Datça Knidos

Datça Knidos
 

Datça Knidos, Datça merkeze 33 km uzaklıkta, yarımadanın en uç noktasında Tekir Burnundadır. Tekir Burnu: Akdeniz ile Ege denizinin birleştiği bir yerdir. Buraya: Palamütbükü yöresinden, kara veya deniz yolu ile gidebilirsiniz.

Ancak karayolu ile giderken oldukça fazla dikkatli olmanız gerekiyor, çünkü karayolu biraz tehlikeli, genelde tek şerit ve bir taraf uçurum, uçurum kenarında bariyer yok. Yolculuk yaklaşık 20 dakika sürüyor.

Datça Knidos antik kentinin, Datça merkeze uzaklığı ise yaklaşık 50 dakikalık bir yolculuk gerektirir.

Datça Knidos
 

Şehrin Tarihi Geçmişi

Şehrin ilk kuruluşu

Antik dönemde Karia bölgesi sınırları içinde kalan yarımadadaki en eski yerleşim “Knidos” şehridir. Knidos şehri, Pelopohneus’tan gelen Dor’lar tarafından kurulmuştur.

Bunlar, MÖ 1000 yıllarında, Trakya’dan güneye inerek Yunanistan üzerinden buraya gelirler ve MÖ 4’nci yüzyılda günümüzdeki Datça ilçe merkezinin 2 km kuzeydoğusundaki Dalacak burnundaki “Burgaz” denen yerde “Knidos” şehrini kurarlar.

Şehrin bugünkü yerine taşınması ve yeniden kurulması

MÖ 4’ncü yüzyılda şehir; o dönemde çok gelişen deniz ticareti için yarımadanın uç noktasına yani mevcut şehirden 35 km öteye bugünkü kalıntıların bulunduğu “Tekir Burnuna” taşınır.

Şehir, ilk olarak: kıyı ile kıyıya yakın ada (Kap Krio adası) üzerinde kurulmuştur.

Daha sonra ada ile kıyı arasındaki deniz doldurulmuştur. Daha doğrusu yüzyılların getirdiği çamur ve kum nedeniyle ada ve yarımada birleşmiştir. Ana kara ve Kap Krio’nun birleşmesiyle, kıstağın doğusunda ve batısında iki koy ortaya çıkar. Ağız kısımlarında düzenleme yapılarak koylar koruma altına alınmış ve birer liman oluşturulmuştur.

Çünkü: o dönemdeki gemiler için Knidos, gerek erzak temin etmek ve gerekse dinlenmek için önemli bir merkez olur. Bölgeden geçen gemiler Knidos şehrine uğramadan buradan geçmezlerdi.

Ayrıca, şehirde bulunan iki liman, kötü havalarda gemiler tarafından sert hava koşullarından ve denizden korunmak için tercih ediliyordu.

KNİDOS ŞEHRİNİN MİMARİ DÜZENİ-IZGARA PLANI

Tarih ve coğrafyacı Strabon’a göre: şehirde önce surlar yapılmış, daha sonra sokaklar ve evler, ızgara planına göre ve teraslama yapılarak kurulmuştur.

Şehir yatay ve dikey caddelerden oluşmaktadır. Bu caddelerin bir kısmı merdivenlidir.

Doğu-batı yönünde 4 geniş cadde birbirine paralel uzanır. Bu caddeler şehrin en ünlü caddeleridir. Doğu-Batı yönündeki bu caddeler şehrin en ünlü caddeleridir. Çünkü bu caddeler üzerinde: stoa, meclis binası, oldukça güzel tapınaklar, şehrin önemli kişilerin konutları bulunmaktadır.

Kuzey-güney yönünde ise bir cadde bulunur.

Bu caddeler ve aralarındaki sokaklar: araziye uygun olarak birbirlerini dik açılı olarak keserler.

Ancak bu planlama ile Knidos şehrinde sıra dışı bir uygulama yapılarak, Liman merkezli bir yerleşim düzeni kurulmuştur. Çünkü: şehir etrafını saran adalar gurubunun bir üyesi gibi denize bağımlı bir kenttir.

Datça Knidos
 

KNİDOS’LU ÜNLÜ KİŞİLER

Eudoksos

MÖ 409-355 yılları arasında yaşamış olan ünlü: astronom, filozof ve matematikçidir. Fizik alanında da çalışmalar yapmıştır.

Aynı zamanda “yasa koyucu” olarak da tanınır. Knidos için bir yasa kodeksi hazırlamıştır. Knidos şehri için hazırladığı yasa “Demokrasiye” geçişte etkin bir rol oynamıştır. Aristoteles’in “Politika” sında, Knidos Demokrasisi ve Senatosu hakkında önemli bilgiler aktarılmaktadır.

Eudoksos: gezegenlerin hep aynı yörüngede hareket eden yuvarlak cisimler olduğunu bulmuştur. Çünkü o dönemde en önemli gözlemevi, Knidos şehrinde bulunmaktaydı. Zaten yarımadanın nemsiz oluşu ve gökyüzünün parlaklığa sayesinde, yıldızlar çok güzel gözlemlenmektedir. MÖ 355 yılında ölmüştür.

Sostratos

Mısır’daki ünlü ve Dünyanın 7 harikasından biri kabul edilen İskenderiye Fenerinin mimarıdır.

Polygnotos

Ünlü ressam: MÖ 450 yılında oldukça güzel duvar resimleri yapmıştır.

Plinus

İnsanlık tarihinin ilk ansiklopedisini yazan kişidir.

Euryhon

Ünlü bir doktor olarak tarihte yerini almıştır.

TIP OKULU

Kent: döneminin ikinci büyük tıp okuluna ev sahipliği yapmaktadır. (Birinci Tıp Okulu, Kos’ta bulunuyordu.) Knidos Tıp Okulu: Euryphon ve öğrencileri tarafından MÖ 700 yılı civarında kurulmuştur.

Bu okul; Tıp konusunda, komşu ada olan Kos’daki Hipokrat’ın okulu ile rekabet edebilecek konumdaydı.

Pers ve Hindistan üzerine çalışan ve Pers Kralı Artakserkses’in hekimi olan tarihçi ve doktor Ktesias Knidosludur ve aynı zamanda Knidos Tıp Okulunun bir üyesidir.

Datça Knidos
 

KNİDOS BÖLGESİNDE GEZİLECEK YERLER

NEKROPOL

Datça Knidos şehrinin nekropolü, şehrin doğu girişindedir. Yani, Knidos şehri kalıntılarına gelmeden 4-5 km önce, Nekropol alanı başlamaktadır.

Yaklaşık 7 km lik büyük bir alana yapılmış olan nekropol, antik çağda bilinen en büyük nekropollerden birisidir. Yol kenarında ve yamaçlarda mezarlar görülür.

Burada çeşitli mezar tipleri vardır. Oda mezarlar, büyük tip çok odalı aile mezarları, kubbeli mezarlar, kaya mezarları, toprağa kazılmış mezarlar ve benzerleridir.

ASLANLI MEZAR

Datça Knidos şehrine gelmeden 4 km önce, deniz kıyısında bir tepenin üstünde bir mezar yapısı vardır.

Tapınak formu bu mezar anıtı: Erken Helenistik döneme aittir. Aslanlı mezarın, Komutan Konan’a ait olduğu tahmin edilmektedir.

Mezarın üzerinde bulunan: yekpare mermerden yapılmış 3 metre boyunda, 1.5 ton ağırlığında bir aslan heykeli bulunuyor iken, 1858 yılında Charles Newton tarafından alınarak Londra British Museum’a kaçırılmıştır. (Nasıl kaçırıldığı hakkındaki ayrıntı, aşağıdadır.)

Ancak bu mezarın bulunduğu yer oldukça zorlu bir tırmanış gerektirir, gitmek isteyenler için duyurulur.

Knidos Aslanı Heykeli

İhtişamlı aslan heykeli tek parça mermerden yapılmıştır. Ağırlığı 6 tondur. Yüksekliği 1.8 metre ve uzunluğu 3 metredir. Muhtemelen MÖ 2’nci yüzyılda yapılmış bir mezarın üzerinde durduğu tahmin edilmektedir.

Evet, heykel, 1858 yılında Osmanlı Padişahının izni ile bölgede araştırmalar yapan İngiliz Charles Newton tarafından bulunmuş ve Londra British Museum’a götürülmüştür.

Bu aslan heykelinin kıyıda bekleyen savaş gemisine götürülmesi için, 100 işçi 3 gün çalışmış, buradan sahile özel yol yapılmıştır. Bindirildiği saldan gemiye yüklenmesi ise, bir ay sürmüştür. Aslan Londra’ya kaçırılmış, günümüzde Datça Limanında bu aslanın kopyası bulunmaktadır.

Aslan heykelinin benzeri, günümüzde Datça İskele mahallesinde bulunmaktadır.

Son olarak duyduğuma göre, gerek Demeter ve gerekse bu aslan heykelinin geri iadesi için çeşitli kampanyalar yapılıyormuş, kesinlikle vermezler.

Aynı tarihlerde yine Padişahın onayı ile, Lord Elgin isimli bir İngiliz, Atina şehrindeki Akropol alanındaki mermer heykelleri alıp Londra’ya götürüyor, Yunanlılar bunların iadesi için yıllardır uğraşıyorlar, İngilizler heykellerin Lord Elgin tarafından parası verilip satın alındığını iddia ediyorlar, ancak elbette parasını vererek satın aldıklarını söyledikleri heykelleri, dönemin Atina Osmanlı valisinden almışlar,

Yunanlılar bunu kabul etmiyor ama İngilizler de heykelleri geri vermiyorlar. Zaten Londra British Museum’a gidenleriniz varsa bilirler, müzeye giriş ücretsiz, çünkü bütün dünyadan, birçok eser, kalıntı objeyi alıp buraya getirmişler, girişten ücret almıyorlar.

OTOPARK VE GİRİŞ GİŞESİ

Daha sonra aracınızı otoparka bırakarak, gişeden giriş biletinizi satın alabilirsiniz.

Buraya sıcak yaz günlerinde özellikle öğleden sonra gitmenizi ve buradan mutlaka akşam güneşinin batışını izlemenizi öneririm. Bir önemli not daha, cep telefonları Yunanistan kanallarına bağlanıyor, yani aşırı bir ücret ödemek istemiyorsanız, burayı gezerken cep telefonlarınız ile konuşmamanızı öneririm.

Kalıntıların bulunduğu ören yerine giriş ücretlidir, ancak müze kart geçiyor.  

Datça Knidos Kent Surları
 

 KENT SURLARI

Datça Knidos şehrinde, MÖ 5’nci yüzyılda kent suru yoktur.

MÖ 4’ncü yüzyılda, kent yeniden planlanırken: Akropolis, ana kara ve Kap Krio adasına kent suru inşa edilmiştir.

Surlar: arazinin yapısına bağlı olarak yerel kireç taşı bloklardan örülmüştür. Yer yer blokların kullanıldığı bölümler de bulunmaktadır.

Surların en sağlam bölümü Akropolis surlarıdır.

Burada bulunan kuleler, küçük boyuttaki dört giriş ve kuleler arasında farklı örgü tekniklerine sahip, sur bedenlerinden oluşur.

Bunlar, zamanın ve doğanın tahribatına rağmen günümüzde tüm görkemiyle görülebilmektedir.

Akropolis bulunan yerde, sadece sarnıçlar bulunmakta, başka bir yapı kalıntısı bulunmamaktadır. Bu yüzden, burası büyük olasılıkla, Knidos halkı tarafından, tehlike anında sığınılan bir “Sığınak Kalesi” olarak kullanılmış olmalıdır.

Ana karadaki surlar

Bunlar: Askeri limandan başlar, teraslar üzerinden doğal kayalık takip edilerek Akropolis’e kadar uzanır. Ancak: Yuvarlak Tapınak Terasından sonra sur bedenleri görülmez. Ancak Akropolis’e kadar olan sur duvarlarının temelleri görülmektedir. Surların toplamı 4 kilometre uzunluktadır.

Doğudaki surlar

Kentin ana karadaki doğu bölümü; karadan gelecek saldırılara karşı en açık ve savunmasız bölümdür. Bu yüzden, buradaki surların yapımında büyük bloklar kullanılmıştır. Kent surlarının en kalın bölümü (5 metreye yakındır) burada bulunur. Ancak günümüzde bu surların hiçbir bölümünde, üst bitim noktası görülmez.

Evet, kentin doğusundaki surlar: Demeter Kutsal Alanının doğusundaki, doğu-batı doğrultulu fay dikliğinden kıyıya iner. Buradan kıyı hattını takip eder, Ticaret Limanının kuzey dalgakıranı üzerinde bulunan kuleye ulaşır. Bu surların Demeter kutsal alanı doğusundaki bölümü tamamen yok olmuştur. Güney yönü, denize çok dik bir yar olarak indiği için, buraya sur yapılmamıştır.

Kap Krio bölümündeki surlar

Burası: kuzeyden güneye doğru yükselen bir tepe görünümündedir. Yani, adanın topoğrafik durumu buraya doğal bir tahkimat sağlamıştır. Sadece eksik bölümler sur ve kulelerle takviye edilmiştir. Adanın batısı ve doğusu birbirinden bağımsız savunma hatlarına sahiptir.

Güneyde ise arazi çok sarptır ve dik bir uçurumla sonlanır. Bu yüzden, güneyde herhangi bir savunma hattı yoktur. Adadaki surlar, yer yer temel seviyesine kadar korunarak günümüze ulaşmıştır.

Datça Knidos Dionysos Terası ve Tapınağı
 

DİONYSOS TERASI VE TAPINAĞI

Datça Knidos şehrinin batı bölümünde en alt kısımdadır.

Doğusunda Küçük Tiyatro, batısında Liman Caddesi ve kuzeyinde Stoa bulunmaktadır. Güneyinde ise kentin iki limanı bulunmaktadır. Deniz yolu ile Knidos şehrine gelenleri, muhteşem görüntüsü ile Dionysos Tapınağı karşılıyordu.

Teras, ismini burada bulunan Dionysos Tapınağından alır. Tapınak: İon düzenindedir. Tapınağın alt kısımları beyaz renkli yöresel mermerden oluşur. Üst kısımları ise mavi-beyaz renkli ve Rodos’tan getirilen mermerlerden yapılmıştır.

Tapınakta bulunan Dionysos konulu frizlerden bazıları günümüze ulaşmıştır.

Dionysos: “Şarap ve Bağbozumu Tanrısı” olarak tanınır. Knidos şehri asıl olarak şarap ticaretinden zengin olmuştur. Bu yüzden Dionysos onuruna her yıl bağ bozumu törenleri yapılmaktaydı.

Roma dönemde tapınak kiliseye çevrilmiştir. Tapınağa ait mermerler ve diğer objeler, kilisenin yapımı sırasında kullanılmıştır.

Günümüze sadece temel kısmı ve üzerine geç antik dönemde yapılmış olan apsisli bir kiliseye de hizmet etmiş olan stylobanın bir kısmı ulaşmıştır. Erken Hıristiyanlık döneminde eklenmiş olan kilise inşaası sırasında tapınağın ve hemen yanındaki stoanın gerek duvar ve gerekse stylobat blokları kullanılmış ve kilisenin zemininde, tapınağın stylobatının da yer yer korunduğu anlaşılmıştır.

DİONYSOS STOASI

Stoalar: antik dönemde kentlerde bir sokak veya agora yanında bulunan, üstü kapalı sütunlu galeridir.

Dionysos Stoası, Dionysos Terasının kuzeyindedir. 130 metre uzunluğundaki Stoa; Dionysos Tapınağı ile Küçük Tiyatro arasındaki terasta bulunmaktadır.

Burada, yan yana dizilmiş 4 x 5 metre boyutlarında 25 ayrı mekan bulunmaktadır. Bu mekanlar, dükkan ve depo olarak kullanılmıştır. Dükkanların dış cepheleri, renkli mermer levhalarla kaplıydı.

Bu mekanların arkasında ise bir duvar bulunur. Bu mekanların batısında ise kült odaları vardır.

Stoa: Helenistik dönemde yapılmıştır. Knidoslu ünlü mimar Sostratos tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir. MS 2’nci yüzyılda ise yenilenmiştir.

Knidos şehrindeki Aristokleidas’ın oğlu tarafından finanse edilerek yapı, oldukça görkemli bir şekilde, sütunlu galeri ve mermer kaplamalar ile bezenmiştir. Bu yenileme aşamasında, ön tarafına sütunlu bir galeri yapılmıştır.

Dükkanların önünde, Korint başlık taşıyan, 5 metre yükseklikteki, yivsiz sütun dizisi vardır.

MS 3’ncü yüzyılda Stoa bir yangın sonucunda yıkılır ve bu alan bir daha kullanılmaz.

Kazılar sırasında, Dionysos Stoasında güçlü bir tahribat ve yangın tabakası görülür, buna bağlı olarak MS 3’ncü yüzyıl ortalarında, Knidos şehrinin hem ana kara bölümlerinde hem de Kap Krio adasında bir felaket olmuştur. Yukarıda söz ettiğim gibi, Stoa, bu felaketten sonra onarılmamıştır ve buranın üzerine bir süre sonra basit ölçekli yapılar inşa edilmiştir.

Samsatlı Lukianos’un Erotika kitabı

Samsatlı Lukianos;  MS 2’nci yüzyılda yazdığı “Erotika” adlı kitabında: isimleri Kharikles ve Kallikradites olan iki arkadaşın Knidos şehri ve Afrodit heykelini ziyaretini anlatır.

“Kutsal bahçenin yanına geldik. Güzel kokular bizi sarhoş etti. Defne, mersin, selvi ağaçları. Tapınağa girdik, ortada heykel duruyordu. Dudaklarında çekingen, utangaç bir tebessüm. Güzelliğini, sol elinin hafif bir eğimle kapattığı yer dışında, hiçbir şey örtmemişti. Güzelliğine çarpıldık, Tanrıçanın her tarafını inceleyip öptük”

Öncesinde ise “Afrodit’i görmeye gitmeden önce, Sostratos’un revakları içinde gezinmişler ve burada satılan erotik tasvirli hatıra eşyalarına gülmüşlerdi. “Stao kazılarında, güldükleri tasvirlerden bol miktarda bulunmuştur.

Yine aynı kitaptan bir alıntı daha “İki arkadaş, kutsal alandaki mis kokulu güzel bahçelerden geçtikten sonra tapınağa girerler. Heykelin güzelliği karşısında büyülenirler. Heykelin arkasını da görmek için tapınağın arkasına dolanırlar.

Onlara yaşlı bir kadın, kilitli kapıyı açar ve içeriye girerler. Heykelin arkası önü kadar güzeldir. Ancak Tanrıçanın kalçasının iç tarafında bir leke vardır. Aralarında konuşurlar “Heykeltıraş mermerin lekesini ne dahice gizlemiş” derler.

Yaşlı kadın ise “hayır, düşündüğünüz gibi değil” der ve lekenin hikayesini anlatır. “Bir zamanlar Tanrıçaya aşık bir genç yaşardı. Her gününü, akşama kadar tapınakta geçirirdi. Bir gün tapınakta saklanıp, kapılar kapanınca içerde kalmayı başardı.

Sabah olduğunda anlaşılmış ki, genç Tanrıçayla sevişmişti. İşte bu leke, o sevişmenin izidir.”

Datça Knidos Limanlar
 

LİMANLAR

Askeri Liman-Doğu Limanı

Kuzeyde olan Ege denizi tarafındaki liman: “askeri” amaçlarla kullanılmıştır. Boyutları nedeniyle burası “Küçük Liman” olarak nitelendirilir. Kap Krio ve anakaradan devam eden surlar, askeri liman girişine kadar devam eder.

Girişi oldukça dardır ve çevresinde çok sayıda kule ile desteklenmiştir. Bu liman türü, kapalı veya kapatılabilen bir liman özelliğindedir. Limanın batısı, anakaradan Kap Krio’ya doğru uzanan bir mendirek ile kapatılmıştır.

Datça Knidos Deniz Feneri
 
Deniz Feneri

Datça Knidos askeri limanının girişinde bulunan yuvarlak kule, konum itibarı ile bir deniz fenerine benzetilmektedir. Askeri limanın girişinde, mendireğin güneybatısında bulunan yuvarlak kule deniz feneri olarak kullanılmış olması olasılığı yüksektir.

Antik çağda deniz fenerleri, hep limanların girişine inşa edilmiştir. Ticaret limanında ise yine deniz feneri bulunduğu düşünülmektedir. Ancak Knidos deniz fenerlerinin muhtemel yeri ile ilgili olarak ilk akla gelecek yer, dalgakıranların uç kısımlarıdır ki, her iki dalgakıranın uç kısımları, günümüzde sualtındadır.

Su altında yapılan arkeolojik araştırmalarda ise, dalgakıranların uç kısımlarında bir yapı kalıntısı görülmemiştir.

Sonuç olarak, Knidos deniz feneri için en uygun yer: Kap Krio adasının doğu ucudur.

Datça Knidos Ticaret Limanı-Batı Limanı
 

Ticaret Limanı-Batı Limanı

Güneydeki daha büyük olan liman ise “ticaret” için kullanılmıştır. Boyutları nedeniyle burası “Büyük Liman” olarak nitelendirilir.

Limanın giriş kısmında: Kap Krio ile ana kara arasındaki açıklık, yaklaşık 450 metredir. Burada rüzgarlardan korunmak için, Kap Krio doğu ucu ile anakara aksı arasında dalgakıran yapılmıştır.

Böylece liman girişi daraltılmış ve savunma hattı oluşturulmuş, ayrıca rüzgarlardan korunmuştur. Bu dalgakıranlardan, Kap Krio ile bağlantılı güney dalgakıranı, günümüzde su üzerinde görülmektedir. Uzunluğu 120 metredir.

Kap Krio bölümünde, rıhtımın hemen üstündeki teraslarda, bazı liman yapıları bulunuyordu. Kazılarda ortaya çıkarılan bu alanlarda: sarnıçlar, dükkanlar, işlikler ve bu yapıları rıhtıma bağlayan cadde ve sokaklar bulunmuştur. Çünkü: burası Knidos kentinin ticari faaliyetlerinin merkezi durumundaydı.

Şehir Dorlar zamanında özellikle şarap ihraç eden bir yer olarak önem kazanmıştır. Diğer ihraç ürünleri ise, sirke ve zeytinyağıdır.

Neden şarap? Çünkü Knidos şarabının o dönemde “hazmı kolaylaştırıcı etkisi” olduğuna inanılıyordu ve bu şarabın ünü, Doğu Akdeniz’den, Atina’ya kadar gider. Bu şarabın ihracı ile ilgili olarak bölgede çok sayıda amfora bulunmuştur.

Ticaret Limanının kıyı hattı yaklaşık 900 metre uzunluğundadır ve bu hattın büyük bir bölümü, liman duvarı ile çevrilerek liman havzası koruma altına alınmıştır. Günümüzde, Knidos’a gelen ziyaretçilerin bir kısmı, burada bulunan sahilden denize giriyorlar.

Batı Limanı Şapel Kompleksi

Batı Liman mendireği üzerindedir. Şapel ve kuzeyindeki yapı kompleksi: 16 x 13 metre boyutlarındadır. Knidos’taki diğer kiliselerde olduğu gibi doğu-batı yönünde yerleştirilmiştir.

Şapel: naos ve apsis bölümlerinden oluşur. Yapının zemini: traverten, mermer ve pişmiş toprak plakalarla kaplanmıştır.

Limanların günümüzdeki durumu

Gelelim günümüzde bu iki limanın durumuna: kuzeyde askeri amaçla kullanılan liman toprakla dolduğu için sadece balıkçı gemileri tarafından kullanılıyor.

Burada özel bir durum var, bu liman niye toprakla dolmuş derseniz, Amerikalı Irıs Love tarafından 1967-1977 yılları arasında yapılan kazılarda çıkarılan topraklar bu liman bölgesini doldurulmuş, liman bataklığa dönüştürülmüş, sabotaj gibi bir durum, bile bile toprakla doldurulan ve yok edilen bir liman.

Askeri liman günümüzde sadece 1 metre derinliğe sahiptir. Günümüzde buraya sadece küçük motorlar girebilmektedir.

Peki öbür büyük liman: günümüzde halen kullanılıyor, yatlar ve gezi teknelerinin demirlemesi için kullanılıyor. Koy içinde, Datça Kaymakamlığı tarafından işletilen 10 tekne kapasiteli bir iskele bulunmaktadır. Kıyıda ise bir lokanta bulunmaktadır. Koyda bir de Jandarma Karakolu vardır.

Başka hassas bir konu, elbette Knidos derinliklerinde azgın dalgalara yenilmiş birçok tekne batığı bulunmaktadır, ancak burada “Dalış Yasaktır”

KAP KRİO ÖREN YERİ

Buranın çevresi tellerle çevrilidir, buraya girmek için kapıda, tekrar biletinizi göstermenizi istiyorlar. Kapının hemen yanındaki büfeden, Knidos hakkındaki yayınlar ve hediyelik eşyalar satın alabilirsiniz.

KNİDOS (DEVEBOYNU) FENERİ

Önce fenere nasıl gidebileceğinizi anlatmak gerek. Knidos antik şehri kalıntılarında, iki limanı birbirine bağlayan, dar kara parçasını geçip, yol boyunca siyah kabloları takip ederek, fenere ulaşabilirsiniz. Bu yürüyüş yolu gidiş-dönüş yaklaşık 2.2 km uzunluğundadır.

Kap Kario adası ve antik kent arasındaki denizin doldurulmasıyla elde edilen Kap Krio yarımadasının batısında, kayalıklar üzerindeki tepededir. Denizden 104 metre yüksektedir.

Akdeniz ve Ege denizi sularının birleştiği yerde bulunması nedeniyle büyük öneme sahiptir.

Fener, 1931 yılında inşa edilmiştir. Anadolu’nun Akdeniz’e uzanan en uç noktasındadır. Fenerin görüş mesafesi, 12 mildir. Fenerin bulunduğu yerde, günümüzde Helenistik dönemden kalma antik fener ve sur kalıntıları görülmektedir. Bir zamanlar, burada bulunan antik dönem fenerinde yakılan ateş, gemilere yol gösterirmiş.

Günümüzdeki fener ise, güneş enerjisiyle çalışan elektrik lambalarına sahiptir. Kıyı Emniyet Müdürlüğü tarafından restore edilen fener, Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Burayı gezdikten sonra yine anakara bölümüne geçiyoruz
Datça Knidos Liman Caddesi
 

LİMAN CADDESİ

Kuzey-güney aksındaki cadde Limanlar Caddesi olarak adlandırılır.

Datça Knidos şehrinin en batısındadır. Caddeni genişliği yaklaşık 6 metredir. Eğime bağlı olarak kademeli yükselen basamaklara sahiptir.

Caddenin başlangıcı askeri limandır. Askeri limandan yukarıya doğru çıkan merdivenlerle bu caddeye ulaşılır. Bu merdivenlerin yanında, iki gümrük odası ve ileride ise anıtsal çeşme bulunmaktadır.

Liman caddesi boyunca: oyalanmak için yapılan oyun taşları görülür. Sağ altta: “mankala” denen bir zeka oyunu tablası var. Bu oyun antik dönemde yaygın olarak oynanırdı.

Liman caddesi askeri limandan başlayınca, Propylona kadar gider.

Caddenin hemen batısında “D” kilisesi vardır. Güney kısmında ise anıtsal çeşme bulunur.

D KİLİSESİ

Askeri Limanın doğusunda Limanlar caddesinin batısındadır. Stoa’dan askeri limana doğru yürürken görülür.

Kilise ilk olarak 1960’lı yıllarda Amerikalı arkeolog Iris Love tarafından tespit edilmiştir.

Kilise yapısının uzunluğu 36 metre ve genişliği 15 metredir. Muhtemelen, antik bir tapınak veya bazilika üstüne inşa edilmiştir. Çünkü kilise yapılırken çakın çevresindeki eski yapılara ait malzemeler devşirme olarak kullanılmıştır.

Özellikle: kilisenin orta aksisinde: Knidoslu zengin tüccar Theopompos ve ailesini onurlandırmak için yapılmış, yuvarlak formlu bir anıta ait, gri-mavi renkli mermer bloklar dikkat çeker.

Kilisenin: ilk olarak MS 5’nci yüzyıl sonu ile MS 6’ncı yüzyıl başlarında inşa edildiği düşünülür. Üç nefli, bazilika planına sahiptir. Ana nefte bulunan altar odasının önü: gri, beyaz ve kırmızı renkli, yıldız motifli mermer mozaiklerle süslenmiştir.

Nartekse, batıda bulunan 8 basamaklı bir merdivenle ve iki ayrı kapıdan girilir.

Girişin bu derece yüksek olmasının sebebi, yapının yükseltilmiş bir yerde inşa edilmiş olmasına bağlanmaktadır.

Datça Knidos Anıtsal Çeşme
 

MYMPHEİON-ANITSAL ÇEŞME

Çeşme yazıtında, çeşmenin kentin su işleri müdürü Boulakrates tarafından yaptırılarak halka sunulduğu yazılıdır.

Liman caddesinin ilerisindeki anıtsal çeşmenin parçaları, günümüze kadar ulaşmıştır, ancak restorasyon yapılmamıştır. Günümüzde temel seviyesinde olan çeşmenin mimari unsurları, restorasyon projesiyle tekrar bir araya getirilmesi düşünülüyormuş. Çeşme, tamamlandığında yaklaşık 7 metre yüksekliğinde olacak ve çevresinde mini aslan başları bulunacakmış.

Datça Knidos Yuvarlak Tapınak Terası-Dor Tapınağı
 

YUVARLAK TAPINAK TERASI-DOR TAPINAĞI

Datça Knidos şehrinin, Batı uç noktasındadır. Apollon Karneios Kutsal Alanı, Tapınak ve Altarın üst kısmındadır.

Tapınak alanına giriş: doğu tarafındaki bir merdivenden girilir.

MÖ 2’nci yüzyıla tarihlenmektedir. Tapınağın çapı, yaklaşık 17.30 metredir. Korint düzenindedir. Yuvarlak teras, 15 sütunlarla çevrilmiştir. Sütunların üst tarafında Korint başlıkları bulunur.

Tapınağın temel podyumu gri mermerdir. Üst kısımları ise yumuşak posos taşından yapılmıştır.

Yuvarlak tapınak terasının doğu ve batısında iki yapı temeli görülür. Bu yapıların hazine daireleri olduğu düşünülüyor. En doğudaki uzun bina ise, dini tören ve ziyafetler için kullanılmış olmalıdır. Bu alanda, bir Dionysos yazıtı ele geçmiştir.

Sunak yapının doğusundadır. Dörtgen planlıdır.

Datça Knidos Yuvarlak Tapınak Terası
 

Gelelim tapınağın en önemli özelliğine

Yuvarlak tapınak olarak da bilinen tapınak Aşk ve Güzellik Tanrıçası Afrodit’e aittir. Ancak bu kanıtlanamamıştır. Aşağıda: Praxsitelles ve Afrodit bölümünde belirttiğim gibi, bu tapınakta büyük sanatçı Praxsitelles tarafından yapılan  “Çıplak Afrodit Heykeli” bulunuyordu.

Datça Knidos Afrodit Heykeli
 

Afrodit Heykeli

Datça Knidos kentinin efsaneleşmesine neden olan dünyaca ünlü bu heykelle ilgili biraz bilgi vermekte yarar var.

Ünlü sanatçı, heykeltıraş “Prassitelles” aslen Atinalı olmasına rağmen, uzun yıllar Knidos şehrinde yaşamıştır.

Kendisi, taşa yani mermere bir ruh kazandıracak ölçüde usta bir sanatkar olarak tarih sahnesinde yerini almıştır.

Bu sırada yarattığı eserlerinin birçoğu günümüze ulaşmamış olsa da, üstün sanatı hakkında yazılı bilgiler günümüze ulaşmıştır.

Yaptığı en ünlü ve o dönemde oldukça büyük bir çevrede tanınan eseri Knidos Afroditi Heykelidir.

Heykelin yapılış hikayesi

MÖ 350’li yıllarda, Elausis kutsal gün yortusunda, şehirden ve çevreden gelen 20 bin kişi sahilde toplanır.

Afrodite Tapınağının rahibesi “Phryne”: denizde ağır ağır dalgalara doğru yürürken, tüm giysilerini çıkarır ve kumsala atar. Saçlarını açıp omuzlarına dağıtır ve ağır adımlarla denize girer.

Seyredenler arasındaki ünlü heykeltıraş Praksiteles, bu olağanüstü güzellik karşısında büyülenir ve rahibeyi “Afrodite” benzetir, bu doyumsuz güzelliği ölümsüz kılmak için heykelini yapmaya karar verir.

Tapınak rahibesi Phryne ile ilgili anlatılan bir söylenti daha var. “Phryne birini öldürür. Mahkemede rahibeyi avukat Heperides savunuyordu.

Avukat savunmasının bir yerinde, Phryne’nin gerdanını ve göğsünü örten giysisini yırttı ve  “Bu güzelliği nasıl ölüme mahkum edebilirsiniz” dedi.

Bir diğer söylentiye göre ise, yine aynı tarihlerde, Dor şehirlerinden biri olan Kos şehri: ünlü heykeltıraş Praxsitelles’dan bir “Afrodit heykeli” yapmasını isterler.

Sanatçı bunun üzerine biri çıplak ve diğeri giysili (üzerinde kıvrımlı kumaş bulunur) iki heykel yapar ve bunları satışa sunar.

Kos şehri, ilk tercih hakkını kullanarak, daha çok paraları olmasına rağmen, çıplaklıktan korkarlar ve iffetli yani giyinik olan heykeli seçer.

Çıplak olan ise Knidos şehrinde kalır ve Knidos şehrinde yapılan dairesel planlı ve pembe mermerlerden yapılmış “Knidos Aphrodite Tapınağı” na konur.

Peki niye tapınak yuvarlak yapılmıştır? Çünkü tapınakta bulunan Afrodit heykelinin her taraftan görülmesini istiyorlardı.

Knidoslular, heykelin hem ön ve hem de arkadan görülebilmesi için tapınağa iki yönde giriş açarlar.

Heykelin önemi

Afrodit heykeli, dönemin oldukça önemli bir sanat yapısı olarak bilinir.

Heykel hakkında da, heykelin nasıl olduğu hakkında da hiçbir bilgi yok, sadece çeşitli varsayımlar yürütülüyor, ancak bölgede bulunan bazı paraların yüzlerinde Afrodit heykeli portresi kabartması bulunuyor.

Buna göre, heykel hakkında fikirler yürütülmektedir.

Heykel, tarihte yapılmış ilk anıtsal “nü” heykelidir. Dünyada çıplak olarak tasarlanmış ilk tanrıça heykelidir. O tarihe kadar sadece erkek heykelleri çıplak yapılıyormuş, tanrıça heykellerinin ise sadece gerdan ve göğsü açık olurmuş.

Özellikle Paros mermerinin saf beyazlığı ile göz kamaştırır.

Bu çıplak heykelin en büyük özelliği, ilk defa bir kadın vücudunun böyle cesurca işlenmiş olmasıdır.

Bir saç bandı ve kolundaki bilezik dışında, tamamen çıplak olarak görülür. Knidos Afroditi’nin bir eli cinsel organını kapatırken, diğer eli havlu tutmakta, yani çıplak, sudan yeni çıkmış olarak yapılmıştır.

Çıplak bedeninin güzelliği dilden dile dolaşır ve çevreye yayılır.

O dönemde birçok insan, bu heykeli görmek için uzaklardan Knidos şehrine gelirler.

Hatta: Btinya Kralı Nikomedes, heykeli satın almak ister, heykel karşılığında Knidosluların bütün borçlarını silmeyi teklif eder, ancak Knidoslular bunu kabul etmezler.

İon şehirleri tarafından düzenlenen dini festivallerde, Afrodit her zaman önde tutulmuştur.

Denizciler, Afrodit’in kendilerine şans getireceğine inanırlardı.

Evlenecek olanlar, Tanrıçaya bir çift kumru hediye ederlerdi.

Ancak: “Afrodit Heykeli” günümüze kadar bulunamamıştır.

Bu konuda birçok söylenti vardır.

Knidos şehrinde takip eden Roma, Bizans döneminde Hıristiyanlık kabul edilince, bu tür Pagan tanrı ve tanrıça heykelleri yok edilmiştir.

1800’lü yıllarda yapılan kazılarda bu heykel bulunmuş ve başka bir ülkeye kaçırılmıştır.

Antik dönem yazarlarından birisi, heykelin İmparator Theodosius tarafından, İstanbul’a Lousos Sarayına aldırıldığını, 475 yılındaki yangında yok olduğunu yazmaktadır.

Heykelin kopyaları

Heykel bulunamayınca bugün dünyada heykelin Roma döneminde yapılan 53 kopyası vardır ve bunlar değişik müzelerde sergilenmektedir.

En önemli ve güzel kopyalar: Vatikan Müzesi, Paris Louvre Müzesi ve Münih Müzesinde sergilenmektedir.

Evet, günümüzde orijinal heykel yok, bulunamadı ve nerede olduğu bilinmiyor.

Tapınakta günümüzde Afrodit heykeli yok ama heykelin; Amerikalı Irıs Love tarafından bulunan gri mermerden kaidesi duruyor.

Love, yine bu alanda, doğal boydan daha uzun, başsız bir kadın heykeli daha buldu, bu heykel Ören yerinin müzesinde sergileniyor.

Yine tapınak alanında, çok sayıda pişmiş figürün ele geçirilmiştir. Yüzlercesinin üzerinde, erotik ve pornografik tasvirler yer almaktadır. Lucian yazılarında, bu figürinlerden söz etmektedir.

APOLLON KARNEİOS KUTSAL ALANI VE PROPYLON

Datça Knidos şehrinin kuzeyinde, merdivenli caddenin hemen solundadır. Knidos şehrinin en önemli tapınağıdır.

Bu kutsal alana: Liman Caddesi ve Doğu-batı caddesinde bulunan “Propylon” dan girilir. Propylon, büyük ve gösterişli bir kapıydı. Propylon bir kapıyla kapatılırdı. Eşik taşında, kapı milinin izleri görülebilir.

Ziyaretçiler, bu yolda arındıktan sonra tapınağa girerlerdi. Propylon’dan günümüze ulaşan mimari elemanlar değerlendirildiğinde, yanının muhtemelen MÖ 330 yılında yapıldığı tespit edilmektedir. Propylon’dan günümüze sadece sütun kaideleri kalmıştır.

Tapınak orta teras bölümünün güneyindedir. Dor stilinde yapılmıştır. Tapınağın ölçüleri: 11,20 x 8,10 metredir. Doğu-Batı yönünde konumlandırılmıştır. Ancak yumuşak poros taşlardan inşa edildiği için zaman içinde çabuk yıpranmıştır.

Tapınağın yan bölümündeki yapılar, Hıristiyanlığın kabulünün ardından, yok edilerek kiliseye dönüştürülmüştür.

Tapınağın bulunduğu “Orta Teras” bölümünde: “Apollon Karneios” şenlikleri yapılıyormuş. “Karneios Şenlikleri” 9 gün sürer ve sonunda festival çadırlarında şenlik yemeği verilirdi.

Halk, terasın kuzeyinde bulunan sıralara oturarak şenlikleri izliyordu.

ALTAR

Altar: tapınakta kurban kesilen ve tanrıya sunu yapılan yerdir.

Tapınağın hemen karşısındadır. Tapınaktan daha iyi durumda, günümüze ulaşmıştır. MÖ 2’nci yüzyıla tarihlenir.

Dikdörtgen planlıdır. Boyutları 11.20 x 6.70 metredir.

Ön taraftaki merdivenlerle; Altar masasına ulaşılır.

Bu masa: beyaz mermer bloklardan yapılmış bir friz bloklarıyla sarılmıştır. Kazılar sırasında, bu frizler bulunmuş ve günümüzde Marmaris Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.

Oldukça güzel olan bu frizlerde: Nympheler dans ederler, ayrıca Irmak Tanrısı tasvir edilmiştir. Ayrıca: bloklar üzerinde bulunan yazıtta, bir frizleri yapan heykeltıraşların ismi de yazılıdır.

Ayrıca: yine Altara ait iki yazıt daha vardır ki, bunların üzerinde “Apollon Karneios” yazmaktadır.

Sunağın bulunduğu terasın arkasında ise, bir başka teras bulunmaktadır ki, bu terasta Helenistik duvar işçiliği görülür.

Sunağın kuzeyinde, bir mağara ve su kaynağı bulunmaktadır.

KORİNT TAPINAĞI TERASI

Küçük tiyatronun üzerindedir. Bulunduğu yer, tüm şehre hakim bir tepenin üstüdür. Buraya 7 basamaklı bir merdivenle çıkılırdı.

MS 2’nci yüzyıla tarihlenir. Tapınak ünlü mimar Stratos eseridir.

Tamamı beyaz mermerden, Korint düzeninde yapılmıştır. Ölçüleri 15 x 9.20 metredir. Yüksek podyum üstünde yerleştirilmiştir. Ön alınlıkta “kalkan figürü” kabartması görülür. Yapı, ilginç mimarisi ve görkemli mermer mimarlık unsurlarıyla önem kazanmaktadır.

Evet tapınağın hangi tanrıya adandığı bilinmemektedir. Ancak bir görüşe göre, burası Afrodit Tapınağıdır.

Datça Knidos Güneş Saati
 

GÜNEŞ SAATİ

Korint tapınağının yanındadır. MÖ 4’ncü yüzyıla tarihlenir.

Eudoksus tarafından geliştirilmiştir. Genellikle mermer bir blok üzerine, zamanı gösteren sayılar işaretlenir, merkeze yerleştirilen bir çubuğun gölgesi hangi rakamın üstüne düştüyse saat ona göre belirlenirdi.

Evet, zamanı belirlemek için gölgelerin hareketleri kullanılmıştır. Çubuğun gölgesinin kısalması ise, öğlen zamanını ifade ediyormuş.  Günümüzde hala görülebilmektedir.

BOULEUTERİON

Corint tapınağının bulunduğu terasın en dış, batı kenarındadır.

Yapılış tarihi olarak MS 2’nci yüzyıl düşünülmektedir. Oturma sıraları yarım daire şeklinde düzenlenmiştir. Ancak günümüze bu oturma sıralarının sadece temel kısımları gelmiştir. Bu temel kısımları ise, taş kırıklarından oluşmaktadır.

Bu taş kırıkları: sağlam bir şekilde harçla bütünleştirilmiş ve üzerine oturma sıraları inşa edilmiştir.

Datça Knidos Küçük Tiyatro
 

KÜÇÜK TİYATRO

Datça Knidos şehrinde ana kara bölümünde, yamacın güneyinde ve Ticari Liman’a hakim bir konumdadır. Denize oldukça yakın bir yerdedir. “Liman Tiyatrosu” olarak da bilinir.

İlk olarak MÖ 2’nci yüzyılda Helenistik dönemde inşa edildiği düşünülüyor. MS 1 ve 2’nci yüzyıllarda ise Roma döneminde son şeklini yani günümüzdeki şeklini almıştır.

Yaklaşık 5300 kişiliktir. 35 sıra oturma basamaklarını oluşturan tüfler üzerine ön sıralarda mermer plakalar, arka sıralarda ise kireç taşı kullanılmıştır.

Orkestra bölümü, at nalı şeklindedir. Ancak orkestra bölümündeki mermerler sökülerek götürülmüş ve günümüze sadece basamaklı seyirci oturma yerlerindeki mermerler kalmıştır.

Datça Knidos Küçük Tiyatro
 

Tiyatronun tonozlu girişleri, seyirci sıralarının iki ucunda doğu ve batı yönündedir.

Sahne binası: 2 katlı ve 3 kapılıdır. Takip eden dönemde, birçok onarım görmüştür.

Kazılarda ortaya çıkan bulgulara göre: Sahne binasında nişler bulunduğu ve bu nişlerin içine süsleme için heykeller yerleştirildiği anlaşılmaktadır. Bazı heykeller kazılarda ele geçirilmiştir.

Datça Knidos Agora
 

AGORA

Kuzey-güney doğrultusundaki caddenin batısında, askeri limanın kuzeyinde, Küçük Tiyatronun batısındadır. Burada “E” ve “D” kiliselerinin arasındaki yapı, Agora olarak tespit edilmiştir. Sonraki yıllarda buraya büyük bir kilise yapılmıştır.

MUSALAR KUTSAL ALANI

Datça Knidos şehrinde tiyatronun doğusunda, konut alanının kuzeyindedir.

Burası, Charles Newton tarafından kısmen kazılmıştır. Bu kazılarda bulunan bir yazıtta “Musalara Adak” yazılı olduğu için buraya “Musalar Kutsal Alanı” ismi verilmiştir. Newton burada, çok sayıda yarı çıplak (Hymphe) heykeli bulmuştur.

KONUTLAR BÖLGESİ-HELENİSTİK EV

Datça Knidos şehrinin konut bölgesinde, Amerikan kazıları sırasında 1970-1972 yıllarında bir villa kalıntısı ortaya çıkarılmıştır. Helenistik döneme ait olduğu düşünülen villa, muhtemelen MÖ 3 veya 2’nci yüzyılda yapılmıştır. Villa, oldukça güzel fresklerle bezenmiştir. Bu durum, Knidos şehrinin zenginliğini ifade eder.

Anakara ve Kap Krio adasında bulunan, Helenistik dönem konut alanı, Roma döneminde de kullanılmayı sürdürdü.

Ancak Hıristiyanlığın kabulünün ardından, konut alanları, fonksiyonlarını kaybeden kutsal alanlara doğru yapılmaya başladı.

Burada bulunan konutlar: mozaik ve zengin fresklerle bezeliydi. Bu konutlar, şehrin ileri gelenleri ve varlıklı kişilerin konut alanlarıydı.

ODEON

Limanın yukarısında, kente giriş kapısının biraz ilerisinde deniz kıyısındadır.

Burada bulunan yapının, küçük boyutlu olması nedeniyle muhtemelen müzik gösterilerinin yapıldığı bir yer olduğu düşünülüyor.

Yapının boyutları 20 x 12 metredir. Uzun bir dikdörtgen formundadır. Oturma sıralarının planı, çeyrek daire şeklindedir. Oturma yerleri için burada bulunan kayalık düzeltilmiş ve sonra önlerine gri mermer basamaklar yerleştirilmiştir.

Seyirciler, her iki yanda bulunan giriş kapılarından içeri girer, ortadaki merdivenlerden çıkarak oturma yerlerine dağılırlardı.

Basamaklar: kireç taşından yapılmış ve mermerlerle kaplanmıştır.

Basamaklar üzerindeki sütun sırası, sahne sonunu oluşturur.

Bu bölümün ön tarafında: üç adet kaba taş levha bulunmaktadır. Bunun muhtemelen bir konuşmacı kürsüsü veya altar olduğu düşünülmektedir.

ÖREN YERİNDEKİ DİĞER KALINTILAR

DEMETER KUTSAL ALANI

Demeter: Tarım ve Bereket Tanrıçasıdır. Demeter kült alanları genellikle şehir merkezlerinin dışındadır.

Demeter kutsal alanı: Akropol altında, insan eliyle düzeltilmiş gibi görünen kayadan yapılmış bir teras üstündedir.

Üç tarafı polygonal teknikle örülmüş Temenos duvarıyla çevrilidir. Alanın ortasında bulunan tapınaktan günümüze herhangi bir iz kalmamıştır.

Bu ana kayanın, düz bir hat şeklinde yükseldiği bazı kısımlarında nişler bulunmaktadır. Newton, bu nişlerin içinde heykeller bulunduğunu tahmin ederek bunların çevresinde araştırmalar yapar. Bu araştırmaları sonucunda ise, niş oyuklarının altında, en büyük oyukta, oturur durumdaki “Tanrıça Demeter” heykelini bulur.

Oldukça güzel olan bu heykelde: yüz hatları mağrur, koruyucu ve takip eden dönemlerde yapılacak olan azize heykellerine örnek olacak şekilde “masumdur”.

Heykelde, Tanrıçanın giysisinin işlenişindeki incelik te olağanüstü güzelliktedir.

Yine kaya üzerindeki küçük bir oyukta ise, Demeter’in kızı Persephone’ye ait bir heykel bulunur.

Evet, olağanüstü güzellikteki Demeter Heykeli, günümüzde Londra Brisith Museum’da sergileniyor.

Heykelin bir kopyası ise, yine günümüzde Datça İskelesinde görülebilir.

Evet, buradaki asıl kutsal alan: altta bulunan, 75 x 40 metre boyutlarındaki büyük terastadır.

Demeter Heykeli, bulundu ve kaçırıldı, bu yüzden biraz Newton’dan söz etmek gerekir.

İngiliz Arkeolog Charles Newton: 1857-1858 yılları arasında burada kazılar yapmıştır.

Bu kazılarda bulduğu “Knidoslu Demeter” heykelini, bulduğu diğer muhteşem eserlerle birlikte savaş gemilerine yükletip ülkemizden kaçırmıştır. Halen bu heykel, Londra Brisith Museum’da sergilenmektedir.

Sırf Demeter heykeli mi, elbette değil. Newton Demeter heykeliyle birlikte, Dionysos heykeli (Bryaksis tarafından yapılmıştır) ve Rahibe Nikokleia Heykeli’ni de yine savaş gemileriyle Londra’ya gönderir.

Tüm bu başarıları nedeniyle, İngilizler tarafından kendisine “Sir” ünvanı verilir. Ancak, her ne kadar bu kişinin yaptığı bir hırsızlık gibi düşünülse de, o dönemde, Padişahın izni ile bu araştırmaları yaptığını unutmamak gerekiyor.

Bugün, hala bu bölgede, Newton tarafından kazdırılmış çukurlar görülebilmektedir.

Tehesmophoria Şenlikleri

Demeter, bereket tanrıçasıydı. Burada her yıl Ekim ayında 3 gün, o yılın bereketli geçmesi için Thesmophoria Şenlikleri yapılırdı. Bu şenliklere sadece evli kadınlar katılabiliyordu. İlk gün, tanrıçaya adaklar kurban edilir, külleri gübre niyetine toprağa karıştırılırdı. 2 ve 3’ncü günlerde, kadınlar çayırlarda sere serpe otururlar, eğlenirler, birbirlerine yaptıkları kaba saba şakalarla deşarj olurlardı.

BÜYÜK TİYATRO

Datça Knidos şehrinin oldukça büyük olan bu tiyatrodan günümüze sadece bir duvar kısım kalmıştır.

Tiyatronun yapımında “Paros” ve “Pentelikon” mermerleri kullanılmıştır.

Bu tiyatronun mermerleri, taşları ve Afrodit tapınağının sütunları: 1830 yılında Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından yağmalanmış ve gemilerle Kahire şehrine götürülerek kendi sarayında devşirme malzeme olarak kullanılmıştır.

Hatta Knidos şehrinden taşınan mimari unsurlar ile Kahire şehrinde daha pek çok bina yapıldığı söylenmektedir.

Mermerlerin bir bölümünün ise, İstanbul Dolmabahçe Sarayı yapımında kullanıldığı söyleniyor. İzzettin Vapuru, Knidos mermerlerini İstanbul’a taşımıştır. Büyük Tiyatronun, oturma sıraları, Dolmabahçe sarayının iç merdivenleri olmuştur.

AKROPOL

290 metre yüksekliktedir. Günümüzde burada sur duvarları ve yapı kalıntıları görülmektedir.

LİDYA VE PERS SALDIRILARI

MÖ 550’li yıllarda, Persler, Karya satrabı Harpagos komutasındaki ordu ile Datça Yarımadası yakınlarına gelirler. Bunu haber alan Knidoslular, bir savunma hattı olarak yarımadanın en dar yerini kazarak açmak ve Gökova Körfeziyle Hisarönü körfezini birleştirmek isterler.

Böylece iki deniz birleşecek ve yarımada ada olacak, karadan yapılacak saldırılara karşı korunma sağlanacaktır.

Ancak: bu zorlu çalışma sırasında, kazılmaya çalışılan yerlerin sert kayalık olması, ölümcül kazalar, salgın hastalıklar ve özellikle çalışanların gözlerindeki yaralar nedeniyle bu düşüncelerini gerçekleştiremezler.

Bunun üzerine, Knidoslular, Delphoi Tapınağındaki bir kahin rahibeye başvururlar.

Kahin Pitya şöyle cevap verir “Kıstak ne kale ister ne de kazılmak, Zeus isteseydi kayayı da yapmaz mıydı sanki, Eğer Zeus gerek görseydi, burayı ada yapardı”. Bu cevap üzerine, çalışmadan vazgeçilir.

MÖ 545 yılında ise, Knidos, Persler tarafından ele geçirilir. Ancak Knidoslular yapılan anlaşma gereği savaşmadan şehri Perslere verirler ve bunun üzerine Persler şehri yakıp yıkmazlar. Ardından Knidos şehri giderek gelişir ve zenginleşir.

MÖ 333 yılında ise, şehir Büyük İskender tarafından ele geçirilir.

ROMA DÖNEMİ

MS 167 yılında, şehir Roma imparatorluğu egemenliğine girer. Roma imparatorluğunun ikiye ayrılmasının ardından ise, Bizans hakimiyetine girer.

Bizans döneminde, eski önemini yitirmiş, bir süre Piskoposluk merkezi olarak gündeme gelmiştir. Çünkü MS 4’ncü yüzyılda ve erken Bizans döneminde, şehrin merkezi alanlarına ve bazı eski kutsal alanların üzerine, bazilikal tipte 5 farklı kilise inşa edilmiştir.

Daha sonra ise, şiddetli depremler ve korsan saldırılarından olumsuz etkilenen şehir, MS 7’nci yüzyılda terk edilmiştir.

Çünkü MS 7’nci yüzyılda, Anadolu’nun Akdeniz kıyılarındaki önemli liman kentlerine Arapların deniz yolu ile akınlar yaptıklarını ve böylece bu kentlerin büyük ölçüde tahrip edildiği bilinmektedir ki, Knidos’da bu saldırılardan etkilenmiştir.

Önce Kap Krio bölümü terk edilmiştir. Çünkü Kap Krio bölümünde, MS 6’ncı yüzyıl ortalarından sonra herhangi bir buluntu yoktur.

Daha sonra 1261 yılında, bir dönem Menteşeoğulları hakimiyeti görülür.

1424 yılında ise Osmanlı topraklarına katılan şehir “Datça” ismini almıştır.

KAZILAR VE YAĞMALAR

Datça Knidos bölgesindeki ilk arkeolojik araştırmalar bir İngiliz tarafından yapılır.

1812 yılında bir gurup İngiliz tarafından, Knidos’ta ilk büyük ve kapsamlı araştırma yapılır.

İngiliz Charles Newton, 1857 yılında, kraliyet tarafından kendisine tahsis edilen bir savaş gemisi, 250 tayfa ve bir miktar para ile Knidos’a gelir ve kazılara başlar.

Bu sırada bulunan birçok tarihi kalıntı (heykel, sikkeler ve kandiller gibi) 212 sandıkla 384 günde savaş gemisine yüklenir ve kaçırılmış ve İngiltere Britihs Museum’a götürülmüştür.

Bir söylentiye göre, Newton “Bu taşlar size lazım değilse alıyoruz” demiş ve bunun karşılığında ise o dönemin mantığı ile “onlardan bizde çok var” denmiş ve bunun üzerine gemiye yükselip götürülmüştür.

Kaçırılanlar arasında: meşhur “Aslanlı Mezar”ın aslanı ve Demeter Heykeli de bulunmaktadır.

Ancak bu kaçırma işlemlerini, sadece bir yıl içinde yapmak için oldukça hızlı hareket etmiş ve bu sırada kalıntılara büyük zarar vermiştir.

Bir söylentiye göre, yörenin köylüleri ona “Toprakta delikler açan deli İngiliz” diyorlarmış. Ancak Newton, bu çalışmaları veya bu kaçırdıkları nedeniyle, Londra Üniversitesi tarafından “Arkeoloji Doktoru” ünvanına layık görülmüştür. İngiltere Kraliyeti ise, kendisine “Sir” ünvanı vermiştir.

Büyük tiyatronun mermer taşları ise, Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa tarafından, Kahire şehrindeki sarayında kullanılmak üzere yağmalanmıştır.

Datça Knidos Irıs Cornelia Love Knidos katili bir kadın
 

IRIS CORNELİA LOVE

Daha sonra, 1967-1977 yılları arasında Amerikan Long Island Üniversitesinden Profesör Irıs Cornelia Love bölgeye gelir. Kazı iznini “Ankara” dan alır. Arkeolog olduğunu söyler.

Her yıl, 200 işçi çalıştırarak bölgeyi bir köstebek gibi kazar.

Ama özellikle çok ünlü Afrodit Heykelini bulmak istemiş ve hatta heykeli bulmak için dinamit patlatmış, taş taş üstünde kalmadığı görülmüştür. Ayrıca kazılardan çıkan tarihi eserleri de yurt dışına kaçırmıştır.

Yapılan kazılarda, ortaya çıkan harfiyat, küçük limana dökülerek adeta bataklığa dönüştürülmüştür. Bu yüzden ne yazık ki küçük liman kullanılamayacak hale gelmiştir. Deniz seviyesi düşmüş ve içeriye teknelerin bile girmesi imkansız hale gelmiştir.

Tarihi limanın bir arkeolog tarafından bu hale getirilmesi rezalettir. Hatta yuvarlak yani Afrodit tapınağı kazılarında ortaya çıkan harfiyat ta, aynı şekilde para ve zaman tasarrufu sağlamak için metrelerce yükseklikten denize dökülmüştür. Bir de Iris Lowe’un arkeolog değil sanat tarihçisi olduğu ortaya çıkar.

Bunun üzerine, 1977 yılında kazı iptal edilir ve ülkesine geri döner.

Ancak kendisinden geriye, Knidos antik kentinde, mezar gibi çukurlar kalmıştır. Bir bilim insanı olmasına rağmen, hırs ve şöhret uğruna, bugünkü rezalet görüntüyü arkasında bırakmıştır. Heykeli değil ama kaidesini bulur.

Kendisi 17 Nisan 2020 tarihinde 86 yaşında Amerika’da Covid-19 nedeniyle ölmüştür.

Datça Knidos şehrinde 1987-2006 yılları arasında ise, Prof. Dr. R. Özgan başkanlığında kazılar sürdürülmüştür.

Sonuç: Knidos antik kenti, ülkemiz için, ülkemiz arkeolojik değerleri için çok önemli bir kalıntıdır. Bu yüzden, buraya mutlaka gidip görmenizi öneririm.

Datça gezilecek yerler.

Datça genel bilgiler, tarihi.

Datça Gezilecek yerler

Datça Gezilecek yerler
 

Datça gezilecek yerler: Datça yarımadası, ülkemizin en güzel, tarihi, turistik ve doğal güzellikleriyle dolu olan bir yerdir.

 

Datça Gezilecek yerler Balıkaşıran Mevkii
 

BALIKAŞIRAN MEVKİİ

Datça Gezilecek Yerler: Burası, Datça yarımadasının en dar yeridir. Datça merkeze 40 km uzaklıktadır.

Burada genişlik yaklaşık 1 km. dir. 800 metreye kadar indiği de söyleniyor. Koyun çevresi ormanla kaplıdır. Koyun kıyısı ise çakıllıdır. Bazı yerler sazlıktır.

Burada: sağda Ege denizi, solda ise Akdeniz uzanır. Ancak herhangi bir tesis yoktur. Burada sadece karavan veya çadırla kamp yapmak mümkündür. Ancak herhangi bir tesis olmadığından her türlü ihtiyacınızı önceden karşılamanız gerekmektedir. Ateş yakmak da yasaktır.

Burada elbette bir rivayet bulunmaktadır.

Homeros’un anlattığı rivayete göre “eskiden balıkçılar bir denizden diğer denize geçmek için bu dar yeri kullanırlarmış. Hatta rüzgarlı havalarda, sırtlarında kayıklarını ve eşyalarını bir denizden öbür denize taşırlarmış. Bu yüzden bölge “Kayıkaşıran” olarak da bilinir.

Ancak bunun yanında bir söylenti daha bulunmaktadır. Balıkçıların bu bir taraftan öte tarafa geçmelerini esprili olarak “balıkların bir denizden diğerine atlamaları” şeklinde de betimlerler. Bu yüzden bölgenin ismi “Balıkaşıran” olmuştur.

Balıkaşıran bölgesiyle ilgili tarihi süreçte yine ilginç bir olay vardır. Bu olayı: Knidos kentini anlatırken yazdım, oradan okuyabilirsiniz, ancak kısa bir not: Knidoslular, Lidyalıların karadan yaptıkları saldırılardan korunmak için burayı kazmayı denemişlerdir.

Son birkaç not: yörede yine sıkça söylenen bir söz bulunmaktadır “balıkaşırandan öteye akıllı adam geçmez” Yine bir rivayet “balıkaşıranı aşan, oralara aşık olur bir daha geri dönmek istemezmiş” Biter mi, hayır “Ege’de tutulan bir balık, canlı halde Akdeniz’e bırakılabilirmiş.”

Datça Gezilecek yerler İskele Mahallesi
 

İSKELE MAHALLESİ

Datça gezilecek yerler: 1947 yılına kadar Datça merkezi Reşadiye Mahallesi iken, İskele Mahallesi olmuştur. Datça’da: resmi kurumlar, sivil kuruluşlar, alışveriş ve eğlence merkezleriyle konaklama tesislerinin birçoğu İskele Mahallesindedir.

 

DATÇA LİMANI

Datça gezilecek yerler: Datça limanında birçok restoran ve otel bulunuyor. Limanda: birçok restoran, kafe, bar, alışveriş mağazaları bulunmaktadır. Ayrıca: bir anfitiyatro vardır.

Datça Gezilecek yerler Liman Demeter Heykeli
 

Demeter Büstü ve Aslan Heykeli

Bunlar: 1850 yılında Knidos kazıları sırasında İngiliz Charles Newton tarafından İngiltere’ye British Museum’a götürülen eserlerin kopyalarıdır.

Datça Gezilecek yerler Liman Aslan Heykeli
 

(Bu iki heykelin hikayesini merak edenler için Knidos antik kenti bölümünü okumalarını tavsiye ederim.)

Datça Knidos

Datça Gezilecek yerler Liman Fok Badem Heykeli
 

Fok Badem Heykeli

Datça gezilecek yerler: Limandaki bu heykel, burayı ziyaret edenler tarafından yoğun fotoğraf çektirilen bir yer olarak tanınıyor.

Peki fok badem? Aydın-Didim ilçesi açıklarında, 2006 yılında henüz 1.5 aylık yavru ve yaralı bir Akdeniz fok yavrusu bulunur.

Bu yavru Foça Fok Rehabilitasyon Merkezinde tedavi edilir ve “Badem” ismi verilerek tekrar denize salınır. Ancak bu dişi fok balığı sık sık Datça’ya gelirdi.

Ancak 2012 yılından bu yana gelmemektedir, izi kaybolmuştur. Bunun üzerine, Datça Belediyesi tarafından Heykeltıraş Elbruz Denge’ye 2012 yılında “Fok Badem Heykeli” yaptırılır ve limana konur.

 

ESKİ KNİDOS-BURGAZ ÖREN YERİ

Datça gezilecek yerler: Burgaz Ören Yeri, Datça merkeze 2 km uzaklıktadır. Deniz seviyesinden 12 metre yüksekte, küçük bir yarımada üzerindedir.

Aşağıda Knidos şehri tarihçesinde belirttiğim gibi, Knidos şehri bugünkü yerine yerleşmeden önce, ilk olarak burada kurulmuştur.

Burgaz ören yerindeki kazı çalışmaları, 1993 yılından bu yana sürdürülmektedir.

Ören yeri: 1400 x 400 metre boyutlarındadır ve deniz kıyısı boyunca uzanmaktadır. Kent, sur duvarları ile çevrilmiştir. Bu sur duvarlarında, düzensiz yamuk dikdörtgen ve çokgen taş örgü teknikleri, karışık olarak kullanılmıştır.

Alanın güneybatısındaki sığ sularda ise deniz surları ve bir kule kalıntısı görülür.

Deniz kıyısında, MÖ 4’ncü yüzyıla tarihlenen iki liman kalıntıları da bulunmaktadır.

Bölgedeki kazılarda en eski olarak, MÖ 8’nci yüzyıla tarihlenen yerleşim katları bulunmuştur.

Burgaz ören yerinin: MÖ 4’ncü yüzyılda kısmen terk edildiği, ancak deniz kenarında depolama ve liman yükleme alanlarının bulunduğu, daha iç kısımlarda ise tarıma bağlı bir yaşamın sürdürüldüğü ve nekropol alanının varlığı anlaşılmıştır.

Datça Gezilecek yerler Plajlar

DATÇA MERKEZDE BULUNAN PLAJLAR

Datça gezilecek yerler: Hepsi de Mavi Bayraklı olan 3 plaj bulunmaktadır. Bunlar:

Hastaneönü Plajı

Taşlık Plajı

Kumluk Plajı.

Her üç plajda da Mavi Bayrak özelliklerinden olan duş, kabin ve cankurtaran gibi hizmetler Belediye tarafından sağlanmaktadır.

Datça Gezilecek yerler Hastane Altı Plajı

HASTANE ALTI PLAJI

Datça gezilecek yerler: Datça merkezinde Devlet Hastanesi binasının tam altında, Öğretmenevi’nin doğusundadır. Bu sahil, Club Datça Tatil köyüne kadar devam ediyor.

Oldukça kolay ulaşılan bir konumu nedeniyle tercih edilmektedir.

Ancak çok fazla geniş ve büyük değildir. Kumsalı küçük çakıllı, denizin ilk girişi de çakıllı, sonrası birkaç metre sonrası kumludur. Deniz ise soğuk, temiz ve berraktır. Sığdır. Bu yüzden, özellikle yüzme bilmeyenler ve çocuklu aileler tarafından tercih edilir. Özellikle sezonda aşırı kalabalık olduğunu unutmamak gerekir.

Datça Gezilecek yerler Kumluk Plajı

KUMLUK PLAJI

Datça gezilecek yerler: Datça merkezindedir. Hastane altı plajından kıyı boyunca limana doğru yürürseniz, Kumluk Plajına ulaşırsınız. Plaj: İlkokulun yanından başlar ve Cumhuriyet Meydanına kadar ilerler.

Plaj yaklaşık 300 metre uzunluktadır.

Sahil tamamen ince kumdan oluşmaktadır.

Deniz ise sığdır ve yavaş derinleşir. Bu yüzden yüzme bilmeyenler ve çocuklu aileler tarafından tercih edilmektedir.

Plajın yanında, trafiğe kapalı kumluk bir yol var. Bu yol boyunca çok sayıda yeme-içme mekanları ve konaklama yerleri bulunmaktadır.

Sahilde dizilmiş bu işletmelerden şezlong ve şemsiye kiralayabiliyorsunuz. Ancak akşam saatlerinde plajı akşama hazırlamak için şezlongları topluyorlar, buna göre akşamüstü saat 4-5 gibi plajdan ayrılmanız gerekiyor. Öte yandan, açık havada, denizle iç içe bir akşam yemeği için oldukça güzel bir tercih olabilir.

Datça Gezilecek yerler Kumluk Plajı

Son bir not: Her yıl Mayıs ayının ilk Pazar günü yapılan “Akdeniz’den Ege’ye Dostluk ve Barış Yürüyüşü etkinliğinde, Akdeniz kıyısındaki Kumluk Plajından toprak testilere doldurulan sular, Ege kıyısındaki “Gereme Koyuna” dökülüyor.

 

TAŞLIK PLAJI

Datça merkezinin batısındadır. Limandan Ilıca Kampinge doğru yürürseniz Taşlık Plajına ulaşırsınız. Plaj yaklaşık 400 metre uzunluktadır. Plaj: adı üstünde irili-ufaklı çakıl taşlarıyla doludur.

Plajın hemen yanından trafiğe kapalı Taşlık yolu geçiyor. Bu yol üzerinde yeme-içme yerleri sıralanıyor. Sahilde, bu işletmelerin şezlong ve şemsiyeleri bulunuyor, bir şeyler yiyip-içmek karşılığında şezlong ve şemsiyeleri ücretsiz kullandırıyorlar.

 

Ilıca Göletİ

Liman bölgesi bitiminde; Taşlık plajının hemen üst tarafında, denizin hemen yanı başında “Ilıca göleti” isimli doğal gölet vardır. Bu göl yörede oldukça popülerdir.

Bu göletten kükürtlü ve sıcak su kaynamaktadır. Suyun kaynadığı yerin çevresi duvarlarla çevrilmiş ve bu küçük gölet oluşturulmuştur. Sular, göletin duvarları arasındaki oyuktan, hızlı bir şekilde denize doğru akıyor. Denizdeki kişiler, bu suyun altında duş alıyorlar. Denize akan bu tatlı su nedeniyle, burada deniz az tuzludur.

Ayrıca: bu gölette koruma altında bulunan ve “doktor balıklar” olarak isimlendirilen bir tür balıklar vardır. Bu balıklar özellikle cilt hastalığı bulunanlar, bu göle girdiklerinde balıklar, ciltteki ölü deriyi yiyerek tedavi ediyorlar.

Kent Park

Taşlık plajın bitimindedir. Datça merkezinin tek yeşil alanıdır.

AZGANLI PLAJI

Taşlık plajından, güney yönde 1 km kadar yürüyerek buraya ulaşabilirsiniz.

Hava Radar Komutanlığını geçince sola döndüğünüzde, kıyıya çıkılıyor. Güneye devam ederseniz, 1.5 km sonra tertemiz denizi olan bu şirin plajı bulursunuz.

Datça Gezilecek yerler Kargı Koyu

KARGI KOYU

Datça merkeze 3 km uzaklıktadır.

Datça merkezden buraya sık dolmuş ve Belediye otobüsü ulaşımı olmaktadır. Bu yüzden yani merkeze yakın olduğu için sezonda çok fazla kalabalık oluyor. 

Çanak şeklindeki koyun çevresi dağlarla çevrilidir. Koyun doğal güzelliği, okaliptüs ağaçları ve kuzey rüzgarlarına kapalı oluşu çekiciliğini artırmaktadır.

Datça Gezilecek yerler Kargı Koyu

Sahil: çakıllıdır.

Deniz turkuaz rengiyle ilgi çeker. Koy az rüzgar alır ve deniz suyu berraktır. Yüzmeye uygundur. Denizin içi ise kum değil, taştır. O yüzden deniz ayakkabısı kullanmanız önemle tavsiye edilir.

Koyda sahil boyunca: kafe ve restoranlar bulunmaktadır. Bu kafe ve restoranlara ait şezlong ve şemsiyeler vardır.

Ayrıca, yine burada “Halk Plajı” bölümü bulunuyor, buradan ücretsiz yararlanabilirsiniz.

Datça Gezilecek yerler Eski Datça
 

ESKİ DATÇA MAHALLESİ

Datça gezilecek yerler, Eski Datça Mahallesi, Datça merkeze 2.5 km uzaklıktadır. Datça ilçesinin en küçük Mahallesidir.

Marmaris üzerinden Datça merkeze gelirken, önce buradan geçiliyor ve sonra limana ulaşılıyor. Mahallenin 3 km güneyinde İskele Mahallesi ve 4 km kuzeyinde ise Reşadiye Mahallesi bulunmaktadır.

Burası, iskele mevkiindeki modern Datça kent merkezinden farklı olarak, eski yapıların çoğunlukta olduğu bir yerdir.

Zaten bu yüzden Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Çünkü Datça yarımadasının ilk yerleşim merkezlerinden birisidir.

Buradaki ilk yerleşimin MÖ 11’nci yüzyıla kadar indiği düşünülmektedir.

Datça Gezilecek yerler Eski Datça
 

Buranın eski ismi “Dadya” dır.

Taş evler, begonvil çiçekleriyle süslenmiş taş sokaklar, renkli dükkanlar, kafe, bar ve restoranlardan oluşmaktadır. Denizden biraz uzak bu bölgede zeytin ve badem ağaçları bulunmaktadır.

Eski yapılar restore edilerek çoğunlukla Eski Datça Otelleri olarak hizmete açılmıştır.

Ayrıca: taş döşeli sokaklarda el sanatlarıyla uğraşan ve ürünlerini satan tezgahlar ve minik dükkanlar doludur. Buralarda Datça’nın meşhur çimdik oyası yapan kadınları izleyebilirsiniz.

Burada: ağaçların altında oturup, serinlemek için buranın meşhur acı bademlerinden yapılan “Datça gazozu” içmelisiniz ve bademli dondurmalardan yemelisiniz.

Eski Zeytin Değirmeni

Burada eskiden zeytinyağı üretiliyormuş. Eski zeytin değirmenlerine “Mengen” ismi veriliyor. Burada bulunan mengen de, 2015 yılında restore edilmiş ve günümüzde turistik tesis olarak kullanılıyor.

Datça Gezilecek yerler Can Yücel Sokak
 

Can Yücel Sokak ve Can Yücel Evi

Datçanın bu bölgesi özellikle şair Can Yücel ile anıldığı için, şairin ismi bu sokağa verilmiştir. Burada “Can Yücel Evi” bulunuyor ve ev günümüzde müze olarak düzenlenmiştir. Can Yücel, hayatının son 10 yılını burada geçirmiştir.

Evin bahçesinde bulunan kütüphanede: Can Yücel’e ait kitaplar, fotoğraflar ve yazarın el yazıları ve daktilosu sergileniyor. Ayrıca ziyaretçiler için bir anı defteri bulunuyor. 

Datça Gezilecek yerler Can Yücel Evi
 

Ancak ev sadece yılda bir gün ziyarete açıktır. (Can Yücel’in ölüm yıldönümü olan 12 Ağustos tarihinde) Çünkü halen evde, Can Yücel’in ailesi kalmaktadır, yani gidip kapıyı çalmamak gerekir. Sadece evin kapısında fotoğraf çektirebilirsiniz.

Datça Gezilecek yerler Datça Orhanın Yeri
 

Can Yücel evini göremezseniz bile, ünlü şairin sürekli gittiği kahve olan “Orhan’ın yerine” mutlaka uğrayın, şaire ait anılar ve şairin yarım kalmış şarabını görün. Orhan’ın yeri: dut ağaçlarının altında oldukça samimi bir yerdir.

Burayı ziyaret ederseniz, patlıcanlı gözleme yemeyi unutmayınız. Bir de “Karabaş otu çayı” denemelisiniz.

Datça Gezilecek yerler Emecik Mahallesi
 

EMECİK MAHALLESİ

Datça gezilecek yerler, Emecik Mahallesi, “Alavara Mevkii” olarak da bilinir. Kızlan Mahallesinin ardından, Datça’nın en kalabalık 2’nci Mahallesidir. Yarımadaya girişte ilk köydür. Yani hemen Balıkaşıran’dan sonra gelir. Datça ilçe merkezine 20 km uzaklıktadır.

Emecik dağı, 747 metre yüksekliktedir ve bu dağın çevresi ormanlarla kaplıdır, burada yaban hayatı zengin olmasına rağmen son yıllarda bilinçsizce doğaya bırakılan zararlar maddeler ve yapılaşma nedeniyle yaban yaşamı tehdit altındadır.

Evet, Emecik Mahallesi bu Emecik dağının eteklerinde, tepelerde kuruludur.

öylenenlere göre, geçmişte İspanyol korsanları bu köye cüzzamlıları bırakırlarmış. Köyün havası ve suyu o kadar güzelmiş ki, bu köye bırakılan cüzzamlılar bile iyileşiyorlarmış.

Bölgenin Doğal Sit alanı olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

Datça Gezilecek yerler Aktur
 

Datça Aktur

Datça yarımadasının hemen girişinde Emecik köyünde Aktur Sokaktadır.  

Datça merkezine 30 km uzaklıktadır.

Datça Gezilecek yerler Aktur Sahili
 

Site, iki birimden oluşmaktadır. Bunlar: Çiftlik ve Kurucabük koylarıdır. İki birimin arasındaki uzaklık 4 km dir. Her iki birim arasında, site tarafından ücretsiz ulaşım sağlanmaktadır.

Çam ağaçlarıyla kaplı oldukça güzel bir ormanlık doğal alandır.

Datça Gezilecek yerler Aktur
 

Denizin temizliği ve maviliği ilgi çeker.

Burada: şık yazlıklar ve tatil evleri bulunmaktadır. Ayrıca kiralık villalar da bulunuyor. 1 km uzunluğundaki Aktur plajı: Mavi Bayrak ödüllüdür ve her yıl bu ödülü almaya hak kazanmaktadır.

Datça Gezilecek yerler Aktur Sahili
  

Oldukça büyük bir sitedir. Site içinde: banka, sağlık ocağı, eczane, postane, üç tane süpermarket, yelken okulu, beş tane restoran, bar-disco, su altı dalgıç okulu, okuma salonu ve uluslararası bir kampingi bulunmaktadır. (Bu kamping ile ilgili ayrıntılı bilgi aşağıdadır.)

Datça Gezilecek yerler Aktur Kamping
 

Aktur Datça Kamping

Aktur Tatil Köyünün hemen yanındadır.

Datça merkeze 30 km uzaklıktadır. Karavan veya çadır kampı için uygundur. Kamp kurulabilecek 140 alan ayrılmıştır. Alanda 420 kampçı konaklayabilmektedir. Ancak çadır ve karavan kiralama hizmeti yok, yani kendi karavan veya çadırınızı götürmeniz gerekiyor.

Kalabalıktan uzak, çam ağaçlarının altındaki kamp alanında, her türlü ihtiyaç karşılanabilmektedir. Yakınlarda çamaşır makinası, tuvaletler, banyolar, yemek pişirme yerleri bulunmaktadır. Karavan veya çadırlara elektrik hizmeti veriliyor. Ancak bölgede ateş yakmak yasaktır. Yemek yapmak için mutfak kullanılıyor.

 

Özil Kalesi

Mahallenin Özil mevkiinde, kayalık bir tepe üstündedir. Kalıntılar oldukça geniş bir alana yapılmış durumda görülmektedir.

Karaincir Tatil Köyünden sonra kaleyi görmek isterseniz, yamaçlara tırmanmanız gerekir. İlginç olan husus, kalıntıların hemen yakınına bir Tatil Köyü yapılmış olmasıdır. Tepenin biraz ilerisinde, Apollon kutsal alanı bulunmaktadır.

Kalede ilk Knidos şehri döneminden kalma sur duvarları ve yapı kalıntıları bulunmaktadır. Ayrıca, Bizans döneminde de ilaveden sur ve duvarlar yapılmıştır. Bizans dönemindeki yapıları ayırt eden en önemli özellik Horasan harçla örülmüş olmalarıdır. Sonuç olarak, antik dönemde burası önemli bir yerdir.

Datça Gezilecek yerler Sarı Liman Apollon Kutsal Alanı
 

Sarı Liman-Apollon Kutsal Alanı

Marmaris-Datça karayolu üzerinde, Emecik köyü yakınlarında, Emecik dağı eteklerinde, Sarı Liman çevresinde bazı kalıntılar görülmektedir.

Alanda 1998-2006 yılları arasında arkeolojik araştırma kazıları yapılmıştır.

Bu çalışmalarda, kazı alanında Knidos-Dor kökenli bir şehir bulunduğu tespit edilmiştir.

Kutsal alan: doğusuna denizi alacak şekilde, eğimli bir yamaca kurulmuştur. Ve kademeli üç terastan oluşmaktadır.

Bunlar: Yukarı Teras, Helenistik Dor Tapınağı ve Aşağı Teras araştırılmıştır.

Datça Gezilecek yerler Sarı Liman Apollon Kutsal Alanı
 

Alt Teras

Burada çeşitli yapılar vardır. Burada bulunan buluntulara göre, kutsal alan MÖ 7’nci yüzyıldan itibaren MS 7’nci yüzyıla kadar bir  kült merkezi olarak kullanılmıştır.

Yukarı Teras

Burada Erken Bizans dönemine ait Büyük Bazilika ortaya çıkarılmıştır. Bazilika: 20 x 14 metre boyutlarında, üç neflidir. Doğusunda içten yuvarlak, dıştan beş cepheli bir apsisi, batısında ise bir narteksi vardır.

Orta Teras. Helenistik Dor Tapınağı

Orta Teras’ta, Helenistik dönemde Dor düzeninde inşa edilmiş Apollon Tapınağı ve sunak bulunmaktadır.

Burada doğu-batı yönünde konumlandırılmış yapının cephesi, doğuya bakar.

Tapınak: klasik Dor tapınaklarında görüldüğü gibi, 3 basamaklı bir yükselti üzerinde konumlanmıştır.

Ancak tapınak yapısı oldukça fazla tahrip olmuş durumdadır. Çünkü yapıya ait pek çok mimari blok, kutsal alandaki diğer yapılarda ve geç dönem kilisesinde devşirme olarak kullanılmıştır.

Alanda bulunan çok sayıdaki mimari parça değerlendirildiğinde, tapınağın Helenistik dönemde inşa edildiğine karar verilmiştir.

Tapınak kalıntılarının güneydoğu köşesinde bulunan Apollon rahiplerine ait bir yazıtta, Kutsal Alanın Apollon’a adandığı düşünülmektedir.

Ayrıca: yine tapınağın güneybatı köşesinde, MÖ 4’ncü yüzyıla ait bir Knidos sikkesi bulunmuştur. Buna göre, tapınağın MÖ 3’ncü yüzyıl başlarında yapıldığı tahmin edilir.

Tüm bu buluntular ışığında, buranın Heredot yazıtlarında adı geçen “Apollon Tapınağı” olduğuna karar verilmiştir.

Knidos bölgesinde Apollon’un 2 farklı sıfat altında tapınımı görülmektedir. Bunlardan ilki, Heredot tarafından söz edilen “Apollon Triopios” dur.

Bir diğer sıfat ise “Karneios” dur. Bu sıfata Peloponnesos ve tüm Dor dünyasında rastlanmaktadır.

Tarihçi yazar Heredot’un yazdığı mitolojik bir öyküye göre: Kaneios; Zeus ve Europa’nin oğlu olan ve Apollon ile aşk yaşayan kişidir.

Knidos ve tüm 6 kentte yaşayan ve Dor Hexaopisi’ne bağlı Dor halklarının en coşkulu ve büyük bayramları, yaz mevsiminin son ayına da ismini veren “Karneia” şenlikleridir.

Bu şenliklerde: geleneksel koşu yarışmaları, müzik, şiir ve tiyatro yarışları düzenlenir. Kazananlara çeşitli ödüller verilir. Başlangıçta ödül olarak “Üç ayaklı kazan” verilirdi. Ancak bir kural vardı, kazanan ödülü tapınağa bağışlamak zorundaydı. Yani, ödül kutsal alan dışına çıkarılamazdı.

Datça Gezilecek yerler Sarı Liman Apollon Kutsal Alanı
 
Buluntular ve Sonuç:

Kazılarda elde edilen buluntular ise: Mısır, Fenike, Etrüks kökenli ithal malların tanımlandığı geniş bir hinterlandı kapsamaktadır.

Şimdiye kadar Doğu Yunan üretimi olarak bilinen ancak Knidos malı olduğu kesinleşen, kireç taşı ve pişmiş toprak figürler ile çanak-çömlek ürünleri oldukça fazla zengin çeşitlilik göstermektedir.

Kutsal alanda bulunan epigrafik veriler ve adak eşyaları oldukları anlaşılan değerli eserler, özellikle Arkaik çağda, Emecik Kutsal Alanının Apollon ile ilişkilendirilmesini sağlamıştır.

Kazılarda, ayrıca MÖ 8’nci yüzyıla tarihlenen tapınma eşyaları, pişmiş toprak ve yerel kalker taşından yapılmış heykelcikler bulunmuştur. Bulunan bu heykelcikler arasında, 80 cm uzunluğunda ve başı kopmuş bir erkek heykeli dikkate değerdir.

Bu buluntular, Marmaris Arkeoloji Müzesine teslim edilmiş ve halen orada sergilenmektedir.

Datça Gezilecek yerler Sarı Liman Apollon Kutsal Alanı

Emecik kutsal alanının, hem yeni ve hem de eski Knidos’a hizmet verdiği düşünülmektedir.

Kutsal alanda bulunan buluntular, alanın MS 12’nci yüzyıla kadar kesintisiz kullanıldığını göstermektedir.

Ancak Emecik kutsal alanı, özellikle MÖ 7 ile 6’ncı yüzyıllarda yaşamıştır. Kutsal alanda bulunan Apollon Tapınağı, bu tarihlerde Dor düzeninde inşa edilmiştir.

Ancak sonraki dönemde, tapınağın üzerine kilise inşa edilmiş ve tapınak yapısı çok fazla tahrip edilmiştir.

 Evet, kazı çalışmaları sürdürülürken, Tapınak ve çevresinde önceki ve sonraki dönemlere ait başka tapınak ve kilise izleri bulunmuştur.

Sonuç, yöreyi ziyaret ederseniz, bence mutlaka zaman ayırın ve bu kutsal alanı gidin gezin görün.

 

PLAJLAR

Datça Gezilecek yerler Karaincir Koyu
 

Karaincir

Datça ilçe merkezine 15 km uzaklıktadır. Koya ulaşmak için Aktur ve Karaincir minübüslerini kullanmak gerekir.

250 metre uzunluğundaki plaj ise ince kumludur.  Plajın genişliği ise 3 ile 25 metre arasında değişmektedir.

Koyda ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz tesisler bulunmaktadır. Sahil, şezlong ve şemsiye kiralayan tesisler tarafından işgal edilmiş durumdadır. Ancak zaten küçük olan koy, izinsiz şemsiyeler yüzünden adım atılamaz hale gelmiştir. (Son aldığım bir bilgiye göre, bu şemsiyeler kaldırılmış ve sahil açılmıştır.)

Koyda deniz sığdır, bu yüzden özellikle çocuklu aileler tarafından tercih edilir. Hatta Datça’nın birçok yerindekinin aksine, deniz burada ılıktır. Yüzmek için deniz içinde biraz yürümek gerekiyor.

Kuzey rüzgarlarına kapalı olması ve çevresinde yiyecek-içecek tesislerinin bulunması nedeniyle tercih edilmektedir.  

Koyda, sahilin ilerisinde ise Karaincir adaları bulunuyor.

Datça Gezilecek yerler Karaincir Tatil Köyü
 

Plajın üst bölümünde: 600 konutlu yazlık bir site (Karaincir Tatil Köyü) ve kamping bulunuyor. Sitenin hemen kuzeyinde, Marmaris-Datça karayolu geçiyor. Kamping alanında ise karavan ve çadır kampı bulunuyor.

 

Güllük plajı

Datça merkeze 15 km uzaklıkta, Marmaris istikametindedir. Buraya ulaşmak için, karayolundan sonra sahile doğru 500 metre yürümek gerekiyor.

Karaincir koyundan bir önceki koydadır.

Perili köşk ve Adaburnu Gölmar Tesisleri burada bulunmaktadır.

Plajın hemen karşısında ise yakın adalar vardır.

Plaj: iri kumludur. Deniz ise çabuk derinleşir. Bu yüzden yüzme bilmeyenler için uygun değildir. Sonuç olarak, sakin ve sessiz bir ortam arzulayanlar tarafından tercih edilmektedir. Son bir not: 28 Haziran 2017 tarihinde Güllük mevkiinde bir orman yangını çıkmıştır.

Datça Gezilecek yerler Perili Köşk
 

Perili Köşk Plajı

Datça merkezinin doğusundadır. “Adaburnu” olarak da bilinir. Datça merkeze 15 km uzaklıktadır.

Çevresinde Güllük plajı ve Adaburnu Gölmar tesisleri bulunmaktadır. Öbür yanında ise Karaincir koyu bulunmaktadır.  

Peki neden böyle bir isim verilmiştir. Söylenenlere göre, burada çok önceleri bir köşk yapılmış ve rüzgar nedeniyle köşkten uğultular geliyormuş ve bu yüzden yöreye “Perili Köşk” ismi verilmiştir.

Datça Gezilecek yerler Perili Köşk
 

Şu anda yani günümüzde de burada sadece bir yapı bulunuyor ve otel olarak kullanılıyor. Bu ev “Muğla Evleri” mimari stili kullanılarak yapılmıştır.

En büyük özellik: yörenin rüzgarlı olmasıdır. Bu rüzgar, yörede bir uğultu yaratıyor ve bu uğultu, perilerin fısıltısı gibi değerlendiriliyor.

Datça Gezilecek yerler Perili Köşk
 

Evet, burası genelde sakin ve kalabalıktan uzak bir ortamdır. Denizin dibi kum ve oldukça sığdır. Özellikle ada ile plaj arası çok aşırı sığdır.

Deniz çok temiz ve berraktır. Ancak burayı ziyaret etmek isterseniz, yanınızda şemsiye bulundurmanızda yarar var, çünkü burada şezlong ve şemsiye bulunmuyor.

Sahilin hemen karşısında bir ada bulunuyor. Sahilden, adaya geçmek için, deniz içinde bir yol bulunuyor ancak bu yolun gizli olduğu söyleniyor. 

Datça Gezilecek yerler Alavara Koyu
 

Alavara Koyu-Meriç

Emecik koyundan sonra, orman içinden buraya ulaşan toprak yol oldukça bozuktur. Ege denizi yani Kuzey yakasının doğal güzelliği olan bir yeridir. Çam ağaçlarıyla kaplı, çok güzel bir yerdir. Burası genellikle doğa yürüyüşçüleri tarafından yoğun kullanılıyor.

Alavara kalesi

Kale oldukça yüksek ve sarp kayalık bir yerdedir, yani ulaşımı oldukça sıkıntılıdır. Zaten, kale hakkında herhangi bir bilgi de bulunmuyor.

Datça Gezilecek yerler Kızlan Mahallesi
 

KIZLAN MAHALLESİ

Datça gezilecek yerler, Kızlan Mahallesi, Datça-Marmaris karayolundaki köy, Datça merkeze 8 km uzaklıktadır. Datça girişinde, yel değirmenleri görüldüğünde, 100 metre sonra sağda “Kızlan Mahallesi” tabelası görülmektedir.

Datça yarımadasının en kalabalık köyüdür. Aynı zamanda en serin yeridir. Çünkü köy sırtını dağlara yaslamıştır.

Datça Gezilecek yerler Kızlan Mahallesi
 

Köy ismini: “Kızıl alan” yani “Kırmızı toprak” tan almıştır.

Köyün başlıca özelliği: hem Akdeniz ve hem de Ege denizinde kıyı şeridi olan bir yer olmasıdır. Datça’nın en uzun iki sahil şeridine sahiptir.

Datça Gezilecek yerler Kızlan Mahallesi
 

Köyün Akdeniz’e açılan güney kıyıları: yarımadanın en çok rüzgar alan bölgesidir ve windsuf yapmaya oldukça elverişlidir. Burada sörf eğitim merkezleri bulunmaktadır.

Burada, konaklamak için küçük tesisler bulunmaktadır.

Ayrıca: burada bulunan 2 zeytinyağı fabrikasında, organik zeytinyağı üretimi yapılmaktadır.

Her yıl Mayıs ayının ilk Pazar günü: geleneksel olarak yapılan “ Akdeniz’den Ege’ye Dostluk ve Barış Yürüyüşü” yapılmaktadır.

Bu yürüyüş Kızlan köyünde bitmektedir. Yürüyüşün bitiminin ardından, köyde şenlikler düzenleniyor. Yürüyüşte: Akdeniz’den Kumluk Plajından sembolik olarak toprak testilere doldurulan su alınarak Gereme Katıyalı bölgesinde Ege denizine dökülmektedir.

Datça Gezilecek yerler Kızlan Yel Değirmenleri
 

Kızlan Yel değirmenleri

Değirmenler, Datça merkeze 10 km uzaklıktadır.

Datça yarımadasında bulunduğu tespit edilen 28 tane yel değirmeninden 6 tanesi burada, Kızlan köyünün girişinde bulunmaktadır.

Değirmenler, karayolu ile köy arasındadır ve aralarındaki uzaklık oldukça azdır.

Bunlar, hafif yükseltiye sahip bir tepeden, düzlük alana doğru arka arkaya sıralanmıştır.

Değirmenler, muhtemelen 1900’lü yılların başında yakın çevrede yaşayan varlıklı Rumlar tarafından yaptırılmıştır. Yörede bulunan diğer değirmenler fazla faaliyette bulunmadıklarından, Kızlan değirmenleri, yıllarca yarımadanın ihtiyacını karşılamıştır. 1950’li yıllardan sonra ise motorlu değirmenler çıkınca, bu yel değirmenlerine olan ilgi azalmış ve terk edilmişlerdir.

Yel değirmenlerinin hepsi dairesel plandadır.

Değirmenler 3 katlıdır. Üst katı buğday öğütmek, orta katı buğdayı depolamak ve giriş katı ise ağırlama ve teslimat için kullanılmıştır.

Yel değirmenlerinin çapları 6 metredir. Yükseklikleri ise 5.5 metredir. Duvarları: moloz taştan yığma olarak yapılmıştır. Taş işçilikleri oldukça güzeldir. Duvarların kalınlığı yaklaşık 1 metre civarındadır.

Değirmenlerin girişleri genellikle güney yönündedir. Taş kemerli kapılarının yüksekliği 170 metre civarındadır. Değirmenlerin çatısı konik biçimindedir ve genellikle çinkodur. İçlerindeki mekanizma ise, tamamen ahşaptan yapılmıştır.

1,2, 3 ve 4’ncü sıradaki değirmenler, uzun süredir kullanılmıyor ve bu yüzden kısmen yıkık durumdadır. Yel değirmenlerinin mülkiyeti özel kişilere aittir. Ancak restore edilerek korunmaları sağlanmamaktadır. 5 Numaralı değirmen restore edilmiş ve günümüzde konut olarak kullanılmaktadır. Buraya girmek yasaktır.

6 Numaralı değirmen Hazineye aittir. 2009 yılında Datça Kaymakamlığı tarafından restore edilmiş ve kiraya verilmiştir. Günümüzde lokanta olarak kullanılmaktadır. Ancak bu lokanta “Turizm Otelcilik Okulu” tarafından işletilmektedir. Deniz manzaralı hoş bir ortam bulunmaktadır.

En tepede bulunan değirmen içinde, orijinal değirmen sistemini, çarklarını, ahşap malzemeleri görüp fotoğraflayabilirsiniz. Ancak boş ve bakımsız olan değirmenleri görebilmek için otların arasında biraz yürümeniz gerekiyor.

 

Datça Wineyard

Değirmenaltı Mevkiindedir. Marmaris yolu üzerindedir.

Bölgenin şarap üreticisidir. Burada Datça’nın yerel şarabını tadabilirsiniz.

Taştan inşa edilmiş bir yel değirmeni çevresinde kurulu, konaklama tesisi ve bağlardan oluşan muhteşem güzel manzaralı bir tepede bulunmaktadır. Manzarası nedeniyle, gün batımı ve şarap tadımı için yoğun tercih edilmektedir. Yani, özellikle gün batımını izlemeye gitmelisiniz.

Burada: bir etkinliğe katılarak bir bağ turu yapabilir ve ardından üretim tesislerini görebilir, peynir tabağı alarak şarap tadımını deneyiniz. Ancak unutmamak gerekir ki, gezim için en geç saat 16.00’da burada bulunmanız gerekiyor. Daha sonra şarap satın alabilirsiniz. Öneri isteyenler için “ballı şarap” düşünülebilir.

 

PLAJLAR

Datça Gezilecek yerler Gebekum
 

Gebekum Kumul Alanı

Datça yarımadasının güney kısmında, Kocadağ’ın güney sahilindedir. Datça merkeze 4 km kala, Perili köşk tabelasından sapıp yaklaşık 1 km toprak yoldan ilerleyerek buraya ulaşabilirsiniz.

Kumluk alan: Sörf Tatil Köyü ve Yolluca Ada arasında: 7 km uzunluğunda ve 200-400 metre arasında genişliktedir.

Bu kumluk alan “Koruma” altına alınmıştır. Çünkü bir zamanlar buradan inşaatlar için kum alınıyormuş. Günümüzde burada sahilden kum almak kesinlikle yasaktır.

Çünkü buraya has bir özellik var. Kumsal, rüzgarın etkisiyle kendisini çoğaltıyor ve yayılıyor. Yani bir bakıyorsunuz kumda kendi kendine tepecikler oluşuyor. Bir bakıyorsunuz başka tepeler oluşuyor.

Ayrıca: bu kumul hareketleri nedeniyle, hemen karşısındaki adaya, denizden yürüyerek ulaşmayı sağlayacak şekilde bir sığlık alan oluşmuştur.

Sonuç olarak bu kumul: binlerce yıl önce, deniz hareketlerinin yöredeki kara tabakası ile etkileşimi sonucunda oluşmuştur.

Kumluk alanın, 6 milyon yaşında bir fosil kumulu olduğu söyleniyor.

Kumsalda 5 tanesi endemik olmak üzere 100’den fazla bitki türü yaşamaktadır. Bunlar: ağaç, çalı, odunsu ve otsu bitkilerdir. Kumulda, 19 kuş türü belirlenmiştir.

Burada sörf yapılan turistik tesisler bulunmaktadır. Çünkü yukarıda belirttiğim gibi, koyda rüzgar eksik olmuyor.

Datça Gezilecek yerler Gereme
 

Gereme

Kızlan köyüne 7 km uzaklıktadır. Ege tarafındadır.

Yolu topraktır. Zaten bu toprak yol, rüzgar güllerine ulaşmak ve ormancılar için yapılmıştır.

Koyda herhangi bir tesis veya yapılaşma yoktur. Bu yüzden yiyecek ve içeceklerinizi yanınızda getirmeniz gerekiyor.

Koy, piknik yapmak için uygundur. Çünkü koyun hemen dibinde orman bulunmaktadır. Yani ön taraf uçsuz bucaksız deniz, arka taraf ise ormandır.

Denizi ise oldukça güzeldir ama taşlıktır. Hatta o kadar fazla taşlık ki denize girer veya çıkarken kayıp düşme olasılığı vardır.

Deniz hemen derinleşmiyor, bu yüzden çocuklar için uygundur. Sahil de taşlıktır.

Burada çadırlı kamp ta yapılmaktadır ancak ateş yakmak yasaktır.

 

Katıyalı

Gereme’den devam ederseniz, Katıyalı piknik alanına ulaşırsınız.

Burada: sakin ve berrak denizde, denize girmekte mümkündür. Buranın en büyük özelliği: her yıl geleneksel olarak düzenlenen “Akdeniz’den Ege’de dostluk ve barış yürüyüşünün” burada tamamlanmasıdır.

 

Kızlanaltı Plajı

Burgaz Uzun Azmak ve Gebe kum koruma alanı arasındaki plajdır. Marmaris-Datça karayolunu kullanarak buraya ulaşmak mümkündür. Karaincir ve Aktur dolmuşlarıyla buraya ulaşmak mümkündür.

Kızlanaltı köyüne ait araziler nedeniyle “Kızlanaltı Plajı” ismini almıştır.

Yay biçiminde uzanan kumsalı oldukça güzeldir. Ancak oldukça uzun olan bu sahil şeridinde bir işletme yoktur. Bu yüzden şezlong, şemsiye veya soyunma kabini yoktur.

Tüm sahil kumdan oluşur. Deniz yavaş yavaş derinleşmektedir. Uygun ve güçlü rüzgarlar nedeniyle, özellikle wind sörf meraklıları buraya tercih etmektedirler.

 

REŞADİYE MAHALLESİ

Datça gezilecek yerler, Reşadiye Mahallesi Datça’nın ilk yerleşim merkezidir. Mahalle ilk olarak 1908 yılında kurulmuş ve ilk kurulduğundaki ismi “Elaki” dir. Cumhuriyetin ilanının ardından, 1928 yılında yöre “Datça” olarak isimlendirilmiş ve bu mahalle ise “Reşadiye Mahallesi” ismini almıştır. Mübadele dönemine kadar, bu mahallede Türkler ve Rumlar bir arada yaşamışlardır.

1947 yılına kadar ilçe merkezi olan Reşadiye Mahallesi, daha sonra yerini İskele Mahallesine bırakmıştır.

Ancak burası “Kentsel Sit Alanı” olarak ilan edilmiş ve koruma altına alınmıştır. Bu yüzden: eski yerleşim büyük ölçüde korunmuştur.

Kıyılı olmayan, iki katlı taş evlerin ve tarihi konakların bulunduğu turistik bir yerdir.

Burada: dev çınar ağacı bulunan meydanlar, begonviller, incir, dut, zeytin ve badem ağaçları bulunmaktadır. Bu köyde: muhteşem bir konak bulunmaktadır.

Burada havuzlu ve saunalı turistik konaklama tesisleri bulunmaktadır.

Datça Gezilecek yerler Mehmet Ali Ağa Konağı
 

Mehmet Ali Ağa Konağı-Kocaev

Osmanlı dönemi Muğla Valisi Mehmet Ali Ağa tarafından yaptırılmıştır.

Giritli Ali Ağaki: Datça yarımadasını, Osmanlı Sultanından dirlik olarak alınca, yöreyi kolayca denetleyebileceği bir merkez oluşturur. Reşadiye Mahallesinin en tepesine (o dönemde Datça’nın merkezi Reşadiye Mahallesidir.), denize doğru bakan görkemli bir konak yaptırır.

Takip eden dönemde konak, Ali Ağa’nın mirasçıları tarafından “Tuhfezadelerin malikanesi” olarak anılır.

Çünkü “tuhfe” Arapçada “armağan” demektir. Yani, buranın atalarına bir armağan olarak verildiğini belirtmek istemişlerdir.

Datça Gezilecek yerler Mehmet Ali Ağa Konağı
 

Bugün görülen konak, 1800’lü yılların başında, Tuhfezade Mehmet Ali Ağa’nın babası tarafından yaptırılmıştır. O yıllarda Ağa, aynı zamanda Rodos’un belde yöneticisidir. 1950’li yılların başında, aileden hayatta kalan olmayınca, konak ve diğer miras, Tereke Hakimi tarafından, satışa çıkarılır, birkaç kez el değiştirir, tütün deposu, sinema, okul ve düğün salonu olarak kullanılır. Ancak bu dönemde kısmen yıpranır. Son olarak 2000’li yıllarda yine konak bir aile tarafından satın alınır.

Datça Gezilecek yerler Mehmet Ali Ağa Konağı
 

Akdeniz mimarisinin özelliklerini yansıtmaktadır. Bölgede “Kocaev” olarak da bilinmektedir.

Konak: geniş bir arazi içinde, iki katlı olarak düzenlenmiştir.

Yapının zemin katı: taş duvarlarla örülmüştür.

Datça Gezilecek yerler Mehmet Ali Ağa Konağı
 

Birinci kat ise ahşap direklere oturtulmuştur. Ahşap malzeme ve taş birlikte kullanılmıştır. Burada hol ve beş oda bulunur. Odalarda külahlı ocaklar vardır.

Bu katta, bir de “Osmanlı hamamı” bulunmaktadır. Hamam, külhanlı ve kubbelidir.

Muhteşem tarihi konak: 2002-2004 yılları arasında restore edilerek 18 odalı bir butik otele dönüştürülmüştür.

Datça Gezilecek yerler Mehmet Ali Ağa Konağı
 

Otel günümüzde oldukça yoğun tercih edilmektedir. Çünkü büyüleyici bir ortam sunmaktadır.

 

Reşadiye Camii

Reşadiye Mahallesi bir tepenin eteklerine yayılmış durumda iken, bu cami, tepenin en üst noktasında yapılmıştır. Cami, Osmanlı mimari stilini yansıtır, tek kubbelidir. Caminin avlusu, teraslar halinde aşağıya doğru inmektedir. Yükseklik nedeniyle oldukça rüzgarlı bir ortamdadır.

Datça Gezilecek yerler Olive Farm
 

Olive Farm Güller Dağı Çiftliği

Olive Farm: 1995 yılında bir Amerikalı tarafından kurulmuştur.

Kuruluş amacı: burada üretilecek kaliteli zeytinyağı ve yan ürünlerini, Amerika’ya göndermektir. Ancak 2005 yılında kurucu Amerikalı yaşlanınca, burayı bir İstanbullu kişiye satmış ve Amerika’ya geri dönmüştür.

Veeeee, gelelim bir başka iddiaya ki ben bu iddianın doğru olduğunu düşünüyorum. Knidos tanıtım yazımı okursanız, orada 1967-1977 yılları arasında bir Amerikalı Profesor olan Iris Lowe isimli kadının kazı yaptığı ve bu kazılarda bulduğu pek çok eseri yurt dışına kaçırdığı anlatılmaktadır.

Iris Lowe’in kazı izni, 1977 yılında bu durumun anlaşılması üzerine iptal edilir. Bunun üzerine, 1995 yılında yine bir Amerikalı, Richard Rosenberg yöreye gelir.

Reşadiye köyünde Güllerdağı çiftliği adı altında geniş bir arazi satın alır ve Türk vatandaşlığına başvurur, kabul edilir ve Reşat adını alır.

Zeytinciliğe başlar, kurduğu şirket kanalı ile Amerika’ya zeytin ürünleri göndermeye başlar, ancak sonradan anlaşılır ki, zeytinyağları arasında, yüzlerce tarihi eseri gizleyerek yurt dışına kaçırmıştır.

Yoksa bir Amerikalı, buralarda ne işi var, bir de tam Irıs Lowe’in bölgeden ayrılmasının sonrasında….

 

Datça Gezilecek yerler Olive Farm
 

Evet, Olive Farm: 500 dönümlük bir arazi üzerine kurulan burada zeytin ağaçları bulunmaktadır.

Datça Gezilecek yerler Olive Farm
 

Burada: günümüzde organik zeytinyağı, sirke, zeytin ağacından yapılan ahşap oyuncaklar, mutfak eşyaları, doğal reçeller, pekmez, sabun ve zeytinyağı bazlı doğal bakım ürünleri üretilmektedir.

Ayrıca, arazide bulunan bir çiftlik evinde hem konaklama, hem de alışveriş yapma imkanı sunulmaktadır. Konaklama yerinde 13 oda bulunmaktadır.

 

HIZIRŞAH MAHALLESİ

Datça gezilecek yerler, Hızırşah Mahallesi, Datça’nın merkeze yakın köylerindendir. Köyün merkeze olan uzaklığı 5 km dir.

Arşivlere göre, 1911 yılındaki bir belgede köyün ismi “Batı” iken “Hızırşah” olarak değiştirildiği yazılıdır.

Kıyıdan uzak, Datça ovasının batısında ve iç kesimde bulunmaktadır.

Çevresi, yüksek dağlarla çevrilidir ve bu dağların arasındaki vadilerde badem tarımı yapılmaktadır.

Merkezde ise, Akdeniz mimarisinin hakim olduğu yörede, eski yapılar ve dar sokaklar yoğunluktadır.

Badem, bal, zeytin üreticiliği ve ipek dokumacılığı yapılmaktadır. Burayı ziyaret ederseniz ipek böceği yetiştiriciliği ve dokuma atölyelerini mutlaka ziyaret ediniz.

Burada konaklama imkanı yoktur, genellikle yerel halka yakın olmak isteyenler tarafından ziyaret edilmektedir.

Datça Gezilecek yerler Hacetevi Tepesi
 

Hacetevi Tepesi

Hızırşah Mahallesi, sırtını 355 metre yükseklikteki Hacetevi Tepesine dayamıştır.

Burası “Çare yeri” olarak da anılmaktadır. Neden “Çare yeri”?

Yöre halkının inanışına göre: burada 70 metre karelik bir alanda, çevresi taşlarla çevrili 3-4 tane çukur bulunmaktadır.

Bu çukurlarda dilek tutarak yaklaşık yarım saat uyumak ve uyurken görülen rüya, yaşlılara yorumlatılıyormuş.

Hacetevi tepesine çıkan yollara bilgi panoları yerleştirilmiştir. Panolarda hem yol tarifi hem de Hacetevi ile ilgili bilgiler bulunmaktadır. Patika yollar yeniden düzenlenmiştir.

Ancak burayı ziyaret etmek isteyenler için de uyulması gereken kurallar bulunuyor. Şöyle ki: Hacetevi tepesine gündüz çıkılır, çıkmadan önce abdest alınır, yanında su ve yiyecek götürülür. Sonra çukurlardan birinin içine uzanılır ve rüyaya yatılır.

Dönüşte aynı yoldan dönülmez. Götürülen yiyeceklerden artanlar, hayvanlar için bırakılır. Yarım veya bir saatlik uykuda görülen rüyalar, köyün yaşlılarına anlatılır ve yorumları istenir.

Günümüzde tepeye yerli ve yabancı turistler, hastalar, hamileler ve öğrenciler çıkıp dilek tutuyorlarmış.

Burada: antik dönemden kalma tarım terasları vardır. Bu tarım terasları, antik dönemden günümüze kadar fazla bozulmadan gelebilmiştir. Bu terasların, MÖ 4’ncü yüzyıldan itibaren, özellikle bağcılık faaliyetlerinde kullandığı anlaşılmaktadır.

Çünkü bu tarım terasları, özellikle yörenin en büyük çanak-çömlek ve özellikle amfora üretimi yapılan Kiliseyanı atölyelerine oldukça yakındır. Teraslarda üretilen şaraplar, bu atölyelerde amforalara doldurularak muhtemelen dış pazarlara gönderilmiştir.

 

Hızırşah Yel Değirmenleri

Değirmenyaka Mevkiinde 2 tane yel değirmeni vardır. Ancak bu yel değirmenlerinin günümüze sadece beden duvarları ulaşmıştır. Değirmenlerden bir tanesinin beden duvarlarının örgüsü, Hızırşah Kilisesinin duvar örgüsüne benzemektedir. Bunların Rumlar tarafından yapıldığı düşünülmektedir. Değirmenler zamanla işlevlerini kaybetmiş ve terk edilmişlerdir.

Datça Gezilecek yerler Hızırşah Mahallesi İpek Dokuma Atölyesi
 

İpek Dokuma Atölyesi

2009 yılında Datça Kaymakamlığı tarafından hayata geçirilen “Hızırşah köyü” Geleneksel El Sanatları Yaşatma ve Geliştirme Projesi ile ipek böceği yetiştiriciliği tekrar yaşatılmaya çalışılmıştır.

Proje kapsamında, Hızırşah Mahallesindeki eski bir okul binası, Kaymakamlık tarafından onarılarak İpek Dokuma Atölyesine dönüştürülmüştür. Buraya yine proje kapsamında dokuma tezgahları alınmıştır.

Evet, burada ipekli kumaşlar dokunuyor. Dokunan kumaşlar, ceviz, gelincik, karadut gibi bitkilerle boyanıyorlar. Boyanan ipekli kumaşlar: gömlek, şal, bluz, masa örtüsü, elbise gibi ürünlere dönüştürülerek atölyede ziyaretçilere satışa sunuluyor.

 

Antik Seramik ve Amfora Yapım Atölyeleri

Mahalle merkez yerleşiminin 1 km doğusunda Kilise yanı mevkiindedir.

Antik Knidos şehri, şarap üretimi ve üretilen şarapların Akdeniz ve Karadeniz’deki büyük pazarlara dışsatımı yapılmasıyla ünlüdür.

Bölgede şarap üretiminin gelişmesine bağlı olarak şaraplar için amfora ve seramik atölyeleri yapılmıştır. Bu atölyelerden birisi de yukarıda belirttiğim gibi Kiliseyanı mevkiindedir.

1980 yılında Hızırşah köyü için açılacak yeni yol inşaatı harfiyatında, köyün yaklaşık 700 metre uzağında çeşitli amfora yapım atölyeleri bulunmuştur.

1986-1992 yılları arasında burada resmi arkeolojik kazı çalışmaları yapılmıştır.

Bu kazılarda: yörede büyük seramik fırınları, sarnıç, yıkama havuzları ve değişik üretim artığı parçalar bulunmuştur. Ardından bölge Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Yörede bulunan fırınlar:  Arkaik, Helenistik ve Roma dönemine aittir ve çanak-çömlek üretiminde kullanılmıştır.

Burada bulunan fırınlardan birinin; MÖ 4’ncü yüzyıl sonu ile MÖ 3’ncü yüzyıl başına ait, çoğu mühürlü olan amphoralar deposundan oluşmuş, daha eski bir dolgunun ortasına yapıldığı anlaşılmıştır. Bu fırın daha çok amfora üretiminde kullanılmıştır.

Antik döneme ait Reşadiye çömlekçileri, amforalar haricinde günlük seramikler de üretmişlerdir. Bunlara ait örnekler, kazılarda ele geçirilmiştir.

Datça Gezilecek yerler Hızırşah Camii
 

Hızırşah Camii

Mahalle yerleşiminin 700 metre doğusunda yol kodundan 5-6 metre yüksektedir. Selçuklu Camii olarak da bilinir. Cami günümüzde köyün dışında bulunmaktadır. Muhtemelen köy, eskiden cami çevresinde kurulu iken, sonradan bugünkü yerine taşınmıştır.

Caminin kitabesi yoktur.

Menteşoğulları Beyliği döneminde, MS 13 ile 15’nci yüzyıllar arasında yaptırılmıştır. Tek kubbeli cami, kare planlıdır. Beylikler dönemine ait mimari özellikler taşır. Son cemaat yeri, ana kubbede olduğu gibi, kiremitle kaplanmış üç küçük kubbe ile örtülüdür.

Caminin ismi neden “Hızır Şah” dır? Hızır Şah, 1400’lü yıllarda yaşayan ve bu bölgede vefat eden bir din bilginidir. Hızırşah’ın bu bölgeye yerleşim, bölgeyi İslamlaştırdığı tahmin edilmektedir.

Cami, birçok kere restore edilmiş ve 2013 yılında ibadete açılmıştır. Ancak restorasyonlar sonucunda cami, orjinalliğini tamamen yitirmiş ve yenilenmiştir. Caminin haziresinde çok sayıda mezar vardır.

 

Hızırşah Kilisesi

Datça merkeze 3 km uzaklıktadır. Caminin 400 metre doğusundadır.

Eski ismi “Taksiarhon kilisesi” dir. Günümüzde mülkiyeti Datça Belediyesine aittir.

Kilisenin, 1850’li yıllarda, burada daha önce bulunan bir kilise yıkılarak üzerine yapıldığı tahmin edilmektedir. Kilise inşaatında moloz taş ve tuğla kullanılmıştır. Kilise, Cumhuriyet sonrasındaki mübadele dönemine kadar Rumlar tarafından kullanılmış, Rumlar bölgeden ayrılınca bir süre arkeolojik parçaların saklandığı bir depo olarak kullanılmıştır. Daha sonra ise 2015 yılında Belediye tarafından restore edilerek “Kültür ve Sergi Evi” olarak ziyarete açılmıştır.

Datça Gezilecek yerler Papazın İni
 

Papazın Evi-Papazın ini

Hızırşah köyünde, Yarık dağının kuzey yamacındadır. Oldukça dik bir yamaçtadır. Kireç taşının oyulmasıyla yapılmıştır. Ancak bu kaya oyuğunun önü duvarla örülmüştür. Önceleri burası bir gömü alanı olarak kullanılmış, daha sonra ise kutsal bir yer olmuştur.

Yörede yaşayanlar tarafından bilinen ismi “Papazın İni” dir. Mağaranın içinde Hıristiyanlık dönemine ait fresk türü bir duvar resmi bulunmaktadır. Resim: toprak ve saman karışımı bir harç üzerine yapılmıştır. Alt kısımları oldukça fazla tahrip edilmiştir. Resmin merkezinde, bir taht üzerinde Meryem ve kucağında çocuk İsa vardır.

 

Batır Kalesi

Mahalle yerleşimini doğudan çevreleyen 142 metre yükseklikteki Batır Tepesi üzerindedir. Kale kalıntılarının bulunduğu bölge, 1 ve 3’ncü derece arkeolojik Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Ancak herhangi bir arkeolojik araştırma yapılmamıştır.

 

KARAKÖY

Datça gezilecek yerler, Karaköy Datça yarımadasının Ege tarafındadır. Datça merkeze uzaklık 8 km dir. Turizmden çok tarımla geçinen bir yerleşim yeridir. Bu yüzden konaklama tesisleri azdır.

 

Körmen Kairos Marina

2019 yılında tamamlanan bu marinada birçok tekne barınmakta ve bakımları yapılmaktadır. Marinanın yanındaki iskeleden “Bodrum” feribot seferleri yapılmaktadır.

Datça Gezilecek yerler Mesudiye Mahallesi
 

MESUDİYE MAHALLESİ

Datça gezilecek yerler, Mesudiye Mahallesi Datça merkeze 18 km uzaklıktadır.

Datça Gezilecek yerler Mesudiye Mahallesi
 

Datça’dan sonra muhteşem güzel çam ağaçlarıyla kaplı ve bol kıvrımlı bir yoldan buraya ulaşılır. Datça’nın en çok ziyaretçi çeken ve en hareketli yeridir. Yarımadada en çok konaklama tesisi burada bulunmaktadır. Bu tesislerin birçoğu küçük işletmeler şeklinde düzenlenmiştir, bungalow tipi konaklama yerleri de bulunmaktadır.

PLAJLAR

Datça Gezilecek yerler Hayıtbükü
 

Hayıtbükü

Sezon zamanı oldukça fazla kalabalıktır. Denizi temiz ve sığdır. Kumsal: kum ve küçük çakıl karışımıdır. Kumsal fazla büyük değildir. Bu yüzden özellikle çocuklu aileler tarafından tercih edilmektedir. Çevresinde, sahilin hemen arkasında kafe, çay bahçesi, pansiyon ve marketler sıralanmış durumdadır.

Bunların hemen kıyıdaki şezlonglarını kullanmak için, menülerini tatmanızı yani biraz para harcamanızı istiyorlar ve bu durumda şezlongları ücretsiz kullandırıyorlar. Yani, sahilde şezlonglar üst üstü yığılmış gibi duruyor.

Yani sahil bir şezlong bükü gibi görünüyor. Sonuç derseniz, plajın büyük kısmı işletmelere kiralanmış ve bu işletmeler tarafından plaj, şezlonglarla doldurulmuştur, oldukça kalabalık bir yer, tercih sizin.

Datça Gezilecek yerler Kızılbük
 

Kızılbük-Gabaklar

Hayıtbükü yanındaki yokuştan yürüdüğünüzde, aşağıda bu gizli kalmış muhteşem güzel koyu görebilirsiniz. Burada: palmiyeler ve hurma ağaçları denize karışır. Datça merkeze 20 km uzaklıktadır.

Burası, yörenin en güze ve en temiz denizine sahip olmasıyla ünlüdür. Manzarası da harikadır.

Uzun zaman gizli kalmış olan bu koyda, günümüzde bir tesis bulunmaktadır. Bu tesiste: konaklamak için ahşap evler ve bungalovlar bulunmaktadır. Buraya çadır kurup kamp yapmak da mümkündür. Kampçılar arasında çok popüler bir yerdir.

Datça Gezilecek yerler Ovabükü
 

Ovabükü

Hayıtbükü ile Palamütbükü arasında kalıyor. Yolu biraz sıkıntılıdır. Yol virajlı ve gidiş-geliş tek şerittir. Ovabükü, Datça merkeze 15 km uzaklıktadır.

Sakin bir yer olarak dikkat çeker. Yani sessiz ve kalabalık olmaması en büyük özelliğidir.

Ancak buranın denizi iyi yüzme bilenler için uygundur, yani çocuklu aileler için denizi uygun değildir. Kıyıdan birkaç adım attıktan sonra deniz derinleşiyor, hemen boy oluyor. Ayrıca, deniz biraz dalgalıdır.

Deniz suyu ise oldukça uygun sıcaklıktadır. Ne bunaltıyor ne de üşütüyor.

Datça Gezilecek yerler Ovabükü
 

Ancak sahili taşlıktır, bu yüzden mutlaka deniz ayakkabısı giymenizi öneririm.

Kıyısında küçük pansiyonlar bulunmaktadır. Ancak bu işletmeler, sahili şezlonglarla doldurmamışlardır, yani gerekirse kendi plaj sandalyelerinizi kullanabilirsiniz.

Eğer bu işletmelerden yiyip içip hizmet alırsanız, işletmelerin şezlong, şemsiye, duş ve tuvaletini ücretsiz kullanabiliyorsunuz.

Burayı ziyaret ederseniz, özellikle lezzetli gözlemeleri mutlaka tadınız.

 

 SINDI MAHALLESİ

Datça gezilecek yerler, Sındı Mahallesi, Datça merkeze 20 km uzaklıktadır.

Datça yarımadasında kıyısı bulunmayan bir yerleşim yeridir. Dağlar arasındadır ve denizle bağlantısı yoktur. Tepelerin arasına gizlenmiş konumdadır. Burada yoğun tarım faaliyeti sürdürülmektedir.

Ayrıca: yürümeyi sevenler için doğa yürüyüşü parkurları bulunmaktadır. Burayı ziyaret ederseniz, Sındı Tarımsal Kalkınma Kooperatifinden, yöresel ürünler (badem ürünleri, zeytin, zeytinyağı, bal gibi) satın alabilirsiniz.

 

YAKA MAHALLESİ

Datça gezilecek yerler, Yaka Mahallesi, Datça merkeze 22 km uzaklıktadır. Datça merkezi, Knidos’a bağlayan yol üzerindedir.

Yarımadanın içlerindedir. Eğimli bir arazide kurulduğu için hane sayısı da azdır. Ancak evlerin tümü güneydeki vadi ve vadinin gerisindeki deniz manzarasına yönlendirilmiştir.

Köyün nüfusu, bugün büyük oranda kıyı kesimine yani Palamutbükü sahiline yerleşmiştir. Zaten mahallenin muhtarlığı da Palamütbükü’ne taşınmıştır.

Çünkü: Yaka Mahallesi kıyılarında, günümüzdeki Datça’nın en ünlü koyu Palamutbükü koyu bulunmaktadır.

Datça Gezilecek yerler UKKSA
 

UKKSA

UKKSA: Uluslararası Knidos Kültür ve Sanat Akademisidir.

Köyün içinde bulunan merkezin bahçesi heykellerle doludur. Burası “Datça Açık Hava Heykel Müzesi” olarak kullanılmaktadır.

Datça Gezilecek yerler Heykel Müzesi
 

Yüzlerce yıllık muhteşem zeytin ağaçlarının arasında: sanatçı Nevzat Metin’in eski okul binası restore edilerek, sanatçı ve sanatseverlere kapılarını açmıştır.

Bahçeye serpiştirilmiş yüzlerce heykel, resim, seramik ve fotoğraf sergileri bulunmaktadır. Burada ayrıca sanat kampı, atölye etkinlikleri düzenlenmektedir.

Datça Gezilecek yerler Palamutbükü
 

PALAMUTBÜKÜ

Datça merkeze 25 km uzaklıktadır. Datça’nın Akdeniz’e bakan bölümünde konuşlanmıştır.

Gerek karayolu ve gerekse tekne ile ulaşmak mümkündür. Zaten günü birlik gezi teknelerinin başlıca uğrak yerlerinden biridir. Datça merkezden buraya dolmuşlarla da ulaşabilirsiniz.

Neden Palamutbükü? 19’ncu yüzyıl başlarından itibaren bölgede palamut ağacı meyvesinin (pelit) ticareti yapılmaya başlanır. Zaman içinde palamut ağacının kerestesinin de değerlendirilmesiyle beraber bu faaliyet kereste ticaretine döner.

Ancak günümüzde yöre halkı tarafından bölgede arıcılık ve hayvancılık yapılmaktadır. Bu yüzden yöreye “Palamutbükü” isim verilir.

Burada küçük bir liman ve uzunca 2 km uzunlukta bir kumsal vardır. Bu sahilin bazı kısımları kumlu, bazı kısımları ise çakıl taşlıdır.

Denizi taşlık ve oldukça temiz yani berrak ve soğuktur. Ancak hemen derinleşiyor, bu yüzden çocuklu aileler için uygun değildir.

Denizde boyunuzu geçen yerde bile, denizin içindeki çakılları ve yüzen balıkları rahatlıkla görebiliyorsunuz. 25 metre derinlikteki netliğe sahip su da zıpkınla balık avcılığı yapılmaktadır.

Sahil boyunda, küçük restoranlar, kafeler ve konaklamak için pansiyonlar bulunuyor. Bu işletmelerin şezlong ve şemsiyeleri hemen önlerinde sıralanmaktadır.

Sahilin az ilerisinde, bir ada bulunmaktadır. Adanın ismi Palamutbükü Adasıdır. Üzerinde yaşam yok, çorak bir adadır.

Datça Gezilecek yerler Kumyer Kalesi
Datça Kumyer Kalesi

Kumyer Kalesi

Kalenin bulunduğu Kumyer mevkii, antik dönemde Knidos antik kenti için önemli bir yerdir. Günümüzde bulunan kale kalıntılarının, Roma ve Bizans döneminden kaldığı tahmin edilmektedir.

 

CUMALI MAHALLESİ

Datça gezilecek yerler, Cumalı Mahallesi, Datça merkeze 25 km uzaklıktadır.

Halkın büyük kısmı badem ve zeytin tarımıyla uğraşmaktadır. Palamutbükü’nün liman kısmındaki bazı turistik işletmeler, Cumalı Mahallesine aittir. Ayrıca: bölgenin doğal arazi yapısı nedeniyle, ilginç yürüyüş parkurları bulunmaktadır.

 

Çeşme Mahallesi

Knidos’dan Palamütbükü’ne inen yol üzerindedir.

Yöre sakinleri tarafından “Çeşmeköy” olarak da bilinir. Neden “Çeşme Mahallesi” ismi verilmiştir? Mahalle bir çanağa benzer, bu çanağın en alt kısmında bir meydan ve meydanda mahalleye adını veren bir çeşme bulunmaktadır.

Ancak bu çeşmenin yapılış tarihi ve yaptıranı bilinmemektedir. Ancak muhtemelen 1938 yılında Mehmet Bilgili isimli bir usta tarafından yapıldığı düşünülmektedir.

Cumalı Mahallesi merkezine 2 km uzaklıktadır. Cumalı Mahallesinden, nüfus ve bina yoğunluğu bakımından daha büyüktür ve ticaret daha canlıdır.

1983 yılında burada liman hizmete açılınca, özellikle yat turizmi hızla gelişmiştir.

Datça Gezilecek yerler Çeşmeköy Camii
 

Çeşmeköy Camii

Osmanlı döneminde inşa edilmiştir. Cami restore edilmektedir. Ancak bu restorasyon projesi, “Tarihi Kentler Birliği” tarafından düzenlenen 2015 yılı proje dalında başarı ödülü kazanmıştır.

 

Çeşmeköy antik köprü

Köprüye ulaşmak isterseniz, Çeşmeköy meydanından yaklaşık 700 metre yürümeniz gerekiyor. Antik döneme ait kemerli köprünün, Helenistik dönem yapısı olduğu düşünülüyor.

 

YAZI

Datça gezilecek yerler, Yazı Mahallesi, Datça yarımadasının en batısındadır. Datça merkeze 29 km uzaklıktadır.

Bölge: kentsel sit alanı statüsünde koruma altındadır.

Burada: zeytincilik, badem ve bal üretimi yapılmaktadır.

En büyük özelliği: Knidos antik kentine en yakın yerleşim yeridir. Knidos harabelerine giden yol, buradan geçmektedir.

Buraya yolunuz düşerse, bademli incir tatlısını mutlaka tadınız.

 

DATÇA YARIMADASINDA AKDENİZ TARAFINDAKİ KOYLAR

 

LİNDOS

Datça’nın en doğusundaki en güzel koylardan birisidir. Datça sınırı burada bitmektedir ve Marmaris’e geçilir.

Lindos koyuna gitmek için, Çatı koyuna giderken kullanılan toprak yoldan geçmek gerekir. Bu yolun uzunluğu yaklaşık 2 km dir. Koyun çevresi tamamen çam ağaçlarıyla doludur ve deniz ulaşımı daha kolay ve rahattır.

Datça Gezilecek yerler Hurmalıbük
 

HURMALIBÜK

Burada çok sayıda Datça Hurması ağacı bulunduğundan bu ismi almıştır. Buraya genellikle tekne gezileriyle geliyorlar, karadan ulaşım çok azdır.

Deniz yolu ile buraya ulaştığınızda, hurma ağaçlarının nasıl orada ulaştığına şaşkınlıkla izleyeceksiniz. Ağaçların sanki oraya özellikle dikildiğini tahmin edeceksiniz.

Hurmalıbük alanında, yürüyüş yolları bulunmaktadır. Ancak bu parkurlar: engebeli ve zordur. Bu yüzden, genellikle tekne turları ile burası ziyaret edilmektedir. Denize gelince, tertemiz ancak rüzgar alır.

GÜNLÜCEK BÜKÜ

Hisarönü körfezindedir. Hurmalıbük koyundan hemen sonra gelmektedir. Günlücek kıyıları boyunca, 10 civarında büyüklü küçüklü bük vardır.

ÇİFTLİK KOYU-KURUCABÜK-KOVANLIK

Marmaris-Datça arasında olan bu birbiriyle yan yana olan üç koy, Datça merkeze 30 km uzaklıktadır. Her üç koyda da tatil siteleri bulunuyor. Koylar, tamamen çam ormanlarıyla kaplıdır. Deniz: kumludur. Site içinde: haftanın belirli günlerinde bulunan Pazar ilgi çeker.

Datça Gezilecek yerler Armutlu su koyu
 

ARMUTLU SU KOYU

Armutlu burnunun kuzeyinde, dağların içinde kalmış küçük bir koydur.

Kıyısı çam ağaçlarıyla kaplıdır. Koy, mavi yolculuk tekneleri tarafından ziyaret edilir. Karadan ise, Kargı koyu yürüyüş patikasından buraya ulaşmak mümkündür. Deniz suyunun oldukça berrak olması nedeniyle, yörede “Akvaryum Koyu” olarak isimlendirilmektedir.Datça yarımadasında mükemmel dalış alanlarından birisidir.

GÖKLİMAN

Armutlusu koyunun hemen arkasındadır. Bu iki koyu bir kara parçası birbirinden ayırmaktadır. Gökliman koyu da “Akvaryum koyu” olarak isimlendirilmektedir. Kapalı bir koydur, deniz oldukça berraktır.

İNCEBURUN KOYU

İnceburun: Kızlan ile Karaköy arasındadır. Buraya sadece deniz yolundan ulaşmak mümkündür. Yani günlük tekne turlarıyla buraya gidebilirsiniz.

İnceburun’da fener bulunuyor. Küçük koy, fenerin batısındadır.

Knidos’tan başlayıp, doğuya doğru uzanan dağların, çam ağaçlarıyla denize ulaştığı yerdedir. Koyda, herhangi bir işletme ve tesis yoktur.

Ancak, burada oldukça temiz olan deniz, koyun açıkta bulunması nedeniyle derindir.

Son bir not, İnceburun koyunda oldukça fazla arı bulunmaktadır ve arı saldırılarından korunmak için mutlaka tedbirli olmanız ve burada bir şeyler yiyip içmemeniz önerilir.

DOMUZ ÇUKURU-DOMUZBÜKÜ

Burada sadece tekne ile ulaşmak mümkündür ve Datça merkeze tekne ile 1 saat uzaklıktadır. Karayolu ulaşımı yoktur. Bu yüzden tur teknelerinin uğrak yeridir.

Uzun sahili: kum ve çakıllıdır.

Deniz suyu oldukça temiz ve berraktır.

Sadece bir tane doğa ile uyumlu konaklama tesisi bulunuyor. O tesiste de sadece bungalovlar bulunuyor.

Burada konaklarsanız, geceleri: muhteşem ve çok yıldızlı bir gökyüzü ile hemen karşıdaki Sömbeki adasının ışıklarını izleyebilirsiniz.

Çevrede yürüyerek ulaşılan bir mağara ve değişik şekillerde kayalıklar bulunmaktadır.

Ayrıca: burası yaklaşık 4-5 saatlik doğa yürüyüşü yapmak için tercih ediliyor.

Datça Gezilecek yerler Dilek Mağarası
 

Dilek Mağarası

Buraya küçük bir tekne ile girmek mümkündür. Ancak genellikle günübirlik tur tekneleri mağaranın yakınına kadar yaklaşabiliyorlar ve tur programlarında mutlaka bulunuyor.

Burada denizin derinliği: 12 metre civarındadır. Burada yüzülmekten ziyade herkes para atarak dilek tutuyor. Buraya metal para atıp, dilek dilenmektedir.

KURUBÜK

Datça’da enfes koylardan birisidir.

Koyda denize girmek oldukça keyifli olmasına rağmen, hiçbir işletme, tuvalet, duş gibi tesisler yoktur. Yani buraya huzur bulmak isteyenler geliyor. Deniz için deniz ayakkabısı kullanmak şarttır. Öğleden sonra günübirlik ve mavi tur tekneleri yanaşıyorlar. Yukarıda belirttiğim gibi herhangi bir işletme yok, yanınızda mutlaka su getirmeyi unutmayınız.

Datça Gezilecek yerler Akçabük
 

AKÇABÜK

Akçabük Kamp Alanı: oldukça güzel manzaralara sahip bir alandadır. Toplamda 50 dönümlük arazide, kendi çadırınızı kurabilir veya işletmenin kurduğu çadırları kullanarak konaklayabilirsiniz.

Hatta, büyük aile çadırları da vardır. Kamp alanında elektrik yoktur, acil hallerde sadece güneş enerjisinden elektrik temin edilmektedir. Kamp alanının denizi ise oldukça temizdir. Sahil kumludur.

Kamp alanında yiyecek satın almak mümkün değildir, bu yüzden burayı konaklamak için tercih ederseniz yiyecek ve içeceklerinizi yanınızda getirmeniz şarttır.

BAĞLARÖZÜ

Datça merkezden, Knidos’a varmadan 6-7 km öncedir. Buraya ulaşmak için: Knidos yolundan aşağıya doğru, toprak yolda 1 km kadar yürümek gerekiyor.

Burada piknik yapıp denize girmek mümkündür. Denize gelince, denizi taşlıktır.

DATÇA YARIMADASINDA EGE DENİZİ TARAFINDAKİ KOYLAR

BÜYÜK ÇATI VE KÜÇÜK ÇATI KOYLARI

Datça gezilecek yerler: Bu koylara karadan ulaşım yoktur, sadece denizden ulaşım mümkündür.

Birbirlerine oldukça yakın bu koylar genel olarak Çatı Koyları diye tanınır.

Datça ilçe merkezine 45 km uzaklıktadır ve Gökova körfezine bakmaktadırlar.

Datça yöresinde Bördübet Limanına yakındırlar ve koyların çevresi yemyeşil çam ve günlük ağaçlarıyla çevrilidir. Burada doğa ile baş başa huzurlu anlar geçirebilirsiniz. Rüzgara karşı korunaklı olan koylarda genellikle yatlar ve mavi tur tekneleri demirlemektedir.

MURDALA

Datça gezilecek yerler: Datça ilçe merkezine 38 km uzaklıktadır. Koya giden yollar Cumalı köyünden geçer. Ardından 10 km boyunca, bozuk ve toprak bir yoldan ilerlemek gerekir.

Murdala koyunda ise, tepelerde çam ve sandal ağaçları, düzlüklerde ise zeytin ve incir ağaçları bulunur. Yeşilin her tonunu barındıran doğa harikası koyda sahilin bir kısmı kayalık, bir kısmı ise kumluktur. Koyda site şeklinde yapılaşma bulunmaktadır.

DEĞİRMENBÜKÜ

Yazı Mahallesinden, 6-7 km uzaklıktadır. Yolu toprak, taşlık ve bozuktur. Sahilde piknik yapıp denize girebilirsiniz.

Datça hakkında genel bilgiler, tarihi ve ulaşımı

Datça Knidos gezisi.

 

Datça

 

Datça


Muğla Datça; Akdeniz kıyısında, küçük ve şirin bir kasaba. Dağların ve şelalelerin arasından kıvrılarak uzanan bir yoldan; çam, zeytin, badem ve narenciye ağaçlarının eşsiz güzelliği ve mis kokuları arasından geçerek ulaşılıyor.

 

ULAŞIM

Marmaris-Datça arası uzaklık: 67 km. Yaklaşık 1 saat yolculuk yapmak gerekir. Bir zamanlar: Marmaris-Datça arasında 372 tane viraj sayılıyormuş. Son 10 yılda, Marmaris-Datça yolu genişletildi ve rahat seyahat edilebilir hale getirildi. Artık: 372 viraj yok. Yolun tamamı asfalt ve geniş.

Datça’ya uçakla gitmek isterseniz: Dalaman Havaalanına iniş yapmanız gerekir. Datça-Dalaman Havaalanı arası uzaklık: 160 km. dir. Bodrum Havaalanından, Datça’ya gelirseniz, havaalanından sonra Bodrum üzerinden feribot ile Datça’ya gelebilirsiniz. Yolculuğunuz yaklaşık 2 saat sürer.

Datça-İzmir arası uzaklık: 330 km. dir. Ulaşım zamanı ise, yaklaşık 4 saattir. Datça-İstanbul arası, otobüsler ile 14 saat yolculuk yapılıyor.

Datça-Ankara arası uzaklık: 830 km. ve Datça-Bodrum arası uzaklık ise: 245 km. dir.


GENEL

Doğanın bozulmadığı, cennetten bir yer olup, stres ve üzüntüden uzak bir yaşam isteyenler için, ideal bir yerdir. Ege denizi ile, Akdeniz’i buluşturan 235 km. lik sahil bandında, pırıl pırıl, masmavi, akvaryum niteliğinde, 52 irili-ufaklı koya sahiptir. Büyük yerleşim yerleri ve sanayi tesisleri yoktur.

OKSİJEN

Dünyada, oksijeni en yüksek yerler içinde, ikinci gelmektedir. Bu nedenle: astım ve kalp rahatsızlığı çekenler kişiler için, ideal bir yerdir. Kuzeyden esen sıfır rutubetli rüzgar sayesinde, yaşam çok rahat bir şekilde geçirilir. Tarihi geçmişte de, Datça Yarımadasının, insanları iyileştirdiği rivayet edilmektedir.

Datça


DENİZ

Denizde sörf yapabilir, yüzebilir ve dalabilirsiniz. İlçede: 7 mavi bayraklı plaj bulunmaktadır. Bunlar: Aktur Tatil Sitesi Plajı, Aktur Kamping Plajı, Karaincir Plajı, Hastane Altı Plajı, Billurkent Tatil Sitesi, Periliköşk Plajı.

GÜNEŞ

365 günün, 300 günü güneşli geçmektedir.

DATÇA HURMASI

Bu ağaç tam 65 milyon yıl geçmişten gelen bir tür. Yarımadanın en ücra köşelerinden birinde karşınıza çıkıverir.

EL SANATLARI

Datça’nın en değerli el sanatı: iğne oyasıdır. İğne oyası yapımında kullanılan, has ipeğin istenildiği gibi bükülerek pişirilmesiyle elde edilir.

Bu ipek ipliklerden, iğne ile motifler elde edilir veya büyük eşya örtüleri yapılır. İğne oyası bu örtüleri, Cumartesi günleri kurulan pazar yerinden, butiklerden ve hediyelik eşya satan dükkanlardan satın alabilirsiniz.

Ayrıca: İlçe merkezine, 3-5 km. uzaklıktaki köylerdeki evlerden de satın alabilirsiniz. Evet, Datça’dan ne satın alalım? İğne oyası.

DATÇA’NIN 3 B’Sİ

Datça üç “B” siyle ünlü derler. Balı, bademi ve balığı. Oysa, Datça’nın ününe ün katan bir şey varsa, bu da yolların sapalığı olmuştur.

Halkının: çıkmaz sokak diye tanımladığı, kuzeyini Ege, güneyini Akdeniz almış. Bu kadar bakir ve vahşi bir doğaya sahip olmasını, aslında büyük ölçüde coğrafi sıkıntılara borçlu.

BADEM

Datça bademi, Türkiye’nin en lezzetli bademidir. En kalitelisi: Nurlu, en kolay yeneni, kabukları ince olan Dişli bademdir. Bademin dış kabukları, yeşil ve taze iken yenilenine çağla denir. Datça bademi, günümüzde, dünyanın en iyi bademi olarak kabul edilmekte olup, ikinci sırada Amerikan bademleri gelmektedir.

TARİHİ

Datça’nın binlerce yıl önceye dayanan tarihi, hala araştırılıyor. Oldukça, fazla sayıda arkeolojik kalıntı barındıran yarımada, tarih boyunca önemli uygarlıklara yataklık etmiştir. Bunlardan en önemlisi: Knidos antik kentidir. Yarımadada bulunan, yakın döneme ait 28 kilise kalıntısı, bölgenin aynı zamanda, mistik bir kökene sahip olduğunun kanıtıdır.

Evet, Datça, önce Kayralıların, MÖ.1100 yılından sonra da Dorların egemenliği altında kalmıştır. Dorlar, Hexapolis Birliği altında, 6 şehir kurmuşlar. Bu şehirlerden biri olan, Knidos, Datça Yarımadası üzerine kurulmuş ve birliğin merkezi olmuş.

Pers saldırılarına (MÖ.546) karşı koymak için, Dorlar, Balıkaşıran denilen yerde kanal açarak yarımadayı, ada yapmak istemişlerdir. Ancak, umulduğundan daha sert ve keskin çıkan kayalar, çalışanların el ve yüzlerinde yaralar açınca, tanrıların gazabına uğradıklarına inanarak vazgeçmişlerdir. Persler dostça karşılanmışlar. Perslerden sonra, Datça Yarımadası, Atinalıların, Romalıların ve 1282 yılında Germiyanoğullarından Menteşe Bey’in yönetimine geçmiştir.

Datça: 1390 yılında, Yıldırım Beyazıt tarafından, Osmanlı İmparatorluğuna katılmış, Sultan Reşat zamanında, adı Reşadiye olarak değiştirilmiştir. Cumhuriyet döneminde ise, Datça adını almıştır.

Datça Knidos
Knidos

KNİDOS

Yarımadanın ucunda bulunuyor. Tarihçi Diyotoros: Knidos’ta yaşayanların, Teselya’dan gelen göçmenler olduğunu ileri sürüyor. Burada yapılan kazılarda: yöredeki yerleşimin başlangıcının, MÖ.7’nci yüzyıla tarihlendiğini açığa çıkarmıştır.

Knidos’lular, MÖ.4’ncü yüzyılın ortalarına kadar Datça’nın kuzey doğusundaki yarımadada yaşamışlar, sonra da bugünkü yere yerleşmişlerdir.

Heredot’a göre: Sparta’lılar, Knidos’u, bir koloni kenti olarak kurmuşlar. Zamanla, güçlü bir konuma gelen Knidos, komşu kentleri: Lindos, Kamiros, Italyysos, Kos, Halikarnasos ve Delos ile birlikte Dor Hexapolisini oluşturmuşlardır.

Fenikeliler ile denizcilikte yarışacak kadar ilerlemişlerdir. Bunun sonucu olarak da: Lipori’de, kendine ait bir koloni, Miletos’un Nil deltasındaki koloni kenti Naukratis’de de: imalathane kurmuşlardır.

Knidoslular, gün geçtikçe genişleme politikası güden Lydialılara karşı, bir önlem olarak, Yarımadayı karadan ayıracak kanalın yapımına başlarlar. Ancak; MÖ.546 yılındaki Pers saldırısı nedeniyle tamamlayamazlar. Persler; Knidos’a zarar vermezler.

MÖ.540 yılında, diğer İon kentleriyle birlikte, Delphi’de bir hazine binası yaptırırlar. Bu yüzyılda Knidos, şarap ihraç eden önemli bir ticaret merkezi konumuna gelmiştir.

İskender’e boyun eğmişler, bundan sonraki dönemlerde de, Knidos’un ismi tarihte pek geçmemiştir. Roma İmparatorluğu ile Seleukos Kralı III. Antiokhos arasındaki savaşta, Roma’nın tarafını tutmuş, bu nedenle de Bergama Krallığına katılmıştır.

Bizans döneminde, sönük bir yerleşim olarak varlığını sürdürür. Bir süre piskoposluk merkezi olur, MS.7’nci yüzyılda tamamen terk edilir.

Datçada gezilecek yerler

Datça Knidos gezisi.