Ankara Ankapark-Wonderland

Ankara Ankapark-Wonderland

Evet, değerli okurlar, aşağıda okuyacağınız satırlar, bu proje gündeme geldiğinden itibaren olan gelişmeleri anlatmaktadır.

Ancak, şu an bu proje yani milyonlarca lira yatırılan bu proje çalışıyor, kapandı, kullanılmıyor, işletilemiyor, işletilmiyor.

Bir ara ismi de değişti ve “Wonderland” oldu, hatta Ankara şehir içinde, üstü açık otobüslerle reklamları yapıldı, ancak tahminimce benzerlerine Amerika’da gitmiştim, bunlar da sadece girişte yüksek bir ücret alıp, içerideki aktivitelerin birçoğunu ücretsiz yapmaya çalıştılar, olmadı, aktivitelerin önünde uzun kuyruklar oldu, sonra girişi ucuzlattılar ve hatta 5 TL yaptılar, bu sefer de park alanı içi iyice kalabalık oldu, aileler gelmez oldu.

Neyse, bir çok yanlış, hepsi bitti, kaderine terk edildi.

Ankara Ankapark-Wonderland

Uzaktan yoldan geçerken çok şey göreceksiniz, ama maalesef hepsi çöp oldu. Bu arada, bu çöplüğü izlerken, bir zamanlar burada Ankara’nın en güzel yeşil alanlarından, piknik alanlarından birisi olan “Atatürk Orman Çiftliği Hayvanat Bahçesi” olduğunu da düşünün, yeni nesil bilmez, ama eskiden burada olağanüstü güzel bir yeşil alan vardı.

Ankara Atatürk Orman Çiftliği Hayvanat Bahçesi

Sadece merak edenler için, projenin başlangıcından itibaren, sonuna kadar olan hikayesi aşağıdadır.

Ankaralılar, Eskişehir yolu üzerinde ilerlerken “Armada” alışveriş merkezini geçtikten sonra: İstanbul yolu tabelası istikametine, yani sağ yola dönüp bir süre ilerledikten sonra, yeni açılan “Anadolu” otobanı üzerinde, hemen sağ bölümde: büyük çadır şeklindeki yapıları ve göreceklerdir.

Aslında: burada uzun zamandır bir faaliyet sürdürüldüğü biliniyor ki, özellikle dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı burayı en büyük projesi olarak, Mart 2014 seçimlerinde lanse etmiş ve hatta buranın tanıtımı için: Ankamall yanında hemen metro istasyonunun dibinde, uzun süreli bir tanıtım yeri açmış, bu tanıtım yerinde, burada bulunacağı belirtilen bir kısım oyuncak da sergilenmiş ve tanıtım ofisi, seçimin kazanılmasının hemen ardından, kapatılarak, günümüzde öylece kaderine terk edilmiştir.

Evet: düşününce, mantık elbette uygun.

Çünkü: Ankara gerçekten, ülkemizin büyük turizm potansiyelinden hiç de pay alamayan bir şehirdir.

Ülkemize gelen milyonlarca turisti, niye Ankara’ya kısa sürelik de olsa çekememek, büyük bir eksikliktir ve bu eksikliği gidermek için; başta ben ve benim gibi bir kısım internet yazarı, Ankara’nın turizm potansiyelini ve özelliklerini anlatan yazılar yazmaya ve buraya gelen, gelecek turistleri olumlu etkilemeye çalışmaktadırlar.

Ankara Ankapark-Wonderland: Ancak, elbette bu küçük çaplı girişimler yetmemekte, şehrin belli konularda turistler için cazibe merkezi haline getirilmesi gerekmektedir.

Bu yüzden: mantık olarak ben yapılmak istenen olaya uygun bakıyorum. Ama, öte yandan: ülkemizdeki birçok uygulamada olduğu gibi, burada da ters ve garip uygulamalar karşımıza çıkıyor.

Özellikle: bu büyük proje neden Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerine kurulur ve de neden tarım arazisi olan bir yere, hatta ve hatta buradan uzun zamandır gelip geçenler tarafından çok iyi bilindiği üzere, bataklık arazi üzerine kurulur.

Ankara Mimarlar Odası: demektedir ki, başladıklarında onları buraya bu projenin yapılmaması konusunda uyardık, peki niye bu uyarı dikkate alınmaz ve milyonlarca para yatırılan bu proje Danıştay tarafından durdurulur, burada şu mantığımı aramak gerekiyor “ben istediğim gibi yaparım kimse karışamaz”

Ankara Ankapark-Wonderland

İyi de, işte Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verdi, şimdi ne olacak. Burası da: daha önce defalarca önünden geçtiğim ve her keresinde yadırgadığım “Bahçelievler Son durakta” Milli Kütüphanenin hemen yanında, iki işlek cadde arasına yapılan “alan” olarak mı tarihe gömülecek, ya da yine Eskişehir yolu kenarında, hemen Vatan Bilgisayar önündeki, daha geçenlerde yeni sökülen çelik iskelet gibi mi tarihe gömülecek ve milyonlarca lira sokağa atılacak.

Öte yandan: hadi Danıştay kararı bir şekilde atlatıldı, yeni düzenleme yapıldı diyelim, peki burada yani bataklık tarım arazisinde, oyuncak ve tesislerin ağırlığı tehlike yaratır şeklindeki uyarı ne olacak, ileride olabilecek kazalarda ölen insanlar yine “fıtrat” kelimesine mi gömülecekler.

Tüm bunlar bir yana: ben yine de sizlere “Ankapark” olarak isimlendirilen bu proje ile ilgili biraz bilgi vermek istiyorum. Bakalım zaman ne gösterecek, umarım bir gün gelir, bu park yapılır, bizler de burayı gezer ve sizlere parkla ilgili daha iç açıcı yazılar yazmak durumunda kalırız. (Tarih 2020 yılı, tabii ki bu dileğim gerçek olmadı, park kapandı.)

Evet: Ankapark, bitirildiğinde Avrupa’nın en büyük tema parkı olacak ve 1.200.000 metre karelik park alanında, 100 metre karelik alan kapalı ve diğer alanlar ise açık alan olarak tanzim edilecektir.

Bu büyüklük ile, park alanının dünyanın en büyük tema park alanı olacağı söyleniyor. Gerçekten öyle, çadır benzeri kapalı alanlar arasında o kadar uzun mesafeler var ki, insanlar bu alanlar veya bu çadırlar arasında nasıl gidip gelecekler anlamak zor.

Park alanında: irili-ufaklı 1217 oyuncak ve 14 tane roller-coaster bulunacağı söyleniyor. Ayrıca: Universal Studio Sinema sistemiyle ziyaretçilerin keyifli zaman geçirmeleri sağlanacaktır.

Biraz önce sözünü ettiğim gibi, bu büyük park alanı içinde insanların ulaşımını sağlamak için olduğunu düşündüğüm bir monoray siteminin bulunacağı söyleniyor. 2 km uzunluğundaki bu monoray sistemi, parkın tamamını kapsayacak şekilde düzenlenecekmiş.

Lunapark alanlarını gezmek istemeyip, doğal yaşam parkına gitmek isteyen ziyaretçiler, monoray sistemini kullanarak doğrudan parka ulaşabileceklermiş. Sistem: aynı anda 168 kişi taşıma kapasiteli düzenlenecekmiş.

Ankapark için, iki tane teleferik hattı kurulacakmış.

Teleferik hattı: İvedik metro istasyonundan doğruca Ankapark’a uzanan 3.2 km uzunluğunda bir hat olacakmış. Park alanı girişinde, 6500 araçlık otopark bulunacağı belirtiliyor.

Gelelim en hassas konuya: bu bölgede yıllardır hizmet veren hayvanat bahçesi de yenilenecek denilerek uzun süre önce kapatıldı ve hayvanların büyük bölümü geçici olarak çevre illerin hayvanat bahçelerine nakledildi.

Hayvanat bahçesinin halen bulunduğu alanda: çok fazla hayvan türünü barındıran, Türkiye’nin en büyük ve kapsamlı hayvanat bahçesi yapılacağı söyleniyor.

Ayrıca, yine hayvanat bahçesi içinde, bir hayvan hastanesi bulunacağı ve hayvanat bahçesinin ülkemizde bir ilk olan “Safari Park” şeklinde düzenleneceği söyleniyor.

Hani, sürekli olarak söyleniyor, belirtiliyor şeklinde ifadeler kullandım, ama öte yandan: yazının başında belirttiğim gibi, buranın yakınlarından geçenler, burada şu anda yapılmış halde görülen birçok çadırvari yapı göreceklerdir.

Derken: yani birçok yapı yapılmışken ve hatta yetkililerin ifadesine göre parkın % 70’lik bölümü tamamlanmışken: Mimarlar Odası tarafından: Atatürk’ün mirası talan ediliyor gerekçesiyle Danıştay’a açılan “iptal” davası neticeleniyor ve Danıştay: 10.07.2014 tarihinde Ankapark inşaatı hakkında durdurma kararı veriyor.

Sebep: Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü tarafından Belediyeye devredilen hayvanat bahçesinin yalnızca 29 hektarlık bir alanı kapsadığı, ancak Ankapark projesi için 217 hektarlık bir alan gerektiği ve haksız olarak bu büyüklükte alan üzerinde inşaat faaliyetlerinin sürdürüldüğü belirtiliyor.

Ayrıca: Ankapark arazisinin tarım arazisi olduğu, arazinin yumuşak zemininin planlanan dev oyuncakları için tehlike oluşturacağı gibi hassas ve insan canı ile ilgili bir husus da belirtiliyor.

Sonuçta ise, hayvanat bahçesinin, Ankapark’a dönüştürülmesinin kamu yararına olmadığı belirtiliyor.

Evet: okurların kafalarının karmakarışık olduğu kesin. Keşke: bu büyük proje, Ankara için çok yararlı olacağını düşündüğüm bu proje: yabancı ülkelerde gördüğüm birçok benzeri gibi, şehir merkezinde değil, şehir merkezi yakınlarında, örneğin: Temelli yolu üzerinde bir alanda yapılsa idi.

Şimdi: buraya milyonlarca lira para yatırılmış, tesislerin büyük bölümü yapılmış, ama bir yandan hukuk yürütmeyi durdurmuş, öte yandan arazinin tehlike yaratacağı söyleniyor.

Çözümü zor bir durum. Sanırım biz Ankaralılar, Ankapark’ın yalnızca hayali ile yaşayacağız ve oraya yapılan tesisler, zamanla çürüyüp yok olacak ve bir gün bir anda sökülüp bir yerlere atılacaklar ve böylece bu sorun da çözümlenecek.

2024 yılında, bir süre önce Ankara Büyükşehir Belediyesine devredilen Ankapark alanında, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından, yapılan anket neticesine göre, yürüyüş yolları, bisiklet yolları ve yeşil alanlar, park alanları oluşturulacağı, mevcut oyuncakların ise, özel işletmelere tek tek kiralanacağı söyleniyor. Bakalım umarım, güzel bir şeyler yapılır.

Ankara Devlet Mezarlığı

Ankara Devlet Mezarlığı

Ankaralılar olarak, belki de buranın önünden defalarca geçtiniz ama eminim ki, içeri girmeyi hiç düşünmediniz.

Ama: boş bir gününüzde, mutlaka burayı ziyaret etmenizi öneririm.

Güzel bir yer, her yan çiçeklerle dolu. Kendinizi dinlemek istediğinizde, mutlaka buraya zaman ayırın.

Paris şehrinde, Fransızlar, bu tür mezarlıkları turizme açmışlar, gerek insanlar tarafından ziyaret edilmesi ve gerekse mezarlık olarak, güzel bir yapı setinin bulunması açısından, burayı mutlaka gündeme getirmeli, gerek okul gezileri ve gerekse Ankara’ya yapılacak toplu gezilerde, mutlaka gezi planlarına dahil edilmeli.

YERİ-ZİYARET GÜN VE SAATLERİ

Ankara Devlet Mezarlığı; Devlet Mezarlığı: Ankara’da, Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerindedir. Atatürk Orman Çiftliğinde: Hayvanat Bahçesi, Atatürk Evi gezilerinin yanında, buraya da, bir saatlik bir zaman ayırılabilir.

Bulunduğunuz yerden, herhangi bir araç ile, Atatürk Orman Çiftliği bölgesine gittiğinizde, Devlet Mezarlığına ulaşabilirsiniz.

Pazartesi ve Salı günleri hariç, her gün saat: 10.00-17.00 arasında ziyaret edilebilmektedir.

GENEL ÖZELLİKLERİ

Ankara Devlet Mezarlığı: Ankara’da-Atatürk Orman Çiftliği arazisindedir. Büyük bölümü yeşil alan olarak düzenlenen park; halkın ziyaretine açıktır. Milli Savunma Bakanlığı tarafından yönetilmektedir.

NE ZAMAN AÇILDI

Parkın ilk yapılma fikri: 12 Eylül 1980 askeri darbesini yapan askeri yönetim tarafından, 10 Kasım 1981 tarihinde planlanır.

Yarışmaya katılan 42 proje arasından: Mimar Özgür Ecevit ile, Mühendis Erken Gürenli’nin projeleri uygun görülür. Seçilen projede: hüzünlü bir hava oluşmamasına dikkat edilir.

Daha sonra inşası tamamlanan mezarlık park alanı: 30 Ağustos 1988 tarihinde Cumhurbaşkanı Turgut ÖZAL tarafından açılır.

PARK ALANINDA GEZİ

CUMHURİYET YOLU

Burada: 19 Mayıs 1919 tarihinden, Cumhuriyetin kurulduğu döneme kadar olan olaylar: heykeller ve simgelerle canlandırılıyor.

Burası: ülkemizdeki, ilk, büyük kapsamlı heykel düzenlemesidir.

Bu düzenleme için: 600 ton, mermer kullanılmıştır. Heykeller: çeşitli sanatçılar tarafından yapılmış ve Prof. Rahmi Aksungur tarafından düzenlenmiştir.

Cumhuriyet yolundaki ilk heykel: Atatürk’ün Samsun’a çıkışını ifade eden bloktur. Bu kaya blokunun gölgesi: Samsun limanının silüetini oluşturmuş.

Kaya bloğundaki bir delik ise: gölgenin içinde bir ışık belirmesini sağlıyor. Özellikle: gün içinde, güneş bulunduğunda, saat: 11.00-14.00 arasında bu ışık, Atatürk profili olarak, gölgede beliriyor.

Böylece: Atatürk’ün Samsun’a çıkışı sonucu, Samsun’da ortaya çıkan bir “ışık” betimlenmiş.

19 Mayıs bölümünden sonra: Kongreler ve Millet Meclisinin kuruluşu simgeleniyor.

Kongreler bölümündeki iki basamak: Kongreler sonucu, Meclis’in kurulmasını simgeliyor.

Kongreler bölümünden sonraki: “Savaşlar Bölümü”nde: 5 sütun bulunuyor.

Sütunların üzerinde: Atatürk’ün, “Nutku”ndan sözler yazılı.

Bu bölümün sonundaki heykel, Lozan antlaşmasını simgeliyor. Sağ ve sol bölümlerdeki rölyeflerin her birinde, bir savaş anlatılıyor.

En son heykel bölümünde “Cumhuriyet” tek bir soyut heykel ile sembolleştirilmiş.

DEVLET MEZARLIĞI MÜZESİ

Hemen girişte, güzel tasarımlı bir müzedir. Bu müzede: defnedilen kişilere ait: eşyalar, resimler ve dergiler gibi objeler sergileniyor.

Müze: giriş ve alt kat olmak üzere iki bölümden oluşur. Ana giriş bölümünden baktığınızda: Doğu yönüne yerleştirilen pencereden Anıtkabir görünür.

Böylece: Atatürk ile, silah arkadaşlarının ve Cumhuriyetimizin sürekliliğini simgeleyen Cumhurbaşkanları arasında, manevi bir bağ yaratılmaya çalışılmıştır.

Müzeyi  ziyaret ettiğinizde, alt kat salonunda, sinevizyon ile “Kurtuluş Savaşı” konulu, belgesel bir arşiv filmi gösterimine rastlayabilirsiniz.

KARADENİZ HAVUZU

Hemen ana kapıdan öncedir. Dikkatle incelendiğinde, “Karadeniz” şeklindedir. Bu havuz: 1931 yılında, Atatürk tarafından yaptırılmıştır.

Devlet Mezarlığı yapılırken, havuzun restorasyonu sağlanmış. Günümüzde, havuz çevresi, dinlenme amacıyla kullanılıyor.

Şu anda, yolun öbür yanındaki ve MİT arazisi içinde kalan “Marmara Havuzu” ile birlikte, bu havuz, yapıldıkları dönemde (1930 lu yıllarda) , susuz Ankara şehrinde sayfiye yeri olarak kullanılmışlardır.

Bu havuzda, zamanında, bizzat Atatürk’ün de yüzmüş olduğu söyleniyor.

TÖREN ALANI

Bu alan üzerinde: “Otağ Çadırı” olarak tasarlanmış bir yapı bulunuyor. Sekizgen planlı bu yapı: tören alanını: güneş ve yağmurdan koruyor.

Burada, hoş bir atmosfer yaratılmış ve çadır şeklindeki bu yapının altında durmak ve müthiş orman manzarasını seyretmek gayet güzel.

Simgenin altında: Anıtsal duvar var. Bu duvar: mezarda yatanların adlarından oluşmuş. Bitmemiş bir duvar görünümündedir.

Her yeni cumhurbaşkanı için, yeni bir taş konularak örülmesine devam edilmektedir. Böylece, Cumhuriyetin sürekliliği ifade edilmektedir.

Mezar alanına giden tören yolunun iki yanında: “İstiklal Savaşını” simgeleyen, iki heykel gurubu, Cumhurbaşkanları mezar alanı içinde, Cumhuriyetin gelişimini simgeleyen heykel ve 25 metre uzunluğundaki bayrak direği bulunuyor.

BURAYA KİMLER GÖMÜLECEK

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanları ile, Kurtuluş Savaşında, Tümen Komutanlığı ve daha üst görevlerde bulunmuş askeri şahısların gömülmesi planlanmıştır.

Bu plana uygun olarak: 61 Kurtuluş Savaşı Komutanı ve 60 Cumhurbaşkanı mezarı hazırlanmıştır.

Defnedilecek Kurtuluş Savaşı Komutanları: 1988 yılında, Genelkurmay Başkanlığı tarafından belirlenmiştir.

Ancak; 2006 yılında yapılan Kanun değişikliğiyle: Başbakanlar ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanları da, buraya defnedilmeye başlanacaktır.

Ancak: tabii bu arada sanırım en büyük sorun: bu insanların, buraya yalnız başlarına defnedilecek olmaları.

Yani, yanlarında eşleri bulunmayacak. Aynı zamanda, bunların yakınları, ülkenin birçok farklı yöresinden olan gerek sivil ve gerekse askeri bu şahısların yakınları, bunların mezarlarını ziyaret etmek istediklerinde, sanırım, uzunca veya kısa, bir kısım yolculukları yapıp buraya gelmeleri gerekiyor.

MEZARLIĞA DEFNEDİLMİŞ OLANLAR

DEVLET BÜYÜKLERİ

Mezarlıkta: 3 Cumhurbaşkanı defnedilmiştir. Bunlar: Cemal GÜRSEL, Cevdet SUNAY, Fahri KORUTÜRK. Eski Başbakanlardan: Bülent ECEVİT’ de buraya defnedilmiştir.

Bunların dışındaki: İsmet İNÖNÜ, Celal BAYAR ve Turgut ÖZAL, farklı yerlerde gömülüdürler.

ASKERİ KOMUTANLAR

Devlet Mezarlığında: 61 tane askeri komutanın mezar yeri hazırlanmıştır. Buralarda gömülü olanlardan bir kısmı şunlardır:

  1. Orgeneral Fevzi ÇAKMAK (mezarı, sembolik olarak bulunmaktadır)
  2. Orgeneral Cevat ÇOBANLI.
  3. Orgeneral Yakup Şevki SUBAŞI,
  4. Orgeneral Fahrettin ALTAY
  5. Orgeneral Kazım ÖZALP
  6. Orgeneral Kazım KARABEKİR(mezarı sembolik olarak bulunmaktadır)
  7. Orgeneral İzzettin ÇALIŞLAR
  8. Orgeneral Kazım ORBAY
  9. Orgeneral Nafiz GÜRMAN
  10. Orgeneral Salih OMURTAK
  11. Orgeneral Mustafa MUĞLALI

DEVLET MEZARLIĞINDA YER HAZIRLANIP, AİLE İSTEĞİ ÜZERİNE BURAYA MEZARI NAKLEDİLMEYENLER

  1. Mareşal Fevzi ÇAKMAK. İstanbul-Eyüp Sultan mezarlığındaki Nakşibendi Şeyhi, Küçük Hüseyin Şeyp Türbesine defnedilmiş ve ailesinin isteği üzerine, buraya nakledilmemiştir.
  2. Orgeneral Ali Fuat CEBESOY. Geyve-Alifuatpaşa Köyündeki Merkez Camii avlusuna defnedilmiş ve ailesinin isteği üzerine, Devlet Mezarlığına defnedilmemiştir.
  3. Orgeneral Rauf ORBAY. Naaşı Sahrayıcedit mezarlığındadır.
  4. Orgeneral Kazım KARABEKİR. İstanbul-Eyüp Sultan mezarlığındadır.

Ankara Ankara Üniversitesi Oyuncak Müzesi

Ankara Ankara Üniversitesi Oyuncak Müzesi

 

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Cebeci Yerleşkesi içinde iken (1990-2015 yılları arasında) müze, 2016 yılında Ankara Üniversitesi Tandoğan Kampüsündeki yeni binasına taşındı.

Müze: cumartesi, Pazar, pazartesi günleri ve tüm resmi tatillerde kapalıdır. Diğer günlerde saat: 08.30-17.30 saatleri arasında müze gezilebiliyor. Müze giriş ücretlidir. Müze kart geçerli değildir. Müzeyi gezmek isterseniz, randevu almak zorundasınız. Randevu için telefon numarası: 03122159001-3236 veya 3245

Müze 23 Nisan 1990 tarihinde Türkiye’nin ilk oyuncak müzesi olarak Prof. Dr. Bekir Onur tarafından ziyarete açılmıştır.

Müzenin amacı: Türkiye’de hızlı değişim süreci içinde kaybolma tehdidi altındaki oyuncakları korumaktır.

Müzeye bağış yapılan oyuncaklar, bağışçısının ismiyle sergileniyor.

Müze kurulduğunda: 1990-2015 yılları arasında koleksiyonu oyuncakların yapıldığı malzeme türüne göre sınıflandırarak sergilemiştir. Müze yeni binasına taşındıktan sonra (Ekim 2015 sonrasında) sergi tasarımı tamamlanmış ve temalar değiştirilmiştir.

Yeni temalar: okul kültürü, ulaşım, geleneksel oyunlar ve oyuncaklar, bebekler, hayvanlar, bebek evi, minyatür ev eşyaları, trenler, yapı ve inşaat, eğlence, müzik, Jülyet Altın Teneke Oyuncak koleksiyonu ve matchobx oyuncak arabalar koleksiyonu adı altında müzedeki yerini almıştır.

Müzenin ilk sergisi, 19 Eylül-2 Ekim 2011 tarihleri arasında Ankara’da bir alışveriş merkezinde açılmış olan “İçimizdeki çocuk ortaya çıkıyor” adlı sergidir. Sergide, müze koleksiyonundan 1970-2000 yılları arasına tarihlenen 100’e yakın oyuncak yer almıştır.

Müzenin geçici sergi çalışmaları için, Altındağ Belediyesi ile işbirliği yapılmıştır. Altınköy’de bir Köy Oyuncakları Müzesi kurulmuştur. Köy oyuncakları müzesine, bu müzeden 178 oyuncak gönderilmiştir.

Müzede, yerli ve yabancı envantere kayıtlı 2800 oyuncak vardır. Bunların sadece 780 tanesi sergileniyor diğerleri depoda tutuluyor. İki senede bir müze sergilemeleri değiştirilecekmiş.

Yeni müzede: müzenin her odasında ayrı bir tema var ve ona göre dekore edilmiştir. Bir odaya giriyorsunuz, her taraf kovboy oyuncaklarıyla dolu ve bir taraftan da kovboy şarkıları dinliyorsunuz.

Başka bir odada trenler var ve bu oda tıpkı tren kompartımanı gibi döşenmiş. Uzayla ilgili oyuncakların olduğu odada, kendinizi uzay mekiğinde hissediyorsunuz.

Nazilerin 2’nci Dünya Savaşı sırasında kendi propagandasını yapmak amacıyla ürettiği oyuncaklarla dolu olan odaya girdiğinizde kulağınıza gelen hüzünlü müzikle birlikte, atmosfer değişiyor.

Hitler, ilk önce bu oyuncaklarla çocukların düşlerini işgal etmiştir. Oyuncak askerlerle oynayan çocuklar, 2’nci Dünya Savaşında bu oyuncakların yerine geçmiştir.

Evet, müzede: tahta arabalardan bez bebeklere, teneke otobüslerden plastik bebeklere, uçurtmalardan pelüş hayvanlara, metal tencerelerden dikiş makinalarına, topaçlardan müzik kutularına kadar birçok obje sergileniyor.

Müzenin en eski parçaları, yabancı oyuncaklar bölümünde toplanmıştır. (1890 tarihli oyuncak keman, bu keman müzenin en eski oyuncağıdır) Türk oyuncaklarından en eski olanı ise, 1932 yılı yapımıdır.

Oyuncak müzesi şehir merkezinde, ulaşım rahat, bugüne kadar ziyaretçi profili incelendiğinde müzenin en fazla 4-6 yaş arası çocuklar tarafından gezildiği tespit edilmiştir. Ancak, çocuklar yanında, müze büyükler için de ilginç gelmektedir, çünkü herkesin geçmiş hayatında mutlaka oyuncakları olmuştur ve müzede, bu oyuncakları görmek mümkündür, zaten ziyaretçiler, stantları gezerken, gördükleri oyuncaklarla kendi geçmişlerine de gitmektedirler.

Sonuç olarak, güzel bir müze, bence mutlaka zaman ayırın gidin, çocuklarınızı götürün, hatta öğretmenler ve yöneticiler, okullarda öğrencileri götürsünler, mutlaka güzel bir gün geçirilecektir.