Tanzanya Zanzibar

Tanzanya Zanzibar

 

Zanzibar hakkındaki yazıma başlamadan önce, şunu bilmenizde yarar var.

Buraya gitmeyi düşünürseniz: beş yıldızlı otel konforu, lüks bir yaşantı aramamanız gerekiyor.

Bunlardan öte, maalesef burada hijyen de büyük sorun.

Yani: burayı ziyaret edecekler, muhteşem bir doğa, harika bir deniz, kumsallar ve baharatlar ile karşılaşacak olsalar da, kesinlikle burada özellikle yiyecek meyve dışında, hijyen nedeniyle, pek yenecek bir şey bulunmadığını göreceklerdir.

Yine de, adada yaşam çok ucuz, doğası henüz bozulmamış, bu yüzden, burası ziyaret edilebilir.

Ancak: Müslüman bir ülkede bulunduğunuzu unutmayın ve özellikle kıyafetlerinize dikkat edin.

Bu ülkenin en büyük özelliklerinden birisi de, size hizmet eden her türlü kişinin “bahşiş” beklemesidir.

Bunlara, küçük bir miktar bahşiş vermeyi ihmal etmeyin.

Bu arada: “Jambo my brother” diye yanınıza yaklaşan yerel halktan insanlara sakın güvenmeyin, sizi alakasız yerlere götürecekler ve uğraştıracaklardır.

Son zamanların gözde “balayı” mekanı olan bu ada “Maldivler” den daha yakın ve aynı özellikleri barındırıyor, yani deniz, güneş, kumsallar muhteşem güzel, ama ada halkının tamamen Müslüman olduğunu ve İslam dinine aykırı gelecek davranışlardan kaçınmanız gerektiğini (özellikle alkol konusunda) unutmamanız gerekiyor.

Ada cumhuriyeti: Hint okyanusunda bulunuyor. Ada: Tanzanya’ya bağlı olmasına rağmen, kendi içişlerinde özgürdür ve yerel hükümet tarafından yönetilmektedir ve iki adadan oluşmaktadır.

Ada: bir kanal ile, Afrika ana karasından ayrılmış olup, bu kanalın en dar yeri: 36.5 km. dir. Adanın uzunluğu 85 km. ve genişliği 39 kilometredir. En yüksek nokta: Unguja olarak isimlendirilen 120 metre yükseklikteki tepedir. Esas adaya zaten “Unguja” ismi verilir.

Pembe ada olarak isimlendirilen ikinci yani diğer ada ise: esas adanın güney ucundadır. Bu ada da bir kanal ile Tanzanya ana karadan ayrılmış olup, kanalın en geniş yeri 35 kilometredir. Adanın büyüklüğü 980 km. karedir. Uzunluğu yaklaşık 68 km. ve genişliği 22 kilometredir. En yüksek noktası, 95 metredir.

Adanın başkenti “Stone Town” şehridir.

Adanın en büyük özellikleri: turkuaz mavisi denizi, bembeyaz kumsalları, tropik meyveleri, birçok baharat çeşitleridir.

Adanın tarihi süreç içindeki gelişimi incelendiğinde:

ilk yerleşimcilerinin İran’dan gelen göçmenler olduğu görülür. Adı: “zencilerin sahili” anlamında, Farsça “Zangi bar” kelimesinden türemiştir.

1502-1700 yılları arasındaki yaklaşık 200 yıllık süreçte ise, burası Portekiz tarafından sömürge olarak kullanılmıştır.

1700 yılında ise Umman Sultanlığının denetimine girmiştir. 1840 yılında, Umman Sultanlığının başkenti, adadaki “Stone Town” şehrine taşınmıştır.

1861 yılında ise, Umman Sultanlığı, iktidar çatışmaları nedeniyle ikiye bölününce, ada sultanlığı, 1890-1963 yılları arasında, Birleşik Krallık tarafından atanan valiler tarafından yönetilmiştir.

19 Aralık 1963 tarihinde ise, ada bağımsızlığını kazanmıştır. 26 Nisan 1964 tarihinde ise, ada, Tanzanya’ya bağlanmıştır.

Ancak, adanın tarihi geçmişinde en öne çıkan konu: buranın bir köle ticareti merkezi olarak kullanılmasıdır. Söylenenlere göre: Afrika’nın çeşitli yerlerinden toplanan köleler, satılmak üzere buraya getirilirlermiş.

Burada: küçük hücrelere tıkılan kölelerin büyük bölümü ölür, ölmeyenler ise ağaca bağlanıp kırbaçlanırlar, bağırmayanlar ve ağlamayanlar yüksek ücretlerle satılırlarmış.

Uzun yıllar devam eden bu acımasız etkinlik: Nil nehrinin kaynağını aramak için bölgede dolaşan bir İngiliz misyoner tarafından görülür ve kendisi tarafından başlatılan büyük bir kampanya sonucunda, 1964 yılında, bölgedeki “köle ticareti” yasaklanır.

Gelelim günümüze:

Günümüzde ada halkının yani yerli halkın aşırı yoksul olduğu görülüyor. Çok küçük bir bahşiş verdiğinizde, bu insanların çok mutlu olduklarını görebiliyorsunuz. Fakir yerli halk: kıyılarda deniz çekildiğinde, para kazanmak için uğraş vermeye başlıyorlar ki, bu uğraşlar: sıradan balık tutmak.

Halkın çoğu Müslüman demiştim ya, Afrika’nın kuzeyindeki Müslüman ülkelerde olduğu gibi, bunlar fotoğraflarının çekilmesinden veya birlikte fotoğraf çekilmekten sıkılmıyorlar.

Çünkü, bunun karşılığında küçük te olsa bir bahşiş alma şanslarının bulunduğunu biliyorlar ki, inanın küçük bir bahşiş verdiğinizde çok mutlu olduklarını gördüğünüzde, zaten siz isteyerek bahşişi veriyorsunuz.

 

Tanzanya Zanzibar

İKLİM

Adayı ziyaret ederseniz, iklim olarak bilmeniz gereken ilk özellik: kuzey yarımküredeki iklimin tam karşıtı bir iklimle karşılaşacak olmanızı bilmenizdir. Yani, ülkemizde kış varken, burada yaz hüküm sürer. Ekvator’a yakın olması nedeniyle, adalarda, yıl boyunca sıcaklık yaşanır. Mart-Nisan-Mayıs aylarında ise, bölgede muson yağmurları görülür.

Sıcaklık ortalamaları yıllara göre: Ocak ayı: 32, Şubat ayı: 33, Mart ayı: 33, Nisan ayı: 30, Mayıs ayı: 29, Haziran ayı: 28, Temmuz ayı: 28, Ağustos ayı: 28, Eylül ayı: 29, Ekim ayı: 30, Kasım ayı: 32, Aralık ayı: 32.

Tanzanya Zanzibar

EKONOMİ

Zanzibar’da ekonomik etkinliklerin başında, özellikle Pemba adasında üretilen “karanfil” üretimi gelmektedir. Burası, bir zamanlar dünyanın önde gelen karanfil üreticisi olmuştur. Ancak, karanfil satışları, son yıllarda düşmüştür. Bunun yanında, ülkenin diğer en önemli ekonomik etkinliklerinin başında, yine baharat üretimi gelmektedir.

Özellikle: çeşitli baharatlar ve yosun ihraç edilir. Balıkçılık için kano üretimi yaygındır. Turizm ise, son yılların en gözde gelir kaynağıdır.
Evet: 1800’lü yılların başında gelen baharat: ada iklimine uyum gösterince, verimli topraklarda uzun süre baharat üretimi ve ihracatı yapılmış ve adanın kaderi değişmiştir.

Tanzanya Zanzibar

DİN

Ada nüfusunun çoğunluğu Müslümandır. % 97’lik Müslüman çoğunluğun yanında, geriye kalan % 3’lük bölüm Hıristiyan’dır.

Tanzanya Zanzibar

DİL

Adalıların büyük bölümü İngilizceyi gayet güzel konuşuyorlar. Ancak, yerel dil “Kiswahili” dilidir. Doğu Afrika’da zaten bu dil, yaygın olarak konuşuluyor. Ancak, söylediğim gibi, ada halkının birçok kişisi “İngilizce, Fransızca ve İtalyanca” konuşabiliyor.

Tanzanya Zanzibar

ULAŞIM

Adaya ulaşmak için, Dar-es Salam şehrinden sonra yeniden uçağa binmeniz gerekiyor. Zanzibar havaalanına ulaştığınızda ise: pasaport ile birlikte “sarı humma” aşısı olduğunuza dair belge ibraz etmeniz isteniyor.

Buraya ulaşmak için, İstanbul-Tanzanya/Dar es Salaam havaalanı ve sonrasında 15 dakikalık bir uçuştan sonra, adanın havaalanına iniyorsunuz. Bu uçuş süresi, uçaklara göre değişiyor.

Yalnız Tanzanya’dan adaya kalkan uçaklar genellikle, sabah saatlerinde kalkıyor ve Tanzanya’ya gece saatlerinde ulaşırsanız, havaalanında, uzunca bir süre beklemeniz gerekiyor. Buraya ulaşım için feribot ta bulunuyor.

Tanzanya Zanzibar

TURİZM

Ada: doğal güzelliklerine ziyaretçilerine cömertçe sunuyor. Yerleşim yerlerinde, halkın çok fakir olduğundan yukarıda da söz etmiştim. Bu insanlar, küçük bir miktar bahşiş karşılığında size her türlü yardımı yapmaya hazırlar.

Bu arada, yerleşim yerlerinde sokak lambalarının bulunmadığını bilmelisiniz. Hava, saat 19.00 gibi kararmaya başladığında, sıkıntı çıkıyor. Çünkü, otellerde bile elektrikler sık sık kesiliyor. Burada geçen gecelerinizde, ay ışığının ne kadar güçlü olduğunu hissedeceksiniz.

Turizm ile ilgili, bu bölümle ilgili son not: 2012 yılı sonlarına doğru: burada, özellikle şehir merkezinde yani Stonetown denilen yerde, isyanvari halk hareketleri olmuştur.

Bu hareketlerde: şehrin yağmalandığı, dükkanların tamamen kapandığı, turistlere sokağa çıkma yasağı konulduğu, insanların barlar ve alkol satan dükkanları talan ettiği, özgün Zanzibar İslam Cumhuriyeti kurulmasını istedikleri gündeme gelmiştir.

Yani: burasının tamamen Müslümanlar tarafından yaşanılan bir yer olduğunu unutmamak gerekir ve elbette buna göre davranmak ve özellikle alkol ve alkol alınan yerlerden kaçınmak gerekiyor ki, ziyaretçiler bunu unutmamalıdırlar.

Evet Zanzibar, herkesin koşa koşa gittiği “Maldivler” den daha güzel deniz ve kumsallara sahip ama, adanın bu özelliğini unutmamak gerekir.

 

YEME-İÇME

Adada yeme-içme çok ucuzdur. Ancak: hijyen bulunmadığını bilmeniz gerekir. Yani: kesinlikle açıkta satılan yiyecek ve içecekleri kullanmamanızı şiddetle öneririm.

Zaten: bu ülkeye giderken “sarı humma” aşısı olmak zorunlu. Adada, özellikle: harika kokulu “papaya” ve “mango” yiyebilirsiniz. İçki konusunda yani alkol konusunda ise, kesinlikle dikkatli olmakta yarar var, çünkü ada halkının büyük bölümü Müslüman ve alkol kullanımı pek hoş karşılanmıyor.

NE SATIN ALINIR

Burayı ziyaret ederseniz: genellikle Hint ve Çin malları bulacaksınız. Dükkanlarda “safari” ve “Afrika” temalı ürünler bulup satın alabilirsiniz.

Taş şehirde: “Memories” isimli, 2 katlı bir alışveriş mağazası bulunuyor. Burada: fiyatlar oldukça uygun ve ürünlerin üzerinde fiyat etiketleri var, yani pazarlık yapılmıyor.

Buradan: kahve, çay ve baharatlar ve yerel özellik taşıyan hediyelikler satın alabilirsiniz. Özellikle, muz kabuklarından yapılan tablolar tercih edilebilir.

Ayrıca “tanzanit” taşından yapılmış mücevherler ve takılar da satın alabilirsiniz.

Tanzanya Zanzibar

DENİZ

Adanın kuzey sahillerinde günde 2 kere muhteşem bir doğa olayı yaşanıyor. Evet: gel-git veya diğer adı ile med-cezir. Bu olay sırasında, sabah denizin bulunduğu yer, öğlen saatlerinde, bulunduğu yerden yaklaşık 250-300 metre kadar geriye çekiliyor ve birkaç saat öncesinde denizin bulunduğu yerde: şimdi her türlü deniz kabuklusu, deniz yıldızı, deniz kestanesi, ahtapot vs. bulunuyor ve yerli kadınlar, bunları topluyorlar.

Ziyaretçiler ise, bu muhteşem manzaranın fotoğraflarını çekiyorlar. Öğleden sonra, saat 14.00-14.30 gibi ise, uzaktan denizin sesini duyuyorsunuz ve deniz, yine eski yerine kadar kıyıya geliyor.

Tabii bu durumun en büyük tehlikesi: denize girmek için niyetlendiğinizde, bir bakıyorsunuz, deniz geriye gitmiş, bir süre yürüyorsunuz denize ulaşmak için, ancak denize ulaştığınızda, derinlik ancak dizlerinize kadar geliyor, daha da kötüsü, denizin geriye gelmesi sırasında ileride yakalanırsanız, bu kez, kıyıya dönmeniz sorun yaratıyor.

Bu nedenle: yerel halk ve ziyaretçiler kıyıdan kiraladıkları, düz altlı teknelerle denize ulaşıyorlar ve tekne yanlarında bulunduğu için yüzerken tehlike yaşamıyorlar.

Aksi halde, burada denize girip yüzmek isterseniz, çok dikkatli olmanız gerekiyor, çünkü denizin gel-gitlerine dikkat etmeseniz sorunla karşılaşabilirsiniz.

Tanzanya Zanzibar

UNGUJA ADASI

Ada ismini: bir zamanlar isyancı kölelerin getirilip zincirlendiği bir zindanın kalıntılarından almaktadır.

Burada, özellikle “Zanzibar Kırmızı Colobus” ları olarak isimlendirilen ve günümüzde sayıları yaklaşık 1500 civarında olan, bir tür nadir Afrika maymunları görülür.

Bunların, yaklaşık 1000 yıldır, yani son buz devrinden bu yana adada yaşadıkları bilinmektedir. Bunların üçte birlik bölümü “Jozani Ormanı” denilen yerde yaşıyorlar.

Bunların yanında, adada yine yerli hayvan türü olarak Zanzibar Leoparı yaşıyor olması gerekiyor ancak bunun soyunun tükenmiş olduğu söyleniyor. Yani, leopar görmek mümkün değil deniliyor.

Jozani ormanında: aslında o kadar yeşillik ki, insan ürküyor, maymun, domuz, küçük antilop, misk kedisi gibi hayvanlar görülebiliyor. Ama dediğim gibi çok yeşillik ve her an sanki bir vahşi orman canlısı çıkacak gibi bir his yaratılıyor.

Tanzanya Zanzibar

Stone Town- Taş Şehir

Burası, Zanzibar adasının başkentidir ve Afrika ile Arap kültürünü buluşturan bir açık hava müzesi gibidir. Şehir: Doğu Afrika’daki eski kıyı ticaret şehirlerinin en güzel örneklerinden birisidir.

Günümüze kadar olan süreçte, şehir dokusunu ve el değmemiş doğasını korurken, Afrika, Arap, Hint ve Avrupa kültürlerinin farklı bölümlerini, bin yıldan uzun bir süre harmanlayarak, oluşturduğu kendisine has “shawili” kültürünü yansıtan muhteşem yapılarla doludur.

Şehir, 12’nci yüzyılda ilk kurulduğunda, aslında bir balıkçı köyü imiş. Kentleşme faaliyetleri ise, 1530’lu yıllarda başlamıştır. Bu dönemden, 17’nci yüzyılın sonuna kadar geçen sürede Portekiz yönetimi altında kalan şehir, swahili yöneticilerinin denetimindeki küçük bir şehir devleti olarak varlığını sürdürmüştür.

Ayrıca: yine bu şehir UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Çünkü: şehir inanılmaz eski ve bakımsız binalarla doludur ve bu binaların bulunduğu sokaklarda gezerken, güzel ve renkli fotoğraflar çekebilirsiniz.

Şehirde en meşhur ve popüler cadde kır caddesidir. Bu cadde, eski Zanzibar ile yeni ve modern Zanzibar şehrinin bulunduğu bölgeleri ikiye ayırıyor.

Şehir içi ulaşımında “dala dala” denilen bir araç kullanılıyor. Bu araç, kamyonetin arkasına oturak koymuşlar, ne cam, ne kapı var, bir tür ilkel ulaşım aracıdır. Ama, fiyatı gayet uygundur, bu araç ile şehirde bir yerden bir yere gitmek, bizim paramız ile, 30 kuruş.

Taş şehir: adanın Afrika ana karasına bakan tarafında bulunuyor. Şehirde: genellikle, belli bir düzen bulunmadığından, gecenin ilerleyen saatlerinde, dışarıda bulunulmasını pek tavsiye etmiyorlar.

Şehir gezinizde: sahilde liman, House of Wonders ve her akşam kurulan tezgahlardan oluşan Pazar yerini ziyaret etmelisiniz. Bu tezgahların bulunduğu bölgede, ayrıca, her gün yüzlerce çeşit meyvenin satıldığı “Frodhan Bahçesi” bölgesini görebilirsiniz.

Burası: meyveler yanında yerel yemekleri de tatmak isteyenler için uygun bir ortam yaratıyor ama daha önce de söylediğim gibi, hijyen yok. Karanlık çökünce burada birçok yemek tezgahı kuruluyor.

Tanzanya Zanzibar

Şehrin sokaklarında gezerken: bir statü sembolü olarak, muhteşem ahşap oymalar şeklinde yapılmış ev kapıları mutlaka ilginizi çekecektir. Bölgedeki evlerin çoğu: 19’ncu yüzyılda inşa edilmiştir. Dünya üzerinde ahşap oyma kapı örneklerinin en güzellerini burada görebilirsiniz. Kapıların tipine göre, evde oturanın Hintli mi Arap mı olduğunu anlamak mümkündür.

Özellikle: 1984 yılına kadar,

Zanzibar Sultanının annesinin oturduğu evin kapısı özel ilgi çekiyor. Bu kapının üzerinde, diğer statü kapılarında bulunduğu gibi, aslan, çift başlı kartal ve yılan kabartmaları, ahşaba işlenmiş olarak görülüyor.

Hintlilerin evlerinin önünde “baraza” denilen taştan banklar bulunuyor. Bu taştan banklar üzerine yatanlar, denizden gelen meltem rüzgarının getirdiği deniz kokuları ve okyanus dalgalarının hışırtısını dinleyerek, dinleniyorlar.

Zanzibar’da Hintliler, genellikle balkonlu binalar yapmışlar. Birkaç katlı evlerin alt katlarında dükkanlar, üst katlarında ise oturma yerleri bulunuyor. Arap kökenlilerin evlerinde ise, balkon bulunmuyor. Bu evlerde, serinlik yaratmak için avlu yapılmıştır.

Kadınlar ise:

Rengarenk ve ipekli kumaşlardan giysiler giyiyorlar. Özellikle: “pareo” denilen ve rengarenk ve birbirinden güzel desenlere sahip kumaşlar ile başlarını örtüyorlar ve üstlerine elbise yapıyorlar. Bu kumaşların her birinin üzerinde, birbirinden farklı “yazılar” var. Örneğin “evlilik hayatında mutlu ol” gibi. Kadınlar için, kıyafetlerinin allı-pullu ve renkli olması çok önemliymiş.

Taş şehri gezerken, bu güzellikler yanında: giriş bölümünde söz ettiğim üzere, burada uzun yıllar yapılan köle ticaretinin izlerini de görmek mümkündür.

Şehir merkezinde: Fredy Mercury ( Quinn gurubunun solisti, dünyaca ünlü, yakın bir zaman önce aids hastalığı nedeniyle öldü) nin evini de görebilirsiniz.

Fredy Mercury: hiç ölmemiş gibi adada yaşatılıyor, kendisi İngiliz sömürge döneminde, burada bir İranlı anne-babadan olmadır. Müzikleri, bizim Türk sanat müziğini anımsatan çalgı aletlerine ve benzer tınılara sahiptir.

Şehir merkezi ziyaretinizde, bir Hint restoranına uğrayıp, bol baharatlı ve acılı Hint yemeklerinin tadına bakmanızı öneririm.

Tanzanya Zanzibar

Hakunamatata Spice Tour-Baharat Turu

Şehirde, bir sürü baharat çiftliği bulunuyor.
Bu turda: baharat tarlalarında dolaşılıyor. Bu turda: ağaçlardan Hindistan cevizi düşürüp içebiliyorsunuz.

Hatta: yaklaşık 30 metrelik Hindistan cevizi ağaçlarına, tırmanan gençleri görebiliyorsunuz. Ayrıca yine birçok çeşit ve günlük hayatımızda kullandığımız baharatı: doğal yetiştikleri ortamda görebiliyorsunuz.

Hatta: ağaç yapraklarından yaptıkları çeşitli şeyleri (taç, yüzük, kolye gibi) size hediye ediyorlar. Bunların dışında: örneğin armut meyvesine benzeyen bir tür meyveleri bulunan ağacı sorduğunuzda, bunun bir tür baharat olduğu ve yöresel yemeklere katıldığı söyleniyor.

Burada en popüler bitki ise, karanfildir. Karanfil oldukça önemli bir yere sahiptir. Karabiber ise, ağaçta yetişiyor ve önceleri yeşil olan, sonra kırmızı olan ve toplanıp güneşte kurutulduktan sonra rengi kararan ve karabiber olarak sofralara gelen bir baharat türüdür.

Vanilya ise, bir ağacın çevresine dolanan bir sarmaşık gibi, yapraklar büyüyor ve vanilya oluyor. Tarçın ise, tarçın ağacının gövdesinden bıçakla kesilerek alınıyor, kurutularak toz haline geliyor.
Turun sonunda ise, tropik meyvelerden oluşan bir ikram faslı var. Evet, tura katıldığınızda, büyük bir baharat çiftliğine gideceğinizi hayal etmeyin, nisbeten basit bir baharat çiftliğine gidiyorsunuz.

Tanzanya Zanzibar

Jozani Forest

Kelebek merkezinin yakınındaki bu ormanlık alanda, özellikle “kırmızı colobus maymunları” görülebiliyor. Bunlar “kırmızı” sırtlı ve dört parmaklıdır. Ayrıca: Mangrove ağaçları da ilgi çekiyor.

Maymunlar: dünya üzerinde yalnızca Zanzibar adasında yaşamaları ile biliniyor, yani bunları dünyanın başkaca bir yerinde görme şansı yok. İnsanlara alışmışlar, yakınlarına kadar gidip fotoğraflarını çekmek mümkündür. Çünkü, bu maymunlar doğal ve vahşi ortamda yaşamalarına rağmen, nispeten elcilleşmiştir.

Ormanlık alanda gezerseniz hiç görmediğiniz ağaç türleri görebilirsiniz. Hatta: evlerimizde büyütmeye çalıştığınız “aşk merdiveni” isimli bitkinin, burada devasa boyutlarda, her yerde bulunduğuna şahit olacaksınız.

Öte yandan, bu ormandaki ağaçların çok sağlam olduğu ve bu yüzden balıkçı teknelerinin bu ağaçlarla yapıldığı ve uzun yıllar kullanıldığı söyleniyor.
Ormanın bir diğer özel yanı ise, burada bulunan büyük boyutlu karıncalardır. Bu karıncalar ormanda ölen ağaçların kalan köklerini yiyorlarmış ve bitince de üzerine yuvalarını kuruyorlarmış.

Tanzanya Zanzibar

Nungwi Plajı-Langi Langi Beach Bungalowsa

Burası, adanın kuzeybatı sahillerinde bir yerleşim yeridir. Burada sahil boyunca dizilmiş pek çok otel bulunuyor. İnsanlar buraya denize girmek için geliyorlar. Denizin rengi, tam turkuaz renktir. Burada muhteşem güzellikteki yani Maldivleri andıran kumsalları ve denizi görebiliyorsunuz.

Tanzanya Zanzibar

Kendwa Plajı

Burası: Nungwi plajına, yaklaşık 3 km. uzaklıktadır ve daha sessiz ve sakindir.

Tanzanya Zanzibar

Prison Island

Ana adaya 35-40 dakika uzaklıktaki bu şirin adaya gitmek isterseniz, deniz kenarındaki küçük tekne sürücüleriyle pazarlık yapabilir ve muhtemelen kişi başı 35 dolara gidebilirsiniz. Başkaları ile aynı tekneyi kullanmak isterseniz, kişi başı ödeyeceğiniz tutar, düşüyor. Ama, 25 dolardan aşağıya düşmez. Antik dönemden kaldığı sanılan bu ahşap tekneler ilk başta pek güven vermese de, gayet güzel bir yolculuk yapılıyor. Adaya vardığınızda: burada günübirlik güneşlenmek veya denize girmek mümkündür.

Masmavi deniz ve bembeyaz kumsallarda yürüyüş yapabilirsiniz. Ancak bu adanın başka bir özelliği daha var. Adada bulunan bir çevresi kapalı park alanında: 90-100 yaşında ve hatta daha fazla yaşlı kaplumbağaların bulunduğu bir yer olarak önem kazanıyor. Bu dev boyutlu kaplumbağaları: yapraklarla besleyebiliyorsunuz ve onları sevebiliyorsunuz. Bu kaplumbağalar, ilk olarak 1920 yılında buraya gelmişler ve daha sonra üreyip çoğalmışlardır. Burada: kaplumbağalar yanında, ceylanlar ve tavus kuşları da bulunuyor.

Bu adanın bir diğer özelliği: 1900’lü yıllar öncesinde, Afrika’dan toplanan zenci kölelerin, buradan Orta Doğu bölgesine transfer edilmeleriymiş. Yani, burası “karantina adası” olarak kullanılıyormuş. Daha sonraki yıllarda ise, burada bulunan köle hapishanesi, hastane olarak kullanılmıştır. Bugün, adayı ziyaret ederseniz, demir parmaklıkları ve hapishaneyi görebiliyorsunuz.

 

Dini Yapılar

Zanzibar’da bugün 48 tane cami bulunduğu söyleniyor. Az sayıdaki Hıristiyan ise, 1873 yılında yapılan Anglikan katedralinde dini ibadetlerini yerine getiriyorlarmış. İşin ilginci, bu katedralin hemen yanında bir cami bulunuyor, yani cami ve kilise bir arada, bu durum Zanzibar’daki hoşgörünün en büyük ifadesidir.

Tanzanya Zanzibar

Slave Market

Burası da, eskiden köle ticareti yapılan ve günümüzde kilise olarak kullanılan bir yerdir. Bu köle ticaretinin yapıldığı yerin üstünü kapatmak ve zenci kölelere yapılan işkenceleri gizlemek için, alanın tam üstüne daha sonradan kilise yapıldığı söyleniyor.

Kilisenin ismi Christ kilisesidir. Burada: yine de kölelerin tutulduğu, insanın tüylerini ürperten odalar görülüyor. Boyunlarından zincirle bağlanan 100 civarında, kadın ve çocuktan oluşan köleler, bu deliklerde bir süre tutulup, daha sonra Arap ülkelerine satılıyorlarmış. Erkek köleler ise, hadım edilip satılıyorlarmış.

Günümüzde, bu kölelerin satıldığı yer yani “köle pazarı”: o günlerin unutulmaması için bir anıt ile canlandırılıyor. Kölelerin satılmadan önce bekletildikleri hücreler görülüyor. Bu hücrelerde, ellerinden, kollarından, boyunlarından zincirlenen köleler, duvarlara bağlanıyorlarmış. Bu hücreleri gezebiliyorsunuz.

 

Forodhani Bahçesi

Taş şehirde, burayı da ziyaret etmelisiniz. Burası yerel bir pazardır. Ancak: ortaçağdan kalma bir görüntü sergiliyor. Özellikle: mahalli yemeklerin yapıldığı buradaki et ve tavuklar, sağlıksız ortam sunmaları nedeniyle, ziyaretçiye ilginç gelebiliyor. O kadar ilginç meyveler ve yiyecekler var ki, şaşıracaksınız. Çok büyük boyutlu muzlar var.

Yöre halkı bu muzları, fillere yediriyorlarmış, kendileri yiyecekleri zaman ise, şeker ve süt ilave ederek bu muzları kızartıyorlar ve sonra yiyorlarmış. Burada kırmızı kabuklu muz göreceksiniz ki, mutlaka tadın, tadı muhteşem güzeldir. Bir de dünya üzerinde sadece Zanzibar’da yetişen bir meyve türü bulunuyor. Portakala benzeyen bu meyvenin suyu sıkılarak içiliyor ve özellikle ağız yaralarına iyi geliyormuş.

Tüm bunların yanında, çarşıda, et pazarı, kötü görüntüler ile hafızalara kazınıyor. Bu et pazarında buzdolabı kültürü bulunmadığından, etler açıkta işleniyor ve satılıyor, tabii bunun sonucunda ortaya istenmeyen görüntüler çıkıyor.
Bu yöresel pazarlar: her gün saat: 06.00 da kuruluyor ve akşam saat 18.00 de kapanıyor.

 

House of Wonders

Burası bir müzedir. Müzede pek bir obje yok ve genellikle yazılar ve fotoğraflar sergileniyor.

 

Arap Kalesi

Burası, müzenin hemen yanındadır. Kalenin Portekizlilerden kaldığı da söyleniyor. Kale: gayet sağlam durumda, surların üstünde toplar bulunuyor. Ama, kalenin en ilginç yanı: gündüzleri kalenin iç avlusunda kurulan tezgahlar ve bu tezgahlarda, yöresel el sanatı örnekleri ziyaretçilere satılıyor. Ayrıca: kale, yörede yapılan festivallere, konserlere ve çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapıyormuş. Kalede bir de dövme-kına yapan kadınlar var.

Zanzibar’da, özellikle yeni evlenen kadınların ellerine ve kollarına, yöresel motifler bulunan kınalar yakılıyormuş. Kalenin içinde ve çevresinde bulunan bir kısım yöre kadını ise, gelen ziyaretçilerin ellerine ve kollarına, bu motiflerin bulunduğu kınaları yakmak ve para kazanmak için uğraşıyorlar. Gerekli hijyen olmadığı için, tercih etmemenizi öneririm.

 

ZBC-Butterfly Centre-Kelebek Merkezi

Taş şehrin dışındaki burada: sera şeklinde düzenlenmiş yerlerde, yöreye has kelebekleri görüp izleyebilirsiniz.

 

Kizimkazi-Yunuslar

Zanzibar adasının en güneyinde Kizimkazi denilen yerde: doğal ortamlarındaki yunus balıklarını izlemek mümkündür. Bu ada, merkeze yaklaşık 1 saat uzaklıktadır. Bu ada halkının en büyük geçim kaynağı balıkçılıktır. Kıyıdaki tekneler eski ama yıllarca hiçbir şey olmuyor gibi sağlam ve çalışır durumdalar. Eğer buraya günün ilk ışıklarında gelirseniz, doğal ortamlarındaki yunus balıklarını görmek mümkündür.

Yunusları görmek için, kıyıdan bir tekne kiralıyorsunuz ve tekne ile masmavi sulara açıldığınızda, dalgaların arasından yunusları görebiliyorsunuz. Hatta: yine doğal ortamlarındaki yunus balıklarına dokunmak, onlarla birlikte yüzmek gerçekleşebiliyor.

Ancak: sabahın ilk ışıkları ile başlayan bu turda: bir tekneye biniyorsunuz, bu tekne ile yunusların yanına yaklaşıyorsunuz, denize atlıyorsunuz, ama yunuslar kaçtığında yeniden tekneye çıkıyorsunuz ve yine yunuslar takip edilmeye başlanıyor, yani biraz zahmetli bir tur. Bu arada yunuslara rastlar ve denize atlarsanız, kocaman bir yunus ile baş başa-göz göze gelebiliyorsunuz ve ürkmemeniz gerekiyor.

Tanzanya Zanzibar

PEMBA ADASI

Pemba adası: derin kanallar ile Unguja adası ve Afrika ana karasından ayrılmıştır. Pemba adası ile Afrika anakarası arasında kalan ve Pemba kanalı denilen derin çukur: dünyanın günümüzdeki en iyi dalış alanlarından biri olarak kabul edilmektedir.

Yumuşak ve sert mercan kayalıklarına sahip olan duvar ve resifler: özellikle Temmuz/Ağustos aylarında, güney denizlerine göç eden balina köpek balıklarının geçiş noktası olarak bilinir. Ayrıca, yine bu geçiş noktası: değişik cinsteki köpek balıklarının sıklıkla rastlandıkları yer olarak önem kazanır.

Ada: özellikle “fox” lara ve yunuslara ev sahipliği yapmasıyla tanınıyor.
Ada: Zanzibar’ın yaklaşık 80 km. kuzeyinde bulunmaktadır. Düz ve kumluk olan Zanzibar’ın aksine, burada ormanlar ve verimli topraklar çoğunluktadır ve Zantibar’ın toplam baharat üretiminin % 75’lik bölümü burada yapılmaktadır.

Tanzanya, Genel

Tanzanya, Dar-es Salaam

Tanzanya, Dodoma

Zonguldak

Zonguldak

Karadeniz bölgemizin en önemli kentlerinden biri, daha doğrusu bir liman kentidir. Ama, sanırım sizlerin de aklına geldiği gibi, Zonguldak denilince benim aklıma hemen kömür ve kömür ocakları geliyor.

Burada, gerçekten kömür madenleri ünlü ve zaten buranın insanı da, mutlaka bir şekilde, bu kömür madenleriyle bağlantılı bir yaşam sürmüş veya halen sürdürmekte. Sisli ama şirin bir şehir, bunların yanında, kışın bol yağmurlu, havası kömürlü.

Zonguldak

ULAŞIM

İl otobüs terminali, il merkezine oldukça uzaktadır. Taksi ve dolmuşlarla, terminal ve şehir merkezi arasındaki ulaşım sağlanıyor. Karadeniz Ereğli tarafından şehre girdiğinizde, “Demirpark AVM” denen güzel bir alışveriş merkezi görülüyor.

Düzce yönünden gelirseniz, şehre girmeden hemen önce, 3 tane tünel var.

Zonguldak-Düzce arası uzaklık: 118 km. Zonguldak-Bartın arası uzaklık: 89 km. Zonguldak-İstanbul arası uzaklık: 331 km. Zonguldak-Ankara arası uzaklık: 268 km. Zonguldak-Karabük arası uzaklık: 173 km.

Zonguldak

TARİH

İl merkezinde ilk yerleşimin, MÖ. 1000 başlarında başlamaktadır. İlkçağ dönemlerinde, burada, adını Sandra çayından alan, Sandrake denilen bir köy yerleşimi vardır. Burası, günümüzdeki il merkezinin ilk yerleşim alanıdır.

MÖ.1200 yıllarında, Frigler, bölgede egemen olmuşlardır. Daha sonraki dönemlerde ise, sırasıyla: Kimmerler, Lidyalılar ve Medler, bölgede egemen olurlar.

MÖ.334 yılına kadar süren Pers egemenliği sonrasında, bölge, Kapadokya Satraplığına bağlanır.

MÖ.2.yüzyılda, Bithynia egemenliği var. MÖ.1.yüzyılda ise, Romalılar. MS.4.yüzyılda: Bizanslılar, egemenliği ele geçirirler. Takip eden dönemde, Osmanlılar var.

Ancak, 1865 yılından itibaren, kömür madeninin işletilmeye başlanmasıyla, bölgenin önemi iyice artmıştır. Özellikle: İstiklal Savaşının kazanılmasından sonra, 1 Nisan 1924 tarihinde, Cumhuriyet sonrası ilk kurulan il: Zonguldak olmuştur.

Zonguldak

GENEL

Şehrin en büyük özelliği: yer altı kaynakları açısından zengin bir yer olmasıdır. Taş kömüründen başka, Alüminyum, demir, manganez gibi maden yatakları da var. Taş kömürü, özellikle “Demir-Çelik” endüstrisinde kullanılmaktadır.

Zonguldak yöresinde, taş kömürü denilince, akla hemen: “Uzun Mehmet” gelir. 1829 yılında, yöredeki taş kömürü, Ereğli İlçesi, Kestaneci köyünden Uzun Mehmet tarafından bulunmuştur.

Şehrin, Karadeniz kıyısında, 17 km. kıyı şeridi bulunmaktadır. Yerleşim birimleri, kömür üretim bölgelerinde kurulmuştur. Taş kömürü üretimi, şehir merkezi sınırları içinde yoğun olarak yapılmaktadır.

İklim ele alındığında: bölgede, ılıman Karadeniz iklimi görülür. Her mevsim yağışlı ve ılıktır. Kurak mevsim yok. En fazla yağış: sonbahar ve kış mevsimlerinde görülür. Ancak, denizden iç kesimlere gidildikçe, iklim sertleşir.

İl topraklarının, yarıdan fazlası, ormanlarla kaplıdır. Arazi yapısı olarak ise, engebelidir.

Zonguldak

KÖMÜR VE OLUŞUMU

Kömür, Taş kömürü havzasında oluşmaktadır. Bu oluşumu: çeşitli bitkilerin, milyonlarca yıl, kumların altında  kalarak yavaş yavaş taşlaşması, tabakalaşması, çürümesi ve kömürleşmesi şeklinde gelişir.

1986 yılında yapılan tetkiklere göre, bu havzada, 1.5 milyar ton, taş kömürü rezervleri bulunmaktadır. İşlenebilir kömür yatakları ise, 500  metre yerin altındadır.

Zonguldak

EL SANATLARI

MÖ. 1200 yıllarında, buraya yerleşen Frigler, Sandrakhe olarak isimlendirilen kırmızı madeni işleyerek, boya ve ilaç yapımında kullanmışlardır. Zaten, Zonguldak deresinin eski isminin “Sandrakhe” olduğu da söylenmektedir. Dere ismini, bu madenden almıştır.

ZONGULDAK KARA ELMAS ÜNİVERSİTESİ

Batı Karadeniz bölgesinde bulunan Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Zonguldak ili ve çevre ilçelerinde kurulu, 7 Fakülte, 2 Yüksek okul, 6 Meslek Yüksek okulu ve 1 Devlet Konservatuarından oluşmaktadır.

Fakülteler: Fen-Edebiyat, Tıp, Mühendislik, İktisadi ve İdari Bilimler, Ereğli Eğitim, Diş Hekimliği ve son olarak Güzel Sanatlar Fakültesi.

NE YENİR.NE İÇİLİR

Zonguldak merkezinde, genellikle, unlu yiyecekler yapılıyor. Örneğin: börek, su böreği, kabaklı börek, bazlama, gözleme, kömeç ekmeği. Tüm bunların yanında, Zonguldak yöresine yolunuz düşerse, belki de dünyanın en lezzetli kestanesi olan kuzu kestanesini mutlaka tatmalısınız.

Bu kestane, birçok şekilde yenilecek şekle getiriliyor. Örneğin: suda haşlanarak yapılan “tuzlama” veya fırında kavrularak pişirilmesiyle yapılan “kavşak” deneyebilirsiniz.

 

Zonguldak

NE SATIN ALINIR

Zonguldak’tan birçok şey satın alabilirsiniz. Özellikle: madenci heykelcikleri ilginizi çekebilir. Bu güzel heykelciklerin fiyatı 50-100 TL. arasında değişiyor.

Zonguldak

GEZİLECEK YERLERİ

Zonguldak

Zonguldak şehir merkezinde, sizi ilk karşılayacak olan yoğun bir araç trafiğidir. Şehir merkezindeki ana caddede yürüyerek ilerlerseniz, liman bölümüne kadar ulaşırsınız.

Zonguldak

Liman bölümünde: denize doğru uzanan bir bölümde, ilginç kapı gibi bir yer görülüyor, oldukça eski olduğu belli olmasına rağmen, hakkında hiçbir bilgi bulunmuyor. Bunun hemen ilerisinde, sol yanda, madenci şehitliği (eski) ve sağ yanda ise, deniz kıyısında, muhteşem bir çöplük yani rezillik görülüyor.

Sonra yine sağ yanda “Maden Mühendisleri sosyal tesisi” doğru yürüdüğünüzde, sol yanda ise, tepe yamacına yaslanmış birkaç sosyal tesis görülüyor.

Bunların deniz manzaraları elbette muhteşem güzel, denizin kıyısı ne kadar pis olsa da (umarım bir gün bu pislik Belediye tarafından temizlenir) denizin uzaktan görüntüsü muhteşem, dalgakıran görüntüsü muhteşemdir.

Zonguldak

Bu yoldan yürümeye devam ederseniz, ana yolun sağ ve sol yanlarında ara sokaklar var, burada ilgimi çeken, hemen Valilik binasının önündeki “İnönü Parkı” oldu. Bu parkta: Atatürk heykelleri ve bir komanda askeri heykeli (bunun arkasında Zonguldaklı şehitlerin isimlerinin yazılı bulunduğu bir bölüm var) görülüyor.

Zonguldak

Özellikle Atatürk anıtının kaidesinde İsmet İnönü’nün bir sözü çok ilgimi çekti. Evet: yoldan devam ettiğinizde, ilginç iki madenle ilgili heykel göreceksiniz, başkaca kalabalık, yoğun trafik, dükkan, mağaza, dükkan, mağaza göreceksiniz.

Zonguldak

Yani, Zonguldak merkezi pek turizme yönelik değil, yani turistik açıdan burayı ziyaret etmek isterseniz, merkezde görebileceğiniz çok şey yok.

MADENCİLİK MÜZESİ

Şehir merkezine yakındır. Bunun hemen dışında, maden şehitlerinin isimlerinin yazılı bulunduğu tabelalar görülüyor. Yani şehitler anıtı var. Müze, ilk olarak, 1880 yılında açılan bu bölüm,  daha önce eğitim alanı olarak kullanılırken, daha sonra, Madencilik Müzesi olarak hizmete açılmıştır.

Burada: yaklaşık 1 km. uzunluğunda, yer altı açıklığı bulunuyor ve yer altı kuyusu haricinde, tüm madencilik üniteleri bulunmakta ve sergilenmektedir. Bunun dışında: bir salon, bir sergi salonu, kafeterya, yemek salonu, duş, hediyelik eşya reyonu ve ısı merkezleri bulunmaktadır.

Zonguldak Gökgöl Mağarası

GÖKGÖL MAĞARASI

Zonguldak-Ankara kara yolunun, Zonguldak il merkezi çıkışından 4 km. sonradır. Gökgöl mağarası, 3350 metrelik uzunluğu ile Türkiye’nin en uzun ikinci mağarasıdır. Karbonifer döneme tarihlendirilen mağara, yaklaşık 350 milyon yaşındadır. 875 metrelik yürüyüş yoluna sahip olan mağaranın içerisinde yağışlı dönemlerde debisi artan bir yeraltı deresi bulunur.

Yeraltı deresi, doğal bir sifon ile Erçek Deresine dökülür. Gökgöl mağarasının içi damlataş birikimi yönünden son derece zengindir. Mağara içerisinde her türlü damlataş oluşumları (sarkıt, dikit, sütun, bayrak damlataşı ve makarna sarkıtlar) bulunur. Mağaranın girişten büyük çöküntü salonuna kadar olan bölümleri Fosil giriş, Astım salonu, Harikalar Salonu ve Mucizeler Salonu gibi adlarla nitelendirilmiştir.

Mağaradan girildikten sonra, 250 metre ilerlemek mümkün. Mağara içinde, damlataş birikimi sonucu muhteşem bir görüntü oluşmuş.

Mağara zemininde, yer yer su birikintileri bulunuyor. Bu nedenle, mağaraya: yaz ve sonbahar aylarında girmek uygun. Çünkü, bunun dışındaki mevsimlerde, mağara derinliklerinden sel tehlikesi gelme riski varmış.

Zonguldak Gökgöl Mağarası

Mağara, turizme yönelik olarak gayet güzel hazırlanmış. İlk 875 metrelik bölüm, turizm amaçlı kullanılıyor. Girişten, Büyük çöküntü salonuna kadar uzanan bu bölümün genişliği: 2-15 metre ve yüksekliği: 1-18 metre. Hatta, 2001 yılından itibaren ziyarete açılan mağaranın hemen girişinde bulunan bölümde dinlenebilir ve satışı yapılan el sanatlarından satın alabilirsiniz.

Zonguldak Harmankaya Şelalesi

HARMANKAYA ŞELALESİ 

İl merkezinin 5 km. dışındadır. Ancak, ana yoldan sonra, buraya yani şelalelere ulaşmak için, yine uzun bir yürüyüş gerekiyor. Bu mesafe, yaklaşık 12 km. civarında. Yürüyüş parkurunun bazı bölümleri çok zorlu.

Bu yüzden, burayı ziyarete gitmeyi düşünenlerin, bu zorlukları baştan kabullenmesi gerekiyor. Bu 12 kilometrelik yürüyüş yolu, en iyi şartlarda, yaklaşık 6-7 saat sürüyor. Yani, bu gizli cenneti gezmek, görmek isteyenlerin, bu zor yolculuğa en baştan hazır olması şart.

DEĞİRMENAĞZI ŞELALELERİ

Şelalelerin bulunduğu bölüme gidiş için iki yol var. Değirmenağzı koyundan, denir kenarından geçerek, yürüyüş parkurunun başlangıç noktasına ulaşabilirsiniz. Derenin içinde: yamaçlardan koparak düşmüş, büyük kaya kütleleri var.

Zaten, çoğu yerde, bu kaya-taş kütlelerinin üzerine basarak ilerliyorsunuz. Uzun ve yorucu bir yürüyüşten sonra, şelalenin bulunduğu yere ulaşıyorsunuz. Şelale, yaklaşık 6 metrelik bir yükseklikten, aşağıya düşüyor. Üstünde ve düştüğü yerde, iki tane ufak gölet var. Evet, biraz zahmetli de olsa, gittiğinizde karşınıza muhteşem bir doğa harikası çıkıyor.

Zonguldak Göldağı

GÖLDAĞI

İl merkezindedir. Burada, lokanta, oturma gurupları, otopark ve çeşme bulunuyor. Burası: antik dönemlerde, yörede kurulan bir krallığın merkezi. Zaten, Zonguldak şehrinin ismini buradan aldığı  düşünülüyor. Dağın ismi: Zone Gol Dağı. Fransızca tercüme edildiğinde: Göl dağı bölgesi anlamına geliyor.

Burada yaşadığı düşünülen kralın kızı; dağdaki gölde, altın bir kayıkla dolaşırmış. Bu bir söylenti. Ama elbette bu söylenti eseri, bölgede çok sayıda define kazıcısı işbaşı yapmış ve birçok yer delik-deşik olmuş.

Zonguldak Türkali

TÜRKALİ

Burası bir köy. İl merkezine 25 km. uzaklıktadır. Çaycuma’ya 22 km. ve Filyosa 4 km. uzaklıktadır.

Denize sıfır, çevresi dağlarla çevrili, yeşil ve mavinin birleştiği bir yer. Zonguldak’ın en uzun ve güzel sahili burada. Köyde: yaz-kış açık, turistik tesisler, restoranlar ve sahilde kafeler var.

Zonguldak Kapuz Plajı

KAPUZ PLAJI

İl merkezinde, Kapuz caddesindedir. Şehirden bağımsız bir yer gibi durur. Çay bahçesi, lokantası ve duş, soyunma kabinleri, büfe gibi her türlü alt ve üst yapı mevcuttur. Özellikle, şehir yerlileri, yazın buraya yoğun şekilde gidiyorlar. Bir Pazar günü, buraya, yaklaşık 3000 kişinin geldiğine şahit olunmuş. Ancak, deniz suyunun pek temiz olmadığı söyleniyor.

Zonguldak Ilıksu Plajı

ILIKSU PLAJI 

Kozlu-Ilıksu mevkiindedir. Burada da: çay bahçesi, lokanta, soyunma kabinleri, büfe gibi tesisler bulunmaktadır.

Ancak, bu plajda, öğrendiğime göre, haftanın belli günlerinde bayanlar günü düzenleniyormuş, yani gitmeden önce, bu konuda araştırma yapıp gitmenizde yarar var. Önceki yıllarda, Çarşamba günleri, bayanlar günü olarak plaj bölgesi kullanılıyordu.

Zonguldak Fener Mahallesi

FENER MAHALLESİ

İl merkezindedir. Fransızlar tarafından, şehirde yaşadıkları dönemde, yaklaşık 100 yıl önce inşa edilmiştir ve günümüzde, Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır. Burada, güzel şehir ve deniz manzarası eşliğinde, yemek yiyebileceğiniz güzel yerler var.

Zonguldak Devrek hakkındaki gezi yazım için Devrek