Ankara Nata Vega Akvaryum Aqua Vega

Ankara Nata Vega Akvaryum Aqua Vega

 

Ankara Nata Vega Akvaryum Aqua Vega: Denize kıyısı olmayan Ankara şehrinde, bu ölçüde kocaman bir akvaryum gerçekten iyi düşünülmüş.

Burada: okyanus hayatını ve ülkemiz sularında bulunmayan birçok balığın örneğini ve deniz canlısını görmeniz mümkün. Evet: Ankaralılar ve Ankara dışından gelip, şehri gezmek isteyenler için, burayı mutlaka ziyaret etmelerini öneririm.

Sanırım: Ankara içinde bulunan okullar da, öğrencilerini zaman zaman buraya götürüp, bu muhteşem akvaryumu öğrencilerin görmeleri sağlanacaktır.

Ankara Nata Vega Akvaryum Aqua Vega

ULAŞIM

Akvaryum: Ankara Mamak semtindedir. Bir ucu “Konya yolu” ve diğer ucu “Samsun yolu” üzerinde bulunan ve Çankaya’dan geçerek ilerleyen “Doğukent” bulvarı üzerinden ilerlediğinizde (her iki yönden) Akvaryumun bulunduğu “Nata Vega Alışveriş Merkezi” önüne ulaşmanız mümkündür.

Akvaryum: alışveriş merkezinin zemin katındadır. Alışveriş merkezine girdikten sonra, yeteri kadar tabela ile, buraya ulaşmanız mümkün.

Akvaryum bölgesine: özel aracınız ile değil de, toplu ulaşım otobüsleri ile ulaşmak isterseniz, bu kez: Kızılay bölgesinde, Kolej yönüne saptığınızda, üst geçide varmadan, burada bulunan otobüs duraklarından “339” ve “340” numaralı otobüslere binerek: Metro Gros Market yanına kadar gidebilir ve buradan, 250-300 metre ötedeki, uzaktan görülen Nata Vega Alışveriş Merkezine ulaşabilirsiniz.

Alışveriş merkezine girdikten sonra: burayı bulmanın en kolay yolu “Makromarket” in hemen altındadır.

Ankara Nata Vega Akvaryum Aqua Vega

GİRİŞ ÜCRETLERİ

Sayın okurlar, elbette ki giriş ücretleri sürekli değiştiğinden, sizleri yanıltmamak için burada giriş ücretlerini yazmak istemedim. Umarım burayı ziyaret ettiğinizde, siz de benim gibi büyük bir giriş ücretiyle karşılaştığınızda şaşırmazsınız ve girmekten vazgeçmezsiniz. Güzel bir yer, bence girip gezmeyi deneyin.

Ziyaret gün ve saatleri

Hafta içi ve afta sonu saat: 10.00-19.00 arasında gezilebilir.

Ankara Nata Vega Akvaryum Aqua Vega

3 ve 4 kişilik aileler, engelli vatandaşlar ve 65 yaş üstü ziyaretçiler ve yıllık alımlarda, çeşitli indirimler söz konusu oluyor.

Akvaryum bölgesi: pek fazla büyük değil. Yani, burayı gezmek için, muhtemelen yarım saat ayırmanız yeterli olabilir. Ancak: elbette, balıkları izlemek için ayıracağınız zaman ölçüsünde, bu süre uzayabilir.

Yine giriş için hassas bir konudan söz  etmek istiyorum ki, ben sonradan öğrendim ve üzüldüm. Şöyle ki: Nata Vega alışveriş merkezindeki sinemalardan birine girer ve sinema biletini buraya girerken gişeye gösterirseniz “indirim” kazanıyorsunuz.

Buranın yani Akvaryumun biletini sinemaya girerken gösterirseniz, bu kez “sinema” da indirim  kazanıyorsunuz. Yani: biletlerinizi hemen atmayın.

Yazının başlangıç bölümünde belirttiğim gibi: denize kıyısı olmayan Ankara şehrinde, böyle devasa bir akvaryum kurulması projesi fikri: ilk olarak: Nata Holding Yönetim Kurulu Başkanı Namık Tanık’tan geliyor.

Sayın Tanık, tam bir hayvan sever ve özellikle çocuklara yönelik böyle bir projeyi, uzun zaman önce planladığını ve 17 milyon avro ile gerçekleştirildiğini ve yine çocuklara yönelik olmasının bir ifadesi olarak “23 Nisan” tarihinde açtıklarını söylüyor.

Evet: Akvaryum, 23 Nisan 2012 tarihinde açılmıştır.

Bu akvaryum bölümünde göreceğiniz deniz canlıları: buraya getirilmeden önce, yine burayı kuran şirket tarafından, Edremit-Altınoluk bölgesinde, 3 dönümlük arazi üzerinde oluşturulan tesiste, rehabilite ediliyorlar ve daha sonra buraya getiriliyorlarmış.

Ankara Nata Vega Akvaryum Aqua Vega

TESİS HAKKINDA GENEL BİLGİLER

Akvaryum: 6000 metre karelik bir alan üzerinde kurulmuştur. Toplam: 3.5 milyon litre su hacmine sahiptir. Bu sularda uygun ortam yaratılması için: 120 ton deniz tuzu kullanılmaktadır. Akvaryum bölümünü su ile doldurmak, 15 gün sürüyormuş.

Ankara Nata Vega Akvaryum Aqua Vega

TESİSTE BULUNAN CANLI TÜRLERİ

Tesiste: 11.500 balık ve omurgasız ile, 120 sürüngen bulunuyor.

12 bin balık ve omurgasız: 21 akvaryumda yaşıyorlar. 120 sürüngen ise, 30 akvaryumda barınıyorlar.

Akvaryumdaki balıklar arasında bulunanlar: etçil balıklardan olan “Aslan balığı”: partner grouper balığı ve diken yüzgeçli aslan balığı ve agresif lipsoz ve püsküllü akya balığı.

Barışçıl kirpi balığı, kedi balıkları, kırmızı karınlı pirinhalar, Picasso balığı, deniz atı.
Özellikle: pirinha balıklarını izlerken, istiyorsunuz ki; bunların beslenme anını görebilmeyi, ancak öte yandan küçük çocuklar için, bunların beslenme anı, sanırım psikolojik sıkıntı yaratabilir.

Bunun dışında: köpek balıkları, ahtapotlar ve canlı mercan türleri de ilgi çekiyor.

Ankara Nata Vega Akvaryum Aqua Vega

POPÜLER-EN ÇOK İLGİ ÇEKEN CANLILAR

Akvaryum bölümünde en çok ilgiyi: 1.5 metre boyutundaki “kum köpek balığı” çekmektedir.
Yaşayan fosil olarak tanımlanan, evrimini 450 milyon yıl önce tamamlamış, mavi kanlı “at nalı yengeci” var.
Ayrıca: sürekli televizyonlarda görülen “Dev kral yengeçleri” ni burada görebilirsiniz.

Ankara Nata Vega Akvaryum Aqua Vega

AKVARYUM BÖLÜMÜNDE GEZİ

Akvaryum bölümünün kapısına geldiğinizde, biletinizi alıyorsunuz ve hemen size bir durum öneriyorlar. Evet: sol yanda, bir beyaz pano önünde, birlikte geldiğiniz kişilerde fotoğraf çekimi. Bir görevli sizi boş bu panonun önüne yerleştiriyor ve hemen birkaç poz fotoğraf çekiyor, elinize bir fotoğraf kartı veriyorlar. Aslında, konuyu çıkışta öğreniyorsunuz, ama ben burada size konu hakkında bilgi vereyim.

Burada beyaz pano önünde çektikleri fotoğrafları, bilgisayar programında beyaz panoya, değişik deniz canlıları ilave ederek çıkışta bilgisayar ekranında size sunuyorlar.  

Evet: Akvaryum bölümüne giriyoruz, karanlık veya loş denilebilir bir koridorla karşılaşıyoruz ve hemen sağ bölümdeki duvar içine büyük boyutlu akvaryumlar yerleştirilmiş. İlk bölüm “Kızıldeniz” balıkları. Burada, ilk gördüklerimiz ise, yılana benzer uzun boyları ve dişli ağızları ile m üzen balıkları.

Ankara Nata Vega Akvaryum Aqua Vega

Balıkların bulundukları akvaryumların  hemen sol yanında, bilgi etiketi var. Bu etikette: o akvaryumda bulunan balıkların: anavatanı, boyu, davranış biçimi, sıcaklık, beslenme şartları gibi özellikleri yazılmış, bilgi edinmek açısından güzel bir uygulama.

Evet: gezimize devam ediyoruz, bu kez karşımıza “zehirli ve etçil” balıkların bulunduğu bölüm çıkıyor. Takip eden bölümde ise “Hint Okyanusunda yaşayan” balıklar var. Daha sonra, sırası ile Güney Amerika’da yaşayan balıklar ve tatlı su balıkları bölümü var.

Burada, küçük boyutlu köpek balıklarını görünce şaşırmayınız, hani köpek balığı denilince tamamen denizde yaşadıkları düşünülür, ancak bunlar, Güney doğu Asya kökenli, tatlı su köpek balıkları imiş. Saldırgan ve etçil oldukları yazılı.

Bu koridorun sonundaki odada: küçük bir timsah, gayet sakince  duruyor.

Ankara Nata Vega Akvaryum Aqua Vega

Timsahın hemen solundaki büyük havuz: “Amazon balıkları” nın yaşadıkları yer. Burası: tam bir nehir ve nehir kıyısı figürleriyle göze hitap ediyor, balıklar derseniz, bunlar da ilginç, uzun burunlu balıklar.

Güney Amerika Amazon ormanlarındaki nehirlerde yaşayan bu balıklar, etçil ve 120 cm. kadar uzuyorlarmış. Bu bölümde, hemen takip eden akvaryumda, yine çok meşhur, “pirina” balıkları bulunuyor.

Kırmızı karınlı  pirina balıklarının, sakin sakin yüzdüklerini görüyorsunuz. Bunlar: 35 cm boyunda, saldırgan, 21-27 cm. sıcaklıkta yaşayan etçil pirina balıkları.

Ankara Nata Vega Akvaryum Aqua Vega

Daha sonra: akvaryumlar bitiyor ve minyatür şelalelerin zemindeki havuza aktığı bir yere geliyoruz. Ama buranın en büyük özelliği, içinde bulunan Japon balıkları, evet burası balıkları elle besleme bölümü, Japon balıkları, sizleri görünce zaten size doğru yanaşıp çoğalıyorlar, beslenme içgüdüsü.

Burası güzel düzenlenmiş te, bu balıklara ne tür bir besin verilecek, bu konuda görevlilerin tedbir almasında yarar var. Beslenme havuzu yapmışsınız, insanlar dolaşıyor, buraya geliyorlar, balıkları seyredip devam ediyorlar, hani aktivite? Halbuki, buranın yapılış amacı, özellikle çocukların deniz canlılarını elleriyle beslemelerini sağlamaktır.

Hemen bu havuzun solunda, duvardaki  tabelalarla deniz dünyasına ait çeşitli bilgiler verilmiş. Örneğin: Dünyanın en küçük balığı, Hint Okyanusunda yaşıyormuş ve tam ergen olduğunda, boyu ancak 2 mm. imiş. Dünyanın en büyük deniz canlısı ise, gök balina imiş, 33 metre  boy ve 150 ton ağırlığa ulaşabiliyormuş. Dünyanın en hızlı balığı ise, yelken balığı imiş ve saatte 109 km. hıza ulaşıyormuş, boyu ise 2 ile 2.5 metre arasındaymış.

Ankara Nata Vega Akvaryum Aqua Vega

Buradan  sonra, merdivenlerle bir kat aşağıya iniyoruz. Bu bölümde: sol yanda kafeterya, sağ yanda tuvaletler, tam ortada silindirik bir akvaryum (içinde bir büyük ıstakoz var) ve bunun sağında ise, zeminde bir havuz var. Zemindeki havuz yine Akvaryum bölgesinin en ilgi çeken yeri. Burada: “at  nalı yengeçleri” yaşıyor. Bu yengeç türü: fosil canlı olarak biliniyor çünkü geçmişinin 450 milyon yıl öncesine kadar gittiği tespit edilmiştir.

Yani, bu yengeç türü, dinozorlardan 100 milyon yıl öncesinde de vardı, birçok canlı türü yok olmasına rağmen, günümüzde de varlığını devam ettirmektedir. Bunlar: Meksika körfezi, Kuzey Amerika kıyıları, Kuzey Atlantik kıyılarında yaşıyorlarmış. Aşırı sıcaklık ve tuzluluk oranlarını tolore eden bir yapıları varmış ve herhangi bir gıda almadan, 1 yıl yaşayabiliyorlarmış ve en ilgi çeken yönleri, kanlarının “mavi” renkli olmasıymış.

Evet: zemindeki bu havuz içinde, bu yengeçleri görebiliyorsunuz, ama ilginç görüntüleri nedeniyle, hani bildiğiniz tür bir yengeç görüntüsü aramayın.

Ankara Nata Vega Akvaryum Aqua Vega

 

Buradan sonra, tünel bölümüne giriliyor. Tünel 98 metre uzunluğundadır. Bu uzunluk ölçüsü ile, Türkiye’nin en uzun, Avrupa’nın ikinci en uzun ve dünyanın dördüncü en uzun tünelidir. Avrupa’nın en uzun tüneli: İspanya-Valencia şehrinde “Oceanografic” denilen yerdedir.

Tünel bölümünde, camlar içbükey olduğundan, balıklar normal boyutlarından % 40 daha küçük görünüyorlarmış. Balıkların bulundukları ortamda: savaş uçağı, tekne, sütunları ile birlikte bir Roma şehri kalıntıları imajları yaratılmış. Savaş uçağı ve tekne kalıntılarının, II. Dünya savaşından kalma olduğu söyleniyor.

Balıklar: bunların arasında yüzerken, değişik bir fon oluyor. Hemen yanınızdan, üstünüzden kocaman bir köpek balığı veya vatoz geçtiğini görmek heyecanlı. Ancak: bu bölümde, balıklara zarar verdiği için, FLAŞLI fotoğraf çekmek yasak, yine de insanlarımız bu kurala uymuyorlar ki, ziyaretçilerin birbirlerini uyarmalarının gerektiğini düşünüyorum, flaşlı fotoğraf çekimi balıkları olumsuz etkiliyor.

Ankara Nata Vega Akvaryum Aqua Vega

 

 

Evet, bu muhteşem tüneli  doya doya gezin. Sonra çıkış kapısında: Akvaryum ve Su Dünyası ile ilgili birçok çeşit hediyelik eşyanın  satıldığı bölüme ulaşıyorsunuz. Fiyatlar normal, beğeninize göre bir şeyler bulup satın alabilirsiniz. Sonra: sol yanda: önce fosiller bölümü var, ama pek ilgi çekici değil, sonra “Tuz” bölümü var.

Bu bölümde: tuzdan yapılmış birçok obje bulunuyor ki, bunlar arasında tuz lambası vs. gibi birçok değişik şey var. Sonra, bu bölümün diğer ilgi çekici yeri “Tuz Mağarası”.

Giriş ücretsiz olan bu mağara: Çankırı ilimizde bulunan benzerinin aynısı olarak buraya yapılmış. Astım, solunum yolu ve psikolojik bazı hastalıkların tedavisinde kullanılıyormuş.

Burada, takip eden bölümlerde: dalış okulu ve dalış malzemelerinin satıldığı-kiralandığı yer var. Akvaryum içinde dalış imkanları sağlanıyor. Uzman dalgıçlar eşliğinde, her türlü  tedbir alınarak, dalış imkanı sağlanıyor.

Sanırım köpek balıklarıyla birlikte yüzmek ilginç olsa gerek, ama öte yandan ürkmemek elde değil. Uzman bir dalgıç eşliğinde 4-5 metrelik deniz suyu standartlarındaki havuza giriliyor.

Dalış sırasında, tünelde bulunanlar, dalış yapanları izliyorlar. Bu gerek  dalış yananlar ve gerekse izleyenler için ayrı bir heyecan oluyor. Öte yandan, bu dalış sırasında, akvaryum içinde köpek balığı bulunduğunu biliyor ve görüyorsunuz.

Onun yüzme rotasını takip etmeniz ve sakin bulunmanız şart. Ama ne kadar sakin olursanız olun, sanırım ürkmemek, korkmamak elde değil.

Burayı da bitirdikten sonra, eğer arzu ederseniz, yine bu bölümden girilen “ADRENALİN DÜNYASI” bölümüne girebiliyorsunuz.

ADRENALİN DÜNYASI

Burada, dünyanın en zehirli ve tehlikeli canlıları, örümcekler, yılanlar bulunuyor ve bunlarla izleyiciler arasında, yalnızca 15 cm. lik bir mesafe bulunuyor.

Yani, tam bir heyecan fırtınası. Zaten akvaryum yönetimi, bu bölüme, korkarak sıkıntıya girebileceklerin girmemelerini belirtiyorlar.

Evet, burayı da gezdikten sonra “Deniz Dünyası” bitiyor.

RESTORAN

Akvaryum içinde, asansörle inilebilen bir restoran yapılması düşünülüyormuş. Bu restoran, tamamen akvaryum alanı ile kaplı olacakmış ve yemek yiyenler, kendilerini akvaryumun içinde yemek yiyor gibi hissedeceklermiş.

Bu tür restoran örnekleri, dünyanın çeşitli yerlerinde olsa da, bunlarda tuvalet ve mutfak gibi yerlere, küçük bir tünel bulunduğu söyleniyor.

Burada yapılacak restoranda ise, hiçbir bağlantı tünelinin bulunmayacağı, her türlü ihtiyacın asansör ile yukarıya çıkılmak suretiyle sağlanacağı söyleniyor. Evet, yapılırsa gidip görürüz ve gördüklerimizi sizlerle paylaşırız.

Ankara deniz dünyası akvaryum tanıtımı hakkındaki yazım için.

 

Ankara Anatolium ve Nata Vega Alışveriş Merkezi

Ankara Anatolium ve Nata Vega Alışveriş Merkezi

Bugün, daha önce birkaç kez gittiğim “Anatolium Alışveriş Merkezi” ne yine gittim ve burayı merak edenler için görüşlerimi aşağıda belirtiyorum.

Burada ilk dikkati çeken, gökdelen gibi yükselen (duyduğuma göre 45 katlı imişler) uzun yapılar. Bu iki bina: çok uzaklardan bile görülebiliyor, sanırım içleri çok lüks yapılmış, çünkü semt olarak burası belediyenin kullandığı Mamak Çöplüğünün hemen yakınında ve özellikle bazı günlerde rüzgarın esme yönüne göre, Mamak çöplüğünden yapılan muhteşem kötü koku, mutlaka bunları da etkiliyordur. Ama, söylediğim gibi, aşırı lüks yapıldıkları şüphesiz.

Daha önce önünden geçerken; özellikle hafta sonu tatil günlerinde, hani derler ya “dağ-taş” araba dolu idi. Yani, burayı ziyarete gelenler, kapalı otoparka girmekten ise, arabalarını, hemen alışveriş merkezinin dışındaki kaldırımlara koymayı tercih ediyorlar.

Sanırım, böylesi daha mı kolaylarına geliyor, bunu daha önce düşünmemiştim, ama bugün gördüğüme göre, arabanızı dışarıya bırakmanız gereksiz, çünkü alışveriş merkezinin hemen yan tarafı ve altında, gayet büyük bir otopark var ve aracınızı buraya bıraktıktan sonra, az bir mesafe yürüyerek, alışveriş merkezinin içine girmeniz mümkün.

Ankara Anatolium ve Nata Vega Alışveriş Merkezi: Evet, burası gerçekten Ankara’nın gözlerden uzak bir bölümü.

Özellikle, Çankaya yöresinden gelenler, Esenboğa Hava alanına ulaşmak için, bu çevre yolunu kullanırlar ve yöre, yalnızca “Mamak çöplüğünün” burada bulunması ve zaman zaman, rüzgarın esme yönüne göre “çöplüğün pis kokusunun” rahatlıkla hissedilebildiği ve dayanılmaz olduğu imaj ile bilinmekte ve anılmaktadır.

Ancak: daha öncesinde burada kurulu bulunan, yine Uluslararası bir markanın marketi ve Mamak Belediyesi tarafından yaptırılan, gemi şeklindeki mimarisiyle öne çıkan alışveriş merkezlerinin (bu alışveriş merkezi ilginç mimarisine rağmen, yapıldığından bu güne kadar hala boş olarak kaderine terk edilmiş durumda, sanırım gayet büyük Metro ve Nata Vega alışveriş merkezlerinin hemen yanına böyle bir alışveriş merkezi yapma fikrini kim yarattı ise, bu ileriyi görememesi nedeniyle ona bir şeyler sormak gerek)hemen yakınında, inşaat makineleri ve binalar yükseldikçe: buranın imajının değişmesi yönünde, adım atılmıştır.

Evet: buraya ulaşmak için fazla alternatifiniz yok. Tek alternatif: Doğukent caddesini takip etmektir. Gerek: İncek-Oran Sitesi ve hemen Oran evlerinin bitimindeki trafik ışıklarından, ilk sağa değil, devam edip, 100 metre sonra, ikinci sağ yola yani “Doğukent caddesi” ne girmeniz gerekiyor.

Sonrası: yaklaşık: 6 km. civarında ve hiç sapmadan gittiğinizde, zaten yol kıyısında, alışveriş merkezini hemen sağ yanda göreceksiniz.

Doğukent caddesinin öbür ucundan, yani “Mamak” bölgesinden/Samsun yolu üzerinden de, buraya gelmek mümkündür.

Samsun yolu üzerinde ilerlerken, “Çankaya” tabelasını gördüğünüzde, sağ yola girerseniz, Doğukent caddesi, sizi doğruca, yaklaşık 3 km. sonra, alışveriş merkezine ulaştıracaktır.

Yazının başında belirttiğim gibi, alışveriş merkezinin gayet uygun otoparkı var. Ama, otopark yetmediğinde, sanırım Cumartesi-Pazar günleri, ziyaretçiler, araçlarını, hemen dışarıdaki yol kıyısına koymaktan çekinmiyorlar.

Aslında, kaldırıma çıkmak için, arabanın altının yüksek olması gerekse de, kaldırıma çıkmış birçok araba görebiliyorsunuz.

ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ

Ankara Anatolium ve Nata Vega Alışveriş Merkezi: Kapalı otoparka aracınızı bırakırsanız, kolaylıkla zemin kattaki kapıdan girerek, alışveriş merkezine ulaşabiliyorsunuz.

Buradan: iki bölümdeki yürüyen merdivenler ile, hemen bir üst kata çıkmak mümkündür.

Bir üst katta: yine uluslararası bir markanın, muhteşem büyük mağazası bulunuyor. Bunlar: 1 ve 2’nci kata yayılmışlar.

1’nci katta: küçük bir “Ekstra” adında, market tarzı alışveriş marketi, mobilya ve tasarım ürünlerinin satıldığı bölüm ile, 2’nci katta, yine mobilya ve tasarım ürünleri satılan bölüm ve muhteşem güzel bir restoran bölümü var.

Bu restoran bölümüne mutlaka zaman ayırın ve lezzetli ve fiyatları uygun yemeklerden tadın.

Özellikle, hafta içinde gerek tenha olması ve gerekse lezzetli yemeklerdeki indirim gerçekten muhteşem.

Burada: gerek bir şeyler yemek ve gerekse bir şeyler içmek için, gayet uygun ortam yaratılmış, tuvaletler de burada bulunuyor, buraya mutlaka uğramanızı öneririm.

Tek sorun: bu uluslararası marka mağazanın 1’nci katta: fast-foot restoranı bulunmasına rağmen, 2’nci katta, gerçek restoran bölümü bulunuyor ki, siz buraya çıkmalısınız.

Buraya ulaşmak için: görevlilere belki de sormanız gerekecektir. Özellikle: 2’nci kattaki restoran bölümünde bir süre zaman geçirdikten sonra, aşağıya inmek için: bu kattaki elektronik marketin hemen önündeki değil, uzak kenarındaki yürüyen merdiveni kullanmanız gerekiyor.

1. kattaki fast-food bölümünde, sandviç tarzı yani ayaküstü yenilecek ürünler sunuluyor. Yani: esas düzen, 2. kattaki restoranda kurulmuş.

Bu arada: Anatolium Alışveriş Merkezinin hemen yanında, bitişik nizamda yapılan ve ara bağlantıları ile, Anatolium alışveriş merkezine bağlanan “Neta Vega Alışveriş Merkezi” bulunuyor.

Bu alışveriş merkezi de, başka bir firma tarafından yapılmış olup, 500 bin m. karelik bir kapalı alana sahiptir ve bu büyüklük ile, Türkiye’nin en büyük alışveriş merkezi unvanını almıştır.

Evet: Anatolium Alışveriş Merkezi: 23 Haziran 2011 tarihinde, büyük bir törenle açıldı. Nata Vega ise, Aralık 2011 tarihinde, herhangi bir tören yapılmadan hizmete açılmıştır.

Ankara Anatolium ve Nata Vega Alışveriş Merkezi;  Alışveriş merkezi: 450 bin metre karelik inşaat sahası ve 160 bin m. karelik kapalı kiralanabilir alanı, 70 mağazası ve 2000 araçlık otopark kapasitesiyle, ziyaretçilere hizmet vermektedir.

Bu ölçüler, hemen yanda bulunan “Nata Vega Alışveriş merkezi” rakamları ile birleştiğinde, buranın Avrupa’nın en büyük alışveriş merkezi kompleksi olmasına yetmektedir.

Her iki alışveriş merkezinin açılması ile, Ankara’nın Mamak semtinin, şehir çöplüğüyle anılan isminin: nispeten değişeceği düşünülmektedir.

Hatta: Ankara’nın batı yönünde gelişen alışveriş yoğunluğunun, bu iki alışveriş merkezi, hemen yanlarındaki diğer iki büyük alışveriş merkeziyle, buraya yöneleceği tahmin edilmektedir.

Ankara şehri, günümüzde kişi başına düşen alışveriş merkezi açısından, ülkemizde ilk sıradadır. Şehirde yaşayan her 1000 kişiye, 215 m. kare alışveriş merkezi düşmektedir. İstanbul’da ise, bu rakam: 201 m. karedir.

Her şeye rağmen, bu rakamlar, Avrupa standart rakamlarının altındadır. Tüm bunların yanında: Ankara ve İstanbul halkının alışveriş merkezi kültürü arasında da büyük farklılık vardır.

İstanbul halkı, alışveriş merkezini, yalnızca alışveriş için kullanmakta iken, Ankara halkı, özelikle hafta sonu ve tatil günlerinde, alışveriş merkezlerini, ailecek gidilebilecek ve gezilebilecek bir mekan olarak görmektedirler.

Özellikle: soğuk ve yağışlı kış günlerinde insanlar çoluk-çocuk bu alışveriş merkezlerine koşmakta ve aşırı kalabalık olmaktadır.

Evet, her iki alışveriş merkezinin açılması, hemen yakındaki diğer iki alışveriş merkeziyle birlikte, uzunca zamandır, yalnızca çöplük ismiyle anılan bu yörenin “Alışveriş Vadisi” haline geleceği, yaklaşık 5000 kişiye istihdam sağlanacağı ve yıllık ziyaretçi sayısının: 15 milyon olması planlanmaktadır .

Bunların içinde, ayrıca dev bir akvaryum bulunmaktadır. Hatta: zemin katta yürürken, bir merdiven başındaki tabela mutlaka dikkatinizi çekecektir “Dikkat, aşağıda köpek balığı görüldü”. İleride bu dev akvaryumun tam ortasında bir restoran bulunacağı, bu restorana üstten asansör ile inileceği söyleniyor.

Yine söylenenlere göre: akvaryum, Türkiye’nin en büyüğü, Avrupa’nın ise, ikinci büyük akvaryumu imiş. Bu akvaryum ile ilgili ayrıntılı yazıyı yine bu sitede okuyabilirsiniz.

Ankara Nata Vega Akvaryum Aqua Vega

Sizler: özellikle hafta içi bir gün, zaman ayırıp, bu iki alışveriş merkezini ziyaret edebilir, 2’nci kattaki restoran bölümünde, uygun fiyatlı ve lezzetli yemeklerden tadabilir ve bir şeyler içerek zaman geçirebilir, alışveriş düşünürseniz, her türlü ihtiyacınızı temin edebileceğiniz mağazalardan yararlanabilirsiniz.

Ancak, Anatolium alışveriş merkezinin 1 ve 2’nci katlarında bulunan, uluslararası bir markanın alışveriş merkezi: maalesef, birkaç konuda, hoşuma gitmedi.

Şöyle ki: dar ve basık bir koridorda, her yanınızda, yüzlerce-binlerce satışa sunulmuş mal; yerdeki okları takip ederek yürüyorsunuz, yürüyorsunuz ve bu uzun yolculuk bir türlü bitmek bilmiyor, özellikle tatil günlerinde, bu dar, basık ve uzun yolculuğa, sizinle birlikte hareket eden veya etmeye çalışan kalabalık bir gurubu düşünün.

Zaten olur da birkaç şey satın alırsanız, kasalara ulaşmak da tam bir problem, yani uzunca bir yol yürümeniz ve hatta belki de kasaların bulunduğu yeri çalışanlara sormanız gerekecek kadar sıkıcı.

Tam bir pazarlama stratejisi uygulamışlar. Düşünün ki, birkaç parça bir şeyler alacaksınız ve bunları aramak için, birçok reyondan geçmek zorunda kalıyorsunuz ki, bu sırada ıvır-zıvır bir sürü şey alabiliyorsunuz ki, zaten amaçladıkları bu.

Sonuçta: birincisi: kapalı alan fobisi olanların buraya girmelerini önermem, bunalım yaratıyor. İkincisi: burada, kendi ülkelerinin yani genellikle İsveç ve bazı Avrupa ülkelerinin ikinci sınıf mallarını satıyorlar, ben olsam, şahsen; satışa sunulan malların, hiç olmazsa bir kısmının “Türk malı” olması şartını koyardım ki, ülkemizde, Paşabahçe gibi bir cam devi varken, gidip, ne olduğu belirsiz İsveç malı “cam bardak” satın almamı istiyorlar.

Elbette: bu durum, ülkemiz değerlerinin, gayrisafi milli hasılanın, yurt dışına aktarılması için uygun bir ortam. Kendi ülkelerinde, vatandaşı, parası olmayınca alışveriş yapmıyor ve ekonomileri aksıyor, bizim ülkemizde ise, maalesef “kredi kartı” ve “taksit” olayı nedeniyle, insanlar, ceplerinde para olmasa da, gelecek yıllardaki gelirlerini ipotek altına alarak, çılgınca alışveriş yapmaya devam ediyorlar.

Son bir husus: denilebilir ki, bunlar, ülkemize gelip, istihdam yaratıyorlar. Hayır, elbette burada çalışan insanlarımıza yararları var ama unutmayın ki, fırsat bulsalar, çalıştıracak elemanı bile, kendi ülkelerinden getirirler, yani bu durum mecburiyetten………….

Evet, daha önce de söylediğim gibi: burası iki alışveriş merkezinden oluşuyor, bu iki alışveriş merkezi, zemin katta bir ara kapı ile birbirine bağlanıyor.

Aracınızı kapalı veya açık otoparka koyarsanız, Anatolium isimli alışveriş merkezinden binaya girebilirsiniz.

Eğer aracınızı dışarı bırakırsanız, bu kez Nata Vega alışveriş merkezine doğruca girebilirsiniz.

Nata Vega alışveriş merkezinin zemin altında akvaryum var.

Zeminde ise: birçok mobilya firmasının ürünlerini bir arada pazarladıkları bölüm bulunuyor.

Ayrıca: yine bir bölüm, çocuk oyun alanı olarak ayrılmış. Buranın üst katına çıktığınızda ise mağazalar var.

Buradan doğruca yürürseniz, ileride bir orta boşluk bölüme ulaşacaksınız, bir üst kata yürüyen merdivenler veya asansör ile çıkabiliyorsunuz ve burada sinema bölümü ve restoranların bulunduğu bölüm karşınıza çıkıyor.

Restoranların bulunduğu bölüm gayet rahat ve ferah yapılmış, hafta sonlarında boş masa bulmak mümkün değil, Sinemalar da birkaç salon ile vizyon filmlerini izlemek için uygun.

Buradan sonra, diğer bölüme yani Anatolium bölümüne geçmek isterseniz, bu kez, biraz önce sözünü ettiğim boşluk alanın hemen yanındaki kapıyı kullanmanız gerekiyor.

İki alışveriş merkezi arasında, bir boşluk var ve burası özellikle kış günleri bayağı soğuk oluyor.

Diğer alışveriş merkezine geçtiğinizde, burada yukarıda sözünü ettiğim gibi ilk dikkati çeken, iki büyük markanın satış bölümleridir.

Sonuç olarak: Anatolium ve Nata Vega alışveriş merkezleri gerçekten gayet büyük ve her türlü ihtiyacınızı bulabileceğiniz mağazaların, her türlü ürünlerin satıldığı yerlerin bulunduğu bir alışveriş merkezi olarak önem kazanıyor ve özellikle: hafta sonu ve tatil günlerinde bayağı yoğun yani kalabalık oluyor.

Yine de; görmeyenler için burayı mutlaka öneririm, yani buraya gittiğinizde, canınız sıkılmadan rahatlıkla birkaç saat geçirebilirsiniz, hatta restoran bölümü ve sinema kullanırsanız ve hatta akvaryum a girmeyi düşünürseniz, günümüzün büyük bölümü, can sıkıntısı olmadan burada rahatlıkla geçirilebilir.