Malezya Negeri Sembilan

Malezya Negeri Sembilan

Bu eyalet: Malezya’nın güneybatısındadır. Yüzölçümü6.600 km karedir. Malakka boğazına 48 km lik kıyısı bulunmaktadır. Eyalet ekonomisinin temelleri: turizm, tarım ve madencilik sektörlerine dayalıdır.

Etnik kimlik olarak Malaylar ve din olarak ise Müslümanlar çoğunluktadır. Tarımsal faaliyetler içinde yaygın olan: kauçuk ve palmiye yağı üretimidir. İklim: ekvatora yakın olması nedeniyle genellikle sıcak ve nemlidir.

Ortalama ısı 27-30 derece arasındadır. Ekim-Nisan ayları arasındaki dönem ise, muson yağmurları nedeniyle ıslak dönem olarak isimlendirilir. Bunun dışındaki aylar ise, genellikle kurudur.

Eyalette alışveriş yapmak için birçok alışveriş merkezi bulunmaktadır. En önemli alışveriş merkezi “Seremban Parade” dir. Burası şehrin ortasında olması nedeniyle en uğrak yerdir.

Burada: yerel lezzetleri tatmak isterseniz, özellikle, bir tür pişmiş pasta olan “Seremban Siew Pau” denemelisiniz. Bu pasta: hafif, sıcak ve çıtırdır.

Bir fincan çay ile mükemmel gider. Ayrıca, burada deniz ürünlerinin de birçok çeşidini gayet uygun fiyatlara bulabilirsiniz.

Malezya Negeri Sembilan

Eyaletin popüler turistik bölgeleri şunlardır

Malezya Negeri Sembilan Tampin Müzesi

Tampin Müzesi

Jalan Bukit Tampin denilen yerde bulunan bu tek katlı müze binası: 1920 yılında inşa edilmiştir. Bina: sarkan ağaçlar ve çalılarla kaplı bir dinlenme parkı yakınlarındaki tepelik alandadır. Yapı uzun yıllar yüksek rütbeli devlet memurları tarafından ikametgah olarak kullanılmıştır.

Eyaletin ilk müzesi olarak bilinir. Müzedeki sergi alanlarında: müzik aletleri, geleneksel Malay silahları ve geleneksel kıyafetler gibi Malay toplumunun kültürel yaşamını simgeleyen eşyalar sergilenmektedir.

Müze aynı zamanda, eski günlerin tarım araçları gibi bazı sıra dışı ve bilgilendirici öğeleride barındırmaktadır.

Malezya Negeri Sembilan Seremban Şehri

SEREMBAN ŞEHRİ

Kuala Lumpur ile şehir arasındaki uzaklık 64 km dir. Malaka ile arasındaki uzaklık ise70 km. dir. Şehir, Victoria dönemi yapıları ve Çin ticarethaneleriyle ilgi çeker. İlk olarak madencilik toplumu için inşa edilmiştir.

Şehirde Malay, Çinli ve Hintliler yaşamaktadır. Şehirde konuşulan dil “Malayca” dır. Genç kuşak Mandarin ve Tamil dili konuşur. Şehirdeki ilk demiryolu tren istasyonu 1924 yılında inşa edilmiştir. Şehir eski kraliyet merkezidir ve bu yüzden “Kraliyet Şehri” olarak tanınır.

Deniz kıyısından biraz içeride kalıyor yani deniz kıyısında değildir. Denize 30 km uzaklıkta, Linggi nehri vadisindedir. Zaten bu nehir şehrin gelişiminde önemli rol oynamıştır. Bölgede geçmişten gelen “kalay” madenciliği de yaygındır. Nehir, kalay tüccarları tarafından ulaşım için yoğun kullanılmıştır.

Şehir: Malezya genelinde suç oranı düşük yerlerden birisidir yani oldukça güvenli bir şehirdir. Şehri ziyaret etmek isterseniz: Nisan-Ekim dönemleri arasında muson yağmurlarını dikkate almanızı öneririm. Yılın geri kalan kısımlarında hava kurudur. Sıcaklık genellikle 25-30 derece arasındadır.

Dewan Undangan Negeri-Eyalet Meclisi

Burası şehrin en etkileyici mekanlarından birisidir. Eyalet meclisi olarak kullanılmaktadır.

 

Taman Seni Budaya Negeri-Sanat ve Kültür Kompleksi

Sanat ve Kültür Kompleksi: Seremban şehrinden 2 km uzakta, Jalan Labu denilen yerdedir.

8 dönümlük kültür kompleksi içinde, geleneksel tarzda restore edilmiş iki küçük bina (Teratak Perpatih, Minangkabau evi) bulunuyor. Ayrıca: bir zamanlar saray olarak yapılan ve günümüzde “Kraliyet Müzesi” olarak kullanılan bir yer de bulunmaktadır.

Minangkabau geleneksel evi: task şeklindeki benzersiz çatısı ile ilgi çeker. Minangkabau evi: halk arasında “Hayalet evi” olarak bilinir. Burası: 1898 yılında bir Malay prensesi tarafından yaptırılmıştır. Ahşap ve gizemli ev: eski mobilyalar ile döşenmiştir.

Malezya Negeri Sembilan Kraliyet Müzesi-Sri Menanti Sarayı

Kraliyet Müzesi-Sri Menanti Sarayı

Burada bulunan “Kraliyet Müzesi” (Sri Menanti Sarayı) ise, şehrin en çok ziyaret edilen yerlerinden birisidir. Müze 1953 yılında kurulmuştur. Müzenin bulunduğu ahşap kale: ince oyma panelleri ile göze batar ve ağır sürgülü bir çift kapıdan içeriye girilir.

Binanın uzunluğu 66.5 metre ve genişliği 23 metredir. Yapının en büyük özelliği: tek bir çivi veya tahta kazık olmadan yapılmış olmasıdır. Çünkü: sarayı yapan ustalar, yapının uzun süre dayanmasını hedeflemişlerdir.

Malezya’da son kalan birkaç ahşap saraydan biridir. 4 katlı saray: dübel ve perçinlerle yapılmıştır. Ahşap direklerin üzerinde yükselmektedir. Sarayın merkezinden yükselen, tek bir cengal ağaç gövdesinden oyularak yapılan kule 20 metre yüksekliktedir.

Merkez kulenin çatı dekorasyonu: Minangkabau evlerinin koruyucu bir sembolü olarak kabul edilen kilitli bir çift manda boynuzu şeklindedir. Saray: özellikle çeşitli klan savaşçılarını temsil eden 99 sütunu ile dikkat çeker. Siyah renkli saray: altın-oyulmuş çiçek motifleriyle süslenmiştir. Zeminden 2 metre yüksektedir. Uzun bir balkonu vardır.

Çeltik tarlası alanındaki bir sırta inşa edilen saray, iki Malay marangoz tarafından tasarlanmış ve Tukang Kahar ve Tukang Taib isimli ressamlar tarafından dekore edilmiştir. Burada yapılan ilk saray: bir yangın sonucu yok olmuş ve yerine yapılan “İstana Lama” isimli saray: (söylenenlere göre İngilizler tarafından yeni saray yapılmıştır) 1905 yılında tamamlanmıştır. (Yine bir söylenti: İngilizler, 1924 yılında bu sarayı sökmüşler ve bir sergi için Londra şehrine götürmüşler, sonra geri getirmişlerdir)

Saray: 1908-1931 yılları arasında kraliyet mensupları tarafından ikametgah olarak kullanılmıştır. 1953 yılında tamamen terk edilen saray, 1980 yılında restorasyona tabi tutulmuştur. 1992 yılında ise, Kraliyet Müzesine dönüştürülmüştür. Bugün müzede sergilenenler: pirinç ve gümüş çatal-bıçak takımları, çeşitli silahlar, büyük bir kraliyet düğününün resmedildiği tablo.

 

Devlet Camisi

Jalan Dato Hamzaçebi bölgesindedir. 9 ili temsilen 9 direği bulunmaktadır. Camiye girmeden önce giysilerinize dikkat etmeniz gerekir ve elbette ayakkabı çıkarmanız istenir.

 

Devlet Kütüphanesi

Jalan Dato Hamzaçebi bölgesindeki bu bina: devlet sekreterlik binası olarak 1912 yılında inşa edilmiştir. Sömürge dönemi mimari özelliklerini göstermesi bakımından ilgi görmektedir.

 

Devlet Sekreterlik Binası

1987 yılında inşa edilen bu alanda: ayrıca Wisma Federasyon Binası ve Dewan Undangan Negeri yani Devlet Konferans Salonu bulunmaktadır. Salonun yapısı “Minangkabau” mimarisinin özelliklerini taşımaktadır. Burayı ziyaret ederseniz: doğu bölümünden Sembilan şehrinin güzel manzarasını izleyebilirsiniz.

Malezya Negeri Sembilan Jelita-Devekuşu Çiftliği

Jelita-Devekuşu Çiftliği

Jelita devekuşu çiftliği: şehir merkezine 90 dakika uzaklıkta: Kampung Sungai Terip bölgesindedir. 4.2 hektarlık alanı kaplayan çiftlik Malezya’daki ilk devekuşu çiftliği olarak onaylanmıştır.

Çiftliği ziyaret etmek isterseniz; rehberli turlar düzenleniyor ve ziyaretçiler: devekuşu yumurta toplama işlemi dahil, devekuşuna binme gibi olanaklara sahip olabiliyorlar. Sert ve güçlü devekuşu yumurtaları:100 kg üzerindeki bir insanı taşıyacak güçtedir ve ziyaretçiler yumurtanın üstüne oturtuluyorlar ve kırılmıyor.

Devekuşuna bindiğinizde, size bir de sertifika veriyorlar. Ayrıca: hediyelik eşya mağazası bulunuyor ve hepsinden önemlisi, burada devekuşu eti tadabileceğiniz bir de restoran bulunuyor. Çünkü: devekuşu eti, en sağlıklı et olarak kabul görmektedir.

Malezya Negeri Sembilan Visitation Kilisesi

Visitation Kilisesi

Jalan Yam Tuan denilen yerde, şehir merkezinin batısında bulunan bu dini yapı etkileyici bir Katolik kilisesidir. Kilise: 1848 yılında Malakka bölgesine gelen Fransız Misyonerin şehri ziyaretinin ardından yapılmıştır. Kilise, 1899 yılında tamamlanmıştır. İnanılmaz mimari yapısı ile ilgi çekmektedir.

Malezya Negeri Sembilan Wesley Methodist Kilisesi

Wesley Methodist Kilisesi

Şehir merkezindeki bu çekici bina, 1915 yılında Polis Müfettişi Bailey desteğiyle yapılmıştır. Özellikle madencilik sektöründe çalışan Çinliler tarafından ibadet için kullanılmıştır.

Malezya Negeri Sembilan Main Post Office

Main Post Office

Burası Tren istasyonu yanında ana postane binasıdır.

Malezya Negeri Sembilan Parade-Alışveriş Merkezi

Parade-Alışveriş Merkezi

Jalan Dato Bandar Tunggal adresindedir. Şehri ziyaret eden turistler, burayı da mutlaka ziyaret ederler. Çünkü şehir merkezinde rakipsiz bir konuma sahiptir. Kolayca ulaşılabilir. 1996 yılında inşa edilen ve 4 katlı burada batı tarzı dükkanlar bulunuyor.

Klimalı bu alışveriş merkezinde rahat bir ortamda alışveriş yapabilirsiniz. Burada: gıda maddeleri, yerel el sanatları ürünleri, cep telefonları, elektrikli cihazlar, altın süs eşyaları, çiçekler ve hediyelik her türlü eşya bulabilirsiniz. Fiyatlar oldukça ucuzdur.

Malezya Negeri Sembilan Terminal 1 Mall

Terminal 1 Mall

Jalan Lintang adresindedir. Yerli halk tarafından Terminal veya T1 olarak isimlendirilir. Şehrin merkezindeki bu alışveriş merkezi 1996 yılında inşa edilmiştir. Burada: dev hipermarket, sinema kompleksi, Parkson isimli büyük bir departman mağaza bulunuyor. Ayrıca popüler kitapçılar da görebilirsiniz.

Malezya Negeri Sembilan Belediye Binası

Belediye Binası

Burası geleneksel Minangkabau özelliklerine sahiptir. Minangkabau kelimesi: yapıdaki sivri boynuzlarla belirgindir.

 

Era Square-Meydanı

Burası şehir merkezi yakınlarında Jalan Labu Lama içindedir. Burada dükkanlar ve batılı tarzda restoranlar bulunuyor. Yani, burası batı ağırlıklı bir ticaret merkezidir.

Malezya Negeri Sembilan Pasar Malam

Pasar Malam

Burası bir gece pazarıdır. Burada: yiyecek ve giyecek satılmakta ve yerel halk tarafından çok tercih edilmektedir. Şehir merkezine 2 km uzaklıktaki bu pazarı mutlaka ziyaret etmelisiniz. Burada: giyecek, yiyecek, korsan Cd ler ve günlük ihtiyaçların her türlüsünü bulmak mümkündür. Ayrıca, fiyatlar da ucuzdur, çünkü burası yerel işçi sınıfının alışveriş yaptığı yer olarak bilinir.

 

Göl Bahçeleri

Şehrin en önemli turistik yerlerinden birisidir. Burada yeşilliklerle çevrili 2 göl bulunmaktadır. Şehirde, özellikle günbatımı sırasında göl kıyısında mutlaka bir yürüyüş yapmalısınız. Zaten özellikle şehrin en iyi restoranları bu gölün kıyısında bulunuyor.

Göl kıyısındaki park alanında, ayrıca balıkçıları ve spor yapanları, koşanları görebilirsiniz. Gölün yakınlarında bir de orman bulunuyor.

Malezya Negeri Sembilan Port Dickson Şehri

PORT DİCKSON ŞEHRİ

Burası: halk arasında PD olarak bilinir ve aynı zamanda Malakka Boğazı deniz tarafından güzel ve kumlu plajları ile eyaletin önemli bir turistik yeridir ve burada muhteşem günbatımı manzarası izlenir.

Şehir, 1880’li yıllarda boğazlarda iskan sorununu çözmek için kurulmuştur. Takip eden süreçte ise, Sir Frederick Dickson tarafından liman olarak geliştirilmeye çalışılmıştır. Çünkü: kalay madenlerinin nakliye maliyeti ve süresini azaltmaya çalışıyordu.

Daha sonra yoğun bir ticaret merkezi haline gelen liman: birçok potansiyel alan yaratmıştır. Daha kolay ulaşım için demiryolu inşa edilmiş ancak liman, bölgedeki diğer Deepwater limanı kadar başarılı olamamıştır.

Ancak: PD’nin popüler plajları: özellikle hafta sonlarından şehirlerden kaçan binlerce kişiyi buraya çekmektedir. Kuala Lumpur şehri ile, burası arasında: sık otobüs seferleri, banliyö trenleri ve taksiler bulunur. Öte yandan burada her türlü konaklama imkanları bulunmaktadır.

 

Plajlar

PD nin ana cazibesi: güneyde Tanjung Tuan ve kuzeyde Tanjung Gemuk bölgelerindeki kumsallardır. Bunlar: sıra sıra dizilmiş Hindistan cevizi ağaçları ile korunmaktadırlar. Tanjung Tuan yakınlarında bir de lagün bulunur. “Blue Lagoon” olarak isimlendirilen bu alan: bölgenin en ünlü piknik noktasıdır ve su sporları meraklıları buraya yoğunlaşırlar.

Şehirde turistik açıdan görülmesi gereken yerler şunlardır

Cape Rachadu (Tanjung Tuan)

Eagle Ranch Rekreasyon Alanı

Silahlı Kuvvetler Müzesi

Lukut Kalesi

Pengkalan Kempas Historical Sitesi.

Tay Odyssey

Malezya Negeri Sembilan Tanjung Tuan (Cape Rachadu)

Tanjung Tuan (Cape Rachadu)

Port Dickson şehrinden 16 km uzaklıktadır. Buradaki “Rachado Feneri” orman reserve bakan bir tepe üzerinde görülmektedir. Burası, Malezya’nın en eski deniz feneridir. Fener: 1528 yılında, Malakka Limanının güvenliği için Portekizliler tarafından inşa edilmiştir.

Deniz fenerine ulaşmak isterseniz: Tanjung Tuan Forest Reserve giriş yapmanız gerekir. Buraya araç ulaşımı yasak olduğu için buraya ulaşmak için küçük bir tepeye tırmanmanız gerekiyor.

Ama, fenerin önünde: Malaccan Boğazı ve masmavi bir panoramik deniz manzarası görülmeye değerdir. Havanın açık olduğu günlerde, buradan ufukta Sumatra adası dahil görülmektedir. Ayrıca: sularda bazı mercanları da görebilirsiniz.

Tanjung Tuan çevresinde, tarihi süreç içinde önemli bir savaş yapılmıştır. 16. yüzyılda: Portekiz ve Hollanda donanmaları burada büyük bir savaş yapmışlar ve ünlü Nassau denilen gemi dahil, 4 Hollanda gemisi batmıştır. Nassau gemisinden bazı eserler: denizden çıkartılmış ve günümüzde Lukut Müzesinde sergilenmektedir.

Ayrıca: Melaka Sultanlığının efsanevi 15.yüzyıl Malay Savaşçısı Hang Tuah’ın bir zamanlar burada yaşadığı söyleniyor. Yine, Melaka’nın ilk sultanı olan Parameswara’nın burada gömülü olduğuna inanılmaktadır.

Tanjung Tuan: aynı zamanda 54 kuş türü ve çeşitli orman flora ve faunasına sahiptir. Kuş gözlem meraklıları, göçmen kuşları izlemek için buraya gelirler.

 

Eagle Ranch

Şehir dışındaki küçük bir alanda bulunan bu merkez: at binicilik merkezi olarak kullanılır ve halka açıktır. Eskiden burada Eco-Goodlife denilen bir köy varmış, daha sonra burası genişletilerek bu merkez oluşturulmuştur.

Alanda: ilaveten kano, kayak,  trekking, go-carting ve okçuluk yapılabilmektedir. Burayı ziyaret ederseniz, meyve bahçesine uğramayı unutmayın. Konuklar: burada bungalovlarda konaklayabilmektedirler. Yöre insanı, burayı tatil yapmakta değerlendiriyor.

Malezya Negeri Sembilan Askeri Müze

Askeri Müze

Şehir merkezinin 8 km yakınlarındadır. Müze: eski savaş araçları, topçu ve uçakların geniş bir yelpazesine ev sahipliği yapmaktadır. Yükseltilmiş bir arazi üzerinde, savaşta ölmüş askerler için yapılan bir anıtın ortasında bulunmaktadır.

Anıtın çevresinde: trenler, askeri ve zırhlı araçlar bulunmaktadır. Ayrıca: bir savaş uçağı, bir nakliye uçağı ve yanlarında bir helikopter görülür. Kargo uçağının yakınında bir metro tüneli bulunmaktadır. Bu tünel: acil dönemlerde komünistler tarafından kullanılan tünellerin bir benzeri olarak yapılmıştır.

 

Kota Lukut

Seremban şehrinin 30 km güney-doğusundadır. Burası, Malezya’nın en iyi korunmuş “Bugis” kalelerinden birisidir. Kale 1847 yılında değerli kalay ticaretini korumak için Raja Jumaat bin Raja Jaafar tarafından yaptırılmıştır. Elephant Hill üzerine inşa edilen bu 19.yüzyıl kalesi: bölgenin savunma sisteminin mükemmel bir örneğidir.

Kalenin genişliği 505 metre ve uzunluğu 607 metredir. Lukut nehir vadisinde, açık manzaralı yapı: ağızdan doldurmalı silahlarla savunulur ve önünde 15 metrelik bir hendek bulunur. Ayrıca: yine kalenin çevresinde sivri bambu sopalarla sıkıştırılmış bir koruma düzeni daha bulunur.

Günümüzde, kale merkezinde: büyük iki katlı bir ev ve kaleyi korumak üzere 22 üniformalı Malay polisi bulunuyor. Eski kalenin kalıntıları: yine burada görülmektedir.

Malezya Negeri Sembilan Pengkalan Kempas Tarihsel Kompleksi

Pengkalan Kempas Tarihsel Kompleksi

Port Dickson şehrinin 35 km dışındadır. Bu küçük kasaba: tarih ve gizemli eserlerin meraklıları tarafından ziyaret edilmektedir. Palmiye yağı çiftliğinden kısa bir uzaklıktadır. Burada: Malakka Sultanı Mahsur Şah’ın ezeli rakimi Şeyh Ahmed Mecnun türbesi bulunur. Şeyh Ahmed Mecnun: 14. yüzyılda bir İslam misyoneri olarak Melaka’ya gelmiş kutsal bir adam olarak bilinir.

Kendisi Sultan Mansur ile bir tartışma sırasında, muhtemelen öldürülmüştür. Günümüzde görülen mezarına bitişik, 3 yekpare granit mezar taşı görülür. Bu taşların çevresinde ise, yine bazı megalit taşlar bulunur. Bunların bazıları tam işlenmiş ve diğerleri ise yarım bırakılmıştır.

3 yekpare granit mezar taşı: yerliler tarafından kendi şekillerine atfedilerek işlendiklerine inanılır ve bu üç garip şekilli taş isimlendirilir. Bazılarının üzerinde Arap ve Sumatra dilinden yazıtlar bulunur. Ama bunların ne zaman ve kimler tarafından oyulduğuna dair hiçbir kanıt yoktur. Bu yüzden, bu taşların gizemi hakkında efsaneler söylenmektedir.

Bu antik taşların özel güçlere sahip olduğu, bazı yöre sakinleri tarafından kabul edilmektedir. Hatta söylenenlere göre, bu taşlar geceleri büyümektedirler. Ortada bir deliği olan mezar taşının “yalan dedektörü” olduğuna inanılır.

Bu deliğe kolunu sokan kişi: yanlış cevaplar verdiğinde delik kolu sıkıştırmaktadır. (Evet, bu tür inanışlar nedeniyle, buranın sırlarla dolu olduğu bir gerçek)

Malezya Negeri Sembilan Tay Odyssey

Tay Odyssey

Bandar Dataran Segar adresinde, Konuk Hotel de bulunan bu mekan: özellikle “Tay geleneksel masajı” meraklılarının uğrak yeridir. Ayrıca Malezya ülkesinin en iyi Spa olanakları burada sunulmaktadır.

 

İngiltere Londra Greenwich-Kraliyet Müzesi

İngiltere Londra Greenwich-Kraliyet Müzesi

Greenwich kraliyet müzesi: 4 siteden oluşmaktadır. Bunlar: Ulusal Denizcilik Müzesi, Kraliyet Gözlemevi, Kraliçenin Evi ve Cutty Sark.

 

1.NMR-NATİONAL MARİTİME MUSEUM

Park Row. Greenwich bölgesindedir. Müze, her gün saat: 10.00-17.00 arasında açıktır.
Ulusal Denizcilik Müzesi: 1934 yılında Parlamento Yasası ile kurulmuş ve 27 Nisan 1937 tarihinde Kral George VI tarafından ziyarete açılmıştır.

Buradaki ilk yapı: 1694 yılında Denizcilik Kraliyet Hastanesi olarak kurulmuştur. Painted Hall olarak bilinen bina, 1707-1726 yılları arasında ise: “Old Royal Naval College” isimli kültürel bir yer haline gelmiştir. 1823 yılında: 300 portre, resim ve eser toplanarak türünün ilk örneği olarak müzenin temelleri atılmıştır.

1873-1998 yılları arasında burada bulunan kolej: Royal Naval College” adı altında “Donanma Üniversitesi” ne dönüşünce, Deniz Müzesi de, hastane binalarına taşınmıştır.

1910 yılında: bağımsız bir ulusal deniz ve denizcilik müzesi kurma amacıyla Denizcilik Araştırma Derneği kurulur. 1927-1928 yılları arasında kurumun bünyesinde 11.000 den fazla ürün bulunmaktadır.

1864 yılında zengin üyelerden toplanan paralarla, Sir James Caird’in deniz koleksiyonu satın alınır. Ayrıca yine aynı dönemde eğitim gemisi Merkür ve birçok gemi modeli satın alma veya bağış yolu ile elde edilir.

1933 yılında, Greenwich Kraliyet Hastanesi okulu: Kraliçenin evi boşaltılmasıyla Sulfolk’a taşındı ve 1951 yılında müzenin dönüşümü süreci tamamlandı.

1999 yılında tüm müze binaları yükseltildi ve ana galeriler tamamen yenilendi.
2001 yılında ise, Ulusal Denizcilik Müzesi açıldı. Müzenin koleksiyonlarında: yaklaşık 2.48 milyon obje bulunmaktadır. Galeriler tematik olarak düzenlenmiştir.

Evet, denizler hem ülke savunması hem de uluslar arası genişleme açısından İngiliz tarihide önemli bir rol oynamıştır. Müzede bu ada ülkesinin denizcilik tarihinin kapsamlı mirası anlatılmaktadır.

Ağaç ve deriden yapılma en eski kayıklardan (ilkel oyma kanolar) Elizabeth dönemine ait kalyonların ilk modellerine, yük ve yolcu taşıyan gemilere ve savaş gemilerine kadar denizcilik tarihine ilişkin her türlü araç ziyaretçilerin ilgisine sunulmuştur.

Ticaret ve imparatorluk, Kaptan Cook ve Sir Ernest Shackelton’ın keşif seferleri ile Napolyon Savaşları da ayrı bölümler olarak sunulur.

En gözde sergilerden biri Lord Horalt Nelson’un Ekim 1805 tarihinde Trafalgar Savaşında vurulduğu sırada üzerinde bulunan üniformadır.

Kurşun deliğini ve kan izlerini görebilirsiniz.
Hükümdarlık tekneleri de ilgi çekici sergidir. 1733 yılında Prens Frederic için yapılan tekne, yaldızlı deniz kızları, deniz kabukları, çelenkler ve Galler Prensini temsil eden tüylerle dekore edilmiştir.

19.yüzyılda, denizcilerin çocukları için bir okul olarak yapılan müzede, incelikli gemi modelleri ve tarihi resimler görülmeye değerdir.

Görülmesi gerekenler

 

Turner ve Deniz

Turner’in tasvirleri arasında: gün batımı, fırtınalar ve batıkların dramatik tasvirleri resmedilmiştir. Sergideki “Temeraire” İngiltere’de görülen en favori resim seçilmiştir. Koleksiyonda: Van de Velde, Vernet, Constable ve Gainsborough dahil olmak üzere diğer büyük sanatçıların ikonik eserleri yanı sıra, deniz manzaralarını keşfedebilirsiniz.

İngiltere Londra Greenwich-Kraliyet Müzesi

 

Nelson’un Trafalgar Üniforması

Horatio Nelson Burnham Thorpe: 1758 yılında Norfolk şehrinde doğmuştur. Onun deniz kariyeri 12 yaşında iken başladı ve 21 Ekim 1805 tarihinde Trafalgar savaşında ölümü ile sonuçlandı. Nelson: Fransa’ya karşı kazandığı deniz zaferleriyle en popüler İngiliz kahramanı haline geldi.

Müzedeki koleksiyonda: Amiral Horatio Nelson’un hayatı, ilişkileri, savaşları ve mirasına ilişkin birkaç bin öğe bulunmaktadır. Trafalgar savaşında, Nelson’un ölümü haberleri, halk üzerinde büyük bir tepkiye neden oldu. Kendisi için büyük bir cenaze töreni düzenlendi ve büyük kalabalıklar eşliğinde Grenwich St Paul Katedraline gönüldü.

Trafalgar savaşında 1805 yılında, yıpranmış Nelson ceketi müzede sergilenmektedir. Ölümcül mermi tarafından delik, ceketin omzunda hala görülebilmektedir.

 

Büyük Harita

Büyük harita, İngiltere denizcilik tarihinin en ünlü ve heyecan verici bazı olayları hakkında ziyaretçilere bilgi vermektedir. Haritanın yüzeyi üzerinde yürüyebilir, gemicilik hikayelerini interaktif-dokunmatik ekranlarda izleyebilirsiniz.

 

Şişe içinde Gemi

Burada müze önünde, şişe içinde dünyanın en büyük gemisi bulunmaktadır. Yinka Shonibare isimli sanatçı: şişelerin içine gemi modelleri koyarak insanları şaşırtmaktadır. Yinka: Londra’da doğmuş ve 3 yaşındayken Nijerya-Lagos’a taşınmıştır. Kendisi zamanla güzel sanatlar öğrenimi için Londra’ya dönmüştür. Kendisi halen Londra şehrinde East End’de çalışıyor.

 

Traders

Burası: Doğu Hindistan Şirketi ve Asya Doğu Hindistan Şirketi tarafından oynanan rol üzerine yoğunlaşmıştır. Asya ile İngiltere’nin deniz ticaretini keşfetmek isteyenler, burayı ziyaret etmelidirler. 250 yıldan fazla süredir, Doğu Hindistan Şirketi, İngiltere ve Asya arasındaki ticareti yönlendirmiştir. Galeri, bu konudaki ilişkileri ve şirketin ticari gücünü yansıtmaktadır.

 

Pusula Longue

Geniş koleksiyonu keşfetmek için ücretsiz wifi rahatlığını burada yaşayabilirsiniz. Yeni teknoloji kullanarak müzenin nesnelerini ve arşivlerini açmak ve farklı geçmişleri ve insanlar arasındaki bağlantıları görebilirsiniz. Bu arada bir şeyden daha söz etmek istiyorum: müzeye girişte, üzerinde bir barkod numarası olan, kredi kartı büyüklüğünde bir pusula kartı veriliyor.

Her ziyaretçi kendisine has olan bu kartı kullanarak galerilerde yerleştirilmiş interaktif objelere kolayca erişim sağlamak mümkündür.

Atlantik, Kölelik, Ticaret

Bu galeri: 17. ile 19.yüzyıl arasında: insanların, malların ve Atlantik Okyanusu çevresindeki fikirlerin hareketiyle ilgilidir.

 

2.ROYAL OBSERVATORY GREENWİCH-KRALİYET GÖZLEMEVİ

Kraliyet Gözlemevi: “Grenwich Mean Time” evi ve Başbakan Medirian hattı: dünyanın en önemli tarihi ve bilimsel sitelerinden birisidir. Site: 1675 yılınad Charles II tarafından kurulmuştur. Buradan geçen meridyen:; uluslar arası kararname ile, resmi başlangıç noktası olmuştur.

Charles II: ilk olarak Mart 1675 tarihinde; John Flamsteed’i Kraliyet Astronomi bilim başkanı olarak atamıştır. Gözlemevi: denizde navigasyon geliştirmek ve boylamları bulmak için inşa edilmiştir. Denizde ve astronomide araziyi görme dışında kişinin tam pozisyonu, doğu ve batı olarak burası vasıtasıyla anlaşılır. Ayrıca, burası zamanın doğru olarak ölçülmesi ile de 19.yüzyılı takiben dünya üzerinde meşhur olmuştur.

1707 yılında denizde bir felaket olunca 2000 kişi olur ve navigasyonun daha güvenilir bir araç olarak kullanılması istenir. 1714 yılında Parlamento uzmanlarından oluşan bir heyet: denizde boylam sorununu çözmek için büyük para ödüllü bir yarışma sunmuştur.

Yaklaşık 60 yıllık bir çalışmanın sonunda, ünlü bir astronom bilim adamı ve matematikçi değil, az bilinen Yorkshireli bir marangoz John Harrison: konuyu çözüme kavuşturmuştur. Harrison: H4 sonsuzu navigasyon ile değiştirdi ve gözlemevinde onun bu çalışmalarına ait objeler görülebilmektedir.

Evet: Kraliyet Gözlemevinin de kaynağı olan “0” meridyeni buradan geçmektedir. Dünya üzerinde her yerde, bu hat uzaklığı doğu ve batı açısından ölçülebilir. Çizgi: dünyanın doğu ve batı yarımkürelerini böler. Aynen: Ekvator’un kuzey ve güneyyarımkürelerini böldüğü gibi.
19.yüzyıldan bu yana Greenwich Meridyeni: zaman hesaplanması için koordine üssü olarak hizmet vermiştir.

Bundan önce, dünyanın hemen hemen her şehri, kendi yerel saatini tutuyordu. Orada zamanı ayarlamak için herhangi bir ulusal veya uluslar arası sözleşme yoktu. Ancak 1850 ve 1860 larda demiryolu ve iletişim ağlarının büyük genişlemesi ve uluslar arası bir zaman standardı belirlenmesi ihtiyacı ortaya çıktı.

Bunun sonucunda: Greenwich Meridyeni 1884 yılında “Dünya Meridyeni” olarak seçildi. Washington şehrinde 25 ülkeden bir araya gelen 41 delege uluslar arası Meridyen Konferansında Greenwich Meridyeni “0” boylam olarak kabul edildi. Çünkü: ABD kendi ulusal saat dilimi sistemi için temel olarak Greenwich meridyenini seçmiştir.

Gözlemevi, günümüzde “Ulusal Denizcilik Müzesi”nin bir parçası ve en ünlü özelliklerinden birisidir. 1997 yılında UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi”ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Gözlemevi ziyaretçileri: kendi ayaklarını iki yana yerleştirerek aynı anda hem doğu ve hem de batı yarımkürede durma şansına sahip olurlar ve bu durumu fotoğraf çektirerek belgelerler.
Christopher Wren’in tasarladığı orijinal bina, Flamsteed House, yakınlarda yeniden düzenlenmiştir. Binanın tepesinde, dışarıdan kare biçiminde duvarlarla gizlenip iki kuleyle taçlandırılmış sekizgen salon bulunur.

Denizcilerin ve kronometre imalatçılarının saatlerini ayarlamaları için 1833 yılından beri her gün 13.00 te kulelerden işaret verilirdi.

İngiltere Londra Greenwich-Kraliyet Müzesi

 

3.QUEEN’S HOUSE-KRALİÇENİN EVİ

İtalya’da üç yıl geçiren, Roma ve Rönesans mimarisi okuyan İnigo Jones’un tasarladığı konut, 1637 yılında tamamlanmıştır. İngiltere’de görülen ilk tam klasik bina olmuştur.

I.James’in karısı Danimarkalı Anne için yaptırılan ev, Anne’in yapım çalışmaları sürerken Nisan 1618 tarihinde yaşamını yitirmesi üzerine James’in oğlu I. Charles’ın kraliçesi Henrietta Maria’ya kalmıştır.

Yapı: 1635 yılında tamamlanmıştır. Sarayın tasarımında Rönesans fikirleri yansıtılmaktadır. Bina kırmızı tuğla kullanılarak yapılmış ve o yıllarda İngiltere’de mimari stil bir devrim olarak değerlendirilmiştir.

Dekoratif tavan panelleri: Avrupa’nın önde gelen ressamlarından Jordaens ve Orazio Gentileschi tarafından yapılmıştır. Klasik heykeller ise Charles Martua Gonzaga koleksiyonundan temin edilmiştir.

Mermer zemin 1635 yılı yapımıdır. Kraliçenin durum odasına çıkan spiral merdiven, İngiltere’de merkezi desteklenmeyen ilk spiral merdiven olarak dikkati çeker.

Henrietta Maria burayı sevmiş ve zevk sarayı adını vermiştir. Ancak yine bu sıralarda, 1642 yılında iç savaş patlar vermiştir. Katolikliğinden şüphe duyulan kraliçe, Fransa’ya sürgüne gönderilir ve kocası kral Charles 1649 yılında idam edilir. Yeni rejim onun mallarına el koyar.

Ev: bir resmi hükümet ikametgahı olur ve Riverside Tudor sarayı çürümeye terk edilir. Kraliçe Henrietta: 1669 yılında Paris’te ölür, oğlu Charles II: 1662 yılında yaptığı restorasyonlar sonucu: geçici kullanım için geçici olarak eve yerleşir.

1673 yılında ise, ev: Hollandalı bir baba ve oğul sanatçıya tahsis edilir. Onlar: Charles’ın davetlisi olarak İngiltere’ye gelirler ve İngiliz Boyama Okulunu kurarlar.

1805 yılına gelindiğinde buranın denizcilerin yetim çocuklarını eğitmek için bir yurt haline getirildiği görülür. 1933 yılında ise, yurt Suffolk bölgesine taşınır ve ev: Royal Hospital Okulunun bir parçası haline getirilir.

1934 yılına gelindiğinde, buranın müze olarak kullanılmaya başlandığı görülür. 1933-1937 yılları arasında müzenin ilk koleksiyonları ziyarete açılır. 1998-1999 yılları arasında ise büyük restorasyonların yapıldığı görülür.

Ev, geç 17.yüzyıl tarzına uygun biçimde restore edilip parlak renkli duvar halıları ve kumaşlarla yeniden döşenmiştir.

Woolwich-Deptford yolunun iki tarafına, iki bölüm olarak yapılmıştır. Bir köprü, bu iki binayı birbirine bağlar. Binaları bölen yolun rotası değiştirilmişse de orijinal güzergahı, saray avlusuna yerleştirilen parkelerden anlaşılabilir.

Ana salon, üç yanı 12 metre uzunluğunda bir küp biçimindedir. Sarayın bir başka özelliği, ortadan destek almadan yılankavi bir biçimde yukarı doğru kıvrılan “lale merdiven” dir.

 

4.CUTTY SARK

Bu muhteşem gemi; 19.yüzyılda Atlantik ve Pasifik Okyanuslarını geçen hızlı gemilerin günümüze kalan örneklerinden birisidir.

1869 yılında çay taşımak üzere denize indirilmiştir. 1871 yılında Çin-Londra arasında her yıl yapılan hızlı gemi turlarını 107 günle kazanmıştır. Şık hatları ve muazzam yelkeni ile Ümit Burnu aracılığı ile Çin’e ulaşmış ve iplik ve çay ticaretinde öncülük etmiştir.

Ancak: bu gemi, daha doğrusu bu hızlı geminin Ümit Burnunu kullanarak Çin’e ulaşması, Akdeniz ve Anadolu’dan geçen ipek yolunun önemini azaltmış ve dünya üzerinde büyük sonuçlar doğurmuştur.

Bunda: yelkenli gemilerin Süveyş Kanalını geçememeleri de etkindir. Geminin son çay seferi 1877 yılında gerçekleşmiştir. Daha sonra: 1885-1895 yılları arasında bu defa: Londra-Sydney arasında yün ticaretinde kullanılmıştır.

Gemi: 1920 yılında Portekizlilere satıldı ve yeni sahipleri gemiyi: Lizbon-Rio arasında çalıştırdılar. 1922 yılında Londra’da tamir geçiren gemi, Falmouth limanında bir fırtınada, barınağa sürüklendi ve ardından Portekizlilerden geri alındı, gemi İngiliz mülkiyetine geri döndü.

1938 yılında gemi: Thames Denizcilik Eğitim Kolejlinin eğitim gemisi olarak kullanılmaya başlandı. II. Dünya Savaşının ardından ise Greenwich’e çekildi ve 1954 yılında özel olarak yapılan kuru bir dok a yerleştirildi.

Restorasyon çalışmalarının ardından, 1857 yılında ziyarete açıldı. O zamandan günümüze kadar olan süreçte, geminin 3 milyon kişi tarafından ziyaret edildiği söyleniyor.

21 Mayıs 2007 tarihinde çıkan bir yangında gemi zarar gördü. Yaklaşık 5 yıl sonra, gemi yine ziyarete açıldı.

Gemiyi ziyaret ederseniz: bordoda denizcilerin uyuduğu, yemek yediği ve yaşadığı yerler görülebilir. Yelkenli gemiler ve Pasifik ticaretinin tarihine ilişkin örneklerin yanı sıra, oyma gemi figürleri koleksiyonu da ilgi çekicidir.

Ayrıca: son kalan çay kesme makinası da burada görülebilir. Gemide: Early Grey veya Cutty çay, ekmek, çikolata, kek gibi ev yapımı ürünlerin çeşitlerini bulabilirsiniz. “Keel Cafe” isimli geminin altındaki kafe de bunları bulabilirsiniz.

Denizli Babadağ

Denizli Babadağ

Babadağ yöresine yolunuz düşerse: özellikle yerel dokumalardan satın alın, keşkek yiyin, Babadağ evleri arasında sokaklarda dolaşın, tarihi evlerin güzelliklerini görün, ama eğer tarihe ve tarihi yerlere ilginiz varsa, mutlaka mutlaka Hisarköy’de bulunan köyün altında bulunan Attuda antik kenti kalıntılarını gezin, bir zamanlar antik dönemde oldukça büyük ve önemli bir kent olan Attudanın günümüze kadar ulaşan kalıntılarını görünce, neden burada daha ayrıntılı arkeolojik resmi araştırmalar yapılmaz diye düşüneceksiniz, ama elbette bu kalıntıların üzerinde bulunan köy evleri ve yaşayanları görüp şaşıracak ve hatta isyan edeceksiniz.

ULAŞIM

Babadağ, Denizli arası uzaklık: 36 km. Babadağ, Sarayköy arası uzaklık: 18 km.

TARİHİ

1386 yılında, Oğuz Türklerinden bir Yörük aşireti, Babadağ’a 3 km uzaklıktaki Oğuzlar köyüne yerleşirler. Daha sonra 4 km uzaklıktaki Yeniköy’e ve oradan da günümüzdeki konuma yerleşmişlerdir. Yerleşimin ilk adı Beşikkayadır. Daha sonra “Sarayköy’de oturan Kadının oturduğu yer anlamında” Kadıköy (Kadıkeriyesi) adını almıştır.

Bölgeye demiryolu gelmesiyle Sarayköy ilçe, Kadıköy nahiye olur. Babadağ, 1877 yılında Belediye olur. İlçe 1’nci Dünya Savaşı sonrası ve Kurtuluş savaşı öncesinde işgale uğramamıştır. Sivas kongresine üye göndermiş, Kurtuluş savaşı sırasında da milis kuvvetlerine asker göndermiş, malzeme yardımında bulunmuştur. 1935 yılında ise bölge İstanbul-Kadıköy ile karıştırıldığından, ilçenin ismi, eteklerinde kurulduğu Babadağın ismini almıştır. 1988 yılında ilçe olur.

Babadağ ilçesinin tarihi geçmişini bitirmeden önce bu bölge ile ilgili anlatılan bir rivayet var, ondan söz etmek istiyorum. “Selçuk Beylerinden birinin 3 oğlu vardır. Bunlar babalarıyla anlaşamazlar ve yurtlarını terk ederler. Bir tanesi: Ahıllı, diğeri Oğuzlar köyüne ve üçüncü geçen ise Babadağ yöresine yerleşir. Ahıllı ve Oğuzlar köyleri, su sıkıntısı ve coğrafi koşulların yetersiz olması nedeniyle gelişememiştir. Babadağ’a yerleşen genç ise, çobandır ve şanslıdır.

Çünkü, yörede 105 tane su kaynağı vardır. Çevrenin doğal örtüsü hayvancılık için oldukça elverişlidir. Bu gencin sürüsünün hayvanlarının çalılara takılan yünlerini eğirerek: heybe, halı ve kilim dokunmaya başlanır. Bu ürünler: solmayan ve bozulmayan kök boyalarla boyanır. Yöredeki tekstil sektörü bu şekilde gelişir.

Denizli Babadağ

GENEL

İlçe: güneyinde Babadağ sırtları ile çevrilidir. Denizden yükseklik 850 metredir. Arazi dağlık ve engebeli olduğundan tarım ve yerleşim zordur. Tarımsal üretim olarak sadece yem bitkileri ve kavunculuk yapılır.

Bu yüzden: halk, tekstil üretimine yönelmiştir. Ancak, ilçedeki tekstil imalatının sağlam zemine dayanmaması ve fason üretime dayalı olması ve tekstil sektöründe yaşanan krizler nedeniyle ilçeden dışarıya göç artmış, son zamanlarda ise azalmıştır. Yöreye dışarıdan göçler gelmektedir. Bölgede Akdeniz bölgesinin iç kısımlarında görülen iklim hakimdir.

Denizli Babadağ

BABADAĞ

İlçe merkezinin güney tarafından bulunan Babadağ, 2308 metre yüksekliktedir. Heybetli ve oldukça diktir. Tavas ovası, Aydın ovası ve Denizli ovasına hakim bir dağdır. Eteğinde yaylalar vardır. Denizli tarafında suları boldur. Dağ sporları için oldukça elverişlidir. Dağın tepelerinde yaz-kış kar bulunur.

DOKUMACILIK

Dokumacılık, yaklaşık 600 yıllık bir geçmişe sahiptir. 1965 yılından sonra yarı otomatik tezgahlara, 1985 yılından sonra ise tam otomatik tezgahlara geçerek sürekli canlılığını korumayı sürdürmüştür. İlçe merkezinde dokumacılık üzerine 19 fabrika ve 60 civarında atölye mevcuttur. Yaklaşık 800-900 civarında tam otomatik tezgah vardır. Günümüzde aile dokumacılığının devam ettiği ilçede, taş ve kerpiç evlerin böldüğü dar sokaklarda tezgahlardan gelen sesler yankılanmaya devam etmektedir.

NE YENİR

Bu yöreye yolunuz düşer ve yerel lezzetlerden tatmak isterseniz, “et kapaması, et çevirmesi, keşkek” diyebilirsiniz.

NE SATIN ALINIR

Yörede geleneksel nostaljik eski el tezgahlarında üretilerek satılan Babadağ dokumaları ve natürel el dokumaları, bez, pike, kanaviçe, havlu, çarşaf ve çocuk bezi satın alabilirsiniz.

Denizli Babadağ

GEZİLECEK YERLER

Denizli Babadağ Cumhuriyet Mahallesi

CUMHURİYET MAHALLESİ

Babadağ’a özgü mimarisiyle dikkat çeken tarihi Babadağ evleri, ilçenin geneline yayılmış olmasına rağmen, ilçe merkezinde Cumhuriyet mahallesinde yoğunlaşır. Evlerin yapım tarihleri 18 ile 20’nci yüzyıllar arasına tarihlenir. Babadağ evleri genellikle tek veya iki katlıdır. Nadiren üç katlı olanlara rastlanır.

Çoğunluğu cumbasız ve balkonlu olup, eyvan tipi girişe sahiptir. Evlerin genelinde kapı ve pencereler dikdörtgen formlu ve ahşaptır. Bazı yapıların kapı ve pencerelerinde yuvarlak, basık veya sivri kemerler dikkat çeker. Yapıların geneli sade bir görünüme sahip olup, sadece basit süslemelerle bezenmiştir.

Denizli Babadağ Kırcataş camisi

KIRCATAŞ CAMİSİ

İlçe merkezinde Gündoğdu Mahallesindedir. 1800 yılında yapılan cami, Osmanlı dönemi mimari özelliklerini yansıtır. Geçmiş yıllarda bir yangın geçiren cami, daha sonra tamamen yenilenmiştir. Caminin batı duvarında, yüksek bir noktada küçük bir kitabe vardır. Bu kitabede, 1801-1802 tarihleri okunmaktadır. Cami, günümüzde ibadete açıktır.

Denizli Babadağ Attuda antik kenti

ATTUDA ANTİK KENTİ

İlçe merkezine bağlı Hisarköy beldesinde, ilçe merkezine 32 km uzaklıktadır. Babadağ’ın kuzey eteklerinde, doğal bir kale görünümünde yüksekçe bir tepe üzerinde bulunur.

Attuda, Salbakos dağı üzerinde önemli bir geçiş noktasında bulunduğu için Hellenistik dönem öncesine ait tarihi bir geçmişe sahip olmalıdır. Ancak bu dönem ile ilgili yeteri kadar arkeolojik kalıntı ya da yazılı belge yoktur. Kentin Pergamon Krallığı tarafından kolonize edilmesinden sonra, Attuda ön plana çıkmış ve adı daha çok duyulmaya başlanmıştır.

Bunlara göre, Attuda ile ilgili en eski bilgi ve buluntular, MÖ 200 yıllarına aittir. Pergamon krallığının verdiği ayrıcalıkla bir bütünlük oluşturacak şekilde kentin oldukça hızlı bir gelişim ve etkileşim içinde olduğu anlaşılmaktadır. Kentte bulunan Hellenistik yazıtlardan üç tanesi, Pergamon krallığı ile ilgilidir.

Attuda şehri, MÖ 1’nci yüzyıldan itibaren kendi adıyla sikke basmaya başlamıştır. Bunlardan biri İmparator Marcus Antonius zamanında, yaklaşık MÖ 39-35 yılları arasında basılmıştır. Bu gümüş sikkenin ön yüzünde “Tykhe”ya da “Kybele” başı, arka yüzünde “çıplak, ayakta bir Apollon heykeli” ve kentin adı olan “Attoyaeon” yazısı vardır.

Yerleşim içinde bulunan mimari elemanlar değerlendirildiğinde, Attuda’nın yakın ilişkide bulunduğu Aphrodisias kentinin etkisi altında imarını sürdürdüğü anlaşılmaktadır. İki kent arasındaki ilişki sadece mimari alanda kalmaz. Roma imparatorluk döneminde de bu ilişki artarak sürmüştür.

Şehirdeki yapılaşma:

MS 2 ve 3’ncü yüzyıllarda da artarak devam etmiştir. Bulunan yazıtların büyük çoğunluğu bu döneme aittir. MS 3’ncü yüzyıl başlarında, Carmini ailesinden olanların aldıkları önemli görevler ve inşa ettikleri yapıların, Attada için büyük bir katkı sağladığı bellidir.

Özellikle Aphrodisias Aphrodite Tapınağı gibi önemli bir kült alanının başkanlığı ve veznedarlığının Attudalı bir aileden birinin elinde olması ve bu aileden kişilerin sürekli önemli üst görevlere getirilmesi dikkat çeker. Bunlar: Salbakos dağı üzerinde, tam geçiş yerindeki Attuda’nın bu dönemlerde de kendi varlığını hissettirdiğinin göstergesidir.

431 yılında Ephesos’ta toplanan 3’ncü Ekümenik Konsile Attudalı piskoposlar da katılmıştır. Şehirdeki yaşam: MS 6’ncı yüzyıl ve sonrasında zayıflamaya başlamış ve tekrar canlanması ise Türk dönemiyle birlikte olmuştur.

Denizli Babadağ Attuda antik kenti

Evet, bu tarihi gelişim sonrasında, gelelim kentin bulunması ve arkeolojik araştırmalara:

Hisarköy ve çevresinde bulunan seramik ve heykeltıraşlık gibi küçük buluntuların tamamı, Hierapolis Arkeoloji Müzesine götürülmüştür. Diğer bir kısım mimari eser ise, halen köy camisi önünde muhafaza edilmektedir. Antik yerleşimin izleri, mahallenin ortasındaki Asar Tepe’den aşağı doğru teraslar halinde genişleyerek yayılır. En alttaki vadi yamaçlarında ise, kentin nekropolüne ait mezarlar bulunmaktadır.

Asar Tepe

Buraya çıkışı sağlamak için doğal kayalar kesilip, teraslar yapılarak yollar oluşturulmuştur. Son dönemlerde yapılan tüm değişikliklere rağmen, Asar Tepe’nin en üst noktası yer yer doğal taşlardan oluşturulmuş düz alan şeklindedir. Burası ilk olarak, antik çağda kullanılmış bir toplantı yeri veya dinsel seramoni yeridir.

Heredot’a göre: Persler, gelenek ve görenekleri gereği, özellikle dinlerinin Zeus’a kurban kesmeyi gerektirir ve bunu dağ başlarında yaparlar, Zeus dediklerinin de gök kubbe olduğunu belirtir. Bu tören ve toplanma yeri uygulamaları: Hıristiyanlık inancında, Bizans dönemi boyunca ve Beylikler döneminde de görülen bir uygulamadır.

Denizli Babadağ Attuda antik kenti

Mimari Kalıntılar

Toplanan mimari elemanlar, mahalle camisi önünde, Tekke çeşmesi çevresinde ve türbe içinde olmak üzere 3 yerde toplanmıştır. Ayrıca ev duvarlarında da yazıtlı ve yazıtsız birçok tarihi eser bulunur. Mimari elemanların büyük çoğunluğu kireçtaşı ve mermer sütun kaidesidir ve Helenistik ile Roma dönemlerine tarihlenir.

Kültler ve Tapınaklar

Attuda şehrinin bulunduğu bölgede en yaygın olan kültler Men ve Ana Tanrıça kültüdür. Men isimli tanrının bu bölgedeki en önemli kült yeri ve kutsal alanı: kesin yeri bilinmeyen Men Karou Tapınağıdır.

Ünlü coğrafyacı tarih yazarı Strabon: Menderes ve Lykos vadileri boyunca giden yolu takip ederken, Men Karou Tapınağını gördüğünü yazar. Men Karou Tapınağının Attouda sikkeleri üzerinde bulunması, bu kutsal mekanın kesinlikle Attouda sınırlarında bulunmasından kaynaklanmaktadır. Bu yüzden, kent merkezinde olmayan kutsal alanın, vadi içindeki bir yerde olabileceğine inanılmaktadır.

Ayrıca, dağlık yerleşimler ve dağ zirvelerinde Ana Tanrıçaya adanmış kült yerlerinin yaygınlığı bilinmektedir. Hisarköyde çarşıdaki caminin kuzeybatı köşesine yerleştirilmiş olan Meter Adraston adının geçtiği yazıt da bu tanrıça ile ilişkilendirilir. Tanrıçanın adının geçtiği yazıtlara göre, attouda kentinde  ve çevresinde Meter kültürünün saygın bir yere sahip olduğu ve kentin baş tanrıçalarından birisi olarak tapınım gördüğü kesindir.

Kültler konusunda eldeki en kesin bilgiler, sikkeler üzerindeki betimlemelerdir. Bu betimlemelere göre: kentte başta Apollon olmak üzere Kybele, Tykhe, Zeus, Athena, Asklepios, Helios, Serapis, Dionysos, Artemis, Anatis gibi tanrıların ismi geçer. Tüm bunlara rağmen, Attouda içinde yeri kesin olan ve planı tam bilinen bir tapınak kalıntısı yoktur. Ancak tahminlere göre, burada birden fazla tapınak olmalıdır.

Öte yandan: İncil’de söz edilen 7 kiliseden birisi de “Laodikeia kilisesi” dir ve burada ortaya çıkarılmıştır.

Doğuya doğru uzanan bir sırt üzerinde kurulan kentin, kuzeyindeki Arap deresi ile güneyindeki Bakla deresi, mahallenin doğusunda birleşerek Menderes ırmağına doğru akmaktadır. Bu dereler hem antik, hem de modern yerleşimin üç yönünde doğal bir sınır hattı oluşturmaktadır.

Antik kalıntılar üzerinde kurulan Hisarköy, Osmanlı döneminden beri varlığını sürdürmektedir ve bazı dokuların yok olmasına sebep olmuştur. Köy yerleşimi en üst tabakada halen varlığını sürdürmektedir. Her taraf tarihi yapılarla ve onların yıkıntılarından kalan taşlarla doludur. Evlerin altında mezar tipi mekanlar, mağaralar ve kayalardan oyma mezarlar gibi birçok farklı kalıntılar bulunuyor.

Köylüler, 1970’li yıllarda küçük ölçekli bir köy müzesi kurmuşlardır, ama bu müze günümüzde boş ve kapalıdır. Çünkü köy halkı tarafından açılan bu müze hazine avcıları tarafından  defalarca soyulmuştur.

Ancak, Hisarköyün başka bir yere taşınması faaliyetlerine başlanıldığını ve devam ettiğini öğrendim. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2005 yılında köyün 2 km ilerisindeki Çamlar Mevkiinde konutlar yapılmıştır, ancak Hisarköylülerin bu konutlara taşınmayı kabul etmedikleri söyleniyor.

Denizli Babadağ Trapezopolis antik kenti

TRAPEZOPOLİS ANTİK KENTİ VE NEKROPOLÜ

İlçe merkezine 13 km uzaklıktaki Bekirler köyü kuzeydoğusunda Boludüzü mevkiindedir.

Antik kent, Bekirler köyü etrafındaki tepecikler ve eteklerine yayılmıştır. Antik kentin kuzeyden güneye doğru uzanan düzlük üzerine, arazinin coğrafi yapısına göre kurulduğu anlaşılmaktadır.

Trapezopolis şehri, Karia ve Phrygia sınırında antik bir kenttir. Şehrin isminin anlamı, Helen dilinde “Düzlük” anlamına gelir.

19’ncu yüzyıl sonlarında, Anderson bu bölgede bir araştırma yapmış ve Seyre’de bir takım yerleşim izlerine rastlamışsa da kesin bir yargıya varamamıştır.

Denizli Babadağ Trapezopolis antik kenti

Sadece burada üzerinde “Trapezopolis” ismi olan bir yazıt bulmuştur.

Bugün, bu bölgede zemin seviyesinin yaklaşık 70-100 cm altında, etrafı kayraktaşı veya tuğla ile çevrilmiş, silindirik formlu ve kapaklı, pişmiş toprak lahit mezarlar bulunmaktadır. Bunların üzeri yine kayrak taşı ve tuğla ile kapatılmıştır.

Yüzeyde bazı yapı kalıntıları izlenir. Yüzeydeki kalıntılar, Roma ve Bizans dönemi özellikleri göstermektedir.

YARDAN ÇAYI

Belediye tarafından şelalenin çevresinde yapılan çevre düzenleme çalışmaları sonucunda, burada oldukça güzel bir mesire alanı oluşturulmuştur.

 Denizli Bozkurt gezi yazısı hakkında  Bozkurt