Diyarbakır Çermik

Diyarbakır Çermik

Yörede, güvenlik problemi olmayan, kaplıcaları ile önem kazanan bir yerleşim yeridir.

ULAŞIM

Diyarbakır il merkezinin 86 km. kuzeybatısındadır. Ergani üzerinden ulaşım sağlanmaktadır.

TARİHİ

İlçenin eski ismi “Aberna” dır. Ancak, “kaplıca” anlamına gelen “Çermik” ismi, günümüzde kullanılmaktadır. İlçe: tarihi süreç içinde, Harput ve Diyarbakır şehirlerine hakim olan devletlerin yönetiminde kalmıştır.
1883 yılında ise, Ergani sancağına bağlanır.

Diyarbakır Çermik

GENEL

Burası, yemyeşil bir ilçe olması ile önem kazanmaktadır. Çünkü, yörede, Medrap çayı, Sinag çayı, Medya çayı ve Sinan suyu bulunmaktadır. İlçeyi kuzeyden, Güneydoğu Torosların devamı olan dağlar çevreler. Dağların yüksekliği, kuzeyden güneye doğru azalma gösterir.

İlçe merkezinin denizden yüksekliği, 710 metredir.

İlçe ekonomisinin temeli: termal turizm, tarım ve mermerciliğe dayanmaktadır. Çünkü, ilçedeki kaplıcalar, yıllık yaklaşık 200-250 bin ziyaretçi ağırlamaktadır. Tarımda ise, pamuk-buğday-arpa ve darı yetiştirilmektedir. Yörede özellikle 1990 lı yıllardan sonra mermercilik te gelişmiştir.

GEZİLECEK YERLER

HABURMAN KÖPRÜSÜ

İlçe merkezine bağlı, Haburman köyünde, Diyarbakır-Malatya kara yolunda, Sinek çayı üzerindedir.
Üç gözlüdür. Bu gözlerden, ortadaki göz büyük ve sivri, yandakiler ise daha küçük ve yuvarlak yapılmıştır. Yontma beyaz taştan yapılmıştır. Köprünün uzunluğu: 109 metre, genişliği 5.5 metredir. Yükseklik ise, 11.20 metredir.
Köprü üzerinde bulunan kitabesinde, köprünün: 1179 yılında yapıldığı yazılıdır. Yaptıran ise: Artuklu hükümdarı, Necmüddin Alp’ın kızı Zübeyde hatundur. Köprüyü, kendi parasıyla yaptırmıştır.
Günümüzde, araç geçişleri için köprünün 150 metre ötesine, yeni bir köprü yapılmıştır.

Diyarbakır Çermik
Diyarbakır Çermik

 

ÇERMİK MELİKE BELKIS KAPLICALARI

İlçe merkezinin 3 km. doğusundadır. Burada, birçok otel ve pansiyon bulunmaktadır. Yukarıda sözünü ettiğim gibi, yıllık bazda, buraya 200-250 bin ziyaretçi gelmektedir.
Yılın bütün dönemlerinde açıktır. Ancak tedavi amaçlı kullanmak isteyenler için, 21 günlük kürler; Haziran ve Eylül ayları arasındaki dönem tavsiye edilmektedir.
Ülkemizin önemli kaplıcaları arasındadır. Yapılan tahlillere göre, kaplıca sularının şifalı geldiği rahatsızlıklar şunlardır: iltihaplı romatizmal hastalıklar, çocuk felçleri, deri hastalıkları, üst solunum yolu enfeksiyonu rahatsızlıkları ve bazı kadın hastalıkları.
Kaplıca sularının sıcaklığı: 48 derece civarında; kükürtlü ve radyoaktif olup, akım hızı: saniyede, 10 litredir. Son bir not, kaplıca suları kükürtlü olduğu için, çok pis koktuğunu unutmamak gerekir.

SİNEK ÇAYI KAYA KABARTMALARI

İlçe merkezinin, yaklaşık 7 km. kuzeybatısında, bir kanyon içindedir. Bu yüzden, bu kaya kabartmalara ulaşmak için zorlu bir yürüyüş yapmanız gerekir.
Burada, doğal bir kaya üzeri düzeltilmiş ve bu düzeltilen platforma: bir av sahnesi çizilmiştir. Bunun: Anadolu’da ilk avcılığın burada yapıldığını ifade etmektedir ve Anadolu’daki ilk resim olduğu düşünülmektedir.

SİNEGOG

İlçe merkezindedir.
Yapı: siyah ve beyaz, bazalt taşlardan yapılmıştır. Ancak, hangi dönemde ve kim tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Ama, yapının üzerinde, Süryanice bir kitabe bulunmaktadır.
Günümüzde ev olarak kullanılan yapı: tek bölümden oluşmaktadır. Bu tek bölümde yani odada: nişler bulunmaktadır.

ÇERMİK KALESİ

İlçe merkezinin batısında, yüksek ve kayalık bir yerdedir. Kale yıkıntıları incelendiğinde, buranın ilk çağdan günümüze kaldığı anlaşılmaktadır.
Kale, Osmanlıların bölgeyi ele geçirmeleri sırasında, top atışlarıyla kısmen yıkılmıştır. Bunun üzerine, 1516 yılında, kale içinde oturan halk, kaleyi terk ederek ovaya yerleşmişlerdir. Kale günümüzde harabe halindedir, herhangi bir kitabesi bulunmamaktadır. Günümüze kadar gelen kısımları: iç kale bölümünde tek parça halinde bir kale kapısı, hisar bölümünde birkaç su sarnıcı, birkaç su kuyusu ve eski bir kiliseye ait duvar bulunmaktadır ki ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmemektedir.

Su kuyuları, kayalığa oyulmuş durumdadır, ancak günümüzde, 2-5 metre arasında genişlikleri olan bu kuyuların içleri taş ve topraklarla doldurulmuştur.
Ayrıca, yöre halkı arasında “berber dükkanı” olarak isimlendirilen bir yer var. Burası: kalenin güneydoğu bölümünde, kayalığa oyulmuş bir oda şeklindedir. Bu odanın uzunluğu: 3 metre, genişliği 4.5 metre ve yüksekliği: 1.5 metredir. Odanın kuzey, güney ve doğu bölümünde, oturmak için sedir bölümleri görülüyor.
Tüm bunların dışında, kale içinde, çok sayıda, eski ok ucu bulunmaktadır.

SARAY HAMAMI

İlçe merkezindedir. Ancak, kitabesi bulunmadığından, kim tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Ancak, 16 ile 17’nci yüzyıllar arasında yapıldığı sanılmaktadır.
Yapı: soğukluk, ılıklık ve halvetlik bölümlerinden oluşmakta olup, oldukça büyük olmasıyla ilgi çekmektedir. Her bölümün üstü, kasnaklı kubbelerle örtülmüştür.

ÇETECİ ABDULLAH PAŞA MEDRESESİ

İlçe merkezinde, çarşının tam ortasında, ana caddenin güneyindedir.
Burası: Anadolu’yu istila etmek isteyen İran hükümdarı Afşarlı Nadir Şah’ı yenen çeteci Abdullah Paşa tarafından, 1756 yılında yaptırılmıştır.

Yapı: birbirine bağlı 9 küçük hücreden oluşmaktadır. Burası, Osmanlı döneminde, Sultan II. Abdülhamit döneminde: bir ara “Çermik Rüştiye Mektebi” olarak da kullanılmıştır. Yakın geçmişte onarılan bina, günümüzde cami olarak kullanılmaktadır.

GELİN DAĞI VE EFSANESİ

Gelin dağı, İlçe merkezinin 4 km. kuzeybatısında, Çüngüş yolu üzerindedir.
Dağ: kalker yapılı kayaçlardan oluşmuş olup, yüzeyinde: su ve rüzgarın aşındırmasıyla oluşmuş, peri bacalarını andıran görüntüler görülmektedir. Bunlar, uzaktan bakıldığında insan dizisini andırmaktadır.
Söylentilere göre: “yöredeki geleneklere göre, Berdel yapılan iki gelin, karşılaştıklarında: aralarındaki anlaşmazlık nedeniyle, birbirlerine beddua ederler. Bunun üzerine, her iki gelin, aynı anda “taşa” dönüşürler. Bu nedenle, yörede, Berdel adeti, uğursuzluk sayılmaya başlanmış ve Berdel yapılan gelinler, aynı yoldan götürülmez, birbirlerini görmezlermiş. Başka bir söylenti daha var. Buna göre: “bir zamanlar buradan bir gelin alayı ağır ağır geçerken, çocuklardan biri, altını kirletir ve annesi, başka bir şey bulamadığı için, çocuğun altını yufka ile temizlemeye kalkışır. Bunun üzerine, Allah’ın gazabına uğrar ve bütün alay, gelinle birlikte taş kesilir.”

Diyarbakır şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.