Batman Sason

Batman Sason

Sason, Batman il merkezine 70 km uzaklıktadır. Sason, Bitlis arası: 113 km. Sason, Diyarbakır arası: 136 km. Sason. Siirt arası: 126 km.

TARİHİ

Tarihi Sason bölgesi, günümüzdeki alanına ek olarak Mutki ve Kozluk ilçelerini de kapsıyordu. 301 yılında, Ermeniler Hıristiyanlık dinini kabul ettiler ve Sasun (Ermeni döneminde ilçenin ismi Sasun idi) da, Ermeni kralı Trdat, pagan tapınaklarını yıktırdı ve kiliseler inşa ettirdi. Evet fazla ayrıntıya girmeye gerek yok.

Sason tarihindeki en önemli olay: 1891 yılında Hınçak Partisinin girişimiyle başlayan Sasun isyanıdır. İsyandan kısa süre sonra, ilçe, Taşnak örgütünün denetimine girmiş ve bu durum 1904 yılına kadar sürmüştür. İsyan, bu tarihte sona ermiş ve isyan lideri olan Antranik Ozanyan, sürgün olarak yurt dışına gönderilmiştir.

Batman Sason

GENEL

İlçe dağların arasına kurulmuş eski bir yerleşim yeridir. İlçe merkezi, Helkıs dağı eteklerinde kurulmuştur. Mereto dağı, 2821 metre rakımlıdır ve bu heybetli dağ, aynı zamanda bölge için kutsal bir dağdır. Halk arasında “Mereto Dağı çarpsın” deyimi oldukça yaygındır. İlçenin girişinde, şifalı olduğu söylenen içmeler vardır.

Batman’ın diğer ilçelerinin aksine, engebeli ve dağlık bir arazi yapısına sahip olan ve bu nedenle de hububat üretimine elverişli olmayan bu ilçe toprakları, çilek yetiştiriciliği için oldukça müsait bulundu. Sonrasında Sasonlu aileler birer birer çilek yetiştiriciliğine yöneldi.

Önceden işsizlik ve tarla işleyememe nedeniyle dışarıya göç veren ilçe, artık göç alır oldu. İlçeyi terk edenler geri geldiler. Ailelerin gelirleri yüzde elli oranında arttır.

Eskiden tütün sokan Sason sokakları, tarifi eşsiz çilek kokusuyla güzelleşti. Halen ilçenin büyük bölümünde, gündelik yaşamda Arapça konuşulur. Yeryüzünde Arapçanın yayıldığı en kuzey noktadır.

Batman Sason Cevizi

SASON CEVİZİ

Sason ilçesinin geçmişten günümüze taşıdığı en büyük üretim değerlerinden biri: Ceviz ağaçlarının kapladığı dağlar ve vadilerdir. Sason cevizi, hem ilçe genelinde ve hem de dışarıda önemli bir yere sahiptir.

Cevizin yeri, onun ismini “Sason”a vermesinden de anlaşılmaktadır. Eski Sason “Kabilcevz” diye adlandırılmış ve böyle tanınmıştır. Halk arasında bu deyim hala kullanılmaktadır. Günümüzde gelişen teknolojiyle birlikte ceviz üretimi daha bilinçli yapılıyor.

Bu durum ürün kalitesini yükselterek daha verimli olmasını sağlıyor. Tür olarak oldukça dayanıklı bir yapıya sahip olan Sason cevizi, kış aylarında ilçenin vazgeçilmez yemişidir. Hem yaş hem de kuru olarak tüketilir.

SASON BALI

İlçede, doğal üretim alanlarından kaliteli bal elde edilir ve bu bal, ülke içinde fazlaca rağbet görür. Florasındaki çeşitlilik, balın doğal olmasını sağlar. Ek bir madde verilmeden kaliteli ürünler alınır.

Farklı yayla ve vadileriyle değişik zamanlarda açan çiçeklere sahip florasına sahip ilçenin balı halk arasında iki çeşittir. Eğer hastaya götürülecekse siyah (poleni bol) bal alınır. Hediye götürülecekse beyaz bal alınır. Evet buralara yolunuz düşerse mutlaka ama mutlaka bal satın alın. Hatta yakınlarınıza hediye olarak bal götürün.

SASON EFSANESİ

Dağların arasındaki kayalıklarda, turuncu bir renk görülür. Kimilerine göre “ağlayan gelin” dir. Kimilerine göre ise hüzün çiçeğidir. Kimilerine göre de her sabah göbeğinden su yaydığı için ağlayan laledir.

Hem Müslümanlar hem de Hıristiyanlar tarafından kutsal bir çiçek olarak kabul edilir. Hıristiyanlar çarmıha gerilen İsa’yı sembolize ettiğine inanırlar. Ters laleler kötü kokar, niye kötü koktuğunu aşağıdaki efsanede anlatacağım.

Sason Helkıs dağının yamaçlarında yaşayan köylüler, ters lale üzerine bir efsane anlatırlar. Bu efsaneye göre: “ Buradaki hikaye: Müslüman bir genç olan çoban İbrahim ile Ermeni güzeli Besna’nın aşk hikayesidir.

Kelhasan köyünde yaşayan İbrahim’in ömrü, Mereto ve Helkıs dağlarında, çobanlık yapmakla geçer. Hayvancılık ailenin tek geçim kaynağı olduğu için İbrahim çoban, işine gerekli öneme verirdi. Kışın kendi köyü olan Kelhasan’da sürülerini ağılda besler, bahar mevsiminde ise yemyeşil bir köy olan Ermeni köyü Vartanuz’da koyunlarını güdermiş.

İbrahim çoban, baharla birlikte kendi köyünden çok, geniş meraları olan Vantanuz köyünde daha çok zaman geçirirmiş. Vantanuz köyünün zengin tüccarı Adran Ağa’nın güzeller güzeli bir kızı varmış, bu güzel kızın ismi de Besna imiş. Besna, kendisini eşi ve çocuklarının hizmetine adamıştır. İbrahim bir gün, çeşmede kızı görür ve ona aşık olur.

Besna da gönlünü çoban İbrahim’e kaptırır. İbrahim ve Besna, gizli gizli buluşur ve aşkları gün geçtikçe büyür. Yaz döneminde olan bu beraberlik, kış gelmesiyle aksar. Sonbahar yerini yavaştan kışa bırakırken, Bahar ayına kadar kendisini düşünmesi için Besna, İbrahim’e köylerinde açan birbirinden güzel lale soğanları verir ve bunları kendi köyüne ekmesini söyler.

İbrahim bu soğanları, kimsenin zarar vermemesi için, Kelhasan köyünün yüksek kayalıklarının yamaçlarına eker. Bu lalelere gözü gibi bakar, İbrahim’in lale bahçesi her geçen gün daha büyüleyici olur.

İbrahim özlemini gidermek için Besna ile evlenmek ister, Besna aşkı için Müslüman olmayı kabul edeceğini söyler ve durumu annesine anlatır. Anne, inançları gereği bu evliliğin olamayacağını söyler, bunun üzerine Besna yemeden içmeden kesilir, durumu öğrenen babası odasından çıkmasını yasaklar.

Besna’nın annesi durumu İbrahim’e anlatır, İbrahim Besna’yı kaçırmaya karar verir ve gece yarısı evden kaçarlar, zorlu bir yolculuk yaparak Kelhasan köyüne gelirler, Besna din değiştirir ve Müslüman olur ve İbrahim ile nikahlanır.

Adran ağa silahlanır ve İbrahim’in köyü Kelhasan’a gelir, durumu öğrenen aşıklar Kelhasan köyünün keskin ve sivri kayalıklarının bulunduğu dağlara tırmanırlar, el ele tutuşarak kayalıklardan aşağıya kendilerini atarlar. Paramparça olan vücutları, İbrahim’in ektiği lale bahçesine dağılır, lale bahçesi kısa sürede kan gölüne döner.

Bir süre sonra ise, güzel laleler boyunlarını büküp aşıkların kanlarına doğru gözyaşı akıtmaya başlar, boynu bükük ağlayan lale “ters lale” olmuştur. Sason’un yüksek kayalıklarında, her baharın gelişinde, insanlara kötü kokular yayarak, bu ölümsüz aşkı bir daha hatırlatırlar.

GEZİLECEK YERLER

Evet yukarıda da okuduğunuz gibi, Sason, tarihi yerleri ile bilinen ve tanınan bir yer değil. Burası genellikle ceviz, çilek ve ters laleleriyle tanınıyor.

ŞEHAN TÜRBESİ

İlçe merkezinde Erdemli mahallesinde bulunan ve halk arasında Şehan adı verilen türbenin bulunduğu yerde, her yıl geleneksel olarak Temmuz ayının son Perşembe günü, halk bir araya gelerek kutlama şenlikleri yaparlar. Bugün, daha önce ilçeden ayrılmış olanlar geri döner ve bugüne katılırlar. Ancak bazı yıllar güvenlik nedeniyle bu şenlikler düzenlenmemektedir.

Batman Kozluk

Batman Kozluk

Batman Kozluk

Kozluk, Batman arası: 60 km. Kozluk, Siirt arası: 65 km. Kozluk, Bitlis arası: 81 km. Kozluk, Silvan arası: 50 km. Kozluk, Diyarbakır arası: 130 km.

TARİHİ

İlçenin eski ismi “Hazo” dur. Hazo’nun kuruluşu, Selçukluların Anadolu’ya gelmesinden çok önceye kadar gider. Cumhuriyetin ilk yıllarında Muş iline bağlı bir yerleşim yeri olmasına rağmen, nahiye statüsü kazanınca Sason ilçesine bağlanmıştır.

1938 yılında ise, Kozluk adı ile Siirt iline bağlı bir ilçe olmuştur. 1990 yılında Batman’in il olmasıyla Batman iline bağlanmıştır.

İlçe halkı, 1990’lara kadar çarşı olarak adlandırılan dağ yamacında yerleşimi sürdürmüştür. Bu tarihten sonra ise hem artan nüfus hem de toprak dolayısıyla Üçyol olarak adlandırılan ovaya yerleşmeye başlamışlardır.

Kozluk’a bağlı köylerin yarısı ovalı, yarısı ise Dağlı denilen kişilerden oluşur. Her iki kesim arasında çok önemli farklılıklar vardır. Ovalılar daha uysal ve tarım ile uğraşırken, şehirli denilen kesimler ise genellikle sert mizaca ve kararlı, zora başvurmayı seven bir doğaya sahiptir.

Batman Kozluk

GENEL

Batman ilinin en büyük ilçesidir.

İlçe halkının geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Ancak ilçenin en büyük özelliği, büyük kentlere yoğun göç vermesidir. Çünkü bir zamanlar, bu yörede tütün alımı, ilçe merkezinde yaprak-tütün işletmesinin kurulması nedeniyle ilçe halkı geçimini sağlarken, son yıllarda gerek tütün ekiminin sınırlandırılması ve gerekse birtakım hadiseler olmuştur. Yani, ekonomik sıkıntılar, ilçeden dışa göçe tetiklemektedir.

GEZİLECEK YERLER

Batman Kozluk Angebire-Tosun Pınar

ANGEBİRE (TOSUNPINAR)

İlçede bulunan Aygebire bölgesi hem ağaçlık hem de yeraltı su kaynağı dolayısıyla yazın iyi bir tatil bölgesidir.

Batman Kozluk-Haso Kalesi

KOZLUK (HAZO)KALESİ

İlçe merkezinde Kale mahallesinde, yöreye hakim bir tepe üzerinde kurulmuştur. Ancak kalenin kesin olarak hangi tarihte ve kimler tarafından kurulduğu bilinmez. Muhtemelen, yani tahminlere göre, MS 416 yılında Per hanedanı için bir dini merkez olarak kayalık bir tepenin üzerine inşa edildiği düşünülür.

Zaten kale uzun yıllar İran İmparatorluğuna bağlı kalmıştır. 5’nci yüzyılda, bir Nasruti piskoposluğunun merkezi durumunda iken, MS 639 yılında İyaz Bin Ganem komutasındaki Müslüman orduları tarafından ele geçirilmiştir.

Öte yandan, ortaçağda bu bölgeden geçen ipek yolunun da takip ve kontrolü için kurulduğu kabul edilir. Kale: Hasankeyf, Siirt ve Silvan (Maiferkeyn) arasındaki üçgende yer alan Erzen bölgesinin önemli kalelerinden biridir. Kalenin büyük bölümü yıkılmıştır.

Küçük bir kısmı günümüze ulaşmıştır. Kalıntılardan anlaşıldığına göre: Hazo kalesinin iç kaleden ibaret olduğu söylenebilir. Kalenin güneybatısında, silindirik bir burç ve burcun batısında sur duvarları uzanır.

u burç ve sur duvarlarında, düzgün kesme taş ve kırma taş kullanılmıştır. Doğusunda ise, dikdörtgen ikinci bir burç vardır. Ancak oldukça tahrip olmuş ve metruk durumdadır. Kalenin kuzeydoğu tarafında, ana kayanın yontulmasıyla inşa edilen bir sarnıç bulunur.

Biri kuzeybatı ve diğer üçü doğuda olmak üzere toplam 4 adet kaya mezarı bulunur.

Evliya Çelebinin kale hakkında yazdıkları şunlardır: “ Zo dağının eteğinde, sarp bir kaya üzerinde, küçük bir kaledir.

Çevresinin uzunluğu 1600 adımdır. Doğu tarafı yalçın kayalı, havaleli dağlardır. Bu tarafa bakan bir Timur kapısı vardır. Yolu gayet sarptır. Kale içinde bağsız, bahçesiz, hepsi toprak örtülü 150 tane ev vardır.

Ancak kalenin yarısını, hakimi olan Murtaza Bey sarayı tutmuştur ki, kat kat odaları vardır. Sarayında bir gece misafir olduk, sohbetiyle şereflendik. Sarayında su sarnıçları bulunur. Kale içinde cami vardır. Diğer imaretler hep aşağıdadır.”

Batman Kozluk İbrahim Bey Camisi

KOZLUK İBRAHİM BEY CAMİSİ

İlçe merkezinde Kale mahallesindedir. Kozluk’un en eski ikinci camisidir.

Batman Kozluk İbrahim Bey Camisi

Caminin giriş kapısı üzerindeki kitabede, 1705 yılında Garzan aşiretinden Murtaza Bey oğlu İbrahim Bey tarafından yaptırıldığı yazılıdır. Cami Artuklu mimarisini yansıtır.  Mihrap önü mekanı örten büyük bir kubbe vardır.

İki yan mekanı örten, daha küçük kubbeler bulunur. Küçük bir avlunun güney bölümünde yer alan caminin kuzey bölümünde, 5 kemer gözlü bir son cemaat yeri, kuzeybatı köşesinde ise minaresi bulunur.

Batman Kozluk İbrahim Bey Camisi

Cami minaresi oldukça nadir görülen bir minare türüdür. Minare hafif eğik olarak inşa edilmiştir. Bu minare çift merdivenlidir. Merdiven çıkış için 100 basamaklı, iniş için ise 99 basamaklıdır.

Batman Kozluk İbrahim Bey Camisi

Yukarıya çıkılınca, çift yoldan yukarıya çıkılıyor. Kişiler birbirini görmeden yukarı çıkabiliyor. Minare, beş kenar bir kaide üzerine yapılmıştır. İç ve dış cephe duvarları kesme taşla kaplı yapı, günümüzde sağlam bir şekilde ulaşmıştır.

Batman Kozluk İbrahim Bey Camisi

Cami minaresinin kıble tarafında güneş saati vardır. Güneş saati İslam aleminde bazı dönemlerde yapılmış bir uygulamadır. Öğle vakti ve ikindi vaktini tespit için yapılmıştır. Kozluk bir dönem deprem yaşamış ve ilçedeki birçok yapı ile birlikte caminin çevresindeki ve dışındaki bütün müştemilat yıkılmıştır. Ancak cami sağlam kalmıştır.

Batman Kozluk Hıdır Bey Camisi

KOZLUK HIDIR BEY CAMİSİ

İlçe merkezinde Hamam mahallesindedir. Kozluk’taki Arap halkı tarafından Dal harfi Zel olarak okununca cami ismi Hızır Bey olur.

Kozluk kalesinin eteğinde, tarihle bütünleşmiş olarak inşa edilen tarihi caminin, hemen bitişiğinde birçok tarihi mezarın barındığı Hıdır Bey Mezarlığı vardır.

Eski mezar taşlarıyla süslemen bu geniş mezarlıkta, Hıdır Bey ve Şerefname’nin yazarı Şerefhan Bitlisi ve eşinin de bu mezarlıkta oldukları rivayet edilir.

Yapı: dikdörtgen plana sahiptir. Kitabesine göre, Osmanlı döneminde 1485 yılında Hazo (Kozluk) ve Sason Beyi Ebubekir Roşki’nin oğlu Hıdır Bey tarafından yaptırılmıştır. Yapıda: 3 tane kitabe vardır. Bu kitabelerden iki tanesi tarihlidir.

Birincisi: 1485 tarihli kitabe, yapının kuzeyinde bulunan taç kapısında, ikinci kitabe ise minarenin kaide kısmındadır ve 1579 yılını verir. İkinci kitabe, minarenin yapıya sonradan eklendiğini belirtir.

Bu tarihler sonucu, yapının Osmanlı döneminden kaldığı, Osmanlı eseri olduğu yazılıdır. Yapı bölgede bulunan geleneksel yapım tekniğine benzer, yığma yapım sistemiyle inşa edilmiştir. Ana yapım malzemesi, bölgedeki taş ocaklarından çıkarılarak işlenen kalker taşıdır. Yapının duvarları kesme taşlarla örülmüştür.

Örtü sistemi ise, beşik tonozlu düz dam şeklinde olup, moloz taşlarla yığma teknikle örtünmedir. Caminin minaresi yıkılmıştır. Duvarlarını süsleyen Kufi yazı, Güneş Sembolü ve değişik motifleriyle günümüze izler bırakmıştır.

Çevrede kendine özgü mimari özellikleri olan bu yapıya ilişkin, yerinde yapılan incelemelere göre, bugüne kadar çeşitli yanlış onarımlar yapılmış ve bakımsızlık nedeniyle bozulmalar olmuştur.

Ancak bölge halkı için kültür varlıkları açısından önemli bir dini mimari örneği olan yapının, özgünlüğünün korunarak gelecek nesillere aktarılması için, bozulmalara müdahale edilerek koruma ve onarım çalışmalarının acilen yapılması şarttır. Günümüzde cami, sadece Cuma namazları için ibadete açılıyor.

ŞEMDİN AĞA CAMİİ

İlçe merkezinin güneyinde, Şemdin Ağa mahallesindedir.

Güzel bir kaynak suyunun bulunduğu yere inşa edilmiştir. Caminin kuzey tarafında, medrese işlevi gören hücreler vardı. Bu cami, Şemdin Ağa-i Arabi tarafından yaptırılmıştır. Halk arasında, Şemdin Ağa büyük bir manevi şahsiyet olarak tanınır.

Meşhur bir rivayete göre: Cuma namazlarını Mekke’de Mescidi Haram’da kılardı. Bu durum, o gün bilinmediği için namaz kılmadığı gerekçesiyle Şer’i mahkemece infazına karar verilir. İnfaz sırasında, kendisinden akan kanları, caminin iç duvarına sürer.

Asırlar geçmesine rağmen, o kan tazeliğini korumuştur. Caminin tarihi yapısı maalesef yıktırılmış, yerine aslından uzak betonarme, mescit tipi bir cami yaptırılmıştır.

Fakat eski tarihi yapıya ait, üzerinde kan bulunan iç duvarın ilgili kısmı ve muhtemelen kitabesi saklanmaktadır. Son yapı, ibadete açık durumdadır.

Batman Kozluk Kandil Kalesi

KOZLUK KANDİL KALESİ

İlçenin 6 km kuzeybatısında, Sason’a giden eski yol üzerinde, Bölükkonak (Hergemo) köyünün güneyinde bulunan bir tepe üzerindedir. Kale, doğudaki kalelerin tahkimi amacıyla ve dış güçlerin Erzen bölgesine girişini önlemek için 4’ncü yüzyılın ilk çeyreğinde Bizanslılar tarafından inşa edilmiştir. Burada su kanalı var. Çünkü Kozluk kalesinde yaşayanlar, içme sularını 10 km uzaklıktaki bu kaleden kanallar vasıtasıyla temin ediyorlardı.

Batman Kozluk Çayhan Köprüsü

ÇAYHAN KÖPRÜSÜ

İlçe merkezine bağlı Çayhan köyünün kuzeydoğu 10 km uzaklıktadır. Köprü kalıntıları, Çayhan çayının 375 metre kuzeydoğusundadır.

Köprü, çay üzerinde doğu-batı doğrultusunda inşa edilmiştir. Günümüzde sadece 4 tane ayak kalıntısı bulunur. Muhtemelen yapıldığında 3 gözlü bir köprü olduğu varsayılıyor. Ortadaki ayak kalıntısından yola çıkılarak köprünün, yuvarlak kemerli gözlere sahip olduğu anlaşılmaktadır.

Yapım malzemesi olarak: ayakların dış yüzeylerinde düzgün blok taşlar, içinde ise moloz taşlar kullanılmıştır. Yörede sıkça kullanılan cas harcı ile sıvanmıştır. Köprü takriben 3 metre yüksekliktedir. Uzunluğu 32 metre, genişliği ise 3.50 metredir.

Batman Kozluk Pisyar-Hacer Gem Köprüsü

PİSYAR (HACER GEM) KÖPRÜSÜ

İlçe merkezinin doğusunda bulunan Hazo (Garzan) çayı üzerinde, Alıçlı köyünün güneyinde kurulmuştur. Köprü kuzey doğu-güney batı istikametinde uzanır. Köprüde bir kitabe vardır. Bu kitabe, mansap tarafında, batıdaki ayağın orta kısmındadır.

Kitabe iki satırlık olup celli-sülüs hat ile yazılmıştır. Dört tane iri blok taşın üzerine yazılmıştır. Ancak oldukça harap olduğundan okunamamaktadır. Köprü, tek gözlü, yolunun eğik olduğu köprüler gurubuna girer.

Oldukça harap durumda olan köprünün sadece ortadaki büyük gözün doğu ve batısındaki ayaklar günümüze ulaşmıştır. Ortadaki büyük kemer gözü yıkılmış olup günümüze ulaşmamıştır.

HALİLEN KÖYÜ

Bu köyde, sarılık hastalığı için iyi geldiği söylenen sürekli akan bir su bulunmaktadır. Her yıl hem bölgeden hem de bölge dışından, insanlar şifa bulmak için buraya yani köye gelirler.

 Batman Sason

Batman Gercüş

Batman Gercüş

Batman Gercüş, Batman il merkezine 59 km, Diyarbakır il merkezine 160 km, Mardin il merkezine 80 km uzaklıktadır.

TARİHİ

Yakup Manastırı Tarihine göre: MS 400 yıllarında Kefergevson’un Gercüş’e yerleştiği söylenir. Ancak yöredeki ilk yerleşimcilerin daha önceki tarihlere kadar gittiği bilinmektedir. Kesin olarak kanıtlanmasa da, Gercüş ilçesinin ilk kurulduğu yer: MÖ 3000 yıllarında, Gıre Tılhabste’dir. Gercüş ovasında, Tılhabste yanında diğer yerleşim yerlerine bakıldığında: Hisar kasabası güneyindeki höyük, MÖ 7000 yıllarına tarihlenmektedir. Gercüş bölgesinde, tarihi süreçte bilinen tek husus Hurrilerdir ve bunların MÖ 3000 yıllarında bölgeye yerleşmiş olmalarıdır. MÖ 1240 yılında bölgede hakimiyet kuran Asurlular, Gercüş’ün de içinde bulunduğu bölgeyi MÖ 774 yılına kadar yönetmişlerdir. Gercüş ovasında bulunan Zoravaya denen yerde bulunan Asurlulara ait mühür ve tablet, Mardin Müzesinde sergilenmektedir. Gercüş, 1926 yılında ilçe statüsü kazanır. 1990 yılında Mardin iline bağlanan ilçe, Batman yeni il statüsü kazanınca Batman’a bağlanmıştır.

Gercüş isminin kaynağı: çeşitli rivayetler vardır. Bu konudaki tek yazılı kaynak, bugün Midyat’a bağlı bir köy olan Barış tepede bulunan “Yakup Manastırı Tarihi” isimli kitaptır. Köyün eski ismi “Şügrin, Selha” dır. Buralarda geçmişte yoğun olarak Süryaniler yaşarmış. Midyat ve civarında “kefer” le başlayan birçok köy ismi vardır. Süryanicede “kefer” köy demektir.

Buna göre: MS 400 yıllarında Şügrin yöneticisi olan Kefergevson, bazı insanları öldürmek isteyince, halkta oluşan tepki yüzünden Şügrin’i terk etmek zorunda kalır. Bugünkü Gercüş’ün bulunduğu yere gelir yerleşir. Gercüş isminin, Kafergevson’dan geldiği söylenir. Çünkü bugün kullanılan ismiyle benzerlik göstermektedir. Bir diğer söylentiye göre, ilçenin isminin kaynağı: “Şahmar” isminden gelir. “Şah” hükümdar-yöneten, “Mar” ise yılan anlamındadır. Buna göre: Şahmar, yılanların hükümdarı, kralı anlamına gelir. Bu da, Gercüş’te yaşayan “yılan efsanesi” nden gelmektedir.

GENEL

Gercüş ilçesi, dağların kuzey eteğinde kurulmuştur. Çevresi dağlarla çevrili, 850 metre rakımlı platoda konumlanmıştır. İlçede karasal iklim hüküm sürmektedir.

Batman Gercüş

 

GERCÜŞ MEZRONE ÜZÜMÜ

Dünyada şeker oranına en yüksek üzüm türüdür. Kalitesi ve ince kabuğu ile ağızlarda tat bırakan mezrone üzümü, bağlarda toplandıktan sonra özel havuzlarda sıkılarak üretilen şıra yapılıyor.

Batman Gercüş

 

Sıra dinlendikten sonra özel kazanlarda kaynatılıyor. 4-5 bidon üzüm şırasından, bir bidon pekmez elde ediliyor. Pekmezin dışında cevizli sucuk ve pestil yapılıyor. Ayrıca: sofralık üzüm olarak da kullanılmaktadır.

 

GEZİLECEK YERLER

İlçe tarihi özelliklerinin pek fazla olmadığı bir yerdir. Buraya yolunuz düşerse özellikle Kırkat göleti mesire alanına uğramanızı öneririm, başkaca bir tarihi yer yok.

Batman Gercüş Tarihi Hükümet Konağı

 

TARİHİ HÜKÜMET KONAĞI

Tarihi konak, ilçe merkezinde bulunan tek tarihi eserdir. Yaklaşık 100 yıllık olduğu düşünülüyor. Hisar caddesi üzerinde bulunan ve 1926 yılında ilçe statüsü kazanınca 1927 yılında yapılmıştır. Sonra: Askerlik Şubesi, PTT, Cezaevi, Jandarma karakolu olarak kullanılmıştır. Ancak tarihi bina, 2000 yılında terk edilmiş ve 20 yıldan bu yana atıl durumda durmaktadır. Restorasyon çalışmaları sürdürülmektedir. Yenileme çalışmalarının ardından tekrar Kaymakamlık binası olarak kullanılacakmış.

Batman Gercüş Kırkat Göleti Mesire Yeri

 

KIRKAT GÖLETİ MESİRE ALANI

İlçe merkezine 8 km uzaklıktaki Kırkat göleti, 1985 yılında DSİ tarafından sulama amacıyla yapılmıştır. Dicle havzasında bulunmaktadır. Gölet nehir deresi üzerine inşa edilmiştir. Yağışların ardından gölet doluluk oranı yüzde 100 olunca, taşarak adeta şelaleyi andırır.

Batman Gercüş Kırkat Göleti Mesire Yeri

Gölet kıyısında, 13 dönümlük arazi, mesire alanı olarak düzenlenmiştir. Burada: iskele, giriş kapıları, piknik masaları, kamelyalar, barbeküler, banklar, kıyı ve yürüyüş yolları, çocuk oyun parkı alanları düzenlenmiştir.

Batman Gercüş Ayak İzleri

 

AYAK İZLERİ

İlçe merkezine bağlı 25 km uzaklıktaki Çiçekli köyün bulunan kayalıklardadır. Burası “Pike Nebi” vadisidir yani “Peygamber vadisi” olarak bilinir. Köyün kayalıklarında bulunan ayak izleri, bölge halkı tarafından “Nebi’nin ayak izleri” diye isimlendiriliyor. Burada bulunan ayak izlerinin de “Peygamberin ayak izleri” olduğuna inanılıyor. Ayak izlerinin bulunduğu yerin 200 metre yakınında bir kilise kalıntısı bulunuyor.

Diyarbakır tanıtımı.

Mardin tanıtımı.