Erzurum Karayazı

Erzurum Karayazı

Erzurum Karayazı, Erzurum arası uzaklık: 121 km. Karayazı, Tutak arası uzaklık: 68 km. Karayazı, Köprüköy arası uzaklık: 63 km. Karayazı, Hınıs arası uzaklık: 74 km. Karayazı, Ağrı arası uzaklık: 102 km.

TARİHİ

Malazgirt savaşından sonra Selçuklu Hükümdarı Alparslan’ın öncülerinden Bayraktar Han tarafından kurulmuştur. Yerleşim ilk olarak “Bayraktar” köyü civarında görülür ve uzun süre Bayraktar ismiyle anılır. Osmanlı döneminde Bayraktar nahiyesi, Hınıs’a bağlıdır. Cumhuriyetin ilanından sonra 1937 yılında ilçe olmuştur.

İsminin yani Karayazı kelimesinin anlamı “karla kaplı düzlük yer” demektir. Ancak, ilçeye Karayazı isminin verilmesiyle ilgili bir rivayet vardır. Şöyle ki “Bir kış günü, Tekman ilçesinden Bayraktar’a gelen düğün alayı, dönüşlerinde kar fırtınasına tutulur, 40-50 kişilik düğün alayı fırtınada ölürler.

Sadece gelin kurtulur. Bu acı olay üzerine gelin “Karayazım, Karayazım budur benim yazım, ben feleğe neyleyim kış oldu güzel yazım” diyerek duygularını dile getirmiştir.” İlçenin isminin buradan da geldiği düşünülür.

Erzurum Karayazı

GENEL

İlçe Doğu Anadolu bölgesinin Yukarı Murat bölümünde bulunur. En Büyük özelliği, oldukça yüksek bir yerde konumlanmış olmasıdır, rakımı 2295 metredir. Aynı zamanda ülkemizin en soğuk yeridir. Yörede karasal iklim, bütün sertliğiyle hissedilir. Kar yağışı yoğundur. Bu yüzden, çok verimli meralar bulunur.

Erzurum Karayazı Ters Lale

KARAYAZI TERS LALE

Dünyanın en güzel ve en narin çiçekleri arasındadır. Bu yörede yetişen ters lale çeşidi: ağlayan gelin, kral tacı, yayla çanı, yere bakan lale olarak isimlendirilir ve endemik bir türdür. Her yıl Mart-Mayıs ayları arasında bir kere çiçek açar. Çiçeklerin ömürleri oldukça kısadır. Çiçekler dallarından kesilirse kısa süre sonra solar.

Erzurum Karayazı

GEZİLECEK YERLER

KULUHAN CAMİİ

İlçe merkezine bağlı Yukarı Söylemez Köyündedir. 2014 yılında tescil edilerek koruma altına alınmıştır. Caminin kuzeydoğu köşesinde bulunan giriş kapısının yan tarafında kitabe vardır. Kitabeye göre: cami 1892 yılında Kuluhan Bey tarafından yaptırılmıştır.

Cami beden duvarları moloz taş malzemeden yığma şeklinde yapılmış, köşelerde ise kesme taş malzeme kullanılmıştır. Cami dikdörtgen planlıdır. Caminin kuzeybatı köşesinde orijinal minaresi vardır. Minare kare kaideli ve silindirik gövdelidir. Caminin minaresine yıldızı düşmesi sonucu külah kısmında bir tahribat olmuştur. Caminin kuzey cephesinde olan orijinal giriş kapısının yerine pencere yapılarak, giriş kapısı kuzeydoğu cepheden açılmıştır. Caminin taş mihrabı ve ahşap minberi sonradan boyanmıştır.

CUNNİ (CİNLİ) MAĞARASI

İlçe merkezinin güneybatısında 2500 metre yükseklikteki Kazlıbel Dağında bulunan Karateş Tepe yaylasının güneydoğusunda bulunan Salyamaç köyüne 4 km uzaklıktadır.

Burası son derece önemlidir. Çünkü Anadolu’ya ilk gelen Türk aşiretlerine ait damgalar ve işaretler bulunmaktadır. Bu işaretler: birbiri ile bağlantılı ve iki katlı bir oyuk biçimindeki mağarada, kayalar üzerine işlenmiştir. Altı katta apsisli bir şapelin varlığı, bölgenin Hıristiyan döneminde de yerleşim alanı olduğuna işaret eder.

Mağaranın ovaya bakan ve taş duvarla örülü olan yüzünde kayalar üzerinde Oğuz, Uygur ve Orhun harfleriyle ve süvari tasvirleriyle birlikte 50 kadar damga işareti ve resmi vardır. Bunlar arasında 24 Oğuz boyundan 12’sinin damgaları tespit edilmiştir. Bu işaretlerin benzerlerine Sivas’ın Karataş Mevkiinde rastlanmıştır.

 

ÇELİKLİ KALESİ:

İlçe merkezine bağlı Çelikli köyünün yaklaşık 1 km kuzeybatısında kuzey-güney uzantılı kayalık bir alan üzerindedir. 

Kalenin üzerinde bulunduğu kayalığın kuzey ve doğusunu sarp kayalık alan sınırlar.

Kayalığın güney ve batısı ise kademeli şekilde vadiye doğru inmektedir. 

Çelikli’nin çevresinde tarıma müsait alan yok denecek kadar azdır. Düzlük alanlar ise sadece 350 m güneyinden geçen Elmalı çayı vadisiyle sınırlıdır. Bulunduğu yerin denizden yüksekliği 1840 m dir. Bölgenin yüksek rakımı ve topraklarının verimsiz olması nedeniyle günümüzde tarımsal üretim yapılamamaktadır. 

Evet, günümüzde Çelikli kalesi hakkında yeterli bilgi yoktur. Sadece Çelikli kaya mezarları hakkında bilgiler mevcuttur. 

Kalenin üzerinde bulunduğu kayalığın doğal nedenlerle şiddetli şekilde tahrip olduğu anlaşılmaktadır. Kayalıklardan kopan büyük kaya blokları güneyden geçen yola doğru yıkılmıştır. Doğal tahribatın yanı sıra kalenin insan erişimine kolay izin veren bir yerde olmasının tahribatı daha da arttırdığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle kaleden günümüze sadece çok adalı kaya mezarı ve kaya üzerinde bazı temel izleri ve duvar olarak yorumlanabilecek bazı kalıntılar kalmıştır. 

Kalenin kuzey kısmında dikdörtgen bir mekana ait olabilecek temel izleri görülür. Ana kayaya üzerindeki izlerden mekanın güney duvarının yaklaşık 3 m olduğu anlaşılır. 

Çelikli kaya mezarı, kalenin güney kısmındadır. Dört odalı mezar, dikdörtgen bir ana oda ve bu odanın uzun duvarından oluşan 3 ayrı yan odadan oluşmaktadır. Mezar girişinin önü doğal kaya bloklarıyla çevrilidir. Ortada kabaca dikdörtgen bir alan bulunur. Doğu kısmındaki kaya bloğunun dış yüzü tıraşlanmış ve mezar girişi açılmıştır. 

Mezarın giriş kapısı zeminden 1.5 m yüksektedir. Mezarın içine ulaşım 1.20 m genişliğinde, 1.60 m derinliğinde iki kademeli bir geçitle mümkündür. Geçit girişten 96 cm sonra her iki yana bir silmeyle yaklaşık 20 cm genişlemektedir. Ana kapıya mezarın içerisinden bakıldığında, kapının üzerinde, kapıyla ilişkili dikdörtgen bir yer açıldığı görülmektedir. Muhtemelen bu kısım kapıyı kapatmak için kullanılan taşın yukarıya sürülerek kapatılması için yapılmıştır. 

Mezarın ana odası dikdörtgen planlıdır. Kuzeybatı duvarında yan yana dizilmiş ortadaki büyük olmak üzere 3 niş bulunur. Ortadaki nişin üstü kemerlidir. Yan nişler dikdörtgen bir plana sahiptir. Odanın kuzeydoğu duvarında ise dikdörtgen planlı büyük bir niş daha vardır. Nişin iç kısmında doğu duvarında ikinci bir niş yer almaktadır. Nişin çevresi yaklaşık 10 cm genişliğinde bir silmeye çevrilidir. 

Ana odanın tavan yüksekliği yaklaşık 2 m dir. Odanın zemininde büyük nişin önü hariç, diğer kısımlarda seki vardır. 

Kaya mezarlarının yan odaları, ana salonun kuzey duvarı boyunca sıralanır. Bu odalara 3 ayrı kapıyla ulaşılır. Kapıların çevresi ana salondaki nişlerde olduğu gibi tek silmeyle çevrilidir. 

Çelikli kaya mezarı, kaya kilisesi olarak da değerlendirilir. Çünkü mezarın kaya kiliselerine olan benzerliğinin yanında mezarın bulunduğu yerde, kale olmadığı düşünülür. Ancak kale üzerinde, bazı temel izleri ve duvar kalıntıları görülmektedir. 

Evet, Urartu aşiret merkezlerindeki kalelerden günümüze kalan en belirgin iz, çok odalı kaya mezarlarıdır. Çelikli kaya mezarı, hem plan açısından çok odalı olması ve odalarında bulunan niş ve seki gibi donanımları hem de konum olarak kale içerisinde bulunmasından dolayı tipik bir Urartu dönemi kaya mezarıdır. 

 

 

 

Erzurum ili tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.