Mısır Karnak

karnak.tapınak.4
Mısır Karnak

Luksor’da , Korniş üzerinde kuzeye doğru yürüyorsunuz ve Karnak Bölgesine geliyorsunuz. Burada: Şanil Karnak kapısından girdiğinizde: içeride birçok tapınak ve kutsal göl göreceksiniz.

KARNAK TAPINAĞI

Luksor merkezinden, 2 km. uzaklıkta. No Amon veya Antik Mısır’a Amon Kenti olarak bilinen Teb’in kuzeyinde bulunuyor. Mısır’da Gize piramitlerinden sonra, en çok turist çeken bölgedir.

Burası: eski krallık döneminde gelişmeye başlar. MÖ.2134 yılında, 11’nci sülale döneminde, ulusal mabet haline gelir. Tapınak yapıları: takip eden yüzyıllar içinde, her firavunun kendi tapınağını ve anıtlarını ilave etmeleri sonucu; daha da büyür. Her firavun, kendinden bir şeyler katmak istemiş ve böylece, Karnak’ın yapımı 2000 yıldan fazla sürmüştür.

Burada yapılan kazı çalışmalarında: Roma dönemine ait 17.000 obje ortaya çıkarılmış. Bunların arasında:8000 adak taşı, 450 heykelve 10’a yakın sfens bulunmuştur. Karnak: MS.4’ncü yüzyıl civarında, Mısırlılar’ın yeni tanrılara inanmaya başlamaları üzerine, terk edilir.

karnak.tapınak.2
Mısır Karnak

Tapınak yapıları, toplamda 3 km. karelik bir alana yayılmış. Bu boyutu ile, dünyanın en büyük kutsal alanlarındandır.

karnak.tapınak giriş yolu.1
Mısır Karnak

Tapınağa giriş:

İki yanında koç başlı sfenkslerin bulunduğu caddeden girilir. Yerdeki taş bloklara baktığınızda, bir zamanlar, buranın liman olduğunu göreceksiniz. Yani: bir zamanlar, Nil Nehrinin kıyısı burada imiş.

Kısa sfenksli yoldan geçerek, tapınağın girişine geliyorsunuz.

Muazzam bir anıtsal pilon (giriş) var. Üzerinde yazıt ve desen bulunmayan: 113 metre genişliğinde ve 15 metre kalınlığındaki büyük birinci girişten sonra, yüksek duvar ve sütunlarla çevrilmiş, sağlı-sollu koç başlıklı sfenkslerin sıralandığı, büyük salona giriliyor. Bu sfenkslerin koç başlı olması ilginç. Tıpkı tapınağın girişindekiler gibi. Yani onlar büyük olasılıkla, koç başlı tanrı Khnum’u temsil ediyorlar.

Ayrıca: burada göreceğiniz sütunların başları da, ilginçtir.

Daha önce, bölgede gördüğünüz sütun başları: standart olarak papirüs demeti ya da lotus çiçeği şeklindeydi. Oysa buradakiler, artık farklılaşmış ve daha çok bir ağaç tipi verilmiş, diğer tapınaklardaki gibi standart değil, neredeyse her biri farklı yapılarda oluşturulmuşlar ve bir bütünlük sağlamıyorlar.

Sol yanda: II. Seti Tapınağı, Amon, Mut ve Khons tanrıları için yapılmış: üç küçük şapel ve sağda: üç yanı Osiris sütunları ile çevrili avlusu bulunan, III. Ramses Tapınağı var.

Ortada: 25’nci hanedanın, Habeş kökenli firavunlarından Tharka’ya ait köşkün, 21 metre yüksekliğindeki papirüs başlıklı, 10 sütundan birisi ile, Amon Baş rahiplerinden, 21’nci hanedan firavunu Smendes’e ait büyük bir heykel var.

karnak.tapınak.1
Mısır Karnak

Avluya bitişik olan ve 18’nci hanedan firavunlarından Horemhab’ın inşa ettirdiği, ikinci giriş duvarından geçilerek, büyük Hipostil hole girilir.

İkinci girişin önünde:

II. Ramses’in heykelleri var. Buranın yapımını, III. Amenhotep başlatmış ve I. Seti devam ettirmiş ve II. Ramses tamamlattırmış. 6 dönümlük alana yayılmış, 15 ve 23 metre yükseklikte, 134 sütunun oluşturduğu büyük Hipostil; holden yukarı baktığınızda, sütunları birbirinin üzerine eğilip sallanarak, gökyüzüne ulaşmaya çalışan ağaçlara benzetirsiniz. Dünyanın en büyük hipostil yapısı olarak kayıtlara geçmiş. Bütün yaşamın üzerinde yeşerdiğine inanılan kutsal adanın: papirüs ormanını temsil ediyor.

Bunlar: son derece güzel süslenmiş ve parlak renklerle resmedilmiş. Bulunulan koridorun üstü, eskiden kapalı imiş. Koridorun sağında ve solunda, farklı yüksekliklerde tasarlanan sütunlar, bu bölümün kapalı olduğu dönemlerde, aralarda kalan boşluklardan, günün her saatinde içeriye gün ışığının girmesi sağlanıyormuş. Mısırlı mimarların dahiliği.

Üçüncü giriş: tapınağın en eski bölümü. III. Amenhotep tarafından yaptırılmış.

karnak.tapınak.6
Mısır Karnak Dördüncü Giriş

Dördüncü giriş:

I. Tutmosis tarafından yaptırılmış. Dördüncü giriş önünde: I. Ve III. Tutmosis’e ait dikili taşlardan bir tanesi ayakta ( yüksekliği: 28 metre, ağırlığı: 143 ton) ve diğerinin parçaları ise, avluda yerde duruyor.

Buradan itibaren

Tanrı Amon’a ait, kutsal dar ve küçük mekanlar, girişteki ana aks’ın devamında, peşi sıra dizili. Sağ tarafta: güney yönündeki aksta: III. Tutmosis ve Hatcepsut’un yaptırdığı girişler ve anıtsal heykeller, kutsal göl ve Nilometre var. Hatcepsut’un gözde tanrısı: Amon’dur. Kendisini, onun sevgili kızı gibi hissetmiş. Amon’un dünyadaki evi olan Karnak’daki kraliyet tapınağını genişletir ve Sed şenliklerinde, 30 metre yüksekliğinde, iki dikilitaş ile süsler.

karnak.tapınak.en büyük resim.
Mısır Karnak Dördüncü Giriş

Dördüncü girişin arkasından, III. Tutmosis’in yaptırdığı, 14 sütunlu, küçük hipostil hol ve Kraliçe Hatcepsut’a ait, iki dikili taştan, birisi ayakta duruyor. Bunun yüksekliği: 30 metre, ağırlığı ise: 200 ton. Pembe renkli granit dikilitaş, Mısır’dakilerin en uzunu özelliğini taşıyor. Orijinal halinde, tepesi som altınla kaplanmış ve güneşi yansıtıyormuş. Yakınında: kısa hakimiyeti boyunca, Teb’in gücüne güç katan, çocuk kral Tutankhamon’un basit heykeli bulunuyor.

Beşinci giriş:

I. Tutmosis ve altıncı giriş: II. Tutmosis tarafından yaptırılmıştır.

Tapınağın sonunda bulunan en ilginç bölüm: III. Tutmosis’in yaptırdığı büyük festival tapınağıdır. Botanik ve hayvanat bahçesi olarak bilinen bu bölümde: firavunun Suriye ve Lübnan seferinden dönerken getirdiği hayvan ve bitkilere ait, çok güzel yarım kabartmalar ile işlenmiş.

Tamamı kesme taştan inşa edilen Amon kompleksinde: 2000 yıl boyunca, çeşitli firavunlar tarafından eklemeler yapılmıştır. Beraberinde pek çok yazıt ve tasvirlerin işlenmesi, bu kompleksi aynı zamanda dünyanın en büyük ve en eski arşivlerinden biri haline getirmiştir.

Kral III. Amenofis:

Karnak’daki Mut Tapınağına: aslan başlı tanrıça “Sahmet” in, 600 heykelini koydurur. Bugün, bu heykellerin çoğu, dünyanın dört bir yanındaki müzelerde sergilenmektedir. Hasta kral: hem hastalık ve hem de şifa tanrısı olan tanrıçayı, bu heykellerle sakinleştirmek mi istiyordu? Her ne kadar dünyasal yönü baskın olsa da, onun aydın bir kral olduğu söylenemez. Aksine, saraydaki muhteşem dünyasal görkeme karşın, dinsel konulara büyük ilgi duyduğu görülür. Tanrısal krallara ve özellikle de, I. Amenofis’e, tapınma o dönemde başlar.

Karnak

Ana Tapınak Kompleksinin ötesinde, göz alabildiğine uzanıyor. Ama: kalıntıların çoğunu seçebilmek olanaksız. Sonlara doğru ise: ilgi çekici yapılardan olan: III. Tutmosis’in Yortu Tapınağı bulunuyor. Orta sütunları, kenar sütunlarından daha yüksek. Çünkü: hayali bir çadır örtülüymüş hissi verilmek istenmiş. Taş yapı: firavunun askeri seferlerinde kullandığı çadırına benzetilmiş. Mısır’ın sınırları, Tutmosis hakimiyetinde Suriye’den Sudan’a kadar genişlemişti.

Evet

Amon rahiplerinin “cennetin en büyüğü, dünyanın en eskisi” diyerek, her gün ilahiler okudukları, Tanrı Amon inancının merkezi olan bir yer.

Hıristiyanlığın ilk yayılmaya başladığı dönemlerde, gizlenme ihtiyacında olan Hıristiyanlar, bu tapınağın içinde gizlenmeye başlamışlar. Tapınağın günümüzde üzeri kapalı olan bölümlerinde saklanarak hayatlarını sürdürürken, ne yazık ki içeride ateş yaptıklarından, bu gün tapınağın kapalı kısmının tavanı, isden simsiyah olmuş durumda.

Ayrıca: tek tanrı inanışlarından dolayı, tıpkı bizim insanımızın Kapadokya ve Ihlara vadisindeki duvar resimlerinin yüzlerini kazıdığı gibi, onlarda tepkisel olarak, buradaki binlerce yıllık duvar rölyeflerinin yüzlerini kazıyarak ve darbelerle oldukça büyük zararlar vermişler.

karnak.kutsal göl.1
Mısır Karnak Kutsal Göl

KUTSAL GÖL

Tapınak boyunca ilerlediğinizde, Kutsal Göl ile karşılaşıyorsunuz. Tapınağın güneyindeki “Kutsal Göl”; törenlerde kullanılıyormuş. Rahipler, ayin yapmadan önce, bu kutsal gölde yıkanıyorlarmış. Nil’in suları ile dolu. Tapınaklarda, aynı zamanda, bu tür göl ve Nil’den çekilen sularla oluşturulan göletlerle nehrin yüksekliği de ölçülüyormuş. Peki neden ölçüyorlar nehrin yüksekliğini? Sebebi: vergi sistemiymiş.

Mısır halkı, suların yükseldiği ve bereketli ekim alanlarının suların altında kaldığı dönemlerde, piramitlerin ve benzeri yapıların inşaatlarında çalışıyorlar ve sular çekilip te arazi ekilmeye uygun hale geldiğinde ise ekin alanlarındalarmış. Ancak, bu ekin alanları, Mısırdaki diğer her şeyin olduğu gibi, firavuna yani devlete aitmiş. Dolayısıyla, Mısırlı olmayanlar dışında kalan herkes, bu sistem üzerine bir çalışma hayatı kurmuş. Ya firavun için tapınaklarda ya da yine firavun için tarlalarda çalışıyorlarmış.

Tarlaların mülkiyeti firavuna ait olmakla birlikte, üzerindeki ekinler, tarlayı işleyene aitmiş.

Ancak, bu ekinden devlet de payını alması gerektiğinden, bir vergi sistemi oluşturulmuş ki, bu sistemde vergi kaçırmak hiç mümkün değilmiş. Firavun adına bu işin yönetimini üstlenen rahipler, tarlaların yerlerine ve suların yükselme oranına göre; hangi tarlada, hangi tür ürün alınabileceğini ve hasılatı önceden biliyorlarmış. Dolayısı ile, ölçtükleri Nil sularının yüksekliğine göre, tarla ekicilerinden hangi dönemde, ne kadar ürünü vergi olarak alacakları da, onların uzmanlık alanı imiş. Böylece: kimsenin vergi kaçırmak gibi bir durumu olamıyormuş.

Günümüzde:

ses ve ışık gösterilerinin ikinci bölümü için, etkileyici bir arka plan oluşturuyor.

bok böceği heykeli.1
Mısır Karnak Bok Böceği

Gölün kuzeybatısındaki büyük granit: Skarebe (bokböceği) heykeli görülmeye değer. Bok böcekleri, eski Mısırdaki en yaygın sembollerden biridir.

Bu sembolün simgelediği anlamlar şöyledir. Ra’nın “khepre” şeklini temsil eden, kozmik evrenin meydana getirilişini simgeler. Bu böceğin üreme biçimi: kendi kendini doğuran, daha doğrusu kendi kendinin nedeni olan yaratıcı güç “Phtha” nın evrendeki kozmik nesneleri şekillendirerek oluşturmasını temsil eder.

Burada, söz konusu olan güç: yoktan var eden değil, var edileni biçimlendiren bir güçtür.

Böcek:

Güneş ile birlikte kullanıldığında, güneş sisteminin kendisine yaşam veren, kendisini yöneten Sirius Sistemi ile ilişkisini simgeler.

Böceğin yumurtalarını koyduğu ve itme gücüyle yuvarladığı küre, kozmozda bir güçle yuvarlanıp giden bir ateş küresi olan ve tohumlarını Sirius’tan alan Güneşi simgeler.
Ölüm ve ölüm ötesi konularıyla ilgili olarak kullanımında ise: reenkarnasyonu (yeniden doğuş) simgelemek üzere kullanılırmış. Bununla birlikte, eski Mısırda aynı zamanda bir muska olarak da kullanıldığı bilinmektedir.

Mısırın bu kutsal böceği,

Günümüz dünyasının bile, en geçerli tılsımlarından biridir. Mısırlılar, onu: yaradılışın, erkekliğin tartışılmaz gücü, üreme, bilgelik, reankarnasyon, ölümsüzlük ve yenilenmeyle özdeştirmişlerdir. Bok böceği tılsımı, hemen hemen 4000 yıllık bir faal yaşam süresi gösteren ve dünyadaki tılsımların içinde, en uzun bir geçmişe sahip olanıdır. Bugün, bokböceği simgeli yüzük, küpe ve broşlar, uğur olarak hala kullanılmaktadır.

Bu heykel, daha önceleri batı yakasındaki III. Amenemhet tapınağının önünde bulunuyormuş. Mısırlılar: üzerine dokunarak dilek dilemeden önce, heykelin çevresinde, saat yönünün tersine, üç kez dönmenin uğur getirdiğine inanıyorlar. Siz de deneyebilirsiniz.

Kutsal gölün hemen yanında, dinlenme amaclı yapılmış küçük bir cafe ve yanında ufak çaplı bir pazar var.

Biraz orada oturup dinlenebilirsiniz ve bir şeyler içebilirsiniz. Ardından fotoğraf çekmek amacıyla tapınağın içinde, bağımsız olarak bir süre daha dolaşabilirsiniz.

Evet, büyüleyici bir güzelliğe sahip olan Karnak Tapınağı, çağdaş Mısır’da belgesel film yapımcılarının, tarihi eser fotoğrafçılarının ve turistlerin dört mevsim hiç eksik olmadığı, en büyük turistik cazibe merkezlerinden biridir. İstanbul Sultanahmet’te bulunan ve gövdesi hiyerogliflerle bezeli olan dikilitaş, Bizanslılar tarafından İstanbul’a Karnak’tan sökülüp getirilmiştir. Karnak’ta, halen bu Dikilitaş’ın yeri boştur ve hemen yakınlarında ise bir ikizi yükselmektedir.

Mısır hakkında genel bilgiler.

Assuan tanıtım ve gezi yazısı.

Abu Simmel tanıtım ve gezi yazısı.

Sakkara tanıtım ve gezi yazısı.

Luksor tanıtım ve gezi yazısı.

Mısır Sakkara

Mısır Sakkara

Gize ile el-Feyyum vahası arasında uzanan bölgeye: 90’dan fazla piramit yapılmış. Ancak, Mısır tarihindeki en eski piramit: Kahire’nin 14 km. güneyinde, yani bir saat uzaklıkta bulunan, Sakkara bölgesinde bulunuyor.

Sakkara: Memphis’i yöneten kralların: son dinlenme yeri. Aynı zamanda: Mısır’ın en büyük kral mezarlığıdır.

sakkara.basamaklı.1
Mısır Sakkara Basamaklı Piramit

BASAMAKLI PİRAMİT

3’ncü hanedanla birlikte, mimari anlayışta değişim başlar. Mütevazi binalar yerine, anıtsal taş mimariye geçilir. Tuğla, ahşap ve hasırdan ibaret olan kraliyet ikametgahı; Sakkara’daki basamaklı piramitin çevresini saran, kralın ölünce kullanacağı görkemli bir taş yapıya dönüşür. Kraliyet atölyelerinde yapılan gerçek büyüklükteki ilk taş heykeller yontulur. Alçak kabartma sanatı geliştirilir. Kral Zoser: bir nevi taşı açan kişi yani bu yeni ölümsüz malzemeyi kullanıma açan kişi olarak nitelenir.

sakkara.zoser heykeli.1
Mısır Sakkara Kral Zoser

Kral Zoser

Bereketli topraklardaki ikametgahının yukarılarındaki Sakkara çöl platosunda: kraliyet mezarlığının güneyinde bulunan bir alanda: 545 metre uzunluğunda, 280 metre genişliğinde, dikdörtgen bir alanı, 10 metre yüksekliğinde, parlak beyaz kireçtaşından bir duvarla çevirttirir.

Çevrilen bu alanda, kralın, iki sunağın bulunduğu açık avlunun ucundaki mezarın üzerinde: MÖ.2670 yılında; altı basamaklı ( altı sıra dizilmiş taş) etkileyici bir piramit yükselir. Evet, bu mezar alanı: iki ülkenin terazisi olarak, Yukarı ve Aşağı Mısır’ın kesişme noktasındaki, Memfis şehrinin ; çok uzaklardan bile görülebilen yepyeni bir simgesidir.

60 metre yüksekliğindeki Basamaklı Piramit: yaradılış anında, dünya düzeninin temeli olarak kaosun sularında yükselen “ilk-tepe” nin taştan bir benzeri, aynı zamanda bir mezar tümülüsündeki, muazzam bir gelişmedir.
Bazıları bunun: üst üste konulmuş, altı mastabadan oluşan bir anıtmezar olduğunu da söylerler.

Kralın defin odası için; 28 metre derinliğinde bir çukur kazılmış. Piramidin çevresi: kralın Memphis’deki sarayını temsilen: cephelerine saz demetleri oyulmuş, kemerli, sütunlu bir duvarla sarılı.

sakkara.basamaklı.0
Mısır Sakkara Basamaklı Piramit

Dünyanın bu en eski piramidinin güneydoğusunda: küçük ibadet odalarıyla çevrili bir tören avlusu var. Ölü kral, öte dünyanın sonu gelmeyen bir dizi yenilenme törenini: bu avluda kutlayacaktır.

Duvarlarla çevrili bu avluda: kutsal sayılan ölmüş krala armağanların sunulduğu bir tapınak ta var.

Piramidin kuzey tarafındaki bir odanın duvarına yontulmuş olan ve şimdi Kahire Müzesinde bulunan, gerçek büyüklükte, blokumsu, arkaik bir heykel: kralın tören giysilerini göstermektedir. Heykelin yüzü büyük hasar görmüşse de, Piramitler Döneminde neredeyse insanüstü eserleri yaratan irade gücü hakkında bilgi verir. Ölü kralın özgürce hareket eden ruhu, yalnızca bir mezar, tapınak ve tören avlusuna değil, taştan yapılmış dev bir ikametgaha sahip olur.

Ancak, ikametgahın büyük bir bölümü: molozlarla doldurularak, bina görüntüsü verilmiş iri taş bloklardan ibarettir. Tavan kirişleri ve yarı açık kapılar bile, yeni malzemeden, yani taştan yapılmıştır. Yivli sütunlar taşıyıcı değil, o zamana değin ahşap ve sazlarla uygulanan mimarinin taşa dönüşmüş biçimidir.

Evet, basamaklı piramidin mimarı: Kral Zoser’in memurlarından İmhotep.

Adı ve unvanı: bir Zoser heykelinin kaidesinde bulununca, İmhotep, tarihsel bir kişilik haline gelmiştir. Tarih ona: büyük bir mimar, hekim ve bilge olarak saygı göstermektedir.

Kral Zoser’in ardıllarından Kral Sehemhet: Zoser’in mimarı İmhotep’in, Sakkara’da yaptırdığı basamaklı piramidin güneybatısında, benzer bir yapı kompleksine başlamıştır.

Burası: basamaklı piramitten daha küçük, ama daha büyük taş bloklarının kullanılmasıyla; Gize’nin anıtsal mimarisine atılan bir adım niteliğindedir. Yapının ortasında yine bir basamaklı piramidin yükselmesi planlanmış, ama yeni kral genç yaşta ölünce, ancak yeraltındaki odalar ve üst binanın 7 metrelik bir bölümü tamamlanabilmiştir.

Sakkara bölgesinde:

Basamaklı piramit dışında; Arkeolog Mariette tarafından yapılan çalışmalarda bulunan, başka antik yapılarda bulunmaktadır.

Bunlar

sakkara.genel.3
Mısır Sakkara Kutsal Yol

KUTSAL YOL

Arkeolog Mariette; Sakkara yıkıntılarında dolaşırken, büyük basamaklı piramidin karşısında bir sfenks bulur. Ama, bunun yalnızca başı kumdan çıkmaktadır. Bu sfenksin: Kahire ve İskenderiye’dekilerle aynı olduğunu anlar.

Ayrıca: Apis’e (Mısırlıların Mempis’deki kutsal boğasına) bir söylev taşıyan bir de yazıt bulur. Okuduğu, işittiği, gördüğü şeyler bir zamanlar var olduğu bilinen, fakat nerede olduğundan artık kimsenin bilgisi bulunmayan, o gizemli, kayıp sfenksli yolla hayalinde birleşir. Birkaç Arap toplar ve kendi de küreğe sarılarak, 141 sfenksi ortaya çıkarır. Sfenksli yol: iki tapınağı birbirine bağlamaktadır. Bu sfenksli yolla birlikte, Kutsal Apis Boğalarının mezarlarını da bulur.

sakkara.sfens.1
Mısır Sakkara Apis Boğalarının Mezarları

APİS BOĞALARININ MEZARLARI

Tıpkı: büyüklerin mezarlarında olduğu gibi, bunun giriş yerinin üstünde de bir tapınak vardır. Bir eğik rampa, Büyük Ramses döneminden başlayarak, bütün Apis Boğalarının bir arada uyudukları mahzenlere iniyordu. 100 metre uzunluğunda bir galeriye, mezar odaları açılıyordu. Ta Ptolomaios’lar dönemine dek giden; genişletme işlerinde, galeriler 350 metre uzunluğa erişmişti. Boğaların yattığı taş lahitler: ağır kara ve al granittendi.

Her biri: tek bir bloktan, perdahlı 3 metreyi aşkın yükseklikte, 2 metreyi aşkın en ve 4 metreyi aşkın uzunluktaydı. (Bu bloklardan her birinin: 65 ton ağırlığında olduğu hesaplanmıştır.) Evet, ilk bulunduğunda, birçok lahdin kapakları, yana itilerek açılmıştı. El değmemiş ve içinde süs eşyaları da bulunan yalnız 2 lahit bulundu. Ötekiler, yağma edilmişti.

Bugün, boğalar mezarlığından çıktığınızda: Arkeolog Mariette evinin terasında dinlenirken, kahvenizi içebiliyorsunuz. Sağda basamaklı piramit, solda Serapeion var.

Ayrıca: Basamaklı piramidin yakınında: 3’ncü hanedandan kalma, sınırlı sayıda: kaynağı, yazıtları ve kabartmalarıyla zenginleştirilmiş memur mezarları var. Bunlara: mastabalar deniliyor. Üzeri taşla kapatılmış mezarlar. Mezarlara, yaşam öyküsü yazma geleneği: ölümden sonraki hesaplaşma olarak, o dönemde başlar.
Bunlar: muhteşem duvar resimleriyle süslenmiş.

m.duvar resmi.1
Mısır Sakkara Mastabalar

MASTABALAR

Sayısız memur yaşam öyküsü içinde, en eskisi: Metyen’in mezarında bulunmuştur. Mezardaki ahşap tabletler üzerindeki ( bu tabletler halen Kahire Müzesindedir) kabartmalar: Mısır kabartmalarında, insan bedeninin tasviriyle ilgili, biçim yasalarını yansıtması bakımından ilginç. Bedenin çeşitli kısımlarının: önden ya da yandan tipik görünüşüyle, doğal örneğin, yalnızca en gerekli hatlarını taşıyan, estetik açıdan tatmin edici bir bütün oluşturulmuştur.

3’ncü hanedanın saray atölyelerinde: özel kişilerin de çok sayıda heykeli yapılmıştır. Bunlardan biri: beğenilirliğini son döneme kadar koruyan “yazıcı heykeli” dir.

Ne de olsa, bir memur, her şeyden önce kralın “yazıcısı” dır ve bu işlevini, yaşam enerjisinin öldükten sonra da devam etmesini sağlayan mezar heykelinde de görülmesini ister.

Teti piramidinin kalıntılarının yanındaki:

Kagemni ve Vezir Merekura Mezarlarında (MÖ.2300) (32 numaralı mezar) : soyluların avlanması, festival ve balık tutma sahnelerine ait zengin kabartmalar görülüyor. Muhteşem ve çok etkileyici olan bu duvar resimlerini kaçırmayın, mutlaka görün.

Ankh-ma-hor’un mezarında: ameliyat yapan doktorlar betimlenmiştir.

Dinlenme Tesisi ve günümüzde kapalı olan Serapeum yakınlarındaki: Akhet-hotep ve oğlu Ptah-hotep mastabaların’da : çeşitli çocuk oyunlarının da aralarında bulunduğu, Antik Mısır’a özgü, günlük hayattan kesitler sunulmuş.

Prenses İdut’un Mastabasında; denizcilikle ilgili harika sahneler betimlenmiş.

En önemli ve Mısır’daki güncel hayatın tanınması açısından, en önemli mastaba ise, Büyük Bay Ti’nin mezarı:

Serapiondan az ötede: Saray memuru ve büyük çiftlik sahibi Bay Ti’nin mezarı var. Bu mezar: MÖ.2600 yıllarına tarihlenmektedir. Burada: koridorlarda ve salonlarda karşılaşılan şeyler, gündelik yaşamın ayrıntılı ve üstün betimlemeleridir. Zengin Bay Ti; yaşarken çevresinde olan her şeyin, ölümünden sonra da, yine çevresinde bulunmasına önem vermiş. Bütün resimlerin ortasında, kendisi, zengin Bay Ti, kölelerinden ve aşağılık halktan, dört kez daha büyük, düşkünler ve güçsüzlere karşı güç ve önemini, beden ölçüleriyle de belirterek, durmaktadır.

Bay Ti’nin özel yaşamını: bir pencereden bakar gibi izlemek mümkün. Bay Ti’nin en güzel kabartmalarından biri: Papirüs Sazlığında. Ayakta durduğu kayık, sularda kayıp gidiyor. Kayıkçılar: canlarını dişlerine takarak, küreklere sarılmaktalar. Yukarıda, sazların arasında, kuşlar uçuyor. Altındaki suda, balıklarla, başka Nil hayvanları kaynaşıyor.

Önden, bir kayık daha gitmekte. Bundaki adamlar: suaygırlarının şişman enselerine, zıpkınları fırlatıyorlar. Bir zıpkını: bir timsah ısırıp koparıyor. Sanki Bay Ti; Papirüs Sazlığından değil, tarihin arasından geçiyor. Evet bu resim, eski Mısır’daki gündelik yaşamı, en özel ayrıntılarıyla günümüze taşıyor.

Mutlaka girin, mutlaka görün, güzelliği görünce gözlerinize inanmayacaksınız.

Mısır hakkında genel bilgiler içeren yazı için.

Mısır Luksor

luksor.genel.1
Mısır Luksor

Luksor

Nil Nehrinin doğu kıyısında ve Kahire’ye, yaklaşık 800 km. uzaklıkta. Gelen turist kafilelerinin uçaklarının bir kısmı; önce Luksor bölgesindeki havaalanına iniyor. Ama ne havaalanı? Sizi şaşırtacak. Tek katlı, prefabrik bir bina. Ancak çok uzun kalmadığınızdan fazla bir sorun yok. Havaalanı, Nil’den biraz uzakta olduğu için: Nil hayat, geri kalanlar çöl olgusunu hemen göreceksiniz. Ama: Mısır’da kültür gezisi yapmak istiyorsanız, tadına doyabileceğiniz şehir Luksor’dur.

GENEL

Ülkenin güneyinde yer alan Yukarı Mısır toprakları; nehrin akış yönüne göre (Aşağı Mısır olarak bilinen) Kahire ve Nil Deltasının üstünde bulunuyor. İmparatorluğun nüfusu ve etkisinin en yüksek düzeylerde bulunduğu yıllarda: Yukarı Mısır, İmparatorluğun merkeziymiş. Eski kentlerden kalanlar: dünya üzerindeki en nefes kesici arkeolojik kalıntıları, koleksiyonları oluşturuyor. Antik şehrin üzerinde: günümüzde, yaklaşık 200 bin nüfuslu yeni bir şehir kurulu. Bu nedenle: dünyanın en büyük açık müzesi olarak adlandırılıyor. Bu yüzden de, her yıl binlerce turist tarafından ziyaret ediliyor.

TARİHİ GEÇMİŞ

Luksor: Yukarı Mısır’ın başkenti. Mısır bilimi açısından, önemli bir yer. Arapça adı: El-Uksur.

Yani: “Tanrıların Sarayı” anlamına geliyor. Bu da, antik Mısır için, buranın önemini kanıtlıyor. Burası: eski Yunanlılar tarafından: Teb olarak isimlendirilmiş. Başkent olmasının yanında, ayrıca: yüzyıllar boyunca dini bir merkez olarak bulunmuş. Antik dönemde: buraya “Waset” ismi de verilmiş.

Yeni İmparatorluk döneminde:

(MÖ.1540-1100) zirveye ulaşmış. Ancak: Romalılar gelmeden önce, gerilemeye başlamış.
MÖ.7’nci yüzyılda: Asurluların istilasıyla başlayan bu gerileme, 300 yıl sonra, Ptolemaiosların İskenderiye’yi başkent yapmalarına kadar devam etmiş. Zamanla, çöl kumu da ilerlemiş ve terk edilen kentin üzerini örtmüş.
Araplar: eski kalıntıların üzerine, başka bir kent inşa etmişler.

GÜNÜMÜZDE LUKSOR

Luksor: günümüzde modern bir kent. Nil üzerinde, gemi yolculuklarının başlangıç noktası. Nil turunuza, büyük ihtimalle Luksor’dan başlayabilirsiniz. Tur gemileri, yolcularını ya Asuan’dan alıp Luksor’a ya da Luksor’dan alıp Assuan’a götürüyorlar. Ayrıca: Hurghada’ya yapılan turlar da, önce Luksor’a uçakla ulaşıp, oradan bir tur yaptıktan sonra Hurghada’ya otobüsle gidiliyor. (4-5 saatlik yol)

Sizi Nil’de gezdiren tekneler:

Aslında birer otel. Odaları gayet güzel ve konforlu. İlk görüşünüzde, Nil, size akmıyor gibi gelebilir. Eğer yönünüzü bulamayacak olursanız, unutmayın gezi tekneleri, Nil’in doğu kıyısına yanaşıyorlar. Yanaştıkları bölge, aslında ana turist mekanı olduğu için, güzel bir cadde (kuriş) ve çevresinde de bol bol lüks oteller, lokantalar ve eğlence yerleri var. Sokaklarda, zamanınız olursa bol bol yürüyün, güzel yerler göreceksiniz.

Luksor’un belli başlı tarihi anıtları, geçen yüzyıl içinde kumdan arındırılmış. Tapınaklar ve daha da önemlisi büyük Mısır firavunlarının mezar kalıntıları, batı yakasında, verimli nehir ovasının arkasındaki vadide saklı kalmış.

GEZİLECEK YERLER

luksor.tapınak.2
Mısır Luksor Tapınağı

LUKSOR TAPINAĞI

Karnak Tapınağından 3 km. uzaklıkta. İki tapınak arasındaki yolu: otobüsle gidiyorsunuz. Luksor tapınağı, Karnak tapınağından daha küçük.

18’nci sülaleden Kral III. Amenhotep’in (MÖ.1350): büyük bölümünü ve 19’ncu sülaleden II. Ramses’in süslemelerini yaptırdığı “Luksor Tapınağı”; Nil kıyısındaki kentin tam merkezinde. (Her gün saat: 06.00-21.00 arasında gezilebiliyor.) Yani: avlu ve pilon yani giriş, II. Ramses tarafından yaptırılmış. Tapınağın girişinin yüksekliği: 24 metre.

luksor.tapınak dışı.1
Mısır Luksor Tapınağı

Girişte: Ramses’in: ikisi ayakta duran, dördü oturan toplam altı heykeli var. Günümüzde: tahta oturur şekildeki iki heykel, girişin sağında ve solunda bulunuyor. Pilon cephesi: boydan boya, II. Ramses’in zaferlerine ait tasvir ve yazılarla süslenmiş. Özellikle: II. Ramses’in Hititlere karşı son derece çetin bir mücadele verdiği anlaşılıyor.

Girişten sonra

II. Ramses olarak bilinen, büyük avluya giriliyor. Burası: kapalı lotus başlıklı, sütunlar ve aralarındaki Osiris heykelleriyle çevrili. Avlu girişinin sağında: orta krallıktan kalma, orijinal ve küçük Teb üçlüsü tapınağı ile sol yanda ve yukarıda, yerel bir şeyh tarafından, 13’ncü yüzyılda yaptırılan: Abu al-Haggag Camisi var.

Avludan sonra: güney yönüne saparak, koridor şeklinde uzanan, açılmış papirüs başlıklı; 52 metre yüksekliğinde, 14 devasa sütun, çift sıra halinde, ikinci büyük avluya ulaşıyor. Kral III. Amenhotep’e ait olan bu sütunların üzerine: Tel Amarna’da ki Aten inancını terk ederek Teb’e gelen ve Amon inancını kabul eden Tutankamon tarafından, bu dönüşümü kutlamak için süslemeler yaptırılmıştir.

Buradan: Hıpostil hole girilince, 32 sütunlu olan bu ilginç bölümden sonra Khonos, Mut ve Adak şapeli, Roma kutsal mekanı (yuvarlak kemerli, freskli, nişli, iki yanında klasik roma sütun başlıklı girişi olan), doğum odası, III. Amenhotep ve Büyük İskender’e ait dar ve karanlık kutsal mekanlar var. Amon Ra’yı getiren teknesi: bu mekanda bir süre bekletilirmiş.

luksor.tapınak içi.1
Mısır Luksor Tapınağı

Tapınak: “Amon-Ra”nın karısı Mut ve oğulları Khonsu tarafından kullanılıyordu. Amon-Ra: Karnak’taydı.

Ancak: Opet (yeni yıl) festivalinde, ailesiyle birlikte olması için, heykeli buraya getirildi.

Mısır’ın Hıristiyanlık zamanında kilise olarak kullanılan tapınak, daha sonra kalıntılar halinde, evlerin altında kalmış. Tapınağın keşfinden önce, bir de üzerine cami yapılınca, bugün hem eski tapınağın parçaları, hem bir kilise, hem de bir cami barındırması açısından, çok ilginç bir yapı halini almış.

İBNÜL-HACCAC CAMİSİ

Ana avludan: Kraliçe Hapşepsut’un yaptırdığı bir dizi sütunun ve II. Ramses’in dev heykellerinin bulunduğu sütunlu galeriye geçiyorsunuz. Galerinin üzerinde: 12’nci yüzyılda yaşamış, bir dini liderin türbesini koruyan “İbnül-Haccac Camisi” var.

Cami ve türbe: kumla üstü kapanan tapınağın üzerinde, sonradan inşa edilen köy yerleşimine ait. Camiye: tapınağın yukarısından, doğu duvarındaki bir kapıdan giriliyor.

Tapınağa gitmeden önce: kuzeyde; Karnak Tapınağına giden, MÖ.4’ncü yüzyıldan kalma “Koç Başlı Sfenks Yolu” nu mutlaka görmenizi öneriyorum.

luksor.koçbaşlı yol.2
Mısır Luksor Tapınağı Koç Başlı Sfenks Yolu

KOÇ BAŞLI SFENKS YOLU

Tapınak girişinden, Nil Nehrine kadar uzanan bir yerde bulunuyor. Bu yol: tanrıların heykellerinin, batı yakasına veya Luksor Tapınağına götürülmek üzere nehre taşınması gibi büyük törenlerde kullanılmış. “Koç” Tanrı “Amon”un kutsal hayvanı olarak kabul ediliyor. Burada göreceğiniz sfenksler: yaklaşık 2-2.5 metre yüksekliğindeler. Yani: Piramitlerin oradaki sfenk ile karıştırmamak gerek.

Tapınağın geniş pilonunda (girişi): II. Ramses’in büyük heykelleri ve 1831 yılında, Mehmet Ali Paşa tarafından Fransa’ya hediye edilen ve bugün Paris’te “Place de la Concorde”da bulunan granit dikilitaşın; eşi var.

Luksor’daki Tapınakta: akşamları; sürekli olarak ses ve ışık gösterileri yapılıyor. Ayrıca: tapınak bölgesi; gecenin geç saatlerine kadar açık ve projektörlerle aydınlatılıyor.

KURNİŞ BOYUNCA

Kurniş (yani: Şare en-Nil): Luksor Tapınağı ile Nil Nehri arasında: kente doğru uzanan, ağaçlık bir caddenin ismi.

Geniş kaldırım, nehir boyunca devam ediyor. Burası: gölgede dolaşmak isteyenler için harika bir yer. Turist bekleyen “felukka “ (Nil yelkenlisi) kaptanları, belirli yerlerde toplanıyorlar. Biraz daha ileride: tekneler yolcularını indiriyorlar. Yolcular: dolaşıyorlar ve hediyelik eşya alıyorlar. Ayrıca: burada faytonlar var. Bunlara binerek: Kurniş’ten Karnak’a veya otelinize kadar gidebilirsiniz.

luksor.çarşı.1
Mısır Luksor Kurniş

Kurniş üzerinde yürüdüğünüzde: güneydeki Luksor Tapınağını göreceksiniz. Tapınağın hemen arkasındaki: İbnül Haccac camisinin arkasındaki; pazar yerine (suk) uğrayın. Çömlek ve kaymaktaşı almadan önce, batı yakasındaki zanaatçıların sattıkları ürünlerle fiyat ve kalite karşılaştırması ve de her zaman olduğu gibi pazarlık yapın.

Daha sonra: kuzeye doğru yürüyorsunuz ve önce Mumyalama Müzesi ve daha sonra Luksor Müzesi var.

MUMYALAMA MÜZESİ

Burası: Nil nehrinin aynı yakasında ve Kurniş üzerindedir. Mumyalama sürecinin her aşaması, güzel bir şekilde sergileniyor. Ayrıca: burada turistler, mumyalama işleminin incelik ve sırlarına şahit olma imkanı buluyorlar.

LUKSOR ARKEOLOJİ MÜZESİ

Kuzeye doğru bulunuyor. Modern ve havadar bir binası var. Bu müzede: özellikle III. Tutmosis’in göz alıcı, bazalt heykelini mutlaka görmelisiniz.

Evet, Luksor’dan sonra, hemen Karnak bölgesine geçmelisiniz.

Mısır hakkında genel bilgiler yazısı için.

Asuan tanıtım ve gezi yazısı için.

Abu Simmel tanıtım ve gezi yazısı için.

Karnak tanıtım ve gezi yazısı için.

Memphis tanıtım ve gezi yazısı için.

Sakkara tanıtım ve gezi yazısı için.