Yalova Altınova

Yalova Altınova

Yalova Altınova; İl merkezine 27 km uzaklıktadır. E-5 karayolu üzerindedir. Bursa ve Kocaeli illerine ulaşım bu yoldan sağlanmaktadır. İstanbul ulaşımı, Topçuhisar-Eskihisar feribot hattından yapılmaktadır.

TARİHİ

Altınova, 1929 yılında Bulgaristan Rusçuk şehrinden göç eden 40 aile tarafından Altunizade Çiftliğinin satın alınmasıyla kurulmuştur. 1930 yılında burası, Karamürsel ilçesine ait bir köy statüsü kazanmıştır. 1987 yılında ise Belediye olmuştur. 1995 yılında Yalova iline bağlı bir ilçe olmuştur.

Yalova Altınova

GENEL

İzmit körfezinin en dar yerindedir. E-5 karayolu ile antik hac ve ticaret yolu yani ipek yolunun kesiştiği yerdedir. Sahil kenarında denize sıfır konumda kurulmuştur. Son derece verimli topraklara sahiptir. En önemli akarsu Yalakdere’dir. Altınova ve çevresinde, Karadeniz ve Akdeniz arasındaki bir geçiş sahası halinde, farklı iklim özelliklerine sahiptir. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı geçer. Ülkemizde üretilen dış mekan ve süs bitkilerinin yüzde 60’a yakın kısmı Altınova ilçesi sınırları içinde üretilmektedir.

TERSANELER

Altınova denilince ilk olarak akla tersaneler gelir. Çünkü bölgede bulunan 29 tane tersanede binlerce kişi çalışmaktadır. Bu tersaneler, 2004 yılında, Hersek bölgesindeki deniz doldurularak oluşturulan alanda (300 metre genişlik ve 4.5 km uzunluğunda) kurulmuştur. Tuzla’da bulunan tersaneler, buraya taşınmış ve taşınmaya devam etmektedir. Türkiye’nin gemi ve yat sektöründeki ihracatının yaklaşık yarısı buradan yapılıyor.

ALTINOVA MESLEK YÜKSEKOKULU

Yalova Üniversitesine bağlıdır. Altınova Meslek Yüksekokulu: sanayi ve yerel yönetim işbirliği çerçevesinde, il ve bölgedeki imalat sektörü başta olmak üzere, iş dünyasının talep ettiği yeterliliklere sahip nitelikli bireyler yetiştirmek vizyonu ile kurulmuştur.

Yalova Altınova Gezilecek Yerler

GEZİLECEK YERLER

HELENAPOLİS

Hersek civarındadır. Körfez köprüsünün tam altındadır. Kent, Bizans imparatoru Constantinus tarafından kurulmuş ve annesi Helena’nın ismine atfen “Helenapolis” ismi verilmiştir. Ancak kentin ismiyle ilgili başka bir varsayım daha bulunmaktadır. Helenopolis gerçekte Luwi dilinden gelme “Elena” adının yani “Ela-na” “Boğaz-sal”, “Geçit-sal” adıdır. Helen dilinde Polis, kent sözcüğünden türetilmiştir. Dolayısı ile şehrin ismi “Boğaz/Geçit kenti” anlamına gelmektedir. Çünkü Bizans öncesinde bu bölgenin geçiş yeri olarak kullanıldığı biliniyor ve bu açıklama coğrafi konuma uyuyor. Doğu Roma İmparatorluğunun merkezi Costantinopolis olduktan sonra, imparator Iustinianos devrinde, İstanbul’a sadece 100 km uzaklıktaki Helenopolis şehri, İstanbul-İznik yolu üzerinde bulunduğu için önem kazanmıştır. Kent, döneminin büyük metropol kentlerinden biridir. Ancak kent halen toprak altındadır, herhangi bir resmi kazı çalışması yapılmamıştır.

Yalova Altınova Çobankale-Koyun Hisar

ÇOBANKALE-KOYUN HİSAR

Çobankale stratejik bir konumdadır. Çünkü, gerek Roma, Bizans ve Selçuklu ve gerekse Osmanlı dönemlerinde, İstanbul’dan başlayıp Anadolu içlerine giden en önemli yolun hemen kenarında ve yolu kontrol eder hakim bir konumdadır. Yalakdere denen vadideki yolu kontrol eden Çobankale, tarihte Bizans ve Osmanlı arasında yapılan “Bafeus Savaşı” (1302) na tanıklık etmişti. Osmanlılar bu savaştan sonra aşiret olmaktan çıkarak kendisine katılanlarla birlikte, hızla devlet düzenine geçmiştir. Çobankale: Yalova-Altınova ilçesi, Karadere köyü, Çobankale mahallesi, Yalakdere vadisi üzerinde, Hersek’e yaklaşık 7 km uzaklıkta, Soğuksu köyünün 2 km güneyindedir.

Kale 150 metre rakımlı bir tepede kuruludur. Ölçüleri 180 x 120 metredir. İlk olarak kim tarafından inşa edildiği bilinmiyor. Ancak Cenevizliler tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir. Hatta Clive Foss (İngiliz Arkeoloji Enstitüsü Araştırmacı kuruluşu) tarafından, İmparator Alexius tarafından 1087 yılında yapıldığı öne sürülmektedir. Öte yandan, kalenin isminin anlamının “Çobanların buraya sürülerini dinlendirmek için geldiklerinden buraya Çobankale ismi verildiği” söylenmektedir. Yapım tarihi olarak ise 11-14’ncü yüzyıllar arası tarihlenmektedir. Kalede herhangi bir resmi araştırma ve kazı yapılmamıştır.

Yalova Altınova Dilburnu Deniz Feneri Müzesi

DİLBURNU DENİZ FENERİ MÜZESİ

Hersek köyündedir. Yığma tuğla örgülü, kagir yapılı ve tek katlıdır. 1863 yılında Fransızlar tarafından inşa edilmiştir. Ancak günümüze kadar birkaç defa yıkılıp yeniden yapılmıştır. Yerden 9 metre yüksekliktedir.

Yalova Altınova Dilburnu Deniz Feneri Müzesi

Deniz feneri ve müzesinin mülkiyeti Kıyı Emniyet Müdürlüğüne aittir. Müzede: binanın mimari tarihi, deniz fenerlerinin çalışma prensipleri, fener çalışanlarının gündelik yaşam hikayeleri vardır. Bunlar: grafik anlatımlar, objeler ve interaktif uygulamalarla desteklenerek ziyaretçileri sunulmaktadır.

Yalova Altınova Dilburnu Su altı kalıntıları

DİLBURNU SU ALTI KALINTILARI

Hersek köyündedir. Helenepolis (Hersek) ile Lybissa (Dilovası) arasındaki ulaşım için yapılmış iskele veya deniz feneri kalıntısıdır. Kalıntılarda Horasan harcı izleri görülür, başkaca bir iz yoktur.

 

GEYİKDERE

İlçenin en yüksek tepelerindedir. Bu yüzden güzel manzaraya sahiptir. Çam ağaçlarıyla çevrilidir. Burada kuş sesleri arasında, İzmit körfezinin manzarasını seyredebilirsiniz. Piknik alanları bulunuyor. Dağ ve doğa yürüyüşü yapabilirsiniz.

Yalova Altınova Hersek Lagun Gölü

HERSEK LAGUN GÖLÜ

Hersek köyünün doğusundadır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Darülcaze Vakfı mülkiyetindedir. 1994 Uluslararası Ramsar (Sulak alanların korunması) sözleşmesiyle belirlenen sulak alan tanımlamasına uyar. Ender bulunan bir jeomorfolojik oluşum gösterir.

Su bitkileri, kuş ve balık türleri bakımından önem verilerek 1’nci derece Doğal Sit alanı ilan edilmiş ve koruma altına alınmıştır. Burada, Manyas Kuş Cenneti gibi, 1000 farklı kuş türü barınmaktadır. Göçmen kuşların geçiş güzergahındadır. Göl ve çevresinde: mesire yeri, kamp alanları ve halka açık sosyal tesisler bulunmaktadır.

 

KUŞ GÖZLEM KULESİ

Kuş gözlem kulesinde ziyaretçiler, dürbünlerle tüm alanı gözlemleyebilirler. 16 metre yüksekliğindeki kule, Hersek Lagününün tamamına hakimdir. Kuş gözlem kulesinin bulunduğu yerde, ayrıca 2 katlı Doğa Tanıtım ve Eğitim Merkezi bulunuyor. Eğitim merkezinde: küçük bir eğitim salonu, güvenlik odası, tuvaletler bulunmaktadır. Eğitim merkezini ziyaret edenlere: eğitimli personel tarafından Hersek Lagünü ve kuş türleri hakkında bilgiler verilir.

Yalova Altınova Değirmen

DEĞİRMEN

Subaşı köyü, Zeytinlik Mevkiindedir. Kalıntıların çevresindeki parseller, genellikle zeytinlik olarak kullanılmaktadır. Kalıntılardan anlaşıldığına göre, söz konusu değirmen: un değirmenidir ve sadece temizlenen bölgedeki kalıntılardan oluşmadığı anlaşılmaktadır. Değirmenin güney arka kısmında muhtemelen un değirmenine su taşımak için kullanılan, su arkı bulunur.

Yalova Altınova Değirmen

Su değirmenine göre, daha yüksekte bulunan bu arkın, un değirmenine bağlantısı bir çeşit metal veya ahşap boruyla sağlanmıştır. Değirmen: doğu-batı doğrultusunda, enine dikdörtgen planlıdır. Yapımında taş ve tuğla malzeme birlikte kullanılmıştır. Üstü kiremit örtülüdür. Dar kenarı 6-7 metre, uzun kenarı ise 12-13 metredir. Mevcut kalıntılardan ne olarak anlaşılmasa da, yapının girişi doğu veya kuzey cephedendir. Ahşap bir kapıdan girilir. Halen ahır ve samanlık olarak kullanılmaktadır.

Yalova Altınova Hersekzade Ahmet Paşa Camii

HERSEKZADE AHMET PAŞA CAMİİ

İzmit körfezi kıyısında, Karamürsel ve Yalova arasındadır. Cami, aslında küçük bir külliyeye aittir. Evliya Çelebinin bu külliyeye ait olduğunu bildirdiği: mektep, medrese ve handan iz kalmamıştır. İmaret bugün temel seviyesine kadar yıkılmıştır, hamamı ise ayakta ama harap vaziyettedir.

Sultan II. Beyazıt ve I. Selim dönemi vezirlerinden Hersekzade Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Vakfiyesi Aralık 1511 tarihlidir. İnşa tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Evliya Çelebi Eylül 1648 yılında uğradığı Hersek kasabasında, Ahmet Paşa’nın gaza malıyla 700 hanelik bir yerleşim yeri kurulduğunu yazar. Cami, 22 Mayıs 1766 tarihindeki İstanbul depreminde harap olmuştur.

Yalova Altınova Hersekzade Ahmet Paşa Camii

Bu felaketten 8 yıl sonra, Kemankeş İsmail Ağa tarafından tamir ettirilmiştir. Kitabesinde tamir tarihi 1773 yılı yazılıdır. Ardından yine 1965 yılına kadar harabe halinde olan cami, Vakıflar idaresi tarafından restore edilmiştir. Cami, dıştan 16 x 16 metre ölçülerindedir. Kare planlıdır, kesme taştan yapılmıştır. Mermerden yapılan mihrap ve minber, ilk yapıdan kalan orijinal unsurlardır. Minare, kesme taştan yapılmıştır. Bodur gövdesi ve kavisli profilli şerefe çıkması ile 1773 yılındaki tamirde yapılmıştır.

Yalova Altınova Hersekzade Ahmet Paşa Hamamı

HERSEKZADE AHMET PAŞA HAMAMI

Hersek köyündedir. Harap durumda küçük bir hamamdır. Hamam, aynı ismi taşıyan caminin güneydoğusundadır. Ana kapı doğudadır. Giriş uzun dikdörtgen bir soğukluk bölümüne açılır. Buradan kuzeydeki kubbeli mekana geçilir. Yapının sıvaları oldukça çok tahrip olmuştur. Çevresinde defineciler tarafından çukurlar kazılmıştır. Güneydeki kubbeli bölümün arkasındaki ateşlik kısmı tamamen tahrip olmuştur.

ACIÇEŞME BİZANS DÖNEMİ KALINTILARI

İlçe merkezine bağlı Tavşanlı köyü Acı Çeşme mevkiindedir. Yapılan kazılarda ortaya çıkarılanlar arasında bir Bazilika vardır. Bazilika: doğu-batı doğrultusunda ve 3 neflidir. Yapının beden duvarları belirgin olup 90 cm kalınlığındadır. Ancak kuzey beden duvarlarından sadece birkaç sıra taş örgü kalmıştır. Buna rağmen, narteks, güney nef ve apsis duvarları korunmuştur. Kilisenin taban döşemesi fazlaca tahrip olmuştur. Yer yer ufak mermer plakalardan oluşan taban döşemesine rastlanır. Kilise doğu-batı yönünde 20 metre, kuzey güney yönünde 11 metredir.

Yalova Altınova Kagir Ev

KAGİR EV

İlk anda pek anlamsız geliyor ama, önemli bir özelliği vardır. Köşkün bulunduğu alanda, şu anda sadece zemin katına ait buluntular görülüyor. Göl Beyi Refik Arslan Bey, burada Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ağırlamıştır. Yığma olarak inşa edilen yapının üst katı ve çatı katına ait bilgiler yoktur. Oldukça harap durumdadır.

Yalova şehir merkezi ve gezilecek yerlerin tanıtımı yazım için.

Yalova Çiftlikköy

Yalova Çiftlikköy

 

Yalova Çiftlikköy; Çiftlikköy, Yalova il merkezine 4 km uzaklıktadır. Kolay ulaşımı ile Yalova’nın en işlek, hareketli ve çekici ilçelerindendir. İlçe yerleşim olarak Türkiye’nin en işlek yollarından biri olan Yalova-İzmit E-5 karayolu üzerindedir.

TARİHİ

İlçenin geçmişi oldukça eskiye dayanır. Yörenin ilk adı “Pylai” dir. Yörede; Helenistik dönemden Bizans dönemine kadar çok sayıda ve değişik zamanlara ait yazıtlar ele geçmiştir.

İlk yerleşim yeri, 11’nci yüzyılda bugünkü Hersek köyünün yanında önemsiz bir yerdedir. İmparator İustinianos devrinde, Hersek-İznik yolu önem kazanınca, Pylai kenti de büyük gelişme gösterir.

1097 yılında, 1’nci Haçlı Seferinde, Latin ordularının bir kısmı buradan geçmiştir. 1146 yılında bir takım Hıristiyan göçmenleri Pylai şehrine yerleşirler. Ayrıca: 93 harbinden sonra Bulgaristan Şumlu kasabasından gelenler ve 1923 yılında Kafkaslardan göçüp gelenler de buraya yerleşirler.

İlçede: Kara kilise kalıntıları ve Helenopolis kalıntıları vardır. Helenopolis şehri, Roma imparatoru Constantinus’un annesi Helena’nın doğduğu ve adını verdiği bir yer olarak önem kazanmaktadır.

Çiftlikköy ismi, 1932 yılında Atatürk tarafından verilmiştir. Eski adı “Kadı Çiftliği” dir. Atatürk’ün buraya gelip kahve içtiği ve bir süre dinlendiği ev, halen koruma altında bulunmaktadır. Çiftlikköy, 1995 tarihinde ilçe statüsü kazanmıştır.

Yalova Çiftlikköy

GENEL

Yalova ilinin sahil, plaj ve kamplarının bulunduğu yeridir. İlçenin sahil kesimi, düz, sulanabilir ve verimli arazidir. Sahilden uzaklaştıkça, susuz genellikle heyelana maruz kalan kısımlar yoğunlaşır. Burada da, bölgenin diğer yerlerinde olduğu gibi, kesme çiçekçilik sektörü ileri aşamadadır. Modern seralarda, irili ufaklı işletmelerde süs bitkisi yetiştiriciliği yapılır. Özellikle karanfil üretimi oldukça yüksektir.

Sahil yolu çevresinde birçok kafe, bar, çay bahçesi ve lokanta bulunur. Ayrıca, yine bu yol üstünde akşamları hediyelik eşya satan stantlar vardır. Özellikle hafta sonlarında, sahil yolu ve halk plajı oldukça yoğundur.

NE YENİR

Buraya yolunuz düşerse, pişmaniye yemenizi öneririm.

Yalova Çiftlikköy Denize girilecek yerler

DENİZE GİRİLECEK YERLER

Yörede Aydınkent-Ceylankent sahilinde denize girmek mümkündür. Ceylankent beach, rüzgar olmadığında oldukça güzel bir denize sahiptir.

Yalova Çiftlikköy Gezilecek yerler

GEZİLECEK YERLER

Yalova Çiftlikköy Taş Köprü

TAŞ KÖPRÜ

Taşköprü köyü, Köyaltı mevkiindedir. Köprü taş malzemeden yapılmıştır. Üç kemerlidir. Ortada büyük bir sivri kemer bulunur. Bu kemerin iki yanına birer adet küçük yuvarlak kemer açılmıştır. Köprü tahrip olmuştur.

Yalova Çiftlikköy Gacık Köyü Hamamı

GACIK KÖYÜ HAMAMI

Gacık köyündedir. Yapı tek katlı ve kagirdir. İki bölümden oluşur. Hamama giriş bölümünde küçük bir oda bulunur. Mekanlarda üçer kurna vardır. Kubbeler dışarıdan sekizgen kasnağa oturur. Üst örtüsünün, ortasında birer fener yani aydınlatma penceresi bulunur. İçte kubbe şeklindeki örtünün kasnak kısımları, sivri kemerlerle süslenmiştir. Yapının restorasyonu sürmektedir.

Yalova Çiftlikköy Kara Kilise

KARA KİLİSE

Yalova il merkezinin 3 km kadar doğusunda, Çiftlikköy ilçesi sahil Mahallesi Başkent 1. Sahil Sitesi içinde bulunmaktadır. Halk arasında ve kayıtlarda “Kara kilise” olarak geçer.

Yapı, MS 6’ncı yüzyılda hamam, 8 ve 9’ncu yüzyıllarda ise kilise olarak kullanılmıştır. Yapıya narteks ve apsis sonradan eklenmiştir.

Yine bazı kaynaklarda ise, Kara kilisenin, Roma dönemine ait bir su mimarisi olduğu, Bizans döneminde de kilise haline getirildiği, Bizans mimarisinin çok kullanılın bir tipi olan kapalı Yunan Haçı planı gösteriyorsa da bir apsisinin bulunmaması ile dikkat çekiyor. Normal kiliselerden farklı olarak: kuzey-güney ekseninde uzanan Kara kilisenin, kuzey-güney doğrultusunda uzunluğu 13 metre, doğu-batı doğrultusunda uzunluğu 10 metredir. Eksen kalınlığı 5.50 metredir.

Yapı tuğladan yapılmıştır. Kubbesi ve kemerleri sağlam olarak günümüze ulaşmıştır.

Haçın doğu ve batı kollarının güneyinde, birer köşe odacıkları vardır. Doğudaki odacığın doğuya, haçın doğu koluna ve naosa açılan üç kapısı vardır. Batıdaki odacığın ise, batıya ve haçın batı koluna açılan kapıları bulunmaktadır. Araştırmacılar: doğudaki odacığın, dışarıya açıklığı olması nedeniyle papazların ayine hazırlanması, cin çıkarma ve kutsal yağın sürülmesi gibi amaçlarla kullanıldığını, batıdaki odacığın ise, bir takım kutsal eşyaları muhafaza etmek için kullanıldığını söylerler.

Kuzey kolu: ekseninin her iki yanında da çıkış açıklığı vardır. 5.50 metre çapındaki kubbe, 8 pencereli bir kasnak üzerindedir. Ancak, kubbenin üst kısmı tamamen açıktır. Kara kilisenin bulunduğu alan, Bizans döneminde Pylai olarak tanınan bir yerleşim yeriydi. Sahilde, dönemin ileri gelenlerinin yazlık sarayları vardır. Varlığı, MS 4’ncü yüzyıldan beri bilinen Pylia, en güzel günlerini 11 ve 12’nci yüzyıllarda yaşamıştır. Günümüzde, Başkent 1 Sahil Sitesinin hemen batısında bulunan Huzur, Buşra, Beste Sahil Sitelerinin önündeki sahilde, antik bir liman, bazı su kemeri parçaları ve kalıntıları görülmektedir.

Kara kilise civarında, çok sayıda stel çıkartılmış olup, bunların bir kısmı İstanbul Arkeoloji Müzesinde teşhir edilmektedir.

Yalova Çiftlikköy Kabarlı Camii-Muratağa Camii

KABARLI CAMİİ-MURATAĞA CAMİİ

Kabaklı köyünde Köy içi mevkiindedir.

Yapı, kagirdir. Kiremit çatıyla örtülmüştür. Dış cephesi mozaik sıvalıdır. Kuzey batı köşesinde kesme taştan yapılmış minaresi vardır. Cami girişine sonradan konulan kitabede, yapım tarihi olarak 1897 yazılıdır. Dikdörtgen planlı caminin mihrap ve minberi, geometrik ve bitkisel bezemeli çini plakalarla kaplanmıştır. Mihrap ve minberin daha önceleri mermer olduğu bilinmektedir. Mihrapta yazı kuşakları vardır. Ahşap tavanlıdır. Son cemaat yeri, camiye sonradan eklenmiştir.

Yalova şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Yalova Çınarcık

Yalova Çınarcık

Yalova Çınarcık; İl merkezine 17 km uzaklıktadır. Çınarcık-Armutlu arası 37 km, Çınarcık-Termal arası 8 km, Çınarcık-Çiftlikköy arası 23 km, Çınarcık-Kocaeli arası 88 km, Çınarcık-İstanbul arası 188 km. Çınarcık-Bursa arası 88 km, Çınarcık-Gemlik arası 61 km. dir.

TARİHİ

Çınarcık ilçesinin bulunduğu topraklarda, MÖ 4000-3000 yıllarında kurulmuş yerleşim yerleri vardır. Roma imparatoru Constantinus zamanından kalma kalıntıları, Çınarcık ve köylerinde rastlamak mümkündür. 1325 yılında Türklerin eline geçen Çınarcık, Kurtuluş savaşı yıllarında, üç kez işgal edilmiş ve 1921 yılında düşman işgalinden kurtarılmıştır. Bu işgal dönemlerinde, ilçenin Ortaburun köyü, Aşağı Kocadere ve Yukarı Kocadere köy halkının malları, Rumlar tarafından alınmış ve mal sahipleri öldürülmüştür.

Yalova Çınarcık

Kocadere köyündeki mezalim, soykırım, yakıp-yıkma hepsinden korkunç olmuştur. İşgal günlerinde Yunanlılar tarafından köyden toplanan insanların bir kısmı denize dökülerek öldürülmüştür. Geri kalan kadın, çocuk ve yaşlılar ise, Bekir Onbaşıya ait bir eve doldurularak yakılmıştır. 880 kişinin can verdiği bu katliamın anısına, aynı yerde yapılan şehitlik her yıl 29 Nisan tarihinde anma törenleriyle dolup taşmaktadır. Fakat ne kadar ilginçtir ki, burada böyle bir olay olduğunu ben buraya görünce öğrendim, keşke bu olay daha etkin kutlansa, bu katliamdan bütün dünyanın haberi olması gerekir, umarım anma törenlerine basın ilgi gösterir.

Çınarcık’ın Rumlar dönemindeki ismi “Kio” dur. Temiz havası olan şehir anlamına gelen bu sözcükten sonra da, sahip olduğu ulu çınarlardan dolayı “Çınarcık” ismini almıştır. Ancak Fevzi Çakmak, burayı ziyaretinde Belediye Parkındaki (Çınaraltı Gazinosu) anıt çınarı gördüğünde “Çok yazık etmişler buraya Çınarcık demekle, Koca Çınar demeliydiler” demiştir.

Evet, bölgenin tarihindeki en önemli olay “deprem”, 17 Ağustos 1999 tarihindeki Marmara Depreminde, ilçede toplam 5077 konut zarar görmüştür.

Yalova Çınarcık

GENEL

Çınarcık, plajları ve kampları ile öne çıkan bir turizm merkezidir. Özellikle bayram tatillerinde, ilçenin nüfusu 10 katına kadar çıkmaktadır. Başta İstanbul olmak üzere çevre illerden buraya yoğun ziyaretçi akını yaşanmaktadır. İlçenin nüfusu normalde 18 bin civarında iken bayram tatillerinde 200 binlere kadar çıkar.

Deniz seviyesinden yükseklik ortalama 30 metredir. Kolay ulaşımı, temiz denizi, orman ve sayfiye alanları ile her dönemde olduğu gibi, bugünde çekiciliğini korumaktadır. Ormanlarla kaplı Samanlı dağlarının kuzey yamacında, denize uzanan Çınarcık ilçesi, doğal bitki örtüsü ve dört mevsim turizme açık olan alanları ile bölgenin en fazla talep gören turizm alanıdır. Koru köyden başlayıp Esenköy’e kadar uzanan bir kıyı şeridi üzerinde bulunan ilçede Paşa Limanı Burnu, Kocadere Burnu, Dikilitaş Burnu, Dermaz Burnu, Baba burnu, Orman Uçuğu Koyu, Engere Koyu, Mersin Burnu gibi doğal güzellikler vardır. Çiçek bahçeleri, koyları, temiz sahil şeridi ve her yaşa hitap eden eğlence merkezleriyle gerçekten güzel bir yerleşim yeridir.

Yine de Çınarcık denince, akla yazlıklar gelir. Sırtını ormana vermiş, onar katlı apartmanlar. Bunun yanında Çınarcık ve Teşvikiye’yi geçtiğinizde, evler ve apartmanlar biter. Yemyeşil bir doğa ile baş başa kalınır. Yaşlı çınarlar altında bulunan çay bahçelerinde, toprağa basarak oturma imkanı vardır. Derken Şarköy’e gelinir. Burada görkemli bir çınar ağacı bulunuyor.

Çınarcık ile ilgili önemli bir not, burası (Koru beldesi) ülkemizdeki kesme çiçekçiliğin merkezidir. Burada: 406 dekar serada çiçek yetiştiriciliği yapılmaktadır.

Yalova Çınarcık Altın Çınar Festivali

ALTIN ÇINAR FESTİVALİ

Bu geleneksel festival, 1994 yılından beri Temmuz ayı ortasında düzenlenmektedir. Çünkü festival döneminin okulların kapanması ve yazlıkçıların geldiği döneme denk getirilmesi düşünülmüştür.

ŞENKÖY KIZILCIK ŞENLİKLERİ

Her yıl Ağustos ayının ilk haftasında düzenlenir. Köy meydanı süslenir, köy halkının ev sahipliğindeki şenlik coşkuyla kutlanır. Ana tema, kızılcığın yararlarıdır. Çünkü Şenköy yöresinde uzun yıllardır kızılcık üretimi yapılmaktadır ve yaklaşık 5000 ağaçtan yıllık 250 ton kızılcık elde edilir.

Yalova Çınarcık Ne Satın Alınır

NE SATIN ALINIR

Burayı ziyaret eder ve yöreye özgün bir şeyler satın almak isterseniz “Çınarcık işi” denen bir el işi satın alabilirsiniz. Ham ipek, pamuklu ve keten kumaşlar üzerine iplik çekilmesi ve doğal ipliklerle, kumaşın işlenmesiyle yapılır. Çınarcık haricinde, diğer ilçelerde ve başka yerlerde yaygın olmadığından halk arasında “Çınarcık işi” olarak adlandırılır. En eski örnekleri 80 yıllık olup Yalova Kent Müzesinde sergilenmektedir.

Yalova Çınarcık Çınar Ağacı

ÇINAR AĞACI

Şarköy’dedir. Üzerinde 3000 yaşında olduğu yazılıdır. Gövde içi 36 metre kare olan alanda lokanta vardır. Türkiye’nin en yaşlı anıt çınarı olduğu söylenen bu ağacın dış çapı 30 metreden fazladır.

Yalova Çınarcık Gezilecek Yerler

GEZİLECEK YERLER

Yalova Çınarcık Kum Plajı

KUM PLAJI

Çınarcık ve Esenköy arasında doğal bir plaj alanıdır. Yalova’ya 16 km uzaklıktadır. Bu plaj özellikle İstanbul, Yalova ve Bursa’dan gelenler tarafından denize girmek için kullanılır. Plajın “Mavi Bayrağı” vardır. Burada gündüzleri güneşlenip yüzmek ve akşamları ise eğlencelere katılmak mümkündür.

Yalova Çınarcık Hasan Baba Türbesi ve Mesire Yeri

HASAN BABA TÜRBESİ VE MESİRE YERİ

Yalova yöresi, 1325 yılında Orhangazi tarafından Bizanslılardan ele geçirilmiştir. Ardından bölgeye Türk göçleri artmıştır. Ancak devam eden süreçte Türkler ve Bizanslılar arasında çatışmalar devam etmiştir. Bir çatışmada yanında iki arkadaşı ile birlikte Hasan Baba, yaralı olarak günümüzdeki piknik alanının bulunduğu yere çekilmişlerdir.

Rivayete göre, burada Hasan Baba, kılıcına yaslanmış ve kılıcın battığı yerde, günümüzde Hasan Baba suyu denen su kaynağı çıkmıştır. Hasan Baba ve arkadaşları, bir süre su kaynağında dinlenmişler ve ardından Bizanslıların ikinci saldırısına uğramışlardır. Üç kahraman burada şehit düşmüşlerdir. Arkadaşları, üç şehidi, bu bölgede toprağa gömmüşlerdir. Hıdırellez günlerinde Hasan Baba’nın mezarı ziyaret edilmektedir. Su kaynağı, yüzyıllar boyunca korunarak günümüze ulaşmıştır.

Hasan baba mesire yeri olarak isimlendirilen koruya: Yalova-Çınarcık karayolundan ayrılarak çıkılır. Termal ve Çınarcık ilçeleri arasında, Çınarcık sırtlarında 1967 yılında kurulmuştur. Çınarcık’a yaklaşık 4.5 km uzaklıktadır. Denizden 120 metre yükseklikteki bu tepe, her mevsim yeşil bitki örtüsü ile kaplıdır.

Yalova’da kalabalığın karmaşasından kaçanların,  huzura kavuşabilecekleri bir mesire yeridir. Koru: ismini, Yalova’da söylenen efsanelerde adı geçen Hasan Baba adlı ermişten alır. Yaz aylarında küçük gezintilere çıkmak ve piknik yapmak için buraya gidebilirsiniz. Aşağısında uzanan ormanları ve sahili, tepeden seyredebilirsiniz, ziyaretçilere doyumsuz manzaralar sunar. Binlerce kişiyi (3000 kişi kapasitelidir) aynı anda ağırlayabilecek büyüklüktedir. Bir tane havuzlu, çok soğuk ve iyi kalite suyu vardır. Burada, geyik koruma alanı ve bir restoran bulunuyor.

ŞENKÖY KİLİSE KALINTISI

Çınarcık ilçesi Şenköy bölgesindedir. Denize karşı yüksek bir tepede kurulmuştur. Yapılan incelemede: denize uzanan engebeli bir arazi olduğundan, kilise olarak adlandırılan kalıntılar, denize doğru çıkıntı yapan uç kesimdedir. Günümüzde sadece batı duvarına ait bazı temel izleri görülmektedir. Mevcut duvarlardan kilisede tuğla, yerel taş ve horasan harcı kullanıldığı tespit edilmiştir. Bitki örtüsü yapının üzerine büyük ölçüde kaplamıştır. Harap durumdadır.

KORUKÖY FIRIN

İlçe merkezine bağlı Koruköy’dedir.

Tek katlı binadır. Ortada yarısı gömülü fırın ocağı bulunur. Ocağın üstünde hamur hazırlama yeri ve bu kısma çıkılan 5 basamaklı merdiven bulunur. Koridorun iki yanında, simetrik birer gözlü dükkan vardır. Çatı tamamen çökmüştür. Fırın ocağı ve koridor ve dükkan, tamamen molozlarla doludur. Arka tarafındaki yarı tuğla yarı taş kaplama duvar ortasından yıkılarak, binayı ikiye ayırmıştır. Bina yapıldığı dönemde, içten tamamen sıvalıdır. Dışta ise ön ve sağ yan cephe takoz işlemeli tuğla ve yine sıvalıdır. Fırın giriş cephesindeki basık tuğla kemer ortasından çatlamıştır. Bina virane halindedir.

Yalova Çınarcık Teşvikiye Antik Su Sistemi

TEŞVİKİYE ANTİK SU SİSTEMİ

Su sistemi: Güngörmezler mevkiinden, Kemertepe mevkiine kadar uzanan kanal ve kemerlerden oluşur. Başlangıç kısmı: kaya içindeki, doğal bir kovuğun, insan eliyle oyularak ve harçlı moloz taş duvar örgüsüyle şekillendirilerek oluşturulmuştur. Bu bölünden sonra Teşvikiye deresinin doğusunda bulunan tepelerin yamaçları boyunca yaklaşık Çınarcık Belediyesi sınırına kadar 7 km uzanır. Güney-kuzey doğrultusunda uzanan kanal, yaklaşık 150 metre kodundan, 50 metre koduna doğru, hafif bir eğimle alçalır. Üst kısmı tonozludur. Yüksekliği 1.80-2 metre ve genişliği 1-1.20 metredir.

Moloz taştan, kireç harcı kullanılarak yapılmıştır. Hat boyunca, havalandırma bacaları ve dinlendirme havuzları bulunur. Kanalın önemli kısmı, toprak altında olup, bazı bölümler yüzeyde ilerler. Kemertepe doğrultusunda, yaklaşık 200 metrelik bölümü izlenebilen “Akuadükt” kalıntısı vardır. Kemerlerin genişliği 5 metre, yüksekliği 5 metredir. Sadece 2-3 tanesi halen ayaktadır. Toplam 5-6 tane olduğu tahmin edilmektedir. Tuğla ve moloz taştan, almaşık teknikle yapılan kemerlerin üst bölümündeki su kanalı, halen iyi korunarak günümüze ulaşmıştır. Kemertepe’nin, kuzeydeki kıyı bölgesinde, bugün Paşalimanı olarak adlandırılan bölgedeki orta ve büyük ölçekli antik yerleşimin su ihtiyacını karşılamak için yapıldığı düşünülmektedir.

DELMECE YAYLASI

Teşvikiye beldesinden çıkılır. Sahile 17 km uzaklıktadır. Yaylada: orman arazisinde, meşe, kestane, ıhlamur ve çam ağaçları vardır. Yakınlarında, şifalı su olarak isimlendirilen bir su kaynağı vardır. Bu yaylada farklı parkurlarda doğa yürüyüşü yapabilirsiniz.

ERİKLİ YAYLASI

Teşvikiye beldesinin 8 km yukarısındadır. Kamp ve doğa yürüyüşü yapılabilir. Özellikle Teşvikiye deresi üzerinde bulunan ikiz şelaleler ilgi çekmektedir ki, burası yürüyüş parkuru üzerindedir. Ayrıca, Erikli yaylasında irili ufaklı birçok şelale bulunmaktadır. Yürüyüş parkuru üzerinde kamp alanları bulunmaktadır.

Yalova Çınarcık Erikli Şelalesi

Erikli Şelalesi

Erikli’de Erikli deresi üzerindedir. Erikli deresi, irili ufaklı birçok şelaleler oluşturarak akar. Bunlardan: Delmece yaylası yakınlarındaki en büyüğü Erikli Şelalesidir. Burada: kamp kurulabilir ve doğa yürüyüşü yapılabilir.

Yalova Çınarcık Koru Beldesi

KORU BELDESİ

1924 yılına kadar buranın nüfusunun tamamı, yerleşik Rumlardan oluşuyordu. 1924 yılında yapılan mübadele sonucunda, Rumlar Yunanistan’ın Selanik şehrine gitmiş, Darama ilçesinde yaşayan Türkler ise buraya gelmişlerdir. Rumlar döneminde beldenin ismi, güzel orman anlamına gelen “Kuri” dir.

Türk nüfus bölgeye yerleşince ismi “Koru” oluştur. Beldede: Bizans imparatorluğu döneminden kalan Eudoskia sarayı, Deveboynu mevkii, liman bölgesinde olması nedeniyle iki liman bulunmaktadır. Buranın bir diğer önemli özelliği, kesme çiçekçiliğin merkezi olmasıdır.

Yalova şehir merkezi tanıtım ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.