Kemer

Kemer

Ülkemizin en önemli turizm merkezlerinden biri olan Kemer, Antalya’ya 43 km. uzaklıktadır. Geçen yıllarda yapılan karayolu, güzel ve bakımlı olup, yol üzerinde yeni yapılan tüneller, nispeten virajları ortadan kaldırmıştır.

Hala da tüneller yapılmaya devam ediliyor. Güzel ve rahat bir yol. Yalnızca: akşam saatlerinde, Kemer-Antalya yolu bayağı yoğun oluyor. Sanırım: otellerde çalışanların şehre dönüş saatlerinde, servis araçları yani büyük vasıtalar, trafiği biraz olumsuz etkiliyor.

Kemer; Batı Toros Dağlarının eteklerinde, kıyı boyunca uzanan, şirin bir yerleşim yeridir. Kıyı boyunca, irili-ufaklı koylar vardır. Denizin maviliği ve ormanın yeşilliği ile dağlar çok güzel bir görünüm oluşturur.

Denizin berraklığı, ormanın yeşilliği, deniz dalgalarının çam ağaçlarına kadar uzanması ve çam ağaçlarının, plajlarda gölgelik olarak kullanılabilmesi, oldukça cazip gelmekte.

Yörenin ilk hali olan köy : 1916-1917 yılları arasında, Toros dağlarından gelen Yörükler tarafından kurulmuştur.

Kurulan köyü korumak amacıyla; Kızılcık dağının eteklerine 23 km. uzunluğunda, taştan duvar şeklinde bir koruma kemeri örülür. Bu duvar; kemere benzetilerek, kurulan köy, daha sonraki yıllarda, Kemer ismi ile anılmaya başlanır.

1960’lı yıllara kadar, Kemer’in çevresiyle arasında karayolu bağlantısı yoktu.

Ulaşım, sadece deniz yolu ile sağlanırdı. 1980’li yıllardan sonra ise, gelişerek ve büyüyerek, Türkiye’nin gözde turizm merkezlerinden biri haline geldi. Şehircilik konusunda tüm alt yapı faaliyetleri tamamlanmıştır.

Dünyaca ünlü turistik tesisleri, önemli bir turizm merkezi olmasındaki, en büyük etkendir.

Bölgenin çekiciliklerinin başında: doğal güzellikleri gelir. Deniz, orman ve dağlar; bir noktada birleşir. Tarihi yapılar ise, ayrı bir renk katar.

Bunlar: Phaselis Antik Kenti, Çıralı (Yanartaş), Selçuklu Av Köşkü ve İdyros Antik Kenti. Bu özellikleri yanında; kemer halkı tarafından, zamanla kemer ovası ve ağva ovası arasındaki bataklıkların islah edilmesi sonucu, bölge ticaretinde önemli bir yer tutan, ünlü kemer portakalı üretilmeye başlanır.

Ana yoldan ayrılıp, Kemer’e döndüğünüzde, yol kıyısındaki otellerle karşılaşacaksınız. Bir süre ilerledikten sonra ise: Kemer merkezinde, dükkanlardan oluşan çarşı ile karşılaşacaksınız.

Kemer’de ne yapabilirsiniz? Nereyi gezebilir, nasıl zaman geçirebilirsiniz? Kemer’de: denize girebilirsiniz. Özellikle: Ayışığı (Moonlite) plajının bulunduğu bölgeden denize girebilirsiniz. Burada: üzerinde şemsiyesi olan bir şezlong kiralayabilirsiniz.

Duş almanız da mümkün. Veya, hemen plajın bitiminde, hatta kumsalın üzerinde kurulu kafelerden birinin masalarına oturup, gerek denize girebilir ve gerekse bir şeyler içebilirsiniz. Tertemiz tuvaletlerin bulunması büyük imkan.

Deniz ise: durgun, çünkü burası bir koy.

Yalnızca: uzakta ve açıkta demirleyen teknelerin mazot artıkları, bazen bu koyu kirletiyor. Ama yine de; birden derinleşmeyen ve özellikle hiç dalga bulunmayan bu koyda rahatlıkla denize girebilirsiniz.

Sizi rahatsız edici herhangi bir fiziki veya canlı faktör yok.

Kemer’de: denize girmenin dışında, özellikle akşam üstü hareketlenen çarşıda gezebilir, restoranlarında yemek yiyebilir ve kafelerinde oturup, yorgunluk atabilirsiniz. Kemer çarşısı ve limanı: özellikle akşam saatlerinde yani gündüz sıcağı bittiğinde, hareketleniyor.

Evet: genel anlamda Kemer bu. Bunun dışında: Kemer hakkında; bölge bölge ayrıntılı açıklamalarda bulunacağım.

OTOMOBİL RALLİ ŞAMPİYONASI:

2000 yılından bu yana, Kemer’in yaylalarında yapılan: Anadolian Rally yarışması; Dünya Ralli Şampiyonası takvimine alınmıştır.18 özel parkurda yapılan yarışma, toplam 1300 km. lik yol kapsamaktadır.

Üç özel etap üzerinden yapılır, toprak parkurda 380 km.lik, özel etabı vardır.

Kemer Yat Limanı-Marina

YAT TURİZMİ:

Kemer, yat turizmi bakımından da önemli bir yere sahip. Yaz ve kış aylarında, çeşitli ülkelerden gelen yatların bir merkezi. Gelen yatlar, burada günübirlik kalabildikleri gibi, uzun süre de kalabilmekteler.

1986 yılı Nisan ayında, resmen tüm hizmet birimleriyle devreye giren yat limanı; 100 karada ve 200 denizde olmak üzere, toplam 300 yat kapasiteli.

Kemer marinası, Avrupa Çevre Eğitim Vakfı (FEEK) tarafından yürütülen, mavi bayrak kampanyası tarafından tespit edilen kriterleri sağlayarak, 1993 yılında, mavi bayrak ile ödüllendirilmiş.

 

JEEP SAFARİ:

4,6,8 kişilik, arazi jeepleriyle yapılıyor. Eşsiz manzaralı Torosları keşfetmek mümkün. Bu turlara katılanlar, tur esnasında, arazi jeeplerini, Toroslar’ın engebeli, el değmemiş doğal güzellikleri arasında kullanıyorlar ve unutulmaz anlar yaşıyorlar.

Ayrıca; sürüş keyfi ve heyecanı da cabası. Sabah; katılımcılar otellerinden toplanarak, şehir dışındaki, jeep safari başlama noktalarına getiriliyorlar. Tüm jeepler, guruplara paylaştırılarak, birlikte ve konvoy halinde yola çıkılıyor.

Yol boyunca, zaman zaman durularak eşsiz Toroslar ve Beydağları’nın fotoğrafları çekiliyor. Akdeniz, kuş bakışı seyrediliyor.

Öğle yemeği; gurup olarak topluca Toroslar’da yeniliyor ve dinlenme molasından sonra, hareket ediliyor. Gün boyu süren ve dağlarda nefis bir manzara içerisinde geçen sürüş keyfi; akşam üzeri bitiyor. Konuklar, alındıkları noktalara geri bırakılıyorlar.

GEZİLECEK YERLER:

Kemer Ayışığı Parkı

AYIŞIĞI PARKI-MOON LİGHT PARKI:

İlçe merkezinde Merkez Mahallesi Yalı caddesinde Yat Limanı arkasındadır.

Kemer merkezden buraya ulaşmak için 10 dakika yürümek gerekir.

Ayışığı Parkı, 1988 yılında inşa edilmiştir.

Olimpos Beydağları Sahil Milli Parkı ile çevrilidir.

Yani hilal biçiminde bir görüntü verir, sahil uzunluğu 500 metredir.

Park alanında, yüz yıllık çam ve palmiye ağaçları bulunmaktadır.

Ayışığı koyunda kurulu park alanının: 10 metre karelik bölümü kumsaldır.

Kalan bölümde ise: havuz, amfi tiyatro, üstü açılır gece kulübü ve disko bulunmaktadır. Ayrıca: mavi bayraklı plajı vardır.

İlaveten: yunus gösteri havuzu, alakart restoran, çeşitli barlar, kafeler, 4 dükkanlı bir çarşı bölümü, tenis kortu, spor alanları, mini hayvanat bahçesi ve rekreasyon amaçlı oluşturulmuş yeşil alanlar vardır.

Sonuç olarak Ayışığı Parkı: gündüz ayrı güzel gece ayrı güzel bir yerdir. Gece her yeri kalabalıktır.

Kemer Ayışığı Koyu Plajı

AYIŞIĞI KOYU PLAJI:

Aşığışı plajı: ücretli ve ücretsiz bölümlere ayrılmıştır.

Ücretli olan bölümde: şezlong ve şemsiye giriş ücretine dahildir.

Serbest yani ücretsiz bölüm ise, genellikle yerli turistler tarafından kullanılmaktadır.

Park alanı yılın 12 ayı açıktır.

Burada denize girebilir, su sporları imkanlarından yararlanabilirsiniz.

Özellikle yabancı turistlerin tercih ettiği bu plaj, Kemer merkezindeki en popüler plajlardan birisidir.

Plajın uzunluğu 350 metre, genişliği 25 metredir. Denize sıfır konumdadır.

Kemer Ayışığı Koyu Plajı Kumsalı
Kumsal:

Altın sarısı kumludur. Aslında bu kum, deniz kabukları ile karıştırılmış bir kumdur.

Ancak kumsalda, çok sayıda şezlong bulunmaktadır, aşırı kalabalıktır. Yani, uygun bir zamanda yani erken saatlerde gitmezseniz, büyük olasılıkla şezlong ve şemsiye bulamayacaksınız. Güneşin altında kavrulmayı kabul edeceksiniz.

Kumsal alanında: duş, tuvalet ve soyunma odaları bulunmaktadır.

Kemer Ayışığı Koyu Plajı Denizi
Deniz:

Turkuaz renkli ve berraktır. Dalga yoktur.

Denizin girişi düz ve çakıllıdır, geri kalanı kumluktur. Deniz tabanı çakıllarla kaplıdır.

Ayrıca, deniz içinde kuma saplanmış vaziyette potansiyel tehlike yaratan paslı varil benzeri nesneler bulunmaktadır. Bunlar muhtemelen yatların bağlanması için kullanılmaktadır. Ancak yüzerken tehlike yaratıyor.

Bir diğer tehlike ise, koyda çok sayıda bulunan motorlu tekne yoğunluğudur. Banana ve benzeri teknelerin motorları hiç durmuyor. Bu yüzden havada motor yağı kokusu eksik olmuyor.

Su sporları:

Sahilde: jet ski, su kayağı, deniz paraşütü yapılabilir, tekne kiralanabilir.

Kemer Yörük Parkı

YÖRÜK PARKI:

Park: Devlet Ormanı ve Milli Park Statüsündeki yarımada olan Küçükburun üzerinde kuruludur. Kemer Yat Marinasının arkasında, çamlarla kaplı bir tepededir. Tepeye 20-30 basamaklı merdivenden çıkılır. Giriş ücretlidir.

Folklorik Yörük Parkı, 1986 yılında ziyarete açılmıştır.

Kemer Yörük Parkı

Yörük Parkı: ziyaretçilere doğal yaşam alanları ile kültürümüzü yansıtması açısından ilgi çeker. Burada: özellikle yabancı turistlere yönelik yemekler, folklorik müzik, geleneksel aperatifler sunulmaktadır.

Açık hava folklor müzesinde gezerken bir yanınızda muhteşem Ayışığı ve bir yanınızda Kemer sahillerinin manzarası görülmektedir.

Kemer Yörük Parkı

Park alanında: 3 tane çadır bulunmaktadır. Bu çadırlarda: birinde saç böreği yapılmaktadır. Diğerinde dinlenilir ve diğerinde ise küçük bir Etnoğrafya müzesi bulunmaktadır. Çadırlarda Yörük kültürü, cansız mankenlerle canlandırılmaktadır. Yörük çadırlarında gözleme ve ayran tatmalısınız.

Ayrıca: sahanın devamında, geleneksel ürünlerle süslü, doğal bitki örtüsü ile desteklenmiş ve yeni oluşturulmuş, 26 yıllık orman parçasında, panoramik parkurda yürüyüş yapabilirsiniz.

Moonlight Aqua Park:

Ayışığı Parkı içindedir. Türkiye’nin en büyük su parkında 40’tan fazla su aktivitesi bulunmaktadır.

Kemer Dolphinarium-Yunus Gösteri Merkezi

Kemer Dolphinarium:

Kemer Dolphinarium: Ayışığı Parkı içindedir.

Burada: harika yunuslarla tanışmak ve onlarla birlikte yüzmek mümkündür. Yunuslar ve foklar, ziyaretçilere oldukça güzel zaman geçirtiyorlar.

Yunus gösterisi yaklaşık 45 dakika sürmektedir. Gösteriler günde 2 kere düzenlenmektedir.

Yunusların yüzdüğü havuz: 5.5 metre derinliktedir.

Havuzun yan duvarları şeffaftır. Böylece ziyaretçiler havuz içindeki yunusları rahatlıkla görebilirler. Yunuslar ile birlikte gösteriye kürklü foklar da katılıyorlar. Sudan atlayanlar, top oynayanlar, çember çevirenler, dans edenler ve hatta seyircilerle oynayan yunuslar göreceksiniz.

 İDYROS ANTİK KENTİ VE ÇALIŞ TEPE:

Ayışığı koyuna oldukça yakındır. Bizans yerleşkesinin kalıntıları, Ayışığı koyu sahili boyunca devam etmektedir. Ayışığı parkı ile Balıkçı barınağı arasında bulunmaktadır.

Yani: Kemer’in antik dönemdeki ismidir.

İdyros antik kenti: MÖ 7’nci yüzyılda kurulmuş, Likya bölgesi içinde, bir denizci kent olarak önem kazanmaktadır. Kentin bulunduğu yer denize çok yakın olduğu için, muhtemelen Akdeniz’de ticaret yapan gemilerin uğrak yeri olmalıdır. Ancak kent ile ilgili bilgiler sınırlıdır.

Kentte, günümüzde özellikle Bizans dönemi kalıntıları ilgi çeker.

Bölgedeki arkeolojik kazı çalışmaları: ilk olarak 1976-1977 yılları arasında başlatılmış ve halen devam etmektedir.

Kazılardan elde edilen buluntular ve sikkeler, ören yerinin MS 4 ile 6’ncı yüzyıl arasında kullanıldığını göstermektedir.

Günümüzde Kalıntılar:

Kalıntıların bulunduğu ören yerine, Kemer merkezden 10 dakikalık bir yürüyüşle ulaşılabilir.

Kemer İdyros antik kenti kilisesi mozaik taban

Kilise

Kentin bilinen en dikkat çeken yapısıdır. Kentin simgesel yapısıdır.

Bazilika planlıdır. Ortada apsisli bir orta nef vardır.

Ören yerinde bulunan kilise: özellikle mozaik tabanı ile ünlüdür. Kilisenin tabanı: turuncu, beyaz, gri, kiremit kırmızısı renklerden yapılmış iri taneli mozaiklerle süslüdür. Süslemelerde: geometrik motifler hakimdir.  Süslemelerin çevresinde kalp şeklinde bordür görülür.

Kilisenin güneyinde bir şapel vardır. Ayrıca kilise yanında bulunan mezarlık alanında, bugüne kadar dünyada sayılı ülkede izine rastlanan amfora mezarlar bulunmuştur.

Duvar kalıntısı:

Bizans duvar kalıntısı, üç kapı sövesi ve apsisi andıran bir duvar vardır.

Gözetleme Yeri:

Kemer Marinanın kuzeyindeki yüksek tepenin güney ucundadır. Çevresi poligonal örme tekniğiyle yapılmış bir duvarla çevrilidir.

Kemer Halk Plajı

KEMER HALK PLAJI:

Kemer merkezde, Marina bölgesinin batısında Ayışığı Plajı ve Marina bölgesinin doğusunda ise Kemer Halk Plajı vardır. Plaj, Kemer Belediyesi tarafından işletilmektedir. Kemer merkeze 1 km uzaklıktadır.

Halk plajının devamında ise, 3.7 km uzunluğunda sahil şeridi boyunca otellerin plajları bulunmaktadır. Halk plajının uzunluğu 270 metre, genişliği 20 metredir. Plaj Mavi Bayraklıdır.

Kemer Kındılçeşme Piknik alanı ve Halk Plajı

KINDILÇEŞME PİKNİK VE HALK PLAJI:

Beydağları Sahil Milli Parkı içinde bulunan Kındılçeşme: bir zamanların en meşhur çadır kampıdır. Burada uzun boylu çam ağaçlarının altında, cırcır sesleri eşliğinde, piknik yaparken, sıcak bastığında insanlar denize girip ferahlardı.

Kemer Kındılçeşme

İsmini ise: hakkında çeşitli rivayetler bulunan “Kındıl Dede” den almıştır.

2009 yılında, imar planında değişiklik yapılarak park alanı 29 yıllığına otel yapılmak üzere bir firmaya kiralanmıştır. Çadırlı Kamp Alanı, Kındılçeşme’nin statüsü “Kamp Alanı” olarak değiştirildi, daha sonra lüks bungalovlar ve benzeri tesisler inşa edilen alanın çevresi yüksek duvarlarla çevrilerek halkın kullanımına kapatıldı.

Kemer Kındılçeşme

Uzun yıllar kullanılan bu alan, bir otel çalışması nedeniyle halkın kullanımına kapatılmış; yıllardır süren mahkemeler, davalar sürmüş ve yakın zaman önce bunlar bitmiş ve alan halkın kullanımına açılmış, alanda bulunan 4 bina Kemer Belediyesi tarafından yıkılmıştır.

Kemer Kındılçeşme

Günübirlik piknik alanı: 80 dönümdür. Burada 15 dönümlük bir plaj bulunmaktadır.

Günübirlik kamp alanında: otopark, idari ünite, piknik masaları, satış büfesi, çocuk oyun gurupları, soyunma kabinleri, duş ve lavabo yerleri bulunmaktadır.

Kemer Beldibi Mağarası

BELDİBİ MAĞARASI:

Beldibi Mağarası: Antalya-Kemer sahil yolunda Çağdağ tünelinin çıkışındadır. Denize 800 metre uzaklıktadır.

Mağara Kemer merkeze 19 km uzaklıktadır. Giriş ücretsizdir.

Mağara: 1956 yılında keşfedilmiştir. Mağaranın çevresi çam ormanlarıyla kaplıdır. Bu yüzden, bulunması nispeten zordur. Bu yüzden ulaşımı zordur.

Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Denizden 25 metre yüksekliktedir.

Kemer Beldibi Mağarası

Mağaranın genişliği 5 metre, derinliği 4 metre ve yüksekliği 3.5 metredir.

Sığınağın taban kodundan 12 metre yukarıdadır.

Mağara: 12 metre kalınlığında dolgu toprağına sahiptir.

Mağarada yapılan kazılar sonucunda: mağarada 6 farklı katmanla karşılaşılmıştır. Eski dönemlerde mağarada yaşayan toplumların, avcı ve toplayıcı oldukları anlaşılmıştır.

Mağara içinde: Paleolitik, Metolitik ve Neolitik dönemlere ait buluntular vardır.

Ancak günümüzde mağaranın içinde bulunan dolgu tabakaları, yağmur suları ve rüzgarların oluşturduğu doğal tahribat nedeniyle yok olmuştur.

Mağarada yapılan arkeolojik araştırmalarda: toplam 6 tabaka teslim edilmiştir. Üst Paleolitik ve Mezolotik döneme ait çakmaktaşı aletler bulunmuştur.

Beldibi mağarası iki bölüme ayrılmaktadır.

Bu bölümler: Yukarı Beldibi ve Aşağı Beldibi bölümleridir.

Aşağı Beldibi Mağarası-Kaya Sığınağı:

Mağaranın altında: kayalığın yarım daire biçiminde, teras halinde denize uzanan kısmında, terasın genişlediği yerde 3 metre uzunluğunda cephesi olan, derinliği ise birkaç metreyi geçmeyen bir “Kaya Sığınağı” vardır.

Esas kazı yapılan yer burasıdır.

Burada: 6.20 metre derine inilerek kazılar yapılmıştır.

Kaya sığınağının arka duvarında: 1956 yılında boyalı resimler keşfedilmiştir. Kaya altı sığınağı duvarlarında; şematize edilen insan, dağ keçisi ve geyik resimleri bulunmaktadır.

2014 yılında duvar resimleri levha ile kaplanarak koruma altına alındı. Ayrıca mağaranın girişi de define avcılarından korunması için, tel örgü ile çevrildi. Ancak günümüzde bu koruma şemsiyesinin de tahrip edildiği görülmektedir.

Ayrıca: burada çeşitli objeler bulunmuştur. Burada, çakmak taşından olta benzeri aletlerle birlikte çeşitli çakmak taşı aletler bulunmuştur. Bunlar: muhtemelen değişik bir ok ucu veya delici olarak işlev taşımaktadır.

Kemer Selçuklu Av Köşkü

SELÇUKLU AV KÖŞKÜ:

Antalya-Kumluca karayolunun Kemer girişinde ormanlık alan içindedir.

Anadolu’da bilinen 3 av köşkünden birisi olan yapı: muhtemelen 1230-1248 yılları arasında inşa edilmiştir.

Bölgenin tek Selçuklu dönemi yapısı olması açısından önemlidir.

Günümüzde: yapıda: Türk-İslam sanat geleneği en iyi şekilde görülebilir.

Köşkün giriş kapısı ve ona yakın bulunan duvar yıkılmıştır. Ancak çatı ve diğer duvarların büyük bölümü iyi durumdadır.

Köşkte: Selçuklu döneminden kalma kalıntılar şunlardır:

Kemer Selçuklu Av Köşkü Hz Süleyman Mührü

Köşkün çatı kısmında, Hz Süleyman’ın mührü olarak bilinen, iki eş kenar üçgenin bileşimiyle oluşan yıldız figürü vardır. Bu figür, Hz Süleyman’ın mührü olarak tanınır ve Hz Süleyman’ın yüzüğünde bulunur. Ayrıca, bu simgenin, Hz Süleyman’ın hayvanlarla konuşup, iletişim kurabilmesinin sebebi olarak varsayılmaktadır. Ayrıca, mührün “Dünyaya hükmetmek yetisine” sahip olduğuna inanılır.

Kemer Selçuklu Av Köşkü Hz Süleyman Merdivenleri

Ayrıca: Tekelioğlu Beyliğinin (1400 yılı civarı) bayrağı bulunan altıgen yıldız kabartmalı taş merdivendir.

MOLLA DELİĞİ MAĞARASI:

Tahtalı Dağının 910 metre rakımlı doğu yamacındadır.

Buraya ziyaret etmek için: Kuzdere ve Tekirova teleferik alt istasyon bölgesinden yaya olarak buraya gidebilirsiniz. Ancak buradan yapılacak yaya yürüyüş, yaklaşık 4 saat sürmektedir.

Doğal ve yatay bir mağaradır. Rakımı 910 metredir.

549 metre uzunluğunda, çok kollu bir mağaradır.

Mağara içinde: çeşitli şekillerde sarkıtlar ve dikitler bulunmaktadır.

Mağaranın sonuna doğru gidildiğinde, önce bir kum ve kil tabakası ve sonrasında ise bir gölet bulunduğu söyleniyor.

Ancak, bu sadece bir söylenti, yani mağarayı ziyaret edenler, mağaranın sonuna yani gölete kadar gidemiyorlar. Sadece uygun teçhizatlı ve uzman kişilerin mağaranın içinde bu gölete ulaşabildikleri söyleniyor. Söylenenlere göre göletin büyüklüğü değişiyormuş

Kemer Paris II Batığı

PARİS II BATIĞI:

Kemer Marinası açıklarında, 1.5 km açıkta, 25-33 metre derinlikte kum bir  zemin üzerindedir.

Burada: 13 Aralık 1917 tarihinde, Topçu Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul komutasındaki topçu bataryası tarafından batırılan Paris II Savaş gemisi enkazı bulunmaktadır.

Kemer Paris II Batığı

Günümüz:

Batık enkaz, 1995 yılında keşfedilmiştir.

Buharlı bir gemidir.

Geminin kimliği: 1 Ocak 2002 tarihinde anlaşılmıştır. Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul tarafından, sahilde mevcut 4 topluk batarya ile, bu gemi haricinde bir de uçak gemisi batırılmıştır ki, bu uçak gemisi dünya denizcilik tarihinde topçu ateşiyle batırılan ilk uçak gemisidir.

Mustafa Ertuğrul, İngilizlerin ünlü 110 metrelik efsanevi uçak gemisi “Ben My Chree” yi, Meis adası açıklarında batırarak sulara gömmüştür.

Aynı dönemde, Fransız savaş gemileri Paris II ve Alexandra’yı da Kemer de denizin derinliklerine gömmüştür.

Geminin boyu 50 metre, eni 8 metredir. Güvertedeki silah donanımının az olması nakliye gemisi olma ihtimalini güçlendirmektedir.

Burası dünyanın en özel 100 dalış noktasından birisi olarak kabul edilmektedir.

Bu yüzden, özellikle profesyonel dalgıçlar tarafından yoğun ilgi gösterilmektedir.

Kemer Kesme Boğazı

 KESME BOĞAZI KANYONU:

Kemer merkeze 10 km uzaklıkta, Antınyaka istikametinde, Beydağları Sahil Milli Park alanı içindedir.

Burada: dere yataklarının yanında yürüyüş yapabilirsiniz.

Kemer Kesme Boğazı Roma Köprüsü

Kanyonun en daralan kısmında tarihi Roma köprüsü vardır.

Çünkü coğrafi konumu nedeniyle kanyon antik dönemde orduların, yükseklerden kıyıya inen tüccarların ve yayaların, Türkmen Yörüklerinin geçiş güzergahıdır.

Günümüzde ise buraya jeep safari turları ve ayrıca doğa yürüyüşü yapanlar gelmektedir.

Tarihi Roma köprüsünün hemen yamacında, kayalar üzerine yapılan ahşap çardaklar ilgi çekmektedir. Çardakların hemen yanında ise, dere kenarında taşlarla yapılan setle oluşturulmuş doğal bir havuz bulunmaktadır. Bu havuzda yüzmek mümkündür.

Kemer Gedelma Kalesi

KADRAMA-GEDELMA KALESİ:

Kemer merkeze 18 km uzaklıkta Gedelme Yaylasındadır. Buraya ulaşmak için: Kuzdere Mahallesi Kesme Boğazı Mevkiinden asfalt yol bulunmaktadır.

Ancak Gedelme yaylasına çıkan yollar biraz zorludur. Kesme boğazından geçerek Toroslar’a doğru çıkılır ve bir zamanlar bu yollarda “Dünya Ralli Şampiyonası” yapılıyormuş, artık yapılmıyor.

Kale: Bizans dönemine aittir ve iyi korunarak günümüze ulaşmıştır.

Kale: MS 9’ncu yüzyıla tarihlenir.

Adının kelime anlamı “tahıl kurutma, tahıl koruma, hububat çukuru” demektir. Çünkü kale bir zamanlar yani yapıldığında bir depo-kale görevi yapıyormuş.

Çınar Ağacı:

Kale kalıntılarının önünde, surların dibinde bulunan ve 2500 yaşını aştığı söylenen dev çınar ağacının altında, Gedelme köylüleri sergiler açarak ziyaretçilere hediyelik eşyalar satıyorlar. Bu dev ağacı mutlaka görmelisiniz.

Çünkü dünyanın en büyük çınar ağacı olduğu söyleniyor. Çınarın göğüs kol hizası çevresi, 22.40 metredir. Hatta alt kök kısımları, daha da geniştir. Gölge çapı 30 metredir.

Kemer Peynir Deliği Mağarası

Peynir Deliği Mağarası:

Kale yakınında bir mağara bulunmaktadır. Köy merkezinden mağaraya gitmek için sadece 5 dakikalık bir yol yürümek gerekiyor.

Kalenin hemen yanında bulunan mağaranın toplum uzunluğu 74 metredir. Mağaranın girişe göre en derin yeri 19 metredir. Bu yüzden yani dik bir şekilde inildiğinden, mağara içinde oldukça fazla dikkat göstermek şarttır.

Mağaranın büyük bölümünün kuru olduğu bilinmektedir, sadece sonunda en derin yerinde bir küçük göl bulunduğu söyleniyor. Mağara içinde; sarkıt, dikit ve sütunlar bulunuyor.

Kemer Üçoluk Yaylası

 ÜÇOLUK YAYLASI:

Kemer merkeze 37 km uzaklıktadır. Beycik yaylası üzerinden ulaşılır. Beldenin trekking ve kamp rotası üzerindedir.  Ancak çam ağaçlarının içinden geçen yolu stabilizedir.

Yaz sezonunda: Kemer, Beldibi, Konyaaltı, Antalya Merkez ve benzeri yerlerde oturanlar, serinlemek için burada konaklarlar. Bu yüzden, Üçoluk köyünün sosyal hayatı, yaz sezonunda hareketlilik gösterir.

Kemer yöresinin doğal güzelliklerini gezmek isteyenler tarafından tercih edilmektedir. Yaylada, eski yayla evleri vardır. Bunlar, sedir ve ardıç ağaçlarıyla bütünleşmiş, muhteşem bir panorama ortaya çıkmaktadır.

Yaylanın rakımı 1500 metredir. Yaylada kamp kurmak mümkündür. Ancak elektrik ve telefon gibi alt yapı hizmetleri yoktur.

Ulupınar gezilecek yerler

Phaselis gezilecek yerler

Kiriş-Çamyuva gezilecek yerler

Göynük gezilecek yerler

Tekirova gezilecek yerler

Çıralı gezilecek yerler

Kemer Ulupınar

Kemer Ulupınar

Kemer Ulupınar köyü, Kemer merkeze 27 km ve Antalya merkeze ise 70 km uzaklıktadır. Antalya’dan buraya yaklaşık 1 saat civarında ulaşılmaktadır.

Ulupınar köyü: Antalya-Kumluca karayolu üzerinde, Kemer’i geçtikten hemen sonra, Çıralı sapağına gelmeden 3 km öncedir. Çıralı-Ulupınar arasındaki uzaklık ise 8-10 km civarındadır. Bu yolda, özellikle doğa yürüyüşleri yapılmaktadır.

Likya Yolu;

Ulupınar köyü her gün 500 civarında turistin geçtiği Likya-Olimpos yolu ile de kesişmektedir.

Kemer Ulupınar Özellikleri

Özellikleri:

Ulupınar köyü: Olimpos dağlarının eteğinde, eşsiz güzellikler içinde kurulmuş, yeşilliklerle ve serin sularla bütünleşmiş şirin bir köydür.

Köyü: sık ve gür, çınar, defne, kızılçam, kadran ve ardıç ağaçları çevreler. Köy yoluna girdiğiniz anda, havanın değiştiğini hissedebilirsiniz. Ciğerlerinizi mis gibi çam kokusu doldurur. Ortam mis gibi çam kokmaktadır.

Köy, ismini doğal kaynak sularından almıştır.

Balık Çiftlikleri:

Toroslardan gelen ve yazın dahi buz gibi olan suyu ile bilinen bölge, balık çiftlikleriyle ünlüdür. Bölgede birçok balık çiftliği bulunmaktadır. Zaten, günümüzde burada bulunan restoranlar da daha önce balık çiftlikleri olarak kurulmuştur.

Alabalık, bölgedeki oteller ve restoranlara buradaki çiftliklerden verilmektedir.

50 havuzda yılda yaklaşık 300 bin alabalık üretildiği söyleniyor.

Kemer Ulupınar Restoranları

Restoranlar:

Köy merkezinde, ağaçları birer örtü gibi üzerine alan 15 restoran bulunuyor.

Altlarındaki ırmaklar ve çevresinden doğal şelaleler akan bu restoranlar, yaz aylarında bölgede 45 dereceyi bulan hava sıcaklığından kaçmak isteyenler için doğal klima ortamı sunar.

Özellikle akşam saatlerinde buraya giderseniz, üşümemek için yanınıza mutlaka hırka-mont türü giyecek almalısınız.

Kemer Ulupınar Restoranları

Yaz aylarında: akarsu üzerinde kurulu ahşap balkonlarda yemek yiyebilirsiniz. Bu ahşap balkonlarda yere bir kilim serilmiş, üzerine minderler yerleştirilmiştir.

Kemer Ulupınar Restoranları

Yuvarlak köy sofrasının çevresine dilediğiniz gibi oturabilirsiniz. Ancak bu ahşap platorma adım atmadan önce ayakkabılarınızı çıkartmanız gerekiyor.

Bazı restoranlar ise, dere üzerine yerleştirilmiş masalarda, ayaklarınızı derinin serin sularına sokarak, yemeğinizin tadını çıkarmanızı sağlayacak şekilde düzen almıştır.

Kemer Ulupınar Ne yenir

Burada neler yenir?

Tabii burada birçok alabalık çiftliği bulunmaktadır. Yani ilk akla gelen taze alabalık olabilir. Hatta, restoranların bazılarında havuz bölümlerinde bulunan oltalarla, havuzdan balık tutup, bunu görevlilere verdiğinizde, bunları pişirip masanıza servis ediyorlar.

Kemer Ulupınar Balık tutma

Havuz başında birçok olta var, havuz balık dolu olduğu için zorlanmadan balık tutulabiliyor, elbette bu etkinlik başta çocuklar olmak üzere birçok ziyaretçinin yoğun ilgisini çekiyor.

Peki, balık sevmeyenler: Evet tesislerde balık sevmeyenler için alternatif olarak saç kavurma ve bıldırcın da servis ediliyor.

Kemer Ulupınar Sonuç

Sonuç:

Evet, burası, özellikle hafta sonu ve tatil günlerinde, Antalyalıların yoğun tercih ettikleri bir yerdir. Ayrıca: buraya gittiğinizde bir çok turist kafilesinin de otobüsler ile buraya geldiğini göreceksiniz. 

Yani, oldukça kalabalık olmaktadır.

Gittiğinizde belki de yer bulamayıp bir süre beklemek zorunda kalabilirsiniz. Ayrıca: elbette en önemli konu fiyatlar, yemek ücretleri, çünkü malum bu tür turistik yerler de kalite-fiyat dengesi pek kurulmuyor.

Bu yüzden: servisteki gecikmeleri, servis elemanlarının ilgisizliklerini ve fiyatlardaki sıkıntıları göze alırsanız, bence buraya mutlaka gidin, ilginç bir yer.

Kemer gezilecek yerler

Çıralı gezilecek yerler

Phaselis gezilecek yerler

Kiriş-Çamyuva gezilecek yerler

Göynük gezilecek yerler

Tekirova gezilecek yerler

Adrasan

Adrasan

 

Buraya gittiğinizde, sizi muhteşem bir doğal güzellikler karşılayacaktır.

Anayoldan Adrasan’a giden ara yola girdiğinizde, çekirge sesleri ve tamamen yemyeşil bir ortam hemen ilginizi çekecek, sonra bir küçük beldeden geçeceksiniz ve ardından, Adrasan, hemen karşınızda masmavi bir deniz, denizin her iki yanında ise, yemyeşil yükselen dağlar, hemen önünüzde uzunca ve oldukça geniş bir sahil.

Tüm bunlar, bu doğal güzellik elbette ilk gelenleri etkiliyor, ama özellikle: ülkemizde birçok tarihi ve turistik yeri gezmiş olanlar, burada muhteşem güzel bir ortamda, turizm adı altında yaşananları görünce bu güzel cennetin nasıl çekilmez hale getirildiğini görünce şaşıracaksınız.

ULAŞIM:

Adrasan-Ankara arasındaki uzaklık: 650 km. civarındadır. Adrasan-Antalya arasındaki uzaklık ise 95 km , Adrasan-Olimpos arasındaki uzaklık; 7 km , Adrasan-Kemer arasındaki uzaklık 55 km dir. Adrasan-Kumluca arasındaki uzaklık 22 km dir.

Adrasana, Antalya üzerinden gidecekler için: Antalya-Kumluca kara yolundan, Kemer ve Ulupınar’ı geçtikten sonra sol yanda “Adrasan” sapağı levhasını göreceksiniz. Burada anayoldan ayrılıp ara yola girdiğinizde, denize ulaşmak için yaklaşık 22 km lik yolunuz bulunuyor.

Bu yolu takip ettiğinizde, bir süre sonra yol ikiye ayrılıyor, sola dönerseniz 3 km uzaklıktaki Olimpos, düz devam ederseniz, önce Çavuşköy ve ardından 10 km sonra Adrasan’a ulaşacaksınız.

Derken, karşınıza deniz çıkıyor.

Üzerinde bulunduğunuz yol ikiye ayrılıyor. Hemen bu yol ayırım noktasında, Jandarma kulübesi vardır. Bunun önünden sağa dönerseniz; oteller, restoranlar ve pansiyonlar bulunuyor.

Sola dönerseniz: Adrasan ırmağının bulunduğu yine restoran, otel ve pansiyonların bulunduğu bölgeye ulaşacaksınız.

Biraz önce sözünü ettiğim yoldan, sağa döndüğünüzde: bu yol üzerinde, sol yanda sahil ve deniz, sağ yanda ise otel, pansiyon ve restoranlar bulunuyor. Ayrıca küçük bakkal tipi alışveriş yerleri de vardır.

Yörenin en lüks oteli, bu yolun sonunda bulunuyor.

Diğer pansiyon ve oteller, restoranlar ise, küçük işletmelerdir. Bu tesisler, ağaçların arasına yerleştirilmiş, yemek yeme yerlerini yanında ahşap oturma ve dinlenme yerleri bulunmaktadır.

Akşamları genellikle Çavuşköylü olup ta o tesisi işleten aile fertleri tarafından yapılan yemekler sunuluyor. Hatta ızgaraların pişirilmesi için yakılan mangalların dumanlarının davetkar kokusu insanları kendisine çekiyor.

En büyük özellik, biraz önce belirttiğim gibi, bu tesislerin, yörenin insanı yani Çavuşköyü köylüleri tarafından işletiliyor olması.

Burada doğa o kadar güzel ki, önünüzde masmavi bir deniz, denizin kıyısında uzun bir kumsal, ağaçlar var, denizin her iki yanında, yükselen yemyeşil dağlar, inanılmaz güzel ama bu güzelliği, güzel olmayan ortamlarda çok yüksek fiyatla sattıklarını da unutmayınız.

Özellikle Kemer civarında birçok otelin sunduğu fiyatlar Adrasan otellerinin altında kalır. Öte yandan, yukarıda biraz söz ettiğim gibi, işletmecilik faktörü de var.

Bölgenin havasına gelince:

Nisan ve Mayıs aylarında burada akşamları oldukça serindir, yani buna göre kılık-kıyafet götürmeniz önerilir. Koyda bir özellik daha buranın yoğun tercih edilmesine sebep olmaktadır.

Şöyle ki, burada karadan denize doğru bir rüzgar eser ve bu rüzgar gerek bölgede havada nem olmamasına ve gerekse denizde dalga olmamasına sebep olmaktadır.

Havada nem olmaması, Antalya yöresinde çok sıcak yaz aylarında büyük bir özelliktir.

Ayrıca, tüm sezon boyunca sivrisinek boldur, özellikle akşam saatlerinde bolca sivrisinek saldırısına uğrayacaksınız. Ayrıca: burada bulunan arılar, özellikle et yemeklerine yoğun saldırırlar.

Bölge: gerek Olympos kentinin tarihi dokusu, gerekse doğal güzellikler nedeniyle denize girmek isteyenler ve kumsalda dinlenmek isteyenler için uygun olanaklar sunar.

Adrasan orman yangını

En büyük özellik:  deniz kıyısına kadar ulaşan yeşilliklerin, büyük çam ağaçlarının ortamda yarattığı yeşil görüntünün, denizin mavisiyle birleşmesidir. Ancak, yakın zaman önce, burada çıkan büyük orman yangınında bu yeşil görüntünün büyük kısmı yok olmuştur.

Evet, Adrasan’ın bir başka en önemli özelliği: sessiz ve sakin bir yer olmasıdır. Burada: eğlence mekanları, gece hayatı yoktur.

Hatta, buraya birkaç kez gittiğim pansiyonda, odalarda televizyon dahi yoktu, yani tamamen dinlenmeye, sessizlik ve sakinliğe göre düzenlenmiş bir ortam yaratılmış, ancak öte yandan insanların tatil anlayışında sakinlik, birkaç günün ardından sıkıcı olabiliyor.

ÇADIR-KARAVAN:

Çadırlı kamp yapmak isteyenler için, sol yanda uygun bir yer bulunuyor. Burada çadır kurmak mümkündür. Karavanlar da buraya park edebiliyorlar. Ancak bazen aşırı yoğunluk nedeniyle karavan park etmesine izin vermiyorlar.

ARAÇ TRAFİĞİ:

Özellikle, hafta sonlarında Adrasan içinde araç trafiği büyük sorun olmaktadır. Sahile inen araçlar, ciddi keşmekeş yaratmaktadır. Sahil yolunun tamamı iki taraflı otopark olarak kullanılıyor, ortadan sadece bir araç geçebilecek kadar yol ayrılıyor.

Otopark olarak kullanılan yerler ise, sahildeki işletmeler tarafından kendi müşterileri için parselleniyor.

Günübirlik ziyaretçiler için sadece bir tane Çavuşköy belediye otoparkı var, ücretli olan bu otopark da hafta sonlarında yeterli gelmiyor.

Yani, burayı günübirlik ziyaret için, hafta sonu gittiğinizde, büyük olasılıkla aracınızı park etmek için büyük sıkıntılar yaşama imkanı çoktur. Çünkü aşırı kalabalık oluyor.

ÇAVUŞKÖY

Adrasan, Çavuşköy Beldesine bağlıdır.

Çavuşköy ise, Kumluca merkeze oldukça uzakta, güzel bir koyda ve vadi içinde kurulmuştur. Çavuşköy merkezi, Adrasan merkezden yani denizden 3.5 km içeride kalır.

Çavuşköy olarak isimlendirilen yerleşim yeri, 19’ncu yüzyılda kurulmuştur. Buranın önceki ismi, Rumca bir kelime olan “Adrasan” dır.

Kelime anlamı “Belde” demektir. Sonradan Çavuşköy ismini almış ama daha sonra yeniden “Adrasan” olarak isimlendirilmeye başlanmıştır.

Burada Rum ustalar tarafından yapılan evlerin bazıları hala durmaktadır. Bu evlerin evlerin yapımında kaliteli taş işçiliği dikkat çeker.

Ancak mübadele sonucunda, Cumhuriyetin ardından burada yaşayan Rumlar, Yunanistan’a göç ederler.

Yörede: turizmden önce, uzun yıllar tarım yapılmış ve hala devam etmektedir.

Bu dönemde, bir kısım Adrasanlı, deniz kıyısında derme-çatma tesisler, restoranlar, birkaç odalı ve lüks olmayan pansiyon tarzı yerler yaparlar. Ama bunlar turizm yanında aynı zamanda Portakal bahçeleriyle de uğraşmaktadırlar.

Sonrasında, tarihi ve doğal dokunun bozulmaması için, bölge Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınır.

Ancak, bu karar alınmadan önce, bölgede Çavuşköy yerlileri tarafından yapılan derme-çatma tesisler kalır, turizm gelişince bu tesisler küçük değişiklikler le, birkaç odalı ama lüks olmayan otel ve pansiyonlara dönüştürülür.

Tesisler genellikle Çavuşköy yerlileri tarafından aile fertleri ve akrabalar ile işletilir ve işletilmeye devam edilmektedir.

Bölge Sit alanı ilan edildiği için, yeni ve modern tesisler yapılamamış, mevcut tesislerde de herhangi bir düzenleme mümkün olmamıştır.

En önemli husus ise, bölgede kanalizasyon sistemi olmamasıdır. Yerel işletmeler, sorunlarını fosseptik çukurlarıyla çözmeye çalışıyorlar, Belediyeye ait iki tane vidanjör gelip sıra ile tesislerin fosseptiklerini çekmektedir.

Ancak Adrasan deniz seviyesinde olduğu ve tesis sayısının çokluğu nedeniyle, bazen bu fosseptik çekme işlemi uzamakta ve Adrasan yöresini bir koku kaplamaktadır.

Adrasan Tarihi

ADRASAN TARİHİ:

16’ncı yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Piri Reis “Kitab-ı Bahriyesi”nde bölge hakkında şunları yazmıştır.

“Adanın (günümüzdeki Suluada) karayel tarafında, Anadolu kenarında, gündoğusu poyraza karşı bir körfez vardır. Ecnebiler buraya “Venedik Limanı”, Türklerse “Adirasan” derler. Limanın nişanı: iki tarafındaki dağlardır.

Liman, uzaktan düz bir dere gibi görünür. Poyraz tarafında, yumru bir burun vardır. Bunun ucu küçük bir taş adadır. “

Gerek Evliya Çelebi ve gerekse Piri Reis’in sözünü ettiği bölgede, antik dönemde yoğun bir yerleşim bulunduğu tahmin edilmektedir.

Ancak düzlükte bulunan kalıntılar, Kanlı çay tarafından getirilen alüvyonların altında kalmıştır. Çünkü Çavuşköylüler araziyi işlerken sık sık antik bloklara rastlamışlardır.

Özellikle Çakmak Mahallesi çok sayıda antik kalıntı bulunmuştur.

Çakmak Mahallesi yakınlarında yapılmak istenen bir otelin temel kazısı sırasında Helenistik döneme ait, bir mezarlık yani Nekropol alanı bulunmuştur. Burada, 1997 yılında Antalya Müzesi Müdürlüğü tarafından araştırma yapılmıştır.

Beldeye ait Dolayaka Mahallesinde ise, Taşınbaşı mevkiinde, günümüze kadar gayet iyi durumda gelmiş bir mezar odası vardır. Anıt mimari stiline bakılarak MS 3’ncü yüzyıla tarihlenmiştir.

Adrasan koyu

ADRASAN KOYU:

Adrasan Kumsal özellikleri

Kumsal özellikleri:

Adrasan kumsalının boyu 2 km dir. Bu kumsalda üç farklı bölge vardır.  Kumsalın kuzey bölümü: taşlıdır ve deniz aniden derinleşir. Kumsalın orta bölümü: kumluk ve deniz biraz daha sığdır, yani aniden derinleşmez.

Kumsalın güney bölümü: ince kumlu ve deniz uzun bir süre yani yaklaşık 15-20 metre gidilmesine rağmen derinleşmez, sığdır. Çocuklu ailelerin bu bölümden denize girmelerini öneririm.

Sahilde, kumsalda: Çavuşköy belediyesi tarafından kiralanan şezlong ve şemsiyeler vardır.

Son bir not: sezonda, öğlen sıcağında şemsiye altında bile olsanız, yerden yansıyan güneş ışınları nedeniyle yanmak mümkündür. Güneş yanıklarına karşı dikkatli olmanızı öneririm.

Adrasan deniz özellikleri

Deniz özellikleri:

Yukarıda söz ettiğim gibi, üç bölüme ayrılan kumsalın her bölümünde denizin derinliği farklılık gösterir. Deniz suyu çok berraktır.

Deniz altında 29 metreye kadar görüş mesafesi bulunduğu söyleniyor. Deniz suyu sıcaktır. Denizi küçük ince çakıllarla başlar.

Yüzerken çevredeki dağlar oldukça ilginç bir görüntü yaratmaktadır.

Dalga ise; özellikle öğleden sonra çıkan ve karadan denize doğru esen rüzgarlar nedeniyle deniz dalgasız ve sakindir.

TUR TEKNELERİ

Adrasan, son yılların en gözde günübirlik tatil beldelerinden olan Suluada’ya tur düzenleyen onlarca tekne yüzünden berbat olmuştur.

100 tane tekne, sahilin neredeyse yarısını kaplamış, deniz de resmen mazot kokusu-mazot tadı  alınmaktadır.

Daha önce oldukça az sayıda olan tekne, söylediğim gibi Suluada turları nedeniyle çok fazla sayıda artmıştır.

Sonuç olarak, sahil, 100 civarındaki tekneye limanlık yapmaktadır. Bu yüzden o muhteşem sahil küçülmüş, hem de ciddi görüntü kirliliği oluşmuştur.

Son aldığım bir duyuma göre, tekne sayısına sınırlama getirilmez ise, her yıl bu tekne sayısına onlarca daha tekne katılacağı söyleniyor, hadi bakalım, cenneti cehenneme çevirmek çok kolaydır.

ADRASAN ÇEVRESİ:

Adrasan Musa dağı

MUSA DAĞI:

Heybetli dağda bulunan Eliğ Tepesi: uzaktan bakıldığında, baş ve hörgüç kısmıyla, yere çökmüş bir deveyi andırır.

Musa dağı, Adrasan ve Olympos’u birbirinden ayırır. Sıfır rakımdan, 1500 metrelere birden çıkan dikliklerle doludur. Dağda zemin oldukça keskin kayalardan oluşmaktadır. Bu  durum, buranın volkanik bir yapıda olduğunu gösterir.

Likya yol güzergahında olan dağ: hem doğa ve hem de tarihi kalıntılar açısından oldukça zengindir.

Dağ çam ormanlarıyla kaplıdır, yamaçlarında Olympos antik kentine benzeyen, korsanlardan korunmak için yapılmış bir antik kent kalıntıları bulunmaktadır.

En dikkat çeken ve günümüze ulaşan kalıntılar, su sarnıçlarıdır. Yere gömülü küplere benzeyen su sarnıçları, yaklaşık 7-8 metre derinlikte ve ağız genişlik çapları yaklaşık 2 metre civarındadır.

Ancak dağ uzaktan seyretmekle yetinmekte yarar var çünkü çıkışı oldukça zordur, birkaç kez niyetlendim ama buralı bir tanıdık, dağda oldukça fazla yılan bulunduğunu söyledi ve çıkmaktan vazgeçtim.

LİKYA YOLU:

Likya yolunda, Olympos-Adrasan etabı: 16 km uzunluğundadır ve 746 metre yükseklikteki Musa dağından geçmektedir. Yani, Likya yolunun en zorlu etabı buradadır.

Adrasan Kaleler

KALELER:

Türkler, Alanya’yı fetih ettikten sonra Adrasan merkezli Iğdır ilini kurarlar. Oğuzların Iğdır boyu Üçok kolu buraya yerleşir ve Adrasan limanının kuzeyine Kız Kalesi, Çakmak Mahallesinin arkasına ise Oğlan kalesi inşa edilir.

KIZLAR KALESİ:

Adrasan limanına “Porto Ceneviz Limanı” denilmektedir. Adrasan limanının kuzeyinde Musa dağının güney uçları olarak önce Kızlar Kalesi tepesi, bunun üzerinde Kızlar Sivrisi yükselir. Bunlar limana hakimdir. Kale, sarp bir kayalığın üzerine inşa edilmiştir.

Kalenin ismiyle ilgili efsane:

“Bir gün erkeklerin Cuma namazına gittiği sırada, Adrasan Limanı açıklarında, bir düşman gemisi sahile yönelir.

Bu arada kalede sadece kızlar ve çocuklar vardır. Erkeklerden yardım gelmeyeceğini anlayan kızlardan birisi kaledeki topu düşman gemisine yönelterek ateşler ve gemiyi batırır.

Böylece, kale ahalisi, düşman tehdidinden kurtulur. Gemiyi batıran kız ise kahraman ilan edilir. Bundan böyle düşman gemisine topun atıldığı bu tarihi kaleye “Kızlar Kalesi” derler.”

Kalenin çevresindeki yerleşim izleri: ilk ve orta çağlarda kalenin iskan edildiğini gösterir. Burada: Akropol olarak adlandırılan küçük bir yerleşim yeri varlığı düşünülür.

Günümüzde: kalenin güney ve batı duvarları ayaktadır. Ayrıca: iç mimarisi ve ikinci kata çıkan merdiven ve mazgallar kısmen ayaktadır. Kuzeydoğu köşesinde içi sıvanmış tonozlu bir sarnıç bulunur. Kalenin bu cephesinde bulunan giriş kapısında, devşirme bloklar kullanılmıştır.

Gelelim kaleye çıkmaya:

Oldukça sarp bir yerde bulunan kaleye çıkmak zordur.

ÇAKMAK KALESİ-OĞLAN KALESİ-ADRASAN KALESİ:

Tepenin yani Kızlar Sivrisi tepesinin karşısında bulunan Markiz dağının eteğinde, bir kaya burnu üzerinde inşa edilmiştir.

Buraya Iğdır kalesi de denir. Çünkü Iğdır nahiyesinin yönetimi buradadır.

Evliya Çelebi: 1971 yılında gezip gördüğü kalenin, sarp bir yalçın kaya üzerine, beşgen şekilli ve yan yana iki sağlam ve küçük bir kale olduğunu, dış katının bazı yerlerinin mühendis elinden çıkmış gibi göründüğünü yazmıştır.

Evet, gelelim günümüze,

Günümüzde Likya yolu güzergahı üzerinde ilerlerken bu kaleyi görmek mümkündür. Ama günümüzde kale tamamın yıkık durumdadır. İlk akla gelen neden bu kadar dik bir yere kale yapılmıştır?

Muhtemelen savunma amaçlı olduğu düşünülmektedir. Ancak karşı tarafta da aynı yükseltide bir başka kale vardır.

Yani, zamanında buralarda 70-80 metre kadar yükseklikte deniz olduğu ve bu iki kale de limanın iki ağzını tutan kaleler olduğu düşünülmektedir.

Evet, sonuç olarak Musa dağında bulunan bu kaleyi gidip görmek isterseniz, oldukça zorlu bir patikayı tırmanmanız gerekir.

Kaleye ulaştığınızda ise, öyle fazlaca antik kalıntı beklemeyin, tepede göreceğiniz muhteşem manzara tüm yorgunluğunuzu giderecek güzelliktedir.

Adrasan Yamaç Paraşütü

YAMAÇ PARAŞÜTÜ:

Sahilde güneşlenirken, denize girerken, tepenizde uçan yamaç paraşütlerini göreceksiniz.

Yamaç paraşütü için, atlama noktası olan Tozlu tepesi, merkeze 12 km uzaklıktadır. Stabilize yoldaki araç yolculuğu yaklaşık 15 dakika sürer.

Bir başka uçuş atlama noktası ise, yine 15 dakikalık bir stabilize yolla ulaşılan 980 metre yükseklikteki Odunluk Tepe (Markiz Tepe) dir.

Atlama noktasının denizden yüksekliği 1000 metre civarındadır. Rüzgarın durumuna göre, Adrasan koyuna veya Karaöz koyuna inilir. Hava durumuna göre, uçuş süresi 20-25 dakika sürmektedir.

Adrasan Suluada

SULUADA:

Adrasan sahiliyle Gelidonya Fenerinin bulunduğu Taşlıkburnu arasındadır.

Suluada, karadan 2 km açıktadır. Gelidonya Fener Burnuna ise 7 km uzaklıktadır.

Uzun ve dar olan adanın boyu yaklaşık 1200 metredir. Adanın şekli, yunusa benzetilmektedir.

Antik dönemdeki ismi “Krambura” dır.

Ada üstünde yerleşim yoktur.

Adını, adada bulunan tatlı sudan alır. Bu tatlı su, adanın doğu tarafında bir noktadan çıkmaktadır. Gayet lezzetlidir ve içilebilir.

Bu suyun nasıl geldiği hakkındaki tahminler: adanın dağdan koptuğu ve deniz altından bir damar aracılığıyla dağlarda biriken kar sularının adaya ulaştığı şeklindedir.

Suyun şifalı olduğu söylense de bu konuda bilimsel bir araştırma veya sonuç yoktur. Tur tekneleriyle adaya gelen ziyaretçiler: kayalıklardan, birkaç metreye kadar yaklaştırılan tatlı sudan içebiliyorlar.

Adrasan Suluada suyun çıktığı yer

Su kaynağı: parmak kalınlığında akmakta olup, bir hortum ile kıyıya yaklaştırılmıştır. Çünkü tur tekneleri buraya yanaşmaktadır.

Hatta, ada antik dönemden bu yana denizci ve balıkçıların tatlı su temin ettikleri bir yer olarak bilinmektedir.

Adanın çevresinde: Akdeniz fokları, orfozlar ve su altı mağaraları bulunmaktadır. Adanın üzerinde ise 5 siyah keçi yaşamaktadır.

Adrasan Suluada tekne turları

Tekne Turları:

Adrasan sahilinden Suluada ya tekne turları düzenlenmektedir. Yani Suluada’ya gitmek isterseniz, önce Adrasan’a gitmeniz gerekiyor.

Adrasan-Suluada arasındaki tekne yolculuğu yaklaşık 45 dakika sürer. Tekne turunda: Suluada da bulunan 2 plaj, tatlı su kaynağı ve mağaralar bölgesinde duraklama yapılmaktadır.

Sezonda, buraya günlük 50 tekne uğramakta ve ziyaretçi sayısı ise 1500 civarındadır.

Adrasan suluada plajlar

Plajlar;

Suluada da 2 tane plaj vardır. Bunlardan birisi 50 metre ve diğeri 120 metre uzunluktadır.

Adrasan Suluada plajlar

Deniz içinde taban kum ve küçük çakıllı olduğu için yosun ve deniz kestanesi yoktur.

Adrasan Suluada denzi

Her iki plajın kumsalı da: beyaz kumludur ve deniz turkuaz renklerdedir. Bu yüzden plajlar, halk arasında “Maldivlere” benzetilmektedir.

Adrasan Aşıklar Mağarası

Aşıklar Mağarası:

Adanın uç kısmındadır. Mağarada loş bir ortam bulunmaktadır. Bu yüzden çiftlerin ve turistlerin ilgisini çekmektedir. Denizin mavi tonları oldukça güzel bir görüntü yaratır.

Tur tekneleri buraya uğruyorlar. Ancak mağara içinde düzensiz ve hızlı akıntılar nedeniyle tekneler burada demirleyemiyorlar, mağaranın öbür ucundan adanın öbür tarafına geçilebiliyor ancak tekneler sığmadığı için geçemiyorlar, yüzülerek geçilebildiği söyleniyor.

Adrasan Amerikan Koyu

Amerikan Koyu-Kelleci Koyu:

Suluada gezi tekneleri, adanın karşısındaki Amerikan Koyundan öğle yemeği alırlar. Buraya Amerikan Koyu isminin verilmesinin sebebi: “Koyda batan bir Amerikan Teknesi” dir. Burada gayet güzel bir plaj bulunuyor, tur tekneleri burada kısa süreli yüzme molası veriyorlar.

Hacıvat-Karagöz Kayalıkları;

Adrasan’dan kalkan günübirlik Suluada gezi tekneleri, genellikle buraya da uğrarlar.

Hacıvat Burnu koyu, ismini koyun kıyısında bulunan ve Hacıvatın kukuletasına benzeyen kayalıklardan alır. Burada denizin rengi ve derinliği ilgi çekmektedir. Güneş ışınları denizin içindeki beyaz renkli taşlar nedeniyle, denizin rengini turkuaz yapmaktadır.

Adrasan Deresi

Adrasan deresi

ADRASAN DERESİ:

Tahtalı dağından doğan Adrasan deresinde: levrek, kefal gibi balıklar var. Bu derenin bulunduğu yer çok güzel. Adrasan içinde; doğuya doğru gittiğinizde, bu derenin bulunduğu yere ulaşmanız mümkün.

Araç trafiği: derenin sol yanında ilerliyor. Otoparklar da burada. Burada: aracınızı park ederek, dere üzerindeki köprülerden karşı kıyıya geçiyorsunuz ve muhteşem restoranlardan birini tercih edip giriyorsunuz.

Dere üzerine yapılmış, ahşap oturma teraslarında, kilim ve minderler üzerine oturup, ortaya konulan yuvarlak tahta üzerinde yemeklerinizi yiyorsunuz. Bu sırada: ayaklarınızı derenin serin sularına uzatma şansınız var.

Ayrıca: dere üzerindeki renk renk ve çeşit çeşit ördekler; sizden, kendilerini beslemelerini isteyen çığlıklar atıyorlar. Gerçekten muhteşem bir ortam.

Dere boyunca; özel bir hava akımı var. Esintili hava, doğal klima gibi, zaten az olan nemi dağıtıyor ve serinlik veriyor.

Zindelik veren bu havayı mutlaka teneffüs edin, anıtlaşmış çınar ağaçlarının gölgesinde, mutlaka konaklayın.

Kumluca gezilecek yerler

Olimpos gezilecek yerler

Çıralı gezilecek yerler