Diyarbakır Çüngüş

Diyarbakır Çüngüş

Diyarbakır Çüngüş, Diyarbakır arası uzaklık: 112 km. Çüngüş, Çermik arası uzaklık: 24 km. Çüngüş, Gerger arası uzaklık: 148 km. Çüngüş, Adıyaman arası uzaklık: 202 km. Çüngüş, Elazığ arası uzaklık: 155 km. Çüngüş, Ergani arası uzaklık: 57 km.

Diyarbakır Çüngüş

 

TARİHİ

Verimli toprakları olan, dağlık bir bölge bu yüzden uzun yıllar, çeşitli medeniyetler tarafından yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Çeşitli kaynaklara göre, 1475 yılında ilçede üç mahalle kurulmuş ve bir manastır yapılmıştır.

1596 yılında mahiyetiyle birlikte Çüngüş’e gelen Osmanlı Paşası Kapıkıran Mehmet Ali Paşa, yörenin kalkınması için büyük gayret göstermiş, dağınık Çüngüş yerleşkesine son vererek, yöreye toplu bir şehir görünüşü kazandırmıştır. Yöredeki yerli Ermeni ve Türklerle birleşerek yaptığı çalışmalar sonunda, içme suyu ve ulaşım şebekesi sorunlarını çözmüştür.

Kapıkıran Mehmet Ali Paşa, yöreyi Çün-Guş yani “tutarsız” olarak nitelendirmiş ve yöreye bu isim verilmiştir. İlçenin ismiyle ilgili bir diğer rivayet ise, Çüngüş kelimesinin “Çoban aldatan kuş” (Çınkuş) kelimesinden geldiğidir. Ermeni kayıtlarında da ilçeden “Çınkuş” olarak bahsedilmektedir.

Eski dönemlerde burada çok sayıda Ermeni yaşıyormuş. Bu durum, yöredeki birçok yerleşim biriminin isminin Ermenice oluşudur. Ermeniler ve Türkler uzun yıllar birlikte yaşamışlar ancak zaman içinde birçok isyan çıkaran Ermeniler, daha sonra Lübnan taraflarına göç etmişlerdir. Diğer bir kısım Ermeni ise, Ermenistan’a göç etmiştir ve orada yaşadıkları Nubaraşen şehrinin sokaklarından birisi de günümüzde Çınkuş ismiyle bilinir.

1880 yılında, İlçe Elazığ-Siverek ilçesine bağlı bir bucaktır. 1953 yılında ilçe olmuştur.

Diyarbakır Çüngüş

 

GENEL

İlçe Diyarbakır-Malatya-Elazığ ve Adıyaman illerinin kesişim noktasındadır.

Köklü bir kültürel geçmişe sahiptir. Ancak İpek yolu döneminde oldukça güçlü olan bölge, İpek yolunun devre dışı kalmasıyla önemini kaybetmiştir.

Denizden yüksekliği 1049 metredir.

Batısında Fırat nehri vardır. Çevresi dağlarla çevrilidir. En fazla yüksekliğe Karaoğlan dağlarında ulaşılır.(2200 metre) İlçenin en önemli akarsuyu olan Çüngüş çayı, Çüngüş dağlarından doğar ve Fırat nehrine akar. Fırat nehri üzerinde bulunan Karakaya Barajı, ilçenin en önemli yapısıdır.

Diyarbakır Çüngüş

 

GEZİLECEK YERLER

Diyarbakır Çüngüş Manastır-Sırahayyats Surp Asdvadzadtin

 

MANASTIR-SIRAHAYYATS SURP ASDVADZADTİN

Manastır, ilçe merkezinin 500 metre kadar doğusunda Adiş köyündedir.

Şehir dışında olmasının en önemli özelliği, öğrencilerin din eğitimi aldığı bir yer olmasıdır. Bizans dönemine ait olan tarihi Meryem Ana Manastırıdır. Manastırın Bizans döneminde 6 veya 7’nci yüzyılda inşa edilen ve uzunca bir süre faal olarak çalıştığı, 1915 yılından sonra tahrip olmuştur.

Manastırın önemli merkezini kiliseler oluşturur. 1313 tarihli bir belgede, hangi birimlerden oluştuğu yazılıyor. Bu belgede manastırın onarılması isteniyor. Ayrıca, belgede manastır bünyesinde mezarlık, şaraphane, fırın, hamam, öğrencilerin kaldığı odaların bulunduğu öğreniliyor. Günümüze ulaşın kısmı, manastırın kilise kısmıdır. Diğer kısımların hepsi tahrip olmuş, sadece temelleri günümüze ulaşmıştır. Mimari olarak bakıldığında, genelde düzgün kesme taş ve moloz taş malzeme kullanılmıştır.

Diyarbakır Çüngüş Surp Garabed Ermeni Kilisesi

 

SURP GARABED ERMENİ KİLİSESİ

Kilisenin cephe duvarlarında veya iç mekan duvarlarında kitabe yoktur.

Ermeni kilisesi olduğu bilinmesine rağmen, ne zaman yapıldığı bilinmez. Yöredeki Ermeni yapıları: 15-19’ncu yüzyıllar arasından kalmadır. (Çüngüş Manastırı: 15’nci yüzyıl yapısıdır)

Bishop Mgrditch: 14’ncü yüzyılda, Diyarbakır yöresinde bir dizi manastırda onarım yaptırmıştır. Bu dönemde bölgede bulunan manastırların hepsi “Meryem” e adanmıştır. Her biri aynı ismi taşıyan manastırları ayırt edebilmek için, Mgrdith, her manastıra sıfatlar vermiştir. Çüngüş’de bulunan bu kiliseye “sevgiyle bakan” sıfatı vermiştir.

Üç nefli, beşik tonoz örtülü, pastaforium odaları yapının kuzeydoğu ve güneydoğu dış cephe duvarlarına bitişik olarak yapıldığı görülür. Kilisenin güneybatı ve kuzeybatı cephe duvarlarına bitişik, kilisenin ihtiyacına binaen kiliseyi genişletmek için dikdörtgen planlı küçük odalar eklenmiştir.

Diyarbakır Çüngüş Surp Garabed Ermeni Kilisesi

 

Her iki dini yapının değerlendirilmesi

Surp Asdvadzadtin kilisesi ve Çüngüş Surp Garabed Ermeni kilisesi, aynı mimari özellikleri taşıdığından ve bölgede bulunan diğer yapılarla birebir örtüştüğünden, iki kilisenin de aynı dönemde yapıldığı tahmin edilmektedir. Ancak plan tipolojisi ve duvar dokusu bağlamında, Anadolu’daki diğer Ermeni kiliseleriyle karşılaştırıldığında, daha eski tarihli bir yapının yerine 19’ncu yüzyıl ortalarında yeniden inşa edildiği tahmin edilmektedir. Bu arada, 1841 yılında, Manastır onarılmış, Garabed kilisesi ise yenilenmiştir.

Diyarbakır Çüngüş Kalesi

 

ÇÜNGÜŞ KALESİ

İlçe merkezinde Cami-i Kebir mahallesindedir.

İlçe içinden geçen çayın kenarında yükselen 150 metre yükseklikteki bir kaya üzerine kurulmuştur. Fırat nehrine bakmaktadır.

Diyarbakır Çüngüş Kalesi

Çevre ile bağlantısı eskiden asma köprü tarafından sağlanan bu kalenin günümüzde sadece su sarnıçları kalmıştır. Günümüzde mesire yeri durumundadır.

Diyarbakır Çüngüş Ali Bey Camisi

 

ÇÜNGÜŞ ALİ BEY CAMİSİ

İl merkezinin Kale mahallesindedir.

Kitabesine göre, cami, Yulad Oğlu Ali tarafından, 1681 yılında yaptırılmıştır. Yapıya ait diğer bir kitabe, caminin minaresindedir. Minare kitabesinde, minare camiden 22 yıl sonra 1703 tarihinde Kapıkıran Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1850 yılında bölgede meydana gelen bir deprem sonrasında yıkılan minaresi, daha sonra   yaptırılmıştır.

Cami: enine dikdörtgen planlı ve mihraba paralel üç neften oluşur. Osmanlı dönemi yapısı olan caminin Cumhuriyet döneminde yapılan izleri muhtelif yerlerde görülebilir. Cami, mihraba paralel üç sahınlı bir düzenlemeye sahiptir. Kuzey cephedeki son cemaat mekanıyla 18.40 x 16.10 metrelik bir alanı kaplamaktadır. Caminin üst kısmı, ahşap kirişleme sistemiyle kapatılmış ve üstten kırma saç kaplama ile kapatılmıştır.

Yapının kuzeyinde yamuk planlı küçük bir avlu vardır. Kuzeydoğuda yer alan anıtsal bir kapı ile cami avlusuna girilmektedir. Avlunun kuzey duvarının iç yüzeyine abdest muslukları dış yüzeyine de bir çeşme yerleştirilmiştir. Avlunun batı tarafında son cemaat mekanından bir kapıyla girilen ve depo olarak kullanılan küçük bir oda vardır. Cami düzgün dikdörtgen planlı bir harime sahip olup camiye iki sivri kemerli son cemaat yerinden sonra basık kemerli metal bir kapı ile giriş sağlanmaktadır. Son olarak 1963 yılında caminin iç kısmı yenilenmiştir.

Diyarbakır Çüngüş Tarihi Hamam

 

TARİHİ HAMAM

İlçe içinde bulunan hamam, ilçenin tek hamamıdır. 2004 yılında tescillenerek koruma altına alınmıştır.

Hamam, Çüngüş’ün merkezine, eğimli yaklaşık 250 metre karelik bir alana inşa edilmiştir. Günümüze büyük oranda tahrip olarak gelmiştir. Hamama ulaşım dar sokaklar vasıtasıyla sağlanmakta ve çevresinde haneler bulunmaktadır. Tarihi Çüngüş hamamında kitabe bulunmadığından, yapı hakkında kesin bilgiler yoktur. Kitabenin bulunmaması yanı sıra, bugüne kadar kapsamlı bir araştırma da yapılmamıştır.

Yapının plan ve mimari özelliklerine bakılarak, hamam hakkında tarihlendirme yapılabilir. Hamamın mimari üslubundan yola çıkılarak yapılan araştırmalar, inşa tarihinin 16’nci yüzyılın sonu ile 17’nci yüzyılın başı olduğunu düşündürür. Bazı kaynaklarda ise hamamın Mehmet Ali Paşa ardılları tarafından 17’nci yüzyılda yaptırıldığı bilgisi bulunmaktadır.

Çüngüş hamamı, üç eyvanlı ve köşe hücreli hamamlar gurubuna girer. Oldukça sade tutulan hamam, dışarıdan sağlam içeriden ise harabe bir şekilde günümüze ulaşmıştır. Klasik Osmanlı hamam plan şeması gösteren hamam, Çermik ilçesindeki Saray Hamamının bir tekrarı gibi inşa edilmiştir. Hamama giriş sade bir kapıyla sağlanır. Son dönemlerde girişin önüne, mahremiyet amaçlı odalar yapılarak hamamın girişi değiştirilmiştir.

Girişin batı duvarında günümüze gelemeyen bir çeşme bulunur fakat çeşme de sonraki dönemlerde yok olmuştur. Hamamın soğukluk bölümü alan ve hacim olarak en büyük mekandır. Yıkanılmayan, dinlenilen, beklenilen ve havlu değiştirilen bölümüdür. Hamamın bu bölümü, kare planlı olup pandantiflerle geçişi sağlanan bir kubbe ile örtülüdür. Bu kare mekan, kırık kemerli tromplarla sekizgene dönüştürülmüş ve yarım küre biçimli bir kubbe ile örtülmüş durumdadır. Kubbe dışarıdan sekizgen bir kasnağa oturmaktadır.

Kubbenin ortasında küçük bir aydınlanma feneri bulunur. Bu fener, kubbenin ortasında tek ışık deliği görevini görür. Bu fenerin açılmasının sebebi ışıklandırmayı ve havalandırmayı sağlamaktır. Yapı malzemesi olarak kolay işlenebilen sarı kalker taşının kullanıldığı yapıda herhangi bir süsleme öğesi yoktur. Plandaki etkin mekanların tek tek cepheleri hamamın tüm cephe düzenini bir parçasıdır. Mahalle hamamı niteliğinde olan bu hamam, şehrin merkezinde olan tek hamam olmasına rağmen herhangi bir süsleme unsuru kullanılmamıştır. Yapıda görülen tek süsleme unsuru, sıcaklık kısmının kubbeye geçişinde kullanılan testere dişi çıkıntılarla oluşturulmuş pandantiflerdir.

Diyarbakır Çüngüş Tarihi Köprü

 

TARİHİ KÖPRÜ

Çüngüş çayı üzerindedir.

Köprüde kitabesi yoktur.  Köprünün, Ali Bey camisi ile birlikte Kapıkıran Mehmet Ali Paşa tarafından, 17’nci yüzyılda yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Köprü tek gözlü, sivri kemerli, üstü düz köprüler gurubuna girer. Ana yapım malzemesi olarak, yöreden elde edilen sarı kalker taşı kullanılmıştır. Ayakları ise doğal kayalara oturtulmuştur. Köprünün uzunluğu: 18.72 metredir. Genişliği 5 metre, yüksekliği ise 15.20 metredir. Kemer açıklığı, ayakların kayalara oturduğu uçlardan 10 metredir. Köprü yakın zamanda onarılmıştır. Üst döşeme kilitli parke taşla kaplanmıştır.

HASAN DEDE TÜRBESİ

İlçedeki Kubbe mezarlığındadır. İlçeye giden yolun sağındadır.

Türbede: Fatih Sultan Mehmet zamanında kadılık yapan Hasan Dede’nin mezarı bulunur. Hasan Dede, 15’nci yüzyılda yaşamış bir derviştir. Betonarme olan türbe, 1965 yılında yapılmıştır. Eskiden sıtma hastalığına yakalananlar bu türbeyi ziyaret ediyorlarmış, ancak zamanla sıtma hastalığı azaldığından, türbeyi ziyaret edenler de başka dileklerde bulunmaktadırlar.

HİNDİBABA KÖYÜ

1515 yılında Diyarbakır Yavuz Sultan Selim tarafından fetih edildikten 3 yıl sonra 1518 yılında hazırlanan Tahrir Defterinde, köyün ismi geçer. Yani, köy 1518-1526 yılları arasında kurulmuştur. Kayıtlarda: köyde 5 dervişin bulunduğu ve köyün ziraat yerlerinin az olduğu, bu 5 dervişin 200 baş koyunu olduğu ve vergiden muaf tutulduğu yazılıdır.

Ayrıca, 1566 yılındaki Tahrir Defterinde de Hindibaba köyünden söz edilmiştir. Rivayete göre, Hindibaba köyü, Hindistan’dan göç edip gelen üç kardeş tarafından kurulmuştur. Başka bir rivayete göre ise, köyü kuran kardeşlerden birinin ismi “Hindi” imiş. Ona “Hindi Baba” deniyormuş. Onun adı köye verilmiştir.

SEYYİDLER BELDESİ

Peygamberimizin neslinden gelen Zeynel Abidin Hazretleri, Çaldıran savaşından sonra Şah İsmail’in zülüm ve işkencelerine dayanamayarak 3 oğlu ile birlikte Bağdat’tan Mardin’e göç etmiştir. Mezarı hala Mardin-Nusaybin ilçesinde bulunmaktadır. Oğulları ise, Çermik kazasına gelerek üç bölgeye yerleşirler. Büyük kardeşleri olan Şeyh Caferi Sıddık, 1514 yılında Yukarı Şeyhler köyünde ocak kurarak buraya yerleşmiştir. Köy, ismini bu kişiden almıştır.

Diyarbakır Çüngüş Karakaya Barajı

 

KARAKAYA BARAJI

İlçe topraklarından geçen Fırat nehri üzerinde kurulmuştur. Baraj ilçe merkezine 15 km uzaklıktadır. Türkiye’nin 3’ncü ve Diyarbakır’ın ise en büyük enerji santralidir. DSİ tarafından inşa edilen baraj, 1987 tarihinde faaliyete geçmiştir. Fırat nehri üzerinde, Atatürk Barajından sonra en büyük ikinci barajdır. Evet, burası elbette gidilip gezilip görülecek bir yer değil, ama Çüngüş ilçesi için önemli bir eserdir.

 

Diyarbakır şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.