Çorum Mecitözü

Çorum Mecitözü

Çorum Mecitözü, Çorum arası uzaklık: 37 km. Mecitözü, Merzifon arası uzaklık 24 km. Mecitözü, Amasya arası uzaklık 22 km. Mecitözü, Göynücek arası uzaklık 28 km. Mecitözü, Ortaköy arası uzaklık 36 km

TARİHİ

İlçenin tarihi hakkında, ünlü tarihçi Abdi Zade Hüseyin Hüsemeddin tarafından verilen bilgiler ışığında: “Merkezi, Avkat köyü civarında, iki tepenin düz olan sırtlarında yerleşmiş olan Mecitözü kasabası, Avkatlı oğlu Hacı Ali Ağanın adına nisbet Hacı Köyü diye anılmaktadır”

Kasabanın yeri: Danişmentliler zamanında, Anadolu Beldesi kadısı Abdülmecid-i Herevin’in malikanesi olduğundan, 1136 yılında buranın “Mecitözü” olarak meşhur olduğu bilinmektedir.

1728 yılından itibaren, Avukatlı zade el Hacı Ali Ağa, bu köyde oturarak büyük bir nüfus ve itibar kazanmıştır. Bu zat: burada bir cami, bir hamam, bir mektup ve kendisine ait büyük bir konak yaptırmış, daha sonra torunu da caminin önüne bir medrese inşa ettirmiştir. Böylece köy, kasaba haline gelmiştir.

1874 yılında kasaba, kaza haline gelir ve 1894 yılında buraya rüştiye mektebi açılır. Ayrıca ilçe bu tarihlerde tabur merkezidir. İlk Tabur Komutanı olan Binbaşı Karslı Ahmet Şükrü Bey: bir hamam ve kıraathane açtırmıştır. Kaymakam İskilipli İsmail Kemal Bey ise, 1894 yılında bir hükümet konağı ve saat kulesi yaptırmıştır.

Uzun yıllar Amasya sancağına bağlı olan kaza, 1916 yılında Çorum sancağına bağlanmıştır.

Çorum Mecitözü

 

GENEL

İlçe merkezi: kuzeyinde Avkat dağları, güneyinde Çıkrık dağları ve Kırklar dağı ile çevrili açık bir ova yamacında kurulmuştur. Deniz seviyesinden yükseklik 750 metredir.

GEZİLECEK YERLER

Çorum Mecitözü Saat Kulesi

 

SAAT KULESİ

1899 yılında Kaymakam İskilipli Kemal Bey tarafından yaptırılmıştır. Ancak günümüzde görülen saat kulesi, daha yeni bir yapıdır. Eski saat kulesi yıkılmıştır.

 

Çorum Mecitözü Eski Askerlik Şubesi Binası ve Yeni Kent Müzesi

 

MECİTÖZÜ ESKİ ASKERLİK ŞUBESİ BİNASI VE YENİ KENT MÜZESİ

İlçe merkezindeki yapı, Geç Osmanlı dönemine tarihlenir ve Sultan II Abdülhamid döneminde 1886 İlkokul olarak inşa edilmiştir. 1894 yılında Mekteb-i Rüştiye (Ortaokul) dönüştürülmüş, daha sonra ise Tabur Merkezi olarak kullanılmıştır. Yapı, bir dönem lise binası olarak da kullanılmıştır.

Çorum Mecitözü Eski Askerlik Şubesi Binası ve Yeni Kent Müzesi

Yeni Mecitözü Lise binası yapılınca terk edilmiştir. Yapı: dikdörtgen planlıdır. Bodrum kat üzerine iki katlıdır. Yapı malzemesi olarak, dış cephede bazı yerlerde kesme t aş, diğer kısımlarda moloz taş, iç kısımlarda ise ahşap malzeme kullanılmıştır. Yapıya giriş, batı cephesinde taş basamaklı kapıdandır. İkinci katta: giriş genişliğinde çift sütunlu ve demir parmaklıklı balkon bulunur. Ayrıca doğu cephede, ikinci bir giriş daha vardır.

Çorum Mecitözü Eski Askerlik Şubesi Binası ve Yeni Kent Müzesi

Mecitözü lisesi bahçesinde metruk halde duran yapı, restore edilerek “Kültür Evi ve Kent Müzesi” olarak kullanılabilir duruma getirilmiştir. İçeride: Geleneksel Kültür Sanatları Alanı, Yöresel El Sanatları Alanı, Kent Görsel Arşive ve Kent Hafıza Merkezi, Müzik Eğitim Alanı ve Seminer odaları tahsis edilmiştir.

 

TARİHİ ÖZEL İDARE BİNASI

İlçe merkezinde Tutluk Mahallesindedir. Güney zemin dolgu toprak, kuzeyde bodrum kat bulunur. İki katlı ahşap ev vasıflıdır. Kare planlıdır. Binaya giriş, kuzey ve batı cephelerdeki, iki kanatlı ahşap kapılardan sağlanır. Alt katta: işyeri açmak için tadilat yapılmış ve orijinal mimari bozulmuştur. İkinci katta: kuzey ve batı cephelerde, birer balkon bulunur. Balkonların üzerindeki alınlıklarda, alçı ile yapılmış bitkisel motifler görülür. Balkonların yanlarında odalar vardır. Bina saçakları profilli saçak tipindedir. Çatı alaturka kiremitle örtülüdür.

Çorum Mecitözü Eski Hükümet Binası

 

ESKİ HÜKÜMET BİNASI

İlçe merkezinde, Cami Kebir Mahallesi, Hükümet caddesindedir. Yapı: Geç Osmanlı dönemine tarihlenir. İskilipli İsmail Kemal (Alpsar) Bey’in, Mecitözü Kaymakamlığı sırasında 1897-1902 yılları arasında köy ve kasaba halkının katkılarıyla yapılmıştır. Yapı: kareye yakın planlıdır. Su basman üzerine iki katlı, kuzey ve güney cepheleri çıkmalı olarak inşa edilmiştir.

Malzeme olarak: taş, tuğla ve ahşap kullanılmıştır. Kuzey ve güney cephelerinde, iki girişlidir. Giriş kısımlarında iki sütunlu sahanlık bulunur. Yapının salon ve bazı oda tavanları, ahşap ve ortası göbekli olup, orijinal durumunu korumaktadır. Oda kapılarında ise, basit geometrik bezemeler ve içi bitkisel bezemeli rozetler görülür.

Çorum Mecitözü Eski Hükümet Binası

Aslına uygun restore edilmiş olup halen Kaymakamlık binası olarak kullanılmaktadır.

Çorum Mecitözü Elvan Çelebi Külliyesi

 

ELVAN ÇELEBİ KÜLLİYESİ

Önce Elvan Çelebi ve Bizans dönemi şehri Eukhaita hakkında biraz bilgi vermek istiyorum, çünkü: Elvan Çelebi zaviyesinden önce burada Bizans döneminde oldukça tanınan bir Aziz olan Theodoros’un kutsal kalıntıları bulunuyormuş.

Elvan Çelebi, hayatının büyük bir kısmını kendi adıyla anılan köyde inşa ettirdiği zaviyede geçirmiştir. Babasının Mısır’a gidişinden (1326) hemen sonra gelmiş ve bir daha hiç ayrılmamıştır. Köy Bizans döneminde oldukça tanınmış bir şehir olan Eukhaita’nın çok yakınındadır. Bu durum, külliyedeki yapıların inşasında kullanılan devşirme taşlardan da anlaşılmaktadır. Bizans dönemi başlarından itibaren Eukhaita, çok önemli bir Hıristiyan ziyaret yeridir.

Azizlerden Theodoros, 4’ncü yüzyıl başlarında öldükten bir süre sonra, rivayete göre Eusebia adında bir kadın onun kutsal kalıntılarını buraya getirmiş ve kısa zamanda burada kerametler gösterildiğine inanılmıştır. Bu ziyaret yeri yanında, 5’nci yüzyıldan itibaren kurulan manastır, buranın idaresine sahip olarak köyü bir şehre dönüştürmüş, şehir önce Amasya’ya bağlı piskoposluk ve daha sonra başlı başına başpiskoposluk olmuştur.

Theodoros ziyaretgahı ve manastırı, İmparator I. Ioannes Çimiskes (969-976) tarafından yıktırılarak, yerine yeni bir tesis yaptırılmıştır. Ioannes 972 yılında, Bulgarlar’a karşı Silistre’de yaptığı savaştaki başarılarının Hagios Georgios ile Aziz Theodoros’un yardımlarıyla gerçekleştiğine inanıyordu.

Daha sonra Georgios ile Theodoros’un efsaneleri birleşmiş ve bölge Türkleştikten sonra 1318 yılında Euthaita Bizans dini teşkilatından silinmiş ve 1398 yılında Türk topraklarına katılmıştır. Ardından zamanla bazı değişiklikler yapılarak Theodoros makamı Elvan Çelebi Zaviyesinin türbesi haline getirilmiştir.

Evet, Elvan Çelebi, geldiği bu köye cami, zaviye, türbe ve hamam yaptırmıştır.

Evet gelelim külliyeye: İlçe merkezine bağlı Elvan Çelebi beldesindedir. Kasabanın girişindeki düzlüktedir. Geniş bir bahçe içindeki külliyede: cami, zaviye ve hamam vardır. Caminin girişi üzerinde bulunan yazıta göre: 1281-1283 yılları arasında, Aşık Paşanın oğlu Elvan Çelebi tarafından yaptırılmıştır.

Kare planlı alanın üstü, kubbeyle örtülü olan caminin dışında zaviye ve türbe, bitişik yapı özelliğinde yerleştirilmiştir. Yapımında kesme taş, tuğla ve devşirme malzeme kullanılmıştır.

Çorum Mecitözü Elvan Çelebi Zaviyesi

 

Elvan Çelebi Zaviyesi

Elvan Çelebi Zaviyesi, günümüzde köyün camisi olarak kullanılıyor. Bina, geniş bir avlu içindedir. Tuğla ve taş karışımı malzeme ile yapılmıştır. Ahşap çatının üstü kiremit kaplıdır. Gerek esas binada ve gerekse avlu duvarlarında, eski döneme ait devşirme malzeme bolca kullanılmıştır. Aynalı tonozla örtülü bir giriş mekanından sonra, biri daha uzun, üç eyvan ortadaki şadırvanlı mekana açılır.

Bunların üzerinde, dışarıdan görülmeyen kubbeler vardır. Ortadaki şadırvan, sanat değerine sahip değildir. Küçük bir kapıdan mescit bölümüne girilir. Burası kare planlıdır. Ahşap tavan süslemesi, ahşap mahfel ve galerisi bütünüyle barok üslubu izleri taşır. Mihraptaki kalem işleri, mahfeldekilerden daha güzel değildir, yani daha sonra yapıldığı düşünülür. Günümüzde mihrap beyaz yağlı boya ile boyalıdır.

Çorum Mecitözü Elvan Çelebi Türbesi

 

Elvan Çelebi Türbesi

Giriş holünün solunda türbe vardır. Günümüzde burası boştur.

Giriş holünün sağında ise: zaviye binasına bitişik, çarprazlama dört beşik tonozla örtülü, dört koldan ve ortadan kubbeli bir mekandan meydana gelen ek bina vardır. Bina, erken Hırıstiyanlık dönemi mimarisini anımsatır, ancak bu binanın görevi anlaşılamamıştır.

Yukarıda belirttiğim gibi, eğer zaviye, eski Theodoros ziyaretgahının üstüne yerleştirilmişse, bu binanın azizin kutsal kalıntılarını muhafaza için yapılmış bir “martyirion” olması ihtimali yüksektir. Yani bu binanın zaviye ile bir ilgili yoktur. Giriş holü ile zaviyenin girişi arasında, dikdörtgen şeklindeki bir mekan kapatılarak buraya Elvan Çelebiye ait olduğu söylenen sanduka konulmuştur. Yapının cami kısmındaki kitabede, 1282-1283, türbe üzerindeki kitabede ise 1307 tarihi yazılıdır.

Elvan Çelebi Külliyesi Hamamı

Cami ve türbenin daha gerisinde, mahalle arasındadır. Ancak, halk bunu da Elvan Çelebi külliyesinin bir parçası olarak kabul eder. Günümüzde oldukça kötü durumda ve yıkık bulunan hamamın soğukluk bölümü ile kısmen ılıklık bölümleri belirlenmektedir. Sıcaklık ve külhan kısımlarının varlığı, yıkılan izlerine göre belirleniyor. Soğukluk bölümü kare planlı olup, tromplarla geçilen kubbe ile örtülüdür.

Çorum Mecitözü Figani Beke Kaplıcası

 

FİGANİ BEKE KAPLICASI

İlçe merkezinin 16 km doğusunda, Figani köyünün 6 km doğusunda bulunan Beke kaplıcasının tarihi Roma dönemine dayanmaktadır. Kaplıcanın vücut ısısındaki suyu oldukça boldur. Kaplıca alanında değişik üç noktadan çıkan sıcak suların toplamı saniyede 3.5 litredir ve sıcaklık 24-37 derece arasında değişmektedir. Suda bulunan ve ön plana çıkan mineral flor dur. Su küçük bir havuzdan kaynayıp oradan büyük havuza aktarılmaktadır.

Bu orta havuzda bulunan kitabeler nedeniyle kaplıca Geç Roma ve Erken Bizans dönemlerine tarihlenir. Yapılan ilaveler ve onarımlar sonucunda orijinalliği bozulmuş olsa da yöredeki tek tarihi kaplıcadır. Kaplıcada bugün kullanılmayan ikinci havuz, Roma devri mimari özelliklerine sahiptir. Örgü tekniğiyle, horasan harçlı pişmiş tuğla örgülü kubbesi, sütun, sütun başlığı ve kaideleri ilgi çeker.

Bu kaplıcanın: idrar sökücü etkisiyle vücuttaki metabolizma artıklarının idrar yoluyla atılmasında ve asit ortamında oluşan taşların düşürülmesinde faydalı olduğu bilinmektedir. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tespitlerine göre, kaplıca suyunun yararlı geldiği hastalıklar şunlardır: eklem hastalıkları, kronik bel ağrısı, miyozit, tendinit, fibromiyalji sendromu, miyofasial ağrı sendromu gibi yumuşak doku hastalıkları, ortopedik operasyonlar sonrası ve uzun süreli hareketsiz kalma gibi durumlarda mobilizasyon ve rehabilitasyon çalışmalarında destekleyici ve tamamlayıcı tedavi unsuru olarak kullanılabilir.

Kaplıca suyu yaklaşık 4 kilometrelik borularla tesis yapılmak üzere Çorum-Amasya karayolu kenarına kadar taşınmıştır. Burada bir turizm tesisi yapılması düşünülmektedir.

Merzifon tanıtımı.

Göynücek tanıtımı.

Amasya tanıtımı.

Çorum tanıtımı.

Malatya Akçadağ

Malatya Akçadağ

Tarihsel değerler açısından oldukça zengindir. Malatya ilçeleri arasında, devletin en çok yatırım yaptığı yer olarak öne çıkar. Çünkü: Erhaç Hava alanı ve Sultansuyu Üretim Çiftliği burada.

Malatya Akçadağ

ULAŞIM

İlçe, Malatya’yı: İç Anadolu bölgesine bağlayan, Malatya-Kayseri-Ankara kara yolu üzerindedir.

Akçadağ-Malatya arası uzaklık: 38 km. Akçadağ-Darende arası uzaklık: 70 km. Akçadağ-Yazıhan arası uzaklık: 63 km. Akçadağ-Kale arası uzaklık: 80 km.

TARİHİ

İlçenin Osmanlı dönemindeki adı: Arga.

Arga kelimesi: Luvi kökenli bir kelimedir. Yukarı, yüksek, sınır, ışıldayan, parıldayan, ışıltı anlamına gelir.

Hititlerin: MÖ. 1750-1100 tarihleri arasında, yaşadığı göz önüne alındında, Arganın ortalama olarak: MÖ. 1500’lerde kurulduğu düşünülmektedir.

Aradaki tarihi süreçte, yörede birçok medeniyet egemenlik sürdürmüştür. Malazgirt zaferinden sonra ise, Anadolu’da hızla Türkmen nüfusu iskan edilmeye başlanmıştır. 1074 yılında, yöre, Danişmentoğlu Beyliği topraklarına katılır. Haçlı seferleri zamanında ise, yöre bunlardan etkilenir. 1105 yılında: Anadolu Selçukluları, bölgeyi fethederler.

1283 yılında, bölgede şiddetli bir deprem olur. 1894 yılında, yörede yine büyük bir deprem olur. 1956 yılında ise, Akçadağ çarşısında büyük bir yangın çıkar ve çoğu ahşap ve kerpiçten yapılmış binalar ve dükkanlar yanar. Bunun üzerinde, Belediye tarafından, tek katlı dükkanlar yapılır. Bu dükkanlar, bugünde kullanılmaktadır.

Malatya Akçadağ

GENEL

İlçe, dağlık ve ovalık bir alanda kurulmuştur. Güneydoğu Torosların kollarından: Akçadağ ve Karadağ, önemli yükseltiler olarak öne çıkmaktadır.

İlçede, karasal iklim hakimdir. Buna bağlı olarak yazları aşırı sıcak, kışları ise aşırı soğuk olur.

Yöre insanının ekonomisi: tarıma dayanmaktadır. Yörede yetiştirilen ürünlerin başında ise, kayısı gelir. En lezzetli, şeker oranı en yüksek kayısılar, burada yetiştirilmektedir. Çünkü: Malatya’da  düzenlenen kayısı festivalinde, Akçadağ kayısıları daima birinci seçilmektedir.

Yörede, kayısıdan sonraki en meşhur ürün ise: armut. Akçadağ armudu: bol sulu, çok lezzetli ve kendisine has kokusu olan bir üründür. Özellikle, dağ köylerinde yetiştirilir ve büyük şehirlere pazarlanır. Ancak, erken bozulması, kötü yanıdır. Bu yüzden beklemeye ve saklamaya uygun değildir.

NE SATIN ALINIR

Akçadağ bölgesinden, her türlü kayısı ürünü satın alabilirsiniz. Bu ürünler, gerek kendiniz ve gerekse yakınlarınız için, gayet güzel hediyelik paketlerde satışa sunuluyor.

Malatya Akçadağ

GEZİLECEK YERLER

ARGA TEPESİ

İlçe merkezindedir. Höyük: günümüzde, üzerindeki yapılaşma nedeni ile bozulmuştur. Höyükte yapılan araştırmalarda: Eski Tunç çağı ve Hitit dönemine ait kalıntılar görülmüştür.

Höyükte: herhangi bir resmi arkeolojik kazı yapılmamıştır. Ancak, biraz önce de söylediğim gibi, günümüzde, höyük üzerinde ve çevresindeki yapılaşma nedeniyle, görüntü ve oluşumu bozulmuştur.

Malatya Akçadağ Ferik Kalesi

FERİK KALESİ

Düvencik köyü yakınlarındadır. MÖ. 1200 yıllarında Hititlerden tarafından savunma amaçlı olarak yapılmıştır. Kale arazisinde, resmi arkeolojik kazı çalışmaları yapılmamıştır. Kale yapısının girişi belirlidir, ancak çıkışı bilinmemektedir. Çıkışının, Tohma çayı civarında bulunabileceği düşünülmektedir.

Malatya Akçadağ Levent Vadisi-Bağköy Kaya Kabartmaları

LEVENT VADİSİ. BAĞKÖY KAYA KABARTMALARI

Levent bucağındadır. Vadi boyunca, çeşitli jeolojik olaylar sonucu oluşan farklı büyüklükte mağaralar var. Bu mağaralarda, Geç Hitit döneminde kaldığı düşünülen kaya kabartmaları var. Vadi boyunca, yürüyüş yapılabiliyor. Ayrıca: izcilik ve gençlik kampları da kurulabiliyor.

Malatya Akçadağ Sultansuyu Üretme Çiftliği

SULTANSUYU ÜRETME ÇİFTLİĞİ

Burada, yarış atları üretilmektedir. Hara ile Sultansuyu Barajı çevresinde, piknik ve dinlenme alanları var. Osmanlılar zamanından yani 1849 yılından günümüze ulaşmıştır. Özellikle: kuruluş yıllarından sonra, Erzincan’da bulunan 4’ncü Ordu’nun zahire ve hayvan ihtiyacı buradan karşılanmıştır.

1919 yılında bir tay deposu olarak kurulan ve at yetiştirilmeye başlanan yöre, daha sonra çeşitli askeri birlikler için, sığınak olarak kullanılmıştır. 1929 yılında, Sultansuyu Harası olarak yeniden planlanan yörede, düzenli yatırımlar yapılarak, günümüzde: modern bir üretim çiftliği halene getirilmiştir.

Malatya Akçadağ Sultansuyu Üretme Çiftliği

Harada: anaç, kısrak tavlası, erkek taylar tavlası, dişi taylar tavlası, değirmen, fırın, memur evleri, ilkokul ve birçok yardımcı unsur yapı bulunmaktadır. Kuruluşundan sonraki dönemde, en iyi yarış atlarının temin edildiği stratejik bir merkez haline gelmiştir. Buradaki atlar, yarış atı olmak üzere, açık arttırmalarda, yüksek fiyatlarla satılmaktadır.

Darende tanıtımı.

Yazıhan tanıtımı.

Kale tanıtımı.

 

Malatya Arapkir

Malatya Arapkir denilince, akla hemen üzüm gelir. Arapkir yazdım ama, birçok yerde de “Arapgir” olarak geçiyor. Arapkir ilçesine uğradım ve bir gün kaldım.

ULAŞIM

İlçe, il merkezi olan Malatya’ya: 114 km. uzaklıktadır. Arapkir-Sivas/Divriği arasındaki uzaklık: 75 km.  Arapkir-Elazığ/Keban arasındaki uzaklık: 45 km.

TARİHİ

İlçenin eski ismi: Daskuza. Yerleşim yerinin: MÖ.1200 yıllarında kurulduğu ve ilk yerleşimcilerin ise: Muşkiler olduğu sanılıyor. Yani, günümüzdeki Osmanpaşa Mahallesi.

Bölgede, daha sonra takip eden süreçte ise: Hititler, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Anadolu Selçukluları, Anadolu Beylikleri ve Osmanlılar egemenlik kurmuşlardır.

1178 yılında, Selçuklular ile birlikte, Türkler yörede egemenliği ele geçirirler. 1514 yılındaki Çaldıran Savaşından sonra ise, Osmanlılar bölgeyi fethederler.

Arapkir: 1924 yılında, Malatya iline bağlı bir ilçe olur.

Bir zamanlar, çok sayıda Ermeni yaşayan bu şirin ilçemizde, hala tek-tük Ermeni’ye rastlamak mümkün.

Malatya Arapkir

GENEL

İlçe, Doğu Anadolu bölgesinin, Yukarı Fırat bölümündedir. İlçe merkezinin rakımı: 1170 metredir. En yüksek yer ise, 2020 metre ile, Göldağı.

İlçe, dünyanın başka herhangi bir yerinde yetişmeyen: Siyah köhnü ve Aşık Beyazı isimli üzümleriyle ünlüdür. Her yıl, ilçede Eylül ayında “Bağbozumu” şenlikleri yapılmaktadır. Bunun dışında, bitki örtüsü: genel olarak bozkır.

Yörede, tipik karasal iklim hakimdir. Buna göre: yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise soğuk ve yoğun kar yağışlı geçer. Ancak, Keban Baraj gölünün etkisiyle, yörenin ikliminde, yakın geçmişten sonra, yumuşama görülmektedir. Özellikle, güneydeki bölümlerde, kar yağışı çok daha azdır.

KÖHNÜ ÜZÜMÜ

Sofralık ve şaraplık olarak üretilen üzüm: bölgeye has bir üzüm cinsi olarak biliniyor. Üzümler: önceki yıllarda, yük hayvanlarının sırtında, günümüzde ise motorlu araçlar ile, yöreye özgü, derin ve uzun sandıklarla taşınıyor. Bu tür üzümün: raf ömrü uzundur. Uygun ortamlarda: kış boyunca bekletilebilir. Ayrıca: uygun ortamlarda kurutularak kullanılır veya pekmez, pestil ve sirke yapılabilir.

NE YENİR

İlçede, yemenizi önerebileceğim yöresel tatlar: çarşı ekmeği ve kebap. Ancak, kebap deyince, karşınıza farklı bir şeyin servis edileceğini unutmayın. Dolmalık biberi, ipe geçirip, fırında pişiriyorlar. Onun adı: kebap. Ama, unutmayın buranın biberi, yani dolmalık biberi muhteşem güzel ve lezzetli.

NE SATIN ALINIR

İlginizi çekerse, buraya has bir hediyelik veya hatıra olarak: tahta-çivili ayakkabı satın alabilirsiniz. Günümüzde çok azalan, yöresel el emeği bu ürünleri mutlaka satın almalısınız.

Bunun dışında: Köhnü üzümü mamulleri, kara dut, kuru kayısı, pestil, pekmez ve bulgur satın alabilirsiniz.

Malatya Arapkir

GEZİLECEK YERLER

Malatya Arapkir Ulu Cami ve Hankah

ULU CAMİ VE HANKAH

Eski Arapkir bölgesinde: kayalık bir alandadır. Karşısında baktığınızda çok bir şey ifade etmiyor. Ama: muhteşem bir taş işçilik ve mükemmel pandantifler ve kemerler var.

Kitabesi yoktur. Ancak: 14.yüzyılda, İlhanlılar döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. Yani: Arapkir Osmanlılara geçmeden önce yapılmış.

Yapının en gösterişli yanı: kuzey yönünde bulunan ana giriş kapısıdır. İşlemeli mihrabı da muhteşem. Taş işlemeciliği, buralarda üst düzeylere çıkmış. Süslemelerde: abartısız bitkisel ve geometrik şekiller var.

Yapı: yığma tekniğiyle, kesme taştan yapılmış olup, yörenin en gösterişli yapılarından biri olarak öne çıkmakta ve ziyaretçi çekmektedir. Caminin minaresi yok.

Cami yapısının hemen yanında: Karabaş-ı Veli Zaviyesi var. Bu iki bölümlü Hankah: mescit ve çilehaneden oluşuyor. Hankah’ın üst odaları, ulu caminin, görkemli taç kapısına bakıyor.

ARAPKİR KALESİ

Eski şehir bölgesinde, hakim bir noktada bulunan yapıdan, günümüze sadece birkaç burç ve duvar kısmı kalmıştır. Kale yapısı, özellikle içme suyuna ait kanal şebekesiyle ilgi çekiyor. Surlar: taş ve kireç harcı ile yapılmıştır. Kale bölgesinde, günümüze kadar herhangi bir resmi arkeolojik kazı çalışması yapılmamış.

Malatya Arapkir Meydan Köprüsü

MEYDAN KÖPRÜSÜ

Kozluk çayı üzerindedir. İlçe merkezinde, Osman Paşa mahallesindedir. Köprünün: tarihi ipek yolu üzerinde bulunması önemli. Yapı: iki kemerlidir. Kesme taştan yapılmıştır. Hemen yanında, Sultan Murat köprüsü var. Her iki köprüde, günümüzde kullanılmaktadır.

CAFER PAŞA CAMİSİ

Eski Arapkir bölgesinde, Osman Paşa Mahallesindedir. Yapı: 14.yüzyılda, Şeyh Masan tarafından yaptırılmış, İlhanlı dönemi eseridir. Kitabesine göre: 1693 yılında, Cafer Paşa tarafından tamir ettirilmiştir. Kare planlı yapı, tek kubbeli, tek minarelidir. Osmanlı  döneminde, gezgin dervişlerin barınma sorunlarını çözen çift işlevli camilerdendir. Minaresi: kare kaide üzerine, sekizgen papuçlu ve on iki köşesi olan bir gövdeden oluşur. Şerefesinin altında: üç sıra halinde mukarnaslar var. Halen ibadete açıktır.

MİR-İ LİVA AHMET PAŞA CAMİSİ

İlçe merkezinde: İsaoğlu Mahallesindedir. Osmanlı dönemi yapısı olan bu cami: 18.yüzyılda, Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Cami: kubbesizdir. Dikdörtgen planlı ve tamamen kesme taştan yapılmıştır. Minaresi: batı köşede ve taştan yapılmış olarak dikkat çekmektedir.

MOLLA EYÜP CAMİSİ

İlçe merkezinde, Osman Paşa mahallesindedir. Ispanakcı Mustafa Paşa kütüphanesi olarak da bilinir. Ancak, bugünkü görünümü, bir kütüphaneden ziyade, mescide benziyor. Yapıya, giriş kuzeydendir. Kesme taş ve moloz taş kullanılarak yapılan yapının üzeri kubbelidir. Günümüze, çok harap olarak gelmiştir.

Malatya Arapkir Gümrükçü Osman Paşa Camisi ve Hamamı

GÜMRÜKÇÜ OSMAN PAŞA CAMİSİ VE HAMAMI

Eski Arapkir bölgesinde, Arapkir çayı kıyısındadır. Kitabesine göre: 1787 yılında, Osmanlı paşalarından, Gümrükçü Osman Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yapı: kesme taştan yapılmış olup, tek minarelidir. Son cemaat yeri ahşaptır. İyi bir restorasyondan geçirilen camide, çok değerli bir kuran-ı kerim bulunmakta iken ceylan derisine yazılmış, el yazmalı kuran-ı kerim, yakın zaman öncesinde çalınmıştır.

ÇOBANOĞLU KONAĞI

Osmanlı Paşalarından, Cevat Şakir Paşa’nın konağıdır. Giriş katı ile birlikte, 3 katlıdır. Duvarları taş malzeme ile örülmüş olup, aralara ahşap hatıllar atılmıştır.

Malatya Arapkir Millet Hanı

MİLLET HANI

İlçe merkezi, Köseoğlu Mahallesindedir. Mirtiva Ahmet Bey camisinin tam karşısında bulunuyor.

Malatya Arapkir Millet Hanı

Han: 1889 yılında, kilise vakfı tarafından inşa edilmiştir. Yapıldığı dönemlerde, burası, canlı bir ticaret merkeziymiş. Zaman içinde gerileyen ticaret ile birlikte, burası da terk edilmiş. Yani, bir zamanlar, burada üretilen her çeşit mal, dışarıya gönderiliyormuş. Günümüzde, han, restorasyona tabi tutulmuş.

ONAR KÖYÜ

İlçe merkezine 15 km. uzaklıktaki bu köy, özgün dokusunu kaybetmemiş olması ile ilgi çekiyor. Köy; sağlam ve kayalık bir zemin üzerine kurulmuştur. 600 yıllık bir “Cem evi” ne sahiptir. Köyün güneyinde: asırlık dut ağaçları ve Roma döneminden kalma kaya mezarları var. Köyde: şarapçılık yapılıyor.

Malatya Arapkir Ermeni Kilisesi

ERMENİ KİLİSESİ

Kilisenin adı: Apostalik kilisesidir. Arapkir ilçesinde, bir zamanlar, 11 bin civarında Ermeni yaşıyormuş. Bunlar: yörede 4 din kurumu ve 7 okul kurmuşlar. Bunlar: yörede, şarapçılık, iplikçilik ve ateşli silahlar yapıyorlarmış. Günümüzde: Arapkir ilçesinde, sadece 10 civarında Ermeni yaşıyormuş.

Divriği tanıtımı.

Keban tanıtımı.

Malatya tanıtımı.