Karabük Eskipazar

Karabük Eskipazar

Eskipazar, genç neslin, askerlik sonrasında terk ettiği ve İstanbul-Ankara gibi yerlere göçtükleri ve ancak son yıllarda yapılan arkeolojik kazılar sonucu, Anadolu’nun en büyük antik kentlerinden birinin bulunduğu bir yöremizdir.

Buraya gidenler veya yakınlardan geçenler, tarih meraklıları, mutlaka ve mutlaka, “Hadrianapolis” antik kentini gezin, görün.

Karabük Eskipazar

ULAŞIM

Eskipazar, il merkezi olan Karabük’e 38 km. uzaklıktadır. Eskipazar-Ankara arasındaki uzaklık: 103 km. Eskipazar-Çankırı arasındaki uzaklık: 42 km. Eskipazar-Düzce arasındaki uzaklık: 166 km. Eskipazar-İstanbul arasındaki uzaklık: 347 km.

Karabük Eskipazar

TARİH

Karabük yöresindeki en eski yerleşim: Eskipazar ilçesindeki Yazıboz köyündedir. Burada bulunan bir höyüğün: muhtemelen MÖ.2500 yıllarında ilk kez yerleşime ev sahipliği yaptığı öğrenilmiştir. Daha sonra Hititler, Frigya ve Kimmerler ve daha sonra Persler yörede hakimiyet kurmuşlardır.

Büyük İskender Anadolu’ya girince, 333 yılında Pers egemenliği biter. Helenistik dönem başlar. Büyük İskender ölünce bölgede kurulan Btinya krallığı ise, Romalılar tarafından tarih sahnesinden silinir.

Roma döneminde: Romalılar, Karadeniz yöresindeki ormanları ve madenleri ele geçirmek için, bu yörede önemli kentler kurmuşlardır. Bunlar: Hadrianopolis ve Kimistene.

Hadrianopolis kalıntıları, günümüze kadar ulaşmıştır. Bunun dışında, bir kısım Roma dönemi kaya mezarları da görülmektedir.

1071 Malazgirt zaferinden sonra: Türkler Anadolu’ya girmeye başlamışlardır. Hadrianopolis kentini de içine alan Paflagonya bölgesi: Emir Karatekin liderliğindeki Oğuz Türkleri gurubu tarafından sağlanmıştır. Viranşehir olarak isimlendirilen yöre, 1398 yılında, Osmanlılar tarafından ele geçirilir.

1845 yılına gelindiğinde ise, kasabanın ismi Viranşehir değil, Mecidiye olarak değiştirilmiştir. Cumhuriyetin ilan edildiği tarihlerde: burada, 2 han, birkaç  dükkan ve üç ev bulunduğu ve Perşembe günleri Pazar kurulduğu biliniyor.

Cumhuriyet devrinde bucak olan yöre, kurulan pazarın eskiliği nedeniyle, Eskipazar adını almıştır.

Karabük Eskipazar

GENEL

İlçe, Batı Karadeniz bölgesindedir. İlçenin Karabük DDY uzantısı üzerinde bulunan Eskipazar ırmağının suladığı saha, iklim bakımından en elverişli yeridir. Sulak bölgede, sebze ve meyve yetiştiriciliği yapılmaktadır.

İlçe merkezinin denizden yüksekliği: 710 metredir. İlçenin gerek iklim ve gerekse bitki örtüsü durumunu değerlendirmek için, bölgenin üç bölüme ayrılması gerekiyor.

İlçe, zengin taş ocaklarına sahiptir. Öyle ki, bu taş ocaklarından çıkarılan taşlar: Anıtkabir ve TBMM’nin inşaatında kullanılmıştır. Yöreden çıkarılan traverten taşları, ülkenin her yerine gönderilmektedir.

Bunun dışında, yörenin ekonomik etkinliğinin temelinde, orman gelmektedir. Demir-Çelik sanayisi ve porselen yapımında kullanılan manyezit maddesi de, ilçe topraklarından çıkmaktadır. Yani, Eskipazar, yer altı zenginlikleri bakımından, güçlü bir yer.

Karabük Eskipazar

GEZİLECEK YERLER

Karabük Eskipazar Hadrianaupolis

HADRİANAUPOLİS

Bu antik kent, Karadeniz bölgesinin Zeugması gibi görülüyor. Kentin kurulduğu alan değerlendirildiğinde ise, o dönemde, yörede bulunan 6 büyük merkezden biri olduğu kanısına varılıyor.

Antik kentte  bulunan mozaiklerin kazı alanında sergilenebilmesi için çatı yapılması planlanıyor.

MÖ. 64-40 yılları arasında;  Romalı İmparator Adrionus tarafından kurulduğu, imparatorun adına izafeten Adrianopolis olarak isimlendirildiği ve MS.5.yüzyıla kadar yerleşim amacıyla kullanıldığı tahmin edilen şehirdeki kazılarda, Anadolu’da örnekleri daha önce hiç görülmeyen bazı zemin mozaikleri bulundu. Kent: daha sonra Bizans hakimiyetine girmiş ve 1085 yılına kadar bu durum devam etmiştir.

Gaziantep’teki Zeugma mozaiklerini hatırlatan: at, fil, panter ve geyik gibi birçok tasvirin yer aldığı mozaiklerin üst kısımları kapatılarak sergilenebilmesi için proje hazırlanıyor.

Şehirde, geç Helenistik, Roma ve Erken Bizans dönemlerine ait 14 yapı kalıntısı tespit edilmiş. Günümüzde burada görebilecekleriniz şunlardır: mahzenler, saray merdiven kalıntıları, hamam harabeleri, sığınak ve su kanalları. Bunlarla ilgili ayrıntılı bilgi vermek istiyorum:

Karabük Eskipazar Hadrianaupolis

1. Nolu Kilise Yapısı:

Bizans devri surlarının yaklaşık 2.5 km. doğusunda, Göksu ırmağı vadisinin 500 metre kuzeyinde, Yerebatan denilen bir tepenin en üstündedir. Bu kilise yapısının tabanında: muhteşem güzel mozaikler görebilirsiniz. Bu mozaiklerin: büyük olasılıkla, şehir dışından gelen ustalar tarafından yapıldığı düşünülüyor.

2.Nolu Kilise Yapısı:

2003 yılında bulunmuştur. Şehir merkezinde, yani diğer kilisenin 4 km. batısında, Göksu ırmağının 500 metre kuzeyindeki bir bölgede bulunmaktadır. Bu kilisenin tabanında da, muhteşem güzel mozaikler görülüyor.

1.Nolu Hamam Yapısı:

2005 yılında bulunmuştur. Kent merkezindedir. Yapı, büyük olasılıkla, 5’nci yüzyılda yapılmış ve 7’nci yüzyıl sonuna kadar kullanılmıştır. Bu bölgede ele geçirilen sikkelerden, hamamın, 8’nci yüzyıl başlarında terk edildiği görülmektedir. Bu yapının temelinde de, 5’nci yüzyılda yapılan bir mozaik bulunmuş ve görülmektedir.

2.Nolu Hamam Yapısı:

Eskipazar-Hacıahmetler yolunun hemen güneyindedir. 2007 yılında, yapının 9 bölümü ortaya çıkarılmıştır. Yapının tabanı, geometrik motifli mozaiklerle süslenmiştir.

Karabük Eskipazar Hadrianaupolis

Geç Dönem  Roma Villası: 5’nci yüzyılda yapıldığı düşünülmektedir. 2’Nolu Kilise yapısının, yaklaşık 150 metre doğusundaki düzlüktedir. Villa yapısında, 10 mekan ortaya çıkarılmıştır. 2’Nolu mekanın duvarında, ev sahibi ve karısının resimleri, mozaikle işlenmiştir ve halen görülebilmektedir.

ÇETİÖREN MESİRE YERİ

İlçe merkezine 10 km. uzaklıktadır.

Burada, su kaynakları, yaban hayatı ve zengin bitki örtüsü vardır. Ayrıca: masalar, banklar, ocaklar, çeşmeler, tuvaletler, otopark ve yaklaşık 2500 kişilik bir anfitiyatro var. Bu anfitiyatroda, yağlı güreş etkinlikleri düzenleniyor.

EĞRİOVA MESİRE YERİ

İlçe merkezine 25 km. uzaklıktadır.

Burası da, bir ormanlık alandır. Ama, alanın ortasında yaklaşık 5 metre derinliğinde, suni bir gölet bulunuyor. Sanırım, orman yangınları için tedbir amaçlı oluşturulmuş bir gölet. Burada: masalar, ocaklar, çeşmeler bulunuyor. Gölette: balık avlayabilirsiniz. Çadırlı kamp ve doğa yürüyüşü yapabilirsiniz.

Karabük Eskipazar Kimistene Antik Kenti

KİMİSTENE ANTİK KENTİ

İlçe merkezine bağlı, Deresemail köyünde; Asar tepe dağ silsilesinin üzerindeki dört yükselti üstündeki antik bir yerdir. Ancak buranın bir şehir mi, yoksa köy mu olduğu konusunda net bilgiler elde edilememiştir.

Buranın daha çok bir dini yerleşim yeri olduğu tahmin ediliyor. Çünkü, Anadolu’da, bu tür dini yerlerin, bu tür yüksek yerlere kurulduğu örnekleri yoğun olarak görülmüştür.

Tepelerden birinin üzerinde: Akropolis bulunmaktadır.

Bu zirveye, Roma döneminde bir tapınak inşa edilmiştir. Bu tapınak, günümüzde temel seviyesinde görülmektedir. Tapınak: bir kutsal yol ile, doğu yamacında bulunan anıtsal bir girişe ve merdivene bağlanmaktadır.

Tapınağın parçaları, maalesef zaman içinde, çevre köylere yayılmıştır. Tapınak ulaşılması güç bir yere inşa edilmiş olması nedeniyle, yapılan arkeolojik araştırmalarda burada pek fazla adak eseri elde edilememiştir.

Buna göre, tapınak pek fazla ziyaret edilen bir yer olmasa gerek diye düşünülmektedir. Evet, bu tapınağın 4’ncü yüzyıla kadar kullanıldığı ve bir deprem sonucu yıkıldığı düşünülüyor.

Daha sonraki dönemde, bu tapınak üzerine herhangi bir yapı yapılmamış olması nedeniyle, dini-mimari kalıntılar günümüze kadar gelebilmiştir.

İkinci yükselti üzerinde, Akropolis var. Burada da: kayaya oyulmuş niş ve mezar alınlığı şeklinde mezarlar ve mezar taşları bulunmuştur.

Bingöl Adaklı

Bingöl Adaklı
Adaklı, Bingöl arası uzaklık: 74 km. Adaklı, Kığı arası uzaklık: 25 km. Adaklı, Karakoçan arası uzaklık: 76 km. Adaklı, Elazığ arası uzaklık: 198 km.

TARİHİ

Yerleşim yeri, 1839 yılında Kığı ilçesinin bir köyü olarak Erzurum’a bağlıdır. 1926 yılında Erzincan’a bağlanmış, 1936 yılında ise Bingöl iline bağlanmıştır. 1987 yılında ilçe statüsü kazanmıştır.

Bingöl Adaklı

GENEL

Yerleşim yeri, Doğu Anadolu bölgesi Yukarı Fırat bölümündedir. İl merkezinin kuzeydoğu bölümünde bulunmaktadır. Bölge engebeli bir arazi yapısına sahiptir. Rakımı ortalama 1500 metredir. Meşe ormanları yoğunluktadır. Karasal iklim hakimdir ve buna bağlı olarak; kışın çok sert geçer ve uzun sürer.

Yazları ise sıcak ve kurak geçer. İlçede yaşayanların başlıca ekonomik etkinliği tarım ve hayvancılıktır. Evet, son olarak bölgenin en önemli özelliklerinden birisi, deprem bölgesi olmasıdır. Burada: zaman zaman toprak kayması, sel ve çığ felaketleri olmaktadır.

NE YENİR

Buralara yolunuz düşer ve yerel lezzetlerden tatmak isterseniz, başlıca önerilerim “Kıllora sire ve nane sire” olacaktır. Kete ve patile yemeyi de unutmayınız.

Adaklı

GEZİLECEK YERLER

Bingöl Adaklı

ADAKLI ÇEŞMESİ

Bağlarpınarı su çeşmesi olarak da isimlendirilir. Çünkü Bağlarpınarı köyü yolundadır.

Bingöl Adaklı Çeşmesi

Bu tarihi çeşme, Akkoyunlu devleti zamanında yapılmıştır. Çünkü üzerinde “koyun” kabartması görülür.

Adaklı Çeşmesi

Bu tarihi çeşmeye bitişik vaziyette bir tapınak bulunuyor. Çeşmenin suyu, bu tapınağın altından geliyor. Tapınağın girişinde bulunan bir işarette “at üzerinde bir adam” görülüyor. Çeşmenin hemen yanında: eski bir konak var. Çeşme cami ile bu eski konak arasında kalıyor.

Bingöl tanıtım yazısı.

Kığı tanıtım yazısı.

Karakoçan tanıtım yazısı.

 

Karadeniz

Karadeniz

Karadeniz’in ismi “Pontus Euxinus” olarak geçer. Yani “konuk sevmez” denizdir. Gerçekten konuk sevmez. 5 dakikası 5 dakikasına uymaz, bilmiyorsanız burada yelken açamazsınız. Ondan dolayı konuk sevmeyen deniz denmiştir. Her yıl, Karadeniz’de onlarca insan boğularak ölür. 0

Diğer adı ise “konuk sever, çok iyi huylu” denizdir. Tam tezat olarak söylenir, sevilsin diye düşünülür. Karadeniz aslında bir tatlı su gölüdür. Binlerce yıl önce bir tatlı su gölü iken, depremlerle beraber boğazlar açılır, boğazlardan çok fazla tuzlu su girişi olur ve Karadeniz 120 metre yükselir.

Buna “Karadeniz tufanı” denir. Ancak bu tufan sadece Karadeniz’de mi idi, yoksa Doğu Anadolu’ya kadar komple sular yayıldı ve sonra çekildi mi? Kesin belli olmamasına rağmen, Nuh Tufanı buna atfedilir. Deniz 120 metre yükselince üst tarafta tuzlu sular, alt tarafta ise tatlı sular kaldı. Tatlı suda yaşayan canlılar dibe çöktüler.

Tuzlu su ve tatlı su karıştı. Ancak aslında bunlar karışmaz, bir çizgi şeklinde birbirlerinden ayrılırlar ve bu durum, birçok yerde ırmakların denize karıştığı yerlerde net olarak görülür. Ancak sonuçta tuzlu ve tatlı su, dipte karışır ve tam bu noktada bir gaz ortaya çıkar. Hidrojen sülfür gazı zehirlidir ve dibe doğru çöker.

Yani Karadeniz’in 200 metre altı zehirlidir, yaşam yoktur, dip ölüdür. Her şey dibe doğru çökünce denizin dibi karanlıktır ve üste koyu bir mavilik yansır ve böylece denize “Karadeniz” ismi verilir.