulu olması ilginçtir.

1634 yılında: kilisenin hemen yanındaki bir mühimmat deposu patladı ve çıkan yangın kiliseyi de etkileyerek, özellikle gotik iç bölümün büyük ölçüde tahrip olmasını sağladı. Yalnızca koro yeri ve bazı küçük bölümler, alevlerden kurtarıldı.

Takip eden dönemde, Prens Oca Wellen döneminde (kendisinin meydanda atlı bir heykeli bulunmaktadır) şehir hiç olmadığı kadar popüler oldu ve aynı dönemde kilise yeniden inşa edildi.

Ancak, bu kez: 11 Ocak 1815 tarihinde, kiliseye yıldırım çarptı ve çan kulesi ile kilise ve bitişikteki evler etkilendi. Kule: Josef Wimmer denilen bir usta tarafından kurtarıldı. Yalnız kulenin restorasyonunda, taze yani yaş ahşap kullanılmış ve ahşap kuruyunca, bükülmüştür.

Bu bükülme nedeniyle, kulede değişik bir görünüm ortaya çıkar ve şehrin simgesi haline gelir. İnanışa göre: bakire Lambertuskirche, evlendiğinde, kulenin bu çarpıklığı düzelecekmiş.

Kilisenin bazilikasındaki sunak bölümünde, şehrin koruyucu azizi, St. Apollinaris’in mezarı ve kutsal emanetleri bulunmaktadır. St. Lambert: 705 yılında şehit edilmiştir.

Ancak, kalıntıları, 1665 yılından bu yana, kilise sunağında bulunmaktadır. Kendisi, 1394 yılından bu yana, şehrin koruyucu azizi olarak bilinmektedir. Her yıl 23 Temmuz tarihinde anma günü düzenlenmektedir.

Kiliseyi ziyaret ederseniz, özellikle, hazine odasındaki altın ve gümüş kalıntıları görmenizi öneririm.

Bu kilisenin hemen arkasındaki sokakta yine bir kilise görülüyor.

Almanya Düsseldorf KREUZHERREN KİRCHE (HAÇ ŞÖVALYELERİ KİLİSESİ)

KREUZHERREN KİRCHE (HAÇ ŞÖVALYELERİ KİLİSESİ)

1445 yılında inşa edilmiştir. İlk yapıldığında, birinci kat kilise ve manastır, zemin kat ise hastane olarak kullanılmıştır. 1549 yılında, yapı, manastıra dönüştürülmüştür.

Günümüzde de ibadet yeri olarak kullanılmaktadır. Şehrin ilk inşa edildiği yıllardaki resimlerde, bir mihenk taşı gibi göründüğü söyleniyor.

Günümüzde ise, özellikle, Johann Friedrich Sichelbein tarafından yapılan barok alçı tavan dikkat çekmektedir.

Buradan sonra, kuzeye, yani Ren nehri kıyısından yürümeye devam ederseniz, karşınıza önce, bir konser salonu ve sonra yine birkaç müze çıkıyor. Evet, B1 karayolunu yani Ren nehrine paralel uzanan karayolunu takip edersek, hemen sağımızda büyük bir yapı var.

Almanya Düsseldorf TONHALLE (KONSER SALONU)

TONHALLE (KONSER SALONU)

Burası, şehirdeki bir konser salonudur. Wilhelm Kreis isimli bir mimar tarafından 1926 yılında inşa edilmiştir.

Aslında başka amaç için yapılmış olmasına rağmen, 1970 yılında konser salonu haline getirilmiştir.

2005 yılında ise, tamamen modern bir ortam yaratılmıştır. Özellikle, akustik ve aydınlatma sistemi muhteşemdir. Çünkü: gece, gökyüzünün altında konser veriliyor izlenimi yaratılmıştır.

Burada, yılda 450 konser düzenlenmekte ve yaklaşık 300 bin izleyiciye ulaşılmaktadır. Almanya’nın bu en güzel konser salonunu, mutlaka görmelisiniz ve özellikle, klasik müziğe merakınız varsa, burada mutlaka bir konser izlemelisiniz. Sanki yıldızların altında, konser izliyorsunuz gibi hissedeceksiniz.

Salonda: 130 müzisyenden oluşan, Duesseldorf Senfoni Orkestrası eserlerini sergilemektedirler. Bu orkestra, yaklaşık 400 yıl önce bir belediye orkestrası olarak kurulmuştur. Gerek burada ve gerekse konuk olarak başka yerlerde verdikleri konserlerle, haklı bir üne sahiptirler.

Tonhalle binasının hemen arkasında, şehrin en güzel parklarından biri bulunuyor. Bu parka biraz zaman ayırıp, sonra yeniden gezimize kaldığımız yerden devam edebiliriz.

Almanya Düsseldorf HOFGARTEN

HOFGARTEN

Burası, mimar Nicolas de Pigage tarafından planlanan ve uygulanan, Almanya ülkesinde, halka açık ilk park alanıdır.
Park alanında: bir müze var. Goethe Müzesi olarak kullanılan Jagerhof sarayı. Ayrıca, Hofgarten evleri ve ünlü bazı sanatçıların heykelleri görülebilmektedir.

Yürümeye devam ettiğimizde, hemen sağda, yine başka bir bina var.

Almanya Düsseldorf NRW-FORUM KÜLTÜR UND WİRTSHCHAFT (Vestfalen KÜLTÜR VE İŞ FORMU)

NRW-FORUM KÜLTÜR UND WİRTSHCHAFT (Vestfalen KÜLTÜR VE İŞ FORMU)

Ehrenhof bölgesindedir.
1998 yılında açılmış ve o günden bu yana, sergiler ve çeşitli: estetik, sosyal ve ekonomik etkinlikler ile, kendisini tanıtan bir isim olmuştur. Aynı zamanda: yüksek ve popüler sanat eserlerinin: toplanması, restorasyonu ve dağıtımında ev sahipliği yapmaktadır.

Aynı cadde üzerinde yürümeye devam ettiğimizde, bu kez, yine sağ bölümde: Kunst Palast müzesi karşımıza çıkıyor.

Almanya Düsseldorf KUNST PALAST (MÜZE VE SANAT SARAYI)
Almanya Düsseldorf KUNST PALAST (MÜZE VE SANAT SARAYI)

 

KUNST PALAST (MÜZE VE SANAT SARAYI)

Old Town’un kuzeyindedir.

Şehrin en eski sergi binasıdır. Serginin bulunduğu bina, Eylül 2001 tarihinde yeniden açılmıştır.
Koleksiyonda, 18’nci yüzyıldan bu yana toplanan: resim, heykel, çizimler, grafikler, el sanatları, fotoğraflardan ve cam eserlerden oluşan, yaklaşık 100 bin eser bulunmaktadır.

Cam koleksiyonunda, Roma döneminden günümüze kadar cam sanatının gelişiminin öyküsünü izleyebilir ve görebilirsiniz.

Burada, Avrupa’nın en kapsamlı cam koleksiyonu var.

Gerek müzenin yönetimi ve gerekse eserlerin kontrolü, kurulan bir vakıf tarafından yürütülmektedir. Cam eserler, ayrı bir yerde sergileniyor.

Serginin resim bölümünde: Anna Maria Luisa de Medici ve Johann Wilhelm von der Pfalz’ın, Rönesans ve Barok döneme ait önemli eserleri bulunmaktadır.

Ren sanat fotoğrafları arşivinde ise, yaklaşık 6000 fotoğraf bulunmaktadır. Ayrıca, müzede özel ve geçici koleksiyonlar da sergilenmektedir. Müzede, Robert Schumann salonunda ise, oda müziği programları sunulmaktadır.

Müzenin hemen arkasında, yine ilginç mimarisiyle dikkati çeken “Hauptverwaltung” binası görülüyor.

Onun hemen arkasında, yine ilginç bir mimari yapısı ve yüksek kulesi ile, “Victoria-Hochhaus” binası görülüyor.

Müzenin hemen ilerisinde, Ren nehrinin kıyısında ise, bu bölgedeki son durağımız olan: “Rheinterrasen” denilen ve Ren nehrinin panoramik manzarasının izlenebildiği bir yer bulunuyor.

Buradan sonra, geldiğimiz yoldan; Schlosstrum kulesine kadar geri dönüyoruz. Daha güneye doğru devam ettiğimizde, Old Town bölgesinin güneyindeki birkaç yeri daha gezeceğiz. Bunların başında: Film müzesi bulunuyor.

Citadell strabe isimli caddede ilerlediğimizde, bu müze ile karşılaşıyoruz.

Almanya Düsseldorf FİLM MUSEUM-MÜZESİ

FİLM MUSEUM-MÜZESİ

Old Town bölgesinin merkezinde, 1993 yılında kurulmuştur.
Daimi sergi bölümünde : 2200 m. karelik bir alanda, sinema öncesi ve erken tarihlere ait teknik donanım sergileniyor.

Bunlar arasında: 1880’lerden kalma, film projeksiyon cihazı ve fotoğraf makinaları görülmektedir. Ayrıca, stüdyo ve animasyon teknikleri sergileniyor.

Bu daimi koleksiyon yanında: filmlerden oluşan geniş bir koleksiyon arşivi ve kütüphane ve bir ev sineması bulunuyor. Koleksiyonda: 500 bin fotoğraf, 25 bin civarında film posteri-afişi, gazete kupürleri ve 5500 adet film ve 12 bin adet video bulunuyor.

Koleksiyonun özel bir bölümü: gölge oyunları topluluğudur. Burada, 13.500 tane gölge oyunu kuklası bulunduğu söyleniyor. Ayrıca: gölge oyunu sahnesi, aksesuarları da var.

Ayrıca: müzede, ülkenin dört bir yanındaki okullardan ve diğer eğitim kurumlarından gelenler için: sinema ve medya eğitim programları, geziler, seminerler ve atölye çalışmaları yapılmaktadır.
Müzedeki kütüphane bölümünde ise, 27 bin kitap bulunmaktadır.

Burada: Film Müzesinin hemen arkasında, bir kilise var.

Almanya Düsseldorf BERGER KİRCHE

BERGER KİRCHE

Altstadt bölgesinde, Berger Strasse caddesindedir. 1683-1687 yılları arasında yapılmıştır.
Burası şehirde ilk açılan 31 Protestan kilisesinden biridir ve yapıldığı dönemde Protestan kiliselerinin cadde üzerinde yapılmasına izin verilmiyordu.

Bu yüzden kiliseye küçük bir iç avludan geçilerek ulaşılmaktadır. Yapı: barok iç Alman Rönesans tarzında, tuğla yüzlü duvar ile bir salon şeklinde inşa edilmiştir. II. Dünya savaşındaki bombardıman dönemine kadar, hiç değişmeden kalmıştır.

1960’ların başında, kilise, aslına sadık kalınarak yeniden inşa edilmiştir. Ancak, Martin Luther Meydanındaki, St. John kilisesi tamamlanınca, buradaki düzenli ibadete son verilmiştir. Günümüzde, burada yalnızca, özel ayinler, düğün ve konserler düzenlenmektedir.

Kiliseyi gördükten sonra, Film müzesi önüne dönüyoruz ve aynı cadde üzerinde ilerlediğimizde, Berger Alle bölgesinde, Backer strabe caddesi üzerinde, bu kez: yine bir müze karşımıza çıkıyor.

Şehrin en eski müzelerinden birisidir. 1873 yılında, müze kurulmuştur. Müzenin 3 katında, farklı temaların yansıtıldığı koleksiyon sergilenmektedir.

Müzenin bulunduğu yerden ve hatta birçok yerden görülen büyük bir köprü var. Ren nehrinin her iki yakasını birbirine bağlayan bu büyük köprü:

Almanya Düsseldorf OBERKASSELER KÖPRÜSÜ

OBERKASSELER KÖPRÜSÜ

Oberkassaler, Ren nehrinin öte yakasıdır ve her iki yakayı birleştiren bu köprü ise, 1967-1969 yılları arasında, mimar Friedrich Tamms tarafından yapılmıştır.

Ancak, bu köprünün bulunduğu yerde, ilk olarak: 1896 yılında bir köprü bulunuyormuş ve bu köprü, II. Dünya savaşı sonundaki bombardıman sonucu imha edilince, yerine, uzun yıllar kullanılan, bir duba köprü yerleştirilmiştir.

1946 yılına gelindiğinde ise, kalıcı bir köprü yapılmıştır. Günümüzdeki köprü: 47.5 metre yüksekliktedir.

BÖLGEDE GEZİLECEK DİĞER YERLER

PEGELUHR

1990 yılında inşa edilen kule yapısı, Ren nehri kıyısında bulunan bir saattir. Ama, aynı zamanda, nehrin su seviyesini göstermektedir. Ren nehrinin su seviyesinin bilinmesinin önemi: nehir üzerinde hareket eden nakliye gemilerinin hareketini etkiler.

Su seviyesi, belli oranlara düştüğünde, nakliye geçici olarak durdurulur. Su seviyesi, nehrin geçtiği diğer şehirlerdeki seviye ile orantılanır.

Ayrıca, Ren nehrinin taşkın olasılığı, buradan takip edilir. Bu şehirde, Köln şehrindeki gibi büyük taşkınlar olmaz. Çünkü, burada, nehrin sol akış yönünde park ve büyük çayırlık alanlar bulunmaktadır.

Almanya Düsseldorf HABAKUK HEYKELİ

HABAKUK HEYKELİ

Old Town bölgesinde, Graben Platz meydanındadır. 1929 yılında, sanatçı Max Ernst tarafından, bronz olarak yapılmıştır. Max Ernst: 1891 yılında Almanya’da doğan bir heykeltıraştır.
Heykel: bronz kaide üzerine, 4 parça döküm şeklinde yapılmıştır.

Yüksekliği: 3.9 metredir. Ağırlık: 2200 kg. dır. Bu patlak gözlü, büyük gagalı, koyu renkli kuş: söylenenlere göre, sanatçının hayranlık duyduğu bir kuşun ölümünün kendisinde yarattığı etki sonucu ortaya çıkmıştır.

Habakuk: MÖ.620 yılında yaşamış bir kahindir. Aynı zamanda, sahte bir Yahudi peygamberi olduğu da söylenir.

Almanya Düsseldorf GÜZEL SANATLAR AKADEMİSİ

GÜZEL SANATLAR AKADEMİSİ

Old Town bölgesinde, Eiskeller strabe caddesindedir.

1972 yılında, Norbert Kricke tarafından kurulmuştur. Bugüne kadar Düsseldorf’lu sanatçılardan bir kısmı: ressam Jörg İmmendorff, heykeltıraş Thomas Schütte ve fotoğraf sanatçısı Andreas Gursky’dir.

Bu bölümdeki gezimizde: Ren dolgu bölgesi ve liman bölgesini geziyoruz. Önce: Ren nehri kıyısındaki, İspanyol merdivenlerini göreceğiz ve sonra, buradan limana yani güneye doğru yürüyerek ilerleyeceğiz.

Almanya Düsseldorf REN DOLGU BÖLGESİ
Almanya Düsseldorf REN DOLGU BÖLGESİ

 

REN DOLGU BÖLGESİ

1990-1997 yılları arasında, mimar Niklaus Fritschi tarafından yapılmıştır. Roma şehrini görenler için, “İspanyol Merdivenleri” benzetmesi yapılabilir.

Özellikle yaz aylarında, deniz havası yaşamak isteyen şehirliler tarafından yoğun olarak ziyaret edilen bir yerdir.
Şehrin, ana caddelerinden biri olarak kullanılan yere inşa edilmiş, basamaklar şeklindedir. Ren nehrinin dalgaları, bu basamak-kaldırımları etkilemektedir. Burada, araç trafiği yok, yani alan trafiğe kapalıdır. Araçlar, yerin altındaki tünellerden gidiyorlar.

Evet, burada, yani Ren kıyısındaki merdivenlerde, gece-gündüz-hafta sonunda inanılmaz hareketlilik yaşanıyor. Ama, en güzel olan nedir biliyor musunuz? ;

Siz burada otururken, sizi hiç kimsenin rahatsız etmiyor olmasıdır. Burada, sokak sanatçıları gelir gösteriler yaparlar ve o kadar insan içinde hiçbir huzursuzluk yaşanmaz. Yanınıza gelip bir şeyler satmak için uğraşanlar göremezsiniz, otururken tam karşınızda, televizyon kulesinin eşlik ettiği, muhteşem güzel bir şehir manzarası izleyebilirsiniz.

Almanya Düsseldorf MEDİA HARBOUR
Almanya Düsseldorf MEDİA HARBOUR

 

MEDİA HARBOUR

Ren merdivenlerinin güney bölümü sonundadır. Buraya: “Basın Limanı” da deniliyor.
Bu bölgede, eskiden şehrin limanı bulunuyormuş. Ancak, daha sonra, buradaki metruk yapılar, çeşitli mimarlar tarafından dekore ve restore edilerek, bambaşka bir ortam yaratılmıştır.

Yaratılan bu ortamdaki konutlara ise, genellikle Medya kuruluşları yerleşmiştir ki, bunların başında “WDR” ve “CNN” gelmektedir. Zaten, bu nedenle, değişen bölgenin ismi “Media Harbour” olmuştur.

Ancak, sadece medya kuruluşlarının ofisleri değil, limanda birçok restoran, kafeterya, bar, diskotek ve otel yapılmıştır.

Ancak: liman her ne kadar değişmişse de, bölge hala liman atmosferini korumaktadır. Çünkü: tarihi anıtlar, vinçler, rıhtım duvarları, merdivenler, dökme demir babalar, parmaklıklar ve demiryolu, aynen korunmuştur.

Buraya yolunuz düşerse: özellikle mevcut restoranlardan birkaçına girmeyi ve buraya has bir lezzet olan “köri soslu” yemeklerden tatmanızı öneririm.

Bu bölgede: ayrıca: Eyalet Parlamento binası ve şehrin en yüksek yapısı olan; Rheinturm yani TV kulesi bulunuyor.

Almanya Düsseldorf LANDTAG OF NORTH RHİNE-WESTPHALİAN-KUZEY REN-VESTFALYA EYALET PARLAMENTOSU

LANDTAG OF NORTH RHİNE-WESTPHALİAN-KUZEY REN-VESTFALYA EYALET PARLAMENTOSU

Liman bölgesinde, Rheinturm kulesinin hemen yanındadır.
1982-1988 yılları arasında mimarlar Eller, Maier ve Walter tarafından yapılmıştır.

Almanya Düsseldorf RHEİNTURM-REN KULESİ
Almanya Düsseldorf RHEİNTURM-REN KULESİ

 

RHEİNTURM-REN KULESİ

Kulenin yapımına: 1979 yılında başlanmış ve 1981 yılında tamamlanmıştır. Üzerinde, radyo, televizyon ve FM verici antenleri bulunmaktadır. Şehrin en yüksek yapısıdır. 22.5 bin ton ağırlığındadır.

Kule, toplamda 240.5 metre yüksekliktedir. 172’nci metrede, gözlem güvertesi ve panoramik bir restoran bulunmaktadır. Buradan, şehrin peyzajı ve nehir üzerinde, şehir silüetine güzel bir görüntü vermektedir.

Kuleye, asansör ile çıkmak mümkündür ve şehrin muhteşem bir panoramik manzarası ile karşılaşırsınız. Her gün, saat: 10.00 ile 23.30 arasında ziyarete açıktır. Kulenin üzerinde bir dijital saat var ve bu, dünyanın en büyük dijital saatidir.

Evet, 3.5 Euro ücret ödeyerek, bu kuleye mutlaka çıkmanızı öneririm. Restoran pahalı ama, bu şaşırtıcı görüntüyü görmek için bu yolculuğa değer.

Kulenin hemen yanında: Stadttor bulunmaktadır.

STADTTOR

Avrupa’nın en iyi ofis binası ödülünü almıştır. Yapı: cam, çelik, ahşap ve taş unsurlardan yapılmıştır. Temel olarak, şeffaflık esas alınmıştır. Yerden yükseklik: 73 metredir. Toplam 20 kat bulunmaktadır. 1992-1998 yılları arasında inşa edilmiştir.

Binada: ulusal ve uluslararası birçok firma, ofis kiralamıştır. Hatta: Kuzey Ren Vestfalya Başbakanı konutu da, yapının orta katlarındadır.

Bu bölümdeki gezimizde, şehir merkezinin güneyinde, güzel bir saray yapısı, içinde 2 müze ve önünde muhteşem bir park var. Şehirde zamanınız varsa, burayı görmenizi öneririm.

Almanya Düsseldorf SCHLOSS BENRATH SARAYI-PARKI
Almanya Düsseldorf SCHLOSS BENRATH SARAYI-PARKI
Almanya Düsseldorf SCHLOSS BENRATH SARAYI-PARKI

 

SCHLOSS BENRATH SARAYI-PARKI

Şehir merkezinin güneyinde, Benrather Schlossalee bölgesindedir. Şehir merkezinde, ana tren istasyonundan, 6 dakika uzaklıktadır. Saraya giriş ücreti, 4 Euro’dur. Pazartesi günleri kapalıdır.

Burada ilk yerleşimcilerin oluşturduğu köy, kaleye paralel olarak gelişmiştir. İlk Roma Katolik kilisesi ise, 13’ncü yüzyılda yapılmıştır. 1929 yılında, Benrath, şehrin bir parçası haline gelmiştir. Muhteşem bir saray yapısıdır. Ayrıca, bu güzel saray yapısının hemen önünde, yine büyük bir göl ve park bulunuyor.

Buradaki kale yapısı: 1756-1773 yılları arasında, mimar Nicolas de Pigage tarafından, rokoko-klasizm tarzında yapılmıştır. Yapılış amacı: Carl Theodor için bir av sarayıdır. Dışarıdan 2 katlı, içeriden 4 katlıdır.

Yapının bahçesi: Blossoming bahçeleri: gizli havuzları, kıvrımlı yolları ile, ziyaretçilere hoş zaman geçirme imkanları yaratmaktadır. Bu park içinde mutlaka bir yürüyüş yapmanızı öneririm. Günümüzde: bahçeleriyle birlikte toplam 60 hektar alana yapılan bu sanatsal binalar topluluğu içinde, Avrupa’nın en nadir toplama eserleri bulunan, 3 müze var.

Ana saray binası: resimler, mobilya ve porselenler ile dikkat çekiyor. Ayrıca: 18’nci yüzyılın ikinci yarısının yaşamına ait izler görülmektedir. Burada: ülkeye gelen önemli ziyaretçiler (1965 yılında Kraliçe Elizabeth, 1988 yılında Michail Gorbastchow gibi) konaklıyorlar.

MUSEUM FÜR EUROPAİSCHE GARTENKUNST-AVRUPA PEYZAJ SANAT MÜZESİ

Giriş ücretlidir. Yetişkin: 5 Euro, çocuklar ve gençler: 2 Euro’dur.

Nisan 2002 tarihinde, Benrath Sarayının doğu kanadında açılmıştır. Serginin kapalı alanı, yaklaşık 2000 m karedir. Müzede bulunan 7 odada sergilenenler: heykel, resim, baskı, porselen, kitap, modeller ve modern bahçe sanatı temalarıdır. Bunlar arasında: İngiliz peyzaj, İtalyan Rönesans stilleri bulunmaktadır.

MUSEUM FÜR NATURKUNDE-DOĞA BİLİMLERİ MÜZESİ

Benrath sarayının batı bölümündedir.

Bu müzede, özellikle Aşağı Ren Havzası doğal tarihi ve yeşil kırsalı ile ilgili objeler sergilenmektedir. Bölgenin: fauna ve florasına ait bitkiler ve ağaçlar görülmektedir.

Bu müzenin ziyaretçileri özellikle: sabah erkan saatlerde, hatta şafak vaktinde gelip, müzenin önündeki parktaki kuşları izliyorlar. Çünkü, kuşların sabahın ilk saatlerindeki sesleri, inanılmaz güzelmiş.

Bu kez, şehir merkezinin kuzey bölümünü geziyoruz. Burada: şehrin en eski tarihi kalıntısı, eski bir kale kalıntısı bulunuyor. Hedefimiz: Kaiserswerth bölgesidir.

Almanya Düsseldorf KAİSERSWERTH-BARBAROS-PFALZ
Almanya Düsseldorf KAİSERSWERTH-BARBAROS-PFALZ

       

KAİSERSWERTH-BARBAROS-PFALZ

Şehir merkezinin kuzey bölümünde: tarihi özellikleri ön plana çıkan bir yerdir. Şehir merkezine, otobüs ile 20 dakika uzaklıktadır. Yani, 8 km. uzaklıktadır.

Yılın her döneminde, ziyaretçilere güzel bir ortam sunar. Buranın merkezinde: Kaiserpfalz denilen cadde bulunmaktadır. Bölgede, bir tarihi kalıntı bölgesi, kafeler ve bira bahçeleri bulunmaktadır.

Almanya Düsseldorf Kaiserpfalz

Kaiserpfalz

Ülkenin efsanevi imparatoru Friedrich Barbarossa’nın; Ren nehri kıyısındaki; 10-12’nci yüzyıllar arasında yapıldığı düşünülen, Ortaçağ kraliyet sarayı kalıntılarının bulunduğu yer olarak önem kazanmaktadır.

Burası, bir zamanlar, Ren nehri üzerindeki en büyük ve etkileyici kale imiş. Burası daha sonra kraliyet sarayına dönüştürülmüştür. Bu eski imparatorluk sarayı kalıntıları, ücretli olarak (3 Euro) gezilebilmektedir.

Günümüze kadar yapılan arkeolojik kazılarda: yapının 1.5 ile 4 metre arasında kalınlığında; 50 metre uzunluğundaki etkileyici duvarları ortaya çıkarılmıştır.

İmparatorluk sarayı kalıntılarının hemen karşısındaki bahçeler içinde: bölgede yaşamış, 5 tarihe mal olmuş kişinin büstü bulunuyor. Bunlar arasında, benim dikkatimi çeken, ünlü bir hemşire olan ve İstanbul’da bir hastaneye adı verilmiş olan Florence Nightingale’dir.

Yanılmıyorsam, bu hemşire, Kırım savaşı sırasında, İstanbul’a gelerek, bir süre günümüzde “Kuleli Askeri Lisesi” binasında, o yıllarda kurulan hastanede görev yapmıştır. İmparator sarayı kalıntılarının hemen yanındaki alanda “Galeria Burghof” isimli bira bahçesini görmenizi öneririm.

Bu saray kalıntısının hemen arkasında, üç etkileyici bina var. Bunlar: Nordtrakt, Mitteltrakt, Foyer und Zweiter Teil ve Südtrakt binalarıdır. Bu binaların hemen arkasında, yine yüksek bir bina: Klstertrakt und Kapelle binası görülüyor.

Bölgede: “Değirmen kulesi” denilen bir sokak var. Bu sokak ta, çok sayıda tarihi bina barındırmaktadır. Sokakta, ayrıca 1852 yılında inşa edilen, uzun cephenin diğer tarafından bulunan, bir “kadın hastanesi” bulunmaktadır.

Yine burada, 11 ve 13’ncü yüzyıllar arasında inşa edilmiş “St. Suitbertus Basilica” sı bulunuyor. II. Dünya savaşındaki bombardımandan üst düzeyde etkilenen yapı, daha sonra kapsamlı restorasyona tabii tutulmuştur.

Clement köprüsü: yerleşim yeri ile, Ren nehri üzerindeki eski ada arasında: 1759 yılında yapılmış bir köprüdür. Köprü üzerinde bulunan “çift başlı kartal” eski imparatorluk simgesidir.

ŞEHİRDE GEZİLECEK DİĞER YERLER

Almanya Düsseldorf CARLSTADT

CARLSTADT

Şehrin merkezine yakın bir semttir. Kö caddesi ile Ren nehri arasında kalan bölümdür.
Buradaki evlerin çoğunda, Barok cepheler dikkat çeker ve aynı zamanda, yaklaşık 100 yıllıktırlar.

Ayrıca, bu evlerin çoğunda, çeşitli sanatçıların atölyeleri bulunmaktadır. Bunların yanında: çeşitli butikler, antika eşya satıcıları ve sanat atölyeleri bulunmaktadır. Bu bölümde, ara sokaklarda, sıkılmadan yürüyerek dolaşabilirsiniz.

Almanya Düsseldorf SCHLOSS MOYLAND MUSEUM-JOSEPH BEUYS KOLESKİYONU

SCHLOSS MOYLAND MUSEUM-JOSEPH BEUYS KOLESKİYONU

Burası: şehrin Kunsthalle denilen bölgesinde, eski bir sanat müzesidir. İsmini aldığı: Joseph Beuys: 1921-1986 yılları arasında yaşamış, bir Alman heykel ve grafik sanatçısıdır. 20’nci yüzyılın en etkili sanatçılarından birisi olarak kabul edilmektedir.

Kendisi: birçok yerel sanatçıya ait, 5000 eser toplamış ve büyük bir koleksiyon oluşturmuştur. Bu koleksiyon, 14’ncü yüzyılda, Schloss Moyland’ın konutu olarak yapılan sitede 1986 yılından itibaren sergilenmeye başlamıştır.

Müze binası, II. Dünya savaşındaki bombardımandan etkilenip hasar görmesine rağmen, yeniden restore edilmiş ve bu restorasyonda, özellikle, neo-gotik dış cephesi orijinalliğini korumuştur.
Müze yapısının birinci katında: odalarda, Beuys koleksiyonu sergilenmektedir.

Almanya Düsseldorf GOETHE MUSEUM

GOETHE MUSEUM

Schloss Jagerhof bögesindedir. Yani, Altstadt bölgesinin hemen doğusunda kalıyor, yani merkeze pek uzak değil, merakınız varsa, rahatlıkla ulaşıp gezebilirsiniz.

Goethe’nin hayatı, çalışmaları, ana teması ile ilgili, yaklaşık 1000 parça obje, burada bulunan 11 odada sergilenmektedir. Bu objeler arasında: ünlü şairin: bireysel çalışmalarının ilk sürümleri, taslak el yazmaları ve mektupları bulunmaktadır.

Almanya Düsseldorf EKO HOUSE-JAPON KÜLTÜR EVİ

EKO HOUSE-JAPON KÜLTÜR EVİ

Ren nehrinin karşı kıyısında, Niederkassel bölgesinde, Bruggener Weg alanındadır.
Japon kültür evi: 1993 yılında kurulmuştur. İçinde: bir kütüphane, uluslararası bir anaokulu ve Avrupa’nın tek Budist tapınağı bulunmaktadır.

Ayrıca: çay odası ve Japon bahçeleri de var.

Buranın en büyük özelliği: bir Japon vatandaşının kendi geleneklerine göre yaşayabilmesi ve yerel insanların yani Düsseldorfluların, Japon gelenekleri ve kültürünü görüp tanımalarının sağlanmasıdır.

Burada, düzenli olarak: konserler, müzik ve tiyatro gösterileri, bahçe partileri, çay törenleri, Budist bayram kutlamaları yapılmaktadır.

NEANDERTHAL ADAMI MÜZESİ

1856 yılında tesadüfen bulunan ve “Neandertal Adamı” olarak dünyaca ünlenen iskeletin bulunduğu bir müzedir. Burada: arkeolojik nesneler ve antik malzemeler bulunmaktadır. Bunlar, insanlık tarihinin gelişimini açıklamaktadırlar.

Yalnız, bu müze, şehir merkezine bayağı uzaktır. Neanderhöhe bölgesinde, şehrin kuzeydoğusundadır.

Almanya Friedrichshafen

lakeside prom.1
Almanya Friedrichshafen

Konstanz gölünün kuzey sahilinde bir Alman şehridir. Baden Württemberg eyaletinde 14 merkezden biridir.

Evet: ben sizlere bu şehri anlatmaya başlamadan önce şunu bilmenizi isterim. Eğer tur ile buraya gittiyseniz: bu şehri sadece gece karanlığında veya sabahın erken saatlerinde yani yine karanlıkta görebilirsiniz. Çünkü: hani “Alplerin gölgesinde 5 ülke” deniyor ya, burası gerçekten Alplerin gölgesinde ama gölge değil karanlıkta göreceğiniz bir yerdir. Öte yandan, burada bir gece kalıyorsunuz ve hani 5 ülkeden biri (Almanya) çetelenize, bir ülke görmüş olarak işleniyor ama görmeden o başka. Neyse: eğer müstakil giderseniz, burası gerçekten göl kıyısında güzel bir yer, umarım zamanınız olur, burayı gezin, güzel yerleri var.

zeplin.1
Almanya Friedrichshafen

ZEPLİN

Bu şehrin en büyük özelliği “zeplin” dir. İlk zeplin uçağı 2 Temmuz 1900 tarihinde kalkmaya başlamış ve Friedrichshafen şehrinde yeni bir dönem başlamıştır. Dünyada ilk zeplin, 1900 yılında burada Graf Von Zepplin tarafından uçurulmuştur.

İlk uçan devlerden, 100 yıl sonra Zeppelin dönemi, 2001 yılından bu yana Konstanz Gölünde seyir halinde devam ediyor. Günümüzde uçun süresi 2 saat olan 13 farklı Zeeplin güzergahı bulunuyor. Alpler boyunca, kasana ve kültürel peyzajlar üzerinde uçuş macerası yaşamak mümkündür. Geniş panoramik pencereler ve her koltuktan etkileyici görüntü sunar.

zeplin.2
Almanya Friedrichshafen

ZEPLİN MÜZESİ

Tarihi liman istasyonu binasındadır. Müze: uçuş geçmişi, inşaat ve seyahatler konusunda dünyanın en büyük koleksiyonunu sunmaktadır. Ayrıca: orijinal boyutlarında Hindenburg’un 33 metre uzunluğunda yeniden yapılandırılmış örneğini görebilirsiniz. Otantik olarak monte edilen yolcu odaları, o dönemde insanların nasıl seyahat ettiğini gösterir. Zeplin Müzesinin iki katının tamamı Zeplin tarihinin ve teknolojisinin farklı yönlerine ayrılmıştır. Daimi sergiye ilaveten burada geçici sergilerde düzenlenir. Son bir not: bu müze, Ortaçağdan günümüze kadar bu bölgedeki tablolara ev sahipliği yapmaktadır.

zeplin hangarı.1
Almanya Friedrichshafen
zeplin hangarı.2
Almanya Friedrichshafen

 

ZEPLİN HANGARI

Müzenin hemen arkasında (Liman istasyonun) dır. Burada Zeplin NT nin yapımı hakkında her şeyi öğrenmek mümkündür. Giriş ücreti 12 Euro’dur.

dornier museum.1
Almanya Friedrichshafen

DORNİER MUSEUM

Burası bir tarih müzesidir. Friedrichshafen havaalanında bulunan bu müzede, havacılık ve uzay tarihinin 100 yılı sergileniyor. Sıra dışı mimarisi, 12 orijinal uçak, bir orijinal helikopter ve uzay yolculuğundan 7 tam boyut sergileri dahil olmak üzere 5000 metre karede, neredeyse 400 parçalık bir sergiye ev sahipliği yapılıyor. Görebilecekleriniz arasında: Luft Hansa AG, Dornier Merkur ya da efsanevi uçan bot Dornier Wall N25’in ilk yolcu uçakları gibi orijinal kopyalar vardır.

SCHULMUSEUM FRİEDRİCHSHAFEN

Burayı ziyaret ederseniz, okulların nasıl geliştiğini, 1850-1900 ve 1930’larda nasıl göründüğünü görebilirsiniz. Eski eğitim belgesi, kalem kutuları, çantalar ve tatlılarla doldurulmuş büyük karton koniler gibi tarihi öğretim materyalleri, şirin sergilerde izleniyor. Örnek: öğrencilere disiplin ve itaat davranışlarını geliştirmek için: ahşap bir eşek üzerinde onları şımartarak veya üç taraflı bir odun parçası üzerinde diz çökmesini sağlayarak uygulamaları görebilirsiniz. Müzede taş tahtaya, yazı yazmayı deneyin.

saray kilisesi.1
Almanya Friedrichshafen

SCHLOSSKİRCHE-SARAY KİLİSESİ

Konstanz gölünün kıyısında, iki kuleli bir kilisedir. Şehrin simgesidir. Kulelerin yüksekliği 55 metredir.

Muhteşem göl manzarasına sahiptir. Barok mimari özelliklerini yansıtır. Kumtaşından kilise, 1695-1701 yılları arasında Christian Thumb tarafından yapılmıştır. 1812 yılında kilise ibadet yeri haline geldi. 1944 yılında yapılan hava saldırısında kısmen tahrip oldu ve 1947-1951 yılları arasında restore edildi ve kilise bir kez daha ibadete açıldı. İç mekana girerseniz Wessobrun okulu sanatçıları tarafından yapılan iç sıvaların güzelliğini görebilirsiniz.

saray.1
Almanya Friedrichshafen

SCHLOSS-PALACE-SARAY

Burası: 1654 yılında Weedartenlı Benedika keşişlerinin manastırı olarak Michael Beer tarafından inşa edilmiştir. 1802 yılında manastır olarak statüsünü kaybeder. 1806 yılında o zamanlar Württemberg krallığı tarafından devralınır. 1823-1830 yılları arasında, Cheteau kraliyet mimarı Giovanni Salucci tarafından, Württemberg kralı Wilhelm için bir kraliyet yaz ikametgahına dönüştürüldü. Manastırın oldukça monoton olan güney kanadı uyarlandı ve binaya bir saraydaki Aura ile merkeze iki katlı bir balkon eklendi. Batı kanadında kraliyet özel odaları ve topluluk odaları, doğu kanadında ise konuk odaları bulunuyor.

1944 hava saldırılarında, yangın bombaları nedeniyle bina ağır hasar aldı. Kanatların üçü, zeminin tonozları ve dış taş duvarlar yakıldı. Komşu binalar bile moloz haline geldi. 1948-1949 yıllarında acil bir tavan yapıldı ve binanın yıkılması engellendi. 1951-1965 yılları arasında ise tarihi mimari düzenlemelere uygun olarak restore edildi. Güney kanat yeniden inşa edildi, geri kalan üç kanat 1958 yılında kaldırıldı.

Günümüzde batı kanadı ve eski ikametgahın güney kanadı: dük ailesi tarafından ikametgah olarak kullanılıyor. Yönetim, doğa kanadına yerleştirildi. Evet günümüzde saray Württemberg Dükü Friedrich’in ikametgahıdır ve ziyarete kapalıdır.

lakeside prom.1
Almanya Friedrichshafen

LAKESİDE PROMENADE

Burası, şehirde, Konstanz gölünün en uzun ve en güzel gezinti yerlerinden birisidir. Rotach nehri ağzından Chateau’ya kadar gölün ve Alplerin muhteşem manzarası izlenir. Buradaki liman alanında sayısız güzel kafe bulunuyor. Bu liman alanı, aynı zamanda gemilerin Konstanz gölündeki tüm önemli yerlere giden yolcuları aldıkları feribot hattı limanıdır. Zeplin müzesi de buradadır. Ayrıca iskelede 22 metre yüksekliğinde bir kule bulunuyor.

boat of sound.1
Almanya Friedrichshafen

BOAT OF SOUND

Sanatçı Helmut Lutz tarafından 2000 yılında inşa edilen “Klangschiff” adı verilen bu sanat eseri, Konstanz gölü kıyısındadır. Çelik ve ahşaptan yapılan geminin boyu 40 metredir. Gemi, Balkan savaşında, bir barış elçisi olarak inşa edilmiştir. Doğu Avrupa ile dayanışmayı temsil eder. Gemi: tüm Tuna nehrini gezerek: Beuron, Ulm, Passau, Linz, Viyana, Bratislava, Budapeşte ve son olarak Sırbistan sınırındaki Mohancs’da demirledi. Gemi: 2000 yılında “Avrupa ağlar” mesajı yazılarak Saraybosna’ya gönderildi. Uzun süren yolculuğun ardından, nihayet Kostanz gölüne demir attı. Günümüzde burada pek çok konser ve performans sergileniyor.

buchom çeşmesi.1
Almanya Friedrichshafen

BUCHHORN FOUNTAİN

Buchhom çeşmesi: şehrin en genç amblemlerinden birisidir. Adenauerplatz’daki kasabanın eski kısmının tam ortasında, belediyenin önündedir. Çeşme, heykeltıraşlar Barbera ve Gernot Rumpf tarafnıdan tasarlanmış ve inşa edilmiştir. 2001 yılında açılmıştır ve o zamandan beri özellikle çocukların ilgisini çeker. Çeşme: geçmişin ve şimdinin, geçmişin ve mitolojinin, sanat ve teknolojinin fantastik bir etkileşimini temsil eder. Fıskiye havzasının merkezinde, fırçalanmış çelik kaplamanın büyük yaprakları hafifçe yükselen bir kompozisyonla dizilmiş, stilize bir ağaç ve kayın duruyor. Soyutlanmış form ağacın kendisini, meyvesi olan beechnut ile birlikte akla getirir. Havzada belli bir açıyla uzanan boynuz, Friedrichshafen kasabasının orijinal adı olan “Buchhorn” (Beechorn) kelimesini oluşturmak için birleştirilir. Çeşmenin ek figürleri, şehrin sanayi gelişimini gösterir.

zeplin çeşmesi.1
Almanya Friedrichshafen

ZEPPELİN FOUNTAİN-ZEPLİN ÇEŞMESİ

Merkez tren istasyonuna yakındır. Şehre hayat veren havacılık endüstrisine, yerel halkın bir teşekkürü olarak yaptırılmıştır. 1909 yılında yaratılmış olan ana figür: savaş yıllarında tüm şehir bombalanırken mucizevi şekilde sağlam kalmıştır. Zeppelin çeşmesi, 2000 yılında orijinaline uygun olarak yeniden inşa edilmiştir.

zeplin anıtı.1
Almanya Friedrichshafen

ZEPPELİN MONUMENT-ZEPLİN ANITI

Kasaba bahçelerinin ortasındadır. Basit fakat heybetli bronz sütun 13 metre yüksekliktedir. Anıt: Ferdinant Graf Zeppelin’in “Bir şeyler aramak için ona inanmak için yeterlidir, o zaman bir başarı olur” sözleriyle bezenmiştir. Anıt heykeltıraş Tomi Schneider Manzell (1911-1996) tarafından yapılmış ve 1985 yılında açılmıştır.

vieving tower.1
Almanya Friedrichshafen

WİEWİNG TOWER ON THE PİER-GÖZLEM KULESİ

2000 yılında kurulan, iskelede bulunan 22 metre yükseklikteki bu kuleden: kalenin kilisesi, bahçeler, arka planda muhteşem Konstanz gölünün panaromik manzarası izlenir. Gözlem kulesinin tasarımı, liman tren istasyonunun klasik mimari unsurlarına atıfta bulunur. Çelik merdivenler, ziyaretçileri kasaba ve gölün muhteşem manzarasına sahip, iki izleme platformuna yönlendiriyor. Daha yüksek platform, alt platform için bir çatı oluşturur. İki platformda toplam 100 kişi kapasite vardır.

house of media.1
Almanya Friedrichshafen

HOUSE OF MEDİA-MEDYA EVİ

Burası, Kostanz gölü kıyısındaki en görkemli binalardan birisidir. Dış cam cephe şeffaflığı ve açıklığı yansıtır. 1967 yılından beri bankalar tarafından kullanılan eski tuz depolama binası, 2002 yılından beri boş duruyordu. Bir proje gurubu tarafından planlar yapıldı ve bina kombine bir iş merkezi haline getirildi. Sonuç olarak, bina tamamen yeniden yapılandırıldı, temel duvarları orijinal formun geriye kalan tek unsurudur.

İki yıldan kısa süren inşaatın ardından, ilk şirketler 2006 yılı sonunda buraya geçmeye başladılar. Mart 2007 yılında şehir kütüphanesi buraya geçti. Yeni binada, yuvarlık çakıl şeklindeki etkinlik salonu “Der Kiesel” bulunur. Salonda: tiyatrolar ve konserler düzenlenir.

haldenberg şapel1.
Almanya Friedrichshafen

HALDENBERG VE CHAPEL

Önce Halbenberg denen yerden söz etmek istiyorum. Burası: 479 metre yükseklikte, geziler için çok sevilen bir yerdir. Burada çok sayıda yürüyüş yolu bulunuyor. Hava açık olduğunda, yürüyüşçüler görkemli bir manzara izleyerek yürüyebilirler. Kostanz gölü, Haldenberg’in eteğindeki ve Alplerin ihtişamlı bir manzarasını sunar.

Aıllıen’deki bu şapel, 1892 yılında marangoz olan Johann Heinzelmann tarafından planlanmış ve yaptırılmıştır. 1921 yılında şapel bulunduğu yerden kaldırıldı ve Haldenberg’de yeniden inşa edildi. Şapel 1996 yılında yenilenmiştir. Yapıda: Kurt Zöller’in “Stern im Lebensmeere” mozaiki görülmeye değerdir.

Almanya Hamburg

Almanya Hamburg

Kuzey bölgesi iklimini saymazsak, Almanya’nın en yaşanılabilir şehridir denilebilir. Tek eksiği: güneş. Diğer Alman şehirlerine göre, daha klas havası olan bir şehir. Hatta ülkenin en zengin şehri denilebilir ve bunun simgesi “hh” dir. Şehrin diğer öne çıkan özelliklerinin başında: burada, çok miktarda Türk yaşıyor olmasıdır. Sokakta gezerken, yanınızdan geçenlerin konuşmalarına dikkat ederseniz, Türkçe konuşmaları duyma olasılığınız yüksektir.

Son olarak: Hamburg: St. Paulidir, gece yaşayan Almanya’dır, denizdir, sekstir, alkoldür, Türk’tür, punktur, gaydır.

Elbe nehri o kadar büyüktür ki, kendinizi deniz kıyısında sanabilirsiniz. New York ve Londra’dan sonra, dünyanın üçüncü büyük müzik merkezidir. Yazın giderseniz, şehrin soğuğundan kurtulup tadına varabilirsiniz.

Almanya Hamburg

HAVAALANI

Hamburg, uluslararası havaalanı, yıllık, 12 milyon yolcu kapasitesine sahiptir. Hamburg Fuhlsbüttel havaalanı olarak isimlendirilir ve 1912 yılında kurulmuştur. Bu nedenle, günümüzde şehir içinde kalmıştır. Yani, şehir içinde, uçakları rahatlıkla görebilirsiniz.
Almanya’nın beşinci büyük havaalanıdır. Şehir merkezine 5 km. uzaklıktadır. Ancak, şehir merkezine 10 km. uzaklıkta, ikinci bir havaalanı bulunmaktadır ki, bunun ismi de, Hamburg-Finkenwerder havaalanıdır.
Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım: transit S-Bahn ile, yaklaşık 20 dakika sürmektedir. Ücreti: 2.80 Euro’dur. Şehir merkezindeki: Fuhlsbüttel denilen yere ulaşılır.
Şehir karayolu ile, Danimarka’ya 1.5 saat uzaklıkta, Amsterdam şehrine ise, 6 saat uzaklıktadır.

Almanya Hamburg

GENEL

Hamburg: Almanya ülkesindeki 16 eyaletten biri olan “Hansa” eyaletinin bir şehridir ve Kuzey Almanya’nın merkezidir. Hükümet, Parlamento, Rathaus ve Belediye binası bulunmaktadır. Hamburg Eyalet Parlamentosuna “Bürgerschaft” deniliyor ve her dört yılda bir seçilen, 121 temsilciden oluşmaktadır. Şehir; kendi içinde, 7 bölgeye ayrılmıştır. Her bölge, bölge yetkilisi tarafından yönetilmektedir.

Şehrin nüfusu: 1.7 milyondur ve ülkenin ikinci büyük şehridir. Avrupa Birliğinin ise, 7’nci büyük şehridir. Kapladığı alan: 755 km. karedir. Bu ölçüler ile, Paris’ten 7 kat ve Londra’dan 2.5 kat büyüktür.

Metropol alanında, yaklaşık 3.5 milyon kişi yaşar. Kişi başına, yaşam alanı olarak 30 m. kare düşer ve bu alan, dünyanın tüm büyük şehirlerindeki ortalamadan daha büyüktür. Bu yerleşik nüfusun, yaklaşık % 28’lik bölümü göçmenlerden oluşmaktadır. 180 farklı ülkeden göçmen bulunduğu söylenmektedir. Bunların başında geldikleri ülke sıralamasında: Türkiye, Polonya, Rusya, Afganistan, Pakistan gelmektedir. Şehirde: “Altona” isimli semt, tamamen Türklerden oluşmaktadır. Şehirde yaşayan 65 bin Türk’ün, bu semte “Altınova” isminin verildiği bile söylenmektedir.

Yeşil alanlar ve rekreasyon alanları, şehrin toplamda, % 14’ünü kapsamaktadır. 2011 yılında, Avrupa Yeşil Başkent ödülü, şehre verilmiştir. Birçok evin önünde: “1943 yılında bombalandı, 1956 yılında yeniden yapıldı” yazan tabelalar görebilirsiniz. Hatta, şehrin birçok yerinde yapılan yol ve temel kazılarında, bazen hala patlamamış bombalar bulunur, bombanın bulunduğu yerler hemen boşaltılır, yollar kapatılır, bomba imha edildikten sonra, hayat normale döner.

Şehirde

90 civarında konsolosluk bulunmaktadır ve bu rakam: New York şehrinden sonra, dünya üzerinde ikincidir.
Asya’dan, 460 şirketin, şehirde şubesi bulunmaktadır. Tıbbi, teknolojik ve Bioteknolojik alanlarda ve uçak yapımında dünya merkezidir. (A380 tipi uçakların gövdesi burada üretilmektedir)

Şehirde, ayrıca: 2302 köprü bulunmaktadır ki, bu sayı: Venedik ve Amsterdam şehirlerindeki köprülerden fazladır.

Hamburg Limanı: dünya çapında en büyük konteynır limanları arasında, 7’nci sıradadır. Bu liman: Kuzey Denizine yalnızca 120 km. uzaklıktadır ve en büyük konteynır gemileri dahi, buraya yanaşabilmektedirler.

Şehirde: 11 üniversite bulunmaktadır. Bunların en büyüğü “Hamburg Üniversitesi” dir. Burada: 39 bin öğrenci eğitim görmektedir. Şehirde: Hamburg Uygulamalı Bilimler Üniversitesinde, 13 bin öğrenci, Teknik Üniversitede 5 bin öğrenci öğrenim görmektedir.

Şehirde

Okyanus iklimi egemendir. Sahile yakın olması nedeniyle, Atlantik okyanusu üzerindeki deniz hava kütlelerinden etkilenir. Kar yağışı nadir görülür. Sıcaklık en yüksek, 22 derecelik ortalama ile, Haziran-Temmuz aylarında görülür. En düşük sıcaklık ise, Aralık-Ocak aylarında, eksi 1-2 derece olarak tespit edilmiştir.

En fazla yağış, Haziran ayında ortaya çıkar. Ama, öyle bir yağış ki, bazen çiseleyen yağmur, bir anda sağanak yağışa dönüşebiliyor. Bu şehirde, yağmur insanların sanırım en büyük sıkıntısı. Şehir gezinize giderken, yanınızda yağmurluk veya bir şemsiye bulunmasında, büyük fayda olduğu veya olacağı kesindir.

Son bir not: şehir, dünya üzerindeki şehirler arasında, yaşanabilirlik anketlerinde; 2009 yılında 23 ve 2010 yılında ise, 10’ncu sırada bulunmuştur.

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI

Şehirde: modern otobüs ve metro trenleri (S-Bahn) bulunmaktadır. Demiryolu istasyonlarında, otomat makinalarından: kısa mesafe, tek binişlik veya günlük binişlik bilet satın alabilirsiniz. Bu arada, Almanya’nın diğer şehirlerinde olduğu gibi, burada da “Hamburg Kartı” denilen toplu bir kart var. Bu kart ile: toplu taşıma sistemi ve müzelerden indirimli yararlanabilirsiniz. Tüm bilet gişelerinden ve otobüs sürücülerinden, Hamburg Kartı satın alabilirsiniz.

Şehir içi ulaşım hatlarında biletsiz yolculuk etmemenizi öneririm. Çünkü: görevliler tarafından, bilet kontrolleri yapılmaktadır.
Giriş kısmı için son bir not: şehirde kaldırımda yürürken, kırmızı çizgili bölgede yürümeyin, çünkü burası bisikletlere ayrılmış yoldur ve burada yürürseniz, bir bisikletli gelip çarpabilir.

S-Bahn ve U-Bahn Trenleri

Aslında, Münih şehrinden büyük olmasına rağmen, Münih şehrinde 6 metro, burada ise 3 metro bulunmaktadır.
Bunlar, şehir merkezi odaklı demiryolu hizmeti ağıdır. Yollardaki trafikten bağımsız olarak, bölge içinde doğrudan ve hızlı hareket sağlanır. Hafta sonları ve tatil günlerinde, bütün gece çalışırlar. Aynı zamanda, pek çok metro otobüsü ve hızlı transit raylı taşıma sistemleri ile bağlantılıdırlar. Metro hattının uzunluğu: 101 km. dir. Bunun 41 km. si yeraltındadır. Metroya bindiğinizde inmek için, iniş düğmesine basmanız gerekiyor, bizim metrolar gibi, kapılar kendi kendine açılmıyor.

Otobüsler

Otobüs servisleri, demiryolu ağı ve metro otobüs sistemiyle bağlantılı olarak çalıştırılmaktadır. Şehirde, 600 den fazla otobüs güzergahı bulunmaktadır. Bunlar, demiryolu hattının boşluklarını doldururlar. Gündüzleri her 5 dakikada gelen otobüsler, akşam olduğunda 30 dakikalık fasılalarla gelirler.

Liman Feribot

Elbe nehrinde hizmet veren feribotlar, 6 limanda çalışmaktadırlar.

Taksiler

Şehirde, 24 saat taksi bulabilirsiniz. Taksiler: geleneksel olarak fildişi beyaz renkte, üzerinde “Taxi” yazısı bulunmakta, sarı-siyah bir işaret, lisanslı taksiyi ifade etmektedir. Şehir merkezinde, bir taksi yolculuğu: yaklaşık olarak 6-12 Euro arasında ücrete tabidir. Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki taksi ücreti ise, 20-25 Euro arasındadır. Taksilerin birçoğu kredi kartı kabul etmektedirler.

Bisiklet

Bu şehir, tam bir bisiklet cennetidir. Yaya kaldırımlarında, kırmızı çizgi ile bisiklet yolları ayrılmıştır. Şehirde, 80 ayrı noktada bulunan istasyonlardan, kırmızı renkli bisiklet kiralayabilirsiniz. Bisiklet ile şehir rahatça gezilebilir, tek sorun yağmur olmasıdır.

GECE HAYATI

Şehirde, Avrupa’nın en büyük kırmızı ışık bölgelerinden olan: Reeperbahn mahallesi bulunuyor. Burası, özellikle seks turizmi için ziyaret edilmektedir. Burada: striptiz kulüpleri, genelevler, barlar bulunmaktadır.
Bu şehir, Almanya ülkesinde gece hayatının en canlı olduğu başlıca yerlerden biridir. Hatta: ünlü İngiliz gurubu “The Beatles”, kendi ülkeleri dışında, ilk sahne aldıkları yer olan şehir meydanı, bugün onların ismiyle anılıyor ve meydanda, gurup elemanlarının heykelleri var, gençler burada müzik yapıyorlar.

TURİZM

Şehirde: 31 tiyatro, 10 kabare ve 50 müze bulunmaktadır. Şehir, Almanya’nın en hızla büyüyen turizm sektörüne sahiptir ve sektörde, şehirde: 200 bin kişinin çalıştığı söylenmektedir.

Elbe ve Alster nehirleri kıyısında, güzel yürüyüşler yapabilirsiniz. Ayrıca: Belediye binası, şehirde ziyaret edilmesi gereken yerlerin başında gelmektedir. Bunun dışında: St. Michaelis başta olmak üzere, birkaç mimari yönden önem kazanan kilise gezilebilir. Dünyanın sayılı büyüklerinden olan liman görülmeli, ayrıca yine şehirdeki birkaç ilginç müze gezilmelidir.

Alster: şehrin kalbinde, büyük bir göldür. Burada: tekne turu yapabilirsiniz. Ayrıca, bu bölgede bir sokak kafesinde kısa mola vererek, yürüyüşler yapabilirsiniz. Bunların yanında: Elbe nehri boyunca bulunan plajları da gezebilirsiniz.

Almanya Hamburg

DOM FESTİVALİ-FUARI

Şehirdeki bu halk festivali, yılda 3 kez yapılmaktadır. (Mart, Ağustos ve Kasım aylarında) Bu festivalde, eğlence ve nostaljiyi aynı anda yaşayabilirsiniz.
Bu festivalde: 3 km. lik bir hat boyunca, gerek eğlence mekanları ve gerekse yeme-içme mekanları kurulmaktadır. Fuar ise: Almanya’nın en büyük fuarlarındandır.

TEKNE TURLARI

Hamburg şehrinin geniş su yollarını keşfetmek için en iyi yol: bir tekne gezisine katılmaktır. Bu tekne gezileri, yaklaşık 4 saat sürer ve Alster gölü-Jungfernstieg bölgesinden kalkarlar. Basit ve kısa bir tur ise, 50 dakika sürer. Bu turda, iç ve dış Alster gölleri görülür ve ücreti: 15 Euro’dur.

Almanya Hamburg

NE YENİR-NE İÇİLİR

Şehirde: 4000 restoran bulunmaktadır.
Yöresel lezzetlerden tatmak isterseniz: domuz pastırması ile pişirilmiş yeşil fasulyeden oluşan: Birnen Bohnen und Speck düşünülebilir. Kuzey Almanya’nın en çok bilinen yemeğidir.
Aalsuppe isimli, yılan balığı çorbası da yoğun tercih edilmektedir.
Nerede yenir derseniz, bu şehirde, bir Türk tarafından işletilen bir restoran önermek istiyorum. “Le Canard” isimli bu restoran: Elbchausse bölgesinde, nehir manzaralı, Akdeniz, Türk ve Doğu mutfağının egemen olduğu yemek türlerini sunuyorlar ve muhteşem bir manzara eşliğinde, güzel yemekler yiyebiliyorsunuz.
Hafencity bölgesinde, Schönes leben denilen yerde: Steakhouse denilen yerde ise: “steak”ler meşhurdur. Burada, medium-rare steak yiyebilirsiniz.
İçki olarak ise, elbette Almanya’nın diğer şehirlerinde olduğu gibi, bira birinci tercih olmaktadır. Bira olarak: holsten, becks, duckstein veya jever tercih edebilirsiniz.

ALIŞVERİŞ

Şehirde, birçok alışveriş caddesi ve alışveriş merkezi bulunmaktadır.
Özellikle Alster çevresinde: alternatif mağazalar, şık butikler ve geleneksel Hamburg modasının sunulduğu mağazalar görülmektedir.
Şehirdeki başlıca alışveriş caddeleri ve alışveriş merkezleri şunlardır:
1. Jungfernstieg,
2. Mönckebergstrabe,
3. Neuer Wall,
4. Colonnaden
5. Europa Passage,
6. Spitalerstrabe,

Özellikle: Mönckebergstrabe mutlaka görülmelidir. Çünkü, şehrin ana alışveriş caddesidir. Belediye Binasının yan sokaklarında da, güzel alışveriş dükkanları bulunuyor. Bu mekanlardaki dükkanlar: genellikle, günlük: saat: 10.00-20.00 arasında açıktır.

Almanya Hamburg

Bu arada: Alster gölü, belediye binasının hemen yakınında, yeni inşa edilen, büyük alışveriş kompleksi “Europa Passage” yi de mutlaka görmenizi öneririm. Belediye binası meydanındaki cam çatı kaplaması altında, hediyelik eşya satan yerler bulunuyor. Schanzenviertel bölgesinde, güzel butikler bulunuyor.

HAMBURG GEZİ PLANI

Şehirdeki gezimize: Hamburg ana tren istasyonu “Hauptbahnhoff” önünden başlıyoruz.

HAUPTBAHNHOFF

Yapı: 1906 yılında hizmete açılmıştır. Günde ortalama: 450 bin yolcuya hizmet verilmektedir. Paris’ten sonra, Avrupa’nın en işlek tren istasyonudur.
9 Kasım 1941 tarihinde, II. Dünya savaşı sırasında, ağır bombardıman sonucu bina tahrip olur. 1985-1991 yılları arasında, tren istasyonu restore edilmiştir. Yapının uzunluğu: 206 metre, genişliği: 135 metredir. Yükseklik: 37 metredir. Saat kulelerinin yüksekliği: 45 metredir. Saatlerin çapı: 2.2 metredir.

Evet, tren istasyonu önünde yoğun araç trafiği görülüyor. Sonra: istasyonun önünde, Türk döner ve kebapçılarının bulunduğu caddeye (2 Mönckebergstrabe) giriyoruz ve hemen istasyonun karşısındaki caddeden ilerleyince, sol tarafta kalan bu caddeyi görüyoruz. Bu cadde üzerinde bulunan “dönerciler”de, güzel bir döner yiyebilir ve üstüne çay içebilirsiniz.

Sonra: İstasyonun hemen yanında bir müze var.

MUSEUM FÜR KUNST UND GEWERBE

Hauptbahnhof-Glockengieberwall bölgesindedir. Giriş ücretlidir: 5 Euro.
Yapı: 1867 yılında yapılmıştır. 1943 yılındaki bombardımanda yıkılan müze, 1959 yılında yeniden yapılmıştır.
Burası, Avrupa uygulamalı ve dekoratif sanatlar müzelerinin en öne çıkanıdır. Bunlar arasında bulunanlar: 17 ve 18’nci yüzyıllardan kalma porselenler, İslam sanatına ait: çömlek, halı ve kitaplar, tarihi klavyeli enstrümanlar, en eskisi 16’ncı yüzyıldan kalma halılar, mobilyalar, Japon çay evi ve töreni aksesuarları, 1914-1945 yılları arasındaki dönemlere ait, çeşitli heykelcikler bulunmaktadır.
Yani, genel anlamda, müze koleksiyonunda: ortaçağdan günümüze kadar olan döneme ait: Avrupa, İslam ve Uzak doğu kültürü sanat ve el sanatları örnekleri sergilenmektedir.

Sonra, yine istasyon önüne dönüyoruz. İstasyonun arka çıkışında, çarşı, alışveriş merkezi ve birçok restoran ve kafeterya var, orada bir süre gezdikten sonra, kuzeye doğru, GlockengierBerwald caddesi üzerinde yürümeye devam ediyoruz. Bu cadde üzerinde, yine bir müze var.

Almanya Hamburg

KUNSTHALLE

Hauptbahnhof kuzeyinde, Glockengieberwall bölgesindedir.
Burası bir sanat müzesidir.
Müze binası: mimar Fritz Schumacher tarafından, 1863-1869 yılında, İtalyan Rönesans stilinde yapılmıştır. Yapılışı sırasında, özel girişimcilerin büyük ekonomik katkılarının olması önem kazanmaktadır.
Almanya’nın en büyük sanat müzesidir. Müze koleksiyonunda bulunanlar: 17’nci yüzyılda, özellikle Hollandalı sanatçıların (Rembrant gibi) resimleri görülmektedir. Ayrıca: Alman romantizm dönemi resimleri görülmektedir. Bunun dışında: müzede, yıllık ortalama 20 civarında, geçici sergi açılmaktadır.

Bu cadde: Alter gölüne çıkıyor.

Almanya Hamburg

ALSTER

Bu göl: şehir merkezinde bulunan ve 2 bölümden oluşan bir cazibe merkezidir. Bu iki bölüm:
1. Aussenalster (Dış Alster)
2. Binnenalster (İç Alster)

Alster civarındaki tüm binaların tek bir örnektir. Bunların dış cephe boyaları beyaz, çatıları bakır kaplı olmak zorundadır. Çünkü: şehir manzarasında özel bir karizma yaratılmıştır.
Özellikle: Aussenalster: şehirliler tarafından çok tercih edilen bir yerdir. Hamburglular, burayı bir koşu ve buluşma yeri olarak kullanırlar. Ayrıca: insanlar, burayı kitap okumak ve güneşlenmek için de kullanırlar. Burada: 7400 metre uzunluğunda bir yürüyüş yolu bulunmaktadır. Göl’de, sandal kiralamak da mümkündür.
Evet: burası tam bir yeşil cennet olarak değerlendirilmektedir.

Alters gölüne geldiğimizde, yol ikiye ayrılıyor.

Biz: her iki gölün arasındaki yoldan, yani “Lombardsbrücke” caddesinden ilerlemeye devam ediyoruz. Karşımıza bir köprü çıkıyor ve yine yürümeye devam ediyoruz. Bir süre sonra, gölün çevresinden dolaşan yolu takip ettiğimizde, sola dönen “Esplanade/Neuer Jungfernstieg” caddesine dönüyoruz. Yorulduğunuz zaman: göl kıyısındaki ahşap banklarda dinlenme molaları verebilirsiniz.

Şimdi: Neustadt bölgesindeyiz. Buradan ilerlediğimizde: Jungfernstieg sokağına ulaşıyoruz. Yine, solumuzda göl bulunuyor.

Almanya Hamburg

JUNGFERNSTİEG

Reesendammbridge ve Gansemarkt arasında bulunmaktadır. Burası, Almanya ülkesinin ilk asfalt sokağıdır.
Burası, dünyanın en güzel alışveriş caddelerinden biri olarak kabul edilebilir. Burası hakkında; geçmişe yönelik bir kısım geleneklerden söz etmek mümkündür. Eski dönemlerde: şehirde yaşayan bekar bayanlar ve asil genç kızlar: burada Pazar günleri yürüyüş yaparlarmış ve bunlara “Jungfer” denilirmiş. Caddenin isminin buradan geldiği söyleniyor.

Günümüzde, burada, birçok seçkin marka ürünün satıldığı mağazalar bulunuyor. Ayrıca, Almanya’nın en güzel restoranı “Alster-Pavilion” ve 1799 yılından bu yana faaliyette bulunan “Cafe Alex” bulunmaktadır. Bu kafenin hemen yanında: Alster iskelesi var. Burada güzel bir alışveriş ve gezinti sonrasında, nehirde rahatlatıcı bir tekne gezisi de yapabilirsiniz. Özellikle, gölün kıyısına yakın yerdeki, bir hayli yüksek su fıskiyesi dikkatinizi çekecektir.

Yürümeye devam ettiğimizde, köprü var, onu geçince, “Job AG” binasının önünden, sağa dönüyoruz. Hedefimiz, Rathaus yani Belediye Binasının bulunduğu meydan. Buraya:; Hamburg-Mitte bölgesi deniliyor.

Almanya Hamburg

 

RATHAUS-CİTY HALL-BELEDİYE

Şehir merkezinde, Altstadt-Binnenalster bölgesindedir. 11 yıllık bir inşaat faaliyeti sonucunda, mimar Martin Haller tarafından, 1897 yılında: bir yangın ile yok olan eski belediye binasının yerine inşa edilmiştir.
Tarihi süreçte, birçok tarihi olaya tanıklık eden binada, günümüzde: Belediye, Senato ve Hamburg Parlamentosu bulunmaktadır. Bu birimler, 647 odalık yapıda çalışmaktadırlar. 6 oda daha bulunsa, İngiltere-Buckingam sarayı ile aynı büyüklükte olacakmış.

Kulenin yüksekliği: 112 metredir. Toplam inşaat alanı: 5400 m. karedir. Lobi bölümü: konserler ve sergiler için kullanılmaktadır. Yani, halka açıktır. Zemindeki “Hamburg Parlamentosunda, 121 temsilci, restore edilmiş bir odada bir araya gelmektedirler.
Yapı, rehberli turlarla gezilebilmektedir. Giriş ücretlidir. Yetişkinler için 3 Euro, Hamburg kart sahipleri ve çocuklar için: 0.5 Euro’dur.

Buradan sonra, Belediye Binasının hemen solundan, Rathaus Apotheke mağazasının hemen yanındaki caddeden ilerliyoruz. Burası “4 Grobe Johannisstrabe” caddesidir. Hedefimiz “St Nicolas kilisesi” dir.

Almanya Hamburg

ST.NİCHOLAS KİLİSESİ

Bir zamanlar, şehrin en önemli 5 kilisesinden biri olan yapı, günümüzde harabe halindedir. Çünkü: II. Dünya savaşında bombardımandan etkilenmiştir. Yapıldığında, yani 1874 yılında, dünyanın en yüksek binası imiş ve günümüzde de, halen şehrin ikinci en yüksek binası olma özelliğini korumaktadır.
Kilise: 1874 yılında, denizcilerin koruyucu azizi olan, Nicholas adına yapılmıştır. 1517 yılında eklenen kule, 1589 yılında yanmıştır.

Yeniden yapılan kule, 1644 yılında çökmüştür. Sonra yeniden yapılan ve günümüzde görülen kule: 122 metre yüksekliktedir. Kilise yapısı: II. Dünya savaşı sonlarında, şehirdeki diğer 5 kilise gibi, bombardımanda yıkılmış, yalnızca kulesi ayakta kalabilmiştir. Ancak, diğer dört kilisenin aksine, St. Nikolia kilisesi, savaşa karşı bir anıt olarak yeniden dikilmiştir. Söylediğim gibi, çan kulesi halen ayaktadır ve kentin yukarıdan panoramik görüntüsünü görmek isterseniz, kuleye camdan yapılmış bir asansör ile çıkabilirsiniz. Gözlem terası: 77 metre yüksekliktedir. Yalnız ücretlidir ve ücret: 3.70 Euro’dur.

Buradan sonra, 2 blok ötede, uzun kulesi görülen, başka bir kilise yapısına doğru yürüyoruz. Burası: “St. Catherines kilisesi” dir.

Almanya Hamburg

ST.CATHERİNE KİLİSESİ

Şehirdeki 5 Lutheran kilisesinden biridir. Yani, Protestan kilisesidir. Kilisenin sivri kulesi: 13’ncü yüzyıldan kalmadır. Şehrin iyi korunmuş en eski yapısıdır. Denizcilerin kilisesi olarak önem kazanmıştır.

Bunu gördükten sonra, nehir kıyısından, sağ istikamette ilerlemeye devam ediyoruz. Nehrin karşı kıyısındaki büyük bina :”Ambient Media Gmbh” binasıdır.
Beiden Mühren-Katharinenkirchof caddesinden ilerliyoruz. Mares Shipping GmbH binasının köşesine gelince, nehrin karşı kıyısına geçiyoruz. Çelik konstriksüyonlu köprünün girişindeki heykel dikkatinizi çekecektir. Bu köprüyü geçtikten sonra: karşı kıyıdaki hedefimiz müzeler bölgesidir.

Köprüyü geçtiğimiz gibi, hemen sağ yanda, bir müze var.

Almanya Hamburg

DUNGEON

Kehrwieder bölgesindedir. Burayı ziyaret etmek isterseniz bir gün önceden rezervasyon yaptırmanız gerekmektedir. Giriş ücreti: büyük 21 Euro, çocuk 17 Euro, öğrenci: 20 Euro’dur. Küçük çocukların girmesinin uygun olmadığını düşünüyorum.
Speicherstadt bölgesinin altında, asansörle inilen bir yerdir. Burada, 90 dakikalık tur sırasında: tarihi işkence yöntemlerini görebilirsiniz. Ayrıca: yine çeşitli felaketler (örneğin: yangın, sel, deprem) canlandırılıyor. Yani, fantastik bir yolculuk için hazır olun.

Almanya Hamburg

 

MİNİATUR WUNDERLAND

Landungsbrücken yakınlarında, eski bir depoda bulunmaktadır.
2000 yılında açılmıştır. Giriş ücretlidir. Giriş ücretleri: yetişkin 12 Euro, 16 yaşından küçük çocuklar 6 Euro’dur.
Şehrin turistik güzelliklerini vurgulamaktadır. Hamburg şehrinin, 200 metre karelik bölümünde, şehrin en gözde mekanları görülmektedir. Yani, Hamburg şehrinin minyatür bir kopyasıdır. Aslında burada yalnızca Hamburg şehri değil: Alpler, Avusturya, Amerika, İskandinav ülkeleri, İsviçre gibi yerlerinde, minyatür örnekleri sergilenmektedir.

Ama, daha da önemlisi, dünyanın en büyük model demiryolu sistemini göstermesi açısından ilgi çekmektedir. Yani, bir anlamda: dünyanın en büyük model tren sistemidir. Bu model tren sistemi: 2000 yılında, Frederich ve Gerrit Braun isimli iki kardeş tarafından yapılmıştır. Günümüze kadar, 1000 m. karelik bölüm tamamlanmış olup, çalışmalarına devam etmektedirler. Yani, 2020 yılına kadar olan süreçte: en az 10 bölüm daha yapılmasının planlandığı söyleniyor. Sergilenen figürlerin sayısı: 215 bin ağaç, 200 bin insan, 11 bin araba, 890 tren, 300 bin ışık.
Ayrıca, ,burayı ziyaret ederseniz: minyatür bir havaalanını hayranlıkla izleyebilirsiniz. Hatta: şantiyeler, inşaat alanlarını görebilirsiniz.

Almanya Hamburg

SPİCEY GEWURZ MUSEUM-BAHARAT MÜZESİ

Speicherstadt bölgesindedir.
Burası: baharat, baharat depolanması, kalitesi ve kullanılması hakkında, ziyaretçileri bilinçlendirmek ve bilgilendirmek için açılmıştır. Dünya üzerindeki tek baharat müzesidir.
Burada, yaklaşık 350 m. karelik alan üzerinde, son 500 yıllık sürece ait, 50 farklı baharat sergilenmektedir ve bunların kokusunu hissedebilirsiniz.

Buradan çıktıktan sonra: Am Sandtorkai caddesi istikametinde yürümeye devam ediyoruz. Elite Medianet binası, sağımızda kaldığında, hemen onun gerisindeki alanda, bir yerleşim yeri projesi görülüyor. Hafencity.

Almanya Hamburg

 

HAFENCİTY

Speicherstadt yakınlarındadır. Am Sandtorkai bölgesindedir.
1 Mart 2008 yılından bu yana, Hamburg limanı bölgesinde yapılan en büyük şehir planlaması çalışmasıdır. Buna bağlı olarak: cazip yaşam alanları ve çeşitli anıtlar inşa edilmiştir. Bu bölgedeki proje çalışmaları bittiğinde: şehir merkezinin, günümüzdekinden % 40 daha genişlemesi beklenmektedir. Bu yeni alanda: 40 bin kişi işyerlerinde çalışacaklar ve 12 bin kişi, ikamet edeceklerdir. Projenin tamamlanmasının, 2020-2030 yıllarına denk geleceği söyleniyor.

Bu bölgede: zaten yeni bina inşaatları ve yüksek vinçler hemen dikkatinizi çekecektir. Am Sandtorkai caddesi üzerinde yürümeye devam ediyoruz. Sağ yanda, yüksek vinçlerin altında, bir müze var.

Almanya Hamburg

İNTERNATİONALES MARİTİMES MÜZESİ-ULUSLARARASI DENİZCİLİK MÜZESİ

Şehrin, Hafencity-Speicherstadt denilen bölgesindedir. Özel sektöre aittir. Giriş ücretlidir, 12 Euro.
Burası, uluslararası denizcilik müzesidir. Müzede: 10 katta: 40 bin civarında obje ve 1 milyondan fazla fotoğraf bulunmaktadır. Ayrıca: birçok model gemi, üniforma ve deniz sanatına ait eser sergilenmektedir. Bunların büyük çoğunluğu: özel koleksiyoncu Peter Tamm’a aittir. Bu koleksiyon: 1934 yılında toplanmaya başlamıştır. Bu koleksiyonun sergilenmesi için tahsis edilen müze binası, 2008 yılında açılmıştır. Bina: 1878-1879 yılları arasında, tahıl deposu olarak yapılmış ve 2003 yılı sonuna kadar depo olarak kullanılmıştır. Ahşap ve çelik sütunlar ile desteklenerek yapılan binanın dış duvarları tuğladandır. Neo-gotik tarzda inşa edilmiştir.

Oberbaumbrücke caddesi üzerinde ilerlemeye devam ettiğimizde, ileride sağda yine bir müze var.

Almanya Hamburg

 

DEİCHTORHALLEN

Deichtorhallen bölgesindedir.
Müze yapısı: 1911-1914 yılları arasında yapılmıştır. Müze olmadan önce, burası: sebze-meyve Pazar yeri olarak kullanılmıştır. Hatta: 1984 yılında, çiçek pazarı olarak değerlendirilmiştir.
Günümüzde: 5600 m. karelik bir kapalı alanda: çağdaş sanat ve fotoğraf alanında, birçok eser sergilenmektedir. Bunlar arasında: tanınmış heykeltıraşlar, ressamlar ve tasarımcıların sanat içerikli eserleri görülmektedir. Özellikle: fotoğraf arşivi konusunda önem kazanmaktadır. Ayrıca, burada, büyük bir gazetecilik arşivi bulunmaktadır. Yani, Avrupa’nın en büyük çağdaş sanat ve fotoğraf müzesi denilebilmektedir.

Müzenin hemen önünde, gökyüzüne baktığınızda bir balon göreceksiniz. Highflyer-Balloon.
Buradan, tam ters istikamete, batıya döndüğümüzde, bu kez karşımıza yine mimari özellikleri öne çıkan bir bina çıkıyor.

Almanya Hamburg

CHİLEHAUS

Yapı: Johann Friedrich Höger tarafından: 1922-1924 yılları arasında yapılmıştır. Höger: 1877-1949 yılları arasında yaşamış bir Alman mimardır. Bu meşhur eseri: 10 katlı bir ofis binasıdır ve Şili evi olarak bilinir. Bir geminin pruvasını anımsatan üst ve yan cepheleriyle ünlüdür.

Evet, Hamburg-Altstadt bölgesinde, bugünlük gezimizi burada noktalıyoruz. Bulunduğumuz yoldan doğru ilerlersek, ileride St. Nicolas kilisesine ulaşılıyor.

Gezimizin bu bölümünde: bulunduğunuz yerden bir şekilde: Rödingsmarkt denilen metro istasyonuna gidiyoruz ve burada iniyoruz.

Ludwig-Erhard-Strabe caddesinden ilerliyoruz. Cadde üzerinde ilerlerken, solumuzda bir kilise yapısı görülüyor.

Almanya Hamburg

ST.MİCHAELİS KİLİSESİ

Neustadt bölgesinde, Ludwig-Erhard Strabe güneyindedir. Türkische Planke denilen yerdedir.
Şehrin en ünlü kiliselerinden birisidir. Yapı: 1648-1661 yılları arasında, Barok mimari tarzda inşa edilmiştir. Ancak, günümüzde görülen kilise yapısı, çeşitli dönemlerde ayrı ayrı inşa edilmiştir. En son olarak, 177-1785 yılları arasında, 132 metre yüksekliğindeki kule eklenmiştir.
İkinci bina ise, 1906 yılında, bir yangın sonucu yıkılır. 1907-1912 yılları arasında ise yenilenir. 1983 yılında ise, binanın genelinde büyük bir restorasyon yapılır ve bu sırada, çatı bakır ile kaplanır.
Günümüzde, kilise: 3000 kişilik bir koltuk kapasitesine sahiptir. 1736 yılından bu yana bulunan para toplama kutusu ilgi çekmektedir. 1912 yılında yapılan altar: 20 metre yüksekliktedir. 132 metrelik çan kulesi: şehrin ve limanın mükemmel bir manzarasını sunmaktadır. Bu çan kulesine, ister yürüyerek veya ister asansörle çıkabilirsiniz

Yine, aynı cadde üzerinde ilerlemeye devam ediyoruz. Bir süre sonra, sola dönüyoruz. Millerntorplatz caddesine dönüyoruz. Hedefimizde, bir müze var. Bir süre ilerledikten sonra, müze, solumuzda kalıyor.

Almanya Hamburg

PANOPTİKUM

Burası, Almanya’nın en eski ve büyük “balmumu” müzesidir.

Müzeyi ziyaret ettikten sonra, arzunuza göre: şehrin seks turizminin yoğunlaştığı bir bölgeye gideceğiz. Elbette, aile ziyaretçilere burayı önermek mümkün değildir. Reeperbahn caddesi üzerinde ilerliyoruz.

Bir süre sonra: şehrin “kırmızı ışıklı caddesine” ulaşıyoruz.

Almanya Hamburg

REEPERBAHN

Şehir merkezinin batısındadır. Eskiden, 1600’lü yıllarda, burada, gemi halatlarının üretildiği bir yer varmış ve Almanca gemi halatı kelimesi olan “reep” ismi nedeniyle, bölgeye bu isim verilmiştir.
Burası, Hamburg şehrinin en ünlü, gece hayatının merkezi caddesidir. Burada: birçok gece kulübü ve seks turizminin yapıldığı yerler var. Özellikle: seks ile ilgili her türlü materyalin satıldığı dükkanlar var. Red Light District gibi alçak binaların giriş katlarında, pencerelerden bakıldığında, içeride, sandalyeler de iç çamaşırları ile oturan kadınları görmek mümkündür. Bu bölgeye, yanlışlıkla veya meraktan giren kadınlara izin verilmiyor. Fahişeler, bu yanlışlıkla giren kadınlara, yumurta-su atıyorlar, aman dikkat.

Ancak, her şeye rağmen, burada dikkat edilmesi gerekiyor. Özellikle: tenha yerlere takılmamanızı öneririm, çünkü agresif olabilen insanlar var. Tek başınıza buraya giderseniz, büyük olasılıkla, çevrenizde toplanan bayanlar olacaktır, bunlar sizi kendi mekanlarına doğru çekiştireceklerdir.
Ancak: bunların yanında, bölgede: birçok tiyatro, müzik kulüpleri, restoranlar ve diskolar da bulunuyor.

Evet, bugünlük gezi planımız da burada noktalanıyor.

ŞEHİRDE GEZİLECEK DİĞER YERLER

Almanya Hamburg

ELBE NEHRİ

Nehir Çek Cumhuriyetinden doğar ve 1091 km. yol kat ettikten sonra, Hamburg, Magdeburg ve Dresden şehirlerinden geçerek, Kuzey Denizine akar.
Elbe plajı: Hamburg şehrinin Othmarschen ve Ovelönne ilçelerinde: plajlar bulunmaktadır ve şehir merkezinden, buraya ulaşmak mümkündür. Havanın güzel olduğu dönemlerde, bu plajlar, yerli ve yabancı ziyaretçiler tarafından yoğun olarak tercih edilmektedirler. Burada insanlar güneşlenir ve nehrin öbür yanındaki liman ve limandaki konteynırların manzarasını izleyebilirler.
Batı plajı bölümünde: 1999 yılındaki taban taramaları sırasında, nehirden çıkarılan, 19.7 metre çevresi olan ve 217 tonluk “Alter schwede” isimli taş parçasını görebilirsiniz.
Bunun dışında: Elbe nehri boyunca uzanan bisiklet yolu: yürüyüş meraklıları ve bisiklet binenler içinde güzel olanaklar sunmaktadır.

Almanya Hamburg

 

FİSCHMARKT

Burası, Elbe nehri kıyısında, Hafenstrabe ile Grobe Elbstrabe arasında, bir Pazar yeridir. Ancak, burası yalnız balık ve deniz ürünlerinin satıldığı bir Pazar yeridir ve her Pazar günü, birçok insan buraya alışveriş yapmaya gelirler.

Almanya Hamburg

HEİNRİCH-HERTZ KULESİ

Hertz: Hamburg doğumlu bir Alman fizikçidir. Telekominikasyon kulesi, 1965-1968 yılları arasında inşa edilmiştir. Şehrin en yüksek binasıdır ki uzunluğu: 280 metredir. Beton bölüm: 205 metre, onun üzerinde 45 metrelik çelik kafes ve 30 metrelik, çeşitli antenlerden oluşan, üç parçalı silindir bulunmaktadır.
128 metre yükseklikte: iki katlı gözlem terası ve restoran bulunmaktadır. Buraya: iki hızlı asansör ile çıkılabilmektedir. Ancak, gerek restoran ve gerekse gözlem istasyonu, yangın tehlikesine karşı, 2001 yılında kapatılmıştır. Yani, bu devasa yapıyı, yalnızca uzaktan izlemekle yetineceksiniz.

PLANTEN UN BLOMEN

Burası, bir parktır. Şehir merkezinde, 47 hektarlık bir alana yayılmıştır. Bu park alanına ilk bitki: 1821 yılında dikilmiştir. Parkın hemen girişinde: Hamburg Dammtor demiryolu istasyonu bulunmaktadır. Park içinde: su ve ışık gösterileri, konserler, tiyatro gösterileri düzenlenmektedir. Bir anlamda, şehrin botanik bahçesi de denilebilir. Giriş ücretsizdir.

Almanya Hamburg

KÖHLBRAND KÖPRÜSÜ

Bu köprü, Hamburg limanında, Elbe nehri üzerinde, bir kablo askılı köprüdür. Köprü: 4 yıllık inşaat faaliyeti sonunda, 1974 yılında hizmete açılmıştır. Bizim İstanbul-Boğaz köprüsüne benzemektedir. Hatta, üzerinden atlayarak intihar edenler olduğu bile söyleniyor. Ama günümüzde yaya trafiğine kapalıdır. Üzerinden, her gün 40 bin otomobil geçtiği söyleniyor. Deniz seviyesinden yüksekliği: 53 metredir. Kulelerinin yüksekliği: 135 metredir.

Almanya Hamburg

 

BALLİN STADT AUSWANDERWELT HAMBURG

Vaddeler Bogen bölgesindedir. Giriş ücretlidir, 12 Euro.
Burası: 1850-1939 yılları arasında, yaklaşık 5 milyon Avrupalı göçmenin, Hamburg üzerinden, HAPAG gemisiyle, Amerika’ya göç etmek isteyen göçmenlerin, tıbbi bakımlarının ve konaklama imkanlarının sağlandığı bir yer olarak 1898-1901 yılları arasında inşa edilmiştir.
Yani, bir anlamda, dünyaya açılım kapısıdır. Burada: yemek yerleri, lojmanlar, hamam, kilise, Sinegog, müzik pavyonu ve tıbbı muayene odası ve 30 yapı daha bulunmaktadır. Biraz önce söylediğim gibi, Avrupalı göçmenler, Okyanusu geçip Amerika’ya gitmeden önce, burada kalmışlardır.

Almanya Hamburg

TİERPARK HAGENBECK

Şehrin, Stelingen bölgesindedir.
Burası, Hamburg şehrinin hayvanat bahçesidir.
Carl Hagenbeck tarafından, 1863 yılında toplanan hayvanlar, parkın ilk temelini teşkil etmektedirler. Hagenbeck: 1907 yılında, ilk hayvanat bahçesini oluşturduğunda, hayvanları kafeslere koymak değil de, çevrelerinde hendekler açarak barındırmayı tercih etmiştir.

II. Dünya savaşı ardından, bombalama sonucu hayvanat bahçesi tamamen yıkılır. Savaştan sonra yeniden inşa edilir ve günümüzde, özel bir hayvanat bahçesi olarak “Hagenbeck” ailesi tarafından işletilmektedir. Hayvanat bahçesi hakkında ilginç bir anı var. 1956 yılında, bu hayvanat bahçesinden kaçan 45 maymun, uzun süre Hamburg şehrinin altını üstüne getirmiştir. Hatta: maymunlar, evlerden tek tek toplanmıştır.