Mısır Gezi Planı

mısır.tarih.5
Mısır gezi planı

Mısır; 1 milyon km. karelik bir alana yayılır ve nüfusu, özellikle Nil kıyılarında yoğunlaşır. Gezimize: bunaltıcı olduğu kadar, büyüleyicide olan başkent Kahire’den başlayacağız. Kahire gezi planı sayfamızı inceleyerek, kendinize ait orada kalacağınız gün sayısı ile orantılı bir gezi planı yapabilirsiniz.

Ben size gezilecek yerleri ayrıntılı olarak anlattım, siz tercihlerinize göre, gezmek-görmek istediğiniz yerleri belirleyerek, bir gezi planı yapabilirsiniz.

Evet: Kahire yakın çevresindeki gezilerimize, daha sonra: Gize’deki piramitlere ve Akdeniz kenti İskenderiye’ye geçerek devam edeceğiz.

Daha sonra

Nil Nehri boyunca yolculuk ederek: Luksor ve Karnak Tapınaklarının yanı sıra, Teb Nekropolisi’ne de geçeceğiz.

Nil Vadisinde: Asuan’dan, Abu-Simbel’e kadar, Nasır Gölünün kıyılarını dolaşacağız.

Batı vahalarında bir tur attıktan sonra, yolculuğumuz Kızıldeniz sahillerinde ve Sina Yarımadasında sona erecek.

Daha öncede söylediğim gibi: Mısır’a herhangi bir tur şirketi ile gidecekseniz, tur şirketinin verdiği plandaki yerleri, buradan inceleyebilir ve ayrıntılı bilgiler alabilirsiniz.

Bunun dışında; bir tur şirketi ile gitmeyecekseniz, yine sitede anlatılanları değerlendirerek, kendinize bir tur programı yapabilirsiniz. Ama bence: Mısır’da hani derler ya, görmeden geri dönme diye: mutlaka görmenizi önereceğim yerler şunlar:

Kahire’de

Mısır gezi planı, Özellikle Mısır Müzesi, Gize piramitleri. Nil nehri üzerinde Luksor ve Karnak Tapınakları, krallar vadisi, Abu Simbel Tapınağı, Ras Muhammed ulusal parkı.

Ayrıca: Mısır’a giden herkesin ortak bir kanısı, evet, bu ülke pis ve kirli. Özellikle: hijyen konusunda gerekli titizlik ve özeni göstermiyorlar ve bunun sonucunda, sokaklarda, oteller dışında herhangi bir şey yiyen turistler, zamanlarının büyük bölümünü tuvaletlerde, hasta geçirmek zorunda kalıyorlar. Mide bulantısı, ishal ve kusma.

Özellikle ve asla, çeşmeden akan suları içmeyin, yanınızda sabun bulundurun. Yiyeceklerinizi; yalnızca otellerinizde, yine de kontrollü olarak yemelisiniz.

Bir de, trafiğe dikkat edin, yollarda özellikle karşıdan karşıya geçmek mümkün değil, aman dikkat.

Bir de son uyarı: pazarlık.

Bu tam bir işkence, yani keyifli yanı yok, ama buradaki insan sizi buna zorluyor.

Normal ücretler dışında, yüksek ücret talep ederek, sizi pazarlık yapmaya mecbur ediyor bir anlamda.

Evet

Mısır gezi planı: Mısır’da tüm olumsuzluklar yanında, tam bir tarih hazinesi, kendinizi başka bir alemde hissedeceksiniz, bu tarihi geçmiş, mutlaka görülmeli, mutlaka gezilmeli ve hala sırlarını açığa çıkarmamış Mısır kültürü, mutlaka hoşunuza gidecek kesitleri, sizin önünüze koyacaktır.

İyi tatiller.

Kahire şehri tanıtımı ve gezi yazısı için. 

İskenderiye şehri tanıtımı ve gezi yazısı için. 

Kızıldeniz kıyıları ve Süveyş kanalı gezi yazısı için.

Abu Simbel Tapınağı gezi yazısı için.

Karnak gezi yazısı içi.

Sakkara gezi yazısı için.

Luksor gezi yazısı için.

Memphis gezi yazısı için.

 

 

 

 

 

Mısır Kızıldeniz kıyıları ve Süveyş Kanalı

sualtı.1
Mısır Kızıldeniz kıyıları ve Süveyş Kanalı

Nil vadisindeki sıcak ve etkileyici arkeolojik sit alanlarından ve Kahire’nin gürültülü sokaklarından sonra, Kızıldeniz kıyıları tam bir ferahlık duygusu veriyor.

Denizden: tatlı rüzgarlar esiyor. Oteller: kumsallarda rahat bir tatil olanağı sunuyor. Ayrıca: güzel restoranlar var. Kıyı bölgesi: 1990’lara kadar gelişmemiş, ama günümüzde binalar, bütün sahili kaplamış.

hurgada.1
Mısır Kızıldeniz kıyıları ve Süveyş Kanalı Hurgada

HURGADA

En büyük yerleşim yeridir. Hiçbir tarihi yapısı yok ve yalnızca oteller, yüzlerce oteller, tatil köyleri ve lüks caddeleri, dükkanları, barları ve diskoları var. Deniz, güneş ve kum üçlüsünü doya doya yaşayabileceğiniz bir yer.

Ancak: Sarm El Sheikh gibi yoğun ve kalabalık değil. Daha çok sessiz ve sakin bir tatil için tercih edebilirsiniz. Genellikle dalış merkezlerinin çokluğu ile ünlenmiş olan bu adada, tüple dalışlarınızda size eşlek edecek binlerce balıkla birlikte keyifli dakikalar yaşayacaksınız.

Kıyıdan uzak, küçük adalar: sualtı sporları için mükemmel imkanlar sunuyor. Buraya ilk olarak: SCUBA topluluğu üyeleri gelmiş, ama özellikle 1990’larda, havaalanının da açılmasıyla, her çeşit Avrupalı turist gelmeye başlamış.

Hurgada’nın özel bir çekiciliği yok, ama harika oteller burayı cazip kılıyor.
Çok ilginç bir ayrıntı daha var. Eğer piramitler ve kutsal tapınakları gezmeye de niyetli iseniz, Sharm El Sheikh yerine, Hurgada’yı tercih etmelisiniz. Çünkü: Sharm El Sheik, Sina yarımadasında.

dahab.1
Mısır Kızıldeniz kıyıları ve Süveyş Kanalı Dabah

DAHAB

Kızıldeniz kıyısında, küçük bir kasabadır. Bodrum Gümüşlük ya da Side’nin yıllar önceki hali gibi, son derece keyifli ve ucuz bir yer. Balık ucuz ve sualtı muhteşem. Buraya daha çok gençler geliyor.

Scuba dalgıçlar, otelin önünden suya giriyorlar ve yalnızca 30-40 metre ileride, muhteşem mercan kayalıkları var. Scuba dalış: bir çok yere göre, çok daha ucuz. Plaj yolunda yürüyüş yapabilirsiniz. Al-Capone Cafe-Restoranda, deniz kenarında bir şeyler yiyebilirsiniz, öneririm. Burada: ayrınca otantik birçok hediyelik eşya satan dükkanlar çok meşhur. Alışveriş yapabilirsiniz.

Şnolkerle dalabilirsiniz ve belgesellerde bile görmediğiniz harika balıklar görebilirsiniz.

kanal.1
Mısır Kızıldeniz kıyıları ve Süveyş Kanalı Süveyş Kanalı

SÜVEYŞ KANALI

Kızıldeniz sahillerinin kuzey burnunda: Afrika kıtasının Sina Yarımadası ile kesiştiği yerde: modern teknolojinin en büyük başarılarından biri olan Süveyş Kanalı bulunuyor. İnsan eliyle inşa edilmiş olan bu kanal, Akdeniz’i Kızıldeniz’e ve Hint Okyanusuna bağlıyor.

Kanal: 1869 yılında açılmış. Günümüzde: turistlerin büyük çoğunluğu uçakla yolculuk yapmayı tercih ediyorlar. Ama: Süveyş Kanalı, hala, yük gemileri için büyük önem taşımakta. Dev bir tankerin, kanaldan geçişini izlemek, güzel bir görüntü oluşturuyor. Kanalın arkasında durursanız: suyu göremezsiniz. Sanki: gemi kumun üzerinde gidiyor-yüzüyor gibi hissedersiniz.

sina.1
Mısır Kızıldeniz kıyıları ve Süveyş Kanalı Sina Yarımadası

SİNA YARIMADASI

Mısır’ın en doğusunda bulunan bu bölgenin nüfusu dağınıktır. Sina: 1950-1960 yılları arasında, Mısır ile İsrail arasında anlaşmazlık nedeniyle, birkaç yıl İsrail işgalinde kaldıktan sonra, 1979 yılında, tekrar Mısır’a terk edilmiş.

Sina Yarımadası: güneyindeki Kızıldeniz’in içlerine doğru burnu sivrilen, coğrafi olarak vahşi ve geniş bir alandır. Kuzeyi: çöl, güneyi ise: gök mavisi denizle tezat oluşturan, granit tepeler ile kaplıdır. Dağ sırası: antik sismik hareketler sonucu oluşmuş ve rüzgarın gücü ile işlenerek, tuhaf biçimlere bürünmüştür. Burada: çok az şey yaşıyormuş. Sağda-solda, birkaç akasya, çevreyi gözleyen çöl tilkisi ve vahşi deve sürüleriyle çölü geçen göçebe kabileleri olan Bedevilerin bölgesidir.

Antik Mısırlılar: Sina’yı firuze kaynağı olarak değerlendirmişler. Ama buranın asıl ürünü: Musa’nın Tanrı’dan, dünyanın büyük dinlerine temel oluşturan, “On Emri” aldığı söylenen “Cebel Musa”dan geliyor.

Sina

Sualtı dalgıçlığının gelişmesine kadar, modern dünyanın zararlarından uzak kalmış. Dünyanın her yerinden gelen oksijen tüplü dalgıçlar, bölgenin temiz kıyı sularındaki mercan kayalıklarının, balıkların ve denizaltı kaynaklarının büyüleyici zenginliğini keşfettiler. 1950-1960 lı yıllarda, Sina’nın güney burnundaki “Şarmüş-Şeyh” dalgıçlar için, cennet haline gelir.

O tarihten bu yana, kasabanın deniz kıyısı: oteller, restoranlar, barlar ve alışveriş mağazaları ile dolmuş. 5 km. daha kuzeyde kalan “Nama Koyu” nun harika kumsalı, modern otelleri ve turistik altyapısı dikkate değer. Sezonda, buraya gelmeyi planlarsanız, mutlaka önceden otellerde yer ayırtmalısınız.

1980’lerde, Mısır Hükümeti, bu hızlı gelişme sonucunda: denizi ve sualtı yaşamını korumak amacıyla “Ras Muhammed Ulusal Parkı” nı kurmuş.

rasmuhammed.2
Mısır Kızıldeniz kıyıları ve Süveyş Kanalı Ras Muhammed Ulusal Parkı

RAS MUHAMMED ULUSAL PARKI

Burası: dünyanın en önde gelen dalış merkezlerinden biridir. Sina yarımadasının en güney noktasında. Yarımadanın uç kısmı, aynı zamanda kuzeydeki tüm akıntıların kesiştiği bir nokta.

Bu durum, birçok besin maddesinin, dolayısıyla birçok balığın buraya gelme nedeni. Bundan dolayı, buradaki zengin bio çeşitlilik, Ras Muhammed Muhammed’in dünyanın en iyi dalış noktası olmasını sağlamış.

Ras Muhammed’de dalış yapmak için, ayrıca bir ücret alınıyor ve bu, deniz parkının korunması için harcanıyormuş.

1983 yılında, koruma altına alınan ve 11 bin km. karelik büyük bir alanı kaplayan bu deniz parkının yalnızca yüzde 6 lık bir kısmında dalış yapılmasına izin veriliyor. Dalıcılar için en popüler olan yerle ise köpekbalığı ve yolanda resifleri. Yan yana olan bu resifleri, aynı dalışta görmek mümkün.

Ancak, burada tek günlük bir dalış yeterli değil. İki gün dalış daha renkli olur. Mercan resifleri, özellikle deniz yelpazeleri (bir tür mercan) ve kırmızı renkli yumuşak mercanlar, yaklaşık 800 metrelik bir duvar boyunca uzanıyor.

Ayrıca, dalgıçların girebileceği küçük mağaralar da var. Burada, sürü oluşturan büyük balıkları görmek de mümkün.

Özellikle, akıntının fazla olduğu yerlerde, büyük sürüler oluşturan ve dalıcılardan kaçmayan: barrakudalar ve yarasa balıkları, bunların yanında Napolyon balıkları, dev mürenler de göze çarpanlar.

rasmuhammed.1
Mısır Kızıldeniz kıyıları ve Süveyş Kanalı Ras Muhammed Ulusal Parkı

Evet, Ulusal park, birkaç farklı sualtı ekosistemine sahiptir. 1000 den fazla balık ve deniz ürünü barınıyor. Sualtını tam takım dalma aygıtlarının yanı sıra, şnolkerle de keşfetmek mümkün. Islanmaktan hoşlanmayanlar, sualtı dünyasını, dibi cam teknelerle veya denizaltıyla yapılan turlara katılarak izliyorlar.

Burası: ayrıca: ender rastlanan Mangrov ormanı ve kuş türleri açısından zengin olan Sina kıyı şeridini de koruma altına almış olması nedeniyle önem taşıyor. Yer yer ekili olan tropikal Mangrov ağaçları, deniz kıyısında yetişiyor.

Tuzlu suyu bir bakıma damıtarak kullanılabilir su haline getirmesiyle tanınıyor. Dünyanın çok az sayıda bölgesinde yetişiyorlar. Kuşkusuz, bu ağaçlardan elde edilen su oldukça yetersiz. Mısır, dünyada mangrovların yetiştiği en kuzey nokta.

Turizmin gelişimi, özellikle, Sina’nın Akabe Körfeziyle sularının kesiştiği yerde, doğu sahilinde yoğunlaşmış. Bu nedenle: tatil yerleri, birbirinden kilometrelerce uzak olmuş. Dahab ve Nuveyba da gelişen tatil merkezlerinden. Her ikisi de, dalmak ve rüzgar sörfü yapmak için gerekli olanaklara sahipler.

Kıyılardaki bedevi çadırları, sizi tarihin başka bir dönemine taşıyor.

Çadırlar, deniz sonrası bir bardak taze çay içmek, bir şeyler atıştırmak isteyenlere hizmet veriyor. Milli parkta, bu çadırlar dışında, tek bir yapıya rastlamanız mümkün değil.

Tek bir mercan parçasını, tek bir deniz yıldızını, tek bir taşı dışarı çıkarmanız ve hatta yerinden oynatmanız kesinlikle yasak.

Bu doğa harikasının günümüze ulaşmasının ve giderek zenginleşmesinin tek sırrı bu olsa gerek. Evet, söylediğim gibi, buradaki mercanlara ve balıklara dokunmak yasak, cezası yüksek, yasak olmasına rağmen, bir parça ekmek atınca, yüzlerce renk balık çevrenize toplanıyor.

Milli parkın içinde yer alan Magic Lake, aslında bir lagün. Lagündeki fosfor oranının çok yüksek olması, suyun uydu fotoğraflarında görünmesini engelliyor.

Magic, yani “sihirli” ismi de sanırım bu özellikten kaynaklanıyor. Bölgede, bu suya giren kişilerin dileklerinin kabul olacağına dair inanç çok yaygın.

Sina’nın en kuzey ucunda, Mısır’ın İsrail sınırında bulunan “Taba” da birkaç büyük otel bulunuyor.

dalgıç.1
Mısır Kızıldeniz kıyıları ve Süveyş Kanalı Şarm El Şeyh

ŞARM EL ŞEYH

Burada: Kahire üzeri aktarmalı uçuş ile gelirseniz, Kahire’de bir hayli uzun süre beklemeniz gerekiyor ve bu da yolculuğun tam bir sıkıntıya dönüşmesine ve yorgunluğa sebep oluyor. Dikkat. Evet: adı: Şeyhin sakalı anlamına geliyor.

Sina yarımadasının güney ucunda. Fransız kaptan Jacpues-Yves Cousteau’nun belgeselleriyle tanınmaya başlayan ve 1990’lı yıllarla birlikte, dalış turizminin merkezi haline gelen bölge, Kızıldeniz’in hemen kenarında ve çöl dağlarıyla çevrili olan ve bundan on yıl önce küçük bir balıkçı kasabası görünümünde idi.

Özellikle, son zamanlarda, turizm yatırımlarıyla, Bodrum ve Marmaris gibi turizm merkezi olma yolunda ilerliyor.

Burada turizm temelini oluşturansa, dalış merkezleri. Tüm otellerde, çok sayıdaki dalış merkezlerinin birer temsilcisi bulunuyor.

sualtı.2
Mısır Kızıldeniz kıyıları ve Süveyş Kanalı Şarm El Şeyh

Deniz, kum ve güneş üçgeni bir arada. Kesinlikle dinlenebileceğiniz bir yer. Yemek konusunda pek sıkıntı çekeceğinizi sanmıyorum, çünkü mutfak personelinin çoğunluğu Türk imiş. Çöle gidip develerle gezebilirsiniz. Gece çölde yıldızları, hemen başınızın üstünde hissedeceksiniz.

Dalgıçlar içinde mükemmel bir yer.

Deniz altı sanki akvaryum gibi. Denizin içinde her türlü bitki ve balık görmeniz mümkün. Sharm’da birçok dalış noktası var. Tiran adası yakınlarındaki: Jackson, Gordon ve Ras Bob resifleri. SS Thistlegorm batığı (1941 yılında batan İngiliz gemisi) ve Ras Muhammed Deniz Parkı, en çok dalış yapılanlar. Kızıldeniz’in dip yapısı, genel olarak çok farklılık göstermediğinden, resifler ve bunların üzerinde yaşam da, genel olarak birbirine benziyor.

Ancak, bazı resiflerde besin, akıntı, ışık gibi etkenlerden dolayı, canlılık yoğun olarak görülürken, bazılarında daha az görülüyor.

Tiran adası yakınlarındaki resifler de canlılığın yoğun olarak görüldüğü yerlerden biri.

Bundan dolayı, dalış yapma planınız varsa, bu bölgeye dalmak üzere yapmalısınız. Tiran Adası, Şarm el Şeyh merkezinin kuzeyinde kalıyor. Tekne ile, yaklaşık 1 saatlik yolculukla ulaşılıyor.

Tabii burası yalnız dalgıçlık yapılacak bir yer değil.

Kentin eğlence ve alışveriş merkezi: Naoma Bay. Caddenin her köşesinden oryantal müzik sesleri geliyor.

Dünyanın tüm mutfakları, bu caddede toplanmış gibi, her damak zevkine uygun yiyecekler tatmak mümkün.

Ancak, Mısır’ın genelinde olduğu gibi, burada da pazarlığın son derece belirleyici bir kavram olduğunu hatırlatayım.

Bu tespit, taksilerde dahi geçerli. Çünkü, kentin taksilerinde taksimetre bulunmuyor.

Eğlence konusunda ise, yine otantik seçeneklerden: Hard Rock Cafe’ye uzanan geniş bir yelpaze sizi bekliyor.

Havaalanından Naoma Bay’e uzanan Peace Road üzerinde, küçük bir Las Vegas bulunuyor. Buradaki: kumarhaneler, dünyaca ünlü. Şarm El Şeyh’deki turizm atağı, yabancı kuruluşların, çok sayıda büyük ve modern turizm kompleksi inşa etmesiyle başlamış. The Ritz Carlton, Hilton Waterfalls, Domina Coral Bay bunlardan bazıları.

Güneş-deniz merkezli tatil arzulayanlar, günlerini komplekslerin içinden hiç çıkmadan geçirebilirler. Ancak, şu bir gerçek ki, Şarm El Şeyh’te, kış aylarında bile denize girmeniz mümkün.

Şarm El Şeyh’de

Suyun tadını çıkarmanın bir başka yöntemi ise: glass-boat, yani camdan tekneler. Kentin çeşitli noktalarından hareket eden teknelerle yaptığınız gezilerde, teknenin tam ortasında yer alan cam kesit sayesinde, Kızıldeniz’in renklerini, ıslanmadan da izlemeniz mümkün.

Teknelerden bazıları, yine doğal güzelliklerle bezeli Tiran Adasına da uğruyorlar. Çöldeki, bir başka eğlence ise, her yaşa uygun, üç tekerlekli motosikletler.

Moto-safari ya da cip-safari yapmadan, çölü tam anlamıyla hissetmek güç. Özellikle, gündoğumu ya da günbatımında yapılan safarilerde, size inanılmaz çöl manzaraları eşlik ediyor.

Tüm bu sıraladıklarım, Şarm El Şeyh’le ilgili olarak sözcükler yardımıyla anlatabildiklerim. Gerçekten muhteşem bir yer ve gittiğinizde mutlaka keyif alacaksınız. Tercih sizin.

Tüm bunların yanında: çölde safari yapmanız da mümkün. Ayrıca: bedevi çadırlarında çay. Ama, bu çayı içmenizi pek önermiyorum.

Ayrıca: ciplerde sağa sola çarpıp, bir yerlerinizi incitmek istemiyorsanız, bu safarilere katılmayın derim.

Bence, orada, safarilerle, çölde zaman kaybetmeyin, hemen tereddüt etmeden bir şnolker, palet takımı kiralayın (3 veya 4 saatlik kira bedeli: 2-3 dolar) veya satın alın ve denize koşun.

Evet

Burada çok sayıda otel ve tatil köyü bulunduğunu söylemiştim. Ancak: buradaki 4 yıldızlı otel, ülkemizdeki 2 yıldızlı bir otele bile benzemiyor, daha kalitesiz. En kötü yanları da yemekhaneleri, acayip kokuyor, sanırım palmiye yağı kullanıyorlar.

Bu kokuya tahammül etmek biraz zor. Ayrıca: burada bulunduğunuz sürece, sakın çeşmeden akan suyu içmeyin, çeşmelerden akan su, suyun arıtılıp tekrar kullanıma verilen su olması nedeniyle, kötü bir tadı var, hijyen mi? sanmıyorum.

Dostlarınız veya kendiniz için alışveriş yapmak isterseniz, bu da mümkün. Ama, daha önce de söylediğim gibi, pazarlık şart.

Sizlere denilecek ki, satıcının söylediği bedelin, üçte birini verin ve alın. Hayır, yarısını bile teklif ettiğinizde kabul etmiyorlar, zaten Türk olduğunuzu hissedince, pazarlık yaptığımızı bildiklerinden, fiyatları yükselterek söylüyorlar.

Yani, sonuçta yarı fiyatına alabilirseniz, bence sevinin. Burada da, Mısır’ın genelinde olduğu gibi, trafik ve araçlara dikkat. Özellikle ticari araçlar, akşamları far dahi yakmıyorlar, tam bir rezillik.

SİNA DAĞI

Nesiller boyunca bir hac mekanı olan “Sina Dağ” ı: MS.527 yılına kadar, eski bir tarihte, İmparator İustinianos’un, buraya bir Ortodoks manastırı yaptırmasıyla, bir ibadet yeri haline gelmiş.

Etrafı sarp kayalarla çevrili bir düzlüğe inşa edilerek, kilisenin istilalara karşı korunması düşünülmüş.

Kilise

Efsaneye göre: Musa’nın Yanan Çalıyla karşılaştığı yere inşa edilmiş. Hıristiyan cemaati, daha sonra kilisenin çevresini daha yüksek bir duvarla çevirttirmiş.

AZİZE KATHERİNE MANASTIRI

Sina dağında bulunuyor. Rum Ortodoks cemaatine ait. Buranın merkezinde: 552 yılından kalma bir kilise var. Azizenin kalıntıları: 1300 yıl kadar sonra, Azize Katherina Dağı’nın yakınlarında bulunmuş. Zengin hayırseverin manastıra bağışladığı hazineler, kilisede saklanıyormuş.

Azize Katherina: uzun zamandır, Yunanistan’da ve Ortodoks dünyasında, okullar kuran zengin ve etkili bir manastırdır. Çok zengin süslemelere sahip ikonostasiste bulunan ikonlar, 1612 yılında Giritli Yeremya tarafından yapılmış.

Apsisis tavanında bulunan 6’ncı yüzyıl tarihli mozaikler, kilisenin en etkileyici özelliğidir. Azize’nin kafatası, 18’nci yüzyılda oyulmuş mermer mezarında bulunuyormuş.

Mısır ülkesi genel hususlar hakkındaki tanıtım yazısı.

Kahire şehri tanıtım ve gezi yazısı.

İskenderiye şehri tanıtım ve gezi yazısı.

 

İtalya Como gölü

2018.02.01-2-Como gölü.7.Genel.9c
İtalya Como gölü

Gölün ismi İtalyanca da “Lago di Como” yani “Como gölü” olarak geçer. İtalya nın kuzeyinde Lombardiya bölgesinde bulunan bir buzul gölüdür. Büyüklüğü 146 km karedir. Maksimum uzunluk 46 km. maksimim genişlik 4.5 km ve ortalama derinlik 154 metredir. Ancak bazı yerlerde derinlik 425 metre olmaktadır. Bu derinlik ile Avrupa’nın en derin göllerinden birisidir. İtalya’nın en büyük 3’ncü gölüdür. Denizden yüksekliği 198 metredir.

Como gölü: Roma döneminde itibaren günümüze kadar olan süreçte, aristokratlar ve zenginlerin popüler bir tatil merkezi olmuştur. Buna bağlı olarak göl kıyısında çok sayıda villa ve saray yapısı bulunur.

Göl kıyısında: Bellagio, Menaggio ve Lierna isimli küçük kasabalar vardır ve bunlar arasındaki ulaşım: teknelerle yapılmaktadır. Lake Como feribot servisi, ilk olarak 1826 yılında başlamıştır. 1952 yılından beri bu hizmet Gestione Comminissariale isimli bir hükümet kuruluşu tarafından yürütülmektedir.

ULAŞIM

Como gölü: Milano şehrine trenle yarım saat ve İtalya’nın İsviçre sınırından sadece birkaç kilometre uzaklıktadır. Yani ulaşım bağlantıları mükemmeldir. Milano Como arasında işletilen Ferrovie dello Stato isimli trenler, Como San Giovanni istasyonunda dururlar. Tren istasyonu kasabanın biraz dışındadır, yani yanınızda ağır bagaj varsa, merkeze ulaşmak için bir araç bulmanız gerekir. Como rıhtım yakınında ise, bir otogar bulunuyor. Ancak özellikle yaz aylarında, hafta sonlarında Milano şehrinden Como ya muhteşem bir akın olduğunu unutmayın, yani ulaşım süreleri uzamaktadır.

İKLİM

Como gölünü ziyaret etmek için en uygun zaman: Mayıs-Eylül ayları arasıdır ve en sıcak aylar Temmuz-Ağustos aylarıdır. Temmuz-Ağustos aylarında ortalama sıcaklık 22 derece civarındadır. Ancak sıcaklık 35 dereceye kadar yükselebilir. Burada yılda 200 gün güneş görülür. Kar genellikle nadiren ve yüksek rakımlarda görülür. Kalabalıktan hoşlanmıyorsanız, Haziran-Ağustos ayları arasında buraya gelmeyin.

NE SATIN ALINIR

Como, ipek ticaretinde önemli bir şehirdi ve gölün çevresinde hala yüksek kaliteli Como ipekleri satılan dükkanlar görülür. Buralardan ipek eşyalar, eşarplar ve kravatlar satın alabilirsiniz. İpekli ürünlerin sergilendiği “Museo della Seta” kasaba merkezinin hemen dışındadır.

2018.02.01-2-Como gölü.4.Katedral.3a
İtalya Como gölü

TURİZM

Harika manzara, tarihi kiliseler ve feribot ile yolculuk ve diğer bazı su etkinlikleri yapılıyor. Gölün en büyük özelliği: kıyısında ünlü Hollwood Starı George Clooney’in evinin bulunmasıdır. Ayrıca: Madonna ve Richard Branson gibi ünlülerin de burada evleri bulunuyor.

2018.02.01-2-Como gölü.7.Genel.12c
İtalya Como gölü

2018.02.01-2-Como gölü.7.Genel.10a
İtalya Como gölü

 

 

COMO KASABASI

Hareketli ve keyifli bir kasabasıdır. Como gölünün doğu güney ucunda, doğal bir konuma sahiptir. Kasabanın uzun bir geçmişi, canlı caddeleri ve yoğun bir rıhtım alanı vardır. Kasaba: iki tanınmış Romalı yazar ile (Pliny Elder ve Pliny Youngnal) burada doğmuştur ve katedrallerde heykelleri bulunmaktadır. 20’nci yüzyılın ünlü İtalyan mimarı Giuseppe Terragni de buralıdır. Como çevresinde, Terragini tarafından tasarlanan çeşitli yapılar görülebilir. Piazza Cavour: hediyelik eşya dükkanları ve kaldırım kafeleriyle doludur. Bunlar rıhtıma bakar ve feribot iskelesini görür.

2018.02.01-2-Como gölü.4.Katedral.6a
İtalya Como gölü

 

 

Katedral

Como gölünü ziyaret ederseniz, doğal güzellikler yanında, bence bu tarihi güzelliğin bulunduğu katedrali de ziyaret edin. Çünkü burası İtalya’nın en etkileyici katedrallerinden birisidir.

Giriş ücretsizdir, sadece içeri girerseniz, kilisenin rahibi kiliseye yardım adı altında “1 er Euro” para topluyor. Yani bu para giriş ücreti değil, kiliseye yardım adı altında bir anlamda isteğe bağlı olarak toplanıyor. Özellikle katedralin içindeki duvar halılarının muhteşem güzelliklerini görmek için içeriye girin. (Aslında karanlıkta bunların güzellikleri pek anlaşılmıyor ama gördüğüm kadarı ile bu halılar ince ve uzun yıllara dayalı işçilik ürünü)

Burayı ziyaret ederseniz ki bence içeriye mutlaka girin: kıyafet zorunluluğunu unutmayın özellikle erkekler başlarında şapka, bere gibi bir şey varsa, girerken mutlaka çıkarsınlar.

Bu etkileyici kilise: 1396-1740 yılları arasında yani 350 yıl boyunca inşa edilmiş, yüksek sekizgen kubbe ile taçlandırılmıştır. 1730 yılında: Romanesk çan kulesi, çukurlarla süslü gotik cephe, sivri kemerler ve bitişik çizgili logyalar, Rönesans tarak nişleri ve geç barok kubbe Filippo Juvarra tarafından eklendi. Mermer kaplı yapı: Rönesans ve gotik mimari özellikler gösterir. Cephe 15’nci yüzyıldan kalmadır. Kubbe Filippo Juvarra tarafından 18’nci yüzyılda tasarlanmıştır. Yukarı da da söz ettiğim gibi, bu katedralde, diğer birçok benzerinde olmayan bir özellik var: duvar halıları.

Füniküler

Como’nun tepesindeki muhteşem manzarayı izlemek isterseniz, tepenin üst kısmına çıkın. 1894 tarihinde açılan feniküler demiryolu hattı, Como dan Brunate ye kadar olan tepeyi geçer. Her iki yönden 15 dakikada bir hareket eden araçlar, tam ortada karşılaşırlar. Brunate denen yerdeki manzara çok güzeldir. İki durak arası 7 dakikadır. Gidiş dönüş bileti: 5.30 Euro’dur. Brunate: Deniz seviyesinden 720 metre yüksekliktedir. Burada: barok “Chiesa di San Andrea”, soluk pembe dış cephesiyle ve çan kulesiyle önem kazanır. 1927 yılında inşa edilen ilk feniküler durağı yine buranın ilgi çeken yeridir.

genel.0
İtalya Como gölü Villa Olmo

Villa Olmo

Göle bakan Neoklasik yapı kremalı cephesiyle Como sahillerindeki en görkemli binadır. Fazla abartılı olmayan yapı, 1728 yılında Odescalchi ailesinden Pope Innocent XI tarafından yaptırılmıştır. Özellikle yapının iç mekanı hayranlık uyandırır. Günümüzde çeşitli sergi ve etkinlikler için kullanılmaktadır. Villa bahçeleri halka açıktır.

villa del balbianello.2
İtalya Como gölü Villa del Balbianello-Lenno

Villa del Balbianello-Lenno

Bu yapı, gölün batı kıyısındadır. Lenno’nun ana meydanından, göl kıyısına doğru yaklaşık 1 km. lik bir yürüyüşle ulaşılır. Villa Kardinal Angelo Durini tarafından 1787 yılında yaptırılmıştır. II. Dünya Savaşından sonra, bir süre müttefik komutanlar tarafından kullanılmıştır. Bahçe Monzino tarafından Rönesans ihtişamıyla restore edilmiştir. Bölgenin büyüleyici manzarasına sahiptir. Tekne ya da kısa yürüyüşle ulaşılabilir. Buranın en önemli özelliği: 2006 yılı yapımı “Casino Royale” filmi ve “Yıldız Savaşları Episodu II” filminin bazı sahneleri burada çekildi.

Çünkü Como gölünün her yerinde, en dramatik yerlerden birisidir ve mimari ve göl manzaralarının çarpıcı bir güzelliği ve birlikteliğini sunar. Bu nedenle bakımlı bahçeleri birçok hayran ziyaretçiyi buraya çeker. Villanın içindeki  rehberli turlara katılırsanız: villanın son oturanı Guido Monzino nun 1974 yılında satın aldığı nefis koleksiyonu görebilirsiniz. Bu koleksiyon villanın içindeki odalardadır ve 18’nci yüzyıl İngiliz ve Fransız mobilyaları ile döşenmiştir. Ayrıca Çin, Afrika ve Kolomb öncesi sanat koleksiyonları vardır. Villa rehberli turlarla gezilebilir.

valla carlotto.1
İtalya Como gölü Villa Carlotta-Tremezzo

Villa Carlotta-Tremezzo

Tremezzo’daki feribot iniş limanından, kısa bir yürüyüşle ulaşılır. Prusya prensesi Carlotta: 1847 tarihinde annesinden düğün hediyesi olarak bu villayı aldı. Üst katta dönem mobilyalarına sahip odalar, kraliyet yaşam tarzına inanılmaz bir bakış görülür. Günümüzde villada bulunan botanik bahçeleri arasında dolaşıp, prensesin eski evini ziyaret edebilirsiniz. Bahçeler ziyarete açıktır. Giriş ücreti 9 Euro’dur. Burada Antonio Canova’nın heykelleri görülür. Avrupa’nın en iyi ormangülleri, açelyaları ve kameriyeleri buradadır. Burası müze olarak işlev görüyor.

george clooney villası.1
İtalya Como gölü Villa Oleandra-Villa Margherita

Villa Oleandra-Villa Margherita

Bu yan yana iki villanın sahibi George Clooney’dir. 2002 yılında bu evi, 7.5 milyon Euro ya satın aldığı söyleniyor. Ancak Clooney: bölge halkı ve magazincilerden şikayetçi olunca, mahkeme kararıyla bulunduğu villalara 100 metreden fazla yaklaşmak yasaklanmıştır. Bu durum, tur tekneleri içinde geçerlidir, eskiden gölde tur yapan tekneler, Clooney’in villasına yaklaşır ve burayı gezginlere yakından gösterirdi, ancak günümüzde bu yasaklanmıştır. Bu yasağa uymayanlara 600 dolar para cezası verileceği de bildirilmiştir.

Villa  Belmonte

Benito Mussolini ve Calaretta Petacci: 1945 yılında Como gölünün yanında ele geçirildiler. Yakalanmadan önce: XXIV Maggio’daki Villa Belmonte’nin kapısında partizanlar tarafından vurulup öldürülmeden önce, Mezzegra da bir villada kaldılar. Günümüzde: bu villanın dışında hatıra haçı görülüyor. Hatta villanın içinde, Mussolini’nin kaldığı odanın bıraktığı şekilde korunduğu söyleniyor.

Sonuç

Ben Como gölüne turla ve kış döneminde gittim. (Şubat 2018) Hava soğuk değildi, zaten buranın en ilgi çeken yanı ikliminin güzel olması. Kış dönemi olması nedeniyle göl ve çevresi çok sakindi ve hatta Como sokaklarında yani birkaç kişi bile görmek pek mümkün değildi. Bu sakinlik yanında: gerek göl ve gerekse çevresi kış nedeniyle karanlık, pusluydu ve buranın çok övülen yeşillik ve gölün maviliğinden bir şey hissedemedim. Burası yazın ziyaret edilmeli, ancak yazın da buranın aşırı kalabalık olduğu unutulmamalı. Sonuç olarak: Como gölünde kaldığım 3-4 saatlik sürede belki garip gelebilir ama beğenmedim. Belki kış olmasından belki de buraya ayrılan zamanın kısa olmasından, çevreye gidememekten, sonuç olarak buraya yazın gidin ve kesinlikle uzun zaman ayırın, yoksa turların ekstraları ile buraya sakın gitmeyin, hiç bir şey anlamazsınız.