Mısır’ın en güneyinde yer alan Assuan kenti: uzun tarihi boyunca, her zaman önemli bir rol oynamıştır.
Eskiden; güneydeki Nübye ile sınırı belirleyen Assuan: altın, fildişi ve baharat gibi Afrika mallarının kervan ticaret yolu üzerindeydi.
Assuan: antik Mısır dilinde: ticaret ve pazar anlamlarına geliyor. Bu da, buradaki etkinliğin önemini gösteriyor.
Kent nüfusunun önemli bir bölümünü: Nübyeliler oluşturuyor.
Bu insanlar: Mısır toplumuyla, tamamen bütünleşmiş olmalarının yanı sıra, farklı kültürel kimlikleriyle de gurur duyuyorlarmış.
Mısır İmparatorluğunun çöküşüyle: İskenderiye’deki ve Kahire’deki güç merkezlerinden uzak kalan Assuan, arka planda kalmış.
Turizmin öne çıkmasıyla, tekrar gelişmeye başlamış. Ama: asıl Assuan Barajının inşasıyla gelişmiş.
Assuan; Barajının inşası ve Nasır Gölünün yapılması için: Nübye’nin bütün nüfusu yerinden edilmiş. Pek çok eski hazinenin yeri değiştirilmiştir.
Mısır Assuan
Ülkeyi, sürekli zor duruma sokan yıllık taşkınları kontrol altına almak ve sanayinin gelişmesi için, hidroelektrik enerji üretmek üzere planlanan muazzam bir proje.
Projenin gerçekleştirilmesinde: 2000 Sovyet mühendis çalışmış. 1972 yılında tamamlanan baraj: her iki amaca da hizmet ediyor. Ama: su taşkınlarının getirdiği bereketten yoksun kalan tarım alanları: eski verimliliğini yitirmiş.
Muazzam bir mühendislik başarısına tanık olmak ve nehrin önüne set çekilmesiyle oluşan, uzunluğu 500 km. kareyi bulan ve Sudan ile sınır oluşturan Nasır Gölünde gezmek için, baraja gidebilirsiniz. İlk baraj: 1902 yılında yapılmış.
Daha sonra; 1912 ve 1934 yıllarında, baraj yükseltilmiş ve 44 metre yüksekliğe erişmiş. Son olarak 1971 yılında resmen açıldı.
Eski barajın, 6 km. güneyinde bulunuyor.
Barajın büyüklüğünü gözünüzde canlandırmanız için: burada tutulan su yüzeyi, Belçika ülkesi kadar. Dünyanın dördüncü büyük barajı. Yani: yalnızca gölde gezinti. Bu size ilginç gelirse, gidin.
Mısır Assuan
Antik Mısırlılar için Assuan; Nil’in yıllık taşkınlarının başladığı yerdedir. Çağlayanlar nedeniyle: nehrin yukarı kısmına seyahat etmek mümkün değil. Nehrin Afrika’nın kalbinden doğduğu daha önce bilinmiyormuş.
Hayat kaynağı Nil’e tapılıyordu ve burada Nil tanrısı Hapy ve yaratıcı tanrı Khnum için tapınaklar inşa edilmiş.
Kent: en güzel tapınakların yapımında kullanılan taşların çıkartıldığı, ülkenin en büyük, yüksek kaliteli granit taş ocaklarına yakın olması nedeniyle, firavunlar için de önemli bir yerdi.
Büyük bloklar, nehrin yukarı kısmına taşınmak nehir kenarlarına çekiliyordu.
Mısır Assuan Antik Taş Ocakları
ANTİK TAŞ OCAKLARI
Şehrin hemen dışındaki taş ocaklarını ziyaret edebilirsiniz. Buralarda: Antik Mısırlıların taş işletmeciliği ile ilgili bazı sırlarını görebilirsiniz.
Firavun III. Tutmosis; başta Karnak olmak üzere, bütün tapınaklarda, üzerlerinde adının ve tanrılara olan şükranlarının kazındığı birer dikilitaş dikilmesini istemiş.
Mısır’daki granit yoğunluğunun merkezi olan Assuan’da, yekpare taşlar bulunup, yerlerinden söküldükten sonra, ağaç tomruklar üzerinde, yuvarlanarak Nil kıyısına kadar taşınıp, orada da özel olarak yapılmış, büyük teknelere bindirilerek, kuzey Mısır’daki yerlerine gönderilmişler.
Eski Mısırlılar, hemen her şeyde olduğu gibi, bu konuda da dahiliklerini göstermişler. Mükemmel bir denge sağlayıp alabora olmalarını önlemek için, teknelerin boş gövdelerini, mercimek, buğday, bakla türünden zahireyle doldurup, üzerlerine tonlarca ağırlıktaki bu taşları yatırmışlar.
Bu taş blokların yerlerinden sökülüp, çıkartılmaları da bir başka mühendislik harikası.
Aynen, Hititlerde olduğu gibi: özellikle; sıcak mevsimlerde, bulunan büyük taşların üzerine, birbirine eşit aralıklarla, tek bir çizgi üzerinde, on-yirmi santim derinliğinde delikler açılıp, bu deliklerin içine: abanoz, sedir, gürgen gibi, sert ağaçların kazık şeklinde kesilip hazırlanmış parçaları sıkıştırılıyordu.
Daha sonra da muntazam şekilde, içlerine su doldurulan deliklerdeki ağaç parçacıkları, taşı sıkıştırıp patlatıyor, boydan boya, düz bir çizgi üzerinde ayrılan blok, yerinden kolaylıkla sökülüp çıkarılıyordu.
Siz, bu taş ocaklarına gittiğinizde: eski Mısırlıların taş blokları patlattıkları yerlerin izlerini tüm açıklığı ile göreceksiniz.
Büyük “bitmemiş dikilitaş” boylu boyunca yerde uzanıyor. Anıt: yanlış bir hattan kırılmış ve MÖ.1500 yılında terk edilmiş. Eğer tamamlanmış olsaydı, Mısır’daki en büyük dikilitaş olacakmış. Şu anki ölçüleri: uzunluğu 42 metre ve ağırlığı ise muhtemelen 1100 ton. Bu arada: günümüzdeki en büyük dikilitaş, halen Roma’da bulunuyor.
KURNİŞ
Assuan kent merkezinin nehir kenarı: Kurniş. Gezebileceğiniz ve gelip geçeni seyredebileceğiniz güzel bir yer.
Caddenin güney ucunda: Old Cataract Hotel var. Otel: Winston Churchill ve burada kaldığı sırada “Nil’de Ölüm” adlı sürükleyici romanını yazan “Agatha Christie” gibi ünlü simalara ev sahipliği yapmış. Otelin terasından, muhteşem nehir manzarası görülüyor.
Güzel bir öğleden sonra, çay veya kokteyl içmek için buraya mutlaka çıkın. Güneşin batışını mutlaka izleyin, Zorunlu olarak, minimum iki bira ücreti kadar, yani 30 EP. Ödemeniz gerekecek.
Çok fazla insan gelmemesi için düşünülmüş, yani fiyatın yükseltilmesi bir önlem sanırım.
Yolun güney yönünde: otelden, birkaç dakikalık yürüme mesafesinde: 1997 yılında açılan, Nübye Müzesi var.
NÜBYE MÜZESİ
1997 yılında tamamlanmış. Mimarı: Mahmoud El-Hakim. Sponsor: UNESCO. Çok etkileyicidir. Dans ve müzik gibi, Nübye geleneklerinin tanıtılması amacıyla kurulan kütüphane ve araştırma merkezinin yanı sıra, 1970’lerde “Nasır Gölü” nün sularının altında kalan arkeolojik bölgeden kurtarılan bazı kalıntılar da burada görülebilir.
Evet: bu arada, Nil nehrinde “felukka” ya binmek, Assuan’da yapabileceğiniz en keyifli etkinliklerden biridir.
FELLUKA
Beyaz yelkenli, alçak bordalı tekneler, nehirde kolayca süzülür ve bu geleneksel teknelerle gezerken : şehirde bulunan ilgi çekici pek çok yeri görme fırsatını bulabilirsiniz.
Nil’in batı kıyısında: çölde: 7’nci yüzyıldan kalma Aziz Simeon Kopt Manastırının kalıntıları var. Manastıra yürüyerek veya Kral Mezarlarından, deveye binerek gidebilirsiniz.
ORJİNAL YERİNDEN BAŞKA YERE TAŞINAN ANITLAR
Assuan Yüksek Barajının yapımının ardından: Nasır Gölünün düzenlenmesi; sosyal ve siyasi, pek çok tartışmaya yol açmış. Ancak: bu endişeler elbette yersiz değil. Çünkü: barajda su toplanınca, bazı anıtların su altında kalması gerekiyordu. (bizdeki Hasankeyf aklıma geldi.)
Bunların en önemli üç tanesinin, güvende olacakları yerlere taşınması gerekiyordu. Bu çok büyük ve masraflı projeyi: UNESCO finanse etti.
Mısır Assuan Philae Tapınağı
PHİLAE TAPINAĞI
Mutlaka görülmesi gereken bir yer. Taş taş sökülerek, Assuan’ın 5 km. güneyinde kalan bir adaya taşındı.
Güzelliği kadar, bulunduğu çevre nedeniyle de “Mısır’ın İncisi” olarak bilinen tapınak: MÖ.4’ncü yüzyılda, kültü burada, her yerden daha uzun süre, MS. 4’ncü yüzyıla kadar devam eden, tanrıça İsis’in onuruna yapılmış.
Tapınak, daha sonra Kopt kilisesine dönüştürülmüş.
Kapı ve pencere pervazlarına oyulmuş Hıristiyan haçlarını göreceksiniz.
Ama: tapınak yüzyıllar boyunca çok az değişmiş ve etkileyici dış pilon: MÖ.2’nci yüzyılda inşa edilmiş.
Philae:
Buranın isminin kelime anlamı; “son” anlamına gelir.
Mısır’ın güney sınırında tamamlanmamıştır. Tapınak; Tanrıça İsis ve Horus’un annesine tahsis edilmiştir.
Efsaneye göre: Tanrı Osiris, erkek kardeşi Seth tarafından öldürülür ve parçalanır. İsis: parçaları aramaya başlar ve zamanla parçaları bulur ve onları biriktirir.
Bir büyü ile, Osiris’i yaşama döndürür. Bu arada: İsis, Horus’u doğurur. Osiris, tanrı olur. Horus, zamanla büyür ve Seth ile dövüşünde, onu öldürerek babasının intikamını alır.
Ön taraftaki, “Nektabis Köşkü”nde (MÖ.381-362): yerel tanrılara adanmış küçük mabetler ve Basamaklı Piramidin zamanla tanrılaştırılan mimarı İmhotep’in tapınağı bulunuyor.
Ana tapınağın içindeki doğum odası, yani mammisi, yeni doğan oğlu Horus’u kucağında tutan İsis kabartmalarıyla süslenmiştir.
Mısır Assuan Philae Tapınağı
İkinci planda: XIII. Prolemaios’un, Osiris ile Horus’un arasında, İsis’e sadakatini sunması betimlenmiş.
Romalılar kendilerine özgü özellikler ekleyerek, Philai kültünü sürdürmüşler. Çiçeklerle süslü sütun başlıkları ve zarif sütunlarıyla “İmparator Traianus’un Köşkü”, Mısır tapınak tasarımlarıyla göze çarpan bir zıtlık oluşturuyor.
1960 yılında, Philae Tapınağı, sular altında kayboldu. Tapınak, Mısır Hükümetiyle UNESCO işbirliğiyle kurtarıldı. Bütün ada: baraj ile çevrildi. Tapınağın tüm taş duvarları etiketlendi. Tüm proje 10 yıl sürdü ve harap edilmeden Mısır’ın çok güzel tapınaklarından biri korunmuş oldu.
Philai’deki ses ve müzik gösterisini izlemek için, Assuan’da bir gece kalmaya değer. Gösterinin saatleri değişebilir, kaldığınız otele veya turizm danışma bürolarına sorabilirsiniz. Mutlaka izleyin, harika bir gösteri.
Şehir ismini Brisbane nehrinden almıştır ve bu nehir de adını 1821’den 1825’e kadar Yeni Güney Galler Valisi olan Sir Thomas Brisbane’den almıştır. Queensland eyaletinin başkentidir. Yaklaşık 2.6 milyon nüfusu ile Avustralya ve Okyanusya’nın üçüncü en kalabalık şehridir. Sakin bir şehirdir. Palmiyeler göreceksiniz. Evlerin arka bahçelerinde yüzme havuzları var.
19’ncu yüzyıl sonlarında şehir büyük bir liman ve göç merkezi haline geldi.
Şehrin tarihi geçmişinde, yakın geçmişte 1974 yılında büyük bir sel felaketi yaşanmıştır.
Metropol nüfusunun üçte birlik bölümü yabancı uyrukludur. En yaşanabilir şehirler sıralamasında üst sıralarda yer alır. Şehir 2032 yılında Yaz Olimpiyatlarına ev sahipliği yapacaktır.
Avustralya Brisbane
KONUMU-YERİ
Brisbane Nehri kıvrımlarından birinin içinde kurulmuştur. Bu nehir, şehrin banliyölerinden geçerek yaklaşık 30 km. ilerliyor ve Moreton koyu adalarına kadar ulaşıyor. Ülkenin en meşhur deniz ürünlerinin büyük kısmı, bu bölgeden yani Moreton koyu bölgesinden geliyor. Özellikle: iri boyutlu “Motoron koyu yengeçleri”.
Nehrin üzerinde, birçok köprü var. Bu köprülerden en eskisi, 1930 lu yıllarda yapılmıştır.
Avustralya Brisbane
ŞEHİR GEZİSİ
Tepenin yukarısı: buradaki: Wickham Terrace denilen yerde: tarihi bir bina görülüyor. Bu binanın ismi: Old Windmill.
Avustralya Brisbane The Old Windmill
THE OLD WİNDMİLL
Eski yel değirmeni, Wickham Terrace denilen yerde, Wickham Park’tadır. 1824-1828 yılları arasında: mahkumlar tarafından yapılmıştır. Yapılış amacı, koloninin buğdaylarını öğütmek için bir yel değirmeni olmasıdır. Yani, rüzgar gücüyle çalışan bir değirmen düşünülmüştür.
İlk başta kötü düşünülmüş, çoğu zaman rüzgarsız konumu nedeniyle bir çılgınlık olarak görülen bu yapı, Ceza Komutanı Patrick Logan’ın kolların rüzgar yerine dönmesini sağlamak için inşa ettiği bir koşu bandını çalıştırmak için hükümlüleri kullanması nedeniyle korku ve işkence sembolüne dönüşmüştür.
Ceza olarak, mısırın öğütülmesini sağlamak için 8 kg lık bacak demirlerinde 14 saat boyunca ve yakıcı güneş altında çalıştırılacaklardı. Koruma için sadece sert deri şapkalar takan bu kişiler, iki ellerini kullanarak tavandaki bir rayı kavramak ve 23 cm genişliğindeki basamakları sürekli yürümek zorundaydılar ve eğer bir ritmi kaçırırlarsa, bir sonraki adımda yükselirken kavak kemiklerine darbe alacaklardı. Erken kalkmanın tek yolu çökmekti.
Tanınmış ilk yerleşimci ve inşaatçı Andrew Petrie, hükümlülerin ayak uydurmaya çalışırken çıkardığı sürekli “tık tık” sesinden nasıl rahatsız olacağını anlattı. O dönemde iki Aborijin mahkum halkın ve kabile arkadaşlarının görmesi için yüksek bir pencereye asıldı.
Suç 1840 yılında Brisbane şehrinin güneyindeki kıyı bölgesinde araştırmacı Granville Stapylton ve mahkum asisteni William Tuck’un öldürülmesiydi. Tuck oraya gömüldü ve Stapylton, Brisbane’in William Joly Köprüsünün yanındaki ilk mezarlığa (günümüzde E McCormick Place Parkı) gömüldü.
Değirmen:
Serbest yerleşimin ilk günlerinde çalışmaya devam etti ve 1861 yılında bir sinyal istasyonu haline geldi. 1866 yılından 1894 yılına kadar her gün saat: 13.00’de zamanı duyurmak için bir zaman silahı patladı ve 1894’den 1850’lere kadar her gün saat: 13.00’de bakır bir zaman topu (hala çatıda duruyor) düşürüldü.
Güney yarımkürede ilk televizyon sinyallerinin 1934 yılında burada iletildiği ve bu önce TV yayıncılığının II Dünya Savaşına kadar devam ettiği biliniyor. Dışarıdan bakıldığında yer değirmeni kulesi, içeride 5 kat olduğuna dair çok az ipucu veriyor, altıgen bir merdiven, bir iç direğin etrafında dolanarak gözlem güvertesine çıkıyor.
Güvertenin hemen altındaki küçük pencereler, ışığın üst kata girmesini sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Evet eski yel değirmeni kulesi rezervasyonlu turlara katılarak gezebilirsiniz.
Avustralya Brisbane Belediye Binası
BELEDİYE BİNASI
1909 yılında mimarlar yeni bir belediye binası tasarladılar ancak Brisbane’li mülk sahipleri inşaat için 180 bin paundu onaylamayı kabul etmediklerinden sözleşme feshedildi. İlk temel taşı 1917 yılında, daha yeni bir tasarım çizilmeden dönemin valisi Sir Hamilton Gould-Adams tarafından atıldı.
1917 yılında mimarlar Hall ve Prentice, Konsey ofisleri ve halka açık bir salon için tasarımlar sunmak üzere işe alındı. Kasım 1919’da sunulan tasarımların 480 bin paund olduğu tahmin ediliyordu. Tasarım kabul edildi ve o zamanki Galler Prensi Temmuz 1920’de ikinci temel taşını attı.
Avustralya Brisbane Belediye Binası
1920 ile 1930 yılları arasında inşa edilen Brisbane Belediye Meclisinin miras listesinde yer alan Belediye Binası, Brisbane şehrinin merkezindedir. Queensland’ın en önemli miras ve kültürel simgelerinden biridir. Belediye Binası, 1930’daki açılışından bu yana sivil gururun simgesi olmuştur.
Yıllar geçtikçe Brisbane şehrinin en büyük simgelerinden ve topluluk buluşma yerlerinden biri haline gelmiştir. Halkın yeri unvanını kazanmıştır çünkü savaş, barış, kutlama ve sığınma zamanlarında yerel topluluğun yaşamında önemli rol oynamıştır. Bina aynı zamanda yerel miras listesinde yer almaktadır.
Geniş mermer merdivenleri, tonozlu tavanları, avizeleri ve mozaik döşemeli zeminiyle etkinliklere ev sahipliği yapmak için ideal bir ortamdır. 215 milyon dolarlık bir restorasyon geçiren Belediye Binası, Brisbane’in tarihini keşfetmek için mükemmel bir yerdir. Günlük rehberli turlarla: Ana Oditoryum, Peder Henry Willis Organ ve İkonik Saat kulesi gezilebiliyor.
Avustralya Brisbane Museum of Brisbane
MUSEUM OF BRİSBANE MoB
Brisbane Belediye Binasının 3’ncü katında yer alan, amaca yönelik inşa edilmiş bir galeridir. Buraya ulaşmak için King George Meydanı Fuayesinden Belediye Binasına girin ve Shingle Inn’in dışındaki asansörle 3’ncü kata çıkın.
Müze, Ekim 2003’de Belediye Binasının zemin katında açıldı. 2010 yılında Belediye Binası restorasyon için kapatıldığında müze geçici olarak yakındaki Ann Caddesine taşındı. Yenileme çalışmalarının ardından Nisan 2013’de Belediye Binasına geri döndü.
Müze, şehrin yaşayan tarihinin bir parçası olup, Brisbane ve halkının zaman içinde nasıl değişmeye devam ettiğini inceliyor ve bireysel ve kolektif hikayelerin her birinin, şehrin evriminin kilometre taşları olduğunu ortaya koyuyor. Belediye binasının en üst katındaki müze, binanın miras özelliklerinden ikisi olan Saat kulesi ve bakır kubbenin manzarasına hakimdir.
Avustralya Brisbane Museum of Brisbane koleksiyonları
Gelelim müzenin koleksiyonlarına: 1859’da Brisbane yerel yönetiminin kurulmasıyla başlayan koleksiyon varlıkları, 1912’de yerel sanatçı Richard Randall’ın çok sayıda eserinin babası tarafından bağışlamasıyla genişledi. 1960’larda ve 1970’lerde Belediye Binası sanat ve Tarih Komitesi Koleksiyonun geliştirilmesinden sorumlu olduğundan, hediye ve satın almalar yolu ile daha fazla eser eklendi.
1970’lerde bir küratörün atanmasıyla tarihi seramiklerden oluşan bir koleksiyon büyüdü ve 1990’larda Brisbane sanatçılarının çağdaş eserleri satın alındı. 2003’den itibaren çağdaş sanatçıların Brisbane’in sosyal tarihini yansıtan eserleri müze sergilerinin bir parçası olarak sipariş edildi ve şu anda 9 bini aşan koleksiyon eklendi.
Brisbane Müzesi, haftanın 7 günü saat 10-17 arasında açıktır.
Avustralya Brisbane King George Meydanı
KİNG GEORGE MEYDANI
Başlangıçta Pazar Meydanı olarak adlandırılan ve Britanya Prensi Albert olarak yeniden adlandırılan meydan, artık adını Kral V George’den almıştır. Orijinal meydan Albert, Ann ve Adelaide caddeleri arasında kalıyordu.
Meydanın genişlemesine neden olan Brisbane Belediye Binasının yeri olarak seçildi. Şehir planlamacıları, Kral George V’in ölümünden sonra meydanı bir kez daha genişlettiler. Genişletmede: bir dizi heykel ve dikdörtgen bir havuz eklendi. Bu heykellerden bazıları arasında King George V, Steel Rudd, Emma Miller, Sir Charles Lilley ve girişi koruyan bronz aslanlar yer alıyor.
Meydan, Brisbane şehri Belediye Binasının önünde bulunan Brisbane’in önde gelen halka açık meydanıdır. Trafiğe kapalı meydan, Brisbane şehrinde en çok ziyaret edilen turistik yerlerin çoğuna kısa bir yürüyüş mesafesindedir.
Meydanın bitişiğinde ana simge yapı, devasa bir saat kulesi ve Roma’daki Pantheon’u taklit edecek şekilde tasarlanmış bir oditoryuma sahip olan Brisbane Belediye Binasıdır. Binanın bütünlüğünü ve görünümünü korumak için yapısal kapsamlı yenileme sonrasında belediye binası ücretsiz ve ziyarete açıktır.
Meydan çeşitli etkinlik ve aktivitelere ev sahipliği yapmaktadır ve kiralanabilir. Belediye, meydandaki çalışmalar için araç girişi izni talep ediyor. Barışçıl toplantılar da onay gerektiriyor. King George Meydanında sokak çalgısı olarak sınıflandırılan faaliyetlere izin verilmez.
Brisbane Queen Street Mall
QUEEN STREET MALL:
Burası, şehrin merkezinde, oldukça büyük mağazaların bulunduğu, gölgeli kaldırımlar olan ve bu kaldırımlarına sokak kafelerinin masalar yerleştirdiği bir alan. Zaten, trafiğe kapalı, sadece yayalar tarafından kullanılıyor.
Burada 500’den fazla mağaza bulunuyor. Aslında Queen Street Alışveriş Merkezi, uzun zamandır Brisbane’in şehir merkezi olarak görülüyor. Arkadaşlar ve aileyle buluşma ve eğlence arayanların tercih ettiği bir yerdir.
Büyük isimler ve amiral gemileri cadde cephelerini kaplarken, daha küçük butikler ve mağazalar alışveriş merkezindeki birinci sınıf alışveriş merkezleri ve pasajların içindedir.
Brisbane Queen Street Mall
Beş katlı David Jones ve üç katlı lüks tasarım mağazaları için Quenns Plaza’ya, seçilmiş yerel, ulusal ve uluslararası moda mağazaları için Uptown ve Wintergarden’a veya Merkezi İş Bölgesindeki tek tam boyutlu süpermarket için MacArthurs Center’a uğrayın. Ayrıca iki tarihi pasaj da var. Yerel zanaatkar kuyumcuların ve Brisbane moda tasarımcılarının bulunduğu üç katlı Brisbane Pasajı ve Tattersall’s Pasajı.
Modanın ötesinde galerilerden film setlerine, park pikniklerinden çatı kokteyllerine kadar her yönden keşfedilecek bir şeyler var. Alışveriş merkezinde her yıl 1000’den fazla etkinlik düzenleniyor.
Avustralya Brisbane South Bank
SOUTH BANK
Brisbane nehri kıyısında yer alan South Bank, her yaştan insanın mutlaka yapması gereken bir yaşam tarzı bölgesidir. Burada el değmemiş Parklans’ına giriş yapın, rakipsiz şehir silüeti manzarasına sahip pitoresk bir havuz olan ünlü Streets Beach’te yüzün veya ücretsiz barbeküler, lisanslı piknik alanları ve iki canlı oyun alanıyla tamamlanan South Bank Parklands’in neredeyse 15 hektarlık çimenlik alanında gezinin.
Bölge genelinde düzinelerce yemek mekanı da bulunmaktadır. Nehir kıyısındaki Clem Jones Gezinti Yolu boyunca veya South Bank’ın canlı eflatun begonvil çiçekleriyle kaplı, kıvrık çelik sütunlardan oluşan ikonik Arbor’unda yürüyüş yapın.
BRİSBANE FORTİTUDE VALLEY;
FORTİTUDE VALLEY;
Meşhur vadideki sofistike butikler ve restoranlar, miras listesindeki binalar ve gece geç saatlere kadar açık olan birçok mekanla birleşiyor. Avustralya’nın ilk özel eğlence bölgesiydi ve canlı müziği kutlamaya devam ediyor. Gece hayatı Brunswick Street Alışveriş merkezinin bar ve kulüp nüfusunun sabahın erken saatlerine kadar yoğun olduğu görülür.
Fortuna vadisindeki James caddesi, üst düzey bir kültür merkezidir. Moda bölgesi, yerel ve uluslararası tasarımcı ve markaların butiklerine ev sahipliği yapar. Daha da çekici olanı ise şık şeridin bazı mekanlarını barındıran restoranlardır. Brisbane şehrinin en iyi restoranları, Bianca, Hellinka ve benzerleri burada bulunmaktadır.
BRİSBANE ROMA STREET PARKLAND
ROMA STREET PARKLAND
Roma caddesi park alanlarında, renkli ve benzersiz subtropikal bitki örtüsü ve çiçekli bitkilerin sergilendiği birinci sınıf bir bahçe olan Colin Campbell Place’deki Gösteri Bahçesi de dahil olmak üzere olağanüstü turistik yerleri görmek için Parkland’ın 16 hektarlık alanında gezintiye çıkın. Ayrıca çarpıcı bir yağmur ormanı yürüyüşü ve çok daha fazlası var.
Sıcak bir günde ziyaret ettiğinizde, Roma Caddesi Parkland’ın kayaları ve patikaları boyunca uzanıp güneşlenmek mümkündür. Ayrıca çok sayıda Doğu su ejderhası görebilirsiniz. Park alanında bir dizi ücretsiz barbekü, yemyeşil piknik alanları ve oyun alanları bulunur. Ayrıca lezzetli yemekler, içecekler ve ikramlar sunan bir kafe olan The Garden Room bulunmaktadır.
BRİSBANE HOWARD SMITH WHARVES
HOWARD SMITH WHARVES
Burası, Brisbane nehrinin kıvrımlı kıyısında, ikonik Story Bridge’in altında yer almaktadır. Gün batımından şafağa kadar herhangi bir günde Howard Smith Wharves uğultu halindedir. Sürekli gelişen 13 restoran, ödüllü bira fabrikası Felons Brewing Co, canlı kafeler, popüler barlar, temalı pop-up barlar ve hatta lüks bir otel olan Crystalbrook Vincent buradadır.
Brisbane şehrinde mutlaka yapılması gerekenlerden biri olan Bay Percival’in su üstündeki barına gidin, yudumlamak, dinlenmek ve şehir silüeti üzerinden gün batımını izlemek için mükemmel bir yerdir.
BRISBANE QUEENSLAND SANAT GALERİSİ-MODERN SANAT GALERİSİ (QAGOMA)
QUEENSLAND SANAT GALERİSİ-MODERN SANAT GALERİSİ (QAGOMA)
Her iki galerinin de kendine özgü kişilikleri var ancak olağanüstü sanatı paylaşma amacıyla birleşiyorlar. Queensland Sanat Galerisi 1895 yılında kuruldu ve 1982 yılında South Bank’taki şu an ki yerine taşındı. 2006 yılında Modern Sanat Galerisine katıldı ve galeriler artık Avustralya, Asya ve Pasifikte dünya çapında önemli bir çağdaş sanat koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor.
Qagoma, aynı zamanda çocuklar ve aileler için etkileşimli sanat eserleri sunan bir Çocuk Sanat Merkezine, dünyanın dört bir yanından filmleri kutlayan bir sinemaya ve evinize götürebileceğiniz sanat eserler, kitaplar ve kültürel objelerin bulunduğu galeri mağazalarına da ev sahipliği yapmaktadır.
BRİSBANE CITY WİNERY BRİSBANE
CITY WİNERY BRİSBANE
Burası, Avustralya’nın önemli yetiştirme bölgelerinden üzüm tedarik eden ve onları Winemaker Dave Cush’un lezzetli şaraplar yaratacağı şehre getiren çalışan bir mikro şaraphanedir. Brisbane şehrinin Fortitude Vadisindeki dönüştürülmüş bir depo var.
Aynı zamanda özel işlevler ve etkinlikler için kullanılıyor. Modern bir Avustralya restoranı ve Şaraphanenin mahzeninde özel yemek yeme mekanı bulunuyor.
BRİSBANE FISH LANE
FISH LANE
Güney Brisbane tren istasyonundan sadece birkaç yüz metre uzaklıkta olması ve şehrin ünlü kültürel bölgesinin de bir o kadar yakın olması nedeniyle, Fish Lane’e kolayca erişmek mümkündür.
Burası hareketli barlar, havalı restoranlar ve gelişen sokak sanatı şöleniyle dolu, şehir içi bir sokaktır. Sunulan her mutfağın sunulduğu dünya çapında yemek yiyebilir ya da akşam yemeğinden sonra bir kokteyl barına, bira bahçesine ya da şarap barına göz atabilirsiniz.
Güney Brisbane bölgesi, Queensland Gösteri Sanatları Merkezinde bir gösteri izlemeden önce yemek yemek veya ödüllü sanat galerilerine giderken veya uğranılan ideal bir konumdadır
BRUNSWİCK STREET
Bu cadde üzerinde: gece külupleri, kafeler ve el sanatlarının satıldığı küçük dükkanlar var. Ayrıca, şehrin “Çin Mahallesi” de burada bulunuyor. Alışveriş merkezinin 4 milyon dolarlık ustaca yenilenmesine rağmen, köhne bir akıntı devam ediyor ve yürüme mesafesinde çok daha iyi yeme ve içme seçenekleri bulabilirsiniz. Buraya yolunuz düşerse, Brisbane’in rock on roll seçkinlerini onurlandıran yer altı plaketlerini görebilirsiniz.
BRİSBANE LONE PİNE SANCTUARY:
LONE PİNE SANCTUARY:
Queenslandlı Claude Reid tarafından açıldı. Kürk ticareti için vahşi koalaların itlaf edildiği bir dönemde, başlangıçta Jack ve Jill adında sadece iki koalayla açıldı. Claude, Avustralya’nın en ikonik türlerinden birinin korunmasına yardımcı olmak için bir şeyler yapılması gerektiğini hemen fark etti.
Alan, adını bugün hala bilet gişesinde duran devasa çember çamından almaktadır. Tek çam ağacı; Brisbane nehri üzerinden kutsal alanı ziyaret eden ve teknelerini sadece çam’a demirleyen misafirler için bir konum işaretçisi olduğu 1867 yılında Daniel Clarkson tarafından dikilmiştir.
Burası, bir hayvanat bahçesi. Şehir merkezine yaklaşık 12 km. uzaklıktadır. Dünyanın en iyi 10 Hayvanat Bahçesinden biri olarak kabul edilir.
Burada: ülkede yaşayan pek çok hayvanı bir arada görebiliyorsunuz.
Özellikle: okaliptus ağaçlarının dallarındaki koalalar ve ayrıca kangurular ilginizi çekecektir. Burada 130’dan fazla koala bulunuyormuş. Bu yüzden dünyanın ilk ve en büyük koala koruma alanıdır.
Ziyaretçilerin çok yakınında ve kafessiz çok sayıda koala var. Kanguruları da besleyebilirsiniz.
Cenova güzel bir yerdir. Genellikle tur firmalarıyla bölgeye giderseniz, burayı yol üstü ekstra olarak veriyorlar. Ancak kesinlikle burada verilen süre yeterli değil, yani yol üstü ekstra verilip buraya uğranıldığında, 2 veya 3 saat zaman veriliyor, Ferrari meydanında yolcular indiriliyor ve Via Garibaldi’de birkaç adım, ardından Katedral bölgesi işte bu kadar.
Öte yandan: Cenova gerçekten güzel bir şehir. Özellikle tarih meraklıları için ki, tarih meraklılarının mutlaka bu şehre zaman ayırmalarını önerinim.
Zaten tarihi süreç incelendiğinde, bir zamanlar Venedik ile birlikte Akdeniz’de büyük bir ticaret egemenliği kurmuş ve hatta İstanbul’da Galata bölgesinde yaşamış ve hatta Galata kulesini yapmış bu insanların, kendi şehirleri gerçekten güzel, şehri anlatmaya başlamadan önce, kesinlikle bu şehre zaman ayırın ve bolca bir zamanda burayı gezin derim.
İtalya Cenova
GENEL
Şehir, İtalya’nın Ligura bölgesinde, Cenova ilinin merkezi ve Ligurya bölgesinin başkentidir. Akdeniz’in en büyük şehirlerinden birisidir ve Akdeniz’in en büyük limanı bu şehirdedir. İtalya’nın 6’ncı büyük şehridir. Avrupa’nın en büyük tarihi şehridir. Avrupa’nın ilk bankası burada kurulmuştur.
Ancak günümüzde: Roma ve Venedik gibi şehirler tarafından gölgelenmektedir. Çizme şeklindeki İtalya’nın diz bölgesinde bulunduğu için adı “diz” anlamına gelen kelimeden türetilmiştir. Şehir 2004 yılında “Avrupa Kültür Başkenti” seçilmiştir.
İtalya Cenova
İtalya Cenova
ULAŞIM
Cenova-Milano arasındaki uzaklık 148 km dir ve karayolunda yolculuk 2 saat civarında sürer.
TARİHİ
Zengin ve güçlü bir ticaret merkezi olarak uzun ve köklü bir tarihi geçmişe sahiptir.
Petrarca tarafından “La Superba” olarak adlandırılan Cenova: Ortaçağda muazzam güç ve prestij sahibi İtalya’nın iki büyük deniz cumhuriyetinden (diğeri Venedik) biriydi.
1849 yılında Fransız Ordusunun kuşatması sırasında, Garibaldi, Roma cumhuriyetine İtalya krallığının birleşmesinde katkıda bulunmuştur.
İKLİM
Akdeniz iklim kuşağındadır. Yıllık sıcaklık ortalaması: Ocak ayında 15 ve Ağustos ayında ise 23 derece civarındadır. Ilıman Akdeniz iklimi, sıcaklıkta geniş dalgalanmalara sebep olmaktadır.
Genel olarak yağışlar: Ekim ve Kasım ayları arasında görülür. Deniz sahilinden sadece 20 km uzaklıkta, deniz derinliği 1000 metre olur. Deniz genellikle sakindir ve deniz suyu sıcaklığı Eylül ayında yaklaşık 23 derecedir.
NE YENİR
Ligurya ve Cenova mutfağı: arazinin karakterini ve halkın yaratıcılığını zevkli bir şekilde ortaya koyar. Basit pişirme yöntemleri ve bol miktarda sebze, otlar ve zeytinyağı ile eşsiz yaratıcılık birleşince, Cenova’nın otantik, tatlı ve olağanüstü yemekleri ortaya çıkar.
Ligurya bölgesinin en ünlü spesiyali: sadece zeytinyağı ile tatlandırılmış “pesto” ve çeşitleridir. Pesto: 60-70 gram fesleğen yaprağı, çam fıstığı, parmesan peyniri, Sardunya pecorino peyniri, sızma zeytinyağı, deniz tuzu ve sarımsak ile yapılır. Pesto sosu: genellikle patatesli ve yeşil fasulye ile pişmiş trenette veya trofia makarna ile servis edilir.
Diğer spesiyaller arasında: geleneksel mantı ve yerel pansotti gibi dolgulu makarna sayılabilir. Geleneksel mantı: özel günlerde yenilen lüks bir yemektir. Kutlamaların yapıldığı günlerde yenir, hamur ağırlıklıdır.
Doğal olarak bölge balık çorbaları, kızarmış balık ve balık unu spesiyalleri ve deniz ürünleri salatası capponada ile ünlüdür.
Şehir bir makarna cennetidir. Petso soslu makarna yemelisiniz. Ama öncesinde sebze çorbası içilmelidir. Pizza düşünürseniz: 4 peynirli pizza yemelisiniz. Bu pizza: ünlü Toscana peynirinden yapılıyor. Focaccia ekmekleri de çok meşhurdur. Ünlü hamur içi foccacia, eski bir İtalyan ekmeği olarak tanınır.
Tatlılara gelince: ilk sırada: iki versiyonu yapılan Ceneviz Noel pandorası fruitcakes’tir. Ev yapımı pandorası versiyonlarında kuru üzüm ve limon kabuğu bulunurken, geleneksel versiyonlarda İzmir kuru üzümü, Sicilya topraklarından şekerli portakal kabuğu ve Rezene tohumu kullanılır.
NE SATIN ALINIR
Mağazalar sadece pazartesi günleri sabah kapalıdır. Çarşamba öğleden sonra, öğle yemeğinde süpermarketler haricinde çoğu yiyecek mağazası kapalıdır.
Şehrin her mahallesinde iç ya da dış mekanlarda genellikle günlük olarak pazarlar kurulur.
Bilinen en iyi Pazar yeri: Mercato Orientale Via XX Settebre bölgesindeki egzotik meyve, taze balık ve baharatlar satılan tezgahların bulunduğu yerdir. Burası: 1699 yılında inşa edilen Nostra Signora della Consolazione manastırında açılıyor. Ancak bu manastır hiçbir zaman tamamlanamadı.
Manastır odaları kısmen atölye çalışmaları ve ev atölyesi olarak kullanılıyor. Satıcılar; burada kurulan pazarı: 19’ncu yüzyıl sonlarında sürekli ve kapalı bir Pazara dönüştürmeye karar verdiler. Çünkü Via XX Settembre zaman içinde şehrin ana caddesi haline geldi. Mayıs 1899 tarihinde burada büyük bir çiçek sergisi açıldı.
Kent genelinde Palazzo Ducale’nin avlusunda, aylık antika pazarı düzenlenir. Galleria Mazzini’de de düzenli antika pazarı kurulur.
Pazarlar yanında şehirdeki alışveriş caddelerine gelince: günümüzde Via XX Settembre’de geleneksel mağazalarda uluslar arası büyük giyim markası zincirlerinin mallarının satıldığı dükkanlar vardır.
Bu sokakta özellikle Via XXV Aprile, Via Roma ve Galleria Mazzini’de birçok tasarım merkezi butikler bulunur. Via Degli Orefici’de ortaçağda olduğu gibi kuyumcular, altın ve mücevher, saat satıcıları vardır.
Şehirdeki en büyük alışveriş merkezi “Fiumara Shopping” denen yerdir. Burada: 85’den fazla dükkan, mağaza, restoran, bar, eğlence merkezi, sinema ve spor salonu bulunuyor.
Bu şehirden ilginizi çekerse mutlaka “Pesto” sosu satın alın. (orta boy kavanoz 10 euro)
Limana yakın, Katedralin hemen altındaki “San Luca” caddesi de hediyelik eşya satış yerleri doludur. (1 magnet; 1 Euro)
KOT KUMAŞI
Cenova şehri, bir zamanlar mavi ile boyanmış iş elbisesi üretilmesiyle ünlüydü. O tarihte kumaşlar hangi şehirden geldiği izlenerek adlandırılıyordu. Cenova’daki kot kumaşı: işlenmiş olduğu İngiltere’ye geldiğinde “kot” gibi bir sözcük veren İngilizce aksanıyla telaffuz edilen “Genes” (Cenova’nın Fransızca ismi) olarak damgalanıyordu.
Dünyadaki en eski kot kumaşı: Cenova’dan gelmiş olup “Museo Diocesano” da (Duomo’ya yakın) görülür. Bu kumaşta: 1538 yılında, kemer bezi, Mesih’in Tutkusunun bir resmini temsil etmek için tuval olarak kullanılmıştır.
İtalya Cenova
TURİZM:
Şehrin büyük bölümü, UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi” ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Ünlü kaşif Kristof Kolomb, bu şehirde doğmuştur ve doğduğu ev görülebilir.
Via Garibaldi (eski ismiyle Strada Nuova) pek çok Barok mekanı ile bilinen bir yerdir ve aynı zamanda labirent gibi dar sokakları da (carruggi olarak isimlendirilir) meşhurdur.
Ana meydanı olan Piazza de Ferrari: Venedik ve Cenova Dukalığı Sarayına ve Carlo Felice Tiyatrosuna ev sahipliği yapar. Kristof Kolomb’un doğduğu ev de bu civardadır. Avrupa’nın en büyük akvaryumu olan “Cenova Akvaryumu” görülmesi gereken yerlerden birisidir.
İtalya Cenova
GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLER
İtalya Cenova Piazza Del Ferrari
İtalya Cenova Piazza Del Ferrari
PİAZZA DEL FERRARİ
Molo semtinde, eski şehir merkezindedir.
19’ncu yüzyıl sonunda, Cenova şehri, Milano şehriyle birlikte İtalya’nın finans merkezi oldu ve bunun üzerine, burada “Credito İtaliano” bankası kuruldu ve bankanın şubesi ve birkaç benzeri kurum 1893 yılında yapılan Ferrari meydanına yerleşti.
Meydana ismini veren kişi: 1803-1876 yılları arasında yaşamış, İtalyan bir politikacı olan Galliera Dükü Raffaele Luigi De Cerari’dir. Kendisi: Cenova’da doğdu ve Sardunya krallığında senatörlük yaptı ve yaşamını Paris’te sürdürürken servet sahibi oldu.
Cenova şehrinin merkez noktalarından birisidir ve sayısız farklı mekanlar bulunur. Meydanda, havuz yanında İtalyan devletinin kurulmasına öncülük eden Garibaldi heykeli bulunuyor. Buranın ana özelliği: büyük ve süslü havuzudur.
Bu havuz: merkezi bir havza içine püsküren ve güzel bir simetrik şekle sahip olan ve suya basamak oluşturan bir dizi su püskürtme ızgarasına sahiptir. Meydanda, havuzun çevresinde bulunan yerler: Doges Sarayı, Carlo Felice Tiyatrosu, Cenevre Borsası, Duke of Galleria Sarayı’dır.
İtalya Cenova Teatro Carlo Felice
İtalya Cenova Teatro Carlo Felice
Teatro Carlo Felice-Carlo Felice Tiyatrosu
Meydanda Garibaldi heykelinin hemen arkasındadır.
İtalya’nın en önemli opera binalarından birisidir. 2000 koltuk kapasitelidir. 1828 yılında mimar Carlo Barabino tarafından tasarlanarak yapılmıştır. Ancak II. Dünya Savaşındaki bombardımanlarda tiyatronun tavanı ve çevre duvarları hariç kalan bütün kısımları zarar görmüştür. Onarım için 1946 yılında bir yarışma düzenlenmiştir.
1963 yılında uluslararası çapta tanınmış olan mimar Carlo Scarpa’ya görev verilmiştir. Sarpa 1977 yılında bir proje üretti ancak 1978 yılında bir kaza sonucu öldü. 1981 yılında yine ihale açıldı ve 1984 yılında ihalesi kazanan mimar Aldo Rossi, Ignazio Gardella ve Fabio Reinhart’ın tasarladığı projeye uygun olarak inşaat başladı.
1829 yılında heykeltıraş Giuseppe Gaggini tarafından yapılan Harmony imparatorluğunun heykeli: yapıda promao’nun en üstüne yerleştirildi. (heykelin orijinali Sant kilisesi içindedir)
Evet burası ülkenin en prestijli opera binasıdır.
İtalya Cenova Palazzo Della Nuova Borsa
Palazzo della Nuova Borsa-Cenevre Borsası
1906-1912 yılları arasında yapılan Borsa binası, eğimli cephesiyle Piazza De Ferrari meydanı merkezine bakar. Bu anıtsal, kemerli sütunlu ve sundurmalı yapı Mimar Dario Carbone tarafından tasarlanmıştır ve şehrin o dönemde ekonomik ve mali gücünü ifade etmek üzere yapılmıştır.
16’ncı yüzyıl dönemine ait anıtsal cephe, gül benzeri şeklindeki aslan direkleriyle heybetli bir görüntü verir. Cephe: kırmızı Verona mermeri ve yine kırmızı taşlarla kaplıdır. Binanın kubbeleri gibi, altın renkli “Borsa” yazısı dikkat çeker. Ancak 1994 yılında borsalar elektronik sisteme geçince 1998 yılında bu bina kapandı. Günümüzde sergi alanı olarak kullanılmaktadır.
Binayı ziyaret etmek mümkün değil, sadece dışarıdan görebilirsiniz.
İtalya Cenova Via XX Settembre
İtalya Cenova
Via XX Settembre
Burası bir alışveriş caddesidir ve Ferrari meydanında, Yeni Borsa binasının yanından başlar, üzerinde birçok mağaza ve dükkan bulunur. Şehrin favori yürüyüş yerlerindendir. Cadde 19’ncu yüzyıl sonlarında, 1891 yılında başlayarak ve şehrin iki caddesi arasındaki bir rota üzerinde tasarlandı. 1891-1912 yılları arasında, şehrin en güzel binaları ortaya çıktı.
Kemerlerin altında, yani yağmura karşı korumalı kemerlerin altında, rahatlıkla yürümek ve alışveriş yapmak mümkündür. Son bir not: bu caddede, Ferrari meydanı girişinde, hemen sol yanda, caddenin bir paralel arka sokağında büyük bir süpermarket var, oradan uygun fiyatlı alışveriş yapabilirsiniz.
İtalya Cenova Porte Soprana, Porta Di Sant’Andrea
Barbarossa surları-Porte Soprana-Porta Di Sant’Andrea:
Barbarossa surları: 1155-1163 yılları arasında, Milano şehrini fetheden ve Cenova’ya vergi ödenmesini emreden Swab imparatoru Federico Barbarossa şerefine yapılmıştır. Amaç: Alman ve İtalyan krallıklarından oluşan Holy Roman imparatorluğuna karşı şehri savunmaktır. Sur duvarlarının, yüksek yarım daire şeklinde kuleleri olan üç ana kapısı vardır. Bunlardan sadece ikisi günümüze ulaşmıştır.
Bunlar: şehrin ana girişi olan Porte Soprana ve Porte dei Vacca’dır. Porta Soprana kapısı: 1155-1159 yılları arasında, sadece 4 yıllık bir sürede yapılmıştır. Kapının iki kulesi: Ferrari meydanına sadece kısa bir yürüme mesafesindedir ve şehrin birçok yerinden kolayca görülür. Girişin üstündeki plaka “Ceneviz” in bağımsızlığını ifade eder ve Chiristopher Colombus’un evinin yakınındadır.
İtalya Cenova Casa di Colombo
Casa di Colombo-Christopher Colombus’un Evi
Ünlü kaşifin evi: tam meydanda olmasa da meydandan ayrılan bir cadde üzerinde, meydana çok yakındır, hatta meydanın merkezinden uzaktan görülebilmektedir. Evet, ev: Porta Soprana’nın eteğindedir. Babası: 1455-1470 yılları arasında, Porta Soprana’nın koruyuculuğunu yapmıştır. Bu sırada, Colombus, 4-9 yaşları arasında burada yaşamıştır.
Sant’Andera manastırına bitişik olan ev: zaman içinde pek çok kez yeniden inşa edilmiştir. Şu andaki mevcut versiyonu: 18’nci yüzyıl yapımıdır. Ancak yerleşim planı ve boyutu, muhtemelen o dönemdeki görünümüne yakındır. Evde: görülebilecek fazla bir şey yoktur. Ancak: evin, kapının ve manastırın bileşimi ile kesişen dolambaçlı yollar ilgi çeker.
İtalya Cenova Piazza Matteotti
İtalya Cenova
PİAZZA MATTEOTTİ
Piazza De Ferrari meydanının hemen yanındaki bu meydan: kendi başına harika bir konumdadır ve çeşitli tarihi binalar ve turistik mekanlarla doludur. Meydanda bir ortaçağ görünümü hakimdir. Andrea Doria, Cenova şehrine ticaret cumhuriyeti statüsü kazandıran ve şehri bölen hiziplere son veren “Aristokrat Anayasası” nı burada açıklamıştır.
Meydanda bir yanda: San Matteo kilisesi, Doges Sarayı ve diğer tarafta da San Lorenzo Katedrali vardır.
(Üstte pembe şeritler bulunan fotoğraf: merak edenler olabilir, “Kadına karşı şiddete son” verilmesiyle ilgili bir kampanya içindir. Meydanda açılan bir duvarda bu tür kampanyalar düzenlendiğinde insanlar istediği bir yazı veya bir şeyi asabiliyorlarmış.)
San Matteo Kilisesi
Kilise, 1125 yılı yapımıdır. Aslında Doria ailesinin özel şapeliydi. Kilisenin criptasında, Andre Doria’nın mezarı vardır.
İtalya Cenova alazzo Ducale
İtalya Cenova
Palazzo Ducale-Doges Sarayı
Saray: Piazza Matteotti meydanına bakar.
Burada bulanan ve 1251 yılında inşa edilen bir sarayın 1777 yılında bir yangın sonucu yok olmasının ardından: Saray: 1778-1783 yılları arasında Neo klasik tarzda yapılmıştır. 1797 yılında Cenova Cumhuriyetinin dağılmasından sonra, bir kale olarak görevini yitirdi ve yerel yönetim merkezi oldu.
Doges Sarayı: Valilik Sarayı demektir. Çünkü: 1939 yılında ilk vali Simon Boccanegra: bu binayı Doria ailesi ve Fieschi’den satın alarak saraya dönüştürdü. Ana katta: fresklerle çevrili salonlarda birçok kamusal etkinlik düzenlenir. Saray: 1992 yılında, Kristof Kolomb kutlamaları ve Amerika’nın keşfinin 500’ncü yıldönümü kutlamaları nedeniyle restore edilmiştir. Ayrıca: 2001 yılında G8 Zirvesi ve 2004 yılında Avrupa kültür sergisi burada açılmıştır.
Günümüzde burada: bir otel, restoran, kafe ve kitap dükkanı vardır. Yapının halka açık bölümlerini ziyaret ederek, Ortaçağ mimarisinin güzelliklerini görebilirsiniz. Hatta bazı ilginç sergiler de görülebilir. Özellikle Büyük Oda’daki dev ve dekoratif avizeler (Sala del Maggior Consiglio) ve Vali Şapelindeki (Capella del Doge) tablolar mutlaka görülmelidir.
İtalya Cenova La Torre Grimaldina
İtalya Cenova
La Torre Grimaldina-Girimaldi kulesi
Ducale Sarayında “Halkın Kulesi” (La Torre del Popolo) veya “Grimaldi Kulesi” (La Torre Grimaldina) olarak isimlendirilen bir kuledir. Kulenin tepesinde, kırmızı haç bayrağı Cenova’nın simgesi olarak duruyor. Bu kulenin kökeni: Sarayın 11’nci yüzyılda bir kale olarak kullanıldığı döneme kadar uzanır. Kulenin en üst katındaki çan, Ortaçağ’da konulmuştur.
Önemli bir festival veya düşman kuşatması sırasında ve özellikle de insan infazlarındaki bildirimler için kullanılıyordu. 13’ncü yüzyıl sonlarında, kule ve bağlantı odaları gizli bir cezaevi görevi üstlendi.
Birçok politik tutsak, isyancı ve anarşist buraya hapsedildi. Çatı katının hücre duvarları: bu döneme ait cezaevinde kalanlar tarafından yazılan yazılar ve resimlerle doludur.
Daha aydınlık ve ferah odalarda: ordu, şövalye, bayanlar, ormanlar ve alegorik duvar resimleri bulunur. Bu hapishanenin en ünlü konukları arasında bulunanlar: 1815 yılında ünlü bir besteci ve kemancı Nicolo Paganini’dir. 1849 yılında Giuseppe Garibaldi de burada kalmıştır. Teraslardan ve kulenin tepesinden, Cenevre şehrinin 360 derecelik panoramik manzarası izlenir.
İtalya CenovaSan Lorenzo Katedrali
İtalya Cenova
San Lorenzo Katedrali
Cenova başpiskoposunun evidir.
Cenova şehrinde ilk katedral Carolingia sur duvarlarının dışında bulunan San Siro’dur. Ancak burası zaman içinde güvensiz sayıldı ve şehrin ana katedrali, şehrin ana merkezine yapılan buraya taşındı. Evet katedral yaklaşık 100 yıllık inşaat süresi sonunda bitirildiğinde; 1118 yılında Papa II Gelasius tarafından kutsandı, ancak yapının tam olarak bitirilmesi için çalışmalar devam etti.
O yıllarda yani ilk yapıldığında orijinal Piazza San Lorenzo günümüzdeki boyutundan daha küçüktü. Pisan, Lombart ve Fransız sanatçıların yardımlarıyla, 13 ve 14’ncü yüzyıllarda önemli genişleme ve değişiklikler yapıldı. Rönesans mimarisinin mihenk taşı olan yapının mermer cephesindeki siyah-beyaz yatay şeritler, 13’ncü yüzyılda yapıldı. 15’nci yüzyılda iki kule eklendi ve benzersiz stil karışımı ortaya çıktı.
17’nci yüzyılda çevredeki binalar, daha sonra Piazza’yı büyütmek ve katedralin daha etkileyici görünmesi için yıkıldı. İç kısımda: merkezdeki sunağı, pembe renkli mermer sütunlar çevreler.
Bazilikada, Luca Cambiaso’nun freskoları, Barocinin “Azizlerin Çarmıha Gerilmesi”, Glovanni Andrea Alsaldonun “San Lorenzo’nun hayatı” ve Gaetano Previatinin “Varsayım Vezyonun” ve Andreanın “Vaftizci ve Aziz John” freskoları güzellikleriyle öne çıkar. Ayrıca Donatello’nun bir heykeli bulunur.
Yan şapellerin en büyüğü, şehrin koruyucu azizi Vaftizci Aziz’e ithaf edilir. Burada 1908 yılındaki Haçlı seferleri sırasında, kutsal topraklardan Cenova’ya getirilen azizin kalıntıları vardır. Ayrıca Medici ailesinin önemli fertleri burada gömülüdür. Bir zamanlar “kutsal kase” olduğu düşünülen cilalanmış kuvars tabak ve “True Cross” un bir parçası da, burada hazine bölümünde bulunuyor.
Katedralin önünde: günün her saatinde müzisyenlerin gösterileri izlenebilir. Katedralin hemen yanından, yokuş aşağıya doğru ilerlediğinizde, ileride sağ bölümde hediyelik eşya satan uygun fiyatlı yerler bulabilirsiniz. (1 magnet 1 Euro) Bu bölümde hediyelik eşyalar oldukça ucuzdur. Bir de yine sağ yanda bir çantacı var, Çinli biri tarafından işletilen bu dükkanda uygun fiyatlı çantalar satılıyor.
İtalya Cenova Old City
OLD CİTY-ESKİ ŞEHİR BÖLGESİ
Cenova şehrinin eski şehir bölümü: antik dönemde şehir kapılarından (Porte dei Vacca ve Porte Soprana); Ortaçağ döneminde şehrin kalbi olan buraya (Via Cairoli, Via Garibaldi, Via XXV Aprile) kadar olan yeri kapsar.
Burada: şehrin tarihi bölgesinin labirente benzer ve “caruggi” olarak isimlendirilen dar sokakları ünlüdür. Carrugi: tarihi merkezde, tuhaf dar ve gölgeli sokakları ifade eden karakteristik bir İtalyan terimidir. Ancak carrugi sokakları, özellikle hava karardıktan sonra biraz sıkıntılıdır yani tehlikelidir. Özellikle: bölgenin batısı ve güneyinde Piazza Banchi denen yerde, tehlikeli olmasa da sokak fahişeliği ve onlara eşlik eden yardımcıları çoktur.
Via meydanının doğusunda “Orefici” denen yerde, tezgahların üstünde Pazar kurulur.
İtalya Cenova Strada Nuova-Via Garibaldi
STRADA NUOVA-VİA GARİBALDİ
Günümüzde Via Garibaldi olarak isimlendirilen caddenin eski ismi; yani bölgedeki en görkemli cadde “Strada Nuova” dır. Burası: günümüze kadar aynı kalmış olan Venedik şehrinin tarihi merkezinden sonra, İtalya ve Avrupa’nın en büyük tarihi eski şehir (Old Town) merkezidir. Ferrari meydanına yakın olan bu cadde: 250 metre uzunluğunda ve 7.5 metre genişliğindedir.
Ünlü yazar Charles Dickens’in İtalya seyahatinde övgülerle söz ettiği yerdir. 1550 yılından sora, şehrin en önemli ailelerini, tek bir yere yerleştirmek için: önce Via Aurea ve ardından da Strada Nuova (Sarayın yeni caddesi) açılmıştır.
Strada Nuova: “Yeni Sokaklar” demektir.
Buraya bu ismin verilmesinin sebebi: yeni yapıların yapılması için seçilen yerin yani buranın, Cenova’nın deniz ve tarımsal faaliyetlerinin başlangıcında bulunan ve Burgus denilen yerde, yani şehrin daha yeni bir bölümünde olmasıdır.
16’ncı yüzyıldan itibaren yeni yapıların yapılmasıyla: muhteşem geç dönem Rönesans ve Barok yapıların benzersiz bir topluluğunun ortaya çıkmasıyla, İtalya’nın en görkemli caddelerinden biri oluşmuştur. Çünkü: buradaki yapılar dünyanın en büyüleyici mimarisine sahiptir. Yeni yol: mimari ve ihtişam açısından, her zamankinden daha etkileyiciydi.
1800’lü yılların sonunda, buraya İtalya’nın ulusal kahramanı Giuseppe Garibaldi’nin adı verilmiştir.
Günümüzde burada 14 bina, Belediye Sarayı, büyük bankalar, kulüpler, kültür gurupları, antikacılar, mağazalar, kamu ve özel bürolar vardır.
İtalya Cenova Palazzi Dei Rolli
PALAZZİ DEİ ROLLİ-ROLİ SARAYLARI
1576 yılında Senato bir kararname yayınlar. Bu kararname ile, burada bulunan konutlar kayıt altına alınır ve resmi bir liste oluşturulur.
Böylece özün bir aristokrat yerleşim sistemi doğar.
Bu bölgedeki saraylar: lüks, boyut ve güzellikleri ve esas anlamda konuk sıralamasına göre ödüllendirilir ve sıralandı.
Önemli ziyaretçileri ağırlama ayrıcalıklarına sahip olan aristokrat konutlarını listeleyen bu sistem “Palazzi dei Rolli” olarak isimlendirildi.
Bu sistem: yani bu görkemli yolların düzeni ve binaların mimari özellikleri, şehir merkezinde günümüze kadar kalmış olan ortaçağ sokaklarını, güneye doğru bağlayan bir çerçevede, mükemmel bir kentsel gelişim modeli olarak önem kazandı. Hatta: Avrupa’nın ilk kentsel dönüşüm projesi örneği olarak kabul edildi.
Senatonun aynı kararnamesi: buradaki ev sahiplerine; bir kraliyet sarayı olmamasına rağmen, devlet ziyaretlerinde ev sahipliği yapma zorunluluğu getirdi. Ziyarete gelen konukların önemine göre: konutlar seçildi. Misafirin asaleti ne kadar yüksek olursa, konutun o kadar görkemli olacağı ve konut sahibi ailenin onları onurlandıran misafir kadar zengin ve asil olması tercih edildi.
Sistemde: Birinci seviye: kardinaller, prensler ve vali: ikinci seviye: vali astları ve üçüncü seviye: elçiler ve elçi astlarıdır.
Evet, Cenova şehrinin soyluluğu: bu tarihi merkezde tasarlanmış ve yapılmış 42 tane ihtişamlı sarayla görülür.
Strada Nuova caddesinde, Cenova şehrinin merkezindeki bu saraylar: benzersiz Rönesans ve Barok mimari stilleri nedeniyle, UNESCO tarafından, 13 Temmuz 2006 tarihinde “Dünya Kültür Mirası Listesi” ne dahil edilerek koruma altına alınmıştır.
Cenova şehrinde, 16’ncı yüzyılda, yaklaşık 80 tane Roli sarayı yapılmıştır. Birçoğu, 2004 yılında restore edilmiştir.
Rubers: bu sarayların ve modern görünüşlerin etkisinde kalınca, Antwerp şehrindeki önemli aileler için yapılacak konutlar için bir dizi çizimler yaptı.
İtalya Cenova Grimaldi Nicolo-Palazzo Tursi via Garibaldi, Strada Nuova Müzesi
Grimaldi Nicolo-Palazzo Tursi via Garibaldi-Strada Nuova Müzesi
Saray: Niccolo Grimaldi Domenico ve Giovanni Ponsello tarafından 1565 yılında yaptırılmıştır. Sokağın en ihtişamlı binasıdır. Merkezi topluluğu çevreleyen iki büyük bahçeye sahiptir. Üç parsel üzerine kurulmuş tek yapıdır. Sarayın ismi: Giovanni Andrea Doria’nın küçük oğlu Dük Charles Tursi’den gelir.
Caddeye bakan geniş balkonlar 1597 yılında eklenmiştir. Cephe: farklı renklerde malzemelerin değişimi ile karakterize edilmiştir. Değerli beyaz mermerler Carrera’dan gelmiştir. Görkemli mermer kapısı: Cenova şehrinin amblemiyle süslenmiştir.
Saray Cenevizli aristokrasinin yerleşim ihtişamının doruk noktasını temsil eder. Yapı: 1848 yılından bu yana “Belediye Sarayı” olarak kullanılıyor. Binanın muhteşem resepsiyon odalarında: Paganini’nin kemanı ve Cenevreli olan Christopher Columbus’un mektupları, madeni paralar, ağırlıklar, değerli halılar ve resim koleksiyonu sergileniyor.
İtalya Cenova Palazzo Reale
Palazzo Reale
Burada bulunan saraylar arasında en beğenileni yani “Kraliyet Sarayı” dır.
Saray 1618 yılında, Rönesans mimari tarzında, dönemin varlıklı ailelerinden Stefano Balbi tarafından yaptırılmıştır. Yapı: 1643-1655 yılları arasında ise, yenilenerek günümüzdeki halini almıştır. Sarayın terasları ve bahçeleri oldukça güzeldir. Ayrıca: 18’nci yüzyıldan kalma: Aynalar Galerisi, Şapel Galerisi, Valerio Castello Salonu ve Savoy hanedanı döneminden kalma Taht Odası, Balo Salonu ve Prens Dairesi gezilebilir. Ayrıca: güzel tablolar da sergileniyor.
Bunlar arasında öne çıkanlar: ünlü Hollandalı ressam Van Dyck’in “Çarmıh” ve “Leydinin Portresi” dir. Günümüzde müze olarak kullanılmaktadır. Cenova şehrinin deniz araştırmaları döneminden kalma bir koleksiyon ve mobilya koleksiyonu sergilenmektedir.
İtalya Cenova Palazzo Binanco-Musei di Strada Nuova
Palazzo Bianco-Musei di Strada Nuova
Musei di Strada Nuova olarak bilinen Palazzi üçlüsünün ikincisidir. Yapı, yüzyılın ortalarında mimar Franco Albini tarafından yenilenmiştir.
Burada: Flaman, İspanyol ve İtalyan sanatçıların (Hans Memling, Filippino Lippi, Murillo gibi) eserlerinin yanı sıra, 15’nci yüzyıldan kalma dini ikonlar sergileniyor. Ayrıca: Rubens’in “Venere Marte”(Venüs ve Mars) ile Van Dyck’In “Vertemma e Pomone” isimli eserleri görülmeye değerdir.
İtalya Cenova Palazzo Spinola
Palazzo Spinola-Ulusal Galeri
1563 yılında, Giovanni Batista ve Andea Spinola için, mimar Bernarding Cantone tarafından yapılmıştır. Başlangıçta dış dekorasyonu yoktu.
17 ve 18’nci yüzyıllarda, bir kat daha eklenirken önemli değişiklikler yapıldı. Saray yapısı: 1723 yılında, Dorias tarafından satın alındı. 1864 yılında Fransız filosu şehri bombalandığında, zarar gören cephe onarıldı ve günümüzde görünen sıva dekorasyonu yapıldı. Atriumda, Doria ailesinin sembolü olan “kartal” bulunan asılı büyük bir fener vardır.
Buradan sütunlu avluya ve küçük ama güzel bir bahçeye geçilir. İç mekan: büyük ölçüde Semino atölyesinde yapılmış zengin dekorasyona sahiptir. Ana kattaki salonda: freskler ve aileyle ilgili olayların ve diğer mitolojik temaların resmedildiği resimlerdir.
Duvarlarda, 16’ncı yüzyıl sonlarından kalma, beş Flaman duvar halısı vardır. Oturma odasında ise, mermer anıtsal şömine dikkat çeker. Ana kattaki oturma odasında: 18’nci yüzyılda düzenlenmiş, Dorian ailesine ait resimler vardır.
Yapının dış cephesi: 1684-1685 yılları arasında yapılmış olup, mimar Antonio Ricci eseridir. Yukarıda sözünü ettiğim gibi, 1864 yılında Fransız filosunun bombardımanında hasar gören şehrin en prestijli çatısının onarımı için, burada bir kat yükseltme yapılmasına karar verildi.
İtalya Cenova Palazzo Tobia Pallavicino, Carrrega Cataldi
Palazzo Tobia Pallavicino-Carrega Cataldi
Günümüzde Ticaret Odasının bulunduğu bu yapı: o zamanlar da en varlıklı ve en etkili Ceneviz asillerinden biri olan Tabia Pallavicino için 1558-1561 yılları arasında yapılmıştır.
Pallavicino: servetini Avrupa’da tekstil endüstrisinde kullanılan bir tür tekstil boyası maddesinden elde etti. Alum denen bu madde, geç Ortaçağ ve erken modern İtalya ekonomisinin kilit sektörü olan tekstil endüstrisinde boyaların sabitlenmesinde kullanılıyordu.
Bu madde, önceleri Orta doğu dan getiren Venediklilerden, yüksek fiyatla satın alınıyordu. Pallavicino: Viterbo (Roma eyaleti) yakınlarındaki Tolfa’da bu değerli cevheri buldu ve 1541 yılından itibaren, kardeşiyle birlikte tekeline aldı. Oğulları aynı işi Roma, Londra ve Antwerp gibi şehirlerde kurdular ve aile işini genişlettiler.
Sarayda bulunan “Galleria Dorata” ve diğer önemli yerlerin yenileme çalışmaları, 1700’lü yıllarda Carrega ailesi dönemindedir. Yapının birinci katında: freskler ve altın süslemelerle kaplı “Galleria Dorata” (Altın Galeri) olarak bilinen, görkemli bir toplantı salonu vardır.
Bu salon: Lorenzo de Ferrari (1680-1774) tarafından rokoko tarzında tasarlanmıştır. Bence, şehri ziyaret edenler, bu toplantı salonunu mutlaka görmelidir.
Spinola Lazzaro
Bina: 1585-1588 yılları arasında, kuzenler Lazarus ve James Spinola tarafından yaptırılmıştır. Yan yana yerleştirilmiş iki özdeş özellikle yapı, 1609 yılında Philip Adorno’ya satılmış ve halen sahibi bunlardır. Binanın resim dekorasyonu, 1624 yılında Lazzaro Tavarone tarafından yapılmıştır.
Zemin katta, bahçeye bakan odada, kıymetli dini emanetler vardır. (Özellikle 1099 yılında Birinci Haçlı seferi sırasında yapılan “Kudüs’ün fethi” resmi görülmeye değerdir.)
İtalya Cenova Palazzo Rosso, Strada Nuova Müzesi
Palazzo Rosso-Strada Nuova Müzesi
Şehrin en ünlü sanat galerilerinden biridir.
Yapı: Pietro Antonio Corradi tarafından tasarlanmış ve 1671-1677 yılları arasında yapılmıştır.
Yapı: Brignole Sale ailesi tarafından, 1874 yılında bir sanat merkezine çevrilmiştir. Çünkü: Brignole Sale ailesi tarafından, 200 yıllık süreçte toplanan, 17’nci yüzyıl, Ligurya bölgesinin en büyük ressamlarının resimlerine ait muhteşem bir koleksiyon burada sergileniyor.
Ayrıca: yapı değerli mobilyalar ve fresklerle süslüdür. Bu aristokrat Ceneviz köşkünün galerisinde resmi bulunan sanatçılar: Dürer, Veronese, Gurcino, Grechette, Van Dyck.
İtalya Cenova Lomellini Baldassare
Lomellini Baldassare
Bu sokakta inşa edilen ilk saraylardan birisidir. 1562 yılı yapımı bu saray, Paris büyükelçiliği yapmış olan Baldassare Lomellini tarafından yaptırılmıştır.
Birinci katta: Taddeo Carlone tarafından yapılan orijinal fireskolar ilgi çeker. Yapı 1778 yılında Domenico Serra tarafından satın alınır. 1917 yılında ise, Campanella ailesine geçer. Hemen sonrasında inşa edilen: Palazzo Doria-Tursi örneğinde olduğu gibi, avlu, merdivenle bağlandığı giriş salonundan oldukça yüksektir.
18’nci yüzyılda yapılan değişikliklerle iki bölge bir duvarla ayrılır. 1942 yılında yapılan hava bombardımanında, ana salon ve oval yemek odası ciddi hasar görmüştür.
İtalya Cenova Palazzo Grimaldi Luca
Palazzo Grimaldi Luca
Orijinal bina, Luca Grimaldi için, 1530-1540 yılları arasında yapılmıştır. Saray 1711 tarihinde Palazzo Rosso’da barınan Brignole-Sale’ye geçer.
16’ncı yüzyılda yapı mimar Giacomo Viano tarafından yıkılır ve yeniden inşa edilir. 1889 yılında Galliera Düşesi Maria Brignole-Sale de Farrari: sarayı Cenevre Belediyesine müze yapılmak üzere devreder. Yapıda: İtalyan ve 16 ile 18’nci yüzyıllar arasında Ceneviz ve Avrupa resim sanatının önemli bir koleksiyonu vardır.
Bu koleksiyonda resimleri olan sanatçılar: Flaman Hans Memling, Jan Provost, Rubens, Van Dyck’tır. Caravaggio’nun başyapıtı “Ecce Homo” mutlaka görülmelidir. Cenevizli Alessandro Magnasco’nun “Albaro Bahçesi” resmi de ilgi çeker.
İtalya Cenova Porto Vecchio
PORTO VECCHİO
Eski liman bölgesindedir.
Porto Vecchio alanı: ünlü mimar Renzo Piano tarafından, Amerika’nın keşfinin 500’ncü yıldönümü anısına düzenlenen uluslararası fuar vesilesiyle yenilenmiştir. Bu arada: Piazza Caricamento’dan limana giden yaya bölgesi oluşturulmuştur. Renzo da Bigo ve La Biosfera kurulmuştur.
Renzo da Bigo
Büyük ve beyaz bir vinç gibi görünür. İçinde asansörle çıkılan ve 360 derece dönerek şehrin panoramik manzarası izlenen bir yer var. Buradan özellikle şaşırtıcı carruggi labirentlerini izleyebilirsiniz.
La Biosfera
Denize asılmış çelik ve camdan oluşan bir damla gibi görünen bu mekanın içinde: bir yağmur ormanı ortamı yaratılmıştır. İnsan kaynaklı sömürü tehdidi altındaki tropikal ormanlardan gelen, küçük ama zengin botanik bitki ve hayvan türleri bulunur. Kuşlar, kelebekler ve sürüngenler burada serbestçe dolaşır.
İtalya Cenova Lanterna di Genoa
Lanterna di Genoa-Deniz Feneri
Cenevre limanındaki bu deniz feneri: her yönden görülür. Fenerin ışığının 50 km kadar uzaklıkta gemiler tarafından görüldüğü söylenir. İlk olarak 1100’lerde ve son olarak ise 1543 yılında inşa edilmiştir. Yüksekliği 76 metredir.
Yükseklik olarak, dünyanın en yüksek 5’nci deniz feneridir. Herkül kulesi ve Kopu feneri sonrasında: dünyanın en eski deniz feneridir. Yapı: 1400’lü yıllarda bir süre hapishane olarak da kullanılmıştır. 375 basamaklı merdiveni tırmanırsanız, tepesinden, muhteşem bir manzara izleyebilirsiniz.
İtalya Cenova MSC Cruıses
MSC Cruıses
Cenova şehri limanında: MSC Cruıses şirketinin gemileri görülür. Bu gemiler: çocuklara deniz ve denizciliğin sevdirilmesi için, çizgi roman karakterleriyle boyanmıştır.
İtalya Cenova Porto Antico
PORTO ANTİCO
Limanda büyük bir korsan gemisi görülür. Bu gemi: Roman Polanski tarafından 1986 yılında çekilen “Korsanlar” isimli filmi için aslına uygun olarak yapılmış, Tunus korsan gemisidir.
İtalya Cenova acquario Di Genova
Acquario Di Genova-Akvaryum
1992 yılında açılan akvaryum, Avrupa’nın en büyük ikinci akvaryumudur. Katedrale yürüme mesafesindedir. Giriş ücreti 27 Euro’dur. Ziyaret için yaklaşık 2 saat 30 dakika gerekir.
Akvaryum binası: Genova Expo 92 için yapılmıştır. Dışarıdan bakıldığında bir gemiyi andırır. Dış mimarisi Renzo Piano tarafından yapılmıştır. Burada: 400 farklı türe ait 15 binden fazla hayvan görülebilir. Dört açık hava havuzunda, yunuslar bulunur.
Ancak yasal düzenlemeler nedeniyle burada yunus gösterisi düzenlenmiyor. Renzo Piano tarafından tasarlanan “Cetacean Pavyonu” görmeyi unutmayın. Ayrıca özellikle Kızıldeniz bölümündeki mercanlar ilgi çeker.
Burayı yıllık 1 milyon kişinin ziyaret ettiği söyleniyor.
İtalya Cenova Cenova Denizcilik Müzesi
Cenova Denizcilik Müzesi
Cenova: 16 ve 19’ncu yüzyıllar arasında önemli bir deniz gücüne sahipti. Buradaki müze: çeşitli tarihi eserler, rekonstürüksiyonlar ve görüntülerin bulunduğu 4 kattan oluşur. Bir oda: çeşitli kürelerin ve farklı zaman dilimlerindeki atlasların görüntülerini içerir. İkinci kattaki odada: gemi batıklarının kopyaları ve sayısız deniz araçları sergileniyor. Ayrıca, müzenin hemen yanında, bitişikteki rıhtımda bir İtalyan denizaltısı bulunuyor.
GEZİLECEK DİĞER YERLER
İtalya Cenova Cimitero Monumentale Di Staglieno
STAGLİENO ANITSAL MEZARLIĞI-CİMİTERO MONUMENTALE DI STAGLİENO
Şehrin Staglieno bölgesinin yamacındadır.
1835 yılında mimar Carlo Barabino tarafından tasarlanan bu anıtsal mezarlık, Avrupa da en büyüleyici ve güzel mezarlardan biri olarak ve hatta bir gerçek açık hava müzesi olarak kabul edilir.
Mezarlık duvarları içinde: romantik bahçeler arasında, Panteon olarak da bilinen Cappella dei Suffragi, Mazzinin ve Resorgimento nun mezarları hayranlıkla izlenir. Mezarlığın orijinal merkezini oluşturan galeriler ve portallar, uluslararası üne sahip sanatçılar tarafından 19 ve 20 nci yüzyıllarda yaratılan Ligurya heykel anıtlarıyla kaplanmıştır.
Mezar alanı içinde: sevilen folk şarkıcısı Fabrizio de Andre ve ünlü komedyen Gilberto Govi nin de bulunduğu seçkinlerin kalıntıları vardır. Oscar Wilde in mutsuz gelini Lady Constance Wilde nin mezarı da buradadır.
Ağaçların arasında üstü açık küçük alanda Giuseppe Garibaldi nin birçok askerinin mezarları olan “Garibaldini” ve Risorgimento döneminin kahramanları Giuseppe Mazzini nin mezarı var.
Burada rehberli turlar düzenleniyor. Ücret 5 Euro’dur.