Çorum Osmancık

Çorum Osmancık

Pirincin başkenti, evet, muhteşem lezzetli pirinç burada üretiliyor. Osmancık denilince bir de sivrisinek ve İstanbul yolundaki yolcu otobüslerinin burada verdikleri molalar öne çıkıyor.

Çorum Osmancık

ULAŞIM

Osmancık, bağlı bulunduğu il merkezi olan Çorum’a uzaklığı: 59 km. Osmancık-Amasya arasındaki uzaklık: 111 km. Osmancık-Gümüşhacıköy arasındaki uzaklık: 35 km. Osmancık-Samsun arasındaki uzaklık: 141 km. Osmancık-Ankara arasındaki uzaklık: 385 km. Osmancık-İstanbul arasındaki uzaklık: 567 km.

 

TARİH

Yörenin tarihi geçmişindeki en öne çıkan husus: özellikle Osmanlı döneminde, Kızılırmak üzerinde önemli bir ulaşım noktası olmasıdır. Bu yol boyu, daha sonraki tarihi süreçte, Avrupa-Asya ulaşımının önemli bir bölümünü oluşturmuştur. Bu nedenle de bölge, uzun yıllar boyunca yerleşim görür.

Roma ve Bizans  döneminde, yörenin ismi: Pimolisene olarak geçer. Bu dönemde de, yol üzerindeki hareketi denetlemek, vergi-gümrük gibi hususları sağlamak için, yöredeki yerleşim yeri, sürekli olarak geliştirilmiş ve korunaklı hale getirilmiştir.

Takip eden dönemde Selçuklular ve daha sonra Osmanlılar yörede hakimiyeti ele geçirirler.

Osmancık isminin kökeni: her ne kadar net kanıtlar olmasa da: Osmanlı devletinin kurucusu Osman Gazinin, o dönemde Sorgun ismi ile anılan bu yörede doğduğu ve daha sonra buraya “Osmancık” ismi verildiği düşünülüyor.

Çorum Osmancık

GENEL

Osmancık ilçesini, Kızılırmak sağ kıyısından, içerilere doğru uzanan kaya kitleleri, kale ve ırmak üzerindeki 15 gözlü köprü simgeleştirir.

İlçe merkezi, deprem kuşağı yani fay hattı üzerindedir. Bu yüzden, özellikle son 50 yıl içinde, yörede 4-5 kez deprem olmuştur. Bu depremler sonucu, özellikle tarihi doku mimari eserleri büyük ölçüde yıpranmış ve hatta bir kısmı yıkılarak yok olmuştur.

Tarih bölümünde sözünü ettiğim gibi: Osmancık bu gün de, İstanbul-Erzurum-İran bağlantılı tarihi “İpek Yolu” üzerindedir. Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerini, İstanbul’a bağlayan D-100 kara yolu buradan geçmektedir.

PİRİNÇ

Osmancık pirinci, ülke çapında ün salmıştır. Çünkü: Osmancık yöresinde, yaklaşık 50 yıldır çeltik ekimi ,yani pirinç üretimi yapılıyor. Yörede, özellikle Osmancık-97 olarak da tescil edilmiş çeltik ekimi yapılıyor. Bu Osmancık-97 çeltiği: Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından, roka ve europa isimli iki İtalyan çeltiğinin melezlenmesiyle elde edilmiştir.

Tanelerin iriliği ise, ekim sıklığına göre belirlenir. Normal bir Osmancık pirincinde, 1000 pirinç  tanesinin ağırlığı: yaklaşık 24-25 gr. gelir. Ancak, bazen bu oran 27 gram da çıkabilir. Yani, tane ağırlığı ve iriliği: tohumlama esnasında dekar başına atılan tohum miktarına bağlı olarak değişir.

Evet, Osmancık pirincinin görünüşü: camsı ve mattır. Pişirme kalitesi de yüksektir. Pirincin bu kadar kaliteli ve lezzetli olmasının en büyük etkenlerinden biri de, şüphesiz Kızılırmak/tır.

Son olarak pirinç içindeki vitamin ve minerallerden söz etmek istiyorum. Potasyum: 115 mg. Fosfor: 115 mg. Kalsiyum: 28 mg. Magnezyum: 25 mg. Sodyum: 5 mg. Demir: 0.8 mg. E. Vitamini: 0.11 mg. B1 vitamini: 0.07 mg. B2 vitamini: 0.049 mg.

 

NE YENİR-NE İÇİLİR

Osmancık yöresine yolunuz  düşerse, buraya has bir lezzet: sırık kebabı var.

 

NE SATIN ALINIR

Osmancık yöresinden satın alabilecekleriniz başında elbette, yöreye özgü pirinç geliyor. Ama, malum burası Çorum ilçesi ve leblebi de bulup satın alabilirsiniz.

 

KONAKLAMA

Osmancık Öğretmenevi   Güney Mahallesi. Atatürk Caddesi.No.28   Tel: 0364-6114994

 

GEZİLECEK YERLER

Çorum Osmancık Kandiber Kalesi

 

KANDİBER KALESİ

İlçe merkezinde, Kızılırmak nehrinin kıyısındaki bir kayalığın üzerine yapılmıştır. Yapılış tarihi net olarak bilinmiyor ama Hitit dönemine kadar uzandığı tahmin ediliyor.

Mimari şekli düşünüldüğünde, kalenin Selçuklu döneminde yapıldığı düşünülüyor. Yapılış amacı ise: İstanbul-Amasya ticaret yolunun güvenliğinin sağlanmasıdır. Kalenin güney yamacında, Roma dönemine ait kaya mezarları görülüyor.

Çorum Osmancık İmaret Camisi

İMARET CAMİSİ

Cami ilçe merkezindedir. Çorum yönünden ilçeye girerken, hemen sağ bölümde, kalenin eteklerinde, geniş bir bahçe içinde bulunmaktadır.

Caminin: 1432 yılında Koca Mustafa Paşa tarafından yaptırıldığı biliniyor. Zaten, bu yüzden camiye Koca Mustafa Paşa camisi de deniliyor.

Mimari olarak, erken Osmanlı dönemi mimari özelliklerini yansıtması açısından önem kazanmaktadır. Minare özgün değildir, çünkü 1968 yılında yaptırılmıştır. Cami günümüzde de ibadete açıktır.

 

BAŞPINAR KARACA YAYLASI

İlçe merkezine bağlı, Başpınar beldesine 8 km. uzaklıktadır. Çorum-Osmancık kara yoluna ise, 20 km. uzaklıktadır.

Burada, çadırlı konaklama mümkündür. Alt yapıda herhangi bir eksiklik yok. Bölgede: tracking yapılabiliyor.

Çorum Osmancık Koyunbaba Türbesi

KOYUNBABA TÜRBESİ

İlçe merkezinde, yüksekçe bir tepe üzerindedir.

Yapının, 1469 yılında, Sultan II. Beyazıt zamanında yaptırıldığı düşünülmektedir. Burada, öne çıkan güzellik türbenin kapısı. Kapı: çift kanatlı, derin oyma tekniğiyle işlenmiştir. Ahşap kapı: günümüzde Çorum Müzesinde sergileniyor.

Ayrıca: türbenin hemen önünde duran birkaç yüz kiloluk büyük bir taş var. Söylentilere göre: Koyun Baba, bu taşı çok uzaklardan fırlatmış ve düştüğü yere gömülmeyi dilemiştir. O yüzden, bu taş ile türbenin yapıldığı yer arasında bağlantı kuruluyor. Bu arada, Koyun Baba kim derseniz? Koyun Baba: Bektaş-ı Veli’nin halifesi olarak önem kazanmaktadır.

 

BALTACI MEHMET PAŞA ÇEŞMESİ

İlçe merkezindedir.

1705 yılında, Baltacı Mehmet Paşanın sadrazamlığı döneminde yaptırılmıştır.

Çeşmenin batıya bakan ön yüzünde, beyaz mermerden bir kitabesi bulunuyor.

Çorum Osmancık Koyunbaba Köprüsü

KOYUNBABA KÖPRÜSÜ

İlçe merkezinde, Kızılırmak üzerindedir. Kalenin dibi ile karşı mahalleler arasındaki bağlantıyı sağlar. Çünkü, kalenin önemini yitirmesinden sonra, yerleşim, kale eteklerine yayılmış ve bu arada karşı bölümde yeni mahalleler gelişmiştir.

Köprünün, Sultan II. Beyazıt zamanında yaptırıldığı ve 1484 yılında tamamlandığı sanılıyor.

Köprünün uzunluğu: 250 metre, genişliği ise, 7.5 metredir. Sarı kesme taştan yapılmıştır. Sivri kemerli ve 20 gözlüdür. Ancak, günümüzde ırmak birikintileri tarafından dolduğu için, sadece 16 gözü görülmektedir.

Amasya tanıtımı.

Gümüşhacıköy tanıtımı.

Samsun tanıtımı.

 

Edirne İpsala


Edirne İpsala: Yörede sınır kapısının bulunması nedeniyle, büyük bir canlılık ve hareketlilik söz konusudur. Özellikle, yaz aylarında, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın giriş-çıkışları nedeniyle, yoğun araç trafiği söz konusu olmaktadır.

İpsala denilince, akla gelen bir diğer obje: pirinçtir. Bu bölgede üretimi yapılan pirinç, ülkemizin en lezzetli pirincidir.

Edirne İpsala

ULAŞIM

İlçe merkezinin 2 km. güneyinden geçen ve Yunanistan sınırına kadar giden E-25 kara yolu, sınırda İpsala Sınır Kapısına ulaşır.
İpsala, bağlı bulunduğu Edirne il merkezine, 108 km. uzaklıktadır. İpsala-Keşan arasındaki uzaklık 28 km. dir.

TARİH

Yörede, tarihi süre içindeki ilk yerleşimcilerin “Traklar” oldukları bilinmektedir. Bölge, Sultan I. Murat zamanında, Evranos Bey tarafından 1356 yılında ele geçirilmiştir.
O dönemde çayırlık olan çeltik alanları, Osmanlı ordusuna at yetiştirilmek üzere kullanılan alanlarmış. Buralardaki otluk alanlarda, gayet güzel atlar yetiştiriliyormuş. Osmanlı ordusuna giren İpsala tayları, Türk akıncılarının zaferlerinde önemli görevler üstlenmişlerdir.
Bölge, 1928 yılında ilçe olmuştur.

GENEL

İpsala: tamamen düz olmayıp, alçak tepeler ile engebeleşen bir bölgedir. Yani, dalgalı düzlükler görülür. Bu düzlükler, özellikle kuzey ve doğu kesimlerinde, 100 ile 300 metre arasında değişir. Batı bölümde ise, İpsala ovası görülür.
Bölgenin en büyük özelliği: Meriç ırmağının, bu bölgedeki etkinliği ve sık sık bölgeyi su basmasıdır. Ancak, uzun süre devam eden bu durum, 1960’lı yılların başında, Meriç ırmağı boyunca yapılan setlerle nispeten durdurulmuş ve bölge, tarıma elverişli konuma getirilmiştir. Öte yandan, Meriç ırmağı yanında, Ergene ırmağı da, bölgenin sınırlarını belirlemektedir.

Bölge insanının ekonomik etkinliklerinin başında: tarım gelmektedir. Tarım denilince: hububat ve ay çiçeği üretimi başı çekmektedir. Ayrıca, çeltik yani pirinç üretimi de yaygındır. Sulu tarımın büyük bir kısmını çeltik ekimi kapsamaktadır. Özellikle, aranılan bir tür olan “baldo pirinç” bölgede yetiştirilmektedir. Ülkemizin en kaliteli pirincinin bu bölgede yetiştirildiği söylenmektedir.

Bölgenin iklimi: karasal iklim şartları hüküm sürmekte olup, gündüz ve gece sıcaklıkları arasındaki fark büyüktür. Yağışlar, kış ve bahar aylarında yoğundur. Yazın nem oranı fazla olduğunda, bölgede, yoğun olarak çeltik ekimi yapılır.

İPSALA ÇELTİK KÜLTÜR SANAT FESTİVALİ

Her yıl Ağustos ayında düzenlenmektedir. Festival şenliklerinde, 5 gün süresince, yerli ve yabancı toplulukların halk oyunları, paraşüt gösterileri, çeşitli yarışmalar, pirinç yemekleri yarışmaları, lazer gösterileri, yelken yarışları, çeltik güzeli yarışması, konserler ve havai fişek gösterileri düzenlenmektedir.

KEL ALİÇO PEHLİVANI ANMA VE YAĞLI GÜREŞLER FESTİVALİ

Aliço pehlivan köyünde, tarihi süreç içinde, uzun yıllardan bu yana yapılmaktadır. İlk olarak ise, 1950-1960 yıllarında düzenlenmiştir.
Her yıl, 16 Mayıs tarihinde yapılmaktadır. Kel Aliço güreşlerini kazanan pehlivan, büyük ihtimalle, Kırkpınar güreşlerinde de finale kalarak, başpehlivanlığı almaktadır.

Edirne İpsala

İPSALA SINIR KAPISI

Türkiye-Yunanistan arasındaki, en modern sınır kapısıdır. Yerli ve yabancı turist ve işçiler ile transit geçişler için kullanılmaktadır.

NE YENİR/NE İÇİLİR

Bu bölgeye yolunuz düşerse: yerel lezzetlerden tatmak isterseniz: gözlü akıtma yani krep ve ince akıtma ve gözleme yiyebilirsiniz.

NE SATIN ALINIR

Buralara yolunuz düşerse, pirinç almanızı öneririm.

Edirne İpsala
Edirne İpsala

 

GEZİLECEK YERLER

İpsala yöresinde, tarihi ve turistik kalıntılardan ziyade, turizm faaliyetlerinin temelinde “av turizmi” gelmektedir. Çünkü, burası yerli avcılar için tam bir av cennetidir. İpsala’nın güney ve Enez’in kuzey bölgeleri arasında kalan geniş ovalar, sazlık ve bataklıklarda ve göllerde: av hayvanları bulunmaktadır. Ayrıca: uçar hayvan avcılığı yanında, kara avcılığı da yapılmaktadır.

ALACA MUSTAFA PAŞA CAMİSİ

Osmanlı akıncılarından, Alaca Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yapı: kesme taştan yapılmıştır. Ancak, yapının ilginç tahta işçiliği ve işgaller sırasında tahrip edilmesi, günümüze güzelliklerinin ulaşmasını engellemiştir. Yine de, cami, günümüzde kullanılmaktadır.

Edirne İpsala Su Kemerleri

SU KEMERLERİ

Bu su kemerleri, Osmanlı yığma taş işçiliğinin en büyük örneklerindendir. Kesme taşlardan yapılmış olan kemerler: geleneksel kilit taşı tekniğinin en iyi şekilde kullanıldığını göz önüne sermektedir. Çünkü, böylesine geniş bir kemerde ve üzerinde fazlaca ağırlığa rağmen, kilit taşı tekniğinin kullanılmış olması, büyük bir mühendislik yeteneğidir. Ancak, bu su kemerlerinden, günümüze yalnızca bir tanesi gelebilmiştir.

SULTAN I. MURAT CAMİSİ

Sultan I. Murat tarafından yapımına başlatılan cami: padişahın Kosova savaşına gitmesi nedeniyle tamamlanamamıştır. Sultan I. Murat, Kosova savaşı sonunda şehit düşünce, kubbeli olması planlanan yapının üzeri çatı ile örtülmüştür. Cami, tek minarelidir.

Keşan tanıtımı.

Edirne tanıtımı.