Ukrayna Kırım Simferopol

Ukrayna Kırım Simferopol

İlk anda, bu şehir ve bulunduğu yer pek akla gelmiyor ama son aylarda THY: bu şehre ucuz uçuşlar gerçekleştiriyor ve böylece: bir zamanlar Osmanlı döneminde, gayet önemli bir merkez olan bu şehre olan turistik ziyaretler yoğunlaşmıştır.

Bu yüzden, şehri gezmeye niyetlenenler için: şehir hakkındaki bilgileri, aşağıda okurlara sunuyorum, ilginizi çekerse, şehri gezmek pek de masraflı değil, çünkü biraz önce de söylediğim gibi, THY, bu şehre gayet ucuz rakamlarla yolcu taşıyor.

Evet: şehir: Ukrayna’ya bağlı, Kırım Özerk Cumhuriyetinin başkenti olarak geçiyor. Osmanlı dönemindeki ismi ise “Akmescit”.

Coğrafi konumuna gelince: Salgır ırmağının kıyısında, Çatırdağ’ın kuzey yamaçlarında bulunmaktadır. Öte yandan: Sivastopol-Kharkiv demiryolu hattı, şehirden geçmektedir.

Ukrayna Kırım Simferopol

TARİH

1783 yılında, Ruslar tarafından işgal edilene kadar: şehir, Kırım Hanlığı ve Osmanlı İmparatorluğu egemenliğinde, uzun yıllar önemli bir ticaret merkezi olarak bulunmuştur.
1854-1856 yılları arasında, Kırım savaşında, burada; Rus imparatorluk ordusu yedekleri ve bir hastane konuşlanmıştır. Savaş sırasında ve sonrasında, 30 binden fazla Rus askeri şehir çevresindeki topraklara gömülmüştür.

13 Kasım 1920 tarihine gelindiğinde: Rus Kızıl Ordusunun, şehri ele geçirdiği görülür.
1921-1945 yılları arasında: şehir, Kırım Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin başkenti olmuştur.

Bu arada: 1941 yılında, şehrin Nazi Almanya’sı tarafından işgal edildiği görülür. Bu işgal sırasında: şehir ve çevrede yaşayan yaklaşık 22 bin insanın öldürüldüğü söyleniyor. Nisan 1944 tarihinde Kızıl Ordu yeniden şehri ele geçirir. Ancak: bölgedeki tüm Kırım Tatarları ve aileleri: Orta Asya’ya sürgün edilerek topluca cezalandırılırlar.

Ancak: 1945 yılında, bölgede yaşayan Kırım Tatarları, çevredeki başka yerlere sürgün edildiler.
1991 yılında, Ukrayna’nın bağımsızlığını ilan etmesinin ardından, sürgünde bulunan Kırım Tatarlarının bölgeye geri döndüler ve şehir, Kırım Tatarlarının siyasi başkenti haline gelmiştir.

Ukrayna Kırım Simferopol

ULAŞIM

Şehirdeki havaalanı, 1936 yılında inşa edilmiştir.
İstanbul-Simperefol havaalanı arasındaki uçuş, yaklaşık 1 saat 45 dakika sürüyor. Havaalanında, uçaktan indikten sonra, otobüs ile pasaport kontroluna gidiliyor.

Ukrayna Kırım Simferopol

 

Simferopol ile Yatla şehirleri arasında: troleybüs hattı bulunuyor ve bu hattın uzunluğu 87 km. dir. Bu hat: dünyanın en uzun ve en yüksekten geçen troleybüs hattı olarak biliniyor.

İki şehir arasında, dağları aşıp tren yolu yapmaktansa, 1950’li yıllarda, bu troleybüs hattı inşa edilmiştir. Çünkü: bu hat, hava kirliliği yaratmıyor ve oldukça ucuz maliyetlidir. İki şehir arasında, bu hatta yolculuk yapmak isterseniz, yolculuk yaklaşık 2 saat sürmektedir.

Ukrayna Kırım Simferopol

İKLİM

Şehirde: nemli, subtropikal iklim şartları hakimdir. Bun bağlı olarak: yazlar çok sıcak ve nemli, kışlar ise soğuk ve yağışlı geçer. Bu yağışlar, genellikle kar şeklinde olur. Yani, bu şehri ziyaret etmeyi düşünenler, kesinlikle kış aylarında buraya gitmemelidir veya gitmek durumunda olanlar, kalın giysileri tercih etmelidirler.

Ukrayna Kırım Simferopol

PARA

Burada kullanılan para biriminin ismi “Gırivne” dir.
100 Amerikan doları, yaklaşık 800 Gırivne yapıyor.

 

İNSANLAR

Şehirde yaşayanların etkin kökenleri dağılımı şu şekildedir. % 67 Ruslar, % 22 Ukraynalılar, % 8 Kırım Tatarları, % 2 Belaruslular.

 

NE YENİR

Burada: ağırlıklı olarak hamur işleri bulunur. Çünkü: “Tatar hamursuz doymaz” şeklinde kullanılan deyim: burada ve bölgede hamur işlerine ne derece önem verildiğinin en büyük ifadesidir.

Hamur işlerinde ise başı çekenler: sarburma, kıygasa, tögerek, cantik, kobete, kulaç olacaktır. Ama, bu şehri ziyaretinizde, özellikle “çiğ börek” yemenizi öneririm. Zaten, birçok büfe ve restoranda, çiğ börek çeşitlerini bulabilirsiniz. Ama, şehirdeki en iyi çiğ böreği veya tatar böreğini yemek isterseniz “markur” isimli restorana gitmelisiniz ki, burada açık havada, tatar böreği yerken, şarap içebilirsiniz.

 

GECE HAYATI

Şehir: malum Ukrayna ülkesinde bulunuyor ve bu ülkedeki nüfus yoğunluğu incelendiğinde: 1 erkek, 7 bayan şeklinde bir sonuç ortaya çıktığı söyleniyor. Öte yandan: bu bölgede olduğu gibi, bu şehirde de yaşayan bayanlar gerçekten muhteşem güzeller.

Ancak: bunların hiçbirinin İngilizce bilmemesi, bir araya gelindiğinde, anlaşmayı zorlaştırıyor. Yine de: barlar ve gece kulüplerinde: bir parça İngilizce ve bir parça Rusça ve hatta, bir parça Türkçe bilen bayanlarla anlaşmak pek zor olmuyor.

Yine de: bu şehirde, birçok striptiz kulübü bulunuyor ve bunlarda, tahmin ettiğiniz gibi, her türlü işlem uygulanıyor. Çünkü: bu şehirde, içki, sigara ve seks ucuz.

Ukrayna Kırım Simferopol
Ukrayna Kırım Simferopol
Ukrayna Kırım Simferopol

 

TURİZM

Yukarıda sözünü ettiğim gibi, şehir “Salgir” nehrinin iki kıyısında kurulmuştur ve nehir kıyısında: park ve bahçeler bulunmaktadır.

Merkezi şehir ise: Eski şehir ve Yeni şehir olarak iki bölüme ayrılır. Şehir merkezi ise: trafiğe kapalı olan; Horkoho-Puşkin-Marks sokaklarının çevrelediği alandır.

Şehrin bir başından öbür başına kadar yürümek, en fazla 1 saatinizi alacaktır. Bu yüzden, şehri yürüyerek gezmenizi öneririm.

Bu gezinizde: bir zamanlar, birçok cami bulunan şehirde, günümüze kalan tek cami olan “Camii Kebir” görülebilir. Bunun dışında, şehirde ziyaret edebileceğiniz birçok müze bulunuyor.

Ukrayna Kırım Simferopol

 

GEZİLECEK YERLER

 

Ukrayna Kırım Simferopol
Ukrayna Kırım Simferopol

 

CAMİ-İ KEBİR

Şehrin en büyük camisidir. 1804 yılında yapılan cami: özellikle komünist yönetim döneminde ağır hasar görmüştür. Hatta: uzunca bir dönem, cami olarak da kullanılmamış, başka amaçlarla kullanılmıştır. Bir dönem hamam olarak kullanılan cami: 1970’li yıllarda ise pornografik yayınların basıldığı bir matbaa olarak da kullanılmıştır.

Ancak: Kırım Tatarlarının bölgeye dönmeleri üzerine, restore edilerek yeniden ibadete açılmıştır.
Burada, özellikle “nikah töreni” ne denk gelirseniz, tören ilginizi çekecektir.

Ukrayna Kırım Simferopol
Ukrayna Kırım Simferopol

 

KARAY KENESASI

Camii Kebir’in hemen yanında, Karaimskaya sokağındadır. Burası: Karay Türklerine ait bir ibadethanedir. Ancak: geçmiş dönemde bir radyo istasyonu olarak kullanılmış, yakın zamanda ise, yeniden ibadethane olarak kullanılmak üzere değerlendirilmiştir.

 

TARİH MÜZESİ

Pazartesi günleri hariç, diğer günler açıktır. Burada: şehir sakinlerinden toplanan koleksiyon sergilenmektedir. Bu koleksiyonda: 19-20’nci yüzyıl sanatçılarına ait resimler, şehrin eski resimleri ve kartpostalları bulunmaktadır.

 

ÜLKE MÜZESİ-KIRIM CUMHURİYETİ BÖLGE MÜZESİ

Puşkin ve Hoholya sokaklarının kesiştiği yerdedir. Müzede: Kırım’ın tarihi haritaları, silahlar, yerel giysiler ve mezar taşları gibi objeler sergilenmektedir.

Ukrayna Kırım Simferopol

ETNOĞRAFYA MÜZESİ

Vul Puşkin bölgesindeki, küçük ve mütevazi müze: pazartesi ve Çarşamba günleri hariç, her gün saat: 09.00-17.00 arasında açıktır.
Burada bölgenin kabartma haritası ilgi çekmektedir. Bunun dışında, yine müzede 50 kadar küçük renkli heykelden oluşan bir koleksiyon sergilenmektedir.

Ukrayna Kırım Simferopol
Ukrayna Kırım Simferopol

 

ST ALEXANDER NEVSKY KİLİSESİ-ÜÇ AZİZLER KİLİSESİ

Etnoğrafya Müzesinin hemen yakınında; Rozy Lüksemburg St-Pobedy meydanındadır.
Kilise: kubbeli yapısı ile dikkat çeker. Şehrin ana dini mabedidir. Yapı: 1787 yılında, Aziz Alexander Nevsky’i onurlandırmak için: şehri ziyaret eden Rus İmparatoriçesi Catherina tarafından gündeme getirilmiştir.

Ancak, İmparatoriçe ölünce, katedral yapımı bir süre ertelenmiştir. 1804 yılına gelindiğinde ise: Rus İmparatoru I. Alexander’in onayı ile inşaat başlatılmış ve 1829 yılında tamamlanmıştır.

20’nci yüzyılın başında ise: 1918 yılında çan kulesi yıkılmış ve katedral bir süre kapalı kalmıştır. Bu dönemde: yapının içinde, Kırım’ın diğer bölgelerinden getirilen kilise aksesuarları muhafaza edilmiştir. 1930 yılında ise, katedral ve St.Alexander Nevsky parkı yeniden açılmıştır.

Ukrayna Kırım Simferopol
Ukrayna Kırım Simferopol

 

SİMFEROPOL SANAT MÜZESİ

Müze 1937 yılında kurulmuştur ve koleksiyonunda yaklaşık 6 bin eser bulunduğu söyleniyor. Ancak: özellikle II. Dünya Savaşı sırasında, Alman işgalciler tarafından müzenin yağmalandığı da belirtiliyor.

Bu yağmalamadan önce, müzenin Batı Avrupa sanatının en büyük koleksiyonuna sahip olduğu söyleniyor. İşin ilginç yanı: bu müzenin yağmalanmasının ardından, II.Dünya Savaşı sonunda Almanya’nın bir kısmını işgal eden Ruslar da: Aachen Müzesindeki eserleri karşılık olarak yağmalamışlar, almışlar ve bu müzeye getirmişlerdir.

Aachen Müzesinde, bir sanat koleksiyonundaki yaklaşık 200 eserin, II. Dünya savaşı sonunda, eski Sovyetler Birliği içinde kaybolduğu söyleniyor. Bu parçalar, daha sonraki süreçte, Ukrayna’da bu müzede ortaya çıkmıştır. Ukrayna Müzesi: bu resimleri, kendi yok edilen kültürel malları için bir tazminat olarak kabul ettiğini söylemektedir.

Ukrayna Kırım Simferopol

İSKİT NEAPOLİS

Şehir merkezinin 2 km. güneydoğusunda; Petrovsky vadisinde bulunan, bu antik şehir: İskit kralı Skyluros tarafından kurulmuş ve MÖ.3’ncü yüzyıldan, MS.5’nci yüzyıla kadar İskitlerin hakimiyetinde kalmıştır. Ancak: MS.5’nci yüzyılda, bölgeye gelen diğer kavimlerin ve özellikle Gotların akınlarıyla yıkılmış ve yok olmuştur.

Özellikle: 70’den fazla İskitli aristokratın gömülü bulunduğu mezar alanında günümüzde arkeolojik çalışmalar sürdürülmektedir. Bu mezar alanında: İskitli Kral Skyluros ve İskitli bir kraliçeye ait olduğu sanılan kemikler bulunmuştur.

Bölgede ayrıca: taş döşeli avlulara açılan odalardan oluşan ev kalıntıları görülür. Hatta: bazı yerlerde kalınlığı 11-12 metreye kadar ulaşan, yüksekliği 2 ile 7 metre arasında değişen surlar bulunur. Yukarıda resmi de görülen anıt mezar ise: dikdörtgen planlıdır, 8.65 x 8.10 metre ebatlarındadır. Duvarlarının yüksekliği 3 metredir.

Bu mezar yapısının içinde: biraz öncede söylediğim gibi, İskit hanedanına ait, 72 mezar bulunmaktadır. Buradaki sandukaların: ayakları düşsel yaratıklar şeklinde oyulmuş, diğer bölümlerinde ise çiçekler ve çelenkler görülür. Burada: ayrıca İskit silahları ve takıları bulunmuştur.

Şehrin nekropolisinde bulunan oda şeklindeki mezarların duvarları ise: İskitlerin günlük yaşamlarına ait sahnelerle süslenmiştir. (bu sahnelerde: İskitlerin evleri, kulübeleri, ava gidişleri, ok atan İskitler görülür)

Evet: bölgede, halen arkeolojik kazı çalışmaları sürdürülmekte ve buradan çıkan eserler: Simferopol ve Moskova Puşkin Müzelerinde sergilenmektedir.

 

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi

Saray Mahallesinde: kraliyet sarayı Jong-hayır bulunur ve saray Joseon hanedanlığının 600 yıllık tarihi ve kültürünü göstermektedir. Changdeokgung yani saray: bir Koreli kraliyet ailesinin hayatı ve yaşamını göstermekte olup, bu yörede Bukchon Hanok köyü: aynı zamanda geleneksel yüzlerce büyüleyici evi barındırmaktadır.

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi

Burada Bulunanlar

1.Gwanghwamun
2.Gyeongbung Palace
3.Changdeokgung Palace
4.İnsa-dong
5.Samcheong-dong
6.Bukchon

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Gwanghwamun Meydanı

 

Gwanghwamun Meydanı

Meydan 1 Ağustos 2009 tarihinde yeniden tasarlanmış ve halka açılmıştır. Meydan: Gyeongbokgung Sarayı ve Bukaksan Dağı ile güzel ve uyumlu bir meydan haline dönüştürülmüştür. Gwanghwamun kapısı ve Cheonggye Meydanını birbirine bağlayan: Sejong-ro merkezindedir. Meydan; 6 bölüme ayrılmıştır.

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi

 

Kral Sejong heykeli: meydanın merkezindedir. Joseon hanedanlığından 4. ve en saygın kral olan Kral Joseon Kore alfabesinin yaratıcısıdır. Yine merkezde Kore’nin Japon istilası sırasında (1592-1598) Kore donanma komutanı olan Amiral Yi Sunshin (kendisi Japon donanmasına karşı zaferler kazanmıştır) heykeli bulunmaktadır. Meydanın her iki tarafında; popüler havuzlar, Seul şehrinin sembolü bir Haechi heykeli, bir çiçek halı ve Yeoksamulgil yani tarihi su yolu bulunur.

Meydan: Gyeongbokgung Palace ana kapısını bulundurmaktadır. Gwanghwamun (Gate) Joseon hanedanlığı döneminde: başkentlik yapmış olan Hanyang’ın merkezi olmuştur. Günümüzde burada hükümetin önemli idari birimleri bulunmaktadır.

Meydanın merkezinde “Kral Sejong” heykeli bulunur. Heykelin önünde: Kral Sejong hükümdarlığı sırasındaki ana buluşlar olan: Hangeul alfabesi, güneş saati, yağmur ölçer ve göksel dünya ile ilgili bilimsel aletler sergilenmektedir. Yakındaki bir galeride ise: Kral Sejong The Story yani bu büyük insanın kendi başarılarını tasvir eden eserler görülür.

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi

Amiral Yi Sunshin heykeli yakınında: bir havuz ve Yeoksamulgil vardır. Havuz: Amiral Yi’nin 12 gemi ile 133 gemilik Japon donanmasını yendiği. 1597 yılındaki büyük zafer anısına yapılmıştır. Kendisi katıldığı 23 savaşta, yalnızca 1 yenilgi almıştır. Meydanın iki tarafından akan Yeoksamulgil: 2006 yılında kurulmuştur ve Joseon hanedanlığının 1392 yılı Kore tarihi anlatılmaktadır. Suyolu ve havuz, özellikle yaz aylarında çocuklar tarafından çok popüler tercih edilir.

Meydan: özellikle Kral Sejong: geceleri rengarenk ışıklandırılarak ayrı bir güzelliğe büründürülmektedir. Ayrıca KT Hall denilen yerde sanat sergileri düzenlenir ve konserler yapılır.

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Gwanghwamun kapısı

 

Gwanghwamun kapısı

Gyeongbukgung Sarayının ana kapısıdır. Onun adının anlamı “dünyayı aydınlatan ışık” tır. Granit kapı yapısının merkezinde Hongyemun adında bir gökkuşağı ve yukarısında bir kule bulunur. Gwanghwamun: Kore tarihinde acı bir geçmişe sahiptir.

Japon işgali sırasında, Korelilerin duygularını olumsuz etkilemek için Japonlar tarafından bu kapı yıkılmış ve kapının olduğu yere Japon hükümet binası inşa edilmiştir. 1968 yılına gelindiğinde ise kapı bugünkü görünümü ile yeniden inşa edilmiştir.

Kapı 5 saray kapısı içinde en güzelidir ve tamamen betondan inşa edilmiştir. Kapının üzerindeki bir tabelada bizzat o zamanki başkanı Park Jeong-Hui tarafından yazılmış kapının ismi bulunur. Evet burada kapı ücretsiz gezilebilmektedir. Ancak: Gyeongbokgung Palace: yetişkinler için 3000 won ve çocuklar için 1500 won ücret ödemek gerekir.

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Gyeongbung Palace

 

Gyeongbung Palace

Burası kocaman bir alana yayılmış ama içi boş binalardan oluşan bir komplekstir. Saray: Joseon hanedanlığı tarafından yapılan ilk kraliyet sarayıdır ve 1395 yılında inşa edilmiştir. Şehir merkezindeki bu saray: Joseon hanedanlığının egemenliğini temsil etmesi açısından önemlidir. Bu hanedanlık döneminde 4 saray yaptırılmış olup bunlar:

1.Gyeonghuigung sarayı.
2.Deoksugung sarayı.
3.Changgyeonggung sarayı.
4.Changdeokgung sarayı.

Gyeongbokgung sarayı, hanedanlığın ana sarayı olarak yaptırılmıştır. Ancak: 1598-1592 yılları arasında ana saray olarak hizmet vermeye devam etmesine rağmen, 1910-1945 yılları arasındaki Japon istilasında ciddi zarar görmüştür. İşgal döneminde: binaların çoğu yıkıldı, Gwanghwamun kapısı taşındı ve Japon Genel Binası, sarayın ana alanı önünde inşa edildi.

Japon işgalinin ardından, Kore hükümeti 1990’lı yıllarda burayı restore etti ve restorasyon çalışmaları hala sürdürülmektedir. Çalışmaların 40 yıl sürmesi planlanmaktadır. Ancak yine de şu anda: Kore Ulusal Sarayı Müzesi olarak burası ziyarete açıktır. Binaların yalnızca yüzde kırklık bölümü restore edilmiştir. Yine de içeride görülebilecek bazı şeyler ilginizi çekebilir. İngilizce rehberli tura katılıp gezebilirsiniz.

Sarayın görülebilecek bölümleri hakkında bilgiler vermek istiyorum:

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Geunjeongjeon-İmparatorluk Throne Hall

 

Geunjeongjeon-İmparatorluk Throne Hall

Burası, sarayın taht salonudur. Burada kral resmi yetkililerle ve yabancı elçilerle görüşmüş, bildiriler yayınlamıştır. Ayrıca kraliyet ailesinin çeşitli taç giyme törenleri burada yapılmıştır.

 

Gyeonghoeur-Köşk

Köşk olarak isimlendirilen bu mekanın mimarisi çok güzeldir. Geleneksel Kore mimari tarzının sadeliği ve ihtişamı burada görülebilir. Dikdörtgen bir gölün ortasındaki yapay ada üzerindedir ve taş köprü ile saraya bağlanmıştır.

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Hyangwonjeong

Hyangwonjeong

Saray sitesinin kuzeyindedir. Bu altıgen köşk bir gölde yapay ada üzerinde, Kral Gojong’un emriyle yapılmış ve bir köprü ile saraya bağlanmıştır. Dinlenme ve eğlenme yeri olarak kullanılmıştır.

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Geoncheonggung-Saray

 

Geoncheonggung-Saray

Saray bir zamanlar Joseon hanedanlığı 26. imparatoru Gojong’un ve eşi imparatoriçe Myeongseong’un kraliyet ikametgahı olarak kullanılmıştır. Burası, 15 Ağustos 2010 tarihinde halkın ziyaretine açılmıştır. Sitede: Jangandang yani salon, imparator Gojongun odası ve imparatoriçe Myeongseong’un yaşadığı bölüm görülmektedir.

Saray 1887 yılında ilk olarak elektrikle ışıklandırılmış ve aynı zamanda imparatoriçe Myeongseong: Japon ajanları tarafından yine burada vahşice öldürülmüştür. Sarayın içinde kraliyet ailesinin kişisel eşyalarından bazılarını görebilirsiniz.

 

Gwanghwamun-Gate

Burası saray kompleksinin ana kapısıdır ve sarayın güneyindedir. Üç kemerli kapıdan oluşmaktadır. Burası da Japon işgali ve Kore savaşı sırasında hasar görmüştür. Hatta kapının konumu, başlangıçta bulunduğu yerden değiştirilmiştir. Ancak restore edilerek 2010 yılında ziyarete açılmıştır.

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Heungnyemun-Gate

 

Heungnyemun-Gate

Burası kompleksin ikinci büyük kapısıdır. Japon hükümeti, Kore Japon genel valisi için burada bir inşaat yaptığı zaman yani Japon işgali sırasında tamamen yıkılmıştır. Kapı 1995 yılında orijinal haliyle restore edilmiştir.

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Kraliyet Muhafız Değişimi

Kraliyet Muhafız Değişimi

Kraliyet Muhafız değişimi törenleri her gün saat 10.00’da Heungnyemun kapısı önünde yapılmaktadır. Bu törenlerde kraliyet sarayı kapıları kapatılarak nöbet değişimi ve diğer bazı değişik törenler icra edilmektedir. Değişik bir tören, özellikle fotoğraf meraklılarının kaçırmamasını öneririm.

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Changdeokgung Palace Comlex
G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Changdeokgung Palace Comlex
G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Changdeokgung Palace Comlex

 

Changdeokgung Palace Comlex

Changdeokgung palace: Gyenongbokgung sarayının doğusundadır ve bu yüzden doğu sarayı olarak bilinir. Saray 270 yıl boyunca Joseon hanedanlığı krallarının tercih ettikleri ikametgah olarak kullanılmıştır ve en uzun süre kullanılan saraydır.

Diğer saraylarla karşılaştırıldığında, burası iyi korunmuş ve hala orijinal özelliklerinin çoğuna sahiptir. Sarayın en önemli özelliği: binalarının çevresindeki peyzaj karışımına tam uyum göstermesidir. Sarayın arka bahçesi Kore bahçe tasarımının mükemmel bir örneği olarak kabul edilir.

1997 yılında saray UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır.

Evet bu muhteşem saray, 1405 yılında Joseon hanedanlığının 3. kralı Kral Taejong tarafından yaptırılmıştır. Ana saray olan Gyeongbokgung Palace, 1592 yılında Japon işgali sırasında yakılarak tahrip edilmiştir. Bu nedenle, burası, Joseon hanedanını temsil etmesi açısından tek ve en popüler yerdir. Ulusal bir sembol olarak 1991 yılında restore edilmiştir.

Burayı ziyaret ederseniz, çevredeki manzaraya uyumlu Uzak Doğu saray mimarisinin eşsiz tasarımının örneğini görebilirsiniz. En büyük özelliği saray mimarisinin doğal araziyle uyumlu olmasıdır. Bahçede çeşitli türlerden 56.000 bitki örneği bulunduğu söyleniyor. Bunlar arasında yoğunlukta olanlar: ceviz, erik, Akçaağaç, kestane, gürgen, gingko, çam.

Evet, burayı gezmek isterseniz: genel tur “Huwon” yani “Arka Bahçe”den başlıyor. Aslında iki tur güzergahı bulunuyor ve ziyaretçiler bunlardan birini seçebiliyorlar. Genel tur yaklaşık 1 saat ve diğeri 90 dakika sürüyor. Rehberli turlarda: İngilizce, Çince ve Japonca anlatım bulunuyor. Rehber olmadan gezmek isterseniz, ücret ödemek gerekmiyor.

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Huwon

 

Huwon

Saray binaları, Bugaksan denilen bir sırtın üzerindedir ve doğal çevreye uyum amacıyla çok az yapay özelliğe sahiptir. Huwon merkezinde “Buyongjeong” ve “Juhapru” denilen iki köşk ve geniş bir gölet bulunur. Çatısı ve gölette yükselen iki ayağı “Buyongjeong” yapısının tasarımını benzersiz kılar.

Kral Jeongjo’nun, saray çevresinde ve özellikle Buyongjeong köşkünde balık tuttuğu söyleniyor. Geçmişte “Juhapru”da bir kraliyet kütüphanesi bulunuyormuş ve kral ve saraylılar burada hem okuyor hem de siyaset tartışıyorlarmış. “Eosumun”: Juhapru için giriştir ve anlamı “balıklar su olmadan yaşayamazdır. Ancak buranın bir diğer anlamı “krallar her zaman ilk halkını koymalıdır” şeklinde de belirtilmektedir.

Huwon üzerinde bulunan “Ongnyucheon” Joseon döneminde birçok kralın özellikle sevdikleri bir yer olarak önem kazanmıştır. Buranın yanında duran Soyojeong köşkü, Taegeukjeong köşkü ve Chunguijeong köşkü gibi küçük pavyonlar, harika bir görünüm yaratmaktadır.
Ongnyucheon: Soyoam ortasında durmaktadır ve oyulmuş bir yuvarlak su kanalı ile bir kayalık yer ve küçük bir şelaleye sahiptir. Krallar ve saraylılar, burada yüzen bardaklardan şarap içerlermiş.

 

İnjeongjeon

Burası sarayın taht salonudur. Yeni kralların taç giymesi dahil, yabancı elçiler burada karşılanır, devlet etkinlikleri burada düzenlenirmiş. Joseon hanedanlığının sekiz kralı burada taç giymiştir. 1405 yılında Joseon hanedanının üçüncü kralı Kral Taejong tarafından inşa edilen burası yok edilince, yeniden inşa edilmiş ve birçok kere restore edilmiştir. Yapının çatısı: erik çiçek motifleriyle süslüdür ve bu motifler Kore imparatorluğu döneminde (1897-1910) Kore imparatorluk ailesini temsil eder.

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Geumcheongyo-Köprü

Geumcheongyo-Köprü

Burası sarayın girişinde bulunan bir köprüdür. Saray birçok savaş ve yangına uğramasına rağmen, bu köprü, tarihsel değerini ve özgün şeklini koruyarak günümüze ulaşmıştır.

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Daejojeon

Daejojeon

Burası müştemilatıyla çevrili özel bir kraliyet alanıdır. Kore Japonlar tarafından işgal edilince özel tarihsel alanı olan buraya da zarar verilmiştir.

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Insa-dong
G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Insa-dong
G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Insa-dong

 

Insa-dong

Burası da turistler için bir cazibe noktasıdır. Insa-doğ: Anguk-dong Rotay ve Tapgol Park arasındaki 700 metrelik bölümdedir.

Şehrin merkezindeki Insa-dog: eski ama değerli ve geleneksel ürünlerin sergilendiği önemli bir yerdir. Çevredeki sokaklar, Insa-dong denen yere açılır. Sokaklarda: galeriler, geleneksel restoranlar, geleneksel çay bahçeleri ve kafeler bulunur.

Bölgede: 100 civarında galeri vardır ve bu galerilerde Kore ince sanatının heykel ve resimleri görülebilir. En ünlü galeriler: Gana Sanat Galerisi ve Hakgojae Gallery’dir. Kore el sanatlarının % 40’lık bölümü, Insa-dog denilen burada değiştirilir. Bazı ürünler hatta en popüler öğeler binlerce dolarlık fiyatlarla satılarak el değiştirirler.

Çay evleri ve restoranlar: galeriler için mükemmel tamamlayıcıdır. İlk başta onları bulmak belki zor olabilir ama çevrede dolaşmak için mutlaka zaman ayırın, çünkü her biri eşsizdir ve Insa-dog denilen bu yerdeki tüm mağazalar, her yaş gurubu için çok popülerdir. Sanat eserleri yanında: burada kaligrafi malzemeleri, antika mobilyalar, hanbok, çaylar, hediyelik eşya ve sevimli aksesuarlar satılmaktadır.

Bölgedeki bazı sokaklar, Cumartesi ve Pazar günleri, saat 14.00-22.00 arasında trafiğe kapatılır ve alanda kültürel etkinlikler düzenlenir. Bu sırada, mağazalar dışarıya kabinler kurarlar, geleneksel gösteriler ve sergiler düzenlenir. Bu yüzden, özellikle yabancı turistler için, burası çok popüler bir yer haline gelir. Geleneksel Kore kültürünü burada görmek mümkündür. Ayrıca yine geleneksel Kore el sanatları ürünleri de burada satın alınabilir. Sokaklarda: Kore macunu ve geleneksel pajeon (Kore gözlemesi) yenebilir.

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Samcheong-dong

 

Samcheong-dong

Burası Seul şehrinde en eşsiz yerlerden birisidir. Feng-Shui ilkelerine göre, Samcheong-dong kesinlikle ideal konuma sahiptir denilmektedir. Çünkü: kuzeyinde Gyeongbokgung Palace, güneyinde Cheong Wa Dae (Rektörlük) ve Insa-dong ve diğer yanda Joseon Hanedanlığı döneminin ikincil sarayı Changdeokgung Sarayı bulunmaktadır.

Samcheong: kelime anlamı olarak “üç” anlamına gelmektedir. Genel olarak “temiz su, güzel komşu dağlar ve iyi kalpli sakinler” anlamına gelir. Burada: şık galeriler, restoranlar, kafeler ve aksesuar mağazaları bulunur. Bunlar farklı kafeler, mağazalar, galeriler ve evlerdir. Sanatseverlere olağanüstü sanat eserleri sunarlar.

Kafeler Avrupa tarzıdır ve şık mağazalar geleneksel peyzaj içindedir. Samcheong-dong ve Hwagae-gil caddelerinde ve Main Street boyunca renkli aksesuar mağazaları bulunur.

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Bukchon

 

Bukchon

Burası geleneksel bir Kore köyüdür. Gyeongbok ve Chandeok sarayları arasında kalan bu köy: geleneksel Kore ahşap evlerinden oluşmaktadır. Güzel küçük avlular, dekoratif dış duvarlar ve karanlık kiremitli çatılar gibi mimari özellikler, sokaklardaki evler arasında dolaşırken ziyaretçileri çok eski dönemlere götürüyor.

Bunun dışında mahallede popüler kafeler, sanat galerileri ve restoranlar bulunur. Galeriler içinde “Sonje Sanat Galerisi” öne çıkmaktadır. Restoranlar arasında ise “Wood-Brick” öne çıkar ve burada ıstakoz yemeniz önerilir.

Evet bu bölgenin en önemli yeri olan köy: Joseon hanedanlığı döneminde, aristokrat sınıfın eski başkentin kuzeyinde yaşadığı yer olarak biliniyor. 21.yüzyıl gökdelenleri arasında, Giwa yani kiremit çatılar ilgi çekiyor. Oldukça bakımlı, sakin, şehrin gürültüsünden ve karmaşasından uzak burayı mutlaka ziyaret etmenizi öneririm.

 

BÖLGEDE GEZİLECEK DİĞER YERLER

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Kore Savaşı Anıtı

 

Kore Savaşı Anıtı

Kore savaşı anıtı: 25 Haziran 1950 ile 27 Temmuz 1953 yılları arasındaki Kore savaşını hatırlamak ve Kore’nin barışçıl yeniden birleşme arzusunu sembolize etmek için kurulmuştur.
Müzede 6 sergi salonu, anıt heykelleri, savaş deneyim odası ve bir açık sergi alanı bulunmaktadır.

Müzede açık teşhir alanında, güneybatı köşesinde bulunan “Brothers” heykeli: Kore savaşını ve yeniden birleşme umudunu sembolize etmektedir. Heykelde tasvir edilen “bir ailenin en büyük oğlu, bir Güney Koreli asker ve kardeşi Kuzey Kore askerinin buluşmasıdır.

Onların kucaklaşması: uzlaşma, sevgi ve bağışlamayı ifade eder.

Anıtın çevresindeki geniş bir bahçe alını bulunur ve bahçede bir yapay şelale ve göl vardır. Müze evlerde, kapalı ve açık sergi alanlarında yaklaşık 10.000 den fazla nesne bulunduğu söyleniyor.

Müze gezisi turu yaklaşık 3 saat sürmektedir.

 

Birinci katta

Buradaki sergi salonunda, Kore savaşına kadar olan tarih öncesi çağlardaki savaşlara ait bir geçmiş sunulmaktadır.

 

Üçüncü katta

Savaş tecrübesi odası, ziyaretçilere özel efektler aracılığı ile savaş simüle edilerek yaşam ve ölüm durumları gösterilmektedir.

 

Savaş Tecrübe Odası

Burada çeşitli özel efektler kullanılarak, askerlerin 1951 yılında Kore savaşı sırasında geceleri neler yaşadığını gösteren bir ortam sunulmuştur. Gösteri 6 dakika sürmektedir. Saat: 09.30-16.50 arasında açıktır.

 

Dış Sergi Alanı

Burası: zırhlı araçlar, tanklar, toplar, denizaltılar ve roketatar dahil: II. Dünya savaşında, Kore Savaşında ve Vietnam Savaşında kullanılan askeri ekipmanın geniş bir yelpazesini sunar. Ziyaretçiler burada zırhlı muharebe aracına binebilirler. Ayrıca ekranlarda denizaltı ve hava teknesi görülür.

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Savunma Sanayi Odası

 

Savunma Sanayi Odası

Burası ikinci kattadır ve Kore teknolojisiyle yapılmış uçaklara ve gaz maskeleri dahil birçok savunma ekipmanına ait çeşitli görüntüler sunulur. Burası müzenin en geniş salonudur ve 813 nesne sunulmaktadır.

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Bongeunsa-Temple

 

Bongeunsa-Temple

Burası bir Budist tapınak sitesidir ve Budist Silla döneminde 794 yılında kurulmuştur. Tapınak: Avatamsaka Sutra arasında, tahta oymalar da dahil olmak üzere, birçok ilginç tarihi ve kültürel özelliklere sahiptir.

Buda’nın doğum günü her yıl Mayıs ayında “Bongeunsa Lotus Lantern Festivali” olarak Samseong-dong sokaklarında kutlanır. Bu dönemde Seul şehrini ziyaret ederseniz, bu eşsiz törenleri izleyebilirsiniz.

Evet tapınak, çeşitli dillerde geleneksel Kore Budist kültürü ile ilgili çeşitli programlar sunan çok popüler bir turistik yer olarak önem kazanmaktadır.

 

Bongeunsa hazineleri

Tapınak, 1000 yıllık geçmişi boyunca birçok hazineler toplamıştır. Bu hazineler: günümüzde “Dongguk Üniversitesi Müzesinde görülmektedir. Özellikle “bronz buhurdanlık” ilgi çekmektedir.

Tapınağın Panjeon denilen salonu: Joseon hanedanlığı döneminde bir akademisyen ve ünlü hattat olan Kim Jeong-hui eseridir. Kim Jeong-hui çalışmalarının son parçası, ölümünden 3 gün önce yazılmış ve onun saflığı ve sadeliğini öven bir kaligrafidir.

Panjeon salonu: 1939 yılında, diğer birçok binaların yandığı yangından kurtulan tek yapıdır. Aynı zamanda, Avatamsaka Sutra’ya adanmış, Budist sutraların yani değerli tahta oymalarının deposudur.

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Maitreya Buda Heykeli

Maitreya Buda Heykeli

Bu büyük Buda heykeli, 23 metredir ve Bongeunsa’nın gururu haline gelmiştir. Heykelin yapımına 1986 yılında başlanmış ve tam 10 yıl sürmüştür. Heykelin bulunduğu avlu, çeşitli törenler ve kültürel etkinlikler için kullanılmaktadır.

G.Kore Seul Saraylar Mahallesi Geleneksel Kore Budist Kültürü-Temple kal

 

Geleneksel Kore Budist Kültürü-Temple kal

Bongeunsa adil bir tapınak olarak bilinir. Yoğun şehrin yorgun insanları burada dinlenebilirler ve aynı zamanda kendileri üzerinde yeni yansımalar sağlarlar. Templestay programı: geleneksel Kore Budist kültürünü ve uygulamalarını içerir.

Tapınakta, günlük yaşamı tanımayı ve yaşamayı sağlar. Ziyaretçiler: bir günlük şafak hizmeti, Kore Zen meditasyon, Dado (çay içme töreni) ve Balwonogongyagn (geleneksel kase ile bir Budist yemeği yeme) gibi bazı basit Budist uygulamaları yaşayabilirler.

Program bir kısa ve bir uzun şeklindedir ve 2 ile 5 saat sürer. Bu turlar: yabancı ziyaretçiler için her Perşembe düzenlenir ve bu turda: lotus fener yapımı, dado ve bir keşiş ile konuşma fırsatı bulunur. Tüm aktiviteler İngilizce yapılır. Tur ücreti 1.000 wondur.

Seyşeller Curieuse

Seyşeller Curieuse

Praslin adasının kuzeybatısında, yalnızca 1.5 km uzaklıktadır ve zirveye hakim yerde, 100 yıllık bir süreçte yani 1870 yılında burada cüzamlı hastalar kalmıştır. 1968 yılında kurulan ada: Seyşellerde tam bir doğa rezervidir. Buranın beyaz kumlu plajları, ağaçlarla kaplıdır ve “Deniz Teknolojisi Seyşeller Merkezi” (Deniz Parkları Kurumu) tarafından yönetilen bir rezervdir. Adanın büyüklüğü 2.86 km. karedir.

Ada: 1768 yılında Praslin gurubu adaları araştıran kaşif Marion Dufresne’nin gemilerinden birisi tarafından keşfedilmiştir. Kırmızı renkli topraklar nedeniyle adaya “kızıl ada” ismi verilmiştir. Büyük dev kaplumbağalar, adaya Avrupalılar gelmesiyle nesli tükenmeye başlamış ve 1768 yılında Fransızlar tarafından adanın ismi “La Curieuse” olarak değiştirilmiştir.

1771 yılında, coco de mer fındık hasatını daha kolay yapabilmek için denizciler adayı ateşe verdiler. Bu durum tüm bitkileri öldürdü ve yanık alanların kalıntıları, aradan 240 yıl geçmesine rağmen, bugün hala görülmektedir.

1833 yılında ada bir cüzzamlı koloniye tahsis edilmiş ve bu durum 1965 yılına kadar sürmüştür. 1870’lerden kalma doktor rezidansı, müze ve eğitim merkezi, günümüzde gezilebilmektedir.

Buranın kumlu koylarında dev kaplumbağalar serbestçe dolaşmaktadırlar. Kuş gözlemcileri burada nadir kuş türlerini görebilirler. Özellikle: Seyşeller saksağanı, Seyşeller fırça bülbülü ve kama kuyruklu yelkovan kuşu ilgi çeker.

Curieuse mekanları: deniz parkı, dev kaplumbağalar ve üreme kolonileri ve ilginç bir müze bulunmaktadır. Çünkü: ada heyecan verici bir dev kara kaplumbağası yetiştirme projesine ev sahipliği yapmaktadır. Ada: hawksbill kaplumbağaları için önemli bir yuvalama alanıdır.

Ayrıca: doktorun evi ve korunmuş bir ulusal anıtın kalıntılarını görmek mümkündür.

Seyşeller Curieuse

 

Buranın en büyük özelliği: “coco de mer” palmiyesinin doğal olarak yetiştiği tek yer olmasıdır. Ayrıca endemik bir asma türü ve mangrov’un sekiz farklı türü yalnızca burada barınmaktadır. Bitki 17.6 kg. ağırlığındaki tohumu sahiptir.

Ayrıca, bugüne kadar 42 kg lık meyve verdiği görülmüştür, çiçekleri ise herhangi bir palmiye ağacından büyüktür. Bu üç ölçü: dünya rekorudur. Günümüzde: bunun korsan bir türü süs ağacı olarak kullanılmakta ve Çinliler tarafından geleneksel Çin tıbbında kullanılmaktadır. Ayrıca Çin’in Kanton bölgesinde yemeklerde tatlandırıcı olarak kullanılmaktadır.

Seyşeller Curieuse

 

Praslin adasından bir günlük tur için buraya teknelerle gelebilirsiniz. Adada: Praslin adasından sonra 20 dakikalık bir tekne turundan sonra, burada Baie Laraie denilen yerde karaya çıkılır. Limanda, 1.2 metre uzunluğunda yerel dev kambur kafalı papağanlar bulunur. Ayrıca Park Rangers karargahı çevresinde yüzlerce dev kaplumbağa görülür. Hatta, ziyaretçiler bu dev kaplumbağaları besleyebilirler.

Adada konaklama imkanı bulunmamaktadır, zaten geziler de yerel operatörler tarafından düzenlenmektedir. Ada ziyareti saat: 08.00-17.00 arasında yapılabilmektedir. Özel yat ile burayı ziyaret etmek isteyenler için: parka girmek için ücret ödemeleri ve mercan resiflerini korumak için belirlenen yerlerde demirlemeleri gerektiği kendilerine bildirilecektir.

Ancak adada hiç bir şey mevcut değildir, bu yüzden ziyaretçiler yiyecek ve içeceklerini beraberlerinde getirmelidirler. Ada çevresindeki gezinizde: 500 den fazla kaplumbağa ve sekiz farklı tür mangrov ağacı görebilirsiniz.

Baie Laraie denilen yerden başlayan yürüyüş yolu, adanın diğer tarafında Anse St Joseph denilen yere kadar gider. Bu yürüyüş parkurunda; ada ve geçmiş granit kayalıklar üzerinden, en görkemli yerlerden kabul edilen yoğun mangrov ormanlarından yürünür.

Bu kayalıklar, yağmur ve rüzgar tarafında temizlenmiş ve kıyı boyunca doğal mavi ve kırmızı çamurla oluşturulmuştur. Antik cüzzamlı koloni kalıntıları orman içinde görülebilir ve neredeyse tamamen bitki örtüsü ile kapanmıştır. Adanın zirvesinde bir kayalık iz de bulunur. Bu kolay bir yürüyüş değildir ve yol boyunca çok gölge değildir ama manzara muhteşemdir.

Evet, Park Rangers denilen bu yürüyüş yolu günde iki kez kullanılabilir ve adanın çevresinde ücretsiz rehberli yürüyüş turları yapılır. Ada genelinde 2 km lik yürüyüş, ziyaretçilere mangrov ormanları, ateşten bozulmuş-yanmış toprakları ve 2004 yılı tsunami, bakış açıları, bataklık ve Seyşellerin en güzel plajlarından bazılarını görmek mümkündür. Baile Laraie yakın mangrov ormanları içinde, mangrov bitkisinin sekiz türünü görebilirsiniz.

 

Doktorun Evi

Burası Creole sömürge mimarisinin bir örneğidir. Ekoloji ve tarih üzerine bir müze olarak restore edilmiş sömürge dönemi villasıdır. Doktorun evi önünde plaj ve yeşil hawksbill kaplumbağaları yuvalarını görebilirsiniz. Kasım-Aralık ayları arasındaki dönemde, ziyaretçiler bebek deniz kaplumbağalarını görebilirler.

Seyşeller Curieuse

Curieuse Marine Parc

Kırmızı ve yeşil renkli Curieuse adası, coco-de-mer ağaçlarının, Seyşeller ikonik sembollerinden biri olan biberlerin ve eşsiz yeşil bitki örtüsünün hakim olduğu bir cennet gibi yerdir. Yamaçlardaki çıplak kırmızı toprak çoğu ziyaretçi tarafından vapurdan inilince dikkat çeker. Ayrıca: tembel dev kambur kafa papağan yığınları ve dev kaplumbağalar da adanın ilgi çeken canlılarıdır.

Adanın en nefes kesici sitelerinden birisi “Jose Anse Baie Laraie” mangrov ormanıdır. Buranın yolu üzerinde, cüzzamlı koloni döneminden kalma kalıntılar bulunur. Anse Jose: Creole sömürge mimarisinin bir harikası olan “Doktor evi” ve deniz kaplumbağaları bulunan plaj, büyüleyici küçük bir müze, şnorkelle denizde yolculuk, Coral Garden veya Pointe Rouge bölgesinde tüplü dalış: işte burada yaşayabilecekleriniz bunlardır.