Bursa İznik

Bursa İznik

Bursa’nın 86 km. kuzeydoğusundadır. Aynı adla anılan gölün, doğu kıyısında kuruludur. Bursa üzerinden İznik’e ulaşım kolaydır. Toplam 85 km. lik bir yolculuk sonrası, İznik’e ulaşabilirsiniz. Bursa’dan İstanbul istikametinde, kara yoluna girdiğinizde, otobandan, Gemlik istikametini seçin.

Buradan otobanı takip ederek, yaklaşık 5 km. sonra Karsak kavşağına varacaksınız. Buradan sağa dönüp, sırasıyla Gölyaka, Sölöz, Narlıca, Güllüce köylerini geçtikten sonra, göl kıyısını takip ederek İznik’e ulaşabilirsiniz.

Ankara’dan İznik’e gitmek isteyenler için ise, Bursa’ya varmadan önce, İnegöl’den kuzeye, Yenişehir istikametine ve daha sonra yolu takiben İznik’e ulaşabilirsiniz. Ankara’dan, İznik yaklaşık 350 km.

Bursa İznik

GENEL

Dünyada eşine ender rastlanan ve bütünüyle açık hava müzesi olan, tarihi ve antik şehirdir. Hristiyan dünyasının ilk dini temel kararlarının alındığı, I. Konsil toplantısının burada yapılmış olması, Anadolu’da Türklerin ilk başkenti oluşu ve çiniler, buranın başlıca özellikleri. Ayrıca, dünyanın en güzel beşinci gün batımı manzarasının buradan izlenebileceği söylenir. İlk çağda kurulan şehrin, ızgara planı, bugünde korunmakta.

TARİHÇE

İznik, Makedonya Kralı Büyük İskender’in kumandanlarından, Antıgonıus tarafından, MÖ. 316 yılında kurulur. Bu çağın geleneklerine uygun olarak, kurucusunun adı kente verilir. Daha sonraki yıllarda, Bıthynıa kralı Zipoites, MÖ.279 yılında, kenti ele geçirir. Bu devirde, kent adına altın sikke bastırılır ve kent altın şehir olarak anılmaya başlanır. Zamanla, Romalılar kenti ele geçirirler.

Tarihsel süreç içinde, şehrin en büyük özelliği: Hristiyan dünyasının önemli olaylarına sahne olmasıdır. Özellikle; şehirde konsillerin toplanması önem arz eder. Konsil denince akla ne gelir? Katolik kilisesinin, Hristiyan disiplinine ait esaslarının tespit edildiği ve kiliseye bağlı tüm piskoposların katılımı ile yapılan toplantılar akla gelir.

Bugüne dek, 21 Ekümenlik konsil toplanmıştır. Bunlardan, 1’nci sini İznik’te toplanmış olması, buranın Hristiyanlık alemi için önemini ortaya koyar.

Evet, Senato Sarayı. MS. 325 yılında, 218 piskoposun katılımı ile, I. Konsil burada toplanmıştır. Roma İmparatoru I. Constantinus tarafından, roma imparatorluğunun resmi dini olacak olan Hristiyanlığın temel standartları, burada belirlenmiştir. Ardından, birçok toplantı daha yapılmış ve günümüz Katolik ve Ortadoks görüşlerin temellerini oluşturan kararlar alınmıştır.

Bu toplantılarda, şiddetli tartışmalar yaşanır. İskenderiye’li din adamı Arıusun ” Hazreti İsa’nın yalnızca bir insan olduğu ve tanrıdan dünyaya gelmediği ” şeklindeki kısa sürede taraftar toplayan tezi, toplantıya katılan piskoposları çileden çıkarır. Sonuçta ise; bugünde savunulan ve Hazreti İsa’nın tanrının oğlu olduğuna inanılan tez, kabul görür.

Arıus ve arkadaşları ise, toplantıdan kovulurlar. Hristiyanlık dinine hayat veren ve İznik Yasaları adıyla bilinen; yortu günleri ve Nikaia Kanunları adı ile bilinen 20 maddelik kararlar, Senato Sarayında alınmıştır.

787 yılında ise, yine burada bulunan Ayasofya Kilisesinde, 7’nci Konsil toplanır.

1075 yılında, kent, Selçukluların egemenliğine girer. 1080 yılında ise, Selçuklular tarafından başkent yapılır. Yani; Anadolu’daki ilk Türk başkenti olur. Başken olunca, kentin adı da, Nicaea’nın izi anlamında, İznik olarak değiştirilir.

1097 yılında, 600 bin kişilik, I. Haçlı ordusu, Kılıç Aslan yönetimindeki İznik’i kuşatır. Uzun kuşatmalar sonucu, haçlılar tarafından kent ele geçirilemez. Ancak, bir gece, Gemlik körfezindeki haçlı gemileri İznik gölüne taşınır ve bunların yardımı ile, kent ele geçirilir.

1331 yılında, şehir, Orhan Bey tarafından fethedilir ve Osmanlı egemenliğine girer. Şehirdeki gerçek gelişme; 19-21’nci yüzyıllar arasındaki dönemdeki çinicilikte elde edilir. Özellikle; Sultan II. Murat ve Çandarlılar döneminde, şehir tepeden tırnağa imar edilir, birçok cami, medrese, han, hamam yapılır.

Bursa İznik Çinileri

İZNİK ÇİNİLERİ

Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçukluları; çiniyi mimari süslemelerde bolca kullanırlar. Anadolu Selçuklu devletinin dağılmasından sonra, Osmanlı devletinde de çini sanatı, önemini yitirmeden sürmüştür. 15 ve 17’nci yüzyıllardaki Osmanlı mimarisinde, İznik çinisi, büyük gelişme göstermiş ve önemli bir dekoratif malzeme olarak kullanılmıştır.

1648 yılında, İznik’e uğrayan, ünlü seyyah Evliya Çelebi; İznik’te büyük bir çarşı ve çini fırınlarının bulunduğunu yazar. 17’nci yüzyılın sonlarından itibaren, İznik çini sanayi ve tekniğinde duraklamalar başlar. Çünkü, bu devirde, Osmanlı imparatorluğunda siyasi ve askeri otorite boşluğunun ortaya çıkması ve ekonomik krizin yaşanmasına paralel olarak, sarayın mimari faaliyetlerinde de azalma başlar. Dolayısı ile, sarayın, İznik çini yapımcıları üzerindeki himayesi de kaybolur. Böylece, İznik çini sanatı, eski parlak dönemlerindeki önemini yitirir.

300 yıl aradan sonra, 1985 yılında, Faik Kırımlı isimli bir usta, İznik’e gelerek bir atölye kurar. Bu ve benzeri yeni kurulan atölyeler ile, İznik’te klasik çini üretimine yeniden başlanır. Akademik, teknolojik ve kültürel destekli çini ve seramik çalışmaları için, 1993 yılında, İznik Eğitim ve Öğretim Vakfı çatısı altında, İznik çini-seramik araştırma Merkezi kurulur.

İznik çinilerinin, günümüzdeki yapımı, günümüz malzemesi ve teknolojisiyle, İznik Eğitim ve Öğretim Vakfı atölyelerinde ve ayrıca yerli sanatkarlar tarafından kendi atölyelerinde sürdürülmektedir. Yeniden restore edilip hizmete açılan, Süleyman Paşa Medresesinde, yerel ustalar bir arada çalışmakta ve el emeği çini ürünleri satışa sunulmaktadır.

İznik’te amatörlerce yapılan çinileri pişirmek için, beş çini fırını faaliyettedir. Çini eşyalar, 900 derecelik ısıda pişirilerek satılabilir hale gelmektedir. Çini satış reyonlarında, en çok :” Haliç desenli, Kalyon, Hayat ağacı, Çin bulutu ” isimli çini tabaklar, 30-45 TL. arasında satışa sunulur.

Son yıllarda satışı artan, bir başka çini ise; şans topu. Osmanlı döneminde, her genç kızın çeyiz sandığında mutlaka olması gereken ve ilk konun şans topu, günümüzde bütün evlere de girmiş durumda. Kapı yanına veya iki pencere arasına asılır. Nazara karşı geldiğine inanılır.

Topların: canlı ve cazip renkleri kadar, el halılarında gözlendiği gibi, desen dilleri de var. Bunlar arasında; çintemani, halk gözü, kul gözü, insan dili gibi konular, aşk, sıhhat, başarı gibi kavramlar motiflerle ifade edilmiş. Mutlaka gezin ve satın almayı düşünün diye tavsiye ediyorum.

Bursa İznik

GEZİLECEK YERLER

Bursa İznik Kent Surları

KENT SURLARI

Roma döneminden kalma. 12’nci yüzyılda yapılmış. Duvarlar, 3 sıra taş ve 3 sıra tuğla ile örülmüş. Bu yapı sistemi ile, surlar İstanbul surlarına benziyor. Her iki sur duvarı, birbirinden 60-70 metre aralıklar ile yerleştirilmiş. Surların toplam uzunluğu; 4970 metre. Yüksekliği ise, 10-13 metre. Yuvarlak ve kare şeklinde, 114 burç var.

Ayrıca; ana surda 108 ve dış surda ise 130 olmak üzere, toplam 238 kule ve kente giriş için 4 ana ve 12 tali kapı var.

SENATO SARAYI

Saray, MS.4’ncü yüzyılda, göl kıyısında, bugün İnciraltı adıyla anılan mevkide yapılmış. Hıristiyan alemini yakından ilgilendiren ve önemli kararların alındığı, I. Konsilin burada toplanmış olması, Hıristiyan din geçmişi açısından, buraya büyük önem kazandırıyor.

LEFKE KAPISI

İmparator Adrıanus (MS.117-138) tarafından yaptırılmış. İki yanındaki kuleler ile, bir zafer takı biçiminde. Kuzey dış kapısında yer alan ve antik çağda Laskarısler döneminde konulduğu tahmin edilen, beyaz mermerden yapılmış iki friz parçası (taban kirişi ile çatı arasında kalan, üzeri boydan boya kabartmalarla süslü bölüm) ilgi çekici.

Bu frizlerin uzunluğu 1.35 m. Yüksekliği ise, 86 cm. dir. Yüksek kabartma parçada, mağlup olan taraftan ganimetlerin getirilişi izlenir. Diğerinde ise, Romalı piyade askerlerinin, askeri giysiler içinde, kalkan ve mızrakları ile birlikte hareket edişleri izlenebilir.

Bursa İznik İstanbul Kapısı

İSTANBUL KAPISI

Bozulmamış bir yapısı var. Ülkemizin en az bozulmuş, tarihi eserlerinden biri. Lefke kapısı gibi, İmparator Adrıanus tarafından yaptırılmış. İç içe, üç kapı şeklinde kente açılan bu kapı, değişik mimari parçalarla örtülmüş.

İç kapının, iki yanında ve üstte; antik İznik tiyatrosundan alınarak burada kullanılmış, iki tiyatro maskı görülmekte ve ilgi çekmekte. Muhteşem korkunç görüntüleri, yüz ifadeleri var. Şöyle ki, bu parçaların, 8’nci yüzyılda, İstanbul’u ve İznik’i işgal etmek için bölgeye gelen Arap ordularına karşı koyabilmek için buraya konuldukları tahmin ediliyor.

Yani; bir anlamda, şehrin korunması, şehrin koruyucuları. Burayı işgal etmek üzere gelen Arap orduları; karşılarında bu korkunç ve ürkütücü maskları görünce, ilk intiba olarak ürkmüş olabilirler diye düşünmemek elde değil. Bu maskları mutlaka görün.

Bursa İznik Gölü
Bursa İznik Gölü

İZNİK GÖLÜ

Gölün uzunluğu 33 km. ve genişliği ise 12 km. Çevresi, 95 km. Göl, 1990 yılında, Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmış. İznik gölünde, göl kıyısındaki restoranlarda mutlaka balık yemelisiniz.

Sazan, turna, alabalık, kızılkanat ve dev cüsseli yayın balıkları. Gölün dört bir yanında bulunan, tertemiz kır gazinolarında mutlaka bu güzel balıklardan oluşan menüleri tatmalısınız. Önerim; yayın şiş denemeniz.

Muhteşem bir tadı var. Yalnız, göl kıyısında özellikle akşamları çok serin olmakta. Yanınıza mutlaka yedek giysi almalısınız, sivrisineklere tahammül etmenizin gerekliliği de cabası. Ama, bu güzel manzara, görüntü karşısında, güzel bir yemek yemenin tadına, gerçekten doyamayacaksınız.

Bursa İznik Ayasofya Kilisesi

AYASOFYA KİLİSESİ

Şehrin tam ortasında, kentin dört kapısına ulaşan yolların kesiştiği bir noktada. İlk olarak, MS.7’nci yüzyılda, Romalılar tarafından inşa edilir. 11 Ekim 787 tarihinde, 7’nci Konsil burada toplanır.

Patrik Tarasıos başkanlığında, 350 piskopos ve çok sayıda keşişin katılımı ile. Hristiyan inancına göre, ismi kutsal bilgelik anlamına gelen bu kilise, dikdörtgen planlı bazilika tipinde inşa edilmiştir. Yapımında, antik İznik tiyatrosundan sökülen, kesme taşlar kullanılır.

Değişik dönemlerde yapılan onarımlardan ötürü, zemin farklılıklar gösterir. Depremler ve yangınlar sonucu ise, üst örtü yıkılmıştır.

Orhan Gazi tarafından, 1331 yılında camiye dönüştürülür. Çan kulesi, bu dönemde minareye dönüştürülür. Yapı; 18’nci yüzyıldan sonra terk edilir. 1935 yılından sonra ise, arkeolojik araştırmalara başlanır. 1955 yılında, tümü ile temizlenir.

1979-1981 yılları arasında, çevresindeki topraklardan arındırılır ve yapının bütünü, 1985 yılında tam olarak ortaya çıkarılır. Özellikle de, kilisenin taban mozaiklerinin üzeri, zarar görmemesi için camekanla kapatılmışsa da, yine de buraya zaman zaman giren defineciler tarafından tahrip edildiği görülebilir.

Evet, burası özellikle yabancı turistlerin ilgi odağı ve sanki haç yeri gibi ziyaret edilmekte.

SÜLEYMAN PAŞA MEDRESESİ

Orhan Gazinin oğlu Süleyman Paşa tarafından, 1332 yılında yaptırılmış. Bilinen en eski Osmanlı Medresesi. Avlulu medreselerin ilk örneklerinden.

Binada, 11 hücre, bir dershane ve bunları örten 19 kubbe var. Günümüzde, burada yerel çini ustaları, el emeği çiniler üretmekte ve satışa sunmaktadırlar.

Bursa İznik Çini Fırınları Kazı Alanı

İZNİK ÇİNİ FIRINLARI KAZI ALANI

İznik’te, Osmanlı dönemindeki çini-seramik fırınlarını araştırmak üzere, kazı ve sondajlar, 1964 yılında başlar ve 1969 yılına kadar devam eder. Ünlü İznik çinileri, 15 ve 16’ncı yüzyıllarda, küçük kubbeli bir pişirme ocağından ibaret olan bu fırınlarda üretilmiştir.

1981 yılından itibaren, yeni kazılar sürdürülmektedir. Benim ilgimi çeken, bu bulunan çini fırınlarını, bugünkü mevcut zeminden, çok daha aşağıda bulunması. Yani; zamanla, toprak tabakası, mevcut zemini örtüyor ve zemin yükseliyor.

Bursa İznik Yeşil Cami

YEŞİL CAMİ

İznik’in sembolü. Adını; yeşil çinili ve tuğlalı minaresinden alır. Yapımı: 1391 yılında tamamlanır. Erken Osmanlı döneminin, tek kubbeli camileri arasında, en görkemlilerinden biri olarak bakılabilir.

Anadolu’nun en güzel minaresine sahip camidir. Caminin eşsiz minaresini mutlaka görün. Gövdesindeki mavi ve yeşil renkte çiniler, zikzaklı mozaik tekniğiyle bezenmiş.

Bursa İznik Müze
Bursa İznik Müze
Bursa İznik Müze

MÜZE

1388 yılında, Osmanlı Sultanı I. Murat tarafından, annesi Nilüfer hatun anısına yaptırılmış. Zengin bir renkli taş ve tuğla işçiliği var. Uzun süre, imaret (fakirlere yemek yedirilen yer olarak) kullanılan yapı, 1960 yılında müze olarak hizmete açılır.

16’ncı yüzyıl, Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biridir. Müzede: tiyatro ve diğer arkeolojik kazılardan çıkarılan iki bini aşkın eser, üç yüz sikke, beş yüz İznik çinisi ve seramiği ile, yüz elli adet Etnografik eser sergileniyor.

Müze bahçesinde ise, Roma, Bizans ve Osmanlı eserleri ( sütün başlıkları, lahitler, kabartmalar, pişmiş toprak levhalar, mezar taşları) görebilirsiniz. Müzeye, mutlaka uğrayın.

Evet, İznik ilçe merkezi bundan ibaret, ancak son yıllarda doğa severler ve trekking meraklıları arasında son derece popüler olan İznik merkeze bağlı bir de “Sansarak kanyonu” var. İznik sadece tarih değil, doğası ile de ilgi çekiyor.

Bursa İznik Sansarak Kanyonu

SANSARAK KANYONU

Bursa il merkezine 82 km uzaklıktadır. İstanbul Mecidiyeköy-Sansarak arası 154 km dir.

İznik’e bağlı ve ilçe merkezine 17 km uzaklıktaki Sansarak köyündedir. İznik ilçe merkezinden çıktıktan sonra Bilecik-Osmaneli yolu takip edilerek gidiliyor. Kanyon: antik taş ocakları ve Abdulvahap tepesi arasında kalır.

Sansarak köyü: yaklaşık 500 yıllık bir Osmanlı köyüdür. Birçok Türk filmi bu otantik köyde çekilmiştir. (Örnek: Halil Ergün’ün Sis ve Davacı filmleri burada çekilmiş ve köy halkı figüran olarak rol almış )

Söylenenlere göre, 1402 yılında Ankara Savaşında Timur ordularıyla birlikte savaşan Orta Asyalı Türkmenler, Ankara civarındaki Güdül çevresine yerleşirler. Burada umduklarını bulamayınca, Karadeniz üzerinden buraya gelirler. Şimdiki köyün meydanındaki pınar suyu kenarında mola verdiklerinde çayırlıkta bir sarı kısrak görürler ve buraya yerleşmeye karar verirler.

Bu yüzden, köyün adı “Sarı kısrak” iken, zaman içinde dönüşmüş ve “Sansarak” olmuş. Yine bir söylence: köylülere göre köyün kurucusu gemici imiş, bu gemici yaptırdığı caminin içine de gemi halatlarıyla dekor vermiş. Kerametleri olan bu gemiciye “Hacı Baba” deniliyormuş.

Köy ile ilgili son bir not: köy kahvesinde odun ateşinde yapılan çayı, mutlaka tadın. Köyde bulunduğu söylenen şifalı çeşme, bugünkü “Horhor Çeşme” olabilir. Köyde çok köpek var, dikkatli olmakta yarar var.

Kanyon, deniz seviyesinden 1000 metre yüksekliktedir.

Tur fiyatı: 85 TL dir.

Zorluk derecesi yüksektir, yani parkur en zor trekking alanlarından kabul edilir. Marmara bölgesindeki trekking parkurları arasında en zorlusudur denebilir. Kısa parkur nispeten orta zorluktadır.

Yerel rehber alarak kanyona girmeniz önerilir. Ayrıca yanınıza kuru giysiler almalısınız, yürüyüş sırasında zaman zaman dereye giriliyor, giysiler ıslanıyor. Sert tabanlı, kaymayan ve su geçirmeyen botlarınız olmalı, şort ve kısa kollu giysiler tercih etmemelisiniz. Çünkü orman içindeki yürüyüşte çalı-çırpı çok bol ve ayak ve kollar çiziliyor. Yedek ayakkabı ve botta getirmelisiniz.

Bursa İznik Sansarak Kanyonu

Yürüyüş parkuru

Yürüyüş parkuru başlangıcına ulaşmak için: Sansarak köyü meydanından kuzeye doğru ilerleyen 4 km bir stabilize yolu aşmak gerekiyor. Bu yolun 3’ncü kilometresindeki uyarı tabelasından sonra yaklaşık 750-800 metre daha yürüdükten sonra kanyonun giriş levhasını göreceksiniz.

Buradan kanyonun girişi olan yıkık Değirmene ilerleyin ve kanyonun girişine ulaşırsınız. Değirmen deyince, eski bir değirmen, yıkılmış, hasar görmüş durumda.

Değirmenin önünden, dereden karşıya geçin ve dere yatağını takip ederek yürümeye başlayın. Başlangıçta taşlara atlaya sıçraya basarak ilerlersiniz.

Yürüyüş yolu: yani patika genellikle yoğun çalılıklar ve araçlar arasından geçiyor ve yoğun orman örtüsü nedeniyle çoğu yerde gözden kayboluyor.

Burada yapmanız gereken, işaretlere dikkat etmektir.

Yürüyüş parkurunda, orta zorluktaki ana parkur uzunluğu 1.7 km dir.

Parkur boyunca, kanyonun tam ortasından “Kayalıdere” akıyor ve buradan sonra İznik gölüne dökülüyor. Bunun suyu temiz olduğundan, yaz aylarında derede yer yer oluşan havuzlarda suya girebilirsiniz. Zaten kanyonda yürüyüş yaparken ayakkabıları çıkararak ve bu dereye bata çıka yürünüyor. Ancak yağmurlu bir günde giderseniz, derenin suları çamur gibi akıyor, yüzemezsiniz.

Dere bazı yerlerde daralıyor, bazı yerlerde genişliyor, en derin yeri 150 cm civarındadır. Ancak patikadan dere yatağına indiğinizde ise, yosunlar nedeniyle bu bölüm oldukça kaygındır.

Kısa parkuru kullandığınızda, yön levhasını takip ederek çıkışa yani toprak yola ulaşabilirsiniz. Kısa parkur, tahmini yürüyüş süresi 3 saattir. Eğer çıkışı yani köye dönen yolu yakalayamaz iseniz, geri dönmeniz veya çıkış için ciddi yükseklikleri tırmanmanız gerekir, bu yüzden yerel rehber alınması gereklidir.

Bursa İznik Sansarak Kanyonu
Bursa İznik Sansarak Kanyonu
Bursa İznik Sansarak Kanyonu

Uzun parkur

Ancak, kanyon içinde, çıkış tabelasından güneye doğru, dere boyunca devam ederseniz, ilkinden çok daha zor olan uzun parkura girersiniz. Uzun parkur, zaman zaman dere yatağından saparak, yükselir ve sonrasında dik inişleri olan bir parkurdur ve köyün hemen dışındaki top sahasının yanında biter.

Uzun parkur, yani 7 km lik parkur, tahmini yürüyüş süresi 8 saattir. Ama daha önce de belirttiğim gibi, uzun parkur kesinlikle profesyonel ekipmanı olan ve bu işi bilenler tarafından yapılır.