Malta Valetta

Malta Valetta

Malta Valetta; Malta eriği, Humphry Bogart’ın ölümsüzleştirdiği Malta Şahini filmi, I. Dünya Savaşı sonunda İngilizlerin tutuklayıp, sürgüne gönderdiği “İttihat ve Terakki Fırkasının” lider kadrolarının oluşturduğu Malta Sürgünleri, bir dönem Akdeniz’i titreten şövalyeler. Malta denince, ilk akla gelen bunlar.

Buraya ulaştığınızda: gerek sağdan ilerleyen trafik, sağda direksiyonu bulunan araçlar ve İngiliz telefon kulübeleri, kendinizi, sanki İngiltere’nin bir kasabasında sanabilirsiniz.

Bunun yanında: Malta insanı, futbolda: Milan ve Juventuslular diye ikiye ayrılmış.

Yani: Malta’da, bir yandan İngiliz, bir yandan da İtalyan etkilerini göreceksiniz.

Malta Valetta

 

VALLETTA

1530 yılında, Şövalyeler, Malta’ya geldiklerinde: Büyük Liman’daki: Birgu’ya yerleşirler. Burası: korunaklı bir limandır. Limanın hemen karşısında: Sceberras yarımadası uzanır. Bu yarımadanın en yüksek noktasında: Aziz Elmo Kalesi var. Bu kale: limana açılan girişi koruduğundan: şövalyeler tarafından tahkim edilmiş ve burçlarla güçlendirilmiş.

1565 yılında, Osmanlı kuvvetleri: burada karaya çıktıklarında; yarımadanın yüksek noktasına yerleşerek, Aziz Elma kalesini uzun süre topa tutarlar ve kaledeki savunmacıların büyük kısmı ölür. Osmanlı kuvvetleri daha sonra: liman karşısındaki, Birgu, Bornla ve Plsla üzerine yönelirler.

Bu çatışmalar sonucu, Osmanlılar geri çekilirler ancak, şövalyeler bu çatışmaların sonuçlarını değerlendirirler ve yarımadanın hakim yükseltileri üzerine, güçlendirilmiş yeni bir şehir kurarlar. Şehir: adalıları zafere taşıyan, Büyük Üstat La Valette’nin onuruna, Valetta adını alır.

Malta Valetta

Şehrin kuruluş çalışmaları: 1566 yılında, Vatikan mimarı Francesco Laparelli tarafından planlanır. Laparelli: şehri üç ayda inşa edeceğini söylemesine rağmen, aradan geçen iki yıllık sürenin sonunda, hala yapılacak birçok iş olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine: projeyi Maltalı yardımcısı Gerolamo Cassar’a devrederek, İtalya’ya döner.

Evet, bugün şehirde: duvarlar ve burçlar hala ayaktadır.

Valetta şehrinin mimari yapısı, tam bir kaleyi andırıyor. Askeri bir mantıkla inşa edildiği için, tamamen savunmaya yönelik bir yapılanma görülüyor. Şehri havadan veya Büyük Liman veya Marsamxett Limanından gördüğünüzde: gerçekten burayı inşa edenlerin, inanılmaz başarıları daha iyi görülebiliyor.

Valetta limanı: askeri mühendisliğin yanı sıra efsane savaşların, şövalyelik zamanlarından kalma, kahramanlık hikayelerinin öne çıktığı bir yer.

Bu nedenle: liman: Monte Kristo Kontu ve U-571 filmleri başta olmak üzere, birçok kez film çekimlerinde kullanılmış. Limanın girişinde bulunan, St. Elmo Feneri ise, konumu ve tarihiyle, son derece ilginç bir yapı.

Malta Valetta

Valetta şehri, 1980 yılında, UNESCO tarafından, Dünya Mirası Alanı olarak ilan edilmiş. Bunun sonucu olarak: şehri, araç ile gezmek mümkün değil.

Bu nedenle: şehrin ana girişi: City Gate önünde, otobüsten inerek, turunuza yürüyerek devam etmek zorundasınız.

Şehir içinde: yalnızca, elektrikle çalışan “Mini Cab” ler var. Golf arabası büyüklüğündeki bu araçlar ile ulaşım sağlanıyor. Bu mini taksiler, asla korna çalmıyorlar. Önlerinde yavaş yavaş yürüseniz bile, sessizce sizi bekliyorlar.

Şehrin: sokak ve caddeleri, birbirine paralel ve dik kesen “grid” tipinde yapılmıştır. Her an şehirde rüzgar esmekte, en sıcak havada bile, esinti ve ferahlık sağlanmaktadır. Günümüzde bile, şehrin çevresini kaplayan, yüksek ve ağır surlara bakıldığında, şövalyelerin, Osmanlı korkusunun büyüklüğünü hissetmek mümkün.

Şehrin: uzunluğu: 1.5 km. ve genişliği ise 1 km. dir.

Şehirdeki gezilecek yerleri, tek tek anlatmaya çalışacağım.

Malta Valetta Cit Gate

CİTY GATE (ŞEHİR KAPISI) 

Valetta şehri gezimize: şehir kapısından başlıyoruz. Bulunduğunuz yerden, herhangi bir şekilde şehir kapısını hedefleyin.

Şehrin ana girişini oluşturur ve eski surları keser. Mimari yönden pek bir önemi yok. Çünkü: 1960 yılında tahrip edilmiş. Kapı: günümüzde, yalnızca yaya geçişlerine açık. Ancak: ana otobüs terminaline, buradan gidildiği için: burası, insanlar ve soğuk içecek satan dükkanlarla dolu, yani çok kalabalık.

Malta Valetta City Gate

Daha önce de söz ettiğim gibi: Valetta şehri, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alındığı için; şehir merkezine motorlu araç sokulmuyor. Dolayısı ile; City Gate, önünde, otobüs veya buraya geldiğiniz motorlu araçtan inmek zorundasınız, Valetta şehrini yürüyerek gezeceksiniz.

Malta Valetta City Gate

Kapıdan geçtikten sonra: Triq Ir-Repubblika (Cumhuriyet caddesi) caddesine yöneliyoruz. Cadde: denize açılan, Aziz Elmo Kalesine doğru gidildikçe: aşağı doğru inen bir yokuşa dönüşüyor.

Bu geniş ve işlek cadde üzerinde: dükkanlar, cafeler ve güzel binalar göreceksiniz. Cadde üzerindeki gezinizde karşılaşacağınız yapıları, kısa kısa anlatacağım.

Malta Valetta Royal Opera House

ROYAL OPERA HOUSE

Burası, Kraliyet Opera Binası. İlk olarak: 1862 yılında yapılmış. 1873 yılında ise, yangın sonucu yanmış. 1877 yılında, tiyatro yeniden açılır. Ancak: 7 Nisan 1942 günü, bina bombalanır. Bombalanma sonucu, sitede oluşan moloz yığınlarının çoğu  temizlenmiş olmasına rağmen, geride dekoratif heykeller kalmış. 1953 yılında: 6 ünlü mimar, yeni tiyatro için tasarımlarını sundular. Komite tarafından seçilen bir proje, bazı değişiklikler yapılarak kabul edildi. Ancak: yapı yeniden yapılmadı. Günümüzde: harabe halde.

Malta Valetta

Caddeden ilerlediğinizde, az ilerde, solda bir yapı var.

Malta Valetta Ulusal Arkeoloji Müzesi

ULUSAL ARKEOLOJİ MÜZESİ

İnşaatına 1571 yılında başlanmış ve 1575 yılında bitirilmiştir. Cumhuriyet caddesi üzerindedir. Binanın büyüklüğü aldatıcı. Cephe dekorasyonu, ustaca yapılmış. 1820-1954 yılları arasında, İngiliz silahlı kuvvetleri burada barınmış.

Auberge de Provence (Provans Hanı) adını alır. Han: halka açık. Burada büyüleyici koleksiyonlar sergileniyor. Ayrıca: adanın tarihöncesi dönemlerine ait ayrıntılar da var. Bu tarih öncesi çağlar: Neolitik Çağ ve Bronz Çağına kadar uzanıyor.

Bu buluntular: Tarxien ve diğer arkeolojik bölgelerde ortaya çıkarılmış. Burada görebileceğiniz en güzel kalıntılar: kilden insan heykelleri ve taş oymalar.

Yapının üst katında ise: Roma dönemi buluntuları ve daha yakın tarihsel dönemlere ait kalıntılar sergileniyor.

Yine aynı cadde üzerinde, Müzenin hemen karşı çaprazında bir yapı daha var.

Malta Valetta St Jean Katedrali

ST. JEAN (JOHN) KATEDRALİ (KON-KATİDRAL TA’SAN GWANN) 

Girişler, ücretsiz. Burası: Valetta şehrinin en önemli binalarından birisidir. Burayı şövalyeler: Maltalı mimar Gerolamo Cassar’a ithaf etmişler. Katedralin giriş kapısı: ana caddeden, sağa çok az saptığınızda: Piazza San Gwann denilen meydanda. Katedralin cephesi çok basit olmasına rağmen, güzel heykellerle dekore edilmiş. Malta turizminde, ziyaretçiler tarafından gezilen, en popüler yerlerin başındadır.

Malta şövalyelerinin, Büyük Osmanlı kuşatmasından hemen sonra yapmaya başladıkları katedralin tavanında görülen ve St. John’un hayatını anlatan duvar resimlerinin tamamlanması: 40 yıl sürmüş. Yapı: 1577 yılında bitirilmiş. İç süslemelerin yapımı, 18.yüzyıla kadar devam etmiş.

Malta Valetta

Mimarı: biraz önce söylediğim gibi, meşhur Maltalı mimar Cassar.

Cassar: yapıya yaparken, çevresine küçük ve açık meydanlar yerleştirmiş. Yapının dış görünümü; her ne kadar ciddi ise de, iç kısmı bir hayli şatafatlı yapılmış. İki tane çan kulesi yükseliyor ve kulelerden birinde saat var.

Küçük şapellerin her biri: bir kültürel guruba ayrılmış. Kilise zemininde: şövalyelerin, renkli mermerler ile süslenmiş mezarları var. Çatı kemerini süsleyen fresklerde: Vaftizci Yahya’nın hayatını betimleyen sahneler işlenmiş.

Bu freskler: tarikat tarafından desteklenen, İtalyan ressam Mattia Preti tarafından yapılmış. Yerlerde görülen mezar kitabeleri: büyük Üstatlara ait. Mermerlerin hepsi: İtalya’dan getirtilmiş. Sunak kısmında bulunan taşlar ve gümüş şamdanlar ise: Avrupa kraliyet ailelerinin hediyeleri.

Malta Valetta

Katedralde

Tüm bunların dışında, bir de müze var. Bu müzede: özellikle görmenizi önereceğim eser: İtalyan ressam Caravaggio’nun “Vaftizci Aziz Yahya’nın Boynunun Vuruluşu” adlı tablosu. Bu yapıt: benzerine çok az rastlanır bir dramı yansıtması ile de ön plana çıkıyor ki bunları mutlaka görmelisiniz. Bunun dışında: pek çok sanat eseri bulunuyor.

Malta Valetta

Caddede ilerlediğinizde, Katedralin hemen ilerisinde, sağ kolda başka bir yapı var.

Malta Valetta Misrah Ir-Repubblika

MİSRAH IR-REPUBBLİKA (CUMHURİYET MEYDANI) 

Meydanın ortasında bir heykel var. Kraliçe Victoria heykeli. Heykel: güzel havalarda, çevredeki kafelere ait şemsiyeler ve masalarla çevreleniyor. Burada, küçük bir mola vererek bir şeyler içebilir veya öğle yemeği yiyebilirsiniz. Ayrıca: otururken gelip geçenleri seyretmekte güzel. Burada: telefon kulübelerine dikkatinizi çekmek istiyorum. İngiliz tarzı telefon kulübeleri kendinizi, bir İngiliz kasabasında hissettiriyor.

Meydanda çeşitli binalar var. Bu binalar: güzel sütunlarıyla dikkati çekiyorlar. Ancak, bu meydandaki en önemli bina:

Malta Valetta Bibliotecha Republica

BİBLİOTECHA REPUBLİCA (HALK KÜTÜPHANESİ)

Bu zarif bina, 1796 yılında tamamlanmış. Barok tarzında. Süslü ön cephesiyle dikkati çekiyor. Şövalyelerin yaptırdığı son bina. 1760 yılında: tarikata ait kitaplara ev sahipliği yapmak üzere tasarlanmış. Günümüzde: Ulusal Kütüphane olarak isimlendiriliyor.

Kütüphane: St. Jean Şövalyelerine ait bilgiler ve el yapımı eserlerle dolu. Özellikle: 1500 yılından önce basılmış, 50 civarında kitabın bulunduğu büyük bir koleksiyon da bulunuyor. Hatta: Malta adasının, 1530 yılında, Tarikata verildiğini gösteren, orijinal bağış senedi bile, burada sergileniyor.

CAFE PREMİER

Kütüphanenin hemen aşağısında uzanıp giden sütunların arasında bulunuyor. Burası: son yıllarda baştan sona yenilenerek, şirin bir pastaneye çevrilmiş.

THE GREAT SİEGE OF MALTA AND THE KNİGHTS OF ST JOHN EXPERİENCE

Burası bir sergi. Kafenin hemen yanında bulunuyor. Bu sergide görebilecekleriniz: Tarikat tarihini, Kudüs, Kıbrıs ve Rodos zamanlarını, şövalyelerin buraya gelişlerini, yani tüm ayrıntılı geçmişlerini anlatıyor.

Daha sonra ise: Osmanlılarla yapılan savaş ve Valetta şehrinin inşası da anlatılıyor. Hatta: bu anlatımlar öylesine canlı ki, birebir ölçekteki figürler; bu olaylarda rol oynamış önemli kişileri resmediyor. Sizde: burada gezerken: Kanuni Sultan Süleyman’ın maiyeti arasında dolaşabilir ve hatta bir Osmanlı gemisine çıkabilir ve savaş alanlarına girebilirsiniz.

Burada: göze hitabın yanında kulağa da hitap ediliyor. Evet: bu sergiyi mutlaka görmelisiniz.

Malta Valetta Büyük Üstatlar Sarayı

BÜYÜK ÜSTATLAR SARAYI

Meydandaki yapılardan biri. Bir zamanlar: St. Jean Tarikatının, Büyük Üstadının özel ve resmi konutu imiş. Yapının cephesi: 100 metre uzunluğunda. Saray: 1580 yılında yapılmış. 18. yüzyılın ikinci yarısında: Büyük Üstad Pinto: saraya çeşitli eklentiler yaptırmış.

Bu eklentiler: ikinci giriş kapısı ve binanın köşelerindeki balkonlar. Bu balkonlar, binaya çekicilik yaratmış. Saray günümüzde: Cumhurbaşkanlığı Dairesi ve Malta Parlamento Binası olarak kullanılıyor.

Binanın içinde gezebilmeniz için, telefonla randevu almanız gerekiyor. Bu turlarda neler görebilirsiniz? Resmi Kabul Odaları var. Kabul salonunda bulunan ve Osmanlı kuşatmasını anlatan tablolar ilginç.

Malta Valetta Büyük Üstatlar Sarayı

Burada

Tarikatın zenginliği ve gücünü görmek mümkün. Birinci katta; Avludaki odaların bulunduğu koridor: freskler, zırhlar ve portrelerle dekore edilmiş. Taht odası var. Buraya, etkileyici bir kapıdan giriliyor. Odanın: 1576 yılında yapılmış frizi: büyük Osmanlı kuşatması boyunca yaşanan 12 önemli olayı resmediyor.

Kırmızı oda: Büyük Üstadın dinleyicileri için ayrılmış. Sarı oda: burada uşaklar hazır bekliyorlarmış. Yemek Salonu ve Goblen odası da burada. Goblen odası: Tarikat tarafından konsey odası olarak kullanılmış ve duvarlarını, 1967 yılında tarikata hediye edilmiş olan goblenler süslüyor.

Evet, gezimize devam ediyoruz. Zemin katta: Silah odası var. Bu odayı mutlaka görmeniz gerek. Silah odasında: 5000 parçalık bir koleksiyon sergileniyor. Burada: Büyük Üstatlar için yapılmış zırhlılar, 1565 yılındaki büyük kuşatmada kullanılan silahlar, flamalar, bakır toplar, kalkan ve mızraklar var.

Burada özellikle görmenizi önereceğim bir şey var: Büyük Üstat Wignacourt’un altın işlemeli tören giysisi. Burada: az sayıda, Osmanlı savaş malzemesi de görebilirsiniz.

Evet: Triq Ir-Repubblika caddesinden yürümeye devam ediyoruz.

Malta Valetta Casa Rocco Piccola

CASA ROCCO PİCCOLA

16. yüzyılda inşa edilmiş ve günümüzde, Maltalı soylu bir ailenin evi olarak kullanılıyor. Evin iç mekanı: yapıldığı dönemlerdeki özellikleri taşıması açısından ilginç. İlk katta bulunan yaşam alanına açılan bir iç avlu var. Odalar pek çok antika mobilyalarla dolu.

Malta Valetta Aziz Elmo Kalesi

AZİZ ELMO KALESİ

Triq Ir-Repubblika caddesinin sonuna geldiğinizde: Aziz Elmo Kalesine ulaşmış olacaksınız. Bu kale: St. Jean şövalyelerinin gurur kaynağı. 1565 yılındaki kuşatmada ele geçirildikten sonra: yeniden inşa edilerek genişletilmiş ve 1687 yılında, tekrar güçlendirilmiş.

Bunun dışında ise: İngiliz egemenliği boyunca defalarca yenilenmiş ve en son olarak, II. Dünya Savaşında burada hareketlilik yaşanmış. Yani: kale, muhteşem bir yapı, yaşadığı her döneme ait farklı izleri burada görmek mümkün.

Kale; 1565 yılındaki Osmanlı saldırılarına, 600 şövalye ve 1000 civarında silahlı adamla direnmiş. Daha sonra ise, kalenin dış görünüşü hiç değiştirilmemiş.

Girişte: büyük yuvarlak taş plakalar var. Bunlar: her biri 5000 ton kapasiteli tahıl depolarının kapakları. Bu kapaklar: depolara yağmur sularının girmesini ve ziyaretçilerin düşmelerini engelliyor.

Malta Valetta Aziz Elmo Kalesi

Kale içinde: Ulusal Savaş Müzesi var.

Malta Valetta Aziz Elmo Kalesi

Burası

Vendome Burcu üzerinde. 1975 yılında, müze haline getirilmiş. Bu müzeye: kalenin ana girişinin yaklaşık 50 metre batısındaki, kemerden geçilerek giriliyor. Müzede: II. Dünya Savaşı sırasındaki kuşatmanın öyküsü ve Müttefiklerin zaferinde oynadığı rol anlatılıyor.

Bunun yanında: Mihver devletlerinin hava saldırılarının yol açtığı yıkımlar ve Maltalı insanlar ve askerlerin kahramanlıklarını sergileyen fotoğraflar bulunuyor.

Ayrıca: Faith (inanç) ve Gloucester tipi uçaklardan, karne defterlerine, gaz maskelerine kadar, yüzlerce parça sergileniyor. Burada özellikle görülmesi gereken ise: George Haçı. Bu haç: Maltalıların sergilediği cesaret nedeniyle, İngilizler tarafından verilmiş.

Bu arada: İngilizler, kaleyi uzun süre bir askeri üs olarak kullanmışlar. Günümüzde, kalenin bir bölümü: Tarikat’a kiralanmış ve bu bölüm ziyarete kapalı tutuluyor.

Malta Valetta In Guardia

In Guardia

Aziz Elma Kalesinde: tüm bunların yanında, Eylül ve Mayıs aylarında, 15 günde bir, Pazar günleri yapılan bir etkinlik var. In Guardia olarak anılan bu etkinlikte, tarihsel bir temsil yapılıyor ve bu temsil sırasında, tüfek ve kılıç sesleri yükseliyor.

Bu temsilde: kalenin, dünyanın en korunaklı kalesi olduğu ve Malta şövalyelerinin çağını yaşama imkanı yaratılıyor. Gezinize rastlarsa, bu temsile mutlaka katılmasınız öneririm.

Malta Valetta

Evet: Triq Ir-Repubblika caddesi bitti. Şimdi caddenin: Marssamxeet limanına yönelik, sol kısmını yani Marsamxeet  tarafını gezeceğiz.

Burada, dar sokaklarda ilginizi çekecek bir şeyler görebilirsiniz. Gezinize, yeni bir günden başlayacaksanız: şehir kapısının bulunduğu yerden başlayın.

Hayır; Aziz Elma Kalesinden sonra, buraları görmek ve gezinize devam etmek istiyorsanız, anlattığım planın sonundan başlayıp, şehir kapısına doğru yönelebilirsiniz.

Ben şehir kapısından itibaren, gezi anılarınıza başlıyorum. Şehir kapısından girince, hemen karşınıza bir yapı çıkıyor.

Malta Valetta Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi

ULUSAL GÜZEL SANATLAR MÜZESİ

Triq Nofs İn-Nhar caddesi üzerinde bulunuyor. Bu yapı: keşiş Jean de Soubiran’ın evi olarak kullanılmış. 1570 yılında yapılmış ve daha sonra tarikat tarafından kullanılmış. İngiliz hakimiyeti boyunca ise, Deniz Kuvvetleri tarafından kullanılmış.

Yapının merdivenleri: barok tarzda dekore edilmiş. Avrupa sanatından çeşitli örnekler verilen, 25 odası var. Odalardan ikisinde: Mattia Preti’nin çalışmaları sergileniyor. Zemin katta ise: sikkeler, dini kalıntılar, gemi modelleri ve şövalyelere ait eşyalar sergileniyor.

Triq L-Ilfran caddesinden ilerlediğinizde, karşınıza yine bir yapı çıkıyor.

Malta Valetta Manoel Tiyatrosu

MANOEL TİYATROSU (TEATRU MANOEL) 

Yapı: 1730 yılında, Büyük Üstat Manoel de Vilhena tarafından yaptırılmış. 1861 yılında: Kraliyet Opera Binası yapılana kadar, oyun ve operalar burada sergilenmiş. Aslında, II. Dünya Savaşında, bu bina da harap olmuş ama, 1960 yılında yenilenmiş.

Yapıda: orkestra bölmesi ve eliptik tavan görülmeye değer. Rehberli turlar ile, bina gezilebiliyor.

KARMEL DAĞI MERYEM ANA KİLİSESİ

Tiyatro binasının hemen yanında. 1958 yılında yapılmıştır. Şehir manzarasın hakim olmasına rağmen, II. Dünya Savaşı sırasında büyük hasar görmüş. Yapının kubbesi: 73 metre yüksekliğinde.

AZİZ PAULUS ANGLİKAN KATEDRALİ

1839 yılında yaptırılmış. İngiliz kralı IV. William’ın karısı Kraliçe Adelaide tarafından yaptırılmış. Kuleleri ile göze batıyor.

Malta Valetta Aziz Paulus Anglikan Katedrali

Şimdi: Triq Ir-Repubblica caddesinin diğer tarafı, yani sağ yanını gezeceğiz. Buradaki gezimize başlarken, şehir kapısından içeri girdiğinizde: Triq Nofs Ih-Nhar caddesinden deniz istikametinde ilerliyoruz. Karşımıza bir yapı çıkıyor.

Malta Valetta Auberge De Castille

AUBERGE DE CASTİLLE (KASTİLYA HANI)

Burası, 1574 tarihinde yapılmış. Bu handa: yapıldığı dönemlerde, İspanya ve Portekizden gelen şövalyeler kalıyorlarmış. 1744 yılında, Büyük Üstat Emanuel Pinto de Fonseca tarafından, yapının ön cephesi eklenmiş. Yapı: günümüzde, Malta Başbakanlık Binası olarak kullanılıyor. Barok mimarisinin muhteşem bir örneği olan bu yapı: maalesef ziyarete açık değil.

Malta Valetta Yukarı Barraka Bahçeleri

YUKARI BARRAKA BAHÇELERİ

Buradan, büyük limanın harika manzarasını görmek mümkün. Bahçelerin tarihi: 17.yüzyıla kadar uzanıyor. Bu bahçelerde: plaket ve heykeller var. Burada: özellikle terasa çıkmanızı öneriyorum. Teras manzarası: muhteşem.

Evet, gezinize: Triq San Pawl sokağını takip ederek ilerleyin. Karşınıza bir bina çıkacak.

AZİZ PAULUS’UN DENİZ KAZASI KİLİSESİ

Şehrin en eski kiliselerinden biridir. Ünlü mimar Gerolamo Cassar tasarımı. Kilisede: Aziz Paulus’un hayatından sahnelerin betimlendiği tabloları görmek mümkün. Bu tablolar: Attillio Palombi’ye ait. Kilisenin iç mekanında: büyük bir  ahşap heykel var. Ayrıca: azizin bilek kemiği ve üzerinde şehit düştüğüne inanılan sütundan bir parça bulunan kutsal bir sandık bulunuyor.

Buradan, deniz istikametinde ilerlediğinizde: karşınıza, Aşağı Baraka Bahçeleri çıkıyor.

Malta Valetta Aşağı Barraka Bahçeleri

AŞAĞI BARRAKA BAHÇELERİ

Burası da, limanın farklı manzaralarından görüntüler sunuyor. Bahçelerin ortasında: bir anıt var. Bu anıt: 1800 yılında, Fransızları yenilgiye uğratan kuşatmayı yöneten Sir Alexander Ball anısına dikilmiş. Hemen aşağısında ise, Siege Bell anıtı var. Bu anıt: 1940-1943 yılları arasındaki savaşta hayatını kaybedenlere adanmış. Anıt: 1992 yılında, Malta ziyareti sırasında, İngiltere kraliçesi II. Elizabeth tarafından açılmış.

AKDENİZ  KONFERANSI MERKEZİ (SACRA INFERMERİA) 

Burası, zamanında şövalyeler tarafından işletilen ve en ileri tıbbı olanaklara sahip hastanelerden biri imiş. 1575 yılında yapılmış. Düzgün ön cephesiyle ilgi çekiyor. Bu hastane: I. Dünya Savaşı sonrasında da, bir süre hizmet vermiş. Yapının devasa koğuşları var. En uzun koğuşunun boyutu: 160 metre. Burası günümüzde Akdeniz  Konferans Merkezine dönüştürülmüş.

 

Malta Valetta yakın çevresi

Malta Valetta yakın çevresi

FLORİANA

Malta Valetta yakın çevresi; Buranın ismi: 16.yüzyıl ortalarında: Valetta şehrinin savunma hatlarını genişletmekle görevlendirilen, asker mühendis Pietro Floriani’den geliyor. Burası günümüzde: önde gelen bir yönetim merkezi konumundadır. Bakanlıkların büyük bölümü burada bulunuyor.

Floriana’nın girişindeki ana kapı: şehri ikiye bölen, ana cadde üzerinde bir kemer oluşturuyor. Bu kapı: Portes des Bombes olarak anılıyor. 1721 yılında, Valetta şehrinin dış savunma halkasının bir parçası olarak inşa edilmiş. Ancak, daha sonraki dönemlerde, pek çok değişiklik geçirmiş.

Burada özellikle görmenizi önereceğim yer: Aziz Publius Kilisesi. İsmini: MS.60 yılında, Roma’ya götürülen havari Paulus’un adada geçirdiği deniz kazası sırasında: Malta’nın lideri olan Publius’tan almış. Söylenenlere göre: lider Publius: Aziz Paulus’u evine davet etmiş ve azizde, minnettarlığını göstermek için Publius’un babasını iyileştirmiş.

Publius: bunun dışında, Paulus aracılığı ile, Hıristiyanlığı ilk benimseyenlerden biri olmuş ve daha sonra ise, Malta Piskoposu görevine getirilmiş.

Malta Valetta yakın çevresi

Kilisenin önündeki meydanın altında: 1600 yılında inşa edilmiş ve 1960 yıllarına kadar kullanılmış: tahıl ambarları var. Bunun dışında, bu şehirde gezebileceğiniz yerler şunlar: Mesih kral anıtı, biraz önce söylediğim Floriana tahıl ambarları, Montgomery Evi, Wignacourt Water Tower, Lion anıtı, Portes des Bombes, Triton çeşmesi.

Burada: alışveriş yapma şansı yok. Alışveriş için, Valetta daha uygun. Burada: plaj da yok. En yakın plaj: Sliema.

Malta Valetta yakın çevresi Rinella

RİNELLA

1878-1886 yılları arasında, İngilizler tarafından, Kraliçe Victoria döneminde yapılmıştır.

Burada: öncelikle karşınıza çıkacak olan yapı: 1698 yılı yapımlı: Ricasoli Kalesi. Bu kalede: asker üniforması giymiş görevliler tarafından turlar düzenleniyor.

Malta Valetta yakın çevresi Rinella

Burası, film yapımcıları açısından ilginç. Film şirketleri, burada büyük açık hava setleri kurmuşlar. Özellikle, sizlerin rahatça hatırlayacağı: Gladyatör ve Truva filmleri burada çekilmiş. Gladyatör filmindeki Colleseum: burada, kalenin ortasında bulunan geniş alana yapılmış.

Malta Valetta yakın çevresi Rinella

Daha doğuda ise: Rinella Kalesi var. Kale: 19.yüzyılda yapılmış. Kalenin yapılış amacı: o güne kadar ki en büyük topu barındırması. 100 ton ağırlığında bir top var. Başka bir kaleye sığmayacak kadar büyük, 100 ton ağırlığındaki top.

Öyle büyük ki, ancak 22 kişiyle hareket ettirilebiliyor. 8 km. öteye, 38.cm.lik gülleler atabiliyor.

Kalenin hemen yanında: 1963 yılında açılan: Akdeniz Film Stüdyoları var. Su üzerinde çekim gerektiren bir çok film: Avrupa’nın en büyük su tesislerine sahip bu stüdyoda çekilmiş ve çekilmekte.

Malta Valetta yakın çevresi Üç Şehirler

ÜÇ ŞEHİRLER

St. Jean şövalyeleri: Büyük Limana geldiklerinde, Birgu ve Bormla denilen yerlere yerleşmişler. Birgu: Büyük kuşatmada yaşanılan zaferin anısına: Vittoriosa (muzaffer anlamında) anılmaya başlanmış. Bormla: Büyük Üstat Claude de la Sengle anısına, Senglea olarak anılmaya başlanmış. Bunun dışında: L’Isla denilen bir bölgede ise, küçük bir gurup yerleşmiş.

Evet, bu üç yerleşim yerinden, üç şehirler olarak söz ediliyor. Büyük Üstat Nicola Cottener: yeni bir saldırı ihtimaline karşı, 1680 yılında büyük bir duvar inşa ettirerek, bu üç şehri birleştirmiş. Duvar: 3 km. uzunluğunda.

Beş giriş kapısı var. Merkezdeki kapıda: Cottoner’in bir büstü ve taş işlemeler var. Bölgedeki gezinizde, bu duvarı rahatlıkla görebileceksiniz. Özellikle;  bu duvarı, 17.yüzyılda, yani yapıldığında düşünün, bir Osmanlı yeniçerisi, bu duvarı gördüğünde neler hisseder?

Malta Valetta yakın çevresi Vittoriosa şehri

VİTTORİOSA ŞEHRİ

Bu şehir, hemen kalenin arkasına kurulmuş. Bir dizi burç ve ince duvardan oluşan, duvarlarla korunuyor. Şehrin üç giriş kapısından: 1727 tarihli Couvre Port kapısı, günümüzde de kullanılıyor. Ancak, araç girişi yasak.

Şehrin sokakları: Ortaçağdaki durumları ile bırakılmış. Sokaklar eğri ve kıvrımlarla dolu. Şehrin gelişmesi: şövalyelerin ihtiyaçları doğrultusunda olmuş. O zamanlar, bu şehirde, 7 han ve 1 hastane kurulmuş.

Ancak, bunlar, daha sonra Valetta şehrine taşınmışlar. Hastanenin yanında bir manastır inşa edilmiş. Bu manastırda, hala bir kısım rahibe bulunuyor ve burası okul olarak hizmet veriyor. Burada, ayrıca 1540 yılı yapımlı bir de piskoposluk sarayı bulunuyor.

Burada: Engizitörlük Sarayı isimli bir yapı göreceksiniz.

Malta Valetta yakın çevresi Engizitörler Sarayı

ENGİZİTÖRLER SARAYI

Engizitörler yani Papa’nın elçileri : Şövalyeler, Büyük Üstat ve Piskopos arasındaki anlaşmazlıkların çözümü için gönderilmiş, Kilisenin en düzey hizmetkarlarından idiler. Saray: 3 küçük avlu çevresinde inşa edilmiştir.

Engizitörlük sarayında kalıyorlardı. Sarayda; alt katlarda, hapishane ve zindanlar, üst katlarda ise, Engizitörlere ait dekore edilmiş özel daireler ve sanıklar hakkında hüküm verilen Mahkeme Odası bulunuyor.

AZİZ LAURENTİUS KİLİSESİ

Kilise, liman bölgesinde bulunuyor. Orijinal yapısı: 1530 yılından kalma. Kilisenin dışında: 1979 yılında, buradaki rıhtımdan gemiye binerek adayı terk eden, son İngiliz valisini gösteren, bronz figürleri bulunan Özgürlük Anıtı var.

ULUSAL DENİZCİLİK MÜZESİ

İskele bölgesinde bulunuyor. 1841 yılında, İngilizler, burada gemilere erzak yüklemek ve askerleri doyurmak üzere yiyecek deposu ve fırın inşa etmişler. Ancak, 1979 yılında adayı terk edince, bu yapılardan fırının bir bölümü onarılarak: Müze haline getirilmiş.

Müze: 1992 yılında hizmete açılmış. Müzede, neler görebilirsiniz? Denizcilik üniformaları, tablolar, Malta karasularında olan kazalardan kurtarılan eşyalar.

Ayrıca: el kitapları ve gemi modelleri de sergileniyor. Bir başka bölüm ise, Malta el sanatlarına ayrılmış. Özellikle: 2 nadir Fransız topu ve Roma döneminden kalma bir “çapa” var.

POSTE DE KASTİLYA

7Ağustos 1565 tarihinde, 4000 Osmanlı askeri, buraya saldırıp, savunmayı delmişler.

ST JOSEPHS CHAPEL

Burası bir müze. 18. yüzyılda bir kilise olarak yapılan yapı: günümüzde, müze olarak kullanılıyor. Müze: sosyal, dini ve askeri gereçlerle dolu. En değerli eşyalar: Büyük Üstat Valletta’nın şapka ve kılıçlarıdır. Bunun dışında: 1598 tarihli, Venedik’te basılan sekiz flama-bayrak ve 16.yüzyıla tarihlenen, Venedik atlası.

Malta Valetta yakın çevresi Senglea şehri

SENGLEA ŞEHRİ

Şehir ismini: inşa ustası De La Sengle’den almıştır. 1551 yılında, kuşatmadan önce, tahkimat olarak yapılmıştır. Şehrin eski ismi “Isla”

Malta Valetta yakın çevresi

Limana doğru uzanıyor, Vittoriosa şehrinin hemen karşısında bulunuyor. Günümüzde, burası bir işçi şehridir. Burada yaşayan halkın büyük çoğunluğu: Fransız koyundaki Malta Tersanesinde çalışıyorlar.

En uçta bir bahçe var. Safe Haven Garden. Bu bahçede, burçlardan birinin üzerinde antik taş gözetleme kulesi var. Kulenin üzerinde; buradan her şeyin görülüp- duyulduğunu anlatan bir göz ve kulak var.

Malta Valetta yakın çevresi Cospicua şehri

COSPİCUA ŞEHRİ

Neolitik çağlardan bu yana, son derece güçlendirilmiş olarak ikamet edilmiştir. Görkemli burçları vardır. 1722 yılında, Büyük Üstat Marc Antonio Zondadari: şehri, güçlü bir burç ile çevirir. Aslında, kent: MÖ.600 yıllarında, Fenikeliler zamanından sonra, tersane kenti olarak öne çıkmıştır.

Bu tersaneler: Kırım, I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşı sırasında, yoğun olarak kullanılmıştır. Yalnızca, son yıllarda tersane küçültülmüş ve bölge daha çok bir turizm merkezi olarak öne çıkmaya başlamıştır. Ama: bu şehirde, daha çok Maltalı işçi sınıfının oturduğunu belirtmek isterim.

Evet, şehir, Senglea ve Vittoriosa arasında kalan alanda kurulmuş. 16. yüzyılda, yani ilk kurulduklarında üç şehrin en büyüğü iken, II. Dünya Savaşında büyük hasar görmüş ve daha sonra ise, bir endüstri şehri olarak yeniden inşa edilmiş.

Burada bir kilise var. Bu kilise: adanın en zengin döşenmiş kilisesidir. Burada, her yıl 8 Aralık tarihinde dini bir etkinlik düzenleniyor.

Son olarak bu şehir ile ilgili, ama aynı zamanda bizi de ilgilendiren bir konudan söz etmek istiyorum. Şehirdeki gezinizde: bunu da bilerek gezmenizde yarar var.

Dünyanın 7 harikasından biri olarak kabul edilen: “Halikarnas Mozolesi”: İngilizler tarafından; 1858 yılında, Bodrum’dan bir donanma gemisine yüklenerek, kaçırılmış ve Malta’da, Grand Harbour limanına getirilmiş.

Anlatılanlara göre: bu muhteşem mezar yapısına ait mermerler: Cospicua şehrinde inşa edilen “Dock 1” adlı liman inşaatı sırasında kullanılmış. Hem de temel inşaatında. Yani: halen, limanda dibi bile görünmeyen bulanık suların altında yatmaya devam ediyorlar.

Halikarnas Mozolesinden geriye kalan parçaların büyük kısmı: 1406-1523 yılları arasında inşa edilen, Bodrum kalesinde kullanılmış. İngiliz arkeolog Newton: 1856-1857 yılları arasında, Halikarnas Mozolesinde yaptığı kazılarda: bulduğu kabartmaları, Mausolos ve Artemisia’nın heykellerini, dört atlı arabanın parçalarını: British Museum’a götürmüş.

Bu dört parça: halen, Londra’daki Brisith Museum’da sergileniyor.

Onların iddialarına göre: Malta’da bırakılan parçalar; pek de işe yaramayan kötü parçalar. Ama, bunlar, bir gemiye yüklenip te, çalınacak kadar önemsenmiş se, niye işe yaramasın?

Malta Valetta yakın çevresi Hypogeum ve tarxien yerleşimleri

HYPOGEUM VE TARXİEN YERLEŞİMLERİ

Bu iki yerleşim yeri: Başkent Valetta şehrinden, araba ile yaklaşık 10 dakika uzaklıktadır. Bu iki şehrin sınırları içinde, 19.yüzyıl başlarında bulunmuş, çok önemli iki antik kalıntı bölgesi var.

Bu kalıntılar, tapınaklar: 1915 yılında, tarlasındaki büyük taşlardan şikayetçi olan bir çiftçinin, yerel yetkililere başvurması üzerine ortaya çıkarılmışlar. Maltalı arkeolog Dr. Themistocies Zammit: bölgede hemen araştırmalara başlamış ve üç tapınak ortaya çıkarılmış.

Bunlar, aynı zamanda, birer mezarlık UNESCO Dünya kültür mirası listesine alınmışlar. 1992-1996 yılları arasında ziyaretçilere kapatılarak, restorasyon çalışmaları yapılmış.

Günde, bu tapınaklara yalnızca 80 kişinin girmesine izin veriliyor. Gitmeye niyetlenirseniz, mutlaka önceden rezervasyon yaptırmanız şart.

Fenikeliler, adaya gelmeden önce: burada, dikkate değer bir kültür vardı. Bu insanlar: çok yetenekliydiler ve manevi bağları bulunuyordu. Kayaları yontarak, mezar odaları yaptılar.

Ancak: bu büyük kültürün insanları; zamanla, sebebi bilinmemekle birlikte (yangın, doğal afet, kıtlık, istila gibi) yok oldular. Ancak: geride, bu mezar odaları ile birkaç eser bıraktılar.

Malta Valetta yakın çevresi uyuyan leydi

Özellikle: uyuyan lady. Enfes bir kil ve işçilik.

Bu muhteşem buluntu; halen, Ulusal Arkeoloji Müzesinde sergileniyor. Bu mezarlarda: ilk keşfedildiğinde 7000 iskelet bulunmuş, ancak bugün yalnızca 6 kafatası var.

Bu bölgeler:

Malta Valetta yakın çevresi Hal-Saflieni hypogeum

HAL-SAFLİENİ HYPOGEUM

Bir sokakta, masum bir kapıdan buraya giriliyor. Burası: Neolitik Çağ yerleşimcilerinin, ölülerini gömdükleri basit bir mağara olarak kullanılmış.

MÖ.3800-2500 yılları arasında, burada yaşayan halk; mağarayı kazıp biçimlendirmiş ve yerin 12 metre altına inerek, ikinci ve daha sonra üçüncü katman odalarını oluşturmuşlar.

Evet, bu yer altı mağarasının boyutlarına hayret edeceksiniz. Ayrıca, o dönemdeki insanların, el taş işçiliğinin inceliğine de şaşıracaksınız. Bu tapınakta: 7000 den fazla cesede ait kalıntılar bulunmuş.

Kazılarda ortaya çıkan el yapımı eşyalar ise: Valettadaki Arkeoloji Müzesinde sergileniyor. Yer altı tapınağının korunması için, günde 80 kişiden fazla ziyaretçi içeriye sokulmuyor. Buraya gitmeden önce, mutlaka önceden yer ayırtmanızı öneririm, yoksa kapıdan dönebilirsiniz.

Malta Valetta yakın çevresi Tarxien Temples

TARXİEN TEMPLES (TAPINAKLAR)

Hemen yer altı tapınağının yanında. Burada: MÖ.4000 yıllarındaki yaşama ait önemli kayıtlar bulunmuş. Tapınak ustaları: yalnızca balta ve çakmaktaşı kullanarak, buraları inşa etmişler.

Bunun yanında: büyük taş kütlelerini yerlerine oturtmak için, büyük ağaç kaldıraçlar kullanılmış.

Malta Valetta yakın çevresi

Ortadaki tapınak: MÖ.3200 yılına tarihleniyor. Bu diğerlerine nazaran daha iyi durumdadır. Burada: yer altı tanrılarına ibadet etmek için, şarap dökülen delikler göreceksiniz.

Taş levhalar var, bunların üzerinde ise:  boğa ve domuz figürleri işlenmiş. Tapınaklarda birçok kemik bulunmuş ve bu kemiklerin tören için düzenli hayvan kurban edildiğine işaret ediyor.

Malta Valetta yakın çevresi Siliema, San Giljan ve Paceville

SİLİEMA, SAN GİLJAN VE PACEVİLLE

Siliema; Marsamxett limanı sahilindedir. 1855 yılında, günümüzde de görülen kilise (Stella Maris) çevresinde, şehir inşa edilmeye başlanmış.

Burası: 1970 yıllarına kadar, adanın tek tatil yöresi. Fakat, turizm geliştikçe: kıyı şeridindeki: San Giljan ve Paceville şehirleri de, birer tatil yöresi olarak ortaya çıkmaya başladılar.

Buralarda: çok miktarda otel, restoran, kafe ve barlar yapılmış. Bölgede gece canlılık başlar ve günün ilk ışıklarına kadar sürer.

Gündüzleri ise, buradan adalara ve diğer limanlara tekne turları düzenleniyor. Silieman şehri: önemli bir ticaret ve konut alanı. Malta’nın en modern otelleri burada.

Malta Valetta yakın çevresi

San Giljan: günümüzde resimlere konu olabilecek güzellikteki koyunda restoranların sıralandığı bir yer. Mutlaka görmenizi öneririm.

Paceville; Burası, tam bir gece hayatı merkezi. Pek çok: bar, disko, sinema ve restoran bulunuyor.

Malta Valetta yakın çevresi Marsaxlokk

MARSAXLOKK

Marsaxlokk: Malta’nın en büyük koyudur. Koyun sularında ve limanda: birçok balıkçı teknesi görebilirsiniz. Ayrıca: teknelerin başındaki balıkçılar da, ilginç bir görüntü oluşturuyor.

Burada: hemen su kenarında: balıkçı restoranları var. Hemen deniz kıyısında: güzel bir öğle veya akşam yemeği yiyebilirsiniz.

Burada: her gün Pazar kuruluyor. Bu pazarda: özellikle, masa örtüleri ve danteller satılıyor, ilginizi çekebilir.

Bölgenin güzelliği: sonradan yapılan, enerji santralı nedeniyle bozulmuş.

Malta Valetta yakın çevresi Ghar Dalam Mağarası

GHAR DALAM MAĞARASI

Ghar Dalam: bir mağara. Burada bir müze var. Müzede: yörede çıkarılan buluntular sergileniyor. Müze: her gün, saat: 09.00-17.00 arasında açık.

Mağara: kalker kaya kütlelerinden oluşmuş. Derinliği: 144 metre. Bu mağara: batıdaki mağaralara bağlanıyor. Bölgenin en büyük özelliği: Buzul Çağından kalan kalıntılar. Bunlar: yüzbinlerce yılda oluşan fosiller. Cüce filler, su aygırları, küçük memeliler, kuşlar.

Malta Valetta yakın çevresi

Fosiller: Malta’nın bir zamanlar: su ve bitki örtüsü bakımından, ne kadar zengin olduğunu gösteriyor. Burada: adanın, zamanında Avrupa kıtasına bağlı olduğu da anlaşılıyor.

Çakıl taşı tabakasının üzerinde: 18.000 yıl öncesine kadar uzanan ve geyik tabakası olarak isimlendirilen, katman bulunuyor. Kültürel tabaka olarak bilinen en üst katman ise: 10.000 yıl öncesine uzanıyor. Bu tabaka: Adada yaşayan ilk insanların izlerini taşıyor.

Evet, buradaki müze muhteşem. Müzede: binlerce canlı türüne ait örnekler sergileniyor.

Malta Valetta yakın çevresi Hagar Qim ve Mnajdra

HAGAR QİM VE MNAJDRA

UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine alınmıştır.

Burada bulunan Mnajdra’da : Neolitik Çağ kalıntıları bulunuyor. Bu buluntuların bulunduğu yere: giriş ücretli, her gün açık. Buraya gitmek için: Hagar Qim’den başlayan: 500 metrelik dik bir patikadan inmek gerekiyor.

Burada: 2 tapınak var. Bunların yapım tarihleri: MÖ.3400 yıllarına kadar uzanıyor. Burası: Malta’nın en iyi korunmuş SİT alanıdır.

Bu tapınak yapılarının sütun ve kirişleri: gerçekten görülmeye değer güzellikte. Tapınakların arka tarafındaki yamaca tırmanıp, bölgenin ne kadar büyük ve karmaşık olduğunu görebilirsiniz.

Ada: tam bir kuş cennetidir. Antik bir kertenkele türünü barındırıyor. Hagar Qim: sarp kayalıklar üzerinde bulunuyor. 1839 yılında keşfedilmiş.

Yapımında, yumuşak bir taş kullanıldığından: hava şartlarından, ciddi ölçüde etkilenmiştir.

Burada bulunan “şişman kadın” heykelcikleri: bu yapıların bereket tapınağı olarak kullanıldığını gösterir. Bu şişman kadın heykelcikleri: Valetta şehrindeki, Arkeoloji Müzesinde sergileniyor.