İspanya Jerez de la Frontera

İspanya Jerez de la Frontera

Jerez mükemmel bir Endülüs şehridir. Endülüs döneminde şehrin ismi: Şeriş.

Şehir: Fino (sek) şehrinin vatanıdır.

Gitano Flamenko kültüründe Sevilla’dan sonra ikinci sırada gelir ve bugün halen boğa güreşi arenalarında varlığını sürdüren, at üstünde boğa güreşinin doğduğu yerdir.

Ilıman üzüm bağlarından elde edilen üzümlerden üretilen sertleştirilmiş sek beyaz şarapları Jerez’i Endülüs’ün lider konumundaki üç şeri üreticisi şehrinden biri haline getirmiştir. Şeri ticareti hanedanlarını da son derece zenginleştirmiştir.

Bu zenginlik, şehrin merkezindeki anıtlar ve büyük evlerde yansıtılmaktadır. Ancak, 1990 yılında, şarap krizinden sonra, şehirde sanayi tabanının genişletilmesi için arayışlara girilmiştir. Yine de, 2012 yılı itibarı ile Time Dergisinde verilen bir habere göre: İspanya’nın en borçlu şehri olarak seçilmiştir.

Bunun dışında, bölgede sığır yetiştiriciliği ve at yetiştiriciliği önem kazanmaktadır.

Jerez şehri bölgesinde: Subtropikal Akdeniz iklimi egemendir ve buna bağlı olarak: kışlar çok hafif ve yağışlı, yazlar ise sıcak ve kurak geçer. Yıllık ortalama sıcaklık 24 derece civarındadır.

Bununla birlikte şehir merkezi ziyaretçilerine birkaç mimari harika da sunmaktadır.

İspanya Jerez de la Frontera

TARİHİ

Jerez bölgesinde Fenikelilerden bu yana insan yerleşimi vardır. Romalılar buraya Xeres, Magribilire Scheris ismini vermişlerdir. Her iki isim de Jerez den (İspanyolca Şeri) ve şeriden türetilmiştir.
Antik dönemde: günümüzdeki şehrin kırsal alanında, merkeze yaklaşık 11 km. uzaklıkta “Asta Regia” isimli ve Roma döneminde kurulmuş bir yerleşim yeri bulunmuştur. Şehir, Roma imparatorluğunun çöküşünden sonra Vizigotlar ve Vandallar tarafından işgal edilmiştir.

711 yılında, Araplar bölgeyi ele geçirirler. Muhavidder, 12 ve 13’ncü yüzyıllarda, Jerez savunma sistemini kurarlar ve eski şehir mevcut sokak düzeni ayarlanarak büyük bir gelişim gösterir.
1231 yılına gelindiğinde ise, Jerez Battle komutasındaki Hıristiyan askeri güçleri, şehri ele geçirirler.

1264 yılında Granada’nın fethi ve 1492 yılında Amerika’nın keşfi sonucunda: ticaret ve limanlara yakınlığı nedeniyle, şehir, Sevilla ve Cadiz’den sonra Endülüs bölgesinin en zengin şehirlerinden biri haline gelir.

Bu arada, 7’nci yüzyılda büyük bir sosyal, ekonomik ve siyasi çöküş olmasına rağmen, şehir gelişimini sürdürmüş ve özellikle şarap endüstrisi büyümüştür.

İspanya Jerez de la Frontera

AT FUARI

Şehirdeki Gonzales Hontoria Park içinde, her yıl Mayıs ayı içinde düzenlenmektedir. Fuar süresince: at binicileri: erkekler: geleneksel kısa ceketli takım elbiseler giyerken, kadınlar ise: Çingene elbiseleri giyerler.
Fuar süresince, ayrıca: sayısız sergiler, etkinlikler ve klasik at terbiyesi konusunda ulusal ve uluslar arası yarışmalar düzenlenir.

İspanya Jerez de la Frontera

ŞEHİRDE GEZİLECEK YERLER

İspanya Jerez de la Frontera

 

JEREZ DE LA FRONTERA ALCAZAR

Jerez şehrindeki “Alcazar” günümüzde bir park olarak kullanılmaktadır. Eski bir Magribi kalesi ve konutudur. 1931 yılında kültür mirası listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.
Buranın ilk yapılışının 11 nci yüzyıl olduğu düşünülüyor. 12’nci yüzyılda, Muvahidler tarafından yapılmış, yeni bir yapı ve konut ve ayrıca kale olarak kullanılmıştır.

Duvarları ile birlikte, çevresinin uzunluğu: 4000 metredir. İçinde bulunan sekizgen kule: Muvahhid mimari özellikleri taşımaktadır. Park içindeki cami: 1255 yılında kalenin Hıristiyanlar tarafından ele geçirilmesinin ardından kilise haline dönüştürülmüştür. Minare ise, çan kulesi yapılmıştır.

İspanya Jerez de la Frontera

LA PLAZA DE LA ASUNCİON

Şehrin en güzel anıtsal meydanlarının başında gelmektedir. Meydanda: Mudejar ve Neoklasik mimari tarzda anıtlar bulunmaktadır. Hatta, üç farklı stil kullanıldığından, şehirdeki en harmonik karelerden biri olarak değerlendirilir.
Bu meydanda: eski Town Hall, Rönesans Town Hall ve San Dionisio, Gotik-Mudejar kilisesi bulunmaktadır.

İspanya Jerez de la Frontera
İspanya Jerez de la Frontera

JEREZ DE LA FRONTERA KATEDRALİ

Aynı zamanda “San Salvador Katedrali” de denir. 17’nci yüzyılda inşa edilmiştir. Mimari görünüm gotik tarzı yansıtmaktadır.

İspanya Jerez de la Frontera

JEREZ DE LA FRONTERA CHARTERHOUSE

Şehirde, bir manastırın içindedir. Mimari açıdan geç gotik özellikler göstermektedir. 17’nci yüzyılda tamamlanan yapı: İspanyol hükümeti tarafından, bir tarihi sanat anıtı olarak tescil edilmiştir.
Yapı: 1667 yılında neredeyse tamamen yenilenmiştir. 1810 yılına gelindiğinde ise, Peninsula savaşı sonucunda Fransız işgalciler tarafından kışla olarak kullanılmıştır. Bu dönemde çok hasar gören yapının büyük bölümü yıkılır. Keşişler, işgal bitiminde Cadiz şehrinden buraya döndüklerinde, tamamen ıssız bir manastır ile karşılaşırlar.
Takip eden süreçte: manastır restore edilmiş ve devlet koruması altına alınmıştır.

İspanya Jerez de la Frontera

JEREZ DE LA FRONTERA KİLİSESİ-SAN MARCOS

Gotik kilise yapısı: İspanya hükümeti tarafından kültür mirası kabul edilerek koruma altına alınmıştır. Kilise: 1264 yılında, şehri ele geçiren Kastilya kralı Alfonso tarafından yaptırılmıştır. Hatta, daha önce burada mevcut bir caminin üzerine yaptırıldığı söylenmektedir.

MUSEO ARQUEOLOGİCO MUNİCİPAL

Burası bir arkeoloji müzesidir. 18’nci yüzyıldan kalma bir binada bulunmaktadır.
Müzede: varlıklı kişiler tarafından bağışlanan koleksiyonlar birleştirilerek, 1873 yılından bu yana bulundurulmaktadır. Müze binası ise, 1935 yılında ziyarete açılmıştır. Koleksiyon içinde: son derece nadir olan “Korinth kask” bulunmaktadır ki, müzenin prestij eseridir, mutlaka görün. Bu kask: şehrin nehir tarafındaki “Guadaleta” bölgesinde bulunmuştur. Müzede ayrıca Roma seramikleri ve diğer buluntular sergilenmektedir.

İspanya Jerez de la Frontera Binicilik Okulu

REAL ESCUELA ANDALUZA DE ARTE ECUESTRE-BİNİCİLİK KRALİYET SANAT OKULU

Burada: Endülüs atı, klasik gelenekler korunarak, binicilik yarışmalarına hazırlanmaktadırlar. Okul: Avusturya-Viyana şehrinde bulunan binicilik okuluna benzemektedir. Burada, turistler için gösteriler yapılıyor.
Yapı: 19’ncu yüzyılın güzel bir mimarisi örneğidir.
Yalnızca Kraliyet Okulu arkasında bulunan “Horse Carriage Museum” ve Kraliyet okulunu ziyaret etmek için bilet satın alırsanız, müzeyi görebilir, görkemli arabaları izleyebilirsiniz.
Ayrıca, Perşembe sabahları okul atlarının binicileriyle klasik müzik eşliğinde yaptıkları gösteriyi izleyebilirsiniz.

İspanya Jerez de la Frontera
İspanya Jerez de la Frontera

CİRCUİTO DE JEREZ

Şehir merkezinin yakınlarındaki bu alan: bir yarış pistidir ve uzunluğu 4428 metredir. İspanyol mühendis Manuel Medina Lara tarafından yapılmıştır. 1985 yılında hizmete açılmıştır. Burada: Formula yarışları yapılmaktadır. Bu tarzda: İspanya Grand Prix, Avrupa Grand Prix ve İspanyol Motosiklet Grand Prix yarışları düzenlenmektedir. Ancak: yarış pistinin nispeten merkezi yerlere uzak konumu nedeniyle, Formula (F1) yarışları, 1991 yılından itibaren Barselona şehrine taşınmıştır. Zaten, 1997 yılında da, yarış sonundaki podyum kutlamaları sırasında Belediye Başkanının yarattığı bir kupa sunma skandalı sonucunda çıkan olay nedeniyle, geçici bir süre “Grand Prix” yarışları yasaklanmıştır.

İspanya Jerez de la Frontera

WİNE CELLARS

Jerez şehri yöresinde: Sherry ve Brandy üretilmektedir. Her iki ürün de, Solera ve Criadera olarak bilinen geleneksel yaşlanma yani bekletme işlemine tabii tutulmaktadır. Bu bekletmelerin yapıldığı, Jerez şarap mahzenleri: kiremit çatılı, yüksek ve geniş, ferah yapılardır. Sabit bir sıcaklık ve nem ortamı sağlayacak şekilde tasarlanmışlardır.

İspanya Jerez de la Frontera

ST MİCHAEL KİLİSESİ

1484 yılında yapımına başlanan kilise: Barok ve gotik unsurları birleştiren, mükemmel bir yapıdır. Hatta: Endülüs Rönesans mimarisinin en başarılı dekore edilmiş yapısıdır. Yapı: 1931 yılında, İspanya hükümeti tarafından koruma altına alınmıştır.

İspanya Jerez de la Frontera

SANTO DOMİNGO CONVENT

Antik kent duvarlarının dışında bulunmaktadır. Kral Alfonso X tarafından, 1264 yılında inşaatına başlanmıştır. İnşaat: 18’nci yüzyılda bitirilir. Evet, manastır yapısı, muhteşem gotik unsurları göstermektedir.

CENTRO ANDALUZ DE FLANENCO

Burası: şehirdeki Flamenco kültürünü canlı tutmaya adanmış bir kütüphane, arşiv, müze ve okul olarak kullanılmaktadır. Çünkü: Jerez şehri: Sevilla ve Cadiz şehirlerinin ardından, Flamenco kültürünün en yaygın olduğu yer olarak öne çıkmaktadır.
Burada: özellikle yaz mevsiminde, Flamenco tarihi üzerine, bir saatlik görsel-işitsel sunum yapılır.

İspanya Costa del Luz

İspanya Costa del Luz

İspanya ülkesinin en az ziyaret edilen yeri olan, Atlantik kıyısı “Costa de la Luz” (Işık sahili): Avrupa’nın en iyi korunmuş sahillerinden birisidir.

Sahilin uzunluğu: yaklaşık 200 km. dir. Dolayısı ile, Güney Avrupa’nın en uzun sahilidir.
İklim ise: bir Atlantik kıyı şeridinde beklenenden, daha yumuşaktır.

Costa Del Ruz: Cadiz ve Huelva bölgelerinin kıyılarından oluşur.

İspanya’nın en büyük limanlarından, Avrupa’nın en büyük kuş ve doğa koruma alanından, Roma harabelerinden, çeşitli sahil kasabalarından ve tüm İspanya’daki en saf plajlardan geçer.

Burası, İspanyollar tarafından popüler bir tatil alanı olarak tercih edilirken, son yıllarda özellikle Fransız ve Alman ziyaretçiler de bölgeyi yoğun olarak tercih etmektedirler.

Evet, özellikle Cadiz ve Huelva şehirlerinin kasabalarından oluşan bu bölge, tam bir turizm cenneti olarak kabul edilmektedir.

TARİHİ

Tarifa’nın birinci sınıf sörf sahilinin kuzeyindeki “Bolonia” Roma kalıntılarının da doğruladığı gibi, kaşifler, Atlantik İspanya’yı araştırmak amacıyla Herkül’ün sütunlarını MÖ.2’nci yüzyıl gibi erken bir tarihte turlamıştır.
Bolonia tüm imparatorlukta zengin sınıfın iştah açıcı olarak kullandığı baharatlı bir balık sosu olan garum ile ünlenmiştir.
Fenikeliler gibi ilk yerleşimciler Cadiz gibi yerlere, Zahara delos Atunes’teki balıkçı limanlarına ve komşusu Barbate’ye bağcılık kültürünü çoktan getirmiştir. Barbate’nin ünlü olmasının başka bir sebebi daha vardır. Yakınındaki Cabo de Trafalgar, Nelson emrindeki İngiliz filosunun Fransızlarla İspanyolları yendiği 1805 yılındaki çarpışmaya tanıklık etmiştir.

İspanya Costa del Luz

CADİZ KIYISI

Costa de Luz’un bu denli iyi saklanmış bir sır olmasının sebebi: Sevilla, Cadiz, Huelva ve başka yerlerden gelen tatilcilerin, Conil de La Frontera ve Chiciana de la Frontera gibi tatil yerlerini kendilerine saklamasıdır. Bu yerlerin her ikisi de büyük ölçüde kumsaldan ibaret olsa da, Conil’in fotojenik bir kent meydanı ve Tarifa’nın koruyucusu hayırlı Guzman efsanesiyle bağlantısı olan ortaçağdan kalma bir kulesi vardır.

Işık sahili: Cadiz’in kumlu lagünlerinin ardında kaybolur ve cafcaflı Rota ile Chipiona’nın altın kıyılarında yeniden ortaya çıkar. Ancak Sanlucar d e Barrameda’nın yakınlığı göz önüne alınırsa, konakları, manzanilla bodegas’ı ve güzel sahilleriyle bu havalı kasabaya da uğramalısınız.

İspanya Costa del Luz

HUELVA KIYISI

Huelva, sekiz Endülüs Eyaletinin en batıda bulunanıdır. Matalascanas’tan (Donana Ulusal Parkı’nın kuzey sınırında) Portekiz sınırına kadar uzanan kısa sahili, yalnızca bir ya da iki tatil yerinin olduğu (Mazagon, Puerta de Umbria ve Isla Cristina) kum tepeleriyle kaplı tenha plajlara sahiptir.

Huelva şehrinin kendisi pek dikkate değer olmasa da yakınında Kolomb döneminden kalma bölgeleri gezmek için elverişli bir merkez üssüdür.

İç kısımlardaki Huelva’da, özellikle de Sierra de Aracena’da ise cazip birkaç kırsal alan yer alır. Huelva’nın en meşhur kasabası El Rocio, Endülüs’ün ünlü kitle haccını konu alan Hamsin Yortusu da ziyaret edilmeye değerdir.

İspanya Cebelitarık

İspanya Cebelitarık

Resmi olarak İngiliz ve coğrafi olarak ise Endülüs’ün bir parçasıdır. Etnik açıdan ise, şimdiye kadar buradan geçmiş tüm ulusların ve ırkların bir karışımıdır. Yani, her anlamda bir aykırılık örneğidir. Bölge: 1704 yılından bu yana, İngiltere idaresindedir.

Batılılar buraya “Gıbraltar” demektedirler.

Şehirde, resmi dil İngilizcedir. Ancak çoğu şehirli, İngilizce ve İspanyolca bilirler.
Para derseniz: “pound” kullanılıyor. Ancak, şehirdeki bütün yerlerde, aynı zamanda “Euro” da kullanılıyor.

İklim denirse: burada sıcak yazlar ve ılıman kışlar yaşanır. Yani yıl boyunca sıcak bir hava egemendir. Ancak: yaz dönemi çok sıcak ve nemlidir. Şehir çevresinde, yılın 300 günü güneş görmek mümkündür. Mayıs ve Eylül ayları arasında, sıcaklıklar sürekli olarak 30 derecenin üzerindedir.

Yani, buraya gidecekler için, uygun mevsim koşullarını belirlemek şarttır.
Buraya yolunuz düşerse: taze deniz ürünleri ve renkli İspanyol yemeklerini tadabilirsiniz. Bunun dışında: Ispanak tortilla ve calettita ve panissa önerebilirim.

Şehirde alışveriş düşünürseniz: özellikle, Main Street caddesi üzerindeki “Cebelitarık Kristal Fabrikası” ürünlerinin satıldığı yeri ziyaret etmelisiniz. Dükkan ve mağazalar, genellikle günlük olarak saat 19.30’a kadar açıktır. Pazar günü ise, birçok yer kapalıdır.

Gece hayatı ise: şehirde çok sayıda gece kulübü bulunmaktadır. Ancak yine de canlı bir gece hayatı yoktur.

İspanya Cebelitarık

CEBELİTARIK BOĞAZI

Akdeniz ve Atlas Okyanusunu birleştiren, Avrupa ve Afrika kıtalarını birbirinden ayıran boğazdır. Antik çağda: burası “Herkül’ün Sütunları” olarak bilinirdi. Boğaz adını ise: “Tarık Bin Ziyat” isimli Emevi komutandan almıştır. Boğaz 60 km. uzunluğunda, 44 km. genişliğindedir. En derin yeri: 425 metredir.

Boğazın yüzeyinde: doğudan batıya giden kuvvetli bir akıntı bulunur. Derinlerde ise daha zayıf bir akıntı, Akdeniz’den Atlas Okyanusu yönünde ilerler.

İspanya Cebelitarık

TARİHİ

Tarım bin Ziyad: boğazın güvenliğini sağlamak için, burada boğazın kuzeyinde bir kale yaptırmıştır. Cebelitarık: 1462 yılında Araplardan-İspanyollara geçmiş, 1502 yılında resmen İspanya topraklarına katılmıştır.

24 Temmuz 1704 yılında ise, İngiltere-Hollanda deniz kuvvetleri tarafından el konuluştur. 1713 tarihinde “Utrecht Anlaşması” ile, İspanya kaleyi İngiltere’ye iade etmeyi kabul etmiştir.
İngiltere, günümüzde o anlaşmayı yorumladığında, buranın sonsuza dek kendisine ait olduğunu iddia etmektedir.

1963 yılında, General Franco; sınırın kapatılması, telefon bağlantılarının koparılması ve Cebelitarık’ın geri kazanılması için Birleşmiş Milletler aracılığı ile çeşitli mücadelelerde bulunmuşsa da, 1975 yılında Franco’nun ölümü ve İspanya’nın demokrasiye dönüşünden beri, Londra ve Madrid arasında, bu konudaki ilişkilerde muazzam bir iyileşme görülmektedir. Ancak, bu ilişkilerde, Cebelitarık hep bir sorun olarak ayrı bir yer işgal etmiştir.

İspanya Cebelitarık

TURİZM

Celebitarık kasabasında: Casemates Meydanından, Katedralin ötesine kadar uzanan merkezdeki ana cadde üzerinde : duty-free mağazaları, fast-food restoranları ve İngiliz tarzı birahaneler bulunmaktadır. Bunları gördüğünüzde, Cebelitarık Kasabasının yalnızca bir alışveriş merkezi olduğunu düşünebilirsiniz.
Ancak, yine de şehrin arka sokakları, tarih kokmaktadır.

İspanya Cebelitarık
İspanya Cebelitarık

ROCK-KAYA

Şehir kayanın batı tarafından yoğunlaşmıştır. Kaya: Cebelitarık bölgesinin en ilgi çekici yeridir. Kayanın uzunluğu 5 km ve en yüksek noktası, deniz seviyesinden 426 metredir.

Eğer yokuş yukarı çıkmayı tercih etmezseniz, teleferiğe binmelisiniz. İnerken yürüyebilirsiniz. Aşağıya yürürken, zikzak çizerek inen yollardan, şehre geri dönebilirsiniz. Kaya üzerindeki teleferik hattı (Ape Den Teleferik) : 1966 yılında yapılmıştır. Teleferik yolculuğu: maymunlar adasında durur.

Tepeye çıktığınızda ise, buradaki restoranda oturabilir ve gerek Cebelitarık şehrini ve gerekse Cebelitarık limanı ve hava bulutsuz ise Afrika kıyılarını, Fas kıyılarını izleyebilirsiniz.

Kaya’nın büyük bölümü: yöreye özgü bitkileri korumak amacıyla, doğu koruma alanı olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

Kaya: aynı zamanda, 18’nci yüzyılda İngilizlerin bölgeye getirdiği bir kuyruksuz maymun türü olan: “Barbary maymunları” yani Berberi şebeğinin de yuvasıdır. Bu meraklı yaratıklar, kameranızı, çantanızı elinizden kapabilirler. Hatta, kendilerini tehdit altında hissederlerse saldırgan bile olabilirler. Aranızdaki mesafeyi korumanızı öneririm.

Kayanın içinde: 50 civarında tünel kazılmıştır. Yani: kaya, bir anlamda mağara ve tünellerle delik-deşik edilmiştir. Onun kireçtaşı tabanı, Cebelitarık bölgesini doğa tutkunları için popüler bir hedef haline getirmiştir.
İngiliz ordusu tarafından 1779-1783 yılları arasında kazılan: “Siege Tunnels” yani “Büyük Abluka Tüneli” gibi tünellerden bazıları halkın ziyaretine açıktır. Gezmenizi öneririm.

ST MİCHAEL MAĞARASI

St Michael mağarası: deniz seviyesinden 300 metre yüksekliktedir. Onun muhteşem sarkıt ve dikitleri, Romalılar döneminden bu yana bilinmektedir. Kaya üzerindeki “Leonara mağarası” ve aşağıdaki “St Michael mağarası” gibi mağaralar birbiriyle bağlantılıdır. Günümüzde: bu mağara, konserler için kullanılıyor.

1782 yılında: Kaya, elle oyularak: üst galeriler oluşturulmuştur. 1779-1783 yılları arasındaki büyük kuşatmada: buralara toplar yerleştirilmiştir.

CONVENT

Main Street sonundaki manastır: 1728 yılından bu yana: valinin ikametgahı olarak kullanılmaktadır. Burada: muhafızların günlük nöbet değişimi töreni ilgi çekmektedir. Yapı: 16’ncı yüzyılda bir manastır olarak yapılmış ancak daha sonra konut olarak kullanılmaya başlanmıştır. Manastır ile ilgili bir söylenti var, duyduğum bu söylentiyi size de aktarmak istiyorum: “Manastırda “Grey Lady” denilen bir rahibe hayaleti bulunduğu” söylenmektedir.

TRAFALGAR MEZARLIĞI

Southport Gate bölgesindedir. Burada: Trecheros deniz savaşlarında ölenler gömülüdür. Karmaşık ve bakımlı mezar taşları, 1789 yılından kalmadır.

CEBELİTARIK MÜZESİ

Şehir içindeki ana caddenin yarısına geldiğinizde, sağ bölümdeki cadde üzerine yönelirseniz Aziz Meryem Katedralini geçince, Cebelitarık Müzesine ulaşabilirsiniz.
Müzede sergilenen az sayıdaki ancak etkileyici dini eserler, geçmişte Magribilerin, İber yarımadasını ele geçirmesi dönemlerinden: son yüzyıllardaki denizcilik kalıntılarına kadar uzanmaktadır. Özellikle kaya mağaralarında yapılan kazılarda ortaya çıkarılan kalıntılar da burada sergileniyor. Avrupa kıtasında, ilk “Neandertal kafatası” 1848 yılında bulunmuş ve burada sergilenmektedir.
Giriş ücretlidir.

GIBRALTAR ABDULAZİZ CAMİSİ

Cami, 1997 yılında, Suudi Arabistan kralı Fahd bin Abdulaziz tarafından yaptırılmıştır. Gayri Müslim bir ülkede bulunan en büyük cami olduğu söylenmektedir. Cami: “Avrupa noktası” denilen yerde, yani kıtanın en güney ucunda bulunmaktadır.

DERİN DENİZ BALIKÇILIĞI VE YUNUS BALIKLARINI İZLEME

Cebelitarık bölgesinde: dünyanın en iyisi olarak kabul edilen derin deniz balıkçılığı yapılmaktadır. Kefal, çipura ve kılıç balığı avlamak üzere, yarım ve tam günlük balıkçılık gezileri düzenlenmektedir. Turistler için bu gezileri yapan tekne şirketlerini merkezde bulabilirsiniz.

Balık avcılığı ile ilgisi olmayanlar için de, Cebelitarık şehrinde düzenlenen “Whale Watching” yani “Yunus ve balinaları gözlemleme” turları düzenleniyor. Çünkü: körfez, yunus ve balinalara ev sahipliği yapmaktadır.

PLAJLAR

Cebelitarık şehrinde harika plajlar bulunuyor. Adanın doğu tarafında “Eastern Beach” ve “Catalan Bay” bulunmaktadır. Ayrıca: çakıllı bir plaj olan “Little Bay” ve batı kıyısındaki “Camp Bay” da düşünülebilir. “Pier” balıkçılık tesislerinde ise: parasaling ve su kayağı, dalış yapılabilir.

MARİNA QUAY VE QUEENSWAY QUAY

Bu iki modern marina, cazip restoranlarında lezzetli deniz ürünleri sunmaktadırlar. Şehri ziyaret ederseniz, buraya uğramayı ihmal etmeyin.