Isparta Şarkikaraağaç

Isparta Şarkikaraağaç

Isparta Şarkikaraağaç: İl merkezine 118 km uzaklıktadır. Konya iline ise 145 km uzaklıktadır.

Verimli bir ova üzerine kurulmuştur. Deniz seviyesinden yükseklik 1180 metredir.

Beyşehir gölünün bir kısmı, ilçe sınırları içindedir.

TARİH

Bölge MÖ 188-133 yılları arasında Bergama krallığı hakimiyeti altındadır. MÖ 130 yılında ise Romalılar bölgeye egemen olurlar. Antik dönemde bölgenin ismi “Pitaşşa” dır. Roma döneminde, Karalis (Beyşehir) gölünün kuzeyinde Salur köyü yakınında “Anaboura” antik kenti kurulur.

Bu dönemde Beyşehir gölünün ( o dönemdeki ismi Karalis gölü) kuzeyinde, Salur köyü yakınlarında Anaboura antik kenti kurulur. Günümüzde kentin bulunduğu yerde herhangi bir kalıntı yoktur.

Roma döneminde, Beyşehir gölü kuzeyinde, Antiokheia’dan Likaonya ve Pamphilya’ya giden Roma yolu üzerinde, günümüzdeki Şarkikaraağaç ilçesinin civarında, Neapolis (günümüzdeki Şarkikaraağaç) kentinin bulunduğu bilinmektedir.

1182 yılında bölge Selçuklu egemenliğine girer. Daha sonra Hamitoğulları Beyliği hakimiyeti görülür. 1380 yılında, bölgede egemen olan Karamanoğulları Beyi, Hüseyin Bey, Osmanlı Padişahı I. Murat ile yaptığı anlaşma sonucu 80 bin altın karşılığında, bölgeyi Osmanlı egemenliğine bırakır.

Selçuklu Sultan III. Kılıçarslan döneminde, 1203 yılında Türk yurdu haline getirilen ilçenin o dönemdeki ismi “Karaağaç” tır. Aynı dönemde Denizli yöresindeki Acıpayam ilçesinin ismi “Garbikarağaç” olarak anıldığı için, buranın ismi Hamitoğulları tarafından “Şarkikarağaç” olarak değiştirilmiştir. 1864 yılında ilçe müstakil kaza olur.

NE YENİR

Tahin helvası, köpük helvası ve susamlı helva, Şarkikaraağaçlı ustalar tarafından özenle yapılır.

ŞARKİKARAAĞAÇ HELVA VE KÜLTÜR ŞENLİKLERİ

1967 yılından beri her yıl Temmuz ayının 2’nci Pazar günü, Milli Park alanında “Helva Bayramı” Şenlikleri düzenleniyor.

ŞARKİKARAAĞAÇ TURİZM MESLEK YÜKSEK OKULU

Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi bünyesindeki okul 2013 tarihinde kurulmuştur. 2018 yılında ise, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi bünyesine dahil edilmiştir. Halen otel, lokanta ve ikram hizmetleri bölümü, aşçılık programı olarak faaliyetini sürdürmektedir.

SİNDEL YAYLASI ŞENLİKLERİ

Her yıl Mayıs ayında, Gedikli köyü Sindel yaylasında, Honamlı Yörükleri, Geleneksel Sindel Yaylası şenlikleri yaparlar.

 

GEZİLECEK YERLER

Isparta Şarkikaraağaç Beyşehir Gölü

 

BEYŞEHİR GÖLÜ

Beyşehir gölü, tektonik kökenli bir çukurluğun su ile dolması sonucu oluşmuştur. Türkiye’nin 3’ncü büyük gölüdür. Türkiye’nin en büyük içme suyu rezervuar alanı ve en büyük tatlı su kaynağıdır. 1986 yılında yapılan bir analize göre, gölün suyu hem sulamada kullanılabilir, hem de içilebilir nitelikte bulunmuştur. Tuzluluk oranı sıfırdır. Anyon ve katyon değerleri ise sınır değerlerin altındadır. Uzunluğu 45 km, genişliği 13-25 km arasında değişir. Ortalama derinliği 7 metre olan gölün en derin yeri 9 metredir. Gölün denizden yüksekliği 1126 metredir.

Beyşehir gölü çevresinde: kuş gözlemciliği yapılabilir. Kızıldağ Milli parkında ise doğa yürüyüşü, kamp ve foto safarisi düzenleniyor. Göl kıyısındaki 7 köyde bulunan kayıtlı 112 balıkçı teknesiyle balık avcılığı yapılmaktadır. Gölde ekonomik olarak avlanabilen balık türleri pullu sazan balığı ve sudak balığıdır.

Isparta Şarkikaraağaç İnönü İlköğretim Okulu

 

İNÖNÜ İLKÖĞRETİM OKULU

İlçe merkezinde, Asilkale Mahallesi Mektep Sokaktadır. 1929 yılında Erken Cumhuriyet döneminde yapılmıştır. Okulun planı dönemin Milletvekili Kazım Aydar tarafından çizilmiştir. 1930 yılında, Okulda eğitim başlamıştır. Okulun adı, İnönü zaferine atfen “İnönü İlkokulu” konmuştur.

1960yılında güney batı ucuna, tek katlı bina eklenmiştir. Bu ekleme, binanın görüntüsünü bozmuştur. Bu bina, ortaokul olarak kullanılmıştır.

Bina, dikdörtgen planlı ve bodrum ile beraber 2 katlıdır. Zemin kat pencereleri basık, üst kat pencereleri ise basık sivri kemerlidir. Tavan, taban, merdivenler ve kapı-pencere doğramaları ahşaptır. Kuzeybatı taraftaki giriş kapısı, yöreye has sarı renkli taştan silmeli biçimde yapılarak anıtsal bir şekil kazandırılmıştır. Okul binası 2001 yılında tescil edilen Hükümet Konağı ile çağdaş olup, plan ve yapı tekniği ile birbirine benzerler. Halen okul olarak kullanılmaya devam edilmektedir.

Isparta Şarkikaraağaç Hükümet Konağı

 

HÜKÜMET KONAĞI

İlçe merkezinde Kocaköy Orta Mahallededir. 1929 yılında Neo-klasik üslupla yapılan bina, 2 katlıdır. Duvar kalınlığı 90 cm ulaşan binanın zemin ve tavanları betondur. Zemin seviyesinden biraz yüksekte, bodrum katı vardır. Doğu-batı yönünde enlemesine olan binanın, doğu, batı ve güney cepheleri sade tutulmuş, esas girişin bulunduğu kuzey cephede ise; bina köşeleri ve giriş ana duvardan taşkın yapılarak, üçlü bir düzenlemeye gidilmiştir. Bina köşelerinde ve taşkın bırakılan giriş köşelerinde, taş işçiliği görülmeye değerdir. Bütün cephelerde, birinci ve ikinci at pencereleri bulunur. Alt kat pencereleri basık kemerli, üst kat pencereleri ise düz dikdörtgendir. Giriş basığa yakın yuvarlak kemerlidir. Kemer alınlığında “Şarkikaraağaç Hükümet Konağı 1929” ibaresi yazılıdır. Evet, eski Hükümet Konağı, en son olarak Belediyeye tahsis edilmiştir.

Isparta Şarkikaraağaç Çınar Ağacı

 

ÇINAR AĞACI

İlçe merkezinde Cumhuriyet Meydanında Atatürk heykelinin arkasında, Eski Hükümet Konağının önünde bulunur. Ağaç, Belediyenin yaptığı çevre düzenleme çalışmaları sırasında, meydanın tam ortasında bir refüj alanı içinde bırakılmış ve böylece rüfüjün iki tarafından geçen ana caddeden kurtarılarak koruma altına alınmıştır. Ancak yine Belediye tarafından, ağacın gövdesi üzerine betondan bir hat üzerinde bir şelale oluşturulmuştur. Pompa yardımıyla yükselen basınçlı su, ağacın batı batı yüzeyinden yine betondan yapılan su havuzuna akmaktadır ve su devir daim ederek işlemin sürmesi sağlanmıştır. Tabii bunlar görüntü olarak güzel, öte yandan, bu şelale ve havuz bir süre sonra ağacın çürümesine sebep olacaktır. Çınar ağacının yüksekliği 13-15 metre ve dalların genişliği ise 15 metredir. Kurtuluş savaşında cezalandırılanların bu çınar ağacında idam edildiği anlatılıyor.

Isparta Şarkikaraağaç Ağalar Mezarlığı

 

AĞALAR MEZARLIĞI

İlçe merkezinde, Cumhuriyet Meydanındadır. Mezarlık alanı içerisinde, geçmişten günümüze çeşitli dönemlere ait pek çok mezarın yer aldığı, özellikle basit yerel ve büyük boyutta kayrak taşı kullanılarak mezarların oluşturulduğu görülmektedir. Çok az sayıda da olsa, bazı mezarların üst tarafı sarıklı ve aynasında eski harflerin bulunduğu düzgün kesme taşların uzun dikdörtgen dolu, bazıları ise sivri kemerlidir. Mezarlık alanı oldukça bakımsızdır.

Isparta Şarkikaraağaç Alaca Mescit (Kürt Camii)

 

ALACA MESCİT (KÜRT CAMİİ)

Buraya halk arasında Kürt camisi de deniliyor. Bu cami, 1876 yılında yapılmıştır. Dikdörtgen planlıdır. Alt katı dükkandır. Batı ve doğu cephesinde altta beş büyük, üstte ise beş küçük dikdörtgen pencere bulunur.

Isparta Şarkikaraağaç Alaca Mescit (Kürt Camii)

Kuzeyde, camekanla kapatılmış son cemaat yerinin tavanında, kırmızıya boyanmış bir tavan göbeği ilgi çeker. Tavan süslemeleri ahşap çıtalarla yapılmıştır. Caminin içi ahşap sütunlu ve üç bölümlüdür. Arka tarafta ahşap ikinci kat vardır. Caminin kuzeydoğu köşesinde bulunan minare tuğla örgülü olup kaide devşirme malzemeden yapılmıştır.

Isparta Şarkikaraağaç Sultan Fatih Camisi (Cami-i Kebir)-Ulu Cami

 

SULTAN FATİH CAMİSİ (CAMİ-İ KEBİR)-ULU CAMİ

İlçe merkezinde Cumhuriyet meydanındadır. 1282 yılında, Selçuklu sultanlarından Alaaddin Keykubat döneminde, Ömer bin Ali tarafından yaptırılmıştır. 1455 yılında Fatih Sultan Mehmet döneminde tamir ettirilmiş olup bu ismi almıştır.

Isparta Şarkikaraağaç Sultan Fatih Camisi (Cami-i Kebir)-Ulu Cami

Cami, kare planlı, bağdadi kubbeli, kırma çatılı, çatısı çinko kaplı tek minareli bir camidir. Mihrap ahşaptır. Mihrap nişini saran bordürlerde, bitkisel ve kıvrık dal motifleri ile spiral bezemeler görülür. Yağlı boya ile boyanmıştır. Minber ahşaptan yapılmış olup iki yanda kafes bordürü olan korkuluklar vardır. Vaaz kürsüsü doğu cephede bir konsol üzerinde bulunuyor. Kapı ahşap yuvarlak kemerli ve iki kanatlıdır. Minaresi kuzeybatı köşede tek şerefelidir. Çinko külah ile örtülüdür. Bu köşede mermer bir şadırvan vardır.

KİRELİ HAN

Şarkikaraağaç-Beyşehir yolunun 12’nci km. de Yassıbel köyünde Fele Pınarı başındadır. Selçuklu dönemine aittir. Civarda yaşayanlar bu yapıdan “Han” diye söz ederler. Hanın kuzey doğu kısmının temelleri, 1 metre boyunda ve 20-30 cm eninde, ardıç ağacından yapılan kazıklar üstüne oturtulmuştur. Binanın diğer kısımlarının bu şekilde olup olmadığı bilinmemektedir. Binanın duvarlarının dış yüzeyi, büyük blok taşlardan iç kısımları ise daha küçük moloz taşlardan yapılmıştır. Burada 15 yıl önce çıkartılan bir su havuzu (yalak), bu hanın açık avlulu bir kervansaray olduğunu gösterir. Hanın taşları sökülerek civardaki yerleşim yerlerinde kullanılmıştır. Büyük bir tahribat söz konusudur. Bu yüzden, daha önce temel seviyesine kadar olan duvarları, toprak seviyesinde görülmekte ise de günümüzde herhangi bir kalıntı görülmemektedir.  

Isparta Şarkikaraağaç Aslandoğmuş Hamam ve Biyolojik Havuz

 

ASLANDOĞMUŞ HAMAM VE BİYOLOJİK HAVUZ

Aslandoğmuş köyünün güneyindedir. Roma dönemine ait devşirme malzeme kullanılarak Osmanlı döneminde yapılmıştır. Yuvarlak kemerli tek bir girişi vardır. Kubik görünümlü hamam yapısının genişliği 3.95 metre, eni 3.45 metre ve yüksekliği 1.95 metredir. Üstü sonradan betonarme modern sıvayla sıvanmış yarım küre şeklinde bir kubbesi vardır. Kubbenin tam ortasında, merkezde havalandırma deliği bulunur. Hamamın iç kısmında, rozetler halinde duvar bezemeleri görülür. Hamamın kuzey tarafında, betondan yapılmış sıcak kaynak suyu geliş ve gidiş olukları bulunur. Bu su oluklarının kenarı ve çevresi, seramik kaplıdır. Bu termal su oluklarında, küçük boylu balıklar bulunur. Yöre halkı tarafından bu balıkların şifalı olduğu söyleniyor. Bu yüzden, hamam, çeşitli hastalıklarına şifa arayanlar tarafından yoğun ziyaret edilir. Doktor balıklar olarak nitelendirilen bu balıklardan biraz daha söz etmekte yarar var.

Isparta Şarkikaraağaç Aslandoğmuş Hamam ve Biyolojik Havuz

Evet, bu balıklar termal su alanlarından gelen ve sıcaklığı 22-23 derece civarında olan sularda yaşıyorlar. Tabii suyun Ph değeri (7,06) de önemli. Su kaynağından çıktıktan sonra tarihi hamamda biriken sular, daha sonra köyün altındaki dereye dökülmektedir. Şifalı balıklar için yapılan tesis: tam bu noktada yapılmıştır. Tesiste balıkların yaşadığı havuzlar, biyolojik bir gölet gibi tasarlanmıştır. Havuzlarda temizlik ve bakteri oluşumu, doğal yöntemler kullanılarak sağlanır. Bu nedenle, biyolojik yaşam korunmaktadır. Havuzlarda suyun içine dikilen özel su bitkileri suya oksijen verirler ve bu şekilde suyun okside edilerek dezenfekte edilmesi sağlanır. Evet, balıklar sazangillerden çok yayıngillere benziyor. Çöpçü balığına benzer özellikler taşıyorlar. Koyu sarımtırak kurşuni renkteki doku üzerine, sırt bölgelerinde siyaha kaçan koyu kahverengi benekler var. Alt tarafı, baştan kuyruğa kadar kurşuni renktedir. Büyüklükleri 3-5 cm dir. Ağız bölgelerinde 4 bıyık görülür.

Isparta Şarkikaraağaç Kızıldağ Milli Parkı

 

KIZILDAĞ MİLLİ PARKI

İlçe merkezinin 5 km güneyindedir.

Büyük Sivri tepesinin eteklerinde, deniz seviyesinden 1840 metre yükseklikte, saf mavi sedir ormanlarından oluşan bir milli park alanıdır. Park alanındaki yükseklik 1840 metre rakımdan başlar ve 1180 metre rakıma kadar iner.

Isparta Şarkikaraağaç Kızıldağ Milli Parkı

1969 yılında Milli Park olarak ilan edilmiştir. Parkın güneyinde Beyşehir gölü vardır. Gölden esen güney rüzgarları, Bebik vadisi ve Yertutan mevkiinden geçerek milli parka ulaşır. Bu yüzden, parkın bol oksijenli ve temiz havası caziptir. Astım ve solunum yolu hastalıkları için şifa kaynağıdır. 1986 yılında burada 100 yataklı göğüs hastalıkları hastanesi temeli atılmış ve maalesef aradan geçen 33 yıla rağmen inşaatı hala devam etmekteymiş.

Isparta Şarkikaraağaç Kızıldağ Milli Parkı

Milli Park alanı içinde, 201 adet endemik bitki türüne rastlanmıştır. Sedir ağaçları ile tanınan park alanı içinde, karaçam, ardıç, meşe toplulukları ile bozuk makilik alanlar bulunur. Park alanında: kurt, tilki, yaban domuzu, sansar, tavşan gibi memeliler de görülebilir.

Park alanında dağ evleri ve kamp sahası bulunur. Büyük Sivri tepesine tırmanarak dağ yürüyüşü yapılabilir. 3, 6 ve 9 kilometrelik yürüyüş yolları vardır.

Isparta Şarkikaraağaç Kızıldağ Milli Parkı

Ayrıca piknik alanları da bulunur. Bungalov tipi evler, çadır kurma yerleri, günübirlik mesire yerleriyle dinlenme ve piknik imkanı sunar. Bungalov tipi evlerde konaklamak isterseniz, Kızıldağ Milli Park Müdürlüğünü arayıp rezervasyon yaptırabilirsiniz. (Tel: 05443162211)

Pınargözü Mağarası

İlçe merkezine 8 km uzaklıktadır. Çaydere ormanlarının içindedir. Kızıldağ Milli Parkının en önemli kaynak değerlerinden birisidir. Dedegöl dağı eteklerinde 1600 metre rakımdadır.

Uzunluk itibarıyla Türkiye’nin en uzun mağarasıdır, mağaranın uzunluğu 15 km dir. Avrupa’nın en uzun mağarası olarak kabul edilmektedir.

Mağaranın içinden çok güçlü su akar. Ayrıca: mağara içinde birçok sifon ve büyük çağlayan bulunur. Bu mağaranın 1995 yılında yapılan uzun süreli araştırmalar sonucunda 16 kilometrelik bölümü ölçülmüş, ancak henüz sonuna ulaşılamamıştır. Belirlenebilen son nokta, ana girişten 660 metre daha yüksektedir. Mağaranın içinde, değişik büyüklükte gölcükler, şelaleler, damlataş havuzları ve her türden damlataş birikimleri bulunur. Mağara çevresinde ise, 213 çeşit bitki topluluğu tespit edilmiştir. Mağaranın içinde saatteki hızı 50-150 km arasında değişen güçlü bir rüzgar eser. Mağaradan çıkan suyun sıcaklığı ise, oldukça düşüktür, yaz kış 4-5 derece civarındadır.

Isparta Şarkikaraağaç Zengibar Kalesi

 

ZENGİBAR KALESİ

Kale, Muratbağı köyü sınırları içindedir. Bu köyün eski ismi “Zengiler” ya da “Zengibar” olarak bilinir. Kale Tepe’nin adı da köyün eski adıyla “Zengibar Kalesi” olarak söylenir. Yani köy adını buradan almıştır. Köy ilçe merkezinin 7 km kuzeyinde, kale ve örenyeri ise, köyün 1.5 km kuzeydoğusundadır. Kale Tepe: yöreye hakim, doğal bir tepe üzerinde ve tepenin eteklerine doğru yayılan yerleşimden oluşur.

Oval olan tepe üzerinde: iç kale, kuzey, batı ve güney yamaçlarında dış sur içinde, yerleşim ve nekropol kalıntıları yayılmıştır. Bu tepe; tüm yönlere hakim, hem kale hem de şehir yerleşimidir. Çünkü iç ve dış sur vardır. Yerleşim alanı içinde tespit edilen açık hava tapınağı ve diğer yapı kalıntılar; buradaki yerleşimin çok erken dönemlerden itibaren başladığı ve Geç Roma dönemine kadar devam ettiğini kanıtlamaktadır. Günümüzde, dağın zirvesine doğru uzanan sur duvarlarının sadece temelleri günümüze ulaşmıştır. Bu temel taşları oldukça büyük boyutludur. Kitabesi günümüze ulaşmamıştır, kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanmamaktadır. Bu nedenle kalenin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmez.

BÜYÜKEKİZ TEPESİ MAĞARASI

Çarıksaraylar Kasabasında Büyükekiz Tepesi üzerindedir. Mağara/sığınak: tepenin güney yamacında, ana kayaya oyulmuş bir merdiven ve ana kayanın uygun boşlukları arasındaki açıklıkların hafifçe düzeltilmesiyle oluşturulmuştur. Yüzeyde bol miktarda çatı tuğlası ve mahya parçaları bulunmakta olup, az miktarda Geç Roma dönemi mutfak eşyalarına ait seramik parçaları bulunmuştur.

Isparta Şarkikaraağaç Enevre Antik Yerleşim Alanı

 

ENEVRE ANTİK YERLEŞİM ALANI

Salur köyünün yaklaşık 3 km batısında Ağılkaya Tepe ve Enevre Mevkiindedir. Ağılkaya Tepenin kuzey batısında bulunan Enevre mevkiinde, yüzeyde yer yer seramik parçaları, mimari bloklar ve antik duvar izleri bulunmaktadır. Ağılkaya tepenin tam zirvesinde 30 metre kare kadar bir alanda moloz taşlardan kuru duvar tekniğiyle yapılmış basit bir yapı yıkıntısı mevcuttur.

ÖRDEKÇİ HÖYÜK VE KALE

Ördekçi köyü, Sivri Dağ üzerindeki yayladadır. İlçe merkezine 11 km uzaklıktadır. Ördekçi köyünün 1.1 km kuzeydoğusunda, Anaboura antik kentinin hemen kuzeyindedir.

2001 yılında İstanbul Üniversitesi adına M. Özsait tarafından yapılan yüzey araştırmalarında, MÖ 2 bin, bin ve Roma dönemi çanak çömlek buluntularına rastlanılmıştır. Köy içinde bir eksedranın merkez kısmına ait yazıtlı blok dışında sunak, mezar anıtına ait parça ve steller ile mimari elemanlar bulunmuştur.

Ebatları 500 x 500 metre olan höyüğün yüksekliği 10-12 metredir. Yörenin en büyük höyüğü olan bu yükselti üzerinde Tunç devrinden Roma dönemine kadar seramik örnekleri bulunur. Kırmızı boya astarlı seramiklerle, içi küçük tanecikli gri hamurlu seramikler, bol olarak bulunmaktadır. Yüzeyde Roma dönemi çanak-çömlek parçalarının bulunması, buranın Roma döneminde iskan edildiğini gösterir. Kale tahrip olmuştur, sadece kalıntıları görülebilir. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanmış tescilli arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır.

ANABOURA ANTİK KENTİ VE KALESİ

Salur köyü güneyinde, Belciğiz köyünün batısındadır. İlçe merkezine 12 km uzaklıktadır. Şehir kuzeye açılan bir yamaç üzerindedir.

MÖ 1’nci yüzyılın ilk çeyreğinde, ünlü coğrafyacı Sinoplu Strabon: Geographika isimli eserinde kent halkından “Anabouralılar” diye söz eder.

MS 75 yılları civarında, yine tarihçi yazar Plinius, Naturalis Historia (Doğa Tarihi) isimli eserinde, yöreyi anlatırken sadece Neapolis (Şarkikaraağaç) kentinden söz eder.

Yani: MS 1’nci yüzyılda yeni kurulan Neapolis, bölgedeki Anaboura’nın adının sönükleşmesine, önemsiz bir kent durumuna düşmesine sebep olmuştur.

J. R. Sterrett isimli araştırmacı, Beyşehir Gölünün kuzeybatısında, Enevre denen yerde ortaya çıkan yazıtlarda “Anaboura” ismini bularak kentin yerini kesinleştirmiştir.

Antik kent, İstanbul Üniversitesi adına M. Özsait başkanlığındaki ekip tarafından 2001 yılında ve Th.Drew Bear tarafından 2002 yılında araştırılmıştır. Bu araştırmalarda ören yerinde, savaşçı kabartmalı, yazıtlı bir zafer anıtı parçası ve alınlıklı bir mezar anıtına ait olabilecek MS 2’nci yüzyıla ait kalıntılar bulunmuştur. Aynı mezar anıtına ait olabilecek bir parça ise Ördekçi’de kaydedilmiştir. Köy yakınlarındaki bir tepe üzerinde, kentin odeionuna ait kalıntılar görülmekte ve yakınında da bir kutsal alanın bulunduğu tahmin edilmektedir.

Gelelim günümüze: Salur köyünün güneybatısında, Kızıltepe üzerindeki Anaboura antik kenti, tepenin zirvesinde, bir vadi içindedir. Kentin çevresi, bir surla çevrili olup, kale duvarlarının moloz yıkıntıları ve güneydeki kale duvarlarının temelleri kalmıştır. Yerleşim yeri içinde, vadinin aşağısında bir sırtta tapınak temel kalıntıları vardır. Ayrıca: bir tiyatro olarak adlandırılan ancak tiyatrodan çok toplantı alanı olabilecek, oturma basamağı sıraları bulunan bir kalıntı görülür. Vadinin yamaçlarında, çok miktarda temel düzeyde kalıntı bulunur. Evlerde genellikle lacivert renkli, yerel taş, tapınak ve toplantı alanı olabilecek yapıda ise beyaz kireç taşı kullanılmıştır. Tapınak, küçük bir tapınak türüdür. İşçilik taşra işçiliği olup, Roma dönemi özellikleri gösterir. Çevrede yapılan araştırmada herhangi bir yazıta rastlanmamıştır.

Günümüzde kent üzerinde pek fazla kalıntı yoktur, tiyatro ve tapınak kalıntısı ile konut temellerinin izleri görülebilir.

ARAKLI HÖYÜK

Araklı köyünün güneyindedir. Isparta-Konya karayolunun ortasından geçmektedir. Evet, yanlış okumadınız, Şarkikaraağaç-Beyşehir karayolu üzerinde yürütülen yol genişletme çalışmaları sırasında 7 bin yıllık tarih yok edildi. Karayolları Müdürlüğü yol genişletme çalışmalarını, müze müdürlüğünden izin almadan ihale yapıyor, ihaleyi alan firma, nasıl olsa izin alınmıştır diye düşünerek, iş makinalarıyla dalıyor höyüğe, höyüğün içinde ve çevresinde dozerlerle 3-4 metrelik çukurlar açılıyor, höyükten çıkan topraklar kamyonlara yüklenip çevredeki boş arazilere atılıyor.

Ancak bir bakıyorlar bu topraklar içinde insan kemikleri, mezarlar, yazılı taşlar ve seramikler görülüyor, bunun üzerine Isparta Yalvaç Müze müdürü bölgeye çağırılıyor, müze müdürü çalışmaların hemen durdurulmasını ister, ancak incelemelerde toprak altından çıkan bütün eserlerin parçalandığı tespit edilmiş ve içinde kamu görevlilerinin de bulunduğu 19 kişi hakkında, Savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur. Evet, 24.10.2017 tarihinde konu yargıya intikal ettirilmiş, sonuç, ben bilmiyorum, bilen varsa, buraya yazsın, hep birlikte öğrenelim.

Evet, höyük hakkında yine de biraz bilgi vermek istiyorum. İlçe merkezine 5 km uzaklıktadır. Çok geniş bir alanı kaplayan höyük, 110 x 300 metre boyutlarında, 5-6 metre yüksekliktedir. Üzerinde tarım yapılması ve ortasından karayolu geçmesi nedeniyle, tahribat yoktur. İlk Tunç çağı ve kalkolitik çağ seramikleri örnekleri bulunmuştur. Kırmızı boya astarlı seramiklerin, hamurları taşçıklıdır. Ayrıca höyük üzerinde geç devir seramik örnekleri de vardır. Duyduğuma göre: İsparta Yalvaç Müze Müdürlüğü, bu kıyımı önlemeye çalışmış ama önleyememiş, artık kimin suçu, kimin günahı, 7 bin yıllık bir tarihi yok etmek, takdir sizin.

ARAK MAĞARASI

İlçe ile Fele pınarı arasında, ilçe merkezine 4.5 km uzaklıktadır. Konya kara yoluna ise 2.6 km uzaklıkta olup, Kara Tepenin eteklerindedir. Giriş kapısı oldukça dardır. Mağaraya girildikten sonra, 11 metre kadar dar bir yol devam eder, daha sonra genişleme başlar ve yüzyıllardır oluşan sarkıt ve dikitler göre çarpar. Mağaranın temiz havası özellikle ziyaretçileri etkiler. Ancak mağarada çok sayıda yarasa vardır, buna göre içeriye girmenizi öneririm, korkabilirsiniz. Mağara önü, ilçenin güzel bir piknik alanıdır. Söğüt ağaçları ve bol sulu bir pınar bulunur.

NEAPOLİS ANTİK KENTİ

Beyşehir gölünün kuzeyinde Antiokheia’dan (Yalvaç) Likaonya ve Pamphilya’ya giden Roma yolu üzerindedir. İlçe merkezinin yaklaşık 12 km güneybatısında Enevre köyü altındadır.

Şarkikaraağaç ilçe merkezi civarında olduğu bilinen antik kentten, ilk olarak yazar Plinius “Naturalis Historia” (Doğa Tarihi) isimli kitabında söz eder.

Plinius, antik kentin Galatia’da olduğunu belirtir. Yine başka bir antik dönem yazarı Ptolomaios ise, kenti Pisidia’nın Galatia’ya yakın kısmında olarak gösterir.

Neapolis ve Apollonia (Uluborlu) şehirlerine, aynı tarihlerde Trakyalı kolonistler tarafından yerleşildiği tahmin edilmektedir.

MS 3’ncü yüzyıla ait bir yazıttan: bölgede bir tetrapolis (4 kent tarafından kurulan bir birliktir) olduğu bilinmektedir. Tetrapolis üyelerinden: Altada (yeri bilinmiyor), Anaboura (Enevre) ve Neapolis (Şarkikaraağaç) bilinmekte, ancak dördüncü kentin adı bilinmemektedir.

Evet Neapolis kentinden, yakın çevrede bir kalıntı görülmez. Ancak İlçe Halk Kütüphanesi’nin bahçesinde arşitrav blokları, sütunlar ve mezar stelleri bulunmuş olup bunlar İsparta Müzesine götürülmüştür.

Isparta tanıtımı.

Konya tanıtımı.