Afyonkarahisar Başmakçı

Afyonkarahisar Başmakçı
 

Afyonkarahisar Başmakçı: Bu şirin ilçe merkezi, Söğüt dağlarına yaslanmıştır. Başmakçı iç kesimde kalıp ana yol güzergahı dışında olması nedeniyle yatırımların pek yapılamadığı ilçe görünümündedir ama burası Türkiye yumurta borsasının merkezidir, yumurta üretimi ve flamingolar öne çıkıyor, zaten bu yüzden “Yumurta ve Flamingo Festivali” düzenleniyor. Tabii bir de gül var, gül yağı üretiliyor.

Afyonkarahisar Başmakçı
 

 

ULAŞIM

İl merkezine 129 km uzaklıktadır. İlçe merkezi, Burdur-Afyonkarahisar karayoluna 23 km uzaklıktadır. Ancak çok ilginçtir ki, Başmakçı Denizli’ye 90 km, Isparta’ya 100 km ve Burdur’a 80 km uzaklıktadır.

Afyonkarahisar Başmakçı
 

 

GENEL

Acıgöl ve Burdur gölü arasındaki havzada yer alan oturma alanı nedeniyle burada daha ılıman bir iklim hakimdir.

Afyonkarahisar Başmakçı
 

 

YUMURTA

Başmakçı yumurta ile öne çıkar. Afyonkarahisar il genelinde, en fazla kanatlı hayvan burada bulunur. İlçedeki kanatlı hayvan sayısı 4.5 milyon civarındadır.

Afyonkarahisar Başmakçı
Afyonkarahisar Başmakçı

İlçede günlük yumurta üretimi ise 4 milyondur. Üretilen yumurtaların 2.5 milyon tanesi iç piyasaya verilir ve kalanları Irak, Suriye, Katar, Kuveyt, Ürdün ve Türkmenistan gibi ülkelere ihraç edilir. İlçede 1976 yılında kurulan Tavukçuluk Tarımsal Kalkınma Kooperatifi bünyesinde 1.191.270 tane tavuk kümesi bulunduğu söyleniyor.

GÜLCÜLÜK

Başmakçı’da gül sektörü de özeldir. İlçe sınırlarında yıllık 250 ton civarında gül çiçeği elde edilir. Bunlar gülyağı fabrikalarında işlenir, 4800 kg gül çiçeğinden 1 kg gülyağı elde edilir ve elde edilen ürün yani gül yağı, Almanya ve Fransa’ya ihraç edilir. İlçede yıllık gül yağı üretimi 70 kg kadardır. Gülyağının kilosu 12000 eurodan satılıyormuş.

HALICILIK

Bir zamanlar, burada her evin giriş katında meşhur el dokuma halıları dokunuyormuş. Ancak, Çin’de üretilen halılar ülkemize girdikten sonra, halı piyasası tamamen belirli derecede sarsılmış ve ucuz halılardan dolayı Başmakçı’da halı sektörü sekte yemiştir. Bu nedenle bir zamanlar her evin altında bulunan  halı tezgahları zamanla sökülmüş ve halıcılık son günlerini yaşamaktadır.

Afyonkarahisar Başmakçı
 

 

TARİHİ

İlçenin tarihi geçmişi Hititlere kadar gider. Ardından Frigler ve Lidyalılar bölgeye hakim olurlar. 1071 Malazgirt zaferinden sonra Oğuz boylarından Sarıkeçili Aşiretine bağlı Başmakçı cemaati, Azerbaycan’ın güneyinden Anadolu’ya girerler. Göç yolları üzerinde bulunan ilk durakları Adana, Tarsus bölgesi olur. Bir kısmı Tarsus ilçesinde kalırlar ve halen Başmakçı adı ile bir köy kurarlar. Yola devam eden cemaat mensuplarının bir kısmı kuzeye, diğer bir kısmı da batı yönüne devam ederler. Kuzeye gidenler Çorum civarına, batıya giden gurup ise şu anda Başmakçı ilçesinin bulunduğu topraklara yerleşirler. Ardından buranın ismi “Başmakçı” olarak anılmaya başlar.

İlçeye Başmakçı isminin verilmesiyle ilgili bir başka söylenti daha var. İlçenin kurulu bulunduğu alanın ova ve yeşillik olması sebebiyle, süvarilerin atlarını besledikleri ve arazilerin arpalık olarak kullanıldığı söylenir. Yörede ayakkabıcılık ileri olduğundan, süvarilerin çizmelerini burada yaptırdıkları, bu yüzden ilçenin adını “ayakkabı ve çizme” anlamına gelen “Başmak” kelimesinden aldığı da söylenir.

İlçe ismi Başmakçı ile ilgili son bir not, camilerde cemaatin ayakkabılarına bekçilik eden kişinin adı, eski dilde “Başmakçı” dır.

1378 yılında Germiyan Beyi Şah Çelebi, kızını Osmanlı hükümdarı Yıldırım Beyazıt’a verince, Başmakçı’nın içinde bulunduğu bölgeyi de çeyiz olarak verir. Böylece Başmakçı bölgesi Osmanlı hakimiyetine girer.

Kanuni Sultan Süleyman dönemindeki Osmanlı arşiv kayıtlarında, Başmakçı 47 haneli bir köy olarak görünür. İlçe, 24 Ağustos 1892 günü saat 16.00 sıralarında büyük bir depremle sarsılır, bu deprem sonucunda 110 ev yıkılır ve 191 ev oturulamaz hale gelir. Bu depremden sonra, Padişahın emri ile Başmakçı yeniden inşa edilir.

Başmakçı, düşman işgali görmemiştir. Ancak Çanakkale savaşı ve Kurtuluş savaşında çok sayıda şehit vermiştir. İlçede 1952 yılında Belediye kurulmuş, 1959 yılında Dinar’a bağlı iken, Dazkırı’ya bağlanmıştır. 1987 yılında ise ilçe olmuştur.

 

NE SATIN ALINIR

Burası gül diyarı, buradan gül suyu veya gül ile ilgili ürünler satın alabilirsiniz. Veya yumurta, veya haşhaş veya haşhaş ezmesi alabilirsiniz.

Afyonkarahisar Başmakçı
 

 

NE YENİR-NE İÇİLİR

Buralara yolunuz düşerse, haşhaşlı gömme, katmer ve saçta bükme (özellikle ıspanaklı veya yumurtalı) yemenizi öneririm.

Afyonkarahisar Başmakçı
Afyonkarahisar Başmakçı Meslek Yüksek Okulu

 

BAŞMAKÇI MESLEK YÜKSEK OKULU

Afyon Kocatepe Üniversitesine bağlıdır. Okulda bankacılık ve sigortacılık ile Dış ticaret programları vardır. Üniversite öğrencileri, kent merkezindeki sosyal hayata bambaşka bir renk katmış ve sosyal aktivitelerle ilçe halkı ile bütünleşmişlerdir.

YUMURTA VE FİLAMİNGO FESTİVALİ

Her yıl Ağustos ayının 3’ncü hafta sonunda 3 gün süreli yapılır. Festivalde, dedeler, bisiklet, yumurta tokuşturma, en güzel buzağı ve koç yarışmaları yapılır. At ve eşek arabalarının da katıldığı kortej yürüyüşünde, vatandaşların üzerine yaklaşık 1 ton gül suyu sıkılır ve gül atılır. Ardından ilginç yarışmalar düzenlenir. Dinar karayolu üzerinde başlayan bisiklet yarışı, Atatürk Meydanında biter. Özellikle bisiklet yarışı yoğun ilgi görüyor ve bu yarışlara 400 civarında bisikletlinin katıldığı söyleniyor. Zaten yörede bisiklet özel ilgi görüyor, duyduğuma göre her evde 2 tane bisiklet varmış. Dolayısıyla ilçede bisiklet trafiği yoğun olmaktadır.

GEZİLECEK YERLER

Afyonkarahisar Başmakçı
Afyonkarahisar Başmakçı Recep Bey Camisi

 

RECEP BEY CAMİSİ

İlçe merkezinde Yukarı Mahallededir.

Harimin batı duvarının güney kesiminde, bir usta kitabesi vardır. Yatay bir çizgiyle ikiye ayrılan bir dikdörtgenin alt bölümünde “30 Temmuz 1892” tarihi ve alt alta yazılmış çeşitli rakamlar yazılıdır. Bu rakamların ebcet hesabındaki karşılıkları bulunduğunda karşımıza “Amala Hüseyin Arif” ismi çıkar. Bu durum yani rakam vererek isim buldurma yöntemiyle yazılan usta adı, bir başka yapıda görülmez, yani buranın en önemli özelliklerinden biridir. Buna göre, Recep Bey camisi, süslemelerin tarihi olan 1892 yılından kısa bir süre önce inşa edilmiş veya yenilenmiş olmalıdır.

Afyonkarahisar Başmakçı Recep Bey Camisi

Cümle kapısı üzerindeki onarım kitabesine göre: 1892 yılında Hafız Ali ve Arap Hacı kızı Fatma hanım tarafından yenilenmiştir Aynı yıl cami içinde bulunan süslemeler, Burdurlu Arif usta tarafından yapılmıştır.

Dıştan sade bir görünümde olan yapı, zeminden yaklaşık bir metre yüksekliğe kadar kırma taş, üst kesimi ise kerpiçten inşa edilmiştir.

Yapı kuzey-güney yönünde uzunlamasına dikdörtgendir. İçte, ahşap desteklerin taşıdığı ahşap tavan, dışta dört yana eğimli kiremit bir çatı ile örtülüdür. Duvarlardan yaklaşık yarım metre çıkıntı oluşturan bir ahşap saçak yapıyı dört yönden kuşatır.

Yapının kuzey cephesinde iki, diğer cephelerde ise üçerden toplam onbir adet pencere açıklığı vardır. Bütün pencereler, yuvarlak kemerlidir. Pencerelerin kemerleri ve söveleri kesme taştan yapılmıştır.

Batı cephenin kuzeyinde, sonradan açıldığı tahmin edilen, tek basamakla çıkılan bir kapı bulunur. Bu giriş açıklığının üzeri düz bir atkı taşı ile örtülmüştür. Kadınlar mahfiline çıkışı sağlayan merdivenlerin bulunduğu yere açılan bu kapı, muhtemelen kadınlara ayrı bir giriş sağlamak için yapılmıştır.

Afyonkarahisar Başmakçı Recep Bey Camisi

 

Süslemeler

Kalem işi süslemeler

Serbest fırça vuruşlarıyla yapılan kalem işi süslemeler, harimin bütün duvarlarına serpiştirilmiş durumdadır. Duvarlar, pencerelerin yaklaşık yarım metre üzerinde, üç duvar boyunca kesintisiz devam eden bir zig zag şeritle ikiye ayrılmıştır. Ancak şeridin altında ve üstünde özel bir süsleme programı uygulanmıştır. Kalem işi süslemeler, konu bakımından dört guruba ayrılır.

Bitkisel örnekli süslemeler: Harim duvarındaki kalem işi süslemelerin çoğu bu guruptandır. Daha çok kahverengi, yeşil, açık mavi ve lacivert renkler kullanılmıştır. Bitkisel bezemelerde en çok kullanılan örnek, vazodan ya da saksıdan çıkan çiçeklerdir.

Afyonkarahisar Başmakçı Recep Bey Camisi

 

Geometrik örnekli süslemeler

Minare tasvirleri: Harimin doğu duvarında bir, güney duvarında bir, batı duvarında iki adet olmak üzere toplam dört adet mimari tasvir vardır.

Sembolik tasvirler: Mihrap nişinde, harimin batı duvarının kuzey kesiminde ve kitabe panosunun hemen altında sembolik tasvirler görülür.

Alçı Süslemeler: Mihrap dışında alçı süsleme yoktur. Mihrap nişinin iki yanında, yarısı duvara gömülü durumdaki ahşap süslemelerin üzeri alçı ile kaplanmış ve gövdeleri kalem işi ile bezenmiştir.

Ancak caminin süslemeleri, rutubet ve onarımlar sırasında tahrip olmuştur.

Caminin orijinal minaresi 1910 yılında yıkılır ve 1949 yılında yeniden yapılır. Kitabeye göre minare halk tarafından Sandıklılı Kelle Mehmet’e yaptırılır.

Caminin mevcut minare, yapının 2 metre uzağında ve güneydoğu köşesindedir. Süslemeler çatı yapılmadan önce rutubetten, sonra elektrik tesisatı döşenirken kazmak suretiyle tahrip edilmiştir. Minarenin şerefesi, dört sıra kirpi burnu üzerine oturtulmuştur. Şerefe parmaklığı demirdir. 73 basamaklı, dört ışıklı, demir kaplıdır. Külah ahşap üzerine çinko kaplama olup, alemi bakırdır.

 Cami, 1985 yılında tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

Afyonkarahisar Başmakçı Ulu cami-Cuma camii-Hilal Camii

 

ULU CAMİ-CUMA CAMİ-HİLAL CAMİİ

Aşağı hilal mahallesi, Akpınar caddesindedir.

Cümle kapısı üzerindeki kitabeye göre cami, 1699 yılında Seyyit Muhammet Ağa tarafından yaptırılmıştır. Yapı malzemesi olarak, ahşap ve kerpiç kullanılmıştır. 500 kişi kapasitelidir. Yerleşim yerinin pazarı bu mevkide kurulduğu ve genellikle Cuma namazları bu camide kılındığı için camiye Cuma Camii ismi verilmiştir.

Afyonkarahisar Başmakçı Ulu cami-Cuma camii-Hilal Camii

 

Caminin içi

Duvarın en üstünden, boydan boya yazıyla Ayet el kürsi: altında mavi renkli süs kuşak ve üst kat pencereleri, Güney ve kuzeyde iki, doğu ve batıda üç adet dışa doğru daralan dikdörtgen pencere vardır. Pencereler arasında içinde çiçekler bulunan, iki adet ayaklı vazo arasında, çevresi imameli sarı zemin içinde siyah yazılı Eshab-ı Kiram adları bulunan tablolar bulunur. Altında boydan boya mavi, beyaz, siyahtan oluşan süs kuşak, altında basık kemerli (kemer çevresi kat kat süslü) pencereler güney üç, kuzey-doğu ve batıda dört tanedir. Pencereler arasında süslü tablolar yapılmıştır. Pencere iç yüzlerinde ise karşılıklı çiçekli, ayaklı vazolar işlenmiştir. Sütunlar kenarları yontulmuş dörtgen kesitli ahşap direk olup, 8 tanedir. Sütun ve başlık arasında bilezik vardır. Başlıklar bağdadi tekniğiyle yapılmıştır. Tavan ahşap olup ortada kasetli manastır tonozu yapılmıştır. Tonoz kenarı bağdadi, ortası ahşap kaplamalıdır. Kadınlar kısmında, pencereler arasında deniz manzaralı tablolar, müezzinler kısmında çiçekli vazolar arasında dairevi sarı zemin içinde hançer saplanmış karpuz dilimleri işlenmiştir.

Afyonkarahisar Başmakçı Ulu cami-Cuma camii-Hilal Camii

Kadınlar kısmı 4 ağaç sütuna oturur ve 4 ağaç sütunludur. Her iki kat da parmaklıklıdır ve kadınlar kısmında ortada çıkma vardır.

Minare: 1959 yılında yapılmıştır. Taştan yapılmış kaide kısmı ile tuğla örgü gövdeden oluşur.

Afyonkarahisar Başmakçı Akkeçili Köyü Camii

 

AKKEÇİLİ KÖYÜ CAMİİ

Akkeçili köyünde köy merkezindedir.

Kitabesi olmayan cami 1951 yılında bugünkü şeklini almıştır. Yöre halkı tarafından, daha önce üstü toprak damlı, küçük bir mescit olduğu söyleniyor.

Afyonkarahisar Başmakçı Akkeçili Köyü Camii

Tuğla ve briket duvarlı bir bahçe içinde bulunan cami, doğu-batı yönünde, dikdörtgen planlı, kerpiç duvarlı, içte ve dışta sıvalı, ahşap tavanlı, geniş saçaklı ve Marsilya tipi kiremitle örtülüdür. Giriş mekanındaki harime, kuzeyde bulunan, dikdörtgen formlu, geniş iki kanatlı, demir kapıdan girilir. Asıl ibadet mekanının kuzeyinde yer alan ahşap kadınlar mahfili, harime giriş kapısının hizasındaki kare formlu, ince ahşap iki kolon üzerine oturmaktadır. Kadınlar mahfilinin tavanı ile bütünlük gösteren harimdeki ahşap tavan da paralel geniş çıtalı ve düzdür. Bu tavanın ortasında güney-kuzey doğrultusunda dikdörtgen şeklindeki göbek, geometrik ve bitkisel motiflerin iç içe geçmesiyle oluşmuştur. Mihrabın üst kısmında, kırmızı zemin üzerine yapılmış, düz ve ibrik şeklindeki eski yazı çeşitleri vardır. Güneybatı köşedeki boyalı ahşap minber, sade ve özelliksizdir. Caminin batı bahçesinde, camiden bağımsız olarak iki minare bulunur. Caminin güneybatısında bulunan minare 1976 yılında, kuzeybatısında bulunan betondan yapılmış, iki şerefeli minare ise 1992 yılında yapılmıştır.

Afyonkarahisar Başmakçı Değirmendere Kanyonu

 

DEĞİRMENDERE KANYONU

Değirmendere kanyonu, Başmakçı ilçe merkezine bağlı Yaka ve Çığrı köyleri arasında, Söğüt dağının Acı göl ve Başmakçı ilçelerine bakan kuzey yamacında bulunmaktadır.

Yaka köyünden 5 km uzaklıktadır.

Arazinin yüksekliği 893 metreden başlayıp 1127 metreye kadar çıkmaktadır. Kanyon boyu fiili ölçümde ortalama 8 km, genişliği ise ortalama 50 metredir. Ortasında Çığrı köyünden çıktığı bilinen bir dere akmaktadır. Değirmendere, Acıgöl’e akıyor.

Afyonkarahisar Başmakçı Değirmendere Kanyonu

Kanyondaki parkurun uzunluğu ise 1 kilometredir. Büyük bölümü dar bir ortamda ilerliyor. Başlangıç ve bitiş bölümleri arasındaki rakım farkı yaklaşık 200 metredir. Kanyonun yüksekliği 15-20 metredir.

Yani kanyonun orta üstü derecede olduğu söyleniyor, yani geçiş kolay değildir. Sonuç olarak, bu kanyonu geçmek isteyenlerin, profesyonel eğitim almaları şart, amatörlerin buraya kesinlikle girmemeleri belirtiliyor. Hatta, kanyon geçişi için su debisinin en az olduğu Eylül ayı ortası seçilmelidir. Çünkü su debisinin kanyon üzerinde bıraktığı izler izlendiğinde, bazı yerlerde 4 metreden daha fazla akıntı izleri görülmektedir.

Afyonkarahisar Başmakçı Değirmendere Kanyonu

Kanyonda 4 tane şelale 15-20 metre yükseklikten akıyor, ancak 10 metre yükseklik altında birçok şelale bulunuyor. Bu şelalelerin döküldüğü bölümler derin ve tehlikelidir, şelalelerdeki su akıntı hızı yüksektir. Bazı küçük şelalelerin düştüğü yerlerde oluşturdukları dev kazanlardaki derinlik ve oluşabilecek girdaplara karşı önlem almak gerekiyor. Su birikintileri ise, yer yer insan boyunu aşıyor. Kayalar çok kaygandır. Evet, kanyon yürüyüşü ve dağcılık yapmak mümkün ancak yöre halkı burayı piknik yeri olarak da kullanıyor.

Afyonkarahisar Başmakçı Acıgöl-Kuş Cenneti

 

ACIGÖL-KUŞ CENNETİ

İlçe merkezinden Aşağı Akpınar köyü istikametinde 4-5 km uzaklıktadır.

Afyonkarahisar Başmakçı Acıgöl-Kuş Cenneti

 

Acıgöl

Acıgöl, Afyonkarahisar ve Denizli il sınırları içinde: Maymun, Beşparmak ve Söğüt dağları arasında bulunan sığ bir tektonik göldür. Gölün büyüklüğü 41.5 km karedir. Gölün denizden yüksekliği 842 metredir. Gölün derinliği ise 150 ile 210 cm arasında değişir. Yaz mevsiminde suyu azalır ve yer yer kurur. Göl: dağlardan gelen akımlar, kaynak suları ve doğudan Başmakçı ilçesinden gelen Kocaçay sularıyla besleniyor. Türkiye’nin en tuzlu ikinci gölüdür. (birinci, Tuzgölüdür) Turizm açısından önemli bir potansiyele sahiptir.Doğa sporlarıyla ilgilenenler için, gölün güney doğusundaki dağlar ve yaylalar çok önemlidir.

Afyonkarahisar Başmakçı Acıgöl-Kuş Cenneti

 

Sodyum Sülfat

Gölün bir diğer özelliği ise, Türkiye’nin tek ve dünyanın ise ikinci, büyük, temiz ve doğal sodyum potansiyeline sahip havzası olmasıdır. Ülkemizde sodyum sülfatın % 98’i doğal kaynaklardan ve bu miktarın % 90’ı ise Acıgölden sağlanır. Gölden çıkarılan sodyum sülfat, kağıt, cam, deterjan, tekstil ve benzeri sanayilerde kullanılır.

Afyonkarahisar Başmakçı Acıgöl-Kuş Cenneti

 

Kuşlar-Balıklar

Evet, gölün bir diğer önemli özelliği kuşlardır. Acıgöl kenarında, dağlık kesimde İl Özel İdare Müdürlüğü tarafından yaptırılan kuş gözlemevi bulunuyor. Kuş gözlemcileri ve doğa fotoğrafçıları burayı yoğun tercih ediyorlar. Ancak özellikle Mayıs-Ekim ayları arasında ziyaret edilmesi önerilir. Acıgöl, kuş popülasyonu bakımından, Anadolu’da koruna gelmiş en önemli bölgelerden biridir. Göl civarında 20 familyaya ait 160 kuş türü bulunur. Gölde 10 binden fazla kuş yaşamaktadır. Bu kuş türlerinin başında: dünya ölçeğinde tehlike altında olan ve ülkemizde doğa korumanın sembollerinden biri haline gelmiş olan “toy kuşları” gelir. Toylar, Acıgöl civarında üremekte ve kış aylarını da yine bu bölgede geçirmektedir. Ayrıca burası yaz-kış allı turna olarak da bilinen flamingo sürülerinin önemli bir üreme ve göç alanıdır. Alandaki diğer önemli kuşlar ise, akça cılıbıt, kılıçgaga, gülen sumru ve ince gagalı martıdır.

Afyonkarahisar Başmakçı Acıgöl-Kuş Cenneti

Gölün içinde küçük küçük sodyum sülfat olmasına rağmen bazı balıkların yaşadığı görülür. Acıgölde yaşayabilen bu balıklar, sivrisinek larvası yiyen bir balık türü ve bu açıdan Dünyada tek türdür. Bu balık türünün ismi: dünyada ender bulunan Dişli sazancığı sadece burada yaşamaktadır. Sazlık alanlarda ve su kaynaklarına yakın kısımlarda kurbağa, su kaplumbağası ve 3-4 cm büyüklüğünde balıklar yaşar.

Sonuç

Çevredeki evlerden kaynaklanan atıklar ve fabrikaların üretim faaliyetleri, sucul yaşamı olumsuz etkiler ve göl çevresindeki canlı çeşitliliği ve sayısında düşüşe yol açmaktadır. Gölün batı ve kuzeyinde, sodyum sülfat havuzları ile tuz üretimi yapan üç şirket bulunur. Ancak tuz üretimi yapılan tesislerin göle pompaladıkları su nedeniyle, sulak alanın seviyesi yapay olarak dalgalanmaktadır. Ayrıca; gölü besleyen su kaynakları ve yağışların azalmasından dolayı gölde her yıl suyun çekilmesi ve azalmasıyla birlikte flamingoların zarar görebileceği de düşünülmektedir.

Afyonkarahisar Başmakçı Sultan Abdurrahman Türbesi

 

SULTAN ABDURRAHMAN TÜRBESİ

Kanlı Harim Mevkiindedir.

Sultan Abdurrahman: Horasan’da yetişip Anadolu’da yaşamıştır. Doğum yeri ve tarihi bilinmez. Anadolu’nun fetih edilmesinden sonra, memleketinden ayrılarak Başmakçı kasabasına geldiği söylenir. Ancak hocası olan Abdülkadir Geylani: 1078-1166 yılları arasında yaşadığına göre, Abdurrahman Sultan’ın da 1100-1200 yılları arasında yaşadığı tahmin edilmektedir. Türbenin yapım tarihi bilinmemektedir. Kerpiçten inşa edilmiştir. Aralarda ahşap hatıllarla desteklenmiştir. Mekanın özgün halinde ahşap olan tavanı, kontaplak ile kaplanmıştır. Bu mekandan, mezarların bulunduğu asıl mekana, ahşap kanatlı bir kapı ile geçilir. Kapı kanatlarının yüzeyleri, dikey dikdörtgen ve kare biçiminde süslenmiştir. Asıl mekanda, iki mezar bulunur. Mezarlarda Sultan Abdurrahman ve hanımı Sultan Hatun bulunmaktadır.

Afyonkarahisar Başmakçı Sultan Abdurrahman Türbesi

Gelelim rivayetlere: Türbenin yanından, bağ ve bahçelere giden işlek bir yol vardır. Rivayete göre: Sultan Abdurrahman vefat ettikten sonra, bu yoldan geçen birçok kimse, onu abdest alırken veya namaz kılarken gördüklerini ileri sürerler. Burası ile ilgili anlatılan bir başka efsane var. Söylenenlere göre: çocuğu olmayanlar burada kurban keserlerse çocuğu olacağına inanılır. Türbede kurban kestiğinde çocuğu olanlar, kız çocuklarına Sultan, erkek çocuklarına Abdurrahman adını verirler.

Afyonkarahisar Başmakçı Gülyağı Fabrikası

 

GÜLYAĞI FABRİKASI

İlçe ve yakın köylerde üretilen gül çiçeğinin değerlendirilmesi için Başmakçı Kooperatifi bünyesinde kurulan gül yağı fabrikasında, yılda yaklaşık 150-200 ton gül çiçeği işleniyor. Tesiste üretilen ekolojik gül yağının tamamına yakını ihraç ediliyor. Bu gül yağı: sadece ilaç sanayisinde, normal gül yağı ise kozmetik alanında kullanılıyor. Fabrikada gül suyu üretimi de yapılıyor, hatta İsparta’daki bir çok işletmeye gül suyu gönderildiği belirtiliyor.

Afyonkarahisar şehri tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Iğdır Tuzluca

Iğdır Tuzluca

Iğdır Tuzluca, il merkezine 39 km uzaklıktadır. Iğdır-Kars karayolu üzerindedir.

Iğdır Tuzluca Tarihi

TARİHİ

İlçe birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. 7 Ekim 1920 tarihinde Rus işgalinden kurtulmuş, 1923 tarihinde ilçe olmuştur. 1934 yılında, ilçede bulunan kaya tuzundan esinlenilerek “Kulp” ismi “Tuzluca” olarak değiştirilmiştir.

Iğdır Tuzluca Genel

GENEL

Yüzölçümü bakımından ilin en büyük ilçesidir. İlçe merkezinin denizden yüksekliği 975 metredir. Yörede yeryüzü şekilleri olarak dağlar çoğunluktadır. İlçenin doğusunda Ermenistan ve Aras nehri, kuzeyinde Kars’ın Digor ilçesi, Batısında Ağrı dağı ve güneyinde ise Iğdır il merkezi bulunur. İklim olarak, karasal iklim hakimdir. Düzlük ve ovalık kısımlarda ise iklim daha yumuşaktır. Karakoyunlu ilçesinden, Ermenistan’daki “Metsamor Nükleer Enerji Santralı” görülebiliyor, yerel halka göre burası “beyaz baca” olarak isimlendiriliyor.

Iğdır Tuzluca Gezilecek Yerler

GEZİLECEK YERLER

Iğdır Tuzluca Anıtsal Taç Kapı

ANITSAL TAÇ KAPI

Aşağı Mahallededir. 1800’lü yıllarda, Baltık mimarisi tarzında yapılmış Taç kapı, bir araba geçebilecek büyüklüktedir. Arkasında büyük bir eve ait duvar kalıntısı vardır. Taç kapı, 2006 yılında koruma altına alınmıştır.

KIRMIZI RENKLİ TAŞ BİNA

Tarihi bina, Kurtuluş İlköğretim Okulu karşısındadır. 1800’lü yıllarda yapılmıştır. Baltık mimarisi özelliklerini taşır. 19’ncu yüzyıl sivil konut mimarisinin güzel bir örneğidir. Yapı, sırasıyla okul ve hastane binası olarak kullanılmıştır. 2006 yılında koruma altına alınmıştır.

TAŞ BİNA

Cumhuriyet Meydanındadır. Kitabesine göre 1958 yılında yapılmıştır. Baltık mimarisi tarzı hakimdir. Belli bir süre dükkan olarak kullanılmış, 2006 yılında koruma altına alınmıştır, halen kullanılmıyor.

TARİHİ ERMENİ MEZARLIĞI

Cumhuriyet mahallesindedir. 2014 yılında koruma altına alınmıştır.

Iğdır Tuzluca Köprüsü

TUZLUCA KÖPRÜSÜ

Kars-Tuzluca kara yolu üzerindedir. Tuzluca ilçesinin girişinde Aşağı Mahallededir.  

Günümüzde kullanılmıyor. Köprü tek kemerlidir. Bindirme taş tekniğiyle yapılmıştır. Kemer kısmı, düzgün kesme taştan yapılmıştır. Kemerin büyük bir bölümü, dereden gelen toprakla dolmuştur. Kemerin yaslandığı kısımlarda, dereden gelen moloz iç dolgu görülür. 2006 yılında koruma altına alınmıştır. Acil restorasyona ihtiyaç vardır, umarım birileri bu satırları okur da köprüyü restorasyona alır.

Iğdır Tuzluca Tuz Mağarası

TUZ MAĞARALARI

Mağaralardan çıkarılan tuz, bölgenin ticari faaliyetidir. Mağara, içine araba girecek büyüklüktedir, ancak mağaranın içi karanlık ve labirent gibidir, yani rehber olmadan girilirse kaybolma riski yüksektir. Mağara içinde gizli geçit bulunduğu ve bu gizli geçitlerden Iğdır ve hatta Ermenistan’a bile gidilebileceği söyleniyor. Günümüzde, o geçitlerin kapatıldığı da belirtiliyor.

Türkiye’nin 100 yıllık tuz ihtiyacını karşılayacak kadar kapasite bulunduğu söyleniyor. 55 dönümlük, tuzla kaplı bu arazide, tünellerdeki havanın solunum yollarına iyi geldiği biliniyor. Günlük 60 ton tuz üretme kapasitesi vardır. Ancak tam kapasite ile çalışırsa 200 ton tuz üretilebilir. Buradan temin edilen doğal tuzun birçok hastalığa iyi geldiği söylenir.

15’nci yüzyılda, buradan geçen İspanyol Elçi Ruy Gonzales: Tuz mağaraları hakkında şunları yazmıştır “Mayıs 1404 tarihinde, yine Aras nehri kıyısında ilerlemeye devam ettik. Yol bozuk ve birçok yeri dimdik idi. Ertesi gün yine bir köyde kaldık. Burada dağın tepesine kurulmuş bir kale vardı. Dağ, taş: tuz kayalarıyla kaplıydı. Civar köylerden gelenler, buradan tuz alıp yemeklerinde kullanıyorlarmış”

Iğdır Tuzluca Tuzyatağı Höyüğü ve Yerleşmesi

Tuzyatağı Höyüğü ve Yerleşmesi

Tuz yatağı olan işletmenin hemen girişindedir. Aslında bu iki merkezi birbirinden, işletmeye girişi sağlayan ana yol ayırır. Höyük olarak değerlendirilen alanda: Orta çağ ağırlıklı, Demir çağı ve ilk Tunç çağı seramikleri tespit edilmiştir. Her iki merkezde büyük bir tahribata uğramıştır. Yerleşmede kaçak kazılar sonucu, çok miktarda kemik buluntusu ile büyük kaba yontma taşlardan oluşan mimari kalıntılar çıkarılmıştır.

Iğdır Tuzluca Tekelti Dağı

TEKELTİ DAĞI

İlçe sınırları içinde bulunan ve ilçe merkezinin hemen her bölgesinden ve Iğdır’dan dahi görülebilen Tekelti dağı, 2560 metre yüksekliktedir. Türkiye’deki ender kayalardan biridir. Dik kaya tırmanışı için ideal bir yerdir. Birçok dağcı, Tekaltı dağına tırmanış yapar. Tekelti dağı, Tuzluca Belediyesinin logosunda da yer alır.

HALIKIŞLAK

İlçe merkezine 16 km uzaklıktadır.

Ermenistan ve Iğdır arasında, Tuzluca ilçesinde bulunur. Piknik yapmaya elverişlidir. Mesire alanında: Arpaçay ve Aras nehri bulunuyor, su ve kuş sesleri arasında piknik yapılmaktadır.

Ayrıca, Ermenistan sınırına 150 metre uzaklıktaki buraya, özel kişi tarafından, turistik tesis yapılmaktadır. Turistik tesiste, yüzme havuzu, oyun parkları, şelale, alabalık havuzu olacakmış.

Iğdır Tuzluca Küllütepe Höyüğü

KÜLLÜTEPE HÖYÜĞÜ

Tuzluca-Kağızman kara yolunun Gaziler beldesi sapağında, Aras vadisinde, kayalık bir tepe üzerindedir. Yaklaşık 60 metre yükseklikteki tepe görünümlü höyüğün özellikle kuzey yamaçlarında yerleşme kalıntıları görülür. Ancak höyüğün bulunduğu yer günümüzde tarım amaçlı kullanılmaktadır. Höyük, kaçak define avcıları tarafından ve eteklerindeki tarım arazisi nedeniyle oldukça büyük oranda tahrip edilmiştir. Yüzey araştırmalarında toplanan çanak-çömlekler İlk Tunç Çağı ve Orta Demir çağına aittir.

AKBULAK KALESİ

İlçe merkezinin 29 km güneybatısında bulunan Akçalı köyünün yaklaşık 4 km batısındadır. Kalenin doğusundan, Akbulak deresi akar. Konum olarak: Akçalı, Karacaören ve Kayaören köylerinin yollarını kontrol altında tutar. Kalenin üç tarafı uçurumlarla çevrilidir.

Savunmaya elverişsiz olan güney tarafında ise kalın sur duvarı vardır. Sur duvarının kalınlığı, güneyde 250 cm, diğer yönlerde ise 120-150 cm arasındadır. Kalınlığı nedeniyle güney sur duvarı günümüze kadar sağlam gelmiştir. Sur duvarlarının dış yüzeyleri kabaca yontulmuş, içte kalan kısımları ise olduğu gibi bırakılmıştır.

Iğdır Tuzluca Balıklı Göl

BALIKLI GÖL

Tuzluca-Taşlıçay-Doğubayazıt sınırlarının kesiştiği bir noktadadır. Iğdır il merkezine 67 km uzaklıktadır.

Iğdır Tuzluca Balıklı Göl

Gölün bulunduğu yerin rakımı 2241 metredir. Yani, Türkiye’nin en yüksek gölüdür. Aras dağlarının üzerinde oluşum bakımından, lav set gölü olarak nitelendirilir. Yaklaşık 30 km karelik alana sahiptir. En derin yeri 37 metredir. Gölde sazan ve benekli alabalık boldur, balık tutulabilir. Ayrıca, gölde kadife ördekler kuluçkaya yatar. Yine göl çevresinde: kartal, tavşan, şahin, keklik, tilki, kurt, yaban ördeği, bıldırcın ve çulluk gibi hayvanlar bulunur. Buraya gelen ziyaretçiler, göl çevresinde bulunan doğayla iç içe kamp alanlarında konaklıyorlar. Kamp gurupları gelip buradaki çadırlarda konaklıyorlar. Göle özgü sarı balık isimli balık yiyorlar.

Iğdır Tuzluca Aslanlı Kalesi

ASLANLI KALESİ

İlçe merkezine bağlı Aslanlı köyünde, köyün 1.5 km kuzeybatısındadır. Küçük boyutlu bir kaledir. Yüzey araştırmalarında çok az sayıda seramik bulunmuştur. Sur izleri üzerinde bulunan Aslanlı kale, tarihsel olarak önemini korumaktadır.

Iğdır Tuzluca Serdarbulak Kışla Binası-Osmanlı Kışlası

SERDARBULAK KIŞLA BİNASI-OSMANLI KIŞLASI

İlçe merkezine bağlı Üçkaya köyünün güneydoğusundadır. Moloz taşların üstü yontularak yapılmıştır. Köye hakim bir konuma sahiptir. Yamaç kısmını tahkim etmek için alt tarafına istinat duvarı yapılmıştır. Batısından Eğritaş deresi geçer. Yapı askeri amaçlı yapıldığı için süsleme yoktur. Sadece pencere kemerlerindeki taşlar dikey yerleştirilerek cephelerde bir hareketlilik yaratılmıştır.

Yapının kapı ve pencereleri söküldüğü için günümüze ulaşmamıştır. Yapının planı, tek katlı ve dikdörtgendir. Tamamı, bazalt taş malzemeyle yapılmıştır. Girişi kuzeydendir. Girişten itibaren geniş bir avlu vardır. Avlunun çevresinde, çeşitli büyüklükte ve farklı ihtiyaçlar için yapılmış odalar vardır. Girişin tam karşısında, odalar ve arka tarafında ise yatay ve uzun bir salon bulunur.

Iğdır Tuzluca Hasankent Kurganı

HASANKENT KURGANI

Hasankent köyünün kuzey batısındaki yamaç üzerindedir. Kurgan 9 metre yüksekliktedir. Tabanı 34 metre, zirve çapı ise 7 metredir. Kurganın bulunduğu yığma tepe, küçük işlenmemiş taşlarla yapılmıştır. Kurganın zirvesi ve kuzeybatı kenarında, 6-7 metre çaplarında kaçak kazılar sonucu oluşan çukurlar mevcuttur. Mimari özellikleri nedeniyle yapının Orta Tunç döneminde yapıldığı düşünülmektedir.

Iğdır Tuzluca Bahçecik köyü kız kalesi

BAHÇECİK KÖYÜ KIZ KALESİ

İlçe merkezine bağlı Bahçecik köyünde, güneydeki kayalıklar üzerindedir.

Kayalıklar “Yukarı kent” olarak bilinir. Kayalıkların bitişiğinde hidroelektrik santralı vardır. Kalenin, güneye doğru devam eden kayalıklarda ise, Rağbet köyü Köroğlu kalesi bulunur. Kalenin büyük bölümü tahrip olmuştur. Çok az kısmı günümüze ulaşmıştır. Moloz taş örgülü ve harçlı sur duvarı kalıntısı vardır. Diğer kalelere nazaran az miktarda seramik kalıntısı bulunmuştur.

Iğdır Tuzluca Gedikli I Kalesi

GEDİKLİ I. KALESİ

İlçe merkezine bağlı Gedikli köyünün güneyinde, köyden yaklaşık 2 km uzaklıktadır. Kale doğal tahkimli çevreye hakim bir tepe üzerinde konumlanır. Oldukça tahrip olmuştur. Sur duvarlarının temelleri, kalenin doğu yönünde izlenmiştir. Sur duvarı, iri yontu taşlardan örülmüştür. Yüzeyde obsidiyen ve devetüyü renkli, kendinden astarlı çanak-çömlek parçaları bulunur.

Iğdır Tuzluca Gedikli II Kalesi

GEDİKLİ II. KALESİ

İlçe merkezine bağlı Gedikli köyünün güneyinde köyden yaklaşık 2 km uzaklıkta, çevreye hakim bir tepe üzerine inşa edilmiştir. Gedikli 2 kalesi, Gedikli 1 kalesinin yaklaşık 3 km kuzeydoğusundadır. Kale günümüzde oldukça tahrip olmuştur, yer yer sur ve yapı temeli kalıntıları görülür. Kale buluntuları arasında obsidiyen ve açık kırmızı ve devetüyü rengi çanak-çömlek bulunur. Kalenin kuzeydoğu yönünde, yaklaşık 3 metre genişliğinde bir antik yol vardır.

Iğdır Tuzluca Hadımlı köyü Köroğlu Kalesi

HADIMLI KÖYÜ KÖROĞLU KALESİ

İlçe merkezine bağlı Hadımlı köyüne 3 km uzaklıkta, 1706 metre rakımlı bir tepe üzerindedir. Tepe oldukça sarp kayalıktır. Kalenin kuzeyinden Şedik deresi geçer. Kayalığın en üst kısmında bulunan kalenin sur duvarları, sağlam olarak günümüze ulaşmıştır. Ancak moloz taş döküntüsü ve temel izlerinden, sur duvarlarının mevcudiyeti takip edilememektedir.

Ayrıca temel izleri görülebilen yapı kalıntıları vardır. Kalede ana kayaya oyulmuş odacıkların yanında zirve kısmında kaya içerisinden çıkan ve çevresi dörtgen şekilde düzeltilmiş su kaynağı vardır. Bölgede değişik renkli bol miktarda seramik buluntusu görülür.

Iğdır Tuzluca Rağbet Köyü Köroğlu Kalesi

RAĞBET KÖYÜ KÖROĞLU KALESİ

İlçe merkezine bağlı Rağbet köyünün güneydoğusundaki kayalık üstündedir.

Kale, kayalığın en uç noktasında, ana kayalığın üzerinde moloz taş örgülü ve harçlı olarak yapılmıştır. Girişi batı kısmındadır. Giriş kapısının uzantısında kuzey yöne devam eden ve ana kayalığa dayalı, dar yolun bir kısmı kesilerek, geliş gidişler kontrol altına alınmıştır. Bu bölümün ahşap malzeme ile karşıya bağlandığı düşünülmektedir.

Kalenin kuzeydoğu ve batı yönleri, sarp kayalıktır. Yani doğal tahkimlidir. Burada dikdörtgen tarzda çıkıntılar olup, birbirlerine bağlantılı merdiven izleri görülür. En uç kısmında, 9 basamakla çıkılan bir zemin vardır. Kalenin batı alt kısmında, kayaya oyulan mezarlar bulunur. Dağın dibinde ise, yerleşim izleri ve alanda bolca seramik vardır.

Iğdır Tuzluca Hasancan Kalesi, Çeşme ve Su yolları

HASANCAN KALESİ, ÇEŞME VE SU YOLLARI

İlçe merkezine bağlı Üçkaya köyünün batısındadır.

Doğal kaynak suyunun üstü, moloz taş örgü ile kontrol altına alınarak, pişmiş topraktan yapılan borular ile Üçer Tepe ve Tavşan Tepe yerleşmelerine su taşınmıştır. Üç ayrı hat, yol yapımı sırasında tahrip olmuştur. Halen toprak su künklerinin parçaları görülür. Bu su kaynağı kontrol altında tutmak için, küçük bir kale içine alınmıştır. Mevcut duvar kalıntıları görülmektedir.

Iğdır Tuzluca Yukarı Katırlı Kalesi

YUKARI KATIRLI KALESİ

İlçe merkezine bağlı Yukarı Katırlı köyündedir.

Kalenin güneydoğusunda, Aşık Hüseyin kalesi vardır. Kalenin güneybatı yönünde, ön yüzü düzeltilmiş taşlarla yapılmış, dikdörtgen planlı bir yapı kalıntısı temeli vardır. Kalenin batı yönü doğal tahkimlidir. Kuzey kısmında ise sur kalıntısı vardır. Kalenin kuzey ve kuzeydoğusu boyunca, Aşağı Şehir uzanır. Yapıların temel izlerinden, yapıların birkaç odadan oluştuğu ve dikdörtgen planlı olduğu anlaşılmaktadır. Yerleşmenin yüzeyinde deve tüyü renkli, açık kırmızı, kahverengi çanak-çömlek parçaları bulunmuştur. Yerleşmenin göleti, kalenin doğusundadır.

Iğdır Tuzluca Aşık Hüseyin kalesi ve yerleşim alanı

AŞIK HÜSEYİN KALESİ VE YERLEŞİM ALANI

İlçe merkezine bağlı Aşık Hüseyin köyünün kuzeydoğusundadır.

Kale, yontulmuş taşlarla örülmüş surlarla çevrilidir. İçeride ise yapı kalıntıları ve çok miktarda kaçak define arayıcıları tarafından açılan çukurlar görülür. Kalenin güneyinde kalenin su ihtiyacı için bir gölet bulunur. Bu gölet, günümüzde de Aşık Hüseyin köylüleri tarafından hayvanlarının su ihtiyacını karşılamak için kullanılmaktadır.

Yüzey araştırmalarında bölgede siyah, açık kırmızı renkli çanak-çömlek parçaları bulunmuştur. Bunlardan bazıları çok iyi pişmiş, bazıları ise alelade fırınlanmıştır. Kale oldukça tahrip edilmiştir, güney ve güney batı yönünde aşağı şehir kalıntıları uzanır. Aşağı şehirde: yapı temel izleri görülür. Şehre girişi sağlayan antik yol ve buluntulardan (heykel kaidesi, sıvı akıtmak için taşa oyulmuş kanallar) buranın bir açık hava kült merkezi olabileceği anlaşılmıştır. Ancak, burada da kalede olduğu gibi yoğun tahribat söz konusudur. Yerleşkenin mezarlığı, gölet ile aşağı şehir arasında bulunmaktadır. Burada da kaçak kazılar nedeniyle oldukça yoğun tahribat görülür. Sonuç olarak, yerleşkenin Urartu dönemine ait olduğu düşünülmektedir.

Iğdır Tuzluca Yüce Otağı Kalesi

YÜCE OTAĞI KALESİ

İlçe merkezine bağlı Yüceotağı köyünün doğusunda, Kayabaşı olarak bilinen mevkiideki kayalığın üstündedir.

Bu kayalık: Hamurkesen, Kuruağaç, Yukarı Sutaşı köyleri arasında bulunan Tek oyuk tepesini de içine alarak, yaklaşık 1.5-2 km karelik bir alanı kaplar. Bu kayalığın kuzeyinde sur duvarları vardır. Kalenin güneybatı kısmında, yaklaşık 3 metre yüksekliğe kadar sağlam kalmış bir burç görülür. Mevcut duvar kalınlığı 2 metre kadardır. Yerleşim alanı ise, kalenin güney batısına doğru devam eden kayalığın tamamına yayılmıştır. Oldukça büyük bir alana yayılmış yerleşime ait temel kalıntıları görülür. Bol miktarda seramik parçası bulunmaktadır. Batı alt yamaçta, Kıble Taşı deresi geçer.

AŞAĞI KATIRLI KÖYÜ

Aşağı Katırlı köyü, ilçe merkezine 28 km uzaklıkta, güneydedir.

Iğdır Tuzluca Aşağı KAtırlı köyü mezarlık

Mezarlık

İlçe merkezine bağlı Aşağı Katırlı köyündedir. Bu mezarlıkta, bir tane koçbaşlı mezar taşı vardır. Koçbaşlı mezar taşı, günümüze ait bir mezarın üstüne yerleştirilmiştir.

Gülahmet Kalesi

İlçe merkezine bağlı Gülahmet Mezrasının 500 metre batısındadır. Kale, tepenin yapısına uydurularak yapılmıştır. Sadece doğu duvarı 1 metre kadar ayakta kalarak günümüze ulaşmıştır. Kalenin doğusunda, ikinci bir sur kalıntısı görülür. Ancak büyük tahribata uğramış olması nedeniyle, mimari işlevi tam olarak anlaşılamamıştır. Batıda verimli alanları kontrol etmek için yapıldığı anlaşılan kalenin mimari yapısı, bölgedeki diğer kalelerin özelliklerini taşımaktadır. Böylece MÖ 2 binden itibaren bir yerleşmeden söz edilebilir. Ancak mimarisine oranla, seramik verisi yetersizdir.

AŞAĞI AKTAŞ BELDESİ

Aşağı Aktaş köyü, ilçe merkezinin 24 km kuzeybatısındadır.

Kale

Kalenin kuzeyinden Aras nehri geçer. Kalenin güney ve güneybatısı, modern köy tarafından kullanılmaktadır.

Iğdır Tuzluca Aşağı Aktaş Beldesi Kaya Mezarları

Kaya Mezarı

Aşağı Aktaş köyünün doğusunda bulunan kayalıklardadır. Aktaş olarak bilinen kayalığın güneye bakan yüzeyinde tek odalı, dikdörtgen girişli kaya mezarları bulunur. Giriş kısmı ve çevresinde bezemeler vardır. Kabartmalı figür veya yazı izine rastlanmaz. Kayalığın batıya bakan kısmında geniş merdiven izleri bulunur. Merdivenlerin bittiği yerde, düzeltilmiş bir alan var. Sunu çukuru görülmemiştir. Alanda bol miktarda seramik bulunmuştur.

Iğdır Tuzluca Çıyrıklı köyü mezarlık alanı

ÇIYRIKLI KÖYÜ MEZARLIK ALANI

Çıyrıklı köyü içindedir. Mezarlık alanı içinde üzeri bezemeli taşlar vardır. Üzerlerinde halı tezgahı, hal tarağı motifleri, hilal motifi, bitkisel bezemeli mezar taşları görülür. Mezarların yönlerinden, buranın Müslüman mezarlığı olduğu tahmin edilmektedir. Burada: 1917-1918 yıllarında Ermeniler tarafından öldürülen kişilere ait mezarlar da bulunmaktadır.

Iğdır Tuzluca Hadımlı köyü mezarlığı

HADIMLI KÖYÜ MEZARLIĞI

Hadımlı köyü kuzeyindeki yamaçta ve köy içinde iki ayrı mezarlık bulunur. Köy içinde buluna 2 Numaralı mezarlık, oldukça tahrip olmasına rağmen, üzeri figürlü ve Hicri 1200-1300’lü yıllara ait üzeri Arap harfleriyle yazılı mezar taşları vardır. 2 Numaralı mezarlık alanı ise, köyün kuzeyinde yaslandığı tepenin yamacındadır. Üzerlerinde Hicri 1200-1300’lü yıllara ait Arapça harfler bulunan mezar taşları vardır. İslam öncesi Türk geleneklerine uygun, üzeri çizme, at, silah, kılıç, tabanca, ibrik, kilim tarağı gibi değişik motiflerle bezenmiş mezar taşları dikkat çeker. Taşlar genelde kırmızı veya siyah renktedir, dörtgen formlara sahiptir.

Iğdır şehir merkezi tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.