Mısır Ne yenir Ne içilir

mısır.kahire.nargile.1
Mısır Ne yenir Ne içilir

Mısır’da en çok göreceğiniz şey, gerek yerli halk tarafından kullanılan ve gerekse turistler tarafından denenen: nargiledir.

Evet: Mısır’da: gerek yemek ve gerekse içeceklerde hijyen sağlanmıyor, yani temizlik kurallarına pek riayet etmiyorlar.

Mısır’a gelenlerin en büyük sıkıntısı: burada özellikle oteller dışında aldıkları gıdalardan küçük çaplı rahatsızlık geçirmeleri, en kolay olunan rahatsızlık ise: ishal ve mide bulantısı, bazen daha ileri çaplı, gıda zehirlenmeleri oluyor.

Düşünün lütfen, başımızdaki rehberin bile bu tür bir hastalığa yakalandığını. Halbuki, bu tür insanlar, daha bilgili ve bilinçli olmalı diyoruz demi, hayır, maalesef hijyen kuralları konusunda, hiçbir tedbir alınmamış.

Siz siz olun, Mısır gezinizde, sakın oteller dışında herhangi bir gıda maddesi kullanmayın, yoksa geziniz ızdırap haline gelir.

Evet, aslında, bu kadar uzun bir tarihe sahip ülkede, Mısır mutfağında kullanılan temel gıdaların, firavunlar zamanında da bilindiğini ve aynı olduğunu düşünmek ilgi çekiyor.

Fresklerde tasvir edilen Akdeniz’den, Kızıldeniz’den ve Nil’den yakalanan balık çeşitleri, pirinç, mısır ve Nil Vadisinde yetişen sebzeler, deltada beslenen koyunlar ve keçiler ve ayrıca av etleri, köylülerin yetiştirdikleri güvercinler ve ördekler, Mısır mutfağının temel malzemeleri olmuş.

Mısır

Yabancı hakimiyetinde bulunduğu uzun yıllar boyunca, bu yerli ürünler, her biri yerel mutfakta kendine ayrı bir yer bulan: İran, Arap, Osmanlı, Fransız ve İtalyan mutfakları gibi değişik mutfak kültürleriyle birbirine karışmış.

Evet: Mısırda, özellikle lüks oteller dışında, temiz bir yemek yeri bulmanız çok zor. Hiç unutmuyorum, bizim rehber hasta oldu.

Yani: ishal. Bu arada: Mısıra giderken, isterseniz yanınızda, bir ishal hapı almayı unutmayın derim.

YEMEK ZAMANLARI

Otellerin çoğunda, Avrupa tarzı kahvaltı veriliyor. Daha büyük oteller, meyveler, gevrekler, şarküteri ürünleri ve sıcak yemeklerin bulunduğu açık büfe uyguluyorlar.

Mısırlılar için öğle yemeği, günün ama yemeğidir ve saat: 13.00-15.00 arasında yenir. Akşam yemekleri daha hafif geçiştirilir ve saat: 22.00 de yenir.

Ancak: restoranların çoğu, turistlere göre ayarlanmıştır ve genellikle batı saatleri göz önünde bulundurulur.

MISIR MUTFAĞI

mısır.kahire.yemek resmi.1
Mısır Ne yenir Ne içilir Mısır Mutfağı

MEZELER

Yemek, genellikle, ortaya tek tabakta getirilen mezelerle başlıyor. Yerel peynirler, salata, yaprak sarması, köfte (baharat ve kişnişle birlikte kızartılır), makallal (sebze turşusu), tabule (maydanoz, nane, doğranmış domates ve soğanla yoğrulmuş bulgur), tubina (susam ezmesi), humus (nohut ezmesi) ve baba ganuş (patlıcan,sarımsak ve limon suyu ile birlikte tahin ezmesi).
Son üçü: odun fırınında pişirilmiş taze sıcak pide batırılarak yeniliyor.

Evet, çorba çok yaygındır.

Her yerde: mercimek çorbası bulunur. Balık çorbası, daha çok kıyı kesimlerinde yaygındır. Mısırlıların gözdesi: etli sebze çorbası olan melukyadır.

Üzerine: sarımsak, biber ve kişniş gezdirilir. Genellikle, içinde. Pirinç, tavuk veya tavşan eti olur. Başlangıç yemeğinden çok, ana yemek sayılabilir.

Fuul

Her öğün yenebilen geleneksel bir yemektir. Ramazan sofralarının da gözdesidir. Domates ve bol baharatla pişirilen bezelye yemeği: yağ, sebze, baharat ve maydanozla çeşnilendirilen ve üzerine taze limon suyu gezdirilen kızartılmış bezelye lapası, taamia ile birlikte ikram edilir.

Fuul: genellikle, sabahları ekmekle birlikte servis edilir.

mısır.kahire.yemek resmi.2
Mısır Ne yenir Ne içilir Ana Yemekler

ANA YEMEKLER

Orta halli bir Mısırlı için, et lüks bir malzeme haline gelmiş. Buna karşın, Mısırda, güzel et yemekleri yemek mümkün.

En çok ise, kuzu ve keçi eti kullanılıyor.

Özellikle, bütün hayvanların mahalle halkı için pişirildiği Ramazan ayında. Geleneksel olarak yemekler: kömür mangallarında veya kapalı odun fırınlarında pişiriliyor.

Kuzu ve keçi eti, genellikle pişirilmeden önce, aromalı otlar ve baharatlarla terbiye ediliyor.

Mısırda, bildiğiniz döner ve şişkebap, her yerde bulunabiliyor.

Şişte et parçalarının ızgara edilmesine: kebap, şişe geçirilen koyun kıymasının ızgarasına köfte deniliyor.

Bu isimler ve yapılış şekilleri bize yakın ama yazının başında belirttiğim gibi, maalesef hijyen yani temizlik sorunları var.

Şıvarma

Dik bir şişe geçirilen koyun etinin ateşte pişirilmesi. İnce ince kesilerek, pide ve salatayla servis yapılıyor.

Izgara tavuk ve kızartılmış tavuk çeşitleri de menüde yerini alıyor. Izgara sıcak sıcak servis yapılıyor ve yumuşak oluyor.

Kaz veya ördek eti, az kullanılıyor.

Çiftçiler: güvercin (hamam) ve bıldırcın yetiştiriyorlar.

Bunlar, genellikle içleri pirinçle doldurularak pişiriliyor ve servis yapılıyor.

BALIK VE DENİZ ÜRÜNLERİ

Mısırda: karagöz, tekir, kefal ve levrek başta olmak üzere, pek çok Akdeniz ve Kızıldeniz balığı bulmak mümkün.

Ancak balık yemekleri, et yemeklerinden daha pahalı.

Büyük ve taze İskenderiye karidesi, Kızıldeniz ıstakozu, kalamar ve mürekkep balığı çok lezzetli. Nil’den az balık çıkıyor.

Nasıl Gölünden ise, özellikle tatlı su balığı olan tilapia çıkıyor ve çok lezzetli.

Balık

Genellikle ızgara tercih ediliyor. Bütün halde, ızgarada pişirilen balık, limon dilimleriyle servis ediliyor.

Günümüzde artık az bulunan kurutulmuş ve tuzlanmış morina: zeytinyağlı ekmek üzerinde servis ediliyor ve çok beğeniliyor.

Antik Mısırlılar, bunun afrodizyak olduğuna inanırlarmış.

ARA YEMEKLER VE GARNİTÜRLER

Ana yemeklerin yanında, genellikle pilav veriliyor.

Ama: patates kızartması verildiği de oluyor. Mısırda yemekler genellikle ılık sunuluyor. Çünkü: sıcak yemeğin, sindirime zararlı olduğu düşünülüyor.

Bu yüzden, gevrek patates bekleyenler hayal kırıklığına uğruyorlar.

Mevsim salatası da bulunuyor. Pancar ve salatalık dilimleri çok lezzetli.

mısır.kahire.tatlı resmi.1
Mısır Ne yenir Ne içilir Tatlılar

TATLILAR

Nil Vadisinde ve Delta’da: bol bol meyve yetişiyor. Mevsimine bağlı olarak: muz, portakal, incir, kavun ve bir tür armut olan guava yiyebilirsiniz.

Birkaç tür hurma da bulmak mümkün.

Taze hurma çok lezzetli. Bunlar: Batı’da satılan kurutulmuş hurmalardan çok farklı.

Taze veya kurutulmuş hurma, bütün marketlerde satılıyor ve dolaşırken atıştırmanız için ideal, deneyebilirsiniz, ama iyi yıkamak şartıyla.

Yemeğinizin üzerine, daha doyurucu bir şey yemek isterseniz: tatlı çeşitleri çok fazla var. Tatlılar genellikle çok şekerli yapılıyor.

Um-ali (süt, Hindistan cevizi, kuru üzüm ve fındıkla birlikte pişirilmiş pirinç) deneyebilirsiniz. Eğer iyi yapılmışsa, muhteşem bir tatlıdır.

Mısırlıların Osmanlılardan öğrendiği şerbetli tatlılardan yiyebilirsiniz.

Tereyağlı hamurla açılan, ince yufkaların arasına: fıstık, ceviz ve bal konularak yapılan baklava en ünlü tatlı. Ama çok şekerli. Kadayıf: bazen içine peynir de konan şerbetli bir tür tatlı. Hani, bizde ki künefe gibi.

Muhallebi: pirinç ve sütten yapılıyor ve oldukça yaygın tüketiliyor. Bildiğiniz unlu ve irmikli tatlılar, her yerde bulunuyor.

İÇECEKLER

Mısırda: Müslüman bir ülke olmasına ve Mısırlıların çoğunun içki içmemesine karşın: alkollü içki satışı yasal. Aslında: Nil Deltasında, şarap, hatırlanamayacak kadar eski tarihlerden bu yana üretiliyor.

Yerli şaraplardan: Ömer Hayam ve Obelisque Rouge hafif ve sek kırmızı şarap markalarıdır.

Cru des Prolemees, Blanc d’Alexandrie gibi beyaz şaraplar, kırmızı şaraplardan genellikle daha iyidir. Ama şarap yeterince soğuk servis edilmez.

Rubis d’Egypte ve Obelisque: tek başına veya yemekle içilebilecek güzel şaraplardır.

Yerli şarapların aroması, farklıdır. Uluslar arası otellerde ve daha iyi restoranlarda, ithal şarap bulunur, ama bunların fiyatları yüksek.

Eğer

Daha sert bir şeyler içmek isterseniz, Mısır’a özgü anasonlu bir içki olan, “zibibi” yi deneyebilirsiniz.

Bu, üzümün damıtılmasıyla yapılan Yunan uzosuna benzer. Sert, ama biraz daha tatlı olan hurma brendi’si de denenebilir.

Diğer yerli içkilerden uzak durmak en iyisi, muhtemelen içki için marka kontrol edin. Muhtemelen kaçak içki önünüze gelebilir.

Evet: Mısır’da alkollü içki çok pahalı. Çünkü, özel bir vergiye tabi. Mısır’a girişinizin ilk iki gününde: şehir içinde bulunan free shoplardan, alışveriş yapabilirsiniz.

Özellikle: sigara ve içki çok ucuz.

Mısır’da her zaman ve her yerde çay bulunur. Çay, gün boyu satılır, alışveriş yaparken pazarlarda ikram edilir ve kahvehanelerde tavla oynayan Mısırlılar, çay içerler.

Çay: sıcak ve ferahlatıcıdır. İnce cam bardaklarda ve sütsüz verilir. Yanında, bazen taze nane yaprağı bulunur.

Çoğu kahvede, belma (çemenotu), yansun (anason), yemişli sahlab (ararot) gibi çeşitli, ot çayları da servis ediliyor.

NARGİLE

Huka olarak da bilinen nargile, yanan tütün yapraklarının tadını hafifletir, daha içilebilir kılar ve sakinleştirici bir etki yaratır.

Nargile için, genellikle iki tür tütün kullanılır. En yaygın olanı: maassil’dir.

Bu, kıyılmış, yaprakları, dumanı tatlandıran melasla karıştırılmasıyla elde edilen yaş bir harmandır.

Maassil doldurulan küçük çömlek, nargileye konur ve mangal kömürüyle yakılır. Tombak gevşek kuru tütünün bütün yapraklar halinde sarılmasıdır.

Bazı tütünler: elma, hurma, çilek ve cappuccino ile tatlandırılır. Son günlerde artan sayıda kahvede, nargilenin ucuna takmak üzere kullanıldıktan sonra atılan plastik sipsi verilmektedir.

Yakın zamana kadar Mısır’da, halka açık yerlerde haşhaş içmek yaygın bir alışkanlık imiş.

Ancak, bu maddelerin yasaklanması üzerine (haşhaş içilebilen işletmeler) ghoraz’lar kapatılmış.

ŞEKERKAMIŞI:

İnsana doping etkisi yapan bu içeceğin uyarıcı özelliği de var.

DİĞER İÇECEKLER

Osmanlıların Mısır’a getirdikleri kahve çok sevilir. Mısırlılar, genellikle ziyade (çok şekerli) kahve içmeyi tercih ederler.

Ama, mazbut (orta) veya sade de içmek isteyebilirsiniz. Eğer bir parça şekerler birlikte içmek istiyorsanız, kahva erriha isteyin.

Meyve suyu satıcılarında ve bazı kahvelerde, taze meyve suyu bulabilirsiniz. Ama hijyene dikkat.

Musluk suyundan uzak durun. Mısır’da şişelenmiş maden suları satılır. Baraka, Siva, Safi veya Delta. Karkade: alkolsüz bir içkidir.

Kurutulmuş gülhatmi yapraklarından yapılır. Soğuk ikram edilir. Yaz aylarında ferahlatıcıdır.

Çay gibi sıcak da ikram edilebilir. Ama, her zaman çok tatlıdır.

Sindirimi kolaylaştırdığı söylenir, genellikle, özellikle de Ramazan’da yemeğe başlarken sunulur.

KAKULELİ KAHVE

Kahire’deki kahvehanelerde farklı aromalarda tatlandırılan kahveler sunuluyor müşterilerine.

Bunlardan en ünlüsü enfes tadı ve davetkar kokusuyla kakuleli kahve. Bir kahvehanede oturun ve kakuleli kahve sipariş edin.

HURMA

Kahire hurmaları bildiğimiz hurmalara benzemiyor. Farklı şekil ve tatlardaki taze hurmaların tadına mutlaka bakın, pişman olmayacaksınız.

STELLA BİRASI

Bu şehrin, kendine özgü bir birası da var. Stella birası. Hemen hemen 100 yıldır Kahire’de üretilen bu bira, sıcak bir gününüzü serinletecektir.

KARKADE

Serinlemek isteyenler için alkolsüz seçeneklerden biridir. Bunların en meşhurlarından biri soğuk soğuk servis edilen karkade.

Gülhatmi bitkisinden yapılan bu tatlı içecek, isterseniz sıcak olarak da servis ediliyor.

Mısır ülkesiyle ilgili genel hususlar hakkındaki yazı için.

 

 

Mısır Alışveriş

mısır.kahire.alışveriş.sanatçı.1
Mısır Alışveriş

Mısır, her bütçeye hitap eder ve hediyelik eşya endüstrisi giderek gelişmiştir. Oyma, dokuma ve boyama ustalarının yetenekleri, nesiller boyu günümüze kadar gelmiştir. Çalışan ustaları izleyerek, saatler geçirebilirsiniz.

Ama: Mısırlı esnaflar, çok ısrarcıdırlar. Satmak için anlatacakları öykülere omuz silkmeniz için mizah duygusuna ve güçlü bir iradeye sahip olmanız gerekir. Yanınızda bir rehber veya çevirmen bulunuyorsa, satın aldığınız her üründen, o da yüzde alır, bunu unutmayın.

Kahire’de mağazalar

Kışın: 09.00-19.00, yaz aylarında ise 09.00-20.00 arasında açıktır. Bazıları: Pazartesi ve Perşembe günleri: bütün yıl, bir saat geç kapanır.

Resmi mağazalar: 14.00-17.00 saatleri arasında: siesta (öğlen uykusu) için kapanır. Özel mağazalar da, bazen buna uyarlar.

Büyük çarşı: Hanül-Halili; Pazar günü hariç, her gün saat: 20.00 ye kadar açıktır. Diğer turistik kentlerdeki mağazalar, her gün açılır ve geç saatlere kadar, genellikle: 22.00 kadar açık kalır.

SATICILAR

Mısır alışveriş te satıcılar çok yapışkandırlar. Alışveriş yaparken çok dikkatli olun. Size ne söylerlerse söylesinler, hemen pazarlığa başlayın. Pazarlık, alışverişin olmasa olmaz kuralıdır. Ama insan bir süre sonra bunalıyor.

Yine de keyfini çıkarın. Bu arada: Mısıra turla gittiyseniz, günlük turlar sırasında gireceğiniz mağazalardan yapacağınız her alışverişte, Mısırlı rehberlerin, yüzde kırk komisyon aldığı söyleniyor.

ALIŞVERİŞTE PAZARLIK

Mısır alışveriş te pazarlık yapmak, Mısır’da alışveriş yaparken neredeyse bir zorunluluktur. Ama öncelikle sabır gerektirir. Bu bir savaş değil, sonuç almak üzere yapılan bir dil cambazlığıdır. Bir fincan kahve veya çay işi kolaylaştırır.

Günümüzde kola da söylenebiliyor. Bir bardak çayı kabul etmek, satın almak konusunda ciddi olduğunuzu gösterir ve anlaşmanın ilk aşamasıdır.

Başlangıç fiyatı: her zaman yüksek olacaktır. Buna itiraz edin. Ama çok düşük bir fiyat söyleyerek, satıcıyı kırmayın. Son fiyat: ilk fiyattan: % 30 ile 50 düşük olur. Eğer anlaşamayacağınızı düşünürseniz: kabul etmeyin, el sıkışın, gülümseyin.

Eğer başlangıç fiyatı makul ise:

Ödemeyi düşündüğünüz miktardan daha azını söyleyin. Sözcükler ve mimikler ile kabul edilebilir bir fiyatta uzlaşabilirsiniz.

Yanınızdakilerle strateji konusunda anlaşın. Arkadaşınızın isteksiz görünmesi, sizin lehinize olacaktır.

Pazarlıkta, bir anlaşmaya vardıktan sonra, güzel bir şey sahibi olmanın yanı sıra, bu alışveriş hafızanızda hoş bir anı olarak kalacaktır.

Özellikle, Türk olduğunuzu öğrendiklerinde, fiyatı inanın daha yukarı çekiyorlar, çünkü pazarlık yapacağımızı biliyorlar.

Bir de, “Yavaş yavaş Hasan Şaş” muhabbeti var, 2002 Dünya Futbol Şampiyonasında, Hasan Şaş isimli futbolcumuz hatırlarında kalmış, Türk olduğunuzu duyunca, hemen bu muhabbeti yapıp, mallarını satmaya çalışıyorlar.

ERKEKLER İÇİN TAVSİYE

Mısır alışveriş te, Mısır’ın Sümerbank’ı sayılan devlet mağazasından: Jil markasıyla üretilen iç çamaşırlarından almayı unutmayın.

Daha doğrusu mutlaka alın. Çünkü Mısır pamuğu, dünyaca ünlü. Bu pamuktan üretilen erkek iç çamaşırları da, çok kaliteli. Almanızı tavsiye ediyorum.

NEREDEN ALIŞVERİŞ YAPILIR

mısır.kahire.alışveriş.baharatlar.1
Mısır Çarşılarında Baharatlar

ÇARŞILAR

Kahire’deki Hanü-l Halili ve civarı: Müslüman dünyasının en eski pazarlarındandır. Alışveriş açısından gerçek bir hazine olan dar sokaklar labirentinden her biri, belli bir konuya ayrılmış mahalleler bulunur.

Parlak renklerle boyanmış Mısır pamuğunun ve elde üretilen büyük tören çadırlarının bulunduğu çadırcılar mahallesi, ilginizi çekecektir.

Halk arasında Han olarak biline bu çarşı, yalnızca turistik bir pazar değildir. Mısırlılar da buraya gelirler ve böylece ülkenin dört bir yanından gelen el yapımı eşyalara bakarken yerli halkın arasına karışma fırsatı bulabilirsiniz.

Luksor’da da görece küçük, ama aynı havaya sahip bir çarşı daha var.

Assuan’da alışveriş caddesi nehre paralel uzanıyor. Suk’ta, Mısır,Nübye ve Afrika el sanatları satılıyor.

ARKEOLOJİK YERLERDEKİ PAZARLAR

Arkeolojik yerlerin çoğunun yakınında, turistlere yönelik pazarlar var. Büyük Pazarlar da ve suk’larda satılan şeylerin fiyatı daha yüksek.

Ürün kalitesi bir dükkandan diğerine değişiyor. Boyanarak mermere veya kaymaktaşına benzetilen adi taşlara sık sık rastlayacaksınız. Bu yüzden, alışveriş yaparken dikkatli olmanız şarttır.

Satın almadan önce, her ürünü dikkatle inceleyin. Fiyatlar, tur gruplarının gitmesiyle, gün sonuna doğru, özellikle sezon dışında çok düşüyor.

mısır.kahire.alışveriş.1
Mısır çarşılarında Ahşap Ürünler

AHŞAP ÜRÜNLER

İslami sanat geleneğinde, dini yapılarda genellikle değerli taş kullanılmaz. Dolayısıyla, daha temel hammaddeler üzerine çalışan zanaatkarlar, Arap dünyasında her zaman büyük saygı görürler.

Mısır: özellikle Kahire, ahşap oymacılarıyla ünlü. Kentin eski bölümündeki, küçük atölyelerde, el yapımı harika parçalar üretiliyor. Küçük bir kutuda da geniş bir çay masasında da işçilik çok önemli.

En otantik eserler; kadınların görünmeden dışarıyı izleyebilmelerini sağlayan, Osmanlı’ya özgü pencere kafesleri, yani “müşrefiye” dir.

Bunlar: bugün fotoğraf çerçevesi veya paravan olarak, küçük ebatlarda üretiliyorlar. Ahşap üzerine sedef veya fildişi kakmalı tavla veya satranç takımlarını taşımak daha kolay. Fildişi denen objeler: genellikle deve veya maymun kemiğinden yapılıyor, gerçek fildişi değil.

BAHARATLAR

Mısır alışveriş de Mısır, kuzey ve doğu ticaret yollarının üzerinde olması nedeniyle, yüzyıllarca baharat konusunda uluslar arası bir merkez olmuş.

Deneyebileceğiniz, yüzlerce baharat çeşidi var. Özellikle: çay gibi içilebilen, hafif aromalı ve tatlı, kurutulmuş gülhatmiyi önerebilirim.

bakır resmi.1
Mısır çarşılarında bakır ve pirinç hediyelik eşyalar

BAKIR VE PİRİNÇ

Bunlar: testi, semaver ve tencere gibi eşyalar için, çok uzun zamandan bu yana kullanılmaktadır. Hediyelik eşya olarak satın almak için idealdir.

Eski parçaların üzeri kararmış ve küflenmiş olabilir. Ama yenileri daha parlaktır.

Her ebatta tepsi bulabilirsiniz ve ahşap ayaklar üzerine oturtulanlar, taşınabilir masa olarak da kullanılırlar.

KAYMAKTAŞI VE OYMA ÜRÜNLER

Oymacılık, özellikle Krallar Vadisinin çevresindeki köylerde ve Assuan’daki mermer yataklarının yakınlarında, yüzyıllar boyunca nesilden nesle aktarılmış, incelikli bir sanattır.

Antika eserlerin ilgi çekici kopyaları, bir hayli ucuzdur.

Seçim yapmakta zorlanacaksınız. Mısır’da şans getirdiğine inanılan skara benzeri küçük parçalar dükkanların yanı sıra, arkeolojik yerlerde küçük çocuklardan ve işportacılardan da satın alınabilir.

MÜCEVHER

Mısır mezarlıklarına gömülen altın miktarı düşünüldüğünde, altın satın almak akıllıca olabilir. Değerli madenler ağırlıklarıyla satılıyor ve işçilik için çok küçük bir miktar ekleniyor.

Kıymetli taş ve topaz, lapis lazuli ve akvamarin gibi ikinci derece kıymetli taşlar, dizilmemiş veya kolye, bilezik veya broş olarak satın alınabilir.

Antika hiyeroglif kartuşların kopyaları da, çok rağbet gören hediyelik eşyalar arasındadır. Birkaç gün içinde, kartuş içine Mısır hiyeroglifleriyle adınızı yazdırıp, mücevher olarak da kullanabilirsiniz.

PAMUKLU VE YÜNLÜ ÜRÜNLER

Uzun lifli, yumuşak Mısır pamuğunun dünyanın en iyi pamuğu olduğu söyleniyor. Nil Deltasında işlenen binlerce dönüm araziden ülkenin en önemli ihraç kaynağı elde ediliyor.

Hemen hemen gittiğiniz her yerde, üzerine genellikle deve ve piramit desenleri olan “gallabiya-uzun tişört” e benzeyen bir çeşit “gallaba” bulabilirsiniz.

Bunlar: biraz önce de söylediğim gibi, uzun tişört. Erkekler için satılan gallabiyalar, genellikle sade ve çok az renklidir.

Ama kadınlar için olanları: son derece parlak renklere boyanıyor. Hatta: pullarla bile süslenmiş olanları var. Daha cesur olanlar: dansöz kıyafeti alabilirler.

mısır.kahire.alışveriş.papirüs.1
Mısır Papirüs

PAPİRÜS

Antik Mısırlılar, bir saz çeşidi olan papirüs yapraklarını kurutur ve kağıt olarak kullanırlarmış. Giderek unutulan papirüs yapım sanatı: 1970’lerde yerli bitkiler kullanılarak yeniden canlandırılmış.

Günümüzde, hemen hemen andaç satan her dükkanda, Mısır figürleri tasvir edilmiş ucuz papirüsler bulunuyor.

Şare en-Nil, Dukki, Kahire’deki Dr Ragıb Papirüs Enstitüsünde satılanlar, papirüsün orada yetiştirilmesi, işlenmesi ve elle boyanması nedeniyle, daha otantik. Bu arada papirüs nasıl üretiliyor?

Şöyle ki, papirüs üretilen çiçeğin gövdesi olan sap kısmı, üçgen şeklinde. Sapın dışındaki kabuk kısmı kesilip atılıyor, içinden çıkan beyaz, lifli kısım, uzunca yani sapın uzunluğu kadar kesiliyor.

Çıkan lifli bitki, tahta bir tokmakla ezilip, merdane ile içinden suyun çıkması sağlanıyor. Altı gün, terkos suyunda bekletiliyor.

Ne de olsa suçiçeği. Çıkarılıp, emine boyuna birbirine birleştiriliyor ve bir kumaş üzerine yatırılarak prese konuluyor.

Burada da altı gün bekletiliyor, yedinci gün kağıt kullanıma hazır. Evet, arzu ederseniz, bir papirüs üreticisin dükkanına gidebilirsiniz.

PARFÜM

Antik Mısır’ın soylu ve seçkin insanları, lüks yaşamı seviyorlarmış.

Çiçeklerin taç yapraklarından ve yağlardan yapılan parfümler, vücut yağları ve tütsüler, günlük hayatın ayrılmaz birer parçasıydı.

Parfüm: hala çok beğeniliyor.

Pazarlardaki parfüm üreticilerinin ellerinde: içinde yağ olan yüzlerce cam şişe bulunuyor.

Parfümcüler: bunları karıştırarak esans yapıyorlar.

En beğendiğiniz parfümü yapabilir veya teninize uygun ideal kokuyu önerebiliyorlar.

Pek çok dükkanda satılan boş parfüm şişeleri de, hediyelik eşyalar olabilir.

Mısır ülkesiyle ilgili genel hususları anlatan gezi yazısı için.

 

 

Mısır İskenderiye

iskender.en başa koy.1
Mısır İskenderiye

İskenderiye için Mısır’ın İstanbul’u diyorlar. Kahire’den 3 saat kuzeyde. Kahire’den İskenderiye’ye: 2 farklı yoldan gidebilirsiniz. Birinci yol: Nil Deltasının verimli topraklarından geçiyor ve pamuk, pirinç ve meyve bahçeleri arasından ilerleyerek devam ediyor. Kerpiç evlerde: elektrik kullanılması dışında, yaşam biçimlerinin nesiller boyunca değişmediğini görebilirsiniz.

İkinci güzergah ise: Kahire’nin batısından, Natrun Vadisi yönünde, çöl boyunca ilerliyor.

iskender.natrun vadisi.kilise.2
Mısır İskenderiye Natrun Vadisi

NATRUN VADİSİ

Kahire’nin 90 km. kuzeybatısındadır. El-Buheyra vilayetinde bulunmaktadır. Natron tuzunun kaynağı olması nedeniyle, Antik Mısır’da önemli bir yeri var. Bölgede: natron tuzu içeren, 8 adet alkali göl bulunmaktadır.

Natron maddesi: mumyalamada ve cam yapımında kullanılmış. MS.4’ncü yüzyılda, Roma zulmünden kaçan Kopt Hıristiyanlar, burada kendilerini ibadete adayan, geniş bir cemaat oluşturmuşlar. Bu nedenle: Hıristiyanlık tarihinde, en önemli yerleşimlerden biridir. Ancak, Mısır’da İslam’ın yayılmasından sonra, bölge önemini kaybetmiştir.

Günümüzde: o dönemden kalma, dört kilise görülebilmektedir. Bu kiliselerin: kendi keşiş odaları ve çevrelerinde sağlam duvarları var. Deyr Ebu Mekar (Aziz Makrios) özellikle, birkaç kopt papa yetiştirmesiyle öne çıkmıştır.

Yakınlardaki: Deyrül Baramus ve Deyr es-Suryani kiliseleri ise: Süryani keşişler tarafından kurulmuş. Deyr Anba Bişoy: 4’ncü yüzyıldan kalma, küçük yuvarlak kubbesi ve 9’ncu yüzyıldan kalma savunma amaçlı burçlarıyla tipik bir yapı.

Yani: her ne kadar Mısırlılar tarafından buranın çok reklamı yapılsa da, burada görebileceğiz pek bir şey yok, yalnızca birkaç manastır, hepsi bu.

iskenderiye.genel.1
Mısır İskenderiye

İSKENDERİYE

Mısır’ın ikinci büyük kentidir. Kirli ve kalabalık bir şehir. İlk bakışta çöl atmosferinden uzak bir kıyı kenti gibi görünüyor. Bu bir yanılgı. Çok yüksek ve bitişik nizam binalarla dolu. Kum fırtınaları yüzünden, binaların rengi kahverengi ve sarıya dönmüş. Başka renge boyansalar da, bir süre sonra sararıyormuş. Şehirde, sanki sürekli bir günbatımı varmış gibi.

Evet: kısa bir bloğa sahip olan kentte yerleşim, kıyı boyunca yayıldıktan sonra, içeriye doğru gelişmiştir. Bu şehirde: çok lezzetli Akdeniz balıklarını yeme şansı bulabilirsiniz. Çağdaş balık restoranları var. Özellikle: öğle yemeği zamanı, saat: 15.00’den sonra, gecenin ilerleyen saatlerine kadar, bu restoranlar insanlarla dolup taşıyor. Özellikle: Abu Shakra isimli restoranda: kaliteli servis sunuluyor.

iskender.bir heykel.1
Mısır İskenderiye Tarihi Geçmişi

TARİHİ GEÇMİŞİ

Şehir: Büyük İskender tarafından, MÖ.322 yılında, Akdeniz sahilinde kurulmuş ve Ptolemaios dönemi boyunca: Mısır’ın başkentliğini yapmıştır. Kentte: görkemli saraylar ve tapınaklar kurulmuş. Bunun yanı sıra: antik dünyanın en ünlü kütüphanesi, yine burada.

Akdeniz’in dört bir yanından gelen gemiler: Dünyanın Yedi Harikasından biri olarak kabul edilen “Pharos Deniz Feneri” nin de bulunduğu limana giriyorlarmış. Mısır tarihinin meşhur isimlerinden Cleopatra da, burada yaşamış.

İSKENDERİYE’DE GEZİLECEK YERLER

iskender.deniz feneri.3
Mısır İskenderiye Pharos Deniz Feneri

PHAROS DENİZ FENERİ

Günümüze herhangi bir kalıntısı kalmamış. Yalnızca: hakkında söylenenler ve resim tasvirleri. Evet, bu fener: MS.279 yılında: İskenderiye Limanı karşısındaki Pharos adası üzerine yapılmıştır.

Romalılar, Mısır’ı ele geçirdikten sonra, burada Ptolemaios olarak anılan bir devlet kurarlar. İnşası MÖ.285-246 yılları arasında süren fener, bu devletin ilk iki kralı Ptolemy-Batlamyus-Soter ve Ptolemy tarafından yaptırılmıştır.

Yüksekliği: kaidesiyle birlikte, 135 metredir. Beyaz mermerden yapılmıştır. Tepesinde bulunan, tunçtan yapılmış büyük bir ayna, 70 kilometre uzaklıktan görülüyor ve limana giren gemilere rehberlik ediyordu.

iskender.deniz feneri.4
Mısır İskenderiye Pharos Deniz Feneri

Üç bölümden oluşan fenerin mimarı: Knidos’lu Sostratus. Alt bölümü dikdörtgen şeklinde ve yaklaşık 55 metre yüksekliğindeydi. Orta bölüm: yukarıya doğru giden rampası olan bir silindir şeklindeydi. Yaklaşık: 27 metre yüksekliğindeydi. Üst bölüm ise, silindir şeklindeydi ve üzerinde alevin bulunduğu bir bölüm vardı. Muhteşem bir başyapıt. Zaten: Antik Dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilmiştir.

Ancak, ne yazık ki, bütün bu ihtişam: ilk milenyumun başında meydana gelen bir dizi deprem ile yıkılmış ve yok olmuş. Üst kısmı: 955 yılında bir deprem ve fırtınada kopmuş ve gövde kısmı da 1302 yılında başka bir depremde yıkılmıştır. 1500 yılında ise, bu yapıya ait kalıntılar tamamen yok olmuş. Çünkü: Memlük Sultanı Kait-bay tarafından, fenerin bulunduğu yere yapılan bir kalede, malzemeleri kullanılmak üzere tamamen yıkılmıştır.

Bugün, yalnızca kartpostallarda yer alıyor.

Antik İskenderiye, günümüzde, liman sularının altında bulunuyor. Yakın zamanda yapılan, sualtı kazıları sonucu, Doğu Limanının yüzeyinin birkaç metre altında, çok sayıda blok taş ve heykel parçası bulunmuş.

Üzerinde inşa edildiği ada nedeniyle: Pharos olarak anılan fenerin bu adı, kelime olarak birçok dile yerleşmiştir. İspanyolca, Fransızca ve İtalyancada: Pharos, deniz feneri anlamına gelir. Yıkılmadan önce yapılan resimleri, dünyadaki deniz fenerlerine, yüzlerce yıldan bu yana örnek olmuştur.

Tarihi süreç içinde, zamanla, İskenderiye: depremlere karşı, gelişmesini sürdürür.

Havayolu ulaşımının başladığı 20’nci yüzyıla kadar: Mısır ülkesine giriş, bu limandan sağlanmış. Aynı zamanda, kent, ticaret yolu ile, tüm dünya ile ilişki kurmuş ve Mısır’ın en kozmopolit şehri olmuş. 19’ncu yüzyılın sonu ve 20’nci yüzyılın başlarında: çok sayıda Avrupa ve İngiliz vatandaşı: burada yaşamış. Ünlü yazar Lawrence Durrel: “İskenderiye Dörtlüsü” isimli yapıtında, yabancıların buradaki yaşantılarını anlatmış. 1952 darbesi: bu “Küçük Avrupa” nın sonunu getirmiş.

Kent: koloni binalarının dizildiği, uzun bir körfezin kıyısına kurulmuş.

Körfez: denizden tuttuklarını: “Kurniş” teki restoranlara götüren balıkçıların tekneleriyle dolu. Tarihi kentin iç kısımları, gerçekten de hayallerdeki, İskenderiye’ye hiç benzemiyor.

Toz içinde sokaklar, yıkılacakmış gibi duran apartmanlar, sağdan soldan yayılan iç bayıltıcı kokular ve trafiğin içinde tıngır mıngır giden at arabaları. İskenderiye: caddeleri, mimarisi, sanatı ile geçmişi ve şimdiki zamanı bir arada barındıran bir kent. Akdeniz kıyısında: Büyük İskender’in Kleopatra’yı tanıdığı, Helenistik Medeniyet’in temellerinin atıldığı kent.

Buyurun bu kenti gezmeye başlayalım.

Bir zamanlar, İskenderiye Fenerinin bulunduğu, körfezin batısındaki burunda, günümüzde “Kayıtbay Kalesi” var.

iskender.kayıtbay kalesi.1
Mısır İskenderiye Kayıtbay Kalesi

KAYITBAY KALESİ

Kayıtbay; Memlüklu Sultanı olan Barsbay tarafından köle olarak satın alınmış ve yine Memlük Sultanı olan Çakmak tarafından azad edilmiştir. Bundan sonra, Memlük ileri gelenleri arasında ilerlemiş ve sonradan imar eserlerini inşa ettirmek için kullanacağı büyük serveti edinmiştir.

Siyasi ve askeri uğraşıları yanında, ülkesinin imarı için yaptığı büyük yapılar ile ün salmıştır. Kahire’nin her mahallesinde, İskenderiye, Kudüs, Halep, Şam, Mekke ve Medine mimarisine katkılarda bulunmuştur.

Evet: buradaki kale, Memlük Sultanı Kayıtbay’ın eseridir. Kale: Dünyanın yedi harikasından, bugüne kalıntıları dahi ulaşmamış olan İskenderiye Deniz Fenerinin olduğu yerde: 1404 yılında kurulmuş. Kayıt Eşref Bey Kalesi. Giriş ve çıkışlarında: İngilizce ve Yunanca “Alexandria” yazan tabelalar olan, kentin görülmesi gereken bir yeri.

Kaledeki; “Denizcilik Müzesi” nde: Napolyon Savaşlarından kalma parçalar sergileniyor.

1984 yılında yapılan restorasyondan sonra: bir “Walt Disney Şatosu” na dönüşmüş.

Yukarıdan bakınca: kalenin içi bir fener gibi görünüyor. Duvar resimleri, çiniler var. Yer: mermer. Bazı taşların üzerinde, geçmişten kalma hiyeroglif parçaları görülüyor. Kalenin tepesinden: İskenderiye’nin iki ayrı tarafını görebiliyorsunuz. Ayrıca: kalenin içinde bir cami ve deniz müzesi var.

Evet, kaleden sonra şehrin merkezine doğru ilerlemeye başladıkça, deniz kıyısında yer alan Midan Saad Zaghul meydanına varacaksınız. Burası: tarihte önemli antik yerleşim yeri iken, günümüzde hiçbir eseri kalmamış.

Kraliçe Cleopatra zamanında dikilen heybetli dikilitaşlarda (bunlara Cleopatranın incileri deniliyor) günümüzde: birisi Londra’da ve bir diğeri de Newyork’ta sergileniyormuş. Şimdi bu meydanın çevresi: oteller ve alışveriş merkezleri ve çeşitli kafe restoranlar tarafından kuşatılmış.

Limanın batısında bir saray göreceksiniz. Res el-Tin sarayı.

RES EL-TİN SARAYI

1834 yılında, Mehmet Ali Paşa için inşa edilmiş. Mısır’ın son kralı Faruk; 1952 yılında, İtalya’ya sürgüne gitmek için, buradan yola çıkmış. Bu yüzden, Kral Faruk’un yazlık sarayı olarak da isimlendiriliyor. Burası aslında bir park. Kral Faruk bir zamanlar burada av partileri düzenliyormuş.

Deniz kıyısında yer alan bu yeşil, çiçeklerle süslü park, gerçekten görülmeye değer. Parkın adı: Müntezah parkı. Özellikle: hurma ağaçları ile ünlü. Doğu, batı ve güneyde yüksek duvarlarla çevrili olup, kuzeyi sahile açılıyor. Evet, Saray aynı park içinde. 365 odası varmış.

Kent merkezine uzanan: Kurniş, keyifli bir gezi yolu. Kurniş üzerindeki: Abdul Abbas Camisi görülmeye değer.

iskenderiye.abbas camii.1
Mısır İskenderiye Abdul Abbas Camii

ABDUL ABBAS CAMİSİ

1943 yılında yenilenmiş. Camide: şeyhlerin ve diğer din adamlarının türbeleri bulunuyor. Caminin Mağribi taş işçiliği, kubbeleri ve minareleri göz alıcı. Camiyi ziyaret edebilirsiniz, ama bayanlar, yalnızca arka bölüme girebiliyorlar.

Deniz kenarındaki küçük: Zaglul Meydanı, kentin merkezi. Burası, özellikle bazı saatlerde çok işlektir. Batı yönünde bulunan: Cecil Hotel; bir zamanlar, ünlü ve zengin sömürgecilerin buluşma yeri ve hala eski havasını koruyor.

Otelden sonra: İskenderiye’nin doğusunu, kent merkezine bağlayan tramvay durağını geçin, meydanın karşısından Hürriyet Caddesine kadar: Safiya Zaglul’u takib ederek: Yunan-Roma Müzesine ulaşabilirsiniz.

YUNAN-ROMA MÜZESİ

İskenderiye’nin tam merkezinde. Eski Mısır, klasik dönem ve Hıristiyan kültüründen parçalardan oluşan, dev koleksiyonda, 40 bin kadar parça sergileniyor.

Evet: kent ve liman çevresinde bulunmuş, Antik Mısır eserleri var. Ayrıca: Roma, Yunan ve Prolemaios dönemlerine ait eserler sergileniyor. İulius Caesar’ın mermer heykeli ve İskender büstü; mutlaka görmenizi önereceğim objeler.

Müzenin güneyinde: bir Leh misyonunun kurduğu: Kavmül Dikka var. Burası; küçük bir Roma yerleşimi. Burada: hamamlar ve zemini mozaik döşeli, 2’nci yüzyıldan kalma tiyatro var. Ayrıca: Doğu Limanında bulunmuş heykeller de, burada sergileniyor.

Güneydoğuya doğru yürüyün. Veya kısa bir at arabası yolculuğu düşünebilirsiniz. Bu yolculuk veya yürüyüş sırasında: Kavmüş Şukkafa katakomblarına ulaşabilirsiniz.

MS.2’nci yüzyıldan kalma bu mezarlar: klasik tarz ve Mısır tarzının güzel bir karışımı.

kütüphane
Mısır İskenderiye İskenderiye Kütüphanesi

İSKENDERİYE KÜTÜPHANESİ

Evet, İskenderiye Kütüphanesi hakkında en genel bilgi: kütüphanenin yakılıp yıkıldığı. 1000 yıllık tarih yok edilmiş. Belki de, kütüphane günümüze ulaşsa idi, bugün insanlığın içine girmiş olduğu inişli çıkışlı dönemler yaşanmayacaktı. Yaşama dair bilgiler kayboldu.

Eski İskenderiye Kütüphanesi: I. Prolemaios tarafından kurulmuş. Sahip olduğu 900.000 den fazla ciltle, zamanının en büyük kütüphanesi. Mısır’a giren her kitabın buraya getirilmesi zorunlu idi. Kitabın, burada bir nüshası çıkarılıp sahibine verilir, aslı ise kütüphanede kalırdı.

Bir taraftan da, yurt dışına gönderilen memurlar, başka ülkelerde buldukları kitapları satın alıp, getirirlerdi.

Böylece, o zamana kadar birçok bilime ait dağınık halde ve kaybolmaya mahkum durumda olan eserler, emin bir yerde toplanmış oldu. Bu arada: belki bilenleriniz olabilir, aynı dönemlerde Anadolu topraklarında da önemli bir kütüphane var.

Bergama kütüphanesi. İskenderiye Kütüphanesi ile yarışıyor ve hatta Mısırlılar, Bergama Kütüphanesine yaptıkları papirüs sevkiyatını bir süre sonra kesiyorlar ve bunun üzerine Bergamalılar, tarihte ilk kez kağıdı (parşomen) icat ediyorlar.

Daha sonraki dönemde: Bergama krallığı yenilinde, Cleopatra, Bergama Krallığının kütüphanesinde bulunan 200.000 ciltlik eseri, İskenderiye Kütüphanesine getiriyor. İskenderiye Kütüphanesinin, Helen uygarlığının oluşumunda büyük etkileri olduğu biliniyor.

Evet, İskenderiye Kütüphanesi; nasıl yok oldu? 391 yılında, Bizans’ın Mısır Valisi Theophilos, İskenderiye’de Mısır’ın en eski din mensuplarına ait Osiris Tapınağının yeri olan bir arsayı, kilise inşa edilmesi için Hıristiyanlara verir.

Burada yapılacak kilisenin temel kazısı sırasında, üzerinde eski dine ait yazılar bulunan bir taş çıkar.

Hıristiyanlar, bunu bir alay konusu yaparlar. Bu olay şehirde oldukça kalabalık halde bulunan putperestleri kızdırır ve sonunda İskenderiye’de dini bir ayaklanma çıkar.

İki taraf çarpışır, insanlar kitle halinde kılıçtan geçirilir. İskenderiye Kütüphanesinin bulunduğu bölge yerle-bir edilir.

İmparator I. Theodosius, valiye başka büyük şehirlere göre eski dinin İskenderiye’de hala neden bu kadar canlı olarak devam ettiğini sorunca, buna sebep olarak İskenderiye Kütüphanesindeki eski putperestlik kültürünü devam ettiren kitaplarını ileri sürer.

İmparator, bunun üzerine hepsinin yok edilmesini emreder. İskenderiye Kütüphanesindeki tüm eserler, şehrin hamamlarına dağıtılarak yaktırılır ve böylece insanlık tarihinin bu bilim ve kültür hazinesi yok edilir.

Kütüphanenin Sezar tarafından, İskenderiye’yi kuşattığı sırada yok edildiği görüşü de çeşitli tarihi eserlerde yer almaktadır. Kütüphanenin varlığını 4’ncü yüzyıla kadar sürdürdüğü bilinmektedir. Sezar’ın kuşatmasında yalnızca bir bölümünün zarar görmüş veya yıkılmış olduğu da düşünülmektedir.

Ancak: 21’nci yüzyılın başlarında; eskisine eşdeğer bir kütüphanenin yeniden yapılmasına karar verilmiş.

Muhammed Hüsnü Mübarek’in koruması altında, UNESCO’nun desteğiyle, eski yerine, Zaglul Meydanının doğusunda, kurniş üzerinde, son derece modern İskenderiye Kütüphanesi kurulmuş. Kütüphane, 2000 kişi kapasiteli ve 8 milyon cilt kitap bulunuyor.

Bugün görülen kütüphane; 2002 yılında, törenle açılan kütüphanenin, avangard tasarımı; çevresindeki binalar ile zıtlık içinde. Gri Assuan granitinden yapılan ön cephe: kadim dünyanın kitabe ve harf desenleriyle süslü. Bugünkü kütüphanenin bünyesinde: 4 milyon kitap, kaset, harita, video ve bilgi desteği varmış.

İskenderiye’de, “Muntaza” tatil merkezindeki kadar güzel bir kumsal yok.

Sahil: 8 km. boyunca uzanıyor ve bu bölümde: kum, deniz ve oteller var. 19’ncu yüzyılda inşa edilen Muntaza Sarayı, güzel bir bahçe içindeki şık bir otel ve kumarhane olarak hizmet veriyor.

Kentin, kuzeydoğu yönünde yürüdüğünüzde, karşınıza “Pompeius Sütunu” çıkıyor.

POMPEİUS SÜTUNU

Granit taştan, 27 metre yüksekliğindeki sütun, sanki bir şeyler söylemek istercesine dimdik ayakta, yıllara meydan okuyarak durmuş. Üzerinde, de bir alıntı var. İmparator Diocletianus için “ İmparatorların en adili, İskenderiye’nin ilahı koruyucusu, yenilmez Diocletianus” Mısır Valisi Postumus yazılı.

akdeniz.1
Mısır İskenderiye Akdeniz Kıyısı

AKDENİZ KIYISI

İskenderiye’nin batısı: 1990’lı yıllarda konut patlaması yaşanan kıyı dışında; tamamen çölmüş. Son zamanlara kadar, bakir körfezlerin bulunduğu kıyı, günümüzde, beton tatil siteleriyle dolmuş. Bu durum: sahil yolundan araçla ilerlendiğinde, yaklaşık 2 saat uzaklıktaki El-Alameyn yöresine kadar devam ediyor.

Bu ıssız tren kavşağı: 1942 yılında, II. Dünya Savaşında, Müttefik askeri güçlerinin: Alman Rommel ve İtalyan güçlerini bozguna uğrattıkları savaşların yaşandığı yer. İki ordunun şehitlerinin yattığı mezarlıkta bir anıt bulunuyor. Burada, ayrıca, üniforma, askeri donanım ve savaş planlarıyla ilgili haritalar ve bu zorlu savaş oyununun taktiklerinin sergilendiği küçük bir müze var.

Kızıldeniz ve Süveyş kanalı tanıtım yazısı.

Mısır ülkesi genel hususlar tanıtım yazısı.

Mısır gezi planı

Kahire şehri tanıtım ve gezi yazısı.