Erzurum Pasinler

Erzurum Pasinler

Erzurum Pasinler; Pasinler aynı zamanda Hasankale, her iki isimde kullanılıyor, tam bir tarih hazinesi yöreler, oldukça bol gezilecek yer var, aşağıda buralara yolunuz düşerse gezip görmenizi önerdiğim birçok yer var, ilçe merkezine uzaklık sırasına göre, siz buradaki zamanınız ölçüsünde ve ilginizi çekecek yerleri planlayıp gezebilirsiniz, yoksa burada oldukça fazla tarihi ve turistik yer var.

ULAŞIM

Pasinler, tarihi İpek yolu üzerindedir. Pasinler, Erzurum arası uzaklık: 40 km. Pasinler, Köprüköy arası uzaklık: 19 km.

Erzurum Pasinler

TARİHİ

MÖ 400 yıllarında Yukarı Aras boyları ve Erzurum Ovasında, Phasianlar denen bir boyun bulunduğu ve bunların demircilik işlerinde mahir oldukları söylenir. Yöre, 9’ncu yüzyılda Türkistan’dan gelen Oğuz Türkleri tarafında fethedilmiştir ve yöre Gürcülerin atılmasında bir üs olarak kullanılmıştır.

1048 yılında Pasinler ovasında yapılan savaşta: Selçuklu ordusu ve Gürcü güçleri karşı karşıya gelmiş, günümüzdeki Ogümü köyü yakınlarında yapılan savaşı Selçuklular kazanmıştır.

Yani, Anadolu’da Selçuklular ve Bizanslılar arasında yapılan ilk savaş Pasinler savaşıdır. (1048)

Anadolu’da hüküm süren İlhanlıların yıkılmasıyla, Erzurum ve çevresinde Moğol kökenli Sutaylılar ortaya çıkar. Sutaylılar’dan Hacı Togay oğlu Hasan: Erzurum ve çevresinde gücünü hissettirmek için Avnik, Zivin ve Mecingert kalelerine ilaveten Pasin ovasına hakim ve her korunaklı olan dağın eteğine bir kale inşa ettirmiştir. (1340)

Ayrıca, ilçenin hemen kuzeyinde bulunan dağa “Hasan Baba Dağı” ismi verilmiştir.

Evet, Hasan Kale, Timur kuşatması sırasında büyük tahribat görmüştür. Daha sonra Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan, bu kaleye büyük önem vermiştir. Hasan kaleyi tamir ettirmiş, bu yüzden de kaleye “Hasan Kale” isminin verildiği öne sürülmektedir.

Bölge, Osmanlı döneminde iki defa Rus işgaline uğramıştır. 1878 yılında imzalanan Berlin Antlaşması sonunda Ruslar, Hasankale’den çekilirler. Ardından, bu kere Ermeniler bölgede vahşet ve katliamlara başlar. Çarlık Rusyası’nın yıkılmasıyla Ruslar Hasankale’den çekilirler ve Ermeniler tekrar katliamlarına başlarlar. Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Türk ordusu, 13 Mart 1918 tarihinde Hasankale’yi işgalden kurtarır. Bu yüzden her yıl 13 Mart tarihi kurtuluş günü olarak kutlanır.

Pasinler bölgede “Hasankale” ismiyle de tanınır.

Erzurum Pasinler Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri

Bölgenin tarihinde söz ettiğimiz de Hasankaleli bir kişiden söz etmeden geçmek olmaz. Daha önce Siirt’te kaldığın sürede oldukça tanının bir kişi Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, aslen Hasankalelidir. (Hayatı ile ilgili ayrıntılar Siirt yazımda bulabilirsiniz.)

Erzurum Pasinler

GENEL

Pasinler ovası, Aras nehri tarafından şekillendirilir, Doğu Anadolu’nun kuzeyinde bulunur. Pasinler havzası sınırları içindeki yüksek sahalar, sadece dağlık alanlardan ibaret değildir. Yer yer dağlarla karıştırılan yüksek düzlükler vardır. Denizden yükseklik ortalama 1740 metredir. Erzurum il merkezine nazaran yazlar daha sıcak, kışlar ise daha soğuk geçer. Yani, karasal iklim hakimdir. Başlıca geçim kaynakları geniş ölçüde tahıl ekimi ve hayvancılıktır.

Erzurum Pasinler Aras Nehri

ARAS NEHRİ

Aras nehri, Hasankale’de oldukça önemli bir role sahiptir. Kaynağını Bingöl dağları ve Palandöken dağlarından alır. Pasin düzlüğünü ikiye ayırır, Köprüköy-Çobandede’de birleşir. Büyük kolu, bu düzlükte aynı adı taşır ve halk tarafından Pasin çayı olarak bilinir. Pasin çayı, kaynağını Kargapazarı dağları üzerindeki Yedigöller denen Ziyarettepe ve Kandiltepe’den alır. Kargapazarı dağlarından beslenerek gelen Aras mehri, Pasinler ovasında Çobandede köprüsünde Pasin çayı ile birleşir, Horasan bölgesine ulaşır. Daha sonra ülke sınırları dışına çıkarak Hazar denizine dökülür.

Aras hakkında antik dönem yazarlarından Herodotos, “Araxes” olarak ifade etmekte ve “ ….. Araxes, Matienlerin ülkesinden kaynar: suları kırk ağızdan dökülür…  Araxes’in yalnız bir ağzı engele çarpmadan Caspia Denizine dökülür.” Diğer bir antik dönem yazarı olan Strobon “ … söylendiğine göre Araxes Nehri birçok kollara ayrılarak memleketi sular altında bırakır: kollarından biri Carpia denizinden Hırkanya Denizine dökülür.” Demektedir.

 

NE YENİR

Pasinler yöresinde patates üretimi yaygındır ve üretilen patatesler oldukça lezzetlidir. Yemek derseniz, “şalgam dolması” önerebilirim. Ayrıca bulgurla yapılan “Gliko” da denemelisiniz.

 

PASİNLER MESLEK YÜKSEK OKULU

Erzurum Atatürk Üniversitesine bağlıdır. 1993 yılında kurulmuş, 1994 yılında eğitim ve öğretime başlamıştır.

 

HASANKALE KİLİ

Ülkemizde birçok yerde oldukça meşhur olan bu kil: Hasankale dağlarından ham olarak çıkartılıyor. Özellikle cilt ve saç bakımında etkili olduğu söyleniyor.

Erzurum Pasinler

GEZİLECEK YERLER

Erzurum Pasinler Kasım Bey Camisi-Ulu Cami

KASIM BEY CAMİSİ-ULU CAMİİ

İlçe merkezinde Cami-i Kebir Mahallesinde, bir külliye şeklinde inşa edilmiş olup külliyede: cami, medrese ve zaviye bulunmaktaydı.

Medrese günümüzde yoktur. Ulu Cami, özellikle ilk dönemler için şehirde “Cuma ve Bayram namazları” kılınan ibadethane olup, bu bakımdan caminin ve mahallenin dini, sosyal ve idari bakımdan da merkezi durumundadır. Cami: hafif meyilli bir yamaç üzerine inşa edilmiştir.

Erzurum Pasinler Kasım Bey Camisi-Ulu Cami

Caminin son cemaat yerinden içeri girilen kapısının üzerinde mermer yazıttaki kitabesine göre: yapılış tarihi 1554 yılıdır. Erzurum Beylerbeyi Ayas Paşa’nın kardeşi, Sancak Beyi Kasım Bey tarafından yaptırılmıştır. Son cemaat yerindeki diğer kitabeye göre ise, 1835 yılında onarım görmüştür. Duvarları moloz taşlı, çamur harçlı ve hatıllıdır. Dikdörtgen planlıdır. İbadet alanının üzeri dikey uzanan ahşap sütunların taşıdığı yatay kirişler üzerine oturan ahşap düz bir çatı ile örtülüdür. Dış kısımda ise saç malzeme ile örtülü basık piramidal şekildedir.

Minare, kuzey ve batı duvarının kesiştiği köşededir. Taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli ve  tek şerefelidir. Mihrap nişi bitkisel motiflerle bezenmiştir.

Erzurum Pasinler Kasım Bey Camisi-Ulu Cami

Ulu cami içinde: İbrahim Hakkı Hazretlerinin kişisel eşyalarının sergilendiği bir yer var, burayı ziyaret etmenizi öneririm. İbrahim Hakkı, burada doğmuş ancak Siirt’te uzun süre yaşamış ve orada vefat etmiştir, türbesi halen oradadır, ama ulu cami içinde de ona ait birkaç kişisel eşya sergileniyor.

 

EMİRŞEYH CAMİİ

İlçeye bağlı Emirşeyh Mahallesindedir.

Caminin yapım tarihi ve yaptıran kişiye ait kitabesi yoktur. Ancak 18’nci yüzyıla tarihlenir. Kare planlıdır. Hafif meyilli bir araziye yapılmıştır. Duvarları, köşeleri kesme taştan, çamur harçlı ve dört sıra hatıllıdır. Kesme taştan yapılmış yeni bir minaresi vardır. Batı cephede bulunan giriş kapısı üzerinde onarım kitabesi bulunur. Kitabeye göre: 1896 yılında Mustafa Baba ve Esat Efendi tarafından tamir ettirilmiştir. Bu girişin önüne sonradan son cemaat yeri yapılmıştır. İbadet alanında ki sekizgen formlu ahşap kubbe 4 tane ahşap direk üzerine oturur. Mihrabı taş malzemeli, sonradan eklenen minberi ise ahşaptır.

 

SİVASLI HATUN CAMİİ

İlçe merkezindedir.

Cami kitabesine göre 1389 yılında Sivaslı İbrahim Efendi tarafından yaptırılmıştır. Duvarları, köşeleri kesme olmak üzere diğer kısımlarında moloz taş kullanılmıştır. Caminin girişi kuzeyden ahşap bir kapı ile sağlanır. Girişin tam karşısında taş mihrap bulunur. İbadet alanının üst örtüsü ortada 4 ahşap direkle taşınan sekizgen ahşap tavandan oluşur. Caminin kuzeybatı köşesinde minare bulunur. Cami, 1912 yılında Hacı Mahmet Zade Bey tarafından onarılmıştır.

Erzurum Pasinler

İLÇE MERKEZİ DIŞINDA GEZİLECEK YERLER

Erzurum Pasinler Kalesi (Hasan Kalesi)

PASİNLER-HASANKALE

Pasinler ilçesi sınırları içinde bulunan Hasankale, ismini aldığı Hasanbaba Dağı’nın (2200 m) güney uzantıları üzerinde yer alır. Deniz seviyesinden 1740 m yüksektedir. 

Kalenin sitadel kısmı 350 x 150 m ölçülerinde, kuzey-güney doğrultusunda uzanan, güney kısmı sarp ve dik bir kayalık alan üzerinde kuruludur. 

Kayalığın güneyinde Aras Nehri’nin bir kolu olan Hasankale Çayı bulunur. 

Evet, Hasankale, Altıntepe’nin (Erzincan-Üzümlü) bulunduğu Karasu Havzasına ulaşan doğal yol güzergahı üzerindedir. Ayrıca, kale konum olarak güneyi boyunca uzanan Pasinler Ovasına hakimdir. 

Dolayısıyla kalenin stratejik bakımdan önemli bir konumda bulunması Ortaçağ’da yoğun iskan görmesine neden olmuştur.

Dönemin seyyahları eserlerinde kalenin o dönemdeki stratejik önemine dikkat çekerler. Jean-Baptiste Tavernier: 1631-1663 yılları arasında Ortadoğu’ya 6 seyahat yapar. Seyyah, İstanbul’dan İsfahan’a ulaşan ilk gezisinde Hasankale’de konaklar. Seyyah kervanların burada her deve yükü için ücret ödediğini belirtir. Evliya Çelebi ise, Hasankale’nin iç kalesinden aşağı bakmaya insanın korktuğunu ve kalenin dayanıklı taş yapıdan oluştuğunu yazar. Ayrıca çevresinin bin adım olduğunu belirtir. 

Ortaçağ’a ait yapılaşmanın izleri, kayalık üzerinde yoğun şekilde görülebilir. 

Kayalığın üzerinde harçlı ve harçsız sur duvarları, sur temel yatakları, sitadel kısmından aşağı yola kadar uzanan su tüneli, kaya mezarları ve kaya nişi bulunur. 

Ayrıca kalede taş blok üzerinde Menua dönemine tarihlenen taş blok üzerine yazılmış yazıt bulunmuştur. 

Günümüzde İstanbul Arkeoloji Müzesinde bulunan taş blok üzerindeki yazıtta Menua’nın burada bir  kale yaptırdığı yazılıdır. Muhtemelen yazıt Bağın steli örneğinde olduğu gibi başka bir yerden alınarak Ortaçağ dönemine tarihlenen duvar içerisinde kullanılmıştır. 

KALENİN KURULUŞU:

Arkeolojik kaynaklar ve buluntular, kalenin Urartu kralı Menua (MÖ 810-786) zamanında kurulduğunu doğrulamaktadır. Bu yazıtta: Kral Menua’nın bölgeye seferler düzenlediği Pasin ovasının zenginliğini ve stratejik konumunu kontrol altında tutabilmek için kale yaptırdığı anlaşılmaktadır. Bu durum Urartuların bölgeye yaptığı seferlerin gelip geçici bir yağma seferi olmadığını kanıtlar. 

 

Erzurum Pasinler Kalesi (Hasan Kalesi)

 

KALENİN TARİHİ/GEÇMİŞİ:

15’nci yüzyılda Akkoyunlu Hasan’ın adını alan Hasankale’nin Türklerle ilk tanışması, Büyük Selçuklularla Bizanslılar arasında 1048 yılında yapılan Hasankale savaşı ile gerçekleşir. Savaşı kazanan Selçuklu kuvvetlerinin komutanı İbrahim Yınal, daha sonra Erzurum şehrine doğru yürümüş ve şehri yakmış, adının “Kara Erzen” olarak tarihe geçmesine sebep olmuştur.

Bir diğer iddia: kalenin İlhanlı soyundan Emir Hacı Togay’ın oğlu Hasan Bey tarafından, 1336-1339 yılları arasında yaptırıldığıdır.

Evet kaleyi yaptıran ve yapım tarihi ile ilgili tüm iddialar, kalenin tarihi süreç içinde birçok defa yıkılarak yeniden inşa edildiğini göstermektedir.

Hasan Bey öldükten sonra buraya defnedilmiştir. Bu nedenle kale “Hasan Kale” ismini almıştır.

Bütün bu bilgiler, kalenin Urartu döneminde yapıldığını, tarih boyunca her dönemde yer yer tamir, tahkim ve eklentilerle kullanıldığını ve yerleşim gördüğünü göstermektedir. Çünkü gerek Karakoyunlular döneminde ve gerekse Timur’un kuşatması sırasında kale büyük tahribata uğramıştır.

Timur devletinin yıkılmasıyla Azarbeycan’da kurulan ve zamanla Doğu Anadolu’ya hakimiyeti altına alan Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan bu kaleye büyük önem vermiştir ve Osmanlı devletinin saldırılarına karşı kaleyi onartmıştır.

Buna dayanarak ünlü tarihçi Naima ise, kalenin Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan tarafından yaptırıldığını öne sürer.

Kale Osmanlılar tarafından ele geçirilince, Kanuni Sultan Süleyman tarafından 16’ncı yüzyılda tamir ettirilmiş ve bir cami ekletilmiştir. Sultan 4’ncü Murat, Revan seferine giderken burada konakladı, 1634 yılında kaleye bir köşk yaptırmıştır. Bu köşk veya daha doğrusu saray, günümüzde kalede bulunan bayrak direğinin bulunduğu yerde idi. Ancak gerek cami ve gerekse köşk günümüze ulaşmamıştır.

Erzurum Pasinler Kalesi (Hasan Kalesi)

 

KALENİN MİMARİSİ:

Doğal kayalıklarda kurulan kale, kayalıkların zayıf yerlerinden sur geçirmek suretiyle yapılmıştır. Kale: iç ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşur. 

Erzurum Pasinler Kalesi (Hasan Kalesi)

 

DIŞ KALE BÖLÜMÜ:

Dış kale ve kalıntıları büyük oranda tahrip olmuş ve günümüze ulaşmamıştır. 

Dış kalede, 2001 yılında yapılan kazılar sonucunda, Kral Menua (MÖ 810-786) dönemine ait bir yazıt ele geçirilmiştir. Ayrıca kalenin sur duvarları ortaya çıkarılarak, kale tarihi hakkında bilgiler gün ışığına çıkarılmaya çalışılmıştır. Bu çalışmalarda, Urartular’a ait olan duvar ortaya çıkarılmıştır.

 

SİTADEL KISMI:

Hasankale’nin sitadel kısmının Ururtu döneminde kayalığın ne kadarını kapladığı bilinmez.

Fakat harçsız sur duvarları ve kayalığın kuzeybatı kısmında anakaya üzerinde görülen sur temel izleri sitadelin Ortaçağ’da inşa edilen İç Kale surlarından daha geniş bir alana sahip olduğunu gösterir. 

Bu durum göz önüne alınarak, sitadelin yaklaşık 2 hektar olduğu söylenebilir. 

Sitadelin üzerinde Urartu dönemine tarihlenen harçsız duvarlar Ortaçağ surlarına paralel şekilde doğu-batı ekseninde uzanır. 

Yaklaşık 1.40 m kalınlığındaki duvarlar günümüzde 8 sıra yüksekliğinde izlenebilir. Kuzey kenarı 5.30 m, güney kenarı ise 6.40 m dir. Duvarın genişliği ise 4 m dir. 

Sur duvarları diğer Urartu yerleşimlerinde görüldüğü gibi, anakaya üzerine açılmış temeller üzerine oturtulmuştur. 

 

SU TÜNELİ:

Sitadelin güneybatı bölümünden başlayarak yola kadar inen su tüneli, erken dönem çalışmalarında basamaklı tünel olarak değerlendirilerek Urartu Krallığı ile ilişkilendirilir. 

Fakat tünel doğal kaya yarığının arasına harçlı duvar örülerek inşa edilmiştir. Tünelin dar olması ve basamaklı olmaması, tünelin atık suları taşıma amacıyla yapıldığını gösterir. Ayrıca tünelin harçsız duvarlarla inşa edilmesi tüneli Urartu sonrasına tarihlemektedir. 

 

KAYA MEZARI:

Hasankeyf’i yönetenlere ait kaya mezarı, kalenin sarp ve dik bölümünü oluşturan güneydoğu kesiminde bulunur.

Mezarda iyi işçilik örneği görülmektedir. 

Zeminden 20-25 m yükseklikte yer alan kaya mezarı, ana oda ve bu odanın batısına açılmış yan odadan oluşur. Kaya mezarına ulaşım, sadece sitadel bölümünden sağlanır. Kaya mezarının önünde, diğer kaya mezarı örneklerinde görülen küçük bir platform vardır. 

Mezar odasına 1.10 x 0.55 x 2.07 m ölçülerinde bir kapıdan girilir. Ana oda dikdörtgen planlıdır. Duvarlarında niş bulunmaz. Yan odaya ana odanın batı duvarında açılmış bir kapı ile geçilir. Tahribata uğradığı anlaşılan kapının boyutları 3.34 x 4.35 x 2.15 m boyutlarındadır. Oda kabaca kare planlıdır. Odanın tavanının tonozlu şekilde biçimlendirildiği görülür. 

 

KAYA NİŞİ:

Kaya mezarının yaklaşık 40-50 m batısında, 1-1.50 x 1.50 m ölçülerinde kaya nişi vardır. 

Tam olarak işlevi anlaşılamayan bu niş Palu, Kalaköy/Mazgirt Kalelerinde bulunan nişlerden daha derindir. Niş daha çok bir cephesi açık oda izlenimi verir. Yapılan araştırmalarda, kaya nişinin kaya mezarı ile aynı dönemde yapıldığı anlaşılmıştır. Ancak mezar olarak kullanılıp kullanılmadığı bilinmez. Ancak iyi bir işçiliğe sahiptir. 

 

SONUÇ:

Hasankale Palu kalesi gibi Ortaçağ’da yoğun şekilde iskan görür. Bu durumun Hasankale’de tapınak, saray, depo yapıları gibi mimari birimlerin yok olmasına neden olduğu söylenebilir. 

GÜNÜMÜZDEKİ KALINTILAR:

İç kalenin içinde çok sayıda mimari yapı temel izleri görülür. Kanuni Sultan Süleyman döneminde, kale tamir ve tahkim edilirken, kaleye bir cami eklenir. Ayrıca Sultan IV Murat döneminde Revan seferi sırasında kaleye bir köşk yaptırılmıştır. Ancak cami ve köşk, günümüze ulaşmamıştır. Kale, çok sarp kayalar üzerine inşa edildiğinden, eskiden binek hayvanlarıyla dahi çıkılması mümkün değilmiş. Ancak kale sonradan taş ocağı olarak kullanıldığından, batısındaki iç kale kapısına giden toprak bir yol yapılmıştır. 

 

Erzurum Pasinler Kalesi (Hasan Kalesi)

 

 

Erzurum Pasinler Büyük Kaplıca-Pasinler Kaplıcası

BÜYÜK KAPLICA-PASİNLER KAPLICASI

Yöredeki en eski kaplıcadır. İlçe merkezinde kalenin güneyinde, Hasankale çayının iki yanında, birbirine 50 metre uzaklıkta iki kaplıca bulunur. Bunlardan: güneyde bulunana “Büyük Çermik” ve kuzeyde bulunana “Küçük Çermik” denir.

Erzurum Pasinler Büyük Kaplıca-Pasinler Kaplıcası

Büyük Çermik

1565 yılında Dulkadiroğullarından Şah Bey tarafından yaptırılmıştır. Üstü 14.5 metre çapında bir kubbeyle örtülüdür. 1749 yılında onarım görmüş, bazı eklemeler yapılmıştır.

Küçük Çermik

Büyük Çermik kaplıcasının 50 metre kuzeyindedir. Hasankale çayının karşı kıyısındadır. Burada 1.5 metre derinlikte bir havuz bulunur. Buranın üzerine 8 metre çapında bir kubbe örter. Kaplıcadan: içme ve banyo kürleri olarak yararlanılır.

Erzurum Pasinler Büyük Kaplıca-Pasinler Kaplıcası

Faydaları

Kaplıca sularının içeriği: bikarbonatlı, klorürlü, sodyumlu, karbondioksitli ve kısmen de radyoaktif bileşimlidir. Sıcaklığı 39-45 derece arasındadır. Kaynaktan suyun çıkış hızı, saniyede 15 litredir. Kaplıca sularının iyi geldiği söylenen hastalıklar şunlardır: içilerek kullanıldığında: safra kesesi, karaciğer, mide ve bağırsak hastalıkları. Banyo olarak kullanıldığında: romatizma, sinir ve kas yorgunluğu, çeşitli sinirsel hastalıklar, eklem ve kireçlenme tedavisidir.

Bu kaplıca bölgesi gerek kaplıca ve gerekse termal hizmetleri ve otelcilik anlamında oldukça ilgi çekmektedir. Ayrıca kaplıcalar mevkiinde bulunan kamp alanı, çadır kurmaya ve doğa ile iç içe olmayı düşünenler için idealdir. Günübirlik gelenler için ise, yine kamp alanında kamelyalar ve çocuk oyun alanları vardır.

 

MADEN SUYU

İlçe merkezine 4 km uzaklıkta Serçeboğazı mevkiinde, maden suyu bulunmaktadır. Ayrıca ilçe merkezinde, tren garı bölgesinde yine maden suyu bulunuyor.

 

KÖR KANAL

İlçe merkezinin 10 km kuzeybatısında bulunan Büyükdere Köyünün güneyindedir.

Urartu döneminde, Pasin ovasının kuzeyindeki toprakları sulamak için yapılmıştır. Kuzey-güney yönünde uzanan kanal Büyükdere’den beslenerek, Serçeboğazı Köyünün batısından geçerek, Güney Aras Çayına birleşir. Kanal günümüzde halen varlığını sürdürmektedir. Kanal Vakıf Bendi ve Deniz Kanalı gibi Urartu kanallarının en kısasıdır.

Erzurum Pasinler Gülperi Hatun Kümbeti

GÜLPERİ HATUN KÜMBETİ

İlçe merkezine 10 km uzaklıkta, tarlalar içindedir.

Kitabesi yoktur. Kümbetin 14-15’nci yüzyıllarda yapıldığı tahmin edilmektedir. Kümbet sekizgen gövdelidir. Günümüzde harap bir halde ulaşmıştır.

 

TİMAR KALESİ

İlçe merkezinin 11 km batısında Timar Köyündedir.  

Timar Yaylasına giden yol kenarındadır. Kale 65 metre uzunluğunda, 33 metre genişliğindedir. Dikdörtgen planlıdır. Kale oldukça tahrip olmuş, günümüze herhangi bir su duvar kalıntısı kalmamıştır. Sur duvarlarının sadece temel kısımları günümüze ulaşmıştır. Kale içinde, yer yer 3 ya da 4 sıra yüksekliğinde korunan mimari temel izleri, günümüze ulaşmıştır. Kesin yapım tarihi bilinmemekle birlikte, mimari özellikleri ve seramik yapısı kalenin Demir Çağında yapılmış olabileceğini göstermektedir.

Erzurum Pasinler Tımar Köyü Katliam Anıtı

TIMAR KÖYÜ KATLİAM ANITI

İlçe merkezine bağlı 11 km uzaklıktaki Timar Köyündedir.

1918 yılında Erzurum yöresinin Kazım Karabekir komutasındaki Türk Ordusu tarafından ele geçirilmesinden sonra, geri çekilen Ermeniler, Tımar köyünde 350 kadın ve çocuğa karşı katliam yaparlar. Atatürk Üniversitesi öğretim üyelerinin gözetiminde 7 Temmuz 1993 tarihinde Tımar köyünde yapılan kazılarda: mermi kovanları, kırık kafatasları, sigara tablaları ve takı malzemeleri bulundu. Bu kazılar sonucunda burada 300 insanın iskeletine rastlandığı bildirildi.

Burada daha sonra bir anıt yapılmıştır.

CİN KALESİ

İlçe merkezinin 11 km kuzeydoğusunda bulunan Kurnuç köyünün 1 km kuzeyindedir.

Kale, andezit kayalardan oluşan bir zemin üzerine yapılmıştır. Kale yuvarlak planlıdır, güney bölümü diktir. Kalenin sur duvarlarının çoğu yıkılmış olduğu için kalenin planı hakkında net bilgi edinmek mümkün olmaz. Kalenin doğu eteklerinde konut temel kalıntıları görülür. Ayrıca: kalenin biraz daha aşağısında bulunan Büyükdere Vadisinde bol miktarda işlenmiş obsidiyen bulunmuştur. Ham obsidiyenlerin buraya getirilerek vadide işlendiği düşünülür. Yani burası obdidiyenlerin işlendiği bir tür atölye gibidir. Ayrıca kale çevresinde akan tatlı su kaynakları, bölgenin önemini arttırmaktadır.

Erzurum Pasinler Çöğender Köprüsü

ÇÖĞENDER KÖPRÜSÜ

İlçe merkezine 12 km uzaklıktaki Çöğender köyündedir.

Köprünün kitabesi yoktur. Köyün kurucusu Çöğender Baba tarafından 1400’lü yıllarda yaptırıldığı rivayet edilmektedir.

KUZUGÖL KALESİ

İlçe merkezinin 22 km batısındaki Küçüktüy Mahallesinin yaklaşık 1 km kuzeyinde Kuzugöl Tepe Mevkiindedir.

Kale dikdörtgen planlıdır. Kesin yapım tarihi bilinmemekle birlikte, mimari özellikleri ve seramik yapısı, kalenin Demir Çağında yapılmış olabileceğini göstermektedir. Düzgün olmayan polygonal  taşlardan yapılmış kalenin büyük bölümü tahrip olmuş durumdadır.

KARAKALE KALESİ

İlçe merkezinin 29 km kuzeybatısındaki Karakale köyündedir.

Kale surları kabaca işlenmiş, blok taşlardan meydana gelir. Kalın bir sur duvarı olan kalenin, 2 metrenin üzerinde sur duvarları ayakta kalarak günümüze ulaşmıştır. Dikdörtgen bir plana sahip olan kalenin girişi güneydoğudandır. Kalenin savunma yönünden daha zayıf olan kuzeydoğusu, üç bastiyonla güçlendirilmiştir. Mimarisi ve keramik verisi Demir Çağına tarihlenir.

 

MARİFET KALESİ

Pasinler ilçesinin 20 km güneydoğusunda bulunan Marifet Köyünün 700 m güneybatısındadır. 

Kale: kuzeydoğu-güneybatı doğrultusunda uzanan yaklaşık 60 m uzunluğunda 45 m genişliğinde kayalık bir alan üzerinde kuruludur. 20-30 m yüksekliğinde kalkerden oluşan kayalık alanın dört tarafı dik ve sarp bir şekilde sonlanır. 

Marifet kalesi: vadinin yaklaşık 300 m kuzeydoğusunda, vadiyi ve vadiden geçen yolu gören bir  konumda bulunur. Vadiden geçen yol, Erzurum bölgesiyle Bingöl-Muş bölgesini birbirine bağlayan önemli güzergahlardan biridir. Bu yol dar nehir vadisini takip eder. Yaklaşık 1800 m yükseltide bulunan kalenin çevresinde tarıma müsait düzlük alanlar bulunmaz. Kalenin çevresinde daha çok otlakların yer aldığı Aras Güney Dağlarının kuzey yükseltileri vardır. 

Kaleden günümüze ulaşanlar:

Kayalığın üzerinde günümüze ulaşanlar: sur temel yatakları, harçsız taş duvar sıraları ve çok adalı kaya mezarıdır. 

Kaleye ait olabilecek duvar veya surlara ait taşların neredeyse tamamı sökülmüş ve taşınmıştır. Kalenin üzerinde bulunduğu kalker kayalığın yumuşak dokusu nedeniyle oluşan tahribat, sur temel izlerinin büyük bölümünü silmiştir. Sadece kayalık alanın güney ucunda bazı sur temel izleri bulunur. Aynı kısımda Urartu dönemine ait olabilecek yarı işlenmiş taş sıraları birkaç sıra halinde görülebilir. 

Marifet kaya mezarı: kayalığın güneyinde Aras nehrine bakan kısımda bulunmaktadır. Mezar kuzey-güney doğrultusunda açılan bir oda ve bu odanın batısına açılmış diğer bir odadan oluşmaktadır. Mezar girişi, zeminden yaklaşık 3.5 m yüksekliktedir. Mezara zeminden yükselerek mezarın ana kapısına ulaşan basamaklarla ulaşılır. Bu basamakların çoğu tahrip olmuş olsa da bir kısmı günümüzde görülebilir. 

Mezarın dikdörtgen planlı ana kapısı 0.95 m genişliğinde, 0.60 m derinliğinde, 1.60 m yüksekliğindedir. Kapının iç üst bölümlerinde ve her iki yanında kilitleme aksamına ait olabilecek bazı izler bulunmaktadır. 

Mezarın birinci odasında, işçiliğin iyi olduğu anlaşılan odanın duvarlarının birleşim yerleri ve tavan köşeleri dik şekilde kesilmiştir. 1.85 m yüksekliğindeki odanın tavanı düzdür. Tavanın yan duvarlarla birleştiği yerde düz bir çizgi şeklinde devam eden  silmeler vardır. Bu silmeler zemine kadar uzanmaktadır. Benzer durum odanın dört duvarında da görülmektedir. Odanın doğu duvarında bir niş yer almaktadır. Muhtemelen bu niş daha sonraki dönemlerde açılmıştır. 

Marifet kalesi, yaklaşık 300 m güneyinde bulunan vadi ve vadiden geçen yolu gören bir yerdedir. Vadiden geçen yol Bingöl-Muş bölgesiyle, Erzurum bölgesini birbirine bağlamaktadır. Fakat bu güzergahın Urartu döneminde kullanılıp kullanılmadığı bilinmez. Çünkü Urartu krallığının kuzeye yaptığı seferlerde bu güzergahın daha doğusunda yer alan, Urartu stel ve yazıtlarının da bulunduğu Ağrı-Eleşkirt-Horasan güzergahını kullandığı anlaşılır. Marifet’in boyut olarak küçüklüğü, konum olarak çevresindeki düzlük alanların bulunmaması ve içerisinde kaya mezarı bulunması nedeniyle çevresindeki diğer Urartu merkezlerine benzer.

Erzurum tanıtımı ve gezilecek yerlerle ilgili yazım için.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.