Antalya Beldibi

Antalya Beldibi

Antalya’nın 25 km. batısında. “Olympos Beydağları Sahil Milli Park” ı içinde. 4000 dönümlük, ince uzun bir ova üzerinde. Yüz elli yıl öncesine kadar, buralar, tamamen meşe ormanları ile kaplı imiş.

Beldibi denince, aslında buraya varmadan, hemen yolun solunda, yol ile deniz arasında kalan güzel bir plaj bölgesi ve hemen kının karşısında yöre halkının “sıçan adası” olarak isimlendirdikleri bir ada göreceksiniz.

Topçam plajı: Antalya’nın en çok ilgi gören, çam ormanları içinde bir plajı. Dalış yapmak isteyen amatör dalgıçlar için, bu sahil ideal bir yer.

NESOS LYRMATEİA-REŞAT ADASI/SIÇAN ADASI/GÜVERCİN ADASI:

Topçam plajının hemen karşısındadır. Zaman içinde değişen isimleriyle bilinir. “Lyrnas Adası” anlamındaki adını, karşı kıyıdaki Lyrnas’tan aldığı anlatılmaktadır. 

Pseudo Skylas: “Lyrnateia” olarak söz eder. Roma dönemindeki adı “Çekirge Adası” anlamındaki “Attelebusa” dır. İtalyan denizcilere yol gösteren bahriyenamelerde Renathia, Aratia gibi isimlerle geçer. Piri Reis 1522 tarihli eserinde Güvercin adası demiştir. 18-19’ncu yüzyıl kaynaklarında rasat olarak geçmesi nedeniyle, burada köle satışının yapıldığı düşünülmüştür. 

Antalya limanının hemen batısında, kıyıdan 700 m açıkta, küçük, kayalık bir adadır. 

Bir yanı dik, ulaşılmaz bir kayalık, diğer yanı denizden itibaren dik yamaçlanan kayalık yapıdadır. 

Sahile bakan tarafında su kotuna yakın paralel bir koruma duvarı uzanır. İşçiliği Bizans dönemine işaret eder. Osmanlı döneminde de kullanılmıştır. Asıl erken kalıntılar tam tepededir. Kuş pisliklerinin kapladığı yoğun cangıl içinden sürünerek zorla çıkılır. Ve, adının neden güvercin/kuş adası olduğu da böylece anlaşılır.

Tepede kule bulunmaktadır ve işçiliği Helenistik dönemdendir. Kule, Antalya tarafında ve tüm Akdeniz’e bakmaktadır. Kulenin sahil tarafındaki yamaçta yoğun bitkiler arasında birkaç yapı bulunur. Bunlardan ikisi, iyi yalıtılmış sarnıçtır. Bunların da işçiliği tepedeki kuleyle aynıdır. Anlaşılan burada bir deniz garnizonu konumlanmıştır. Bugün ise hemen dibinde Balıkçı Barınağı bulunuyor.

Söylentiye göre: Harrunnür Reşit zamanında, bu ada Arap donanması için bir süre donanma üssü olarak kullanılmış ve adaya bu nedenle, bu isim verilmiş. Ancak yerli halk, daha öncede söylediğim gibi, adanın kıyıdan görünümü sıçana benzediğinden, adaya sıçan adası ismini takmış.

Ada, görüldüğünde sanki kıyıya yakın gibi duruyor ve buna güvenip veya aldanıp demek sanırım daha doğru olur, adaya kadar yüzmeyi deneyenler oluyormuş. Başarıp ta adaya yüzebilenler ise, adanın çevresindeki muhteşem akıntıya kapılıp gidiyorlarmış, yani “böyle bir denemeyi aklınıza bile getirmeyin “demekte yarar var.

Evet; Beldibi, 1994 yılında belde olmuş.

Doğası, narenciye ürünleri, yürüyüş yolları, günübirlik piknik alanları, turistik tesisleri ve çevresindeki alışveriş merkezleriyle, bugün önemli turizm merkezlerinden biri haline gelmiş.

Buranın en büyük özelliklerinin başında: çok miktarda ve ülke turizmine büyük hizmet veren; tatil köyleri ve otellerin bulunması.

Ayrıca: mağaraları ile ünlü. Sarıçınar, Hayıtlıgöl, Belbaşı, Haçlı ve Beldibi Mağaraları var. Bu mağaralar yol üzerinde değil. Mağara gezilmesi yönündeki tercihinizin olması ve de ana yoldan sapmanız gerekiyor.

Bu nedenle; ayrıntıya girmiyorum. Yalnızca, yol üzerindeki bir mağaradan kısaca söz edilebilir. İlginizi çekerse, kısa bir mola verip, ana yoldan fazla ayrılmadan, bu mağarayı görebilirsiniz. Evet, bu mağara, Beldibi (Kumbucağı ) Mağarası. Sınığak biçiminde. Beldibi plajının yakınında.

Denizde 50 metre uzakta ve 25 metre yükseklikte. Çamdağ Tüneli, mağarayı bulmanıza yardımcı olabilir. Şöyle ki, tünel girişinin yanında, mağaraya gelen ziyaretçiler için otopark var. Tel örgü ile çevrili olan mağaranın ön kısmında, Antalya Müzesi tarafından konulan bir tanıtım levhasını görebilirsiniz.

Mağarada yapılan araştırmalardaki buluntular, buradaki yaşamın, neolitik çağlara yani MÖ.10 binlere kadar gittiğini ve devamlı olarak iskan yeri olarak kullanıldığını belirliyor. Buluntular arasında; çakıl taşına boyama ve kazma yolu ile işlenmiş veya heykel şekline getirilmiş sanatsal nitelikte eserler yer almakta. Bunlar; Antalya Müzesinde.

Günümüzde, mağarayı, dar bir kumsalın denizden ayırdığı mağara içinde neler görülebilir? Arka duvarlarında bulunan resimler dikkati çekiyor.

Çok eski devirlerden kalan bu resimlerin benzerlerine, ne Anadolu’nun başka diyarlarında ne de dünyanın başka bölgelerinde rastlamanın mümkün olmadığı sanılıyor, yani çok ender bulunabilecek orijinli, ilginç 15 tane resim var.

 

LYRNAS-BELDİBİ-HAYITLIGÖL  

Evet Beldibi günümüzde her ne kadar tatil köyleri ve otellerin yoğun olduğu bir yer olsa da bir  zamanlar yani antik dönemdeki Beldibi nasıldı? Şimdi ondan söz edeceğim.

Miletli Hekataios: “Lyrnas’ın Pamphylia’da bir polis olduğunu” söyler. Helenistik dönemde ise bir kasaba olarak söz edilmektedir. 

Thebe ile aralarında 7.5 km mesafe vardır. 

Lyrnas, Homer’de “Lyrnessus” olarak Thebe ile birlikte anılır. Beldibi’nin 3 km kuzeydoğusunda, Hayıtlıgöl’dedir. 

Küçük bir kayalık üzerinde kurulu kentten 30-40 civarında Helenistik ve Roma yapısı günümüze kalmıştır. Bizans dönemine ait bir yapı gurubu da gözlenmiştir. Yapıların kaya kesimleri görünür. Helenistik bir yazıtta “Tenedos ile Phaselis arasında bir anlaşma yapıldığı” öğrenilir. Yalın lahitler, basit kiremit mezarlar ve khamosorion mezarların varlığı görülür. Arapsuyu’nda yapılan bir kazıda Lyrnas’taki gibi kiremit mezarlar bulunmuştur. 

Stadiasmus Maris Magni’den yola çıkılarak Konyaaltından Beldibine kadar Tenedos, Thebe ve Lyrnas’ın lokalizasyonu bilinmektedir. Ancak bu küçük yerleşimlerin sahil kolonileri olduğu düşünülür. 

BELDİBİ MAĞARASI:

Beldibi çevresindeki dağlarda çok sayıda mağara bulunmaktadır. Bunların bir kısmının prehistorik adam tarafından kaya sığınağı olarak kullanılmış olduğu saptanmıştır.

Kumbucağı, Hayıtlıgöl, Sarıçınar ve Haçlı mağara, duvarlarında kaya resimleriyle 15-20 bin yıl önceye, Üst Paleolitiğe tarihlenir. Demir oksitten elde edilmiş kırmızı boya ile çizilmişlerdir. Çok basit çizgisel şekillerden oluşan kaya resimlerinin konusu belirsizse  de haç biçimindeki çizimlerin insanı temsil ettiği öngörülmektedir. Bunlar, muhtemelen o mağarada yaşayanların resimleridir. Yani ilk Beldibi sakinlerinin fotoğraflarıdır. Beldibinde 6 tane Paleolitik sığınak olduğu belirtilir. Bu kültürler topluluğu, Beldibi prehistorik kazılarını yürüten uzmanlar tarafından “Beldibiyen, Kemeriyen, Belbaşıyen” olarak adlandırılmış ve bölge prehistoryası, yerel isimlerle simgelenmiştir. 

Beldibi-Kumbucağı sığınağının 2.5 km kuzeybatısında Belbaşı sığınağı bulunur. Burası Beldibinden daha sonra iskan görmüş ve aynı zamanlarda terkedilmiştir. Çok sayıda kemik aletler, mikrolitikler genellikle avlanmak ve deri işçiliği gibi işlerle ilgilidir.

Avlayıp besledikleri hayvanların çoğunluğunun geyik, dağ keçisi ve domuz olduğu, ele geçen yanmış hayvan kemiklerinden anlaşılmıştır. Asıl ilginç olan ise, bir genç kıza ait yanmış kemiklerin bulunmasıdır. Kemik üzerindeki çentiklerin, içteki iliğin çıkarılması amacıyla yapıldığının kesin olduğu, dolayısıyla sığınakta insan da yenmiş olabileceği düşünülür. 

Hisarçandır’da bulunan Karain sığınağı, bölgede dönemler  boyunca kullanılmış daha pek çok sığınak olabileceğini gösterir. Karain sığınağı duvarlarında insanlar, geyik ve dağ keçileri resmedilmiştir. 

Yazısız zamanların ardından, 3 binden itibaren yerli Solymlerin yaşadığı bölgeye dahildir. Pamphylia denizinin batısında sahili perdeleyen Bey Dağlarının batısına Lykia Bölgesi halkları ve doğu kesimine de Greklerin gelmesiyle asıl yerli halk, topraklarından olmuş, merkez Termessos’a, Mnara’ya ve dağlara doğru geri çekilmiştir. 

Beldibi, sarp kayaların sahile dik indiği zor bir arazi yapısına sahiptir. Bugün, sık sık tünellerle geçilmesi bundandır. Bu zorluğu, yolsuz zamanlarda, herkes gibi, İskender de yaşamıştır. Makedon kralı İskender’in, Klimaks (Merdiven) dağlarının aşılmaz kayalıkları karşısında sahilden, çoğu zaman deniz içinden ilerleyebilmiştir.

Bu  durumu Strabon şöyle anlatır: “Pamphylia Denizi kenarında Klimax olarak adlandırılan ve sahil kenarında, durgun havalarda yolcuların ancak geçebileceği kadar meydana çıkan, deniz kabardığında ise  dalgalar ile tamamen örtülmüş dar bir geçit noktası bırakan bir dağ bulunmaktadır. Dağ aşırı giden yol dolambaçlı ve dik olduğu için iyi havalarda sahil yolu kullanılır. İskender ise, kışa yakalanmasına rağmen şansına aşırı inanan biri olarak, dalgalar çekilmeden önce yola çıktı ve askerleri bütün gün göbeklerine kadar suya batarak yürüdüler”

Evet, Beldibi hakkındaki bu ana girişten sonra, Şimdi Beldibi Mağarası:

Beldibi Mağarası: Antalya-Kemer sahil yolunda Çamdağ tünelinin çıkışındadır. Denize 800 metre uzaklıktadır. Denizden 25 m yüksekliktedir.

Mağara Kemer merkeze 19 km uzaklıktadır. Giriş ücretsizdir.

Mağara: 1956 yılında keşfedilmiştir. Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Kemer Beldibi Mağarası

Mağaranın genişliği 5 metre, derinliği 4 metre ve yüksekliği 3.5 metredir. Sığınağın taban kodundan 12 metre yukarıdadır. Mağara: 12 metre kalınlığında dolgu toprağına sahiptir.

Mağarada yapılan kazılar sonucunda: mağarada 6 farklı katmanla karşılaşılmıştır. Eski dönemlerde mağarada yaşayan toplumların, avcı ve toplayıcı oldukları anlaşılmıştır.

Mağara içinde: Paleolitik, Metolitik ve Neolitik dönemlere ait buluntular vardır.

Ancak günümüzde mağaranın içinde bulunan dolgu tabakaları, yağmur suları ve rüzgarların oluşturduğu doğal tahribat nedeniyle yok olmuştur.

Mağarada yapılan arkeolojik araştırmalarda: toplam 6 tabaka teslim edilmiştir. Üst Paleolitik ve Mezolotik döneme ait çakmaktaşı aletler bulunmuştur.

Beldibi mağarası iki bölüme ayrılmaktadır.

Bu bölümler: Yukarı Beldibi ve Aşağı Beldibi bölümleridir.

Aşağı Beldibi Mağarası-Kaya Sığınağı:

Mağaranın altında: kayalığın yarım daire biçiminde, teras halinde denize uzanan kısmında, terasın genişlediği yerde 3 metre uzunluğunda cephesi olan, derinliği ise birkaç metreyi geçmeyen bir “Kaya Sığınağı” vardır.

Esas kazı yapılan yer burasıdır.

Burada: 6.20 metre derine inilerek kazılar yapılmıştır.

BULUNTULAR:

Bu sığınakta yapılan çalışmalarda çok sayıda bulgu elde edilmiştir. Üst Palaolitiğe ait olan bu bulguların en ilginci: üzerinde insan çiziminin bulunduğu bir çakıl taşıdır. En önemlilerinden biri de 16 cm uzunluğunda bir balık figürüdür. Gözü, ağzı ve hatta üstündeki pulları bile işlenmiş olan balık, Anadolu’da bilinen en eski heykelciktir. 

B tabakasında çanak-çömlek bulgularla Neolitik katman tanımlanır. Artık tarım zamanıdır ve artık mağara terkedilmiştir. Bunun ardından Beldibin’de ilk köy kurulmuş olmalıdır. 

Kaya sığınağının arka duvarında: 1956 yılında boyalı resimler keşfedilmiştir. Kaya altı sığınağı duvarlarında; şematize edilen insan, dağ keçisi ve geyik resimleri bulunmaktadır.

2014 yılında duvar resimleri levha ile kaplanarak koruma altına alındı. Ayrıca mağaranın girişi de define avcılarından korunması için, tel örgü ile çevrildi. Ancak günümüzde bu koruma şemsiyesinin de tahrip edildiği görülmektedir.

Ayrıca: burada çeşitli objeler bulunmuştur. Burada, çakmak taşından olta benzeri aletlerle birlikte çeşitli çakmak taşı aletler bulunmuştur. Bunlar: muhtemelen değişik bir ok ucu veya delici olarak işlev taşımaktadır.

 

Antalya şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Antalya Konyaaltı Beach Park

Antalya Konyaaltı Beach Park

Antalya Konyaaltı Beach Park: Evet, Antalya’da şehir içinde gezimize devam ediyoruz. Konyaaltı Bulvarından, yani deniz kıyısına paralel geçen caddeden; batıya doğru ilerlediğinizde, kavşağı geçin ve büyük otelin hemen solundan kıvrılıp, varyanttan aşağıya iniyorsunuz ve karşınıza; beach park bölümünün giriş kapısı çıkıyor.

Buraya; toplu taşım araçları ile de ulaşmak mümkün. Bilet alarak, kapıdan giriyorsunuz. Özel araçla giriş ücretlidir.

Yayan girdiğinizde ise, herhangi bir ücret ödemek söz konusu değil. İçeride, özel plaj alanlarının arasında kalan boşluklardan bedava denize girmek mümkün. Ama sanırım bu durum, beach park bölgesi içindeki insan profilinin kalitesini etkilemiş.

Evet, özel aracınız ile giderseniz; otopark sorunu yok. Bölgede; hemen girişten itibaren, ilerledikçe, bol miktarda otopark var. Ancak, kapıdan bilet alıp girdikten sonra, içeride, iki yol var. Bir yön koru yolu, diğer yön ise sahil yolu.

Koru yönüne girerseniz, özellikle gece giderseniz, sizi karanlık, loş ve boş bir bölge bekliyor, yani buraya girmeyin. Sahil yolunu tercih edin, burada birçok restoran, lokanta, eğlence mekanı var. Bunların hepsinin önünde de otopark yerleri mevcut.

GENEL

Antalya Konyaaltı Beach Park: Antalya’da; şehrin doğusunda ve batısında olmak üzere, iki sahil kesimi var. Doğuda; Lara ve batıda ise, Konyaaltı sahili. Bunların birbirinden ayırt edici özellikleri şunlar: Lara sahili: kıyıdaki kumsalı ince kum, denizi nispeten dalgasız ve deniz altı kum ve daha ileri seviyede derinleşiyor.

Konyaaltı sahili ise; kıyıdaki kumsalı çakıllı, denizi dalgalı ve deniz genellikle birden derinleşiyor. Denizden yararlanmak isteyenler: kendi tercihlerine göre; Konyaaltı sahilindeki beach parkı veya Lara sahilindeki nispeten daha sade yapıların bulunduğu beach parkı tercih edebilirler.

Öneri mi? Eğlence, hareket ve nispeten dalgalı ve derin denizi tercih edenler , Konyaaltı beach parkını, sakinlik ve güzel bir deniz arayanlar ise, Lara beach parkını tercih edebilirler.

Evet; Konyaaltı beach parkı; Antalya’nın muhteşem Konyaaltı sahilinde ve son dönemde, artan beach park kültürünün, Antalya’daki en güzel örneği. Denizin mavisi ve doğanın yeşilliği ile çevrili bir alan. Restoranlar, barlar, beach clubler var.

Yeşille mavinin buluştuğu sahilde, geniş yürüyüş yolu var. Ayrıca; paintball, su sporları, aqualand su parkı, dolphinland ile alternatif eğlence mekanları sunulmuş ki, bunlar da burası için ilave avantajlar.

Beach parka gittiğinizde; bu güzellikleri görüp, Antalya’ya aşık olmamanız elde değil. Bu tür yerler açılmadan önce; Antalya, yalnızca bir deniz, güneş, kum diyarı iken; burası ve benzeri yerlerin açılması ile, nispeten eğlence sektörü de gelişti. Yani; insanların, akşamları yürüyüş yapabilecekleri, müzik dinleyip eğlenebilecekleri değişik tür mekanlar oluştu. Bugün için; her ne kadar büyük ve dağınık ise de, Türkiye’de bulunabilecek en güzel ve büyük mekanlar silsilesi. İnsanlar, özellikle akşamları, buraya güzel kıyafetlerini giyerek geliyorlar.

Yurt dışından veya yurt içinden gelen misafirlerini, buradaki restoran ve eğlence yerlerinde ağırlıyorlar. Yani; canı gezmek isteyen herkes, burada. Yalnızca; bir kısım rahatsız edici tip insanın varlığı bile, bence, bu güzelliği bozmaya yetmez, çünkü, bunların da, yani rahatsız edici tip insanlarımızın da, zamanla bu güzellikleri yaşaya yaşaya kanıksayacağını ve rahatsızlık verici davranış ve bakışlarından uzaklaşacaklarına inanıyorum.

Sonuçta; burası Antalya. Kendisine istikbal/gelecek olarak, yabancı birini bulup, değişik bir ortama çıkmayı ve yaşamayı düşleyen, bir kısım tip insanımızın bulunduğu kesin.

Evet, gezimize devam ediyoruz. Beach parkı değerlendirirken, birkaç yönden değerlendirmekte yarar var. Şöyle ki, beach park, yalnızca tek bir mekan değil. Antalya’nın Konyaaltı sahilinde kurulmuş; plajlar, kafeler, barlar ve restoranlardan oluşan, yeşilliğe de sahip büyük bir alan.

Yani: burada, insanlar için alternatif her türlü eğlence mekanı var. 10-20 km. daha uzağa gidip, denize girecek yer aramak yerine, buraya gelinebilmesi büyük imkan. İnsanlar, burada rahatlıkla denize girebiliyorlar.

Sahilde, oldukça geniş bir alanda; güneşlenip denize girmek isteyenler için, birbirinden farklı ve keyifli tesisler var. İsteyen; kumsalda şezlongunda, isteyen yürüyüş yolunun kenarındaki platformda kalabiliyor.

Tüm tesislerde, yemyeşil çimlerin üzerine konulan; armut koltuklar, minderler var. Bunlara, yayılıp oturmak, muhteşem bir keyif. Ayrıca; bu tesislerde, fast food tarzı yiyecekler bulmanız da mümkün. Elbette; duş, tuvalet gibi alanlar da yeteri kadar var.

İsteyenler; yemek yiyebiliyorlar, bir şeyler içebiliyorlar. Sahildeki, kulüplerde, parkın arka bölümünde bulunan tesisler, oldukça geniş ve yemyeşil bir alana yayılmış. Bu geniş bahçe; akşamları, restoranların müşterilerine ev sahipliği yapıyor.

Farklı tatları ve yemek kültürlerini barındıran, farklı müziklerin yapıldığı birçok restoran bulmak mümkün.

Çimlerin üzerindeki: masalarda, armut koltuklarda, binaların üzerindeki teraslarda ve hatta bahçedeki salıncaklarda oturarak, yemek yeme seçenekleri var. Fiyatlar elbette pek uygun değil. Menü inceleyerek, herhangi bir yere oturabilirsiniz.

İsteyenler için ise, eğlenceye yönelik barlar ve diskolar gibi mekanlar da var. Sabah plajda başlayan gün, akşam yemeğinde sona ermiyor. Eğlenceye devam etmek isteyenler için, bölgedeki barlarda, doyasıya eylenmek mümkün.

Gece bara dönüşen kulüplerin yanı sıra, restoranların ilerisinde, farklı konseptlerde bar ve eğlence yerleri var. Herkesin müzik tarzına göre, farklı bir bar seçeneği mevcut.

AKTİVİTELER

Antalya Konyaaltı Beach Park; Evet, burada denize girebilirsiniz. Gerek şehir merkezine yakınlığı ve gerekse çok daha büyük ve ayrıntılı tesis yapısı ile, avantajlı ve Lara tarafına nazaran öncelik alıyor.

Ayrıca; burada denize girmeyi düşünenler için, en başlıca ayrıntı; mavi bayrak bulunması. Mavi bayrak: Avrupa Çevre Eğitim Vakfı (EEE) nın, 1987 yılından beri yürüttüğü, deniz ve göl sularının temizliği, kıyıların düzeni, plaj hizmetlerinin niteliğini yükseltmeyi amaçlayan bir kampanya.

Yani; gerek kumsal ve gerekse deniz olarak; mavi bayrak sahibi olmanın, bir sürü, kıstası yerine getirilmiş ölçüde. Yani; bu gerekli mavi bayrak kıstaslarının başında; temizlik olduğunu düşünürsek; denizin temiz olması büyük bir avantaj.

Bu arada; denize girmenin yanında, su parkında, su kaydıraklarında hoş vakit geçirmek isteyenler için; burada, Aquaparkın bulunması büyük bir imkan. İsterseniz, oradan da yararlanabilirsiniz.

Türkiye’nin en güzel ve güzel olmasının yanında pahalı olduğunu düşündüğüm; Hilside-Su otelinin hemen yanında aquapark.

KONSERLER-FESTİVALLER

Burada; konserler ve festivaller hiç durmadan, bütün sezon boyunca devam ediyor. Özellikle; 2007 yılında, uluslararası kum heykel festivalinin burada yapılmış olması, buraya ayrı bir değer katmış. 5000 metre karelik alan üzerinde, yerli ve yabancı yaklaşık 70 heykeltıraşın katılımı ile yapılan festivalin teması: bin bir gece masalları imiş.

Umarım; ileri ki yıllarda da, bu tür festival ve etkinlikler durmaksızın sürekli hale getirilir. Evet; bundan başka; buradaki disko-bar türü eğlence yerlerinde, ünlü sanatçılar tarafından, sık sık, canlı konserler verilmekte.

Ama özellikle; toplu ve halka yönelik konserlerin yapıldığı bir yer var; açık hava tiyatrosu. Anfi tiyatro tarzında yapılan bu mekanda, zaman zaman, ünlü sanatçılar konser vermekteler.

Çam ağaçlarının arasında bulunan mekanda, ünlü bir sanatçının güzel sesi ve şarkılarını dinlerken, gökyüzüne baktığınızda, milyonlarca yıldızı görebiliyor olmanın keyfi, gerçekten muhteşem, fırsat bulursanız mutlaka yaşayın. Şehir içindeki bilboardlarda, burada yapılacak konserlerin sürekli olarak ilanları verilmekte.

Bunlardan birine gitmeyi mutlaka düşünün.
Konserler dışında; sahil kesiminde; uluslar arası ve ulusal; plaj hentbolu ve voleybolu turnuvaları düzenlenmekte.

DOLPHIN LAND

Antalya Konyaaltı Beach Park: Türkiye’deki ilk yunus balıklarının gösteri merkezi. Burada: yunuslarla birlikte; havuzda yüzebilir, fotoğraf çektirebilirsiniz. Sevimli yunusların gösterilerini izlemek, özellikle çocuklar için çok etkileyici bir eğlence. Gösteriye: Mila ve Melina adında beyaz balinalar, Alisia ve Suera adında yunuslar, Gena ve Daşa adında deniz kedileri katılıyor.

Evet; Antalya’ya gelip de beach parka gitmemek mümkün olmaz. Mutlaka zaman ayırın. Hiçbir aktiviteden yararlanmak istemeseniz bile, parkı gezmek ve görmek, yürüyüş yolunda yürümek, çimlerin üzerindeki tahta masalarda yemek yiyenleri eğlendirmeye çalışan, müzisyenlerin çaldıkları eğlenceli müzikleri veya disko ve barların anfilerinden çıkan yüksek volümdeki müzikleri dinleyerek, yürüyüş yapmak bile, keyif almanıza yetebilir.

Özellikle; akşamları, gerek serinliği ve gerekse ortamın değişik ışıklandırılmış güzelliğini ve havasını mutlaka görün. Sonuç olarak: Konyaaltı beach park bölümünü genellikle her yıl görme fırsatım oluyor.

Bu yıl, yani 2010 yılında gördüğümde, buranın eski kalitesinden uzaklaştığını, birçok eğlence mekanının kapandığını gördüm. İki mekan yan yana, her ikisinde farklı tür müzik çalınıyor, şehir içinde açılan çok sayıdaki eğlence mekanı nedeniyle, buradaki mekanların büyük kısmı kapanmış.

Bölgenin hareket yoğunluğu azalmış, insanlar eskisi gibi burada yürüyüş yollarını ve eğlence mekanlarını doldurmuyorlar. Az sayıda insan dolanıyor ve dolanan bu insanların büyük çoğunluğu, bayan ve özellikle turist bayan aramak için buraya akın eden vatandaşlarımız. Sonuçta, bir arkadaşım şöyle dedi:”  gece yarısı İstanbul da İstiklal caddesinde dolanırım, ama burada dolanamam, çünkü güvenlik sıkıntısı olur”

Şöyle bir baktım, yollarda dolaşanlara, biraz önce duyduğum ve yazdığım sözlere hak vermemek elde değil. Sanırım, birkaç yıl sonra, Konyaaltı Beach Park, iyice yalnızlığa, sessizliğe, sakinliğe itilecek.

2018 yazında gördüğüm, ışıklı bandjumping insanları buraya çekmek için çözüm olur mu, gece atılan havai fişekleri insanları buraya çekebilir mi bilmiyorum. Ama sanırım insanların tüm bunların yanında en büyük arzusu, emniyet ve güvenlik içinde eğlenebilecekleri ortamlar olması.

Bence, bu mutlaka sağlanmalı. Beach park içinde gördüğüm güvenlik elemanları arttırılmalı, firmalar gelen müşterilerine, adisyon-hesap konusunda güven vermeli diye düşünüyorum. İyi tatiller.

Antalya şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için. 

 

 

Antalya Konyaaltı

Antalya Konyaaltı

İlçe: Antalya-Kemer karayolu üzerindedir. Konyaaltı, Antalya hava alanına 20 km uzaklıktadır.

TARİHİ

Likya uygarlığı döneminde, bölgede kurulu olan şehrin ismi “Olbia” dır. Muhtemelen bu şehrin merkezi Diliktaş’tır ve Arapsuyu ağzı ve çevresinde kurulmuştur.

Aynı dönemde, günümüzde “Kaleiçi” olarak adlandırılan yerde “Atteleia” (günümüzdeki Antalya şehri) kurulur. Ancak Olbia, Atteleia şehrinden çok önce vardır. Apameia barış anlaşmasıyla Bergama krallığı adına Pamphilia’ya sahip olan Kral II. Attalos: Olbia şehri varken hemen yanında yeni bir liman şehri kurmak istemesinin sebebi: antik Olbia coğrafyasında gizlidir.

Olbia şehrinin bulunduğu yerdeki Arapsuyu, alüvyonları ile rıhtımı doldurmuş ve rıhtım zamanla kullanılmaz hale gelmiştir. İşte, bu yüzden yeni bir şehir olan Atteleia kurulmuştur.

Neden “Konyaaltı” ismi kullanılmıştır. Bölge Antalya şehrinin falezleri üzerinde bulunduğundan “Koyaltı” şeklinde anılırken, zamanla “Konyaaltı” na dönüşmüştür. Konyaaltı’nda 1994 yılında Belediye teşkilatı kurulmuştur. 2008 yılında Antalya Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde ilçe olmuştur.

Antalya Konyaaltı

GENEL

Antalya şehrinin batı ucunda bulunan bir yerleşim yeridir. Aynı ismi taşıyan plajı ile ünlüdür. Falezlerin bittiği yerden başlayan plaj, Antalya limanına kadar 4-5 km boyunca uzanır.

Antalya Konyaaltı

GEZİLECEK YERLER

Antalya Konyaaltı Migros AVM

ANTALYA MİGROS AVM

Arapsuyu bölgesinde, Atatürk Bulvarı üzerindedir.

Oldukça büyüktür, Antalya’ya gelip te bunu görmemek mümkün değil, bir şekilde önünden geçersiniz.

Antalya’nın ilk Alışveriş Merkezi, 6 Haziran 2001 tarihinde açılmıştır. Ulaşımı kolaydır, herkese uygun mağazalar vardır. Araba park yeri (1300 araçlık) oldukça uygundur, ancak özellikle hafta sonlarında aşırı kalabalık olduğu unutulmamalıdır.

Yemek yeme ve oturma alanları, güney tarafta Akdeniz ve Beydağı manzaralarına bakmaktadır. Her üç katta, çeşitli büyüklükte toplam 130 mağaza vardır. Antalya ziyaretinizde boş zamanınız olursa, özellikle yaz döneminde klimalı ve serin ortamda burayı gezebilir, en üst katında yemek bölümünde muhteşem güzel manzara eşliğinde bir şeyler atıştırabilirsiniz.

Antalya Konyaaltı Lunapark

LUNAPARK

Antalya Akvaryum ve Konyaaltı Halk Plajı ile Migros Alışveriş Merkezi yakınındadır. Antalya ilinin en büyük lunaparkıdır. Giriş ücreti alınmıyor, aktivitelere katılmak için girişteki gişelerden jeton almak şart, 6 yaşından büyük çocuklar için uygun olduğu belirtiliyor.

Özellikle dönme dolaba binmenizi öneririm, 90 metre yüksekliğe kadar çıkıyor. Türkiye’nin en büyük, Avrupa’da ise 2’nci büyük dönme dolaptır. (en büyük Londra “London Eye” dir.) Dönme dolabın malzemeleri Çin’de üretilmiş ve gemilerle iki ayda, Antalya’ya ulaşmış, 8 ayda kurulmuştur. Kenti kuş bakışı izleme fırsatı sunan dönme dolabın bir turu 18 dakikada tamamlanıyor. Dönme dolapta 42 kapalı ve klimalı kabin bulunuyor. Bu arada, dönme dolabın ismi “Heart of Antalya” imiş.

Evet, özellikle akşamları çok iyi ışıklandırılıyor, zaten hemen Migros AVM karşısında, büyük olasılıkla bunun önünden veya yakınlarından geçeceksiniz, akşam ışıklandırmalar ilginizi çekecektir, özellikle çocuklu aileler için önerilir.

Antalya Konyaaltı Antalya Akvaryum

ANTALYA AKVARYUM

Şehir merkezinde Arapsuyu Mahallesi, Dumlupınar Bulvarındadır. Konyaaltı sahiline 70 metre uzaklıktadır. 15 Ağustos 2012 tarihinde ziyarete açılmıştır. 30 dönümlük arazi içinde, 15 bin metre kare kapalı alana sahiptir. Ülkemizde, turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerin başında gelmektedir. Her yıl, burayı 1 milyondan fazla ziyaretçi gezmektedir. Hemen bir uyarı, burada canlıların flaşdan etkilenmemeleri için fotoğraf çekimi yasaktır.

Eğlence merkezi 4 bölümden oluşuyor. Bunlar:

1-Akvaryum

2-Kar Dünyası-Buz Müzesi

3-WildPark.

4-Oceanride XD Cinema.

Antalya Konyaaltı Antalya Akvaryum

1-Akvaryum

Akvaryum bölümünde 40 tematik akvaryum bulunur. Ayrıca 131 metre uzunluğunda ve 3 metre genişliğinde, dünyanın en büyük tünel akvaryumu bulunur. Burada ana tankın içinde, yüzlerce köpekbalığı bulunuyor.

Antalya Konyaaltı Antalya Akvaryum

Özel eğitimli dalgıçlar tarafından elle beslenen köpekbalıklarının beslenme saatleri sırasında, nefes kesici görüntüleri izleyebilirsiniz. Ancak, akvaryum ziyaretinizde, girişte köpek balıklarının beslenme saatlerini sorarak öğrenin.

Antalya Konyaaltı Kar Dünyası-Buz Müzesi

2-Kar Dünyası-Buz Müzesi

Ziyaretçiler, girişte kendilerine verilen özel koruyucu kıyafetlerle buraya girebiliyorlar. 1500 metre kare kapalı alanda bulunan Kar Dünyası ve Buz Müzesinde geceleri gerçek kar yağdırılıyor.

Antalya Konyaaltı Kar Dünyası-Buz Müzesi

İçerisinde: iglolar, Aziz Nikolanın evi ve kafeler bulunuyor. Dışarıda sıcaklık 40 derecelerde iken, burada sıcaklık eksi 5 derece oluyor. Buz Müzesi bölümünde: dünyaca ünlü heykeltıraşların buzdan heykelleri bulunmaktadır.

Antalya Konyaaltı Wild Park

3-Wild Park

Bu özel olarak tasarlanmış alanda, yağmur ormanlarının vahşi yaşamı, çöllerin ve mağaraların gizemli dünyası tanıtılıyor. Farklı alanlarda karşılaşacağınız temalara uygun olarak özel ses sistemleri oluşturulmuştur.

Bunlar: muson yağmurları, mağaralardaki tıkırtılar, çalıların arasına saklanan canlılar, ağaçtan ağaca zıplayan maymunlar, çılgın kuşlar, çöl rüzgarları gibi seslerdir. Ayrıca, yine özel yerlerde, kapalı tanklarda: dünyanın dört bir yanından getirilmiş çok özel canlılar görebilirsiniz.

Antalya Konyaaltı Wild Park

Bunlar arasında bulunanlar: dünyanın en zehirli yılanları, en büyük örümcekleri, en dev kurbağa türleri, en tehlikeli akrepler, en tembel bukalemunlar, en sinsi timsahlar, en ilginç kertenkeleler sayılabilir.

4-Oceanride XD Cinema

Teras kattadır. Dünya denizlerini çok boyutlu sinema teknolojisiyle gezebilirsiniz. Dünyanın reel görüntülerden oluşan ilk üç boyutlu su altı yolculuğu buradadır. Kaptan Barbossa ile dünya denizlerinin efsanelerini gezebilirsiniz. Bu gezide: kambur balinaları, deniz aslanlarını, beyaz köpekbalıklarını görebilirsiniz. Ayrıca, 1’nci Dünya Savaşında Çanakkale’de batan Lundy gemisini de görmek mümkündür.

VR 360

Burada, 5 dakikada gökyüzünden Antalya ve çevresini keşfedebilirsiniz. Aspendos’tan Kaleiçi’ne, Üç Kapılardan Myra’ya, Pamukkale’den Kapadokya’ya kadar Flying Carpet ile gökyüzünden gezinebilirsiniz.

Ayrıca: merkezde hediyelik eşya bölümü, yeme içme alanları (Kokobonne, Mado, Mc Donalds) bulunmaktadır. Bu bölümlere akvaryuma giriş ücreti ödemeden girilebilmektedir. Kafe ve restoranların girişleri ücretsizdir.

Antalya Konyaaltı Doyran

DOYRAN

Saklıkent yolu üzerinde bir köydür. Antalya il merkezine 15 km uzaklıktadır. Batı Torosların güneyi ile Akdeniz arasında kalmış bir bölgedir. Yoğun kızılçam ağaçları görülür. Rakımı 1070 metredir. Buranın ismi “Doyuran” iken zamanla “Doyran” olarak söylenegelmiştir.

Burada Doyran çayı tarafından beslenen bir gölet bulunmaktadır. Göletin kıyısında kamp ve piknik yapabilirsiniz. Ancak çevresinde herhangi bir tesis yok, her türlü ihtiyacınızı yanınızda götürmeniz gerekiyor. Ayrıca ateş yakmak ta yasaktır.

Antalya Konyaaltı Saklıkent

SAKLIKENT

Antalya il merkezinin batısında, Beydağları üzerinde bir kayak merkezidir.

Antalya il merkezine 35 km uzaklıktadır. Çakırlar/Doyran istikametinde, Saklıkent ve Tübitak Gözlem Merkezi tabelaları takip edilerek ulaşılır. Konumu yani yüksek rakımda bulunması nedeniyle, il merkezi ve Saklıkent’te bir gün içinde iki ayrı hava şartları yaşamak mümkündür.

Evet, burada oldukça büyük bir tesis var. Tesiste 500 dağ evi ve kayak tesisleri bulunuyor. Kayak merkezinde her yıl 10 Aralık ile 10 Nisan tarihleri arasında yaklaşık 120 gün boyunca kayak yapma imkanı bulunmaktadır. Özellikle: Şubat sonu ve Mart aylarında; Saklıkent’te gündüz sabah saatlerinde kayak, öğleden sonra ise il merkezinde denize girmek mümkündür.

Antalya Konyaaltı Saklıkent

Saklıkent kayak merkezinde, ortalama kar kalındığı 1-2 m dir. Zirvede ise zaman zaman kar kalınlığı 4 metreye kadar çıkabiliyor. Gelelim konaklama olanaklarına: Saklıkent’te 477 müstakil ev, 1 hotel, 1 pansiyon bulunmaktadır. Kayak pistleri ise, gerek profesyoneller ve gerekse yeni başlayanlar için uygundur. Pistler: profesyonel, orta derece ve amatör kayakçı pisti olarak ayrılmıştır.

Kırmızı pist, profesyoneller için ayrılmış olup yaklaşık 4 km. dir. Dağın zirvesinden başlayarak sert virajlar ve dik yokuşlarla iner. Siyah pist ise, zirvenin yarısından başlar.

Toplam pist uzunluğu 1500 metredir ve üst bölgede kırmızı pist ile bağlantılıdır. Bu pist virajsız ama dik yamaç üzerine kuruludur. 1500 metre uzunluktaki mavi pist, orta dereceli kayakçılar için uygundur. Ayrıca kızak pisti bulunmaktadır. 3 tane lift bulunmaktadır.

Antalya Konyaaltı Tünektepe Teleferik Tesisleri

KONYAALTI TÜNEKTEPE TELEFERİK TESİSLERİ

Antalya Kemer yolunda, Liman-Sarısu bölgesindedir. Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilmektedir. Arabanızı bırakacağınız otopark ve teleferik için ayrı ayrı ücret ödemek durumundasınız. (otopark 5 TL, teleferik biniş ücreti kişi başı 15 TL. dir. İki biniş ücreti 20 TL. )

Tesisler Pazartesi hariç her gün saat: 10.00-18.00 arasında açıktır. 0-6 yaş çocuklar, şehit yakınları, gaziler, basın mensupları ve engelliler ücretsizdir.

Antalya Konyaaltı Tünektepe Teleferik Tesisleri

Teleferik ve tesisler, Şubat 2017 tarihinde hizmete açılmıştır. Saatte 36 kabin ile, 1200 kişi taşıma kapasitelidir. Teleferik hattının uzunluğu 1706 metredir. Sosyal tesisler: 605 rakımlı Tünektepe’nin zirvesinde bulunuyor. Elbette bu kadar yükseklikte, aşağıdaki manzara muhteşem.

Teleferikle yolculuk 9 dakika sürüyor. Çıkış ve iniş ise 18 dakikadır. Kabinler 8 kişi, sıradan bindiriyorlar. Yazın sıcakta bu kabinler oldukça sıcak oluyor, havalandırma da yok, bunu dikkate alınız. Buradan Antalya sahillerinin büyük bölümü görülebiliyor.

Tesiste: pizza ve çay evi, ana restoran, dondurma evi, gözleme evi gibi değişik yerler bulunuyor. Ayrıca kafenin çevresine yerleştirilen dürbünlerle manzara daha yakın izlenebilmektedir.

 

BELDİBİ

Beldibi hakkındaki ayrıntılı gezi yazımı, yine bu sitede “Beldibi” başlığı altında bulabilirsiniz.

Antalya Beldibi tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Antalya şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.