Sri Lanka Sigiriya

Sri Lanka Sigiriya

Sigiriya: Sri Lanka adasında: Dambulla yakınlarında “Matale” bölgesindedir. Buraya ulaşmak için: Colombo-Habarana karayolunda ilerlerken: İnamaluwa denilen yerde, doğuya yönelinir ve akabinde “İnamaluwa” bölgesini yaklaşık 10 km. geçince, Kimbissa bölgesinden, Sigira’ya ulaşılır.

Buraya “Lion Rock” bölgesi de deniliyor. Yaklaşık 200 metre yüksekliğindeki bu kaya kütleri: çevresindeki büyük bir alana hakimdir.

Akrabalarını ve babasını öldüren kral Kasapsa (477-95): dik yamaçlarda ve her taraftan ormanla çevrili, 370 metre yükseklikteki kırmızımsı rengin hakim olduğu bir granit tepe üzerine, zirveye bir saray yaptırır ve burada ikamet ettiği 11 yıl boyunca: olağanüstü görkemli bir konut yaratır.

Özellikle: kardeşi olan Prens Mugalan’ın Hindistan’a kaçması ve daha sonra bir ordu kurarak, intikam alacağını düşünerek, böyle bir kartal yuvası benzeri saray yaptırmaya karar vermiştir. (Aslında: Prens Mugalan, 18 yıl sonra, Hindistan’da bir ordu kurarak buraya geldi ve savaş sırasında, kral Kassapa’yı öldürdü ve Mugalan kralı oldu, Anuradhapura şehrine geri döndü ve oradan ülkeyi yönetmeye başladı. Burayı ise Budist rahiplere bıraktı.)

Kaya zirvesindeki binalar: kendi sarnıçları ve kaya heykelleriyle güçlendirilmiştir. Kaya dibindeki alt şehir: büyük bir duvar ile savunulmuştur. Ayrıca: yine alt şehir bölümü: kanallar, çeşmeler ve teraslı bahçelerle süslenmiştir.

Tuğla ve sıva ile yapılan ve dev bir aslan ağzından çıkan galeri ve merdivenler: tepe üzerindeki bir dizi siteye erişimi sağlamaktadır. Bu bölgede: MÖ.3’ncü yüzyıldan itibaren yerleşim bulunduğu tespit edilmiştir. Bölgede bulunan birçok mağarada: Brahmi dönemine ait, MÖ.1 ile 3’ncü yüzyıllara ait yazıtlar bulunmuştur. Hatta: bir kısım Sigiriya freski ve resimlerde bu mağaralarda görülmektedir.

Yukarıda sözünü ettiğim savaş sonucu yenilen kralın ölümünden sonra: 1150 yılında, kraliyet sarayı ve bölge terk edilmiş ve kral Kashyapa unutulmuştur. Kendisi: Sri Lanka tarihinde pek sevilmese de, Sigiriya kalıntıları: 21’nci yüzyılda ortaya çıktığında: kendisinin yüksek sanat tutkusu ve mühendislik becerileri hayranlık uyandırmıştır.

Takip eden süreçte ise, sarayın bulunduğu yer, 14’ncü yüzyıla kadar Budist manastırı olarak kullanılmıştır.

Sri Lanka Sigiriya
Sri Lanka Sigiriya
Sri Lanka Sigiriya

1831 yılına gelindiğinde ise, İngiliz yönetiminin subayı Binbaşı H. Forbes tarafından: Sigiriya yeniden keşfedilmiştir. 1853 yılında: Ahadams ve J.Bailey isimli arkeologlar kayanın zirvesine tırmanarak, arkeolojik araştırmalara başlamışlardır.

Günümüzde: burası UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi” ne dahil edilerek, koruma altına alınmıştır. Bölgedeki: en iyi korunmuş antik kent kalıntılarından birisidir. Aynı zamanda: Sri Lanka ülkesinde, en çok ziyaret edilen tarihi yerlerin başında gelmektedir. Çok sayıda anıtsal kalıntı: kalıntıları işgal eden çalı ve otların arasında bulunmaktadır.

Sri Lanka Sigiriya
Sri Lanka Sigiriya
Sri Lanka Sigiriya

 

Ziyaret:

Ziyaretçiler: Sigiriya Town bölümünde, içeriye giriş için bilet aldıktan sonra: yaklaşık 1 kilometrelik ağaçlarla çevrili yolda, yürüyerek “Sigiriya Rock” bölgesine doğru çıkarlar.
Dış hendek ve sur bölgesine gelindiğinde, sağ yanda “Arkeoloji Müzesi” görülür. Buradaki köprüden geçildikten sonra, kalenin düşmandan korunması için yapılmış olan bir savunma kapısından daha geçilerek, zirveye doğru ilerlenir.

Sri Lanka Sigiriya
Sri Lanka Sigiriya

 

Kaya:

Kaya bloku: bulunduğu bölgede, kilometrelerce uzaktan tanınabilecek eşsiz bir şekle sahiptir. Bir kale olarak, şehir: surlar ve hendeklerle çevrilerek savunması kuvvetlendirilmiştir. Şehrin, başlıca girişi batı bölümündedir. Ancak: şehre girmeye çalışacak askeri güçler: kayanın zirvesinden, kilometrelerce uzaktan rahatlıkla görülebilirler. Yani, düşmanın buraya sürpriz bir saldırı yapması mümkün olmamaktadır.

Sri Lanka Sigiriya

 

Hendekler-Su Bahçeleri:

Sigiriya şehrinin bahçeleri: bölgenin en önemli yeşil alanlarıdır. Bahçeler birbirinden ayrı olmasına rağmen, bağlantılı formdadırlar. Büyük iç sura paralel olarak hendek uzanır. Çünkü: bu surların gece gündüz korunması mümkün olmamaktadır. Hendeklerde bulunan su ile, surlar korunmaktadır. Üst havuzlarda biriken yağmur suları: yeterli olduğunda, basınç kanallarında su dağıtmak için kullanılmıştır. Su teknolojisi, günümüzde bile çalışır durumdadır. Sigiraya bölgesinde: yaklaşık 95 havuz veya gölet bulunmaktadır.

Batı bölümde bulunan bahçelerden, ilk bahçe: su ile çevrili bir arsadan oluşmaktadır. Su bahçeleri: doğu-batı ekseni üzerinde simetrik olarak inşa edilmiştir. Sigirya şehrine: güneydeki büyük bir yapay göl üzerinden bağlanırlar. Tüm havuzlar: bu gölden yer altı boru ağı ile beslenir. Ayrıca, hendeklerle birbirlerine bağlanırlar.

Sri Lanka Sigiriya

 

Kabul Salonu:

Burası: kaya dümdüz oyulmak suretiyle oluşturulmuştur, ayrıca yine kayaya oyulmuş bir taş koltuk bulunmaktadır. Burası: kraliyet kompleksinin bir parçasıdır.

Sri Lanka Sigiriya

 

Cobra Hood Mağarası:

Kendi doğal şekli nedeniyle, bu kayaya “Cobra Hood” ismi verilmiştir. Bu mağara: MÖ.1 ve 3’ncü yüzyıllar arasında, Budist rahipler tarafından mesken olarak kullanılmıştır. Mağara tavanında, erken Brahmi dönemine ait, 6-7’nci yüzyıllardan kalma resimler ve yazılar bulunur.

 

Stairway:

Sigiriya Rock antik yolu üzerinde, doğal bir peyzaj alanıdır. İki kayanın, iki tarafında bulunan bu iki mağara: doğal tepenin dışında oluşması nedeniyle önem kazanmaktadır. Buradaki teras bahçeleri: rahipler için konut olarak kullanılmıştır. Toprak erozyonunu önlemek için, çeşitli yüksekliklerde, taş istinat duvarları yapılmıştır. Çünkü: Sigiriya bölgesi, çok yağmurludur. Merdivenler, teras bahçeleri üzerinden geçilir.

Sri Lanka Sigiriya
Sri Lanka Sigiriya

 

Fresk:

1907 yılında, tepeyi ilk kez keşfeden Jonathan Forbes : “Tepenin bütün yüzü dev bir resim galerisi gibi görünüyordu. Belki de dünyanın en büyük resmidir diyebilirim” şeklinde notlarını tutmuştur.
Resim: kayanın tüm batı yüzünde, 140 metre uzunluğunda ve 40 metre yüksekliğinde bir alanı kaplamaktadır. Bu alan: yerel kaya tabanından, yaklaşık 100 metre yükseklikte, batı kaya bölümündeki bir boşluktadır.
Tüm figürlerde, 500 bayan resminin bulunduğu sayılmıştır. Bunlar: “Sigiri Apsaras” olarak adlandırılan asil genç kızların resimleridir. Ancak: bölge manastır olunca bunların büyük bölümü silinmiştir. Günümüzde: yalnızca 21 resim kalmıştır. Ancak: batı kaya bloku dışındaki birkaç yerde de resimler görülmektedir.

Sri Lanka Sigiriya

Ayna Duvar:

Ayna duvar: aslında bu tuğla duvarın üzerinde cilalı bir kaplama bulunmaktadır ve 8’nci yüzyıldan kalmadır.
Duvar: üzerine ziyaretçiler tarafından yazılan her türlü yazılar ile karalanmıştır. Çünkü: teras/platforma çıkan yol: ayna duvarın yakınından geçmektedir. Bu yazıların çoğu: 7-11’nci yüzyıllar arasından kalmadır. Hatta, yazıların bir kısmı, o zamanki dönemde, okuma-yazma öğrenen kadınlar tarafından yazılmıştır. Yazı için, metal objeler kullanılmıştır. Yazılardaki ifadeler: bayanlar ve güzellik hakkında, edebi deyimlerdir. Ancak: günümüzde ziyaretçilerin buraya yazı yazması yasaklanmıştır.
Burada: günümüzde: yalnızca “büyük bir aslan figürü” bulunmaktadır. Aslan pençesine: zirvedeki kaya üzerine inşa edilen demir merdivenlerle ulaşılır.
Kaya zirvede ise: yaklaşık 3 dönümlük bir alan üzerinde “Saray” temelleri ve birkaç gölet kalıntısı bulunmaktadır. En büyük gölet: kaya kesilerek yapılmış ve zirvede oluşan büyük rüzgar gücü kullanılarak, su, zemin seviyesinden, rüzgar enerjisi kullanılarak, bir hidrolik sistem tarafından, bu tankı dolduracak şekilde bir düzen yapılmıştır.

Sri Lanka Sigiriya

 

Aslan Merdiven ve Teras:

Sigiriya kompleksi: aslan şeklindeki bir kayanın üzerine kurulmuş olmasına rağmen, bu aslanın yalnızca iki devasa pençesi: kayanın kuzey tarafında görülmektedir. Kaya zirvesinde bulunan aslan pençesine giden merdiven: aslan merdiveni olarak bilinir. Kuzey bölümde, aslan pençesinin bulunduğu yerin girişinden hemen önce, bir bina kalıntıları bulunan oldukça büyük bir teras görülür.

 

Zirveye çıkılan demir merdiven:

Aslan pençesi bölümünden sonra: ikinci bir yükselti başlar ve demir bir merdivenle zirveye çıkılır. Bu çevresi demir parmaklı platformla çevrili merdivenden: çevreyi kuş bakışı izlemek mümkündür. Bu demir merdivenden, kayanın en üst bölümüne, son bölüme tırmanılır.

Sri Lanka Sigiriya
Sri Lanka Sigiriya

 

Zirve ve Saray:

Evet, tepenin zirvesinde, 5’nci yüzyıldan kalma kalenin kalıntıları bulunmaktadır. Zirvedeki arazi: 3.5 dönümdür. Burası: çeşitli teraslar, bahçeler ve saraylar için düzenlenmiştir. Burada: boyutları 90 x 68 metre olan bir kaya kesilerek, büyük bir havuz yapılmıştır. Ayrıca: yine tuğla kullanılarak yapılan birkaç küçük havuz bulunur. Sarayın tam planı ise, temel kalıntıları nedeniyle günümüzde bile belli olmaktadır. Çünkü: binaların temelleri sağlam olarak durmaktadır.

Düzce Yığılca

Düzce Yığılca

Düzce il merkezine 38 km. Adapazarı’na 100 km. Ankara’ya 276 km ve İstanbul’a 234 km uzaklıktadır.

Yığılca, Düzce ilinin doğusunda, Kızıltepe’nin güneybatı eteklerinde, Melen nehri kıyısında kurulmuştur. İlçe toprakları genel olarak dağlıktır. Deniz seviyesinden yüksekliği: 350 metredir.

Düzce Yığılca

En önemli akarsu: Melen ırmağıdır. Irmak Yığılca ilçesi içinden geçer ve Hasanlar Barajına dökülür. Dağlar sık ormanlarla kaplıdır. Karadeniz iklimine uygun olarak sık ve yeşil orman türleri hakimdir. Yedigöller Milli Parkı, ilçe merkezine 38 km uzaklıktadır, ancak bu yol stabilizedir ve çok bozuktur.

Düzce Yığılca

Tarihçe

Bölge 1321-1323 yılları arasında Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Orhan Gazi’nin komutanlarından biri, bölgede yığınak yapmış ve İlçenin ismi buradan gelmektedir. Yörede: Orhan ismini taşıyan bir dağ, bir cami ve ayrıca Redifler isimli bir köyün varlığı, bu tahmini doğrulamaktadır. Çünkü, Orhan Gazi’nin küçük ordu kuvvetlerine “Redif” ismi verilirdi.

Yığılca 1904 yılında bucak olarak Düzce’ye bağlanır. 1954 yılında ise müstakil ilçe olur. 1999 yılında Düzce ilinin ilçesi olur.

Düzce Yığılca

Yığılca arısı ve balı

Ülkemizde 56 farklı lokasyondan örnek alınarak yapılan araştırmada: Yığılca arası: vücut iriliği ve organlarının uzunluğu bakımından, diğer illerin arı popülasyonundan farklı bulunmuştur. Daha sonra sürdürülen araştırma sonuçlarına göre, Yığılca arı ekotipinin genetik ve morfolojik bakımdan farklılığı ortaya koyulmuştur.

Literatüre giren Yığılca ekotipi yüksek bal verimi, çalışkan, kışa dayanıklı ve bölgesine iyi adapte olmuştur. Yapılan araştırmalara göre: Yığılca’da aracılar dışarıdan ana arı satın almamışlar, 20-30 yıllık bir zaman diliminde atadan, dededen kalma kolonilerin devamlılığı sağlanmıştır. Yani dışarıdan göç alınmamıştır ve Yığılca’da coğrafi izolasyona bağlı olarak arılar bulunduğu çevreye ve floraya adapte olmuştur.

GEZİLECEK YERLER

Düzce Yığılca

 

Düzce Yığılca

Orhan Gazi Camisi

Osmanlı Devleti kurucularından Orhan Gazi’nin gelip konakladığı (1323 yılı) ve kendi adıyla anılan bir de cami yaptırdığı bilinmektedir. Sultan Orhan Camisi Şerifi olarak kayıtlara geçmiş bulunan bu kültür mirası 2007 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiş, ibadete ve ziyarete açılmıştır.

Günümüzden 687 yıl önce, çantı tekniğiyle uzun kütüklerin birbirine geçirilmesiyle, çivisiz olarak inşa edilen, Tarihi Osmanlı Mescidinin kurulu bulunduğu alanda, sarıklı mezar taşları da dikkat çeker. Ahşap mimaride, tomrukların veya kerestelerin içine derin çentikler açılarak, çandı tekniğiyle oluşturulan dörtgen kasnak, bir çeşit temel oluşturur.

Temeli olmadan inşa edilen yapılar, iri taşların üzerine kasnakların yerleştirilmesiyle sağlamlaştırılır. Hiç çivi kullanılmaması, bu yapıların en büyük özelliği olarak biliniyor. Çandı yönteminde kerestelerin daha dayanıklı ve uzun ömürlü olması amacıyla çivi tercih edilmiyor.

Düzce Yığılca

Paşabükü Dişbudak Ağacı Tabiat Anıtı

Kırık köyü, Paşabükü mevkiinde ormanlık alandadır. Dışbudak ağacı, 110 yaşındadır. Boyu 46 metre, çapı 1 metre ve çevre genişliği 3 metredir. 1000 metre karelik alan Tabiat Anıtı olarak 2002 yılında tescil edilmiştir.

Düzce Yığılca

Kayadibi Porsuk Ağacı Tabiat Anıtı

Gökçeağaç köyü, Kayadibi mevkiinde ormanlık alanda yer almaktadır. Porsuk ağacı: 775 yaşındadır. Boyu 27.5 metre, çapı 1.90 metre, çevre genişliği 4.80 metredir. 1000 metre karelik alan, 2002 yılında Tabiat Anıtı olarak tescil edilmiştir.

Düzce Yığılca

Saklıkent Şelalesi

Yığılca ilçesi sınırları içinde bulunan Saklıkent şelalesi, Yedigöller yolu güzergahında, Düzce il merkezine 40 km ve Yığılca ilçe merkezine 5 km uzaklıktadır. Yeni keşfedilen doğa güzelliklerinden olan Saklıkent şelalesi, trekking ve foto-safari yapmak isteyenler için oldukça uygundur. Bölgede: piknik, mesire alanı ve alabalık tesisleri bulunur.

Düzce Yığılca

Yığılca-Hebeler-Yağcılar-Saklıkent Şelalesi arasında 7 km yürüyüş parkuru vardır. Orta zorlukta bir parkur olup, dört mevsim yürünebilir. İyi kondisyona sahip, uzun yürüyüş tecrübesi ve yol bulma yeteneği olanlar için uygundur. Yığılca-Yedigöller yolu üzerinde Hebeler köyü sapağından yürüyüşe geçilir. Yer yer çam ve kayın ağaçları ve bağ bahçe arasında geçen bir parkurdur.

Düzce Yığılca

Balabolon Şelalesi

Yığılca ilçesindeki Balabolon şelalesi, Yığılca-Yedigöller yolu üzerindedir.

Düzce Yığılca

Yoğunpelit Şelalesi

Yoğunpelit köyündedir. Şelale: Düzce il merkezine 56 km ve Yığılca ilçe merkezine 20 km uzaklıktadır. Bölge doğal güzellikleri açısından zengin bir yapıya sahip olup, trekking, foto-safari, piknik gibi aktiviteler için oldukça uygundur. Ayrıca: bölge doğal güzellikleri yanında eko-köy potansiyeline sahiptir.

Düzce Yığılca

Yılançatı Kanyonu Tabiat Parkı-Ağlayan Şelale

Yığılca ilçesinin Karakaş ve Hocaköyü sınırında, Düzce il merkezine 55 km uzaklıktadır. Kanyonun olduğu bölge, Yedigöller Milli Parkı ulaşım yolu güzergahında olup, bu güzergahı kullanan ziyaretçilerin kolaylıkla ulaşabileceği ve tercih edeceği bir konumdadır.

Kanyon boyunca: ormanlık alan, göknar, kayın, karaçam ve meşe ağaçları, irili ufaklı bir çok gölcük ve şelale ile süslenmiş, seyir noktaları, dinlenme alanlarıyla doğal bitki örtüsü ve berrak akan suları oldukça dikkat çekicidir.

Sahada doğa yürüyüşü, foto safari, günübirlik piknik, olta balıkçılığı, kanyon tırmanışı ve bisiklet gezisi yapmak mümkündür. Keşfedilen 10 adet ağlayan şelale ziyaretçileri bekliyor.

Düzce Yığılca

Yılançatı deresi üzerinde bulunan ve yaklaşık 10 metre yüksekliğe sahip en büyük şelalenin üst kısmından doğal olarak süzülüp göz damlası şeklinde akan sular, görenleri hayrete düşürüyor. Yaklaşık 7 km uzunluğundaki arazinin içinde bulunan yirmiye yakın doğal göletler de şelalelere ayrı bir güzellik katıyor.

Yığılca ilçesine bağlı Mengen köyü mülkü hudutlarında Yılançatı deresinde doğal olarak bulunan ağlayan şelaleler, özellikle yaz ve sonbahar aylarında gezilmeye değer bir cennet niteliğindedir.

Düzce Yığılca

Hasanlar Baraj Gölü

Küçük Melen Çayı üzerinde, 425 Hektar alana kurulmuş olan baraj gölü, Düzce il merkezine 20 km ve Yığılca ilçe merkezine 16 km uzaklıktadır. İlçe merkezine girmeden hayranlık uyandıran güzellikteki Hasanlar Barajı, göze sığmayan büyüklükte ve güzellikteki her kıvrımından ve her yüksekliğinden tüm coşku ve güzelliğiyle insanı cezp ediyor.

Alternatif su sporlarının yanı sıra, her yıl geleneksel olarak düzenlenen yelken yarışları, zengin balık kaynakları ile sportif amaçlı olta balıkçılığına müsait kıyıları ile dikkat çekiyor.

Düzce Yığılca

Hasanlar köyü-Hasanlar Barajı arasındaki yürüyüş yolu 4 km dir. Orta zorlukta olup, su içinden geçmek gerekebilir. Boğazlı yürüyüş ayakkabısı ile dört mevsim yürünebilir. Sağlıklı her insanın yürüyebileceği bir parkurdur, Düzce-Yığılca yolu üzerinde Hasanlar köyü Orhangazi camisi önünden yürüyüşe başlanır. Kayın ağaçları arasında yürürken Hasanlar Baraj Gölü’nün muhteşem manzarasını izleyebilir, parkur boyunca karşılaşılan vadi ve kayalıklarda kaya tırmanışı yapabilirsiniz.

Düzce Yığılca

Sarıkaya Mağarası

Yığılca ilçe merkezine 5 km uzaklıktadır. Sarıkaya köyünün 1.5 km kuzeydoğusundadır.

Mağara, Batı Karadeniz Bölgesinin en büyük mağarasıdır. İçinde şelaleler ve göletler vardır. Toplam uzunluğu 717 metredir. Ana galeri uzunluğu 510 metre, genişliği 80 metre, boyu 75 metre, tavan yüksekliği 15-40 metre arasındadır.

Salonda: iki gelişim dönemine ait fosil ve genç damlataş şekilleri bulunmaktadır. Salonun ortasında, Aksu çayından gelen derenin oluşturduğu küçük bir şelale ve ikinci evreye ait bir kanyon-vadi bulunmaktadır ve ilk oluştuğu bölümden 17 metre ve gittikçe artan bir derinliktedir. Mağara, yakın çevresinin yüzey sularını toplayarak Aksu Mağarası ile Melen Çayı’na boşaltır.

Düzce Sarıkaya mağarası

Birinci derece doğal sit alanıdır. Kireçtaşından ve kumtaşlarından derine doğru kazılma ile oluşan Sarıkaya mağarası aynı zamanda bir su geçiş yoludur. Sarkıt, dikit ve odaları bulunan mağaranın girişi sarmaşıklarla kaplıdır. Kaya tırmanışı, çadır kampı için uygundur.

Düzce Sarıkaya Mağarası

Yığılca-Sarıkaya mağarası arasındaki yürüyüş yolu 12 km dir. Yığılca’nın Gökçeağaç köyünden yürüyüşe geçilir. Yer yer çam ağaçları ve bağ bahçe arasında geçen bir parkurdur. Kolay bir parkur olup iyi kondisyona sahip, uzun yürüyüş tecrübesi ve yol bulma yeteneği olanlar yürümelidir. Parkur üzerinde mutlaka görülmesi gereken Sarıkaya Mağarası vardır.

Düzce Akçakoca hakkındaki gezi yazım için Akçakoca

Bali Densapar Batısı

Bali Densapar Batısı

 

Bereketli topraklar ve yüksek yağış miktarı, adanın bu kesimine refah getirmiştir. Burada bulunan kasabalarda, hediyelik eşya satıcılarından çok bilgisayar satıcılarının bulunduğunu görebilirsiniz. Ancak, konaklama imkanları zayıftır. Yemek konusunda da, fazla seçenek bulamasınız. Fakat, yine de bölge gezilmeye değerdir.

 

Mengwi

Bali Densapar Batısı

Pura Tamam Ayun

Bu tapınak: 1734 yılında inşa edilmiş ve 1937 yılında yenilenmiştir. Tapınak: çifte hendeğiyle ünlüdür. Dışarıdaki geniş hendek: her sabah, halk tarafından: yıkanmak ve çamaşır yıkamak için kullanılır. Öğleden önce, ziyaretçi akını başlar başlamaz: bir tekne, insanları, dıştaki hendekten geçirerek, el sanatları ürünlerinin satıldığı bir mağazanın bulunduğu karşı tarafa taşırlar.

 

Sangeh Maymun Ormanı

Şehrin kuzeyinde, dinsel önemlerinden dolayı koruma altında tutulan, doğal bir koruma bölgesi olan bu orman bulunur. Buradaki maymunlar, daldan dala dolaşarak, ziyaretçileri kontrol ederler. Burada bulunan “Pura Luhur Batukau” tapınağında sürüler halinde toplanırlar. Bu maymunlar, hırsızlık yapıyorlar, yanınızdaki ve cebinizdeki malzemelerinize sahip çıkmanız önerilir.

 

Marga

1946 yılında, Bali askeri güçleri, bu köyün yakınlarında, Hollandalılar tarafından pusuya düşürüldüler ve kahramanca bir direnişin ardından hepsi öldürüldüler. Köyün kuzeyindeki savaş alanı: günümüzde, anıtlarla donatılmıştır. Bir heykel ile, bu özgürlük savaşçıları ölümsüzleştirilmişlerdir.

 

Margarana Anıtı

Bu anıt: Endonezya devletinin 5 ilkesi olan “pancasila” nın simgelerini taşıyan sütunlarıyla bilinen bir ibadet yeridir. Buradaki oyma panolarda: Ngurah Rai’nin Hollandalıların geri çekilmelerini talep eden “Sekali Merdeka, Tetap Merdeka” yani “Bir kez özgürsen, her zaman özgürsün” sözleriyle biten mesajı görülmektedir.

Bu anıtın ötesinde, Bali’nin bağımsızlığı için ölenlerin (1372 kişi) anısına dikilen anıtların bulunduğu, başka bir alan görülür. Burası, bir mezarlığa benzemesine rağmen, mezarlık değildir. Burada bulunan küçük müzeyi ziyaret edebilirsiniz, müzede çeşitli fotoğraflar var.

Bali Densapar Batısı

Bali Densapar Batısı

 

Tanah Lot

Hemen hemen bütün Bali turizm broşürlerinde, bu tapınağın resmi görülür. Tapınak: kayalık bir adacık üzerinde kurulu egzotik bir yapıdır. Batan güneşe karşı olan silueti muhteşemdir. Her tur otobüsü, özellikle ziyaretçileri fotoğraf çekebilsinler diye, akşam üstü burada yoğunlaşırlar.
Tapınak, Denpasar şehrinin 20 km. batısındadır.

Tapınak bir kaya üzerine yapılmıştır ve hemen önündeki büyük açık deniz tarafından, bu kaya parçası, gerek dalgalar ve gerekse gel-gitler sonucu, sürekli şekillendirilmiştir. Ancak: 1980 yılında, kayanın cephe bölümü çökmeye başlar ve tapınak yıkılma tehlikesi geçirir. Japon ve Endonezya hükümetleri, birleşerek, tapınağın önemli yerlerinin korunması için bazı restorasyon faaliyetlerinde bulunurlar. Yani, tapınağın restorasyonu Japonya tarafından finanse edilmiş ve tapınağın deniz yönündeki boşluklarına, kaya blokları yerleştirilmiştir.

15’nci yüzyılda, Nirartha isimli bir rahip: güney kıyılarına yaptığı bir seyahat sırasında, bu kaya adanın bulunduğu yeri çok beğenir ve orada dinlenir. Bazı balıkçılar, kendisini görür ve ona hediyeler verirler. Nirartha: o küçük adada geceler.

Daha sonra, balıkçılar, bu küçük adanın ibadet etmek için kutsal bir yer olduğuna inanırlar ve kaya üzerine, bir tapınak inşa ederler. (Efsaneye göre, balıkçılara, bu tapınağı inşa etmelerini “deniz tanrıları” söylemiştir) Yine, söylentilere göre: kayalık adanın hemen dibinde bulunan “deniz yılanları”: kötü ruhlar ve davetsiz misafirlere karşı, tapınağı korurlarmış.

Evet: tapınak, Bali adasında bulunan 7 deniz tapınağından birisidir. Ancak, dalgaları önlemek için, beton dalgakıranlar yerleştirilmiştir. Ancak: buradaki sahil, giderek daha fazla hediyelik eşya ve yiyecek satan tezgahlar tarafından kaplanmaktadır ki, Balililer, buna önlem almamaktadırlar ve bu durum, ziyaretçileri rahatsız etmektedir.

 

Trambitan

Anayolun hemen güneybatısındaki bu kasabada, zengin bir ailenin mülkiyetinde olan 3 saray yapısı bulunmaktadır. Bu saraylardan “Puri Anyar” üst düzey bir pansiyon olarak kullanılmaktadır.

 

Negara

Bölgeye 23 km. uzaklıktadır. Burası “manda yarışları” ile ünlüdür. Buradaki yarış sezonu: Eylül ve Ekim aylarıdır.
Bölgede: Hindistan cevizi, kahver, karanfil, vanilya, balıkçılık ve pirinç tarlaları görülür. Plajları, siyah kumludur.

Bali Densapar Batısı

West Bali National Park

Bali’nin en kuzey-batı noktasıdır. Prapat Agung yarımadasının tamamını kapsamaktadır. Bali’nin yüzölçümünün yaklaşık % 3’lük alanını kapsamaktadır. Park alanının küçük bir bölümü, ziyaretçilere açıktır. Buralarda bulunan yürüyüş parkurlarında yürüyüş yapmak mümkündür. Özellikle kuş gözlemi için ideal bir yerdir.