Antalya Yivli Minare

Antalya Yivli Minare

Antalya’ya gittiğinizde, varlığının farkına varmazsanız bile, mutlaka onun önünden geçeceksiniz. Yürüyerek gidebilirsiniz.

Evet; yivli minare. Kale kapısı olarak isimlendirilen semtte. Yivli caminin minaresi. Antalya’nın tam orta yerinde. Antalya’ya gelip de bunu görmemek mümkün değil. Atatürk meydanın hemen arkasında.

Yivli minarenin bulunduğu yer, aslında bir külliye, yani yapılar topluluğu var burada. Selçuklular döneminde yapılan eserler topluluğu. Külliyede bulunan eserler şunlar: Yivli Minare Cami, Gıyasettin Keyhüsrev Medresesi, Selçuklu Medresesi, Mevlevihane, Zincirkıran Türbesi ve Nigar Hatun Türbesi. Bunların tümü, kesinlikle çok önemli eserler. Ama; Yivli Caminin yivli minaresi, Antalya’nın simgesi olacak derecede önemli ve güzel.

Antalya’nın ilk İslam yapıtlarından. 13’ncü yüzyıla ait bir Selçuklu eseri. 1230 yılında yapıldığı sanılıyor. Yani; yaklaşık 800 yıllık. Kaidesi; kesme taşlardan. Gövde kısmı: tuğladan ve açık mavi renkli taşlardan mozaik tarzı süslenmiş.

Yer yer; firuze renkli çinilerde var. Minare üzerinde; 8 tane yiv var. Yiv; hani silahların namluları içinde de oluyor ya, sipiral biçimli oyuk demektir. Minarenin yüksekliği, 45 metre kadar. Şerefesine; 92 basamaklı merdiven ile çıkılıyor.

Hemen yanında; yivmi minare cami var. Minarenin batısında. Caddenin kıyısında. Anadolu, çok kubbeli cami türünün en eski örneği. Yarım küre şeklinde, 6 kubbe ile örtülü. 1372 yılında, Balaban Tavşiye isimli mimar tarafından yaptırılmış. Aslında, minare yapıldığında, burada eski bir Bizans kilisesi varmış.

Bu kilise; Selçuklu Sultanı Alaattin Keykubat tarafından, yivli minare de eklenerek, camiye dönüştürülmüş. Ama; bu yapı, daha sonraki yıllarda, bilinmeyen bir nedenle yıkılmış ve yerine şu an görülen cami yapılmış.

Yani; minare daha eski. Evet, caminin yapısında, antik kalıntılardan da yararlanılmış. Çünkü: kullanılan taşlar üzerinde, yer yer, antik yazı ve işaretler görülmekte. Cami ve minare, en son 1955 yılında restore edilmiş, 1972 yılına kadar arkeoloji müzesi olarak kullanılmış.

Evet; Antalya’ya gittiğinizde önünden geçeceksiniz. Geçerken, bir ara dönün bakın, çünkü: üzerinde bulunan yivler ve firuze renkli görüntüsü nedeniyle, başka bir yerde görmeniz mümkün olmayacak bu yapıyı. İlginç bir yapı.

Antalya şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Antalya Hadrian Kapısı

Antalya Hadrian Kapısı

Antalya şehir merkezinde; nereyi gezelim, nereyi görelim, nereye gidelim? Evet; şehir içinde görebileceğiniz ilginç bir yapı: Hadrian Kapısı. Şehir içinde; doğuya ilerlerken, Atatürk Meydanı’nı geçtikten sonra, sağa dönen Atatürk Caddesi üzerinde ilerlerseniz , hemen sağ yanınızda kalıyor.

Şehrin merkezi yerinde, mutlaka önünden geçeceksiniz. Yürüyerek ulaşabilirsiniz. Hatta: bence kaleiçi bölgesini gezmek ve yat limanına gitmek için, başlangıç olarak, bu kapıyı seçmelisiniz.

Antalya Hadrian Kapısı

Evet; Hadrian Kapısı, Antalya’nın en iyi korunmuş tarihi yapılarından. Bir Roma eseri. MS.130 yılında, Roma İmparatoru Hadrian adına yaptırılmış. Bu Hadrian isimli imparator: en gezgin Roma imparatoru olarak biliniyor.

Yani: sürekli gezinmiş ve her gittiği yerde, ziyareti anısına, bu tür yapılar yapılmış. Ancak, bu kapı: uzun yıllar kullanılmamış. Çünkü; şehir surları, kapının dış kısmını kapatmış. Belki de, kapının günümüze kadar yıkılmadan gelebilmesinin en büyük nedeni bu. Yani; uzun yıllar kullanılmamış olması.

Şehir sur kalıntılarının yıkılması ile, kapı tamamen ortaya çıkarılmış. Üst kısmında: kubbe şeklinde, üç açıklık var. Sütunları hariç, tamamen mermerden yapılmış. Oyma ve kabartma süsleri, muhteşem güzellikte. Kapının orijinalinin iki katlı olduğu sanılıyor. Ama, yıkılmış olduğundan, üst kat hakkında bilgi yok.

Kapının iki yanında; kapı ile aynı zamanda yapıldığı düşünülen iki kule var. Bunlardan; güneydekinin adı: Julie Sancta kulesi. Süslemesiz, blok taşlardan yapılmış. Kuzeydeki kulenin ise, yalnızca alt kısımları antik çağdan yani kapının yapılış zamanından olduğu sanılıyor, üst kısımları Selçuklular zamanında yapılmış.

Kapının önünde durup, birkaç dakika düşündüğünüzde: kapının ön tarafında, Antalya şehrinin günümüzdeki modern yüzünü, arka tarafında ise, eski çağlardaki Antalya’yı görebilme şansınız var.

Aynı andaki bu iki görüntüyü izlerken, inanıyorum ki, kapının geçmişle günümüz arasında gerçekten bir köprü olduğunu düşüneceksiniz. Kapının içinden geçip, öbür yanına ulaştığınızda: şehrin “Kaleiçi” bölümü, yani eski daha  doğrusu ilk kuruluş yıllarındaki bölümü karşınıza çıkıyor.

Yani: Hadrian kapısı, yukarıda da söylediğim gibi, şehrin modern ve eski kesimleri arasında bir geçiş yeri gibi olmuş. Özellikle: akşam olduğunda, kapı gayet güzel ışıklandırılıyor. Tarih meraklılarının mutlaka görmelerini öneririm.

Antalya şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Antalya Cam Piramit

Antalya Cam Piramit

Evet; Antalya’ya gelip de; biraz da, kültürel etkinliklere katılmak isteyen ziyaretçiler için, büyük olanak, cam piramitten söz etmek istiyorum. Aslında; elbette, şöyle denebilir; ” bu güneş, deniz, kum ve son yıllarda eğlence olanakları sunan cennet gibi kentte, kapalı mekanlardaki kültürel etkinliklere katılmayalım “.

Bu tercih konusu, inanın güzel ve tanınmış sanatçıların konserlerini izleme şansınız olabilir. Gitmeseniz de, mutlaka önünden, yanından geçeceksiniz, bu ilginç ve büyük yapının. Yeri. yüzüncü yıl bulvarı üzerindeki kültür parkta. Yeşillikler içinde. Havadar bir mekan.

Evet; cam piramit olarak isimlendirilen yapının temeli, 1996 yılında atılmış ve 1997 yılında inşaat bitirilerek, tesis hizmete açılmış. Burada yapılan en tanınmış organizasyon: Altın Portakal Film Festivali. Ayrıca; uluslararası düzeyde, çeşitli kongrelerde yapılmakta.

Antalya Cam Piramit; Yaklaşık; 4500 metrekarelik alan üzerine kurulu. Bodrum ve zemin kat olmak üzere, iki katlı. Üzeri: renkli ısıcam ile, piramit uzay çatı ile örtülmüş. Üç salonu var. Bunlar: Toros (200 kişilik), Meltem (440 kişilik) ve Düden (330 kişilik) Salonları. Ayrıca; 1500 stant kapasiteli, sergi ve fuar alanı var. Elbette; tüm salonlar, muhteşem ses ve ışık gösteri tertibatları ile donatılmış.

Evet, daha fazla ayrıntıya girmek, sanırım yersiz. Arzu edenler, zaten daha ayrıntılı bilgilere ulaşacaklardır. Benim burada söylemek istediğim şu: bu mekanda, ilginç bir mimari tasarım var.

Gidip görülebilir. Özellikle: basın, yayın organları veya çarşı içindeki bilet satış noktaları veya şehir içindeki bilboardlar takip edilerek, bulunduğunuz dönemdeki: konserler, festivaller, fuarlar, yarışmalar gibi etkinlikler görülebilir ve tercihinize göre bunlardan biri veya birkaçına katılınabilinir.

Çünkü; gerçekten güzel dizayn edilmiş bu mekanı görmenizde yarar var. Özellikle; konserlerdeki (gerek klasik, gerekse pop tarzı konserlerdeki) akustik harika.