Samsun Ayvacık

Samsun Ayvacık

Ayvacık, Samsun arası uzaklık 60 km dir. Ayvacık, Çarşamba arası uzaklık: 29 km. Ayvacık, Terme arası uzaklık: 52 km. Ayvacık, Ordu arası uzaklık: 340 km.

TARİHİ

Osmanlı imparatorluğu döneminde, Türkler, Rumlar ve Ermeniler burada birlikte yaşamışlardır ve bu yüzden Ayvacık köklü bir kültüre sahiptir. 1990 yılında Ayvacık köyü ve Keskinoğlu köyünün birleşmesiyle Ayvacık ilçesi kurulmuştur.

Samsun Ayvacık

GENEL

İlçe merkezinde Kaymakamlık binası girişte göl kenarındadır. Belediye binası, hemen ilçe girişinde olup, ortadaki yolda alışveriş mekanları, dükkanlar bulunur. Ormanlarla kaplı bölgede doğal manzara, tarihi ve turistik mekanların bolluğu, yörenin turizm potansiyelini yükseltiyor. İlçe, Canik dağlarının kuzey eteklerinde, Suat Uğurlu Baraj gölünün kıyısında çam ağaçlarıyla kaplı bir bölgede yer alır. İlçenin ortasından Yeşilırmak, Suat Uğurlu ve Hasan Uğurlu Baraj gölleri geçiyor. Bu yüzden, ilçenin bazı köyleri, karşı kıyıda bulunmaktadır.

İki yaka arasındaki ulaşım, küçük bir feribotla sağlanır. Yerleşim yeri bakımından, İsviçre’de Landwasser ırmağı kıyısında bulunan Davos’a benzetilmektedir. İlçenin büyük bölümü ormanlıktır.

Barajın çevresinde ise fındık ocağı bulunur. İlçe halkı, fındık ve ormancılıkla geçinir. Barajda ise: yayın balığı, aynalı sazan ve Japon levreği ile kefal çıkar. İlçe, 2010 yılında turizm bölgesi ilan edilmiştir.

Özellikle Arap yatırımcılar burada oldukça büyük yatırımlar yapıyorlar, büyük tesisler açmak için oldukça büyük arazi satın aldıkları biliniyor.

Samsun Ayvacık Suat Uğurlu Barajı

SUAT UĞURLU BARAJI

İlçe merkezine bağlı Balahor köyü civarındadır. Çarşamba ovasına 15 km uzaklıktadır. Baraj 1975-1981 yılları arasında yapılmıştır. Yeşilırmak üzerindedir. Yüksekliği 38 metredir. Ortalama derinliği 18 metredir. Baraj: elektrik üretimi ve Çarşamba ovasının sulanmasında kullanılıyor. Türkiye’de baraj gölünde bulunan tek ada olan “Kirazlık adası” da burada bulunuyor.

Samsun Ayvacık Hasan Uğurlu Barajı

HASAN UĞURLU BARAJI

İlçe merkezinin 8 km güneyindedir. Baraj 1971-1981 yılları arasında yapılmıştır. Barajın yüksekliği 135 metredir. Ortalama su derinliği 54 metredir. Enerji üretimi amacıyla yapılmıştır. Türkiye’nin ilk yeraltı santralinin kurulduğu yerdir. Arkasındaki gölün alanı 20 km karedir. Barajın yapımı sırasında trafik kazası geçirerek hayatını kaybeden DSİ Samsun 7’nci Bölge Müdürü Hasan Uğurlu ve eşi Suat Uğurlu’nun isimleri verilmiştir.

Samsun Ayvacık Yamaç Paraşütü

YAMAÇ PARAŞÜTÜ

İlçe merkezinde Örencik mahallesinde bulunan yüksek alanlar, yamaç paraşütü organizasyonlarına elverişlidir.

NE SATIN ALINIR

Yörede el sanatları denilince ilk akla gelen “cecim” dir. El tezgahlarında halis yünden dokunur. Yere sermek için dokunan kilimlere cecim denir. Kadın ve çocukların bellerine bağladıkları bağlar ise cecim olarak isimlendirilir.

NE YENİR

Buralara yolunuz düşer ve geleneksel yemeklerden tatmak isterseniz, ilk önerim: “keşkek” olacaktır. Alternatif olarak “haluç” deneyebilirsiniz.

Samsun Ayvacık

GEZİLECEK YERLER

Samsun Ayvacık Eynel Köprüsü

 

 

 

 

 

EYNEL KÖPRÜSÜ

Estetik olarak baraj gölüne güzel bir görüntü vermektedir. En yakınında Eynel köyü bulunduğu için köprüye Eynel köprüsü ismi verilmiştir. 2010 yılında yapılan köprü, baraj gölünün ayırdığı mahalleleri birleştiriyor. Türk mühendis ve mimarlarının ortak çalışmasıyla yapılmıştır. Çelik konseksiyon üzerine oturtulmuştur.

Samsun Ayvacık Eynel Köprüsü

Köprü 350 metre uzunluğundadır. Orta açıklık: minimum 168 metredir. Köprüye önce beton ardından da araçların kaymaması için özel malzemeli asfalt dökülmüştür. Köprü kot farkı gereğince, yüzde 5 eğimli yapılmıştır. Araç yolu eni, toplam 8 metredir.

Samsun Ayvacık Eynel Köprüsü

Yaya yolu ise her iki tarafta 2 metre olmak üzere 4 metredir. Köprü: Türkiye’de kırsal kalkınma projeleri içerisinde, tek kalemde yapılan en büyük bütçeli proje olma özelliğine sahiptir.

Samsun Ayvacık Eynel Köprüsü

Ayrıca, Proje, Türk Yapısal Çelik Derneği tarafından 2009 yılı Tasarım Yarışmasında Jüri Özel Ödülüne layık görülmüştür.

Samsun Ayvacık Kadın Kültür ve Doğal Yaşam Merkezi

KADIN KÜLTÜR VE DOĞAL YAŞAM MERKEZİ

İlçenin girişinde, sol tarafta, baraj gölü kenarındadır. Burada: yöresel mimariyle inşa edilmiş ahşap bir ev bulunuyor. İlçeye özgü el sanatlarının geliştirilmesi ve sergilenmesi amacıyla yapılan merkezde, yöreye özgü Cecim kilimi tezgahları bulunuyor.

Samsun Ayvacık Kadın Kültür ve Doğal Yaşam Merkezi

Hediyelik cecim (cicim) kilimi satışı yapılıyor.

Samsun Ayvacık Tekne Turu

TEKNE TURU

İlçe merkezinde bulunan iskelede, Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından sağlanan teknelerle gezi düzenleniyor.

Samsun Ayvacık Tekne Turu

Baraj gölünde yaklaşık 45 dakika süren tekne turu için 15 TL. ücret ödemek gerekiyor. Ayrıca, yine baraj gölünde kürek ve jetski yapma imkanı da bulunuyor.

Samsun Ayvacık Ahşap Camiler

AHŞAP CAMİLER

Yöresel mimarinin en değerli unsurları olan ahşap camiler, tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Çamalan Mahallesinde bulunan Ulubelen camisi, Yeniköy Mahallesi camisi, Ardıç Mahallesi camisi, Ortaköy camisi, Kabaklık Köyü camisi, Kabaklık Lazlar Mahallesi Camisi görülecek yerler arasındadır.

İlçe sınırları içinde günümüze sadece 13 tane ahşap cami gelmiştir. Bu ahşap camiler içinde, en önemli cami, Çamalan mahallesindeki 200 yıllık Ulu Belen Oyma Camisidir.

Samsun Ayvacık Ulubelen Camisi

Ulu Belen Camisi

Çamalan Mahallesinde, temelsiz olarak iki katlı ahşaptan yapılmıştır. Zemini taş ve ağaçlarla desteklenen cami, restore edilmeyi bekliyor, aksi halde yıkılma tehlikesi vardır. Caminin içindeki oyma motifler ve kök boyalar ilgi çekiyor.

Çünkü cami yapıldığında kullanılan kök boyalar, halen özellik ve güzelliğini koruyor. Camide, mihrapta süsleme olarak ay-yıldız bulunuyor. Tavanda, yapıldığı döneme ait ahşap avize var.

Caminin içindeki ikinci kapısında, oyma ve el işlemeli yapılmış çok güzel motifler görülür. Caminin cemaati yazın artar, kışın ise azalır, ayrıca bölgeye gelen turistler de camiyi ziyaret ederler.

Samsun Ayvacık Kirazlık-Zevgar Adası

KİRAZLIK-ZEVGAR ADASI

Kirazlık adası ancak ilçede kullanılan ismiyle “Zevgar” adası, Koçyurdu köyüne bağlı iken Suat Uğurlu Barajı sularının bölgeyi kaplaması sonucu oluşan bir adadır. Göller içinde tek ada olma özelliği taşıyan Kirazlık adası oldukça güzel manzarası ile yöreyi ziyaret eden turistlerin ilgisini çeker.

Adada insan yaşamıyor, sadece yabani hayvanlar bulunuyor. Ancak ileriye dönük olarak: adada çevrenin doğal dokusuyla uyumlu köy yaşamını simge edecek tesislerin yapılması, bitki örtüsü canlandırılarak adaya konabilecek küçük baş hayvanlarla destinasyonun zenginleştirilmesi çalışmaları planlanmaktadır.

Samsun Ayvacık-Kikinin Şelalesi

 AYVACIK-KİKİNİN ŞELALESİ

Karadeniz coğrafyasında en güzel doğal varlıklar olan şelaleler, Ayvacık köylerinde bulunuyor. Kikinik Şelalesi, ilçe merkezine 5 km uzaklıktadır. Şelale: 40 metre yükseklikten dökülmektedir.

Samsun Ayvacık Yeşilpınar Şelalesi

YEŞİLPINAR ŞELALESİ

İlçe merkezine 15 km uzaklıkta Yeşilpınar köyündedir. Araçla belli bir süre ilerlenir ancak yol bitiminde, yaklaşık 1.5 km yürüyüş yapmak gerekir. Şelale 50 metreden dökülmektedir.

Samsun Ayvacık Kızlar Kalesi

KIZLAR KALESİ

Çamlıkale mahallesindedir.

Kervan ve yayla yolları güzergahındadır. Yeşilırmak nehrine hakim bir noktadadır. Demir çağından (MÖ 1200-500) itibaren, iskan gören ve amazonlar ile özdeştirilen Kızlar Kalesi, barındırdığı arkeolojik verilerle bölge tarihine ışık tutuyor.

Samsun Ayvacık Kızlar Kalesi

Koruma altına alınan kale, Efsaneye göre: 2000 yıl önce, Çamlıkale Mahallesinde yaşayan iki kış kardeşin yaşadığı bir kale olarak biliniyor. Kızlar kalesinin hikayesi: Yaklaşık 2000 yıl önce, bölgede Çamlıkale köyünde iki tane kız varmış. Bu kızlar bir kalede yaşarlarmış. Bu kızların: yaklaşık 3 bin koyun ve keçileri varmış.

Koyunlar ve keçiler yaylada tutulup besleniyormuş. Keçi ve koyunlardan sağılan sütler, 2 km boyunca uzanan ve yer altında gömülmüş taş oluklarda sağılır ve bu oluklar vasıtasıyla kızlar kalesine ulaşırmış. O zamanlar dağlarda yaşayan eşkıya çeteleri, köylülere korku salarmış.

Bir gün bu eşkıya çeteleri, bu kızların sahip olduğu koyun sürüsünü yağmalamak için saldırırlar ve sürüyü korumak için çeteye karşı koyan köpeği yakalayıp, boğazını keserler, tekelerden birinin boynundaki zilin ipiyle de çobanın elini bağlarlar.

Samsun Ayvacık Kızlar Kalesi

Çoban eşkıyalara hitaben “Beni, nasıl olsa yakaladınız, son kez kavalımı çalayım hem de zaman geçirmiş olursunuz” diyerek kavalını eline alır ve kavalıyla kaledeki kızlara şu mesajı geçer “Kara kancık kanlar kustu (çobanın dişi olan köpeği), Ger tekenin ipi kolumu kesti, Zahle-Zahide boğazkesen kalesini kesin” diyerek karşıdaki Erbaa tarafında olan Boğazkesen kalesine doğru sürünün ve kendisinin götürüleceğini söyler.

Bunu duyan Zahle ve Zahide, hemen atlarına binerler ve kaleye doğru yola çıkarlar ve eşkıyalara yetişip savaşarak sürüyü ve çobanı ellerinden alırlar. Adını buradan alan ve her yıl yerli ve yabancı turistler tarafından ziyaret edilen Kızlar Kalesi, ilçenin turizminde önemli pay sahibidir.

Samsun Ladik hakkındaki gezi yazım için Ladik

Samsun Alaçam

Samsun Alaçam

Alaçam, Samsun arasındaki uzaklık 78 km. dir.

Samsun Alaçam

TARİHİ

İlçede en eski yerleşimciler konusunda yapılan araştırmalarda, Sivri Tepe kesiminde yapılan kazılar sonucunda Hitit dönemine ait çanak-çömlek, seramik parçaları, bıçak, balta ve çeşitli aletler bulunmuştur. Buna göre, Hititlerin MÖ 5000-3000 yılları arasında bu bölgeye geldikleri tahmin edilmektedir.

İlk dönemlerde bölgenin ismi “Zalikus” dur. O dönemde deniz kıyısında bulunan Alaçam merkezi, günümüzde 2 km daha içeridedir. Çünkü Alaçam çayının getirdiği alüvyonlar, dere ağzı kısmında birikerek bir alüvyon ovası oluşturmuştur. Daha sonra yörede Danişmentliler görülür ve yörenin ismi “Tralköy” olur. 1183 yılında ise Selçuklular bölgeye gelirler ve yerleşim yerinin ismi “Uluköy” olarak değiştirilir.

1365 yılında ise, İlhanlı devletinin hükümdarı Bedirhan, ilçenin Uluköy olan ismini “Alaçam” olarak değiştirir. Alaçam isminin kasabanın ortasından geçen Uluçay’ın kenarında bulunan Uluçam denen büyük çam ağaçlarından aldığı düşünülür.

Alaçam 1398 yılında Osmanlı hakimiyetine girer. 1460 yılından 1922 yılına kadar Osmanlı devletinin hakimiyetinde kalan yöre, 1944 yılında Bafra kazasından ayrılarak Samsun iline bağlı bir ilçe olur.

Samsun Alaçam

GENEL

İlçe halkının yüzde 60’ı mübadil (Lozan antlaşmasından sonra Yunanistan topraklarından zorunlu göçe tabi tutularak Anadolu’ya gelenler) dir. Denizden yükseklik 15 metredir. İlçe halkının ekonomik faaliyeti tarım ve hayvancılığa dayanır. Ayrıca balıkçılık yapılır.

NE YENİR

Alaçam yöresine yolunuz düşerse ve yerel lezzetlerden tatmak isterseniz, herse (tavuk etinden yapılır), Aluş, kaparlı pidesi ve özellikle ve mutlaka palamut balığından yapılan “Palamut dolması” önerebilirim.

 

Samsun Alaçam Koyu

ALAÇAM KOYU

Alaçam ilçesinde denize girmek isterseniz, ilçe merkezine yakın sahilde Alaçam koyu düşünülebilir. Burada güzel bir kumsal vardır. Ancak, deniz oldukça derindir, denizde birkaç adım atınca derinlik boy mesafesine gelir.

ALAÇAM MESLEK YÜKSEK OKULU

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesine bağlı olarak 2009 yılında açılmıştır.

MÜBADELE DÖNEMİ

30 Ocak 1923 tarihinde Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan “Türk ve Yunan Halklarının Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol” ile, 1 Mayıs 1923 tarihinden itibaren Türkiye’de oturan Rum-Ortodoks dinine mensup olanlarla, Yunanistan’da bulunan Türkler, mecburi mübadeleye tabi tutulmuştur.

Mübadele deniz yolu ile yapılmış ve mübadillerin Türkiye’de indirildikleri önemli iskelelerden birisi de Samsun limanı olmuştur. Samsun’da geçici barınmayı sağlayacak misafirhaneler belirlenmiş, ancak bu alanların yetersizliği nedeniyle mübadillerin bir kısmı kasaba ve köylere yönlendirilmiştir.

Tütüncülükle uğraşanlar, Alaçam-Bafra ve Çarşamba bölgelerinde ve çoğunlukla Rumların terk ettikleri arsa ve evlere yerleştirilmiştir. 1950’li yıllarda ise Bulgaristan’dan Alaçam’a göç gerçekleşmiş ve yeni konut alanları belirlenmiştir.

Samsun Alaçam

GEZİLECEK YERLER

Samsun Alaçam Mübadele Müzesi

MÜBADELE MÜZESİ

İlçe merkezinde Çeşme Mahallesi Eski Şube Sokaktadır. Her gün saat 08.00-17.30 arasında ziyarete açıktır.

Müzenin bulunduğu bina, 19’ncu yüzyılın son çeyreğinde İptidai Mektebi olarak yapılmış, daha sonraki dönemlerde farklı işlevlerde yine kamu binası olarak hizmet vermiştir. Yapı 2010 yılında restore edilmiş ve 2012 yılından itibaren müze olarak ziyarete açılmıştır.

Yığma tuğladan yapılmış, 2 katlıdır. Giriş katı: idari bölüm, dökümantasyon ve depo bölümlerinden oluşur. İkinci katta ise, eserlerin tefrişi yapılmaktadır. Bu bölümdeki eserler Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün girişte yazılı şu sözü ile sergilenmektedir. “Mübadiller kaybedilmiş toprakların aziz hatıralarıdır.” Müzede: Etnografik eserler sergilenmektedir.

Bunlar: 1923 yılındaki Lozan Antlaşmasına konan ek protokolle zorunlu göçe tabi tutulan mübadillerin yanlarında getirdikleri günlük kullanım eşyaları, belgeler ve fotoğraflardan oluşmaktadır.

Vitrinlerde, müadil kadınlara ait özel günlerde kullanılan elbiseler (bindallı, gelinlik, cepken, şalvar, gelin başörtüsü gibi) günlük kıyafetler ve ayrıca erkek giysileri vardır. Bunlar üzerlerinde zincir, tel kırma, tel sarma gibi tekniklerle yoğun olarak işlenmiştir.

Vitrinlerde, mübadele yıllarına ait fotoğraflar ve belgeler de sergilenmektedir. Bunlar mübadillerin göç esnasında ve gemilere taşınırken çekilen fotoğrafları, mübadillere verilen yol belgeleri ve Kurtuluş Savaşına ait bazı belgelerdir. Ayrıca birinci kuşak mübadillerden hayatta olanların müzeye bağışladıkları bireysel kullanım eşyaları da sergilenmektedir.

Evet, ilginç bir müze, benzerlerine ülkemizin başkaca bir yerinde rastlamadım, Lozan antlaşmasının ardından Anadolu’dan Yunanistan’a 1.250.000 ve Yunanistan’dan ülkemize 500.000 göçmen geldi.

Her iki taraf için de oldukça zor şartlar, yıllar idi, ama bu yaşananların günümüze ve gelecek nesillere aktarılması yönünde böyle bir müze, başka bir yerde yok, yakınlarda iseniz burayı mutlaka ziyaret ediniz.

Samsun Alaçam Geyik koşan Plajı ve Mesire Alanı

GEYİKKOŞAN PLAJI VE MESİRE ALANI

İlçe merkezine 2 km uzaklıkta bir mesire yeridir.

Samsun Alaçam Geyik koşan plajı ve mesire alanı

Burada her yıl 6 Mayıs tarihinde Hıdırellez şenlikleri yapılır. Bu şenliklerde tertip edilen güreş müsabakalarına, Türkiye’nin birçok yerinden davet edilen güreşçiler katılır. Şenlikler: 600 yıllık bir efsaneye dayanır.

Samsun Alaçam Geyik koşan plajı ve mesire alanı

Efsaneye göre: Bir zamanlar sık ve büyük ağaçlarla dolu bir orman olan Geyikkoşan mevkiinde bir dede yaşarmış. Küçük tarlasını çevresindekilerden habersizce eğittiği iki geyik ile gizlice sürermiş. Aynı zamanda Arap ordusu komutanı olan Geyik Baba lakaplı dede, her yılın 6 Mayıs günü, tüm işlerini bırakarak o mevkideki koyun, kuzu, inek cinsinden hayvanları kesip fakir halka ziyafet verirmiş.

Altın boyunduruk ve altın sabanıyla yine bir gün tarlada çift sürerken birkaç kişi tarafından görülmüş. Yabancılardan ürken geyikler, kontrolden çıkıp bugün Kışlakonak Mahallesi başlarında bulunan Meydancık dağına kaçmışlar. Altından yapılmış boyunduruk ve sabanın halen dağın bir yerinde bulunduğuna inanılıyor.

Geyikkoşan’da vefat ettiği söylenen Geyik Baba’nın mezarını Arap Ordusu Komutanı Ebu Eyüp El-Ensari Hazretleri de askerleriyle ilçeden geçerken ziyaret etmiştir.

Halk da, Geyik Baba ismindeki komutan adına türbe yapmıştır ve türbe günümüze ulaşmıştır. Sahilde çınar, kavak ve çam ağaçlarından oluşan bir koruluk var. Koruluğun içinde ise Geyik Baba türbesi bulunuyor.

Samsun Alaçam Geyikkoşan Plajı

Geyikkoşan sahili ise, tertemiz kumsalı ile tercih edilir.

Samsun Alaçam Sivri Tepe

SİVRİ TEPE

İlçe sınırları içinde Karşıyaka Mahallesini karşıdan görebilecek bir konumda olan Sivri Tepe, yöredeki ilk yerleşim yeridir.

700 metre yüksekliktedir. Yapılan kazılarda çanak-çömlek parçalarına rastlanılmıştır.

Tepenin çevresi ekili ve dikili arazilerle doludur. Tepe eteklerinde yer yer sur duvarı kalıntıları görülür. Höyüğün üstünde bulunan baz istasyonu, höyüğe zarar vermiş ve bir düzlük oluşturmuştur.

Baz istasyonuna, bölgeden elektrik hattı çekilmiştir. Tepenin üstü ağaçlarla çevrilidir. Cumhuriyetin ilanından sonra, tepeye Atatürk heykeli dikilmiştir. Her yıl Sivritepe’de geleneksel “keşkek” günleri düzenlenir.

Samsun Ladik hakkındaki gezi yazım için  Ladik

Samsun Çarşamba

Samsun Çarşamba

Karadeniz sahil otoyolu üzerinde bulunan bu şirin ilçemiz, her ne kadar deniz kıyısında olmasa da, Karadeniz’in her türlü özelliklerini taşıyor.

Samsun Çarşamba

ULAŞIM

Karadeniz Sahil Yolu: ilçeden geçmektedir. Çarşamba-Samsun arası uzaklık; 36 km. dir. Çarşamba-Ordu arası uzaklık: 112 km. Çarşamba’nın hemen yanı başındaki Terme ile arasındaki uzaklık ise: 21 km.

Karadeniz bölgesinin en önemli hava alanlarından biri olan: Çarşamba Havaalanı, burada bulunuyor. Daha doğrusu ilçenin yakınlarında. İlçeye 17 km. Samsun’a ise 19 km. uzaklıkta. Bu hava alanından, her gün düzenli uçak seferleri yapılmaktadır.

Samsun Çarşamba

TARİHİ

Çarşamba ve yakın çevresinde: MÖ.4000 yılından günümüze uzanan bir yerleşimin varlığından söz edilmektedir. Bu tarihi süreçte: bölgede, Hitit ve Frigya egemenlikleri görülür. Ayrıca: Çarşamba ovasında, MÖ.8.yüzyılda, kadın savaşçılar (Amazonlar)ın varlığı hakkında çeşitli görüşler bulunmaktadır.

MÖ.6.yüzyılda; bölgede Persler görülür. Daha sonra:MÖ.63 yılında, Roma imparatorluğu, bölgedeki hakimiyeti ele geçirir. Takip eden dönemde; yöredeki egemenlik, Bizanslılar tarafından sürdürülür.

1071 Malazgirt Savaşından sonra, Anadolu’ya göç eden Porsukoğulları, Çarşamba’ya gelip yerleşirler ve daha sonra, bulundukları yere :Porsuk köyü adını verirler. 1370 yılında; halen bugün ilçenin bulunduğu yerde; büyük bir panayır kurulurmuş.

Bu panayır: Çarşamba günleri kurulduğundan “Çarşamba Pazarı” olarak anılır. Çarşamba ilçesinin ismi de, buradan gelmektedir.

Anadolu Selçuklu Devletinin dağılmasından sonra: Çarşamba yöresinde, Taceddinoğulları Beyliği hüküm sürmeye başlar.

1428 yılında, Osmanlı imparatorluğu, bölgeyi ele geçirir.

Birinci Dünya Savaşından sonra; 1920 yılında, Ankara hükümeti tarafından görevlendirilen Osman Ağa: Rumlar ve Ermeniler tarafından oluşturulan ve dağlarda yerleşik çeteleri imha eder. Bölgede asayiş ve emniyet sağlanınca, Çarşamba’ya yerleşim için göçler başlar.

Samsun Çarşamba

GENEL

Samsun Çarşamba Hasan Uğurlu Barajı

İlçe; Yeşilırmak’ın Çarşamba ovasına çıktığı yer yakınında, ırmağın iki yakasında kurulmuştur. Daha önceki sel olaylarına önlem olarak: Yeşilırmak üzerine, Çarşamba’ya varmadan hemen önce iki baraj yapılmış. (Hasan Uğurlu ve Suat Uğurlu Barajları. Hasan Uğurlu. Suat ve Hasan Uğurlu çifti, bu barajın projesi aşamasında çalışan mühendis bir çift.

Bir çalışma sonrası, kendi evlerine dönerken, trafik kazası geçirip vefat ediyorlar. Aynı yerde, 2 farklı baraj çalışması tamamlandıktan sonra, barajlara, bu çiftin isimleri veriliyor. )

Yeşilırmak’ın denize yakın kısımlarında: delta gölleri oluşmuştur. Sahilde bulunan bu göller: Dumanlı gölü, Akarcık gölü, Akmaz gölü, Kocagöl’dür. Göllerin çevresi, sazlık ve bataklıklarla çevrilidir.

İlçede, tipik Orta Karadeniz iklimi hüküm sürer. Yazları serin, kışlar ılık ve yağışlıdır. Deniz etkisiyle, yaz ve kış ayları arasında, çok büyük sıcaklık farkları görülmez. Az kar yağar.

Türkiye mısır üretiminin büyük kısmı: Çarşamba’dan sağlanmaktadır. Ayrıca, ilçede büyük miktarda tütün yetiştirilmektedir.

Şeker Fabrikasının açılmasıyla, şeker pancarı üretimi de artmıştır. 3 fındık kırma fabrikası bulunuyor. Bunlarda işlenen fındıklar: Almanya, Amerika, Suudi Arabistan, Hollanda, Belçika, İsviçre gibi ülkelere ihraç ediliyor.

Rusya’dan gelen Botaş’a ait Mavi Akım doğalgaz hattı: ülkemizde, Çarşamba’nın Demirliköy Durusu mevkiinde, denizden karaya çıkmaktadır.

Çarşamba: deniz kıyısında olan bir yerleşim yeri değil. Ama elbette Karadeniz kıyısına çok yakın olması nedeniyle, denize girmek isterseniz, Civa burnu istikametinde, ilçe merkezine 10-12 km. uzaklıktaki, ince kumlu plajlarda denize girmek mümkündür.

ÇARŞAMBA VE SELLER

Kayıtlara geçen ilk sel: 11.06.1930 tarihinde, şiddetli yağışlar sonucu Yeşilırmak taşar ve kasabaya dolan sular, tuz pazarından başlayarak, Demirciler caddesini takip eder ve Kanarya sahasına ilerler. Şiddetle ilerleyen sular, köprüyü yıkar, denize yakın köyler, günlerce su altında kalır.

Takip eden tarihi süreçte: 1931, 1948, 1951 ve son olarak 1999 yılında, seller bölgede yine şiddetle hüküm sürer.

ÇARŞAMBA’YI SEL ALDI TÜRKÜSÜNÜN HİKAYESİ

Ahmet; Abdal deresinin kıyısında yerleşmiş, yoksul köy ailelerinden birinin oğludur. Melek ise: onun kalbine hükmeden, köyün güzel kızı. Ahmet ve Melek: baharla birlikte, yüzük takıp nişanlanırlar. Ancak: yapraklar sararmaya başlayınca, Ahmet askere gider. Melek ise, gözyaşlarıyla baş başa kalır.

Bu arada: köyün ağasının oğlu Mehmet; Melek’e göz koyar. Melek bu yakınlaşmayı kabul etmez, ancak Ağaoğlu Mehmet, adamlarıyla birlikte, Melek’i dağa kaçırır.

Kötü haber, askerdeki Ahmet’e ulaşır. Ahmet: hemen yollara düşer, dağ tepe demeden gece gündüz, Melek’i arar. Bu sırada: yağmur başlar, şimşek şimşek içinden çıkar, gökyüzü çatırdar. Işınlar, Çarşamba ovasını renkten renge sokar. Sanki tufan ikinci kez yaşanıyordu.

Yağmur: Yeşilırmak’ı boğar. Çarşamba ovası kaynayarak, akan bir göle dönüşür. Canik dağlarından aşağılara doğru bir çığ gibi önüne kattığı her şeyi sürükler.

Evler, insanlar, bebek beşikleri, hayvanlar, kağnılar, ağaçlar. Büyük-küçük kayıklar çaltı burnuna doğru sürüklenir.

Sonunda yağmur duruverir. Yeşil çarşamba üzerine, güneş parlar. Sular, günbegün çekilir. Çekildikçe hayat yeniden kurulmaya başlanır. Yaralar sarılır, evler onarılır, abdal deresinin Yeşilırmak’a katılmak üzere döküldüğü yamacın başında: ahali, toplanmaya başlar.

Derenin eğimle indiği yamacın dibinde, büyük bir kaya parçası vardır. O kayanın üstünde ise, iki kişi vardır. Ahmet ve Melek. El ele tutuşmuşlar, sırtüstü öylece yatmaktadırlar.

Hüzün; yerini göz yaşına bırakır. O büyük kaya parçası; yedi yerinden yarılır. Ve her birinden, bir servi boyu su fışkırmaya başlar. Bu durum, bu hazin aşka; doğanın döktüğü gözyaşları olarak düşünülür.

Ahali, şaşkınlığının ardından dualar okumaya başlarlar, yıllardır can alan, insanların acısını dile getiren dizeler ağızlarından dökülür. İşte: Çarşambayı sel aldı türküsü, o anda oluşan mırıltılardan doğmuştur.

Yedi yerinden su fışkıran kayanın olduğu yerde, bir su değirmeni kurulur. Ve o yöre, o günden  sonra, Değirmenbaşı olarak anılır.

Çınar ağaçlarının gölgelediği değirmenin, 7 taşı vardır. Yedi oluğuna su veren set üzerinden, 7 kez yürümek, sağ ve sol omuz üzerinde, yedişer kez su atmak: uğur sayılır. Hıdırellez döneminde, bu adet tekrarlanır.

 

NE YENİR

TİRİT

Kaz eti, pirinç ve yufka ile yapılır. Çarşamba’nın en önemli yemeklerinden biri olarak öne çıkar.

KEŞKEK

Çarşamba’da genellikle düğünlerde yapılan bir yiyecektir. Buğday, tavuk ya da kuzu eti ve tereyağı ile yapılır. Yapımı oldukça zordur. Hazmı çok ağırdır.

KIVRATMA

Fındık ve yufka ile yapılan bir tatlı çeşididir. Bayramlarda yapılır.

BÜRYAN

Genellikle, düğünlerde yapılan sulu et yemeği türüdür.

MISIR ÇORBASI

Tane mısırdan yapılan, yoğurtla karıştırılarak tüketilen bir yemektir.

KARMAÇ

Mısır ekmeğinden yapılır.

LEPSİ

Bir tür Gürcü yemeğidir. Tavuktan ve cevizden yapılır.

CIZLAMA

Buğday unundan yapılır.

POOT

Mısır unu ve tereyağı ile yapılır.

BALCAN TURŞUSU

Patlıcandan yapılmış, çok güzel bir turşu çeşididir.

 

NE SATIN ALINIR

Mevsiminde gitti iseniz, Çarşamba’dan fındık almayı sakın unutmayın. Taze veya kuru fındık, buradan alınabilecek en güzel hediyeliktir.

Samsun Çarşamba

GEZİLECEK YERLER

Samsun Çarşamba Yeni Köprü

YENİ KÖPRÜ

Cumhuriyet döneminde: 1931 yılında yapılmıştır. Cumhuriyet tarihinin ilk köprülerinden biridir. Köprünün, betonarme 12 ayağı vardır. Gözlerin arası 7 metre, orta ayakların arası ise 12 metredir. Uzunluğu: 274 metredir. Günümüzde köprü araç trafiğine kapalı, yalnızca yayalar tarafından kullanılıyor.

Samsun Çarşamba Adapark

Samsun Çarşamba Adapark Gezi Treni

 

ADAPARK

Karadeniz bölgesinin en büyük rekreasyon alanı. Yeşilırmak kıyısında, 300 dönümlük bir arazi üzerinde kurulmuş sosyal bir alan. Burada: yürüyüş yolları, spor tesisleri, tarihi Çarşamba Evi, göl restoran, yarı olimpik kapalı yüzme havuzu ve saunası, kafeteryaları, kır düğün alanları, çocuk oyun olanları bulunmaktadır.

Parkın en orijinal etkinliği: gezi treni. 3 vagondan oluşan gezi treni: gidiş-geliş 6 km. lik parkurda, 25-30  dakika süresince dolaşıyor.

göğceli camisi.1
Samsun Çarşamba Göğceli Camisi

GÖĞCELİ CAMİSİ

Çay mahallesindedir. Cami: Anadolu ahşap mimarisinin en güzel örneklerinden birisidir. Duvarları: balta ile çıkarılmış, kalın ve uzun kalaslardan ibarettir. Çivisiz bir cami.

1206 yılında yapılmıştır. Giriş revakları: 1335 yılında onarılmıştır. Ancak: kim tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir.

Evet: cami tek katlı bir yapı. Duvarlarda: tek parça olarak kullanılan kalaslar, yaklaşık 15 cm. kalınlığında, 50 cm. eninde ve yaklaşık 12-20 metre uzunluğundadır. Ahşap yapı: taşınabilir özelliğe sahiptir.

Alttaki derinlik: yapının hava almasını nemi ve çürümeyi önlemek için açılmıştır. Çivi: yalnızca direk başlarının kirişlere bağlantısında kullanılmıştır.

Yapı: dıştan 18 x 22 metre ölçülerindedir. Kapalı alan: 254 metrekaredir. Açık alan ise: 140 metrekaredir. Caminin çevresindeki mezarlık: garipler mezarlığı olarak bilinir. Aynı zamanda: Kökçeli mezarlığı olarak da bilinir.

Yapı; 1986 yılında Sit alanı olarak koruma altına alınmıştır.

Samsun Çarşamba Rıdvan Bey Camisi

RIDVAN BEY CAMİSİ

1201 yılında, mescit şeklinde yapılmış. Kurucusu: Erbaalı Rıdvan Bey. Yeşilırmak’ta kaybolan kızının naşı, Çarşamba’da bulununca, bir hatıra olmak üzere, bu mescidi yaptırır. Süleyman Paşa döneminde cami büyütüldü. Cami: 1939-1943 depremlerinden sonra, halk tarafından tamir edilmiş.

ANIT ÇINAR AĞACI

Kirazlıçay mahallesi, Değirmenbaşı caddesindedir. Değirmenbaşı’ndaki meşhur değirmenin, su olukları üzerinde bulunan bu çınar ağacının altında, Arap Dede isimli zatın mezarının bulunduğuna inanılmaktadır.