Damal denince ilk akla gelenler, Atatürk silueti ve Damal bebekleri. Belediye ilçenin tanıtımında çok etkili olan Atatürk siluetini Belediye hizmet binasının ön kısmına resmettirdi, Belediye bahçesine ise Damal Bebeği maketi diktirdi, bence güzel bir uygulama. En azından, yöredeki birçok yer tarafından yaptırılmayan, turizme önem veren bir uygulama.
ULAŞIM
Damal Ardahan arası : 44 km. Damal Kars arası: 106 km. Damal Posof arası: 36 km. Damal Hanak arası: 16 km. Damal Çıldır arası: 55 km. Damal Erzurum arası: 269 km.
TARİHİ
1453 yılında Maraş yöresinden gönüllü getirilen Dulkadurlu topluluğundan Türkmenler buraya yerleştirilmiştir. Türkmenler, Ulgar ve Cin dağlarını yaylak edinerek bölgeye köyler kurmuşlar ve günümüze kadar kendi gelenek ve göreneklerini yaşatmışlardır.
Bölge 1876-1920 yılları arasında Rus işgaline uğrar, 44 yıl Rus işgali yaşamalarına rağmen gelenek ve göreneklerinden taviz vermemişlerdir. Rusların geri çekilmesiyle İngilizler, Ermeni ve Gürcü işgalleri görülür. 1 Mart 1921 tarihinde bölge işgalden kurtarılmıştır.
Ardahan Damal
GENEL
İlçe toplam 74 km kara sınırına sahiptir. Rakımı 2000 metredir. Arazi plato görünümünde olup, ilçenin bitki örtüsü yeşil çayır şeklindedir. Karasal iklim hüküm sürer, ancak yağış ülke ortalamasının altındadır. Sıcaklık kış mevsiminde, aşırı düşer. İlçe sınırlarında Çikora ve Bağırsak çayı bulunur.
Bu bölgenin en önemli özelliklerinden birisi, kadınların Orta Asya Oğuz Türklerinin kıyafetlerini kullanmalarıdır. Bu kıyafetler üç etek, önlük, şalvar, yelek, gömlek, cepken, göğüslük, takke, fes, tor, kolçak gibi parçalardan oluşur. Bu kıyafetler günümüzde de kullanılmaktadır.
Sadece giyenin sosyal durumuna ve ekonomik gücüne göre değişiklik gösterir. Örneğin: yaşlı kadınlar ve dul kadınların giydiği kıyafetteki göğüslük, koyu renkli kumaştan yapılır. Halbuki gençlerin göğüslükleri tamamen boncuktan yapılır.
Kadınların taktığı başlık ta farklı özellikleri ifade eder. Yeni evli kadın, en az beş entari giyer, üç etek, bir yeleği bir arada giyer. Geçmişte de kadınlar bu kıyafetleri küçük ağaçtan yapılmış bebeklere giydirerek çocuklarına oyuncak yaparlarmış. Günümüzde ise bu alışkanlık plastik bebeklere giydirilen kıyafetlerle sürdürülüyor.
Ardahan Damal Atatürk Gölgesi-Atatürk’ün izinde ve gölgesinde Damal şenlikleri
ATATÜRK GÖLGESİ-ATATÜRK’ÜN İZİNDE VE GÖLGESİNDE DAMAL ŞENLİKLERİ
Damal yöresinin en büyük özelliklerinden birisi Atatürk’e benzeyen gölgesidir. Gölge, her yıl Haziran-Temmuz döneminde saat: 17.50 – 18.10 arasında “Karadağlar” a yansır ve Damal ilçesindeki Ata Mahallesinde 1996 yılından bu yana “Atatürk’ün İzinde ve Gölgesinde Damal Şenlikleri” etkinliği düzenlenir.
Atatürk silueti, ilk olarak 1954 yılında Yukarı Gündeş köyünde çobanlık yapan Adıgüzel Kırmızıgül tarafından keşfedilmiştir.
1975 yılında ise, Siluetin fotoğrafı gazeteci Erdoğan Kumru tarafından çekilerek Genelkurmay Başkanlığına gönderilmiştir.
Ardahan Damal Atatürk Gölgesi
Şenliklerin ilk bölümünde: halk oyunları gösterisi, yerel sanatçılar ve ozanlar, Kafkas Gurubu Halk oyunları gösterileri yapılır. Daha sonra, Ata mahallesindeki seyir alanına geçilir ve gölgenin karşısındaki sırtlarda toplanan yüzlerce ziyaretçi ve resmi mülki makamlar, siluetin karşı sırtlarda belirmesini beklemekte, siluet belirdikten sonra, alkış ve ardından istiklal marşı ve göndere bayrak çekilmektedir.
Seyir alanına, siluetin rahat izlenebilmesi için yaklaşık 1000 kişilik bir amfi tiyatro alanı yapılmıştır.
Evet, Damal ilçesinde bir doğa olayı olarak ortaya çıkan Atatürk siluetinin bulunduğu arazi 2019 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından “Doğal Sit Nitelikli Doğal Koruma Alanı” olarak tescillenmiştir.
Ardahan Damal Bebekleri
NE SATIN ALINIR
Buralara yolunuz düşerse dünyaca ünlü “Damal bebekleri” satın alabilirsiniz. Damal ilçesinde kadınların ürettiği Türkmen kıyafetli Damal bebeği, seri üretime geçilmesiyle birlikte ailelerin geçim kaynağı olmuştur.
Damallı bir kadının hediye ettiği bebek, İstanbul’da bir sergide çok beğenilmiş ve 1986 yılında Japonya’da yarışmaya katılmıştır.
Yöresel kıyafetler kategorisinde katıldığı yarışmada Türkmen kıyafetleri giydirilen Damal bebeği birinci seçilmiştir ve dünya birincisi seçildikten sonra büyük rağbet gören Damal Bebeğini 70 ile 100 lira arasında satan Damallı kadınlar, elde ettikleri gelirle aile ekonomisine katkı sağlıyorlar.
Damallı kadınlar 13-14 yaşında bu bebekleri yapmaya başlıyorlarmış. Damal bebeklerinin en önemli unsuru olan kıyafeti, üç etik, önlük, gömlek, şalvar, yelek, cepken-göğüslük, tor, fes, take ve kolçak gibi 37 parçadan oluşuyor.Kumaş, bez ve boncuk kullanılarak yapılan ve farklı renkleri bir arada barındıran Damal bebeği, muhteşem renkleriyle doğayı temsil ediyormuş.2002 yılında Kaymakamlık tarafından Damal Bebeği patenti alınmış ve Barbie bebeklerinin rakibi olarak piyasaya sürülmeye başlanmıştır.
Atatürk’ün İzinde ve Gölgesinde Damal Festivalinde, Damal Bebek Yarışması yapılıyor.
GEZİLECEK YERLER
Evet, Damal küçük bir ilçe, gezilecek bir yer yok, ama Atatürk Siluetini görmek için, her yıl buraya binlerce kişi geliyor. Tabii gelmişken bir de Damal Bebeği satın alıp ayrılıyorlar.
Eğer kozmopolit gece hayatı ve canlı bir sanat ve kültür sahnesi arıyorsanız: şehirdeki büyük bir geleneksel pub’ı ziyaret edebilirsiniz. Şehirdeki gece hayatı erken başlar ve erken biter.
Horsesboe Bar
Burası: İngiltere’de en uzun süreli bar olarak kabul edilir.
İnsomnia:
Bu kulüp: şehirde 24 saat açık bir yer olarak önem kazanmaktadır. Şehirden uzak, geleneksel bar ve pub’ları düşünürseniz, bu kez: Biggar ve Paisley olabilir.
Bon Accord
North Street.G3-7DA adresindedir.
Burada, 1000’den fazla farklı bira, 250 çeşit malt viski bulunduğu söyleniyor. Yani, burada muhteşem bira ve malt viski koleksiyonu bulunuyor.
Alexanders
Alexanders Street.Clydebank.G81-1SQ adresindedir.
Burası, şehrin geleneksel publarından birisidir. Aynı zamanda, İskoç sosyal buluşma yeri olarak da değerlendirilir.
Şavşat Artvin arası 71 km, Şavşat Ardahan arası 46 km. dir. Artvin-Şavşat-Ardahan yolu, Karadeniz’i Gürbulak ve Türkgözü sınır kapılarına bağlayan en kısa yoldur.
Artvin Şavşat
TARİHİ
Bölgenin tarihi geçmişi incelendiğinde, MÖ 900 yıllarında burada Urartu ve Kimmer kabilelerinin yaşadığı görülür. Daha sonra ise, Saka Türkleri, Romalılar ve Sasaniler yerleşir.
Yavuz Sultan Selim, Trabzon şehrinde vali iken, buraları Osmanlı topraklarına katmıştır. Yavuz Sultan Selim, Trabzon’dan ayrıldıktan sonra, fetih edilen bölgeler Osmanlı topraklarından ayrılmış ve Gürcistan vilayeti olmuştur. I. Dünya savaşının başlaması ile birlikte Rus kuvvetleri sınırı geçmiş ve 1 Kasım 1914 tarihinde bölgeye girmiştir. Ermeni mezalimi de birleşince bölge halkı buradan ayrılarak Anadolu içlerine göç etmiştir. 23 Şubat 1921 tarihinde ise, Kazım Karabekir Komutasındaki Türk güçleri, bölgeyi yeniden fetih eder ve Anavatana dahil ederler.
Şavşat ismi Gürcücede “Şavi Şeti” olarak biliniyor bunun anlamı “Kara Orman” dır. Gerçekten de Şavşat ve çevresi kocaman ve kopkoyu yeşil Doğu Ladin ağaçlarıyla doludur. Uzaktan bakıldığında, kara çam orman denizi gibi görünüyor.
Artvin Şavşat
GENEL
Şavşat, dağlık ve engebeli bir arazi üzerine yayılmıştır. İlçenin dört bir tarafı yüksek dağlarla çevrilidir. En yüksek dağ sırası, 3537 metre ile Karçkal dağlarıdır. İlçenin rakımı 950 metredir. Bazı yerlerde ise 1800 metreye kadar çıkar. Merkezin rakımı ise 1100 metredir.
İlçe akarsu bakımından zengindir. Ayrıca çok sayıda göl vardır. Göllerin en büyüğü, Karagöl dağlarında bulunan ve bu dağa ismini vermiş olan “Karagöl” dür. Ancak Meşeli köyü orman içi mevkiinde, Milli Park içinde, ikinci bir Karagöl daha vardır ve burası piknik ve mesire yeri olarak kullanılır. Pınarlı gölü yakınlarında ise Balık gölü bulunur. Arsiyan yaylasında Kız gölü, Boğa gölü ve Koyun gölü bulunur.
İlçede Karadeniz iklimi hakimdir ve buna bağlı olarak yüksek rakımlı yerlerde kışlar çok uzun sürer. Kasım ayında başlayan kar yağışı, Nisan ayı ortalarına kadar sürer.
Artvin Şavşat
CİTTASLOW ŞEHRİ
Şavşat bir Cittaslow şehridir yani İtalyanca “Sakin şehir” dir. Bu unvanı 2015 yılında almıştır. Ülkemizde 11 tane Cittaslow şehri vardır. Bunların amacı: “Şehirlerin kendi kimliklerine sahip çıkarak, küreselleşme sonucu ortaya çıkan şehirlerin birbirine benzemesinin, aynılaşmasının önüne geçilmesidir. Şehirlerin yönetilirken yerel yemeklerine, yöresel mimariye, gelenek ve göreneklerine, zanaatlarına, esnafına sahip çıkması ve desteklemesi, birliğin üye şehirleri için ortaya koyduğu kriterler vasıtasıyla sağlanmaya çalışılmaktadır.” Evet, Şavşat bu kriterlere uymaktadır ve Cittaslow şehri olarak seçilmiştir.
NE YENİR
Şavşat yöresine yolunuz düşerse ve yerel lezzetleri tatmak isterseniz sinor, peynir eritme, armut pekmezi denemelisiniz.
Artvin Şavşat Veliköy Karüstü Karakucak Güreşleri
ŞAVŞAT VELİKÖY KARÜSTÜ KARAKUCAK GÜREŞLERİ
1370 metre rakımlı Veliköy’de düzenlenen güreşlere, Artvin ve Rize, Ardahan, Kocaeli, Tokat, Erzurum, İstanbul, Sivas, Samsun illerinden ve ayrıca Gürcistan, İran, Ukrayna ve Azerbeycan’dan güreşçiler katılıyorlar. Kar üstündeki güreşler 11 kategoride düzenleniyor.
ŞAVŞAT MESLEK YÜKSEK OKULU
Artvin Çoruh Üniversitesine bağlıdır. 2015 yılında kurulmuştur. Yüksekokul bünyesinde Sağlık Bakım Hizmetleri Bölümü Yaşlı Bakım Programı, Yönetim ve Organizasyon Bölümü, Sağlık Kurumları İşletmeciliği Programı ve Hukuk Bölümü Sosyal Güvenlik Programları bulunmaktadır.
Artvin Şavşat
GEZİLECEK YERLER
Şavşat ilçesinde çok sayıda köy var ve bunların hepsi tam bir doğa harikasıdır, ancak ben sizlere özellikle gidip görmenizi önereceğim köylerden bazılarını anlatmayı tercih ettim.
Artvin Şavşat Efkar Tepesi
EFKAR TEPESİ
Buradan Şavşat ilçesinin birçok köyü görülebiliyor. Fakir Baykurt isimli yazarımızın “Efkar Tepesi” isimli romanı, ismini buradan alıyormuş. Yazar Şavşat’ta Türkçe öğretmeni olarak yaşarken köylerin ve köylülerin sorunlarına yönelik olarak bu romanı yazmıştır.
Artvin Şavşat Efkar Tepesi
Efkar Tepesine yolunuz düşerse, çaylarınızı içmeyi unutmayın. İlçede bütün sosyal etkinlikler burada düzenleniyor.
YAVUZ KÖYÜ
Yavuzköy, ilçe merkezine 4 km uzaklıktadır. Artvin’den Ardahan’a giderken yol üzerindedir. Köy ismini, Milli Mücadelede göstermiş olduğu kahramanlıktan almıştır. Özellikle “Seyir Terası” mutlaka gidilip görülmesi gereken bir yerdir.
Artvin Şavşat Evi
Şavşat Evi
İlçe merkezindeki Şavşat Evi, geleneksel mimariye uygun olarak yaptırılmış bir restorandır. Burada Şavşat’ın yöresel yemekleri sunuluyor. Ama buranın en büyük özelliği muhteşem manzarasıdır. Burada peynir eritmesi ve silor yemelisiniz, üstüne ise sütlaç deneyin. Bu restoran hakkında son dönemlerde olumsuz görüşler belirtiliyor, umarım daha titiz ve itinalı servis yapılıyordur.
Artvin Şavşat Seyir Terası
Seyir Terası
Şavşat-Ardahan karayolu üzerinde 8’nci kilometrededir.
Dağların arasında bir vadide bulunan seyir terasından, Şavşat tamamen görülüyor, fotoğraf çekmek mümkündür.
ARSİYAN YAYLALARI
Şavşat’ın: Pınarlı, Demirkapı, Ilıca köyleri ve Ardahan’ın Posof ilçesi arasında kalır.
En yüksek yerleri: Kençiyan Tepesi ve Kanlıtepe’dir. Dört bir yanı göletlerle kaplıdır. Dağcılık sporuna uygundur. Kuzeyinde ve Batısında Gürcistan sınırı, güneyinde Ilıca köyü, güneydoğusunda Pınarlı köyü, Cin dağı ve doğusunda ise Posof bulunur.
Şavşat Arsiyan arasındaki yol düzenli çalışır. Arsiyan yaylası otu, suyu, balığı ile diğer yaylalardan farklıdır. Ayrıca tuz kayaları, kömür madeni ve irili ufaklı birçok çermik vardır.
Artvin Şavşat Bilbilan Karagöl
BİLBİLAN KARAGÖL
İlçe merkezine 25 km uzaklıktadır. Karagöl bakirliğini korumuş, betonlaşma yoktur.
Denizden yükseklik 3200 metredir. Bu yüzden, göle sadece yaz aylarında gidilebilir. İlçe merkezine bağlı: Dalkırmaz, Çiftlik, Savaş, Çavdarlı köyleri üzerinden geçilerek göle ulaşılır. Çavdarlı, Savaş ve Hanlı köylerinin yaylalarının üstünde, Yalnızçam dağlarının zirvesindedir. Üç büyük gölden oluşur. Muhteşem bir doğa görüntüsüne sahip olan bu gölün çevresinde yaz aylarının ortasında bile kar vardır. Bu göllerde, dünyada nadir olarak yetişen kırmızı benekli alabalık vardır. Ancak burada çadır kurmak serbest olsa da gölde yüzmek ve balık tutmak yasaktır. Gölde alabalık ve Japon balıkları bulunuyor, bunları sahilde ekmekle beslemek güzel bir eğlencelik oluyor.
Artvin Şavşat Kocabey Köyü
KOCABEY KÖYÜ
İlçe merkezine 12 km uzaklıktadır. Eski ismi Gucen köyüdür. Şavşat-Ardahan karayolu kenarında ilçenin en büyük köylerindendir.
Sahara Karagöl Milli park sınırları içindedir.
Kocabey Kışla evleri, kendine özgü ahşap mimari özellikleriyle ilgi çeker.
Burada bir de 115 yıllık Kocabey camisi var. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilen caminin ahşap kaplama minaresi ilgi çekiyor, minare orijinal ağaçtan yapılmıştır.
Bu yörede her yıl Temmuz ayının 4’ncü haftasında Sahara Pancarcı Festivali düzenlenmektedir.
Kışlada kamp ve karavan turizmi yapılır.
Artvin Şavşat Madenköy
MADENKÖY
İlçe merkezine 35 km uzaklıktadır.
Eski ismi ile Bazgiret olarak adlandırılan ve yeni ismi ile Maden köyü olarak geçen köy, kesin olarak bilinmemekle birlikte, Bazgiret adı vadideki bitki örtüsünden esinlenerek verildiği tahmin edilmektedir.
Diğer bir olasılık ise, vadiye ilk yerleşen ailenin şimdiki Çimen soyadı yani Gürcüce ise Bezgi-yent olarak geçen soyun olması sonucu, Bazgiret adının bu aileden türemiş olabileceği söylenir. Köyde hiçbir şeyden etkilenmeden gelenek ve görenekler hale sürdürülüyor. Üç tarafı kayalık ve ormanlarla kaplı köyde, kışlar çok sert geçiyor. Madenköy yöresinde, her yıl Ağustos ayının ikinci haftasında “Mariyoba Şenlikleri” yapılıyor.
Artvin Şavşat Cancır Yaylası
Cancır Yaylası
İlçe merkezine bağlı Maden köyü yaylasıdır. Burada ilginç mimari yapılar bulunmaktadır.
Mariyoba Festivali
1970’li yıllardan beri yapılmaktadır. Ağustos ayının ikinci hafta sonu yapılır, ulusal ve uluslararası alanda ilgi görür.
MEYDANCIK KÖYÜ
Eski ismi “Diyoban” köyüdür. İlçe merkezine uzaklığı 38 km dir.
Gürcistan sınırındaki köyde, geniş Papart ormanları vardır.
Sateve Yaylası
İlçe merkezine bağlı Meydancık beldesine bağlı yaylada, her yıl Temmuz ayının 2’nci hafta sonu Gevrek festivali düzenlenir.
KİRAZLI KÖYÜ
İlçe merkezine 21 km uzaklıktadır. Eski ismi “Balvana köyü” dür. Sahara dağı eteklerinde kuruludur.
Kaya Odaları
Meskun mahalden uzakta, sarp bir kayalıktadır.
Kaynaklarda herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır. Hangi tarihte yapıldığı kesin değildir.
SÖĞÜTLÜ MAHALLESİ
Satlel Kilisesi ve Mezarlığı
İlçe merkezine bağlı Söğütlü mahallesindedir.
Değişik zamanlarda onarım geçirdiği anlaşılan yapı, muhtemelen Ortaçağ döneminden sonra kilise olarak inşa edilmiştir. Daha sonra kilise büyütülmüştür. 1923 yılında kilise camiye çevrilir. Günümüzde herhangi bir amaç için kullanılmıyor. Vakıf arazisi üzerindedir. Çevresi Osmanlı döneminden kalma hazire ile çevrilidir. Kuzey güney doğrultusunda dikdörtgen plandadır. Kuzeyde ve güneyde, dikdörtgen planlı iki mekan bulunur. Tüm yapı, dıştan kuzey-güney doğrultusunda çatıyla örtülmüştür. Yapı, plastik ve freskli süsleme açısından sadedir. Ancak doğu cephesinde haç motiflerinden oluşan plastik süslemelere yer verilmiştir.
Satlel Kalesi
İlçe merkezine 2 km uzaklıktaki Söğütlü mahallesindedir. Artvin-Şavşat karayolu üzerindedir. Yüksek bir ana kaya üzerine kurulmuştur.
Kuzeyden batıya doğru devam eden bölümünde ise, surlar yok denecek kadar azdır. Doğudan başlayıp, batı ucuna kadar devam eden çevresinde ise, yaklaşık 13 metreye kadar yükselen, 4 adet ve dikdörtgen formdaki, silindirik burçlarla, bunların yarısına kadar çıkan surlar yer alır.
İç mekanda, kalenin güneybatı surunda, dışa burç şeklinde uzayan ve 15 metre yükseklikte, silindirik planlı kule bulunur. Asıl mekandan, günümüze dikdörtgen planlı ve üstü çatılı şapel kalıntısı kalmıştır. Ayrıca hemen kuzeybatısında, ana kayaya oyulan bir sarnıç ulaşmıştır.
Kalenin doğu yönünde, birbirine bitişik olarak düzenlenmiş, üstü tonozla örtülmüş iki burç bulunur. Orta duvarında dışa açılan küçük bir pencere bulunur. Hemen yanındaki mekanda ise, dikdörtgen formlu kapı vardır. İç kısmı bozulan ve üst duvarları yıkılan kule, yaklaşık 7 metre yüksekliktedir. Kalenin tüm birimlerinde moloz taş ve kireç harç kullanılmıştır.
Yapının kitabesi olmadığından: kesin olarak hangi tarihte ve kimler tarafından yapıldığı bilinmiyor.
Plan ve mimari özellikleri bakımından, Bagratlı krallığı kalelerine benzer. Bu benzerlik dikkate alındığında, 9’ncu yüzyılda inşa edildiği söylenebilir.
Artvin Şavşat Demirciler Köyü
DEMİRCİLER KÖYÜ
Eski ismi “Dada” köyüdür. İlçe merkezine 25 km uzaklıktadır.
Demirciler Kemer Köprüsü
Kitabesi yoktur. Ancak, yörede elde edilen bilgilere göre: aslen Demirciler köyünden olup, Köstence’de valilik yapmış “Osman Paşa” tarafından yaptırılmıştır. Yapım tarihi olarak, muhtemelen 18’nci yüzyıl tahmin edilmektedir.
Köprü, tek gözlü ve yolunun eğimli olduğu köprüler gurubuna girer.
Köprünün uzunluğu 33 metre, genişliği 2.8 metredir.
Köprü gözü, iki kademeli sivri kemerle belirlenmiştir. Kemer: düzgün kesme taş, diğer yerleri moloz taşla inşa edilmiştir. Yol döşemesi moloz taştır. Her iki yöndeki korkuluk duvarları sağlam olarak günümüze ulaşmıştır.
Artvin Şavşat Muratlı Köyü
MURATLI KÖYÜ
Köyün eski ismi “Maradit” dir. Bu kelimenin anlamı Gürcü dilinde “büyük geniş düzlük çayır” demektir. Çünkü Maradit, yaklaşık 5 kilometrelik bir düzlüğe sahiptir. Kelimenin bir diğer anlamı ise, şarap kapılan küp demektir.
Hopa-Borçka üzerinden buraya gelirseniz, yol üzerinde 2005 yılında yapılmış Muratlı Barajı gölünü görebilirsiniz. Bu göl suları altında bir köy kalmıştır ve Karşıköy isimli bu köyün cami minaresi ve çay fabrikası bacası, gölün ortasında görülüyor. Bu durum elbette turistlerin ilgisini çekiyor, baraj gölünde sandalla gezmek mümkün.
Artvin Şavşat Muratlı Camii
Muratlı Camisi
İlçe merkezine bağlı Muratlı köyündedir.
Kapının üstündeki kitabeye göre, 1846 yılında, Ahmet Usta tarafından yapılmıştır. Yine bu kitabeye göre: 1847 yılında Uzunhasan Zade Hüseyin Alemdar tarafından minberi, Sağıroğlu Hüseyin Ağa tarafından mahfil katı yaptırılmıştır.
Yöredeki Rus işgali sırasında, iç mekanda meydana gelen tahripler nedeniyle, onarım gören caminin orijinal minaresi, 1979 yılında yeniden yaptırılmıştır. Minaresi ve bodrum bölümü dışında, tüm yapı ahşaptır. İç mekanın en önemli süsleme bölümü, ajur tekniğiyle ele alınan minberidir. Giriş kapısı ve minberi ağaç oymalı çeşitli motiflerden ve süslemelerden oluşmaktadır. Cephelere sonradan sürülen yağlı boya, yapının orjinalliğini bozmuştur. Ancak zengin süslemeli harimin halen vernikle korunan birimleri, büyük bir kazançtır. Yapı, geç devir Osmanlı camileri içinde, bölgeye özgü zengin ağaç oyma süslemeleri açısından önemlidir. Cami, günümüzde ibadete açıktır.
CEVİZLİ-TİBET KÖYÜ
Cevizli, ilçe merkezine bağlı ve 13 km uzaklıktadır. Eski adı “Tibet köyü” dür.
Köydeki bazı insanların misal Terzioğulları mahallesindeki bazı kişilerin, Uygurlara benzer göz yapısı vardır.
Ayrıca Turutlar mahallesi bir Kıpçak boyunun ismini taşımaktadır ki, bu kökeni gösteren bir işarettir. Artvin-Erzurum-Ahıska ve Ardahan Kıpçak Türklerinin yaşadığı yerlerdeki Türk kültürü gelenek ve görenekleri yaşanmaktadır.
Eski Türklerin yaşam biçimi olan yaylacılık, Tibetliler tarafından hala devam ettirilmektedir. Gürcistan’ın özerk cumhuriyeti Acaristan sınırındaki Arsiyan Yaylasına çıkılmaktadır.
Geçmişte güçlü şekilde yapılan yaylacılık artık yok olmaya yüz tutmuş vaziyettedir. Yazılı kaynaklara göre yapı, 899-914 yılları arasında bölgeye hakim olan Bagratlı Prenslerinden Aşot Koukhi döneminde yaptırıldığı anlaşılan ve yontma taştan yapılmış, dört yüzeyden ibaret olan çatısının her yüzeyinde “Koç heykeli” bulunan iç mekanda “Havari” figürleri mevcut olan kilisesi ve ahşap evleri ile dikkat çekmektedir.
Artvin Şavşat Tibet Kilisesi
Tibet Kilisesi
İlçe merkezine bağlı Cevizli köyündedir. Günümüze ulaşan herhangi bir kitabesi bulunmamaktadır. Yazılı kaynaklardan edinilen bilgilere göre; 899-914 yılları arasında bölgede egemen olan Bagratlı Prenslerinden Aşut Koh tarafından yaptırılmıştır. 11’nci yüzyıldan sonra yörenin önemli dini merkezleri arasında anılan yapı, 12 ve 15’nci yüzyıllarda dışı kesme taş tekniğiyle örülerek onarım görmüştür. Bölgenin İslamiyeti kabul etmesiyle birlikte cami olarak kullanılan yapı, 1885 yılında kubbesine ve haç kollarına yıldırım düşmesi sonucu hasar görmüş ve 1889 yılında kaderine terk edilmiştir. 1953 yılında kubbesi çökünce iyice harabeye dönmüştür. Kilise günümüze gelen şekli ile serbest haç planlı olup, dıştan 26 x 25.50 metre ölçülerindedir. Dıştan onaltıgen, içten yuvarlak bir yapıya sahiptir. Nedeni bilinmemekle birlikte, 11’nci yüzyılda kilisenin üzerine bir kilise daha yapılmıştır.
Artvin Şavşat Tibet Kilisesi
Yapıdan günümüze sadece cephe duvarları kalmıştır. Çünkü uzun yıllar define avcıları tarafından harap edilmiştir. Heykelleri sökülmüş, kazılmış ve hatta söylenenlere göre, 1950’li yıllarda kimliği bilinmeyen bir Kaymakam tarafından 19 noktasından dinamitlenerek yıkılmak istenmiş, ancak dinamitlerden 18 tanesi patlamış, 1 tanesi patlamamış, kilise yine de ayakta kalmıştır.
Dinamit yuvalarını kilisenin çeşitli yerlerinde görmek mümkündür. Kiliseye çevresinde yaşayan köylüler sahip çıkmıştır. Bu kilise, özellikle Gürcüler tarafından ziyaret ediliyor. Fakir Baykurt “Efkar Tepesi” isimli kitabında, bu kiliseden bahseder.