Rize Hemşin

Rize Hemşin

Hemşin denilince, turistik anlamda çok şey söylemek mümkün değil. Burası: tam bir doğal cennet olarak tanımlanabilir, yani burada tarihi eser veya kalıntıdan öte, doğal güzellikleri yaşamak mümkündür. Ancak, bu doğal güzellikleri yaşamak için, uygun mevsim yani özellikle yaz aylarında gitmeniz gerekir.

Bence, bu bölgeden yolunuz geçerse, Hemşin için kısa bir mola verebilir ve yörenin doğal güzelliklerini görebilir, Hemşin deresi çevresinde, güzel bir piknik yapabilirsiniz. Ama, alabalık ve yörenin meşhur balını mutlaka tatmalısınız.

ULAŞIM

Hemşin ilçesinin, bir kısım yerleşim yerine olan uzaklıkları şöyledir. Hemşin-Pazar arasındaki uzaklık: 18 km. Hemşin-Rize ili arasındaki uzaklık: 56 km. Hemşin-Trabzon arasındaki uzaklık: 123 km. dir. Hemşin-Artvin/Yusufeli arasındaki uzaklık: 104 km. Hemşin-Çayeli arasındaki uzaklık: 25 km. Hemşin-Ankara arasındaki uzaklık: 900 km. Hemşin-İstanbul arasındaki uzaklık: 1200 km. dir.

Rize Hemşin

TARİH

Hemşin bölgesinin ilk yerleşimcileri: 626 yılında, Hamam Bey isimli bir önder ve yanındaki akrabalarından oluşan büyük bir topluluktur. Bunlar: “Hamamasen” olarak isimlendirilen, yerleştikleri yeri imar etmişlerdir. Özellikle, geldiklerinde yıkılmış olan bir şehri şenlendirdikleri için, Hamambey ismine, Türkçe olan “sen” kelimesi eklenerek, “Hamam’ın şenlendirdiği yer” anlamında “Hamamsen” ismi verilmiştir.

Ancak, bu topluluğun bir kısım kaynakta Hıristiyanlığı kabul etmiş bir Türk topluluğu olduğu söylenir. Gerek isimleri ve gerekse göçer bir toplumsal yapı sergilemeleri, bunların Türk olduklarının en büyük kanıtıdır.

Tarihi süreç içinde, bir süre sonra, Hemşinliler, Müslümanlığı kabul ederler. Çünkü: onlar Türk’tür ve aynı dili konuşan Türklerle anlaşmaları kolay olmaktadır.

Ayrıca, Rize sahil kesiminde, Cumhuriyet dönemi öncesinde, Türkçe isimlere rastlamak zor iken, Hemşin yöresinde çok sayıda Türkçe isim bulunması anlamlıdır.

Bunun sebebi, sahil kesiminde, Türk yerleşiminin daha geç tarihlerde olmasına karşılık, Hemşin yöresinde, 696 yılı gibi ,çok eskilere giden bir Türk yerleşiminin bulunuyor olmasıdır.

1461 yılına gelindiğinde, Trabzon Pontus Rum devletinin, Osmanlılar tarafından yıkılmasının ardından, bölge, Osmanlı egemenliğine girer. 1530 yılına gelindiğinde, Hemşin, Trabzon Sancağına bağlı olarak görülmektedir.

1836 yılında ise, Hemşin’in, nahiye statüsünde Pazar ilçesine bağlandığı görülür. 1869 yılında, yine Trabzon’a bağlantı yapıldığı görülür.

Evet, tarih bölümünde fazla ayrıntıya girerek, okuru bunaltmak istemediğimden, tarih bölümünü burada bırakıyorum. Hemşin tarihinde: 1916 yılı Rus işgali, 1990 yılında İlçe konumuna yükseltilmesi, son birkaç not olabilir.

 

GENEL

Hemşin ilçesi, Rize ilinin en eski yerleşim yerlerinden birisidir.

İlçe merkezi, denizden 18 km. içeride kalmaktadır. Ceğalver tepesi etekleri üzerinde kurulmuştur.

Yörede: ılıman iklim kuşağı hakimdir ve buna bağlı olarak: kışlar ılık, yazlar ise serin geçer. Yağış ise, her mevsim görülür. Çünkü: yöredeki dağ silsileleri denize paraleldir ve bu yüzden yöre bol yağış alır.

Bu yağışlar, kışın kar şeklini alır ve yörede, genellikle 2-3 metre civarında kar kalınlığı görülebilir. İlkbahar ve sonbahar mevsimlerinde ise, yörede, yine yoğun sis görülür.

İlçenin hakim bitki örtüsü: ormanlardır. Yukarıda sözünü ettiğim gibi, yöre bol yağış alıyor ve bu nedenle, muhteşem ormanlar var.

İlçenin ekonomisi: küçük el sanatları, arıcılık ve tarım ağırlıklıdır. Ancak, yörenin toprakları engebeli olduğundan, tarım yapılan yerler çok azdır.

Yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler: mısır, çay, fasulye, patates, kara lahana ve kividir. Ama, arıcılık, gerçekten yörenin en büyük ekonomik etkinliğidir ve yörede üretilen bal, ünlüdür.

Turizm: Hemşin yöresinde, herhangi bir turizm etkinliği hakkında yaptığım araştırmada; çok veriye rastlayamadım, özellikle, internette kamu kaynaklarının web sayfalarında, bırakın turistik yerler hakkında bir-iki kelime bilgi vermeyi, turizm konusu hiç açılmamış.

Bunun üzerine, yazılı kaynakları denedim ve Hemşin yöresinde, eğer buraya yolunuz düşerse gezip görebileceğiniz birkaç tarihi özelliği olan yer buldum. Bunları aşağıda, gezilecek yerler bölümünde ayrıntılı olarak belirtiyorum ki, umarım ilginizi çeker.

Ama, diğer bir gerçek, özellikle ilgili kurumların, Hemşin yöresinin turistik özelliklerini ortaya koyan bir-iki kelime yazmasını dilerim. Evet: Hemşin, pek fazla tarihi özellik taşıyan yapı-binası veya kalıntısı olan bir yer değil. Buranın turistik özellikleri olarak, daha çok doğal güzellikler öne çıkıyor.

Bu doğal güzelliklerden biraz söz etmek istiyorum. Özellikle: Hemşin deresi, yöreye güzellik katıyor. Hemşin deresinde, kırmızı benekli alabalıklar ve gerek kendiniz ve gerekse yöre insanı tarafından tutulan bu alabalıkları, mutlaka tatmalısınız.

Ayrıca: yine, yörede, orman içinde, sayısız kuş sesleri eşliğinde doğa yürüyüşü yapmak mümkündür. Bu yürüyüş sırasında, tahta evler ve taş konaklar görmeniz mümkündür. Çünkü: Hemşin yaylaları çok ünlüdür. Çadırlı kamping yapmayı sevenler için de, burada uygun ortamlar var, ama elbette iklim önemli, yoksa aşırı soğuktan etkilenmemek gerek.

Özellikle, yaz aylarında: Hemşin deresi çevresinde, Hor boğazında, Tap mevkiinde, Üsküp dağı eteklerinde, çadır kurarak, gayet güzel bir doğal ortamı yaşayabilirsiniz.

Son bir not: Hemşin deresi üzerinde, birkaç tarihi özellikler gösteren köprüler görebilirsiniz, ama bu köprülerin kim tarafından ve ne zaman yapıldığı hakkında ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır.

HEMŞİN PUŞİSİ

Bu, Hemşinli kadınlar tarafından kullanılan bir tür yemeniyle birlikte kullanılan eşarptır. Yani, geleneksel kıyafetin bir parçasıdır. Yemeni üzerine: ince şerit halinde sarılır. Altın orta kısmında, düğüm yapılır. Uzun kalan kısımları, arkadan sarkıtılır.
Bu eşarp: mor-kırmızı-turuncu gibi parlak renkleriyle dikkat çeker. Kenarları: oyalıdır. Yukarıda sözünü ettiğim gibi, bağlama şekli özeldir.

NE YENİR-NE İÇİLİR

Yörede, özellikle, Hemşin deresinde tutulan, kırmızı benekli alabalık yemelisiniz. Yöredeki birçok derede, alabalık yanında, sazan balığı da görülür ve tutulur. Bunun dışında, Karadeniz yöresinin meşhur “mısır ekmeği” yine burada muhteşem bir lezzetle yapılmaktadır.
Bunların dışında, yöresel lezzetlerden tatmak isterseniz, bunlardan öne çıkanlar: Kara lahana haşlaması, etli lahana yemeği, turşu kavurması düşünebilirsiniz.
Son bir not, burası “bal” diyarıdır ve burada üretilen balı mutlaka tatmalısınız.

NE SATIN ALINIR

Hemşin, organik çay fabrikası satış ofisinden, çay satın alabilirsiniz. Bunun dışında, yörede yoğun olarak., peynir ve yağ koymakta kullanılan, tahta bir kap olan “kadel” satın alabilirsiniz. Tahta terlik ilginizi çekerse “Nelik” satın alabilirsiniz.
Ayrıca, yine, yöre kadınları tarafından yapılan örgü el işleri de ilginizi çekebilir. Son bir not: buranın balı meşhur, mutlaka bal satın almalısınız.

Rize Hemşin

GEZİLECEK YERLER

YENİKÖY DÜZ MAHALLE CAMİSİ

Ahşap yığma bir camidir. Sadece zemin kat duvarları taştır. Caminin zemin katı medrese-mekteptir. Harime doğudan girilir. Harim kare planlıdır ve kuzeyinde küçük bir mahfil vardır.
Caminin mihrap ve minberi ahşap süslemelidir.

Minberin aynalığının ortasında dairevi bir kompozisyon bulunmaktadır. Kenarlara S ve C kıvrımları yerleştirilmiştir.
1884 yılında yapılan cami, bölgedeki ahşap camilerin son örneklerinden birisidir. Son onarımlarla orijinalliğini yitirmiştir.

BALTACILI CAMİSİ

Baltacılı mahallesinde, Hemşin deresinin batı kenarındadır. 1791 yılında yapılmıştır. Taş duvarlı, kırma çatılı bir camidir.

Yüksek bir sundurman üzerine inşa edilmiştir. Camiye, doğu cepheden girilir. Arazinin durumundan dolayı, doğu ve güney taraftan iki sıra pencere ile aydınlatılmıştır. Doğu cepheye üst sıra pencereleri küçük tutulmuş olup yuvarlak kemerlidir.

Harimin kuzeyinde mahfil vardır. Mihrap taştır ve basit silmelerle çerçevelenmiştir. Minber Düz Mahalle Camisine benzer merkezde bir daireden barok S ve C kıvrımları çıkmaktadır. Minber, mahfil ve tavan süslemeleri, 19.yüzyılın sonlarında yapılan onarımlara ait olmalıdır.
Cami kapısındaki kitabeye göre, Mahmut Zade el-Hac Muhammed tarafından 1791 yılında yaptırılmıştır.

AKBUDAK KÖYÜ CAMİSİ

Köy merkezinde, 1814 tarihli cami yıkılıp genişletilmiştir. Eski cami mahfil seviyesine kadar taş, bunun üzerinde ahşap duvarlı ve kırma çatılıdır.
Kapı, minber ve mahfili ahşap süslemeli idi. Mahfili taşıyan ayakların birisi, üzerinde kitabe bulunmaktadır.

BİLENKÖY CAMİSİ

Köyün merkezinde, iki katlı olarak yapılmıştır. Alt kat taş ve kısmen ahşap duvarlı olarak inşa edilmiştir. Bu katta, iki bölümlü bir dershane ve bir hoca odası bulunmaktadır. Dershanede taş ocaklar, eski sıra ve kürsü parçaları bulunmaktadır. Güneybatıda ocağı bulunan oda, hocaya aittir.

Alt kat üzerine oturan harimin son cemaat mahalli yoktur. Bunun yerine kuzey ve batı cephesini dolaşan bir hayat kısmı vardır. Bu kısma çıkan merdivenler betonarme olarak yenilenmiştir. Yaklaşık 8×5 m. ebatlarında harim kısmının batısında bir oda bulunmaktadır. Bu odaya hayattan girilmektedir.

Caminin harim kısmına, ahşap oymalı bir kapı ile girilir. Giriş bölümünün üzerinde yer alan mahfil U planlı olup yanlardan kıble duvarına kadar uzanır. Doğu taraftaki ahşap ayakların farklılığı, mahfil uzantısının geniş olması, bu kısmın sonradan ilave edildiğini göstermektedir. Gerçekten de yaşlı köylüler, caminin yakın zaman öncesinde genişletildiğini söylemektedirler.

Kapatılmış, boyanmış ve kısmen bozulmuş olmasına rağmen, camide çok iyi bir ahşap işçiliği göze çarpar. Cümle kapısının kanatlarının yüzeyi oyma olarak birbirini kesen sekizgenler ve onların ortasında oluşan kare rozetlerle süslenmiştir.

Kapının söğeleri üzerinde çizgisel bezeli ve yılankavi şerit arasında rozetler oluşan silmeler vardır. Kapı kemerlerinin köşelerinde çarkıfelek ve altı kollu yıldızlar yer alır. Kapıya benzer bir süsleme minberin yan yüzlerinde görülür. Bu süslemeler ilk yapıya ait olmalıdır.

Mahfilin alt kısmını içten dolaşan silemler ve mahfil çıkmasının süslemeleri daha acemice yapılmış olup, kapı ve minberi taklit etmişlerdir. Burada çizgisel olarak ahşap oyma zikzak, yılankavi uzayan şerit arasında rozetler dikkati çekmektedir.

Sütun başlıklarında yer alan sitizile hayat ağaçları önemlidir. Düz tavanın ortasında birkaç silmeli sade bir göbek yer alır.

Ahşap oyma süslemeye yapının dış yüzeylerinde de rastlanır. Özellikle hayat korkuluklarındaki barok kıvrımlar, sütun başlıkları dikkati çeker.

Yapının ilk inşası, 18. yüzyıla kadar inmektedir. Cami, bugünkü şekline 1894 yılındaki onarım ile kavuşmuştur. Bu tarih caminin batı kapısı üzerine kazınmıştır.

Bu tadilat sırasında hayat ve harim katındaki odaların inşa edildiğini söylemek mümkündür. Bazı yaşlı kişiler caminin buraya yakın bir yerden nakledilerek yeni şekline kavuşturulduğunu söylemektedirler.