Kırşehir Mucur

Kırşehir Mucur: Çok merkezi bir yerde bulunması, en büyük avantajı. Zaten, ülkemiz insanının büyük kısmının Mucur yöresinden geçtiği ve hatta bindiği araç ile, burada bir süre mola verdiği kesin olsa gerek.

Ama, bunun dışında, Mucur yöresine girip, Kapadokya bölgesi özellikleri taşıyan yer altı mağaralarını görmek için mutlaka zaman ayırmanızı öneririm.

Kırşehir Mucur

ULAŞIM

Güney doğu ve Batı Anadolu bölgelerini birbirine bağlayan, E-23 karayolu, ilçenin hemen kuzeyinden geçiyor. Bu yol üzerinde, kaliteli dinlenme tesisleri var. Bu tesisler: gerek yöre insanının çalışıyor olması ve gerekse yol üzerinde yolculuk yapanların dinlenmeleri açısından büyük öneme sahip.

İlçe terminali, ilçe merkezine 2 km. uzaklıktadır.

Mucur-Ankara arası uzaklık: 220 km. Mucur-Kayseri arası uzaklık: 110 km. Mucur-Kırşehir arası uzaklık: 23 km. Mucur-Kaman arası uzaklık: 52 km. Mucur-Çiçekdağ arası uzaklık: 65 km. Mucur-Nevşehir arası uzaklık: 90 km. Mucur-Aksaray arası uzaklık: 109 km. Mucur-Kırıkkale arası uzaklık: 112 km. Mucur-Yozgat arası uzaklık: 115 km.

TARİH

İlçenin tarihi geçmişi ve adının nereden geldiği hakkında söylenenlerle başlamak istiyorum. Bir zamanlar, Mucur yöresinde; mağaralarda, Müslüman olmayan halk yaşarmış. Bunların reisinin ismi ise: Mücür.

Mücür kelimesinin anlamı ise: suçlu ve tutuklu.

Yine, Mucur ilçe merkezinin 5 km. kuzeybatısında; Kızılin denilen “Asilik” mevkiinde Müslümanlar yaşarmış.

Her gün sabah, mağaralarda yakılan ateşlerin dumanları tütmeye başlayınca, Asilik bölgesinde yaşayan Müslüman Türkler, bunları görür ve “gene Mücürün gavurunun dumanı tutuyor” derlermiş.

Bu arada, su deposunun hemen yanında ise, keişlik denilen bir yer varmış. Keişlik kelimesinin anlamı ise: suçluların başında duran, eli kırbaçlı kişi. Mücürler, yer altı şehirlerinde, mağaralarda cezalarını çekerler ve keişler, onların başında bulunurlarmış. Mücür kelimesi zamanla değişerek, günümüze Mucur olarak gelmiştir.

Evet Mucur yöresindeki resmi tarih gereği ilk yerleşimin Tunç çağında bulunduğu bilinmektedir. Daha sonra, sırasıyla, Hititler, Frigler, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Eretna Beyliği ve Osmanlılar.

1868 yılında, Mucur, bucak olur. 1918 yılında ise, İlçe olur. Devlet kara yolunun, buradan geçmesi, yörenin hızla gelişmesini olumlu yönde etkiler.

Kırşehir Mucur

GENEL

İlçe merkezi, deniz seviyesinden 1050 metre yüksekliktedir. İlçenin genel coğrafi özellikleri, yayla özelliği gösterir. Dağlar, kuzey taraftadır. Yörenin iklimine bakılınca: karasal bir iklim ve etkileri görülür. Buna göre, kışları soğuk ve yağışlı, yazları ise sıcak ve kuraktır. Ancak, Hirfanlı Baraj gölü, yöre ikliminin yumuşamasını sağlamıştır.

Mucur yöresinin insanının başlıca geçim kaynakları: tarım, hayvancılık ve ana karayolu çevresinde bulunan petrol ve dinlenme tesisleridir. İlçe ekonomisinin % 80’i tarıma dayanmaktadır. Modern yöntemlerle yapılan tarım faaliyetlerinde, başlıca ürünler: buğday, arpa, ayçiçeği, mercimek ve pancar.

NE YENİR

Mucur yöresinde, yerel lezzetlerden tatmak isterseniz: kesme mantı, kemikli etten yapılan gendeme, yeşil mercimekten yapılan mangır çorbası ve soğanlama.

Tüm bunları tercih etmeseniz: Mucur yöresinde, ünlü “Mucur Köftesi” yemeden sakın ayrılmayın. Çünkü: özel baharat ve kıymayla yapılan muhteşem bir lezzet.

NE SATIN ALINIR

Mucur yöresinde, el dokuması ve yer yaygısı olan Mucur seccadeleri dokunuyor, bunları beğenirseniz kendiniz ve yakınlarınız için hediyelik olarak satın alabilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

KEİŞLİK

İlçe merkezinde, Yenice mahallesindeki su deposunun yanındaki mağaradır.

Söylenenlere göre, yer altı şehrinin suçluları, bu mağarada bulunurlar ve başlarında Keiş bulunurmuş. Yalnız, bu mağara, günümüzde harabe halinde ve ziyarete açık değil.

KİLİSE

İlçe merkezinde, Sokaklı mahallesinde, Manastır semtindedir. Aflak kilisesi de denilmektedir.

Buradaki kilise yapısı, evlerin arasındadır. Ancak, yağlı boya resimlerle süslü yapı; bakımsızlık yüzünden harap haldedir ve günümüzde maalesef hayvan ağılı olarak kullanılıyor. Bu kilise yapısının yanında, yumuşak kayaya oyulmuş inler de görülüyor.

Kırşehir Mucur Yeraltı Şehri

YERALTI ŞEHRİ

İlçe merkezinde, Hamidiye Mahallesindedir. Yer altı şehrinin üstü: kamulaştırılarak, park ve yeşil alan olarak düzenlenmiştir.

Höyükte bulunan yer altı şehrinin, bölgede yaşayan Hıristiyanlar tarafından, 3 ve 4’ncü yüzyıllar arasında yapıldığı sanılıyor. Çünkü, bu dönemde, bölgede önemli yerleşimler bulunduğu tespit edilmiş.

Daha sonraki süreçte ise, 1973 yılında yapılan bir yol çalışmasında, tesadüfen ilçe merkezinin pek çok yerinde, yer altı mağaralarının bulunduğu görülür. Bunlardan bir mağaranın ağzı takip edildiğinde ise, büyük bir yer altı şehrine ulaşılır. Yer altı şehri: yerden 7-8 metre derinlikte, yumuşak kayalara oyularak yapılmış. 3 katlıdır.

Giriş kapısı, güneydedir. 42 oda bulunmaktadır. Bunlar yanında: dehlizler, ibadet yerleri, ahırlar, gizli yollar ve geçitler var. En ilginç olanlar ise, özel bölmelerin girişlerini kapatmak için yapılmış, gayet büyük kapak taşlarıdır.

Ayrıca, şehrin havalandırma ihtiyacını karşılamak için yapılan havalandırma bacaları da çok ilginçtir. Yapılaşma olarak Kapadokya bölgesindeki yer altı şehirlerine benzer.

Evet, bu yer altı şehri: önce Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmış ve daha sonra ise temizlik ve ışıklandırma çalışmaları yapılarak, ziyarete açılmıştır. Ziyaret edilebilen yerlerde görebilecekleriniz şunlar:

Dehlizler: Yükseklikleri: 1.5-2 metredir. Genişlik: yaklaşık 1 metre kadardır. Çeşitli mekanlar arasında geçişin sağlanması için yapılmıştır.

Odalar: Büyüklükleri, fazla değildir. Ama, genellikle hepsinde, tabanda, yere gömülmüş olarak büyük erzak ve su küpleri bulunmaktadır.

Ahırlar: Odalara göre, daha büyüktür ve genellikle küçük baş hayvanların beslenmesi için uygundur. Buralarda, beslenen hayvanların yemlenmesi için hatıllar bulunmaktadır.

İbadet Yeri: Yer altı şehrinin güney tarafından, dairesel planlı küçük bir ibadet yeri var. Burada, küçük nişler görebilirsiniz.

Kapak Taşları: Ana geçitleri ve özel bölmelerin girişlerini kapatmak için yapılmışla. Büyük hacimli ve dairesel taş kütleleri.

Havalandırma Bacaları: Günümüzde bunlardan sadece 3 tanesi açıktır. Yer üstüne açılıyorlar.

YEŞİL VADİ

İlçe merkezinde Şatıroğlu Mahallesinden başlayıp, Kızılırmak’a kadar uzanmaktadır. Vadinin uzunluğu: 15 km. Eni ise: 100-600 metredir. Vadide: sebze ve meyve yetiştiriciliği yapılıyor ve bölgeyi ziyarete gelenler, burada, bu muhteşem güzellikler içinde yürüyüş yapıyorlar.

AŞILIK MAĞARASI

İlçe merkezinin 8 km. kuzeybatısında bir mağara.

Kimler tarafından ve ne zaman yapıldığı belli değil. Mağaranın içinden, Femir oksit çıkarılıyor. Bu madene: Aşı madeni deniliyor. Çıkarılan aşı madeni, boya sanayinde kullanılıyor. Uzun yıllar aşı madeni çıkarılan bu mağara, günümüzde, göçükleri nedeniyle içine girilemez durumdadır.

AKSAKLI KİLİSESİ

İlçe merkezinin 10 km. güneyinde, Aksaklı köyündedir.

Ancak, bu kiliselerin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bilinmemektedir. Ancak, yapılardan çıkarılan küpler, bu yapıların çok eski dönemlerde yapıldığını ortaya koymaktadır. Hatta, yakın zamanda çıkarılan, bu yağ küplerinden bir tanesi, ilçe merkezindeki parkta sergilenmektedir.

KEPEZ YER ALTI ŞEHRİ

İlçe merkezinin 13 km. uzağındaki, Kepez köyündedir.

Burada: birçok galeri ve oda bulunmaktadır. En büyük özelliği ise: mimarisinin düzgün olması ve iki farklı renkli toprak yapısıdır. Yapılan temizlik çalışmaları sonucunda turizme açılan yer altı şehri, görülmeye değer.

AVCI İÇMESİ

İlçe merkezine, 15 km. uzaklıkta, Avcı köyündedir.

Buradan çıkan suyun, her ne kadar tam olarak incelenmese de, mide rahatsızlıklarına ve hazımsızlıklara iyi geldiği söyleniyor. Dediğim gibi, resmi bir inceleme yok, ama yöre halkı, bu suyu yoğun olarak tüketiyor.

Kırşehir Mucur Seyfe Gölü

SEYFE GÖLÜ

İlçe merkezine 16 km. uzaklıkta, kuzeydedir.

Sığ bir göldür. Denizden yüksekliği: 1080 metredir. Ülkemizin sayılı Milli Parklarından biridir.

Orta Anadolu bölgesinde bulunan, birkaç tuzlu gölden biri olması nedeniyle önem kazanmaktadır. Gölün doğu bölümünde: kıyıya yakın bölümde, sazlıklardan oluşmuş birçok adacık görülüyor. Bu adacıklar ve göl çevresinde: yaklaşık 200 civarında kuş türünün bulunduğu söyleniyor. Bu kuş türlerinden en yoğun olanı, filamingo sürüleri.

Bunların sayısının 300 bin civarında olduğu söyleniyor. Göl kıyısında: Malya Devlet Üretme Çiftliği de bulunuyor Bu çiftlikte: çeşitli kuşlar barındırılıyor. Burası: 1990 yılında, birinci derece Sit alanı ilan edilerek koruma altına alınmıştır.

Uluslararası Kuş Koruma Konseyi (ICDP); Seyfe gölünde yaşayan 27 çeşit kuşu, koruma listesine dahil etmiştir. Nesilleri azalan bu kuşların, koruma altına alınması büyük önem taşımaktadır.

Seyfe gölünü en güzel izleyebileceğiniz yerler: Seyfe köyünün Badıllı mahallesinde, göl kıyısı. Buraya gidin ve gölün güzelliği ve filamingoları izleyin. Çünkü, göl kıyısında gözlem evi yok, yani en iyi görüntü burada.

Kaman tanıtımı.

Çiçekdağı tanıtımı.

Kırıkkale tanıtımı.

Yozgat tanıtımı.

Kırşehir tanıtımı.

 

Kırşehir Kaman

Kırşehir Kaman: Kaman denilince, akla hemen “ceviz” geliyor. Kaman, ana kara yolu üzerinde, bu yüzden, ülkemizde yaşayan insanlarımız, bir şekilde mutlaka buraya uğramışlardır.

Kırşehir Kaman

ULAŞIM

Kaman-Kırşehir arasındaki uzaklık: 53 km. Kaman-Ankara arasındaki uzaklık ise: 140 km. dir. Kaman-Kırıkkale arası uzaklık: 123 km. Kaman-Bala arası uzaklık: 70 km.

TARİH

Yörede, MÖ.3000 yılından bu yana, yani 5000 yıllık bir süredir, yerleşim bulunmaktadır. Kaman ismi: Roma ve Bizans dönemlerinde, buraya verilen “Chnamane” isminin türetilmesinden gelmiştir.

19.yüzyılda: Türkler, bölgede görülmeye başlanır.

Özellikle: Oğuzların çeşitli kolları, Kaman bölgesinde yerleşmişlerdir. Zaten, günümüzde yöredeki köy isimleri incelendiğinde, birçoğunun Oğuz isimleriyle bağlantıları görülür.

Kaman, 1944 yılında ilçe olmuştur.

Kaman isminin kelime anlamı: “gök”.

Kırşehir Kaman

GENEL

İlçe: 1701 metre yükseklikteki, Baran dağlarının kuzey yamaçlarına kurulmuştur. Denizden yüksekliği: 1075 metredir. Karasal iklim hakimdir. Bitki örtüsü bakımından, çıplak denilebilir. Yani, orman örtüsü yok denecek kadar az.

Yörenin ekonomik faaliyetlerinin başında: halkın geçim kaynağı olarak, dünyaca ünlü “ceviz” gündeme gelmektedir. Bunun dışında, yörede sanayi kuruluşları yok. Halkın, yüzde 90’ı tarım ve hayvancılık ile geçimini sağlıyor.

Kaman yöresinde, her yıl, Ekim ayı başlarında: Kaman Ceviz Kültür ve Sanat Festivali düzenleniyor. Festival şenliklerinde: ses ve ceviz yarışmaları, havai fişek gösterileri ve müzik konserleri düzenleniyor.

Yörede: karasal iklim hakimdir. Buna bağlı olarak, kışları yoğun kar yağışlı, soğuk ve sert, yazları ise kurak ve sıcaktır.

Bölgede, Hirfanlı Barajından söz etmeden olmaz. Bu baraj: Kızılırmak üzerinde, 1960 yılında kurularak hizmete açılmıştır. Gövde yüksekliği: 83 metre ve yatay genişliği: 15 km. ve uzunluğu ise: 75 km. dir. Baraj, yörenin iklimi üzerinde de büyük etkide bulunmuştur. Ayrıca: gölde, balıkçılık yapılmaktadır.

 

CEVİZ

Ceviz: yörede, yaklaşık 350 yıldır üretilmektedir. Yörede üretilen ceviz şu özellikleriyle öne çıkıyor: kolay kırılması, besin değerinin yüksek olması, kolesterolü düşürmesi ve birçok hastalığa iyi gelmesi.

Tüm bu özellikleri nedeniyle, ceviz yoğun olarak tercih ediliyor. Kaman yöresindeki ceviz,  nispeten Van gölü kıyısındaki Adilcevaz ilçesinde üretilen cevize benziyor.

DADALOĞLU

Bu büyük ozanımız, Çukurova yöresinde doğmuş olmasına rağmen, ömrünün son yıllarını Kaman yöresinde geçirmiş ve burada vefat etmiştir.

Dadaloğlu’nun asıl adı: Veli. Babası: Aşık Musa. Yörede, hem imamlık yapmış hem de şiir yazıp türkü söylemiştir.

NE YENİR

Kaman yöresinde, mutlaka tatmanızı önereceğim lezzetler: öncelikle mantı, buraya has bir mantı çeşidi var. Mantı sevmeyenler ise, bir tür köfte olan “pesmeç” deneyebilirler.

NE SATIN ALINIR

Kaman yöresine yolunuz düşerse: her çeşit ceviz ürünü bulabilir ve tercihinize göre satın alabilirsiniz. Çünkü, burası tam bir ceviz diyarı.

GEZİLECEK YERLER

DADALOĞLU PARKI

İlçe merkezindedir. Parkın içinde, Dadaloğlu Anıtı var.

DADALOĞLU MEZARI

İlçe merkezinde, Dadaloğlu Kültür Parkının bulunduğu, Ziyarettepededir. Burada: Kaman Belediyesi tarafından yatırılmış, bir anıt mezar.

1785 yılında Kozan ilçesinde doğan ve göçebe olarak bir çok yerde yaşadıktan sonra, ömrünün son yıllarını Kaman’da geçiren ve burada ölen ünlü bir halk ozanıdır. Bu ünlü halk ozanının mensup olduğu Avşar Aşireti, günümüzde de, Kaman ilçesinin birçok köyünde varlıklarını sürdürmektedirler.

 

KALE HÖYÜK

İlçe merkezinin 3 km. doğusunda, Çağırkan Kasabasında, Kaman-Kırşehir kara yolu kenarındadır.

Kırşehir Kaman Kale Höyük

Burada, 1985 yılında Japonlar tarafından başlanılan kazılarda; Ortaçağ ve Frig uygarlıklarına ait 5 bin civarında tarihi eser bulunmuştur. Buradaki yerleşimin, MÖ. 3000 yıllarına kadar gittiği tahmin edilmektedir. Höyüğün, yüksekliği 20 metre ve çapı ise, 280 metredir. Höyükte, 4 yapı katı tespit edilmiştir. En erken yerleşim, erken Bronz çağına kadar uzanmaktadır.

Kırşehir Kaman Kale Höyük

Kasabada, bu höyük dışında: Japon bahçesi, suni göl ve yeşil alanlar var. Çünkü: bu höyükteki kazılar, 1986 yılından bu yana Japonlar tarafından yapılıyor. Hatta, bu kazıların onursal başkanı Japon Prensi Takahito Mikasa. Kazılar sonucu ortaya çıkarılan kalıntılar: günlük kullanıma ait çanak, çömlek ve ev aletleri ve takılardır. Bunlar, günümüzde Kırşehir Müzesinde sergileniyor.

Kırşehir Kaman Kale Höyük

Japon bahçesinin ismi: Mikasanomiya Anı bahçesi. Burası: 1986 yılında, Çağırkan kasabasında, Kalehöyük’te kazı çalışmalarının başlaması nedeniyle düzenlenmiştir. Ama: Shakkei tekniği yani çevreden ilham almak ve kaiyo stili yani bahçede değişik manzaraların dolaşılarak gösterilmesi teknikleri kullanılarak düzenlenmiştir. Buralarda: gezinti yapmak mümkün.

Kırşehir Kaman Kuş Kalesi

KUŞ KALESİ

İlçe merkezine 3 km. uzaklıktadır.

Hitit döneminde yapıldığı ve Bizans döneminde geliştirildiği düşünülen kale yapısı, günümüzde tarih severlerin ilgisini çekebilecek güzellikler ve özellikler sunuyor. Gidilip görülebilir.

Kırşehir Kaman Ömerhacılı Kalesi

ÖMERHACILI KALESİ

İlçe merkezine 12 km. uzaklıkta, Ömerhacılı kasabası yakınlarındaki Baran dağının, sarp ve dik yamaçlarına kurulmuştur. Roma ve Bizans döneminde yapılarak kullanıldığı tahmin edilmektedir.

Kalede yaşayanların, asma merdivenler ya da gizli yollarla buraya ulaştıkları sanılıyor. Çünkü: günümüzde çevrede hiçbir basamaklı merdiven yapısı veya yol tespit edilememiştir.

Kırşehir Kaman Hirfanlı Baraj Gölü

HİRFANLI BARAJ GÖLÜ

İlçe merkezine 17 km. uzaklıktadır. Hirfanlı Baraj sosyal tesisleri ise, ilçe merkezine 19 km. uzaklıktadır. Yolu: ulaşım için gayet uygun. Bu baraj sosyal tesislerinin bulunduğu yerde: özellikle çamlıklar ve muhteşem bir göl/deniz manzarası izlemeniz mümkün. Çünkü, göl: deniz görünümü sunmaktadır. Ayrıca, burada lokanta, restoran ve plaj gibi tesisler bulunuyor.

Açıldığında Türkiye’nin en büyük, bugün ise dördüncü büyük barajıdır. Dolgu yüksekliği: 81 metredir. Baraj gölünün uzunluğu: 75 km. ve en geniş yeri: 15 km. dir. Göl: gerek bulunduğu bölgenin iklimini etkilemesi ve gerekse, bulundurduğu balıklar (sazan, kerevit, yayın gibi) ile yörede etkili olmaktadır.

Göl kıyısında: Büyük Oba isimli bir plaj bulunuyor. Bu plaj: 1960 yılında açılmış olup, soyunma kabinleri ve bir kafeterya bulundurmaktadır. Ayrıca, bu bölgede: özellikle yaz aylarında, piknik yapılmaktadır. Gölde, olta balıkçılığı yapmak da mümkün.

Kırıkkale tanıtımı.

Bala tanıtımı.

Kırşehir tanıtımı.

Kırşehir Çiçekdağı

Kırşehir Çiçekdağı: Güzel, şirin bir ilçe, Çiçekdağı eteklerinde, dağın ismini almış. Ben bu ismi duyunca, meşhur bir müzik eserini hatırlıyorum, sanırım sizler de aynı duyguyu paylaşıyorsunuzdur.

Kırşehir Çiçekdağı

ULAŞIM

Çiçekdağı, Kırşehir iline uzaklığı: 65 km. Kırşehir-Çiçekdağı arasında, 1300 metre yükseklikteki Çiçekdağı geçidi bulunuyor.

Çiçekdağı-Yerköy arasındaki uzaklık: 4 km. Çiçekdağı-Ankara arasındaki uzaklık: 187 km.

TARİH

1840’lı yıllarda, Çiçekdağı, Boyalık isimli bir köy olarak görünüyor Bu dönemde, Yozgat sancağına bağlı iken, daha sonraki süreçte Mecidiye adı ile yine Yozgat’a bağlı kalmıştır. 1855 yılında ise, Mecidiye sancağı ilçe olarak görülüyor. 1930 yılında yörenin ismi değiştirilmiş ve Çiçekdağı olmuştur.

Kırşehir Çiçekdağı

GENEL

Çiçekdağı, yüksek platoların kuzeye bakan yamacındaki bir yayla üzerinde kurulmuştur. Denizden yüksekliği: 936 metredir. Coğrafi konum açısından en büyük özelliği: hemen 4 km. uzaklıktaki Yozgat iline bağlı Yerköy ilçesiyle iç içe olmasıdır.

Yörede bulunan başlıca yükselti, aynı zamanda ilçeye de adını veren Çiçekdağı’dır. Rakımı: 1690 metredir.

İlçenin iklimi: karasal iklim hüküm sürmektedir. Buna göre, yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise soğuk ve kar yağışlı olarak geçer.

Yörede hakim bitki örtüsü: bozkır. İlkbaharda yağışlarla beraber yeşeren ve yaz kuraklığı ile sararan ot toplulukları. Yörenin en önemli ormanlık alanı: Çiçekdağı ve çevresindedir.

GEZİLECEK YERLER

Kırşehir Çiçekdağı Karakurt Kaplıcası

KARAKURT KAPLICASI

İl merkezinin 15 km. batısında, Karalar köyündedir. Kaplıca bölgesinin, tarihi süreç incelendiğinde, ilk kez, 1135 yılında, Selçuklular zamanında kullanıldığı anlaşılmaktadır. Selçuklular döneminde yapılan kaplıca, türbe ve mescitten oluşan tesisler; günümüzde hemen yanlarına yapılan modern tesislerle birlikte görülebiliyor. Yeni yapılan tesiste, konaklama mümkün, 50 yatak var.

Kaplıca suyunun sıcaklığı, 50 derecedir. Romatizmal hastalıklar, sinir hastalıkları ve kadın hastalıklarının tedavisinde iyi geldiği söyleniyor. Burada, her mevsim hasta geliyor ve tedavi edilmeyen hastalık olmadığı söyleniyor.

Karakurt kaplıcası hakkında anlatılan efsaneye göre: Kırşehir beyinin oğlu, kötü bir hastalığa tutulur. Doktorlar ne yaptı ise, fayda etmez. Bunun üzerine Bey’in umudu kesilir ve “Bari, gözümün önünde öleceğine, götürün bir dağa bırakın, göz görmeyince gönül katlanır” demiş.

Bunun üzerine, çocuğu “Emirburnu dağı” eteklerine bırakırlar. Çocuk, başına gelecekleri beklerken, akşama doğru yanına bir kurt yaklaşır. Ama, bu kurdun, kemikleri karnına yapışmış, uyuzdan tüyleri  dökülmüş ve her tarafı yara-bere içindedir.

Kurt: sürüne sürüne buraya gelir ve dağın eteğindeki bataklıkta, çamura bulanır. Ertesi gün ve takip eden günlerde, kurt, yine bölgeye gelir ve bataklıktaki çamura bulanır ve bir süre sonra tamamen iyileşerek bölgeden uzaklaşır. Çocuk, kurdun her hareketini izlemiş ve bataklıktaki çamurda, bir şifa bulunduğuna inanmıştır. Bunun üzerine, kendisi de bataklıktaki çamura girer, bütün vücudunu çamurla sıvar.

Köşede, kaynayan sudan içer. Bir süre sonra: vücudunda bir canlılık hissetmeye başlar ve bu böyle devam ederken, tamamen iyileşerek ayağa kalkar. Kırşehir’in yolunu tutar, babasının kapısını çalar ve görenler şaşırır ve gözlerine inanamazlar.

Çocuk, olan-biteni çevresine anlatır ve babasını, aynı bataklığa, çamurun bulunduğu yere götürür. Babası: bataklığın üzerine bir kubbe ve yanına bir mescit yaptırır. Adına da, kurtun anısına “Karakurt Kaplıcası” ismini verir.

KARAKURTBABA KÜMBETİ

Kaplıcanın hemen yanında bulunuyor.

Kümbet: 1135 yılında, Anadolu Selçuklu hükümdarlarından Kılıçaslan tarafından yaptırılmıştır. Dolayısıyla, Selçuklu mimarisinin özelliklerini taşıyor. Ancak, kümbetin kitabesi yok. Karakurt Baba adına yaptırıldığı sanılıyor. Yapı: kesme taştan, Selçuklu mimari tarzında yapılmıştır. Kare kaide üzerine, sekiz köşelidir. En üstte, taş bir külah var. Türbenin hemen yanında, bir mescit bulunuyor.

BULAMAÇLI KAPLICASI

İlçe merkezinin 5 km. doğusundadır. Yol pek uygun değil. Rakımı: 842 metredir.

Kaplıca suyu içinde: sodyum klorür, bikarbonat ve radyum bulunduğu söyleniyor. Suyun sıcaklık derecesi, 42. Kaplıca suyunun iyi geldiği hastalıklar şunlardır: romatizmal hastalıklar, nevraljin, nevrit ve kadın hastalıkları. Burada, ayrıca: 20 yataklı bir konaklama tesisi bulunuyor.

Yerköy tanıtımı.

Yozgat tanıtımı.

Kırşehir tanıtımı.