Van Muradiye

Van Muradiye

 

Muradiye: Van gölünün kuzeyinde, gölün uç noktasında bulunmaktadır. Aslını isterseniz, çoğu insan ve ziyaretçi bu bölgeden, yani Muradiye ilçesi sınırları içinden geçmelerine rağmen, sanırım çok az bir kısmı, İlçe merkezine girmektedirler.

Bunların yanında: Muradiye ilçesinde, bir de kilise yapısı var. Günümüze kadar sağlam olarak gelebilmiş bu kilise yapısını görmek isteyenler olabilir diye, o yapı ile ilgili de kısa bilgi verdim. Ama, Muradiye ilçesi hakkında ayrıntılı bilgilere girmedim. Çünkü: burası, Anadolu’muzun küçük ve şirin bir yöresi.

Van Muradiye Şelalesi

MURADİYE ŞELALESİ

İlçe merkezine, 8 km. ve Van il merkezine ise 80 km. uzaklıktadır. Van-Erciş kara yolunda ilerlerken: Muradiye ilçesi Karahan köyü civarında, yoldan sapılarak ilerleniyor.

Çaldıran yöresinden buraya gelmeyi düşünürseniz: Çaldıran ilçesini geçtikten sonra, Van gölüne doğru yola devam ettiğinizde, Muradiye ilçesine 10 km. kala yolun sağında “Muradiye Şelalesi” tabelasını görebiliyorsunuz.

Yoldan: 150 metre kadar içeride, ağaçlıklı alana ulaştığınızda, şelalenin gürültüsünü rahatlıkla duyabiliyorsunuz.

Tendürek dağlarından kaynağını alan: Bend-i Mahi çayı üzerindedir. Bu çay: Tendürek dağlarından doğduktan ve Çaldıran ovasını suladıktan sonra: Muradiye ilçesinin kuzeybatısında, küçük çaplı şelaleler oluşturuyor ve Muradiye Şelalesinin bulunduğu yere geliyor.

Daha sonra ise, Muradiye ovasını takip ederek, Van gölüne dökülüyor.

Şelale suları, çok yüksekten düşmemiş olmasına rağmen, suların oldukça kuvvetli akması nedeniyle, güzel bir görüntü sunuyor.

Suların düşme yüksekliği: 15-20 metre arasında değişiyor. Adını ise: Bağdat seferi sırasında, burada konaklayan Sultan IV. Murat’tan almıştır.

Van Muradiye Şelalesi

Yaz aylarında, şelalenin altına inebiliyorsunuz ve muhteşem bir serinlik sizi karşılıyor. Kışın giderseniz: dökülen suların donmasından kaynaklanan, oldukça güzel görüntüler veriliyor. Bu görüntüler: Pamukkale’deki travertenleri anımsatıyor.

Köprünün hemen önünde: asma bir köprü var. Bu asma köprüden, kalabalık olarak geçerseniz, köprünün sallanması nedeniyle, ayrı bir heyecan yaşayabilirsiniz. Ama özellikle, bu asma köprü üzerinde resim çektirmelisiniz.

Hemen arkanızda Muradiye Şelalesinin görüntüsü olan bu resim, güzel bir anı olacaktır. Evet, köprüden karşıya geçerseniz: orada şelaleyi tam karşıdan gören bölümde, piknik yapmanız mümkün. Bu bölümde: piknik mekanları var. Ayrıca, bölgede: bakkal dükkanı ve lokanta bulunuyor.

Buralardan, yakınlardan geçerken mutlaka uğramanız ve görmeniz gereken bir yer olarak, öneriyorum.

Van Muradiye Şeytan Köprüsü

ŞEYTAN KÖPRÜSÜ

Muradiye şelalesinden sonra, Muradiye ilçesine gelmeden 5 km. önce, sağa dönülerek 500 metre ilerlediğinizde, Şeytan köprüsünün bulunduğu yere varabilirsiniz. Yani, ana yoldan yaklaşık 500 içerideki tali yola girmeniz gerekiyor.

Bendimahi çayı üzerindedir. 19.yüzyıl sonu ve 20.yüzyıl başlarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Tek gözlüdür. Düzgün kesme taş ve moloz taş kullanılarak yapılmıştır. Yolu düz ve sağlam durumdadır.

Ancak, esas özellik: yapılmış köprünün altındaki kayalarda oluşan, kayaların doğal oluşumu ile oluşan ve suların hızla aktığı, bölümdür. Suyun yan yana ve birbirine değecekmiş gibi yakın iki kaya arasından, fışkırarak yani deli gibi akması/çıkması, köprüye çok heybetli bir görüntü katmaktadır.

Bu durum, aynı zamanda, köprüye “Şeytan köprüsü” isminin verilmesini de izah etmektedir. Bence, biraz saçma. Yani, anlam veremedim. Buraya mutlaka girin diyemem.

ST. STEFANOS KİLİSESİ

İlçe merkezinin 2.5 km. batısında, Kilise mahallesindedir. Bend-i Mahi çayının hemen yanında yükselen, Aksorik dağının yamacında kurulmuştur.

Kilise: çevresindeki mezar şapeli ve keşiş hücreleriyle birlikte, bir manastır yapısının parçasıdır. Ancak: günümüzde keşiş hücreleri yıkılmış ve sadece temel kalıntıları kalmıştır.

Kilise yapısı ise, oldukça iyi durumdadır.

Kilise yapısı: doğu-batı istikametinde: girişteki tonozlu mekanla birlikte, 12×7 metre ölçülerinde, dikdörtgen planlıdır. Kilisenin yüksekliği ise: 12 metredir.

Kilise yapısına: batıdaki bir kapıdan girilmektedir, ancak kapı yıkıktır. Kuzeydeki bir kapıdan ise, Saint Etienne’nin mezar şapeline geçilmektedir. Burayı görmedim, bilgi vermek istedim, arzu edenler gidebilirler.

 

KÖRZÜT

Muradiye ilçe merkezinin 9 km güneydoğusunda, Muradiye ovasının güneydoğu köşesindedir.

Araştırmacılar Körzüt’ün, Van kalesinden kuzeye giden sefer yolu üzerinde bulunduğuna vurgu yaparak stratejik konumunu ön plana çıkarırlar. Fakat bir haritaya bakıldığında: kentin Van gölü kıyısından 8 km daha doğuda olduğu görülür. Başkent Tuşpa’dan kuzeye ulaşan yol güzergahının Van Gölünün bataklık kısmı göz önüne alındığında, gölün yaklaşık 1 km doğusundan geçtiği öngörülebilir.

Bu durumda Körzüt ile yol arasında; yaklaşık 7 km olduğu anlaşılır. Bu nedenle kentin ana yolu denetleyen yola  hakim bir konumda olduğunu söylemek oldukça zordur.

Körzüt’ün Muradiye Ovasının kenarına inşa edilmesinin ovanın tarımsal potansiyeliyle ilişkisi olduğu söylenebilir.

Krallığın merkez bölgesi olan Van Gölü Havzası, tarım yapılabilecek düz ve sulak alan bakımından fakirdir. Muradiye Ovası yaklaşık 80 km kare alanıyla havzanın önemli düzlük alanlarından birini oluşturur. Bendimahi çayı ve çeşitli derelerin suları ile beslenen ova aynı zamanda nehrin getirdiği alüvyonlarla bereketli hale gelir. Muradiye Ovası günümüzde bile tarımsal potansiyeliyle havzada ön plana çıkmaktadır.

Körzüt’ün sitadel kısmı, kuzeybatı-güneydoğu yönünde uzanan doğal bir kayalık üzerinde bulunur. Ova seviyesinden 45-50 m yüksektedir. Kayalığın batı, güney, kuzeybatı kısımları sarp ve eğimlidir. Sitadele ulaşım diğer yönlere göre daha elverişli olan kuzeydoğu kısmından sağlanır. Kentin sitadel kısmı kayalığın hemen hemen tamamına yakın kısmını oluşturan yaklaşık 2.5 hektarlık alanı kaplar.

Körtüz sitadel alanının çevresi, kalınlığı 4 m ye ulaşan sur duvarları tarafından çevrelenir. Günümüzde kuzeydoğu kısmında görülen mevcut duvarların yüksekliği ise 8 m ye ulaşır. Bu kesimde sur duvarlarının 9 sıra yüksekliğindeki taş sırası; her taş 5-6 cm geri çekilerek sur bedeninin dayanıklılığı arttırılmıştır.

Körtüz’un kuruluşuna dair bilgiler, sitadelden taşındığı anlaşılan bir kısmı kentin yakınındaki Uluşar Köyünde bulunan yazıtlardan gelir. Bu yazıtlara göre: kent Menua tarafından inşa ettirilmiştir.

Körtüz’ün Urartular tarafından nasıl adlandırıldığı bilinmemektedir.

Fakat Körtüz’ün yaklaşık 8 km batısındaki Karahan’dan gelen Menua’ya ait stelde kralın Arsuniu/Arşuniuni kentinde Haldi kapıları yaptırdığından bahsedilir.

Benzer şekilde Kevenli’den gelen bir taş blok üzerindeki yazıtta: Menua’nın Ura ülkesi karşısındaki Arsunlu şehrinde Haldi kapıları yaptırdığından bahsedilir. Bu  nedenle yazıtlarda bahsedilen Arsuniu/Arşuniuni kenti Körzüt veya Kevenli ile ilişkilendirilir.

Körtüz’ün kapsamlı bir şekilde arkeolojik kazısının yapılmamış olması, kentin mimari dokusunun tam olarak anlaşılmasını engeller.

Fakat Körtüz’ün taş bloklardan yapılmış 4 m kalınlığında 8 m yüksekliğindeki görkemli sur duvarlarıyla çevrelenen sitadeli, tapınağı ve inşa yazıtlarıyla krali bir yatırım olduğu anlaşılır.

Bu durumda Körtiz, Menua döneminde inşa edilen Yukarı Anzaf ve Aznavurtepe ile birlikte Menua’nın inşa ettirdiği 3 krali kentten birisidir.

Körtüz’ün sitadel alanında bir kazı yapılmamış olması nedeniyle burada saray kompleksi olup olmadığı bilinmez. Fakat kazı yapılmamış olmasına rağmen 2.5 hektar sitadel alanında birçok yapı kalıntısının temel izleri seçilebilmektedir. Güçlü sur duvarlarının diğer krali kentlerde olduğu gibi sitadelde bulunan tapınakla beraber bir sarayı koruması amacıyla inşa edildiği düşünülür. Bu nedenle Körtüz’ün Van Gölü Havzasının tarımsal potansiyeline sahip önemli ovalardan biri olan Muradiye Ovasını denetlemek için kurulmuş bir yönetim merkezi olarak değerlendirilmesi mümkündür.