Paris Mutlaka görülmesi gereken parklar

Paris Mutlaka görülmesi gereken parklar

Jardin du Luxembourg

17.yüzyılda, şehrin tam merkezinde yapılmıştır. Popüler bir dinlenme alanıdır. İnsanlar buraya yoğunlukla geliyorlar ve oyun (özellikle satranç) oynuyorlar.

Paris Mutlaka görülmesi gereken parklar Tuileries Garden

Tuileries Garden

Şehir merkezindeki bu bahçelerde: kafelerde oturup bir şeyler içmek ve rahatlamak mümkün. 21 Haziran ve 25 Ağustos tarihleri arasında, buradaki parkta, küçük bir  lunapark kuruluyor. Bu lunaparkta, döner dolaba binildiğinde, güzel bir şehir manzarası izlemek de mümkün. Ayrıca, bahçede bulunan: Musee de I’Orangerie: Claude Monet’in büyük nilüfer tablolarına ev sahipliği yapıyor ki, mutlaka görmelisiniz.

Paris hakkında genel bilgiler içeren yazı için.

Paris Mutlaka görülmesi gereken aktiviteler

Paris Mutlaka görülmesi gereken aktiviteler Disneyland

Disneyland Paris

Paris Mutlaka görülmesi gereken aktiviteler;

Şehir merkezinden 40 km. uzaklıktadır. Ulaşım kolay. Burası, iki bölümden oluşuyor: Disneyland ve Disney Studios Park. Her ikisi de, ayrı giriş ücretine tabi. Ama, kombine bilet alırsanız, indirim var.

Paris Mutlaka görülmesi gereken aktiviteler Prac Asterix

Parc Asterix

Burası bir tema parkı. Şehir merkezine 38 km. uzaklıktadır. Tüm aile bireyleri için, eğlenceli bir yer. Su yolu yolculuğu, perili köşk, sallanan gemi, hızlı nehir yolculuğu gibi aktiviteler var.

Paris Mutlaka görülmesi gereken aktiviteler Tour Montparnasse 56

Tour Montparnasse 56

Bu ofis gökdelenin, 56.gözlem katında, her yöne şehir manzarasını izlemeniz mümkün. Buradan: Eyfel kulesi, Les Invalides, Sacre Coeur, Musee d’Orsay, Arc de Triomphe, Pantheon, Louvre, Lüksemburg bahçeleri de dahil olmak üzere, tüm Paris manzarasını izlemeniz mümkün.

Pere Lachaise

Pere Lachaise

Burada: birçok ünlünün mezarı var. Bu yüzden, popüler bir turistik mekan haline gelmiş. Burada gömülü olan ünlüler: Oscar Wılde, Edith Piaf, Jim Marrison, Chopin, Moliere, Mmadeo Modigliani.

Paris Catacombs

Paris Catacombs

20 metrelik bir merdivenle, dönerek, yerin altına giriyorsunuz ve yerin altında, bir mil boyunca yürüyüş yapabiliyorsunuz. Burası, ölü kemiklerinin konulduğu bir mezarlık. Kafatası sıraları ile kaplı olduğundan, özellikle çocukların girmesi kesinlikle uygun değil. Belki siz bile olumsuz etkilenebilirsiniz. Dikkat.

I’Industrie Cite des Sicences de

I’Industrie Cite des Sicences de

Dünyanın en büyük bilim müzelerinden birisidir. Burada, bilim ve teknoloji sürekli değişiyor. Burada: karmaşık bir planetaryum, bir denizaltı, bir tiyatro ve çocuklar ile gençler için özel sergi alanları bulunuyor.

Place des Vosges

Place des Vosges

Paris şehrinin en eski kare alanlarından biridir. Bu simetrik kare, beyaz taş evleri ve kırmızı tuğlalı evleri, tam bir simetri oluşturuyor. Victor Hugo, bir zamanlar, burada 6 yıl yaşamış.

Seine Nehri Cruise

Seine Nehri Cruise

Sen nehri üzerinde yapacağınız bir tekne gezintisinde, şehrin en ünlü anıtlarını görme şansınız olacaktır. Birçok firma, çeşitli tekne gezinti alternatifleri sunuyor. Bunlar:  öğleden sonra çay gezisi, gece disko yolculuğu, akşam yemeği de dahil olan gezi.

Paris 18.Nolu Bölge

Paris 18.Nolu Bölge
Paris 18.Nolu Bölge

MONTMARTRE

Paris 18.Nolu Bölge;

Anlaşılmaz bir şekilde, Roma şehrindeki havuza aşıklar çeşmesi denilmesi gibi, Türk turist gurupları, buraya: “Aşıklar Tepesi” ismini takmışlar. Yani, Paris şehrinin tek tepesi, burasıdır. Sacre Coeur katedraline çıkan merdivenlere oturup, Paris’in çatılarına doğru bakıldığında, her nedense insanın içinde, romantik duygular uyandıran bir yer. Zaten bir söylentiye göre: bu merdiven basamaklarına oturanlar, aşık olurlarmış bu şehre, gidemezlermiş bir daha hiçbir yere. Sonunda, buraya dönmek isterlermiş. Ne kadar gerçek bilmiyorum.

Yine de, isminin anlamı: Şehitler tepesi manasında “Mont de Martrys”dir.

Burası, uzun yıllar boyunca, Paris şehrinin su ihtiyacına karşılayan değirmenlerin bulunduğu bir kasabaymış. Metro ile buraya gelirseniz, metro istasyonundan çıkar çıkmaz sizi kocaman bir değirmen karşılıyor. Bu, efsanevi “Moulin Rouge”

Montmarte bulvarında, Hard Rock Cafe var.

Ama pahalı. Buraya, ressamların tepesi de deniliyor. Çünkü çevrede bir sürü ressam resim yapmakla meşguller. Ressamların burayı tercih etmelerinin sebeplerinin başında; burada ev kiralarının ucuz olması ve muhteşem güzel bir manzaranın bulunması.

Küçük bir meydanı var. Bu meydan çevresi restoranlarla çevrili. Bir restorana girip soğan çorbası ısmarlarsanız, bu muhteşem lezzete doyamazsınız. Bunu sevmezseniz: istiridye ve beyaz şarap ikilisinin de tadına bakabilirsiniz.

Bu arada, bu tepede, sık sık canlı heykellere de rastlayacaksınız.

Son olarak değişik bir anı, başınıza gelebilir, dikkat: Tepeye, Sacre Coeur kilisesi tarafından çıkarken, karşınıza çıkan birileri tarafından, parmağınıza ip bağlamaya çalışılacaktır. Buna izin verirseniz, parmağınıza bağlanan bu ipin çıkarılması için, karşılığında bir miktar para vermeniz gerekecektir. Buna sakın izin vermeyin, yani ip bağlanmayın.

ESPACE SALVADOR DALİ

Montmarte tepesinde bulunmaktadır.

Müzede: 2. katta: ünlü sürrealist sanatçı Salvador Dali’ye ait: birçok çizim, gravür, karikatür ve heykel ve bir miktar resim sergileniyor.

Yani: Fransa’daki, tek kalıcı sergi olma özelliğine sahip.

Salvador Dali

19.yüzyıl sonlarında, Paris şehrinde, Becquerel bölgesinde bir dairede yaşamaya başlar. Bu sırada: Cervantes’in ünlü romanı “Don Kişot” u resimler. Ancak, bu resimlendirmeye yaparken, ünlü sanatçı: iki gergedan boynuzu ve mürekkebe daldırılmış tahıllar kullanır. Evet, bu gravürlerin yapım aşamalarını anlatan, bir de kısa film var. Bu film: ziyaretiniz sırasında, büyük olasılıkla, size de izletilecek.

Bunun dışında, bu binada yani müzede: seminer, toplantı ve basın konferansları ve akşam yemekleriyle kokteyller de düzenleniyor. Bu müzede, özellikle Salvador Dali tarafından tasarlanan, dudak şeklindeki koltuk, ilginizi çekebilir.

Paris 18.Nolu Bölge Pigalle

PİGALLE

Burası bir mahalle. Aslında pis bir mahalle. Seks kokan batakhanelerin bulunduğu bir yer. Mahalle adını: Fransız heykeltıraş Jean-Baptiste Pigalle’den alıyor. Adamın ölümü: 1785. Bu sanatçının atölyesi buradaymış. Onun ününe buraya koşturan: ressamlar, sanatçılar, yazarlar, müzisyenler, şarkıcılar buraya ünlü hale getirmiş.

Mahallenin uzun caddesinde: seks dükkanları, kulüpler ve hediyelik eşya dükkanları bulunuyor. Kafelerde oturup roman okumak mümkün. Ama yine de bu semt, batakhaneleriyle ünlü. Buranın müzikholleri de çok ünlü. Bunlar: Chat Noir, Folies-Bergeres ve Moulin Rouge.

Paris 18.Nolu Bölge Musee de I’Erotisme

Musee de I’Erotisme (Erotizm Müzesi):

Burası gece kuşlarının mekanı.

Müzede: seks ekipmanları satan mağazalar ve gece kulüplerinin arasında sıkışıp kalmış gibi görünse de, 7 katlı binasında, bir kültür ve tarih hazinesi barındırıyor. Beş kıtadan gelen, antik ve modern erotik sanat ürünleri, müzenin ana koleksiyonunu oluşturuyor.

Yunan vazoları, Aztek bibloları, Japon baskıları, 20.yüzyıl başından kalma fotoğraflar, cinselliğin her dönem ve coğrafyada yaşadığı önemin kanıtı. 1920’li yıllarda, İspanyol kral 13.Alfonso tarafından verilen emirle hazırlanan pornografik film koleksiyonu ise müze eserlerinin en önemli parçaları arasında.

Burayı mutlaka duyacaksınız. Ancak: söylediğim gibi, pek iyi bir ünü olan yer değil. Gidip gitmemek konusunda, tercih sizin.

Paris 18.Nolu Bölge Barbes

BARBES

Burası bir semt Paris’te, rengarenk vitrinlerin boy gösterdiği bir semt. Geniş Chapel Bulvarı: Kuzey Afrika ve Arap ülkelerinde karşılaşılan Pazar meydanlarına benzemiş. Sokaklarda, Fransızcadan çok Arap lehçeleri ve Afrika dilleri konuşuluyor. Ara sıra Türkçe konuşmalarda kulağa gelmiyor değil.

Le Dauphin isimli restoranda

Kuzey Afrika mutfağının farklı lezzetlerini bulmak mümkün. Müşterilerinin tamamına yakını: Fas, Cezayir ve Tunus asıllı Müslümanlar. Yani, burası müdavimlerinin tamamen Müslümanlardan oluştuğu bir semt. Sokak satıcılarından, iyi ve ucuz fiyatlarla bir şeyler satın alabilirsiniz. Zamanınız varsa, burayı ziyaret etmek olabilir.

Paris 18.Nolu Bölge Sacre Coeur Bazilikası

SACRE COEUR BAZİLİKASI 

Paris şehrine gidip te burayı görmeden sakın dönmeyin. Şehrin en yüksek tepesi olan: The Butte Montmarte’dedir. Dikkatinizi çekerim, burayı görmeden Paris şehrini görmüş sayılmazsınız. Burayı mutlaka görmenizi öneriyorum.

Burası: Roman-Bizans tarzında yapılmış bir bazilika.

Bu bazilika: 1870 yılında inşa edilmiştir. Tam ortasındaki beyaz mermer kubbe, daha küçük beyaz kubbelerle çevrilmiş görüntüsü ile, bir düğün pastasını andırıyor. Evet, bu kubbe, şehrin her tarafından görülebiliyor. Bu kubbenin en üstüne, tepesine tırmanıp, güzel bir Paris şehir manzarası izleyebilirsiniz.

Kiliseye adını veren kutsal yürek, aslında Hazreti İsa’nın yüreği ve yapının güney cephesinde “gülle” tasvir ediliyor. Ama: bu bazilika, dikkatli baktığınızda bir camiye benziyor. Çünkü: mimarı, Müslüman.

Paris 18.Nolu Bölge Eglise Saint-Jean-De-Montmartre

EGLİSE SAİNT-JEAN-DE-MONTMARTRE

Burası bir kilise. Mimar Anatole de Baudot (1834-1915) tarafından yaptırılmıştır. Yapı: 1904 yılında bitirilmiş ve ilk betonarme kilise olarak öne çıkmıştır. Kilisenin uzun nef pencerelerindeki vitraylar görülmeye değer. Bunlar: Jac Galland tarafından yapılmıştır.

GOUTTE

Burada, ağırlıklı olarak Afrikalı göçmenler yaşıyor. Bir mahalle. İrili-ufaklı, çok sayıda cami bulunuyor. Fakat, 19.yüzyıldan beri Işıklar Şehrinin en fakir, en karanlık mahallelerinden birisi olarak adı çıkmış. Bugün, hala bu ününü koruyor. Eski binalar, bakımsız yollar ve fakir göçmenler. Hemen yanı başında ise, turistlerin ana duraklarından Montmarte tepesi ve Paris’in gece hayatının kalbi Pigalle.

Ama, Goutte semti, bu ışıklı hayatın iki adım ötesinde unutulmuş, kendi halinde bırakılmış gibi. Paris Belediyesinin, 2006 yılında kurduğu: İslam Kültürleri Enstitüsü, bu mahallede bulunuyor.

Paris genel özellikleriyle ilgili yazım için.