Balıkesir Havran

Balıkesir Havran

Balıkesir il merkezinden sonra, hemen Edremit körfezine yaklaşınca bulunması, yani konumu nedeniyle, Havran öne çıkıyor. Her ne kadar deniz kıyısında bulunmasa ve denizden 9 km. uzakta olsa da, istenildiğinde, çok kısa bir sürede denize ulaşılabiliyor olması, buranın artısı.

Yalnız: ülkemizde, Şanlıurfa taraflarında da, benzer bir ilçe var. Ama orası, Harran. Umarım: siz şu satırları okuduğunuzda, Harran değil, Havran’ı aramış olursunuz.

 

ULAŞIM

Havran-Balıkesir il merkezi arasındaki uzaklık: 78 km. Havran-Edremit arasındaki uzaklık: 9 km. Havran-Burhaniye arasındaki uzaklık: 2 km. Havran-İvrindi arasındaki uzaklık: 48 km. dir. Havran-İzmir arasındaki uzaklık: 200 km.

TARİHİ

Bölgenin tarihi çok eski dönemlere kadar gitmektedir. İlk yerleşimcilerin: Lelegler ve Pelaslar oldukları bilinmektedir. MÖ.546 yılında, Lydia devleti, Persler tarafından yıkılınca, burada, Pers egemenliği görülür. MÖ.334 yılında ise, bu kez, Makedonyalılar, Persleri yenerler ve bölgedeki hakimiyetlerine son verirler. MÖ.283 yılında, Bergama krallığı, buralarda hakim olur.

Antik  dönemde, Havran bölgesinin ismi “Aureline” yani “Altın ülkesi” olarak biliniyor. Altın elementinin simgesi olan “Au”, Latince “Avrum” dan gelmektedir. Havran isminin: zamanla, Aureline isminden geldiği, kuvvetli bir olasılıktır.

1071 yılında ise, Malazgirt zaferinden sonra, Türkler, bölgede görülmeye başlanır.

1175 yılında, bölgeye gelen Türkmenler, bölgeye yerleşerek nüfus yoğunluğunun artmasına neden olurlar. 1402 yılında, Ankara savaşında yenilen Osmanlı ordusunun askerleri, çekilerek, Kaz dağlarına saklanırlar.

Bunları takip eden, Timur’un torunlarından Şeyh Nurettin Mahmut, emrindeki ordularıyla, buralara geldiğinde, yörede birçok yerde olduğu gibi, Havran yerleşimini de, yerle-bir eder.

1890 yıllarına kadar, buralar, “Viraneli” olarak kayıt altına alınır. Daha sonra ise, yeniden onarılarak güzelleştirilen şehre “Huriler Diyarı” anlamına gelen “Havran” ismi verilir.

Osmanlı döneminde, Havran bölgesi: büyükçe bir köy olarak kayıtlara geçer. Çanakkale zaferinin kazanılmasında büyük katkısı olan, Koca Seyit Çavuş (Çanakkale savaşında, 275 kg. lık top güllesini tek başına kaldırmasıyla tarih sahnesinde yerini almıştır), Havranlıdır.

1919 tarihinde yörede Yunan işgali görülür ve işgal, 1922 tarihinde sone erdirilir.

Balıkesir Havran

GENEL

İlçe, Edremit körfezine doğru uzanan verimli topraklar üzerinde kurulmuştur. İlçenin çevresi, zeytinliklerle kaplıdır.

Denizden 33 metre yüksekliktedir. Buranın en büyük özelliği: 15 dakikalık bir yolculuktan sonra deniz kıyısına ulaşılması, ama yine 15 dakikalık bir yolculuktan sonra, bölgenin en büyük yükseltilerinden olan Eybek dağına ulaşılmasıdır.

Yani, özellikle kış mevsiminde, Hanlar bölgesinde kartopu oynamak mümkün iken, aynı anda, deniz kıyısına, sahile inerek, çay içmek te mümkündür.

İlçe ekonomisinde, zeytinlikler önemli yer tutmaktadır. Ayrıca, pamuk ve tahıl tarımı da yapılır. Sanayi tesisi olarak ise, zeytinyağı fabrikaları bulunmaktadır.

NE SATIN ALINIR

Havran yöresinden:  nar ekşisi, nar suyu, kuru incir,  leblebi satın alabilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

Balıkesir Havran İnönü Mağaraları

İNÖNÜ MAĞARALARI

İlçe çevresinde, tarih öncesi kültürlerin aydınlatılmasını sağlayan önemli bir yerdir. İlçe merkezinin, yaklaşık 8 km. uzaklığındaki mağaralar bölgesi: Kocaçal tepesinin güney yamaçlarındadır.

Mağaralar: Devedamı, Karanlık, Aydınlık ve Andık isimlerini taşımaktadır.

Buradaki araştırmalar: 1949 yılında ilk kez yapılmış ve mağaralarda tespit edilen, üç tabakadan ikincisinde: Grek-Roman malzemesine rastlanmıştır.

Bu seviyelerin bir köşesinde ise: pişmiş topraktan yapılmış, içleri boş, eli davullu, karnında aslan kabartması bulunan, su taşıyan, çeşitli kadın ve erkek, adak heykelcikleri bulunmuştur.

Evet, bu heykelcikler, Kyble kültürünün bir yansıması olarak önem kazanmaktadır. Bakır devrine ait olduğu sanılan, ikinci katta ise: siyah çömlek ve küçük boy değirmen taşları bulunmuştur.

Bunun altındaki tabakada ise: kap kırıkları, seramik parçaları, çakmak taşı ve kemik eşyalar bulunmuştur.

Tüm bunlardan anlaşıldığına göre: MÖ.50 bin yıllarından itibaren, bu bölgede yerleşim izleri görülmektedir.

Evet, ben bunları yazdım, size İnönü Mağaralarını anlattım, burada sizler, hemen gidip bu mağaraları görmelisiniz.

Elbette, neden diye seslendiğinizi düşünüyorum. Evet, yurdumuzdaki birçok antik alan gibi, burası da, bir süre sonra sular altında kalacak ve siz, ben, gelecek nesiller, bir daha buraları göremeyecekler.

Evet, Havran Sulama Barajının yapımı son hızla sürüyor ve bittiğinde, yani gölde su toplanmaya başladığında, bu mağaralar da sular altında kalıp, yok olacaklar. Ayrıca: bu mağaralarda, başka bir yaşam daha var. Yarasalar yaşıyorlar.

Hatta, Avrupa’nın en büyük yarasa kolonisinin, bu mağaralarda yaşadıkları söyleniyor. Bu yarasaların toplam sayısının: 10 bin den fazla olduğu söyleniyor.

Tür sayısı ise, 7 civarındaymış. Tarıma büyük faydası bulunan yarasaların, bölgede, sulardan etkilenmeyecek başka bir mağara bölümüne yerleştirilmesi, bu yeni ortamlarına alıştırılmalarına çalışılıyormuş, umarım alışırlar.

Balıkesir Havran Koca Seyit Köyü

KOCASEYİT KÖYÜ

Çanakkale kahramanı bu büyük kişi: ilçe merkezine 10 km. uzaklıktaki Kocaseyit köyünde doğmuştur.

Günümüzde, bu köyde: 2006 yılında hizmete açılan “Kocaseyit Anıtı ve Müzesi” bulunmaktadır. Ayrıca: Kocaseyit’in mezarı da ziyaret edilebilir.

Mutlaka biliyorsunuz dur, ama yine de bir iki cümle ile, Kocaseyit kimdir, söz etmek istiyorum.

Koca Seyit: Çanakkale savaşında, tek başına kaldırdığı 276 kg. lık mermi ile, İngilizlerin ünlü “Ocean” zırhlısını batırır.

Daha sonra, fotoğraf çektirmek üzere, aynı ağırlıktaki mermiyi kaldırması istendiğinde, bunu başaramaz. Yani, savaşın o anki ruhi haliyle, yapılan kahramanlık, böylece tarihe geçmiş olur.

İşte, Çanakkale savaşı tarihine geçmiş, bu kahraman Havranlı ve Kocaseyit köyünden.