Ankara Güdül

Ankara Güdül

Güdül denilince, benim ilk aklıma gelen Kirmir çayı ve leblebi. Merkezde, yaklaşık 20 civarında leblebi imal atölyesi bulunmaktadır. Ayrıca: Kirmir çayı yöresinde, İnönü mağaralarını mutlaka görmenizi öneririm.

Ankara Güdül

ULAŞIM

Ankara’dan Güdül ilçesine ulaşım için, Etlik bölgesinde bulunan Otobüs Terminali kullanılır. Ankara-Beypazarı kara yolu takip edilirken, Ayaş geçildikten sonra, kara yolundan kuzeye yönelinir ve 28 km. sonra Güdül ilçesine ulaşılır.
Güdül-Ankara arasındaki uzaklık: 90 km. dir. Güdül-Ayaş arasındaki uzaklık: 33 km. Güdül-Kızılcahamam arasındaki uzaklık: 93 km. Güdül-Beypazarı arasındaki uzaklık: 60 km. Güdül-Çamlıdere arasındaki uzaklık: 60 km.

TARİHİ

Yapılan araştırmalar sonucunda, yörede, çok önceki tarihlerden bu yana yerleşim bulunduğu anlaşılmıştır. Özellikle: ilçe yakınlarındaki “Kirmir Çayı” çevresinde, kayalara oyulmuş mağaralar görülmektedir. Bu mağaralarda, MÖ. 2000’li yıllarda Hititlerin yaşadığı anlaşılmıştır. Daha sonraki tarihi süreçte ise, bu kez Frigler bölgedeki egemenliği ele geçirirler.

1071 Malazgirt savaşından sonra ise, bölge, Türkler tarafından ele geçirilir. Günümüzdeki yerleşim yeri ise: Anadolu Selçuklu Hükümdarlarından I. Mesud’un eniştesi ve Ankara Emiri olan Şehabüldele Güdül Bey tarafından kurulmuştur. Yaklaşık 850 yıllık geçmişe sahip olan yerleşim yeri: 1957 yılında ilçe olmuştur.

GENEL

Bağlı bulunduğu Ankara ilinin, kuzey batısındadır. İlçe merkezi, Kirmir çayı vadisinin güney yamacına kurulmuştur. Yani, arazi yapısı oldukça dağlıktır.

Kirmir çayı, Sakarya nehrinin en önemli kollarından birisidir. Derin kayalıklar arasında, kıvrılarak akar ve Kirmir Vadisini oluşturur.

İlçe merkezinin denizden yüksekliği 720 metredir. Yörede, karasal iklim görülmekte olup, buna bağlı olarak: kışları soğuk ve yazları sıcak geçer. Yağışlar azdır.

İlçede yaşayanların ekonomik etkinliklerinin başında: hayvancılık gelmektedir. Çünkü: tarıma elverişli arazi kapasitesi çok kısıtlıdır. Arazinin, dörtte birlik bölümü ormanlıktır. Hayvancılık açısından ise, genellikle kıl keçisi ve sığır yetiştiriciliği öne çıkmaktadır. Bunun dışında: yörede, dericilik, leblebicilik yapılmaktadır. Unutmadan, Güdül ilçesinin sivri biberi de meşhurdur.

Güdül ilçesinde, her yıl “Haziran” ayında Kiraz festivali yapılmaktadır.

Ankara Güdül Leblebisi

NE YENİR/NE İÇİLİR

Buralara yolunuz düşerse “leblebi” tatmayı unutmayın. Bunun dışında, yöredeki yöresel lezzetlerden bazıları şunlardır: Göçeaşı, höşmerim, kapama, mıhlama.
Göceaşı: kabukları soyulmuş buğday, nohut ve kuru fasülyeden yapılır. Et de katılabilir. Sonradan, sarımsaklı yoğurt katılarak karıştırılır ve lezzetle yenilir.
Mıhlama: doğranmış soğanlar, yağ, kıyma, tuz ve biber karışımı ile yapılır. Daha sonra içine yumurta kırılır ve üzerine limon sıkılarak yenilir.
Kapama: kemikli et parçaları doğranır, iri soğanlar ile birlikte toprak testiye konulur ve az su ilave edilen testi, ters çevrilerek, başka bir kabın içinde pişirilir.

KONAKLAMA

Güdül Öğretmenevi 312-7181788

GEZİLECEK YERLER

Ankara Güdül Evleri

GÜDÜL EVLERİ

İlçe merkezinde, toprak damlı, genellikle 2 katlı ve duvarları kerpiçten yapılmış, 39 ev, 2 cami, 4 çeşme ve 13 işyeri, Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Bu tip evler, Anadolu’da, genellikle mimari alışkanlıkların benzerliğinin ürünüdür. Dar sokakların kenarlarına sıralanırlar, birbirlerine bitişik haldedirler. Ancak, bunların sahipleri zamanla dışarıya göç ederler ve bu evler sahipsiz kaldığında virane haline gelmektedirler.

Ankara Güdül Sorgun Göleti
Ankara Güdül Sorgun Göleti

 

SORGUN GÖLETİ

İlçe merkezine bağlı, Sorgun köyündeki ormanlık alandadır. İlçe merkezine yaklaşık 23 km. uzaklıktadır. Yeşilöz kasabası üzerinden Sorgun yaylası ve göletine ulaşmak mümkündür. Burada: muhteşem bir doğal güzellik ziyaretçilerini karşılar. Günübirlik piknik yapılabilir. Çam ormanları ve tam bir oksijen deposudur.

Ankara Güdül Yeşilöz-Kirmir Vadisi
Ankara Güdül Yeşilöz-Kirmir Vadisi
Ankara Güdül Yeşilöz-Kirmir Vadisi

YEŞİLÖZ-KİRMİR VADİSİ

İlçe merkezine bağlı: Güdül-Kızılcahamam kara yolu üzerinde bulunan Yeşilöz kasabası ve burada bulunan Kirmir vadisi: yörenin turistik merkezlerindendir.

Burada: yani ilçe merkezine 2 km. uzaklıktaki İnönü mevkii, özellikle ilgi çekmektedir. Kirmir çayı çevresindeki kayalıklarda, kayalara oyulmuş mağaralarda, MÖ. 2000’li yıllarda Hititlerin yaşadıkları bilinmektedir. Bu mağaralarda, ayrıca “haç” işaretlerine de rastlanmıştır.

Çünkü: Romalılar döneminde, Hıristiyanlığın ilk yıllarında, yine burada ilk Hıristiyanların yaşadıkları görülmektedir. Mağaralar, merdivenler aracılığı ile birbirine bağlıdır ve merdivenlerden, kat kat yukarıya çıkılmaktadır.

Bu mağaralar: Ürgüp-Göreme bölgesindeki mağaralara benzemektedir. Evet, turizme açılan ve bir kısım güvenlik önlemleri alınan mağaralar bölgesini, yöreyi ziyaret edenler, mutlaka görmelidirler.

Çorum

Çorum

Çorum denilince, benim ilk aklıma gelenler: leblebi ve tarihe olan merakım nedeniyle, Hititler. Tarihe ilgisi olanlar için: yaklaşık 3500 yıl hüküm süren Hitit uygarlığının, 450 yıllık başkenti Hattuşaş burada bulunuyor.

Yani, gerek Hattuşaş ve gerekse Alacahöyük bölgelerinde: muhteşem bir tarihi süreç gezisi yapabilirsiniz. Özellikle: ülkemizde yaşayan insanların bir kısmının bildiği ve hatta Ankara-Kızılay-Sıhhiye Meydanında büyük bir anıt halinde bulunan “Güneş Kursu” ve bir zamanlar yerli bir sigaranın üzerinde bulunan, bir zamanlar yine Ankara Belediyesi tarafından amblem olarak kullanılan ve halen Ankara-Anadolu Medeniyetleri Müzesinde, bence en büyük sanat eseri olarak sergilenen “Güneş Kursları” işte buradan çıkarılmıştır.

Yani, bunları değerlendirirken şunu düşünmek gerek. Hititler, her ne kadar kuzey bölgelerinden bir yerlerden gelerek Anadolu içlerinde ve hatta Suriye bölgesinde büyük bir medeniyet kurmuşlar ve biraz önce sözünü ettiğim gibi, yaklaşık 3500 yıl yaşamışlar. Ancak, kuzeyden geldikleri için, Orta Asya bölgesinden gelen atalarımız gibi, bu topraklarda binlerce yıl yaşayan bu insanlar, atalarımız olarak kabul edilmiyorlar, sanırım köken çatışması var.

Ben yine de, üzerinde yaşadığımız bu topraklarda, 3500 yıl hüküm süren bu insanların: kültürlerini incelemek, yaşadıkları yerleri görmek ve benimsemek taraftarıyım. Bu nedenle: özellikle tarih meraklılarının, Adıyaman-Kahta-Nemrut dağında gördükleri güzelliklerin benzerlerini burada görebileceklerini düşünerek, buraları da ziyaret etmelerini öneriyorum.

Son olarak, giriş kısmında belirtmek istediğim bir konu daha var. Çorum şehri: bir zamanlar, Avrupa’nın en temiz şehirlerinden biri seçilmiş. Gerçekten çevre temizliği açısından gayet temiz bir şehir olarak öne çıkıyor.

Çorum

ULAŞIM

Şehir otogarı il merkezindedir.

Çorum-Ankara arasındaki uzaklık: 245 km. Çorum-İstanbul arasındaki uzaklık: 609 km. Çorum-Sinop arasındaki uzaklık: 172 km. Çorum-Tokat arasındaki uzaklık: 189 km. Çorum-Amasya arasındaki uzaklık: 92 km. Çorum-Yozgat arasındaki uzaklık: 104  km. Çorum-Çankırı arasındaki uzaklık: 156 km.

Çorum

TARİH

Çorum yöresi, Karadeniz bölgesinin, İç Anadolu bölgesine açılan bir kapısıdır. Hitit imparatorluğu, Suriye ve Akdeniz  kıyılarına kadar uzanan medeniyetini, yörede bulunan Hattuşaş ve Boğazkale ilçelerindeki yerleşimlerinden yönetmişlerdir. Buna bağlı olarak, yörede, MÖ.4000 yıllarından itibaren yerleşim görülmüştür.

Anadolu’nun Türkleşmesinden sonra, Çorum ve yöresine, Türkmen boyları yerleşirler ve bunlar, Çorum ve yöresini, otlak ve yayla olarak kullanırlar ve bunun sonucunda, yörede daha önce yerleşik olan Hıristiyanlar, göçe zorlanırlar. Bu Türkmen boyları, takip eden süreçteki, Haçlı seferlerinde, Haçlı ordularını yıpratarak, büyük zayiatlar verdirirler.

1308 yılında, Selçuklu devleti yıkılınca, yöre, Eretna Beyliği ve Burhanettin Ahmet yönetimine girer. 1398 yılında ise, Yıldırım Beyazıt tarafından, yöre, Osmanlı topraklarına katılır.

Çorum isminin ortaya çıkışı: tarihi süreç içinde, Çorum’da büyük bir deprem ve sel felaketi yaşanır. Bunun devamında, yörede yaşayanlar, Müslümanlığı kabul ederler. Ancak: Danişmentoğulları’ndan Ahmet Gazi’nin şehri kuşatması sırasında ise, bu kez, yöredeki Bizans valisi Restor ile anlaşarak, Hıristiyanlığı kabul ederler.

Bu dönemde, biraz önce söylediğim doğal felaketlerin bölgede yaşanması nedeniyle, bu yörede yaşayan halka “cürümlü” denilmiş ve bu kelime zamanla değişerek, günümüze “Çorumlu” olarak gelmiştir. Yalnız: bu konuda son bir şey söylemek gerekirse, Çorum kelimesinde bulunan “Rum” hecesi ilginç geliyor. Kesin bilmiyorum ama, bir zamanlar burada yoğun bir “Rum” nüfus bulunması (tehcirden önce)  bunun nedeni olabilir mi?

Çorum

GENEL

Çorum: Orta Karadeniz bölgesinin iç kesimindedir. Yörenin, deniz seviyesinden yüksekliği: 800 metredir.

Yörenin en büyük akarsuyu olan Kızılırmak: yaklaşık 182 km. uzunluktadır.

Bölgenin doğal bitki örtüsü: bozkır. Bunlar: ilkbaharda yağışlarla birlikte yeşerirler ve sonbaharda ise kururlar.

İklime gelince: yörede, Karadeniz ikliminden, İç Anadolu iklimine geçiş iklimi görülür. Buna bağlı olarak: yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise soğuk ve kar yağışlı geçer.

Şehir: Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerindedir ve fay hattı, il merkezinin 20 km. kuzeyinden geçmektedir.

Ekonomik etkinlikler değerlendirildiğinde ise, nüfus yoğunluğuna oranla, gelişmiş bir şehirdir. Ekonominin temelini, un ve tuğla fabrikaları oluşturmaktadır. Özellikle: un fabrikaları yoğun ve bunun sonucunda Çorum unu önem kazanıyor. Tarım ve hayvancılık ise, sanayi tesisleri yanında, nispeten daha geride kalmıştır.

HİTİT ÜNİVERSİTESİ

Şehirde, Gazi Üniversitesine bağlı fakülte ve yüksek okullar, birleştirilerek, 2006 yılında, Hitit Üniversitesi kurulmuştur.

Ancak, bir kampüs yaşamı tam olarak oluşturulamamıştır. Liseden bozma binalarda eğitim sürdürülüyor. Üniversite bünyesindeki fakülteler: İktisadi ve İdari Bilimler, Mühendislik, Fen-Edebiyat, İlahiyat, Tıp ve Veteriner Fakülteleridir. Enstitüler: Fen Bilimleri, Sağlık Bilimleri ve Sosyal Bilimler Enstitüleri var. Yüksek Okullar: Beden Eğitimi ve Spor ve Sağlık Yüksek Okulları bulunuyor. Bu okullarda, günümüzde, yaklaşık 7 bin öğrenci eğitim görmektedir.

LEBLEBİ

Bu sarı leblebi. Kuru nohuttan yapılıyor. Yaklaşık 45 günlük bir uğraşıdan sonra, kuru nohut, leblebi oluyor. Yörede yetiştirilen nohut, iriliği ve lezzetiyle önem kazanıyor. Sonuçta, bu güzel nohuttan üretilen leblebiler de, lezzetiyle öne çıkıyor. Ama: günümüzde, yörede üretilen nohut’un, leblebi üretimini karşılamadığı ve dışarıdan nohut getirtildiği biliniyor.

Bunun doğal sonucu olarak ise, has Çorum leblebisi kalitesinde, bir nebze de olsa gerileme söz konusu. Ayrıca: nohutun kavrulması aşamaları da, üretilen leblebinin kalitesinde önemli  bir faktör. Leblebi yapmak için: genellikle ateş tuğlası, kerpiç ve tavadan oluşan bir kavurma ocağı gerekirken, günümüzde tüp gaz ateşinde de kavurma işlemi uygulanmaktadır.

Ama günümüzde her ne kadar nohut’un büyük bölümü, şehir dışından gelse de, sanırım Çorumluların leblebiyi bu kadar lezzetli yapmalarının başında, kavurma teknikleri geliyor. Yoksa, nohutun geldiği yörelerde, leblebi bu tür lezzetli yapılamıyor.

Evet, Çorum il merkezinde, her köşe başında leblebici dükkanları var. Siz, satın almak istediğinizde, altın sarısı renk ve büyük boyutlu leblebi aramalısınız. Ayrıca: leblebinin çeşitleri de farklı sunuluyor. Bunlar: acılı, tuzlu, karanfilli ve diğer başka lezzetleri barındıran leblebi çeşitleri var.

NE YENİR. NE İÇİLİR

Çorum denilince, hani bir yemek veya tatlı kültürü olarak bilinmese de, burada “leblebi” öne çıkıyor. Leblebi hakkında yukarıda ayrıntılı bilgi verdiğim için, burada tekrar söz etmek istemiyorum.

Yöresel yemeklerden tatmak isterseniz: mayalı, yanıç, cızlak, keşkek önerebilirim. Tatlılardan ise, hedik, has baklava olabilir. Çorum baklavası, gül burma denemelisiniz. Son olarak: tüm bu yemekleri beğenmedi iseniz, burada Çorum Mantısı yemenizi öneririm, muhteşem bir lezzet. Özellikle: et suyunda haşlanmışını tercih edin.

NE SATIN ALINIR

Çorum ilinde, gerek kendiniz ve gerekse yakınlarınız için satın alabileceğiniz başlıca hediyelik ürün: leblebi. Evet, bu şehirde leblebinin farklı tat ve lezzetlerde üretilen çeşitlerinden satın alabilirsiniz.

Çorum

KONAKLAMA

Öğretmenevi      Bahçelievler Mahallesi           364-2217920

HİTİT YÜRÜYÜŞ YOLU

Ülkemizde Kültür Bakanlığı tarafından desteklenen 14 yürüyüş rotasından ikisi Çorum bölgesinde bulunmaktadır.

Unesco logosu taşımaya hak kazanan Hitit Yolu, yerli ve yabancı doğaseverler tarafından ziyaret edilmektedir.

Görkemli tarihiyle dünyanın gözünü kamaştıran Hititlerin antik kentlerinden geçen Hitit Yolu, konuklarına İç Anadolu coğrafyasının doğal güzelliklerinden ve kültürel etnik mozaiğinden örnekler sergiliyor.

Rotaların omurgasını Boğazkale-Hattuşaş-Şapinuva, Alacahöyük-Alaca-Şipanuva ve Boğazkale-Alacahöyük güzergahları teşkil ediyor.

Alaca Çayı Vadisi ve İncesu kanyonu ise doğayla tarihin buluştuğu alternatif rotaları içeriyor.

Eski kervan ve göç yollarından geçen 236 kilometre boyunca işaretlenen 17 yürüyüş parkuru, alternatif güzergahlarla birlikte toplam 385 kilometreye ulaşıyor. Altı dağ bisikleti rotasının toplam uzunluğu ise, 406 kilometre civarındadır.

KIZILIRMAK HAVZASI GASTRONOMİ VE YÜRÜYÜŞ YOLU

Türkiye’de bir ilk olarak doğa, tarih ve mutfak kültürünü buluşturan bir eko  turizm çalışması Gastronomi ve Yürüyüş Yolu.

Saklı kalmış güzellikleri ortaya çıkaran, unutulmaya yüz tutmuş yemekleri ortaya çıkaran, unutulmaya yüz tutmuş yemekleri yaşatmayı hedefleyen ve Çorum’un aslında bir lezzet durağı olduğu iddiasını ortaya koyan Gastronomi ve Yürüyüş Yolu, Kızılırmak nehrinin kılavuzluğunda trekking, bisiklet, kültür, manzaralı araç yolu ve cip safari gibi farklı konseptlerdeki rotalarıyla, aktiviteye olduğu kadar damak tadına da önem veren doğaseverleri bekliyor.

GEZİLECEK YERLER

ÇORUM MÜZESİ

Daha önceki dönemlerde: Hastane, Ziraat Mektebi, Makine Meslek Yüksek Okulu olarak kullanılan bina: gerekli restorasyonları yapılarak, müzeye dönüştürülmüş ve 2003 yılında ziyarete açılmıştır.

Müze binası 4 katlı olup, bu katlarda, birbirinden bağımsız: Arkeolojik ve Etnografik teşhir salonları bulunuyor.

Arkeolojik Eserler Salonu: 1.Kat:

Alacahöyük, Kuşsaray ve Büyük Güllücek kazılarında bulunmuş eserler sergileniyor. Buranın en ilginç eseri: Alacahöyük prens ve prenses mezarlarından, bir “L” mezarı, aslına uygun olarak yapılmış ve teşhir edilmektedir. Aynı dönemde görmenizi önereceğim: Yörüklü kazısında bulunmuş ve Hitit dönemine ait en eski buluntu olduğu düşünülen iki kabartmalı vazo var.

Bu vazolardan birisi: dört firizli ve diğeri ise daha küçük ve boynu üzerinde, tek kabartma friz bulunmaktadır. Bu katta bulunan son muhteşem kalıntı: Hitit kralı II. Tuthaliya’ya ait bir bronz kılıç. Bu kılıç üzerinde: çivi yazısı var. MÖ.1430 yılından kaldığı bilinen bu kılıç: bu katta sergileniyor.

Arkeolojik Eserler Salonu: 2.Kat:

Bu katta: Hitit yazılı belgeleri yani çivi yazılı tabletler sergileniyor. Ayrıca: Hitit mühürleri de, burada sergileniyor.

Arkeolojik Eserler Salonu: 3.Kat:

Burada: seramik eserler sergileniyor. Ayrıca: bu katta, daha sonraki dönemlere (Frig, Helenistik,  Galat, Roma, Bizans) ait eserler sergileniyor. Bu eserler arasında: çok sayıda sikke var. Yani, sikke koleksiyonu bu katta bulunuyor.

Arkeolojik Eserler Salonu:4.Kat;

Burada: Roma dönemine ait: kandiller, cam eserler, altın ve gümüş süs eşyaları ve Bizans dönemi eserleri sergileniyor.

HAVUZLU PARK VE SAAT KULESİ

İl merkezindedir.

Saat kulesi: minare biçiminde: Çorumlu Hasan Paşa tarafından, 1894 yılında: sarı renkli kesme kum taşından yapılmıştır. Üzeri: kurşun kubbe ile örtülüdür. Dört bir yanda: saat kadranları görülüyor. Şerefe bölümüne, 82 basamaklı bir merdivenle çıkılıyor. Kulenin yüksekliği: 27.5 metredir.

Kulenin güneydeki kapısı üzerinde: 1312 tarihli bir mermer kitabe var.

ÇORUM KALESİ

Şehir merkezinin güneyinde, bir tepe üzerindedir. Günümüzde, burada halen yerleşim var. Yani, insanlar yaşıyor. Hatta: Osmanlı döneminden bu yana, kale içinde yerleşim bulunduğu biliniyor.

Kale: Selçuklu dönemi mimari özelliklerini taşıyor. Yine de, yaptıran ve yapılış tarihi hakkında net bilgiler yok. Sur duvarlarının yüksekliği: 7 metre ve genişliği ise, 2.40 metredir. Kapısı: kuzey bölgesinde ve 2.70 x 3.40 metre ölçülerindedir. Kale yapısının içinde, günümüzde büyük bir mescit görülüyor.

ÇATAK TABİAT PARKI

İl merkezine, 22 km. uzaklıktadır.

Burası: Orman İşletmeleri tarafından işletilmekte olup, il merkezine yakın olması nedeniyle, tercih edilen günübirlik mesire yeridir.

Park bölümünde: karaçam ağaçlarının hakim olduğu ormanlık alan var. Bu park, genellikle Mayıs-Ekim ayları arasındaki yaz döneminde ziyaret ediliyor. Ziyaretçiler, burada piknik yapıyorlar.

HAMAMLIÇAY KÖYÜ KAPLICASI

İl merkezine 12 km. uzaklıkta, Hamamlıçay köyündedir.

Bölgede: 10 tane kabin var. Kaplıca suyunun sıcaklığı: 42 derecedir. Bu suyun yararlı geldiği ileri sürülen hastalıklar ise şunlardır: romatizmal hastalıklar, cilt hastalıkları ve böbrek taşlarının düşürülmesidir.

Hattuşaş ve Yazılı kaya tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Alacahöyük tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.