Tunus Tarih

Tunus Tarih

Tunus ülkesi kıyılarının ilk ziyaretçileri: Fenikelilerdir. Bunlar: ülke kıyılarında: MÖ.810 yıllarında: Suse, Utica ve Bizerte ticaret kolonilerini kurarlar.

Daha sonraki süreçte ise: bugünkü Tunus kentinin kuzeydoğusundaki “Kartaca” kentini kurarlar. Bu dönemde: Tyros ve Sidon kentleri arasındaki çekişmeler: Kartaca kentinin öne çıkmasına neden olur. Bu dönemde, Kartaca, Fenike uygarlığının merkezi haline gelir. Hatta, Kartacalı denizciler, Sicilya boğazının kontrolünü ele geçirerek, Yunanlı tacirlerin rakipleri haline gelirler.

Bu arada

Tunus Tarih; Roma Cumhuriyeti, yeni yeni gelişmeye ve güçlenmeye başlamıştır. Özellikle: Korsika ve Sicilya adalarındaki stratejik noktaları ele geçirmeye çalışırlar. Bunun sonucunda, Roma ve Kartaca arasında: MÖ.265-240 yılları arasında: I. Pön savaşı çıkar. Bu deniz savaşında: Romalı general Cladius: gemilerinin büyük bölümünü kaybeder. Ancak, Romalılar, ele geçirdikleri Kartaca gemilerinin tasarımına dayanarak, kendi gemilerini yenilediler. Uzun süreli savaşın sonunda: Romalılar kazanır. Kartacalılar, yüksek vergiler ödemeye mahkum edilirler. Ancak, takip eden süreçte, Kartacalılar, İspanya kıyılarında, yeni askeri üsler kurarak, Roma için yeniden bir tehlike haline gelirler. Zamanla: Roma ve Kartacalılar arasında yeniden çatışma çıkar. MÖ.220-200 yılları arasında, böylece, II. Pön savaşı başlar.

II. Pön savaşında

Romalılar deniz yolunda güçlü olduklarından, Kartacalılar, Hannibal liderliğinde, karadan ilerlerler. Hannibal: İber yarımadasında, Romalılara ait Segentum bölgesini ele geçirirler. MÖ.216 yılında: 30 fil ve yaklaşık 30 bin askerle birlikte: Alp dağlarını aşarak, ilerlemeye başlarlar. İtalya’nın güneyinde: Cannae bölgesinde, büyük bir Roma ordusunu yenilgiye uğratırlar. Ancak: uzun süredir yollarda olan ve çatışmalara giren Hannibal ordusu: yıpranmıştır. Romalı general Scipio ve Hannibal’ın askerleri: karşılaştıklarında, Kartacalılar yenilirler ve Zama çatışmalarından sonra, Tunus’a doğru gerilerler.

Tunus’a dönen Hannibal

Ülkenin soylularının tepkisini çeker. Bunun üzerine, Antiokhos’un; Ephesos sarayına kaçar.

Antiokhos, bu sırada Romalılarla çatışmaya girmeye hazırlanmaktadır. Bu nedenle, Hannibal’ı iyi karşılar. Savaş sonunda, Antiokhos yenilince, Romalılar, yenilgi tazminatı olarak Hannibal’ı isterler. Ancak, Hannibal kaçar ve söylenenlere göre: Bithynia’nın Libyssa köyünde, zehir içerek intihar eder. Yalnız, burada bir ayrıntı var. Yine söylentilere göre: Hannibal, Anadolu’ya kaçar ve bugünkü Gebze yöresinde yaşarken, ölür. Günümüzde: İzmit-Gebze’de Hannibal mezarı ve anıtı var.

Takip eden dönemde,

Kartaca yeniden gelişimini sürdürür. Bu durumu kıskanan Romalı tüccarlar: Kartaca-Roma arasındaki, III. Pön savaşının çıkmasına neden olurlar. Savaş: MÖ.150-146 yılları arasında sürer. Romalılar tarafından kuşatılan Kartaca kenti, ancak iki yıl dayanabilir ve MÖ.146 yılında  teslim olur. Kent yakılır-yıkılır. Halkı köle olarak satılır ve burada insan yaşaması yasaklanır.

Kartaca toprakları, Roma’nın Kuzey Afrika Eyaleti topraklarına dahil edilir. (1860 yılında bir Fransız arkeolog, Kartaca antik kenti alanında yaptığı araştırmada: burada, yaklaşık 1 metre civarında bir kül tabakası bulur. Bu kül tabakasının içinde ise: işlenmiş metal, erimiş cam ve karbonlaşmış insan kemikleri bulur. Bunlar, şehrin büyük bir yangın sonucu yok edildiğinin göstergesidir.)

Evet, tam üç yıl boyunca, Roma imparatorluğunun en ünlü komutanlarından Amillianus Scipio ve emrindeki binlerce lejyon askerine direnen Kartacalılar, şehirdeki son direniş noktası olan Eşmun Tapınağından sonra, tamamen yok olurlar. Kentteki tüm duvarlar, taş taş üstüne kalmayacak şekilde yıktırılır. Şehirdeki yangının 17 gün sürdüğü söylenir

Zamanla

Tunus Tarih; Julius Caesar: Kartaca kentinin yeniden kurulmasını ister. Ancak, suikaste kurban gider ve ardılı Augustus: Kartaca şehrinin yeniden yapılanmasını üstlenir. Şehir: hızla gelişir ve MS.2. yüzyılda: nüfusu yaklaşık 300 bine ulaşan, büyük bir Roma kenti haline gelir. Şehirde: tapınaklar, zafer takları, hamamlar, forum gibi Roma’ya özgü yapılar ve daha sonraki dönemde de, kiliseler inşa edilir.

Bölge: MS.6’ncı yüzyıla kadar, Roma hakimiyetinde kalır. MS.440 yılına gelindiğinde ise, Germen kabilesi Vandallar: Romalıları yenerek Kartacayı ele geçirirler. MS.535 yılına gelindiğinde ise, Bizanslılar, burada kurulan Vandal krallığını yıkarlar ve yeniden ele geçirirler.

670 yılına gelindiğinde: İslam dinini Kuzey Afrika’ya yaymak amacıyla, bölgeye gelen Arap komutan Ukbe bin Nafi: bölgeyi ele geçirir. 797 yılına gelindiğinde: İbrahim bin Agleb: Abbasilere bağlı bölge valisi olarak görev yapmaktadır. Bu dönem: Tunus ülkesinin altın çağı olarak bilinir. Tunus kenti, daha da gelişir. Camiler ve manastırlar inşa edilir. Ticaret ve tarım gelişir. Malta, Sicilya ve Sardunya ele geçirilir. Korsika adası, Fransa ve İtalya kıyıları sık sık yağmalanır.

910 yılına gelindiğinde: Mısır’ı ele geçiren, Fatımıler, Tunus bölgesini, kendilerine bağlı olan Ziriler’e verirler. Ziriler, bağımsızlıklarını ilan edince, bölgeye yeni Bedevi akınları düzenlenir ve bunun sonucunda  tarıma dayalı köylü ekonomisi yıkılır ve birçok kabile, göçebe hayvancılığa geçerler. Berberilerin büyük bölümü, iç kesimlere çekilirler.

16’ncı yüzyıla gelindiğinde

Tunus Tarih; Yörede: İspanyol hakimiyeti görülür. Aynı dönemde: Barbaros Hayrettin ve kardeşi Oruç reis: İspanyollara karşı giriştikleri savaşlar sonucu: Cezayir’de egemen olurlar. Kendilerine karşı oluşturulan Arap-İspanyol donanmasını yenmek için, Osmanlı padişahı I. Selim’e, armağanlar ve tutsaklar gönderirler. Daha sonra ise, Osmanlı buyruğuna girerler. 1534 yılına gelindiğinde: İtalya’nın Cenova, Elba ve Sicilya kıyılarını yağmalarlar ve 1569 yılına gelindiğinde, Tunus’u ele geçirirler. 1574 yılında, Uluç Ali Paşa ve Sinan Paşa komutasındaki Türk birlikleri: Tunus şehrini ele geçirerek, Tunus ülkesini bir Osmanlı eyaleti haline getirirler.

Osmanlı gelince

Tunus yeniden deniz gücüne kavuşur. 17-18’nci yüzyıllarda, Tunuslu  deniz korsanları elde ettikleri ganimetlerle, ülkenin zenginleşmesini sağlarlar. 1705 yılında, Tunus Beylerbeyi olan Hüseyin Bey: kurduğu Hüseyni hanedanı ile, 1957 yılına kadar ülkeyi yönetir.

Beylik kaldırılınca, Temmuz 1957 yılında Cumhuriyet ilan edilir. Burgiba geniş yetkilerle cumhurbaşkanı seçilir. Modern Tunusun babası olarak kabul edilen Burgiba, 2000 yılında öldü. Habib Burgiba: Atatürk hayranı bir lider. 1956 yılında bağımsızlık kazanılınca, Habib Burgiba, kendisine, Atatürk ve devrimlerini örnek almış.

Isparta Davraz

Isparta Davraz

 

Isparta Davraz; Isparta il merkezine 26 km, Süleyman Demirel Havaalanına 50 km ve Antalya il merkezine 154 km uzaklıktadır. Eğirdir ilçe merkezine 30 km uzaklıktadır. Kayak merkezine kendi aracınız ile çıkmanızı öneriyorum, ancak gerektiğinde Isparta veya Eğirdir merkezinden taksi de tutabilirsiniz. Burası: 1995 yılında Turizm Merkezi olarak belirlenir.

Bu tarihten itibaren, İl Özel İdaresi Müdürlüğü tarafından bir kayak evi yaptırılır ve 1997 yılında hizmete açılır. Davraz dağında konumlanan Davraz Kayak Merkezinde, 1635 metre yükseklikte, Eğirdir ve Kovada göllerinin manzaralarını seyrederek kayak yapmak mümkündür. Aralık ayı başından Nisan ayı sonuna kadar devam eden kayak sezonunda, kar kalınlığı ortalama 50-250 cm arasında değişir. Nisan ayı ortalarına kadar kayak ve snowboard yapılabilir.

Isparta Davraz Kayak Pistlerinin Rakımı

Kayak pistlerinin rakımı

Kayak pistlerinin rakımı: mevcut mekanik tesislerle ulaşılabilen 1650 metre ve 2150 metre arasında değişir.

Telesiyej-Liftler

Burada 3 telesiyej vardır.

1’nci telesiyej: saatte 1000 kişi taşıma kapasitesindedir. Yolculuk 1211 metre ve 8 dakika sürer.  

2 ve 3’ncü telesiyejler: saatte 800 kişi taşıma kapasitesindedir. Yolculuk 850 metre sürer.

Kayağa yeni başlayanlar için 2 adet babylift vardır. Bunlar 300’er metredir.

Ayrıca: saatte 800 kişi taşıma kapasitesinde, 624 metre uzunluğunda bir teleski (T-Bar) vardır.

Isparta Davraz Parkurlar

Parkurlar

Doğal dokunun yumuşaklığı ve mükemmel kar kalitesiyle, amatör kayakçılara tehlikesiz rotalar sunar, profesyoneller için ise 8-10 km kadar ulaşan, parkurlar vardır.

Toplam 12 pist vardır ve parkurların toplam uzunluğu 23 km dir.

Kayak merkezinde MAVİ renkli pistler, yeni başlayanlar için, KIRMIZI renkli pistler orta düzeyli kayakçılar için ve SİYAH renkli pistler ise, usta kayakçılar için uygundur.

Konaklama

Davraz kayak merkezinde 3 tane dağ kafeteryası ve 3 adet otel vardır. Bu oteller: Süleyman Demirel Üniversitesinin 4 yıldızlı ve 280 yatak kapasitelidir. Ayrıca: 84 ve 55 yatak kapasiteli olmak üzere 2 otel vardır. Ayrıca, Eğirdir ve Isparta’daki otellerden yararlanarak buraya günübirlik gelebilirsiniz. Kayak merkezindeki kayak evinden, kayak malzemesi kiralamak mümkündür.

Isparta tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

Isparta çevresinde gezilecek yerler yazım için.

 

Osmaniye Hasanbeyli

Osmaniye Hasanbeyli

Osmaniye il merkezine 35 km. uzaklıktadır. En yakın yerleşim yeri olan, Bahçe ilçesi ise, Hasanbeyli İlçesine, 27 km. uzaklıktadır.

Osmaniye Hasanbeyli

TARİH

Bölgede, bilinen tarihi geçmişte: Elamlar, Sümerler, Babiller, İyonlar, Mısırlılar, Fenikeliler, Etiler, Romalılar ve Osmanlılar yerleşerek, uygarlık kurmuşlardır. İlçeye: Malatya yöresinden gelen Fettanlı ailesi, Ferizeoğulları ve Kocabeylerden sonra, çevre köylerden gelen insanlarla, nüfus artmaya başlamıştır.

I. Dünya Savaşından sonra, İngiliz ve Fransız işgali ve sonrasında işgal bitirilmiştir.

İlçe belediyesi, 1975 yılında kurulmuştur. 1996 yılında ise, ilçe statüsüne kavuşmuştur.

Osmaniye Hasanbeyli

 

GENEL

İlçenin önemi: Çukurova’yı doğuya bağlayan, Nurdağı geçidi üzerinde bulunmasıdır. Amanos dağlarının doğu yamaçları üzerindedir.

İlçe merkezi: denizden 800 metre yüksekliktedir. Yaz aylarında, Osmaniye il merkezinin yaylası durumundadır.

İlçe Belediyesi, 1975 yılında kurulmuştur.

İlçenin ekonomisi, tarıma dayalıdır. Tarım sektöründe: tahıl, meyve ve sebze üretimi öne çıkar. Bölgede yoğun olarak üretilen kiraz nedeniyle “Kiraz Festivali” yapılmaktadır. Bölgenin en güzel domates ve kirazları, bu ilçede yetiştirilmektedir.

1995 yılından bu yana, burada, yivsiz tüfekle, atıcılık yarışmaları yapılmaktadır.

NE YENİR NE İÇİLİR

Hasanbeyli ilçesinde, kiraz öne çıkıyor. Zamanında giderseniz, mutlaka burada kiraz yemelisiniz.

KİRAZ FESTİVALİ

Kiraz festivali ile yörenin isminin duyurulması ve Pazar alanlarının çoğaltılması hedeflenmektedir. Festivalde konaklara 1.5 ton kiraz dağıtılıyor. Festivalde: en iyi kiraz yetiştiricisi, Kiraz güzeli ve Kiraz Yakışıklısı seçimleri yapılmaktadır.

Osmaniye Hasanbeyli

GEZİLECEK YERLER

Osmaniye Hasanbeyli Almanpınarı Yaylası

ALMANPINARI YAYLASI

Özellikle, yaz aylarında, buranın nüfusu, yaklaşık 5000 kişiye kadar ulaşmaktadır. Alman pınarından doğup, İlçe merkezinden geçen ve Kalecik barajına akan bir dere var.

İlçe merkezine, yaklaşık 4 km. uzaklıkta olan yaylaya ulaşım için kullanılan yol, asfalt ve güzel. Yayla: bağ ve bahçeler arasında bulunması ile, muhteşem bir doğal güzellik sunuyor.

Yaylada: kır kahvesi, lokantalar, bakkal ve fırınlar var. Ayrıca, çadırla kamp yapmak ta mümkün. Peki neden buraya Alman pınarı denilmiştir?

Çünkü buradaki yolları Almanlar yapmıştır. Eskiden, bu yollar anayol olarak kullanılıyormuş, otobüsler buraya yanaşır, yolcular burada yemek yermiş.

Bu pınardan su içer ve yola ondan sonra çıkarlarmış. Buranın suyu şeker gibidir, insanlar gelir sularını buradan doldurur ve giderler.

Osmaniye Hasanbeyli Kara burç

 

KARABURÇ

İlçe merkezinde 752 metre rakımlı konumlu Karaburç, neredeyse tamamen yıkılmış, sadece 3 metre yüksekliğe sahip tek bir duvarı ayakta kalmıştır. Evlerle çevreli olan burç duvarı, ancak uzaktan ayırt edilebilmektedir. Burası küçük bir gözetleme kulesi olarak tanımlanmaktadır.

Osmaniye Hasanbeyli Karafenk Kalesi

KARAFENK KALESİ

İlçe merkezinin 7 km. doğusunda, Hürriyet mahallesi, Karafenk semtindedir.1180 metre rakımdadır.

Bu kale: dört köşesinde gözetleme kuleleri olan, basit bir yapıdır. Kare planlıdır ölçüleri 10.60 x 11 metredir.

Bu gözetleme kulelerinin yüksekliği: 5 metredir. Kuzeybatıda bulunan kule, en yüksektir. Kuzeybatıdaki kulenin taşları dökülmüş olmasına rağmen, temelden yukarıya  doğru, konik bir yapı göstermektedir.

Yapıldığı tarih ve yapanlar hakkında, maalesef herhangi bir bilgi bulunmuyor. Ancak Edward isimli araştırmacıya göre: kalenin plan tipi Bizans ve Arap sınır kalelerini ardırır ve buna bağlı olarak yapının Arap kaynaklarında geçen al-Kanisha as-Sawda olabileceği belirtilmektedir.

Kale yapısı incelendiğinde: kara taş kullanılarak yapıldığı, duvarlarında üst örtüyü taşıyacak ahşap hatıl boşluklarının bulunduğu, çatısının ahşap olduğu ve iki katlı olarak yapıldığı anlaşılmıştır. Bunun dışında: kale içinde, eskiden kalma herhangi bir mimari öğe bulunmuyor.

Kalenin batı yönünde, ilginç mezar taşları bulunan mezarlık var. Bu mezar taşları: insan motifini andırıyor. Mezarların üstüne konulan taşlar, çok basit işçilikle yapılmış. Kale içine zamanında yapılan köy evi betonarme olarak genişletilmişse de kullanılmamaktadır.

Kalenin kuzey duvarı kısmen çökmüştür diğer kısımlarında da statik sorun vardır ve kale duvarlarının acil olarak onarılması gerekmektedir. Sonuç: ziyaret etmenizi öneririm, merkeze fazla uzak olmayan ve ilginç bir yapıdır.

SAVRANDA-KAYPAK-SAVURAN KALESİ

Kalecik köyündedir. Yaklaşık 652 metre rakımdadır. Kalecik barajının yanındadır. Osmaniye il merkezine, 30 km. uzaklıktadır. Kalenin çevresi, takriben 800 metre civarındadır. Surlarının yüksekliği 10 metre ve burçlarının yüksekliği ise, yine 10 metre yüksekliğindedir.

12 burcu ve kulesi bulunmaktadır. Kaleye her iki yanı iki yuvarlak kuleli ana kapıdan girilir. Kalenin, Baraj gölüne hakim manzarası ve konumlu olduğu tepe üstünde görüntüsü mükemmeldir.

Kale içindeki boş bölümde, çam ağaçları bulunmaktadır. Ayrıca, bu bölümde: su sarnıçları ve bina kalıntılarını görebilirsiniz.

Osmaniye Hasanbeyli Çan Çan Mağarası

ÇAN ÇAN MAĞARASI

İlçe merkezinde, Karapınar mevkiindedir. Burası: bir mezar mağara şeklindedir. Roma döneminden kaldığı tahmin edilmektedir.

YANIKKIŞLA MOZAİKLİ ALANI

İlçe merkezine bağlı Yanıkkışla köyü, Yalangoz mevkiinde, 2004 yılında tescil edilmiş olan Yanıkkışla mozaiğinin bir bazilikaya ait olduğu ve yapının apsisinde derin bir kaçak kazı çukuru açıldığı, mozaiğin en az üç kısımdan kaçak kazı çukurlarıyla parçalandığı ve art arda dizilmiş olarak yürüyen hayvan figürlerinin betimlendiği mozaik panonun 4 metrelik kısmının itina ile kesilip çıkartılmış olduğu gözlemlenmiştir.