Danimarka Kopenhag

Danimarka Kopenhag

Kopenhag isminin kelime anlamı “Tüccarlar Limanı” dır. Söylenenlere göre: tarihi süreç içinde, krallardan biri “Amsterdam’a benzetin burayı” demiş ve sonuçta kanallarla dolu, bu şehir ortaya çıkmıştır. Yine, şehirle ilgili başlıca not: bu şehrin çok pahalı bir yer olduğudur.

Gerek konaklama ve gerekse yiyecek konusunda, Avrupa’nın birçok şehrinden çok daha pahalı bir yapılaşma olduğunu sakın unutmayın. Ama, özellikle 2000 yılında, Kopenhag-Malmö arasındaki köprünün yapılması, şehrin önemini daha da arttırmıştır.
Evet: Kopenhag denilince ilk akla gelenler: deniz kızı, bisiklet ve pahalılıktır.

Danimarka Kopenhag

HAVAALANI

Havaalanının ismi “Kasptrup” havaalanıdır. Havaalanına indiğiniz anda, farklı bir yere geldiğinizi hemen hissedersiniz. İskandinav bölgesinin en güzel havaalanıdır ve şehir merkezine yalnızca 15 dakika uzaklıktadır.

Danimarka Kopenhag

TARİH

Şehir, 1167 yılında, Piskopos Absalon tarafından kurulmuştur. O dönemde kurulan “Christiansborg Sarayı” günümüzde, hala durmaktadır. Yani: 11’nci yüzyılda, şehrin çok geniş bir alana yayıldığı, saraylar, kiliseler ile zenginleştirildiği anlaşılmaktadır.

Danimarkalı krallar, yaklaşık 1000 yıldır, bu şehirde izlerini bırakmışlardır.

Şehirdeki en büyük imar hareketi: 1600’lü yıllarda IV. Christian zamanında yaşanmıştır. Üzerinde “C-4” amblemi görülen tüm binalar, onun tarafından yaptırılmıştır.

15’nci yüzyılda: şehir hem kraliyet merkezi, hem Norveç ve hem de İsveç ülkesinin başkentliğini yapmıştır. 17’nci yüzyılda ise, kral IV Christian döneminde, bölgenin en önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir.

1658-1659 yılları arasında, İsveç kuşatması görülür ve bu saldırı püskürtülür. 1711yılında ise, büyük bir veba salgını ve 70 bin Kopenhaglı ölür.

1940 yılında, şehir, Alman birlikleri tarafından işgal edilir. Şehrin tarihi geçmişindeki en önemli etkinlik: 2000 yılında yapılan ve şehir ile İsveç ülkesinin Malmö şehirlerini birbirine bağlayan otoyol-köprüdür.

Danimarka Kopenhag

GENEL

Şehir, her yıl, 215 şehir arasından, dünyanın yaşanacak şehirleri arasındaki sıralamada ilk 5 içine girmektedir.

Diğer şehirler: Zürih, Viyana, Vancouver, Sidney’dir. Bunda, şehrin en düşük suç oranına sahip olmasının etkisi büyüktür. Şehirde yaşayan insanlar: gayet kibarlar. Hepsi, İngilizce konuşmayı biliyorlar.

Şehrin diğer öne çıkan bir özelliği de, Osla şehrinden sonra, en pahalı ikinci şehir olmasıdır.

Şehir: Danimarka’nın en büyük adası “Zealand” adasındadır. Yani, düz bir alanda kurulmuştur ve bu yüzden, manzara görmek isterseniz, ya bir kilisenin kulesine çıkmanız gerekmektedir ya da yüksek bir binanın tepesine çıkmanız gerekir.

Şehrin nüfusu 1.5 milyon kişidir. Sokaklarda tek bir çöp görmeniz mümkün değildir. İnsanlar o kadar bilinçlidirki, yaya kaldırımında, hiçbir araba olmamasına rağmen “yeşil” yanmadan, asla karşıdan karşıya geçmezler.

Burada kullanılan dil, çok zor bir dil olarak önem kazanmaktadır. Ama, şehirlilerin çoğu, gayet iyi İngilizce konuşurlar. Bu yüzden, bu şehirde, dil problemi yaşanmamaktadır. Gerçekten, Kopenhag, güzel insanların diyarıdır.

İnsanlar, yolda yürürken, birbirini tanımasa da, gülümserler. Gerek fiziksel güzellikleri ve gerekse üst-baş, giyim-kuşam konusunda çok dikkatlidirler.

Ancak, her ne kadar ülkelerinde yaşayan birçok göçmen içinde, Türk göçmenler “çalışkanlıkları ve kişilikleriyle” saygı görse de, yine de Türklere bakış açılarının pek olumlu olduğu söylenemez.

Şehrin iklimine gelince

Burası tam anlamıyla soğuk bir şehirdir. Yani: Okyanus iklimi hakimdir. Ayrıca, nemli karasal iklim etkileri de görülür. Kar yağışı: Aralık ayı sonuna doğru başlar ve Mart ayı başına kadar devam eder. Bu yüzden, özellikle “Ocak” ve “Şubat” aylarında donma görülür.

Yaz aylarında, fırtınalar nadir görülür. Ortalama sıcaklıklara gelince: en sıcak aylar, 19-20 derece ile, Haziran-Temmuz-Ağustos aylarında görülür. En soğuk dereceler ise: -2 ve 3 olarak, Aralık-Ocak-Şubat aylarında görülebilir. En yoğun yağış ise, Temmuz ve takip eden aylarda görülür.

Yazın: havalar 15-16 derece olunca, Kopenhaglılar kendilerini havuzlara atıyorlar. Bu arada, yazın bu şehri ziyaret ederseniz ve denize girmek isterseniz: şehir yakınlarında 3 plaj olduğunu bilmenizde yarar var. Bu plajlara, yaklaşık 30 dakikada ulaşabilirsiniz.

Aradaki mesafe, 8 km. dir. Plajlar arasında öne çıkanı: 2005 yılında açılan, 2 km. uzunluğundaki, yapay bir ada üzerine inşa edilen “Amager Strandpark” plajlarıdır. Burası, şehir merkezine 4.6 km. uzaklıktadır ve şehir merkezinden 15 dakikada ulaşılmaktadır.

Şehir, öte yandan: dünyanın en çevre dostu şehirlerinden biri olarak kabul edilir ve ilginçtir ki, iç liman bölgesinde denize girilebilmektedir, yani deniz o derece temizdir.

Danimarka Kopenhag Öresund Köprüsü

1 Temmuz 2000 yılında yapılan ve İsveç ülkesinin Malmö şehri ile Kopenhag şehirlerini birbirine bağlayan “Öresund Köprüsü” şehrin hayatında önemli bir yer tutmaktadır. Bu köprü: demiryolu, bölünmüş yol ve tünel şeklindedir.

Avrupa’nın en uzun karayolu-demiryolu köprüsüdür. İskandinavya’yı, Orta ve Batı Avrupa’ya bağlamaktadır. Tasarımcısı: George Rotne’dir.

Toplam uzunluk: 7850 metredir. Genişlik: 24 metredir. Deniz seviyesinden yükseklik: 57 metredir. Beton kulelerin yüksekliği ise, 140 metredir. Köprüden geçiş ücretlidir, 40 Euro.

HANS CHRİSTİAN ANDERSEN

Yapıtları, İncil den sonra en fazla dile çevrilen yazardır. Eserleri arasında: Kurşun Asker, Kibritçi Kız, Kırmızı Ayakkabılar, İmparatorun Yeni Elbisesi, Çirkin Ördek Yavrusu gibi toplamda, 174 hikaye bulunmaktadır. Yaşamı boyunca, çocukların dünyası için beğenilen hikayeler üretmiştir. Onun şiir ve hikayeleri, 150’den fazla dile tercüme edilmiştir.

ULAŞIM

Bir, iki veya üç günlük kartlardan aldığınız zaman, hem toplu taşıma araçlarından sınırsızca yararlanabilir, hem de altmışın üzerindeki müze ve turistik yere girme hakkını elde ediyorsunuz. 3 günlük kart ………., metroya bir biniş 18.5 DKK.

Amsterdam gibi kanalları çok olan bu şehrin likit tarihiyle ilgili ipuçları verirken, değişik bir açıdan şehri görmenizi sağlıyor.

18 yüzyılda veba salgını, 19 yüzyılda Napolyon savaşları, 20’nci yüzyılda Nazi işgali gibi badireleri atlatan şehir i en iyi keşfetme yolu ise, bycyklerne dedikleri ve şehrin çeşitli noktalarından 20 DDK karşılığında kiralayabileceğiniz bisikletlerden geçiyor. Taksileri es geçin. İnanılmaz pahalı.

Kopenhag dan her gün saat 17 de kalkıp ertesi sabah 09 da Oslo ya ulaşan gemi, Danimarka dan Norveç e gitmenin en keyifli yollarından biri. Eğer İsveç e gitmek niyetindeyseniz, İskandinavya’nın en önemli projelerinden biri kabul edilen 16 km. uzunluğundaki Oresund köprüsü, Kopenhag ı İsveç in üçüncü büyük şehri olan Malmö’ye bağlıyor.

Komşu İsveç’e, 20 Euro ödeyerek, ve 35 dakikalık bir tren yolculuğu ile gitmek mümkündür. Bu şehir, yani Kopenhag çok pahalı olduğunda, komşu şehir Malmö’de yaşayın, günü birlik buraya gelip çalışan birçok insan olduğu söyleniyor.

Danimarka Kopenhag Alışveriş

ALIŞVERİŞ

Danimarka’nın dünyaca ünlü dizayn Bang&Olufsen, royal copenhagen porselenleri, georg jensen ve lego gibi markaları satan dükkanları stroget’te bulabilirsiniz.
İllums Bolighus bunların en iyisidir.

Amagertorv 29 daki Sostrene Grenes (grene kız kardeşler) isimli dükkanda çok ucuza komik hediyelik eşyalar bulabilirsiniz. Ülkenin ulusal taşı amberi satan dükkanlar ise ayrı bir zenginlik katıyor.

İyi oyna anlamına gelen Lego firması, saatte 1.8 milyon parça üretiyor, yılda ise 16 milyar. Bu şehri ziyaret ederseniz, kendiniz veya yakınlarınız için alabileceğiniz en iyi hediyelikler legolardan oluşur. Çünkü, burası legonun anayurdudur.

Ayrıca: bu şehirden erkek ayakkabısı satın almalısınız. “Ecco” markalı ayakkabılar, dünyanın en rahat ve en dayanıklı ayakkabılarıdır. Özellikle: Nyhavn limanına yakın yerlerde bunları bulabilirsiniz.

Danimarka Kopenhag Nerede Yenir

NEREDE YENİR

Danimarka, kaliteli yiyecek ihracatında önemli ülkelerden biri. Diyeti gezi dönüşüne erteleyip yemeklerin tadını çıkarın. Açık sandviç dedikleri Smorrebrod u , carlsberg ve Tuborg gibi dünyaca ünlü biralarından biriyle ya da Aquavit isimli içkiyle deneyin.
Kopenhag şehrinde, mutfak kültürünün temelinde “smorrebroddan” bulunmaktadır. Bu, bir tür tereyağlı ekmektir.

Şehirde, 1 şişe kola, 1 şişe biradan daha pahalıdır.

Smorrebrod u tadabileceğiniz en iyi adreslerden biri İda Davidsen (Store Kongensgade 70). Ana yemek olarak Ringa (Herring) balığını veya somonu, patates eşliğinde yiyin,
Danimarka çörekleriyle de keyfinizi tamamlayın.

Danimarka da servis ücreti faturaya ilave edildiği için bahşiş vermenize gerek yok. Kopenhag da gece için seçenekler çok fazla.

Perlen ve Faergekroen bunlardan ikisidir.

Her ne kadar yeni liman olarak adlandırılsa da, 1600 lerde suni bir kanal olarak tasarlanan Nyhavn şehrin gece hayatının en önemli noktalarından birisidir

Deniz ürünlerini seviyorsanız doğru yerdesiniz.

Nyhavn daki Den Sorte Ravn ve Skipperkroen sizi memnun edecek restoranlardan.x
Şehirde çok sayıda Michelin yıldızlı restoran var.

Noma, Formel B, Era Ora, The Paul, Kiin Klin, Geranium, Paustian bunlardan bazılarıdır.

Danimarka Kopenhag Turizm

TURİZM

Şehirde rahatça gezebilirsiniz, yani nispeten derli-toplu bir şehirdir. Elinize bir şehir haritası alırsanız, yürüyerek, 5-6 saatte şehrin tümünü gezebilirsiniz. Çünkü: metro ağı, şehir içinde, asıl gezilecek yerlere ulaşmıyor, yani bu şehri ziyaret etmek isteyen konukların, uzun yürüyüşlere hazır olması gerekiyor.

Ancak, şehir düz bir yere kurulu olduğundan, isterseniz, bisiklet ile de gezebilirsiniz. Hatta, Kopenhag şehri, bisiklet bolluğu konusunda, Amsterdam şehrini bile geçmiş denilebilir. Bisikletler, Kopenhaglılar tarafından, birincil ulaşım aracı olarak kullanılıyorlar.

Hatta: birçok bisikletin ön veya arkasında bebek pusetleri, yani bebek koyma yerleri bulunuyor ve Kopenhaglılar, bebeklerini buralara yerleştirerek, şehirde geziniyorlar. Gördüğünüzde şaşıracaksınız ki, bazıları paten ile gezmeyi bile tercih ediyorlar.

Dünyanın en eski krallığının başkenti olan Kopenhag şehrinde, Danimarka kraliyet ailesinin ikametgahı için, merkezde, 4 kraliyet sarayı bulunmaktadır.

Danimarka Kopenhag Kanal Tekne Turu

KANAL TEKNE TURU

Şehirde, kanal turu yapmak için, iki alternatif söyleyebilirim. Bunlar: biri yakın yerler için daha uygun fiyatlı, diğeri ise daha uzun süreli ve daha çok fiyatlıdır.

TOPLU TAŞIMA

Şehirdeki toplu taşıma pek başarılı değil ve pahalıdır. Taksiler kredi kartı kabul ediyorlar.
Toplu ulaşım için, tek tek bilet almayın, söylediğim gibi, pahalıya gelir. “Ten Trip Kart” denilen, onlu biniş kartlarından satın almalısınız. Bu arada, sakın biletsiz “metro” ya binmeyin. Çünkü, bilet kontrolleri, burada, diğer Avrupa şehirlerine nazaran çok daha yoğun yapılıyor.

EĞLENCE-GECE HAYATI

Stroget bölgesindeki “The Dubliner” isimli gece kulübüne gitmelisiniz. Burada: özellikle hafta sonlarında, canlı müzik ile gayet güzel bir eğlence ortamı yaratılıyor.
Diğer bir eğlence mekanı: “Ruby Coctail” barıdır.

Danimarka Kopenhag Gezisi

KOPENHAG GEZİSİ

Bulunduğunuz yerden, bir şekilde: şehirdeki gezimizin ilk durağı ve aynı zamanda şehrin sembolü olan bir heykeli görerek başlayacağız.

Osterport tren istasyonuna geliyoruz. Oslo Plads caddesinde  yürüyoruz. İlk dört yola ulaştığımızda, sola dönüyoruz. Folke Bennadottes Alle caddesinde ilerliyoruz. Bir süre sonra, yeşillikler arasına, yani sağa dönüyor ve Ved Norgesporten de yürümeye devam ediyoruz.

Hemen sağ tarafımızda, ağaçların ardında, kanalların içinde bir adada “Kastellents” denilen bölüm bulunuyor.

Danimarka Kopenhag
Danimarka Kopenhag

 

Kastellents  denilen yere ulaşan köprüye varınca, sola kıvrılıp, yolumuza “Langelinie” üzerinde yürüyerek devam ediyoruz. Bir süre sonra deniz kıyısına ulaşıyoruz.

Deniz kıyısında hemen parkın yanında, kıyıya çok yakın bir kayalık üzerinde, bu minicik heykeli görüyor ve tam bir hayal kırıklığı yaşıyorsunuz.

Ama, beğenmeseniz de, şehrin simgesi ve Kopenhag şehrine gelip te bu heykeli görmemek olmaz, her yıl bu minicik heykel, yüzbinlerce ziyaretçi tarafından ziyaret edilmektedir.

Evet, burada parkta, banklara oturup, bu heykeli ve denizi bir süre izleyin.

Danimarka Kopenhag Little Mermaid

LİTTLE MERMAİD-KÜÇÜK DENİZ KIZI HEYKELİ

İşte, dünyaca meşhur, şehre gelen turistlerin yanında fotoğraf çektirebilmek için kuyruğa girdiği bir heykel. Şehre gelen gemiler, mahzun deniz kızının önünden geçerek, limana giriyorlar. Ve böylece, şehir, sıradan bir heykelle özdeşleştiriliyor.

Ancak, bu mahzun heykelin elbette bir dayanağı var. Ünlü Danimarkalı yazar Hans Christian Andersen’in “Küçük Deniz Kızı” isimli romanındaki kahraman, 1913 yılında, bu heykele dönüşerek, liman girişinde yerini almıştır. Yani, şehrin bu simge heykeli, 1913 yılından bu yana, bir kaya üzerinde durmaktadır.

Heykel: 1909 yılında, Carlsberg bira tarafından, sanatçı Carl Jacobsen’e yaptırılmıştır. Bronzdur. Heykel yapılırken, sanatçı tarafından, heykelin vücuduna ve başına; model olarak: eşi Eline kullanılmıştır. Heykelin boyu, yalnızca, 1.25 metredir. Andersen’in romanındaki küçük deniz kızı: denizlerin dibinde, babasına ait krallıkta yaşamaktadır.

En büyük arzusu ise, 15 yaşına geldiğinde, denizler üzerindeki yaşamı görmekmiş. O gün gelip te, su üzerine çıktığında, deniz kızı, bir prense aşık olur. Ancak, sevgilisi prensle birlikte olmak uğruna, sesinden feragat edip, ayaklarına kavuşur, ama sesini duyuramadığından, sevdiğine bir türlü kavuşamamıştır. En sonunda ise, bir köpüğe dönüşür.

Sonra, deniz kıyısından yürümeye devam ediyoruz.

Bu deniz kıyısı, birçok ahşap bank bulunan, muhteşem güzel bir yer. Bir süre sonra:
hemen sağımızda büyük bir yapı görülüyor. Langelinie Pavillonen. Burası hakkında ayrıntılı bilgiye gerek olduğunu sanmıyorum.

Kısaca: burası, büyük resepsiyonlar, yemekler ve eğlenceler için kiralanabilen bir yerdir. Parti vermek isteyenler, burayı kiralıyorlar.

Nordre Toldbot caddesinde yürümeye devam ediyoruz. Bu kez hemen solumuzda, bir sütun ve üzerinde bir heykel ve hemen arkasında bir yapı görülüyor. Bu yapı: Bygning Kobenhavn. Burayı geçip Nordre Todbod caddesinde ilerlediğimizde, hemen sağda, önünde heykeller bulunan bir müze binası görülüyor. Burası: Resistance Müzesidir.

RESİSTANCE MUSEUM

Giriş ücretsizdir. Burası: Nazi işgali sırasında, yani 1940-1945 yılları  arasında, Danimarka direniş öyküsünün anlatıldığı bir müzedir. Müze binası, 1957 yılında açılmıştır. 1995 yılında ise, günümüzde görülen “Mücadele” isimli sergi, ziyarete açılmıştır. Müzede sergilenenler: çeşitli Nazi toplama kamplarından toplanan: giysiler, üniformalar, bir yasadışı telgraf ekipman odası vb. gibi objelerdir.

Müzenin hemen karşısında, St. Albans Anglikan kilisesi görülüyor. Müzenin hemen arkasındaki büyük yapı topluluğu ise: Maersk Esplanaden binasıdır.

Buradan, yani müze ile kilise yapısı arasındaki yoldan yürümeye devam ediyoruz. Hemen solda, bir cafe var. Kafe Sommerhuset. Burada, güzel bir kahve molası verebilirsiniz.

Sonra: Amaliegade caddesi üzerinde yürümeye devam ediyoruz. Hemen solumuzda: gayet büyük bir bina var. Toldbodens. İstikametimiz şehirdeki saraylardan birisidir.

Danimarka Kopenhag
Danimarka Kopenhag
Danimarka Kopenhag

Bir süre sonra: Amalienborg Slotsplads meydanına ulaşıyoruz. Burada: meydanda, hemen bir heykel karşımıza çıkıyor. Bu heykel: Fransız sanatçı Saly tarafından yapılmıştır. Parke taşlarıyla döşeli ve çevresinde binaların bulunduğu meydan ilginç.

Meydanın hemen arkasında: deniz kıyısında “The Amalie Garden on the Waterfront” parkı bulunuyor. Parkın ortasında: güzel bir havuz görülüyor. Bu park bölgesine gidin, çünkü: bu park bölgesinden, hemen karşıdaki, Opera binasını göreceksiniz.

Danimarka Kopenhag Opera Binası

OPERA BİNASI

Holmen merkezinde, adadadır. Çağdaş mimarinin güzel örneklerinden birisidir. Aynı zamanda, dünya üzerinde, bugüne kadar yapılmış en pahalı opera binasıdır. Yapı: 2001-2005 yılları arasında inşa edilmiştir.

Evet, saray meydanında, her gün öğle saatlerinde: sarayın bahçesinde, muhafız nöbet değişim törenini izleyebilirsiniz. Başlarındaki kürklü ve uzun başlıkları ve ilginç kıyafetleriyle, muhafızlar ilgi çekiyor.

AMALİENBORG SARAYI

Ameliengade bölgesindedir. Christiansborg sarayı yanındadır. Bu sarayda: Kraliçe Margrethe, Fransız kocası Hendrick ve oğlu veliaht Frederic ikamet etmektedirler. Yapı: mimari olarak Rokoko tarzındadır. 4 binadan oluşmaktadır.

Önünde: Nyhavn Limanı bulunmaktadır. Limanda, küçük deniz kızı heykeline doğru yürürseniz, karşınıza “Gefion” çeşmesi çıkar.

Sarayın arkasında ise, Mermer Kilise (Marmarkirken) var.

Roma’daki St. Piyer Kilisesi örnek alınarak yapılmış binanın tepesinden hoş bir manzara seyredebilirsiniz.

Danimarka Kopenhag Nyhavn Limanı
Danimarka Kopenhag Nyhavn Limanı

NYHAVN LİMANI

Burası, son derece sevimli bir yerdir ve şehir ziyaretinizde, buraya mutlaka uğramalısınız. Evet, söylediğim gibi, şehrin en popüler yeridir. Burası, Danimarkalı askerler tarafından 1671-1673 tarihleri arasında, 300 metre uzunluğunda kazılarak oluşturulmuş bir kanaldır.

Ama, yıllarca şehrin ticaretinin temel noktası olmuş bu liman, günümüzde, birbirinden renkli ve canlı  restoranlar ve kafeteryalarla doludur. Limanın hemen  kıyısında, muhteşem büyük bir otel bulunuyor. Son derece sevimli bir yer, burayı mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Danimarka Kopenhag Gefion Spring Vander-Fountain

GEFİON SPRİNG VANDER- FOUNTAİN

Çeşme: Kastellet yakınlarında, Amaliegade sonundadır. Yani: “Little Mermaid” heykeline yakındır. Çok ihtişamlı bir çeşme anıtıdır. Tekne turu ile buraya ulaştığınızda, anıtı, arkadan da olsa görebilirsiniz. Çeşme: Carlsberg bira firması tarafından, 50’nci yıldönümü anısına, şehre bağışlanmıştır. 1897-1899 yılları arasında, sanatçı Anders Bundgard tarafından yapılmış ve 1908 yılında açılmıştır.

Anıttaki esas figür: tanrıça Gefion’dur. Mitolojiye göre: Gefion: bir gece, öküze çevirdiği 4 oğlu ile birlikte, İsveç ülkesinden arazi koparır ve Kopenhag yarımadasını yaratır.

Evet, biz yine saray meydanı ortasından, kuzeye yönelerek, şehrin en ünlü kilise yapılarından birini göreceğiz. Frederiksgade caddesinden ilerlediğimizde, caddenin bitişinde, karşımıza “Marmorkirkens” kilise yapısı çıkıyor.

FREDERİKSKİRKEN-MARMORKİRKEN-MERMER KİLİSE

Buraya, halk tarafından “Mermer kilise” denilmektedir. Amalienborg Palace bölgesinin hemen kuzeyindedir. 1749 yılında, Kral V Frederic döneminde, mimar Nicolai Eigtved tarafından yaptırılmıştır. Ancak, bu kilise yapısının inşaatı, parasızlık yüzünden birkaç kez durdurulmuştur.

1770 yılında, yapı durdurulmuş ve çalışanlar evlerine gönderilmiştir. 150 yıl harabe halinde bırakılan yapı, daha sonra, 1874 yılında ise, finansör bulunması ile, inşaat yeniden başlar ve tamamlanır. Ancak, orijinal plandan uzaklaşılır ve inşaat, büyük ölçüde kireçtaşı kullanılarak tamamlanır.

Yapıda kullanılan mermerler Norveç’ten gelmiştir ve yapının mimari stili, Roma şehrindeki “Panteon kilisesi” ne benzemektedir. Kubbe büyüklüğü ile, İskandinavya’nın en büyük kilisesidir. Kubbe: 31 metre genişliktedir ve 12 sütun üzerine oturtulmuştur.

Yapının hemen girişindeki, mermer sütunlar ilgi çekmektedir. Kilisenin çevresinde, aziz heykelleri var. Önündeki merdivenlerde ise, oturup kısa bir mola verebilirsiniz. Bu arada, çevreyi izleyebilirsiniz.

Mermer kilisenin hemen yanında “Frederiksgade” denilen, güzel bir bina görülüyor. Bir arka cadde üzerinde ise, yine altın sarısı renkli kubbeleriyle “Alexander Nevsky Church” kilisesi görülüyor.

Gezimizin bu bölümünde, ilk durak

Yine şehirdeki ortaçağ dönemine ait bir yapıya gitmektir. İlk olarak, bulunduğumuz yerden, bir şekilde: Oster Voldgade bölgesine gidiyoruz. Burada: “Building in Copenhagen” denilen büyük bir yapı var. Buranın hemen karşısında ise: “Geological Museum” bulunuyor. Arzu ederseniz, burayı gezebilirsiniz, ben girmedim.

Burada: Oster Voldgade caddesinden ilerlerseniz, biraz sonra, solunuzda, yemyeşil ağaçların arkasında ve hafifçe yüksek bir rampada: kubbesiyle dikkati çeken “Gözlem evi-Rasathane” görülüyor.

Bunun hemen karşısında ise, bizim buraya geliş amacımız olan “Rosenborg kalesi” var. Kale yapısının giriş kapısı “Kongens Haves” denilen bir yer ve zaten önündeki turist otobüslerini ve kalabalığı görünce hemen anlıyacaksınız. Kapıdan içeri girince: hemen solda “Building in Copenhagen” isimli büyükçe bir yapı var. Hemen karşıda ise, bir yapının altındaki kapıdan geçildikten sonra “Rosenborg castle” karşınıza çıkıyor.

Danimarka Kopenhag Kongens-Rosenborg Castle Gardens
Danimarka Kopenhag Kongens-Rosenborg Castle Gardens
Danimarka Kopenhag Kongens-Rosenborg Castle Gardens

KONGENS-ROSENBORG CASTLE GARDENS

Şehir merkezinde, en çok ziyaret edilen ve kullanılan parktır. Her yıl, burası yaklaşık 2.5 milyon kişi tarafından ziyaret edilmektedir.

Park içinde: 17’nci yüzyıl başından kalma Rosenborg castle, Rosenborg kışlası, kraliyet muhafızları evi, heykel ve anıtlar bulunmaktadır.

Ayrıca: havaların güzel olması durumunda, park içinde, konserler ve çeşitli sanat sergileri düzenlenir.

1. ROSENBORG CASTLE

İlk olarak, 1605 yılında, yazlık saray olarak yapılmıştır. 1710 yılına kadar, kraliyet yazlık sarayı olarak kullanılmıştır. Burada,
kraliyet mücevherleri sergilenmektedir.

2. ROSENBORG KIŞLASI

1743 yılında inşa edilmiştir. 1985 yılından bu yana: şehirde, koruma görevi yapanlar tarafından kullanılmaktadır.

3. HERCULES PAVİLİON

Bu park içindeki bir heykeldir. Toplam 3 heykelden oluşan kompleks: ünlü İtalyan heykeltıraş Giovanni Barata tarafından yapılmıştır.

Evet, “Kongens Haves” isimli, bu büyük park alanı içinde, bir süre dolaşıyoruz.

Sonra, yine girdiğiniz kapıda dışarı çıkıyoruz ve “Oster Voldgade” caddesi üzerinden, güneye doğru yürümeye devam ediyoruz. Solumuzda “Royal Guard Museum” binası uzanıyor. Frederiksborggades bölgesindeyiz.

Solumuzdaki müze binalarının bitiminde, dört yol ağzına geliyoruz ve Avrupa Parlamentosu binası önünden, sola dönüyoruz. 100 Göthersgade caddesi üzerinde yürüyoruz.

Solumuzda, hala “Kongens Haves” bahçesi görülüyor. Sağda ise, bir kilise yapısı göreceksiniz, ilginç bir yapıdır.

Bir süre sonra, sağa dönmeniz gerekiyor. 57 Landemarket denilen sokağa döneceksiniz.

Bir süre yürüdükten sonra, bu kez karşımıza, yine tarihi bir yapı çıkıyor. “Runde Taarn/The Round of Copenhag” yapısı çıkıyor.

THE ROUND TOWER

Burası, 17’nci yüzyılda yapılmış bir gözlemevidir. Yani, gökyüzü, 1642 yılından bu yana, buradan izlenmektedir. Kule: kral IV. Christian zamanında inşa edilmiştir.

Yüksekliği: 36 metredir. Spiral bir merdivenle kulenin üstüne çıkılmaktadır. Giriş ücretlidir, yetişkinler 25 DKK, çocuklar 5 DKK dır.

Özellikle: ünlü astronom Tycho Brahe  tarafından kullanılmıştır. Kule: günümüzde de, amatör astronomlar tarafından kullanılmaktadır. Ayrıca, şehrin eski kısmının muhteşem bir manzarasına sahip olması nedeniyle, turistler tarafından da ziyaret edilmektedir.

Buradan sonra: 10 SBtore Kannikestrede denilen sokağa girin ve ilerleyin. Bu sokak üzerinde, güzel kafeler ve restoranlar var ki, güzel havalarda masa ve sandalyelerini sokağa çıkarıyorlar, kısa bir mola verebilirsiniz.

Sokağın sonunda ise, bir kilise yapısı var. Tarihi özellikleri
olan bir kilise yapısıdır. “Vor Frue Kirke”

VOR FRUE KİRKE

Ülkenin ulusal bir katedrali olarak kabul edilen bu yapı: 1810-1829 yılları arasında: Danimarkalı mimar Hansen tarafından inşa edilmiştir. Mimari stil: Neo-klasik tarzdadır.

Ancak, günümüzde görülen bina dışında, burada ilk dini yapının, 13’ncü yüzyılda yapıldığı, ancak takip eden tarihi süreçte, 4 kez yangın geçirdiği ve her seferinde yenilendiği bilinmektedir.

En son olarak: 1728 yılında, kilise bir kez daha yangın ile tahrip olur ve ardından, kırmızı tuğla ile yeniden inşa edilir ve 10 yıl sonra ibadete açılır. Son yenileme ise: 1970’li yıllarda yapılır.

Günümüzde bu kiliseye yolunuz düşerse: ünlü heykeltıraş Bertel Thorvaldsen tarafından yapılan Mesih ve Havari heykellerini görmenizi öneririm.

Veliaht Frederick ve Mary Donaldsen, 2004 yılında, burada gerçekleşen düğün ile evlenmişlerdir.

Burayı gördükten sonra: 6 Norregade sokağından ilerleyerek, Radhusets denilen bölgeye geçiyoruz. Burada, büyük bir meydan var, meydanın hemen ortasında, yüzlerce bisiklet görünce şaşırmayın. Meydanın hemen ortasındaki havuzun yanına oturarak, kısa bir mola verebilirsiniz.

Yine bu meydanda birkaç görülmesi gereken yer  daha var. “Caritas Fountain on Old Square” ve yine orijinal bir yapı “Nytorv” denilen bir yer var. Yine, meydanın bir kenarında: “Radhusets” binası var. Önündeki, 6 sütunlu kapısı dikkatinizi çekecektir.

Buradan sonra: ara sokaklardan devam ederek: Frederiksberggade/Radhuspladsen denilen meydana doğru ilerliyoruz. Meydanın hemen ortasında, büyük bir küre görülüyor. Solda ise “Radhuset” denilen “özgürlük heykeli” var. Onun hemen arkasında; yüksek kulesiyle dikkati çeken “Town Hall-Raadhuset” var.

Danimarka Kopenhag City Hall-Radhuspladsen
Danimarka Kopenhag City Hall-Radhuspladsen

CİTY HALL-RADHUSPLADSEN

Şehrin tam ortasında Belediye Sarayı Meydanı (Radhuspladsen) var. Diğer ismi “Halk meydanı” dır. Meydan: merkezi konumu, büyük boyutu ve Belediye’ye yakınlığı  nedeniyle, şehirde yapılan etkinliklerin merkezi olarak kullanılmakta, çeşitli gösteriler burada düzenlenmektedir.

Buradaki “Belediye Binası”: 1889 yılında yapılan bir yarışma sonucu kazanan projenin uygulanması şeklinde, 1894 yılında yapılmış ve 1905 yılında hizmete açılmıştır.

Belediye binasının kulesi üzerinde ilginç bir ayrıntıya dikkatinizi çekmek istiyorum. Bunun ismi “Weather Girl”. 1936 yılında, Einar Utzon Frank tarafından tasarlanmıştır.

Aslında, hava tahminiyle ilgili bir heykel gurubudur. Bu heykel gurubunda: havanın güzel olacağı tahmin edilmiş ise: bisiklete binmiş bir kız, dönerken görülüyor.

Havanın yağmurlu olacağı tahmin edildiğinde ise: bu kez, başka bir heykel gurubu çıkıyor. Bu heykel gurubunda: bir şemsiye ile, köpeğini gezdiren bir kız dönüyor.

Meydanda, ayrıca, ünlü yazar “Hans Christian Andersen” in bir heykeli görülüyor.

Bu meydandan: Kraliyet Tiyatrosu, ünlü “D’Anglettere Oteli, Nyhavn Limanı ve alışveriş merkezi Magasin du Nord un bulunduğu “Kongen Nytorv” meydanına yürürseniz şehrin can damarı olan ve yayaların tekeline sunulmuş bulunan “Stroget”den geçersiniz. Bu cadde: 1962 yılından bu yana varlığını sürdürmektedir.

Danimarka Kopenhag Stroget Caddesi
Danimarka Kopenhag Stroget Caddesi
Danimarka Kopenhag Stroget Caddesi
Yani: “Stroget” caddesi: şehrin en popüler turistik merkezidir ve aynı zamanda Avrupa’nın en uzun yaya alışveriş caddesidir.

Beş caddeden (Frederiksberkgade, Nygade, Vimmelskaffet, Amagertorv ve Ostergade) oluşan Stroget şık mağazaları, restoranları, kafeleri, tiyatroları, tarihi eserleri ile her yaştan ve milletten insanın ilgisini çekiyor.

Şehrin en ünlü ve pahalı mağazaları ( örneğin: kraliyet porselen fabrikası gibi) bu caddeler üzerindedir. Yani, burada çok sayıda hediyelik eşya satan mağaza ve aynı zamanda, fast-food yemek yerleri bulabilirsiniz. Evet, yaz aylarında, bu caddeden, günlük 250 bin kişinin geçtiği söyleniyor.

Binanın hemen yanında: şehrin en büyük müzesi bulunuyor.

NATİONAL MUSEET-DANİMARKA ULUSAL MÜZESİ

Stroget bölgesinde yani şehrin merkezindedir. Son yenilemenin ardından, Mayıs 2008 tarihinde açılmıştır.

Ülkenin en büyük müzesidir. Grönlend araştırma merkezi, müzede bulunmaktadır.

Müzede: 14 bin civarında obje bulunmakta olup, bunlar; Danimarka tarihine, ren geyiği avcılarına, Vikinglere ve buzullarda yaşayanlara aittir. Ayrıca: Roma ve Yunan dönemine ait bir kısım sikke de sergileniyor. Yakın  doğu ve Mısır objeleri de var.

Müzede özellikle görmenizi önereceğim objeler şunlardır

Öncelikle ülkemizden yani Anadolu’dan kaçırılan ve burada sergilenen bir eserden söz etmek istiyorum.

Seikilos kitabesi:

Bu nota dahil olmak üzere, komple bir müzik kompozisyonunun, dünya üzerinde bulunan ve bilinen en eski örneğidir. Bir mezar taşının üzerine işlenen, şarkı sözleri ve melodiden oluşmaktadır. Efes bölgesinde bulunmuştur.

MÖ.200 ile, MS.100 yılları arasındaki döneme tarihlenmektedir. Müziklere, ancak Bizans döneminde ve erken Rönesans metinlerinde Notasyonlar eklendiği bilindiği için, bu obje, daha eskilere gitmesi nedeniyle ilgi çekmektedir.

Gundestrup:

Bu bir tür gümüş bileziktir. Erken Roma demir çağında, yani MÖ.200 ile MS.300 arasında yapıldığı düşünülmektedir. Çapı: 70 cm. yüksekliği: 40 cm. dir. 1890 yılında, Gundestrup bataklıklarında bulunmuştur.

Gallehus golden horns

Bunlar, yaprak altından yapılmış, iki boynuzdur. 5’nci yüzyıldan kaldıkları düşünülmektedir. 1640 ve 1735 yıllarında, aynı bölgede, 20-30 metre aralıklar ile bulunmuştur. Ancak, bu bulunan orijinal boynuzlar: 1801 yılında çalınır ve eritilir.

Bunun üzerine, çizimlerinden yararlanılarak, orijinal boynuzların kopyaları üretilmiştir ve burada sergilenen, kopyalardır. İşin ilginç yanı: bu kopyalar da, 1993 ve 2007 yıllarında iki kez çalınmış, sonra yeniden bulunmuştur.

Bu caddenin hemen arkasındaki cadde üzerinde, yine şehrin en ünlü ziyaret yerlerinden biri olan “Tivoli” denilen yeri göreceksiniz.

Danimarka Kopenhag Tivoli Bahçeleri
Danimarka Kopenhag Tivoli Bahçeleri
Danimarka Kopenhag Tivoli Bahçeleri

TİVOLİ BAHÇELERİ

Vesterbrogade bölgesindedir. Giriş ücretlidir ve içeri girmek ve gezmek için, 18 Euro ödemek gerekiyor. Park alanı, yıllık 4.5 milyon kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Avrupa’da, Paris-Disneyland parkından sonra, en çok ziyaret edilen parktır.

Belediye binası yakınında yer alan ve 1843 yılından beri hizmet veren Tivoli bahçeleri, 38 restoranı ile, her zevke hitap etmektedir. Tiyatrolar, birahaneler ve lunapark 160 bin çiçeğin süsleyip, 110 ampulün aydınlattığı bu parkı, daha da renkli hale getiriyor.

Buraya, eski lunapark da deniliyor. Çünkü, 1843 yılında açılmıştır. Lunapark alanında, dünyanın en eski ahşap lunapark treni bulunmaktadır.

Buna: “Roller Coaster” deniliyor ve 1914 yılında kurulmuştur. 2006 yılında, dünyanın en yüksek “atlıkarınca” sı burada hizmete girmiştir. 80 metre yüksekliğindedir ve Kopenhag şehrinin panoramik manzarası görülmektedir.

Kraliçe 60 yaşını burada kutlamıştır. Bir akşam yemeği için burayı tercih etmelisiniz.

Tivoli bahçelerinin hemen yanındaki bina, yine şehrin ünlü bir müzesidir.

Danimarka Kopenhag Glytotek
Danimarka Kopenhag Glytotek

GLYTOTEK

Dantes Plads bölgesindedir.

Burada, Türkiye den gelme eserler de bulunmaktadır. Ayrıca, ünlü heykeltıraş Thorvaldsen in heykellerinin bulunduğu müzedir. Burada: 35 Gauguin  tablosu, 30 Rodin heykeli, sergilenen eserler arasındadır.

Evet, Tivoli bahçelerinde uzun süre geçirmeniz mümkün, şehirdeki kalış sürenize göre, bu planlanabilir. Ama, biz gezimize devam ediyoruz, sizin gününüz varsa, gezinin bu bölümünü Tivoli bahçeleri bölümünde bitirebilir ve ertesi günü geziye devam edebilirsiniz.

Gezimizin bu bölümünde,  Tivoli bahçelerinden hareketle veya bulunduğunuz yerden, bir şekilde “Christiansborg” sarayı bölümüne ulaşıyoruz. Saray bölümü, bir ada üzerindedir.

Saraya, Holmens Kirke bölümünde bulunan mermer köprüden girin. Hemen solunuzda “Holmens kirke” denilen kilise yapısı görülüyor. Sonra,
köprüden geçin ve saray bölümüne girin. Burada, karşımıza önce, bir heykel çıkıyor.

SLOTSHOLMEN ADASI

Kopenhag limanının bulunduğu adadır. Adadaki ilk yerleşim: 1166-1167 yılları arasında inşa edilen kale ile görülür. Bu kale Christiansborg sarayıdır. Günümüzde ise, “Danimarka Parlamentosu” tarafından kullanılmaktadır.

Danimarka Kopenhag Christiansborg
Danimarka Kopenhag Christiansborg

CHRİSTİANSBORG

Burası, eski bir saraydır. Ülkenin Parlamentosu olarak kullanılmaktadır. Ayrıca: Danimarka Başbakanı ve Anayasa Mahkemesi buradadır. Yani: ülkenin yasama-yürütme-yargı gücü burada, bir arada bulunmaktadır.

Buradaki ilk yapı: 1167 yılında; Absalon kalesi adı ile yapılmıştır. Tarihçilere göre, bu kale: liman dışında, küçük bir ada üzerindedir.

Ayrıca: piskoposluk sarayı, bir şapel ve birkaç küçük bina görülür. Günümüzdeki sarayın emel kazısında, bu Absalon kalesinin kalıntıları görülmüştür. 1201 yılında, kale, Roskilde piskoposlarının eline geçer. 1249-1259 yılları arasında ise, korsan saldırıları görülür.

1369 yılında, Absalon kalesi, Hansa birliği tarafından yıkılır ve yeni kale, adadaki kalıntılar üzerine, inşa edilir. 1417 yılında ise, kale, kral tarafında işgal edilir. 1720 yılında, kale, kral Frederick tarafından, tamamen yeniden inşa edilir.

15’nci yüzyıl başında çeşitli eklentiler yapılan yapı: 1794 yılında, Danimarka kralları için ikametgah ve 1849 yılında ise, Parlamento binası olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Bu aradaki süreçte: 1794 yılında büyük bir yangın, 1884 yılında yine bir yangın ile ortaya çıkan tahribat: 1928 yılında onarılmıştır. Mimari tarz: Neo-barok’tur.

Günümüzde, yapı içinde: resepsiyon odaları, kraliçe kütüphanesi, izleyici odaları, şapel, Parlamento salonu, Yargıtay ve Başbakanlık ofisi bulunmaktadır.

1. Resepsiyon odaları

Bunlar: kraliyet ailesi tarafından çeşitli etkinlikler için kullanılır. Bu odalar: 20’nci yüzyılın başlarında, Danimarkalı sanatçılar tarafından süslenmiştir. Great Hall: en büyük ve görkemli resepsiyon odasıdır. Uzunluğu: 40 metre, yüksekliği 10 metredir.

2. The Palace Chapel

1733-1945 yılları arasında: Ellas David Hausser tarafından yaptırılmıştır. Mimari tarzı: Rokoko’dur. Şapel yapısında: 1803-1828 yılları arasında restorasyon yapılmıştır. 1992 yılında, kilisede bir yangın çıkıyor ve çatı, kubbe ve kat kısımlarının bir bölümü yanarak ciddi hasar olur.

Ancak: ülkenin en ünlü ustaları ve iç-dış dekorasyon elemanları bir araya gelir ve yapı, yeniden onarılır, sonuçta ise, 14 Ocak 1997 tarihinde, Kraliçe tarafından açılır. Hatta: yenilenmiş yapıya “Europa Nostra” ödülü verilir.

3. Mermer köprü

Rokoko tarzındaki köprü, saray ile yandaki açık alan arasında yapılmıştır. Yapıda, kumtaşı kullanılmış ve zarif madalyon süslemeler yapılmıştır. Kaldırımlar mermerdir ve bu mermerler Norveç ülkesinden getirilmiştir, yerlerde ise karo parke taşları döşelidir.

Köprü: 1744 yılında tamamlanmıştır. 1996 yılında ise, köprü, restorasyona tabii tutulmuştur.

4. Kral Christian Heykeli

Anıtın yapımına; kral Christian’ın, 1905 yılında, ölümünden hemen sonra karar verilmiş ve 27 yıl sonra, 1927 yılında tamamlanmıştır. Saray yapısının hemen arkasında, ortada büyük bir avlu bulunuyor. Bu avlunun ortasında ise “Christiansborg Slot Fountain” denilen güzel bir havuz bulunuyor.

Sol bölümde, kanal kıyısında “Black diamond building” binası görülüyor.

ŞEHİRDE GEZİLECEK DİĞER YERLER

Danimarka Kopenhag Christianian Havn

CHRİSTİANİAN HAVN

Prinsesseg ve Badsmandsst bölgesindedir. Yapay bir ada üzerine kurulmuş mahalledir.

Dünya üzerinde eşi-benzeri olmayan bir yer. Şehir ziyaretinizde, buraya mutlaka uğramalısınız. Çünkü: burası, dünyanın ilk ve tek “esrarkeş” özerk bölgesidir ve dünya üzerinde benzeri yoktur.

Evet: Christiana, şehrin ortasında bir hippi kasabasıdır. Burada: öğrenciler, sanatçılar, iş adamları, hippiler, çocuklar geleneksel aile olarak yan yana yaşıyorlar. Alternatif yaşam tarzıyla adeta bağımsız bir devlettir.

Yaklaşık bin kişi, komünal bir hayat sürüp, organik tarımla uğraşıyorlar. Kırmızı üzerine üç sarı noktalı bayrakları var. Esrar gündelik hayatın bir parçası. 1970’lerde, bir gurup anarşist ruhlu gencin kapatılan NATO üssüne yerleşmesiyle ilk tohumları atılmış.

Senede bir milyona yakın turist tarafından ziyaret edilmektedir. Şehir merkezinden yaklaşık 20 dakikada yürüyerek ulaşabilirsiniz.

Evet, bu mahallede bulunan yapılar şunlardır:

1. NORDATLANTENS BRYGGE-KUZEY AT LANTİK EVİ

Yapı: eski bir denizcilik deposudur. 1768 yılında, bu mahallede kurulmuştur. Avrupa pazarlarına satılmadan önce: ringa balığı, balina yağı, kuru balık, tuzlanmış balık ve derileri, bu depoda muhafaza ediliyormuş.

Günümüzde ise, burası: Danimarka, İzlanda, Grönland ve Faroe Adaları yani “Kuzey Atlantik” bölgesi ile Danimarka arasında, kültürel işbirliği yapılması için oluşturulmuş bir yapıdır. Burada: sergiler düzenlenir, çağdaş sanat, dans, müzik ve performans etkinlikleri yapılır.

2. VOR FRELSERS KİRKE-OUR SAVİOURS CHURCH

Kilise: Freetown Chirsiania bölgesine yakın bir yerdedir. Kilise yapısında en ilgi çeken bölüm: kilisenin sivri ve dolambaçlı kulesidir. Bu kulede bulunan çan: Kuzey Avrupa’nın en büyük çanıdır ve gün boyu, her saat başında melodiler çalar. Burada, toplamda 48 bronz çan bulunmaktadır.

Bunların en büyüğü 2 ton ve en küçüğü ise10 kg. ağırlıktadır. Bu kulenin dışında, altın bir merdiven görülüyor. Üst kısmında: altın bir küre var. Ayrıca, bir bayrak taşıyan heykel görülüyor.

Merdiven: 95 metre yüksekliğindeki, sivri üst kısma tırmanmayı sağlamaktadır. Oradan ise, şehrin muhteşem bir manzarası izlenebilir. Hatta: Danimarka-İsveç bağlantısını sağlayan “Öresund köprüsü” bile görülmektedir.

Ancak, gerek yükseklik ve gerekse merdivenin dışarıdan dolanması, yükseklik korkusu olanlar için pek uygun değildir. Zaten 400 basamak çıkmak ta büyük bir sıkıntı yaratıyor. Bu merdivenlerin, son 150 basamağı, açık alandadır.

Burası elbette, özellikle rüzgarlı havalarda pek tekin değil ve ziyaretçilere korkulu anlar yaşatıyor, ama şu kesin: çıktığınız takdirde, şehrin muhteşem bir manzarasını görebilir ve
fotoğraflar çekebilirsiniz.

3. HIRİSTİYAN KİRKE-KİLİSESİ

Yine, aynı mahallede, rokoko tarzı güzel bir kilise yapısıdır. 1755-1760 yılları arasında, Nicolai Eigtved tarafından inşa edilmiştir. Günümüzde, kilise bir “Tiyatro kilisesi” olarak da bilinmektedir. Çünkü: son yıllarda: yapıda, birçok konser ve diğer sanatsal etkinlik düzenlenmiştir.

Danimarka Kopenhag Louisiana Modern Sanat Müzesi

LOUİSİANA MODERN SANAT MÜZESİ

Şehir merkezinin 35 km. kuzeyindedir. Strandvej Humlebaek bölgesindedir. Şehrin en çok ziyaret edilen sanat müzesidir. Özellikle: 2010 yılında, Patricia Schultz tarafından yazılan Ölmeden önce, dünya üzerinde ziyaret edilmesi gereken 1000 yer listesinde bulunmakta olması, buraya olan ilgiyi arttırmıştır.

Müze: çağdaş sanat sergileri ve koleksiyonları ile ünlüdür. Bu koleksiyon içinde: seramik lambalar, mobilya ve mimari parçalar görülmektedir. Bunun dışında, müzenin kalıcı koleksiyonu içinde bulunanlar: grafikler, afişler, kartpostallar, tasarım ürünleri görülmektedir. Müze yapısında: konserler, filim gösterileri düzenlenmekte, ayrıca: bir kafeterya bulunmaktadır.

KRALİYET KÜTÜPHANESİ

Şehir limanında, deniz kıyısında, muhteşem bir binadır.

Siyah elmas olarak bilinmektedir. Aslında, Kraliyet Kütüphanesi, 4 binada yerleşmiştir. Ama, “The Black Diamond” isimli yeni bir bölüm bulunmaktadır. Kütüphanenin ilk kuruluşu: 1648 yılına kadar uzanmaktadır. Kral Frederick tarafından kurulmuştur. 1793 yılında ise, halkın kullanımına açılmıştır. Günümüzdeki ana bina ise, 1906 yılında açılmıştır.

Kütüphane kompleksinin, Black Diamond bölümü

Eylül 1999 tarihinde, Kraliçe Margrethe tarafından açılmıştır. Burası: kuzey İtalya’dan getirilen siyah ve cilalı granit kaplıdır. Kütüphane hizmeti yanında, binada, konserler, sergiler ve konferanslar düzenlenmektedir.

FRİLANDS MUSEET-AÇIK HAVA MÜZESİ

Şehrin kuzey bölümünde, Lyngby bölgesindedir. Otobüs veya tren ile ulaşabilirsiniz, giriş ücretsizdir. 1897 yılında açılan müze, dünyanın en eski ve büyük açık hava müzelerindendir. Müzede görebilecekleriniz: düşkünler evi, çiftlikler, malikane, değirmenler, atölyeler, binalar. Özellikle, değirmenler: 1662 yılından kalma olmaları nedeniyle, önem kazanmaktadırlar.

FROSLEV PRİSON KAMPI

Şehir yakınlarında, Froslev köyündedir. 1944 yılında yapılmış ve Alman işgali sırasında, Danimarkalılar için “toplama kampı” olarak kullanılmıştır.

Kampın kapasitesi, 12 bin kişiliktir. Bunlardan, 220 tanesi kampta ölmüştür. Kamp: 1949 yılında, Ordu kışlasına dönüştürülmüştür. 2001 yılında ise, boşaltılarak; ulusal bir
anıt park olarak koruma altına alınmıştır.

Danimarka Kopenhag Thorvaldsen

THORVALDSEN

Bertel Thorvaldsens bölgesindedir.

Bu müze: tek bir sanatçının eserlerine ayrılmıştır. Burada, Danimarkalı heykeltıraş Bertel Thorvaldsen tarafından yapılan eserler sergilenmektedir. Zaten, ünlü sanatçı, 1770-1844 yılları arasındaki yaşamının bir  kısmında burada yaşamıştır.

Müze binası: 1838-1850 yılları arasında inşa edilmiştir. Yapının dıştan görünüşü, Roma tarzını andırmaktadır. Sanatçının: günlük yaşamında kullandığı bir kısım
kişisel eşyaları da burada sergilenmektedir.

VESTERBRO

Şehrin, gece hayatı ve eğlence hayatı için en çok tercih edilen yerlerinden biridir. Merkez istasyonunun hemen arkasındadır. Şehir merkezine, yürüme uzaklığındadır. Şehrin en gözde yerlerinden biri olan burada: yalnızca eğlence değil, aynı zamanda alışveriş, yemek, içmek ve harika bir gece geçirmek mümkündür.

Danimarka Kopenhag Carlsberg
Danimarka Kopenhag Carlsberg

CARLSBERG

Gamle Carlsberg Vej bölgesindedir. Burası: dünyaca ünlü “Carlsberg” biralarının yapım yeridir ve biranın nasıl yapıldığı hakkında bilgi verilmektedir. Bölge: 1847 yılında, 10 bin metre karelik bir alana kurulmuştur.

Burayı ziyaret ederseniz: bira tarihinin ve Carlsberg’in gelişimini, benzersiz görüntüler ve sergiler eşliğinde görebilirsiniz.

Bu turun sonunda: bir heykel bahçesi, ödüllü bir ahır ve hediyelik eşyaların satıldığı bir dükkanda bitiyor. Giriş ücretlidir:  yetişkinler 70 DKK, genç insanlar: 50 DKK.

Tur sonunda, barda, ücretsiz bira, giriş ücretine dahildir.

SLOTSHOLMEN ADASI

Kopenhag limanının bulunduğu adadır. Adadaki ilk yerleşim: 1166-1167 yılları arasında inşa edilen kale ile görülür. Bu kale “Christiansborg sarayı” dır. Günümüzde ise, “Danimarka Parlamentosu” tarafından kullanılmaktadır.

Danimarka Kopenhag Faelledparken

FAELLEDPARKEN

1905-1915 yılları arasında oluşturulmuştur.

Parkın en ilgi çeken yanı: her yıl burada klasik olarak düzenlenen “klasik motor sporları araba yarışı” dır. Buna, öte yandan Kopenhag Tarihi Grand Prixi de denir. 2001 yılından bu yana düzenlenmektedir. Ağustos ayının ilk hafta sonu yapılır.

Her yıl: 1 Mayıs tarihinde de, burada işçi bayramı kutlanır, konserler düzenlenir. Danimarka ülkesinin en ünlü ve milli stadyumu “Parken”, hemen parkın yanındadır.

Danimarka Kopenhag Zoo-Hayvanat Bahçesi

HAYVANAT BAHÇESİ

Frederiksberg-Sondermarken arasındadır.

1860 yılında: dünyaca ünlü İngiliz mimar Sir Norman Foster tarafından tasarlanmış ve kurulmuş olup, Avrupa’nın en eski hayvanat bahçelerinden birisidir.

Her yıl, 1 milyon k işi tarafından ziyaret edilmektedir. Burada: özellikle son yıllarda, hayvanların doğal ortamlarında yaşamaları için çeşitli önlemler alınmıştır.

Bunun yanında, tarihsel binalar da korunmuştur. En eski yapı: 1872 yılından kalmadır. Hayvanat bahçesinin simgesel kulesi ise: 1905 yılında  yapılmıştır ve günümüzde gözetleme kulesi olarak kullanılmaktadır.

44 metre yükseklikteki kule, ahşaptır ve kulenin üstüne çıktığınızda, çevrenin muhteşem güzel bir manzarasını görebilirsiniz.

Danimarka Kopenhag

KOPENHAG ÇEVRESİ

Şehirden kuzeye doğru giderken, Danimarka Rivierası denilen yerden geçeceksiniz. Şehirden 8  km. uzaklaştığınızda, ilk plaj karşınıza çıkacak, devamında ise kralların avlanma sahası olarak kullandıkları, geyiklerle dolu ormanlar var.

Oresund Denizi manzaralı evlerin hepsi birbirinden güzel, kimi malikane büyüklüğünde, kimisi ise sazlardan yapılma çatılarıyla eski balıkçı evlerinden bozma ama gözü rahatsız eden hiç bir şey yok. Yeşil ve mavi hoş bir mimariyle desteklenmiş.

Bu bölgede yaşamış olan Karen Blixen ülkenin en önemli yazarlarından biri. 1962 de ölmüş olan yazarın, Kenya yıllarını anlattığı Benim Afrika’m kitabı, 1985 yılında filme çekilmiştir. Merly Streep ve Robert Redford başarılı bir oyunculuk sergilemişlerdir.

Yazarın evi bugün müze olarak ziyarete açıktır.

Şehirden 35  km. sonra ise muhteşem bir sanat müzesi olan Louisiana var. Burada, sürekli değişen sergiler, insanın ufkunu açarken, sanatın her dalının temsil edilmesine de imkan tanıyor.

Andy Warhol, Joan Miro, Picasso ve heykeltıraş Alberto Giacometti gibi ustaların eserleri nefes kesiyor. Sabahları saat: 10.00’da açılan müzenin çocuklara sanat aşkı aşılayan özel bir birimi bulunuyor. 19’ncu yüzyıldan kalma, deniz kenarındaki bir malikanede yer alan müzede güzel manzaralı bir restoran var.

Danimarka’da sarayların neredeyse tamamı, kale olarak adlandırılıyor, bazıları gerçekten de kale gibi mimariye sahip. Shakespeare in Hamletiyle ölümsüzleşmiş olan Kronborg Kalesi İsveç ile Danimarka arasındaki Oresund denizinin en dar noktalarından birinde inşa edilmiştir.

Kaleyi önünden geçen gemiler para ödesin diye yapılmış, para ödemeyen de topa tutulmuştur. İşin ilginç yanı, 19’ncu yüzyılın ikinci yarısında ABD devreye girene kadar kalenin önünden ancak para verenler geçebilmiştir.

Ülkenin her köşesine imzasını atan IV Christian  döneminde kalede çok sayıda   değişiklik yapılmış günümüzde kalenin ana girişine gelmeden önce, koruma maksadıyla yapılmış köprüler, hendekler ve kapılardan geçilmektedir.

Güzel bir kilisenin olduğu avluya girmeden önce manzaranın tadını çıkarın, denizin öbür tarafında İsveç te bulunan Helsingborg a bakın.

Şövalyeler salonu ve kraliyet ailesine ait bölüm dışında, kalede denizcilik müzesi de var.

Kronborg dan kraliyet ailesinin yazlık saray olarak kullandığı Fredensborg a giderken, Danimarka’nın ikinci büyük gölü olan Esrum’un muhteşem manzarası size eşlik eder. Saat tam 12 de nöbetçi değişim töreni var, çok görkemli olmasa da ilginç

Danimarkalıların hayatı İsveçlilerle savaşmakla geçmiş. En sonunda, 1722 tarihinde barış imzalamışlardır.

Sarayın adı da bu yüzden barış anlamına geliyor. En son veliaht prens Frederick ile Avustralyalı eşi Mary in düğü törenleri bu sarayda gerçekleştirilmiştir.

Sarayın en güzel taraflarından biri de Fransız etkisi altında yapılmış olan ve içinde sıradan insanların heykellerinin bunduğu park.

Fredensborg un kurucusu IV Frederik parti vermeye meraklıymış, fakat saray çok sayıda misafirin kalması için yeterli büyüklükte olmadığından, sarayın yanına Store Kro Otelini yaptırmıştır. Döneminde önemli isimlerin kaldığı ot el, hoş bir mekan ve öğlen yemeği molası için ideal.

FREDERİKSBORG MÜZESİ

Frederiksborg Slot, Hillerod bölgesindedir. Danimarka’nın en muhteşem kalesi olarak geçen ve Rönesans stili bir yapıda yer alan Frederiksborg kalesi, 1602-1622 yılları arasında, her taşın altından çıkan IV. Christian tarafından, babası II. Frederik için yaptırılmıştır.

Bir gölde bulunan üç adanın üzerine inşa edilmiş kalenin girişinde ziyaretçileri Neptün Çeşmesi karşılıyor.

Krala ait bölümden kaleye girdiğinizde, önce alçı kabartmalarıyla dikkati çeken Şövalyeler salonu var.

Zamanında Lordlar ve Leydiler buradaki ziyaretçilerin konuğu olmuşlar. İçinde, Danimarka krallarının taç giyme törenlerinin yapıldığı görkemli bir şapel ve Merasim Salonu olan yapıda Danimarka Ulusal Tarih Müzesi bulunuyor.

Müzenin 20. yüzyıl sanatçılarına ayrılan bir bölümü de var. 1600’ler den kalma ve barok özellikler taşıyan bahçelerde dolaşmak ise, ayrı bir keyif.

Binlerce tabloyla dolu olan Frederiksborg kalesi, Hillerod isimli kasabada bulunuyor.

Etraf ağırlıkla Konya dan gelme Türklerle dolu. Kasabanın girişinde, Babylon restorandan tutun meydandaki Casa Nostra ya alışveriş merkezindeki dönerciye kadar herkes Türk, yemek yerken hiç dil problemi yaşamıyorsunuz.

Bizimkiler kebap kültürünü tüm İskandinavya da yaymışlar. Yemek yenebilecek en favori mekanlardan biri ise ana meydanın tam ortasında
bulunan kale manzaralı kafe.

Danimarka Aarhus

Danimarka Aarhus

Şehir: 2010 yılında yapılan ankette “dünyanın en mutlu kenti” seçilmiştir.
Danimarka ülkesinin ikinci büyük şehridir. Jutland Aarhus körfezindedir. Şehir limanı sık sık büyük yolcu gemilerini ağırlamaktadır. Bir yolcu gemisinin gelişi, şehirde büyük haber duygusu yaratır ve iskele güvenlik nedeniyle kapatılır, yolcular genellikle lise bandosu tarafından karşılanırlar.

Şehir: üniversitede öğrenim gören öğrencilerin çokluğu nedeniyle, canlı bir şehirdir. Şehrin nüfusu 256.000 kişidir ve “Dünyanın en küçük Big City” olarak bilinir. Bu nüfusun büyük bölümünün öğrenci olduğu da gerçektir. Üniversite deyince, şehirdeki üniversite, dünya üzerinde en iyi 200 üniversite listesi içinde bulunuyor. Bu üniversite yabancı öğrenci değişim programlarına dahil olduğundan, şehir sokaklarında değişik dilleri konuşan veya İngilizceyi değişik aksanla konuşan birçok genç görebilirsiniz.

Şehirde çok güzel yürüyüş yolları, iyi alışveriş, çok kaliteli müzeler ve birçok mükemmel restoran bulunmaktadır.

Yaz sonunda: her yıl, şehir merkezi ve liman parçaları büyük festivallere ev sahipliği yapar.
Evet, giriş için son notlar şunlardır: burası sakin bir şehirdir, trafik sorunu yoktur, otobüs her zaman tam zamanında gelir. Bisikletle şehri bir baştan öbür başa 15 dakikada geçebilirsiniz. Limandan şehir merkezine 20 dakikada yürüyebilirsiniz.

Şehir merkezindeki sokakların birçoğunda bulunan dükkanlarda: pek çok giysi, yiyecek, içecek, hediyelik eşya bulunmasına rağmen, bunlar ülkemiz ve hatta Avrupa’nın birçok yerine göre çok pahalıdır. Çünkü, zaten genel anlamda Danimarka, Avrupa’nın en pahalı ülkelerinden sayılır.

ULAŞIM

Şehir, Kopenhag şehrinin 187 km kuzeybatısındadır. Bu aradaki uzaklık uçakla 25 dakika ve trenle 3 saat sürmektedir. Çünkü, İstanbul’dan bu şehre direkt uçuş yok, buraya ulaşmak için Kopenhag şehri düşünülmelidir.

Aarhus havaalanı, şehrin 36 km kuzeydoğusundadır. Havaalanı kodu AAR dir. Şehir merkezi ve havaalanı arasında, otobüs seferleri vardır. Havaalanı kapısı önünde bekleyen taksiler de ulaşımda düşünülebilir. Otobüs ulaşımı yaklaşık 50 dakika sürmektedir, buna göre kendinizi ayarlamanız önerilir.

TARİHİ

Şehir bölgesindeki ilk yerleşimcilerin, 8. yüzyılda buraya geldikleri biliniyor. Şehir erken Viking çağında kurulmuştur.
948 yılında, şehir ülkenin en büyük şehirlerinden biri olarak bilinmektedir.
1570 yılında: ticaret ve gemicilik şehrin büyümesini etkilemiştir.
1810 yılında şehirde çeşitli fabrikalar kurulunca, liman genişletilmiştir.
1830 yılında, Kopenhag şehri ile bağlantılı düzenli gemi seferleri başlamıştır.
1862 yılında Jutland demiryolu kurulunca, şehir önemli bir demiryolu merkezi olmuştur.
1928 yılında Aarhus Üniversitesi kurulmuş, 1950’lerde Jutland bölgesinin en önemli iş merkezi halinde, büyümeyi sürdürmüştür.

İKLİM

Şehirde nemli karasal iklim egemendir. Yıl boyunca, Atlantik üzerinden gelen alçak basınç sistemleri etkin olmaktadır. Genellikle Aralık-Mart ayları arasında kalan dönemde: kar ve don görülür. Sonbahar dönemi yani Eylül-Ekim ayları sık yağmurlu ve rüzgarlıdır. Burayı ziyaret etmek için en uygun zaman: Haziran-Temmuz-Ağustos aylarıdır. Öte yandan, Haziran ayında bile, geceleri soğuktur yani yanınızda mutlaka kalın giysiler bulundurmanız önerilir. Özellikle üniversite eğitimi için gidenlerin mutlaka yanlarında kalın giysiler götürmesi önerilir.

PARA BİRİMİ

Burada “Danimarka Kuronu” kullanılıyor.
1 TL= yaklaşık 3.25 kurondur.

Danimarka Aarhus

İNSANLAR

Aarhus Jutland’ı çevreleyen bölgedeki 1.200.000 kişiden, 300.700 kişinin yaşadığı bir yerdir.
Şehir Kopenhag’dan sonra Danimarka ülkesinin en yoğun nüfuslu ikinci şehridir. İnsanlar: genellikle yardım sever, güler yüzlü, sıcak kanlıdır.

Genellikle, sarışındırlar. Fazla yüksek katlı binalar bulunmaz. İnsanlar genellikle tek katlı ve müstakil evlerde yaşarlar ve yine genellikle perde bulundurma huyu olmadığından evlerdeki yaşantıları izlemek mümkündür. Danimarkalılar, Cumartesi günü öğleden sonra saat 2 gibi dükkanlarını kapatırlar ve içmeye başlarlar ve tüm gece içmeye devam ederler.

Şehir nüfusunun % 15’lik bölümü göçmenlerden oluşmaktadır. Özellikle, bu göçmen yoğunluğu içinde ülkemizden buraya göç etmiş vatandaşlarımız ağırlıktadır. Bu vatandaşlarımız arasında Sivas-Şarkışlalılar ağırlıktadır. Bunun dışında, şehirdeki göçmenler arasında yoğunluk “Kuzey Afrika” göçmenleridir. Bu Afrikalı ve Arap göçmenlerin çocuklarının dengesiz davranışlarını görebilirsiniz, zaten şehir halkı bile bu yüzden göçmenlere olan bakış açısını olumsuz yönde değiştirmiştir.

ŞEHİR İÇİ ULAŞIMI

Otobüsler ve yolcu otobüsleri: sarı otobüsler şehir merkezi ve çevresinde çalışmaktadırlar. Bu sarı renkli otobüslere: arka kapıdan veya körüklü ise ön ikinci kapıdan binmeniz gerekir. Otobüslerde bilet sistemi güvene dayalı olduğundan, otobüs şoförü size bilet sormaz ve siz bilet atmak durumunda değilsiniz. Ancak bilet kontrolcüler vardır ve mavi mont giyen bu görevliler yolcuların biletlerini kontrol ederler. Eğer bilet atmadıysanız veya onluk bilet kuponunu basmadıysanız, bu görevliler size 500 kuron ceza yazarlar. Bu arada, otobüslerde iniş ön kapıdan yapılıyor. Yani inmeye yakın, ön kapıya doğru ilerlemeniz gerekiyor.

BİSİKLET

Danimarkalılar, bisikletlerine çok düşkündürler ve sokaklarda genellikle bisiklet yolları belirlenmiştir ve yine bisiklet sürücüleri için ışıklı sinyaller bulunur. Şehirde birçok yerde ücretsiz bisiklet alabileceğiniz yerler bulunuyor. Bunlar ücretsiz ama küçük bir depozito ödemeniz gerekiyor. Ama şehirde gençler ağırlıkta olduğundan bu ücretsiz bisikletlerden denk gelme olasılığı düşüktür. Şehirdeki bisiklet yoğunluğunu ve alışkanlığını görmek için: ana tren garının yanındaki köprü dikkatinizi çekecektir. Bu köprü üstünde: iki katlı, yüzlerce bisiklet park edildiğini görebilirsiniz.

DİL

Danimarka ülkesinde “Danimarka” dili konuşulmaktadır. Ama, ülkede yaşayanların hepsi aynı zamanda İngilizce bilmektedirler.

Danimarka Aarhus

YEMEK KÜLTÜRÜ

Geleneksel Danimarka mutfağı: diğer Kuzey Avrupa ülkeleri mutfaklarıyla benzerlikler göstermektedir. Danimarkalıların kendi gıda ürünleri arasında: domuz, peynir ve süt ürünleri ön plana çıkmaktadır. Özellikle: Danimarka tereyağı çok popülerdir.

Bir akşam yemeğinde, yemek, genellikle et, patates ve sos ağırlıklı olacaktır. Ama genellikle domuz eti kullanmaktadırlar. Danimarkalılar, dünya üzerinde kişi başına en fazla domuz eti tüketen toplumdur. Patates de, geleneksel Danimarka yemeklerinde vazgeçilmez bir gıda maddesidir. Patates, 1720 yılında Fransız bir göçmen tarafından Danimarkalılara tanıtılmıştır. Ancak, günümüzde pişirme yöntemleri farklıdır.

Ekmek: her zaman Danimarkalıların yemek kültüründe önemli bir parça olmuştur.

Ekmekler ve hamur işlerine, Danimarkalıların özel ilgisi vardır. Hatta: Danimarka genelinde o kadar çok pastane vardır ki, Danimarkalılar pasta olmadan yaşayamazlar. Ancak, Danimarka pastanelerinde, kek ve hamur işlerinin büyük bir çeşitliliğini görmek mümkündür. Danimarka’da ekmek ise: genellikle koyu renkli, ekşi hamurlu çavdar ekmeğidir.

Tahıl ve tohumların farklı türlerinden de ekmek pişirilmektedir. Çavdar ekmeği: genellikle dilimlenmiş olarak sunulur. Ayrıca: sandviçler de, bu ekmeklerden yapılır. Bir sandviç yaparken, Danimarkalılar, bir dilim ekmeği koyup üzerine malzemeyi yerleştirirler ve çatal, bıçak kullanarak, bu açık yüzlü sandviçi yerler. Ülkede, bu açık yüzlü sandviç yapmak bir sanat gibi düşünülür. Danimarkalıların büyük çoğunluğu, öğle yemeği için bu açık yüzlü sandviç tercih ederler.

Modern Danimarka mutfağı son yıllarda büyük değişimlere uğramıştır.

Değişimin temelinde genel olarak hafif ve daha sağlıklı yemekler yapma eğilimi hakim olmuştur. Modern Danimarka pişirme yöntemlerinde: Fransa, İspanya ve İtalya ağırlığı hissedilmekle birlikte, az da olsa Çin ve Tayland etkileri de görülebilir.

Eski gıda kültüründe, birçok gıda maddesinin: salamura, tuzlama, hava kurutma veya dekapaj yaparak korumaya alındığı bilinir. Çünkü: gıda ihtiyacı kış boyu sürecektir ve Danimarka her kazan birçok coğrafi zorlukları barındırmıştır, bu yüzden insanlar gıdaların uzun süreli korunmasına büyük önem vermişlerdir.

Sonuç olarak: Danimarka’nın en bilinen gıda maddelerinden söz etmek istiyorum: tereyağı, peynir (Danimarka mavi peynir ve havarti), domuz ürünleri (özellikle pastırma) ve wienerbrod denilen pasta.

Hani yemekten söz ettim ve Danimarka yemek kültürünü anlattım da, şunu da belirtmeden geçmemek gerekir, şehir merkezinde bol miktarda dönerci olduğunu unutmamak gerekir, eğer tanıdık lezzetleri tatmak isterseniz, bu dönercileri düşünebilirsiniz.
Gelelim içeceklere. Danimarka’nın diğer şehirleri gibi, burada da “bira” en çok tüketilen içkidir ve sokaklarda, gençleri yanlarında kasa kasa biralarla görebilirsiniz. Şehirdeki en popüler bira “ceres” tir.

ALIŞVERİŞ

Şehirde “Latin Mahallesi” olarak anılan bölüm: şehrin alışveriş ağırlıklı yeridir. Burada: Volden, Klostergade ve Borggade gibi caddeler: özgün ürünleri bulup satın almak için uygundur. Bir diğer alışveriş yeri “Mollestien” denilen yerdir.

Stroget: tümüyle yayalaştırılmış ve yaklaşık 850 metre uzunluğunda bir caddedir. Son olarak “The Frederiksbjerg” bölgesi de alışveriş severler için uygun dükkan ve mağazalar barındırmaktadır.

Son bir not: buranın pahalı bir yer olduğunu unutmayınız, hatta Danimarka ülkesi Avrupa’nın en pahalı ülkelerinin başında gelmektedir, yani alışveriş için pek de uygun fiyatlar bulamayacaksınız.

Danimarka Aarhus

GECE HAYATI

Şehirde öğrenci yoğunluğu genellikle hafta sonlarında üniversitenin fakültelerinde yapılan eğlencelere katılırlar. Şehirde ise eğlenceli bir gece hayatı var denilebilir. Ancak, bu mekanlar yalnızca hafta sonlarında açıktır ve hafta içinde akşam saat 7 den sonra sokaklarda kimseyi göremezsiniz.

Eğlence mekanlarından birkaç örnek vermek gerekirse, bunlardan birisi “chartreuse” ve bir diğeri “galliano shot” olabilir. Bunun dışında, bira alıp, çimlerin üzerine yayılmak ta düşünülebilir. Son bir öneri daha: Cuma ve cumartesi geceleri için, en eğlenceli kulüplerden birisi olarak düşünülen “train” olabilir.

Danimarka Aarhus

GEZİLECEK YERLER

Danimarka Aarhus
Danimarka Aarhus
Danimarka Aarhus
Danimarka Aarhus

 

Danimarka Aarhus
Danimarka Aarhus

 

AARHUS KATEDRALİ-ARHUS DOMKİRKE

Toplam 93 metre uzunluğu ile, Danimarka’nın en uzun katedralidir.
Katedral: denizcilerin koruyucu azizi St Clemens’e adanmıştır ve 1201 yılında Romanesk tarzda inşa edilmiştir. Ancak 1330 yılındaki yangında tahrip olmuştur.
Tahrip olmasına rağmen, mevcut duvarların bazı bölümleri kullanılarak, 1450-1520 yılları arasında gotik tarzda tuğla olarak yeniden yapılmıştır. Yapının yapımında yaklaşık 1350 tuğla kullanıldığı söyleniyor.

Özellikle: freskler, en büyük org ve üç kanatlı resim: Danimarka’nın Ortaçağ’dan kalma sanat eserleri olarak önem kazanmaktadır. Ayrıca: iyi korunmuş mezarlar, koro yeri ve sunak ilgi çekmektedir. Yapı 1200 koltuk kapasitelidir.
Günümüzde, burada sık sık konserler düzenlenmektedir.

Katedralin içinde “The Votive Ship” yani “Adak Gemi” bulunmaktadır.

Bunun gerçek kökeni bilinmemektedir ancak 1720 yılında, Hollanda’da yapıldığı düşünülmektedir. Geminin buraya düşmesi hikayesi şudur: Rus Çarı Petro: bölgede hüküm sürerken, Hollandalılardan, savaş gemilerinin çizimlerini göndermelerini emretti. Bunun üzerine Hollandalılar, gemilerin bir örneğinin çizimi yerine, bir modelini yaptılar. Bunu Rusya’ya götürmek üzere yola çıkan Hollanda gemisi, bu bölgede şiddetli fırtına ile karşılaştı ve gemi batmasına rağmen, bu model her nasılsa sağlam ve hasarsız olarak kıyıya vurdu. Aarhuslu balıkçılar bu modeli bulanlardan, para vererek satın aldılar ve katedrale bağışladılar.

Gemi 2.65 metre uzunluğunda ve 3.50 metre boyundadır. Danimarka kiliselerinde benzeri adak gemileri bulunmaktadır.

Gelelim fresklere: “The Frescoes” ler: reformasyon dönemine kadar katedralin duvarlarının çoğu fresklerle süslenmişti. Ancak daha sonra bunların birçoğu kayboldu. Ancak Aarhus katedralinde, 220 metrekare olan Danimarka’nın en büyük freski: buranın duvarlarında ve kemerlerinde bulunmaktadır. Bu fresklerde: St Christopher, St Clement, St George, Ejderha, üç katmanlı resimde Araf, St Michael Ruhlar kantarı ve çok sayıda diğer dini olaylar betimlenmiştir.

Freskler: tüm katedrali çevrelemektedir. Yalnızca kuzeybatı köşesindeki sözde cüzzam penceresi çevresinde yoktur. Bu fresklerin 1470-1520 yılları arasında yapıldığı belirtiliyor.
Katedralin kulesi: şehrin muhteşem bir manzarasını izlemek isteyenler için en uygun yerdir. Kule, kilisede dini tören varken kapalıdır ve çıkış ücretlidir.

Danimarka Aarhus
Danimarka Aarhus
Danimarka Aarhus

 

Danimarka Aarhus
Danimarka Aarhus

 

KİLİSE-VOR FRUE KİRKE

Katedralin üstündeki bu kilise: başlangıçta İskandinavya’nın en eski taş kilisesi olarak bilinmektedir ve 1277 yılına tarihlenmektedir.
Sitede ilk taş kilise, katedral olarak 1060 yılında inşa edilmiştir. Traverten ve bölge taşları kullanılarak yapılan kilisenin batı ucunda bir kule bulunduğu düşünülmektedir. Kule olmasa bile, bu kilisenin yüksekliğinin 39 metre olduğu söyleniyor. Buna ek olarak, kilisenin doğu ucunda bir crpyta vardı. Kilise 1087 yılında St Nicolaus adına kutsandı. Bu yapının crpyta bölümü: 1955 yılında mevcut kilisenin yenilenmesi sırasında tesadüfen keşfedildi. Surların içinde 1190 yılında yeni bir katedral inşaatına başlanınca, 1230 yılı civarında Aarhus manastırı kuruldu. Manastır: dilenci rahipler tarafından halktan toplanan paralar ile yapıldı ve 1233 yılında tamamlandı.
Günümüzde, bu Katolik kilisesinin 80 farklı ulustan 3500 üyesi bulunduğu söyleniyor.

Danimarka Aarhus
Danimarka Aarhus

DOĞAL TARİH MÜZESİ-NATURHİSTORİSK MUSEUM

Burada, Danimarka’nın birkaç bin yıl öncesindeki doğa ve manzara değişikliklerinin hikayesi anlatılmaktadır.
Jutland Doğal Tarih derneği: 1911 yılında kurulmuştur. Doğal Tarih Müzesi ise 1921 yılında kurulmuştur.
Müzenin ilk koleksiyonları: Laessoge okulunun 8 odalı üst katında sergilenmiştir. Ancak burası yetersiz gelmiş ve Aarhus Belediyesi tarafından mimar CF Moller tarafından tasarlanan ve finanse edilen müze binası 1941 yılında açılmıştır.
1978 yılında ise sergi alanına, 400 metre karelik yeni bir bölüm eklenmiş ve toplam alan 2500 metre kare olarak düzenlenmiştir. 1941 yılında, Bayan Ellen; Alt Strandkaer bölgesindeki çiftlik arazisini müzeye bağışladı ve 150 hektarlık çiftlik arazi, bir araştırma ve eğitim merkezine dönüştürüldü.

Evet, günümüzde: müze, insansı iskeletlerin ilginç bir koleksiyonuna sahiptir.

Ayrıca, tüm dünyadan doldurulmuş ve korunmuş hayvanlar da sergilenmektedir.
Korunmuş hayvanların birçoğu binlerce yıl önce soyu tükenmiş olanlardır.
Müzede “Küresel Köy” denilen sergi bölümünde: yeryüzünde bulunan bitki ve hayvanların sayısız örnekleri bulunmaktadır.
“Animalia-Survival” bölümü: burası evrim hakkında farklı bir sergidir. Burada alfabenin her harfi için bir hayvan hakkında bir öykü anlatılmaktadır.
“Danimarka Doğası Hakkında Sergiler” denilen bölümde: Danimarka manzara, doğa, bitki ve hayvanları ve onların yaşam alanları ve ekolojik koşulları tasvir edilmektedir.

Danimarka Aarhus
Danimarka Aarhus

CİTY HALL

1941 yılında tamamlanan yapı: Arne Jacobsen ve Erik Moller tarafından tasarlanmıştır.
Başlangıçta tasarlanmamasına rağmen, eleştiriler üzerine, mimarlar tarafından sonradan 60 metre yükseklikteki ikonik kule eklenmiştir.
Beton inşa edilen yapının iç cephesi mermer, dış cephesi ise bronz ve ahşap kaplanmıştır.

Danimarka Aarhus
Danimarka Aarhus
Danimarka Aarhus

 

 

MARSELİSBORG SARAYI-MARSELİSBORG SLOT

Burası Danimarka kraliyet ailesinin yazlık konutudur. Şehir merkezinin güneyindeki alan: 1898-1902 yılları arasında tamamlanmıştır ve tasarım mimar Hack Kampman’a aittir. Saray: küçük göletler, çalı kaplı yamaçlar bulunan bir parkla çevrilidir.
Beyaz cephesi ve dış süslemeleri: Neoklasik ve art nouveau tarzındadır. 1661 yılında, Hollandalı tüccar Gabriel Marselis’in oğullarından ikisi, Danimarka’ya taşındılar ve Aarhus bölgesine yerleştiler. Bir oğlu: Constantin Marselis, bir boran statüsüne yükseltildi. O, çocuksuz öldü ve sahip olduğu Emlaklar Hıristiyan V. Baronetcy emanet edildi. Bunlar, farklı tarihlerde farklı kişilerin eline geçti ve 1896 yılında şehir meclisi, Marselisborg emlakını satın aldı ve 1898 yılında, yeni evli veliaht Prense tahsis edildi.

Bu hediye, mimar Hack Kampmann tarafından 1899-1902 yılları arasındaki dönemde restore edildi.

1967 yılından sonra, saray günümüze kadar olan süreçte yazlık saray olarak kullanılmaktadır. Sarayın bulunduğu park alanı, 13 hektarlık bir alanı kapsamaktadır. Bu park alanı İngiliz peyzaj mimarı L. Hıristiyan Diedrichsen tarafından düzenlenmiştir. Buna ek olarak, park alanında bir dizi sanat eserleri ve bir gül bahçesi ve bir bitki bahçesi bulunmaktadır.
Kraliyet üyeleri ikamet etmediklerinde, saray ziyaret edilebilmektedir. Bir de kraliyet ailesi sarayda olsa da, öğlen saatlerinde yapılan “Royal Life Guard” yani muhafız nöbet değişim töreni ilgi çekmektedir.

Danimarka Aarhus

 

AARHUS TİYATROSU

Katedralin karşısındaki bu yapı; Danimarka’nın en büyük şehir tiyatrosudur.
Danimarkalı mimar Hack Kampmann tarafından inşa edilen yapı, 1916 yılında tamamlanmıştır.
Bina: art nouve popüler tarzında inşa edilmiştir. Tiyatronun yapı tarzı, doğal malzemeler üzerinde kayda değer bir ulusal romantizm vurgulamaktadır. Tiyatro binasının cephesi, çok güzel dekore edilmiştir. Tiyatronun içi ise, Danimarka doğal motifleriyle süslüdür. İç bölüm, sanatçılar: Hansen-Reistrup ve Hans Tegner eseridir. Özellikle ana oditoryumdaki altın ve yeşil renkli süslemeler ilgi çeker.

AARHUS CUSTOM HOUSE

Yapı: 1898 yılında Danimarkalı mimar Hack Kampmann tarafından dizayn edilmiştir.
Yapılış nedeni: limanda yapılan ticaret için görev ofisleri barındırmaktır. Burası 1990 yılına kadar gümrük ve vergi ofisi olarak kullanılmıştır. 1998 yılında, yapı, eski bina mühendisi Jorn Taekker tarafından satın alınmış ve en iyi şekilde restore edilmiştir.
Bu restorasyonda kültürel orijinal detaylar korunmuştur. 2002-2004 yılları arasında burada “Mimarlık Okulu” bulunmuştur. Günümüzde ise, burada bir restoran (Jensen Bofhus) bulunmaktadır. Restoran 2011 yılında açılmıştır.

DEN GAMLE BY-OLD TOWN

Burası Danimarka’nın şehir müzesidir. Bu açık hava müzesi, şehirde 17. yüzyıldan kalma bir kasaba görünümü sunmaktadır. Daha doğrusu Danimarka’nın 17 ile 19. yüzyıl arasındaki bütün mimari örnekleri, burada toplanmış ve ziyaretçilere sergilenmektedir.
Kasabanın ortasından bir dere geçiyor. Bunun çevresinde: yel değirmenleri, at arabaları, panayır alanları, her türlü dükkanlar ve bunların içinde eskiye dair eşyalar, eskiyi yaşayan ve yaşatan oyuncular ve müzeler görebilirsiniz. Bu oyuncular yani aktörler, köyle ve yapılarla ilgili bilgilere sahiptirler ve hepsi de çok iyi İngilizce bilirler, yani soracağınız sorulara cevap vereceklerdir.
Son olarak 1683 yılına tarihlenen “Darphaneler Müdürü Konağı” buraya getirilmiştir.
Geleneksel Pazaryeri çevresinde: 20 farklı şehirden toplanıp buraya getirilmiş ve yeniden kurulmuş 75 ev sergileniyor.
Bunların için: biraz önce de belirttiğim gibi: orijinal ve o döneme ait mobilyalarla dekore edilmişlerdir.
Evet, burası özellikle noel öncesinde harika bir atmosferle dekore edilmektedir.

AROS AARHUS KUNSTMUSEUM

Şehrin ana sanat müzesidir.
Müze binası, 1858 yılında Hammer Lassen tarafından tasarlanmıştır. Müzede: Danimarka sanatını kapsayan bir koleksiyon bulunur ki, bunun içinde 18. yüzyıla ait resim ve heykeller ilgi çekmektedir.
Bu 10 katlı ve 17.000 metre karelik alanı kapsayan müze, Kuzey Avrupa’nın en büyük sanat müzelerinden birisidir. Müzede: sabit sergiler olduğu gibi, geçice ve dönemsel sergiler de düzenleniyor.
Müzedeki kalıcı koleksiyon üç bölümde sergilenmektedir ki, bunlar: Golden Age (1770-1900), Modernizm (1900-1960) ve devamından günümüze kadar olan bölüm. Bunun yanında: müzenin üst bölümündeki “Rainbow Panorama” sergisi de çok ilgi çekiyor. Gök kuşağı renklerinden oluşan bu platform: ayrı bir güzelliğe sahiptir ve burada yürürken: dışarısı çok ilginç görülüyor ki, mutlaka gidin ve bu yürüyüşü yapın.
Ayrıca: “Art City” denilen bölümde: renkler ve gölgeler üzerine ayrı bir sergi düzenlenmiştir ve çok etkileyicidir.

Danimarka Aarhus
Danimarka Aarhus

 

 

MOESGAARD MÜZESİ

Moesgard Alle-Hojbjerg adresindedir.
Burada muhteşem mimari ortamda, geçmiş sunulmaktadır.
Müze: orman ve deniz manzaralıdır.
Çünkü biraz önce de sözünü ettiğim gibi, mimari tasarım çok ilginçtir. Henning Larsen Architects tarafından tasarlanan müze binası: dünyanın en prestijli mimarlık ödüllerinde “Mies van der Roho” için, 2015 yılında aday olarak gösterilmiştir.
Evet, bu müze “Marselisborg” ormanı kenarındadır ve aynı zamanda Moesgard Malikanesine ev sahipliği yapmaktadır.

Arkeoloji ve Etnografya alanındaki bu müze, ülkenin en büyük kültürel ve tarihsel il müzesidir.

Arkeoloji koleksiyonunda: Bahreyn ve Basra körfezi çevresinden büyük bir arkeolojik koleksiyona sahiptir. Geniş koleksiyonun yanı sıra, müzede tarih öncesi evler ve mezar anıtları da bulunur. Ama, müzenin en değerli varlığı: “Grauballe adamı” dır. Bir bataklıkta bulunmuştur ve 2000 yaşında olduğu düşünülmektedir. O, Demir çağında yaşamıştır ve bataklıkta tamamen korunmuş olarak bulunmuştur. Grauballe adamı: Danimarka’nın Taş Devri insanlarını betimlemesi açısından müzenin daimi sergisinin en önemli bir parçasıdır.

Danimarka Aarhus

BOTANİK BAHÇESİ

Botanik bahçesi, Aarhus şehir merkezindeki en büyük ve en eski parklardan birisidir. Bahçe, farklı botanik bölümlere ayrılmıştır. Bu bölümler: çiçek vadisi, gül bahçesi, özgün Danimarka bitki toplulukları alanı, renkli bitkiler, tıbbı ve zehirli bitkiler, otlar, süs ve tema bahçeleridir. Ayrıca, dünyanın dört bir yanından gelen ağaçlar ve çalılar da bulunmaktadır.
Bahçenin kuzey ucunda, özellikle yaz aylarında çeşitli etkinlikler için kullanılan büyük bir anfitiyatro vardır. Ayrıca, eski seralar günümüzde yeniden inşa edilmektedir.

Danimarka Aarhus

VİKİNG MÜZESİ

Clemens Torv Skt adresindedir. Skt Nordea Bank altındaki bodrum katındadır.
Tam burada, 1200 yıl önce, Vikingler, Aarhus şehrini kurmuşlardır. Clemens Torv meydanı: 2008 yılında yenilenmiş ve Viking Müzesi açılmıştır.
Bina 1960 yılında inşa edilmiş ve inşaat, Moesgaaard Müzesine, önce bölgeyi kazmak için iyi bir fırsat vermiştir.

Arkeologlar, burada sokak seviyesinin 3 metre altında ortaçağ evleri ve çöp yığınları ve Viking kasabasının küçük bir parçasını bulmuşlardır. İşte, müzede: evler, kuyular, çitler, sokaklardaki çöp çukurları, araçlar, çanak-çömlek ve diğer birçok öğe kalıntısı vardır. Burada ortaçağdan kalma şehir surları kalıntıları da ilgi çekmektedir.
Bu araştırmalarda, en çok merak edilen keşif ise: başsız bir erkek iskeleti olmuştur. Bunun, Viking kasabasında işlenen esrarengiz bir cinayet olduğu düşünülmektedir.

Danimarka Aarhus
Danimarka Aarhus

AGNETE VE MERMAN ANITI

Heykeltıraş ve Güzel Sanatlar Danimarka Kraliyet Akademisi Müdürü Johannes Bjerg tarafından 1886-1955 yılları arasında oluşturulan “Park Alle avenue” bölgesindedir.
1 Temmuz 1941 tarihinde açılan anıt, bir havuzdadır ve insan anatomisi değerlendirilerek büyüklük oranları kullanılmıştır ve özellikle güçlü ifadeler önem kazanmaktadır.

Danimarka Aarhus

 

STROGET

Stroget, Aarhus şehrinin en uzun yürüyüş sokağıdır. Uzunluğu 850 metredir. Sokak Katedralden başlar ve tren istasyonu meydanında bitir.
Bu sokak, aynı zamanda şehrin ağırlıklı bir alışveriş caddesidir. Ancak, burada aynı zamanda çok sayıda kafe ve restoran bulunmaktadır.

Danimarka Aarhus

 

STENO MÜZESİ-STENO MUSEET

Bu oldukça benzersiz müze: tıp ile ilgili bilimin gelişimini göstermektedir. Müzenin bitki bahçesinde ilaç olarak kullanılan 350’den fazla farklı bitki bulunmaktadır. Müzenin planetaryum bölümünde ise, astronomik büyüleyici dünya hakkında bir multimedya gösterisi yapılmaktadır. Ayrıca Planetaryum bölümünde çeşitli tarihi ve günümüze ait astronomik teleskoplar bulunmaktadır.

Danimarka Aarhus

KADIN MÜZESİ-KVİNDEMUSEET-MESLEK MÜZESİ-BESAETTELSESMUSEET

1857 yılında burada bulunan belediye binası yıkılmış ve yerine yeni bir bina inşa edilmiştir. Katedral meydanındadır.
1941-1983 yılları arasında polis karakolu olarak kullanılan bina; ardından iki müze içerecek şekilde yeniden düzenlenmiştir. Sahip olduğu kültürel geçmişiyle dünyanın sayılı müzelerinden birisidir.
Müzenin kadın müzesi bölümünde: Danimarka içi ve küresel anlamda, kadın kültür tarihinin hikayesi anlatılmaktadır.
İkinci müzede yani Meslek Müzesinde ise: bodrum katındaki bu bölümde, II. Dünya savaşı sırasında, şehrin işgal döneminde yani 1940-1945 yılları arasındaki Alman İşgali sırasında, şehrin hikayesi anlatılmaktadır.

GÜMRÜK ODASI-TOLDKAMMERET

Şehir eski iç limanındadır. Burası 1897 yılında yapılmıştır ve şehrin en iyi binalarından birisidir. Yapı: Danimarkalı mimar Hack Kampman tarafından tasarlanmıştır.
Günümüzde ise restoran olarak kullanılmaktadır.

Danimarka Aarhus

EGA ENGSÖ

Burası 2006 yılında oluşturulmuş bir rekreasyon alanıdır. Aslında bu bölge, 1950’lerden itibaren tarım arazileri için kullanılan bir sulak alan olarak bilinmektedir. Yaklaşık 115 hektarlık bu rekreasyon alanında bulunan gölün derinliği 1.7 metredir. Ortalama derinlik ise 1 metredir. Ama yıl içinde yağışlara bağlı olarak derinlik değişebilmektedir. Burada göl kıyısında: aynı zamanda göl kuşları da bulunur. Hatta göl kuşlarının yaklaşık 200 farklı t ürünün bulunduğu söyleniyor.

Danimarka Aarhus

MARSELİSBORG DEER PARK

Bu park: 1932 yılında kurulmuştur. Günümüzde park alanında: büyük bir alageyik ve yaban domuzu nüfusu barınmaktadır. Ancak park alanı şehir sakinleri arasında da çok popülerdir ve zamanla birkaç kez genişletilmiştir. Günümüzde park alanı 22 hektar genişliktedir.
Ziyaretçiler park alanında, hayvanların arasında özgürce dolaşabilmektedirler ancak girişte parkta uyulması gereken kurallar, panolara yazılarak ziyaretçilere hatırlatılmaktadır.

Danimarka Aarhus

MİNDEPARKEN

Memorial park: genç ve yaşlı, herkesin dinlenme alanıdır. Park başlangıçta gurbetçiler için bir toplanma alanı olarak Kral Christian tarafından Temmuz 1925 tarihinde açılmıştır. Rold Skov de Rebild kutlamaları burada yapılmıştır. I. Dünya savaşı ardından, buraya bir anıt inşa edilmiştir. Anıt, heykeltıraş Axel Poulsen ve mimar Axel Ekberg tarafından yapılmıştır. Anıtta, büyük kabartmalar ve savaşta ölmüş 4140 askerin adının yazılı bulunduğu dairesel bir avlu ile çevrilidir.

Danimarka Aarhus

TİVOLİ TEMA PARKI

Marselisborg Orman merkezinde, yürüme mesafesindeki bu tema parkı: oyunlar, oyun alanları, lazer oyunları, restoranlar ve daha birçok aktiviteyi içirmektedir. Hem yetişkinler ve hem de çocuklar için birçok eğlence imkanı sunulmaktadır. Ayrıca: yine burada Danimarka rock ve pop gurupları müzik konserleri düzenlemektedirler.
Alandaki lunapark, 1958 yılında açılmıştır. 2012 yılında ise “Hermans” denilen kültür salonu hizmete girmiştir ve burada: büyük-küçük tiyatro gösterileri, konser ve revüler düzenlenmektedir. Seyirci kapasitesi: oturmuş 800 ve ilaveten ayakta 600 olmak üzere toplamda 1400 kişidir.