Aydın Sultanhisar Nysaa

Aydın Sultanhisar Nysaa

Bu antik kentte, milattan önce, 40 bin kişinin yaşadığı biliniyor, muhteşem bir rakam. Gerek bu ölçüde yoğun nüfusu barındırması, gerek arazinin yapısına uygun olarak mühendislik harikası yapıların inşası ve gerekse kentin ismini, kurucusu olan kişinin eşinden alması, gerçekten etkileyici özellikler.

Ancak, mali krizden ve bütçe yetersizliğinden, 30 yıl önce başlatılan kazılar, uzun süredir durdurulmuş durumda. Elbette, bugün bu antik kentin, ancak yüzde 15’lik bölümü toprağın üzerine çıkarılmış ki, bu çıkarılan bölüm dahi, ilgisizlikten yer yer tahrip olmuş durumda. Ayrıca, bölgenin büyüklüğü ve ilgisizlik nedeniyle, hırsızlığın üst boyutlarda olduğu kesin, kentte bulunduğum sürede, Nysaa dan çalınan güzel bir heykelin, İzmir’de, satılmak üzere, bir el arabası üzerinde taşınırken yakalandığı ve geri getirildiğini öğrendim, demek ki tespit edilen bu, ya tespit edilemeyenler.

Bu nedenle, kent, tamamen elden çıkmadan, isterseniz gidin görün. Denizli-Aydın kara yolunda, Sultanhisar ilçesine geldiğinizde, Nysaa levhalarını takip ederek, ilçenin 3 km. kuzeybatısında kalan bu antik şehri görün. Ulaşım yaklaşık 10 dakikanızı alır, orada bulanacağınız süre ise, muhtemelen 3 veya 4 saat bulabilir.

KENTİN GENEL ÖZELLİKLERİ

Aydın Sultanhisar Nysaa: Kent, dağın eteklerine kurulmuş. Karşıdan, Menderes ovasının görüldüğü muhteşem bir manzara var. Zaten, kente bu yüzden romantik kent tanımlaması da yapılmış. Arazinin topoğrafik yapısına uygun olarak, kentteki yapılar, meydan ve sokaklar, tonozlu alt yapılar ile desteklenerek inşa edilmiş. Yani, antik çağda, kentsel planlama açısından, mimarideki bu ustalık. önemli ve etkileyici.

Eski çağlarda, özellikle, eğitim alanında önde gelen bir kent imiş. Ünlü coğrafyacı ve gezgin olan Amasyalı Strabon, kentteki gymnasıum da eğitim görmüş ve kentin o dönemlerdeki görüntüsünü anlatan eserler yazarak, günümüze taşımış. Kentteki, gymnasıum ve kütüphane gibi yapı kalıntıları, bize, kentteki bilim ve eğitimin çok ileri ve gelişmiş olduğunu kanıtlıyor.

TARİHİ SÜREÇ

Kentin, MÖ.3 yüzyılın ilk yarısında, I. Antıochos Soter tarafından, eşi Nysaa adına kurulduğu bilinmekte. Yani, eş adına kurulan koca bir kent. İlk aklıma gelen, Hindistan’daki Taç Mahal tapınağı. Hintliler, küçücük olmasa da, bir tapınağı, turizmde gayet iyi pazarlıyorlar. Bizde ise, eş adına kurulmuş, zamanında 40 bin insanın yaşadığı koca bir şehir var, ama bırakın diğer ülke insanlarının, kendi ülkemizde yaşayan insanların bile çoğunun haberi olmadığı kesin.

Öyle bir şehir ki, antik Karia bölgesinin en önemli kentlerinden biri. Yazın kuruyan, kışın ise muhteşem güçlü bir şekilde akan, derin bir nehir var. Bu nehir, bir boğaz oluşturarak ilerliyor ve şehrin bulunduğu yerde, kurulu şehri ikiye bölüyor. Bu nehir üzerinde, antik çağlarda, su oyunları, su yarışmalarının yapıldığı söylenmekte. İki kenti birleştiren köprüler ve nehir üzerinde inşa edilen stadyum (amphıtheatr). Bunun yanında, nehirden akan suların içinden geçtiği ve aynı zamanda gizli bir geçit olarak inşa edilen ve kullanılan, muhteşem bir tünel, tiyatro, agora. İşte, kentin yerleşimi bu.

KENTTE GÖRÜLEBİLECEK YERLER

KENTİN SUR DUVARLARI

Günümüzde, kentin ilk kurulduğunda bulunan surlarından eser kalmamıştır. Bugün, yalnızca Bizans döneminde inşa edilen surların bir kısmı görülebilmektedir.

GYNASIUM

Gençlerin düşünsel ve bedensel olarak eğitim gördükleri, 70 x 165 metre ölçülerindeki, büyük yapı kalıntısıdır.

ROMA HAMAMLARI

Antik kentin doğusunda, oldukça büyük yapı kalıntıları. Bu geniş yapı mekanlarının, dik dörtken biçimli duvarları ve bir havuz var.

KÜTÜPHANE

MS.2 yüzyılda inşa edilmiş, iki yada büyük olasılıkla üç katlı bir yapı. Efes antik kentinde bulunan Celcus kütüphanesinden sonra, Türkiye’nin en iyi korunmuş, ikinci antik çağ kütüphanesidir. Okuma salonu yüz ölçümü, takriben 13 x 14 metre karelik bir alanı kapsar. Rulolar yada yazmalardan oluşan ciltler, nişler içindeki raflara konuluyor imiş. Bugünkü hali, içler acısı, yalnızca birinci kat ayakta ve bakımsızlıktan o da dökülüyor.

AMPHITHEATRE

Günümüzde, geçmişteki sel sularının etkisiyle harap olmuş durumda. 44 x 192 metrelik ölçüleri olan ve aynı zamanda stadyum olarak da kullanıldığı düşünülen bir yer. 30 bin kişi kapasiteli oturma yerleri var.

BOUTEUTERION

Kentin en iyi korunmuş yapılarından. Yaşlılar meclisi olarak isimlendirilmiş. 600-800 kişi alabilecek kapasitede. MS.1 yüzyılda inşa edilip, MS.2 yüzyılda değişikliğe uğradığı tahmin ediliyor.

ROMA TİYATROSU

İyi korunmuş bir yapı. Roma imparatorluğu döneminde, at nalı şeklinde inşa edilmiş. 12 bin kişi seyirci alabilecek kapasitede oturma yerleri var. Sahne alanı 27 metre uzunlukta. Tiyatronun sahne yapısındaki podyumda, bağcılık ve şarap tanrısı Dıonysos’un yaşamına ait frizler var, bunlar, Türkiye deki diğer benzer frizlere nazaran, en iyi korunmuş durumdaki kabartmalar, bu nedenle bunların önemi büyük.

TÜNEL

Tonozlarla örtülü, tamamen elle yapılmış, 100 metre uzunluğunda. Aynı zamanda, gizli yeraltı geçidi olarak da kullanıldığı sanılıyor. Bu tünel, Aydın dağlarından hızla akan sular için kanal görevini yerine getirmiş, aynı zamanda, tiyatronun önündeki meydanı alttan destekler şekilde inşa edilmiş.

Evet, gezimizin sonu, mutlaka keyif aldığınızı düşünüyorum, ama aynı zamanda, bakımsızlığı görünce kızdınız. Ama düşünün bir kez, antik çağda eş adına kurulmuş ve 40 binden fazla insanın yaşadığı bir şehir, eh artık, eşe duyulan büyük bir aşk olsa gerek, koca kente ismini veren eş. Özellikle, Nysaa antik kentini bu yüzden görmek istedim, sizlere de öneriyorum, yol üzerinde, fazla zamanınızı almaz, mutlaka uğrayıp görün, gerçekten ulaşmak zor değil. Antik tarihine baktığınızda, gerçekten önemli bir merkez burası.

Sultanhisar tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.