Manisa Demirci

Manisa Demirci: Demirci ilçesi, ulaşım yollarının güçlüğü ve içinde barındırdığı Eğitim Fakültesi ve bunun 4000 civarında öğrencisi ile öne çıkıyor. Bunun yanında, elbette halı dokumacılığı var. Tarih meraklıları, Sardes şehri kalıntıları tam size göre, mutlaka gezmeli ve görmelisiniz.

Sardes şehri kalıntıları ayrıntılı tanıtım yazıma ulaşmak için.

ULAŞIM

Manisa Demirci: Demirci ilçesi, il merkezi olan Manisa’ya, 177 km. uzaklıktadır. Demirci-Simav arasındaki uzaklık: 45 km. Demirci-Bigadiç arasındaki uzaklık: 77 km. Demirci-Köprübaşı arasındaki uzaklık: 53 km. Demirci-Uşak arasındaki uzaklık: 125 km. Demirci-İstanbul arasındaki uzaklık: 612 km. Demirci-Ankara arasındaki uzaklık: 597 km. dir.

TARİHİ

Bölgedeki ilk yerleşimcilerin: tarih öncesindeki devirlerde buraya yerleştikleri düşünülmektedir. Bakır ve Tunç dönemlerinde, Çataloluk, Danışmentliler ve Kargınışıklar köyleri çevresindeki mağaralarda, insan yaşamına ait buluntular elde edilmiştir.

Sonraki tarihi süreçte, uzun yıllar Bizans hakimiyetinde kalan yöre: Malazgirt zaferinden sonra, Türk akıncıları tarafından ele geçirilir.

1390 yılına gelindiğinde ise, Yıldırım Beyazıt tarafından yöre Osmanlı topraklarına katılır. 1920 tarihinde Yunan askerleri tarafından işgal edilen bölge, 10 gün sonra kurtuluş sevincini yaşar. Çünkü: Çerkez Ethem kuvvetleri, yöreyi Yunanlılardan kurtarır. Ancak, daha sonraki dönemlerde de birkaç kez, Yunan işgali görülür. 30 Ağustos 1922 tarihinde ise, bölge, tamamen düşman işgalinden kurtarılır.

Yörenin “Demirci” isminin kaynağı hakkında çeşitli söylentiler bulunmaktadır. Bunlar: “Malazgirt zaferinden sonra, yöreye gelen Türk akıncıları, suları bol ve havası güzel anlamında, Türkmen dilinde buraya “Temurçi” demişler ve bu isim günümüze “Demirci” olarak değişerek ulaşmıştır. Yörenin ismi ile ilgili, başkaca söylentiler de mevcuttur.

GENEL

Manisa Demirci: Yörenin ilginç bir coğrafi yapısı bulunmaktadır ki, çok az düzlük alan bulunmaktadır. Hatta, şehir içindeki tek düzlük alanın futbol sahası olduğu söylenir. Ege ve İç Ege bölgelerinin kesişim noktasındadır. İlçe merkezinin denizden yüksekliği, 900 metredir.

Halkın temel geçim kaynağı: halıcılıktır. Bunun dışında, özellikle son yıllarda “kiraz” üretimi artmıştır.

İklim durumu değerlendirildiğinde, yöredeki yıllık sıcaklık ortalamasının 12 derece civarında bulunduğu görülür. İklim özellikleri, genel olarak, Akdeniz ve Karasal iklim özellikleri gösterir. Bir insanın sağlıklı yaşayabilmesi için gerektiği öne sürülen 18-25 derece arasındaki sıcaklık değerleri, burada yılın 120 günlük sürecinde görülebilmektedir.

 

CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ

Manisa Demirci: Manisa-Celal Bayar Üniversitesinin Eğitim Fakültesi; burada bulunmaktadır. Fakülte: 1989-1990 eğitim-öğretim yılında, 4 yıla çıkarılmış ve fakülteye dönüştürülmüştür.
İlçe merkezindeki nüfusun, büyük bölümü, bu üniversitenin öğrencilerinden oluşmaktadır.

Fakülte bünyesinde: 72 öğretim elemanı bulunmaktadır. Sosyal tesisler olarak ise: 400 öğrenci kapasiteli yemekhane, 200 seyirci kapasiteli 1 spor salonu, 100 öğrenci kapasiteli kütüphane bulunmaktadır. Ayrıca, ilçe merkezinde: Yurt-Kur Müdürlüğüne bağlı yurtlarda: 900 civarında kız ve 350 civarında erkek öğrenci barınmaktadır. Yurtlar: Eğitim Fakültesi ve Meslek Yüksek Okulu öğrencileri için ortaktır.

 

CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ DEMİRCİ MESLEK YÜKSEKOKULU

İlçe merkezindedir. 1994-1995 yılında eğitime başlamıştır. İthalat, ihracat ve muhasebe ve son olarak sigortacılık bölümü eklenmiştir.
2011 yılında, Ormancılık ve Orman ürünleri programı da açılmış olmasına rağmen, öğretim elemanı bulunmadığından öğrenci alınmamıştır.

Burada da, 1500 civarında öğrenci eğitim görmektedir. Meslek Yüksek Okulu öğrencileri, hemen 200 metre uzaklıkta bulunan Eğitim Fakültesinin sosyal tesislerini kullanmaktadırlar.

 

SİNEMA GÜNLERİ

Her yıl, Eylül ayının ikinci haftasında, Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenmektedir.

KONAKLAMA

Demirci Sabancı Öğretmenevi İzmir Caddesi. No.41                                   236-4623410

NE YENİR-NE İÇİLİR

Buraya yolunuz düşerse, yöresel lezzetlerden tatmak isterseniz “Demirci Kebabı” yemelisiniz. Ayrıca, güveç de düşünebilirsiniz.

NE SATIN ALINIR

Demirci yöresinde, özellikle Cumartesi günleri kurulan ve yerel el sanatları ile organik ürünlerin satıldığı Pazar yerini mutlaka ziyaret etmenizi öneririm.

 

DEMİRCİ HALILARI

Burası, yöredeki önemli halıcılık merkezlerinden birisidir. Demirci halıları; 17 ve 18’nci yüzyıllarda muhteşem güzellikleriyle dikkat çekerken, 19’ncu yüzyılda, tüccarların batı tarzına yönelik siparişleri nedeniyle desenlerde büyük yozlaşma yaşanmış ve önemini kaybetmiştir.

Günümüzde ise, yüksek kaliteli halıların dokunulmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. Yörede, günümüzde bulunan 10 bin civarında halı tezgahı, yöre insanının en büyük etkinliğinin yani halıcılığın göstergesidir. Burada son bir not: Demirci yöresinde özellikle yün cami halılarının üretimi ön plandadır ve dünyanın birçok yerindeki camilerde, yün Demirci halılarını görmek mümkündür.

Halı dışında, buradan: çanta, torba ve heybe türü el dokuma ürünleri de satın alabilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

 

KRAL SARAYI VE KALESİ

Manisa Demirci: Burası: Demirci çayı vadisi ve Demirköprü Barajına hakim kayalık bir yerdedir. Burada, kayalara oyulmuş merdivenler ve mezarlar görülmektedir.
Delikyar olarak isimlendirilen bu büyük kayanın dibinde ise, batıya doğru gidildiğinde, 3 mağara daha görülür.

Kalenin batı yönünde gidildiğinde ise, küçük bir tepe üzerinde yine antik dönem mezarı görülür. Kale içindeki mezar yapıları ise, Anadolu kültüründe görülmeyen tarz yansıtmaktadırlar. Bunların büyük ihtimalle: Hititler döneminde, Mısır kültüründen öğrenilen mezar türü olduğuna inanılmaktadır.

Manisa Demirci Saittai-Sidas

SAİTTAİ-SİDAS ANTİK KENTİ


İlçe merkezinin güneyinde, İcikler köyünde, köy merkezine 5 km uzaklıktadır. İlçe merkezine ise, 75 km. uzaklıktadır. Yörenin “Saittai” olan ismi, Türkler tarafından “Sidas” olarak değiştirilmiştir.
Burası ilk olarak, İngiliz arkeolog Hamilton tarafından, 1832 yılında tespit edilmiş ve dünyaya duyurulmuştur.

Ancak, tepe üzerinden inen erozyon nedeniyle, tamamen toprak altında kalmış, günümüzde çok az kısmı toprak üstündedir. Antik kalıntıların altında bulunduğu toprak alanlar ise, tarım arazisi haline getirilmiştir. Hatta: İcikler kasabasının en verimli tarım alanlarının burada bulunduğu söylenmektedir.

Bu arada, günümüze kadar olan süreçte, burada resmi arkeolojik kazı çalışmalarının yapılmamış olduğunu da söylemek gerekir. Ancak yüzey araştırmalarında: birçok mimari parça, çanak-çömlek parçası bulunmuş ve bunlara dayanarak, özellikle Roma döneminde, burada bir yerleşim bulunduğu kanısına varılmıştır. Tabii tüm bu buluntular yörenin mezar soyguncuları tarafından talan edilmesini sağlamış ve 1960 yılına gelindiğinde, buraya bir koruma görevlisi tahsis edilebilmiştir.

Evet, Sidas antik kenti: MÖ.600’lü yıllarda, Lidyalıların, sanat ve ticarette en gelişmiş ve önemli şehirlerinden biri olarak, tarihi süreç içinde yerini almıştır. Şehrin tam ortasından bir dere geçmektedir. Bu derenin etrafında, çevreye yayılmış birçok Lidya ve Roma dönemi mimari kalıntısı görülmektedir.

Hatta, ilk metal paranın, Sidas şehrinde basıldığı söylenmektedir. Malum, para, tarihte ilk olarak Lidyalılar tarafından yapılmış ve kullanılmıştır. Zaten, yörede tarım yapılan arazilerde, günümüzde de çok sayıda madeni bronz para-sikke sık sık ortaya çıkmaktadır.

Günümüzde, buraya mutlaka uğramanızı öneririm. Burada: özellikle, kentin “Kalın Kapı” olarak isimlendirilen taştan kapısı ilginizi çekecektir. Kapının diğer adı Dilek kapısıdır ve kapıdan geçerken tutulan dileklerin gerçekleşeceğine inanılır. Bunun dışında, antik dönem stadyum kalıntısı da görülmeye değerdir ve hala sağlam durumda olması ilgi çekmektedir.

 

YER ALTI SARAYI

Antik şehrin güneybatısında, Nal Tepesinin kuzey batı kısmında, yeraltı yapıları görülmektedir. Yöre halkı, bu yer altı yapılarına “Yer altı Sarayı” demektedirler. Ancak, önceki dönemlerde açıkta olan bu bölümler, zamanla erozyon nedeniyle taş ve toprakla dolmuştur.

Bu yer altı sarayının bulunduğu söylenen “Nal Tepesi” hakkında, yöre halkının anlattığı bir hikaye var. “ Sidas şehrinde yerleşik bir zengin, savaşlar nedeniyle, şehirden kaçmak durumunda kalır. Kaçarken ise, oğlunun çok sevdiği “Altın bebeği” ni; tekrar şehre geri döndüğünde almak üzere, Nal Tepesinin doğu kısmına bakan bölümdeki bir nar ağacının altına gömer.

Daha sonra ise: şöyle dediği rivayet olunur: “ Ne ev, ne zenginlik, hiç bir şey düşünmem, yalnızca oğlumun altın bebeğini bırakmak zorunda kaldım, o beni üzer, eğer tekrar Sidas şehrine dönüp o bebeği alamaz isem, bu altın bebek kimsenin olmasın”
Evet, bunu okuduktan sonra tahmin ettiğiniz gibi, kayalık olmasına rağmen, Nal tepesi soyguncular tarafından tamamen delik-deşik edilmiş, kazılmıştır. Artık, altın bebek bulundu mu-bulunmadı mı meçhul.

 

KUYULAR

Sidas antik kentinde, çok sayıda kuyu bulunmaktadır. Bu silindir şeklindeki kuyular, muhtemelen 30-35 metre derinliktedir. Ağızlarında ise, kapak olarak, düzgün işlenmiş, 10-15 cm. kalınlığında taşlar bulunmaktadır. Ancak, günümüzde bu kuyuların içlerinin taş ve toprakla dolu olduğu görülmektedir.

 

AÇIK HAVA TİYATROSU

Bölgedeki “Açık hava tiyatrosu” da ilgi çekmektedir. Tiyatro harabesi: şehir kalıntılarının güneydoğu bölümündedir. U şeklindeki yapının üç tarafı, seyirci yerleriyle çevrilidir. Kuzey tarafı ise açıklıktır. Oturma yerleri, taşlardan yapılmıştır, tek tek numaralandırılmış ve her sıranın arasında belli bir koridor mesafesi bırakılmıştır.

İlginç bir olay şu ki: 1960 yılında, tiyatronun bulunduğu bu alan: İcikler kasabası halkı tarafından temizlenmiş ve türibünler yani oturma yerleri açığa çıkarılmıştır. Bu temizliğin ardından, tanıtım için, yine İcikler kasabası halkı tarafından, burada “Yağlı Güreş Gösterileri” düzenlenmiştir.

Ancak, takip eden dönemde bu etkinlik yapılmaz olmuştur. Çünkü, tiyatro alanı da, aynı zamanda tarım alanı olarak kullanılmaktadır. Sahipleri tarafından ekilip biçilmeye başlanınca, gösteriler iptal edilmiştir.

Tiyatronun seyirci oturma bölümlerinin çevresi, yine antik döneme ait: taştan yapılma, 2 metre uzunluğunda, 1 metre genişliğinde ve yarım metre derinliğinde lahit tipi mezarlıklarla çevrilidir.

Bu lahitlere gömülen ölüler, yine taştan yapılmış kapaklar ile üzerleri örtülerek muhafaza edilmişlerdir. Bu tekne tipi lahit mezarlarda, söylenenlere göre, kral ve soyluların ve ailelerinin gömülü bulunduğu ve bu lahitlerin, günümüze kadar olan süreçte, defalarca talan edilerek soyulduğu söylenmektedir.

MAĞARA

Sidas antik kentinin hemen kuzeyinde, beyaz topraklı bir bölge bulunmaktadır ki, buraya, yöre halkı “Ak in” adını vermektedir. Evet, burası küçük bir mağaradır. Kapısından, ancak emekleyerek içeri girilebilmektedir. İçeri girenlerin anlattıklarına göre: içeride, su bulunmaktadır.

Ancak, su gittikçe derinleşmekte ve girenlerin mağaranın daha ilerisine gitmesine engel olmaktadır. Yani, bu küçük mağaranın boyutları ve nereye kadar gittiği net olarak bilinmemektedir.
Ancak, kilometrelerce uzağa kadar gidebileceği düşünülmektedir.

SİLAH DEPOSU

Sidas antik kentinin batı bölümünde: Kara Balıkçı Kabı denilen tepenin tam ortasında bulunan ve üzerinden yol geçen düzlük, ilgi çekmektedir. Çünkü: bu yolun üzerinden kağnı arabası ile geçildiğinde, alttan, tok bir ses gelmektedir.

Diğer bölgelerde işitilmeyen bu ses: tepenin altında bir yer olduğunu kanıtlamaktadır ki, yöre halkı yaşlıları, burada şehrin “Silah Deposu” bulunduğunu iddia etmektedirler. Ancak elbette kanıt yok.

YÖNETİM BİNASI

Bölgedeki bir diğer yapı kalıntısı: Hükümet binasıdır. Bu bina: yaklaşık 5 ile 10 ton arasında ağırlığa sahip taşlarla, dikdörtgen prizması şeklinde yapılmıştır. Böylece, dışarıdan bakıldığında, bir kale görünümü yansıtmaktadır. Giriş kapısı kemer şeklindedir ve taşlar birbirine kenetlenerek inşa edilmiştir.

Ancak, günümüzde, bu muhteşem binanın bazı yapı taşları, binanın temel kalıntılarından, metrelerce uzakta bulunmuştur ki, bu da, burada büyük bir deprem olduğu ve bu büyük deprem sonucu binanın yıkıldığı düşünülmektedir. Çünkü, bu yapı taşlarının bu şekilde metrelerce uzakta bulunmasının başka anlamı yoktur.

Bina, devasa taşlardan yapılmış olduğu için, günümüze kadar olan süreçte, defineciler yani soyguncular tarafından talan edilememiştir. Buradan, uzun yıllar önce çıkarılan bazı dikili taşların yani sütunların, günümüzde İcikler kasabası mezarlığının giriş kapısında kullanıldığı görülmektedir.

KRAL YOLU

Sidas antik kentinin, kuzey bölümünde, tepeler arasından geçen bir yol olduğu söylenmekte olup, buna ait, 1960’lı yıllarda yol güzergahını oluşturan bir kısım taşlar bulunduğu söylenmektedir.

Hatta, yine aynı tepelerin altında tüneller bulunduğu ve bu tünellerin şehre yaklaşık 9 km uzaklıktaki Kofurlu köyüne kadar ulaştığı, İcikler kasabasının yaşlıları tarafından anlatılan hikayeler arasındadır.

PARALAR

Sidas antik kentinde: günümüze kadar olan süreçte: Lidya, Roma ve Osmanlı dönemine ait çok sayıda sikke yani madeni para bulunmuştur. Bu madeni paralar ile, günümüzde bile zaman zaman karşılaşılmaktadır.

 

AYA-ANE ÇEŞMESİ

İlçe merkezinde, Sevinçler mezarlığının 1 km. uzağındadır.
Çeşme: Bizans döneminden kalmadır ve taş yalaklı olarak günümüze kadar ulaşmıştır. Orijinal kemerindeki büyük taşlar ilgi çekicidir.

 

ESKİ HAMAM

İlçe merkezinde, Çomaklılar mevkiindedir. Hamam yapısının günümüzde kısmen ayakta kalan kalıntılarında, kırmızı tuğla ağırlıklı olarak kullanıldığı görülmektedir.

 

GÜLDÜRDEK

Burası, ilçe merkezine 22 km. uzaklıktaki Sögütçük köyü üzerindeki bir piknik alanıdır. Bu piknik alanında: yapay göletler, kır gazinosu, oyun alanları, banklar, piknik masaları, içme suyu için çeşme ve tuvaletler bulunmaktadır.

 

SARAYCIK KAPLICALARI-UYUZ HAMAMI 

Köprübaşı-Demirci kara yolu ile ulaşılır. Saraycık köyündedir. İlçe merkezine olan uzaklık: 40 km. dir. Termal suyun sıcaklığı: 50 derece civarındadır. Kaplıca sularının iyi geldiği söylenen hastalıklar: cilt hastalıkları, kadın hastalıkları, siyatik, kireçlenme, romatizma.
Bölgede, 60 yataklı bir konaklama tesisi bulunmaktadır. Buraya ulaşmak isterseniz: 236-4737480

Manisa Demirci Hisar Kaplıcaları

HİSAR KAPLICALARI

İlçe merkezine 4 km uzaklıktadır.
Termal suyun sıcaklığı: 45 derece civarındadır. Kaplıca suları, içme ve banyo yöntemiyle kullanılmaktadır. Belediye tarafından işletilen kaplıca tesislerinde: 2 kapalı havuz, 7 özel banyo bulunmaktadır. Ayrıca: 80 yataklı konaklama tesisi bulunmaktadır. Tüm bunların yanında, kaplıca havuzu ile bağlantılı “Aquapark” bölümü de bulunmaktadır.

 

BARDAKCI KÖYÜ İÇMESİ

İlçe merkezine, 20 km uzaklıkta, Bardakçı köyündedir.
Yerin altından soğuk olarak çıkan bu içme suyunun iyi geldiği söylenen hastalıklar şunlardır: böbrek taşı, mide rahatsızlıkları.

 

SÖYLEMİŞ CAMİSİ

Türklerin yöreyi ele geçirmeleri sırasında, Bizans kilisesi olan bu yapı, camiye çevrilir. 1298 yılında gündeme gelen bu cami: Sulamış camisi olarak geçer. Çünkü: bölgeye ilk olarak gelen Türkmenler arasında bulunan, Moğol imparatoru Baycu Noyan’ın torunu Sulamış, burayı ele geçirir.

Simav tanıtımı.

Bigadiç tanıtımı

Köprübaşı tanıtımı.

Manisa tanıtımı.

 

Eskişehir Çifteler

Eskişehir Çifteler

Çifteler denilince, ben gidip burayı gördükten sonra aklımda kalan en büyük özellik: Sakaryabaşı denilen yörenin doğal güzelliğidir. Sakarya nehrinin kaynadığı bu yöre; gerçekten tam bir doğal cennettir ve burada bulunan otelde konaklayabilirsiniz. Burada, özellikle balık yemeyi sakın unutmayın. Bunun dışında, belki hatırlayanlarınız olabilir, bir film vardı “Tatar Ramazan”, işte onun yaşadığı yerler burası.

Eskişehir Çifteler

ULAŞIM

Çifteler ilçesi, bağlı bulunduğu il merkezi olan Eskişehir’e 67 km. uzaklıktadır. Çifteler-Mahmudiye arasındaki uzaklık: 14 km. Çifteler-Emirdağ arasındaki uzaklık: 44 km. Çifteler-Sivrihisar arasındaki uzaklık: 56 km. Çifteler-Ankara arasındaki uzaklık: 215 km. Çifteler-İstanbul arasındaki uzaklık: 377 km.

Eskişehir Çifteler

TARİH

Yörede, antik dönemlerden bu yana yerleşimler bulunduğu bilinmektedir. Çünkü: pek çok sayıda höyük görülmektedir. Osmanlı döneminde: burası, önemli bir tahıl üretim merkezi olarak önem kazanmaktadır. 1795 yılında, yörenin ismi “Çifteli” yani “Çiftlik-ü Hümayun” olur.
19’ncu yüzyılın başında ise, bu isim “Çifte evler “ olarak ve daha sonra “Çifteler” olarak kullanılmaya başlanır.
1635 yılında, yörede yerleşim bulunduğu görülmektedir. Çünkü, Sultan IV. Murat, Revan seferine giderken, buraya uğradığını, durakladığını belirtmiştir.

1795 yılında ise, Konya-Kozan yöresinden yola çıkan Kozanoğlu Ağa ve çevresindekiler, Çifteli denilen bu bölgeye gelirler ve yerleşirler. Aradaki dönem hakkında ise, bilgi bulunmamaktadır. 1814 yılında ise, günümüzdeki su deposunun olduğu yere, Osmanlı döneminde, bir askeri kışla ve bir askeri hastane kurulur. Hatta, kışladaki askerlerin iaşesi, Kozanoğlu Ağa tarafından karşılanır.
1921 yılına gelindiğinde ise, bu kez: Yunan işgali görülür. 17 Eylül 1921 tarihinde ise, Yunan işgali sona erdirilir ve Yunanlılar bölgeden kovulurlar.

Yöre, 1951 yılında ilçe olmuştur.

Eskişehir Çifteler

GENEL

Yörenin en büyük coğrafi özelliği, Sakarya nehrinin kaynak yeri olan Sakaryabaşı’nın, ilçe merkezine 2 km. uzaklıkta bulunmasıdır. Bu kaynak bölümünde: bir göl bulunmaktadır. Bu göl: balıkları ve rengarenk bitkileriyle doğal bir akvaryum gibidir.

Yerleşim yerinin rakımı, yani denizden yüksekliği: 820 metredir. İlçe topraklarının, çok küçük bölümü orman alanıdır. Toprakların büyük bölümünde, tarım yapılabilmektedir. Zaten ilçe halkının, yüzde 90’lık bölümü, tarım ve hayvancılık ile uğraşmaktadır. Bunun dışında kalan bölüm ise, esnaflık yapmaktadır. Yörede üretilen tarım ürünlerinin başlıcaları: şeker pancarı, buğday, arpa, yulaf, nohut, ayçiçeğidir.

Bölgede; karasal iklim etkileri hakimdir. Buna bağlı olarak: yazları kurak ve sıcak, kışları soğuk ve kurak geçer. Yağışlar genellikle, ilkbahar ve sonbahar da görülür. Buranın iklim olarak en büyük özelliği: özellikle kışlarının çok soğuk, aşırı soğuk olmasıdır. Kışın birçok gününde, ısı, eksinin çok alt derecelerine kadar inmektedir.

İlçe halkının ekonomik etkinlikleri, tarım ve hayvancılık üzerine kuruludur. Öte yandan, ilçe merkezindeki su ürünleri istasyonunda, aynalı sazan, alabalık ve pekin ördeği yetiştirilmektedir.

Burada son bir not. Ünlü halk ozanı: Posoflu Aşık Zülali’nin mezarı, bu yörede bulunmaktadır ve bu nedenle, her yıl, Çifteler Belediyesi tarafından “Aşık Zülali Anma Günleri” düzenlenmektedir.

KONAKLAMA

Çifteler Öğretmenevi Sakarya Mah. Eskişehir Caddesi. No.10 222-5414671

 

GEZİLECEK YERLER

ÇİFTELER HAMAMI

İlçe merkezine bağlı, Kırkızbaşı köyünün yanında, Sakarya ırmağının hemen kıyısındadır.
Burada, basit bir hamam var. Termal su: kükürt kokuludur ve ağrılı hastalıklara iyi geldiği söylenmektedir. Ancak, söylediğim gibi, kükürt kokulu ve maalesef kötü bir koku yayıyor.

Eskişehir Çifteler Sakaryabaşı

 

Eskişehir Çifteler Sakaryabaşı

 

Eskişehir Çifteler Sakaryabaşı

 

Eskişehir Çifteler Sakaryabaşı

             

SAKARYABAŞI

İlçe merkezine 2 km. uzaklıktaki burası, Sakarya nehrinin doğduğu yer olarak bilinmektedir. Burada: hemen kaynakta, bir göl oluşmuştur. Ama, bu göl: gerek balıkları ve gerekse rengarenk bitkileriyle, muhteşem güzel bir akvaryum gibidir. Bu gölün kıyısında: balık lokantaları, çay bahçeleri, piknik ve mesire alanları bulunmaktadır ki, buraya yolunuz düşerse, mutlaka ziyaret etmenizi öneririm, muhteşem güzel bir yer.

Bu yörede, yani Sakaryabaşı yöresinde, bir de otel var. 1992 yılında yapılan bu 3 yıldızlı otelde: yüzme havuzu ve spor kompleksleri ile küçük bir futbol sahası ve spor tesisleri bulunuyor. Bu bölgede, biraz önce sözünü ettiğim tesislerde, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Su Ürünleri MYO tarafından yetiştirilen tatlı su balıklarını tatmanız mümkündür.

Sakaryabaşı’nın doğu yakasında, Sarıkayalar denilen mevkide ise, 2 büyük mağara bulunuyor. Birinci mağarada: haç işaretleri ve kesme kayalar görebilirsiniz. İkinci mağarada ise, maalesef giriş yolu kayalar ve toprak ile kapanmıştır.

Sakaryabaşı ayrıntılı tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için. 

Eskişehir Çifteler Hamamkaya

 

Eskişehir Çifteler Hamamkaya

    

HAMAMKAYA

Burada, Frigler döneminden kalma yüzey kalıntıları bulunmuştur. Ayrıca, bir kapalı ve bir açık havuzu bulunan hamam yapısı kalıntıları görülüyor. Ama, bunun günümüze yalnızca temelleri gelmiştir.

Eskişehir tanıtımı.

Emirdağ tanıtımı.

Mahmudiye tanıtımı.

Sivrihisar tanıtımı.