Trabzon Of

Trabzon Of

Trabzon’da, kahvede oturan ve yeni tanışan iki adam sohbet etmektedirler. Biri, diğerine nerelisin diye sorar. Diğeri:  Ofliyim elhamdülillah” der. Diğeri, yani soruyu soran şahıs merakla ve şaşkınlıkla: “Nereye bağlı bu Of?” der.

Hemen arkasından, Of’lu: “Yukarıya, tirek Allah’a bağlıyuk” der. Hemen arkasından ekler: Amerika bile Of’a bağli.

İnanmıyorsan, Amerikan dolarunun arkasındaki yazıya bak” Evet, Karadenizlinin kıvrak zekasından çıkan espriler, Of’ta kendini fazlaca gösteriyor. Türkiye’de, başka hiçbir yerde, iki harften oluşan bir yer ismi yok.

ULAŞIM

İlçe, İl merkezi olan Trabzon’un 50 km. doğusundadır. Bu yol, araçla 45 dakika kadar sürüyor. Doğusunda Rize ili bulunmaktadır.

TARİHİ

İlçenin tarihine bakıldığında, antik çağda, Mitoslu denizciler tarafından kurulduğu ve MÖ. 312 yılında, Pontus krallığı sınırları içine girene kadar, bağımsızlığını koruduğu öğrenilmiştir.

1461 yılında ise, Fatih Sultan Mehmet tarafından, bölgenin diğer yerleşimlerinin olduğu gibi, burası da, Osmanlı egemenliğine alınmıştır. Daha sonra ise, Sulaklı ve Baltacı derelerinin kıyı kesimlerine, ilk Müslüman-Türk aileler yerleşmiştir.

1916 yılında, bölgede Rus işgali görülüyor. Ancak, Of halkı, Ruslara esir düşmekten se, muhacirlik tercih ederler. Ordu, Samsun, Amasya, Çorum, Ankara, Bolu ve Adapazarı gibi şehirlere yerleşirler. 1918 yılında işgal sona erdirilir.

İlçenin adının kaynağı: Koman Türklerinden “Vatanı hiddetli bir şekilde korumak” anlamına gelen “Ofşin” kelimesinin zamanla, değişime uğrayarak, “Of” olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Ayrıca: Özbek Türklerinin dilinde, Op kelimesi “Silah” anlamına gelmektedir. Zamanla, halk arasında bu kelime, “Of” olarak günümüze ulaşmıştır.

Trabzon Of

GENEL

İlçenin denizden yüksekliği: 10 metredir. Buranın en büyük akarsuyu olan “Solaklı” ırmağı: taşıyarak kıyıya biriktirdiği alüvyonların üzerinde, düz ve fazla geniş olmayan alan üzerinde ilçe kurulmuş.

Bunun sonucunda: yağışların bölgede bol olması, zaman zaman doğal afetlerin yani taşkınların olmasına neden oluyor.

Ayrıca, en ilginç olan: akarsuyun denizle bağlantısında gerekli düzenlemeler yapılmadığından, büyük fırtınalı havalarda, kabaran deniz sahil yoluna zarar veriyormuş.

Trabzon’a bağlı bir ilçe olmasına rağmen: geçmişten günümüze devam eden kültürel ve sosyal yapısı ve halkı sayesinde, Of, başlı başına konuşulan ve bilinen bir yerleşim yeri olmuş. Bir Oflu asla Trabzonluyum demezmiş.

Trabzon’u küçümsediğinden değil, Of’u yeterli gördüğünden dolayı kendini Trabzon’dan soyutlarmış. Zaten: dünya üzerine yayılmış Ofluların, Trabzon toplam nüfusundan fazla olduğuna inanıyorlar.

Çaykara ve Of ilçesinin bağlantısını sağlayan kara yolu, Of ilçesini ikiye ayırıyor.

İklim olarak: bölge, her mevsim yağışlı, yazları serin, kışları ılık geçiyor. Yağışlar, sürekli görülüyor.

İlçenin ekonomisi: tarıma ve işlenmiş çay sanayine dayalı. Çay-Kur ve özel sektör çay fabrikalarında, önemli sayılabilecek istihdam olanakları yaratılmış. Bu arada, özellikle, Doğu Karadeniz’e has “karamiş” meyvesi, tadı ve dalındaki görüntüsü ile öne çıkıyor.

NE YENİR

İlçeye özgü önerebileceğim tatlar şunlar: Kuymak, mıhlama, mısır ekmeği, süzme yoğurt, yayık ayranı, kara lahana.

NE SATIN ALINIR

Bölgeden: çay satın alabilirsiniz.

Trabzon Of

GEZİLECEK YERLER

UZUNGÖL

İlçeye 45 km. uzaklıktaki Uzungöl, yörede yaşayan insanların da en çok tercih ettikleri yerlerden biri.

Trabzon Uzungöl hakkındaki yazım için Uzungöl

OF KALESİ

Cenevizliler tarafından yapıldığı sanılıyor.

COŞ LİTROBA SUYU

İlçenin güneyinde, 5 km. uzaklıkta, Ballıca köyünün, 3.5 km. kuzeyindedir. Su: kaynak suyudur. Özellikle: bayanlar burayı ziyaret ederler ve ziyaret sırasında, üstlerindeki elbiselerden kopardıkları: iplik, yama gibi şeyleri, bu suyun çevresinde bulunan ağaçlara bağlıyorlar.

Bu davranışın özünde: evlilerin çocuğunun olması, evlenemeyen genç kızların evlenmeyi dilemesi. Her yıl 22 Haziran günü, Litroba günü düzenleniyor ve yöre insanları, burada piknik yapıyorlar.

Trabzon Arsin

Trabzon Arsin

Arsin, Trabzon il merkezine çok yakın. Deniz kıyısında, şirin ve yeşillikler içinde bir yerleşim yeri.

ULAŞIM

Trabzon’a 20 km. uzaklıkta. Trabzon ile arasında Yomra ilçesi var. Diğer yanında ise: Araklı.

Trabzon Arsin

TARİHİ

İlçe, burada yakın çevredeki diğer yerleşim birimleri gibi, Orta çağdan bu yana iskan olduğu düşünülen bir yer. Ama: herhangi bir antik kalıntı yok. Bölgenin genelinde olduğu üzere, 1461 yılında, Fatih Sultan Mehmet, burayı da Osmanlı topraklarına katıyor. Daha sonra ise, Rus işgali. Daha sonra, işgalden kurtuluş.

Arsin, kelime olarak: “temiz” ve “arınmış” anlamına geliyor. Bu kelimelerin temelinde ise, buranın plajları, ilçenin kıyılarındaki kumsalların temizliği ifade edilmek istenmiş.

Trabzon Arsin

GENEL

İlçe merkezi sahil kesiminde ve hafif meyilli bir arazi üzerinde kurulmuş. Karadeniz kıyında: 7 km. lik sahil şeridi var.

İklim özellikleri olarak: yazları serin, kışları ılık bir yapı hakim. Yani: ılıman iklim hakim. Bölgenin yüksek kesimleri ve vadiler; özellikle sonbahar ve yaz mevsimi başlangıcında, sürekli sisli.

İlçede: geçim kaynağı olarak: tarım ve balıkçılık öne çıkıyor. Tarım olarak: mısır, kuru fasulye, patates, lahana, patlıcan, biber, domates ve salatalık öne çıkıyor. Balıkçılık değerlendirildiğinde ise: denizden, mezgit, kefal, istavrit, hamsi, kalkan ve Yanbolu deresinde ise, doğal ortamda yetişen alabalık, bıyıklı sazan türü balıklar avlanıyor.

NE YENİR

Arsin ilçesinde, özellikle alabalık yemenizi öneriyorum. Çünkü: özellikle Yanbolu deresinin yukarı kesimlerinden yakalanan kırmızı benekli alabalık muhteşem bir lezzet.

Trabzon Arsin

TURİZM

Arsin ilçesinde: turizm denince, antik kalıntı beklememek gerek. Burada: doğal güzellikler, doğal plajlar öne çıkıyor. Özellikle: sahil boyunda yapılmış birçok turistik tesis var. Bunlarda: kamping için uygun alanlar bulmakta mümkün.

YANBOLU

İlçenin bütün turistik tesisleri burada konuşlandırılmış. Burada: Yanbolu deresi, denize dökülüyor.

Trabzon Arsin Santa Harabeleri

SANTA HARABELERİ

Dumanlı köyü sınırları içindedir. Bu yüzden: buraya Dumanlı harabeleri de deniliyor. Buraya ulaşmak için: Yanbolu deresi boyunca, yaklaşık 55 km. olan yolun 15. km. si stabilize ve diğer kısmı ise topraktır. Yani: zor bir ulaşım. Yaz mevsimi haricinde, araç trafiği yok.

Bir zamanların: madenci kasabası. Havzada mevcut: demir, kurşun ve kurşunla birlikte çıkarılan gümüş madenleri işletilmiş. Madenlerin verimli işletildiği: 16-18.yüzyıllar arasında, bölge önemli ölçüde gelişmiş ve ekonomik refaha kavuşmuş. Ancak: 19. yüzyıl başından itibaren madenler kapatılmaya başlanmış. Bunun üzerine: bölge de, tarım ve hayvancılık yapılmaya başlanmış.

1923 nüfus mübadelesi sonucu, boşaltılmış. Mübadele ile boşalan bölgedeki arazi ve binaları; hazineden satın alan çevre köylüleri yerleşmiş.

Kıyıdan 50 km. içeride, 1600 metre yüksekliktedir. Çevresi: çeşitli yükseltilerle çevrilmiştir. Bölgeye giriş, yalnızca kuzey kısımdandır. Bölge: dışa kapalı, kendi içinde su kaynağı ve tarıma elverişli bahçeleri ile öne çıkıyor.

3 yamaç üzerinde, 7 mahalle kurulmuş. İlk yerleşimcilerinin orta çağda olduğu düşünülen, bu yöre, eski bir Rum şehri. 19.yüzyılda, en parlak  dönemini yaşamış. Toplam nüfus: 5000 kişiye kadar ulaşmış.

Merkez mahallede: 8 kilise varmış. Ayrıca: birçok okul bulunuyormuş. Kiliselerden, günümüze yalnızca 5 tanesi ulaşmış. Rum taş işçiliğinin güzel örneklerini oluşturan evlerden ise, yalnızca 300 tanesi günümüze ulaşmış. Burada: demircilik ve gümüşçülük yapılmış. Ayrıca: kiremitcilik, taşçılık, terzilik te görülmüş.

Bugün, köyün bulunduğu yer, yayla olarak kullanılıyor. Köyde: yıl boyunca ikamet eden, yalnızca bir aile kalmış.

Santa çevresinde: büyük çoğunluğu, 19.yüzyıla ait, sanatsal değere sahip, birçok anıtsal dini ve sivil mimari yapı bulunuyor. Bunlar: taş ve ahşap malzeme kullanılarak inşa edilmiş. Zamanınız olursa, buraya gitmenizi öneriyorum. Fethiye’de ki Rum köyü gibi bir yer.

Ama özellikle: evlerin tümünün manzarasının bulunması ve yeşillikler içinde yerleşimleri, mimari açıdan mükemmel. İlginizi çekebilir. Ama, kesinlikle yolunun berbat olduğunu mutlaka göze almanız gerekiyor. Rezalet bir yol var.

Ordu Gülyalı

Ordu Gülyalı

Deniz kenarında, yeşillikler içinde, güzel bir ilçe. Ordu ilinde, mavi bayraklı plaja sahip, nadir yerlerden biri.

ULAŞIM

Gülyalı-Ordu il merkezine: 16 km. uzaklıktadır.

TARİHİ

Tarihi süreç içinde: birçok Türkmen aşiret ve oymaklarına ait toplulukların, bu yörede egemen oldukları biliniyor. Büyük kitleler halinde, Karadeniz bölgesine yerleşen Türkmenler’in bir kısmı da, buraya yerleşmiştir. Ebülhayr Bey’e ait Türkmenlerin, Ebülhayr olarak isimlendirilen (Gülyalı) buraya yerleşmeleri, 16. yüzyıl sonlarına rastlar.

Bu tarihte, bu topraklar tamamen boştur. Ebülhayr Bey, tımar sipahiliğinden sonra, Kethüdalığa getirilir. Kethüdalık, Osmanlı devletinde: büyük devlet adamlarının işlerini gören, sorumlu kişilere verilen isimdir. Ebülhayr Bey, bulunduğu çevrenin sorumlu kişisi olarak Kethüdalık yapar.

Çevrede, bu kadar geniş bir yetkiye sahip olan Ebülhayr Kethüda’nın: kendisine yörede duyulan sevgi, saygı ve güvenden dolayı Divanbaşılığı yaptığı topraklara adı verilir ve bu topraklar, 16.yüzyıldan günümüze kadar, Ebülhayr olarak anılır.

Evet, tarihi süreç içinde, çevre nüfusunun artması, yerleşim alanlarının genişletilmesi hizmetlerinin en iyi şekilde olması amacı ile beldede, 1971 yılında, Belediye kurulması gündeme gelmiş, ancak “Abulhayır” adının Arapça olması gerekçesiyle kabul edilmemiştir. Bunun üzerine: Abulhayır adı “Kıyı” anlamına gelen “Yalı” ile “Gül” kelimelerinin birleşmesiyle oluşan “Gülyalı” olarak değiştirilmiştir.

Ordu Gülyalı

GENEL

Turizm açısından öte, ilçenin birçok sorununun bulunduğunu öğrendim. Özellikle: ilçenin başlangıcından bitişine kadar olan kara yolu boyunca: alt veya üst geçit yok. Bu da, turizmin yoğunlaştığı yaz aylarında, yayalar açısından büyük sıkıntılar oluşturuyormuş.

Fındık bahçeleri, ilçe topraklarının % 90’nı oluşturmaktadır. Kivi üretimi de yaygın olarak yapılmaya başlanmıştır.

NE YENİR

Gülyalı’da, Türk mutfağının bütün zenginliklerini görmek mümkün. Mahalli yemeklerden özellikle tatmanızı önereceklerim şunlar: Pancar çorbası, Pancar diblesi, Pancar sarması, hamsi buğulama, içli hamsi, mısır çorbası, turşu kavurması.

Bütün bu yemeklerin yanında, mısır ekmeği.

Ordu Gülyalı

GEZİLECEK YERLER

Evet, Gülyalı, Karadeniz gezisi sırasında: Karadeniz Sahil Otoyolunda üzerinden geçmeniz gereken bir ilçe. Ama: henüz turizm yönünden gelişmelerin sağlanmadığı bir ilçe. Buranın tek öne çıkan yanı: Mavi bayraklı bir plajının bulunması. Ordu ve yöresinde, bu mavi bayraklı plajın ayrı bir yeri var. Başkaca da, bir şey anlatmam mümkün değil, çünkü yok.

Ordu Gülyalı Mavi Dünya Plajı

MAVİ DÜNYA PLAJI

Burası, aynı zamanda bir çadır kamp yeridir. İlçenin tepealtı mevkiinde bulunmaktadır. Hem yazın ve hem de kışın hizmet verilmektedir. Burada: kafe, bar, balık restoran ve plaj tesisleri var. Kapasite: 600 kişilik. Kumsal uzunluğu: 1.5 km. Burada: denize girmenin yanında, restoran bölümünde: özellikle Akçaabat köftesi tatmanızı öneriyorum. Ayrıca: balık çeşitleri ve pide çeşitleri de var.

Bunların dışında: ilçeye bağlı Kestane köyündeki 2 kemerli bir köprü, bir taş çeşme ve cami: ilçenin turistik yerleri olarak değerlendirilebilir. Ancak, bu köy merkeze yaklaşık 14 km. uzaklıkta.

KESTANE KÖYÜ KÖPRÜSÜ

Kestane Köyü: Fatih Sultan Mehmet döneminde de önemli bir yerleşim sahası olarak öne çıkmaktadır. O dönemde, köyün adı: Kestane Deresi olarak geçer. Köyde: 1911 yılında yapıldığı tahmin edilen ve halen kullanılan, iki kemerli bir köprü bulunuyor. Köprü: Turizm Bakanlığı tarafından, Sit alanı olarak koruma altına alınmış.

KESTANE KÖYÜ TARİHİ KURTLU ÇEŞME

Kestane Köyü: Kurtlu Mahallesinde bulunmaktadır. Turizm Bakanlığı tarafından, Sit alanı olarak koruma altına alınmıştır. Çeşmenin: 150-200 yıllık olduğu tahmin edilmektedir. Halen faaldir.

KESTANE KÖYÜ, TAŞ CAMİSİ

Yaklaşık 100 yıllık olduğu düşünülmektedir.

Ordu Mesudiye hakkındaki gezi yazım için  Mesudiye