Erzincan Otlukbeli: İlçenin eski ismi “Karakulak” tır.
İlçe, Erzincan il merkezine 148 km, Erzurum’a 158 km, Trabzon’a 240 km ve Gümüşhane’ye 140 km uzaklıktadır.
TARİHÇE
Yöre, MÖ 900’lü yıllarda Urartu egemenliğine girer. Urartu devletinin yıkılmasıyla MÖ 600’lü yıllarda, İskitler egemen olurlar. İskitlerden sonra Medler ve Persler hüküm sürerler. MÖ 334 yılında Persleri yenen İskender bölgeye hakim olur. 1071 Malazgirt zaferinin ardından, bölge Oğuz Türklerinin eline geçer.
11 Ağustos 1473 tarihinde meydana gelen muharebede Fatih Sultan Mehmet ve 100 bin kişilik Osmanlı ordusu ve Akkoyunlu Uzun Hasan ve ordusu çarpışmışlardır. İlginç olanı, bu devletlerden her ikisi de Türk ve her ikisi de Müslümandı. Yani, Müslüman öğretilerine göre, tamamen yasaklanmış bu savaş, Fatih Sultan Mehmet ile Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ı karşı karşıya getirdi. 100 binden fazla insan, 8 saat içinde birbirini katletti. Savaş sonunda, Anadolu’da Türk birliği sağlandı, Fırat nehrinin batısı kesin olarak Osmanlı hakimiyetine girdi.
GEZİLECEK YERLER
Erzincan Otlukbeli Gölü
OTLUKBELİ GÖLÜ
İlçe Merkezinin 6 km kuzeybatısındadır. Otlukbeli gölü: dünyanın tek traverten set gölüdür. Bu yüzden kesin korunacak hassas alan ilan edilmiştir.
Sazlar deresine batıdan karışan isimsiz bir kol akarsu üzerinde yer alır. Mevsimine göre uzunluğu 150-160 metre ve genişliği 30-50 metre arasındadır. Deniz seviyesinden 1855 metre yüksekliktedir. Azami derinliği 15-18 metre arasındadır.
En büyük özelliği, çanağının ve oluşumunun göl türleri içinde, günümüze kadar bilinenler içinde, dünya üzerinde tek tip oluşudur. Gölün oluşumu halen devam etmektedir. Maden sularının oluşturduğu traversten seddi gölüdür.
Göl, bu özelliği nedeniyle doğal anıt olarak nitelendiriliyor. Göl sularında: kalsiyum, magnezyum ve demir katyonları bulunur. Göl içindeki maden suları, romatizmal hastalıklarda, kırık çıkık sekellerinde ve kadın hastalıklarının tedavisinde fayda sağlamaktadır.
Evet, göl Doğal Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.
Erzincan Otlukbeli Şehitleri Anıtı
OTLUKBELİ ŞEHİTLERİ ANITI
İlçe merkezine 4 km uzaklıkta Küçük Otlukbeli köyünde, Otlukbeli gölünün 50 metre üstündedir.
Anadolu’nun en büyük meydan muharebesinin ardından, yüzbinlerce insanın şehit olduğu yerde, Otlukbeli Kaymakamlığı tarafından 2008 yılında savaşın olduğu yerde büyük bir anıt yaptırılmıştır. Anıtta: sol tarafta Uzun Hasan ve sağ tarafta ise Fatih Sultan Mehmet figürleri taşa işlenmiştir. Tarafların o günkü bayrakları, yine sağlı sollu direklerde dalgalanıyor.
AĞAMÇAĞAM KALESİ
İlçe merkezinin 13 km kuzeydoğusundadır. Aynı isimle bilinen Ağamçağam köyünün 7 km kuzeyindedir. Kalenin kuzey kısmından Ağamçağam deresi geçer. Ana kaya üzerine inşa edilen kalenin rakımı 2067 metredir. Oldukça tahribata uğramış olan kalenin kuzey tarafında bulunan burçlar halen ayaktadır. Kalede ve yakın çevresinde çok sayıda kaçak kazının yapıldığı görülür. Bu kaçak kazılarda kalenin mimari yapısını neredeyse yok etmiş durumdadır. Kalede yapılan incelemede bulunan keramikler, Ortaçağ dönemine aittir.
Erzincan Refahiye kasabası Osmanlının son dönemlerine kadar Gercanis adı ile bugünkü Günyüzü köyünün bulunduğu yerdedir. Konumunun dağlık ve sarp olması, asayişte birtakım güçlükler yaşanmasına sebep olmuş ve 1872 yılında şimdiki yerine taşınmıştır.
Aynı yıla kadar kullanılagelen Gercanis adı, bu tarihte bölgenin ormanları ve sularının bolluğu, havasının temizliğine atfen refah veren, huzur veren anlamında “Refahiye” olarak değiştirilmiştir. Bu değişikliği yapan ise, Erzincan Mutasarrıfı Şefik Paşa’dır.
Erzincan il merkezine 69 km uzaklıktadır. Yükselti fazla olması nedeniyle, kışlar çok soğuk ve uzun, yazlar ise kısa ve serin geçer.
İlçenin batısında çam ormanları bulunur. İlçe merkezinden uluslararası E-80 karayolu geçer.
TARİHÇE
1566-1871 yılları arasında, Erzincan Sancağına bağlıdır ve ismi Gercanis’tir. 1882 yılında ise İlçe merkezi yapılarak (ismi Refahiye olur) Refahiye geçmişinde en önemli tarihi olaylar, Ermeniler tarafından yapılan terör faaliyetleridir. 3 Kasım 1891 tarihinde, Ermenilerin Refahiye’de katliam yapmalarını önlemek için, süvari muhafızları, Çardaklı boğazına gönderilmiştir. Yine ilçe: tarihinde 1939 ve 1992 yılındaki depremlerde oldukça büyük zarar görmüştür. Atatürk, milli mücadelenin başladığı günlerde, 29 Haziran 1919 tarihinde burada bir gece konaklamıştır.
BAL FESTİVALİ
Yılda yaklaşık 350 ton bal üretilmektedir. Her yıl Ağustos ayında, Dumanlı Yaylalarında Bal Festivali düzenlenir.
GEZİLECEK YERLER
Erzincan Refahiye Merkez Camisi
MERKEZ CAMİSİ
Caminin 19’ncu yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı tahmin ediliyor, ancak kitabesi günümüze ulaşmadığından kesin yapım tarihi ve kimin yaptırdığı bilinmiyor.
Cami, yöreye özgü kesme taştan yapılmıştır. Ancak mimarisi incelendiğinde batı etkisi görülür, yani bu camiyi yapan mimar ve ustaların kilise mimarisinden etkilendikleri tahmin edilmektedir. Çünkü bu durum giriş kapısından ve sivri kemerli pencerelerden anlaşılmaktadır. Cami dikdörtgen planlı olup, üzeri kırma çatı ile örtülmüştür. Giriş kapısı üzerinde çatının devamı üçgen bir alınlık vardır. Taş kaide üzerindeki yuvarlak gövdeli minaresi kesme taştan ve tek şerefelidir. Avlusunda Bahattin Paşa şehitliği bulunur.
Erzincan Refahiye Köroğlu Mağarası
KÖROĞLU MAĞARASI
Refahiye ilçe merkezinin 10 km kuzeybatısında, Altköy mevkiindedir.
Mağaraya ulaşım kolaydır. Mağaraya taş merdivenlerle çıkılır. Mağaranın içinde, kesilmiş taşlardan oturma bankları bulunur. Burada oturup termosunuzdan çay ve kahve içebilirsiniz.
Mağaranın içi, 2009 yılında Y. Topaloğlu tarafından yapılan yüzey araştırmasıyla incelenmiştir. Dumanlı dağının kuzey yamacında bulunan mağara daha sonra yerleşim görmüştür. El yapımı mağaranın girişinde, yuvarlak bir kemer vardır.
Bu kemerin yapımında harç olarak toprak kullanılmıştır. Ana kayanın sarp yamacından üstüne çıkılırken yerleşme doğu ve batıya doğru iki kısma ayrılır. Batıya doğru ayrılan bölüm, oval bir alan oluşturur. Ancak kaya basamakları kireç taşından olduğundan basamaklar erimiştir. Kaya basamaklarının üst kısmında da mimari yapılar oluşturulmuştur. Mağaranın üst kısmında, düz bir alan oluşturularak yerleşme alanı olarak kullanılmıştır.
Doğuya doğru daha yüksek ve sarp bir yerleşme oluşturulmuştur. Bu yerleşme Fırat Nehrine (Karasu) açılan bir mağara yerleşmesidir. Alt kısmında ne amaçla kullanıldığı bilinmemekle birlikte çok sayıda niş ve oyuk oluşturulmuştur. Doğu kısmında batıya bakan bir yerleşme yeri daha oluşturulmuştur.
Asıl yerleşim alanının burası olduğu düşünülmektedir. Mağaranın yukarısına doğru çıkılırken, batısına doğru gelen 4 metre boyunda 50 cm derinlikte yer yer 20 cm’e kadar düşen 1 metre yükseklikte bir niş oluşturulmuştur. Yukarı doğru çıkarken yer yer küçük nişler de vardır. Bu alana sal taşlarından ve dere taşlarından oluşturulmuş yuvarlak kemerli bir girişten girilir.
Girişin hemen batısında, büyük bir niş daha vardır. 2.60 metre eninde, 3 metre yüksekliğinde olan nişin kuzey ucunda, 1.40 metre derinlik varken, güney tarafından bu derinlik gittikçe azalmakta, güneyde ise sıfırlanmaktadır.
Mağaranın içinde bulunan izlerin, Köroğlu’nun kır atının izleri olduğu rivayet edilmektedir.
Erzincan Refahiye Bal Kaya
BAL KAYA
Yatan aslan görünümünü andıran kayalardaki oluklara, arılar yaz aylarında yuva yaparlar ve bu yuvalarda oluşan ballar, oluklardan aşağıya aktığından, buraya Bal Kaya ismi verilmiştir.
Erzincan Refahiye Cengerli Köyü Kutlu Tepe Kalıntıları
CENGERLİ KÖYÜ KUTLU TEPE KALINTILARI
Köyün kurucularının Horasandan geldiği söyleniyor. Köyde yaşayanlar asker gönderdiği için, köye cenk-er isminin verildiği söyleniyor. Köyün yakınlarında kime ait olduğu bilinmeyen bir kale kalıntısı vardır. Burada bulunan büyük bir kayanın kale şekline getirildiği ve etrafında kaleye ait olduğu söylenen hamam ve değirmen kalıntıları ile yerleşim kalıntılarına rastlanılmıştır. Bu kalıntıların muhtemelen Roma ve Bizans döneminden kaldığı düşünülmektedir.
Erzincan Refahiye Kadıköy Kilisesi
KADIKÖY KİLİSESİ
Kadıköy halkının 1928 yılında buraya geldiği söyleniyor. Köş ismini, köyde mezarı bulunan bir kadıdan almıştır. 1642 yılına ait resmi defter kayıtlarında, burada 3 Müslüman ve 14 Hıristiyan hanenin yaşadığı yazılıdır. 1896 yılında ise, köyde Müslüman ve Hıristiyan hanelerin yaşadığı anlaşılmaktadır. Köyde hala ayakta olan ve Rumlardan kaldığı söylenen bir kilise mevcuttur. Kilisenin içinin bir bölümü bakımlı bir bölümü bakımsızdır. Kesme taştan yapılan kilisenin giriş kapısı, özellikle bezemeleriyle dikkat çeker. Kapıdaki atkı kaşı üzerinde kabartma olarak haç motifi işlenmiştir. Kilisenin içinde duvar resimleri görülür. Apsisin önünde, ağaçtan yapılmış ince bir işçiliğe sahip bezemeli pano dikkat çeker.
KUTSAL KAYA-ROMA ANTREPOSU
Kökeni Hititlere kadar uzanan Roma Antrepo (limanda bulunan büyük mal deposu) yapısı, kutsal kayanın kuzey kesimindedir ve üç yuvarlak binadan oluşur.
Erzincan Refahiye Dumanlı Yaylaları
DUMANLI YAYLALARI
İlçe merkezine 71 km uzaklıktadır. Denizden yükseklik 2000 metredir. İlçe merkezinden kalkan dolmuşlarda buraya ulaşmak mümkündür. Yaylalar: Soğukgöze ve Karaçam ormanlarının içindedir. Soğuk su kaynakları, iki göleti ve piknik alanları vardır. Bu göletlerden biri Akarsu Göleti, diğeri ise Kalkancı Göletidir. Sulama amaçlı kullanılan göletler, muhteşem güzellikte manzara sunarlar.
Erzincan Refahiye Dumanlı Yaylaları
Burada, her yıl “Dumanlı Yaylası Gençlik ve Doğa Festivali” düzenleniyor. Bu festival kapsamında, doğa yürüyüşü ve off-road araba yarışları düzenleniyor. Özel dizayn edilmiş araçların pilotları, çamur, rampa, su dolu çukurlar ve virajların bulunduğu parkurda yarışıyorlar.
Zara, Sivas arası uzaklık: 72 km. Zara, Suşehri arası uzaklık: 61 km. Zara, Hafik arası uzaklık: 60 km. Zara, İmranlı arası uzaklık: 38 km.
TARİHİ
Zara-Hafik arasında yapılan arkeolojik araştırmalara göre: Neolitik döneme ait çakmak taşından yapılmış çeşitli (minik uçlar, el değirmeni taşları, hayvan kemikleri) objeler bulunmuştur. Yöre 1398 yılında Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır.
1888 Osmanlı dönemi Salnamesine göre, 1539 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın bir fermanı ile yöreye Koçgiri Aşireti yerleştirilir ve yöreye “Koçgiri” ismi verilir. Koçgiri, 1868 yılında kaza olur.
Evet, yörenin tarihi geçmişinde bir ayaklanma var. Milli Mücadele sırasında, Koçgiri ayaklanması yaşanır. O dönemde İmranlı’daki nahiye müdürü Haydar Bey’in Kuruçay kazası kaymakamı olması için yapılan talep kabul görmeyince, 1921 yılının 6 Mart ile 17 Haziran tarihleri arasında ayaklanma çıkar. Ancak ayaklanma büyümeden bastırılır. Bölgede Nurattin Paşa komutasında sıkıyönetim ilan edilir.
ATATÜRK VE ZARA
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, Sivas’tan Erzincan’a giderken, 28 Eylül 1924 günü eşi Latife Hanım ile birlikte Zara’ya uğrar. Daha sonra 12 Ekim 1924 günü, bu seyahatin dönüşünde Şebinkarahisar’a giderken, yine Zara’ya uğrarlar.
Sivas Zara
GENEL
Yerleşim genellikle Kızılırmak havzasındadır. Kuzey bölümü kara bölgesine girer. Kızılırmak’ın geçtiği ve aynı yönde uzanmış, geniş bir vadidedir. Kızılırmak, ilçe merkezinden geçer ancak daha sonra genişlemeye başlar. Rakımı ortalama 1350 metredir. Havza dışında ise rakım 2000-2500 metreye kadar çıkar.
ZARA BALI
Yörede üretilen balın kendisine has aroma, tat ve görünümü vardır. Çünkü bölgede ballı bitkiler çoktur. Bunlar özellikle: kekik, nane, ballıbaba, taş yoncası ve kevendir. Buralara yolunuz düşerse, bal satın almayı unutmayınız.
ZARA BAL VE KÜLTÜR FESTİVALİ
Her yıl geleneksel olarak Ağustos ayı içerisinde Zara Festival alanında yapılmaktadır. Festivalde, halk konserleri, buzağı yarışı, karakucak güreşleri, bal standı, sünnet şöleni, yöresel yemek standı, halk oyunları, köy seyirlik oyunları gibi etkinlikler düzenleniyor. Amaç Zara balını ve ilçenin kültürünü il dışına tanıtmaktır.
Sivas Zara
GEZİLECEK YERLER
Sivas Zara Çarşı Camii-Meydan Camii
ÇARŞI CAMİİ-MEYDAN CAMİİ
İlçe merkezinde Çarşı içerisindedir. Cami kuzey güney doğrultudadır. Dikdörtgen planlıdır.
Sivas Zara Çarşı Camii-Meydan Camii
Osmanlı dönemindeki kayıtlarda cami “Zaralızade Mehmet Paşa camisi” olarak geçer. Bu yüzden, caminin Mehmet Paşa tarafından yaptırıldığı tahmin edilmektedir. Yapılış yılı da muhtemelen 1750 yılıdır.
Sivas Zara Çarşı Camii-Meydan Camii
Bodur minare, kuzeybatı köşesindedir. Çift şerefeli bodur minare, kesme taştan yapılmıştır. Minare kaidesinde, minarenin Zaralızade Lütfullah tarafından 1809 yılında yaptırıldığı yazılıdır.
Sivas Zara Konakları
ZARA KONAKLARI
İlçe merkezinde günümüze kadar korunarak gelmiş konak sayısı özel mülkiyettedir ve 6 tanedir. Bunlardan: 1 tanesi Kızılırmak Mahallesinde, 5 tanesi Yenicami Mahallesindedir. Hepsi birbirine yakındır. Bu yüzden, ilçeyi ziyaret ettiğinizde bu konakların hepsini gezme şansı bulabilirsiniz. Bu 6 konak, 1982 yılında sivil mimari olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
Sivas Zara Nufgil Konağı
Nufgil Konağı
İlçe merkezinde en iyi korunmuş durumdaki yapılardan birisidir. Ahşap ve iki katlıdır. Girişi sütunludur. Taş duvarlıdır. Bu giriş, ilçedeki başka yapılarda görülmez. Doğu cephesinin ortasındaki bölümde köşk odası yükselir. Üstü kiremit örtülüdür. Söylenenlere göre, konak ilk olarak, Ermeniler tarafından, okul olarak kullanılmak üzere yapılmıştır.
Sivas Zara Seyfullah Paşa Konağı
Seyfullah Paşa Konağı
Temeli yerden 1.10 metre yüksekliğe kadar moloz taştan yapılmıştır. Yapı, iki katlıdır. Üstünde köşk odası bulunur. Köşk odasının ön cephesini süsleyen ahşap sarkmaların bazıları kırılmıştır. Çatı saçla kaplıdır. Birinci kattaki pencereler demir parmaklıklıdır.
Sivas Zara Sami Paşa Konağı
Sami Paşa Konağı
Doğu-Batı yönünde, bahçe içindeki ahşap konak, iki katlıdır. Avluya girişi sağlayan çift kanatlı ahşap kapı, batıdadır. Zemin kat: ahşap dikme araları kerpiç dolgudur. Üzeri sıvalıdır. Kuzey cephede, ahşap bir balkon bulunur. Balkon korkulukları: demir çubuklarla biçimlendirilmiştir. Ön cephenin orta kemeri, diğer kemerlerden daha büyük ve yüksektir. Çatı üstü saç kaplıdır.
Sivas Zara Murat Paşa Konağı
Murat Paşa Konağı
Dikdörtgen planlıdır. Zemin kat duvarları taş örgülüdür. Birinci kat ise ahşaptır. Yapıya: demir korkuluklu, kesme taşlı ve 9 basamaklı bir merdivenden çıkılır. Bu giriş katı: ahşap tabanlı ve tavanlıdır. Koridorun sağ ve solunda odalar vardır. Bu kat okul ve lojman olarak kullanılmaktadır. Girişin karşısındaki çift taraflı merdivenden üst kata çıkılır. Doğu ve güneydeki odalar, günümüzde harap durumdadır. Çatı çökmüş, ahşap dikmeler çürümüştür. Binanın bahçesinde, binaya yaklaşık 10 metre uzaklıkta güzel bir çeşme vardır. Çeşme, kesme taştan yapılmıştır. Dikdörtgen prizma şeklindedir. Üçgen alınlığında “ay-yıldız” bulunur.
Sivas Zara Mehmet Şenol Konağı
Mehmet Şenol Konağı
Ahşap yapı, iki katlıdır. Temeli, yerden 1 metre yükseklikte moloz taştan yapılmıştır. Kuzey ve güney yönünde, girişlerden köşk odasına kadar sundurma vardır. İki ailenin oturduğu bina, beş girişlidir.
Sivas Zara Şehitliği ve Anıtı
ZARA ŞEHİTLİĞİ VE ANITI
1915 yılında, burada konuşlu 36’ncu Piyade Alayı askerleri arasında salgın hastalık başlamış, Zara ilçe merkezinde 3 doktorun çalıştığı bir hastane kurulmuştur. Ancak salgının önü alınamamış ve birçok asker ölmüştür. Bu yüzden, aynı yıl, ölenlerin çok olması nedeniyle ve ayrıca şehit askerleri defnedecek kimse olmadığından (tüm askerler cephelerdedir), her biri 50-60 cenaze alabilen büyük toplu mezarlara gömülmüşlerdir. 1917 yılında toplu mezarların bulunduğu yere bir anıt yapılır. Söylenenlere göre, bu anıt Zara Kaymakamı Osman ve Rum usta Simon Veyani tarafından yapılmıştır. Ancak bu anıt, 1939 yılındaki depremde hasar görür. 1974 yılında hasar gören bu anıt yıkılmış ve yerine Mimar Veli Yıldızhan tarafından ikinci bir anıt yapılmıştır. Günümüzde görülen anıt ise, dikdörtgen planlıdır ve 1987 yılında, aslına benzer şekilde yapılmıştır. Şehitlikte 64 tane sembolik mezar bulunmaktadır.
Sivas Zara Büyük Hamam
BÜYÜK HAMAM
İlçe merkezinde Yenicami Mahallesindedir. Hamam, Klasik Osmanlı hamamları özelliklerini bünyesinde barındırmaktadır.
ŞEYH MERZUBAN TÜRBESİ
İlçe merkezinin güneyinde, 5 km uzaklıktaki Tekke köyü girişindedir.
Şeyh Merbuzan, Horasan erenlerindendir. Halkın inancına göre, Şeyh Merbuzan, Zara yöresinin manevi koruyucusudur. Bu yüzden 700 yıldız, dertlerine çare arayanlar ve çeşitli dilekleri olanlar türbeyi ziyaret ederler. Evet, türbe, Şeyh İbrahim El Aziz cami ile karşı karşıyadır. Türbe kapısı üzerindeki kitabeye göre: 1528 yılında Şeyh Merzuban adına yaptırılmıştır. Türbe, sekizgen gövdelidir ve üstü kubbe ile örtülüdür. Kubbe üstü: piramidal sivri külah ve çinko ile kaplanmıştır.
Türbe içinde bir sanduka bulunur. Türbenin güneyinde bulunan mihrap nişinde: alçıdan yapılmış yaldız boyalı ay-yıldız ve kıvrım motifler görülmektedir. Türbe içinde iki kitabe bulunur. Birinci kitabe: 1792 yılı tarihlidir. Şeyh İbrahim ve Şeyh Mehmet Efendiler tarafından yaptırılan onarım kitabesidir. İkinci kitabe: 1889 yılı tarihlidir. Şeyh Osman, Şeyh Mehmet, Şeyh İbrahim ve Şeyh Mahmut Efendiler tarafından yaptırılan onarım kitabesidir.
Sivas Zara Acısu Köprüsü-Tekke Köprüsü
ACISU KÖPRÜSÜ-TEKKE KÖPRÜSÜ
Zara ilçe merkezine 12 km uzaklıktaki Tekke köyüne girerken Kızılırmak nehrinin bir kolu olan Acısu çayı üzerindedir. Köy merkezine 500 metre uzaklıktadır. Zara-Divriği yolu üzerindedir. Köprünün kitabesi yoktur. Bu yüzden ne zaman ve kimler tarafından yaptırıldığı bilinmez. Ancak kullanılan mimari malzemeye göre, geç Osmanlı döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. Köprü: iki gözlü ve yuvarlak kemerlidir. Köprünün uzunluğu 14 metre, genişliği 4.5 metredir. Korkuluk duvarları vardır. Köprünün 100 metre kadar ilerisinde, Şeyh Merzuban türbesi bulunur.
ŞEYH İBRAHİM EL AZİZ CAMİİ
İlçe merkezine 12 km uzaklıktaki Tekke köyündedir. Cami, büyük bir höyük üzerine kurulmuştur. Caminin muhtemelen türbe içindeki tamir kitabesinde ismi geçen Şeyh İbrahim tarafından, 1792 tarihinde yaptırılmış olmalıdır. Cami, kuzey-güney doğrultusunda, dikdörtgen planlı ve kırma çatılıdır. Harimde, iki büyük ağaç direk ve kuzeyde bir üst mahfil bulunur.
KUŞÇU HASAN DEDE TÜRBESİ
İlçe merkezine bağlı 16 km uzaklıktaki Kuşçu köyündedir. Şeyh Merbuzan müritlerindendir. Kendisinin, kuşların dilinden anladığına inanılır. Ayrıca, Selçuklu sarayında, kuşçubaşı olarak görev yapmıştır. Hasan Dede, bölgeye geldiğinde kuşlarını uçurmuş, kuşları Kuşçu köyü arazisine konunca gelip buraya yerleşmiştir. Böylece Kuşçu köyünün temelleri atılmıştır. Selçuklu Sultanı I Alaaddin Keykubat, köyde onun adına bir cami yaptırmıştır. Caminin kitabesinde: “Hasan-ı Selçukiyle Mülkü” yazılıdır. Cami, Yavuz Sultan Selim döneminde tamir ettirilmiştir.
Sivas Zara Pir Gökçek Türbesi
PİR GÖKÇEK TÜRBESİ
İlçe merkezine 17 km uzaklıktadır. Söylentilere göre: Şeyh Merzuban ve İmranlı’da yatmakta olan Cogi Baba’nın kardeşidir. Türbe: İlçe merkezine bağlı Akdeğirmen ve Bağlama köyü arasındaki bir dere içindedir. Önceleri, türbenin üstü açıktır. Yakın zaman önce, yöre köylüleri tarafından türbenin üstü örtülmüştür. 25-30 yıl öncesine kadar, her yıl Mart ayının ilk üç Çarşamba gününde, burada törenler düzenlenir ve ziyaretler yapılırmış, sanırım günümüzde bu etkinlik yok.
Sivas Zara Ala Kilise
ALA KİLİSE
İlçe merkezine 26 km uzaklıkta Suşehri yolunda Müslümabat köyündedir. Kızılırmak nehrini çevreleyen yamaçlardan birinde, günümüzde de ayaktadır. Muhtemelen 800 yıllık olduğu söylenen kilisenin, Rumlar tarafından yapıldığı, daha sonra Ermeniler tarafından kullanıldığı tahmin edilmektedir. Yapı, doğu-batı doğrultusunda, dikdörtgen planlıdır. Üzerine yuvarlak beşik tonoz örtülüdür. Tek nefli kilisenin doğusunda yuvarlak bir apsis ve iki yanında, üzeri beşik tonoz örtülü hücreler bulunur. Hücreler ve apsis, dışarı taşmaz. Giriş kuzeybatı köşededir. Köye yeni bir cami yapılıncaya kadar, kilise yaklaşık 30 yıl boyunca cami olarak kullanılmıştır. Caminin inşaatı tamamlandıktan sonra kilise, tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
TÖDÜRGE KÖYÜ
İlçe merkezine 26 km uzaklıktadır. Köyün yeni ismi “Demiryurt” köyüdür. Tödürge kelimesi: Eski Türk boylarından “Dodurga” nın adıdır. Sivas-Erzincan kara yolu üzerinde, Kızılırmak’ın iki yakası üzerinde kurulmuştur.
Tödürge Köyü Camii
İlçe merkezine bağlı Tödürge (eski ismi: Demiryurt ) köyündedir. Asıl ibadet mekanında bulunan ahşap direklerden birinin üzerinde “Said Ağa 1914” tarihi yazılıdır. Diğer ahşap direklerden birinin üzerinde ise “1916” tarihi yazılıdır. Yapı: kuzey-güney doğrultudadır. Dikdörtgen planlıdır. Tavan ve kadınlar mahfilinde, ahşap üstü ajur tekniğiyle yapılmış süslemeler görülmelidir. Minare, kuzeydoğu köşede ve ahşaptır.
Sivas Zara Tödürge Mağaraları-Zara Kaya Mağaraları
Tödürge Mağaraları-Zara Kaya Mağaraları
Sivas-Erzurum kara yolunun 55’nci kilometresinde, kara yoluna 1 km kadar uzaklıktadır. Kızılırmak nehrinin iki tarafına bakıldığında, sayıları 40-50 civarında olan bu kaya mağaraları görülebilmektedir. Sayıları 100 civarında olan kaya mağaraları, bazı kaynaklara göre, MÖ 1200-750 yılları arasına tarihlenmektedir. Ayrıca, bu mağaraların geçmişte Roma döneminde barınma amaçlı kullanıldığı tahmin edilmektedir.
Sivas Zara Tödürge Mağaraları-Zara Kaya Mağaraları
Roma döneminden sonra da çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. İnsanlar tarafından oyularak yapılan mağaralar, bazı yerlerde yan yana, bazı yerlerde ise içerisinde küçük odacıklar bulunan çok katlı şekilde düzenlenmiştir. Mağaraların bazı bölümlerinde: gözetleme delikleri bulunur. Ayrıca yine bazı kısımların Horasan harcından yapılmış taş duvarlarla bölündüğü görülür. Yine bazı mağaralarda haç sembolleri görülür. Bu değerlendirildiğinde mağaralarda bir dönem Hıristiyan topluluklarının yaşadıkları anlaşılır.
Sivas Zara Tödürge Mağaraları-Zara Kaya Mağaraları
Evet, geçmişi binlerce yıl öncesine giden bu mağaralar, yakın zaman öncesine kadar yöre halkı tarafından soğuk hava deposu olarak kullanılmıştır. Ancak günümüzde bunlar ziyaret için düzenlenmiştir, yani burayı ziyaret edip mağaraları görebilirsiniz.
Sivas Zara Tödürge Gölü
Tödürge Gölü
Tödürge köyünde Cencin ovasının doğusundadır. Demiryurt gölü olarak da tanınır. Sivas ilinin en büyük gölüdür. Göl genellikle sığdır, büyük bölümünde ortalama derinlik 4 metreyi geçmez.
Sivas Zara Tödürge Gölü
En derin yeri, kuzey kıyısında, 500 metre açıkta, 26 metredir. Dipten kaynayan sularla beslenir. Suyu kireçli ve tuzludur. Denizden yüksekliği yani rakımı 1295 metredir. Gölün bol tuzlu ve kireçli sularında gümüş ve yayın balığı bulunur.
Sivas Zara Tödürge Gölü
Ayrıca yine gölde 17 çeşit balık yetiştiği söylenir. Gölde çok sayıda kuş barınmaktadır. Gölün doğusunda ise iki tane adacık vardır. Bu adacıklar, turnaların uğrak yeridir. Turnalar, sayıları tükenmekte olduğundan koruma altına alınmıştır, avlanmaları yasaktır. Gölde kayıkla gezilebilir. Gölün kıyısında Cumhuriyet Üniversitesi dinlenme tesisleri vardır. Yöre halkı gölün kıyısındaki mesire yerlerini sık sık piknik yapmak için kullanır. Her yıl Haziran ayında burada Sivas Cumhuriyet Üniversitesi tarafından geleneksel “Su Sporları Şenliği” yapılmaktadır.
SÜLÜK GÖLÜ
İlçe merkezine 33 km uzaklıkta bulunan Şerefiye Beldesinin 1 km batısındadır. Göl: sarıçam ormanları içindedir. Dipten kaynayan sular ve gözelerden akıp gelen sularla beslenir. Gölün doğal ortamında yaşayan sülükler: yöre halkı ve ziyaretçiler tarafından toplanır, tedavi amaçlı kullanılır.