İstanbul Levent

levent-1
İstanbul Levent

Semt zaman içinde: I. Levent’ten 4. Levent’e ve Yeni Levent’e kadar bölüm bölüm kurulup genişlemiştir.

Semt: şehir dışı bir toplu konut yerleşmesinin, İstanbul’da 40 yıl içinde yoğun bir şehir içi yerleşmeye dönüşmesinin belirgin örneklerinden biridir.

OSMANLI DÖNEMİ

Levent Çiftliği

Levent: bir yandan Baltalimanı, Tarabya, Büyükdere, Belgrad köyü, Beşiktaş ve öte yandan: Kağıthane, Haliç, Okmeydanı’na ulaşmak için bir kavşak noktası niteliğindedir.

Semt ismini: 18 yüzyılda, Osmanlı döneminde burada bulunan bir çiftlikten almıştır.

Büyükdere yolunun doğusundaki geniş arazi: 1780 yılında, Sultan I. Abdülhamit tarafından, Kaptan-ı Derya Cezayirli Hasan Paşa’ya verilmiştir. Kendisi burada: bahçeler, binalar, kasırlar yaptırmış ve buraya deniz leventlerinden meydana getirdiği bir muhafız bölüğü yerleştirmiştir.

Daha sonraki Padişah, Sultan III. Selim, 1792 Nisan ayında, İstanbul’un merkezine göre tecrit edilmiş bir noktada bulunan ve daha önceleri sürat topçularının eğitilmesi için kullanılmış olan Levent Çiftliğini, hoşnutsuzluk yaratmaması için halktan ve eski birliklerden uzak bir yerde Nizam-ı Cedid ordusunun talim alanı olarak seçti. Yeni ordunun kurulma süreci sessiz sedasız işlerken, şehir içinde konumlanması için gözlerden uzak bir nokta olan Levent Çiftliği uygun bulunmuştu.

Levent Çiftliğindeki kışla tamamlanana kadar, askerler ve subaylar, şehir içinde çadır ve barakaları ile bir geçiş döneminin yeni aktörleri olarak görülmüşlerdi. Sultan III. Selim askeri yapılardaki işleyişi ve çalışmaları kontrol etmek için, bu yapıları köşklerine yakın alanlarda konumlandırma eğilimindeydi. Bu yüzden, III. Selim, Beşiktaş’a özel bir ilgi göstermiş, oluşturmaya çalıştığı Nizam-ı Cedit’in askeri birliklerinin hem eğitimlerini izlemek, hem de atış yapmak ve gezmek amacıyla sık sık Beşiktaş’a ve Levent Çiftliğine gelir olmuştu.

Daha sonraki Padişah, Sultan III. Selim: Nizam-ı Cedid ordusunun ilk kışlasını burada kurdurdu. Bunun ardından, bölge “Levent Çiftliği” ve “Levent Kışlası” olarak anılmaya başlandı. Çünkü Leventlerin şehir dışında, Rumeli sırtlarında hazırlanacak bu alanda ve inşa edilen kışla kompleksinde toplanması ve eğitilmelerine karar verilmişti.

Fransız gezgin Olivier: 1790 yılında İstanbul şehrini anlattığı Seyahatnamesinde: Levent çiftliğinde, Avrupa usulü tüfek ve kasatura yapan bir imalathanenin varlığından söz eder. Ayrıca geniş arazi üzerinde, pek çok yapı bulunduğunu, modern eğitim ve donanımlı 1200 bostancıdan oluşan bir piyade kıtasıyla: Topçu ve süvari birliklerinden oluşan 4000 kişilik bir askeri birliğin varlığından söz eder.

Bölge Mayıs 1807 tarihinde büyük bir yangın atlatır.

levent-2
İstanbul Levent

 

CUMHURİYET DÖNEMİ

Cumhuriyetin ilanından sonra, Levent Çiftliği, İstanbul Belediyesi mülküne geçer. II. Dünya savaşından sonra, görülen konut sıkıntısı üzerine, birçok şehirde olduğu gibi İstanbul’da da toplu konut projelerine başlanmıştır.

Levent semtinde ilk kısım evlerin yapımına, Emlak Kredi Bankasının toplu konut projeleri çerçevesinde, 1947 yılında başlanmıştır.

1950 yılında, 1. Levent bölümü bitirilmiştir. Burada 400 kadar evin projesi, Mimar Kemal Aru tarafından yapılmıştır. Bunlar: küçük bahçeler içinde tek veya iki katlı, ikiz veya tek evlerdi.

1’nci Levent rağbet görünce: 2 ve 3’ncü Levent konutlarının yapımına başlanmış, biraz daha büyük ve villa tipi evler yapılmıştır.

4’ncü Levent 1950-1960 yılları arasında en kuzey kesimde yapılmış, buradaki evler lüks sayılabilecek villalar yanında, birkaç katlı apartman tipi yapılardır. 4’ncü Levent çarşısı civarında da oldukça yüksek ve çok daireli bloklar yapılmıştır. 4’ncü Levent’in kuzeyinde: Emlak Bankasından ayrı olarak çeşitli apartmanlar ve siteler yapılmıştır.

Böylece: Levent’in görünümü büyük ölçüde değişmiştir. Ancak en önemli husus: Levent evlerine kat izni verilmemesiyle sağlanmış ve bu kesimdeki binalar ve bahçeler, ilk görünümlerinden çok fazla şey kaybetmemişler, apartmanlaşma nispeten önlenmiştir.

1950’lerin başlarında semt, 2000 kişi yaşayan ve tümüyle İstanbul dışı sayılan bir yerdi. Buranın yakın çevresinde, başka bir yerleşim yoktu ve ulaşım Taksim veya Beşiktaş’a seyrek seferler yapan otobüslerle sağlanıyordu. 1954 kışı gibi soğuk geçen kış aylarında: Levent’in üstüne kurulduğu tepelere, hatta mahallenin çevresine kadar kurtlar inerdi. Bölge bütünüyle tarla ve kırlıktı. Burada akan derenin ve dutlukların çevresinde piknik yapılırdı.

3’ncü Levent’in bulunduğu yerde: Perili Köşk denen kışla veya kasır harabesi vardı.

1980’lerin sonrasında: Levent mahallesi, 1’nci Levent’den başlayarak, konut bölgesi olma özelliğini kaybetmeye başlamış, küçük villa tipi evlerin üstüne izinli bir kat ve kaçak katlar yapılarak, eski konutlar küçük şirketlerin idare merkezlerine, lokanta, kebapçı, diskotek, gece kulübü ve otomobil galerisi gibi ticarethane ve butiklere dönüşmüştür. Yani: konut ağırlıklı olmaktan, ticaret ve eğlence ağırlıklı olmaya doğru bir süreç başlamıştır.

Şehrin iş bölgesi bu civara kaydıktan sonra, orta ve küçük şirketler 1’nci Levent bölgesine yerleşmiş, büyük holdingler ise 2 ve 3’ncü Levent bölgelerine ve 4’ncü Levent’in Büyükdere caddesine bakan kesimlerine gökdelenler kurmuşlardır. Yapı Kredi Plaza ve Sabancı Center gibi gökdelenler bunlardan bazılarıdır.

Levent: Cumhuriyet döneminin modern şehir yaşamı için oluşturulmuş örnek yerlerden birisidir. Aynı zamanda artık yetişkin olan yaklaşık 30 bin ağaç ile de döneminde çok ilerici bir ekolojik projedir. Aynı nedenle de günümüzde İstanbul Metropolü çapında, bir yeşil alan yani bir bahçe şehirdir.

futbol-federasyonu-1
İstanbul Levent Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Binası

 

Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Binası

4’ncü Levent’te bulunan bu bina: Sultan III. Selim döneminde kurulan Levent Kışlasındaki pek çok binadan günümüze kalan tek parçadır. Yapı 1775-1799 yılları arasında hünkar kasrı olarak yaptırılmıştır. Sultan III. Selim’in: avlanma, ata binmek ve dinlenme amacıyla bu köşke geldiği sanılmaktadır. 1950’li yıllara kadar metruk bir durumda bulunan ve halk arasında “Perili Köşk” olarak adlandırılan bina, yıkılmayıp 1993-1995 yılları arasında restore edilmiştir. Yapı: 1995 tarihinde Türk Futbol Federasyonunun malı olarak hizmete sunulmuştur.

Önce Perili sonra Pembe Köşk olarak bilinen bu saray yavrusu köşkte: her ne kadar Futbol Federasyonu Yönetim Kurul denilse de sadece Milli Takım Teknik kadrosu bulunmaktadır. Özellikle ikinci kattaki, salon görünümlü ve manzaralı oda dikkat çeker.

harp-akademileri-2
İstanbul Levent Harp Akademileri Komutanlığı

Harp Akademileri Komutanlığı

Osmanlı devletinde, dünyadaki gelişmelere paralel olarak orduyu da kapsayacak şekilde geniş ıslahat çalışmaları başlatıldığında: 1835-1838 yılları arasında, çeşitli Avrupa başkentlerine 26 subay gönderilmiş ve bunlara dönüşlerinde, Sultan Abdülmecit tarafından kurmaylık unvanı verilerek askeri okullarda görevlendirilmişlerdir.

1847 yılında alınan karar gereğince: Avrupa orduları sisteminde kurmay subay yetiştirmek için “Mekteb-i Funun-u Harbiye-i Şahane Erkan-ı Harbiye Sınıfları” adıyla, Pangaltı’daki Harbiye binasında eğitim ve öğretime başlanmıştır.

Yeni Levent’te bulunan Harp Akademileri yerleşkesinin temeli, 12 Mart 1969 tarihinde atılmıştır. Harp Akademileri, 24 Ağustos 1975 tarihinden itibaren, buradaki yeni yerleşkesine taşınmaya başlamıştır.

sabanci-center-1
İstanbul Levent Sabancı Center

 

Sabancı Center

Bu 34 katlı gökdelen, 4 Levent’tedir. 158 ve 140 metre uzunlukta iki binadan oluşmaktadır. Yüksek olan bina Akbank ve diğer bina ise Sabancı Holding kuruluşlarına aittir. Yapı Mayıs 1993 tarihinde hizmete girmiştir. Zamanında burada yaşayan suikast olayı nedeniyle, güvenlik tedbirleri üst düzeydedir.

kanyon-1
İstanbul Levent Kanyon İstanbul

 

Kanyon İstanbul

Büyükdere caddesi üzerindedir. 4 katta, 140 mağaza ve sinema salonu bulunuyor. Otopark ise gayet büyüktür, yaklaşık 2500 araç kapasitelidir. Açık havada kurulmuş olan bu alışveriş merkezi, dört katlıdır ve her katı, farklı caddeden oluşmaktadır.

metro-city-1
İstanbul Levent Metro City

Metro City

1 Levent’de, Büyükdere Caddesi üzerindedir. 2003 yılında açılmıştır.

175 mağaza, restoran ve kafeler bulunmaktadır. 5 katlı alışveriş merkezinde 1200 kapasiteli bir otopark mevcuttur. Yapı: gün ışığı alması sağlanarak yapılmış ve böylece gün ışığında, aydınlık bir alışveriş imkanı sağlanmıştır. Çünkü çatının kapatılmasında, teflon kaplı fiber glas çatı örtüsü kullanılmıştır. Yemek katının kasvetli görüntüsü beğenilmiyor.

Buranın en büyük özelliği: dünyanın birçok yerinde görülmeyen doğrudan metro bağlantısı olmasıdır. Zemin katta: metro istasyonu bağlantısı bulunmaktadır. Mağazalar yanında, ilave iki adet rezidans binası vardır. Bunlar 24 katlı ofis binası ve 26 katlı rezidans binasıdır.

ozdilek-2
İstanbul Levent Özdilek Park Alışveriş Merkezi
ozdilek-1
İstanbul Levent Özdilek Park Alışveriş Merkezi

 

Özdilek Park Alışveriş Merkezi

Levent semtinde Büyükdere caddesi üzerindedir. Metro city ve Kanyon alışveriş merkezi arasındadır. Metro istasyonuyla bağlantılıdır ve böylece hava koşullarından etkilenmeden metroya ulaşılmaktadır.

2014 tarihinde açılan bu alışveriş merkezinde: tamamı güneş ışığı alan 5 katta, 170 mağaza, bir hipermarket, elektronik merkat ve büyük bir teras alanı bulunmaktadır. Ayrıca 1500 kişi kapasiteli bir yeme içme alanı, sinemalar ve çocuk oyun alanı da vardır. Mağazaların bulunduğu geniş koridorlar, yüksek tavanlıdır ve rahat gezilebilmektedir. 4 katta, 1500 araç kapasiteli otopark bulunmaktadır.

Ayrıca yine burada River Plaza ve 5 yıldızlı uluslar arası oteller zincirinin bir oteli bulunuyor. (Wyndham Grand Otel)

Son bir not: bir rivayetten söz etmek istiyorum. Kanyon alışveriş merkezi açıldığında, şu anda Paşabahçe mağazasının bulunduğu yer için, Kanyon yönetimi ve Özdilek anlaşmışlar, ancak daha sonra Kanyon yönetimi kirayı arttırınca, Özdilek sahibi, bunu onur meselesi yapıyor ve Kanyon’un yanındaki araziyi alıp, alışveriş merkezi yapıyor.

zorlu-0
İstanbul Levent Zorlu Center

 

Zorlu Center

Yapıda: 180 mağaza ve zengin boğaz bitki örtüsüyle çevrelenen yarı açık ve yarı kapalı özelliğiyle yeni bir şehir meydanı özelliğine sahip iki meydan bulunmaktadır. Meydan ve yürüme yollarında, kar ve buzlanmaya karşı eritme sistemi kurulmuştur. Böylece ziyaretçiler açık alanlardaki butikleri gezebiliyorlar.

Farklı ışıklandırma sistemiyle: kapalı katlardaki ışık sistemi, gün ışığının değişimlerine göre düzenleniyor.

Yemek katında:; dünyaca ünlü bölümler tarafından müşterilere farklı lezzetler sunulmaktadır. Ancak tabii birçok alışveriş merkezinde olduğu gibi gözler fast food bölümlerini arıyor. Fast food bölümleri, merkezin yemek bölümünde değil, alt kattadır.

Sinema bölümünde ise 14 tane sinema salonu bulunmaktadır. Merkezin otoparkı ilk 3 saate kadar ücretsiz, sonrası için ücretlidir.

Yapıda, her köşe çiçek bahçesine çevrilmiştir. Teras katı: yapay göllerle süslenmiştir. Işıklarla çevrilmiş bir orman ve bu ormanın bahçesinde güzel cafeler bulunuyor. Aslında merkezle ilgili kurumsal yazışmalarda tam bir tasarım harikası denilmesine rağmen, genellikle burayı ziyaret edenler, tesisin büyüklüğü yanında, giriş ve çıkışların sorunlu olduğunu ve hatta çıkışın bulunamadığını belirtmektedirler.

İstanbul günlük gezi planı hakkındaki yazım için.

 

İstanbul Etiler

etiler-genel-1
İstanbul Etiler

İstanbul şehrinde, Etiler semti, tarihi süreç içinde şehirdeki eski medeniyetlerin yani Roma, Bizans ve Osmanlı döneminde yerleşim yeri olarak kabul görmemiş ve son yıllarda gelişmiştir. Buna bağlı olarak semtte, tarihi süreç içinde yapılmış herhangi bir yapı bulunmamaktadır. Semt hakkında kısa bilgi vermeden önce, özellikle belirtmek istediğim husus: İstanbul’un en zengin semtlerinden biri olduğu ve özellikle Ak merkez gibi gayet büyük bir alışveriş merkezinin bulunmasıdır.

Beşiktaş ilçesine bağlı, günümüzde semt olarak Etiler: Levent’in batı sınırından başlayarak Basın Sitesi, Alkent konutlarını, Akat Mahallesini ve irili ufaklı daha pek çok site ve toplu konut bölgesini kapsamaktadır. Bebek ile arasında dik bir yokuş vardır.

Etibank ortaklığındaki “Etiler Yapı Kooperatifi” 1954 yılında, burada inşaatlara başlamış ve ilk olarak 193 villa yapılmıştır. Etiler mahallesi: ismini burada ilk villaları yaptıran “Yapı Kooperatifi” nden almıştır.

Etiler Yapı Kooperatifinin üyelerinin büyük bölümü “Demokrat Parki” ileri gelenleriydi.

Etiler’de ilk konutlar yapılmaya başlandığında: Levent semtinin güney sınırlarını çizen Nispetiye Caddesinin çevresi tamamen tarlalar ve yeşil tepelerle kaplıydı. Bayram ve tatil günlerinde, insanlar buraya gelir ve piknik yaparlardı.

Etiler villaları ve Nispetiye caddesi arasında sadece bir Jandarma noktası ve sütçü kulübesi bulunuyordu. 1960’lardan itibaren burası ve yakın çevresinde: özel kişiler ve kooperatifler tarafından, çok katlı apartmanlar kurulmaya başlanır.

etiler-genel-3
İstanbul Etiler

1980-1990’lı yıllar arasında, semtteki yapılaşma günümüzdeki halini almıştır. 1980’lerden önce orta gelir sahibi kişilerin rağbet ettiği semt, 1980’lerin sonlarında İstanbul’un gece hayatında önemli merkezlerini, lüks restoranları, şık dükkanları ve çoğu ithal mallar satan mağazaları barındırır bir semt haline geldi.

Öte yandan, 1950’li yıllarda tamamen toprak bir yol olan Nispetiye Caddesi: Etiler evlerinin yapılmaya başlanmasıyla dönem dönem yeniden yapılmıştır. 1990’ların başlarında ise: üst geçitler ve köprüler yapılarak yörenin trafiğinin rahatlanmasına çalışılmıştır.

akmerkez-4
İstanbul Etiler Akmerkez

Akmerkez

Levent’den Etiler’e doğru giderken, Nispetiye caddesi üstünde, Etiler semti girişine yakındır. 18 Aralık 1993 tarihinde açılan, İstanbul’un en büyük ve görkemli iş ve alışveriş merkezi sayılan bu yapı: içinde binlerce metrekareye yayılmış ünlü mağazaları barındırmaktadır. Binanın mimari projesi Fatin Uran tarafından tasarlanmıştır.

4 katlıdır. Alışveriş mekanları dışında, 24 katlı rezidans binası vardır. Merkezde 245 mağaza bulunmaktadır. Yıllık ortalama 14-15 milyon kişi tarafından ziyaret edilmektedir. 1995 yılında “Avrupa’nın en iyi alışveriş merkezi” ve 1996 yılında ise “Dünyanın en iyi alışveriş merkezi” ödüllerine layık görülmüş tek alışveriş merkezidir. Merkez, 2003 tarihinde tadilat görmüştür.

İstanbul Aksaray

aksaray.genel.1
İstanbul Aksaray

Günümüzde Aksaray semtinin bulunduğu yerde, Bizans döneminde şehrin en önemli meydanlarından olan “Bovis Forum” meydanı bulunuyordu.

Günümüzdeki semt, Aksaray ismini: Fatih Sultan Mehmet’in Sadrazamı İshak Paşanın: 15’nci yüzyılda, İstanbul şehrinin nüfusunu arttırmak için, Anadolu’dan getirtip buraya yerleştirdiği Aksaraylılar’dan almıştır. Karamanoğlu Beyliği ortadan kaldırılınca, beylik halkının büyük bölümü, zorunlu göçe tabi tutularak buraya getirilmiştir.

aksaray.genel.3
İstanbul Aksaray

 

Günümüzde Aksaray

Aksaray Fatih ilçesine bağlıdır. Özellikle son dönemde bir İngiliz gazetesinin haberiyle gündeme gelen Aksaray: İstanbul’un tarihi yarımadasında tüm toplu taşıma araçlarının kesişim noktasında yer alır. Akşamları özellikle ara sokaklara girilmez. İSKİ binasından Yenikapı Marmaray istasyonuna kadar olan bölümde: genellikle Gürcüler, tinerciler, uyuşturucu bağımlıları ve fuhuş bulunur. Aksaray’ın Metro istasyonu bölgesinde ise Suriyeliler, artan hırsızlık ve Arapça tabelalar dikkati çeker.

pertevniyal lisesi.1
İstanbul Aksaray Pertevniyal Lisesi

 

PERTEVNİYAL LİSESİ

Okul: Sultan II. Mahmut’un eşi ve Sultan Abdülaziz’in annesi Pertevniyal Sultan tarafından, camiyle birlikte yaptırılmıştır. Valide Sultan: caminin yanına çeşme, kütüphane ve Sultan II. Mahmut adına bir okul yaptırır. Bu yüzden okulun ismi “Mahmudiye Mektebi” olarak anılır. 1883 yılında vefat eden Valide Sultan, okulun ihtiyaçlarının karşılanması için vakıf gelirleri bırakmıştır.

1872 yılında hizmete giren kagir okul binası: 2 katlı ve 8 odalıdır. Okul binasının alt katı sıbyan mektebi ve üst katı ise rüştiye olarak düzenlenmiştir.

1911 yılındaki yangında, okul binası tamamen yanar. 1930 yılında ise, mimar Sırrı Arif Bey tarafından, bugünkü binanın güney bölümündeki modern ve betonarme bina yapılır. Pertevniyal Lisesi adını alan bu okul, 1930 yılında eğitime başlar.

pertevniyal valide sultan camii.0
İstanbul Aksaray Pertevniyal Valide Sultan Camisi

 

 

PERTEVNİYAL VALİDE SULTAN CAMİ

Aksaray meydanındadır. Günümüzde, cami trafik sorunlarından yoğun olarak etkilenmektedir.

Burası bir külliye olarak yaptırılmıştır. Külliyede: cami, çeşme, kütüphane ve Valide Sultan için yaptırılan türbe bulunur.

Cami: Sultan II. Mahmut’un eşi ve Sultan Abdülaziz’in annesi Pertevniyal Sultan tarafından, 1871 yılında yaptırılmıştır. Caminin üzerine yapıldığı arsa: 19’ncu yüzyılın ikinci yarısında yanan Hacı Mustafa Ağa cami veya diğer adıyla Katip Caminin arsasıdır.

Caminin temel atma töreni zamanın devlet ileri gelenleri, din bilginleri ve hocalarının katıldığı büyük bir şölen gibi olmuş, Valide Sultan şöleni, meydanı görebilen bir evin penceresinden izlemiştir.

Caminin planları: Sarkis ve Agop Balyan kardeşlere aittir. Sarkis Balyan tasarımı ve çizimini Valide Sultan’ın “Ortaköy camii kadar olsun” şeklindeki emrine göre düzenlemiş, cami harimini Ortaköy camisinin harimi kadar yapmış, fakat avlusunu ondan daha geniş tutmuştur.

Caminin mimarı Sarkis Balyan olmakla birlikte, tasarıma Agop Balyan da katılmış, çizim işlerini Osep yapmıştır. Uygulama ve şantiye yönetimi için Bedros Kalfa ve duvarcı Ohannes ve dülger kolbaşısı Dimitri görevlendirilmiştir. Bazı kaynaklarda yapı mimarı olarak İtalyan Montani gösterilmişse de bu konuda herhangi bir delil sunulmamıştır.

Klasik cami üslubundan oldukça farklıdır. Ekliktik tarzdaki yapının, özellikle ön cephesindeki süslemeler dikkati çeker. Bunlar gotik motiflerdir. Avrupa’da ortaya çıkmış ve genelde Katedrallerde en belirgin özellikleri görülen gotik motiflerin bu camide görülmesi ilgi çekmektedir.

Yapı: küçük olmasına rağmen, yüksek kubbesi, tek şerefeli iki geniş minaresi, geniş iç mekanı ile dikkat çeker. Ana mekan: 10 x 10 metrelik, kare alt yapıya oturan, onaltıgen kasnaklı bir kubbeyle örtülüdür.

Caminin tek şerefeli iki minaresi, Dolmabahçe camisinin minarelerinden daha geniş tutulmuştur. İç mekan bakımından da Dolmabahçe camisinden daha geniştir. İç mekanda baştan sona kadar: altın yaldızla parlatılan, mavi rengin egemen olduğu kalem işi süslemeler bulunur.

Caminin 3 kapısı vardır. Kuzeydeki kapı oldukça sadedir. Doğudaki kapının iki yanı, oval biçimde düzenlenmiş olup nişlerle hareketlendirilmiştir. Basık kemerli kapı açıklığının üzerinde, 3 satır halinde 6 beyitlik bir kitabe ve üstünde tuğra bulunur. Batıdaki avlunun kapısı yani Aksaray tarafındaki kapı, abidevi olarak tasarlanmıştır. Mermer kabartmalı ve bitkisel süslemeli olarak tasarlanan alınlığın ortasında Sultan Abdülaziz’in tuğrası yerleştirilmiştir.

Bir kaide üzerine oturan, alttan 1 metre yüksekliğe kadar kabartma motiflerle işlenmiş, iyon tarzına benzer başlıklara sahip, ikiz sütunlarla taşınan, sivri kemerlerin konturları ince bir kuşakla çevrelenmiştir. Sonuç olarak: bu kapı, Osmanlı taş oymacılık sanatının nadir örneklerinden birisidir ve İstanbul’daki camilerde pek alışık olunmayan bir güzelliktedir. Arşiv belgelerinde yer almamasına rağmen, bazı araştırmacılar bu kapının mimar Giorgio Cociffi’ye ait olabileceğini ileri sürerler.

Caminin içi: gözü yoracak derecede yoğun kalem işleriyle süslenmiştir. Mavinin hakim olduğu mekanda, bitkisel süslemelerin yanı sıra yıldız düzenlemeleri de görülür. Pandiflerde büyük büyük yıldız, kubbe merkezlerinde ise çevresi grift süslemeli yazı madalyonları vardır. Bu ağır süslemelerin arasında, bütün duvarları boydan boya dolaşan çift sıra mukarnaslı mermer süsleme şeridinin üzerinde bir kitabe kuşağı mevcuttur.

türbe.1
İstanbul Aksaray Pertevniyal Valide Sultan Türbesi

Türbe

Aslında caminin kıble tarafında olması gereken, ancak avlunun kuzeybatı köşesinde bulunan Valide Sultanın türbesinde: kendisiyle birlikte torunu Yusuf İzzeddin Efendinin oğlu Mehmet Saadettin Efendi gömülüdür. İlk olarak 1926-1929 yılları arasında, tramvay yolunun genişletilmesi için sökülen türbe: Prost projesiyle daha da geri çekilmek üzere, 1958 yılında yıktırılmıştır. Vatan ve Millet caddelerinin açılmasından sonra Aksaray meydanının yeniden düzenlenmesi sırasında, 1968-1969 yılları arasında, türbe bugünkü yerine monte edilmiştir.

Mermer şövesi ve dört adet penceresiyle son derece sade bir giriş cephesi vardır. Kapısının üzerinde celi sülüsle ayet yazılıdır. Türbenin, yan sokağa bakan cephesi çok daha gösterişlidir ve tamamen mermer işçiliği görülür. 1958 yılında türbe yıktırıldığında Valide Sultanın naaşı: bir süre Topkapı Sarayında muhafaza edildikten sonra II. Mahmut türbesine padişahın sandukasının altına gömülmüş ve ardından tekrar burada yapılan türbesine nakledilmiştir.

pertevniyal.sebil.1
İstanbul Aksaray Pertevniyal Valide Sultan Sebili

1956-1959 yılları arasında, Aksaray Meydanı düzenlemesinde: sebil ve camiye ait diğer bazı unsurlar kaldırılmış veya yerleri değiştirilmiştir. Yerleri değiştirilen eserler: türbe, muvakkithane ve sebildir. 1974 yılında üst geçit ve yer altı çarşısının yapılmasıyla, cami ve sebil yol kotunun altında kalmıştır.

Cami: 2010 yılında restore edilmiştir.

PERTEVNİYAL VALİDE SULTAN KÜTÜPHANESİ

Caminin yanına, 1871 yılında bir kütüphane yaptırılmıştır. Cami girişinin sağ yanında bulunan kütüphane 1872 tarihli vakfiyesi ile 828 cilt kitap vakfetmiştir.

20’nci yüzyılın başlarında, birçok vakıf kütüphanesi, Yavuz Selim’deki kütüphaneye nakledilmiş, ancak Pertevniyal Valide Sultan Kütüphanesi yerinde bırakılmıştır. 1945 yılına kadar buradaki faaliyetini sürdüren kütüphane, bu tarihte Süleymaniye Kütüphanesine nakledilmiş, yeri de aradaki duvar kaldırılarak camiye katılmıştır. Halen Pertevniyal Valide Sultan Kütüphanesinin koleksiyonunda 329 yazma ve 557 basma kitap bulunmaktadır.