Kanada Vancouver

 

van.genel.4
Kanada Vancouver

Kanada Vancouver ; Evet, Vancouver şehri denilince: sıcak kanlı insanlar hemen akla geliyor. Hiç tanımadığınız kişiler, size s elam verip, halinizi hatırınızı sorarlar. Trafik yoğun da olsa, her araba durur ve yayanın geçmesini bekler. Dünyanın en yaşanabilir şehirlerinden biri. Yaşam standartları anketinde, dünya üçüncüsü. (2005 yılı için) 2004 yılında ise, Amerika kıtasının en iyi şehri seçilmiş.

Gelelim, şehrin genel konumuna ve şehir hakkında genel bilgilere. Evet, şehir, ülkenin en batısında, Pasifik Okyanusu kıyısında, İngiliz Kolumbiyası eyaletinin bir kentidir. Buraya ne amaçla gidersiniz bilmiyorum, ama gezmek için giderseniz, buyurun size burayı rahatça gezebilmeniz için, bir tur programı.

Ülkemize çok uzak olması nedeniyle, buraya pek gezmek için giden olmayabilir, ancak, burada güzel üniversiteler var. Sanırım: bu üniversitelerde eğitim görmek için gidenler olacaktır.

Şehrin kurulduğu koyu çevreleyen yüksek ve yemyeşil dağlar gerçekten muhteşem. Kanada’nın diğer önemli şehirlerinden: daha yavaş ve ancak daha sağlam şekilde büyüyor. Buradaki insanların: huzurlu bir hayatları var.

Şehir: Burrard Yarımadasının üzerinde kurulu.

Hem düz, hem de engebeli bir alana sahip.

van.genel.tarhi.1
Kanada Vancouver

 

Kanada Vancouver; Kent: 1860 yıllarında: buraya gelen öncü oduncuların eğlence ihtiyaçlarını karşılayan: “Gassy Jack” isimli salona atfen; “Gastown” olarak da biliniyor. Ancak daha sonraki süreçte: 1886 yılında, Kanada-Pasifik Demiryolunun, batı kıyısındaki son istasyon olan buraya, ilk Avrupalı denizci olan “George Vancouver” gelmiş ve şehir, bu isimle anılmaya başlanmış.

19’nci yüzyılda bir yangın, şehrin büyük bölümünü yok etmiş. Yine de: Simon Fraser ve İngiliz Kolumbiyası Üniversitelerinin arka planlarındaki dağlar; Okyanusla iç içe geçmiş manzaranın muhteşemliğini ortaya koymaya yetiyor.

van.english bay.3
Kanada Vancouver

 

Evet, Vancouver şehri: konum olarak, diğer kentler benzemiyor. Burrand Koyu’na açılan, geniş “English Bay” çevresinde kurulmuş.

 

Büyük Liman

dağlık bir burundaki, Stanley Park ile şehir merkezini birbirinden ayırıyor. Bu manzaranın bütününü görmek için, tek bir noktadan bakmak yeterli gelmiyor. Liman: dünya ölçülerinde, önemli büyüklükte.

Ayrıca: şehir, Kuzey Amerika’daki, üçüncü büyük film üretim merkezi.

Teleferik ile: Grouse Dağına çıkmalısınız. Kent bu dağın eteklerine kurulmuş.

Kentin ve limanın güzelliğini güneyden görebilmek için: Lions Gate Köprüsü üzerinden “First Narrows”u geçtikte sonra, Capilano Road’ı kullanacaksınız. Günbatımında burada olursanız, şehrin bir kez de ışıklarının yanmaya başladığındaki manzarasını görebilirsiniz.

Bu dağ: aynı zamanda: kayakçıların favorisidir. Dönüş yolunda, vahşi doğanın esintilerini hissetmek isterseniz: Capilano Canyon’un sularının 80 metre üzerine kurulmuş olan asma köprüden yürüyebilirsiniz.

 

Evet, bu arada

Şehir merkezindeki: 40 katlı, Harbour Centre çıkabilirsiniz. Buranın en üst katındaki gözlem terasına veya dilerseniz restorana gidebilirsiniz. Havanın açık olduğu bir günde: uzun menzilli dürbünlerle, Amerikan sınırının ötesindeki, Baker Dağı’nı görebilmek mümkün.

van.2010.olim.oyunları.1
Kanada Vancouver

 

Bu arada: 2010 yılında, Kış Olimpiyat Oyunları, bu şehirde düzenlenmiştir. 

van.iklim bölümüne palmiye ağaçları.1
Kanada Vancouver

 

Kanada ülke sınırları içinde, bu bölgenin en büyük özelliği: iklimi. Vancouver iklimi: Kanada standartlarına göre, genellikle ılıman iklim olarak sınıflandırılıyor. Yaz ayları, genellikle kurak, Temmuz ve Ağustos ise kuru geçer. Buna karşılık, yılın geri kalanında ve özellikle Ekim ve Mart ayları arasında yağışlıdır.

Kent

Diğer Kuzey Amerika kentlerine göre, nüfus yoğunluğu fazla bir yerdir. Şehirde: İngiliz, İskoç ve İrlandalı etnik guruplar yerleşik durumdadırlar. Ayrıca; büyük miktarda, Alman’da yaşıyor. 1914 yılındaki Birinci Dünya Savaşı sırasında ise, çok miktarda Çinli kente yerleşmiş.

van.genel.1.güzelresim
Kanada Vancouver

 

ŞEHİR MERKEZİ GEZİ PLANI

Bu büyük şehirde, gezebilmek için, mutlaka bir arabaya ihtiyaç duyacaksınız. Ancak: yine de, şehir merkezinde trafik sorunu var. Arabanızı bir yere park edin ve yürüyün.

Batı yakası yarımadasından: Stanley Park’a gidebilmek için: 2 ana cadde var. Bunlar: Georgia ve Robson. Georgia Street: parktan geçerek, Lions Gate Köprüsüne kadar devam ediyor.

Şehir merkezindeki gezinizin başlangıç noktası: Robson Square

van.robson square.1
Kanada Vancouver

 

ROBSON SQUARE

Kanada Vancouver; Burada: Courthouse (Adliye Sarayı) var. Burası: modern Kuzey Amerika’nın en güzel mimari eserlerinden biri olarak ön plana çıkıyor. Arthur Erickson’un eseri. Vancouver mimarisinin karakteristik özelliklerini taşıyor.

7 katlı bina, yatay olarak planlanmış. Ancak, çevresindeki gökdelenlerin ortasında bile, hemen göze çarpıyor. Yapı da: katlar: pırıl pırıl cam koridorlarla birbirine bağlanmış.

Ofisleri, mahkeme salonları ve hatta dükkanları, restoranları, küçük bir sineması ve buz pateni sahası var. Son derece modern bir kompleks. Bahçelerindeki fıskiyeli havuzlar, çiçekli küçük çalılar, güller, Japon Akçaağaçları, portakal ağaçları ve minyatür çam ormanı var.

Salonların yüksekliği: 42 metre. Cam tavanın yüksekliği ise: 35 metre. Bir çelik, uzay kafesine benzeyen yapı, yaklaşık 50 dönüm araziyi kapsıyor. Doğal klima sağlamak amacıyla, üç basamaklı şelale yapılmış.

van.robson square.2
Kanada Vancouver

 

Burada: ayrıca: “Vancouver Art Gallery” bulunuyor. Burası: Ericson tarafından restore edilen, tam bir Neo-Klasik tapınak olan, eski mahkeme binası. Bu galerinin en güzel sanat eserleri: Kanadalı ressam Emily Carr ait olan koleksiyon. Bu ressam: 1871-1945 yılları arasında yaşamış. Yörede: Çatlak Millie adıyla anılıyor.

Victoria şehrinde: evcil maymununu, bebek arabası ile gezdiren bir bayan. Yıllarca; yerliler arasında resim yapması ve Fransız Post-Empresyonistlerle çalışması sonucu: güçlü peyzajlar ortaya çıkarmış. Koyu renklerle, totem temaları yapmış. Kuzgun (1928) ve ağaçların totem direkleri göründüğü Orman, İngiliz Kolumbiyası (1932) resimleri, özellikle görülmeye değer.

Burada: bir de gökdelen var. British Columbia. 208 metre yüksekliği ile, şehrin en yüksek binası. Ayrıca: University of British Colombia’nın şehir merkezindeki uydu kampüsü; burada bulunuyor.

van.robson street.1
Kanada Vancouver

 

ROBSON STREET

Robson Street’in: Burrard ve Bute caddeleri arasında kalan bölümünde: birçok lokanta bulunuyor. Bu lokantalar, günümüzde: Alman tarzını yitirmiş, Vietnam, Japon, İskandinav, İtalyan ve Fransız mutfağından yemekler sunuyorlar. Ama burası özellikle moda mağazaları ile ünlü. En pahalı ve lüks mağazalar burada bulunuyor.

Bu cadde, tam bir seyir caddesi gibi. Çok egzotik, nadir arabalar ve motosikletleri burada görebilirsiniz.

van.BC.Place stadium.2
Kanada Vancouver

Caddenin yakınında: BC Place Stadium var.

van.grand ville.2
Kanada Vancouver

 

GRANVİLLE MALL

Kanada Vancouver;  Square’nin doğusunda bulunuyor. Bir alışveriş bölgesi. Yaya alışveriş bölgesi. Yani: trafiğe kapalı. Burası: aynı zamanda, popüler bir eğlence merkezi. Dans kulüpleri, restoranlar, oteller ve neon ışıkları ile mağazalar, gecenin geç saatlerine kadar açık.

Burası, sizi, sahildeki Harbour Center’e yönlendirecek. Granville Street’in aşağısındaki, Burrand Koyu ile Kuzey Vancouver arasını 12  dakikada giden, halkın işlerine gidip gelirken sürekli kullandıkları “Seabus” a binebilirsiniz. Şehrin ve limanın “su seviyesinden manzarası” ve ilaveten “Canada Place”i yakından görebilirsiniz.

 van.canada place.2

CANADA PLACE

Kanada Vancouver: Limana doğru çıkıntı yapan biçimi, bir transatlantiğe benzeyen bu bina, beyaz yelkenleriyle 19.yüzyıl başlarındaki limanları anımsatıyor. Bir çatı ile, beş büyük yelken ve bir cruise gemi gibi görünüyor.

van.canada place.1

Yapı: Expo 86 fuarına da ev sahipliği yapmış ve bu nedenle yapım yılı: 1986. Günümüzde içinde: kongre merkezleri, restoranlar, dünya standartlarında bir otel var. IMAX filmlerini, bu binada izleyebilirsiniz.

van.canada place.3
Kanada Vancouver

 

Evet, eğer Hasting Street üzerindeki bezgin hayattan memnun kalmadıysanız, doğuya dönün ve Pender Street boyunca, parlak renkleriyle uzanan Chitatown’u ziyaret edin.

van.china town.1
Kanada Vancouver

 

CHİNA TOWN

Kuzey Amerika’nın ikinci en büyük Chinatown’u. Kanada-Pasifik Demiryollarında çalışmak üzere gelen Çinli göçmenlerin torunları burada yaşıyor. Popüler turistik alan.

van.china town.2
Kanada Vancouver

 

Tezgah ve  dükkanlarda: Hong Hong, Tayvan ve Çin’den getirilen: saten ve ipek giysi, bambu ve seramik eşyaları yanı sıra meyve, sebze ve balık satılıyor. Ayrıca: çeşitli baharatlar yanında ren geyiği boynuzu gibi geleneksel ilaçlar da satılıyor.

Bu bölge: vitrinlerini ızgarada pişmiş domuz ve kümes hayvanları etlerinin süslediği birçok lokanta ve ilgi çekici cadde dekorasyonu ile sizi cezp edecektir. Buraya mutlaka gidin, ilginizi çekecektir.

Evet: bu bölgede gezinizi tamamladıktan sonra: liman ve demiryolu bölgesine, kırmızı tuğla döşeli kaldırım taşlarıyla, yeniden canlandırılmış, Gastown bölgesine doğru gezinize devam edebilirsiniz.

van.gastown.2
Kanada Vancouver

 

GASTOWN

Kanada Vancouver: Burası: Vancouver şehrinin başlangıç yıllarından kalma bir yer. Burada: hediyelik eşya dükkanları, barlar ve restoranlar, butikler var. Sokaklarında göz alıcı bir sevimlilik hakim. Son derece ticari olmasına rağmen, şirinlik unutulmamış.

van.gastown.saat.1
Kanada Vancouver

Water Street’in batı ucunda: dünyanın ilk ve tek buharlı saati bulunuyor. Bu anıtsal saat: saat başlarını,  düdük sesi ile haber veriyor. Yani: çan sesi yok. Bu saati mutlaka görün, ilginç.

Maple Street üzerinde: Gassy Jack’in bir heykeli var. Bu şahıs: bir gemi kaptanı ve asıl adı: John Deighton. Bir viski fıçısının üzerinde tasvir edilmiş. Bunun nedeni: 1867 yılında, kasabayı işgal etmeleri için, odunculara içki sunmuş olmasıdır.

Kalabalıktan kaçmak için, deniz kıyısına doğru yürürseniz: karşınıza, Campbell Avenue Dokları çıkacaktır.

CAMPBELL AVENUE DOKLARI

Kanada Vancouver; Burada, okyanustan dönem balıkçıların teknelerini boşaltmalarını izleyin.

Daha sonra, gezinize: Hasting Street’ten, Burnaby Dağı’na ve Simon Fraser Üniversitesinin çarpıcı kampüsüne  doğru devam edebilirsiniz.

van.üniversite.1
Kanada Vancouver

 

SİMON FRASER ÜNİVERCİTY

Kanada’nın en kapsamlı üç üniversitesinden biridir. 8 fakültesinde, 100 lisans ve 45 lisansüstü eğitim programı uygulanmaktadır. Akademinin avlusunda, öğrencilerin sunduğu, çeşitli etkinlikleri görebilirsiniz.

Binanın: kırılmaz camdan yapılmış çatısından: merdivenlere ve teraslara yansıyan ışık-gölge oyunları  dikkatinizi çekecektir.

Kampus alanındaki konutlar: öğrencilerin birinci ve ikinci yıl ihtiyaçlarını karşılamak üzere yapılmıştır. Kuleler: 727 tekli konuta sahiptir. Bu tekli konutlar: kendi buzdolabı, yüksek hızlı internet bağlantısı, mobilyalı ve yemek odası bulunan mekanlardır.

van.GM.Place.1
Kanada Vancouver

 

Evet: şehir merkezine dönüş yolunuzda: B. C. Lions oyuncularının maçlarını yaptığı, oval kubbeli, büyük futbol stadyumu: B.C. Place’i göreceksiniz.

van.stanley park.2
Kanada Vancouver

STANLEY PARK

Kuzey Amerika’nın, en güzel şehir parklarından birisi. English Bay bölgesine hakim bir yarımada üzerinde bulunuyor. Muhteşem bir ormanı var. Bu ormanda: Duglas göknarı, sedir ve ladin ağaçları kaplı. Park: bir zamanlar; devlet tarafından: Kraliyet Donanmasının: gemi direği ve seren kerestesi temin etmek için kullanılmış.

van.stanley park.1
Kanada Vancouver

 

Parkın: güney girişinin yakınında: Lord Stanley’in; bronz bir heykeli bulunuyor. Bu şahıs: yüzyılın başında, buranın park olarak kullanılmaya başlandığındaki, Kanada Genel Valisi.

Georgia Street’in doğusuna doğru dönüp, 9 km. ilerleyince: yürüyüş yapabileceğiniz ya da bisiklete binebileceğiniz: Sea Wall Promenade ulaşacaksınız. Bu arada: bisiklete binmek isterseniz, park girişinde bisiklet kiralayabilirsiniz.

van.stanley park.6
Kanada Vancouver

 

Brockton Oval’ın

oyun sahasında: bir kriket maçı görebilirsiniz. Yakınlarda bulunan: Haida ve Kwakiult totem direkleri, bölgedeki kültürün etkileşimin izleri. Brockton Point’e geri dönerken; akşam, saat 21.00 gibi top atışı sesleri duyacaksınız. Bunların anlamı: balıkçılar için, balık yasağının başlamasıdır.

Evet, buradan batıya dönüp denize doğru ilerleyin. Mayolu kız adını taşıyan bronz bir heykel göreceksiniz.

Prospect Point’de mola verdiğinizde, Japon, Çin veya Rus bandıralı, petrol tankerlerinin ve tahıl taşıyan kargo gemilerinin geçişlerini izleyebilirsiniz. Buraya: Kaptan Vancouver ile Squamish kabilesi üyelerinin karşılaştığı yeri belirten bir totem direği dikili.

van.stanley park.9.totem direkleri.
Kanada Vancouver

 

Aquarium ayrı bir güzellik.

Burada: gösteri yunusları ve beyaz balinalar var. Ayrıca: yılan balıkları ve kutup ayıları. Akvaryumun altındaki hayvanat bahçesinde ise: ayılar ve maymunlar var.

Evet, devam ederek Beaver Gölüne ulaşıyoruz. Burada:  su sistemini perişan eden kunduzlar gönderildikten sonra, su kenarında yürüyüş ve piknik yapılabilecek yerler oluşturulmuş.

Yarımadanın batı kıyısı boyunda: parkın kumlu plajları var.

 van.english bay.1

ENGLİSH BAY

Şehir merkezinden uzaklaşmayı düşünürseniz, Point Grey bölgesinin güzel plajlarında, hoş vakit geçirebilirsiniz.

van.english bay.2
Kanada Vancouver

Buranın plajı: en popüler güneşlenme, yüzme ve gün batımı izleme yeri. Yaz sezonu boyunca, oldukça kalabalık.

Wreck plajı: çıplaklar için ayrılmış.

van.brith.colom.üniv.1
Kanada Vancouver

 

UNİVERCİTY OF BRİTİSH COLUMBİA

2008 yılı Akademik sıralamasında, dünyanın en iyi 35. üniversitesi, Kanada’nın ise en iyi 2. üniversitesi seçilmiş. Kütüphanesi: Kanada’nın en büyük ikinci araştırma kütüphanesi.

Burası: Kuzey Amerika’nın en güzel kampüslerinden biridir. Arkasında: harika bir deniz ve dağ manzarası, önünde ise: Sedgwick Kütüphanesi ve Faculty Club’un gül bahçesi bulunuyor. İki tane kampüsü var. Bunlar: Vancoure ve Kelowna kampüsleri.

van.antropoloji müzesi.2
Kanada Vancouver

 

MUSEUM OF ANTHROPOLOGY

Üniversitenin gururu: Museum of Anthropology: Point Grey’de, Marine Drive üzerinde bulunuyor. Bu yapı: çatısı cam ve Arthur Ericson tarafından, 1972 yılında, yerlilerin kazık ve kirişlerle inşa ettikleri uzun evlere bir saygı duruşu olarak: cam ve beton kirişlerle tasarlanmış.

 van.ant.müzesi.3

Çimenler üzerinde: Haida yerlilerine ait “totem direkleri” ve “sedir ağacından yapılmış iki Haida evi” var. Bunlar: asırlar öncesinin yapı tekniğine ve biçimlerine bağlı kalınarak, 1930’lu yıllarda inşa edilmişler.

Müzede: diğer Pasifik uygarlıklarına ait kalıntıların yanı sıra, Kwakiutl, Salish, Tlingit ve Tsimshian gibi, deniz kıyısı kabilelerinin kültür hazineleri sergileniyor. Pasifik sularına tek uygun ağaç olan “sedir ağacından yapılma kanolar”, doğunun ormanlık alanlarında yaşayan yerlilerin Ontario ve Quebec nehirlerinde kullanılmak üzere,  daha hafif olan kayın ve huş ağacından yaptıkları kanolardan farklı.

Burada sergilenen heykeller:

Evlerde,  direk ve çapraz kiriş olarak kullanılıyormuş. Ev sahibinin gücünü ve saygınlığını gösteren heykel, çatı kirişi olarak kullanılıyormuş. Haidalı sanatkarlar tarafından, siyah-yumuşak argilit taşlardan üretilmiş küçük figürler: özellikle, 19.yüzyılda Avrupa’dan gelen turistlerin “karikatürize edilmiş” tasvirleri.

Burada: banyo küveti büyüklüğünde, ağaçtan oyulmuş şölen kapları göreceksiniz. Bu kaplar: konukların ağırlandığı, büyük potlaç törenlerinde, kabilelerin misafirperverlikte ne kadar cömert olduklarını gösteriyor. Koleksiyonun büyük bölümü: altın, gümüş ve bakır mücevherlerden, ahşap masklardan ve tören çıngıraklarından oluşuyor.

Bunların pek çoğu: 6. ve 7. galerilerde sergileniyor. Burada, garip bir sergileme yöntemi uygulanıyor. Sanki: burayı müzenin deposu gibi algılayabilirsiniz. Ancak, hayır, bu değişik bir sergileme yöntemi. Müzedeki binlerce objeyi, sürekli olarak sergileyebilmek amacıyla geliştirilen bir yenilik. İzleyici, dünyadaki çeşitli kültürlere ait, değişik eserleri karşılaştırıp, ilkel yaratıcılığın zenginliği arasında farklılıkları görebiliyor.

Müzenin hemen güneyinde: Japon klasik bahçe düzenleme sanatının en güzel örneği olan “Nitobe Memorial Gardens” var. Fenerle aydınlatılmış taş yoldan: kemerli köprüye ulaşılıyor. Köprüden geçince: kendinizi, akağaçların ve açelyaların çevrelediği, geleneksel bir çay evinde bulacaksınız.

Hemen yakınındaki Asian Centre’de: Çin, Japonya, Hindistan, Kore ve Endonezya’ya ait, sanat eserleri, fotoğraflar ve kostümler sergileniyor.

Point Grey Road’dan: şehre dönerken, Jericho plajında: Old Hastings Mill Store ziyaret edebilirsiniz.

van.old hasting.1
Kanada Vancouver

 

OLD HASTİNGS MİLL STORE

Burası, 1886 Gastonwn yangınından kurtulan, tek orijinal yapı olmasıyla öne çıkıyor. Kasabanın, bugün ayakta kalan en eski yapısı. Bina: postane ve toptancı hali olarak kullanılmış. 1930’larda, şehir merkezinde, bulunduğu yerden buraya taşınmış ve restore edilmiş. İçinde: yüzyıl başı eşyaları sergileniyor. Bir müzeye dönüştürülmüş.

Burrard Köprüsü çevresindeki: Vanier Park’ta: 2 küçük müze ve MacMillian Rasathanesi var. Centennial Museum: yerel tarih ve antropoloji konularında uzmanlaşmış. Maritime Museum ise: Pasifik Limanının tarihine ait. Saint-Roch gemisi; bu müzenin en önemli parçası.

Bu gemi: Kanada Kraliyet Atlı Polisinin gurur kaynağı. Bölgedeki Alman U Botlarını avlamak için, Panama Kanalı ve Kuzey Buz Denizi üzerinden, Kuzey Amerika kıtası çevresinde dolaştırılmış.

Evet: English Bay’ın False Creek’e doğru daraldığı bölgeler, Vancouverlıların, zevke düşkün insanlar olduğunu gösteriyor. Eskiden: ambarlar, bıçkıhaneler, fabrikalar ve demiryollarının bulunduğu bu çorak alan, günümüzde, şık yerleşim alanlarıyla zenginleştirilmiş.

Granville Köprüsünün altında kalan: Granville Island keyifli bir yer.

van.grand ville.3
Kanada Vancouver

 

GRANVILLE ISLAND

Burası: denizin doldurulmasıyla elde edilmiş. Üçgen şeklinde bir yarımada. Marketleri, kafeleri, galerileri, butikleri ve tiyatrolarıyla, keyifli bir yer. Burası, aynı zamanda bir oyuncak mağazası cenneti. Aynı zamanda: yangın musluklarının çevresindeki su-oyun alanları ve tonlarca lastik tekerlekle, çocukların oyun için en gözde mekanlarının başında.

van.granville steet.2
Kanada Vancouver

 

False Creek: bahçeli ve teraslı evlerden oluşan bir mahalle. Koyun doğu ucunda bulunan ve devasa bir kubbe altındaki: Expo Centre; günümüzde sergi ve sinema salonu olarak kullanılıyormuş.

Kanada Montreal tanıtımı ve gezilecek yerler hakkındaki yazı.

 

 

Kosova Priştine

Kosova Priştine

 

Kosova Priştine;

Şehir: Balkanlarda, Kosova Cumhuriyetinin başkentidir. Bu şehri gezmek isteyen ziyaretçiler için: bu şehirde tarihi eser yok denecek kadar azdır.

Çünkü: Yugoslavya’nın dağılmasının ardından, burada özellikle Sırplar tarafından büyük katliamlar yapılmış ve NATO tarafından müdahale edildiğinde ise, yine bombardıman sonucunda birçok tarihi ve eski yapı, yıkılarak yok olmuştur.

Halen: şehrin imar faaliyetleri, mevcut tesislerin restorasyon çalışmaları sürdürülmektedir. Yani, burada zorlukları aşarak yaşamlarını yeniden şekillendirmek isteyen insanları göreceksiniz.

Evet: Vietnam’dan sonra en büyük askeri kamp, Amerikalılar tarafından burada kurulmuştur. Şehrin merkezinde, Amerikan Başkanı Bill Clinton’un bir heykelini göreceksiniz.

Kosovalılar: onu manevi liderleri olarak görüyorlar, onun her yıl doğum gününü kutluyorlar.

Şehir coğrafi konum olarak

Ülkenin kuzeydoğu kesiminde ve Golyak dağlarının alt kısmında: tarihi Kosova ovasının üstünde bulunmaktadır.

Ama, aslında şehir daha yüksek alanda kurulu eski şehir ile, ovada kurulu yeni şehir diye iki bölümden oluşmaktadır. Ovada kurulu yeni şehir: Yugoslav yani Tito döneminde yapılan büyük blok apartmanlarla doludur.

Yeni şehir bölümü, savaşın ardından aldığı büyük göçlerle düzensiz ve gecekondu tipi evlerle dolmuştur. Savaştan önce, şehrin 200 bin kişilik nüfusu varken, savaşın ardından, bu nüfusun 50 bin kişilik Sırp bölümü şehri terk etmiş, ancak bu kez Arnavut ve Türkler, kırsal alandan şehre göçmüşler ve şehrin nüfusu 600 binlere kadar çıkmıştır.

ULAŞIM

Kosova Priştine;

Şehir: güneyde Prizren ve Makedonya’nın başkenti Üsküp ile komşudur. Kuzeyde ise: Mitroviça ve Podiyeva şehirleri bulunmaktadır. Üsküp-Kosova arasındaki uzaklık 80 km.dir. Bu yolculuk 4 saat sürer.

Şehirdeki havaalanı “Adem Jashari Uluslar arası Havaalanı” olarak bilinmektedir ve şehir merkezinin 18 km. güneybatısında bulunmaktadır.

Adem Jashari, Arnavutların “Che Guevera” sı olarak nitelendirilir. Kosova kurtuluş ordusunun kurucusu ve komutanlarından olan Jashari, Kosova’nın bağımsızlığının sembol isimlerinden birisidir.

Kosova’nın ilk Cumhurbaşkanı İbrahim Rugova da, Jashari’ye “Kosova’nın Kahramanı” unvanını vermiştir.

Havaalanı ile şehir merkezi arasındaki ulaşım yaklaşık 30 dakika sürer ve taksi tercih ederseniz 20 dakikalık yolculuk için 20-25 Euro ödemeniz gerekir. Ama şehir merkezinden havaalanına gelirken, taksi için aynı yola: 15 Euro ödeniyor.

İstanbul-Priştine arasındaki uçak yolculuğu, yaklaşık 1.5 saat sürmektedir.

Otobüs tercih ederseniz, 3 Euro ücret karşılığında şehir merkezine, Grand Hotel bölgesine ulaşabilirsiniz.

Otobüsler, her iki saatte bir hareket etmektedirler. Evet, uçak yanında, şehre trenle ulaşmak veya şehirden trenle ayrılmak isterseniz: tren istasyonu, şehir merkezinin 7 km. batısındadır.

Fushee Kosove tren istasyonuna ulaşmak için bir minibüse binmeniz gerekir. 5-10 dakikalık bu yolculuk için 0.40 Euro ödemeniz gerekir. Yürüyerek de tren istasyonuna gidebilirsiniz.

TARİH

Kosova Priştine;

Şehirdeki ilk yerleşim hakkındaki bilgiler: 15. yüzyıla dayanmaktadır. Bu dönemde: şehrin 16 km. yakınında bulunan Ulpiana bölgesinde, Romalılar tarafından bir şehir kurulduğu bilinmektedir.

Ancak, bu şehir daha sonraki süreçte tamamen yok olmuştur. Takip eden dönemde ise, şehir Roma İmparatoru I.Justinian tarafından yeniden kurulmuştur. Bu tarihi şehrin üzerinde, günümüzde: “Liplan” şehri bulunmaktadır.

Roma imparatorluğunun ardından, şehir, Balkanlarda ticaret yolları üzerinde bulunan konumu nedeniyle önemini korumuştur.

Şehrin, Sırbistan topraklarında bulunduğu dönemde; 1200’lü yılların sonu ve 1300’lü yılların başındaki dönemde: II. Stefan Uroş Milutin döneminde: refah seviyesi hızla yükselmiştir. Sırt yönetimi: 1389 yılındaki I. Kosova savaşına kadar devam etmiştir. Savaşın ardından: bölge Osmanlı topraklarına katılmıştır.

1870’li yıllarda ise

Balkanlarda gelişen özgürlük hareketleri sonucu: Priştine de Osmanlı idaresine karşı isyanlar olmuş ve 20. yüzyılın başındaki I ve II. Balkan Savaşlarının ardından, Sırp ordusu, Priştine şehrini ele geçirmiştir.

I. Dünya savaşının ardından ise, şehir: Yugoslavya devletinin bir parçası haline gelmiştir. Bu dönemde: şehirde yaşayan binlerce Müslüman ve Türk: Anadolu topraklarına göç etmek zorunda bırakılmıştır. II. Dünya savaşında İtalyanlar tarafından işgal edilen şehir: 1946 yılında Kosova özerk bölgesinin başkenti olmuştur.

Bu dönemde: dağlık bölgelerden şehir merkezine göç sonucu: şehir nüfusu hızla artmış ve şehirde yaşayan Arnavut azınlık sayısı hızla yükselmiştir.

Takip eden 1998-1999 yılları arasındaki iç savaş döneminde: bölgede, Sırplar tarafından başlatılan ayırımcılık: Priştine şehrinde sıkıyönetim ilan edilmesiyle başlayan gerginlik: 24 Mart 1999 tarihinde NATO güçlerinin başlattıkları harekat sonucu: şehirdeki birçok yer bombalanmıştır.

İKLİM

Şehirde, tipik okyanus iklimi hüküm sürmekte olup, buna bağlı olarak yazlar sıcak ve kışlar ise karlı ve soğuk geçer.

İNSANLAR

Priştine şehrinde: Arnavutlar, Türkler, Boşnaklar ve Sırplar yaşamaktadırlar. Burası: Avrupa tarzı Batı kültürünün egemen olduğu, Balkan ve Müslüman bir şehir görüntüsü sunmaktadır.

Evet: 2011 yılı nüfus sayısına göre: şehirde 198.897 kişi yaşamaktadır. Bunların: 194.452 kişi Arnavut, 2156 kişi Türk, 430 kişi Sırp’tır. Halkın büyük bölümünün Arnavut olması nedeniyle, şehirde Kosova bayrağı kadar Arnavut bayrağı da dalgalanıyor.

Ancak: Avrupa Birliği: Piriştina’nın Arnavutluk ülkesine ilhak etmesine izin vermiyor. Yani, işler karışık.

Özellikle, yaşlı Piriştinalılar, Türk olduğunuzu duyduğunda sevecen yaklaşıyorlar ama gençlerde, Türklere karşı bir antipati var.

ŞEHİR İÇİ TOPLU TAŞIMA

Şehirde taksiler nispeten ucuzdur ve bu yüzden, şehrin toplu taşım araçlarını sık kullanmanız gerekmez. Şehir içi otobüslerde bir biniş: 0.40 Euro’dur. Bunların biletlerini, otobüs içinden satın alabilirsiniz.

Bir aylık otobüs kartı almak isterseniz, bu kez 10 Euro ödemek gerekir.
Taksilere gelince: ilk açılış gündüz 1.5 Euro ve gece, yani saat 22.00’den sonra 2 Euro’dur. Kilometre başına ücret ise 0.60 Euro’dur.

KAFELER

Kosova Priştine;

Şehirde çok sayıda kafe bulunuyor. Kafelerde insanlar, bir içecek alıp, oturup gelip geçenleri seyrediyorlar. Söylenenlere göre: işsizlik nedeniyle, insanlar ya taksi şoförü oluyorlarmış ya da kafe açıyorlarmış. Daha da ilginç olanı: bu ülkede kapalı alanlarda sigara içmek yasak değildir.

Bu yüzden, kafelerde muhteşem bir sigara dumanı oluşuyor. Bu kafelerde, özellikle espresso içmenizi öneririm, tadı harikadır.

GECE HAYATI

Kosova Priştine;

Şehirde: birçok kafe, bar ve gece kulübü bulunmaktadır. Gece hayatı: şehrin doğu ucunda “Santea” bölgesinde hareketlidir. Bir anlamda, gece hayatının şehrin merkezindeki stadyumun çevresinde “Grand Hotel” in arkasında döndüğü söylenebilir.

Burada: öğrencilerin eğlendikleri mekanlar bulunmaktadır. Şehrin güneyinde ise “Rruga Garibaldi Pejton” denilen bölge de ilgi çekmektedir. “Sprey” isimli kulüp: şehrin en tercih edilen yeridir. Mekan yaklaşık 1500 kişiliktir ve 1000 metrekarelik bir alana sahiptir.

Bu arada: şehri ziyaret edipte casino da şansını denemek isteyenlerin Avrupa Casinoyu ziyaret etmeleri gerekir. Otobüs garajı yakınındaki bu casino’da: slot makinaları, poker, ücretsiz içki ve ücretsiz açık büfe hizmeti verilmektedir.

ALIŞVERİŞ

Şehri merkezi değil, doğu ve güney bölümlerindeki yollarda: birkaç mağaza ve hipermarket bulunmaktadır. Merkezde ise, derme-çatma tezgahlarda güneş gözlüğü, sigara ve kitap satıcılarını görebilirsiniz.

Merkezde, çarşıda ise: sahte giyim tasarımcıları, meyve ve sebze satıcıları, korsan CD ve sigara satıcılarının bulundu küçük ve modern bir Pazar yeri bulunmaktadır.

Priştine şehrinde: birkaç hediyelik eşya dükkanında: Hint ürünleri, küçük heykeller ve diğer bir kısım hediyelik eşyalar satılıyor. Ayrıca: kilim ve çeşitli giyim eşyaları ve el sanatı ürünleri de bulup satın alabilirsiniz.

Son bir not: Priştine şehrinde, özellikle “Arnavut telkari gümüş işleri” çok meşhurdur. Bunlardan satın almalısınız. Bu telkarileri: Garibaldi caddesi üzerinde Krenare Rugovica dükkanında bulabilirsiniz.

NE YENİR-NE İÇİLİR

Şehirde: Priştineliler genellikle evlerinde yemek yapmıyorlarmış. Bu yüzden, restoranlarda rahat koltuklar bulunuyor ve insanların bu koltuklara oturarak sanki evlerinde imiş gibi yemek yemeleri düşünülüyormuş.

Yemek için göze çarpan mekanlardan herhangi birini denemek isterseniz: sıkça rastlanan qebabtoreleri yani köftecileri deneyebilirsiniz. Biraz daha ayrıntılı ve yanında şaraplı bir yemek düşünürseniz, bu kez: home restoran, the lounge, rings gibi yerleri düşünebilirsiniz.
İçmek için önerilere gelince: burada “peja” isimli bir bira bulunuyor. Bunu tadabilirsiniz.

       

GEZİLECEK YERLER

ESKİ PAZAR-TREGU İ VJETER

Şehrin en canlı bölgesi: doğu bölümünde “Rruga İlir Konusheci” bölgesindeki büyük pazardır. Pazarın büyük bölümü, 1950’li yıllarda tahrip olmasına rağmen, günümüzde de halen Balkan piyasalarının en tipik ticari hayatı ve atmosferi, burada yaşanmaktadır.

Pazarda: meyve-sebze, Arnavut bayrakları, sigara, mutfak eşyaları, araba parçaları, cep telefonları ve daha birçok ürün satılmaktadır. Satıcıların büyük bölümü: Almanca, İtalyanca, İngilizce biliyorlar.

AKADEMİ BİNASI

Saat kulesinin sağ yanında bulunan bu yapı: 19. yüzyıl Osmanlı konak mimarisi tarzında yapılmış bir yapıdır. Yakın geçmişte, yapıya: oldukça kötü ve çirkin bir cam kış bahçesi eklenmiştir.

Günümüzde: Bilim ve Sanat Akademisi tarafından kullanılan yapıyı gezmek isterseniz, avlunun çevresinde yürüyebilirsiniz.

ŞADIRVAN ÇEŞMESİ

UNESCO’nun desteğiyle 2013 yılında restore edilmiştir. Söylenenlere göre, bu çeşmeden su için “Prizen’e” mutlaka geri dönermiş.

YENİDOĞAN ANITI

Anıt: 17 Şubat 2008 tarihinde, Kosova’nın bağımsızlığının ilan edildiği gün açılmıştır. Burada: 99 ülkenin bayrağı bulunmaktadır.

GRAND HOTEL PİRİŞTİNA

1999 Kosova savaşı öncesinde Yugoslavya hükümetinin mülkü olan yapı: Rahibe Teresa bulvarı üzerindedir. Otel 5 yıldızlı olmasına rağmen: otel hakkında aldığım duyumlar pek olumlu değil, yani kötü bir otel olduğu söyleniyor.

KARDEŞLİK VE BİRLİK ANITI

15 metre yüksekliğindeki, bu 3 sütun: Arnavutlar-Sırplar-Karadağlılar olmak üzere, üç halkın “birlik ve kardeşlik” duygusunu ifade etmek için yapılmıştır.

Anıtın büyütülmüş alt ucu: dikenli tellerle çevrilidir ve burada bulunan yazıt üzerinde “1961” tarihi görülmektedir. Anıt: Yugoslavya için favori bir slogan olan “birlik ve kardeşlik” için dikilmiştir.

Kosova Priştine Milli Kütüphane

MİLLİ KÜTÜPHANE

İlginç mimarisiyle şehrin sembollerinden birisidir. Milli Kütüphane, Hırvat mimar Andrija Mutnjakoviç tarafından tasarlanmış, 1974 yılında başlayan inşaatı, 1982 yılında tamamlanmıştır. Uzay çağı teknolojisini yansıtan binanın, 16.500 metrekarelik dışında farklı boyutta, 99 adet beyaz cam kümbet ve tamamen metal balık ağı bulunmaktadır. 99 kubbe, insan beynini ve bu kurumdan bilgi alındığını temsil ediyor.

Ayrıca kubbeler, Arnavutların geleneksel takkesi olan “Pilis” simgeliyor. Binanın iç mimarisi, en az dışı kadar ilginçtir. Bina: 1990’ların başında, çok az olan Arnavut edebiyatının az sayıdaki eserinin korunduğu yer olarak bilinir.

Burada, ayrıca eski Priştine şehrine ait bazı fotoğraflar, 16.yüzyıldan kalma eski ve nadir kitaplar ve el yazmaları ve 5000 eser bulunmaktadır. Özellikle sınav dönemlerinde, Priştine Üniversitesi öğrencileri burayı dolduruyorlar.

ULUSAL ŞEHİTLER ANITI-VARREZAT E DESHMOREVE

Velania üstündeki Şehitler Parkı tepesi: Yugoslav döneminde, Dünya savaşında bölgenin kurtuluşu sırasında ölen partizanlar anısına oluşturulmuştur.

Anıt: topraktan çıkmış, birkaç somut kabuk ile çevrili: bir sopa üzerinde, bir metal küre şeklinde bir platformdan oluşmaktadır.

KOSOVA MÜZESİ

Müzenin bulunduğu koyu sarı boyalı villa tipi bina: 1898 yılında Avusturyalılar tarafından inşa edilmiş ve 1945-1975 yılları arasında Yugoslavya ordusunun idari merkeziyken, daha sonra Kosova Müzesine satılmıştır.

Müzede: özellikle 1960 yılında Priştine şehri yakınlarında Tjerrtorja bölgesinde bulunan “Neolitik” döneme ait “Tanrıça” heykeli ilgi çekmektedir.

Bu heykel: 2002 yılında Priştine şehrine dönmüştür. Bir taht üzerindeki tanrıça heykeli aynı zamanda şehir amblemidir ve Sitting Tanrıçasının 6000 yaşında olduğu söyleniyor.

Ayrıca: yine bir çok arkeolojik buluntular sergilenmektedir ve bunların sayısının 50 bin civarında bulunduğu söyleniyor.

Ancak: müzede bulunan antik döneme ait eserlerin büyük bölümünün, 1999 yılındaki iç savaş sırasında Sırplar tarafından çalınarak Belgrad Müzesine götürüldüğü bilinmektedir. Binanın önünde ise: iki büyük Yahudi mezar taşı bulunmaktadır.

Kosova Priştine Saat Kulesi-Clock Tower-Sahat Kulla

SAAT KULESİ-CLOCK TOWER-SAHAT KULLA

Osmanlı döneminde: her Pazar kasabasında, bir saat kulesi yapılması bir gelenek olmuştur. 19. yüzyılda: eski çarşı alanının merkezinde, kendi adını taşıyan caminin yanında inşa edilen, 26 metre yüksekliğindeki saat kulesi: Üsküp şehrindeki saat kulesine çok benzemektedir.

Kule: kumtaşı ve tuğla ile yapılmıştır. Saat kulesinde bulunan çan: Boğdan şehrinden buraya getirilmiştir. Üzerinde bulunan yazıta göre: “1764 yılında Moldova Rumen için yapıldığı” yazılıdır.

Ancak: 2001 yılında bu orijinal çan çalınmış, ardından NATO mensubu Fransız askerleri tarafından, saat mekanizması değiştirilerek elektrikli hale getirilmiştir.

KOCADİSHİ EVİ

Saat kulesinin 150 metre güneydoğusunda bulunan ev: Kocadishi ailesine aittir ve tipik bir Osmanlı yapısıdır.

Kosova Priştine Clinton&Billboard Heykeli
Kosova Priştine Clinton&Billboard Heykeli

 

CLİNTON&BİLLBOARD HEYKELİ

Kosova’nın en sevdiği kahraman olarak: bulvara bakan büyük bir pano üzerinde resmi yapılarak onurlandırılmıştır. Bunun hemen aşağısında ise: 3 metre yüksekliğinde bronz bir heykel bulunur ve bunlar 2009 yılında açılmıştır.

Amerikan Başkanı Bill Clinton: iç savaş sırasında, NATO’nun buraya müdahale etmesini sağlamış ve Kosovalıların Sırplar tarafından tamamen imha edilmelerini önlemiştir. Bu yüzden, seviliyor. Hatta, şehrin en büyük bulvarının ismi de “Bill Clinton” bulvarıdır.

KUTSAL RAHİBE TERESA KATEDRALİ

Bu Katolik dini yapı: 2007 yılında hizmete girmiştir. Arnavut rahibenin adını taşımaktadır. Şehrin silüetini etkilemektedir. Çan kulesine çıkıp şehri daha iyi görebilirsiniz.

Kosova Priştine Rahibe Teresa Heykeli

RAHİBE TERESA HEYKELİ

Rahibe Teresa: Hindistan’da yoksullar için kendisini adamıştır ve halen Makedonya sınırları içinde bulunan “Üsküp” şehri doğumlu ve etnik Arnavut kökenli bir rahibedir.

Heykelin çevresinde: küçük bir havuz bulunuyor ama söylenenlere göre havuz harap haldedir, çökmektedir. Çünkü: rahibenin, daha büyük bir heykelinin: yeni katedral önünde dikilmesini istemektedir.

Kosova Priştine Rahibe Teresa Bulvarı

RAHİBE TERESA BULVARI

Bu cadde üzerinde turlamak, şehirde yapabileceğiniz başlıca uğraşılardan birisidir.

EKSİK RESİMLER

Kosova krizinin hatıralarını gündeme getirmek için: bulvarın kuzey ucunda, çatışmalarda kayıp olan Kosovalıların fotoğrafları bulunmaktadır. Bunların yaklaşık 1900 civarında bulunduğu söyleniyor.

RUGOVA GRAVE

21 Ocak 2006 tarihinde akciğer kanserinden ölen Kosova Cumhurbaşkanı İbrahim Rugova’nın cenaze törenine, yarım milyon insan katılmıştır.

1980’lerin sonunda siyasete giren ve Sırp yönetimine karşı yaptığı pasif direnişle hatırlanan ve 2002 yılında Cumhurbaşkanı olan Rugova’nın naşı: “Parku Varrezat e Deshmoreve” yani “Şehitler Parkı” üstünde bulunmaktadır.

NATİONAL THEATRE

Burası: Kosova cumhuriyetinin ulusal tiyatrosudur. 1946 yılında kurulmuştur ve Arnavutlara ait her türlü kültürün geliştiği yer olarak bilinir. Ulusal tiyatroda: Arnavutça dil oyunları ve gösteriler düzenlenmektedir.

BİSTİCA-AKDERE KÖPRÜSÜ

Şehrin simgesi, 15’nci yüzyılda Osmanlılar tarafından yapılan bir köprüdür. Köprü, yoğun yağış nedeniyle 1979 yılında çöktü ve 1982 yılında yeniden inşa edildi.

ETNOĞRAFYA MÜZESİ-MUZEU ETNOLOGJİK EMİN GJİKU

İliaz Agushi-Fatih Camisi yakınlarındaki bu güzel ve geleneksel 18.yüzyıl evi: eski çarşı alanında kalan tek özgün yapıdır. Evin sahibinin ismini taşımaktadır ve 2006 yılında müzeye dönüştürülmüştür.

Müzede: bölgeye ait giyim, doğum ve mezar ritüelleri, el sanatları ve bölgesel özellikler görülmektedir. Özellikle: halk kostümleri ilgi çekiyor.

Bu müzede: bölgeye özgü, geleneksel, beyaz “plis şapka” satılıyor, bölgeye has hediyelik eşya satın almak isteyenler bunları tercih edebilirler.
Müzeye giriş ücretlidir. Yetişkinler için 2.5 Euro, çocuklar için 0.5 Euro ücret ödemek gerekir.

GENÇLİK SARAYI-GENÇLİK SPOR MERKEZİ

Kültür, eğlence, spor, sosyal ve ekonomik faaliyetler için yapılmış büyük bir komplekstir. 1977 yılında inşa edilirken, proje planlandığı gibi yürütülememiş, yapının bir tarafındaki spor salonu hala kullanılamıyor.

Diğer taraftaki olimpik salon kapalı otoparka dönüştürülmüştür. Diğer alanlar ise, özel sektöre kiralanmıştır. Alt katında ise küçük bir alışveriş merkezi vardır. Yapının önünde “Newborn Anıtı” bulunuyor.

 

NEW BORN ANITI

Gençlik ve Spor Sarayı dışındaki burası: 9 adet sarı boyalı çelik harften oluşmaktadır. Bur çarpıcı anıt: Sırbistan’dan bağımsızlığın kazanıldığı, 17 Şubat 2008 deklarasyonu odak noktası olması için tasarlanmıştır.

3 metre yüksekliğindeki harflerin üzerinde: 150.000 den fazla imza bulunmaktadır. Anıt Kosova Cumhuriyeti’nin doğuşunu simgeliyor.

KOSOVA SANAT GALERİSİ

Milli Kütüphanenin arkasında, bu büyük sergi binası 500 metre karelik iki sergi salonundan oluşmaktadır. Kültür ve Spor Bakanlığı tarafından işletilen müzede, özellikle gençler olmak üzere, sanatçılar için eğitici çalışmalar yapılmaktadır.

İSKENDER ANITI

İskender Bey için adanmış bir anıttır. İskender Bey heykeli bulvar sonunda bulunmaktadır. Bu kişi: 15. yüzyılda Osmanlıya karşı savaşan Arnavut kahramanıdır. Bir kaide üzerinde yükselen heykel: geceleri ışıklandırılmaktadır. Kafasında, geleneksel Arnavut yumurta kabuğu şapka bulunur. Heykel: 2001 yılında, Arnavut sanatçı Janaq Paco tarafından tasarlanmıştır.

CARSHİA CAMİİ-TAŞ CAMİ

Tek odalı cami: Priştine şehrinin en eski camilerinden birisidir. 1389 yılındaki savaş sonunda kazanılan zaferin anısına, 15. yüzyılda Sultan Bayazıt tarafından yaptırılmıştır. Günümüzde, eski çarşı kompleksinin bir parçası olarak bulunan cami de, bir de türbe bulunmaktadır.

FATİH CAMİİ

Saat kulesinin karşısındaki bu cami: 1461 yılında, Fatih Sultan Mehmet döneminde inşa edilmiştir. Bu yüzden: “Fatih” camisi olarak bilinir. Yapı: 1690-1698 yılları arasında, Avusturya-Türk savaşları sırasında, şehri ele geçirenler tarafından “kilise” ye dönüştürülmüştür. Ardından ise: 1955 yılında depremde hasar görmüş, özellikle büyük hasar gören minaresi yenilenmiştir.

Yapının ana kapısı üzerinde: Arapça gravür ilgi çekmektedir. İç bölümde ise: boyalı çiçek dekorasyonu ve arabesk duvarlar ve süslü tavanlar görülür. Sütunlar üzerinde yükselen, 15 metre çapındaki kubbe; biraz önce sözünü ettiğim gibi, muhteşem süslemelerle güzelleştirilmiştir.

ŞEHİR DIŞINDA GEZİLECEK YERLER

 

GRAÇANİTSA MANASTIRI-MANASTİR GRACANİCA

Şehir merkezinin güneyinde, kısa bir yolculuk yapılarak buraya ulaşılabilir. Gilan bölgesine giden otobüslere binerek buraya ulaşabilirsiniz.

Bu dini yapı: Kosova’nın en iyi dini eserlerinden sayılır. 1321 yılında tamamlanan yapı: Sırbistan efsanevi kralı Milutin Nemanjic tarafından yaptırılmıştır ve Sırp Ortodoks kilisesinin Sırp-Bizans geleneği mimari özelliklerini yansıtır.

Manastırın yapısal ve dekoratif unsurları, ziyaretçiyi büyüler. Geç Bizans mimarisinin bir başyapıtıdır.


Yapının içindeki freskler ilgi çekmektedir. Bu freskler: 1321-1322 yılları arasında boyanmış ve iyi korunmuştur. Bunlar içinde, özellikle: Paleologues döneminden kalanlar, klasik sanatın en iyi örnekleridir. Bu fresklerde, İsa’nın mucizeleri görülür.

Ayrıca: bir keşiş olarak Kral Milutin ve Kraliçe Symonida, bir rahip olarak Kraliçe Helen (kralın annesi) ve kral Milutin’in portreleri görülür. Bu iç fresklerin: 1379-1383 yılları arasında, Türkler tarafından tahrip edildiği söyleniyor.

Bu yüzden: manastır, 1383 yılında restore edilmiştir. 1688 yılında, manastırın yine Türkler tarafından yağmalandığı ve hazinelerinin İstanbul’a taşındığı söyleniyor.

Manastırın hazinesinde: 16. ve 17. yüzyıllardan kalma değerli simgeler, birkaç el yazması kitaplar bulunmakta olup, bunlardan en eskisi 1539 yılına aittir.

Kilisenin girişinde hayırsever portreleri ve kral Milutin ve eşi Simonida ile birlikte, Nemanjic aile ağacına ait 16 portre ile tasvir edilmiştir.


Anıt, UNESCO tarafından, 2006 yılında Dünya Kültür Mirası Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Ancak: manastır KFOR askerlerinden oluşan bir emniyet gücü tarafından korunmaktadır ve girişte, kimlik sorulmaktadır.

Çünkü: Gracanica: bir Sırp yerleşim bölgesidir ve burası tam bir huzursuzluk odağıdır. Özellikle: 1998-1999 yılları arasında Arnavut teröristler tarafından, el bombası atılarak burası tacize uğratılmıştır.

Son bir not: burayı ziyaret ederseniz, burada ikamet eden rahibelerin sattıkları ürünlerden, özellikle bal’dan satın almanızı öneririm.

KOSOVA SAVAŞ ANITI

Anıt: Priştine-Mitroviça yolunda, yoldan 400 metre içerde bulunmaktadır. Anıt: 1389 yılındaki Kosova Savaşı yıldönümü için 1953 yılında yapılmıştır. Savaşın 600. yıldönümünde, Sırp Lider Slobodan Miloseviç, buradaki kuleden, toplanan Sırp kalabalıklara konuşmalar yapmıştır.

Anıtın buraya dikilme nedenine gelince: Sırplar, I. Kosova savaşında yenildiklerine kabullenmiyorlar. Bu anıt ta, o savaşın anısına dikilmiştir.

Hatta: savaşın yapıldığı 28 HAZİRAN gününü de, Sırplar “En kutsal gün” olarak kabul ediyorlar. “Vivodnan” adı altında, bu günü dini ve kutsal bir gün olarak kabul ederek, kutlamalar yapıyorlar.

Biraz önce söylediğim gibi: Yugoslavya bölünmemiş iken: Miloseviç, burada konuşmalar yapıyor ve Sırp milliyetçiliğini öne çıkararak 600 yıl önce buraya yerleşen Türklerden ve onların soyundan gelenlerden intikam almanın zamanının geldiğini söylüyormuş.

Zaten o tarihten sonra da, Balkanlarda akla hayale gelmeyen soykırım ve katliamlar yapılmaya başlanmıştır.

Evet, burayı ziyaret ederseniz: çevredeki plato ve dağların muhteşem manzarasını izlemek için kuleye tırmanmalısınız.

 

SULTAN I. MURAT TÜRBESİ-TYRBJA E SULLTAN MURATİT

Türbe: Priştine ile bir sonraki en büyük şehir olan Vuçitırın yolu üzerinde, Priştine şehir merkezine 6 km. uzaklıktadır.

Kosova ovasında: 1389 yılında, Kosova savaşı sırasında öldürülen Sultan Murat için inşa edilmiştir ve sultanın iç organları burada gömülmüş, bedeni ise Bursa’da defnedilmiştir.

10 Ağustos 1389 tarihinde, I. Kosova savaşında, Osmanlı ordusu ile Balkan ordusu savaşı sırasında, sultan muharebe meydanında gezerken; Milos Obiliç isimli biri şehit edilir.

Kendisi: Osmanlı imparatorluğunun 3. padişahıdır ve Osmanlı devletinin kapılarını, Avrupa’ya açmasıyla bilinir.

Türbe: şehir merkezinin 20 km. dışındadır. Yaklaşık 600 yıldır burada bulunan türbe, yakın zaman önce: burada bulunan basit bir anıt yerine: Türk Diyanet Vakfı tarafından 19. yüzyılda inşa ettirilmiştir.


Türbede

Osmanlı Barok süslemeler ve süslü bir kubbe sundurma bulunmaktadır. Bahçesinde ise, 700 yıllık olduğu söylenen bir dut ağacı bulunur.

Burayı ziyaret ederseniz: türbenin bekçisi: bol dökümlü, yeşil bir bez ile örtülü tabut şekilli taş bölümde sizi gezdirecektir. Türbenin bahçesinde: türbedarların ve Silistre Komutanı Rıfat Paşanın, Kosova Valisi Hafız Mehmet Paşanın, ilk türbedar Haci Ali Buharanın, İsmail Ağanın mezarları bulunuyor. Ayrıca: 1911 yılında Sultan Reşad anısına yaptırılan bir çeşme bulunuyor.

Ayrıca: türbenin hemen yanındaki bir yapı, müzeye dönüştürülmüştür ve burada: Osmanlı dönemi kıyafetleri, resimleri, balmumu heykeller, belgeler ve haritalar sergileniyor.

1389 yılından bu yana: Özbek Türkü bir aile, türbede bekçilik yapmaktadırlar. Buraya ulaşmak isterseniz, şehir merkezinden taksi ile gidebilirsiniz.

Burada bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum, bu türbeye giderken bir kasaba ile karşılaşacaksınız, kasabanın ismi “Obilic” kasabasıdır, yani Sultan Murat’ı şehit eden Sırp askerinin ismidir.

ULPİANA-FONTANA ULPİANE

Kosova’da gümüş ve kurşun madenlerinin yanında inşa edilmiş, önemli bir Roma şehridir. Burada: yollar, kamu ve dini yapıların kalıntıları bulunmuştur.

Ayrıca: 4 ve 6. yüzyıllardan kaldığı düşünülen mezarların bulunduğu “nekropol” bölümü görülür.

Yol boyunca, kalıntıların restorasyon çalışmaları sürdürülmektedir.

 

Diyarbakır Dicle

Diyarbakır Dicle


Ana yol güzergahında bulunmaması nedeniyle, kısmen sosyal ve kültürel faaliyetlerden uzak kalmış, ülkemizin bir yöresidir.

ULAŞIM

Dicle ilçesinin Diyarbakır il merkezine olan uzaklığı, 90 km. dir. Ergani üzerinden geçilerek ulaşılır.

TARİHİ

Yörenin tarihine ait ilk bilgiler, 1515 yılına aittir ve bu dönemde, yörenin yerli beylerce idare edildiği görülür. 1951 tarihinde ise, Diyarbakır iline bağlı “Eğil” ilçesinin isminin “Dicle” olarak değiştirildiği görülür.

Diyarbakır Dicle

GENEL

Maden ve Dicle nehirleri arasındaki bir yerleşim yeridir ve denizden yüksekliği: 970 metredir. Yerleşim yeri, 1’nci derece deprem kuşağında olması ile önem kazanır.
İlçe topraklarının, yaklaşık yüzde 30’luk bölümü tarıma elverişli, kalan kısım ise çayır-mera şeklinde ve tarıma elverişsizdir. Yer yer bağcılık yaygındır.

GEZİLECEK YERLER

KRAL KIZI TAŞI

İlçe merkezinin 8 km batısında, Diyarbakır kara yolu üzerindedir. Ancak, kral kızı taşının yanına çıkmak mümkün değildir ve yalnızca, uzaktan görülebilir.

Zaten uzaktan bakıldığında, burası, bir evi andırır. Kayanın doğu yanında bir obelisk, biraz daha aşağı bölümünde ise, tek pencereli bir taş mezar bulunmaktadır.

Ayrıca, yine yakınlarda, bir Ermeni kilisesi yıkıntıları görülmektedir.

Söylentilere göre: “bir zamanlar, bölgede egemen olan kral, kızına bir çoban aşık olması üzerine, kızını, buraya hapseder.

Ancak, bir süre sonra: kızın hapsedildiği yerin penceresinden, iki güvercin uçup gider ve bunun üzerine, yapıya giren muhafızlar, kızın, artık orada olmadığını görürler.

YUKARI CAMİ

Burası, ilçe merkezindedir. Yörenin en eski camisidir, ancak: 1925 yılında, yörede başlayan ve sıkıntılar yaratan Şeyh Sait isyanının başlangıç yeridir.

Diyarbakır şehir merkezi tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.