Kırıkkale Karakeçili

Kırıkkale Karakeçili

İlçe, il merkezine 37 km uzaklıktadır. Karakeçili, Keskin arası 30 km, Çelebi arası 25 km, Bala arası 25 km ve Ankara arası ise 95 km. dir.

TARİHİ

Karakeçili aşireti, Anadolu’yu yurt edinen 24 Oğuz boyundan Kayılara bağlı büyük bir topluluktur. Burada yaşayan Karakeçili Yörükleri, Anadolu’nun diğer bölgelerinde yaşayan Karakeçililerle akrabadır. Karakeçili aşireti, 16’nci yüzyılda Osmanlı tarafından buraya yerleştirilmiştir.

Resmi kaynaklardaki kayıtlara göre: 1583 yılında, Karakeçililer, Ankara’nın Bala yakınlarına yerleştirilmişlerdir.

Karakeçili’nin güneydoğusundaki tepelerde, tarihi kale kalıntıları bulunur. Mustafa Kemal Atatürk’ün, Ankara’ya giderken buradan geçtiği için, bu yolda her yıl kutlamalar yapılmaktadır.

İlçe, 1990 yılında Ankara-Bala ilçesinden ayrılmış ve Kırıkkale ilinin bir ilçesi olmuştur.

Kırıkkale Karakeçili

GENEL

İlçe Ankara-Bala ilçesinin kuzeydoğusundadır. İlçenin doğuya bakan toprakları, bugünkü Kapulukaya baraj gölünün sıfır noktası olarak bilinen yerle birleşmekte olup bu göl sahası Karakeçili ilçesine tabii bir güzellik kazandırmaktadır.

İlçenin rakımı 1100 metredir. Karasal iklim hakimdir, kışları oldukça sert ve kar yağışlı geçer. Hava sıcaklığı genelde sıfırın altında yaşanır.

Yazları ise sıcak ve kurudur. Yağışlar az olduğundan yaz mevsiminde bitki örtüsü genelde bozkır görünümündedir.

Kırıkkale Karakeçili Uluslararası Kültür Şenliği

KARAKEÇİLİ ULUSLARARASI KÜLTÜR ŞENLİĞİ

İlçede her yıl Eylül ayının ikinci haftasında düzenlenir. İki gün boyunca süren şenliklerde renkli görüntüler yaşanır, gencinden yaşlısına herkes gönlünce güzel vakit geçirir. Şenliklerde: çeşitli ikramlar, sünnet, panel, tiyatro, havai fişek gösterileri yapılır.

Mehmet takımı eşliğinde yürüyüşler yapılır. Stadyumda, mehteran gösterileri, yöresel halay ekibinin ilçeye özgü oyunları sergilemesi izlenir.

Stadyum alanına kurulan kıl çadırlarda Karakeçili’nin tarihi ve kültür alanında yapılan ürünler vatandaşların ziyaretine sunulur.

GEZİLECEK YERLER

Kırıkkale Karakeçili Çeşnigir Köprüsü

ÇEŞNİGİR KÖPRÜSÜ

Ankara-Kırşehir yolunun 100’ncu kilometresinde, Kızılırmak üzerindedir. Köprü yakınında bulunan Köprüköy’den dolayı, Köprüköy köprüsü olarak bilinir.

Kitabesi yoktur, yazılı kaynaklarda da herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Bu yüzden ne zaman ve kim tarafından yaptırıldığı bilinmez. Ancak muhtemelen 13’ncü yüzyılda Selçuklu döneminde yapıldığı ve Osmanlı döneminde onarım gördüğü düşünülmektedir.

Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında Mimar Sinan tarafından köprü yeniden yaptırılmıştır.

Kapulukaya Barajının faaliyete geçmesinden önce, köprü yol güzergahında iken, sonralara köprünün ayak kısımları baraj suyu içinde kalmıştır.

Köprü 110 metre uzunluktadır. Genişliği 6 metredir.

Derbent özelliği gösteren köprülere güzel bir örnektir. Mimari olarak, iki yana eğimli bir köprüdür.

Kaya zemin üzerinde ve ayakları sağlam zemine otursun diye, baraj mantığı gözetilerek kayaları takiben eğri inşa edilmiştir. Nehre en uygun ve sağlam geçit verdiği yerdedir. Kayalıklardan hemen önce ve sonra nehir genişleyerek akar.

Osmanlı arşivlerinde yer alan bazı bilgilere göre köprünün yanında bir han ve cami varmış. Ayrıca yine bazı kaynaklara göre, köprünün yanında taştan bir aslan heykelinin bulunduğu belirtiler. Ancak günümüzde köprü üzerinde ve civarında: aslan heykeli, han veya cami yoktur.

1402 yılında Ankara savaşının yapılacağı alana ilerleyen Timur’un ordusunun bu köprüyü  kullandığı söylenir.

 Köprünün çok büyük bir kemeri var. Bu kemer, yapıldığı dönemde yapanlar tarafından bir türlü tutturulamamış ve bu yüzden, zamanın hükümdarı, bir sefere giderken, köprüyü kullanmayıp, Kızılırmak’ın sığ bir yerinden, karşıya geçerek yoluna devam etmiştir.

Ancak, köprünün ustalarına, dönüşüne kadar köprünün tamamlanmasını emreder. Ustalar, defalarca uğraşırlar ve yine kemeri tutturamazlar ve köprü yıkılır. Bu sırada, Hıristiyan bir Rum mimar, köprünün yıkılmaması için, bir gece sabaha kadar Allaha dua ederek yalvarır.

Bu arada: kızı ile oğlunun kurban edilip, onların kanı ile yoğrulan iki taşın köprüye konulması halinde, büyük kemerin tutturulacağı ve köprünün yıkılmayacağını görür.

Bunun üzerine,  Rum mimar, kızı ve oğlunu kurban eder ve onların kanı ile yoğrulan taşları, köprünün büyük kemerine yerleştirir ve böylece köprü yıkılmaz. Bu iki kanlı taş: günümüzde de, köprü üzerinde görülmektedir.

Kırıkkale Karakeçili Büklü Kale

BÜKLÜKALE

Ankara’dan Kaman’a giden otoyolun Kızılırmak’ı geçmeden hemen sol tarafından bulunur. 2009 yılında başlanan kazı çalışmaları halen sürdürülmektedir.

Bunlara göre: buradaki yerleşimler, Eski Tunç çağı, Geç Tunç çağı, Demir çağı ve Osmanlı dönemidir. Burası: MÖ 2’nci bin yılın sonunda, Hitit imparatorluk çağında önemli bir şehir merkezidir.

Bu durumu kanıtlayan diğer objeler ise: Kızılırmak’ın en dar yerinde 13’ncü yüzyılda bir köprünün yapılması ve yine Roma dönemine ait köprü kalıntısının bulunmasıdır. O dönemde bölge ticari açıdan da önemli bir merkezdir.

Kırıkkale Karakeçili Büklü Kale

Kazılarda: Hititlerden kalma mimari yapıya rastlanıldı. Bu mimari yapı: 2 bin yıl öncesinin Hititlerine ait şehri ortaya çıkarıyor. Kazılarda ortaya çıkan taştan örülü evler Hititlerin yaşamına ait ipuçları veriyor.

Ayrıca yine kazılarda, Hitit dönemine ait şehir suru ve kapısı tespit edildi. MÖ 600-700 yıllarına ait sur duvarını dolduran toprak kaldırılmıştır.

Bu toprak kaldırılınca, bunun altından yanmış tabaka çıkmıştır. Bu tabaka da MÖ 14’ncü yüzyılda yani Hitit imparatorluğu dönemine aittir.

Tespit edilen katlardan 3 tanesinin yangın geçirdiği görülmüş, bunlar, burada büyük bir savaşın yapıldığının kanıtıdır.

Burası çok büyük bir şehir olup üst taraf kale kısmı, aşağıda ise aşağı şehir varmış.

Kırıkkale Karakeçili Büklü Kale

Bölgenin ticaretin yoğun olduğu dönemlerde, özellikle Kızılırmak’a yakın olmasından dolayı ticaret merkezi olarak kullanıldığı belirtiliyor. Zaten Hitit dönemine ait (3’ncü katman) çıkarılan cam şişe ve Hitit imparatorluğu dönemine tarihlenen çivi yazılı tablet, oldukça önemli buluntu olarak kabul ediliyor.

Kırıkkale Karakeçili Büklü Kale

Tablette ilginç yazılar vardır. Tablette “buradaki ülke sizin ülke” cümlesinin geçtiğini ve tabletin iki ülke arasında yazılmış olan diplomatik metin olabileceği değerlendirilmektedir. Yine tablette bir habercinin gönderildiği ve geri dönmediği de mektupta yazılmıştır.

Demek ki iki ülke arasında çatışmalar olmuş. Yine kazılarda: Hitit imparatorluğuna ait kemikten yapılmış mühür bulunmuştur. Bu mühür, şehrin Hitit başkenti Boğazköy ile direkt ilişkiler içinde olduğunu göstermektedir.

Bu mühür, başkentten gönderilen mühür olmalıdır. Daha önce de kemikten yapılmış düğme şeklinde süs eşyası bulunmuştur. Bu süs eşyasında da panter gibi hayvan motifleri işlenmiştir. Bunlar: MÖ 700’lü yıllarda Anadolu’ya gelen İskitlere ait olduğu biliniyor.

Çünkü, bu panter resimli süs eşyasının aynısının, altından yapılmış olanı daha önce Rusya’da bulunmuştur. Burada yapılan kazılarda bulunan ilginç buluntulardan birisi de: beyaz mermerden yapılmış panter başıdır.

Göz kısmına da lapis lazuli taşı konulmuştur. Bunun, MÖ 2000 yılına ait olduğu düşünülüyor. O dönemde Afganistan’a gidilmiş ve bu taşlar getirilmiştir. Yine kazılarda, MÖ 1700’lü yıllara ait cam şişe bulunmuştur.

Bu, dünyadaki en eski cam şişelerden bir tanesidir. Şimdiye kadar bu şişeden Boğazköy’de bulundu. Burada o kadar eski cam şişenin bulunması, cam şişe üretimi hakkında yeni fikirler ortaya koyacak gibi duruyor.

Bununla ilgili analizler yapılınca Mısır’da bulunan cam şişeden farklı maddeler kullanarak yapılmış olma ihtimalinin varlığından söz ediliyor.

Kazıda çıkarılan arkeolojik malzemeler, Kaman Kalehöyük Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.

Kırıkkale

Kırıkkale Sulakyurt

Kırıkkale Sulakyurt

İlçe, il merkezine 53 km uzaklıktadır.

TARİHİ

İlçenin 15’nci yüzyılda Kalecik mahiyesine bağlı bir köy olarak Şeyh Şamil tarafından kurulduğu tahmin edilmektedir. İlçenin 1940 yılına kadar ismi “Konur” dur. 1960 yılında Sulakyurt adıyla Ankara iline bağlı bir ilçe olmuştur. 1989 yılından itibaren ise Ankara ilinden ayrılarak, Kırıkkale iline bağlanmıştır.

Kırıkkale Sulakyurt

GENEL

İlçe Kırıkkale’nin doğusunda, Orta Anadolu yaylasının kuzeyindedir. İlçe merkezi ve köyleri ile büyük bir bölümü, Karagüney dağlarının platoları üzerinde bulunur. İlçenin doğusunda Çorum Sungurlu ilçesi, kuzeyinde Çankırı, güneyinde Kırıkkale Balışeyh ilçesi ve batısında Ankara kalecik ilçesi bulunur.

Kırıkkale Sulakyurt

GEZİLECEK YERLER

Kırıkkale Sulakyurt Şeyh Şami Külliyesi

ŞEYH ŞAMİ KÜLLİYESİ

İlçe merkezinde Yeşilyurt mahallesindedir. Kuzeyinde Cami caddesi bulunur. Külliye: cam ve batısında bulunan türbeden ibarettir. Külliye: Şeyh Şami ve evlatları tarafından bu bölgelerin iskan edilmesinden sonra inşa edilmiştir.

Şeyh Şami: evladı ve cemaatiyle birlikte, Şam’dan gelip Keskin nahiyesine tabi olan Kozdere ve Eşme mezraları arasına yerleşmiştir. Ancak Anadolu’ya ne zaman geldiği belli değildir. Muhtemelen 1460’lı yıllar olmalıdır. Bulundukları yere tasarruf edeceklerine dair ellerinde hüküm bulunduğuna dair kayıt vardır.

Günümüzde külliyeye ait bir inşa kitabesi yoktur. Fakat külliyeye adını veren Şeyh Şamil hakkında bilgiler vardır. Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde Şeyh Şamil hakkında “Şeyh Şamil Sultan köyü menzili” ve “Şeyh Şami Ziyareti” başlıklı iki metin bulunur.

Şeyh Şami Külliyesinden birçok kaynakta kısaca söz edilir. Cami ve türbe, pek çok onarım geçirmiştir.

Kırıkkale Sulakyurt Şeyh Şami Külliyesi Cami

Cami

Kuzey-güney yönde dikdörtgen planlıdır. Üzeri kırma çatı ile örtülüdür. Caminin son cemaat yeri, sundurma çatı ile örtülmüştür. Cami cephe duvarları, tamamen beyaz boya ile boyanmıştır. Cephe köşelerinde ise taş malzeme yerleştirilmiştir.

Doğu cephesinde sade bir düzenlemeye sahiptir. Demir parmaklıklı, ahşap malzemeden ve kare biçiminde üç pencere açıklığı bulunur.

Cami güneybatı köşesinden başlayarak, batı cephe duvarının bir bölümü, türbe doğu duvarıyla birleşir. Caminin minaresi, kuzeybatıdadır.

Camiyle eşit yükseklikte olan, taş malzemeden yapılmış kürsünün, pabuç kısmı betonarmedir.

Minarenin gövde kısmı tuğla malzemeden yapılmıştır. Çift şerefeli, şerefe altlığında mukarnaslı bir düzenleme vardır. Kurşun malzeme kaplı külah kısmı alemle biter.

Kırıkkale Sulakyurt Şeyh Şami Külliyesi Cami

Caminin kuzey bölümünde son cemaat yeri bulunur. Alçı mihrap üzerinde bulunan bütün süslemeler, alçak kabartma tekniğiyle yapılmıştır.

Harimin batı duvarına bitişik, minberin yanında bulunan 6 basamaktan oluşan dar merdiven, cami içerisinden türbeye geçişi sağlar.

Cami, 1950 yılında yapılan onarımla büyük ölçüde değişmiş, yol seviyesine uymak üzere cami zeminine taş duvarlar ilave edilerek irtifa arttırılmış ve sıvanmıştır. Caminin alçı mihrabı onarım sırasında sökülmüş ve bozulmuştur.

Bugünkü mihrap, eski mihrabın parçalarına bakılarak yeniden yapılmıştır. Taş külahlı türbe, çimento harçlar tepeden aşağı sıvanmıştır. 1950’deki onarım sonucunda, türbe zemini camiden aşağıdadır.

Kırıkkale Sulakyurt Şeyh Şami Külliyesi Türbe

Türbe

Türbe caminin güneybatı köşesine bitişiktir. Zemini camiden daha aşağı seviyededir. Kare planlı, kübik gövdeli, yüksek sekizgen bir kasnak üzerine oturan, piramidal külahla örtülüdür. Türbe cephelerinde iki katlı pencere düzenlemesi görülür.

Ziyaret mekanı ile irtibatlanan iki kapı açıklığı bulunur. Bunlardan biri, cami batı duvarındadır. Ahşap ve dikdörtgen kapıdır. Ana kapı ise, kuzey cephede, dikdörtgen biçimli ve ahşap malzemeden yapılmıştır.

Türbe içi tamamen beyaz boyalıdır. Türbe içinde, toplam 9 sanduka vardır. Beyaz renge boyanmış alçı sandukaların hiçbirinde kime ait olduğuna dair yazı ve tarih bulunmaz.

Kırıkkale Sulakyurt Yeşilyazı Köyü Külliyesi

YEŞİLYAZI KÖYÜ (KÜÇÜK ŞAMİ) KÜLLİYESİ

İlçe merkezine 10 km uzaklıkta Yeşilyazı köyün içindedir.

Yazılı kaynaklarda, Şeyh Şami ve evlatları tarafından kurulduğu söylenen Yeşilyazı köyünde de bir külliye yapılarak bu yörenin de iskan edildiği yazılıdır. Caminin doğu cephesinde harim kapısı üzerinde bir kitabe bulunur. Bu kitabeye göre, külliyenin banisi Şeyh Carullah İbni Şeyh Şami olarak geçer ve inşa tarihi olarak da 1531 yazılıdır.

Cami

Günümüzde yol kotundan aşağıda kalmıştır. Büyük bir avlu içindedir. Kuzey-güney yönde, dikdörtgen planlıdır. Tek mekanlıdır. Üzeri kırma çatı ile örtülüdür. Caminin batısında, bitişik olarak inşa edilen türbe bulunur. Güney cephede iki katlı pencere düzenlemesi bulunur. Güneybatı köşede bulunan türbe, cephenin bir bölümünü kaplar.

Tek şerefeli minare: güneydoğu köşesindedir. Düzgün kesme taş malzemeden yapılmıştır. Kısa, tek şerefeli ve cami duvarına bitişik olarak inşa edilmiştir. Minarenin dikdörtgen ahşap kapısı, bursa kemer biçiminde ve kuzeydedir.

Mihrap, minber ve vaaz kürsüsü, güney duvarına yerleştirilmiştir. Mihrap, tamamen alçı malzemeli ve beyaz renge boyanmıştır.

Minber: mihrabın batısındadır, taş malzemelidir ve beyaz boya ile boyanmıştır. Minber kapısının çevresi, kıvrım dalların yoğunlukta olduğu bitkisel kompozisyonlarla süslenmiştir.

Türbe

Caminin güneybatı köşesinden itibaren, batı cephesinin bir kısmına bitişiktir. Kuzey-güney yönde kareye yakın dikdörtgen planlı, sekizgen kasnak üzerine oturan kubbe ile örtülüdür. Türbe gövdesi cephe duvarlarında, zeminden belli bir seviyeye kadar moloz taş, sonra örtü sistemine kadar düzgün kesme taş kullanılmıştır.

Onarımlar sonucunda da kasnak ve kubbenin yenilendiği ve sıvayla kaplandığı görülmüştür. Avluda bulunan hazire alanında pek çok mezar vardır. Ancak bir tane mezar taşı dikkat çeker.

Üzerinde 3 satır Osmanlıca yazı bulunur ve 1291 tarihi okunabilir. Mezar taşında yüzeysel çatlakların oluşturduğu ve alt satırının zarar gördüğü görülür.

ÇERİKLİ CAMİSİ

İlçe merkezine 19 km uzaklıktaki Çerikli kasabası, Yenikent mahallesindedir.

Caminin harime giriş kapısı üzerinde, tek satırlık bir kitabe bulunur. Kapı kemeri üzerinde ise, 1898 tarihi kazınmıştır. Kitabe günümüzde iki parça halindedir ve aralarına sıva ile dolgu yapılmıştır. Bu yüzden okunamamış ve anlamlı bir yazı metnine ulaşılamamıştır. Cami, yüksekçe bir alana inşa edilmiştir, yakınlarında bir yerleşim yoktur.

Kırıkkale Sulakyurt Küçük Avşar Köyü Karababa Türbesi

KÜÇÜKAFŞAR KÖYÜ KARABABA (SEYİT ŞEYH MUSTAFA) TÜRBESİ

İlçe merkezine bağlı Küçükavşar köyündedir.

Türbenin kapısı üzerinde, 3 satırlık kabartma yazılı kitabe bulunur. Günümüzde kitabe yıpranmış ve okunamaz haldedir. Türbe: dışarıdan 11 kenarlı, dairesel bir plana sahip ve piramidal külah ile örtülüdür. Kapısı, kuzey cephededir.

Kapı, yeşil renkte ve tek kanatlı, metaldir. Ziyaret mekanı duvarları tamamen sıvalı ve beyaz renge boyanmış, fakat duvarlarda derin çatlaklar vardır.

Güney duvarında mazgal pencere bulunur, kuzeybatısında ise küçük dikdörtgen niş görülür. Türbede bulunan tek sanduka, beyaz mermer ile kaplanmıştır.

Türbe günümüzde oldukça harap bir haldedir ve beden duvarlarının büyük bölümü toprak altında kalmıştır. Türbenin üzerinde bitkiler çıkmıştır.

Kırıkkale

Kırıkkale Delice

Kırıkkale Delice

İlçe, il merkezi olan Kırıkkale’ye 47 km uzaklıktadır. Ankara-Samsun karayolu üzerindedir.

TARİHİ

İlçe merkezinde Çömelek kaya mevkiinde çıkan kalıntılara göre, yöreye ilk yerleşenler Hititlerdir. 1760-1780 yılları arasındaki Osmanlı döneminde ise, Türkmen ve Yörük boyları, bölgeye yerleştirilmiştir.

Bunlar, şimdiki ismi Karabekir mahallesi olan yere yerleşirler. Burada kurulan köyün ismi, aşiretin başında bölgeye gelen Demirci Karabekir’in ismine atfen “Karabekir” olmuştur. İlçenin daha önceki isminin ise “Piran” olduğu bilinir. Şimdiki ismi olan “Delice” ise Delice ırmağından gelir.

Keskin ilçesine bağlı bir köy iken 1928 yılında bucak olan Delice, 1946 yılında Kırıkkale ilçe olunca buraya bağlanmıştır. 1960 yılında ise ilçe olmuştur.

Kırıkkale Delice

GENEL

Delice çayı, Kızılırmak nehrinin en önemli kollarından biridir. Yozgat sınırı boyunca bir süre aktıktan sonra Delice ilçe merkezine yaklaşır. Daha sonra tekrar iki il sınırı boyunca akar ve il topraklarını terk eder. Çayın Kırıkkale il içerisinde kalan kesimi yaklaşık 50 km uzunluğundadır. Rakımı 702 metredir.

Kırıkkale Delice Tuzu

DELİCE TUZU

İlçede yerin 20 metre altından çıkan ve doğal kaynak suyundan elde edilen tuz, dünyaca ünlüdür.

Kırıkkale Delice Tuzu

Tuzun: Dünya Sağlık Örgütü ve Avrupa Konseyi tarafından belirlenen kriterlere uygun olduğu ve mineral yönünden zengin bulunduğu belirtiliyor. Tuz, doğal yollarla elde ediliyor.

DELİCE ÜZÜMÜ

Delice üzümü “Delice beyaz üzümü” olarak tanınır. Çekirdeksizdir, kısa ömürlüdür, bu yüzden yani raf ömrünün kısa olması nedeniyle başka yerde bulunmaz. Delice yöresine yolunuz düşerse, bence bu üzümün mutlaka tadına bakın. Üzüm genellikle pekmez yapılarak tüketiliyor. Pekmez de satın alabilirsiniz.

Kırıkkale Delice Kavun ve Üzüm Festivali

DELİCE KAVUN VE ÜZÜM FESTİVALİ

Delice ilçesinin üzümü meşhurdur. Delice belediyesi tarafından düzenlenen festival, ilçe stadyumunda düzenlenir. Festivalde, üzüm ve kavun yetiştiriciliğinde dereceye girenlere ödüller verilir. Ardından: şiirler okunur, Mehmet Marşı ve animasyon gösterileri düzenlenir.

Kırıkkale Delice

GEZİLECEK YERLER

Kırıkkale Delice Tekke Köyü Sivri Tepe Tümülüsü

TEKKE KÖYÜ SİVRİ MEVKİ TÜMÜLÜSÜ

İlçe merkezine bağlı Tekke köyünün 8 km güneybatısındadır. Hakim bir tepededir.

Tümülüsün batı kısmı sarp ve diktir. Doğu, kuzey ve güney yönlerden algılanan yüksekliği 30 metredir. Tümülüs 50 metre çapındadır. Çevresindeki arazilerde tarım yapılmaktadır. Batı yönünde 1.20 metre ölçülerinde kaçak kazı tünelleri bulunur.

Bu tünel, 20 metre kadar gider, 20 metre sonra güneye doğru içten ikinci bir kola ayrılır. İlk kaçak kazı tüneli: mezar odasının giriş kısmına ulaşmış ama içten çökme nedeniyle ikinci bir kaçak kazı tüneli kazılmıştır.

İkinci tünel, aynı yerin 5 metre kadar aşağısından itibaren kazılmış, 15 metre devam etmiş, içten iki kola ayrılmıştır.

Mezar odası giriş blok taşları dağılmıştır. Arada Horasan harcı ile yeniden örülen bir duvar kısmı dikkat çeker. Bu durum, kendi dönemi sonrasında mezar odasının açılarak yeniden kullanıldığını gösterir.

İkinci bir örgü tabakasının izleri görülmektedir. Burada, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi tarafından kurtarma kazısı yapılmıştır.

ÇERİKLİ KASABASI

Kasabaya bağlı Yeni Yapan köyü ve Çongar köyünde yapılan arkeolojik araştırmalarda çanak çömlek parçaları bulunmuştur. Kasaba, Anadolu’ya girişin ardından Türkler tarafından il fetih edilen bölgelerden biridir.

11’nci yüzyıldan sonra Çerikli yöresine Oğuz Türkmen boyları yerleştirilmiştir. Kurtuluş savaşı yıllarında Çerikli kasabası, milli mücadeleye önemli katkıda bulunmuştur. Kasaba 1967 yılında Belediyelik olmuştur.

Kırıkkale Delice Çerikli Kasabası Camisi

Camisi

Caminin yaklaşık 300 yıllık olduğu tahmin ediliyor.

Caminin temel oluşumu yoktur, su basmanı seviyesi mevcuttur. 80 cm civarında dışa taşkındır. Derzler, kireç-kum karışık harçtır. Oldukça çürümüş ve artık mukavemetini kaybeden, iki ahşap direk, devşirme mermer sütun kaidesine oturmaktadır. Cami giriş kapısının üzerindeki alınlıkta kitabe mevcuttur.

Kitabenin tepe noktası ve köşelerde, yuvarlak içerisinde yıldız motifleri bulunur. Sonradan yapıldığı anlaşılan mahfil katına, doğu tarafından ahşap merdivenle çıkılır. Ahşap tavan, mahfil kısmını da içine alan bir düzendedir.

Minber yıkılmış, minbere ait taş basamaklar yerindedir. Caminin ahşap tavanı, dikdörtgen bir tavan göbeği çevresinde dilimli çıtalıdır.

Cami harap halde, umarım en kısa zamanda restore edilir. Caminin hemen yanında, bir de tarihi mezarlık bulunuyor.

Kırıkkale