İspanya ülkesinin en az ziyaret edilen yeri olan, Atlantik kıyısı “Costa de la Luz” (Işık sahili): Avrupa’nın en iyi korunmuş sahillerinden birisidir.
Sahilin uzunluğu: yaklaşık 200 km. dir. Dolayısı ile, Güney Avrupa’nın en uzun sahilidir.
İklim ise: bir Atlantik kıyı şeridinde beklenenden, daha yumuşaktır.
Costa Del Ruz: Cadiz ve Huelva bölgelerinin kıyılarından oluşur.
İspanya’nın en büyük limanlarından, Avrupa’nın en büyük kuş ve doğa koruma alanından, Roma harabelerinden, çeşitli sahil kasabalarından ve tüm İspanya’daki en saf plajlardan geçer.
Burası, İspanyollar tarafından popüler bir tatil alanı olarak tercih edilirken, son yıllarda özellikle Fransız ve Alman ziyaretçiler de bölgeyi yoğun olarak tercih etmektedirler.
Evet, özellikle Cadiz ve Huelva şehirlerinin kasabalarından oluşan bu bölge, tam bir turizm cenneti olarak kabul edilmektedir.
TARİHİ
Tarifa’nın birinci sınıf sörf sahilinin kuzeyindeki “Bolonia” Roma kalıntılarının da doğruladığı gibi, kaşifler, Atlantik İspanya’yı araştırmak amacıyla Herkül’ün sütunlarını MÖ.2’nci yüzyıl gibi erken bir tarihte turlamıştır.
Bolonia tüm imparatorlukta zengin sınıfın iştah açıcı olarak kullandığı baharatlı bir balık sosu olan garum ile ünlenmiştir.
Fenikeliler gibi ilk yerleşimciler Cadiz gibi yerlere, Zahara delos Atunes’teki balıkçı limanlarına ve komşusu Barbate’ye bağcılık kültürünü çoktan getirmiştir. Barbate’nin ünlü olmasının başka bir sebebi daha vardır. Yakınındaki Cabo de Trafalgar, Nelson emrindeki İngiliz filosunun Fransızlarla İspanyolları yendiği 1805 yılındaki çarpışmaya tanıklık etmiştir.
İspanya Costa del Luz
CADİZ KIYISI
Costa de Luz’un bu denli iyi saklanmış bir sır olmasının sebebi: Sevilla, Cadiz, Huelva ve başka yerlerden gelen tatilcilerin, Conil de La Frontera ve Chiciana de la Frontera gibi tatil yerlerini kendilerine saklamasıdır. Bu yerlerin her ikisi de büyük ölçüde kumsaldan ibaret olsa da, Conil’in fotojenik bir kent meydanı ve Tarifa’nın koruyucusu hayırlı Guzman efsanesiyle bağlantısı olan ortaçağdan kalma bir kulesi vardır.
Işık sahili: Cadiz’in kumlu lagünlerinin ardında kaybolur ve cafcaflı Rota ile Chipiona’nın altın kıyılarında yeniden ortaya çıkar. Ancak Sanlucar d e Barrameda’nın yakınlığı göz önüne alınırsa, konakları, manzanilla bodegas’ı ve güzel sahilleriyle bu havalı kasabaya da uğramalısınız.
İspanya Costa del Luz
HUELVA KIYISI
Huelva, sekiz Endülüs Eyaletinin en batıda bulunanıdır. Matalascanas’tan (Donana Ulusal Parkı’nın kuzey sınırında) Portekiz sınırına kadar uzanan kısa sahili, yalnızca bir ya da iki tatil yerinin olduğu (Mazagon, Puerta de Umbria ve Isla Cristina) kum tepeleriyle kaplı tenha plajlara sahiptir.
Huelva şehrinin kendisi pek dikkate değer olmasa da yakınında Kolomb döneminden kalma bölgeleri gezmek için elverişli bir merkez üssüdür.
İç kısımlardaki Huelva’da, özellikle de Sierra de Aracena’da ise cazip birkaç kırsal alan yer alır. Huelva’nın en meşhur kasabası El Rocio, Endülüs’ün ünlü kitle haccını konu alan Hamsin Yortusu da ziyaret edilmeye değerdir.
Resmi olarak İngiliz ve coğrafi olarak ise Endülüs’ün bir parçasıdır. Etnik açıdan ise, şimdiye kadar buradan geçmiş tüm ulusların ve ırkların bir karışımıdır. Yani, her anlamda bir aykırılık örneğidir. Bölge: 1704 yılından bu yana, İngiltere idaresindedir.
Batılılar buraya “Gıbraltar” demektedirler.
Şehirde, resmi dil İngilizcedir. Ancak çoğu şehirli, İngilizce ve İspanyolca bilirler.
Para derseniz: “pound” kullanılıyor. Ancak, şehirdeki bütün yerlerde, aynı zamanda “Euro” da kullanılıyor.
İklim denirse: burada sıcak yazlar ve ılıman kışlar yaşanır. Yani yıl boyunca sıcak bir hava egemendir. Ancak: yaz dönemi çok sıcak ve nemlidir. Şehir çevresinde, yılın 300 günü güneş görmek mümkündür. Mayıs ve Eylül ayları arasında, sıcaklıklar sürekli olarak 30 derecenin üzerindedir.
Yani, buraya gidecekler için, uygun mevsim koşullarını belirlemek şarttır.
Buraya yolunuz düşerse: taze deniz ürünleri ve renkli İspanyol yemeklerini tadabilirsiniz. Bunun dışında: Ispanak tortilla ve calettita ve panissa önerebilirim.
Şehirde alışveriş düşünürseniz: özellikle, Main Street caddesi üzerindeki “Cebelitarık Kristal Fabrikası” ürünlerinin satıldığı yeri ziyaret etmelisiniz. Dükkan ve mağazalar, genellikle günlük olarak saat 19.30’a kadar açıktır. Pazar günü ise, birçok yer kapalıdır.
Gece hayatı ise: şehirde çok sayıda gece kulübü bulunmaktadır. Ancak yine de canlı bir gece hayatı yoktur.
İspanya Cebelitarık
CEBELİTARIK BOĞAZI
Akdeniz ve Atlas Okyanusunu birleştiren, Avrupa ve Afrika kıtalarını birbirinden ayıran boğazdır. Antik çağda: burası “Herkül’ün Sütunları” olarak bilinirdi. Boğaz adını ise: “Tarık Bin Ziyat” isimli Emevi komutandan almıştır. Boğaz 60 km. uzunluğunda, 44 km. genişliğindedir. En derin yeri: 425 metredir.
Boğazın yüzeyinde: doğudan batıya giden kuvvetli bir akıntı bulunur. Derinlerde ise daha zayıf bir akıntı, Akdeniz’den Atlas Okyanusu yönünde ilerler.
İspanya Cebelitarık
TARİHİ
Tarım bin Ziyad: boğazın güvenliğini sağlamak için, burada boğazın kuzeyinde bir kale yaptırmıştır. Cebelitarık: 1462 yılında Araplardan-İspanyollara geçmiş, 1502 yılında resmen İspanya topraklarına katılmıştır.
24 Temmuz 1704 yılında ise, İngiltere-Hollanda deniz kuvvetleri tarafından el konuluştur. 1713 tarihinde “Utrecht Anlaşması” ile, İspanya kaleyi İngiltere’ye iade etmeyi kabul etmiştir.
İngiltere, günümüzde o anlaşmayı yorumladığında, buranın sonsuza dek kendisine ait olduğunu iddia etmektedir.
1963 yılında, General Franco; sınırın kapatılması, telefon bağlantılarının koparılması ve Cebelitarık’ın geri kazanılması için Birleşmiş Milletler aracılığı ile çeşitli mücadelelerde bulunmuşsa da, 1975 yılında Franco’nun ölümü ve İspanya’nın demokrasiye dönüşünden beri, Londra ve Madrid arasında, bu konudaki ilişkilerde muazzam bir iyileşme görülmektedir. Ancak, bu ilişkilerde, Cebelitarık hep bir sorun olarak ayrı bir yer işgal etmiştir.
İspanya Cebelitarık
TURİZM
Celebitarık kasabasında: Casemates Meydanından, Katedralin ötesine kadar uzanan merkezdeki ana cadde üzerinde : duty-free mağazaları, fast-food restoranları ve İngiliz tarzı birahaneler bulunmaktadır. Bunları gördüğünüzde, Cebelitarık Kasabasının yalnızca bir alışveriş merkezi olduğunu düşünebilirsiniz.
Ancak, yine de şehrin arka sokakları, tarih kokmaktadır.
İspanya Cebelitarıkİspanya Cebelitarık
ROCK-KAYA
Şehir kayanın batı tarafından yoğunlaşmıştır. Kaya: Cebelitarık bölgesinin en ilgi çekici yeridir. Kayanın uzunluğu 5 km ve en yüksek noktası, deniz seviyesinden 426 metredir.
Eğer yokuş yukarı çıkmayı tercih etmezseniz, teleferiğe binmelisiniz. İnerken yürüyebilirsiniz. Aşağıya yürürken, zikzak çizerek inen yollardan, şehre geri dönebilirsiniz. Kaya üzerindeki teleferik hattı (Ape Den Teleferik) : 1966 yılında yapılmıştır. Teleferik yolculuğu: maymunlar adasında durur.
Tepeye çıktığınızda ise, buradaki restoranda oturabilir ve gerek Cebelitarık şehrini ve gerekse Cebelitarık limanı ve hava bulutsuz ise Afrika kıyılarını, Fas kıyılarını izleyebilirsiniz.
Kaya’nın büyük bölümü: yöreye özgü bitkileri korumak amacıyla, doğu koruma alanı olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
Kaya: aynı zamanda, 18’nci yüzyılda İngilizlerin bölgeye getirdiği bir kuyruksuz maymun türü olan: “Barbary maymunları” yani Berberi şebeğinin de yuvasıdır. Bu meraklı yaratıklar, kameranızı, çantanızı elinizden kapabilirler. Hatta, kendilerini tehdit altında hissederlerse saldırgan bile olabilirler. Aranızdaki mesafeyi korumanızı öneririm.
Kayanın içinde: 50 civarında tünel kazılmıştır. Yani: kaya, bir anlamda mağara ve tünellerle delik-deşik edilmiştir. Onun kireçtaşı tabanı, Cebelitarık bölgesini doğa tutkunları için popüler bir hedef haline getirmiştir.
İngiliz ordusu tarafından 1779-1783 yılları arasında kazılan: “Siege Tunnels” yani “Büyük Abluka Tüneli” gibi tünellerden bazıları halkın ziyaretine açıktır. Gezmenizi öneririm.
ST MİCHAEL MAĞARASI
St Michael mağarası: deniz seviyesinden 300 metre yüksekliktedir. Onun muhteşem sarkıt ve dikitleri, Romalılar döneminden bu yana bilinmektedir. Kaya üzerindeki “Leonara mağarası” ve aşağıdaki “St Michael mağarası” gibi mağaralar birbiriyle bağlantılıdır. Günümüzde: bu mağara, konserler için kullanılıyor.
1782 yılında: Kaya, elle oyularak: üst galeriler oluşturulmuştur. 1779-1783 yılları arasındaki büyük kuşatmada: buralara toplar yerleştirilmiştir.
CONVENT
Main Street sonundaki manastır: 1728 yılından bu yana: valinin ikametgahı olarak kullanılmaktadır. Burada: muhafızların günlük nöbet değişimi töreni ilgi çekmektedir. Yapı: 16’ncı yüzyılda bir manastır olarak yapılmış ancak daha sonra konut olarak kullanılmaya başlanmıştır. Manastır ile ilgili bir söylenti var, duyduğum bu söylentiyi size de aktarmak istiyorum: “Manastırda “Grey Lady” denilen bir rahibe hayaleti bulunduğu” söylenmektedir.
TRAFALGAR MEZARLIĞI
Southport Gate bölgesindedir. Burada: Trecheros deniz savaşlarında ölenler gömülüdür. Karmaşık ve bakımlı mezar taşları, 1789 yılından kalmadır.
CEBELİTARIK MÜZESİ
Şehir içindeki ana caddenin yarısına geldiğinizde, sağ bölümdeki cadde üzerine yönelirseniz Aziz Meryem Katedralini geçince, Cebelitarık Müzesine ulaşabilirsiniz.
Müzede sergilenen az sayıdaki ancak etkileyici dini eserler, geçmişte Magribilerin, İber yarımadasını ele geçirmesi dönemlerinden: son yüzyıllardaki denizcilik kalıntılarına kadar uzanmaktadır. Özellikle kaya mağaralarında yapılan kazılarda ortaya çıkarılan kalıntılar da burada sergileniyor. Avrupa kıtasında, ilk “Neandertal kafatası” 1848 yılında bulunmuş ve burada sergilenmektedir.
Giriş ücretlidir.
GIBRALTAR ABDULAZİZ CAMİSİ
Cami, 1997 yılında, Suudi Arabistan kralı Fahd bin Abdulaziz tarafından yaptırılmıştır. Gayri Müslim bir ülkede bulunan en büyük cami olduğu söylenmektedir. Cami: “Avrupa noktası” denilen yerde, yani kıtanın en güney ucunda bulunmaktadır.
DERİN DENİZ BALIKÇILIĞI VE YUNUS BALIKLARINI İZLEME
Cebelitarık bölgesinde: dünyanın en iyisi olarak kabul edilen derin deniz balıkçılığı yapılmaktadır. Kefal, çipura ve kılıç balığı avlamak üzere, yarım ve tam günlük balıkçılık gezileri düzenlenmektedir. Turistler için bu gezileri yapan tekne şirketlerini merkezde bulabilirsiniz.
Balık avcılığı ile ilgisi olmayanlar için de, Cebelitarık şehrinde düzenlenen “Whale Watching” yani “Yunus ve balinaları gözlemleme” turları düzenleniyor. Çünkü: körfez, yunus ve balinalara ev sahipliği yapmaktadır.
PLAJLAR
Cebelitarık şehrinde harika plajlar bulunuyor. Adanın doğu tarafında “Eastern Beach” ve “Catalan Bay” bulunmaktadır. Ayrıca: çakıllı bir plaj olan “Little Bay” ve batı kıyısındaki “Camp Bay” da düşünülebilir. “Pier” balıkçılık tesislerinde ise: parasaling ve su kayağı, dalış yapılabilir.
MARİNA QUAY VE QUEENSWAY QUAY
Bu iki modern marina, cazip restoranlarında lezzetli deniz ürünleri sunmaktadırlar. Şehri ziyaret ederseniz, buraya uğramayı ihmal etmeyin.
Güney Avrupa’nın en uç noktasına sıkışmış bir ortaçağ kasabasıdır. “Punta de Tarifa” olarak bilinir. Kasaba, Sevilla şehrinin yaklaşık 200 km. kuzeyindedir.
Buranın en büyük özelliği: yerel rüzgarlar ve gel-git faaliyetleridir. Özellikle, bu gel-git ilginizi çekebilir, sabah saatlerinde boş olan sahillerin, akşam üstü belirli saatlerde deniz suları ile dolduğunu görmek şaşırtıcıdır.
Kasaba: ortaçağdan kalma surları ve cadde düzeniyle turistlerin ilgisini çekmektedir. Özellikle: Kuzey Afrika’ya giden ve oradan gelen sırt çantalı gezginler, buraya mutlaka uğramaktadırlar. Ancak, günümüzde, burada, yalnızca tarihi nostaljik ortam değil, aynı zamanda: yeni dönem ticarethaneler ve yeni nesil plaj çılgınlıkları ortaya çıkmaktadır.
Hatta: kasabanın bir parti kasabası olduğu da iddia edilir. Bu durum, en çok, kasaba merkezindeki “Calle Sancho IV” çevresindeki barlarda hissedilmektedir. La Casa Amarilla ve La Sacrista gibi, bölgenin en iyi otelleri de, bu bölgede bulunmaktadır.
Tarifa bölgesinde: dünyaca bilinen “Afrika Film Festivali” düzenlenmektedir.
Kasaba, ismini: MS.711 yılında, Cebelitarık kuşatması öncesi buraları keşfetmek üzere Avrupa kıtasına bir çıkartma harekatı yapan “Tarif İbn Malik” ten almıştır. Roma döneminde ise, burası “Transducta” olarak bilinmektedir. Roma kalıntıları, günümüzde kasaba merkezi yakınlarında bulunmaktadır.
1292 yılında, bölge Granada krallığı tarafından ele geçirilmiştir. 1810 yılında ise, bu kez, Fransız askerleri kasabayı kuşatırlar.
Bölgede: Okyanus ve Akdeniz iklimi görülmekte olup, buna bağlı olarak: yazları sıcak ve kışları ılık geçer. Yağmur, yalnızca kış aylarında yağar. Okyanusun sıcaklık etkisi yüksektir. Yazlar, güney İspanya’nın diğer bölgelerine nazaran daha sıcak geçer.
İspanya Tarifa
ALIŞVERİŞ
Kasabanın eski şehir bölümünde, “Salı” ünleri kurulan, güzel bir “Eski Kapalı Pazar” bulunuyor. Buradaki tezgahlarda: seramik, fındık ve kurutulmuş meyve ve bazı etkileyici taze balıklar satışa sunulmaktadır. Dış alanda ise, modern bir Pazar yeri bulunuyor ve burada: meyve-sebze satılıyor.
İspanya Tarifaİspanya Tarifaİspanya Tarifa
WİNDSURF-KİTESURF
Tarifa sahillerinde bulunan plajlarda: yıl boyunca, azimli sörfçüleri görebilirsiniz. “Valdevaqueros” kum tepeciklerinin bulunduğu yer, en iyi sörf alanıdır. Olağanüstü kumsallarda, sörf olanaklarının uygun ortamı, kulaktan kulağa dağılarak, bütün dünyada, buranın en iyi üçüncü sörf alanı unvanını almasını sağlamıştır.
Ama, ben şahsen “İzmir-Çeşme-Alaçatı” bölgesinin en az burası kadar güzel olduğuna eminim, ama malum tanıtım önemli.
Kitesurf: bir motorun arkasından çekilen ve paraşüt benzeri bir obje ile yapılan etkinliktir.
Bu güçlü rüzgarların bulunması, burada birçok “rüzgar türbini” de bulunmasına neden olmaktadır ki, bunları bolca görebilirsiniz.
İspanya Tarifa
KUŞLARI İZLEMEK
Tarifa: göçmen kuşları izlemek için ünlü bir yerdir. Özellikle: ilkbahar ve sonbahar dönemlerinde leylekler izlenir. Bunlar: Cebelitarık boğazından sonra Tarifa üzerinden geçerler.
BALİNALARI-YUNUSLARI İZLEMEK
Tarifa kasabasında: sörf mağazalarının yanı sıra, balina ve yunus balıklarını izlemek için turlar düzenleyen, çok sayıda ticari merkez bulunmaktadır. Eğer bu turlara katılmak isterseniz “Whale Watch” veya “Aventura Marina” gibi kar amacı gütmeyen kuruluşları tercih etmenizi öneririm. Yunus ve balinalar, 14 kilometre genişliğindeki boğazlar üzerinde yapılacak tur ile izlenebilmektedir.
İspanya Tarifa
GEZİLECEK YERLER
İspanya Tarifa
CASTİLLO DE GUZMAN EL BUENO
Kasabanın surlarının bazı kısımları, halen İspanyol denizcilik makamları tarafından kullanılmaktadır ve ziyaretçilere kapalıdır.
Ancak: Tarifa’nın en etkileyici yapısı olan “Castillo de Guzman” önemli ölçüde yenilenmiş ve halkın ziyaretine açılmıştır.
Guzman yapısı: Roma döneminden kalma bir kalenin üzerine, 10’ncu yüzyılda inşa edilen “Magribi Alcazar”ının üzerine, 11’nci yüzyılda yapılmış bir kaledir. Yani, 960 yılında halifenin emriyle, Abd-Rahman III tarafından, liman yakınında yaptırılmıştır.
Kale: 1296 yılında, Magribilerin, Tarifa’yı kuşatması sırasında önem kazanmıştır. Kalenin ismi: kalenin savunmasını üstlenen “Alonso Perez Guzman” dan gelmektedir. Kalenin kumandanı olan Guzman: kaleyi teslim etmek yerine, işgalciler tarafından esir alınan oğlunu feda etmeyi tercih etmesiyle tanınır.
Oğlu esir olarak kulenin alt kısmında iken, Guzman “Endülüs ya da oğlunu öldürecektir”. Düşünmeden, bıçağını eline alır ve oğlunun kalbine atar. Evet, bu bir söylenti.
Burayı ziyaret ederseniz: Tarifa kasabası üzerinden, 360 derecelik bir panaromik görüntü ile Cebelitarık boğazına kadar olan bölgeyi gözlemleyebilirsiniz.
PUERTA DE JEREZ
Tarifa kasabasının “Old Town” bölümünün an girişinde, ortaçağ duvarlarındaki üç kapıdan, günümüze kadar ayakta kalabilen tek kapıdır. Kapı, ilginç mimarisiyle önem kazanmaktadır. Kapının üstündeki yazıda, Tarifa şehri hakkında “Çok sadık ve kahraman şehir. Sancho IV. El Bravo. 21 Eylül 1292” yazılıdır.
İGLESİA DE SAN FRANCİSCO
Bu kilise: eski şehrin batı kıyısında “Plaza del Angel” bölgesindedir ve 16’ncı yüzyılda yapılmıştır. Ancak, 18’nci yüzyılın sonlarında yenilenmiştir. Kilisenin içinde: İsa’nın 15’nci yüzyıla ait bir heykeli olan “Cristo del Esconsuelo” bulunmaktadır.
İGLESİA DE SAN MATEO
Moscardo ve Copons caddelerinin kesişim noktasındadır. Kilisenin inşasına, 15’nci yüzyılda başlanmış, ancak 18’nci yüzyılda tamamlanabilmiştir. Barok tarzdaki yıkık-dökük dış görünüşü, içerideki şaşırtıcı modernliği gizlemektedir.
Kilisenin kapısı her zaman açıktır.
EL CAMİNO DE LA İSLA DE LAS PALOMAS
Akdeniz ve Atlas Okyanusunu ayıran adaya giden: 16.3 km lik bir yoldur. Burası: boğazı ve Afrika’yı birbirinden ayırır. Sörfçüleri izlemek ve deniz havası teneffüs etmek isterseniz, burayı ziyaret etmelisiniz. Buradaki: “Castillo Santa Catalina” isimli küçük kale, 1929 yılında inşa edilmiştir.
BOLONİA BAELO CLAUDİA
Burası kasaba merkezine 20 km. uzaklıktadır. Burada: Roma döneminden kalma tapınaklar, hamamlar, evler ve bir tiyatro kalıntısı bulunuyor.
Ayrıca, yuvarlak güzel bir plaj var. Buradan, Atlantik okyanusu ve Afrika kıtasının muhteşem manzarasını izleyebilirsiniz.
İspanya Tarifa
ŞEHİRDEKİ ÖNEMLİ SURF PLAJLARI
Playa de Los Lances
Burası, yörenin en ünlü sörf plajıdır. Geniş ve beyaz kumluk alan, aynı zamanda, Avrupa’nın en iyi “uçurtma” alanıdır. Dünyanın ise, en ünlü üçüncü güzellikteki sörf plajıdır.
Plajın uzunluğu 10 km. dir. Şehrin kuzeyindedir. Plaj bölümünün hemen arkasında çam ağaçlarının bulunduğu “Doğal Alan” bulunmaktadır.
Playa de Valdevaqueros
Burası: küçük bir lagün bölümünün kuzey ucundaki kumlar arkasındadır. Birçok dünya sörf şampiyonası burada yapılmıştır.
La Caleta
Genellikle sadece şehrin doğusundaki turistler tarafından tercih edilmektedir.
Playa Chica
Yerel halk tarafından çok kullanılan, popüler bir aile plajıdır. Şehrin batısındaki buraya “Muelle de Rivera” ismi verilir.
İspanya Tarifa
ZAHARA DE LOS ATUNES
Burası, Atlantik okyanusu kıyılarında, Tarifa merkezinin 30 km. kuzeyinde küçük bir balıkçı köyüdür. Burası: ilginç bir atmosfere sahip, rüzgarlı bir yerdir. Sessiz bir gün arayanlar için idealdir. Bozulmamış beyaz kumlu plajları, 20 km. boyunca devam eder. Yani, bozulmadan kalmış bir yer.