Amasya Merzifon

Amasya Merzifon

Eşek mi, keşkek mi? Ben Merzifon’da eşek görmedim, sadece sanayi de bir fabrika bahçesinde eşek anıtı vardı. Ama, burada, keşkek bol. Zaten, mutlaka bulun ve “keşkek” yiyin.

Peki, Merzifon denilince, “eşek” bu kadar ünlü de, nerede bu eşekler. Bir kısım diyor ki, “ İlçenin kurulduğu dağdan, ilçenin görünümü eşek gibiymiş”, diğer bir kısım ise şöyle diyor “Osmanlı Padişahlarından birine, bu bölgeden biri tarafından eşek armağan edilmiş”.

Bir başka kısım ise şöyle diyor “Osmanlı döneminde, yörede meşhur cirit oyunu, Amasya-Merzifon arasında oynanırmış ve eşek, Merzifon bölgesinin bir simgesi olarak kullanılırmış”. Artık hangisine inanırsınız bilmiyorum ama tek bir gerçek, Merzifon’da eşek yok.

Ancak; göremeyeceğiniz bu eşek ile ilgili olarak, bazı bilgiler mevcut. Merzifon eşeğinin semerinin, özellikle Çorum-İskilip bölgesinde yapıldığı bildiriliyor. Merzifon eşeklerinin, nispeten yüksek  rakımda bulunmaları nedeniyle, sert sesle anırdıkları ve bu şekilde meşhur oldukları da bildiriliyor.

Amasya Merzifon

ULAŞIM

Merzifon: Samsun-Ankara karayolu üzerindedir. Merzifon-Samsun arası uzaklık: 109 km. Merzifon-Çorum arasındaki uzaklık; 61 km. Merzifon-Amasya arasındaki uzaklık: 45 km. Merzifon-Ankara arasındaki uzaklık: 311 km. Merzifon-İstanbul arasındaki uzaklık: 600 km.

Amasya Merzifon

TARİHİ

MÖ.700 yıllarında, bugünkü yerleşim yerinin 4 km. doğusunda, günümüzde “Marınca” diye bilinen köyün bulunduğu yerde, bu bölgede vali olarak görev yapan Barseviç tarafından, kendi adını taşıyan yeni bir yerleşim yeri yaptırılır. Bu yerleşim yerinin “Marseviç” olan ismi, zamanla değişerek, günümüze “Mersuvan” ve “Merzifon” olarak gelmiştir.

Tarihi süreç içinde, Karadeniz sahiline ve Orta Anadolu’ya giden yollar, Merzifon’da kesişmektedir. Bu yüzden, ünlü coğrafyacı yazar Strabon, yazılarında, bu bölgeyi “Bin köy” bölgesi olarak tanımlamıştır.

Zaten, yakın zamanlarda yapılan arkeolojik araştırmalarda, bölgede yüzlerce höyük ve yerleşim yeri bulunmuştur. Bu höyüklerde elde edilen bulgulara göre, Merzifon bölgesindeki ilk yerleşimin, MÖ.5500 yıllarında olduğu tahmin edilmektedir.

Takip eden dönemde, bölgedeki “Oymaağaç” köyü, önemli bir Hitit yerleşimi olarak öne çıkıyor. Bu dönemde: Merzifon şehrinin ilk yerleşimi olan, bir kale inşa edilmiştir. Daha sonra ise, Frigler, yine Hititler tarafından yapılan bu kaleyi onararak, bölgede yerleşmişlerdir.

MÖ.6. ve 4. yüzyıllarda ise,

Pers hakimiyeti görülüyor. MÖ.333 yılında ise, Pers hakimiyeti biter. Başkenti Amasya olan Pontos devleti döneminde ise, Merzifon önemli bir ticaret merkezi olarak öne çıkıyor. MÖ.47 yılında ise, Romalılar, bölgede egemenliği ele geçirirler.

Roma döneminde: günümüzdeki “Karşıyaka” köyünde “Zeus Stratios” adına bir tapınak inşa ettirilir. Bu tapınağa ait: sütun başlıkları ve sunak yazıtı, halen Amasya Müzesinde sergileniyor. Roma’nın devamında, Bizans döneminde de, bölge önemli bir kültür merkezi olmuştur. 8.yüzyıldan sonra ise, bölgede Arap akınları görülmeye başlanır.

11.yüzyılda: Danişmentliler, bölgede hakimiyeti ele geçirirler. Şehrin, İslam hakimiyetine girmesiyle, burada bulunan bir kısım Bizans eserleri de, cami ve medreseye dönüştürülür. 12-14.yüzyıllar arasında, bölgede, İlhanlılar hakim olurlar. 1353-1396 yılları arasında ise, Türkmen Beylerinden Taşanoğulları, hakimiyeti ele geçirirler. 1393 yılında ise, Yıldırım Beyazıt ile birlikte, bölgede, Osmanlı hakimiyeti başlar.

1919 yılında, Merzifon, İngilizler tarafından işgal edilir. Aynı yılın sonlarında, yaklaşık 6 aylık bir süre sonunda, işgalci birlikler, Merzifon’dan çekilirler.

Amasya Merzifon

Tarih denilince,

Merzifon Amerikan Kolejlinden söz etmeden olmaz. 1876 yılında kurulan okul; ilçe merkezinin kuzeyinde ve en yüksek noktasında, yaklaşık 30-40 dekarlık bir alan üzerinde bulunan irili-ufaklı bir kısım yapıdan oluşmuştur. Amerikan Misyoner Cemiyeti tarafından kurulan okulda: bir hastane, kız ve erkeklere ait okul, zengin kütüphane, müze, eczane, laboratuvar, marangoz atölyesi, sinema ve rasathane bulunuyormuş.

1904 yılında, Merzifon Amerikan Kolejlinde, gizli olarak Rumlar tarafından “Pontus Cemiyeti” kurulur. 1921 yılında yapılan baskında, Pontusçuluk Teşkilatına ait, birçok gizli ve zararlı belge ele geçirilir. Takip eden dönemde, İstiklal Savaşı sonrasında: burası, yalnız kız öğrencilere yönelik, ilkokul düzeyinde ve  sınırlı kadro ile eğitim verilen bir yer olarak öne çıkmıştır.

Ancak, 1938 yılında, tüm binalar, Devlet tarafından satın alınarak, Milli Savunma Bakanlığı emrine tahsis edilmiştir. Bu yapılar: bir süre, 8. Kolordu Karargah merkezi ve bir süre de, Kara Astsubay Okulu olarak kullanılmıştır.

Amasya Merzifon
Amasya Merzifon
Amasya Merzifon

 

GENEL

Merzifon denilince, ülkemizdeki insanların genelinin bildiği üzere, burada “eşek” meşhur. Ama, bu sözüme bakıp ta, buraya yolunuz düşerse “eşek” aramayın, bulamazsınız. Ama: İlçeyi bir baştan bir başa geçen “Cumhuriyet Caddesi” mutlaka karşınıza çıkacaktır. Çünkü: şehrin tüm yerleşik halkı, burada bir aşağı-bir yukarı, zaman geçiriyorlar. Hatta, bu cadde, o kadar  kalabalık ki, rahat yürümek bile mümkün olmaz.

Yörede: yazlar kurak ve kışlar yağışlı geçen bir iklim hakimdir. Kışları çok soğuktur.

İlçe topraklarının: % 51’i tarım arazisidir ve bunun tamamında tarla bitkileri ekilidir. Arazinin, % 23’lük bölümü ise, orman arazisidir. İlçe merkezinin ortalama rakımı: 700 metredir.

Halkın geçim kaynağı: tarım. Özellikle: soğan üretimi başta geliyor.

İlçe merkezinde: Polis Eğitim Merkezi bulunuyor. POMEM ismi ile hizmet verilen merkez; 2006 yılında kurulmuştur. Burada, Üniversite mezunları, polislik eğitimi almaktadırlar.

Amasya Merzifon Merzifonlu Kara Mustafa Paşa

MERZİFONLU KARA MUSTAFA PAŞA

Bu Osmanlı devlet adamı: Osmanlı Padişahı Avcı Mehmet zamanında, 1676-1683 yılları arasındaki, 7 yıllık sürede, Sadrazamlık yapmıştır. Bu dönemde, kendisinin tarih sayfalarına yazılmasına neden olan olay ise: II. Viyana kuşatmasıdır. Ancak, kuşatmanın hüsranla sonuçlanması üzerine, idam edilmiştir.

Ancak: 173.000 kişilik bir orduyu, İstanbul’dan alıp, Viyana şehri önlerine kadar götürmek ve şehri  kuşatmak, aslında bir güçtür. Daha önce, I. Viyana kuşatmasını yapan, Kanuni Sultan Süleyman’da, başarılı olamamıştır.

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın en büyük suçu: şehri kuşatmış ve saldırıda gecikmiş olmasıdır. Çünkü: şehrin teslim olmasını ve böylece, şehrin hazinelerinin devlet eline geçmesini beklemiştir. Şehre saldırıp, ele geçirseydi, şehrin hazineleri, yeniçeriler tarafından yağma edilecekti.

Amasya Merzifon Gül Baba

GÜL BABA

Bu satırları okuyan siz okuyucularım arasında, Macaristan-Budapeşte şehrine gidenler varsa, burada, mutlaka “Gül Baba” isimli şahsın türbesini ve heykelini görmüşlerdir. Evet, Gül Baba isimli o şahıs Merzifonludur.

Kanuni Sultan Süleyman ile birlikte, Avrupa fetihlerine katılan Gül Baba, bir elinde “gül” ve diğer elinde “tahta kılıcı” eksik olmamış, ancak, Budapeşte’nin fethinde ölmüş ve türbesi ile heykeli, günümüzde, şehirde bulunmaktadır.

MERZİFON HAVA ALANI

İlçe merkezine, 6 km. uzaklıktadır. Yıllık; 120.000 yolcu kapasitelidir.

Burası, 2008 yılında, sivil hava trafiğine açılmış, aslında askeri amaçlar için yapılmış bir havaalanıdır. Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığına bağlı 5.Ana Jet Üs Komutanlığı burada konuşludur. Dolayısıyla, Merzifon merkezinde, çok sayıda askeri personel de bulunmaktadır. Ayrıca: Askeri Hastane de bulunuyor.

NE YENİR. NE İÇİLİR

Merzifon’da, mutlaka “keşkek” yemelisiniz. Ayrıca: haşhaşlı çörek ve kuşburnu marmelatı da önerebilirim.

Amasya Merzifon

GEZİLECEK YERLER

Amasya Merzifon Paşa Hamamı

PAŞA HAMAMI

İlçe merkezindedir. Kitabesine göre, Sadrazam Kara Mustafa Paşa tarafından, 1678 yılında yaptırılmıştır. Güzel ve değişik bir mimari tarzı var. Osmanlı mimari özelliklerini taşıyor. Kubbeli soyunmalığı, uzun-dikdörtgen soğukluğu ve kubbe ile örtülü sıcaklığı bulunuyor. 1971 yılında, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarım görmüştür. Yapının duvarlarında: düzgün kesme ve kaba yontu taş ve tuğla malzeme kullanılmıştır.

Amasya Merzifon Bedesten

BEDESTEN

Bedesten yapısı: Merzifon’un Osmanlı dönemindeki en önemli yapılarından biridir. Günümüze gelirken, uzun süre, dokuma atölyesi olarak kullanılmıştır. Ancak, bu dönemde, bedesten, önemli tahribata uğramıştır. Yapının, orijinalliği bozulmuş. Daha sonra ise, yapı, uzun süre, Tekel deposu olarak kullanılmış.

2000 yılında ise, iç kısımda, onarım çalışmaları yapılmış ve zemin düzeltilerek, halı dokuma tezgahları yerleştirilmiştir. Ancak, takip eden süreçte, bina, özel bir tekstil firması tarafından üretim yeri olarak kullanılmaya başlanmıştır. 2006 yılında, yine bir restorasyon çalışması yapılır. Ancak, bu sefer, yapı, orijinaline uygun olarak restorasyona sokulur.

Evet, bedesten yapısı: 30 x 28 metre boyutlarında, dikdörtgen şekildedir. İçten dükkan bölüntüsü bulunmamaktadır ve dıştan dükkanlıdır.

Amasya Merzifon Taşhan

TAŞHAN

İlçe merkezinde; Kara Mustafa Paşa Camisi yanındadır.

17.yüzyılda inşa edilmiştir. Dikdörtgen planlı ve iki katlıdır. İç kısmı, kesme taşlardan yapılmıştır. Kubbeli odalar bulunmaktadır. Kitabesi bulunmadığından, kim tarafından ve hangi yıl yaptırıldığı belli değildir.

Han: dikdörtgen planlıdır. Güney cephesinde, yarım kemerli, büyük bir kapısı vardır. İki katlı olan yapının alt katında: dükkanlar sıralanır. Birinci katı oluşturan dükkanların üzerindeki duvarlar, üç sıra tuğla ve bir sıra kesme taş kullanılarak yapılmıştır. İç orta kısımda, avlu var. Kuzey cephesinde, revakların önüne yapılmış, iki çeşme bulunuyor.

Amasya Merzifon Abide Hatun Camisi

ABİDE HATUN CAMİSİ

Narince köyündedir. Sadrazam Merfizonlu Kara Mustafa Paşa’nın annesi, Abide Hatun tarafından, 1680 yılında  yaptırılmıştır.

Ahşap üzerine, kalem işi tekniğiyle yapılmış uygulamalar muhteşem, görülmeye değer. Sade olmasına rağmen, eğimli bir tepe üzerinde bulunmasından dolayı, heybetli bir görünüme sahiptir. Ancak, yapı, geçirdiği depremler sonrasındaki onarımlarda, esas planını bozmayacak şekilde değişimlere uğramıştır. Cami, günümüzde halen kullanıma açıktır.

Amasya Merzifon Kara Mustafa Paşa Camisi

KARA MUSTAFA PAŞA CAMİSİ

1666 yılında yapılmış olan cami, Gazi Manbup Mahallesindedir. Dış cephe, kesme taştan yapılmıştır. İbadet mekanının üstü, büyük ve tek bir kubbe ile örtülmüştür. Caminin şadırvanının, 1900’lü yıllarda yapıldığı tahmin ediliyor. Şadırvandaki kalem süslemeleri, Zileli Emin tarafından yapılmış, süslemelerde eski İstanbul tanımlanmıştır.

Amasya Merzifon Çelebi Mehmet Medresesi ve Saat Kulesi

ÇELEBİ MEHMET MEDRESESİ VE SAAT KULESİ

1414 yılında, Yıldırım Beyazıt’ın oğlu, Çelebi Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Mimari yapı: Selçuklu tarzıdır. Giriş kapısı üzerindeki “Saat Kulesi” ise, Amasya Valisi Ziya Paşa tarafından, 1865 yılında ilave edilmiştir. Aslında: burası bir minare.

Biraz önce söylediğim gibi, yapıldığı yıllarda: Sultan Abdülmecit tarafından, her ile, bir saat kulesi kazandırılması fermanı doğrultusunda, ilçenin merkezi yerine, bu minareye, köşeleri prizma şeklinde olduğu için, her bir yüzüne, birer saat yerleştirilmiştir. Kule yapısı: yakın zamana kadar öğrenci yurdu olarak kullanılıyor iken, günümüzde, burada bir kafeterya var ve bu kafeterya da, eski Merzifon resimleri yoğunlukta bulunuyor.

Amasya Gümüşhacıköy

Amasya Gümüşhacıköy

İsmi uzun olduğundan, yörede “Hacıköy” olarak bilinir. Gümüş beldesindeki gümüş madenleri, günümüzde Maden Teknik Arama Kurumu bünyesindedir. Ancak: bu madenlerde, yüzyıllardır açılan dehlizlerin, yeni maden aramalarında insan hayatını tehdit eder durumda bulunması nedeniyle, halen gümüş bulunduğu bilinen bu madenler işletilemiyormuş.

Amasya Gümüşhacıköy

ULAŞIM

İlçe: Karadeniz’i, İstanbul’a bağlayan karayolu üzerindedir. Gümüşhacıköy-Merzifon arasındaki uzaklık: 20 km. olup, araç ile bu uzaklık 20 dakikada alınmaktadır.

Amasya Gümüşhacıköy

TARİHİ

MS.140 yıllarında, günümüzdeki Gümüşhacıköy ilçesinin bulunduğu yerde kurulu bulunan “Etonia” isimli şehir, Doğu Roma İmparatorluğunun en önemli ve gözde şehirlerinden biri olarak tarih sayfalarında yerini almıştır. Ankara’dan doğu istikametine giden yollar; Etonia isimli bu şehirden geçermiş.

15.yüzyıla gelindiğinde ise, yörede: çeşitli derebeylikleri görülmektedir. Bu bölgede de, Celettin bey hüküm sürmüştür. Hatta: Tavşan dağlarının da, adını bu beyden aldığı söylenmektedir.

Hacı köyünün ilçe haline getirilmesi: Köprülü Mehmet Paşa, gümüş madeni kendisinin işletmesine verilince, burada oturması gerekir. Bunun üzerine, Paşa: burada bir kervansaray, bedesten ve büyük bir cami yaptırır ve bir de hamam ilave ettirir. Tüm bu yapılar: 1661 yılında tamamlanır. Bu yapılaşma üzerine, Gümüş’e bağlı bir haniye olan, Hacıköy, 1881 yılında, buraya bağlanır ve nahiye merkezi olur.

GENEL

Gümüşhacıköy: daha önce “Hacıköy” iken, 5 km. uzaklıktaki “Gümüş” nahiyesiyle birleşerek, “Gümüşhacıköy” adını almıştır.

İlçe, bölge olarak: Orta Karadeniz bölgesinde bulunmaktadır. Deniz seviyesinden: 810 metre yüksekliktedir. En yüksek noktası: Tavşan dağı üzerindedir.

Yörede: geçiş bölgesi iklimi hakimdir. Buna göre: genellikle ılıman olan iklim şartları, bazen de İç Anadolu bölgesi iklim özelliklerinin etkisi altında kalarak sertleşir. Ama genelde, yazları sıcak ve kurak, kışları ise ılıman ve yağışlıdır. Yüksek kesimlerde ise, soğuk ve yağış, artar.

İlçedeki en önemli ekonomik getiri: tarım ve hayvancılıktır. Tarım ürünleri olarak: tütün, şekerpancarı ve soğan öne çıkar. Ancak, tütün üretiminin azalması nedeniyle: alternatif olarak: böğürtlen ve ahududu yetiştiriciliği başlamıştır.

Amasya Gümüşhacıköy

GÜMÜŞ BELDESİ VE GÜMÜŞ MADENİ

Gümüş beldesi, Gümüşhacıköy ilçe sınırları içinde, zengin tarihi geçmişi olan, küçük bir yöredir. Amasya il sınırları içindeki en eski yerleşim yeridir. 1903 yılından bu yana, Belediye teşkilatına sahiptir.

Gümüşhacıköy ilçe merkezine 5 km. uzaklıktadır. Gümüş kasabasına, en yakın tren istasyonu ise, Havza ilçesindedir. Ama, bu tren istasyonun, kasabaya uzaklığı 54 km. dir.

Gümüş beldesinin, yüzyıllardır en büyük desteği: gümüş madenidir. Pontus devletinin en önemli merkezlerinden biri: Gümüş olmuştur. Amasyalı ünlü coğrafya yazarı Strabon’a göre: Gümüş yöresinde maden cevherinin çıkarılmasında, esirlerin kullanıldığı yazılıdır.

Çünkü: maden cevheri çıkarılırken, dehlizlerdeki hava, öldürücüdür. Pontus devletinin yıkılmasıyla, gümüş madenleri: Romalılar, Bizanslılar ve Türkler tarafından işletilmiştir. Özellikle, Bizanslılar zamanında, burada bir “Madencilik Okulu” bulunduğu tahmin edilmektedir. Bölgeye “Gümüş” ismi ise, 1179 yılında verilmiştir.

Gümüş yöresinde: Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde, gümüş sikke basıldığı öğrenilmiştir. Para basılan darphane, sonradan camiye dönüştürülmüştür. Takip eden dönemde: Gümüş madeni, Köprülü Mehmet Paşa’ya, “Has Arpalık” olarak verilmiş ve bu yüzden, Paşa, Hacıköy’de: 1660 yıllarında: cami, hamam ve bedesten yaptırmıştır.

Bölgedeki gümüş madeni faaliyetlerine, 1877 yılındaki Osmanlı-Rus savaşından sonra, son verilmiştir. İlçe merkezi, 1881 yılında, Gümüşhacıköy’e nakledilince, maden tamamen unutulmuştur.

Tüm bunların sonunda: Gümüş yöresinde yaşayan insanlar, başta Amasya olmak üzere, bölgedeki diğer yerleşim merkezlerine göç etmişlerdir. Bu göç kaybı, günümüzde de devam etmektedir.

NE YENİR. NE İÇİLİR

Buraya yolunuz düşerse: mutlaka “keşkek” yemelisiniz. Baklalı dolmada, belki düşünebilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

Amasya Gümüşhacıköy Köprülü Mehmet Paşa Camii

KÖPRÜLÜ MEHMET PAŞA CAMİİ

1660 yılında, Köprülü Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. İlk yapılışında kagir olarak yapılmış, ancak Köprülü Paşanın torunlarından, Hafız Ahmet Paşanın oğlu Abdulbaki Bey tarafından, kagir olarak yenilettirilmiş ve çevresi genişletilmiştir.

1943 yılında, caminin minaresi ve kubbesi, depremde yıkılır. Bunun üzerine, caminin hemen arkasına bir namazgah yaptırılarak, ibadete burada devam edilmiştir. Bu sırada, yapının tamamı yıkılmış ve 1948 yılında, bugün görülen cami yapısı yapılmıştır.

DARPHANE CAMİİ

Gümüş beldesindedir. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde, kasabada darphane kurularak para basılmış ve zamanla bu darphane binası, camiye dönüştürülmüştür.

KERVANSARAY VE BEDESTEN

1669 yılında, Köprülü Mehmet Paşa tarafından, Kervansaray olarak yaptırılmıştır. İlk yapıldığı dönemde, kagir bir kervansaray olarak kullanılan yapı, takip eden dönemlerde, bir kısım değişiklikler yapılarak, bedesten haline getirilmiştir. Dört kapısı olan bedesten yapısı: uzun ve dikdörtgen plandadır. Uzun kenarı: 82 metre ve kısa kenarı: 9 metredir.

Amasya Gümüşhacıköy Saat kulesi

SAAT KULESİ

1898 yılında, Ali Rıza Bey tarafından: bedestenin doğu kapısının kemeri üzerine yapılmıştır. 1939 yılındaki depremde, hasar görmüştür. 1943 yılındaki depremde ise, tamamen yıkılmıştır. 1948 yılında ise, halkın gayretleriyle yeniden yapılmıştır. 1971 yılında ise, ahşap saat kulesi yıkılarak, bugün görülen saat kulesi yapılmıştır.

Amasya Gümüşhacıköy Yörgüç Rüstem Paşa Camii

YÖRGÜÇ RÜSTEM PAŞA CAMİİ

Gümüş mahallesindedir. 1429 yılında, Yörgüç Rüstem Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1945 yılında onarım göre cami, 1996 yılındaki depremde zarar görmüş, 2004 yılında tamamlanan restorasyon faaliyetleri sonucu, yeniden hizmete açılmıştır.

Amasya Gümüşhacıköy Maden Hamamı

MADEN HAMAMI

Çay mahallesindedir. 1820 yılında Rumlar tarafından yapılmıştır. Hamam inşaatını yapan Nazari Usta: aynı zamanda Yörgüç Rüstem Paşa camiinin minaresini de yapan ustadır. Halen özelliğini kaybetmiş durumdadır. Sıcak kısmında, hamam göbek taşı ve dört odası ile hizmete devam etmektedir.

Amasya Gümüşhacıköy Haliliye Medresesi

HALİLİYE MEDRESESİ

Gümüş beldesindedir. Çelebi Sultan Mehmet’in, Beylerbeyi Halil Paşa tarafından, 1413 yılında yaptırılmıştır. Yapı: kare planlı, kapalı avlulu bir medresedir. Arka kısmında, medrese odaları ve dershaneler sıralanmıştır. Bu medresede, yüksek öğrenim verilmiş ve zamanında, 50’den fazla öğretim üyesinin görev yaptığı bir yer olarak öne çıkmıştır.

MANASTIR

Gümüş mahallesindedir. 1840 yılında, burada yaşayan Rumlar tarafından yaptırılmıştır. 1925 yılındaki mübadele sonucu, Rumlar buradan ayrılınca, manastır binası da, ihmal edilmiş ve günümüze virane olarak gelmiştir.

Merzifon tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Amasya tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Amasya Göynücek

Amasya Göynücek

Amasya’nın elması, Göynücek’in bamyası.

Amasya Göynücek

ULAŞIM

Amasya il merkezine olan uzaklık: 45 km. Göynücek-Zile arasındaki uzaklık: 38 km. Göynücek-Ortaköy arasındaki uzaklık: 30 km.

Amasya Göynücek

TARİHİ

Yapılan araştırmalar sonucunda, İlçe tarihinin, Amasya ve Anadolu tarihi kadar eski olduğu anlaşılmıştır. Ayvalıpınar höyüğü: yöredeki en eski yerleşimin bulunduğu bölgedir ve MÖ.3000-2500 yıllarına kadar gitmektedir. Gediksaray höyüğü ise, Tunç çağı yerleşmelerine ev sahipliği yapmıştır.

Takip eden tarihi süreçte ise, bölge, Hitit Uygarlığı sınırları içinde kalır. Hititlilerin kayıp şehri “Hakmiş” in, Göynücek sınırları içinde bulunduğu  düşünülmektedir. Takip eden dönemlerde, burada: Frig, Kimmer, İskid, Med, Pers hakimiyetleri yaşanır. Bu dönem yerleşimlerinin en göze batanı ise: Ilısu Kocaman Tepe höyüğüdür.

MÖ.301 yılında, yörede, Pers-Pontus egemenliği görülür. Daha sonra, Roma hakimiyeti. Roma döneminde yapılan ve günümüze gelen en güzel eser ise: Gökçeli kalesidir.

Bölge, Türkler tarafından, 1175 yılında, II. Kılıçaslan tarafından ele geçirilir. 1393 yılında ise, Osmanlılar görülüyor.

Amasya Göynücek

GENEL

Göynücek, Amasya ilinin en küçük ve ekonomik yönden en zayıf bölgesidir. Denizden yüksekliği: 450-1100 metre arasındadır.

İlçede, yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçmektedir. Ancak, kışların pek sert geçtiği söylenemez.

Yeryüzü şekilleri bakımından: oldukça engebeli ve dağlıktır.

İlçenin ekonomik getirileri: özellikle bamya, soğan, şeker pancarı, haşhaş, arpa ve buğday başta gelmektedir.

Ünlü güreşçi Hamit Kaplan, buralıdır. Hamit Kaplan, katıldığı Olimpiyatlarda: 1956 yılında altın, 1960 yılında gümüş ve 1964 yılında bronz madalya kazanmıştır.

Bamya

NE YENİR. NE İÇİLİR

Burada, mutlaka, “Göynücek bamyası” yemeği yemelisiniz.

NE SATIN ALINIR

Ülke çapında belli bir ünü olan “Göynücek Bamyası” satın alabilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

Amasya Göynücek Gökçeli Kalesi

GÖKÇELİ KALESİ

İlçe merkezine, 8 km. uzaklıktadır. Gökçeli köyü merkezine ise, 1 km. uzaklıkta, bir kayalık üzerinde kuruludur. Kalede yapılan araştırmalarda, Romalılar döneminde kalenin garnizon olarak kullanıldığı öğrenilmiştir. Kale: Çekerek Vadisine hakım bir konumdadır. Kalede, çok sayıda basamağı bulunan bir tünel var. Ayrıca, değişik kesimlerde, kayalara oyulmuş dehlizler bulunuyor.

Aslına bakarsanız, güzel bir kale yapısı. Ama, yeterli reklamı yapılmadığından, insanların haberi yok. Çünkü: yörenin insanları, bu güzel kale yapısını yeterince tanıtmayı becerememişler. Sizler, bu yörelerden geçerseniz ve tarihe ilginiz varsa, bu kaleyi mutlaka görün, nispeten günümüze sağlam ulaşmış bir yapı olarak öne çıkıyor.

Zile tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Ortaköy tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Amasya tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.