Niğde Çamardı

Niğde Çamardı

Çamardı’nın en büyük özelliği Aladağlar Milli Park alanıdır. Bu park alanında, yüksek rakımlı yerlerde gerek gezi ve gerekse tırmanış yapmak isteyen yerli ve yabancı turistler bölgeye yoğun olarak geliyorlar.

Burada tarihi yer aramak anlamsız, burası tamamen doğa ile baş başa kalmak isteyenler, yüksekleri gezmek, görmek ve tırmanmak isteyenler için uygun.

ULAŞIM

Çamardı, Niğde arası uzaklık: 69 km. Çamardı, Pozantı arası uzaklık: 54 km. Çamardı, Adana arası uzaklık: 153 km.

Niğde Çamardı

TARİHİ

Celaller köyü bölgesinde yapılan kazılarda elde edilen buluntulara göre, yörede ilk yerleşimin MÖ 3000-2000 yılında kurulduğu tahmin edilmektedir. Hititler, MÖ 2000 ile 700 yılları arasında bölgede hüküm sürmüşlerdir.

İlçe ismi olarak bazen “Şamardı” ve bazen “Bereketli” ve bazen de “Maden” isimleri kullanılmıştır. Yerleşim yerinin dağlık ve ormanlık olması nedeniyle “Çamardı” ismi kabul edilmiştir.

1927 yılında Belediye kurulmuş ve 1948 yılında ilçe olmuştur. Çünkü il merkezine olan uzaklığı ve kış aylarında yolların kapanması nedeniyle ilçe kurulmasına karar verilmiştir.

Niğde Çamardı

GENEL

Orta Torosların uzantısı olan Aladağlar İlçe topraklarına hakim konumdadır. En yüksek yeri Demirkazık Tepesidir. Rakımı 3756 metredir. İlçenin ortalama rakımı ise 1600 metredir. Ekonomisi hayvancılığa dayanır. Tarım sınırlı ölçüde yapılır, çünkü düzlük yok denecek kadar azdır. Genellikle elma üretimi yaygındır. Yörede karasal iklim hakimdir. Kış mevsiminde yoğun kar yağar.

Niğde Çamardı

GEZİLECEK YERLER

KAVLAKTEPE YER ALTI ŞEHRİ

İlçe merkezine bağlı Kavlaktepe köyündedir. Niğde-Çamardı ilçesi anayolu üzerine 1 km uzaklıktadır.

1989 yılında köylüler tarafından bulunan yeraltı şehri, Niğde Müze Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmalar sonrası ziyarete açılmıştır. 73 metre derinliğindedir. Çilehane, odalar ve 73 metrenin sonunda suya erişilmiştir.

Girişten sonra oda şeklinde bir genişlik gelir. Daha sonra sağa ve sola tünelli geçişler bulunur. Bölgede yer alan diğer yer altı şehirlerinde olduğu gibi kapı taşları ve havalandırma bacaları bulunmaktadır.

Niğde Müze Müdürlüğü tarafından kurtarma kazısı ve temizleme çalışmaları yapılmıştır. Ayrıca ışıklandırması da yapılmıştır.

Niğde Çamardı Kavlak Tepe Yeraltı Şehri

Günümüzde yer altı şehri ziyaretçilere kapalıdır. Yapılan düzenlemeler de geçen yıllar içinde eskimiş ve tahrip olmuştur. Ziyaretçilere yönelik herhangi bir tesis veya levha bulunmamaktadır. Yer altı şehrinin giriş kısmı kamu mülkiyetindedir.

Daha da ötesi, son zamanlarda su basmaları nedeniyle yeraltı şehrinin bazı bölümlerinde çökmeler meydana geliyormuş. Bu çökmeler nedeniyle elektrik tesisatının da zarar gördüğü söyleniyor. Yani, bir anlamda gitmeyin de denilebilir.

Niğde Çamardı Göltepe Kestel Ören Yeri

GÖLTEPE KESTEL ÖREN YERİ

İlçe merkezine bağlı Celaller köyündedir.

İlk Tunç Çağına ait kalay madeni ocağıdır. Niğde Müzesi Başkanlığı tarafından yapılan kazılarda elde edilen buluntular, Niğde Müzesinde sergileniyor.

Ören yerine ulaşım Celaller köyüne kadar asfalt, köyden maden ocağına kadar ise toprak yol ile sağlanmaktadır. Ören yeri ve çevresinde gelebilecek ziyaretçilere yönelik herhangi bir tesis yoktur.

Niğde Çamardı Göltepe Kestel Ören Yeri

Maden ocağı ve galeriler sistemi, dağın içerisinde toplam 1.5 km alana yayılmıştır. Erken Tunç çağına ait Göltepe, kendisi ile çağdaş ve kalay madeni olan Kestel ile karşı karşıyadır. Göltepe ve Kestel madenindeki kazılarda, çok sayıda cevher zenginleştirme aleti bulunmuştur.

Kalay bakır ile birleştirilerek bronz alaşımı hazırlanıyordu. Gelişmiş bir teknolojinin ürünü olan bu maden, Eski Tunç çağında her türlü aletin, silah ve takının yapımında kullanılmıştır.

Niğde Çamardı Demirkazık Dağı

DEMİRKAZIK DAĞI

Zirve: Niğde il merkezine 40 km uzaklıktadır.

Aladağların kuzey kesimindeki zirvenin yüksekliği 3756 metredir. Çevresindeki diğer yükseltilerden farkı: koni şeklidir. Dağda: görünüş olarak kurak bir iklim sergilenir ve güney yamaçlar meşe, kavak ve köknar ağaçlarıyla kaplıdır.

Kuzey yamaçları Emli vadisinde seyrek çam ormanları vardır. Dağda çok farklı çeşitlilikte kuş türleri bulunur. Kaya güvercini, karga, benekli ağaçkakan, şahin ve doğan gibi kuşlar görülebilir. Dağın aşağısındaki vadilerde ise, kurt, tilki, çakal, yaban keçisi ve yaban tavşanı vardır.

Niğde Çamardı Aladağlar Gezi ve Tırmanış

ALADAĞLAR GEZİ VE TIRMANIŞ

Milli Park Statüsünde olan Aladağlarda, 4 yükselti gurubu vardır.

Niğde Çamardı Aladağlar

Bunlar: Demirkazık (3756 m.), Kızıkkaya (3725 m.), Kaldı dağı (3688 m.) ve Vayvay dağı (3565 m) dır. Aladağlarda gezi ve tırmanış yapacak dağcılar ve araştırmacılar: Aladağlara giriş için: Niğde-Çamardı-Çukurbağ köyü yolunu kullanırlar. Sadece Demirkazık zirvesine tırmanmak isteyenler: Demirkazık köyünden giriş yaparlar.

Niğde Çamardı Aladağlar

Çukurbağ ve Demirkazık köyleri: Çamardı devlet yolu ile Niğde il merkezine bağlıdır. Çukurbağ köyü, Niğde il merkezine Niğde-Çamardı yolundan 65 km. dir. Evet, Aladağlar üzerine gezi ve tırmanış için en uygun aylar: Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarıdır.

Ancak gerek kış ve gerekse yazın yapılacak gezi ve tırmanışlarda mutlaka uygun giysiler ve ekipman bulunmalıdır. Sonuç olarak Aladağlar zirvelerine tırmanış için Niğde Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile irtibata geçilmelidir.

Niğde Çamardı Aladağlar Demirkazık Kamp Eğitim Merkezi

Demirkazık Kamp Eğitim Merkezi

Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne bağlıdır, 1600 metre rakımlı yerde, 30 oda ve 70 yataklıdır. Niğde il merkezi, buraya 64 km uzaklıktadır ve her gün ring servisleri vardır.

Demirkazık köyü Dağ Oteli

Demirkazık köyünde, 100 yataklı ve kaloriferli bir dağ oteli, yıl boyunca açıktır.

Niğde Ulukışla hakkındaki gezi yazım için  Ulukışla

Rize Hemşin

Rize Hemşin

Hemşin denilince, turistik anlamda çok şey söylemek mümkün değil. Burası: tam bir doğal cennet olarak tanımlanabilir, yani burada tarihi eser veya kalıntıdan öte, doğal güzellikleri yaşamak mümkündür. Ancak, bu doğal güzellikleri yaşamak için, uygun mevsim yani özellikle yaz aylarında gitmeniz gerekir.

Bence, bu bölgeden yolunuz geçerse, Hemşin için kısa bir mola verebilir ve yörenin doğal güzelliklerini görebilir, Hemşin deresi çevresinde, güzel bir piknik yapabilirsiniz. Ama, alabalık ve yörenin meşhur balını mutlaka tatmalısınız.

ULAŞIM

Hemşin ilçesinin, bir kısım yerleşim yerine olan uzaklıkları şöyledir. Hemşin-Pazar arasındaki uzaklık: 18 km. Hemşin-Rize ili arasındaki uzaklık: 56 km. Hemşin-Trabzon arasındaki uzaklık: 123 km. dir. Hemşin-Artvin/Yusufeli arasındaki uzaklık: 104 km. Hemşin-Çayeli arasındaki uzaklık: 25 km. Hemşin-Ankara arasındaki uzaklık: 900 km. Hemşin-İstanbul arasındaki uzaklık: 1200 km. dir.

Rize Hemşin

TARİH

Hemşin bölgesinin ilk yerleşimcileri: 626 yılında, Hamam Bey isimli bir önder ve yanındaki akrabalarından oluşan büyük bir topluluktur. Bunlar: “Hamamasen” olarak isimlendirilen, yerleştikleri yeri imar etmişlerdir. Özellikle, geldiklerinde yıkılmış olan bir şehri şenlendirdikleri için, Hamambey ismine, Türkçe olan “sen” kelimesi eklenerek, “Hamam’ın şenlendirdiği yer” anlamında “Hamamsen” ismi verilmiştir.

Ancak, bu topluluğun bir kısım kaynakta Hıristiyanlığı kabul etmiş bir Türk topluluğu olduğu söylenir. Gerek isimleri ve gerekse göçer bir toplumsal yapı sergilemeleri, bunların Türk olduklarının en büyük kanıtıdır.

Tarihi süreç içinde, bir süre sonra, Hemşinliler, Müslümanlığı kabul ederler. Çünkü: onlar Türk’tür ve aynı dili konuşan Türklerle anlaşmaları kolay olmaktadır.

Ayrıca, Rize sahil kesiminde, Cumhuriyet dönemi öncesinde, Türkçe isimlere rastlamak zor iken, Hemşin yöresinde çok sayıda Türkçe isim bulunması anlamlıdır.

Bunun sebebi, sahil kesiminde, Türk yerleşiminin daha geç tarihlerde olmasına karşılık, Hemşin yöresinde, 696 yılı gibi ,çok eskilere giden bir Türk yerleşiminin bulunuyor olmasıdır.

1461 yılına gelindiğinde, Trabzon Pontus Rum devletinin, Osmanlılar tarafından yıkılmasının ardından, bölge, Osmanlı egemenliğine girer. 1530 yılına gelindiğinde, Hemşin, Trabzon Sancağına bağlı olarak görülmektedir.

1836 yılında ise, Hemşin’in, nahiye statüsünde Pazar ilçesine bağlandığı görülür. 1869 yılında, yine Trabzon’a bağlantı yapıldığı görülür.

Evet, tarih bölümünde fazla ayrıntıya girerek, okuru bunaltmak istemediğimden, tarih bölümünü burada bırakıyorum. Hemşin tarihinde: 1916 yılı Rus işgali, 1990 yılında İlçe konumuna yükseltilmesi, son birkaç not olabilir.

 

GENEL

Hemşin ilçesi, Rize ilinin en eski yerleşim yerlerinden birisidir.

İlçe merkezi, denizden 18 km. içeride kalmaktadır. Ceğalver tepesi etekleri üzerinde kurulmuştur.

Yörede: ılıman iklim kuşağı hakimdir ve buna bağlı olarak: kışlar ılık, yazlar ise serin geçer. Yağış ise, her mevsim görülür. Çünkü: yöredeki dağ silsileleri denize paraleldir ve bu yüzden yöre bol yağış alır.

Bu yağışlar, kışın kar şeklini alır ve yörede, genellikle 2-3 metre civarında kar kalınlığı görülebilir. İlkbahar ve sonbahar mevsimlerinde ise, yörede, yine yoğun sis görülür.

İlçenin hakim bitki örtüsü: ormanlardır. Yukarıda sözünü ettiğim gibi, yöre bol yağış alıyor ve bu nedenle, muhteşem ormanlar var.

İlçenin ekonomisi: küçük el sanatları, arıcılık ve tarım ağırlıklıdır. Ancak, yörenin toprakları engebeli olduğundan, tarım yapılan yerler çok azdır.

Yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler: mısır, çay, fasulye, patates, kara lahana ve kividir. Ama, arıcılık, gerçekten yörenin en büyük ekonomik etkinliğidir ve yörede üretilen bal, ünlüdür.

Turizm: Hemşin yöresinde, herhangi bir turizm etkinliği hakkında yaptığım araştırmada; çok veriye rastlayamadım, özellikle, internette kamu kaynaklarının web sayfalarında, bırakın turistik yerler hakkında bir-iki kelime bilgi vermeyi, turizm konusu hiç açılmamış.

Bunun üzerine, yazılı kaynakları denedim ve Hemşin yöresinde, eğer buraya yolunuz düşerse gezip görebileceğiniz birkaç tarihi özelliği olan yer buldum. Bunları aşağıda, gezilecek yerler bölümünde ayrıntılı olarak belirtiyorum ki, umarım ilginizi çeker.

Ama, diğer bir gerçek, özellikle ilgili kurumların, Hemşin yöresinin turistik özelliklerini ortaya koyan bir-iki kelime yazmasını dilerim. Evet: Hemşin, pek fazla tarihi özellik taşıyan yapı-binası veya kalıntısı olan bir yer değil. Buranın turistik özellikleri olarak, daha çok doğal güzellikler öne çıkıyor.

Bu doğal güzelliklerden biraz söz etmek istiyorum. Özellikle: Hemşin deresi, yöreye güzellik katıyor. Hemşin deresinde, kırmızı benekli alabalıklar ve gerek kendiniz ve gerekse yöre insanı tarafından tutulan bu alabalıkları, mutlaka tatmalısınız.

Ayrıca: yine, yörede, orman içinde, sayısız kuş sesleri eşliğinde doğa yürüyüşü yapmak mümkündür. Bu yürüyüş sırasında, tahta evler ve taş konaklar görmeniz mümkündür. Çünkü: Hemşin yaylaları çok ünlüdür. Çadırlı kamping yapmayı sevenler için de, burada uygun ortamlar var, ama elbette iklim önemli, yoksa aşırı soğuktan etkilenmemek gerek.

Özellikle, yaz aylarında: Hemşin deresi çevresinde, Hor boğazında, Tap mevkiinde, Üsküp dağı eteklerinde, çadır kurarak, gayet güzel bir doğal ortamı yaşayabilirsiniz.

Son bir not: Hemşin deresi üzerinde, birkaç tarihi özellikler gösteren köprüler görebilirsiniz, ama bu köprülerin kim tarafından ve ne zaman yapıldığı hakkında ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır.

HEMŞİN PUŞİSİ

Bu, Hemşinli kadınlar tarafından kullanılan bir tür yemeniyle birlikte kullanılan eşarptır. Yani, geleneksel kıyafetin bir parçasıdır. Yemeni üzerine: ince şerit halinde sarılır. Altın orta kısmında, düğüm yapılır. Uzun kalan kısımları, arkadan sarkıtılır.
Bu eşarp: mor-kırmızı-turuncu gibi parlak renkleriyle dikkat çeker. Kenarları: oyalıdır. Yukarıda sözünü ettiğim gibi, bağlama şekli özeldir.

NE YENİR-NE İÇİLİR

Yörede, özellikle, Hemşin deresinde tutulan, kırmızı benekli alabalık yemelisiniz. Yöredeki birçok derede, alabalık yanında, sazan balığı da görülür ve tutulur. Bunun dışında, Karadeniz yöresinin meşhur “mısır ekmeği” yine burada muhteşem bir lezzetle yapılmaktadır.
Bunların dışında, yöresel lezzetlerden tatmak isterseniz, bunlardan öne çıkanlar: Kara lahana haşlaması, etli lahana yemeği, turşu kavurması düşünebilirsiniz.
Son bir not, burası “bal” diyarıdır ve burada üretilen balı mutlaka tatmalısınız.

NE SATIN ALINIR

Hemşin, organik çay fabrikası satış ofisinden, çay satın alabilirsiniz. Bunun dışında, yörede yoğun olarak., peynir ve yağ koymakta kullanılan, tahta bir kap olan “kadel” satın alabilirsiniz. Tahta terlik ilginizi çekerse “Nelik” satın alabilirsiniz.
Ayrıca, yine, yöre kadınları tarafından yapılan örgü el işleri de ilginizi çekebilir. Son bir not: buranın balı meşhur, mutlaka bal satın almalısınız.

Rize Hemşin

GEZİLECEK YERLER

YENİKÖY DÜZ MAHALLE CAMİSİ

Ahşap yığma bir camidir. Sadece zemin kat duvarları taştır. Caminin zemin katı medrese-mekteptir. Harime doğudan girilir. Harim kare planlıdır ve kuzeyinde küçük bir mahfil vardır.
Caminin mihrap ve minberi ahşap süslemelidir.

Minberin aynalığının ortasında dairevi bir kompozisyon bulunmaktadır. Kenarlara S ve C kıvrımları yerleştirilmiştir.
1884 yılında yapılan cami, bölgedeki ahşap camilerin son örneklerinden birisidir. Son onarımlarla orijinalliğini yitirmiştir.

BALTACILI CAMİSİ

Baltacılı mahallesinde, Hemşin deresinin batı kenarındadır. 1791 yılında yapılmıştır. Taş duvarlı, kırma çatılı bir camidir.

Yüksek bir sundurman üzerine inşa edilmiştir. Camiye, doğu cepheden girilir. Arazinin durumundan dolayı, doğu ve güney taraftan iki sıra pencere ile aydınlatılmıştır. Doğu cepheye üst sıra pencereleri küçük tutulmuş olup yuvarlak kemerlidir.

Harimin kuzeyinde mahfil vardır. Mihrap taştır ve basit silmelerle çerçevelenmiştir. Minber Düz Mahalle Camisine benzer merkezde bir daireden barok S ve C kıvrımları çıkmaktadır. Minber, mahfil ve tavan süslemeleri, 19.yüzyılın sonlarında yapılan onarımlara ait olmalıdır.
Cami kapısındaki kitabeye göre, Mahmut Zade el-Hac Muhammed tarafından 1791 yılında yaptırılmıştır.

AKBUDAK KÖYÜ CAMİSİ

Köy merkezinde, 1814 tarihli cami yıkılıp genişletilmiştir. Eski cami mahfil seviyesine kadar taş, bunun üzerinde ahşap duvarlı ve kırma çatılıdır.
Kapı, minber ve mahfili ahşap süslemeli idi. Mahfili taşıyan ayakların birisi, üzerinde kitabe bulunmaktadır.

BİLENKÖY CAMİSİ

Köyün merkezinde, iki katlı olarak yapılmıştır. Alt kat taş ve kısmen ahşap duvarlı olarak inşa edilmiştir. Bu katta, iki bölümlü bir dershane ve bir hoca odası bulunmaktadır. Dershanede taş ocaklar, eski sıra ve kürsü parçaları bulunmaktadır. Güneybatıda ocağı bulunan oda, hocaya aittir.

Alt kat üzerine oturan harimin son cemaat mahalli yoktur. Bunun yerine kuzey ve batı cephesini dolaşan bir hayat kısmı vardır. Bu kısma çıkan merdivenler betonarme olarak yenilenmiştir. Yaklaşık 8×5 m. ebatlarında harim kısmının batısında bir oda bulunmaktadır. Bu odaya hayattan girilmektedir.

Caminin harim kısmına, ahşap oymalı bir kapı ile girilir. Giriş bölümünün üzerinde yer alan mahfil U planlı olup yanlardan kıble duvarına kadar uzanır. Doğu taraftaki ahşap ayakların farklılığı, mahfil uzantısının geniş olması, bu kısmın sonradan ilave edildiğini göstermektedir. Gerçekten de yaşlı köylüler, caminin yakın zaman öncesinde genişletildiğini söylemektedirler.

Kapatılmış, boyanmış ve kısmen bozulmuş olmasına rağmen, camide çok iyi bir ahşap işçiliği göze çarpar. Cümle kapısının kanatlarının yüzeyi oyma olarak birbirini kesen sekizgenler ve onların ortasında oluşan kare rozetlerle süslenmiştir.

Kapının söğeleri üzerinde çizgisel bezeli ve yılankavi şerit arasında rozetler oluşan silmeler vardır. Kapı kemerlerinin köşelerinde çarkıfelek ve altı kollu yıldızlar yer alır. Kapıya benzer bir süsleme minberin yan yüzlerinde görülür. Bu süslemeler ilk yapıya ait olmalıdır.

Mahfilin alt kısmını içten dolaşan silemler ve mahfil çıkmasının süslemeleri daha acemice yapılmış olup, kapı ve minberi taklit etmişlerdir. Burada çizgisel olarak ahşap oyma zikzak, yılankavi uzayan şerit arasında rozetler dikkati çekmektedir.

Sütun başlıklarında yer alan sitizile hayat ağaçları önemlidir. Düz tavanın ortasında birkaç silmeli sade bir göbek yer alır.

Ahşap oyma süslemeye yapının dış yüzeylerinde de rastlanır. Özellikle hayat korkuluklarındaki barok kıvrımlar, sütun başlıkları dikkati çeker.

Yapının ilk inşası, 18. yüzyıla kadar inmektedir. Cami, bugünkü şekline 1894 yılındaki onarım ile kavuşmuştur. Bu tarih caminin batı kapısı üzerine kazınmıştır.

Bu tadilat sırasında hayat ve harim katındaki odaların inşa edildiğini söylemek mümkündür. Bazı yaşlı kişiler caminin buraya yakın bir yerden nakledilerek yeni şekline kavuşturulduğunu söylemektedirler.

Rize Güneysu

Rize Güneysu

Her taraf yeşil, her taraf engebeli (hiçbir düzlük yok), her taraf dereler ile dolu, işte tam bir doğa cenneti. Güneysu, ziyaretçilerine, tarihi kalıntı ve eser göstermez, ama eğer doğayı yaşamak isterseniz, burası tam size göre.

Çünkü, burada doğa ziyaretçilerine bambaşka güzellikler sunuyor. Buranın tüm bunların yanındaki en büyük özelliği: Sayın Başbakanın, baba ocağı olmasıdır.

ULAŞIM

Güneysu ile bağlı bulunduğu Rize il merkezi arasındaki uzaklık: 15 km. dir. Güneysu-Çayeli arasındaki uzaklık: 22 km. dir. Rize ile Güneysu arasındaki yolcu taşımacılığı, minübüsler ile yapılmaktadır. Güneysu-Trabzon arasındaki uzaklık: 92 km. Güneysu-Çaykara arasındaki uzaklık; 66 km. Güneysu-Ankara arasındaki uzaklık: 835 km. dir. Güneysu-İstanbul arasındaki uzaklık: 1188 km. dir.

TARİH

Yörenin bilinen en eski adı “Potomya”dır. Çünkü; yerleşim yeri, Taşlıdere havzasının iki önemli akarsuyu olan Salarha ve Potamya deresi arasında kalmaktadır. Bu iki akarsu arasında kalınması nedeniyle, yöreye “Potamya” ismi verilmiştir.

MÖ. 606 yılında, yörede Med’lerin hakimiyeti görülür. Daha sonra ise, sırası ile: Persler, Pontus Devleti, Roma ve Bizans imparatorluğu, yörede hakimiyet kurarlar. Malazgirt savaşından sonra ise, Selçuklular bölgeyi ele geçirirler ve 1461 yılında, Fatih Sultan Mehmet tarafından, yöre, Osmanlı hakimiyetine sokulur.

Güneysu, 1987 yılında ilçe olmuştur.

Rize Güneysu

GENEL

İlçe: Rize ilinin, iç kesimlerinde kalan bir ilçedir. Yani, il merkezinin güneydoğusundadır. İlçe merkezinin, deniz kıyısına uzaklığı: 14 km. dir. Rize ilinin en gelişmiş ilçesidir.

İlçe merkezinin deniz seviyesinden yüksekliği, yani rakımı ise: 152 metredir. Yerleşim yerinin çevresi ise, tepelerle çevrilidir. Bu tepelerin rakımı, 150 ile 2000 metre arasında değişmektedir. Çünkü: akarsu kenarında kurulmuştur. Bu tepeler arasındaki vadilerde bulunan çok sayıda dere, daha sonra birleşerek Güneysu yani Potamya deresini oluştururlar.

Hatta: ilçenin köylerinde bile, bazen aynı köy içinde, 2-3 km. mesafelerde, rakım, birkaç kata yükselebilmektedir. Yani: yerleşim yerleri, yamaçlara, dağınık olarak kurulmuştur. İlçe merkezinde ve yörede, çıplak arazi ve düzlük arazi görmek mümkün değildir.

Bölgenin iklim özelliklerine bakılırsa: en büyük etkinlik, sürekli yağış olmasıdır. Bunun sonucunda: heyelan ve sel gibi doğal felaketler, sürekli olarak yöredeki yerleşimi tehdit etmektedir. Geçmişte, 2001 ve 202 yıllarında, büyük sel felaketleri görülmüştür.

Yöre insanının en büyük ekonomik etkinliği: tarım ve tarıma dayalı sanayidir. Özellikle, çay tarımı önem kazanmaktadır. Son yıllarda ise, çaya alternatif olarak, kivi üretimi yaygınlaşmıştır. Çay üretiminin bu kadar yoğun olması sonucu, ilçe merkezinde, Çaykur’a ait 2 fabrika ve özel sektöre ait 35 çay fabrikası bulunmaktadır. Bu fabrikalarda, sadece yörede yetiştirilen çay değil, çevre yörelerde yetiştirilen çay bitkisi de işlenmektedir.

Rize Güneysu Feretiko Bezi

FERETİKO BEZİ

Çay üretiminden önce, yörede, iklimin uygun olması nedeniyle, yoğun oranda “kenevir” üretimi yapılmaktaydı. Kenevirden yapılan “kendir ipi” üretimi de yaygındı. Buna bağlı olarak: Rize bezi, çay öncesinde, Rize yöresinde, ekonominin en büyük etkinliklerinin başında gelmektedir.
1960’lı yıllarda, çay bölgeye gelmeden önce, yörede her evde “feretiko bezi” tezgahı bulunuyordu.

Kendir bitkisinden çıkarılan ip: çeşitli işlemlerden geçirildikten sonra, feretiko özel tezgahlarında dokunup bez haline getirilmektedir. Oluşturulan bu beze “feretiko” denir. Bu bez: gerek kalitesi, gerek sağlıklı olması ve gerekse zarafetiyle, giyim alanında ve üzeri işleme yapılarak süslendiğinde, yoğun olarak kullanılmaktadır.

Evet, konuyu fazla uzatmak istemiyorum. Ama, yörenin bu ünlü bezinin mazide yoğun olan ve günümüze kadar yoğunluğu ulaşmayan üretimi, bugün yine arttırılmaya çalışılıyor ve yöredeki resmi makamların desteği ile, yeniden feretiko bezi üretimi yaygınlaştırılmaya çalışılıyor.

Bunları anlatmamın sebebi şu: buraya yolunuz düşerse, mutlaka feretiko bezi veya bu bez ile üretilmiş bir şeyler satın alabilirsiniz, zaten gördüğünüzde beğenmemeniz mümkün değil, ama öte yandan bu bezin sahtesini satın almamaya dikkat etmelisiniz.

Rize Güneysu

NE YENİR-NE İÇİLİR

İlçe merkezinde, 150 kişi kapasiteli, güzel bir “alabalık” restoranı bulunmaktadır. Ayrıca: yine, Asmalı ırmak köyü ve Gürgen köyünde de, alabalık satışı yapılan, alabalık çiftlikleri bulunmaktadır.
Bu çiftliklerin restoranlarında: mutlaka alabalık tatmalısınız ki, bu lezzeti, başka bir yerde bulmanız mümkün değildir.

NE SATIN ALINIR

Yukarıda da belirttiğim gibi, buralara yolunuz düşerse “feretiko” bezi ve bu bezden üretilen güzel şeyler bulup satın almalısınız.

KONAKLAMA

Güneysu ilçesinde, çok güzel bir öğretmen evi bulunuyor. Özellikle, mimari yapısıyla dikkati çeken öğretmenevi: 2008 yılında hizmete açılmıştır. 8 oda ve 500 kişilik salon bulunmaktadır.
Öğretmenevi, ilçe merkezinde, Sağlık caddesindedir. Telefon numarası: 0464-3442082.

Rize Güneysu

GEZİLECEK YERLER

Güneysu ilçesinde, özellikle “Handüzü” yaylasında, yaz aylarında, dağ ve yaylacılık turizmi yapılıyor. Özellikle, 1999 yılından bu yana, her yıl Ağustos ayı içinde düzenlenen Yayla şenliklerine, birçok insan katılmaktadır.

Ancak, yaylada, herhangi bir konaklama tesisi bulunmadığından, ziyaretler, günübirlik yapılmaktadır. Yolu derseniz, beton kaplı yol, ulaşım için uygundur. Handüzü yaylası, ilçe merkezine 16 km. uzaklıktadır.

KIBLEDAĞ CAMİSİ

Kıbledağ köyü merkezinden, Çamlıca köyü Ilıca mahallesine taşınmıştır. 1862 yılında yapılmıştır. Çamlıca köyü: ilçe merkezine 20 km. uzaklıktadır.

Bölgenin geleneksel ahşap camilerinden birisidir. Taşınma sırasında, beton bir zemin kat üzerine oturtulmuş, kuzeyine yeni bir kısım ilave edilmiştir. Bununla birlikte, caminin orijinal unsurları korunmuştur.

Caminin harimine kuzey cephenin ortasındaki iki kanatlı kapı ile girilir. Harim: 6.70 x 8.40 metre boyutlarında, enlemesine dikdörtgen planlıdır. Giriş kısmının üzerindeki ahşap ayaklarla t aşınan mahfil U şeklindeki kıble duvarına kadar uzanır. Cami, yan yüzlerdeki iki sıra pencere ile aydınlatılmıştır.

Düz tavanın ortasında, ahşap oyma süslemeli bir göbek bulunmaktadır.
Cami ahşap süsleme bakımından çok zengindir. Giriş kapısı, minber, tavan, mahfil, köşk ve korkulukları dönemin yaygın barok karakterli mahalli üslubu ile bezenmiştir. Bu unsurları, son yıllarda, sarı-lacivert olarak boyanmıştır.

Kapı kanatları üzerinde stilize vazolar içinde çiçekler S ve C kıvrımları yer almaktadır. Ahşaptan oyulmuş mihrap da yine stilize yapraklı kıvrım dalları, rozetler, S ve C kıvrımları ile süslüdür. Minberin yan yüzlerinde çok kollu, dairevi bir yıldız çevresinde S ve C kıvrımları, kartuşları yer almaktadır.

Dikdörtgen şekilli tavan göbeği bitkisel motiflerle bezeli bir bordürle çevrilidir. Zemini S kıvrımları kaplıdır. Ortada dairevi merkez bulunmaktadır. Mahfil köşkünde, büyük kıvrımlı bir bördür görülmektedir.

Kapı motifleri bakımından, diğer ahşap işçiliği ile benzerlik gösterir. Kanatlar, ikili örgünün çerçevelediği panolar halinde düzenlenmiş, yüzeyler birbiriyle bağlantısı zayıf olan bitkisel motiflerle dolgulanmıştır.

Minber, özenli bir işçilik göstermekle birlikte, iri motifler boyanınca, fazlasıyla dikkat çekmektedir.

Minber kapısının üzerinde, iki ay yıldız arasındaki tarihe göre, cami 1862 yılında yapılmıştır.

Rize Güneysu Kiremit Köyü Aşağı Mahalle Camii

KİREMİT KÖYÜ AŞAĞI MAHALLE CAMİSİ

Bir medrese ile birlikte yapılmıştır. 19. yüzyılda yapılmış, bölgenin geleneksel taş ve ahşap malzemeli, kırma çatılı camilerinden birisidir.

Doğu cepheden birkaç basamakla cami ve medresenin önündeki hayat kısmına çıkılır. Buradan, bir kapı ile medreseye ve bir kapı ile de camiye girilir. Bu kısmın üzerinde, camiye içten bağlanan bir dış mahfil bulunur.

Bu mahfile, doğu tarafından ahşap minare bitiştirilmiştir.
Esas cami mahfil seviyesine kadar bütünüyle taş, üstte ise kıble yönünde taş, diğer kısımlarda ahşap yığma duvarlara sahiptir. Harim, derinlemesine dikdörtgen planlıdır. Giriş kısmının üzerindeki mahfil korkuluğu kıble duvarına kadar uzanır.

Caminin giriş kapısı, minberi ve mahfil köşk ve korkulukları ahşap süslemelere sahiptir. Taş mihrap yenilenmiştir. Kapı kanadı, kare panolara ayrılarak üzerine stilize ağaçlar, rozetler ve dairevi motifler yerleştirilmiştir. Söğeler üzerinde geniş bir kıvrım dal bordürü vardır. Minber ve mahfil süslemesinde yüzeysel geometrik motifler, şeritler yer alır.

Caminin kesin yapılış tarihi bilinmiyor. Mahfil korkuluklarında bulunan 1819 tarihini, inşa tarihi olarak kabul edilmektedir.

Son bir not: ilçe merkezine 1 km uzaklıkta bulunan Kiremit Mahallesinde, bir de çok eski yıllardan bugüne kadar süregelen “Katarahte Şelalesi” bulunmaktadır. Bu şelale, özellikle yaz aylarında, serinleme ve piknik amacıyla kullanılmaktadır. Burayı da gezip görmenizi öneririm.