Kocaeli Kandıra Kefken Kerpe

Kocaeli Kandıra Kefken Kerpe

Ankara-İstanbul arasındaki, Tem Otoyolundan, Kandıra gişelerinden çıkın. Otoyol, Kandıra gişeleriyle, Kandıra arası: 35 km. Oradan “Kefken” tabelalarını takip ederek ilerlediğinizde, 20 km. sonra Kefken’e ulaşırsınız.

Kandıra-Kefken arası: 20 km. İzmit-Kandıra arasındaki yol mükemmel. Hani, ünlü cezaevi de bu yol üzerinde, sağ yanda kalıyor. Kandıra üzerinden geçerken; buraya has, manda-inek sütü karışımı yoğurt almayı unutmayın.

İstanbul-Şile-Ağva arasındaki yoldan da gelinebilir. Ancak, uygun ve rahat bir yol değil. Önermiyorum. İstanbul’dan gelecek olanlar, Tem Otoyolundan Kandıra gişelerinden çıkarak, yine aynı şekilde Kefken’e ulaşabilirler.

Ankara üzerinden gelecek olanlar için bir alternatif yol daha var. Adapazarı-Kaynarca-Kandıra yolu. Bu yol kötü değil, kullanılabilir. Yine otobandan gelirken Adapazarı’ndan çıkın, Kaynarca ve Kandıra istikametinde, tabelaları takip ederek Kefken’e ulaşabilirsiniz.

Şöyle ki; Adapazarı-Kandıra arası mesafe: 67 km. Kefken’e ulaşmak için, otoyol üzerindeki bağlantılara, diğer şehirlerin uzaklıkları ise; Ankara-Adapazarı: 305 km., Ankara-İzmit; 342 km. ve İstanbul-İzmit; 111 km.

GENEL

Kocaeli Kandıra Kefken Kerpe:  en önemli özellikleri neler? İstanbul’a çok yakın. Bu yüzden, özellikle İstanbullular tarafından tercih ediliyor. Birçok ünlü İstanbullunun burada villaları bulunuyor.

Ayrıca: Kerpe’de bir askeri kamp, İstanbul-Beyoğlu Belediyesi’nin gençlik kampı gibi sosyal tesisler de vardır. Kerpe’deki askeri kamp çok büyük değil. Ama: konum olarak mükemmel bir yerde. Yüksek bir yamacın hemen başında. Muhteşem bir deniz ve denizin gökyüzü ile birleştiği nokta, çizgi.

Burada kalanlar denize girmek için hemen yan taraftan merdivenlerde deniz kıyısına iniyorlar. Yani: denize girmek biraz meşakkatli. Yine de: buranın kalma yerleri ve restoran bölümünün manzarasının tadına doymak mümkün değil. Küçük bir kamp. Gürültü, patırtı olmayan bir ortam düşleyenler, sessizlik düşleyenler için ideal bir yer.

Bakmayın denizi için merdivenlerden inmek ve çıkmak gerekiyor dedim ama, temiz ve güzel bir denizi var. İşte, askeri kamp böyle.

Evet; Kefken, güzel bir yer. Yeryüzü şekilleri, burada ilginç oluşumlar, tepeler ortaya çıkarmış. Bu tepelerin en yükseği, 400 metrelik Baba Tepe. Kefken-Kandıra yolu üzerinde.

Kışın 1500 kişi olan nüfus, yazın gelmesiyle 20 bin kişiye çıkıyor. Gerek turistler ve gerekse burada yazlık evi olanlar yazlıkçılar, nüfusu yoğunlaştırıyorlar. Deniz kıyısı; yazlık evlerin adeta istilasına uğramış durumda. Yine de; halka açık plajların bulunuyor olması büyük şans.

Kefken ve balıkçılık? Kefken’in tek geçim kaynağı balıkçılık. Yaz sezonunda ise turizm. Yakalanan balıkların çok küçük bölümü burada tüketiliyor. Büyük bölümü ise; İstanbul, İzmit ve Bursa’ya gönderiliyor.

Ayrıca; buranın meşhur bir deniz ürünü daha var. Ülkemizde pek tanınmasa da, kum midyesi (cikcik). Ülkemizde tanınmıyor ama, dış ülkelere ihraç ediliyor. Özellikle; makarna ve pizza yapımında garnitür olarak kullanılıyormuş.

Kefken’de pazar günleri halk pazarı kuruluyor. Pazar günleri Kefken’de olur iseniz, bu pazar yerine mutlaka gidin. Çünkü buranın yerel pazarında, gerçekten buraya özgü, başka yerde görüp bulamayacağınız değişik sebzeler bulmanız mümkün.

Her yıl 1 Temmuz tarihinde, yine bulunduğunuz yerlerde göremeyeceğiniz bir bayram kutlaması var. Denizcilik ve Kabotaj Bayramı kutlanıyor. Kefken limanında tören düzenleniyor.

Peki, Kefken’de iklim durumu ve hava şartları nedir? Nisan’da poyraz rüzgarları esmeye başlar ve aralıksız 6 ay sürer. Yani; yazın sıcağından bunalanlar için ideal bir hava. Ağustos ortalarında yağmur geçişleri olur.

Sonra, yine ılık ve yazdan kalma günler hakim. Özellikle; Kefken’e gitmeyi düşünenler, hava nasıl diye tedirgin olmamalı. Eylül ve Ekim aylarında bile, burada çok güzel, yazdan kalma havaları bulmak, rastlamak mümkün.

Son olarak; buraya denize girmeye geldiğinizde, Karadeniz’in kendine has özelliklerinden biraz bahsetmek istiyorum. Sonuçta, yazı içinde, bazı plajların ve koyların denizinin sığ olduğunu yazıyoruz. Ama; gerçek şu ki, Karadeniz ilginç bir deniz.

Kocaeli Kandıra Kefken Kerpe: Karadeniz’in dalgası bir başka oluyor. Tedbirli olmanız gerek, fazla açılmamak gerek. En sakin gününde bile, deniz dibi hareketleri, özellikle yüzme bilmeyen veya az bilen insanlar için, büyük felaketlerle sonuçlanan kazalara neden olabiliyor.

Fırtınalı havalarda, dalgalar, deniz dibindeki kumları taşıyorlar ve deniz tabanında, elbette bakıldığında görülmeyen veya görülse bile sürekli yer değiştirmesi nedeniyle yeri belli olmayan, topuk denilen, yükseltiler oluşuyor. Bunların yerini bellemek mümkün değil, çünkü sürekli yer değiştiriyor.

Dipte oluşan bu topukların önü sığ, arkası ise yani birkaç metre ötesi ise, ayağınızı attığınızda denizin dibini bulmak mümkün değilcesine, derin.

Elbette; düz ve sığ bir denizde yürüdüğünüzü düşünürken, bir adım attığınızda, denizin ortasında birden kendinizi boşlukta buluyorsunuz, yüzme bilen insanlar bile panik ve şok yaşayabiliyor. Sakin olunmadığı takdirde ise, sonuç felaket. Artık, yüzme bilmeyeni siz düşünün. Sonuçta; denizde asla fazla açılmamak ve yalnız yüzmemek gerek.

NE YENİR

Kocaeli Kandıra Kefken Kerpe:  geldiğinizde, hani her gittiğiniz bölgenin yöresel lezzetlerini tatmak adına, ne yenir, ne içilir diye düşünebilirsiniz. Evet; Kefken’de ne yenir?

Kefken’de, özellikle, liman kenarında, küçük balık restoranı bulabilirsiniz. Kesin olan şu ki, balıklar taze ve lezzetli. Burada; balık yemeniz gerek. Ancak; balık restoranlarında, kesinlikle fiyat menüsüne bakmadan sakın sipariş vermeyin, aksi halde, büyük fiyatlarla karşılaşma şansınız yüksek. Aslında burası balıkçı kasabası.

Yani; Ankara veya İstanbul’daki bir balık restoranında ödenen fiyatların, burada da istenmesi çok saçma. Sonuçta, biraz önce de söylediğim gibi, burası bir balıkçı kasabası.

Ayrıca; Kapri’nin mükemmel manzarasında, çayınızı yudumlarken gözleme yemenizi öneririm. Bu manzara gerçekten mükemmel. Özellikle de bu keyfi gün batımına denk getirin.

GEZİ ROTASI

Kefken’de nereler gezilir, nerelere gidilir? Gezilecek yerler hakkında, kısa bilgiler aşağıda. Tercihinize ve buradaki kalış zamanınıza göre, kendinize bir gezi rotası yapabilirsiniz.

Doğal olarak, buraya günübirlik geldiyseniz, bazı seçimlerde bulunmanız gerekecek. Ama özellikle; pembe kayaları görün derim.

KEFKEN SAHİLİ

Kefken’in kumsalında yürümek gerçekten büyük bir keyif. Kumsalın yakınlarına kadar, aracınız ile gitmeniz mümkün. Kumsalın batı ucunda, değişik kaya şekilleri ve denize uzanan küçük yarıklar var. Bunları da mutlaka gezin, görün.

Burada elbette denize girmek mümkün. Buranın denizinde hiç deniz anası bulunmaması, bu konudan hoşnut olmayanlar için avantaj. Ama, yazın sıcak günlerinde, burası öyle yoğunki, şemsiye bulmak imkansız gibi.

Bu durumda, güneşin altında kalanlar, sıkıntılı bir bronzlaşma dönemi başlangıcı yaşıyorlar, tedbirli olmanızda yarar var.

KEFKEN LİMANI

Kefken merkezinde. Balıkçılığın kalbi burada atıyor. Akşam saatleri yaklaştığında, renk renk balıkçı tekneleri, limana geliyor. Ağlarını tamir eden balıkçıları izlemek, onları limanda görmek mümkün. Bu sıcak kanlı insanlarla sohbet edin.

KAPRİ

Merkeze çok yakın. Kefken’in doğusunda. Özellikle; yüzme bilenlerin tercih ettiği bir yer. Yüzmek için kaya blokların içinde, küçük localar var. Palet ve şnolkerle dalmak mümkün. Yüzmenin yanında, gün batımının izlenebileceği güzel bir yer.

PEMBE KAYALAR

Evet, Kefken’in en orijinal ve güzel yeri. Cebeci istikametinde, yani doğuda. Mutlaka gidip görmelisiniz. Burada, ilginç bir jeolojik yapı var. Kayalar suyun içinde yumuşak iken, sudan çıkarıldıklarında, bir süre sonra sertleşiyorlar.

Bu özelliklerinden dolayı, Osmanlılar döneminde, buradan parça parça kesilen kayalar, deniz yolu ile, İstanbul’a götürülmüş ve birçok cami ve diğer tür yapı inşaatlarında kullanılmış.

Özellikle; gün batımında, güneş bu kayaların üzerine vurduğunda, tam bir renk cümbüşü izlemek mümkün.

NİHAT ERİM TEPESİ

Merhum başbakan Nihat Erim’in ismi verilen bir yükselti. Kefken’in her tarafına hakim bir noktada. Buradan denizi izlemek çok güzel. Ayrıca; gün batımı ve gece gökyüzü, yıldızlar da muhteşem izleniyor. Olursa, buraya da zaman ayırın.

KUMCAĞIZ KOYU

Kefken’e yürüyerek 5 dakika, Kerpe’ye ise 10 dakika uzaklıkta. Kumcağız koyunu görmeden, buradan ayrılmayın. Plajı çok güzel. 1.5 km. uzunluğunda. Plajın ortasında, plajı ortadan ikiye bölen bir dere akıyor.

Kumcağız deresi. Bu dere, plajın arkasından kıvrılarak dolanıp buraya geliyor. Derenin plajın arkasında kalan bölümünde, amatör balıkçılar, büyük bir keyfle balık tutabiliyorlar. Meraklı iseniz, oltanızı ve yem olarak birazcık ekmek içini, yanınıza almayı unutmayın.

Denizi, sahili, kumu ve havasıyla, Türkiye’nin sayılı turistik yöreleriyle boy ölçüşebilecek güzellikteki buranın denizinde, 500 m. ilerleseniz de, derinlik yok, yani sığ. Temiz bir deniz. Ama; maalesef ilgi ve bakım yok. Özellikle: cumartesi ve pazar günlerinden sonra, günübirlikçiler ayrıldığında, bölgede, arkalarında büyük çöp yığınları bırakıyorlar.

Buraya yakın: Maliye Bakanlığının bir dinlenme tesisi ve Orman Bakanlığının Orman İçi Çadır kampı var. Bu çadır kampı; çadırlı kamping, çadırlı tatil yapmak isteyenler için, mükemmel bir imkan.

KEFKEN ÇEVRESİ

Kefken’in doğusunda Cebeci ve batısında ise Kerpe köyleri var. Cebeci’nin hemen karşısında ise, Kefken adasını görmek mümkün.

KEFKEN ADASI

Cebeci sahiline, tekne ile 5 dakika uzaklıkta. Karadeniz’de, tarihi özelliği olan ve insanların yaşadıkları tek ada. Ama, burası SİT alanı olarak ilan edilmiş ve ziyaretçiler ile günübirlikçilerin adaya çıkmalarına izin verilmiyor.

Kim tarafından? Burada konuşlanmış ve 24 saat görev yapan, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma görevlileri tarafından. Yine de, adaya ait birkaç kısa bilgi vereyim. Uzaktan adaya baktığınızda, 14 metre yüksekliğindeki feneri göreceksiniz. Bu fener halen faal.

Karadeniz’in azgın dalgalarından korunmak isteyen gemiler, buraya sığınıyorlarmış. Ayrıca, yardıma ihtiyacı olan gemilere de, burada yerleşik ekip tarafından, 24 saat hizmet verilmekteymiş. Adada, ayrıca Cenevizlilerden kalma tarihi bir kale ve su kuyularının bulunduğu söylenmekte.

KERPE

Buraya girerken, çam ağaçlarının oluşturduğu orman içindeki asfalt yoldan ilerliyorsunuz. Karadeniz kıyısında, son derece doğal güzellikleri olan küçük bir kıyı kasabası. Masmavi deniziyle sırtını çam ormanlarına dayamış şirin bir köy.
Burası; Kandıra’ya 7-8 km. ve İzmit’e ise 50 km. uzaklıkta. Buraya; Kandıra üzerinden gideceksiniz.

Yolu güzel. Doğal bir limanı var. Büyük kaya blokları oluşturmuş. Merkeze indiğinizde, güzel bir koy ile karşılaşıyorsunuz. Aynen, kağıt gibi yüzeyi olan bir deniz. Hiç dalga yok. Yani, doğal limanın kapatmış olması nedeniyle, bu koyda, Karadeniz’in hırçın dalgalarını görmek mümkün değil.

Ayrıca; derinlik te yok, sığ. Su 150 m. ileride bile, bazı yerlerde, boyu geçmeyecek ölçüde sığ. Ancak, tüm bu güzelliklerin yanında, deniz suyunun soğuk olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Yani; özellikle çocuklar sığ denizden hoşlanıyor, ama soğuk su, biraz ürpermeye neden oluyor.

Koyun hemen çevresinde kumsal ve arkada, alışveriş yerleri var. Fazla büyük değil. Bu dükkanların arkasındaki yolu takip ederek ilerlediğinizde ise, Kerpe’nin meşhur kaya bloklarının bulunduğu yere varacaksınız. Burada; deniz kıyısı ve kıyıya yakın yerlerde, büyük kaya blokları var.

Gençler, bu kaya bloklarına tırmanıyorlar ve oradan denize, aynı bir asansör misali, balıklama atlıyorlar. Bu tehlikeli ve zor şov, elbette çevrede toplananlar tarafından merak ve heyecanla izleniyor. Gerçekten, bu kaya blokları o kadar dik ki, çıkılması çok zor, ama bu gençler çıkıyorlar ve oradan denize atladıktan sonra, bu zorlu çıkışı yineliyorlar.

Evet, burayı da görmelisiniz. Belki denize atlayan gençlere tesadüf edemessiniz, ama kaya bloklarının doğal yapısı ilginizi çekecektir.

Burada her şey güzel de, kalınacak yerler sınırlı. Meskun mahallerin çoğu, yazlıkçıların evleri, yani yılın büyük bölümünde boş. Yalnızca bir iki pansiyon var. Gitmeden önce, kalma düşüncesinde iseniz, mutlaka buralardan yer ayırtmalısınız.

Kalma denince, burada, askeri personel ve ailelerinin yararlanabildiği bir askeri kamp var. Tam tepede. Muhteşem bir manzaraya hakim bölgede. Önü gayet yüksek ve sanırım denize girmek için, doğu yönünde, merdivenlerle inilen kovanağzı plajını kullanıyorlar.

Evet, kovanağzı plajının yarısı, kullanım için askeriyeye tahsis edilmiş. Diğer yarısı ise halka açık. Küçük olmasına rağmen, ilgi çeken bir plaj.

Evet; Kefken ve Kerpe, böyle. Gezin, görün, umarım beğeneceksiniz. Bir kez daha gitmek mi, onun yanıtını da siz vereceksiniz. Ama, buraya gelirken unutmamanız gereken şu. Burada; eğlence yok.

Burası denizin güzelliğiyle öne çıkan bir yer. Sessizlik ve sakinlik arayanlar için ideal bir yer. Özellikle, yazın sıcak günlerinde, güney tatil yörelerinde insanlar güneşin ve nemin olumsuz etkileriyle yoğrulurken, burada, gerçekten nem olmadan ve nispeten daha serin ve rahat bir tatil yapmanız, denize girmeniz mümkün. Tercihlerinizi buna göre değerlendirmelisiniz.

İyi tatiller.

Kocaeli Kandıra Kefken Kerpe

Kocaeli İzmit

Kocaeli İzmit

İzmit denilince aklıma: İstanbul tarafına yapılan her yolculukta, şehrin merkezinden olmasa da, yakınından geçerken, büyük bir şehir imajı hissettiğim bir yer. Birçok kez, şehir içine de girdim, büyük alışveriş merkezleri ve de özellikle, körfez kıyısındaki, belki de Türkiye’nin ilk “Outlet” yani “marka ürünlerin daha ucuz fiyatla satıldıkları alışveriş mekanları” olan yer, bir aralar, sürekli uğradığım ve alışveriş yaptığımız bir yerdi.

Tabii bunun yanında, İzmit  denilince, eminim ki, sizlerin de aklına geldiği üzere: meşhur pişmaniye.

Kocaeli İzmit

ULAŞIM

İzmit-İstanbul arası uzaklık: 85 km. İzmit-İstanbul-Atatürk havaalanı arasındaki uzaklık ise: 120 km. dir.

Deniz ulaşımı açısından ise, bölgenin en yoğun merkezlerinin başında gelir. Şehir kıyısında bulunan 2 büyük liman (Derince ve Yarımca) ve birçok özel iskele, deniz ulaşımının yapılmasını sağlamaktadır.

İzmit-Ankara arası uzaklık: 342 km. İzmit-Bursa arası uzaklık: 132 km. İzmit-Bolu arasındaki uzaklık: 151 km. İzmit-Düzce arasındaki uzaklık: 106 km. İzmit-İzmir arasındaki uzaklık: 450 km. dir.

Kocaeli İzmit

TARİHİ

Bölgedeki ilk yerleşimlerin, MÖ.12.yüzyılda olduğu öğrenilmiştir. O dönemde, Frigyalılar ve daha sonra Yunanistan’dan yola çıkan bir göçmen gurup: bölgede, günümüzde “Başiskele” denilen yere yani o zamanki adıyla “Astakoz” bölgesine yerleşirler.

Zamanla, Trakya kralı Lysimakhos, Astakoz bölgesini yakıp-yıkar. Bunun üzerine, günümüzdeki İzmit yerleşiminin bulunduğu yerde, “Nicomedia” adıyla, yeni bir yerleşim yeri kurulur.

Nicomedia şehri: tarihi süreç içinde, önce Romalılar tarafından ele geçirilir. Hatta, Roma imparatoru Diocletianus, 284 yılında, burayı, başkent yapar.

Çünkü, şehir o dönemde: Roma, Antakya ve İskenderiye’den sonra, bilinen dünyanın en büyük, dördüncü kenti olarak öne çıkar.

Selçuklular, 11’nci yüzyılın sonlarında, burayı ele geçirirler. Ancak, haçlı seferleri sırasında, bir süre, Latinlerin işgalinde kalır. Sonra, yeniden Selçukluların eline geçer.

Takip eden dönemde ise: Orhan Gazi’nin komutanı Akça Koca tarafından, bölge ele geçirilir ve Osmanlıların egemenliği başlar. Osmanlılar şehri aldığında, şehrin ismi “Smiti” idi. Smiti: kelime anlamı olarak “toplanma” demektir.

Çünkü: batıdan, doğuya giden kervanlar, burada toplanmakta ve daha sonra topluca yola devam etmektedirler. Kent: Osmanlılar tarafından ele geçirilince, Smiti olan ismi “İzmit” olarak değiştirilir.

Bu arada, değişik bir bilgi vermek istiyorum. Aynı dönemlerde, bu şehirde (Smiti) üretilen, yuvarlak bir yiyecek türü “Simit” adını almıştır.

Biz yine, tarihi sürece gelelim. Şehir: Kurtuluş savaşı öncesinde, İngiliz-Yunan işgaline uğrar ve ancak, 1921 yılında kurtarılır.

Kocaeli İzmit

GENEL

Körfezin doğu ucunda, deniz kıyısındadır. Asya-Avrupa arasındaki geçiş noktasında bulunması nedeniyle önemli bir konumdadır. Kara, demir, deniz ve hava yolu ulaşımları ile, Türkiye’nin en önemli geçiş noktasındadır.

Özellikle: büyük metropol illere ve de özellikle İstanbul’a yakın olması nedeniyle, büyük sanayi kuruluşları, bu şehirde toplanmıştır. Kent: bir sanayi şehri olarak tanınmaktadır. Ama bunun yanında, diğer kültürel ve sanatsal yatırımlar da bulunmaktadır.

Şehir; Türkiye çapında, imalat sanayinde birinci durumdadır. Birçok firmanın fabrikaları, şehirde bulunmaktadır. Şehir ekonomisinin temeli, tarımdan ziyade, sanayiye dayalıdır.

Özellikle: 1934 yılında kurulan Seka Kağıt Fabrikası, şehirdeki ilk sanayi yatırımlarından biridir. Daha sonraki tarihlerde ise: Petrol Ofisi, Tüpraş ve Petkim gibi petrol ürünlerinin işlendiği sanayi kurulmuştur.

Arazi yapısı, dik yamaçlardan oluşmaktadır. Bu nedenle: şehirde, yüzde 5’lik bir eğim bulunmaktadır. Sonuçta, düzlükler, az yer tutmaktadır. Kent yerleşimi: dar ve kıyıya paralel uzanan bir banttadır.

Körfez kıyılarında, Karadeniz iklimi, dağlık kesimlerde ise daha sert bir iklim görülür. Yazları sıcak ve az yağışlı, kışlar yağışlı, zaman zaman karlı ve soğuk geçer. Yazın körfez ve kıyıları bunaltıcı sıcaklarla boğuşurken, Karadeniz kıyıları genellikle daha serindir.

Buranın en önemli özelliği: 1’nci derece deprem bölgesinde olmasıdır. Özellikle, yağışlarla birlikte, heyelan riskleri de, bölgenin önemli özelliklerindendir.

Kocaeli İzmit

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ

Üniversite, 1992 yılında kurulmuştur. Ancak, 1999 yılındaki deprem, Üniversitenin maddi varlığının, büyük bölümünü bitirmiştir. 2000 yılı sonlarında, şehir merkezine, 10 km. uzaklıktaki Eski İstanbul yolu üzerindeki Üçtepeler Mevkiinde Umuttepe ismi verilerek yeni yerleşkenin temeli atılmıştır.

2004 yılında bitirilen çalışmalar sonucu, burada, eğitim ve öğretime başlanmış olup, çalışmalar sürdürülmekte, binalar bitirildikçe, eğitim buraya kaydırılmaktadır.

2010 yılı itibarıyla, Üniversite bünyesinde: 174 profesör, 147 doçent, 466 yardımcı doçent, 286 öğretim görevlisi, 42 uzman olmak üzere, toplam: 1984 akademik ve 1028 idari personel görev yapmaktadır.

Bu personelin görev yaptığı eğitim alanları: 11 Fakülte, 6 yüksek okul, 1 Devlet konservatuvarı, 19 meslek yüksek okulu, 3 enstitü, 12 araştırma merkezi ve 12 araştırma birimi. Aynı dönemde, Üniversitedeki öğrenci mevcudu ise: 60 bin civarındadır.

Kocaeli İzmit

PİŞMANİYE

İzmit’te, pişmaniyenin bilinen ilk ustası: Kandıralı Hayri Usta’dır. Daha sonra, bölgedeki tüm Ermeni şekerciler, pişmaniye yapımına yönelmişlerdir. Cumhuriyet dönemi sonrasında ise, bir mahkeme başkatibi olan İbrahim Çınar, gidip gelirken, Hacı Agop isimli Ermeni’den pişmaniye yapımını öğrenmiştir.

Emekli olunca da, tümüyle pişmaniyeciliğe yönelmiş ve pişmaniyenin İzmit’te tanıtımını sağlamıştır.

Pişmaniye: kavrulmuş una, kaynamış şeker yedirilerek yapılır. Malzeme: un, şeker ve tereyağı.

Kalaylı büyük kazanlarda, önce un-yağ ile kavrulur. 5-6 saat süren bu kavurma işlemi çok hassastır. Başka bir kazanda ise, şeker kaynatılır. Kaynaya kaynaya iyice ağdalaşan şeker, kavrulmuş un ile karıştırılarak birbirine yedirilir.

Sonra, bu karışım, büyük tepsilerde, saatlerce ovularak çevrilir. Ağdalı hamur, tel tel oluncaya kadar sürdürülür.

Ancak, küçücük bir yanlışlık yapıldığında, tüm emekler boşa gider. Zaten bu yüzden: “yapan bin pişman, yapmayan bir pişman” tekerlemesi ve pişmaniyenin isminin buradan geldiği düşünülmektedir.

İZMİT SİMİDİ

Şehirde, gerçekten muhteşem bir simit üretiliyor. Osmanlı döneminde yaygınlaşan simit üretimi, her ne kadar günümüzde “Osmanlı altını” renginde olmasa da, günlük hayatımızda, önemli bir yer elde etmiştir.

Eski ustalara göre, simidin kaliteli olabilmesi için, piştikten sonra, 22 ayar Osmanlı altınının rengini alması şarttır.

Türkiye’nin en gevrek, tatlı, lezzetli ve susamlı simidi, İzmit’te yapılıyor. Tarihi süreç bölümünde de belirttiğim gibi, simidin ismi, şehrin isminden gelmektedir.

NE YENİR. NE İÇİLİR

İzmit’te mutlaka pişmaniye tatmalısınız. Bunun dışında değişik bir tat isterseniz, höşmerim olabilir.

NE SATIN ALINIR

İzmit’ten elbette: gerek kendiniz ve gerekse yakınlarınız için alınabilecek en iyi hediyelik: pişmaniye.

Kocaeli İzmit

GEZİLECEK YERLER

ATATÜRK HEYKELİ

Av köşkünün alt tarafında, küçük bir park içindedir.

Bronzdan, 1933 yılında, yani Cumhuriyetin 10.yılında, heykeltıraş Nejat Sirer tarafından yapılmıştır. Kocaeli bölgesindeki ilk Atatürk heykelidir. Heykelin bulunduğu mermer kaidede: Atatürk tarafından, İzmit nutkunda söylenen sözler bulunmaktadır.

Anıtta, Atatürk’ün yüzü, denize doğru yerleştirilmiştir. Çevresi çiçeklerle süslenmiştir.

İstanbul-Ankara arasında, trenle geçerken, bu anıtı gören Atatürk, İzmit halkına, yaptırdıkları bu heykel nedeniyle, memnuniyetini ifade ederek, teşekkür etmiştir.

SABANCI KÜLTÜR SİTESİ

Kocaeli Sanayi Fuarı yanındadır.

Sabancı Vakfı tarafından yaptırılarak, işletmesi Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilen yapı; 1988 yılında hizmete girmiştir. Site içinde: 600 kişilik sinema salonu bulunmakta olup, burada aynı zamanda: opera, bale, konser, tiyatro ve konferans gibi kültürel etkinlikler düzenlenmektedir. 

Bunun yanında: kütüphane, kulis odaları, internet odası gibi yerler de var. Aynı zamanda: hediyelik eşya ve kitap satışı yapılan mağazalar, sergi salonu, çocuk korosu salonları ve resim atölyeleri bulunuyor.

Kocaeli İzmit

İZMİT TREN İSTASYONU

1873 yılında, İstanbul-Haydarpaşa tren yolu, İzmit’e ulaşmıştır. İzmit tren istasyonundaki yapılar, parça parça ve çeşitli dönemlerde yapılarak tamamlanmıştır. Yapıların içinde en eski olanı: yolcu salonunun zemin katı bölümüdür.

Gar planları: Alman Otto Ritter tarafından yapılmıştır. Atatürk ve diğer birçok devlet adamı: burada, törenler yapılarak karşılanmışlardır. Bağdat demir yolunun ilk bölümünü oluşturan İzmit-İstanbul hattı, Anadolu’ya açılan bir kapı görevini üstlenmiştir.

Kurtuluş savaşında, buradan oldukça yararlanılmıştır. Hatta, Atatürk dahi, birkaç kez, bu istasyondan trene binmiştir. Burası: Kocaeli Valiliği tarafından, 2006 yılında restore edilmiş ve bir kısmı, Müze olarak ziyarete açılmıştır. Sahil tarafındaki tren istasyonu, kullanılıyor.

Kocaeli İzmit

İZMİT ARKEOLOJİ VE ETNOĞRAFYA MÜZESİ

Kozluk mahallesi, İstasyon caddesi üzerinde bulunan, Eski Gar Alanındadır.

Bu alandaki yapılar, 1873-1910 yılları arasında inşa edilmiş olup, mimarı Alman Otto Ritter’dir.

Bu eski gar ve ambar alanları, bir bütün halinde değerlendirilmiş ve restorasyon çalışmaları yapılarak, bir kültür kompleksi haline getirilmiştir. İki adet tekel deposu birleştirilerek, Arkeolojik ve Etnografik eserler için, teşhir salonları oluşturulmuştur. Müzede: Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait; yaklaşık 5250 eser sergileniyor. Burada: içi dekore edilen iki eski tip vagon: lokanta ve kafeterya olarak kullanılıyor.

Kocaeli İzmit

ETNOĞRAFYA MÜZESİ (SAATÇİ ALİ EFENDİ KONAĞI)

Veli Ahmet Mahallesindedir. Yapı: 1776 yılında, denize hakim bir yamaç üzerinde, Sultan Abdülhamit zamanında yapılmıştır. İlk sahipleri, İzmitli Gümüşlüoğlu ailesidir.

Zaman içinde konak birçok kez el değiştirmiş ve son olarak, saat onarımı ile meşgul, Ali Efendi tarafından satın alınmıştır. Daha sonra, 1976 yılında, yani yapımından 200 yıl sonra, Kültür Bakanlığı tarafından kamulaştırılan bina, onarılarak, 1987 yılında, Etnografya Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.

Kocaeli İzmit

GAZİ LİSESİ

1890 yılında, İzmit Sultanisi olarak hizmete açılmıştır. Bina, 1999 yılı depreminde ağır hasar görmüş, daha sonra ise, 2003 yılında, orijinal haline sadık kalınarak, yeniden inşa edilmiştir.

Kocaeli İzmit

FETHİYE CADDESİ

İzmit şehir merkezinin en öne çıkan caddesidir. Hafif dar ve bayırdır. Uzunluğu; 250 metredir. Trafiğe kapalıdır. Cadde: mağazalarla dolu olup, özellikle tatil günlerinde çok yoğun olarak kalabalıktır. Özellikle: öğrenciler ve gençler, burayı mekan edinmişlerdir.

Kocaeli İzmit

GAYRET GEMİSİ MÜZESİ

İzmit garı önünde, yat limanı yanındadır. 1997 yılında: Gölcük Donanma Komutanlığı, Kocaeli Valiliği ve İzmit Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından: Yüzer Sanatlar Galerisi ve Müze haline getirilmiştir. 

Geminin önemine değinmek gerekirse: 1946 yılında Amerika’da yapılan bu gemi, “Everson” ismiyle, Kore ve Vietnam Savaşlarına katılmıştır. 1973 tarihinde ise, Türk Donanmasına teslim edilmiş ve “Gayret” ismini almıştır.

Gemi: 1995 yılında hizmet dışına alınmıştır.  Günümüzde gemide, denizcilikle ilgili gösterim merkezleri ve bir de kafeterya bulunuyor.

HIZIR REİS DENİZALTI MÜZESİ

Bu denizaltı gemisi: II. Dünya Savaşından sonra, 30 yıl süreyle, Amerikan donanmasında hizmet ettikten sonra, 1983 yılında, Türk Donanmasına devredilmiştir.

Ancak, buradaki görevini de 2004 yılında tamamlamış ve 2004 yılı sonundan itibaren, Müze gemi yapılarak ziyarete açılmıştır. Boyu: 87 metre ve ağırlığı: 2 tondur.

Denizcilerin gemilerdeki yaşam tarzlarının gösterilmesi için, gemide yaşama yerleri olduğu gibi muhafaza edilmiş ve çeşitli bölümlere konulan cansız mankenler ile, gemideki yaşam gösterilmiştir. Ayrıca, ses düzeninden yapılan yayın ile, ziyaretçiler bilgilendirilmektedir.

Kocaeli İzmit

SAAT KULESİ

Kemalpaşa Mahallesinde, Av köşkü ile Atatürk Heykeli arasındadır. Sultan II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yılı anısına, 1876 yılında, Musa Kazım Bey tarafından yaptırılmıştır. Kulenin mimarı Bahçeciktir.

Hereke ve Tavşancıl’dan getirilen taşlarla yapılmıştır. Kulenin dört tarafında, çeşmeler var. Bu çeşmelerin yani sebillerin üstünde, kitabeler bulunuyor. Giriş kapısının yanındaki kitabede, saat  kulesinin, 1970 yılında, Seka tarafından onarıldığı yazılmıştır.

Kocaeli İzmit

KASR-I HÜMAYUN-SARAY MÜZE

Buranın en büyük özelliği: İstanbul dışında yapılan tek saraydır.

Saat kulesinin yanındadır. Sultan Abdülaziz tarafından av köşkü olarak kullanılmıştır. 1861-1876 yılları arasındaki dönemde yapılmıştır. Barok stilindeki yapı, 2 katlıdır ve cephesi mermer kaplıdır.

Mimarı Balyan kardeşlerden, Amira Karabat Balyan. Tavan süslemeleri, Fransız ressam Sason tarafından yapılmıştır. Süslemelerde: Osmanlı arması, Abdülaziz tuğrası, bayrak, mızrak, balta ve kılıçtan oluşan motifler, çiçek ve meyve resimleri kullanılmıştır. 

Yapı: 1967 yılından sonra müze olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1992 yılında restore edilmiş, ancak 1999 depreminde ağır hasar görmüştür. 2005 yılında yeniden restorasyon yapılmış ve 2007 yılında ziyarete açılmıştır.

Kocaeli İzmit

ORHAN CAMİİ

Orhan mahallesinde, bir tepe üzerindedir. Yapının ilk olarak, 13.yüzyılda, Orhan Gazi zamanında, Süleyman Paşa tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Daha sonraki dönemde ise, Abdülmecit zamanında, onarılmıştır. Bu haliyle, cami, İzmit yöresinin en eski camisi olarak öne çıkmaktadır.

FEVZİYE CAMİSİ

Kemal paşa mahallesindedir. 16.yüzyılda yapıldığı, ancak 1894 yılında yeniden inşa edildiği biliniyor. Günümüze ulaşan cami, dikdörtgen planlı, içten asma kubbelidir. İzmitli Mehmet Bey tarafından yaptırılmıştır.

16’ncı yüzyılda ise Mimar Sinan tarafından yaptırıldığı sanılıyor. Cami yapısı, 1884 ve 1999 depremlerinde tamamen yıkılmış ve 1999 depreminden sonra, aslına sadık kalınarak yeniden inşa edilmiştir. Bugünkü yapı, sonradan yapılandır.

Kocaeli İzmit

ANTİK SU KEMERLERİ

Şehir merkezinde, Üçtepeler mevkiindedir. Su kemerlerinin: MS.2.yüzyılda, Roma imparatoru Trajan zamanında, Nicomedia valisi Plinus tarafından yaptırıldığı biliniyor. Su kemerleri: uzunluğu: 50 metre ve yüksekliği: 15 metre olup, 2 katlı olarak inşa edilmiştir.

Kocaeli İzmit

İÇ KALE

Şehrin, Nicomedia döneminde yapılan ve günümüze ulaşan bu sur duvarları ve burçlar: şehrin doğu kesimindedir. Buradaki burç “Kara burç” olarak isimlendirilmektedir.

Bu burcun, 1.Nicomedia döneminde yapıldığı sanılıyor. Ancak, Bizans döneminde onarılmıştır.

Kocaeli İzmit

SEKA PARK ALANI

Seka kağıt fabrikasının bulunduğu alana yapılmış, büyük bir rekreasyon parkıdır.

Burada: 15 metre yüksekliğinde ve 150 metre çapında, dev yapay çim tepe, kaykay pisti, yapay kum plaj, iskeleler, konser platformu, binlerce ağaç, yaya yolu, bisiklet yolu ve büyük bir otopark var. 

Ayrıca: kafeler, et ve balık lokantaları, çim halı saha bulunuyor. Yani, hem dinlenilebilecek ve hem de spor yapılabilecek, yemek yenebilecek güzel bir ortam oluşturulmuş.

Özellikle, sahil kenarına dikilen palmiye ağaçları, çok egzotik bir görüntü oluşturmuş. Tüm boş alanlar çimlendirilmiş. Park içinde, ayrıca: Mevlevihane ve Macar Dostluk Evi var.

Kocaeli İzmit

THÖKÖLY İMRE EVİ

Seka Kağıt Fabrikasının bulunduğu alandadır.

Burada açılan Macaristan Evinde: Kral İmre’ye ait: bazı hatıra eşyaları sergilenmiş ve anma etkinlikleri düzenlenmiştir.

THÖKÖLY İMRE ANITI

İmre Thököly, bir Macar özgürlük savaşçısıdır. Döneminde, Habsbourg imparatorluğunun, Yukarı Macaristan ülkesini Katolikleştirme girişimlerine karşı savaşmış, ancak yenilince, 1705 yılında Osmanlı imparatorluğuna sığındığında, İzmit bölgesine yerleştirilmiştir.

Kendisi ve eşi İliona Zrinyi’nin yaşadığı yerde, yani İhsaniye-İzmit civarında, Çiçekli çayırda, Karatepe (daha sonra Macar köyü olarak ismi değiştirilmiştir) köyünde yaşamışlardır. Bugün, Kocaeli-Kartepe ilçesi, Karatepe köyünde, onlar anısına, 2005 yılında bir anıt yapılmıştır.

Bu anıtta, çeşitli anma törenleri yapılıyor. İmre, 1705 yılında, burada ölmüştür. Mezarı: Seka Kağıt Fabrikasının bulunduğu alandadır. Ancak, 1906 yılında, naaşı, Macaristan-Kesmark kentine götürülmüştür.

Kocaeli İzmit

YENİKÖY YAZLIK ILICASI

İzmit-Gölcük yolunda, 15.km.de, Yeniköy sınırları içindedir. Denize 3 km. uzaklıktaki yerde, cilt hastalıklarına iyi gelen suyun bulunduğu, 1 metre derinliğinde ve 40 derece sıcaklıkta bir havuz bulunuyor.

Başkaca tesis yok, bu havuza girip şifalı sudan yararlanmak mümkün.

Kocaeli İzmit

ŞEHİTLER KORUSU

Bağçeşme bölgesinde, Orhan mahallesindedir. Burada, antik çağa ait bir sur duvarı var. Koruluk bu sur duvarının bulunduğu bölgededir. Buradan: muhteşem bir körfez manzarası izlemek mümkün.

Ayrıca: çevrede piknik alanları, çocuk oyun alanları, kafe ve açık hava tiyatrosu var. Özellikle: ilkbahar ve yaz aylarında, yörede yaşayan insanlar tarafından çok tercih ediliyor.

Burada bulunan Bayraktar Burcunda, İzmit’te yaşadığı kabul edilen ve sembolik olarak buradaki kulelerden birinde: Santa Barbara’nın hapsedildiğine inanılıyor. İzmit’in düşman işgalinden kurtuluş törenleri de, burada yapılıyor.

Bursa tanıtımı.

Hereke tanıtımı.

Düzce tanıtımı.

Bolu tanıtımı.

 

Kocaeli Dilovası

Kocaeli Dilovası

Dilovası, tamamen ve sadece sanayi, sanayi tesisleri, yoğun bir hava kirliliği, ama bence buralardan yolunuz geçerse, zaman ayırıp Tavşancıl beldesinde Yahya Kaptan, kurtuluş mücadelesi tarihimizde önemli bir yeri olan ve bir muhbirin ifadesiyle yakalanarak uğruna savaştığı ülkenin jandarması tarafından hunharca öldürülen Yahya Kaptan’ın bizzat Atatürk’ün emriyle yaptırılan mezarını ziyaret ediniz. Başkaca bir tarihi, turistik yer yoktur.

ULAŞIM

Dilovası, Gebze arası uzaklık: 8 km. Dilovası, İzmit arası uzaklık: 25 km. Dilovası, İstanbul arası uzaklık: 45 km. Dilovası-Hersek burnu arasında, TEM ve E-5 trafiğini rahatlatmak için Gebze-İzmir otoyolu projesi dahilinde, İzmit Körfez Köprüsü yapılmıştır.

TARİHİ

Bölge, antik dönemde Nikomedya Krallığına bağlı bir kıyı yerleşim yeridir. “Libyssa” ismiyle tanınır. İzmit körfezinde, karşı kıyıya en yakın yer burasıdır. Hersek burnu ile Diliskelesi arasındaki deniz mesafesi çok kısa olduğu için, Roma, Bizans ve Osmanlı döneminde burası önemli yerleşim yerleri olan Bursa ve İznik’e en kısa ve hızlı yoldan ulaşmanın sağlandığı bir geçit yeri olarak kullanılmıştır.

Buranın tarihinde önemli bir husus: dönemin en önemli kişilerinden olan Kartacalı politikacı ve general Hannibal, MÖ 247 ile 182 yılları arasında burada yaşamıştır. Çünkü, Kartaca’da Romalılarla savaşan Hanibal yenilir ve kuzeybatı Anadolu’daki Nikomedya krallığına sığınır ve bir süre Libyssa’da kalır. Ancak, bir süre sonra Romalılara teslim edileceğini anlayınca, yüzüğünde taşıdığı zehri içerek intihar eder ve ölür.

Diliskelesi (günümüzdeki Dilovası) 14’ncü yüzyılda Osmanlı topraklarına katılır. Karşı kıyıda bulunan Karamürsel, Ereğli ve Hersek’e geçişlerde kullanılmıştır. Çünkü İzmit körfezini dolaşmak istemeyenler için, en kısa geçiş yolu burasıdır.

1’nci Dünya Savaşının ardından İngilizler, Gebze’yi işgal etmek için Diliskelesine asker çıkartırlar. Yunan askerleri ise, Diliskelesi tren istasyonunu kullanmışlardır. Yunan askerleri, Tavşancıl, Çerkeşli ve çevre beldelere ulaşarak her türlü baskıyı uygulamışlardır.

1955 yılında E-5 kara yolunun geçmesiyle, bölge değer kazanır. 1960’lı yıllarda Dilovasında sanayileşme başlar. 1980’li yıllarda nüfus hızla artar, gecekondulaşma ve kentleşme başlar. Aynı dönemde birçok fabrika kurulur. 2008 tarihinde Dilovası ilçesi kurulur.

Kocaeli Dilovası

GENEL

Sanayileşmenin yarattığı tüm olumsuzluklara rağmen, denizin, yeşilin ve sanayinin iç içe olduğu bir yerdir. Kuzey-güney doğrultusunda uzanan vadi tabanına oturmuş olan sanayi tesisleri, İzmit, İstanbul hatta Türkiye’nin en önemli tesisleridir. Güneyinde İzmit körfezi bulunur. Dilovası sanayileşmenin getirmiş olduğu göç olgusunu hızla yaşayan bir bölgedir.

Doğu Anadolu, Karadeniz, Marmara ve diğer bölgelerden insanların yoğun şekilde yerleşmiş olduğu bir ilçedir. Ancak sanayi tesislerin ve konutların bir arada bulunduğu bölgede, hava kirliliği yoğundur. Üç tepenin arasındaki bir ovada bulunan ilçe, adını da doğrudan doğruya bu ovadan almaktadır. Bölgede bulunan “Dilderesi” yaklaşık 12 km uzunluğundadır. Dilovası sınırları içinden geçerek İzmit körfezine dökülür.

Kocaeli Dilovası

GEZİLECEK YERLER

Kocaeli Dilovası Tarihi Köprü

TARİHİ KÖPRÜ

İlçe içinden geçen İstanbul-Ankara karayolunun güney batısında, Dilderesi üzerinde bulunan tarihi köprü; (halk arasında Mimar Sinan köprüsü, Diliskelesi köprüsü olarak da tanınır) 16’ncı yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Osmanlı devletinin doğuya uzanan en önemli yolu olan İstanbul-Bağdat yolu üzerindedir.

Eskiden şehirlerarası yol bu köprü üzerinden geçerken, günümüzde yaklaşık 50 metre kuzeyden geçmektedir. Köprü günümüzde araç trafiğine kapalıdır, yaya geçişlerine açıktır.

Köprünün kitabesi yoktur.

Köprü 45 metre uzunluğunda ve 3 gözlüdür. Köprünün genişliği 6.5 metredir. Kemerlerin arasında sel suyun yükselmesine karşı yapılmış sivri kemerli ince uzun tahliye gözleri vardır. Köprü yapılında kullanılan taş, düzgün kesilmiş kalkerdir. Kemerlerde, tahliye gözleri ve duvarlarda, küçük boyutlu taşlar kullanılmıştır.

Direnç gerektiren ayaklar ve sel yaranlar ise, daha büyük boyutlu taşlar kullanılarak yapılmıştır. Ana kemerin kilit taşı, çok belirgin şekilde dışa taşkındır. Köprünün korkulukları, mevcut kısma zarif bir kornişle bağlanarak yenilenmiştir. Çok fazla tahrip görmüş olan esas döşemenin üzeri betonla kaplanmıştır.

Klasik Osmanlı köprülerinde uygulanan sivri kemer formlarının bu yapıda da kullanıldığı görülür. Köprü, yapıldığından bu yana herhangi bir bakım ve onarım görmeden günümüze ulaşmıştır, yani bu durum ne kadar sağlam yapıldığının kanıtıdır.

TAVŞANCIL BELDESİ

 

Merkez Cami

Cami, Tavşancıl merkezindedir.

Belde merkezindeki cami, Evliya Çelebinin 1629 yılında geçerken gördüğü camidir. Cami: bodrum, ibadet ve mahvel katından oluşmaktadır. İçi ahşap, cephesi ise kesme taşlardan yapılmıştır. Minberi yoktur. İnşa tarihi ve kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Üzerinde kubbe yerine çatı bulunur. Camiye 1818 yılındaki onarım sırasında çeşitli ağaç işlemeler ve asma katı destekleyen ağaç sütunlar ilave edilmiştir.

Kocaeli Dilovası Yahya Kaptan Mezarı

Yahya Kaptan Mezarı

1891 yılında Makedonya’da doğan, daha sonra Tavşancıl yöresine yerleşip, Kurtuluş savaşında Mustafa Kemal Atatürk’ün yanında yer alarak, Kocaeli yöresinde milis kuvvetlerinin komutanı olan Yahya Kaptan, Balkan savaşı ile Birinci Dünya savaşında da önemli görevlerde bulunmuştur. Özellikle: Kurtuluş Savaşında, İstanbul’dan Anadolu’ya gitmek isteyenlere yardım etmiştir. İstanbul-Kocaeli yöresinde Kuvay-i Milliye örgütü ile çeşitli eylemlerde bulunmuştur. Son olarak Tavşancılda girdiği çatışmada yakalanır ve 9 Ocak 1920 tarihinde 29 yaşında iken öldürülür.

Kocaeli Dilovası Yahya Kaptan Mezarı

Olayın en kötü yanı: bir muhbirin ifadesiyle yakalanmış ve uğruna savaştığı ülkenin Jandarması tarafından hunharca (başı kesilerek) şehit edilmesidir. Burada göreceğiniz mezar anıtı, bizzat Atatürk’ün emriyle yaptırılmıştır. Atatürk, Yahya Kaptan için “Nutuk” ta 20 sayfa ayırmış, Yahya Kaptan’ın ölümünün ardından iki kızını himayesine almıştır.

 Kocaeli Gebze hakkındaki gezi yazım için Gebze